Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Irak'a
müdahale
istemi
• ANKARA (UBA) —
Sosyaldemokrat Halkçı
Parti Diyarbakır
Milletvekili Fuat Atalay,
Irakh Kürtlerin sonınlarına
çözüm için önerilen tampon
bölgenin gerçek bir çözüm
olmayacağını belirterek,
BM'nin askeri müdahalede
bulunmasım istedi. Atalay,
"Kuveyt'in petrolüne karşı
gösterilen duyarhhk neden
milyonlarca insana karşı
gösterilmiyor" dedi.
Liderler tatilde
• ANKARA (UBA) —
Bayram tatili dolayısıyla
DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel dışındaki
liderler Ankara dışına
çıkacak. Başbakan Yıldınm
Akbulut ise tatilde
tngiltere'de olacak. SHP
Genel Başkanı Erdal Inönü,
bayramı Korel Göymen'in
Bozburun'daki tatil
köyünde geçirirken, DSP
Genel Başkanı Bülent
Ecevit ile Refah Partisi
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan da tstanbul'da
olacaklar. DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel
ise Ankara'da kalarak,
bayıam süresince Güniz
sokaktaki evinde partilileri
kabul edecek. Bu arada,
pek çok bakan da bayram
tatilini Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın yanında,
Antalya'da geçirmeye
hazırlanıyor. Devlet
bakanları Kâmran Inan,
Güneş Taner ve Kültür
Bakanı Namık Kemal
Zeybek ise yurtdışına
gidecek.
Akbulut'un
köpeğinden
3. saldın
• ANKARA (UBA) —
Başbakan Yıldınm
Akbulut'un Kangal köpeği
"Nazh" yine olay çıkardı.
Daha önce Devlet Bakanı
Güneş Taner ile bir fngiliz
diplomatın fıno köpeklerine
saldıran dişi kangal, dün
15.00 sıralannda 12
yaşlanndaki bir çocuk
tarafından gezdirilen kurt
köpeğine saldırdı. Görgü
tanıklarının ifadelerine
göre, boğuşma sırasında
kurtköpeği başından ağır
yaralandı. Kurt köpeğini
Akbulut'un Kangalırun
elinden, olay sırasında
caddeden geçen bir belediye
otobüsünün şoförü, demir
çubukla vurarak alabildi.
DMP'ye icra
geldi
• ANKARA (AA) —
Demokrat Merkez Parti'nin
Ankara'da bulunan genel
merkezine dün icra geldi.
DMP Genel Başkan
Yardımcısı Sıtkı Aydmel ve
DMP Merkez Karar
Yönetim Kurulu üyesi
Yavuz Uysal, olayın bir
siyasi komplo olduğunu
ileri sürdüler.
DYP'den iftar
yemeği
• İç Politika Servisi —
DYP İstanbul il örgütü
bugün 3 bin kişilik büyük
bir iftar yemeği verecek. İl
Başkanı Orhan Keçeli,
Vatan Caddesi Lunapark
tesislerinde verilecek iftar
yemeğine, Genel Başkan
Süleyman Demirel'in de
katılacağını, Demirel'in Irak
sınır bölgelerinde yapacağı
inceleme gezisinden sonra
İstanbul'da olacağını
bildirdi.
Boykot sona
erdi
• tstanbul Haber Servisi
— Türkiye öğrenci Gençlik
Dernekleri Federasyonu
(TÖDEF) tarafmdan ilan
edilen 3 günlük boykot
sona erdi. Boykot süresince
vize sınavlan olan
fakültelerde sınavlar normaJ
yapılırken diğer fakültelerde
oğrencilerin büyük
çoğunluğu okula gelmedi.
TÖDEF öğrencilerin okula
gelmeyiş nedenini "boykota
katılun" olarak
değerlendirirken, birçok
öğrencinin olay çıkar
endisesiyle okula gelmediği,
ya da bayram tatiline
gittikleri saptandı.
Yeniyasa, terörsuçlarına ağır cezalargetiriyor
Teröreyenî tanımANKARA (Cumhurivet Bürosu) —
Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından
onaylanarak dün yürürlüğe giren Terör-
le Mücadele Yasası ile "terör suçlulan"
na olağanüstü yargılama ve katlanmış
ceza hükümleri getirildi. Yasada yapılan
"terör" ve "terör suçlusu" tanımlannın
yoruma açık olması eleştirüere neden
olurken basına da ağır para ve hapis ce-
zalan öngörüldü. TCK'dan kaldırılan
140, 141, 142 ve 163. maddeler yeniden
kaleme ahnarak şiddet unsuru koşulu ile
birlikte Terör Yasası'na taşınırken 141 ve
142. maddelerde yer alan bölücülük ey-
lemlerinde ise şiddet unsuru koşulu aran-
maksızın ceza verilmesi ilkesi benimsen-
di.
Kamuoyunda tepkilere yol açan yasa
ANAP'ın şarth tahliye hükümlerini de
buna eklemesi üzerine Meclis'ten kolay
geçti. Muhalefet önceki gün sabaha ka-
dar süren görüşmelerde terörle mücadele
için getirilen hükümlerin hukuk devleti
ilkeleriyle bağdaşmadığını savunmasına
karşın şartla tahliye konusunda
"engeUeyid" konumuna düşmemek için
karşı çıkmadı.
Yasanm ittifakla geçen tek hükmü,
Kürtçe yasağına ilişkin 2932 sayılı yasa-
nm yürürlükten kaldırılması oldu. Tüm
partiler, bu yasanın kaldırılması için
önerge verirken ANAP'ın önergesine
SHP milletvekillerinin de katıldıkları
gözlendi. Oylamada da bu önergelerin
tümü tek bir metin halinde okunup oy-
lamaya sunuldu, tüm milletvekilleri de
kabul yönünde oy kullandılar.
Yasa ile teröre ilk kez bir tanım geti-
rildi. Bu tanımda yer alan, "Ekonomik
düzeni degişnrmek", "Devletin ülkesiy-
le mUletiyle bölünmez bütünlüğünü
bozmak" ve "Devletin otoritesini zaaf a
uğratmak" gibi cümleler yoruma açık
ifadeler olarak nitelendi. Aynca terör
suçlusu tanımında yer alan ve herhangi
bir suç işlemeseler bile bu amaç doğrul-
tusunda bir araya gelenlerin ya da bu ör-
güte üye olmayanların bu örgüt adına
suç işleyenlerin de terör suçlusu sayüma-
ları da yine yoruma açık ve uygulama-
da keyfilikler yaratacak hükümler ola-
rak değerlendirildi.
Terör suçu ya da terör amaçlı suçları
işleyenlerin, DGM'lerde yargılanmaları
ve TCK'da bu suçlar için öngörülen ce-
• Terör örgütlerinin propagandasını
yapanlar, 3-5 yıl hapis, 50-100 milyon lira
ağir para cezasma çarptınlacak. Aynı ce-
za terör suçlularına yardım edenlere de
uygulanırken suçun basın yoluyla işlen-
mesi halinde ceza, mevkutenin bir önceki
ay ortalama satış miktarının yüzde 90'ı
oramnda olacak ve 50 milyon liradan az
olamayacak.
• Devletin bölünmezliği aleyhinde
propaganda yapanlar 2-5 yıl ağır hapis,
50-100 milyon lira ağır para cezasma
çarptınlacak. Basın yoluyla bu suçün iş-
lenmesi halinde 100 milyon liradan az ol-
mamak üzere para cezası getirilecek.
Terörle Mücadele Yasası ile daha önce TCK'da yer alan 140,
141,142 ve 163. maddeler kakurıldı, ancak değiştirilerek yeni
yasaya kondu. Bu maddelerin yeni şeklinde cezalar, 'şiddet
unsuru' koşulu ile 'iki'ye katlandı. Basına da propaganda
gerekçesiyle ağır para ve hapis cezalan getirildi.
zaların yarı oramnda arttınlarak uygu-
lanmasını öngören yasa, şu düzenleme-
Ieri içeriyor:
• Hürriyeti bağlayıcı cezalarda sınır
ağır hapiste 36, hapiste 25 ve hafif ha-
piste 10 yıl olarak belirlendi.
• Terörle mücadelede görev alanların
kimliklerini açıklayanlar ya da yayanlar
5-10 milyon lira ağır para cezasma çarp-
tınlacak. Terör örgütlerinin açıklamala-
rını ya da muhbirlerin kimliklerini ba-
sıp, yayımlayanlar da aynı cezaya çarp-
tırılacak. Bu suçun basın yoluyla işlen-
mesi halinde ise verilecek ceza bir önce-
ki ay satış ortalamasmm yüzde 90'ı mik-
tannda olacak, bu ise 30 milyon liradan
az olamayacak.
• Terör suçlulan en fazla üç avukat ta-
rafından savunulabilecek. Terörle müca-
delede görev alan güvenlik güçlerinden
suç işleyenlerin avukatlık ücretleri dev-
let tarafından karşılanacak, avukat sa-
yısı ise en fazla üç olacak. Ancak güven-
lik görevlileri DGM'lerde tutuksuz ola-
rak yargılanacak. Muhbirlerin kimlikleri
ise kendi istekleri dışında açıklanamaya-
cak.
• Yasada belirtilen suçlardan verilen
cezalar para cezasına çevrilip, ertelene-
meyecek. Bu suçlardan mahkûm olan-
lardan idam cezası aJanlar 36 yıllarını,
müebbep hapis cezası alanlar 30 yılları-
nı, diğer hapis cezalarına çarptırılanlar
da hükümlülüklerinin dörtte uçünü çek-
meleri koşuluyla şartla tahliye edilecek-
ler. Ancak bunlarda iyi hal koşulu da
aranacak.
• Muhbirliği ve itirafçılığı ödüllendi-
ren düzenlemelerin yanı sıra terörle mü-
cadelede görev alanların korunması için
yeni düzenlemeler getiriliyor. Koruma
önlemleri, estetik cerrahi yoluyla fizyo-
lojik görünümün değiştirilmesinden dip-
loma ve benzeri belgelerin değiştirilme-
sine kadar birçok konuyu içeriyor. Te-
rörle mücadelede görev aldıklan sırada
yaralanan ya da olen güvenlik görevlile-
rinin ailelerine de Hazine'den tazminat
ödenecek.
Yasa ile hıyaneti vataniye, vicdan ve
toplanma hürriyetlerinin korunması,
Kürtçe yasağına ilişkin 2932 sayılı yasa
ile TCK'nm 140, 141, 142 ve 163. mad-
delerinin yanı sıra Dernekler Yasası'nm
5. maddesinin 7 ve 8. bentleri ile 6. mad-
desinin 2. bendi de yürürlükten kaldınl-
dı. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, dün
düzenlediği basın toplantısında bu mad-
deler kaldırıldıktan sonra anayasada ge-
rekli değişikliklerin yapılmaması halin-
de uygulamada rahatsızlıklar çıkacağı-
nı söyledi. Sungurlu, buna ilişkin deği-
şiklik önerilerinin hazır olduğunu da
anımsattı.
TBMM Insan Hakları Komisyonu
Başkanı Eyüp Aşık da getirilen yasanm
"dört dörtlük bir yasa olmadığını" be-
lirtti. "Komisyon olarak bizim itiraz et-
tiğimiz yanlan var" diyen Aşık, 141, 142,
163. maddeler ile 2932 sayılı yasanm yü-
rürlükten kaldınlmasımn büyük bir ka-
zanım olduğunu söyledi. Aşık, yasanın
zaman içinde daha iyi hale getirileceği-
ne inandığını da bildirdi.
Ozgürlük
sevinci
tstanbul Haber Servisi — Ramazan
Bayramı'na bir kaç gün kala,
binlerce insanı "tahliye sevinci"
sardı. Cezaevlerini büyük ölçüde
boşaltacak "şartlı salıverme"yi de
içeren Terörle Mücadele Yasası'nm
imzalanmasından hemen sonra,
özellikle büyük kentlerde
cezaevlerinin önü tutuklu ve hükümlü
yakınlarıyla doldu. Yasaya göre
serbest bırakılacak 46 bin kişiden
"ilk'Mer, dün akşam geç saatlerde
cezaevi kapılanda görünmeye
başlandı. Ellerinde, torba ve küçük
bavullarla gözüken tutuklu ve
hükümlüler, çocuklarına ve
yakmlanna kavuşmanın sevincini
uzun süre birbirlerine sanlarak
yaşadılar. İstanbul'da ilk tahliye, dün
saat 20.00 sıralannda oldu. Adam
öldürmeye tesebbüsten 5 yıl ceza alan
Beşir Türk, bir yıl yattıktan sonra
tahliye olmanın mutluluğunu, zafer
işareti yaparak gösteriyordu.
Bayrampaşa Cezaevi çevresinde
saatlerce bekleyen öteki mahkûm
yakınlan da Türk'ü tanıfhasalar da
en az onun kadar sevindiler bu
tahliyeye. Yetkililer, Ramazan
Bayramı öncesi çok sayıda mahkûmu
tahliye edebilmek için hafta sonu da
"izinsiz" çalışacaklarım belirttiler.
(Fotograf: Esat Pala)
Hukukçular ve siyasiparti temsilcileri 'eşitlik' ilkesinin bozulduğu görüşünde
l(asada, anayasaya6
aykırılık' savıHaber Merkezi — TBMM'Se dün sa-
baha karşı kabul edilen, şarth sahveril-
meyi de içeren Terörle Mücadele Yasası,
hukukçular ve bazı siyasi parti temsilci-
lerince anayasaya aykınhk tartışmalan-
na yol açtı. Yapılan açıklamalarda, ya-
sada şartlı salıverilmeyle ilgili iki ayn dü-
zenleme getirilmesi, suç işleyen kamu gö-
revlilerinin tutuklanamaması ve kayyıma
devredilen sendika ve dernek mallarının
Hazine'ye devredilmesi hükümlerinin
anayasaya aykın olduğu savunuldu. Ay-
nca bu hükümlerin iptali için Anayasa
Mahkemesi'ne başvurulabileceği bildiril-
di.
İstanbul Barosu Başkanı Turgut Ka-
zao, Terörle Mücadele Yassı'nın anaya-
saya aykın hükümler içerdiğini savundu.
Cezalar kesinleştikten sonra her suçlu-
nun eşit konumda olduğunu vurgulayan
Kazan, şartlı salıverme kapsamında iki
değişik düzenleme getirildiğini, bunun
da anayasaya aykın olduğunu söyledi.
Söz konusu düzenlemeyle 647 sayılı te-
mel Infaz Yasası'nm getirdiği sistemden
ayrılarak terör suçu sayılan suçlar için
farklı ve kalıcı bir şartlı salıverme düze-
ni getirildiğini belirten Kazan, "Şartlı sa-
lıverme bir infaz kurumudur. fnfaz, is-
lenmiş suçun türüne göre değişik uygu-
lanmaz. Suçun tıiriı cezanın miktarını
tayine yarar. Getirilen düzenleme ise ke-
sinlikle anayasaya aykındır. Çünkiı işlen-
miş suça gore koşullu salıverme olamaz.
Biitün suçlulara eşit uygulanır. Bunun
için Anayasa Mahkemesi'ne dava açılma-
sı gerekir" dedi. TCK'nın 140, 141, 142
ve 163. maddelerini kaldınrken düşün-
ce açıklama özgürlüğünü sınırlayacak
"daha kaypak" maddeler getirildiğini sa-
vunan Kazan, basın içinde "Demokles'in
kılıcı" sayılabilecek çok ağır para ceza-
lan ile yazı işleri müdürleri için hapis ce-
zalannın öngörüldüğünü anlattı. Basınla
ilgili hukümlerde sınır ve unsurların be-
lirsiz olduğunu anlatan Turgut Kazan,
"yepyeni ve tehlikeli bir döneme" giril-
diğine dikkat çekti. Kazan, suç işleyen
kamu görevlilerinin tutuklanmaması ko-
nusunda da şu göruşlerî savundu:
"Benim huknfcsal inancıma göre ana-
yasa>a aykındır. Çünkt kimlerin tutuk-
lanabilip tutuklanamayacağına, olayına
göre mahkeme karar verir. Tutuklama,
bir yargılama önlemidir. Bazı insanlar
için bu önlemin kullanümasını yasakla-
mak anayasaya aykın olur."
DİSK gibi 80 sonrası kapatıhp hakla-
nnda dava açılan ve kayyıma devredilen
sendika ve dernek mallartnın Hazine'ye
devredilmesini "devletin zorbalığı" ola-
rak nitelendiren Kazan, bayramdan son-
ra yasarun anayasaya aykın bulduklan
bölümlerinin iptal edihnesi istemiyle ana
muhalefet partisine bir rapor sunacak-
larını söyledi.
Prof. Dr. Çeün Özek, 141,142 ve 163.
maddelerin kaldınlmasımn bir aldatma-
ca olduğunu söyledi. Yasayla tüm özgür-
lüklerin smırlandırıldığını savunan Ce-
la ilgili olarak hukukçu arkadaşlanyla
görüşüp bir rapor hazırlayacaklannı, bu
raporla, ana muhalefet partisinden ana-
yasaya aykırılık savında bulunmasım is-
teyeceklerini duyurdu. Özek, Anayasa
Mahkemesi'nin iptal kararı vermesi du-
rumunda, bundan yasadan hemen yarar-
lananların zarar görmeyeceğini beürtti.
Ankara Barosu Başkanı Özdemir
Özok, yasanm hak ve özgürlükler adı-
na bir seri "antidemokratik" hükümler
getirdiğini söyledi. Özok, yasanm 11.
maddesinin savunma hakkını kısıtladı-
ğmı, 12. maddesinin gözetim süresini be-
lirsiz hale getirdiğini, 13. maddesinin de
mahkemelerin "aleniyet" ılkesini zede-
lediğini savundu. Güvenlik görevlilerine
getirilen tutuksuz yargılanma hakkımn
çok tehlikeli olduğuna dikkat çeken
Özok, "Kolluk kuvvetlerince öldüriilen
Terörle Mücadele Yasası'nda şarth sahvermeyle ilgili iki
ayn düzenleme getirilmesi, suç işleyen kamu görevlilerinin
tutuklanmaması ve kayyıma devredilen sendika ve dernek
mallarının Hazine'ye devredilmesi hükümlerinin anayasaya
aykın olduğu savunuldu. Ayrıca bu hükümleri iptal için
Anayasa Mahkemesi'ne başvurulabileceği kaydedildi.
tin Özek, basın da dahil bunun kımse
farkına varmadığını söyledi. özek, "Ba-
sın, cezaevlerinden kim çıkıyor kim çık-
mıyor, onunla ilgileniyor, halbuki tüm
Türkiye bir hapishane haline geliyor'" de-
di. TCK'nın 125. ve 146/1-2. maddelerin-
den yargılananların diğerlerinden daha
ağır şartlarla sahverilmesini eleştiren
özek, "Bu yasa suç açısından ayrım ya-
parak hem eşitlik kurallanna aykın dav-
ranmaktadır hem de uyguladığı sistemin
mantığıyla çelişkiye düşmektedir. Bu du-
rum bir sürü problem yaratacaktır. Bu
ayrım anayasaya da kesinlikle aykındır.
1974 yılında çıkanlan Af Yasası'nda da
böyle hatalar vardı. Ama Anayasa Man-
kemesi hepsini iptal etti" diye konuştu.
Yasamn bazı hükümlerinin iptali için
Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması
gerektiğine dikkat çeken Özek de konuy-
tum sanıklar terörisltir. Bunun aksini
ispatlamak olanaksızdır" dedi.
Barolar Birliği eski Başkanı Prof. Dr.
Faruk Erem şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu tasarı çelişkiler düğümii olarak
isimlendirilir. Ve dünyanın hiçbir yerin-
de örneği yoktur. Bu tasarı yerine, alı-
şılmış, istisnasız bütün suçlara uygula-
nan özel ve genel af sistemine bağlı bir
kanun yapılmış olsaydı, daha doğnı
olurdu. Çıkacak kargaşaların önlenme-
si çok zor olacakür."
Avukat Halit Çelenk, yasanın, suç ve
cezalar arasında gözetilmesi gereken
orantı kuralını bozduğunu ve hukuk sis-
temine aykın olduğunu belirtirken, İHD
Ankara Şube Başkanı Muzaffer İlhan
Erdost, Anayasa Mahkemesi'nin koşul-
lu salıverme dışında tutulan cezalan be-
Urleyen maddeleri iptal etmesi gerektiğini
söyledi. Koşullu sahvermede cezalann
türüne göre aynm yapılmasımn genel hu-
kuk kurallanna aykırı olduğunu vurgu-
layan Erdost, benzer durumla 1974 af-
fır.da karşüaşıldığmı, fakat Anayasa
Mahkemesi'nce aykınlıklann iptal edil-
diğini anımsattı.
SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin,
dün Grup Başkan Vekili Hasan Fehmi
Güneşle birlikte düzenledikleri basın
toplantısında, Terörle Mücadele
Yasası'ndaki aynmcıhk ve eşitsizliğin gi-
derilmesi için gerekirse Anayasa Mahke-
mesi'ne başvuracaklannı söyledi. Toplu-
mun genel af beklerken iktidann şartlı
salıvermeyi getirdiğini anlatan Çetin,
"Gerek aynmcıhk ve eşitsizliğe neden
olan haksızlıklann giderilmesi gerekse de
bazı sivil orgutlerin. özellikle DİSK ve
bağlı sendikaların mal varlıklârının ga-
spı anlamına gelen haksızlığın ortadan
kaldırılması için girişimlerimizi sürdure-
ceğiz. Terörle Mücadele Yasası'nda ace-
leye getirilmesinden ve iyi hazırlanma-
masından kaynaklanan ciddi sakıncalar
görmekteyiz. Teröru onlcmenin bedeli
demokrasiden odün vermek olamaz. De-
mokrasiden ödün veren yasadaki baskı-
cı düzenlemeleri düzeltecek çalışmalan-
mızı sürdüreceğiz" diye konuştu.
DYP Grup Başkan Vekili Vefa Tanır,
TCK'mn 125 ve 146. maddelerinden hü-
küm giyenlerin de şartlı sahverilme kap-
samına alınmasının "teröre prim
vermek" anlamına geldiğini savundu.
DYP Zonguldak Milletvekili Köksal
Toptan, Terörle Mücadele Yasası'yla ba-
sının özgürlüğünün baskı altına alınaca-
ğım öne surdü. Toptan, "Bu yasada özel-
likle basın özgürlüğünü önlemeye yone-
lik maddeler var. Buna dikkat etmek la-
zım. Terörle ilintisi olmasa bile basının
çaiışması baskı altına alınabilecektir" de-
di.
Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit tl-
sever, konuyla ilgili olarak dun yaptığı
yazılı açıklamada, yasanın, TCK'nın 125
ve 146. maddelerinden hüküm giyenle-
rin büyük bir kısmını içeride tutacak şe-
kilde yasalaştığını öne sürdü.
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
Şarth Tahjiye'nin
Sıyasetteki Son Koşulları...
ANKARA — Muhalefetle ANAP grubu "ufak bir ayak
oyununa" kurban oldu. Şartlı tahliye ile antiterör birleştirildi.
İki ana konu ayrı tasarılarla Meclis'e getirilseydı, büyük
olasılıkla, örneğin şartlı tahliye bayram öncesi kabul edilme-
yebilirdi.
Antiteröre yeşil ışık yakan ANAP grubu, tecil diye başla-
yıp şartlı tahliyeye bağlanan bir çeşit af yasasının kimi hü-
kümlerine karşı çıkıyordu.
Başlarda hükümet iki konuyu iki ayn yasayla Meclis'e sun-
mayı düşünüyordu. ANAP grubundaki direnmelerin dozu art-
tıkça yeni taktikler arama zorunluğu doğdu.
Adatet Bakanı'nın açıkladığına göre Başbakan, bayram ön-
cesini tarih olarak "ağzından kaçırmasaydı" şartlı tahliye son-
rakı günlere kalabilirdi.
Adalet Komisyonu'nun ANAP'lı başkanı bile birieşik tasa-
rıyı "hilkat garibesi" diye nitelerken Başbakan'ın, parti yö-
neticileriyle hükümet üyelerinin milletvekilleri üzerinde ye-
terince etkili olabilecekleri düşünülemezdi.
Baştan sona her olayın, her kararla tasarının başmimarı
TÖ, Amsterdam'dan döner dönmez, çıkış yolunu gösterdi.
Antiterör yasası ile birlikte getirilecek şarth tahliyeye hiçbir
milletvekili karşı çıkamazdı. İki yasayı birbirinden ayırmaya
zaten güçleri yetmezdi.
Hükümet, tasarıları birleştirdi. Kürtçeyle ilgili direnmeleri
kırma görevini TÖ üstlendi. Elhak, bu görevi başarıyla yeri-
ne getirdi.
Ne var ki bu kez ^ _ _ ^ _ ^ _ ^ _ _ _ ^ ^ _ _ ^ _
ANAP grubunun bü- 7nra
npl/iifiinfif* ANAP
tün üyeleriyle konuş-
Z O r a
9oiaigmae HIVAr
muyordu. Bu kez, grubUHUn gÖZÜnÜ
iShkn
yanş?ne
a korkutmakta ustalığını
grupcukiann kanıtlayan TÖ, bu kez
önderleriyle gorüşü- ... . , .„
yor, yapılrrıasını istedi- milletveklllenne
LgrkanaHze "
benİm de SİZİ
»
de
Deviete kar- kalmanız bu yasanın
şı işlenen suçlardan r
,l(ma<Sina haöllfiir"
baslıyor, Kürtçe'ye ge- Ç'Kmasina Oagiiair
liyor ve ısteklerini Me- deiVİŞ. Acaba /7Ö
Pakdemirlfyle gerrjk- demek İStİyOr?
ğlleştirmeyi
Liberal kanadı Mesut
Yılmaz'la arkasına alı-
yor. MİHİyetçi_ muhafazakâr kanatla işbirliğini Pakdemirli ile
sağlıyordu. Örneğin kardeş Bozkurt'u çağırmıyordu.
TÖ'nün bu davranışları özde kimi önemli işaretleri içeri-
yor. Büyük kongrenin yaklaşmasına karşın, kimi genel baş-
kanlığa "münasip gördüğünü" bir türlü açıklamayan, hatta
küçük bir işaret bile vermeyen TÖ, çok önemli iki konuda
Mesut Yılmaz ve Pakdemidi ile doğrudan "işbirliğine" gidiyor.
Adı geçenlerle kulise girdikten çok sonra; Başbakan'ı,
ANAP grubunun "tabii başkanını" çağırıyor. Ola ki bilgilen-
diriyor. Hasan Celal Güzel mi? Bütünüyle devre dışıydı. O,
iftar yemeğine çağırdığı gazetecilere yasaları "lahana
turşusuna" benzeten önemli, belki de tarihsel konuşmalar
yapıyordu.
Zora geldiğinde ANAP grubunun gözünü korkutmakta us-
talığını kanıtlayan TÖ, bu kez, dilediği değişikliklerin yapıl-
masını isterken, garipsenecek bir gözdağıyla söze baş-
lamıştı.
Milletvekillerine "Benim de şizin de kalmanız bu yasanın
çıkmasına bağlıdır" demiş. TÖ, gerçekten böyle konuştuy-
sa, acaba ne demek istemişti? Bilmece!
Erken seçim mi? Aman efendim, nerede o mutlu günler!
Şartlı tahliye ile ANAP oylarının yüzdesi mi yükselecek?
Aman efendim, olağanüstü düşseverlik!
İyi ama, ne demek istıyor? Belki Marmaris'teki İngiliz ko-
yundan açıklar. Ya şusarsa? Her sözünde hikmet arayıp bu-
lan yağdanlıklar TÖ adına öyle açıklamalar, analizler ve si-
yasal varsayımlar öne sürerler ki...
Şaşar kalırız.
1920'LERDEN 1990TARA AF
Başbakan Özal:
Artık af yok
BETÜL UNCULAR
ANKARA — Cumhuriyet
tarihinin en geniş kapsamlı af-
fı CHP-MSP koahsyonu döne-
minde 15 Mayıs 1974 tarihinde
çıkarılıyordu. Bülent Ecevit
başkanlığındaki hükümet işba-
şına gelince verdiği sözü tutu-
yor, affı gündeme getiriyordu.
CHP, 12 Mart uygulamalan so-
nucu çok sayıda genç insanın
cezaevlerinde bulunmasım göz
önüne alarak, affın siyasi suç-
lar üzerinde yoğunlaştırılması-
nı amaçhyordu. MSP'liler 141
ve 142 konusunda oynak bir
politika izliyordu. Bu maddele-
rin oylaması sırasında MSP'li-
ler muhalefetle birlikte davra-
nıyor, sonuçta 141, 142 ve 146.
maddeler af kapsamı dışında
kalıyordu.
CHP grubu bu sonuç üzeri-
ne yasanın bazı maddelerinin
iptali için Anayasa Mahkeme-
si'ne gidiyor. Mahkeme, Af Ya-
sası'nın 5. maddesindeki sınır-
ları anayasaya aykın bularak
iptal ediyor, cumhuriyet tarihi-
nin siyasal nitelikteki suçlan da
kapsayan geniş kapsamlı affı
yaşama geçiriliyordu...
TBMM'de günler, geceler
boyu görüşülen Af Yasası'nda
tartışma odağını 141, 142 ve 163
oluşturuyordu. Kavgalar, bağ-
rışlar, yumruklar arasında sü-
ren görüşmelerde en çok kulla-
nılan sözcük "komünist" söz-
cüğü oluyordu.
Cumhuriyetin 50. yıh nede-
niyle çıkanlan bu yasa 7 Şubat
1974'e dek işlenmiş suçlardan
dolayı cezaevlerinde bulunan
mahkûmlann cezalarmdan 12
yıl indirim öngörüyordu. Ölüm
cezalan 30 yıla, müebbet 24 yı-
la indiriliyordu.
Adalet Partisi Genel Başka-
nı Süleyman Demirel, Meclis
kürsüsünden şöyle sesleniyor-
du:
"Cumhuriyetin içinde her
türlü özgürlüğun mevcut oldu-
ğuna kaniyiz, ancak cumhuri-
yet düşmanlığı haline gelen hiç-
bir özgiirlüğü tanımıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti'nin varlı-
ğını tehlikeye sokacak olan en
önemli tehdit komunizmdir.
Bugün affını düşündüğümüz
devlet düşmanlan, rejim yıkıcı-
ları ne yapmak istiyorlar? Af-
fedildikleri takdirde, neler ola-
cağını berkes bilmelidir. Fikir
suçu olmaz diyerek teorinin ya-
yılması görmemezlikten mi ge-
İinecektir?
Bu affa evet diyenler tarihi
vebal altında kalacaklardır. Ko-
münistlerin ve anarşistlerin af-
fı ülkenin acil çözüm bekleyen
bir sorunu değildir, komünist
ve anarşistlerin affının gerçek-
leşmemesi için AP, tüm imkân-
lannı kullanacaktır.
24 Şubat 1976'da çıkarılan
bir yasayla 50. yıl affından kıs-
men yararlanan şoför veya sü-
rücülerin mesleklerini icra ede-
bümeleri öngörülüyordu. Şoför
veya sürücülere ehliyetleri geri
veriliyordu.
2 Ağustos 1977'de haşhaş
ekimiyle ilgili bazı suç ve ceza-
lar affa uğruyor, 25 Eylül 1980
Af Yasası'yla da ruhsatsız silah
bulunduranlar, bomba, dina-
mit, hançer vs gibi ateşli silah-
lar ve bıçaklann yetkili makam-
lara teslimi isteniliyordu.
Kamuoyunda dönemin Ada-
let Bakanı Mehmet Can'ın is-
miyle anılan 22 Haziran 1979
tarihinde çıkanlan yasa, mah-
kemeler ve Yargıtay'ın yükünü
hafifletmeyi amaçhyordu. 647
sayılı yasada yapılan değisiklik-
le her ay için 16 gün cezaevin-
de kalma yeterli sayıhyordu.
19 Mart 1986 tarihinde çıka-
rılan ve dönemin Adalet Baka-
nı Oltan Sungurlu'nun ismiyle
anılan Sungurlu Yasası'yla bu
süre bir ay cezanın 12 gün çe-
kilmesi biçimine dönüştürülü-
yordu.
Dönemin Başbakanı Turgut
Özal, yasamn kabulünden son-
ra TBMM kürsüsünden şöyle
diyordu:
"Biz af teklifi getirmedik.
Demokrasinin olmadıgı ülke-
lerde padişahlar tahta çıkar, o
zaman cülus bedeli olarak bir
af verirler, diktatör değişir, ye-
ni bir af getirirler. Türkiye de-
mokratik bir ülkedir ve bundan
sonra insallah af, vs de olma-
yacaktır."
BI1Tİ