Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13NÎSAN1991 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloji İşleri Ge-
nel Mûdûriüğü'nden alınan
bilgiye göre yurdun kuzeyba-
tı kesimleri çokbulutlu, Mar-
mara'nın batısı ve Kuzey Ege
yer yer sağanak yağışlı, diğer
yerler parçalı ve az bulutiu ge-
çecek. HAVA SIÇAKLIĞI: Biraz
artacak. RÜZGÂR: Kuzey ve
batı yönlerden hafıf, arasıra
orta kuyvette esecek. DENİZ-
LERİMİZDE: Günbatısı ve lo-
dostan 3-5 kuvvetinde saatte
10-21 deniz mili hızla esecek.
Deniz mutedil dalgalı olacak, görüş uzaklığı 1 km.
dolayında bulunacak. Van Gölü açık geçecek. .
Behı
Buısa
Çaıattole
ÇÇ
DerazS
A 23° 10° Dıyartakır A 14° 3° Manısa 8 21" 6°
B 14° 6" Edırne V 20° 5° K Maraş A 19» 10°
A 15° S°Eranean B 12° 5°Meran A 20° 12°
Y 13° 6° Eraınıra B 8° 1° MuJU B 18° 7°
B 10° 3°Esl<İ!etw A 11° 2°Mu5 B 13° 4°
A 16° 4°Gaaar*p A 16° 6°NıJ<kı A 16° 4°
A 20° 12° Gıresun A 11° 8° Orftı A 11° B°
A 23° 10° Gumûstune A 12° 3° Ftae A 11° 9°
A 11° 5°H*l4i B 13° 2°Samam A 12° 8°
B 22° 8°bp«ti A 15° 2°Sıırt A 12» 5°
Y 21° f i s M M B 13" 7°S«1O0 B 11° 7°
Y 17° «°brar B 21° 8°Sıvas A 11° 1°
B 9° 3°Kaıs B 11° O°lelortlaj Y 18° 6°
B 9° Pösömonu B 11° 4°*ata>n A 12° 8°
B 12° ftoflm A 15° 3°lmcelı B 8° 3°
B 17° 4°KııWarei Y 18° S°U$a!< Y 15° 3°
Y 19° 7°Konya A 14° 2°Van B 15° 0°
A 12° 4° Kütahya Y 14° 3° Yozsat A 13° 2°
8 17° 6°Malatya B 15° 6°Zonguldak B 10° 6°
k
yajmurlu fkartı A-jpk BMuttı ûfljneş* K-urt S-aslı "V^aCmurtu
BULMACA
9
SOLDAN SAĞA:
1/ Tknn ile evreni bir
kılan, her şeyi Tann
olarak gören öğreti-
lertn genel adı. 2/
Tehlike işareti... tliş-
kin, değgin. 3/ Üstü
toprakla örtülü sa-
man yığını... Kalın
bükulmüş sicim. 4/
Kapalı bir yerde ses-
lerin dağıhm biçimi.
5/ Su düzeyindeki
sıra kayalar... Üstü
kapalı olarak anlat-
ma. 6/ Jskambilde
bir kâğıt... Çinko. 7/
Dizi, sıra... Bir göz rengi. 8/ Köpek-
lerde yaş... "—!
im sanata düşer usta/
Dilim küfre, yüreğim acıya" (Refîk
Durbaş). 9/ Çabuk kurumasını sağ-
lamak için boyaya katılan madde.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Güreşle boksun kanşımı olan sert
bir spor. 2/ Telefon sözü... İsimler.
3/ Tarlayı sürerek dinlenmeye bırak-
ma... Ayırma, açma. 4/ Yanardağ ka-
yalıkları arasında bulunan bir fel-
dispat türu... Lantan elementinin simgesi. 5/ llaç... Pis koku.
6/ Duman lekesi... Bir nota. 7/ Osmanlı devletinde toplum gü-
venliğini sağlamakla görevli askeri polis örgütü. 8/ Bir nota...
Aruz ölçüsünde kısa okunması gereken bir heceyi kalıba uy-
durmak için uzatma. 9/ Doğu Karadeniz bölgesine özgü yel-
kenli bir kıyı teknesi... Yiğit, kahraman.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
BOlfln şık
Kadınlann kemerl
Türk iktisatı
13 NtSAN 1931
Türk Iküsatçılan cemiyeti
ikinci içtimaını dün Ticaret
Odası salonunda aktetmiştir.
Içtimaa memleketin tarunmış
bfltün iktisatçılan iştirak
etmişlerdi. Darülfünundan
coğrafya müderjisi Sadi ve
Ticaret Borsası umumî kâtibi
Nizamettin Âli Beyler birer
tez okumuşlardır.
Sadi Beyin Türkiye ticaret
tarihinin devrelere taksimine
dair bir tecrübe mevzulu
konferansı alâka ile
dinlenilmiştir. Sadi Be>'
Ticaret tarihini dört devre taksim etmiş ve Türkiye iktisat
tarihinde ticaret ve nakliyeciliğjn rolû, ilk ve orta
zamanlarda Akdeniz ticaret alemi ve TürkiyeMe başlıca
ticari devreler ve Süveyşkanaü açılmazdan evvel ve
sonraki ticarî vaziyetler hakkında mufassal izahat
vermiştir. Nizamettin Âli Bey, cihan buhrarunın tahlili
mevzulu konferansında buhran nazariyeleri ve seciyeleri
ile cihan buhramnın Türkiye'ye tesirlerini izah etmiş,
müteaddit grafıkler göstermiştir. Her iki konferans ta
alkışlanmıştır. Müteakiben idarî bazı mesail mevzuu
bahsedilmiş, aidatın muntazam bir şekilde tahsili ve
verilen konferanslann tabettirilerek tevzi edilmesi
takarrür etmiştir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
V.A.Gagarin
Fezada ilk insan
13 NtSAN 1961
I Ruslar, fezaya insan gönderme ve
' geri getirme yarışını, Amerikayı
geride bırakarak, bugün
kazanmışlardır. Haber, bir sürpriz
teşkil etmemekle beraber, heyecan
yaratmış ve bütün dünyada,
"beseriyetin kaydettiği en muazzam
ilmi gelişmelerden biri" olarak
alkışlanmıştır. Başarı hakkındaki
ilk haber, dün gece Sovyet resmi
Tass Ajansı'nın Londra Bürosu tarafından Ingiliz
gazetecilerine verilmiş, bir sözcü, "Yarın sabah fezaya
uçuş hakkında bir açıklama yapacağız" demiştir.
Mütaakıben bu sabah, Sovyetler'in ilk insam fezaya
gönderdiği Moskova Radyosu tarafından bütün dünyaya
ilan edilmiştir. Dünya etrafmdaki mahrekine sokulan 4,5
tonluk feza gemisindeki Rus, Sovyet Hava Kuvvetlerine
mensup 27 yaşındaki Binbaşı Yuri Alekseviç Gagarin'dir;
evlidir ve iki kızı \r
ardır. Feza gemisi mahrekine otunır
oturmaz, 9.019 ve 20.006 megaherts üzerinde çalışan
radyo vericileri vasıtasiyle yeryüzüyle irtibat sağlamıştır.
Moskova Radyosuna göre, ilk insan feza yolcusu,
Türkiye saatiyle 8,22'de Güney Amerika üzerinde
bulunmaktaydı. Feza gemisinin ucuna raptedilmiş olduğu
roket, saat 6 yı 7 geçe açıklanmıyan bir yerden
ateşlenmiştir. Gagarin ilk rnesajı da 8.22'de göndermiş ve
şöyle demiştir.
— "Uçuş normal devam ediyor. Ben iyiyim:'
Feza gemisi, ateşlendikten bir saat sonra, Afrika kıtası
üzerinde bulunmaktaydı. Feza gemisinin mahreki asgari
175, azami 320 mil arasmda değişmekteydi. [14725 kilo
sıkletindeki Vostok feza gemisini atmosfer dışına
sevkeden son kısmının ağırlığı bu yekûna dahil değildir.]
ilk feza adamı Gagarin, ikinci mesajını saat 09.15'te
Afrika üzerinden göndermiş ve şunları söylemiştir:
— "Uçuş normal devam etmektedir. Yerçekiminden
kurtularak ağırhğımı tamamen kaybetmiş olmamdan
müteessir değilim."
Feza gemisinin yolculuğu 108 dakika devam etmiştir.
Dolayısiyle Gagarin dünya etrafında bir defadan fazla
dönmüş olmaktadır. Zira "Vostok"un dünya etrafındaki
bir ruru 89 dakikada yapacağı açıklanmıştı. Gene
Moskova Radyosunun bildirdiğine göre, feza adamı
evvelce tesbit edilen şartlar dahilinde muayyen bölgeye
inmiştir. Muayyen bölge denen yer, Batı Rusya'dır.
GEÇEN YIL BUGUN CumhuriY
et
Kararname sıkıntısı
13 NİSAN 1990
ANAP'ın Doğulu dört milletvekili Nurettüı Yılmaz,
Kemal Birlik, Nurettin Dilek ve Mehdin Işık Doğu ve
Güneydogu'daki terörle ilgili son düzenlemelere karşı,
parti ayrımı gözetmeksizin tüm Doğulu milletvekilleriyle
ortak, "kulis faaliyeti yürüteceklerini" açıkladılar. Dört
milletvekili, dün yaptıkları ortak açıklamayla,
"Kararname Meclisten düzeltilmeden geçerse, bizler de
vekâlet işlemini yerine getiremememizden dolayı istifayı
şerefli bir görev olarak kabul edebiliriz" görüşünü ifade
etti.
( Helsıtıkı
•tİÜaLeningrad
Moskova
Kahtre»
DÜNYA'DA BUGÜN
Amstertam B 15°
Amman A 25°
AHna
Bagdat
Barcetona
Basel
Btlgrad
Baftn
Bopn
Brûloal
Budapeşfc
Cennre
Ceayır
CkWe
Dute
Ftankftı^
Grne
Hetsnüo
Kahıre
Kooentug
KMn
Leflmşa
B 18°
A 25°
p
B 19°
B 16°
B 15°
B 13°
B 15°
B 15»
B 20°
B 18°
A 32°
A 35°
B 16°
A 24°
Y 9°
A 21°
Y 9°
B t3°
A 23°
Leningrad
Londra
Madnd
Mîteno
Momreai
Moston
Münih
N6w Vorit
Osk>
Pans
Prag
S.^Rona
Şam
felA
B 14°
Y 11°
B 20°
B 18°
B 16°
B 14°
Y 8°
B W>
B 13°
A 34°
B 10°
B 13°
A 27°
B w»
B 15°
viyana B W°
B 16°Zûnh
TARTIŞMA
Köy Enstîtülü Ozanlar, Y azarlar
Dadal'ların, Fakir'lerin, Başaran'lann, Apaydm'ların ve daha
nicelerinin yaratılmasında kuşkusuz en büyük pay Köy
Enstitüleri hamurunda yoğrulmuş olmalarında yatmaİctadır.
"50. Yjlıoda Köy Enstitüleri" adlı destan-
lanyla ozan Nebi Dadaloğlu, bizlere yarım
yüzyıl öncesinin coşkulu anılanndan sesler
getiriyor. Yanm yüzyıh aşkın bir zaman di-
liminin ötesine taşıyor.
Karşımızda bir kale gibi dimdik duran
Tonguç Baba, hemen yanı başmda eğitim
tarihimizin yüce anıtı Hasan Âli Yiicel...
Cüavuz Köy Enstitüsü. 1943 yılı. Karşı
yamaçlarda kirizma yapan, ağaç dikenler.
Telii Pınar'da çapa yapanlar. Büyük Korû-
Ink'ta ders yapanlar. Dinlence saatinde el-
lerinde eski Yunan ve Roma klasiklerinin en
güzel çevirilerini okuyan kızlı-erkekli ens-
titülü gençler... Hasan Âli, Tonguç Baba ya-
nımızda, aramızda... Birlikte yemek yiyo-
ruz. Sonra ceşitli sazTar eşliğinde 25 kişilik
bir müzik topluluğu konser veriyoruz:
"Sürer, eker, biçeriz, güvenip ötesine
Milletin, öz kazancına, milletin kesesine
Biz nlusal variığın, temeliyiz köküyüz
Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz."
Ve Dadaloğlu, yıllar sonra aynı coşkuy-
la, sanki Pazarören'de değilmiş de Cıiavuz-
daymışçasına sesleniyor:
"Bu yerlerde güller biter,
Gözağnm gözümde tuter,
Kula kullnk artık yeter,
Yürii Cılavuz'nm yürti."
Dadal'ların, Fakir'lerin, Başaran'lann,
Apaydın'lann ve daha nicelerinin yaratılma-
sında kuşkusuz en büyük pay Köy Enstitü-
leri hamurunda yoğrulmuş olmalarında yat-
maktadır. Enstitülü ozanlar, enstitülü ya-
zarlar, yüzyıllarm terk edilmişliğinin, unu-
tuhnuşluğunun seslerini dile getirirler. Yüz-
yülarca tahsildarla jandarmadan başka dev-
let görevlisi göndermediğimiz bu uçsuz bu-
caksız Anadolu köylerinin öz benliğinde
yatan cevher, Köy Enstitülerle ışığa kavuş-
tu. Ve de çevresine ışık saçmaya başladı. Ne
yazık ki ışıktan rahatsız olanlar, altı yılda
bu dünyaya örnek eğitim kurumlannın kök-
lerine kibrit suyu döktüler. Ama bu ocak-
lardan yetişmiş yirmi bin insan, ilerlemiş
yaşlanna karşın ellerindeki meşaleyi taşıyıp
dunıyorlar.
tBRAHİM ADtLOGLU
tstanbol
YÖK*ün -Sullanahntet Arsası'
Anlaşüan, ABD'nin bu projesini "konuşlandırmak" için YÖK
Başkanlığı bilimi ve hukuku da bir yana bırakmaktan
çekinmiyor; tarihi meydanlarımızı, resmi yazışmalara "arsa"
olarak geçirebiliyor.
ABD ve müttefiklerinin "Çöl Fırtınası"-
na haarlandıklan günlerdeyiz. Şikago Baş-
konsolosluğumuzdan çıkan bir yazı, önce
MDli Efeiüm Bakanlığı'na, oradan YÖK'e ve
derken ITÜ Rektörlüğu'ne ulaşır. Yazıda is-
tenilen, ABD Mimarük Eğitimi Enstitüsü'n-
ce (NIAE) mimarhk öğrencileri arasında
açılan uluslararası bir yanşmamn "duyurul-
ması"dır. Bakanlık bu isteği "uygun" bul-
muş ve YÖK Başkanlığı da üniversiteden ge-
reği "rica" etmiştir...
Acaba devletin ve bilim kurumlarımızın,
yurtdışı ve yurtiçi en üst organlarından
"hızla" geçerek, onların "bilgisi" ve de
"Ugisi" içinde öğrencilerimize dek ulaştın-
lan bu "nhısiararası" yanşmamn konusu
nedir?
YÖK'ün 15 Ocak 1991 tarih ve 0593 sa-
yıü yazısmdan okuyalım;
"(NIAE'nin)... düzenlediği yanşmada,
konunun Istanbul olarak beliriendigi; ve mi-
mari projenin Sultanahmet Camii ile Aya-
sofya arasında kalan arsada, Batı ile Doğu-
nun birleştigi noktada, antropoloji konn-
sunda bir merkezin proje çizimini konu al-
dıgı... bildirilmektedir."
Evet. Yanhş okumuyoruz. Amerikalılar
"Batı ile Doğn'nnn birleştiği nokta" olarak
Sultanabmet ve Ayasof>'a'nın "arasını" seç-
mişler ve dünyadaki tum mimarhk öğren-
cilerini bu tarihi meydana bir ">apı projesi"
taşarlamaları için ">«n?t«nnajn" karar ver-
mişlerdir. "Şikago-Ankara-VÖK" üçgenini
kuranlar da bu "talihsiz" yer seçimine hiç
karşı çıkmadan, tstanbullu öğrencilere
"Haydi siı de yanşın!_" diyebilmişlerdir...
Tarihe ve kültüre karşı, böylesine bir
"duyarsızlıgın" önde gelen "sorumlnsu"
kimdir?..
Konsolosluk diyebilir ki; "Bizden hep
Türkiye'yi umtmamız istenmiyor mu? Bu
yanşma ile tüm diinj'anın tstanbul'u öğre-
necegini düşündük; bemen Ankara'ja ilet-
tik..." Ne söylenir? "Umanz bir giin, say-
gınlığımızı koruyarak da tanıtırsınız..." der,
geçebiliriz.
Bakanhk da diyebilir ki; "Birim işimiz
egkimin "miUi olmasını" saglamaktır.
Adamlar, milli degerlerimizin ortasında bir
bina düşünmıiş olabilirler. Yakışır mı, ya-
kışmaz mı? Bunu "milli" üniversitelerimiz
bilir..." Buna da denecek bir şey ohnaz.
"Uzmanlığa saygı gösteriyorlar..." diye avu-
nup Metin Milli'den şarkılar dinlemeye de-
vam ederiz...
Yanşmayı okullannda duyuran rektörlük
de diyebilir ki: "Biz artık özerk değiliz, yu-
kanya baglıyız. YÖK istedi, biz de duyur-
dak..." Eh... belki buna da "er»aüah" çe-
kebiliriz. Ne de olsa "657" sonınu. Kimse-
nin canı yanmasın. Istanbul ne olursa ol-
sun...
"Yazışma sırası içinde" geriye kalıyor
YÖK...
Acaba bu "anayasal" kurumumuz ne söy-
leyebüir? Salt ülkemizin değil, dünyanın
bu en önemli SÎT alanlanndan birine, bin-
lerce yıllık Osmanlı ve Bizans uygarlığı ile
çevrelenmiş bir alana, elinoğlu bir bina yap-
mayı "tasarüyor" bile olsa, onu böyle bir
düşünceden "men etmek", "mflli
1
' bir bilim
kurumunun görevi değil midir? YÖK Baş-
kam üniversiteye yazı yazacağına, alıp eli-
ne kâğıdı kalemi, "Ey ABD'li hocalar, si-
zin tarihiniz daha yüz elli yıllık, bizünki ise
beş bin yıllık. Aklınızı başınıza toplaym" di-
ye bir uyan gönderse, "antropoloji"ye (in-
sanhk bilimi) daha iyi hizmet etmiş olmaz
mı?
Görülüyor ki böyle bir çağda tutumu
YÖK'ten de beklemek boşunadu-.
Dahası, bu yanşma için "seçflen alanın"
YÖK yazısmdaki "tanımı" bile ürkütücu ve
kaygı vericidir. "Sultanahmet Camii iie Aya-
sofya arasındaki arsada..."
Şehircilik kurallan ve imar yasasına gö-
re "arsa", imar planlarında "üzerine bina
vapılması için aynlan yer" demektir. Anla-
şılan, ABD'nin bu projesini "konuşlan-
dırmak" için YÖK Başkanlığı bilimi ve hu-
kuku da bir yana bırakmaktan çekinmiyor;
tarihi meydanlarımızı, resmi yazışmalara
"arsa" olarak geçirebiliyor. Üstelik, ABD-
nin W harton Ekonomi Okulu'ndan "fahri
hukuk doktoru" payesini alan Özal'a bile
sormadan...
TBMM'de nisan başlannda kabul edilen
yeni yasayla, üniversitelerimiz artık "4 tip"
olacakmış. Başlannda YÖK varken hangi-
si "ulusal" ve bilimsel" bir eğitim verecek
dersiniz?
OKTAY EKİNCİ
Yük. Mimar/Muğla
SINAVtLANI
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞrNDAN
STAJYER GÜMRÜK MUHAFAZA
KONTROLÖRLÜCÜ
GtRİŞSINAVI
Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gümrukler Muhafaza Genel Müdür-
lüğü tarafından 21, 22, 23 Mayıs 1991 Salı, Çarşamba, Perşembe gün-
leri saat 9.00'da Ankara'da Stajyer Gümnik Muhafaza Kontrolörlüğü
Giriş Suıavı yazılı kısmı yapılacakür.
Sınava kaülabılmek için;
a) 657 sayılı Devlet Memurlan-Kanunu'nun 48. maddesinde belir-
tilen niteliklere sahip olmak,
b) Sınavın başlayacağı tarihte otuz yaşını doldunnamış bulunmak,
c) Üniversitelerin en az dört yıllık öğrenim veren siyasal bilgiler,
hukuk, iktisat, işletme ve iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden veya
bunlara eşitlıği Yüksek Öğrenim Kurulu tarafından kabul edilen yer-
li ve yabana öğretim kurumlarından birini bitirmis olmak,
Gerekmektedir.
Istekliler; diğer katılma şartlarını, sınava başvunı için gerekli bel-
geler ile sınav konulannı ve açıklayıcı diğer bilgileri kapsar broşürü
Şehit Teğmen Kalmaz caddesi, Susam sokak, Kocaman Han, No: 22,
Kat; 5 Ulus/ANKARA adresinde bulunan Gttmrük Muhafaza Kont-
rolörler Birim Baskanlığı'ndan temin edebilirler.
Sınava girmek isteyenlerin en geç 3 M&yıs 1991 Cuma günü saat
17.30"a kadar hangi yabancı dilden sınava girmek istediklerini belirt-
mek suretiyle bir dilekçe ve diğer gerekli belgelerle birlikte yukarıda
belirtüen adresteki Gümrükleı Muhafaza Genel Mudürlüğü Gümrük
Muhafaza Kontrolörler Birim Başkanüğı'na bizzat veya posta yoluy-
la başvurmalan gerekmektedir. Postadaki gecikıneler kabul edilme-
yecektir.
Basın: 23651
İLAN
ÇUBUK ASLtYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1989/392
Davacılar Mehmet Kuşçu ve arkadaşlan vekili Av. Fikret Kande-
mir tarafından davaklar Adem Erdem ve arkadaşlan aleyhlerine açılan
tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda veri-
len karar gereğince:
Davalüardan Adem Erdem ve Fatma Küci'nin adresleri meçhul ol-
duğundan dava dilekçelennın ilanen tebliğ edildiği, duruşmamn gı-
yaplarında karara bağlanmış olduğundan bu kerre mahkememizce
verilen 12.7.1985 tarih ve 1980/392 esas ve 1985/210 karar sayı ile
Çubuk Çatokçular köyu Çorlu mevkünde 1009 parselin müstakilen
davacılann murisi halk arasmda Sadık Nufusta ise Sadullah oğlu Meh-
met Kuşçu adına 3/12, Yusuf Kuşçu adına 3/12, Ismail Kuşçu adına
3/12 hisse ve Feyzullah kızı Satıa Kuşçu adına 1/1, Feyzullah oğlu
lbrahim Kuşçu adına 1/12, Feyzullah kızı Ümmühan Kuşçu adına
1/12 hisse olarak tapuya tesciline ve yine aynı köy Yamaç mevkiin-
de 1437 parselin 1/2 hissesinin Sadullah Kuşçu mirasçüarı Mehmet,
Yusuf ve Ismail ile Sadullah oğlu ölü Feyzullah mirasçıları Satıa, lb-
rahim ve Ümmuhan Kuşçu adlarına verasette hisseleri oramnda, ge-
ri kalan 1/2 hissenin Seyit Ali mirasçıları tapuda isiraleri bulunan
Hacı Uğuz (Oğuz), Kamile Uğuz, Akkuz Ganirae vereseleri ve Ha-
nım vereseleri adlarına eşit olarak tapuya tesciline karar verilmiş ol-
duğundan ve bu karann ilanen tebliği yapılması gerektiğinden
davalıların ilan tarihinden itibaren kanuni suresi zarfında temyiz et-
rneleri aksi halde hükmün kanuni suresi sonunda kesinleşeceği ila-
nen karar yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 23625
İLAN
T.C.
BULDAN
KADASTRO MAHKEMESİ
Esas No: 1989/65
Davacı Hasibe özçetin, davaülar Buldan Çaybaşı mahallesinden,
Meryem Adıman ile aynı yerden tbrahim kızı Ayşe aleyhine açılan
yine aynca Hazine aleyhine açılan komisyon karannın iptali ve tescil
davasının mahkememizde yapılan açık duruşması sırasuıda verilen ara
karan geregince:
Davacı vekili tarafından taraflar arasında niza konusu olan Bul-
dan Helvaalar mahallesi 497 ada 8 No'lu parselin ve aynca aynı yer
9 No'lu parselin davalılar ile davacı adına tespit gördüğünü, belirti-
len her iki parsel için davalüann hiçbir haklannm bulunmadığını id-
dia ederek bu parsellerdeki davalılar adına yapılan hisselerinin ipta-
line ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini dava
etmiştir.
Davaulann yapılan tüm araştınnalara rağmen tebligata yarar açık
adresleri zabıtaca tespit edilemediğinden davalüann adına raahkemece
ilan yolu ile dava dilekçesinin tebliğine karar verilmiştir.
lşbu dava dilekçesi yerine kaim olmak uzere davahlara dava dilek-
çesinin bu şekilde tebliğine, davaulann duruşmamn atüı bulundugu
26.4.1991 günü saat 9'da Buldan Kadastro Mahkemesi'nde hazır bu-
lnnmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, ettirmedikle-
ri takdirde duruşmaya yokluklannda devam edip mahkemece resen
karar verüeceği hususu davetiye yerine gecerli olmak üzere ilanen tebliğ
olunur.
Basın: 46543
İLAN
KARS SULH HUKUK
MAHKEMESİNDEN
Sayı: 1990/406
Davacı Hazine tarafından davalı Karabey Oztürk aleyhine açtığı Kars
merkez Istasyon Mahallesi 154 ada 99 parsel nolu taşınmazın Askeri
Yasak ve Gtıvenlik bölgesi içinde kaldığından bahisle tapunun iptali
ile hazine adına tapuya tescilini talep etmiş, aramalara rağmen davalı
Karabey öztürk'e dava dilekçesi ve duruşma günu tebliğ edilemedi-
ğinden, dava dilekçesinin tebliği ile duruşmamn atılı olduğu 14.5.1991
günü saat 9'a kadar tüm delilleriniz ile birlikte duruşmaya katılma-
nız, katılmadığınız takdirde duruşmaya gıyabınızda devam edileceği
ilanen tebliğ olunur. B3ısm.
İLAN
T.C
AFYON C SAVCILIĞI
1991/1318 Ilam
Afyon Çavuşbaş Mahallesi nüfusuna kayıtb olup, aynı yerde su-
cuk imalatcılığı ve satıcılığı yapan Osman ve Şukniye oğlu 1955 D.lu
Mustafa ERÇOBAN hakkında 9.1.1990 tarihinde sağlığa az veya çok
zarar verecek derecede bozuk sucuk imal edip satmak suçundan do-
layı kamu davası açümı; olup, yapılan yargılama sonunda.
Afyon Sulh Ceza Mahkemesinin 25.2.1991 tarih ve
1990/588-1991/112 Esas karar sayılı ilamı ile T.C.K.nun 396, 3506 Sk.
TCK. 647/4-T.C.K.72-402/1-2 maddeleti gereğince 490.000r LİRA
AĞIR PARA CEZAS1, 3 ay süre ile meslekten men ve 7 gün iş yeri-
nin kapatılmasına karar verilmiştir.
T.C.K.nun 396-402/1-2 maddeleri gereğince ilan olunur. 29.3.1991
Basın: 23819
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Enver İçin Dört Yazı
Enver Gökçe için Acılı kuşaktan dört yazım var. (Sayfa:
46, 212, 214, 322). Daha dergilerde, gazetelerde yazdık-
larım da vardır, elimin altındadeğil. Sürgün Alayı'nda tip-
lerden birinde de az çok Enver Gökçe vardır. Enver Gök-
çe için daha adı duyulmazken 1971'lerde Akşam gazete-
sinde ilk yazıyı yazanlardan biri de bendim. Adı öylesine
duyulmamıştı ki bana, "Kim bu Enver Gökçe" diye sorar-
lardı. İşin güzel yanı adı çok sonra duyuldu ama unutul-
madı. Bir de adı duyulur duyulmaz unutulanlar vardır.
Enver Gökçe ile çocukluk arkadaşıyız. Aynı mahallede
büyüdük, aynı okullarda okuduk, aynı hapisanede yattık.
Ağzından özyaşamını anlatırken şunları söyler:
"O zamanlar Ankara'da bulunan Arif Damar (Arrf Bari-
kat) ve bugün edebiyatımızın silinen kişilerinden Mehmed
Kemal benim ilk edebiyat arkadaşlarımdır. Mehmed Ke-
mal'le aynı mahallede otururduk. Benim ilk arkadaşlarım-
dan birisidir."
Enver Gökçe, 1980 yıHarına doğru merak edildi, tanın-
dı, şiirlerinden türküler yapıldı, kitaplarının birkaç basımı
oldu. Değeri gün geçtikçe bilindi. 1980'lerde bir mektup
almıştım, "Kâmuran Bozkar'a şiirler vermiştim, acaba ne-
rede bulabilirim, sen de adresi var mı" diye soruyordu.
Bana yazdığı mektupta da isim ve adres yoktu. Kâmuran
Bozkır'ın bulunabileceği yerleri saptadım, bir mektupla hu-
zur evine bildirdim. O yıliarda huzur evinde kalıyordu.
Enver için bilinmeyen ne varsa hepsi derlenip toparla-
nıyor sanırım. Son günlerde Damar dergisinde bir soyle-
şi, bir de Damar Yayınları'ndan 'Enver Gökçe Üzerine
Eleştiri, Tanrtma, İnceleme' kitabı çıktı.
Dergideki Nevval Sevindi (Çizgen) ile söyleşiyi İsmail
Gençtürk yapmış. Enver'i tanıyan Nevval gerçekten itginç
şeyler söylemiş.
Şair, yazar Nevval'i ben de tanıdım. Nevval, şairle ta-
nışmasını anlatıyor, şöyle:
"Enver Gökçe ile yeğeninin bir arkadaşı kanalıyla ta-
nıştım. Bir gün yeğeninin evine gittik ve onu ilk kez ora-
da gördüm. Birbirimize çok yakınlık duyduk. Yaşamında
ona yakın bir kadın yoktu. Savaşımla geçmiş çileli bir ya-
şamı vardı. Benim gençliğim, neşem, sıcak davranışla-
rım onu utangaçlık kabuğundan oldukça çıkarmıştı. Çün-
kü yeğeninin evinde sığıntı gibi hissederdi kendini, onunla
gerçekten ilgilenen yoktu. Politikadan, derneklerden, şi-
irden, dergilerden konuşurduk. Özel yaşamından çok az
söz ederdi... Bende fotoğrafları var. Özel olarak bir res-
mimi istedi. Vasikalık bir fotoğrafımın arkasına yazıp ver-
dim. Birlikte fotoğrafımız yok. Onun en acı anısı şuydu:
Yeğeninin babası, yani kız kardeşinin kocası (eniştesi), katı
ve onu hk? sevmeyen birisiydi. Gençliğinde bir dönem ge-
ne onlarda kalıyormuş. 'Arama olacak' diye bir haber ge-
lince adam, Gökçe'nin odasına girmiş ve bulduğu tüm kâ-
ğıtları toplayıp yakmış. En güzel şiirlerini, belki de bir ki-
taptan fazla olacak çalışmalarının kül olduğunu hiç unut-
mazdı. Ben de bu olaydan onun kadar acı duyuyorum."
Enver'le Cebeci damamın kule dibinde birlikte yattık.
Bugün elimizde olan şiirierin çoğunu kule dibinde yazdı.
Yani üçte ikisi kule dibi ürünüdür. Bu şiirler var da yeni
yazdıkları neden yok diye şaşıyorum. Enver şiirlerinin ço-
ğunu da ezbere b'lirdi. Unü duyuldukça şiirteri şurdan bur-
dan derlenerek bir araya getirildi. Adının ilk duyulduğu,
şiirlerinin dergilerde yayımlanmaya başladığı günlerde,
JF.nver Gökçe'yi yeniden keşfeden Günel Altıntaş, Cemal
Süreya'nın Papirüs dergisinde şöyle diyordu (Sayı 43,
Ocak 1972):
"Enver Gökçe'nin şiirlerini okuyorum. Müthiş bir şair
Enver Gökçe. Nasıl olup da bugüne kadar gizlemişler
onu? Akıl alacak şey değil."
Enver Gökçe unutulma kuyusundan çıkarılmıştır; bir da-
ha kolay kolay bu kuyuya atamazlar. Tesellimiz kuyudan
öteki şairlerin de çıkmasıdır.
ÇAU$ANLAR1N
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞtPAL
''Sağhk Karnesi
Değiştirilinceye Kadar"
SORU: Emekli Sandıgı'ndan emekü bir memurum. 1973
doğumlu kızımın sağlık karnesine, '...Tarihine kadar
geçerlidir" kaşesi vuruldugundan, başvuruda bulun-
dum. Yeniden sağlık karnesi düzenlenebilmesi için
ögrenci belgesi istendi.
1) Sağlık karnesi değiştirilinceye kadar gecen süre
içinde hastalanraası halinde muayene ve tedavisi na-
sıl yapüacaktır?
2) Kızım üniversiteyi terk ettiği takdirde sağlık hiz-
metlerinden yararlanması mümkün miidür?
Ölümüm halinde kızıma maaş baglanacağına gö-
re ve bona bağlı olarak her tiirlii sağlık yardımından
yararlanacağına göre evlenmediği ve çalışmadığı sii-
rece yaşı ne olursa olsun sağlık karnesi verilmesi ge-
rekmez mi?
MJS.
YANIT: 1) "Emekli, Adi Malullük veya Vazife Malullüğü Ay-
hğı Bağlanmış Olanlarla, Bunlann Kanunen Bakmakla Yüküm-
lü Aile Fertleri, Dul ve Yetim Aybğı Alanlann Muayene ve
Tedavileri Hakkında Tüzük" uyannca, muayene ve tedavi hak-
kım kazanrruş olup da sağlık karnesi ellerine geçmemiş olan
"kimseler, sağlık karneleri verilinceye kadar, muayene ve teda-
vi giderlerini kendileri öderler"
Tüzüğün 31. maddesine göre de "Sağük karneleri verilince-
ye kadar, muayene ve tedavi gideTİerini kendileri ödeyenler, res-
mi sağlık kurullannca yapılan muayene ve tadavilere Uişkin
usulüne uygun düzenlenmiş gider belgeleriyle fiyat kupürleri
yapıştırılmış reçeteleri (...)
TC Emekli Sandığı'na vermek veya göndermek suretiyle kar-
şılıklanmn ödenmesini isterler!'
2) TC Emekli Sandığı Yasası Madde 75'e göre "Kendisinden
aybk bağlanacak olanlann ölümü tarihinde evli bulunmayan
kız çocuklanna aylık bağlanu-î'
Kız çocuklara yetim ayhğı bağlanabilmesi için kız çocukla-
nn evli olmaması yeterlidir. Bunun yarunda bir başka koşul
aranmamaktadır.
Ancak kız çocuklann sağlık yardımlanndan yararlanabilmesi
için "evli bulunmaması" yeterli değildir.
Tflzüğün 2. maddesine göre sağlık yardımlanndan:
"B- Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü ayhğı alan-
lann yaşını doldunnamış ve evli olmayan erkek ve kız çocuk-
lan,
c) Evli ohnayan ve yardım edilmediği takdirde muhtaç du-
ruma düşecek olan kız çocuklan ile yaşlan ne olursa olsun malul
ve muhtaç erkek çocuklan,
d) Kanunen bakmakla yükümlü bulunduklan ve yardım et-
medikleri takdirde muhtaç duruma düşecek olan ana ve baba-
lan,
yararlanırlar!'
Kız çocuklann sağlık yardımlanndan yararlanabilmesi, evli
bulunmamasının yanı sıra "yardım edihnediği takdirde, muh-
taç duruma düşecek" olmasına da bağhdır.
İLAN
İZMİR 3. İCRA TETKİK MERCÜ
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1991/271
DİLEKÇİ: Kurak dayamkh tüketim mallan tekstil ve gıda sanayü
üretim ve pazarlara Ltd. Şti. 1710 sokak No: 42/A Karşıyaka-tZMİR
Yukanda ismi ve adresi yazüı bulunan dilekçinin, alacaklılan ile
konkordato akdetmek uzere hâkimliğimize 8.4.1991 tarihinde mü-
racaat etmiş olduğu ilan olunur. 9.4.1991
Basın: t-8253