Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10NÎSAN1991 KÜLTÜR-SANAT Cl\fHURİYET/7
DANS
Brodbeck'ten 'Modern Dans'
• Kültür Servisi —
Isviçreli dansçı
Christine Brodbeck
bugün Alman Kültür
Merkezi'nin Tünel'deki
Teutonia binasında
'Modern Dans
Tekniğine Giriş' başlıklı
bir konferans verecek
ve ardından bir gösteri
sergileyecek.
Brodbeck'in saat
18.00'de başlayacak
konferansının ardından
sunacağı gösteride
'Luftschletzen', 'Asabi
Damlalar', 'Yağmur',
'Time-Swim 1', 'Time-
Swim 2' ve 'Fratres'
başlıklı 6 solo dans yer
alıyor. Christine
Brodbeck klasik dans
eğitimini Basel'de
tamamladıktan sonra
Paris ve Londra'da
Martha Graham, Merce
Cunningham ve caz
dansın özgün
tekniklerini oğrendi.
Daha sonra klasik dans anlayışını terk eden sanatçj
kendine özgü bir stil geliştirdi. En önemli
ifade aracı olarak bedenini kullanan Brodbeck,
stilini 'ruh, duygu, düşünce ve vücudun organik iç
oyunu' olarak özetliyor.
EPEBİYAT
Oktay Akbal başkan
• Kültür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim
Kurulu'na seçilen üyeler arasında yaptıklan görev
dağılımı sonucunda Genel Başkanlığa Oktay Akbal'ı
tkinci Başkanlığa Demirtaş Ceyhun'u, Genel Sekreterliğe
Enver Ercan'ı ve Genel Saymanhğa Tahir Özçelik'i
getirdiler. Yönetim Kurulu'nun diğer üyeleri ise Melisa *
Gürpınar, Hasan Kıyafet, lsmet Kemal Karadayı, Hayati
Asılyazıcı, Lütfü Kaleli'den oluşuyor. Türkiye Yazar
Sendikası'nın 10. Olağan Genel Kurulu 6 nisan tarihinde
gerçekleştiriimişti.
MÜZİK
"Hızb kemancılar'ın konseri
• Kültür Servisi — Türkiye'de ilk kez uygulanan özel
bir eğitim sistemi ile keman öğrenimini sürdüren beş
genç sanatçı yarın saat 19.00'da tstanbul Atatürk Kültür
Merkezi'nde bir konser verecek. İTÜ Solistleri adıyla
konserler veren toplulukta Gülşah Tütüncü, Didem
Savaş, Başak Erdem, Eda Dündar ve Hakan Şensoy yer
alıyor. Solistlere piyanoda Mehru Ensari eşlik edecek.
İTÜ Solistleri, lstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği
Devlet Konservatuvan'nda özel Eğitim Hızlı Keman
Birimi'nde Prof. Ayhan Turan'dan ders aldılar. Eğitim
temeli fizyolojik, fiziksel ve müziksel olmak üzere üç
esas üzerinde oluşturulan 'hızlı keman birimi', keman
çalmayı yalnız kol ve parmakların bireysel hareketleri
olarak değil, tüm vücudun katıldığı 'bio-mekanic' bir
hareket olarak öngörüyor, keman ise Fızik biliminde
tanımlandığı gibi 'fiziksel bir kutu' olarak
değerlendiriliyor.
Oliver Lake geliyor
• Kültür Servisi —
Son yılların en önemli
alto
saksofonculanndan
Oliver Lake, 2 mayısta
İstanbul'da, 5 mayısta
tzmir'de dörtlüsüyle
birlikte konserler
verecek. Daha önce
Steve Lacy, Sun Ra,
Michal Urbaniak ve
David Murray gibi ünlü
müzisyenleri Türkiye'ye
getiren Pozitif
Vibrations'un
düzenlediği konserlerde Oliver Lake Dörtlüsü, 2 mayısta
saat 21.00'de lstanbul Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda, 5 mayısta saat 20.0O'de lzmir Atatürk Kültür
Merkezi Salonu'nda çalacak. Özellikle 70'li yıllarda
avant-garde caz çalışmaları yapan Oliver Lake'in
dörtlüsunde davulcu Andrevv Cyrille, basçı Santi
Debriano ve gitarcı Anthony Michael Peterson da yer
alıyor.
Flüt resitali
• Kültür Servisi — lstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvarı öğrencilerinden olan flütist Neslihan
Çiçek ve piyanist Neslihan Karamızrak, flütist Metin
Yavuz ve piyanist Eser Bügeman 11 nisan perşembe günü
saat 18.30'da Avusturya Kültür Ofisi'nde resital
verecekler. Flüt resitalinde J.S. Bach, C.Ph.E.Bach, G.
Faure, F.Poulenç G.Hüe, RGodard ve W.A. Mozart'ın
eserlerini seslendirecek olan Neslihan Çiçek ve Metin
"Vavuz, flüt öğrenimlerine 1984 yılında İstanbul
Üniversitesi Devlet Konservatuvarları'nda başladılar. 7
.yıldır flüt çahşmalarını öğretmenleri Erkan Alpayla
sürdürüyorlar. 1986'da Guy Cottin, 1987'de 1989'da
Gülşen Toitu, 1990'da Marie Celine Labbe ve 1990'da
Ayla Caymaz'ın flüt kurslanna katılan Çiçek ve Yavuz,
Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Atatürk Kültür Merkezi,
Avusturya Kültür Ofisi ve Beyaz Köşk'te birçok oda
müziği konseri ve resitaller verdiler.
Antik tiyatrolara 'önlem'
• ANTALYA (AA) — Sık sık verilen konserler sırasında
kullanılan, ışık ve ses aletlerinin yıprattığı antik
tiyatroların statik yönden, güçlü ses aletlerine ve ışığa
tahammülü olmadığı saptandı. Kültür Bakanlığı'nca
geçen yıl oluşturulan bir uzman heyet tarafından yapılan
incelemelerde, Aspendos Tiyatrosu'nun duvar kısmında
da çatlaklar görüldüğü belirtildi. Konserlerde kullanılan
spotlar, ses aletleri ve aşırı kalabahk, antik tiyatrolarda,
yer yer çatlakların oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle
Kültür Bakanlığı, Aspendos, Side gibi antik tiyatrolan
kurtarmak amacıyla "caydırıcı önlemler" aldı. Antik
tiyatroların daha az kullanımını sağlamak için fiyatları
yüzde 400 oranında arttırdı. Yetkililer, geçen yıllarda 3-4
milyon gibi sembolik ücretlerin ahndığı kira fiyatlanmn
bu yıl 20 milyon liraya çıkarıldığını söylediler. Yetkililer
konserlerde, 10-15 bin kişinin ahndığı tiyatroları korumak
için kapasitelerinin Aspendos ve Side için 5 bin, Myra
için de 3 bin kişi ile sınırlandırıldığını bildirdiler.
S1NEMA
Michael Landon kanser
•.Kültür Servisi — TV izleyicilerinin 'Bonanza' ve
'Kİiçük Ev' dizilerinden tanıdıkları Amerikalı oyuncu ve
yönetmen Michael Landon'ın pankreas ve karaciğer
kanserine yakalandığı açıklandı. Los Angeles'taki evinde
bir basın toplantısı düzenleyen Landon, bu ölümcül
hastalığı yenmeye kararlı olduğunu söyledi. 55 yaşındaki
ünlü TV oyuncusu, kansere yakalandığını alışılmadık bir
basın toplantısıyla duyurmak istemesinin nedenini,
"kendisini ve ailesini medyalann saldmsından bir an
önce kurtarmak istemesi"yle açıkladı. 14 yıl boyunca
'Bonanza' dizisinde Küçük Joe Cartvvright'ı canlandıran
Michael Landon, 1974'ten 1982'ye kadar da 'Küçük Ev'
dizisinde 'baba'yı canlandırmıştı.
MÜZİK/FİLJZVLİ
Piyanist Hüseyin Sermet, Türkiye'deki müzik koşullannı değerlendirdv
lfetenek var, ortam yokHüseyin Sermet'e göre
Türkiye'de birçok
yetenekli müzisyen
yetişiyor. Ama bu
yetenekleri "adam
edecek" ortam
yetersiz. Bu yüzden
daha az yetenekli
yabancılar Türkleri
kariyer açısından
geride bırakıyor.
Hüseyin Sermet, 7 Nisan
1991 Pazar günü bir resital ver-
di CRR konser salonunda. Kon-
serden sonra biraz da havadan
sudan ve müzik dışı konulardan
konuşalım dedik. Hüseyin Ser-
met, yeni baba oldu. Oğlu ile
çok iftihar ediyor, ondan söz
ederken gözlerinin içi parlıyor.
— Madem bu kadar seviyor-
sun çocuklan, neden bunca za-
man bekledin baba olmayı?
— Çocuk başlıbaşına ciddi
bir olay. 14-15 yaşından sonra
eğer bir sakatlığı yoksa herkes
çocuk yapabilir. Ama işin son-
rası önemli... Ben öteden beri
çocuklan çok severim. öte yan-
dan çocuk olması için bazı şart-
ların da olması gerek. O şartla-
n sağlayamıyorsan çocuk olma-
sm daha iyi. Şimdi artık o şart-
lann oluştuğuna inandığun için
olsa gerek, çok sevdiğim oğlum
şu anda mevcut.
— Çok güçlü bir babanın oğ-
lu olarak baba olmak konusnn-
da sen neler duşünüvorsun? Ya-
ni babanı örnek mi alacaksın,
yoksa başka türlü bir baba mı
olacaksın?
— Buna cevap vennek tok
zor. Çünkü ideal anne, ideal ba-
ba diye bir kavram olduğuna
ben inanmıyoruni. Insan ideal
anne baba olduğunu zanneder,
ama büyük hatalar yapar ya da
yaptıkları çocukları tarafmdan
büytik hata olarak görülür ve
yaşarur. Ben de çok doğru ha-
reket ettiğime kani olarak her-
halde bir sürü hata yapacağım.
Bence anne ve baba her şeyden
önce çocuğu çok sevdiğini de-
vamlı çocuğuna hissettirmeli...
Sevgiyi hisseden çocuk, birta-
kım sertliklere, icabında çok ko-
FIRTINA
GİBİ
BİR
RESİTAL —
Hüseyin
Sermet
Fransa'dan
fırtına
gibi
gelip
İstanbul'da
fırtına
gibi
bir
resital
verdi.
Sanatçı,
Schubert,
Ravel ve
Bartok'un
yapıtlannı
>orumladı.
(Fotograf:
Yıldız
Üçok)
lay göğüs gerebilir. Bir terbiye
kavramı içinde çocuğa sertlikle
bir şeyler öğretiliyorsa ve çocuk
sevgiyi hissetmiyorsa o çocuğun
işi zordur.
— Fransa'da oturuyor ve
orada çalışıyorsun. Şu günlerde
bölgemizde yaşanan insanlık
trajedisi Fransa'ya acaba nasıl
yansıyor, Fransular, Türkler ve
Kürtler konusunda yeterii bilgi-
ye sahipler mi?
— Diğer pek çok konuda ol-
duğu gibi bu konuda da aslın-
da karşıhklı birbirini tanımama-
dan dolayı ortaya çıkan birta-
kım sorunlar yaşanıyor. Bunlar
biraz Batılılann cehaletinden,
bizi hiç tanımamalarından kay-
naklanıyor. Bizim de en büyük
sorunlarırruzdan biri "kimse bi-
zi sevmiyor" kompleksi içinde
olup sorunlara devamlı duygu-
sal yaklaşmanuz.
Şunu belirtmekte yarar var.
Türkiye kuvvetli olduğu sürece,
politikalannı doğru ve zamanın-
da saptayıp o politikalan kararh
uyguladığı sürece baskı nereden
ve ne şekilde gelirse gelsin kim-
se bize irademiz dışında herhan-
gi bir şey empoze edemez. Bizim
Batı'ya ihtiyacımız var, ama on-
ların da bize ihtiyaçları var.
Kürt sorununa gelince. Türki-
ye'nin bu konulardaki girişim-
İeri Batı basınında gerekli yan-
kıyı bulmuyor. Çünkü "Türk-
ler, Kürtlere baskı ve eziyet et-
mjşlerdir ve etmektedirter" yak-
laşımı geçerli orada. Bu bir de-
receye kadar doğru, biz oniara
yıllarca yakınlaşmadık, sadece
polisiye yöntemlerle üstlerine
gittik. Ancak şimdi Türkiye de-
ğişiyor, ekonomik kalkınma,
özellikle GAP'la ben çok şeyin
düzeleceğine inanıyorum.
— Fransa'da da ayn diller
konuşan değişik topluluklar
var, degil mi? Oradaki uygula-
ma ne merkezde acaba?
— Tabii, Brötonlar, Basklar,
Katalanlar, Korsikalılar, Alsas
Loren bölgesindeki Fransız-
Alman kanşımı var.
— Bütün bu topluluklar ken-
di dilleri ile okuyup >azıyoriar
mı?
— Fransızlar, krallık zama-
nından beri kilisenin de baskı-
sıyla ve çeşitli yöntemlerle aha-
liyi iyice eğitmişler. Mesela Brö-
tonlar. Benim beraber olduğum
kız arkadaş Brötondur. Onun
annesi ve babası Brötoncayı iyi
bilmelerine rağmen Brötoncayı
ayıp kabul edip kendi çocukla-
nna öğretememişler. Dolayısıy-
la kendi kızları sadece resmi dil
olan Fransızcayı bih'yor. Bir
başka topluluk da Basklar.
Fransa'nın Bask bölgesinde te-
rorizm var mesela. Basklar,
"Bask bölgesinin bağımsızlıgı-
na kavuşmasını istiyoriar." Ge-
çenlerde Parıs'te bu teröristler-
den bazıları yargılandı.. Mahke-
mede bir tanesi şöyle dedi: "Si-
zin gazetelerinizde yazdığınız gi-
bi Fransa'da Bask sorunu yok-
tur, Bask bölgesinde Fransız so-
nınu vardır" dedi. Bu olay çok
çabuk örtbas edildi. Dolayısıy-
la Batı'nın hangi şekilde demok-
rasi oyunu oynadığını iyi bilme-
miz ve bizim de o oyunu kural-
larına göre oynamamız lazım.
Epeydir Fransa'da yaşayan
Hüseyin Sermet, Fransız dost-
larının ısrarına rağmen iki uy-
ruklu olmak istemiyor ve elin-
deki işçi pasaportu ile çektiği vi-
ze sıkıntılarına iki uyruklu ol-
madan son vermek iddiasında.
"Türkiye'nin zaten çok az sa-
natçısı var" diyor. "Otanlan da
iki uyruklu yapmak yazık ben-
ce. Dışanda Batuılann Türk sa-
natçılara yaklaşımı daima biraz
tavıriı. Evet, aslen Türksünüz,
ama Fransa'da okuduğunuz için
bu kadar iyi pivano çalıyorsu-
nuz tabii ki gibi. Oysa ben 13
yaşıma kadar Türkiye'de oku-
dum ve son derece iyi bir seviye
Ue Paris Konservatuvan'na gir-
dim. Bizim bütün Türkler kon-
servatuvara girerken gerek en iyi
Fransızlan gerek en iyi yaban-
cılan yetenegimizle mahvettik.
Bu iki kere iki dort. Amma ve-
lakin, bu arkadaşlann bir kısmı
kayboldu. Neden? Yetenek gır-
la, ama bu yeteneği adam ede-
cek ortam ve enfrastrüktür ek-
sikiigi var. Dolayısıyla bir Türk
müzisyenden çok daha az yete-
nekli bir Alman, Fransız veya
İtalyan oradaki ortam ve enf-
rastrüktürden dolayı Türkleri
kariyer açısından fersah fersah
geçebiliyor, bunun sebepleri
üzerinde düşünmemiz gerekir.
O zaman Türkiye'de çck şey de-
ğişecektir eminim.
Meral Güneyman, Hüseyin Sermet ve Selen Bucak IstanbuVda çaldılar
Nisanlagelen piyanist yağmuruMeral Güneyman,
resitalinin ardından
devlet senfoni eşliğinde
çaldı. Selen Bucak
resitali, Filarmoni
Konserleri dizisinde yer
aldı. Hüseyin Sermet,
nisanın ilk haftasımn
son piyanistiydi.
Nisanın ilk haftasında İstan-
bul'da yine piyanist yağmuru
vardı. ilk önce Amerika'dan
Meral Güneyman geldi. 1 nisan
pazartesi akşamı CRR Konser
Salonu'nda verdiği resitalde
Haydn'ın Fa Minör .Andante ve
Çeşitlemeleri dışındaki roman-
tik dönemden yola çıkıp Schu-
mann, Brahms ve Skriyabin ka-
nalıyla Prokeflefe ulaşan bir yol
Lzledi sanatçı.
Meral Güneyman, piyanoyu
okşayan, onunla fiziksel ilişki-
sini hep yumuşak tutan, ama
dizginleri hiç gevşetmeyen, tek-
nik ustalık ve rahathğı ile mü-
zikalitesi arasında tam uyum
sağlayan bir piyanist...
Güneyman, hafta sonu senfo-
nik konserlerde de şef Hikmet
Şimşefc yönetiminde yine Sergey
Prokofiefin (1891-1953, besteci-
nin doğumunun 100. yıldönümü
1991) do major op. 26, Üçüncü
Piyano Konçertosu'nu yorumla-
dı. Güneyman'ın Prokofief yo-
rumu da gayet Urik ve yumuşak.
Prokofiefin ille de "yurncu",
yani "percnssive" çalınması ge-
rekmediğini, vurgulan yerinde
ve zamanmda belirlemenin Pro-
kofiefin karakterini, zarafetini,
lirizmini, uçuculuğunu, hatta
PtYANOYU OKŞAYAN PİYANİST — Meral Güneyman, piyanoyu okşayan, ama dizginleri hiç
gevşetmeyen bir piyanist. Teknik ustalık ve rahatlıgı ile müzikalitesi arasında tam bir uyum var.
(Fotoğraf: İbrahim Günd)
romantizmini daha da belirgin-
leştirdiğini kanıtladı Güneyman.
Şef Hikmet Şimşek yonetimin-
deki tstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası Prokofiefin bu ol-
dukça karmaşık ve ritmik ba-
kırndan alengirli konçertosunda
Meral Güneyman'a sağlam ve
tutarh bir şekilde destek oldu.
4 nisan perşembe akşamı
AKM'de Filarmoni Derneği'nin
düzenlediği konserler dizisinde
bu kez Selen Bucak'ın piyano re-
sitali yer alıyordu. Selen Bucak
hem akademik eğitimini hem de
müzik çahşmalarını bir arada
sürdürebilen gayretli gençleri-
mizden biri. Bucak, Avusturya
Lisesi ve lstanbul Belediye Kon-
servatuvan'nı birlikte yürütmüş,
ikisini de bitirdikten sonra Bo-
ğaziçi Üniversitesi Siyaset Bili-
mi Bölümü'nü de tamamlayarak
bu kez MSÜ lstanbul Devlet
Konservatuvan YUksek Devre
Piyano Bölümü'nü Hülya Tar-
can'm öğrencisi olarak başan ile
bitirmiş. Anlaşılan siyaset bili-
mi yerine müziği seçmiş bile
rneslek olarak. Çünkü Selen
şimdi aynı kurumda öğretim gö-
revlisi olarak çalışıyor ve resital-
ler vererek mesleğini fiilen icra
ediyor.
Selen Bucak, temiz, eli yüzü
düzgün, pek de iddialı olmayan
yorumu Ue genç piyanistlerimiz
arasında yerini alıyor.
Nisanın ilk haftasımn son pi
J
yanisti Fransa'dan fırtına gibi
gelip fırtına gibi bir piyano re-
sitali veren Hüseyin Sermet. Hü-
seyin Sermet son birkaç yıl için-
de uluslararası kariyer doğrultu-
sunda ciddi ve emin adımlar at-
makta. Şimdiye kadar çıkan üç
plağı kataloglarda yer alıyor
Sermet, 7 nisan pazar günkü
resitaline Franz Schubert'in re-
sitalrepertuvarınaPaul Badura-
Skoda ve Alfred Brendel saye-
sinde giren sonatlanndan biri ile
op. 42 la minör sonat ile başla-
dı. Schubert'in piyano sonatla-
rı çeşitli nedenlerle piyanistler
için tehlikeli sonatlar. Uzunluk-
lan dolayısıyla eğer doğru yp-
rumlanmazlarsa korkunç sıkia
olabilir bu eserler, ancak Hüse-
yin Sermet gibi piyanistlerin yo-
nımu ile Schubert'in o değişken,
sürprizlerle dolu sesler dünyası-
nı yeniden keşfetmek şansına sa-
hip olabiliyoruz. Sermet, resita-
lini Ravel'in sonatını ve Bela
Bartok'un "En Plein Air" (Açık
Havada) adh süiti ile tamamla-
dı. Sermet'in Bartok yorumu da
dinlemeye değerdi doğrusu.
Hüseyin Sermet ve Meral Gü-
neyman kuşkusuz iki ayn kişi-
lik, ancak her iki çok değerli sa-
natçımızı da artık devlet sanat-
cılan arasında görmek istiyonız.
Onlann ne eksiği var?
Işın Çakmakçıoğlu ve Katia Burger, Genç Yetenekler dizisinde çalacaklar
Dosthık, yaz iestivalînde başladıKültür Servisi — Cemal Re-
>it Rey Konser Salonu'nda
"Genç Yetenekler" başhğıyla
düzenlenen konserler dizisinde
nisan ayının konuklan Işın Çak-
makçıoğlu ve Katia Burger.
Keman-piyano ikilisi bugün sa-
at 19.00'da verecekleri resitalde
Mendelssohn'un fa majör sona-
tını, Beethoven'in 2 numarab do
minör sonatını, Şostakoviç'in 6
prelüdünü ve son olarak da
Szymanovski'nin re minör sona-
tını seslendirecekler.
Işın Çakmakçıoğlu 24 yaşın-
da genç bir kemancı. Müzik eği-
tünini Londra'da sürdürüyor. 12
yaşındayken girdiği lstanbul Be-
lediye Konservatuvan'nı 1987 yı-
unda Saim Akçıl sınıfmda başa-
rıyla tamamlayıp devlet bursu-
Kemancı Işın Çakmakçıoğlu
ve piyanist Katia Burger
bugün Cemal Reşit Rey'de
Mendelssohn, Beethoven,
Şostakoviç ve
Szymanovski'nin yapıtlarını
seslendirecekler.
na hak kazanarak önce Viyana-
ya gitmiş. Viyana Müzik Akade-
misi'nde bir yıl öğrenim gördük-
ten sonra Londra'ya geçerek bu-
rada Kraliyet Müzik Akademi-
si'ne devam etmeye başlamış.
Işın Çakmakçıoğlu bir süre
sonra Türkiye'ye dönecek ve zo-
runlu hizmetini bir konservatu-
varda tamamlamaya çalışacak.
"Müzisyen olarak profesyonel
olmak çok zor" diyor Çakmak-
çıoğlu. "İki tercihimiz var. Ya
hocalık ya da bir orkestraya gir-
mek. Ben hocalıgı tercih ediyo-
nım." Müzik kariyerine Türki-
ye'den başlamak istiyor genç ke-
mancı. Bir hocasının bu yönde-
ki uyarılannı dikkate aldığını ve
bunca olanaksızlık, bu kadar
yoksunluk içinde olunduğu için
kendi ülkesinde bir şeyler yap-
mak istediğini belirtiyor. Ancak
yurtdışıyla olabildiği kadar çok
bağlantı kurmaya, ilişkilerini
"geniş" tutmaya çalışıyor.
Bu resitalde Işın Çakmakçı-
oğlu'yla birükte sahneye çıkacak
olan genç piyanist ise Fransız
Katia Burger. 1970 doğumlu
olan Burger, piyanoya 6 yaşın-
da, annesiyle birlikte başlamış.
önce Metz Konservatuvan'na
devam eden, iki yıldan bu yana
Lyon Konservatuvan'nda öğre-
nimini sürdüren Katia Burger,
Prof. Alsina'nın öğrencisi. Fran-
sa, lngiltere, ltalya ve Luxem-
burg'da konserler veren Burger-
in oda müziği yarışmalanndan
aldığı ödülleri var. Katia Burger
de bir "romantik dönem" tutku-
nu.
Işın Çakmakçıoğlu ile Katia
Burger'in geçen yıl Fransa'da bir
yaz festivalinde başlayan dost-
İuklarının son durağı tstanbul
oluyor bu konserle.
Ekîevit
'Uzlaşma'
filnıinde
• ANKARA (ANKA) —
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, Milliyet gazetesi eski
başyazarlanndan Abdi
tpekçi'nin öldürülmesini ve
dönemin siyasal olaylarını
konu alan belgesel nitelikli
"Uzlaşma" adlı filmin
çekiminde, dönemin
başbakanı olarak yer aldı.
Uzlaşma fılminin
yönetmeni Sabahattin Çetin
ve başrol oyuncuları Halil
Ergün. Berhan Şimşek ve
Nur Sürer'in de aralannda
bulunduğu film ekibi, DSP
Genel Merkezi'ne gelerek
çekim yaptı.
'Sapho eşcinsel
miydi?
?
• Kültür Servisi —
İstanbul Üniversitesi
Öğrenci Kültür Merkezi
Edebiyat Kulübü tarafından
.düzenlenen 2. Edebiyat
Şenliği'nde bugün üç
konferans yer alıyor. Prof.
Dr. Günsel tlâl 12.00'de
'Sapho Eşcinsel miydi?',
Prof. Dr. Toktamış Ateş
14.00'de 'Edebiyat ve Tarih',
Doç. Dr. A.Yavuz Akpınar
16.00'da 'Günümüzde
Türkiye Dışındaki Türk
Edebiyatlan' başlıklı
konferanslan Vezneciler,
Bozdoğan Kemeri
Caddesi'ndeki Öğrenci
Kültür Merkezi Sinema
Salonu'nda sunacaklar.
Marceau'ya
ödtil
• Kültür Serrisi — Ünlö
Fransız sinema oyuncusu
Sophie Marceau, tiyatro
sahnelerindeki ilk rolüyle
ödül sahibi oldu. Fransız
yazar Jean Anouilh'un
'Eurydice* adlı yapıtında
başrolü üstlenen Sophie
Marceau, bu yommuyla
Moliere ödüllerinden birine
değer görüldü. 'Patlarsam
Yanarsın', 'öğrenci' ve
'Sagan Kalesi' gibi
fılmlerdeki rolleriyle
ünlenen Sophie
Marceau'nun oynadığ
'Eurydice'i yönetmen
Georges Wilson sahneye
koymuştu. (Fotoğraf:
Reuter)
BUGÜN
• Latif Demirci'yle
Atatürk Kitaplığı'nda saat
16.00'de gerçekleşecek
'Bakma Günü'nde çizer
Latif Demirci konuk
edUiyor. (149 09 45)
• Yavaşçayla sohbet
Dr. Alaeddin Yavaşça saat
14.00'te Pan Yayıncılık'ta
Türk müziği sohbetleri
dizisinin konuğu olacak.
(161 80 72)
• Refik Fersan'dan
Ayangil Türk Müziği
Orkestra ve Korosu
Atatürk Kültür
Merkezi'nde 2O.3O'da,
ölümünün 25. yılı
dolayısıyla Refik Fersan'ın
eserlerinden oluşan bir
konser sunacak.
(151 56 00)
bugün
bilsak
10 NİSAN ÇARŞAMBA :
19.00 DiaGostcri:
"Çalışmalar"
Ani Çeük AREVYAN
19.00 Sanatlararasıtlişkiler4:
"Sinema veTiyairo"
Yavuzer ÇETİNKAYA
Fotoğraf ye Sinema Atölyesi
M. Ziya ÜLKENCÎLER
yöncıirainde
(P.tcsi.-Çarş.-Clesi.)
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar(5.Kat)
15.00-18.00 HcavyMctal
18.00-24.00 Rock '
bilsak, sırasolvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99