Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/3
On binlerceKürt daha Türkiye ve Irun'a doğru kaçıyor
Saddam k©valrvorHaber Merkeri — Irak hükü-
met kuvvetlerinin Kürtlere kar-
şı sürdürdüğü "temizlik
harekâb" bütün hıayla sürerken
Irak askerlerinden kaçarak
Türkiye ve Iran smırlanna yöne-
lenlerin sayısmda artış olduğu
bildiriliyor. Irak'tan Türkiye'ye
sığınanlann geçici kamp merke-
zine taşınmalan devam ederken
susuzluk, açlık ve soğuk yüzün-
den günde ortalama 150 kadar
çocuk ve kadının öldüğü bildi-
riliyor. Gıiç koşullar altındaki sı-
ğınmacüann sınırdaki bazı Türk
köylerinde yağmaya başladıklan
öne sttrüldü. Bu arada Altınyay-
la'da toplanan sığınmacılar ara-
sında ishal salgını başladı.
AP'nin haberine göre Irak
Kürdistan Demokrat Partisi ta-
rafından Londra'da yapılan
açıklamada Saddam'a bağlı or-
du birliklerinin Kuzey Irak'ta
Kürtlere karşı operasyonlannı
sürdürdüğü bildirildi. Açıklama-
da Irak ordu birliklerinden ka-
çan on binlerce Kürdün Türki-
ye ve Iran sınırına yöneldikleri
belirtüdi. Kürdistan Demokratik
Partisi yetkilileri Irak birlikleri-
nin Kürtlere helikopterlerden
ateş açtığını ve çok sayıda Kür-
dün açılan ateş sonucu öldüğü-
nü öne sürdüler.
Tahran Radyosu da Irak he-
likopterlerinin Kürtlere ateş aç-
tığuiı duyurdu. Radyo, Iranja
yönelen Kürtlerin sayısında çok
büyük artışlar olduğunu bildir-
di.
Kürtler nerede ne kadar?
TÜRKİYE Baytusşebap
İRAN
ŞIRNAK I
Cizre
Irak Kürdistan Demokrat Partisi tarafından
Londra'da yapılan açıklamada, Saddam'a bağlı
ordu birliklerinin Kürtlere karşı operasyonlarını
sürdürdüğü bildirildi. Ordu birliklerinden kaçan
on binlerce Kürt, sınıra doğru ilerliyor.
Türk-Irak smırının 49. sınır taşında yağmur
altında bekleyen 25'i çocuk 147 kişinin öldüğü
bildirildi. Tahran Radyosu, Irak
helikopterlerinin kaçan Kürtlere ateş açtığını
duyurdu. Kürt kaynakları ise saldırılarda 3 bin
Kürdün öldüğünü açıkladı.
Bu arada Kürt kaynakları,
Kerkük yakınlarındaki Kara
Henjir kasabasına Irak ordu bir-
liklerinin düzenlediği saldında 3
bin Kürdün öldüpüldüğünü, bu
sayının da kasabanın toplam
nüfusu olduğunu kaydettiler.
Hakkâri'den arkadaşunız Ali
Sevmiş'in bildirdiğine göre
Türk-Irak sınınndaki 49. sınır
taştndaki çadırkentte soğuk ve
yağmur altında bekletilen Irak-
İı sığmmacılardan dün 25'i ço-
cuk, 147 kişinin öldüğü bildiril-
di. Sınırdaki 49. sınır taşında
kurulan çadırkentte ölen sığın-
macılann zaman yitirümeksizin
gömüldüğü bildirildi. Irak'tan
Türkiye've sığınanlann bölgede-
ki 15 kadar Türk köyünü yağ-
maladıkları, aynı bölgedeki 20
kadar köyün de kısmen yağma-
ya uğradığı öne sürüldü. Yetki-
liler bu köylerdeki Irak yurttaş-
lannın geçici barınma merkez-
lerine alınmasına çalışıldığını
bildirdiler.
Irak'tan Türkiye'ye girişler sı-
rasında mayınJı bölgeye rastla-
yan bazı sığınmacıların öldüğü
bildirildi.
Sığınmacılara yardım
Sınırda bekleyen Kuzey Irak-
h Kürtlere yurtiçinden ve yurt-
dışından yapılan yardımlar sü-
rüyor. Incirlik Türk-ABD ortak
tesisierinden başlatılan "konfor
harekâb" çerçevesinde dün 38
uçak yardım için havalandı.
Ispanya'dan gönderilen 25 ton,
Almanya'dan gönderilen 10 ton
yardım mazemesi de Diyarba-
kır'a ulaştı. tspanyol yardımının
11.5 tonunun bebek maması ol-
duğu bildirildi. Fransa'nın da
bölgeye 160 ton malzeme yüklü
4 uçak daha göndereceği öğre-
nildi. AA'nın haberine göre,
Fransa'nın ilk parti 43 tonluk
yardım malzemesi daha önce
bölgeye ulaştınlmıştı.
ANKA'ya açıklama yapan
Sovyetler Birliği'nin Ankara Bü-
yükelçiliği Müsteşarı Valter So-
nia, ülkesinin de sığınmacılara
yardımda bulunacağını bildirdi.
Sonia, "Moskova Iraklılara yar-
dım yapmayı duşunü>or" dedi.
Bu arada, Türkiye'de bulunan
Birleşmiş Milletler Afetzedelere
Yardım Örgütü Türkiye Temsil-
cisi Edmuod Cain, uluslararası
yardım girişimlerinin arttınlma-
sı için çaba gösterdiklerini söy-
ledi. Cain, sığınmacı sorunun
tahminlerinden daha fazla bü-
yüdüğünü belirtti.
Bu arada, Ulke içinden sığın-
macılara yönelik yardımlar sü-
rerken yeni yardım kampanyala-
n da açılıyor. Başta siyasi par-
tiler olmak üzere çok sayıda ör-
güt, düzenledikleri kampanya-
larla bölgeye daha fazla yiyecek,
giyecek, battaniye, çadır ve ben-
zeri malzeme göndermeye çalı-
şıyorlar. İllerde aynca valilik ve
belediyelerce de çeşitli yardım
kampanyalan açıldı.
Arkadaşımız Yusuf Toprak-
ın bildirdiğine göre Altınyayla
kesiminde toplanan yaklaşık 150
bin dolayındaki sığnmacı arasın-
da ishal salgını başladı. İlk an-
da aşı tedavisiyle önlenmeye ça-
lışılan ishalin etkin tedbir alın-
maması durumunda kampa ya-
yılabileceği belirtüdi.
Çukurca'dan arkadaşımız Işık
Kansu ve Ergiın Aksoy'un bil-
dirdiğine göre Çukurca'da kuru-
lu göçmen kampındaki çalışma-
lar devam ediyor. Göçmenlerin
bir bölümü Türkiye'de kalmak
isterken bir başka bölümü de ge-
ri dönmek ya da başka ülkelere
göç etmek istiyor. Üzümlü'deki
göçmenlerin çoğunluğu 49. smır
taşındaki kampa gönderilmek
için getirildikleri Sorti Köprüsü
yakınlannda Zap'm iki yakasın-
da bekliyorlar.
Bu arada Çukurca Kayma-
kamlık bahçesinde bekletilen
yardım kamyonlan da bir grup
sığınmacı tarafından yağmalan-
mak istendi. Kamyonun etrafı-
nı saran göçmenler kısa bir sü-
re aralannda "çadır kapma
savaşı" verdiler.
49. sınır taşırun Irak kesimin-
de kurulacak olan çadırkent ala-
nında gıda malzemesi dağıtımı
sırasında askerler tarafından
açılan ateş sonucu bir Iraklınm
yaşamım yitirdiğini öne sürül-
dü. Dün akşam saatlerinde
meydana gelen olayı yeuililer
doğrulamadılar. Yetkililer
Üzümlü köyü civannda nakliye
uçaklanndan atılan gıda malze-
mesi paketlerinin altında kala-
rak bir kadının yaşamım yitir-
diği iddialannı yalanladılar.
GöçtinyükükadınlardaYekmal'deki on beş
bin kişinin neredeyse
tümü Hezil cayırtın
kıyısında oturuyor.
Erkekler hareketsiz
duruyor. Kadınlarve
çocuklarda bitmeyen
birdevinimvar.
Çocuklar suda
oynuyor. Kadınlar
bir yandan çamaşır
btulaşık yıkiyor, diğer yandan çocuklarım.
Her çadırın önünde bir kamp ateşi yanıyor.
İnsanların gölgeleri dağlara dev gibi
vuruyor. İstanbul'un engebeli arazisine
kurulmuş gecekondu mahallesi gibi kamp.
I R A K
SINIRINDAN
N O T L A R
Y E K M A L
CELAL BAŞLANGIÇ
ULUDERE — Yabya Esad,
paçalarını sıvayıp bir koşuda
Irak'tan Türkiye'ye geçti.
Bu Saddam'ın elinden ikinci,
kez kaçışı. İlki 1988'de. Şem-
dinli'den Türkiye'ye girmiş on
binlerce sığmmacıyla, Diyarba-
kır'daki kampta kalmış bir sü-
re. Saddam af çıkartınca geri
dönmüş. Her geri dönen Irak'-
ta hapse atılıyor. Bakmış başka
kurtuluş yok, kaçıp peşmerge-
lerin safında dövüşmeye başla-
mış. Saddam, Zaho'yu ele geçi-
rince de yüz binlerce Kürt gibi
yürüye yürüye Yemişli'nin Yek-
mal mezrasına kadar gelmiş.
Yekmal sınınn sıfır noktasında.
Aradan Hezil çayı akıyor. Yah-
ya Esad'ın paçalanndan, bir ko-
şuda Türkiye'ye geçtiği çayın
sulan akıyor. Yüzünde acıyla,
kurtulmanın sevinciyle, ikinci
kez Türkiye sınırına kaçmanın
utanayla kanşık bir gülümseme
var.
— tşte gördügiiniiz gibi yine
karşınızdayım.
Silopi'den Uludere'ye, ora-
dan Çukurca'ya, Şemdinliye
uzanan hat-boyunca tam on iki
noktadan Türkiye'ye sınırına
dayanmış Iraklı Kürtler. Ulude-
re sınınndaki Işıkveren'den ge-
lenler sınırdan içeri girmiş. Ulu-
dere'den Çukurca'ya doğru sı-
fır noktasından uzanan hat bo-
yunca kaçanlar ise Yekmal, An»
daç ve Ortaköy'de tutuluyorlar.
Ancak tümü de sınınn sıfır nok-
tasında ve Irak topraklarında,
Işıkveren'den girenlerle güven-
lik güçleri arasında bir gergin-
lik yaşanıyor. Bunun en temel
nedenlerinden biri de sınırdan
içeri girenleri, dışarı çıkarma
uğraşı. Ancak Yekmal'de, An-
daç'ta, Ortaköy'de bu gergınlik
yaşanıyor. Bölgedeki bu birim-
İerden sorumlu askeri yetkililer
de yiyecek dağıtımı ve yardım
konusunda basanlı bir düzenle-
me yapınca, diğer yerlere göre
âdeta piknik yapıyor Yekmal,
Andaç ve Ortaköy'dekiler. El-
bette en önemlisi de su. Işıkve-
ren'dekiler, Kayadibi'ndekiler
üstlerinden aşağı neredeyse bar-
dak bardak boşanan yağmura,
altlanndaki çamur deryasına
karşın içecek bir yudum suyu
güçlükle buluyorlardı.
Yekmal mezrasının karşısın-
daki Irak topraklarının sıfır
noktasmdaki düzlüğe gelenlerin
en büyük yaşam kaynakları su.
Yekmal'dekilerin bir başka şan-
sı da Işıkveren ve Kayadibi'nde-
kilerin aksine Uludere'den
İran'a doğru yapılmakta olan
"Ipek Yolu"nun layısuıa yerleş-
meleri. Aradan bir Habur çayı
akıyor. Onu da geçmesi Yahya
Esad'ın yaptığı gibi paçalan sı-
vayıp suya girmesi kadar kolay.
Her çadırın önünde bir kamp
ateşi yanıyor. Naylon çadırlann
içi görünüyor ateşin verdiği ışık-
tan. tnsanların gölgeleri dağla-
ra dev gibi vuruyor. tstanbul'-
un engebeleri arazilerine kurul-
muş gecekondu mahallesi gibi
Yekmal kampı. Gelen yardım-
lar "Ipek Yolu"nun üzerine yı-
ğüıyor. Karşıya geçirmek için iki
elektrik direği uzatılmış. Ağaç
direklerin üzerinde fincanlan bi-
le duruyor. Gcce odunsuz ka-
lanlar direkleri çadırlannın önü-
ne çekip yakıyor. Böylece saba-
ha kadar Türkiye'yle "köprii
ba|laotısı"nı kesiyorlar. Sabah
askerler yeni dîrekler getirip bir
daha köprü kuruyorlar.
Yekmal'deki on beş bin kişi-
nin neredeyse tumü Hezil çayı-
nın kıyısında oturuyor. Erkek-
Dere kenannda çamaşır, buJaşık yıkayan. Çocuklarım yediren, içiren, sııtlannda saatlerce,giin-
lerce taşıyan kadınlar göçiin yiikiinü çekiyorlar kuşkusuz. (Fotograf: Rıza Czer)
Ier hareketsiz oturuyor. Kadın-
lar ve çocuklarda bitmeyen bir
devinim var. Çocuklar suda oy-
nuyor. Kadınlar bir yandan ça-
maşır, bulaşık yıkiyor, diğer
yandan çocuklannı. Elektrik di-
reğinden yapılan köprünün Tür-
kiye yanında askerler bekliyor.
Yiyecek dağıtımı dışında köprü-
den geçmek yasak.
Karşı kıyıdaki Kürtlerin ara-
sında modern giyimli erkekler.
Strech pantolonlu kızlar var.
Konuşmak için askerlerin izniy-
le karşı kıyıya geçiyorlar / He-
zil çayından. Zaho'dan gelen
Süryaniler bunlar. Kampta yiye-
cek sıkınusı pek yok. En büyük
yakınmaları gece ayazı "uşü-
yoruz" diyorlar. "Bu Sad-
dam'ın zulmiinden kaçtık. Bu-
rada korkuyomz Saddam gelir
diye. Bir de bu tarafa gece-
büsek".
Süryani ailenin reisi Abdullah
Düzki, Irak'ta su mühendisiy-
miş. O da ailesindekilerle aynı
görüşte:
— Biz erzak istemi) onız. Ye-
ter ki bizi Saddam'ın zulmün-
den kurtann.
Saddam'ın zulmünden ka-
çanların arasında bir zamanlar
Irak ordusunda önemli görev-
lerde bulunmuş subaylar, parla-
mentoda görev yapan milletve-
killeri, hükümette görevli müs-
teşarlar var. Bunlann tümü de
Kürt. Ayrı bir kümeyi de oranı
çok az olsa da Türkmenler oluş-
turuyor. Ancak kaçanlann içi-
ne başka ülkelerden de karışan-
lar var. Süryani Abdullah Düz-
ki gibi Mısırlı Salah Secim de su
mühendisi. Saddam'ın askerle-
ri Zaho'ya girince "Bize berhal-
de bir şey yapmaz" diyorlar ön-
ce. Ancak Mısır müttefik kuv-
vetlere destek verdiği için
"düştnan" olarak algılıyorlar
Mısırhları Irak askerleri. Salah
Secim "Zaho'da bir baraj inşa-
atında çalışıyorduk. Askerler
otuz Mısırlıyı göziimiın önünde
kurşuna dizdi. Zor kaçtım
eüerinden" diyor. Secim'in elin-
de yeşil kaplı bir Mısır pasapor-
tu var. Kampa her gelenin önü-
ne pasaportuyla fırlayıp "Baş-
ka bir üikeden ve Kürtlerden ay-
n bir ulustan" oiduğunu anlat-
maya çahşıyor. Ancak Secim'-
in durumu şimdilik değişmiş de-
ğil. Aynı soğuğu, aynı yokluğu
paylaşıyor Kürtlerte.
Yiyecek dağıhmının düzenli
olması için Yekmal kampı dört
ayn mahalleye dağıtılmış. Türki-
ye tarafındaki yolun kıyısına yı-
ğılan yiyecekler için dört ayn
mahalleden "muhtar"lanyla
birlikte Kürt erkekleri geliyor.
Yiyecekler suyun kıyısına indi-
rilecek, dörde bölünüp elektrik
direğinden yapılan köprünün
üzerinden taşınacak. tşte Türk
askerlerle Iraklı Kürtler arasın-
daki tartısma da bu noktada
başlıyor. Karşı kıyıdan gelenler-
den kimi sadece karnını doyu-
rup geri dönüyor. Ya da biri bir
çuval unu iki adım taşıdıktan
sonra yere bırakıp üzerine otu-
ruyor. Bir de sigara yakıyor.
1988'deki göçü de gören bir
görevli: "Bunlar, üç yıl önce ge-
lenlerden farklı" diyor. "Onlar
köylüydü, hemen çadııianBi ev
gibi yapıyorlar, daha kolay ya-
şıyorlardı. Ama bunlann çogu
kentli. Kent orta kesimi. Çadır
bik kuramıyorlar. Çalışmayı da
pek sevmiyortar".
"Saddam'ın zulmiinden" ka-
çan Kürtlerde "Ya arkamızdan
gelirse" korkusu. "Vurguncu
korucular"ın fırsatçılığı, yardım
bahanesiyle yöreye gelip "üç beş
kuruş avanta" peşinde koşanla-
ra, soğuk ve yağmur, çocuk ve
yaşh ölümleriyle, ban bölgeler-
de beceriksizliklerin verdiği ra-
hatsızlık, bazı bölgelerde bece-
rikli yöneticilerin olanaklar öl-
çüsünde sağladığı rahatlıkla iç
içe yaşıyor.
...Ve hâlâ birçoğu, ikinci kez
Türkiye kapsamına dayanan
Yahya Esad gibi paçalannı sıva-
yıp üç adımda Türkiye'ye geç-
se bütün sorunlannın çözülece-
ğini sanıyor.
DUNY\DA BUGUN
ALİSİRMEN
Yalnız Saddam mı?
Saddam'ın, Körfez bunalımında, sonra savaşta, daha sonra
da ülkesinde başlattığı soykınmda, en büyük suçlu ve sorum-
lu olduğundan kimsenin kuşkusu yok.
Ancak bu tanı, olayı tam olarak kavrayabilmemize yetme-
diği gibi, şu anda Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu çok
büyük güçlüğün çözüm yollarını ararken de bize fazla yar-
dımcı olmuyor.
Bugün içinde bulunduğumuz durumda, Saddam'ın dışın-
da bir zamanlar onun karşısında yer almış bulunanların da
derece derece sorumluluklan olduğu kuşku götürmez.
Körfez bunalımı daha başladığı anda, herkes olaylar ne
biçimde gelişirse gelişsin Ortadoğu'da dengelerin attüst ola-
cağmı biliyordu.
Bu gerçeği Türkiye'nin de bilmesi ve ona göre davranma-
sı gerekirdi. Ankara, Irak'taki kaosun ülkenin yapısı gereği
kaçınılmaz olarak kendisine de sıçrayacağını görmeliydi.
Ama Ankara'da politikayı tek kişi saptadığı için bu gerçek
görülemedi ve tam tersi bir yol tutuldu.
Özal, Irak'ta çeşitli gruplan yüreklendirici, ayaklanmayı kış-
kırtıa bir yol tutarken, Bush'un ne pahasına olursa olsun Sad-
dam'ı safdışı bırakacağını düşünmüş olmalıydı.
Ama Özal yanıldı.
Daha savaş sırasında, Iraklıları Saddam'a karşı ayaklan-
dıran, askerlere, halka silahlan atıp "güvenlikli bölgelere
(Türkiye ve iran dışında neresini düşünebilirsiniz bu konu-
da?) öneren Bush, savaşın hemen sonrasında tavır değiştir-
di.
Saddam'ı devirmeyi amaçlamış görünen ABD, tutum de-
ğiştirmişti.
Bu değişiklik öylesine açıktı ki Bush, Irak diktatörünün si-
vil halka karşı saldırılarını eli kolu bağlı izlemeyi yeğledi.
Bush, bununla da yetinmeyip "Amerikalı ana babaiann ço-
cuklarının Kürtler için ölmesine razı olamayacaklarını" soy-
lüyordu.
Bu sözlerdeki çitte standarda daha önce değindik.
işin daha acısı, Bush'un tek bir Amerikan askerinin burnu
bile kanamadan Saddam'ı frenleyebilecek durumda olma-
sıydı.
Gerçekten eğer Bush, helikopterlerin başkaldıranlara karşı
kullanılamayacağını, boyle bir davramşın ateşkes anlaşma-
sına aykırı olduğunu, zaten artık diz çökmüş bulunan Sad-
dam'a anımsatabılseydi, sınıharımızda bu denli büyüK bir bas-
kıyla karşılaşmamıza yol açan olaylar durdurulabilirdi.
Ama Bush bu yotu da tutmadı.
Boylelikle Irak'ta önce kışkırtılan (ki burada sorumlu yal-
nız Bush değil, Özal'ın Talabani görüşmelerini de anımsa-
mak gerekir) sonra da yüzüstü bırakılan insanların yaşadığı
dramın faturası aynı anda Türkiye'ye de kesildi.
Acaba ne olmuştu da Irak diktatörüyle savaşan ABD, son-
ra onu içeride kanlı eylemlerini sürdürmekte serbest bırak-
mıştı?
İlk akla gelen israil'in uyanları oluyor.
Bunun yanı sıra hemen başka bir etken giriyor devreye.
Irak'ta halk ayaklanmasının demokratik bir rejimi ışbaşı-
na getirmesi olasılığı.
İlk baktşta boyle bir olasılık fazla güçlü görünmüvor. Ne
var ki Irak'taki geniş muhalefet cephesi, daha geçen yılın ara-
lık ayında yayımladığı ortak programda, gerçek demokratik
çözümler üzerinde birteştiğini bütün dünyaya açıklıyordu. Sö-
zü edilen programda görüleceği üzere, İslamcılar bile isla-
mi cumhuriyet konusunda diretmekten vazgeçmişlerdi. On-
lar da tüm diğer güçler gibi demokratik, özgür seçimlerle
oluşturulacak parlamentodan çıkacak koalisyon hükümetini
kabul ediyorlardı.
* Irak'ta ilk kez, demokratik özlemleri gerçekleştirecek bir
somut program çıkmıştı ortaya.
Ama Fransa dışında Batı'nın büyükleri bu gerçeği görmez-
den, geniş muhalefet cephesıni tanımazdan geldiler
Oİayın ardında, Ortadoğu'daki Arap ülkelennin Irak'taki bir
demokrasiden duydukları korku yatıyordu. Petrol ülkelerin-
den herhangı birınde oluşacak demokrasi bir salgın hasta-
lık gibi yayılabilirdi.
Saddam bile ABD tarafından bu olasılıktan daha iyi bu-
lundu ve diktatör, halk ayaklanmasını dilediği gibi bastırmakta
serbest bırakıldı.
Görülüyor ki bugün yaşanan dramın tek sorumlusu Sad-
dam değil.
KlSA KISA
• Önceki gün evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu
öldürülen emekli tümgeneral Memduh Ünlütürk ile
Irak'ın lstanbul Başkonsolosluğu önünde, geçen cuma
günü Saddam aleyhtan gösteri yaparken Iraklı
görevlilerin açtığı ateş sonucu ölen Necdet Bakkaloğlu ve
Yılmaz Sait Sıddık adlı yurttaşlar, dün Istanbul'da
düzenlenen törenlerle toprağa verildiler.
•Türkiye Öğrenci Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun
(TÖDEF) lstanbul, Ankara, Adana, Izmir, Bursa,
Eskişehir, Kayseri, Kütahya, Konya ve Trabzon'daki
fakülte ve yüksekokullarda bugün "genel boykot" eylemi
başlatacağı bildirildi. TÖDEF'li öğrencilerin yaptıklan
açıklamaya göre, YÖK'e ve üniversitelerdeki anti-
demokratik uygulamalara protesto amacıyla başlatılacak
eylem 3 gün sürecek.
• Genelkurmay Başkam Orgeneral Doğan Güreş, NATO
Askeri Komite toplantısına katılmak üzere dün Brüksel'e
gitti. Güreş, cumartesi günü Türkiye'ye dönecek.
• izmir'de alıcı kıhğına giren narkotik şube görevlilerine
piy^sa değeri 460 milyon lira olan bir kilo kokaini
satmak isteyen 2 kişi yakalandı. Yakalanan kişilerin
Mardin ili nüfusuna kayıtlı Kemal Aydın ile oğlu
Abdülkudüs Aydın olduğu bildirildi.
• Milli Eğitim Bakanhğı'na bağlı okullarda görev yapan
yaklaşık 17 bin öğretmenin yerleri değiştirilecek. Bu yıl
öğretmen atamaları puanlama esasına göre bilgisayar
tarafından yapılacak ve öğretmenler tercih ettikleri beş
ilden birine atanacak.
•Türk polis teşkilatının 146. kuruluş yıldönümü bugün \
törenlerle kuıianacak. Kutlama programı uyannca
Cumhurbaşkanı Turgut Özal da ziyaret edilecek.
• Horzum olayı ve Emlak Bankası eski genel müdürü
hakkındaki iddiaları araştıran Meclis Komisyonu
çalışmalarını tamamladı. Komisyon Başkam Ledin
Barlas, 15 ay süren çalışmalardan sonra, siyasi kişilerle
Kemal Horzum arasında bir bağlantı saptanamadığını
söyledi. Barlas, komisyonun yargı yetkisi dışında kalan
her konuyu incelemeye çalıştığını belirterek TBMM
Başkam Kaya Erdem hakkında ileri sürülen iddialardan
somut bir sonuç çıkmadığını belirtti. Barlas, "Basının o
tarihte kısmen düzelttiği üzere, Kaya Erdem'in
Grindlaysbank'taki 2222 sayılı hesapla bir ilişkisi
olmadığı, bankanın komisyona ibra ettiği yazısıyla açığa
çıkmıştır" dedi.
HAYı ANGELES'A!
Bu moğozalann kapısı Los AngeUs'a acılıyor... l.A. Gear'l»!I ADANA Ender A Ş. • 3,san A S • Çefcikova • G^mson A Ş. A M M Z A M lCobolos tşdhon Son AFVOM Gderi Ama ANKAM PdKamejkı Spor •tendlSoof • OalUıc Spof • Necan Spor • Bul.lt J M • Me Spor AMTALYA Mo-St •AUKESİK Atçay Spor • \tofton Spa-
c^ Auloğar BOLU/DSıc* Nonn Kunduıa BURSA Gaten Meiın • Plaiın. Kaya* Gmmtk Bcnso-ilaf Spof CANAKKAU Kcw Spor DCNİZU Pdmcve Spty EDİRNE Gob«y Spot ESKİŞEHİR MarMon Spot HAIAY Bilgı Spot tSTANBULMUaUy Seray Soor • Ayhon fora • Pmfcmpj Bûvvt Mağazoakk BofaıUy Cbmrf Spof • Ç<*r.kova • Endeı A.Ş
K%ükv«lı<~rol Spo> İ K M Spofl S<v«s*flı Ir Conlc îça tl^ıilıi)i DûıvaGençU OunaAvy ShoetCenıe> Walrây Ona-Spor SMsai b Spoıt • uıan Spo- • Endeı Spor Svadiy* Cenvs Spor • Spct Snr Ütlıüdar Akoı Spcc • Yovuz Sc.,' İZMİI/Afaaaak '.Vj^tor. Spcy Bımo»» [ixaGr/m KMHDUIMI Akıo, Spct • M<kado Spor K«w«HİIıBamın Spo>
İ İ Ü a Bİ S T E d 5 M U ö L A / B d B S RİZE D b b SAMSUN G d E TBCİROAĞ A l S U S Ç
Blııırtırnır
v p p v ç ^ ) v ç y p
liaz 2000 Sport İZMİTfekjnKuıOuıa KAYSERİ Pojab<*çe Kı>ufe< KIMCLAREÜ Gato Spor KONYA a.rrp,l Spor MBtSİN Pofa Spac . Petrol T.c • Ender A 5 MUöLA/Badnm B.rt> Spor RİZE Dervsbaba SAMSUN Gden Eme< TBCİROAĞ Aslı Spor • Umrt SporÇaHu Fatcoo Spor USAK Dervo Spot ZONOUUMK Kötsd Spor
Bu iar^arya M» Ptongo htaas'rai BOD6-IW1,«6-Î370 soyil. ıznryle »opimdclodır
İNSÎOPPMK
Türfciy» t*k yvtbili mûm»n«
Kete Spor Mc zemeien San ve Tic. A^.
\rblikonaâı Cad. 74/3 Nisantaşı-İST.
Te): 132 96 31 - 130 84 60 fab: 130 76 72