25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 13NİSAN1991 Tahliye kanannı karda kışta cezpevi kapısı bekleyen tutuklu yakınlan da sevinçle karşdadı Bayrampaşatiabir başka günESAT PALA Günlerdir süren " a f beklen- tisi sonunda birçok tutuklu ve hükümlüyü sevince boğdu. On- lar kadar, cezaevi kapılannda karda kışta bekleyen çocuklan, eşleri ve yakınlan da aynı mut- luluğu yaşıyor. Bayrampaşa Ce- zaevi'nin önü, Cumhurbaşkanı özal'ın af karannı ımzaladığı- nın duyulmasından hemen son- ra dolraaya başladı. Ancak, gelenlerin çoğunluğu- nun adli suçlu veya 163. mad- deye aykınlıktan cezaevinde ya- tanlann yakınlan olduğu dikkat çekti. Cezaevinin önü dün ak- şam üstü açık görilşteki olağan kalabalığın ötesindeydi. Yaşlı- lar, gençler ve buyüklerini öz- lemle bekleyen çocuklar kaplı- yordu her yeri. Türkiye'de uzun süredir gün- demde olan "aftan ilk yarar- lanarak Bayrampaşa Cezaevi '- nden dışarıya çıkan Beşir Türk oldu. 19 yaşındaki Türk, adam öldürmeye teşebbüsten yargıla- nıp 5 yıl hüküm giymiş. Bir yıl yattıktan sonra, af umudunun doğması; geceleri rüyalanna gir- miş. "Yatıp kalkıp bunu düşii- nüyordura. Onceleri hiç umu- dum yoktn" diyor. Cezaevinin kapısında bir elinde eşyalarıru koyduğu torbası, öteki eliyle za- fer işareti yapıyor. Ağzından çı- kan ilk kelimeler ise, "çok mut- luyam abi." Yakınlan yoktu Beşir Türk'ün cezaevi önünde. Ama, yine de tahliye olmanın sevinci gözlerinden okunuyor- du. Bayrampaşa Cezaevi'nin önünde asıl kalabalığı bir süre- dir Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nde 163. maddeye aykırılık- tan yargılanan "tbda Davası" sanıklanmn yakınlan oluşturu- yordu. Sabırla, saatlerce arka- daşlannın salıverilmesini bekle- diler. Salih Mirzabeyoğlu, Ha- run Yüksel, Mevlüt Koç, Ali Osman Zor, BUal Saylak, Siiley- rnan Da) ve Salih Erdiş kapıdan göründuğünde, bir alkış tufanı yükseldi. Art arda kucaklaşma- lar, gazetecilere verilen pozlar- da tebessümler, bir süre dinme- di. tbda Davası sanıklan, büyük bir sevinç ve alkışla kendilerini bekleyen arkadaşlannın araba- lanna binerek, bir an önce çık- mak için can attıklan Bayram- paşa Cezaevi önünden uzaklaş- tılar. Arkadaşlanyla birlikte bir kebapçı salonunda "iftannı" açan Mirzabeyoglu, dün DGM'de duruşmalan olduğunu ve hâkimin "163. madde kaldı- nldığına göre, sirin de tutuklu kalmanıza gerek yok" dediğini anımsatıyorudu. Küçük büyük 30'a yakın kitabı olduğunu be- Urten Mirzabeyoğlu, her şeye karşın biraz endişeli; şunları söylüyor: "Eger, bugünkü ya- salardan daha ağır yasalar geti- rilmezse bu affa sevinebiliriın." Afla tahliye olanlann yaru sı- ra mahkeme tarafından dün ser- best bırakılan bir üniversitelı genç de dışarıya çıktı BayTa- mpaşa Cezaevi kapısından. Ya- şadışı sol bir örgüte üye olduğu gerekçesiyle yargılanan gencin, ötekiler gibi pek sevinçli olma- dığı sinirli halinden hemen bel- li oluyordu. Biraz da çatarak şöyle seslendi kalabahğa: "Devrimcilere tahliye yok. Hırsız, soyguncu, şeriatçıya bu tahliyeler. Söylenecek bir şey var ını? Biz, af umudn taşımı- yonız." 'Özgürlükten güzelnevar'Kimse gelmemiş karşılamaya. Herkes yann diye bekliyor. Halil Acar, 14 yıl sonra Aktaş Atilla Mahallesi'ndeki küçük gecekondudan içeri giriyor. TURAN YILMAZ ANKARA — Cezaevinin de- mir kapısı, akşamj yırtarcasına bir kez daha acıldı. Önce bir jandarma eri göründü. Kapı aralığından. Sonra bavullar. En son da bu bavullar ile çantalan taşıyanlar. Bunlar, "şartlı tahli- ye yasası"ndan ilk yararlanan hükümlülerdi. deymiş. En az bir o kadar daha yatacakmış. "Tahliye nasd bir şey?" sorusuna, "nasd otsun, eyi bir şey. Oimaz mı hiç" yanıtuıı veriyor. Ahmet Tuna daha yaş- lı. 54 yaşında. Cinayetten girmiş, tam 14 yıl olmuş gireli, 'Taili mechul cinayet mağdunıyuz biz" diyor ve ekliyor: "Annem ve kardeşim de bun- ca senedir aynı nedenle içeride. Ankara Yarıaçık Cezaevi'nde Ömrümüz çüriidü..." sabahtan başlaraıştı tahliye ha- vası. Müdürün, tüm ısrarlarına karşın kimse işliklere gitmemiş. Takım elbiseler giyilmiş, önce- den hanrlanan denklerin başın- da bekleyiş başlamış. Sonra, "yasa yürürlüğe girdi" haberini öğrenmişler. Bekleyiş, daha çe- kilmez bir hal almış. Sonra, "tamam" denmiş, hazırlanan Annesi Münibe ile kardeşi Mustafa, yann (bugün) çıkacak- larmış. Söze Halil Acar giriyor, "Öz- giirtük kadar giızel bir şey yok kardeşim. Başka oe olsun ki..." Murat Kutluer de "Özgürtü- ğünü kaybetmeyen anlayamaz bunu..." diyor. # .. Sonra, Acar ve Kutluer ile ev- evraklar işleme konulmuş... Ve lerine gidiyoruz. Acar'ı ilk gören tahliye.. eşi Güİseren oluyor. "Anaaa, işte Dikkatimizi bu ilk tahliye edi- geldi ya" diye bağınyor. Bağır- lenleri hiç karşılamaya gelen ol- masına kızlan Nazan ve Derya maması çekti. Sorduk. tlk çı- fırhyorlar. Aktaş, Atilla mahal- kanlardan, Halil Acar, "Bizirn- kiler yann çıkarız diye bekHyoriardr dedi. Murat Kut- luer ise, "Habcrsiz oldu biraz" dedi. Halil Acar, 23 yaşında, asker- "İbda Davası" sanıklan Istanbul'da aftan ilk yaraıiananlar oldu. ^alıtı Mirzabeyoğlu, Harun Yüksel, Mevlüt Koç, AN Osman Zor, Bilal Saylak, Süleyman Dal ve Salih Erdiş aff ın sevincini yakınlanna sarılarak yaşadılar. (Totoğraf: Esat Pala) lesindeki küçük gecekondu, bir sevinç yumağma sahne oluyor. Murat Kutluer, Mamak- Keçikıran'da otunryor. Onlar da gecekonducu. Murat Kutluer"i yaşlı babası Osman ile annesi lik dönüşü girmiş içeri. Cinayet- Sultan Kutluer karşılıyor. Elle- ten. dile kolay 14 yıl olmuş. "O rini öpüyor, sonra «nnesinin zaman bir kızun annesinin ku- cagında, digeri kamındaydı. Şimdi ikisi de ortaokul ikinci smıfta" diyor. 38 yaşındaki Sür- meK Abay da cinayetten hüküm- lü. îdamdan dönmüş. 24 yıla hâlâ oğluna çarptınlmış. 5 yıldır cezaevin- hyordu... nnı gözyaşlanna tanıkhk ediyoruz. Anne, oğluna sanlıyor, sanlı- yor... Hiç bırakmamacasına sa- nlıyor. Biz oradan aynlırken, annesi sanlmış, ağ- ABD'den yardım operasyonu (Baştarafı 1. Sayfada) gerektigini" kaydetti. Inönü, Irak içinde kurulacak yerleşim merkezleri için Irak hükümeti- nin nzasının ve işbirliğinin sağ- lanmasımn önemli bir koşul ol- duğunu vurguladı. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, dün gece Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Gerek Türkiye'ye gecen ve gerek Irak'- ta bekleyen 700 bini aşkın Kür- de yardımın tamaraen iklim ve ulaşım koşullanndan gerçekle- şemediğini" ve bu nedenle hava köprüsünün helikopterlerle uy- gulanacak bir operasyona dö- nüştürülmesinin kararlaştınldı- ğjnı bildirdi. Amerikan, tngiliz ve Fransız ucaklanyla oluşturulan yardım- köprüsünün dün akşam başla- dığı öğrenildi. Müttefik kuvvet- lerin helikopterlerinin Batman'a indiği beürtüiyor. Akdeniz'deki ABD 6. Filosu'nun da İskende- run'a aynı şekilde ikmale başla- dığı bildirildi. Irakhlara gönderümek üzere, 1800 ton gıda maddesi taşıyan ABD bandırah bir gemi, dün ts- kenderun'a geldi. AA muhabirinin tskenderun liman yetkililerinden aldığı bil- giye göre, Iraklılara gönderile- cek 1800 ton gıda maddesini ta- şıyan ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait "Uss Sandiego" adlı gemi, dün akşam Iskenderun körfezi- ne girdi. Türkiye'deki üslere getirilen malzemeler Amerikan helikop- terleTİyle bölgeye ulaştınlacak. ABD, yardımın düzenli dağıtı- mı için Türkiye'den sağlık per- soheli ve çevirmen de istedi. Bölgeye yiyecek, giyecek, çadır ve ilaç yardımı yapdırken, yaralı ve hastalar Türkiye'deki hasta- nelere nakledilecek. 8300 ABD askeri AA'mn haberine göre ABD'- nin Türkiye sımnndaki Kuzey Iraklılara yardım amacıyla Türkiye'nin verdiği izin çerçeve- sinde yürüteceği yardım operas- yonuna toplam 8300 ABD aske- rinin katılacagı bildirildi. ABD ordusu Avrupa Komu- tanlığı'mn Frankfurt'taki mer- kezinden dün yapılan açıklama- da, operasyonda halen 4800 as- kerin görev aldığı, bunlara 3500 askerin daha katılacagı belirtil- di. Açıklamada, "Rahatı Sağla- ma Operasyonn" (Operation Provide Comfort) adlı operas- yonda 30'dan fazla da helikop- terin görev alacağı kaydedildi. Washington Post Ufuk Güldemir'in Washing- ton'dan bildirdiğine göre, ABD başkentinde yayımlanan Was- hington Post gazetesi Batı hü- kümetlerinin Irakh Kürtlerin dağlık bölgelerden içerdeki va- dilik bölgelere nakledilmesi için Türk hükümetine baskı yaptık- lanm bildirdi. Washington Post haberinde başta ABD olmak üzere tüm Batı'mn Kürtlere daha fazla in- sani yardım yapmak istediğini ancak arazi koşullanmn buna engel olduğunu, bu bakımdan da Kürtlerin daha düzlük bölge- lere indirtilmesi için Ankara nezdinde girişimlerde bulun- duklanm kaydetti. Washington Post aynca Ankara'daki Fran- sız Büyükelçisi Eric Rouleau'ya atfen Türkiye, Fransa ve ABD'- ninBM çerçevesi dışında Kuzey Irak'a müdahale için görüşme- ler yaptıklannı ileri sürdü. Hurd'dan uyan İngiltere Dışişleri Bakanı Do- uglas Hurd, Irak'ın Türkiye ve Iran sınınna gelen Kuzey Irak- lılara yönelik yardım çabalan- nı engellemeye kalkışması duru- munda müttefıklerin güç kulla- nacağını söyledi. Hurd, dün iktidardaki muha- Irak nabız yokluyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Irak Başbakan Yardım- cısı Tank Aziz'in Türkiye'yi zi- yaret etme yönündeki isteği An- kara'da "en üst düzejde" değer- lendirilirken Ürdün Dışişleri Ba- kanı Tahir El Masri'nin "gayri resmi" görüşmeler için pazar günü Türkiye'ye geleceği öğre- nildi. El-Masri'nin bu görüşme- ler sırasında önceki gün görüş- tüğü Tarık Aziz'den de bir me- saj getirebileceği belirtiliyor. El-Masri'nin ziyareti, yetkili- lerce, "Ürdün Dışişleri Bakanı Körfez krizinin yorgunluğunu bayramda İstanbul'da dinlene- rek geçirecek" sözleriyle doğru- landı. Bu arada, Dışişleri Ba- kanlığı'nın El-Masri'ye "gayri resmi" bir akşam yemeği vere- ceği ve bu yemekte, gene "özel" nitelikli bir görüşmenin gerçek- leştirileceği ifade edildi. Dışişleri Bakanhğı çevreleri, Körfez kirizi boyunca Irak'a bu- yük ölçüde destek veren Ürdün 1 ün üst düzey bir yetkilisini Tür- kiye'ye göndermekle Ankara- Bağdat ilişkilerinin yeniden iyi- leştirilmesi yönünde "kulis" yapma amacı taşıyabileceğini belirtiyorlar. El-Masri'nin Irak ile Türkiye arasında dolayh bir mesaj değişiminin gerçekleşme- sinde "aracılık" rolü üstlenebi- leceği de kaydediliyor. Ancak yetkıliler, "Irak ile diplomatik ilişküerimiz sürüyor, gerekirse dogrudan mesaj gönderme ka- nalımız açık" diyerek bu olası- lığı ikinci plana itiyorlar. Öte yandan Başbakan Yıldı- rım Akbulut, dün Ankara'dan Diyarbakır'a giderken uçakta gazetecilerin konuyla ilgili soru- lannı yanıtlarken Tank Aziz'in Türkiye'de görüşmelerde bnlun- ma yönündeki isteğinin değer- lendirildiğini söyledi. Akbulut, "Görüşmeme gibi bir tutum içinde değiliz. Meseleyi görüşe- rek halletmekte yarar var. Me- seleyi dogrudan halledecek olan da Irak'ür. Bu insanlan yerierin- den yurtlarından etüler. O hal- de yine onlar, bu insanlara gü- vence vererek yurtlarında barındırmalıdırlar" dedi. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sungar da Tank Aziz'in önceki gün Türkiye'yi Irak'ın iç sorunlarına kanşmamaya çağı- ran sözleri üzerine yaptığı açık- lamada Başbakan Akbulut'un scylediklerinin benzeri bir ifade kullandı. Sungar, Türkiye'nin, Irak'ın "iç işlerine kanşmama niyetinin daha önce de defalar- ca açıklandıgına" dikkat çeke- rek sorunu yaratanın Irak'ın kendisi olduğunu belirtti. Sun- gar, soruna acilen çözüm bulun- ması gerektiğine işaret ederek Irak'ın Türkiye sınınna "yığılan vatandaşlannın yaşadıklan yer- lere dönmelerine sağlayacak ko- şullar >-aratılmasının kendi men- faatlerini hizraet edeceğinden kuşku bulunmadığıaı" vur- guladı. fazakâr parti üyelerine hitaben yapuğı konuşmada, "müttefik- lerimizle birlikte, Irak'ın, yar- dım çabalannı önlemek için gü- ce başvurması dunımunda sert biçimde cevap vermek için plan- lar hazırUyoruz" dedi. Hurd, "Iraklılann yardım sağlanması ve Kuzey Iraklılar için BM >et- kUUerinln gözetiminde bir gü- venli bölge oluşturulmasına ra- zı olacaklarını umduklanm" söyledi. Major kararlı AA'mn haberine göre İngilte- re Başbakanı John Major, Irak 1 tan kaçanlar için oluşturulması planlanan güvenlik bölgesinin kuriılması amaayla çaba harca- maya devam edeceğini bildirdi. Iraklı mültecılere mutlaka uluslararası işbirliği ile yardım edilmesi gereğini vurgulayan Major, îngiltere'nin de bu ger- çek doğrultusunda ağırlığmı koymaya devam edeceğini söyledi. SSCB'den ^epki SSCB Dışişleri Bakanhğı söz- cüsü Vitaly Çurkin, Batılı ülke- lerin desteklediği ve Irak toprak- ları içinde, Kürtlerin güvenliği için BM denetiminde güvenlik bölgeleri oluşturma önerisine karşı olduklannı söyledi. Çurkin, bu konudaki bir soru- yu yanıtlarken böyle bir güven- lik sisteminin, "Irak topraklan- nın bir bölümünü fiilen bu iil- kenin egemenlik alanı dışına çıkarmak" anlamına geldiğini ve "istenmeyen bir emsal oluş- turacağı için" buna karşı olduk- lannı belirtti. Sovyet sözcü, BM Güvenlik Konseyi'nin, önerilen bölgeleri oluşturma konusunda "ulusla- rarası sınırların belirlenmesi >e bolgedeki halkın etnik dağılımı- nın belirlenmesi gibi konularda da" guçlüklerle karşılaşacağını ileri sürdü. Çurkin, Türk bırlıklerının Irak'ın Kuzey sımnndan içeri girdikleri yolundaki haberleri "kaygıyla izlediklerini" bildirdi. AA'mn haberine gore BM Ge- nel Sekreteri Cuellar, İngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı Lynaa Chalker'i kabul ettikten sonra yaptığı açıklamada, •'lrak'ta koruma bölgeleri ku- rulması fikrine karşı değilim, ancak Irak'ın nzasını almak gerekiyor" dedi. Sebnem Atiyas'ın New York- tan bildirdiğine göre, bugün Bağdat'a giden Eric Suy Irak yö- netiminden ülkenin kuzey ve gü- neyindeki Kürt ve Şiilere ulaştı- nlacak insani yardımın örgüt- lenmesi ve gözetimini yürütecek 50-100 kadar BM görevlisinin bölgede bulunmasına izin ver- mesini isteyecek. Bağdat, Kürt- lerle Şiilere bir ceşit dokunul- mazlık sağlayacak bu isteğe olumlu yanıt verirse, Güvenlik Konseyi'nin bu yönde yeni bir karar almasma gerek kalmaya- cak. Irak'ın BM daimi temsilci- si Al Anbari bu isteğe "evet" ce- vabı vermiş bulunuyor. Bu ne- denle Bağdat'ın yarutı yalmzca "resmi onay" anlamı taşıyor. Bu arada, Kürdistan Yurtsever Birlik (KYB) ve Kürdistan De- mokratik Parti (KDP) tarafın- dan Şam'da yapılan ortak açık- lamada, Saddam Hüseyin yan- lısı birliklerin, Kürtlere saldın- lannı yoğunlaştırdığı ileri sürül- dü. Kürt kaynakları, Kuzey Irak'taki Duhok kentinin isyan- cılar tarafından ele geçirildiğini de iddia etti. ŞIRNAKTAN / AHMET TAN Batı, Kürtlere Muhtaç 46 bin mahkûm serbest ŞIRNAK — Güzelim bebek yüzlerinde Batı'nın çirkin snra- ünı seyrediyorsnnnz. Annelerinin eteğinden tutarak ayak siirüyen, çamuriara bulan- mış bebelerin yüzlerindeki acı- nın arkasında Batı'nın çirkin egoizmi ile Şark despotluğunun acımasızlığı var. Şark despotu zulmünü elin- den geldiğince yerine getirdi. Ama, Batı yine de çirkinliğini yeterince sergilemiyor diye se- vinmek gerek. Ya kalkıp Türkiye Cumhur- başkam'nın, çok değil 2 ay ön- ce agzından yaptığı açıklaraayı ortaya koysa n« yapardık ki? Türkiye Cumhurbaşkanı, "Irak'taki Kürtler bizim 12 mil- yon vatandaşımızın soydaşıdır. Elbette ki onlarla ilgilenmek hakkımızdır" dememiş miydi? Petrolünü sağlama, yıktığı kentlerin ihalelerini, satacağı ye- ni sflahlann siparişlerini alıp ke- nara çekilen Batı, Türkiye Cumhurbaşkanı'mn o açıkla- masını gösterip, "Vatandaşlan- nızın soydaşian diyordunuz. Buyunın ilgilenin" demiyorsa yine de Türkiye kendisini şanslı saymalıdır. Başbakan dün uçağı iie bir grup gazeteciyi cehennem bölge- sine götürdü. Yazılanlar, çizilenler ve TV'den yansryanlardan herkes karsılaşacağı göriintülere kendi- sini hazırlamıştı. Ama ceben- nem tablosunun ortasına helikopterie inince bu hazırlığın yetersizliği, hafifliği hemen an- laşıldı. Nasd ki savaşın gerçek dehşeti TV'den seyrederek anlaşılamaz- sa, buradaki dehşeti de ekran- dan izleyerek kavramak mümkün değil. Yamaçlara, çalı diplerine kıvnlmış yaşlılarla, öbek öbek çocuklaria göz göze gelmekten korkuyorsunuz. Öfkenin, nefretin, acımanın, büznün, çaresizliğin en yoğunu kafanızdan bedeninize yayiuyor. Üstünuzdeld giysilerden, aya- ğınızdaki papuçlardan, biraz önce yediğiniz sıcak pide ve tu- lum peynirinden utamyorsunuz. Ama gercege dönmek gerek. Gerçek şu: Dünkü resmi rakamlara göre, 400 bini Türkiye tarafında ve sı- nınn sıfır noktasında, 300 bini ise Irak kesiminde tam 700 bin insan uzun bir süre bu cehen- nem tablosunda yaşamak zo- runda. Amerika buna karar vermiş. Önceki gün Meclis'te ABD büyükelçisi Ue göriişen Başbakan'ın dün bize açıkladı- ğına göre de bu karann gereği yerine getirilecek. ABD, önumiizdeki günlerde Türkiye'de yardım malzemesi, yiyecek, içecek depolamasına geçecek ve bunun için de arala- nnda Batman da olmak üzere bir çok yerde nakliye uçağı ve belikopter konuşlandıracak. Irak'tan kopup kendilerini sı- nınn bu yakasına atmış Kürtler yurtlanna dönmek istiyorlar. Ama bu isteği Amerika ve "ko- alisyon"un yardımı olmadan gerçekleştirmek olanaksız. Tıp- kı Knveytlfler gibi. Ancak Ame- rika ve "koalisyon" böyie bir şey düşünmüyor. Bunun yerine, ramazan ayı oi- duğu için fitre ve zekât ölçeğin- de yiyecek içecek yardımı yapmayı uygnn göniyorlar... Ne zamana dek? Bnnu kimse bümiyor. Bflinen o ki, ABD bu olayı Körfez krizinin bir parcası ola- rak kabul etmiyor. Bu insanlan ise "bölgenin yurttaşlan" olarak kabul ediyor ve buralarda tut- mak istiyor. Buralarda derken sınınn öte yanı veya bu yanı... Kürtlerin elinde servet yok, petrol yok. Tek özellikleri her dönemde kolay aldatılabilmele- ri, kola> "dolduruşa" gelmeleri ve ellerine silah alıp ayaklanma özellikleri. Bu "nitelikleri" uzun \-adede ABD ve öteki Batı ülkeleri için elbette önemli bir "zenginlik." Batı, sırf bu "nitelikleri" için Kürtlere yiyecek içecek gönde- riyor. Çünkü onlann yaşamalan gerek... İstanbııl Barosu Atina'ya (Baştarafı I. Sayfada) • kuruluş" bulunmadığını söyle- di. Başsavcı, soruşturmanın bü- yük bir hızla sonuca ulaştınldı- ğını belirtti. Öte yandan İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan facianın "Türk-Yunan dostluğu açısın- dan nazik bir durum yarattığı- nı" belirterek a\'ukatlar arasın- da yapılması kararlaştınlan "dostluk ve banş maçı"nın Ati- na barosunca ertelenme isteği- ni normal karşıladıklarını söyledi. Kazan şöyle dedi: "Yunanistan'ın duyduğu acı- yı yürekten paylaşmak isteriz. Ve Yunan aydınıyla halkının ay- nı duyarlıhğı paylaşmasını bek- leriz. Gerilimi azaltacak yakla- şımları sürdürerek bu olayı aşa- bilmeliyiz." Öte yandan gecen yıl temmuz ayında Edirne'nin Karaağaç semtinde sınır devriyeleri tara- fından Yunanistan'a yasadışı yollarla geçmek isterken yaka- lanan Kadir Çal'ın sorgusu ya- pılmak üzere bir süre gözaltın- da tutulduğu öğrenildi. Sorgu- sunda, yakınlarının kendisini akıl hastası olarak gördüklerini ve bu yüzden oldurmek istedik- lerini ileri sürdüğü belirtildi. Aynca, Çal'ın can güvenliği ol- madığı gerekçesiyle birçok ilin valiliklerine ve savcıbklarına bu konuda dilekçe verdiği ve yurt- dışına kaçma isteği taşıdığı kay- dedildi. İstanbul Cumhuriyet Başsav- cısı Şevki Arat, dün yaptığı ba- sın toplantısında Kadir Çal'ın, Hamidiye Oteli çevresindeki va- tandaşlarca tanındığını söyledi. Yunan gazetelerine ilan Türkiye Seyahat Acentalan Birliği'nin (TÜRSAB) geçen günlerde tstanbul'da meydana gelen otobüs yangını ile ilgili olarak hazırladığı başsağlığı ilanlan Yunan gazetelerinde ya- yımlanıyor. TÜRSAB'm hazırladığı "Baş- sağlığı" ilan şöyle: "Türk Seyahat Acentalan, ts- tanbul'da meydana gelen acı olaydan duyduklan derin üzun- tüyü bütün Yunan halkına bil- dirir, acılarınızı paylaşır. Tarihsel, kultürel ve kardeşuk bağlanyla birbirierine dost Türk ve Yunan halkı arasındaki iliş- kilerin, bir ruh hastasının neden olduğu hunharca olaydan etki- lenmeyecek kadar güçlü olduğu- na inanıyoruz." (Baştarafı 1. Sayfada) sadığım, ancak ilk etapta tahli- ye olacaklann sayısırın 25 bin kadar olduğunu söyledi. Adalet Bakanhğı bürokratlan ise bu sa- yınm 35 bin olacağı tahmininde bulundular. Sungurlu, yürürlük- ten kaldınlan 140, 141, 142 ve 163. maddelerden tutuklu ya da hükümlü bulunanlann eylemleri bir başka suç daha içermemesi halinde hemen salıverilecekleri- ni, bunlann davalannın da or- tadan kaldınlacağını söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda sa- baha karşı sonuçlanan görüşme- ler sonunda kabul edilen yasa, ANAP milletvekillerinin verdi- ği önergeler ile değişikliğe ugra- dı. İlk değişiklik, gecici 2. mad- dede oldu. Verilen önerge ile bu maddeye haklannda kamu da- vası açılacaklar ile haklannda daha önce kamu davası açılmış olan sanıklann yargılanmalan- nın yapılacağı, ancak duruşma- lara gehneyen sanıklann savcı ya da yargıç önünde alınmış ifade- leri ile yetinileceği hükmü geti- rildi. Yasaya ilişkin istisnalann belirtildiği gecici 4. madde de yi- ne ANAP'hlann verdiği önerge- ler Ue önemli ölçüde değişikliğe uğradı. Daha önce yasadan ya- rarlanamayacaklann belirtildiği bu madde, değişiklikler sonucu, yasadan yararlanacaklann istis- nalarının yer aldığı bir madde haline dönüştü. Bu maddedeki ilk değişiklik, daha önce yasa- dan yararlanamayacaklan ifade edilen suçlardan hüküm alan ya da yargılananlann da koşullu olarak yasa kapsamı içine alın- ması yönünde oldu. Buna göre TCK'mn 125, 146 (son fıkra ha- riç), 403, 404/1, 405, 406, 407, 414, 416/ ilk, kamu görevlileri- ni görevlerinden ya da bu sıfat- lan kalkmış olsa bile bu görev- lerini yapmalarından ötürü öl- dürenler, öldüraıeye teşeobüs edenler ve buna iştirak edenler ve Askeri Ceza Yasası'nın 55, 56, 57, 58 ve 59. maddelerindeki suçlan işleyenlerden, idam ceza- sı alanlann 20 yıl, müebbet ce- za alanların 15 yü, diğer hapis cezalannı alanların da cezalan- nın üçte birini yatmalan halin- de yasadan yararlanarak şartla tahliye edilebilmeleri sağlandı. Bu sürelerin belirlenmesinde hu- kümlülerin tutuklu kaldığı süre- lerin göz önünde tutulması da benimsendi. Ancak beürtilen bu sürelerde İnfaz Yasası'mn ön- gördüğü indirim hükümlerinin uygulanmayacağı, belirtilen su- reler net olarak çekilmesi gerek- tiği de kabul edildi. Yine aynı maddeye Mesut Yü- maz yanlısı milletvekillerinin önergesiyle eklenen bir hüküm- le de TCK'nın ikinci kitabında yer alan 'Devlet idaresi aleyhi- ne işlenen cürümler' başlıklı üçüncü babında yer alan hü- kümlere aykın hareket edenler, Bankalar Kanunu'na aykın dav- ranarak bankalardan haksız ve usulsüz para alanlar, kaçakçılı- ğın men ve takibi hakkuıda ka- nuna aykın davranarak çıkar sağlayanlar, usülsüz, yolsuz ve gerçek dışı işlemlerle ihracat, it- halat ve yatınm teşvikleri ile ver- gi iadesi, prim, kredi, faiz farkı ve benzeri adlarla kamu kaynak- lanndan haksız çıkar sağlayan- lar için de özel hüküm getirildi. Buna göre bu eylemleri gerçek- leştirenler haksız, usulsüz ve yol- suz olarak sağladıklan kaynak- ları faizleriyle birlikte zamana- şımına bakılmaksızın ödemele- ri koşuluyla şartla tahliye olana- ğından yararlanabilecekler. Yasaya göre 8 Nisan 1991 u- rihine kadar işlenen suçlardan ötürü verilmiş ya da verilecek olan idam cezalan infaz edilme- yecek. lstisna getirilenlerin dı- şında kalan suçlardan idam ce- zası alanlar, tnfaz Yasası hü- kümlerine göre cezalanmn 10 yı- lını, müebbet hapis cezası alan- lar 8 yılını, diğer hapis cezalan- nı alanlar da cezalanmn üçte bi- rini çekmeleri halinde şartla tah- liye edilecekler. Bu sürelerin be- iirlenmesinde hükümlünün tu- tuklu kaldığı süre de göz önün- de tutulacak. Bu hükümlüler hakkında İnfaz Yasası'nda belir- tilen kanun hükümleri ise uygu- lanmayacak. Adalet Bakanı Oltan Sungur- lu, dün düzenlediği basuı toy- lantısında, hükümlülerin aldık- lan cezanın belli olduğunu ve bir sorun çıkmayacağını belirtir- ken henuz süren davalarda ya da henüz soruşturması süren olay- larda suçun niteliğjne göre cum- huriyet savcısı ya da yargıcm ya- sada öngörülen cezanm en alt sı- nırını esas alacağını söyledi. Sungurlu, hüküm kesinleştiğin- de daha fazla ceza verilmesi ha- linde kalan sürenin aynca infaz edileceğini de bildirdi. Yasaya göre tutuklular hazır- lık soruşturması süren olaylar- da iddianameye esas olan suçun vasfına, son soruşturmada iddi- anamede beürtilen suça ya da suç vasfına göre yasa yürüriüğe girdikten sonra 30 gün içinde tahliye edilecekler. Tutuklular- dan hakkında dava açılmamış olanlar savcıhklarca, dava açıl- mış olanlar ilgili mahkemelerce, dosyalan Yargıtay ya da Askeri Yargıtay'da olanlar ise ilgili da- ire ya da başsavcüıklarca serbest bırakılacaklar. Bu madde hak- lannda kamu davası açılacaklar ile daha önce açılmış olanlann yargılanmalannın yapılacağını da hükme bağhyor. Yasa yürürlüğe girdikten son- ra cezaevinde disiplin cezası alanlann bu cezalan kaldınlma- dığı takdirde şartla tahhye hü- kümlerinden yararlanamayacak- lan da hükme bağlandı. Yasa, Türk vatandaşhğı kay- bettirilenlerin yasadan yararla- nabilmek için yasanın yürürlü- ğe girmesinden sonra iki yü için- de yurda dönebilmelerine de olanak sağlıyor. Yasaya göre bunlardan yurda girişlerinde herhangi bir koşul aranmaya- cak, hudut kapılannda girişleri de engellenmeyecek. Diişünce suçlulannın dunımu Adalet Bakanı Sungurlu, bir soru üzerine TCK'nın 140, 141, 142 ve 163. maddelerinin kaldı- rılmasıyla birlikte bu maddeler- den hüküm alan ya da yargıla- nanlann davalannın ortadan kalkacagını, bu suçlardan hü- kümlü ya da tutuklulann eylem- lerinin bir başka suç daha içer- mediği takdirde hemen salıveri- leceklerini söyledi. Sungurlu, davası ortadan kaldınlacak bu suçlardan yargılanıp hüküm alanlann adli sicil kayıtlanmn da başvurulan halinde silinece- ğini bildirdi. Sungurlu, yasanın uygulanıp bir an önce tahliyelerin başlaya- bilmesi için bakanlıkta bir ko- misyon oluşturulduğunu, bu ko- misyonun yasanın uygulanması- na ilişkin kıstaslan belirlediğini söyledi. Bu komisyonun haz.ır- layacağı tavsiye niteliğindeki metnin yasayı uygulayacak sav- cıhklar ile mahkemelere iletil- mek üzere kısa sürede cumhuri- yet bassavcıüklanna ulaştınlaca- ğını da kaydeden Sungurlu, çı- kan yasanın da faks ve telefon- lar ile cumhuriyet savcıhklanna. iletilmeye çalışıldığını bildirdi. Sungurlu, bir soru üzerine mahkemelerin bayram tatüinde; de bu konuda çahşacaklanm söyledi. Vatandaşhğı kaybettirilenlere. ilişkin hükümle, bu kişilerin* yurda dönerek vatandaşhğa dö- nüş için başvunı olanağı sağlan- dığını belinen Sungurlu, 10 bin- lerce kişinin bundan yararlan-. mak için Türkiye'ye gelecekleri- ni sandığını bildirdi. Sungurlu, hayah' ihracatcılar, kaçakçılar ve banka dolandıncıları için geti- rilen koşullu hükmün, yargıçlar tarafından nasıl tatbik edilece- ğini şimdiden bilemeyeceğini, ancak yargıcm bu kişilerden te- minat olarak tahliye karan ve-' rebileceği gibi teminat almadan tahliye edip, hükümle birlikte dava konusu paranın kendilerin- den tahsil edilmesine karar ve- rebileceğini de söyledi. Özal: Artık suç işlemesinler Cumhurbaşkanı Turgut Özal dün TRTye gelerek bayram için bir mesaj yayımladı. Mesajında "af' konusuna değindiğini an- latan Özal şunlan söyledi: "Bu iyi oldu labii. Şimdi ar- tık dışanya çıkacaklar da suç iş- lemesinler. Biz de hemen onay- ladık ki yürüriüğe girsin. Şimdi bayram konuşmasına da değin- dim. Dün gece saat 04.00'e ka- dar ben de seyrettim.' Siz bek- lemiyordunuz, ama bakın 2932 de geçti. Hem yasa hemen her- kesi kapsayacak şekilde genişle- di. Aynca yurtdışında bulunan ve Türk vaıandaşlığından çıkar- Ulanlar da yasadan yararlana- caklar. Hayıriı olsun." Sahvermeler başladı (Baştarafı J. Sayfada) ve 146. maddelerine getirilen sı- nırlama nedeniyle cezaevinde kalacak 2 bin 500'ü aşkın siyasi tutuklu ve hükümlü ile yakınlan sevinçlerini buruk yaşıyor. Şartlı sahvermeden yararla- nacak tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılmalanna ilişkin bakanlık tebliğinin savcılıklara ulaşmasından sonra, ilk tahliye- ler akşam saatlerinde başladı. Ankara Yarıaçık Cezaevi'nden saat 20.00'den itibaren 11 hü- kümlü serbest bırakıldı. Anka- ra Merkez Kapalı Cezaevi'nde de 3'ü tutuklu 4 kişi dün sahve- rildi. İstanbul Bayrampaşa Ce- zaevi'den ise saat 20.30 sırala- rında "tbda Cephesi" davası sanıklanndan 7 kişi ile adam öl- dürmeye teşebbüsten hüküm gi- yen 19 yaşındaki Beşir Türk sa- bverildi. Metris Cezaevi yetkili- leri ise, tahliye işlemlerine bu sa- bah başlayacaklannı kaydetti- ler. İzmir Buca Kapalı Tutuk ve Cezaevi'nden de 71 hükümlü ve tutuklu dün 21.00'den itibaren salıverilmeye başlandılar. Tahliye haberlerinin duyul- masından sonra tutuklu ailele- ri, yakınlannın cezaevinde bu- lunduklan illere akın ettikleri gözlendi. Bazı otobüs şirketleri, tutuklu yakınlanna özel indirim yapmaya başladı. Bu uygulama- mn öncülüğünü yapan Çanak- kale yolcu otobüsleri, İstanbul- Çanakkale arasmda tutuklu ya- kınlanna yüzde 20 indirim ya- pıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle