Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 13NİSAN1991
Tahliye kanannı karda kışta cezpevi kapısı bekleyen tutuklu yakınlan da sevinçle karşdadı
Bayrampaşatiabir başka günESAT PALA
Günlerdir süren " a f beklen-
tisi sonunda birçok tutuklu ve
hükümlüyü sevince boğdu. On-
lar kadar, cezaevi kapılannda
karda kışta bekleyen çocuklan,
eşleri ve yakınlan da aynı mut-
luluğu yaşıyor. Bayrampaşa Ce-
zaevi'nin önü, Cumhurbaşkanı
özal'ın af karannı ımzaladığı-
nın duyulmasından hemen son-
ra dolraaya başladı.
Ancak, gelenlerin çoğunluğu-
nun adli suçlu veya 163. mad-
deye aykınlıktan cezaevinde ya-
tanlann yakınlan olduğu dikkat
çekti. Cezaevinin önü dün ak-
şam üstü açık görilşteki olağan
kalabalığın ötesindeydi. Yaşlı-
lar, gençler ve buyüklerini öz-
lemle bekleyen çocuklar kaplı-
yordu her yeri.
Türkiye'de uzun süredir gün-
demde olan "aftan ilk yarar-
lanarak Bayrampaşa Cezaevi '-
nden dışarıya çıkan Beşir Türk
oldu. 19 yaşındaki Türk, adam
öldürmeye teşebbüsten yargıla-
nıp 5 yıl hüküm giymiş. Bir yıl
yattıktan sonra, af umudunun
doğması; geceleri rüyalanna gir-
miş. "Yatıp kalkıp bunu düşii-
nüyordura. Onceleri hiç umu-
dum yoktn" diyor. Cezaevinin
kapısında bir elinde eşyalarıru
koyduğu torbası, öteki eliyle za-
fer işareti yapıyor. Ağzından çı-
kan ilk kelimeler ise, "çok mut-
luyam abi." Yakınlan yoktu
Beşir Türk'ün cezaevi önünde.
Ama, yine de tahliye olmanın
sevinci gözlerinden okunuyor-
du.
Bayrampaşa Cezaevi'nin
önünde asıl kalabalığı bir süre-
dir Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'nde 163. maddeye aykırılık-
tan yargılanan "tbda Davası"
sanıklanmn yakınlan oluşturu-
yordu. Sabırla, saatlerce arka-
daşlannın salıverilmesini bekle-
diler. Salih Mirzabeyoğlu, Ha-
run Yüksel, Mevlüt Koç, Ali
Osman Zor, BUal Saylak, Siiley-
rnan Da) ve Salih Erdiş kapıdan
göründuğünde, bir alkış tufanı
yükseldi. Art arda kucaklaşma-
lar, gazetecilere verilen pozlar-
da tebessümler, bir süre dinme-
di. tbda Davası sanıklan, büyük
bir sevinç ve alkışla kendilerini
bekleyen arkadaşlannın araba-
lanna binerek, bir an önce çık-
mak için can attıklan Bayram-
paşa Cezaevi önünden uzaklaş-
tılar. Arkadaşlanyla birlikte bir
kebapçı salonunda "iftannı"
açan Mirzabeyoglu, dün
DGM'de duruşmalan olduğunu
ve hâkimin "163. madde kaldı-
nldığına göre, sirin de tutuklu
kalmanıza gerek yok" dediğini
anımsatıyorudu. Küçük büyük
30'a yakın kitabı olduğunu be-
Urten Mirzabeyoğlu, her şeye
karşın biraz endişeli; şunları
söylüyor: "Eger, bugünkü ya-
salardan daha ağır yasalar geti-
rilmezse bu affa sevinebiliriın."
Afla tahliye olanlann yaru sı-
ra mahkeme tarafından dün ser-
best bırakılan bir üniversitelı
genç de dışarıya çıktı BayTa-
mpaşa Cezaevi kapısından. Ya-
şadışı sol bir örgüte üye olduğu
gerekçesiyle yargılanan gencin,
ötekiler gibi pek sevinçli olma-
dığı sinirli halinden hemen bel-
li oluyordu. Biraz da çatarak
şöyle seslendi kalabahğa:
"Devrimcilere tahliye yok.
Hırsız, soyguncu, şeriatçıya bu
tahliyeler. Söylenecek bir şey
var ını? Biz, af umudn taşımı-
yonız."
'Özgürlükten
güzelnevar'Kimse gelmemiş karşılamaya. Herkes yann
diye bekliyor. Halil Acar, 14 yıl
sonra Aktaş Atilla Mahallesi'ndeki küçük
gecekondudan içeri giriyor.
TURAN YILMAZ
ANKARA — Cezaevinin de-
mir kapısı, akşamj yırtarcasına
bir kez daha acıldı. Önce bir
jandarma eri göründü. Kapı
aralığından. Sonra bavullar. En
son da bu bavullar ile çantalan
taşıyanlar. Bunlar, "şartlı tahli-
ye yasası"ndan ilk yararlanan
hükümlülerdi.
deymiş. En az bir o kadar daha
yatacakmış. "Tahliye nasd bir
şey?" sorusuna, "nasd otsun, eyi
bir şey. Oimaz mı hiç" yanıtuıı
veriyor. Ahmet Tuna daha yaş-
lı. 54 yaşında. Cinayetten girmiş,
tam 14 yıl olmuş gireli, 'Taili
mechul cinayet mağdunıyuz
biz" diyor ve ekliyor:
"Annem ve kardeşim de bun-
ca senedir aynı nedenle içeride.
Ankara Yarıaçık Cezaevi'nde Ömrümüz çüriidü..."
sabahtan başlaraıştı tahliye ha-
vası. Müdürün, tüm ısrarlarına
karşın kimse işliklere gitmemiş.
Takım elbiseler giyilmiş, önce-
den hanrlanan denklerin başın-
da bekleyiş başlamış. Sonra,
"yasa yürürlüğe girdi" haberini
öğrenmişler. Bekleyiş, daha çe-
kilmez bir hal almış. Sonra,
"tamam" denmiş, hazırlanan
Annesi Münibe ile kardeşi
Mustafa, yann (bugün) çıkacak-
larmış.
Söze Halil Acar giriyor, "Öz-
giirtük kadar giızel bir şey yok
kardeşim. Başka oe olsun ki..."
Murat Kutluer de "Özgürtü-
ğünü kaybetmeyen anlayamaz
bunu..." diyor.
#
.. Sonra, Acar ve Kutluer ile ev-
evraklar işleme konulmuş... Ve lerine gidiyoruz. Acar'ı ilk gören
tahliye.. eşi Güİseren oluyor. "Anaaa, işte
Dikkatimizi bu ilk tahliye edi- geldi ya" diye bağınyor. Bağır-
lenleri hiç karşılamaya gelen ol- masına kızlan Nazan ve Derya
maması çekti. Sorduk. tlk çı- fırhyorlar. Aktaş, Atilla mahal-
kanlardan, Halil Acar, "Bizirn-
kiler yann çıkarız diye
bekHyoriardr dedi. Murat Kut-
luer ise, "Habcrsiz oldu biraz"
dedi.
Halil Acar, 23 yaşında, asker-
"İbda Davası" sanıklan Istanbul'da aftan ilk yaraıiananlar oldu. ^alıtı Mirzabeyoğlu, Harun Yüksel, Mevlüt Koç, AN Osman Zor, Bilal
Saylak, Süleyman Dal ve Salih Erdiş aff ın sevincini yakınlanna sarılarak yaşadılar. (Totoğraf: Esat Pala)
lesindeki küçük gecekondu, bir
sevinç yumağma sahne oluyor.
Murat Kutluer, Mamak-
Keçikıran'da otunryor. Onlar da
gecekonducu. Murat Kutluer"i
yaşlı babası Osman ile annesi
lik dönüşü girmiş içeri. Cinayet- Sultan Kutluer karşılıyor. Elle-
ten. dile kolay 14 yıl olmuş. "O rini öpüyor, sonra «nnesinin
zaman bir kızun annesinin ku-
cagında, digeri kamındaydı.
Şimdi ikisi de ortaokul ikinci
smıfta" diyor. 38 yaşındaki Sür-
meK Abay da cinayetten hüküm-
lü. îdamdan dönmüş. 24 yıla hâlâ oğluna
çarptınlmış. 5 yıldır cezaevin- hyordu...
nnı
gözyaşlanna tanıkhk ediyoruz.
Anne, oğluna sanlıyor, sanlı-
yor... Hiç bırakmamacasına sa-
nlıyor.
Biz oradan aynlırken, annesi
sanlmış, ağ-
ABD'den yardım operasyonu
(Baştarafı 1. Sayfada)
gerektigini" kaydetti. Inönü,
Irak içinde kurulacak yerleşim
merkezleri için Irak hükümeti-
nin nzasının ve işbirliğinin sağ-
lanmasımn önemli bir koşul ol-
duğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan bir
yetkili, dün gece Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, "Gerek
Türkiye'ye gecen ve gerek Irak'-
ta bekleyen 700 bini aşkın Kür-
de yardımın tamaraen iklim ve
ulaşım koşullanndan gerçekle-
şemediğini" ve bu nedenle hava
köprüsünün helikopterlerle uy-
gulanacak bir operasyona dö-
nüştürülmesinin kararlaştınldı-
ğjnı bildirdi.
Amerikan, tngiliz ve Fransız
ucaklanyla oluşturulan yardım-
köprüsünün dün akşam başla-
dığı öğrenildi. Müttefik kuvvet-
lerin helikopterlerinin Batman'a
indiği beürtüiyor. Akdeniz'deki
ABD 6. Filosu'nun da İskende-
run'a aynı şekilde ikmale başla-
dığı bildirildi.
Irakhlara gönderümek üzere,
1800 ton gıda maddesi taşıyan
ABD bandırah bir gemi, dün ts-
kenderun'a geldi.
AA muhabirinin tskenderun
liman yetkililerinden aldığı bil-
giye göre, Iraklılara gönderile-
cek 1800 ton gıda maddesini ta-
şıyan ABD Deniz Kuvvetleri'ne
ait "Uss Sandiego" adlı gemi,
dün akşam Iskenderun körfezi-
ne girdi.
Türkiye'deki üslere getirilen
malzemeler Amerikan helikop-
terleTİyle bölgeye ulaştınlacak.
ABD, yardımın düzenli dağıtı-
mı için Türkiye'den sağlık per-
soheli ve çevirmen de istedi.
Bölgeye yiyecek, giyecek, çadır
ve ilaç yardımı yapdırken, yaralı
ve hastalar Türkiye'deki hasta-
nelere nakledilecek.
8300 ABD askeri
AA'mn haberine göre ABD'-
nin Türkiye sımnndaki Kuzey
Iraklılara yardım amacıyla
Türkiye'nin verdiği izin çerçeve-
sinde yürüteceği yardım operas-
yonuna toplam 8300 ABD aske-
rinin katılacagı bildirildi.
ABD ordusu Avrupa Komu-
tanlığı'mn Frankfurt'taki mer-
kezinden dün yapılan açıklama-
da, operasyonda halen 4800 as-
kerin görev aldığı, bunlara 3500
askerin daha katılacagı belirtil-
di.
Açıklamada, "Rahatı Sağla-
ma Operasyonn" (Operation
Provide Comfort) adlı operas-
yonda 30'dan fazla da helikop-
terin görev alacağı kaydedildi.
Washington Post
Ufuk Güldemir'in Washing-
ton'dan bildirdiğine göre, ABD
başkentinde yayımlanan Was-
hington Post gazetesi Batı hü-
kümetlerinin Irakh Kürtlerin
dağlık bölgelerden içerdeki va-
dilik bölgelere nakledilmesi için
Türk hükümetine baskı yaptık-
lanm bildirdi.
Washington Post haberinde
başta ABD olmak üzere tüm
Batı'mn Kürtlere daha fazla in-
sani yardım yapmak istediğini
ancak arazi koşullanmn buna
engel olduğunu, bu bakımdan
da Kürtlerin daha düzlük bölge-
lere indirtilmesi için Ankara
nezdinde girişimlerde bulun-
duklanm kaydetti. Washington
Post aynca Ankara'daki Fran-
sız Büyükelçisi Eric Rouleau'ya
atfen Türkiye, Fransa ve ABD'-
ninBM çerçevesi dışında Kuzey
Irak'a müdahale için görüşme-
ler yaptıklannı ileri sürdü.
Hurd'dan uyan
İngiltere Dışişleri Bakanı Do-
uglas Hurd, Irak'ın Türkiye ve
Iran sınınna gelen Kuzey Irak-
lılara yönelik yardım çabalan-
nı engellemeye kalkışması duru-
munda müttefıklerin güç kulla-
nacağını söyledi.
Hurd, dün iktidardaki muha-
Irak nabız yokluyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Irak Başbakan Yardım-
cısı Tank Aziz'in Türkiye'yi zi-
yaret etme yönündeki isteği An-
kara'da "en üst düzejde" değer-
lendirilirken Ürdün Dışişleri Ba-
kanı Tahir El Masri'nin "gayri
resmi" görüşmeler için pazar
günü Türkiye'ye geleceği öğre-
nildi. El-Masri'nin bu görüşme-
ler sırasında önceki gün görüş-
tüğü Tarık Aziz'den de bir me-
saj getirebileceği belirtiliyor.
El-Masri'nin ziyareti, yetkili-
lerce, "Ürdün Dışişleri Bakanı
Körfez krizinin yorgunluğunu
bayramda İstanbul'da dinlene-
rek geçirecek" sözleriyle doğru-
landı. Bu arada, Dışişleri Ba-
kanlığı'nın El-Masri'ye "gayri
resmi" bir akşam yemeği vere-
ceği ve bu yemekte, gene "özel"
nitelikli bir görüşmenin gerçek-
leştirileceği ifade edildi.
Dışişleri Bakanhğı çevreleri,
Körfez kirizi boyunca Irak'a bu-
yük ölçüde destek veren Ürdün
1
ün üst düzey bir yetkilisini Tür-
kiye'ye göndermekle Ankara-
Bağdat ilişkilerinin yeniden iyi-
leştirilmesi yönünde "kulis"
yapma amacı taşıyabileceğini
belirtiyorlar. El-Masri'nin Irak
ile Türkiye arasında dolayh bir
mesaj değişiminin gerçekleşme-
sinde "aracılık" rolü üstlenebi-
leceği de kaydediliyor. Ancak
yetkıliler, "Irak ile diplomatik
ilişküerimiz sürüyor, gerekirse
dogrudan mesaj gönderme ka-
nalımız açık" diyerek bu olası-
lığı ikinci plana itiyorlar.
Öte yandan Başbakan Yıldı-
rım Akbulut, dün Ankara'dan
Diyarbakır'a giderken uçakta
gazetecilerin konuyla ilgili soru-
lannı yanıtlarken Tank Aziz'in
Türkiye'de görüşmelerde bnlun-
ma yönündeki isteğinin değer-
lendirildiğini söyledi. Akbulut,
"Görüşmeme gibi bir tutum
içinde değiliz. Meseleyi görüşe-
rek halletmekte yarar var. Me-
seleyi dogrudan halledecek olan
da Irak'ür. Bu insanlan yerierin-
den yurtlarından etüler. O hal-
de yine onlar, bu insanlara gü-
vence vererek yurtlarında
barındırmalıdırlar" dedi.
Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü
Murat Sungar da Tank Aziz'in
önceki gün Türkiye'yi Irak'ın iç
sorunlarına kanşmamaya çağı-
ran sözleri üzerine yaptığı açık-
lamada Başbakan Akbulut'un
scylediklerinin benzeri bir ifade
kullandı. Sungar, Türkiye'nin,
Irak'ın "iç işlerine kanşmama
niyetinin daha önce de defalar-
ca açıklandıgına" dikkat çeke-
rek sorunu yaratanın Irak'ın
kendisi olduğunu belirtti. Sun-
gar, soruna acilen çözüm bulun-
ması gerektiğine işaret ederek
Irak'ın Türkiye sınınna "yığılan
vatandaşlannın yaşadıklan yer-
lere dönmelerine sağlayacak ko-
şullar >-aratılmasının kendi men-
faatlerini hizraet edeceğinden
kuşku bulunmadığıaı" vur-
guladı.
fazakâr parti üyelerine hitaben
yapuğı konuşmada, "müttefik-
lerimizle birlikte, Irak'ın, yar-
dım çabalannı önlemek için gü-
ce başvurması dunımunda sert
biçimde cevap vermek için plan-
lar hazırUyoruz" dedi. Hurd,
"Iraklılann yardım sağlanması
ve Kuzey Iraklılar için BM >et-
kUUerinln gözetiminde bir gü-
venli bölge oluşturulmasına ra-
zı olacaklarını umduklanm"
söyledi.
Major kararlı
AA'mn haberine göre İngilte-
re Başbakanı John Major, Irak
1
tan kaçanlar için oluşturulması
planlanan güvenlik bölgesinin
kuriılması amaayla çaba harca-
maya devam edeceğini bildirdi.
Iraklı mültecılere mutlaka
uluslararası işbirliği ile yardım
edilmesi gereğini vurgulayan
Major, îngiltere'nin de bu ger-
çek doğrultusunda ağırlığmı
koymaya devam edeceğini
söyledi.
SSCB'den ^epki
SSCB Dışişleri Bakanhğı söz-
cüsü Vitaly Çurkin, Batılı ülke-
lerin desteklediği ve Irak toprak-
ları içinde, Kürtlerin güvenliği
için BM denetiminde güvenlik
bölgeleri oluşturma önerisine
karşı olduklannı söyledi.
Çurkin, bu konudaki bir soru-
yu yanıtlarken böyle bir güven-
lik sisteminin, "Irak topraklan-
nın bir bölümünü fiilen bu iil-
kenin egemenlik alanı dışına
çıkarmak" anlamına geldiğini
ve "istenmeyen bir emsal oluş-
turacağı için" buna karşı olduk-
lannı belirtti.
Sovyet sözcü, BM Güvenlik
Konseyi'nin, önerilen bölgeleri
oluşturma konusunda "ulusla-
rarası sınırların belirlenmesi >e
bolgedeki halkın etnik dağılımı-
nın belirlenmesi gibi konularda
da" guçlüklerle karşılaşacağını
ileri sürdü.
Çurkin, Türk bırlıklerının
Irak'ın Kuzey sımnndan içeri
girdikleri yolundaki haberleri
"kaygıyla izlediklerini" bildirdi.
AA'mn haberine gore BM Ge-
nel Sekreteri Cuellar, İngiltere
Dışişleri Bakan Yardımcısı
Lynaa Chalker'i kabul ettikten
sonra yaptığı açıklamada,
•'lrak'ta koruma bölgeleri ku-
rulması fikrine karşı değilim,
ancak Irak'ın nzasını almak
gerekiyor" dedi.
Sebnem Atiyas'ın New York-
tan bildirdiğine göre, bugün
Bağdat'a giden Eric Suy Irak yö-
netiminden ülkenin kuzey ve gü-
neyindeki Kürt ve Şiilere ulaştı-
nlacak insani yardımın örgüt-
lenmesi ve gözetimini yürütecek
50-100 kadar BM görevlisinin
bölgede bulunmasına izin ver-
mesini isteyecek. Bağdat, Kürt-
lerle Şiilere bir ceşit dokunul-
mazlık sağlayacak bu isteğe
olumlu yanıt verirse, Güvenlik
Konseyi'nin bu yönde yeni bir
karar almasma gerek kalmaya-
cak. Irak'ın BM daimi temsilci-
si Al Anbari bu isteğe "evet" ce-
vabı vermiş bulunuyor. Bu ne-
denle Bağdat'ın yarutı yalmzca
"resmi onay" anlamı taşıyor.
Bu arada, Kürdistan Yurtsever
Birlik (KYB) ve Kürdistan De-
mokratik Parti (KDP) tarafın-
dan Şam'da yapılan ortak açık-
lamada, Saddam Hüseyin yan-
lısı birliklerin, Kürtlere saldın-
lannı yoğunlaştırdığı ileri sürül-
dü. Kürt kaynakları, Kuzey
Irak'taki Duhok kentinin isyan-
cılar tarafından ele geçirildiğini
de iddia etti.
ŞIRNAKTAN / AHMET TAN
Batı, Kürtlere Muhtaç
46 bin mahkûm serbest
ŞIRNAK — Güzelim bebek
yüzlerinde Batı'nın çirkin snra-
ünı seyrediyorsnnnz.
Annelerinin eteğinden tutarak
ayak siirüyen, çamuriara bulan-
mış bebelerin yüzlerindeki acı-
nın arkasında Batı'nın çirkin
egoizmi ile Şark despotluğunun
acımasızlığı var.
Şark despotu zulmünü elin-
den geldiğince yerine getirdi.
Ama, Batı yine de çirkinliğini
yeterince sergilemiyor diye se-
vinmek gerek.
Ya kalkıp Türkiye Cumhur-
başkam'nın, çok değil 2 ay ön-
ce agzından yaptığı açıklaraayı
ortaya koysa n« yapardık ki?
Türkiye Cumhurbaşkanı,
"Irak'taki Kürtler bizim 12 mil-
yon vatandaşımızın soydaşıdır.
Elbette ki onlarla ilgilenmek
hakkımızdır" dememiş miydi?
Petrolünü sağlama, yıktığı
kentlerin ihalelerini, satacağı ye-
ni sflahlann siparişlerini alıp ke-
nara çekilen Batı, Türkiye
Cumhurbaşkanı'mn o açıkla-
masını gösterip, "Vatandaşlan-
nızın soydaşian diyordunuz.
Buyunın ilgilenin" demiyorsa
yine de Türkiye kendisini şanslı
saymalıdır.
Başbakan dün uçağı iie bir
grup gazeteciyi cehennem bölge-
sine götürdü.
Yazılanlar, çizilenler ve
TV'den yansryanlardan herkes
karsılaşacağı göriintülere kendi-
sini hazırlamıştı. Ama ceben-
nem tablosunun ortasına
helikopterie inince bu hazırlığın
yetersizliği, hafifliği hemen an-
laşıldı.
Nasd ki savaşın gerçek dehşeti
TV'den seyrederek anlaşılamaz-
sa, buradaki dehşeti de ekran-
dan izleyerek kavramak
mümkün değil. Yamaçlara, çalı
diplerine kıvnlmış yaşlılarla,
öbek öbek çocuklaria göz göze
gelmekten korkuyorsunuz.
Öfkenin, nefretin, acımanın,
büznün, çaresizliğin en yoğunu
kafanızdan bedeninize yayiuyor.
Üstünuzdeld giysilerden, aya-
ğınızdaki papuçlardan, biraz
önce yediğiniz sıcak pide ve tu-
lum peynirinden utamyorsunuz.
Ama gercege dönmek gerek.
Gerçek şu:
Dünkü resmi rakamlara göre,
400 bini Türkiye tarafında ve sı-
nınn sıfır noktasında, 300 bini
ise Irak kesiminde tam 700 bin
insan uzun bir süre bu cehen-
nem tablosunda yaşamak zo-
runda. Amerika buna karar
vermiş. Önceki gün Meclis'te
ABD büyükelçisi Ue göriişen
Başbakan'ın dün bize açıkladı-
ğına göre de bu karann gereği
yerine getirilecek.
ABD, önumiizdeki günlerde
Türkiye'de yardım malzemesi,
yiyecek, içecek depolamasına
geçecek ve bunun için de arala-
nnda Batman da olmak üzere
bir çok yerde nakliye uçağı ve
belikopter konuşlandıracak.
Irak'tan kopup kendilerini sı-
nınn bu yakasına atmış Kürtler
yurtlanna dönmek istiyorlar.
Ama bu isteği Amerika ve "ko-
alisyon"un yardımı olmadan
gerçekleştirmek olanaksız. Tıp-
kı Knveytlfler gibi. Ancak Ame-
rika ve "koalisyon" böyie bir şey
düşünmüyor.
Bunun yerine, ramazan ayı oi-
duğu için fitre ve zekât ölçeğin-
de yiyecek içecek yardımı
yapmayı uygnn göniyorlar...
Ne zamana dek?
Bnnu kimse bümiyor.
Bflinen o ki, ABD bu olayı
Körfez krizinin bir parcası ola-
rak kabul etmiyor. Bu insanlan
ise "bölgenin yurttaşlan" olarak
kabul ediyor ve buralarda tut-
mak istiyor. Buralarda derken
sınınn öte yanı veya bu yanı...
Kürtlerin elinde servet yok,
petrol yok. Tek özellikleri her
dönemde kolay aldatılabilmele-
ri, kola> "dolduruşa" gelmeleri
ve ellerine silah alıp ayaklanma
özellikleri.
Bu "nitelikleri" uzun \-adede
ABD ve öteki Batı ülkeleri için
elbette önemli bir "zenginlik."
Batı, sırf bu "nitelikleri" için
Kürtlere yiyecek içecek gönde-
riyor. Çünkü onlann yaşamalan
gerek...
İstanbııl Barosu Atina'ya
(Baştarafı I. Sayfada)
•
kuruluş" bulunmadığını söyle-
di. Başsavcı, soruşturmanın bü-
yük bir hızla sonuca ulaştınldı-
ğını belirtti.
Öte yandan İstanbul Barosu
Başkanı Turgut Kazan facianın
"Türk-Yunan dostluğu açısın-
dan nazik bir durum yarattığı-
nı" belirterek a\'ukatlar arasın-
da yapılması kararlaştınlan
"dostluk ve banş maçı"nın Ati-
na barosunca ertelenme isteği-
ni normal karşıladıklarını
söyledi.
Kazan şöyle dedi:
"Yunanistan'ın duyduğu acı-
yı yürekten paylaşmak isteriz.
Ve Yunan aydınıyla halkının ay-
nı duyarlıhğı paylaşmasını bek-
leriz. Gerilimi azaltacak yakla-
şımları sürdürerek bu olayı aşa-
bilmeliyiz."
Öte yandan gecen yıl temmuz
ayında Edirne'nin Karaağaç
semtinde sınır devriyeleri tara-
fından Yunanistan'a yasadışı
yollarla geçmek isterken yaka-
lanan Kadir Çal'ın sorgusu ya-
pılmak üzere bir süre gözaltın-
da tutulduğu öğrenildi. Sorgu-
sunda, yakınlarının kendisini
akıl hastası olarak gördüklerini
ve bu yüzden oldurmek istedik-
lerini ileri sürdüğü belirtildi.
Aynca, Çal'ın can güvenliği ol-
madığı gerekçesiyle birçok ilin
valiliklerine ve savcıbklarına bu
konuda dilekçe verdiği ve yurt-
dışına kaçma isteği taşıdığı kay-
dedildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsav-
cısı Şevki Arat, dün yaptığı ba-
sın toplantısında Kadir Çal'ın,
Hamidiye Oteli çevresindeki va-
tandaşlarca tanındığını söyledi.
Yunan gazetelerine ilan
Türkiye Seyahat Acentalan
Birliği'nin (TÜRSAB) geçen
günlerde tstanbul'da meydana
gelen otobüs yangını ile ilgili
olarak hazırladığı başsağlığı
ilanlan Yunan gazetelerinde ya-
yımlanıyor.
TÜRSAB'm hazırladığı "Baş-
sağlığı" ilan şöyle:
"Türk Seyahat Acentalan, ts-
tanbul'da meydana gelen acı
olaydan duyduklan derin üzun-
tüyü bütün Yunan halkına bil-
dirir, acılarınızı paylaşır.
Tarihsel, kultürel ve kardeşuk
bağlanyla birbirierine dost Türk
ve Yunan halkı arasındaki iliş-
kilerin, bir ruh hastasının neden
olduğu hunharca olaydan etki-
lenmeyecek kadar güçlü olduğu-
na inanıyoruz."
(Baştarafı 1. Sayfada)
sadığım, ancak ilk etapta tahli-
ye olacaklann sayısırın 25 bin
kadar olduğunu söyledi. Adalet
Bakanhğı bürokratlan ise bu sa-
yınm 35 bin olacağı tahmininde
bulundular. Sungurlu, yürürlük-
ten kaldınlan 140, 141, 142 ve
163. maddelerden tutuklu ya da
hükümlü bulunanlann eylemleri
bir başka suç daha içermemesi
halinde hemen salıverilecekleri-
ni, bunlann davalannın da or-
tadan kaldınlacağını söyledi.
TBMM Genel Kurulu'nda sa-
baha karşı sonuçlanan görüşme-
ler sonunda kabul edilen yasa,
ANAP milletvekillerinin verdi-
ği önergeler ile değişikliğe ugra-
dı. İlk değişiklik, gecici 2. mad-
dede oldu. Verilen önerge ile bu
maddeye haklannda kamu da-
vası açılacaklar ile haklannda
daha önce kamu davası açılmış
olan sanıklann yargılanmalan-
nın yapılacağı, ancak duruşma-
lara gehneyen sanıklann savcı ya
da yargıç önünde alınmış ifade-
leri ile yetinileceği hükmü geti-
rildi. Yasaya ilişkin istisnalann
belirtildiği gecici 4. madde de yi-
ne ANAP'hlann verdiği önerge-
ler Ue önemli ölçüde değişikliğe
uğradı. Daha önce yasadan ya-
rarlanamayacaklann belirtildiği
bu madde, değişiklikler sonucu,
yasadan yararlanacaklann istis-
nalarının yer aldığı bir madde
haline dönüştü. Bu maddedeki
ilk değişiklik, daha önce yasa-
dan yararlanamayacaklan ifade
edilen suçlardan hüküm alan ya
da yargılananlann da koşullu
olarak yasa kapsamı içine alın-
ması yönünde oldu. Buna göre
TCK'mn 125, 146 (son fıkra ha-
riç), 403, 404/1, 405, 406, 407,
414, 416/ ilk, kamu görevlileri-
ni görevlerinden ya da bu sıfat-
lan kalkmış olsa bile bu görev-
lerini yapmalarından ötürü öl-
dürenler, öldüraıeye teşeobüs
edenler ve buna iştirak edenler
ve Askeri Ceza Yasası'nın 55, 56,
57, 58 ve 59. maddelerindeki
suçlan işleyenlerden, idam ceza-
sı alanlann 20 yıl, müebbet ce-
za alanların 15 yü, diğer hapis
cezalannı alanların da cezalan-
nın üçte birini yatmalan halin-
de yasadan yararlanarak şartla
tahliye edilebilmeleri sağlandı.
Bu sürelerin belirlenmesinde hu-
kümlülerin tutuklu kaldığı süre-
lerin göz önünde tutulması da
benimsendi. Ancak beürtilen bu
sürelerde İnfaz Yasası'mn ön-
gördüğü indirim hükümlerinin
uygulanmayacağı, belirtilen su-
reler net olarak çekilmesi gerek-
tiği de kabul edildi.
Yine aynı maddeye Mesut Yü-
maz yanlısı milletvekillerinin
önergesiyle eklenen bir hüküm-
le de TCK'nın ikinci kitabında
yer alan 'Devlet idaresi aleyhi-
ne işlenen cürümler' başlıklı
üçüncü babında yer alan hü-
kümlere aykın hareket edenler,
Bankalar Kanunu'na aykın dav-
ranarak bankalardan haksız ve
usulsüz para alanlar, kaçakçılı-
ğın men ve takibi hakkuıda ka-
nuna aykın davranarak çıkar
sağlayanlar, usülsüz, yolsuz ve
gerçek dışı işlemlerle ihracat, it-
halat ve yatınm teşvikleri ile ver-
gi iadesi, prim, kredi, faiz farkı
ve benzeri adlarla kamu kaynak-
lanndan haksız çıkar sağlayan-
lar için de özel hüküm getirildi.
Buna göre bu eylemleri gerçek-
leştirenler haksız, usulsüz ve yol-
suz olarak sağladıklan kaynak-
ları faizleriyle birlikte zamana-
şımına bakılmaksızın ödemele-
ri koşuluyla şartla tahliye olana-
ğından yararlanabilecekler.
Yasaya göre 8 Nisan 1991 u-
rihine kadar işlenen suçlardan
ötürü verilmiş ya da verilecek
olan idam cezalan infaz edilme-
yecek. lstisna getirilenlerin dı-
şında kalan suçlardan idam ce-
zası alanlar, tnfaz Yasası hü-
kümlerine göre cezalanmn 10 yı-
lını, müebbet hapis cezası alan-
lar 8 yılını, diğer hapis cezalan-
nı alanlar da cezalanmn üçte bi-
rini çekmeleri halinde şartla tah-
liye edilecekler. Bu sürelerin be-
iirlenmesinde hükümlünün tu-
tuklu kaldığı süre de göz önün-
de tutulacak. Bu hükümlüler
hakkında İnfaz Yasası'nda belir-
tilen kanun hükümleri ise uygu-
lanmayacak.
Adalet Bakanı Oltan Sungur-
lu, dün düzenlediği basuı toy-
lantısında, hükümlülerin aldık-
lan cezanın belli olduğunu ve
bir sorun çıkmayacağını belirtir-
ken henuz süren davalarda ya da
henüz soruşturması süren olay-
larda suçun niteliğjne göre cum-
huriyet savcısı ya da yargıcm ya-
sada öngörülen cezanm en alt sı-
nırını esas alacağını söyledi.
Sungurlu, hüküm kesinleştiğin-
de daha fazla ceza verilmesi ha-
linde kalan sürenin aynca infaz
edileceğini de bildirdi.
Yasaya göre tutuklular hazır-
lık soruşturması süren olaylar-
da iddianameye esas olan suçun
vasfına, son soruşturmada iddi-
anamede beürtilen suça ya da
suç vasfına göre yasa yürüriüğe
girdikten sonra 30 gün içinde
tahliye edilecekler. Tutuklular-
dan hakkında dava açılmamış
olanlar savcıhklarca, dava açıl-
mış olanlar ilgili mahkemelerce,
dosyalan Yargıtay ya da Askeri
Yargıtay'da olanlar ise ilgili da-
ire ya da başsavcüıklarca serbest
bırakılacaklar. Bu madde hak-
lannda kamu davası açılacaklar
ile daha önce açılmış olanlann
yargılanmalannın yapılacağını
da hükme bağhyor.
Yasa yürürlüğe girdikten son-
ra cezaevinde disiplin cezası
alanlann bu cezalan kaldınlma-
dığı takdirde şartla tahhye hü-
kümlerinden yararlanamayacak-
lan da hükme bağlandı.
Yasa, Türk vatandaşhğı kay-
bettirilenlerin yasadan yararla-
nabilmek için yasanın yürürlü-
ğe girmesinden sonra iki yü için-
de yurda dönebilmelerine de
olanak sağlıyor. Yasaya göre
bunlardan yurda girişlerinde
herhangi bir koşul aranmaya-
cak, hudut kapılannda girişleri
de engellenmeyecek.
Diişünce suçlulannın
dunımu
Adalet Bakanı Sungurlu, bir
soru üzerine TCK'nın 140, 141,
142 ve 163. maddelerinin kaldı-
rılmasıyla birlikte bu maddeler-
den hüküm alan ya da yargıla-
nanlann davalannın ortadan
kalkacagını, bu suçlardan hü-
kümlü ya da tutuklulann eylem-
lerinin bir başka suç daha içer-
mediği takdirde hemen salıveri-
leceklerini söyledi. Sungurlu,
davası ortadan kaldınlacak bu
suçlardan yargılanıp hüküm
alanlann adli sicil kayıtlanmn
da başvurulan halinde silinece-
ğini bildirdi.
Sungurlu, yasanın uygulanıp
bir an önce tahliyelerin başlaya-
bilmesi için bakanlıkta bir ko-
misyon oluşturulduğunu, bu ko-
misyonun yasanın uygulanması-
na ilişkin kıstaslan belirlediğini
söyledi. Bu komisyonun haz.ır-
layacağı tavsiye niteliğindeki
metnin yasayı uygulayacak sav-
cıhklar ile mahkemelere iletil-
mek üzere kısa sürede cumhuri-
yet bassavcıüklanna ulaştınlaca-
ğını da kaydeden Sungurlu, çı-
kan yasanın da faks ve telefon-
lar ile cumhuriyet savcıhklanna.
iletilmeye çalışıldığını bildirdi.
Sungurlu, bir soru üzerine
mahkemelerin bayram tatüinde;
de bu konuda çahşacaklanm
söyledi.
Vatandaşhğı kaybettirilenlere.
ilişkin hükümle, bu kişilerin*
yurda dönerek vatandaşhğa dö-
nüş için başvunı olanağı sağlan-
dığını belinen Sungurlu, 10 bin-
lerce kişinin bundan yararlan-.
mak için Türkiye'ye gelecekleri-
ni sandığını bildirdi. Sungurlu,
hayah' ihracatcılar, kaçakçılar ve
banka dolandıncıları için geti-
rilen koşullu hükmün, yargıçlar
tarafından nasıl tatbik edilece-
ğini şimdiden bilemeyeceğini,
ancak yargıcm bu kişilerden te-
minat olarak tahliye karan ve-'
rebileceği gibi teminat almadan
tahliye edip, hükümle birlikte
dava konusu paranın kendilerin-
den tahsil edilmesine karar ve-
rebileceğini de söyledi.
Özal: Artık suç
işlemesinler
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
dün TRTye gelerek bayram için
bir mesaj yayımladı. Mesajında
"af' konusuna değindiğini an-
latan Özal şunlan söyledi:
"Bu iyi oldu labii. Şimdi ar-
tık dışanya çıkacaklar da suç iş-
lemesinler. Biz de hemen onay-
ladık ki yürüriüğe girsin. Şimdi
bayram konuşmasına da değin-
dim. Dün gece saat 04.00'e ka-
dar ben de seyrettim.' Siz bek-
lemiyordunuz, ama bakın 2932
de geçti. Hem yasa hemen her-
kesi kapsayacak şekilde genişle-
di. Aynca yurtdışında bulunan
ve Türk vaıandaşlığından çıkar-
Ulanlar da yasadan yararlana-
caklar. Hayıriı olsun."
Sahvermeler başladı
(Baştarafı J. Sayfada)
ve 146. maddelerine getirilen sı-
nırlama nedeniyle cezaevinde
kalacak 2 bin 500'ü aşkın siyasi
tutuklu ve hükümlü ile yakınlan
sevinçlerini buruk yaşıyor.
Şartlı sahvermeden yararla-
nacak tutuklu ve hükümlülerin
serbest bırakılmalanna ilişkin
bakanlık tebliğinin savcılıklara
ulaşmasından sonra, ilk tahliye-
ler akşam saatlerinde başladı.
Ankara Yarıaçık Cezaevi'nden
saat 20.00'den itibaren 11 hü-
kümlü serbest bırakıldı. Anka-
ra Merkez Kapalı Cezaevi'nde
de 3'ü tutuklu 4 kişi dün sahve-
rildi. İstanbul Bayrampaşa Ce-
zaevi'den ise saat 20.30 sırala-
rında "tbda Cephesi" davası
sanıklanndan 7 kişi ile adam öl-
dürmeye teşebbüsten hüküm gi-
yen 19 yaşındaki Beşir Türk sa-
bverildi. Metris Cezaevi yetkili-
leri ise, tahliye işlemlerine bu sa-
bah başlayacaklannı kaydetti-
ler. İzmir Buca Kapalı Tutuk ve
Cezaevi'nden de 71 hükümlü ve
tutuklu dün 21.00'den itibaren
salıverilmeye başlandılar.
Tahliye haberlerinin duyul-
masından sonra tutuklu ailele-
ri, yakınlannın cezaevinde bu-
lunduklan illere akın ettikleri
gözlendi. Bazı otobüs şirketleri,
tutuklu yakınlanna özel indirim
yapmaya başladı. Bu uygulama-
mn öncülüğünü yapan Çanak-
kale yolcu otobüsleri, İstanbul-
Çanakkale arasmda tutuklu ya-
kınlanna yüzde 20 indirim ya-
pıyor.