19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 HABERLER 10NİSAN1991 Inönü, Kuzey Irak sınırında insanlıkfaciası yaşandığını söyledi Askeri mtidahalenin sonuçları Üaratı özffürlüğü • ANKARA (AA) — PEN Yazarlar Derneği yeni Başkanı Şükran Kurdakul, "TCK'nın 142. maddesi yazarların yaratı özgürlüğünün önünde en büyük engeldir" dedi. Kurdakul, PEN Yazarlar Derneği olarak düşünce ve yaratı özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldınlrnası için yapılacak çalışmalara katılacaklannı söyledi. Kurdakul, "Onümüzdeki günlerde yoğunlaşacak anayasa tartışmalarına geniş biçimde katılacağız. Yaşadığımız sorunların temelinde, düşüncenin ifadesini ve yaşama geçirilmesini önleyen. tüm yasaların bulunduğuna inanıyoruz" dedi. Alınak'dan soru önergesi • ANKARA (ANKA) — HEP Kars Milletvekili Mahmut Alınak, anti terör yasa tasarısının kontrgerilla tarafından hazırlandığını iddia etti. Alınak, Başbakan Yıldırım Akbulut tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM BaşkanhğYna verdiği soru önergesinde, tasanyı askerlerin hazırladığı iddialarına açıklık getirilmesini istedi. Alınak, tasannın "faşist ülkelerde bile rastlanamayacak" ölçülerde anti demokratik olduğunu da belirterek, Akbulut'a "Kontrgerilla çevrelerinin telkin ve dayatmalan ile hazırlanmış ise sivıl olduğunu iddia eden hükümet bu durum karşısında görülmeyen birtakjm güçlere boyun eğmiş olmuyor mu?" diye sordu. Yeni Denıokrasi i& : ••• • tç Politika Servisi — Yeni Demokrasi dergisi tarafından dün yapılan yazıh bir açıklamayla dergi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Eser ile Yazıişleri Müdürü Tuncer Dilaveroğlu'nun gözaltına alındıkları bildirildi. Derginin merkez bürosunun da polis tarafından arandığını belirten dergi yöneticileri, Eser ve Dilaveroğlu'nun hayatlarından endişe ettiklerini ve işkence gördüklerini belirlediklerini açıkladılar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Genel Başkanı Erdal İnöaü, Iraklı Kürtlerin, ülke- lerinden kaçışının, büyük dev- letlerin Ortadoğu'ya yaptıklan silahlı müdahalenin bir sonucu olduğuna dikkat çekerek "De- mek ki uluslararası hukuk dii- zelmedi. Daba beter bozuldu. Bu insanlara yukandan battani- ye atarak eski hakları verilmiş oluyor mu?" dedi. Inönü, hâlâ müdahaleci tutumuna devam et- mek isteyenlerin olduğunu, Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın ise tek başına aldığı aceleci ka- rarlarla Türkiye'yi zor duruma soktuğunu ve "Ortadogu'yu tek başına yönetmek istediğuü" söy- ledi. Geçirdiği fıtık ameliyatından sonra dün ilk kez SHP grup top- lantısınm açış konuşmasını ya- pan İnönü, dış politika ile ilgili şu noktalar üzerinde durdu: Kuzey Irak sınırında yaşanan insanlık faciası karşısında kayıt- sız kalmaya imkân yok. Basın- da ve TV'de izlediğimiz sahne- ler bizi insan olduğumuzdan utandıran olaylan sergiliyor. Bu olaya dünyanın ilgisini çekmek için başta BM olmak üzere bü- tün girişimlerin yapılmasını ve devam etmesini istiyoruz. — Bu noktaya niçin gelindi- ği meselesi bir tarafa bırakılarak bu insanların sorunlarına çare bulmaya çalışmak hepimizin in- sanlık görevi. Ama niçin böyle bir sorunla karşı karşıya kaldı- ğımızı düşünmek de görevimiz- dir. Bugün hâlâ görüyoruz, bu sorunu insancıl yönden çözecek öneriler yapmak yerine, bu so- runu ortaya çıkarmış olan mü- dahaleci, maceracı tutuma de- vam etmek önerileri yapılıyor. Yanlış yapüklarını söylemeden san krizden önce yığılmamıştı. aynı yolda devam etmek isteyen- Bunlar askeri müdahaleden son- ler var. Ama so'run böyle çözül- ra ortaya çıktı. Demek ki ulus- mez. lararası hukuk düzelmedi. Şim- di dağlarda, taşlarda, vadilerde hayatlannı korumaya çalışan in- sanlara yukandan battaniye ata- — Kuveyt sorununu uluslara- rası hukuk kurallan için çözmek gerektiğini, savaşla çözülmek is- tenirse daha büyük sorunlar çı- kacağını söylemiştim. Eleştiri konusu oldu. Ama şimdi görü- yorsunuz; uluslarası hukuku dü- zeltmek için yola çıkan büyük güçler, Ortadoğu'daki insanlara nasıl bir huzur getirdiler? Bugün Örtadoğu'da yaşayan insanların hakları müdahale yapılmadan öncekine göre daha rru iyi koru- nuyor? Sınırlara milyonlarca in- rak eski hakları verilmiş oluyor mu? — Örtadoğu'da hukuksal bu- nalımı çözmek isteyenler önce kendi ekonomik çıkarlarını ko- rumaya çalıştılar. Onun için beklemeden askeri güçlerle gel- diler. Onlar çıkarlannı korudu- lar, ama sonunda ne oldu? Bu duruma gelinmesinde Irak yöne- timinin büyük sorumluluğû var- SHP lideri, Cumhurbaşkanı ÖzaPın aceleci kararlarıyla Türkiye'yi Ortadoğu'daki barışçı politikasından ayırdığını ve şimdi de yine kimseye danışmadan verdiği demeçlerle Ortadogu'yu yönetmeye çalıştığını söyledi. dır. Ama BM'nin askeri güçler- le müdahalesinin de büyük so- rumluluğu vardır. Şimdi bunu da düzeltmek için askeri müda- haleden söz edenlere şaşıyorum. — Hükümetimiz büyük telaş içinde, bütün dünyayı bu soru- na çözüm aramaya çağınyor. Ama bu noktaya nasıl geldiği- mizi de hükümetimizin düşün- mesini istiyorum. Sayın Ozal, aceleci kararlarıyla bizi Ortado- ğu'daki barışçı politikamızdan ayırdı. Müdahaleci, maceracı bir tavra soktu. Şimdi onun getir- diği sorunlan çözecek havası içinde işi daha beter kanştıran bir havada ve yine kimseye da- Demirellrak sınırında bekleyenlerin mülteci olarak alınmasını önerdi Tampon bölge vahim neticeler doğunırANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP Genel Baş- kanı Süleyman Demirel, Saddam'dan kaçan Kuzey ı Iraklılar için sınırda tampon I bölge oluşturulması önerisi-' ne karşı çıktı. Tampon böl- genin vahim neticeler doğu- racağını bildiren Demirel, kaçanların ülke- lerine dönünceye kadar mülteci olarak alın- masını istedi. Süleyman Demirel, dün DYP gmbunda yaptığı konuşmada, uygulanmak istenenin Lübnan modeli olduğunu bildirdi ve şöyle konuştu: "Uygulanmak istenen insanların inanç ve ırk kaynağına girip birbirlerine düşmesini sağlamaktır. Bizim dostumuz diye baktıgı- nız ve sanldığımz insanlar, ellerinde han- çer olsa arkanızdan saplarlar. Hoşa gide- cegim, seçim kazanacağım, Çankaya'da Bulgaristan'dan getene 'soydaş' dryorsunuz oturacağım diye Türkiye'nin mukaddesle- da Irak'tan gelene 'kardeş' demiyorsunuz, rini kullanırsanız, alacağınız oy zehir zık- diyorsanız sının açmamak ne oluyor. Bu in- kım olsun, haram olsun. Şovenizme daya- sanlar konuştukları dil Kurtçe, Tttrkçe, lı bir milliyetçiligi ihya ederseniz Türkiye'- Arapça ne olursa olsun bizim kardeşleri- yi çok büyük sıkıntılara sokarsınız." mizdir. Bunlara kardeş demezseniz. aynı di- KllVevt'İn bcdelİ " ' c u " a n a n Türkiye Cumhuriyeti vatandaş- lanna ne diyeceksiniz? Bu faeianın sorum- Kuzey Irak'taki facianm Körfez krizinin lulan Turkiyenin mukaddeslerini anlama- bir sonucu olduğunu belirten Demirel, Ku- mış ve bu aziz değerler üzerine kumar oy- veyt şeyhinin yerine oturtulmasımn bedeli namışlardır". Demirel, tampon bölge öne- olarâk, Kuzey Irak'taki insanların üzerine risini değerlendirirken ise şöyle konuştu: Saddam'ın saünması ile karşı karşıya ka- "Tampon bölge vahim neticeler dogurur. hndığını söyledi. Demirel, Ozal'ın 'Kuzey Bu insanlan mülteci olarak alın. Dünya ül- Irak'taki kalkışmanın manevi sorumlusu' keleri, bu insanların ülkelerine dönmeleri olduğunu belirtti. Bulgaristan göçü ile Irak göçünün bir farkı olmadığını da belirten Demirel söz- lerini şöyle sürdürdü: "Siz açık seçik ırkçılık yapıyorsunuz. şarünı yerine getirinceye dek kalsınlar, bu insanlan tampon bölgeye alırsanız, ikinci bir Filistin sorunu çıkar. Filistin kampla- nnda çekiten sıkıntılan, bu insanlar da çe- ker." nışmadan hükümetin karanna başvurmadan yine kendi karar- larıyla TV'lere verdiği demeçler- le bütün Ortadogu'yu yönetme- ye çalışıyor. Bu yönetimin bugü- ne kadar ne getirdiğini gördük. Irak'taki insanları perişan etti. Kuveyt'te bütün petrol kuyula- n ateşe verildi. Peki Türkiye bundan ne kazandı? Türkiye, başından beri ekonomik açıdan büyük sıkıntı çekti. Siyasi açı- dan herkese karışmaya çalışan müdahaleci, kimi açıdan emper- yalist kimi açıdan kendi çıkar- lannı korumaya çalışan belirsiz bir politika izleyen garip bir manzara gösterdi. Bütün bunlar karşısında itibanmız yükselmiş- tir diye ABD'ye giden OzaL ora- dan onur kıncı bir şekilde iste- diği parayı alamadan döndü. tnönü, hükümetin getirdiği tecil tasarısıyla ilgili görüşlerini de şöyle ifade etti: "—TBMM'ye gelen çok önemli tasanlar var Ama yakla- şım son derece sakat. Sayın Ak- bulut, 'Düşünce özgurlügünü gercekleştirmek için mücadele ediyoruz' diyor. Kimle mücadele ediyor hükümet? Muhalefet yıl- lardır bunu istiyor. Demek ki kendi içinde mücadele ediyor. — Tecili getiren parlamento, devlet, cezaevlerindeki insanla- rı bağışlama gereği duyuyor. Ama devlete karşı işlenen suçlan muaf tutuyor. Yani başkalannın başkalanna karşı işlediği suçla- n affediyor, tecil ediyor. Bunu devlet gücünü göstererek yapı- yor. Devlete karşı işlenmiş suç- lara karşı bunu getirmiyor. Bu nasıl devlet anlayışı, yani insan- lar birbirlerine karşı kendilerini korurlar, ama devlet kendisini koruyamaz. — Devlet kendisine karşı suç işlenmişse, suçun mahiyetine bakmadan o insanlan artık bir daha Türkiye*de yaşatmaz. De- mokrasilerde böyle şey olmaz. Demokrasi intikam reiimi değil- dir. lnsanlann peşine düşüp on- lan dünyaya geldiklerine pişman etmerejimideğüdir. Tabii en iyi- si bu tasanyı bir tarafa bırakıp bir af tasansı getirmektir. İnsan- lan tam manasıyla affedelim. SHP'DE YENİIİKÇtSOSYAL DEMOKRATLARIN BİLDİRİSİ 12 Eylül ANAP düzeni sona erdirilmelidir İç Politika Servisi — SHP'de "Yeni- likçi Sosyal demokratlar"m hazırladık- ları ve onümüzdeki günlerde örgüte dağıtacaklan bildirinin bugün son bölü- oıünü yayımlıyoruz. SHP'nin gerek demokratikleşme ge- rekse cumhuriyetin yeniden yapılanma- sı projeleri birer onanm projeleridir. Par- timizin, özellikle demokrasinin işlerliğini sağlamada önemli iki ekonomik önleme öncelik vermesi gerekiyor. SHP, var olan ekonomik olumsuzluklan düzeltme, özellikle de enflasyonu önleme amacıy- la sermaye gelirlerini, daha yüksek oran- da vergılendireceğini önermelidir. Yük- sek oranda vergileme özellikle doğrudan üretimle ilgili olmayan sermaye gelirleri için geçerli olmalıdır. SHP'nin toplumsal gelişme ve bireyin özgürleşmesi açısmdan önermesi gereken ikinci, ancak ikincil olmayan çözüm öne- risi, kısa dönemli iş bulma alanında ol- malıdır. Işsizlik, toplumumuzun en ağır ve çözümü gereken sorunudur. Yetenek- lerine uygun iş isteyen bireylerine iş sağ- layamayan bir toplumsal yapı hastadır ve yüzde 20 dolayında bir işsizlikle sağlıklı bir demokratikleşme sağlanamaz. SHP'nin ekonomik ve toplumsal ge- lişme için önermesi gereken üçüncü pro- je, teknolojik yenilenmedir. Türkiye'nin sanayileşme düzeyi, iç pa- zannın büyüklüğü ve öbür nesnel koşul- lan, çağdaş teknolojik gelişmeleri yaka- lanmasmı gerekli ve zorunlu kılmakta- dır. Son yıHarın gelişmeleri, teknolojik gelişmenin gerçek bir "güç odağı" oldu- ğunu, uluslann geleceğe yönelik tasanm- lannı buna göre belirlediklerini ve bu çerçevede "ulusal" politikalar oluştur- duklannı kanıtlıyor. Teknoloji, yalnız üretime katkılanyla değıl, insan beyni- nin yarancılığını geliştirmesi, giderek da- ha da özgürleşmesini de sağlayan boyu- tuyla büyük önem taşıyor. Bu nedenle SHP, ANAP'ın teknolo- jik gelişmeyi yakalama anlayışının hak ve özgürlükler açısından da yetersizliği- ni vurgulayarak bu süreci özerk üniver- site, özgür bilimsel çalışma ortamı düzleminde ele alan öneriler yapma du- rumundadır. SHP'nin 12 Eylül ANAP rejiminin kurallanna göre siyaset yapmayı bir ya- na bırakarak bu düzenin bir an önce yı- kılmasını sağlayacak bir çalışma süreci- ne girmesi, çözümün gerçek düğüm nok- tasım oluşturuyor. SHP üst yönetimi, demokrasi için da- yanışma sürecinde, sonunda ilk adımmı atmış ve 1990 sonlannda DYP ile ilişki- ye girmiştir. önemli olan, bu işbirliğinin demokrasiden yana tüm siyasal partile- rin katılımıyla genişlemesi ve çok daha önemli olarak içeriğinin demokratik dö- nüşümü sağlayacak biçimde doldurul- masıdır. SHP'nin demokrasi projesi, bu tür bir uzlaşma duzlemine geçişi sağla- yacak bir işlev görmeudir. Niteliği gereği, ANAP iktidan gelecek günlerde yeni yasadışı, demokrasiye ge- çişi engelleyici uygulamalara yönelecek- tir. Örneğin başkanhk sistemine dayalı anayasa değişikliği, yeni bir olağanüstü hal uygulaması ya da secimlerin ertelen- mesi vb düzenlemeler her an gündeme gelebilir. Demokrasi için güç birliği, esa- sen işlevini yitirmiş TBMM'den muha- lefet milletvekülerinin tümüyle aynlması, ortaklaşa demokrasi mitingleri düzen- lenmesi ve benzeri kitlesel araçlarla ANAP iktidannın demokratik yöntem- lerle yıkımını hızlandırmalıdır. —BtTTİ— POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMETÇETİNKAYA İç Çatışmadan Kurtulmamn Yolu... Sosyaldemokrat Halkçı Parti toplumsal banşın yollarını açacak çözüm önerileri getiriyor ama bir türlü kendi içinde bartşı, birlikteliğl gerçekleştiremiyor... SHP'de yenilikçi kanadın hazırtadığı bildiriye göz attığı- nızda tanıların doğruluğuna inanıyorsunuz. Bunca birikimi olan bir siyasal partinin, neden iç çatışmalardan kurtulama- dtğını, kavgasız, gürültüsüz bir gün geçirmediğini merak edi- yorsunuz. Sosyal demokratlar arasındaki bu sevgisizlik, bu çatışma, bu iki yüzlülük daha ne kadar sürecek? Bildirinin bir bölümüne şöyle göz atıyoruz: — Cumhuriyetin yeniden yapılanması yalnızca eskiyen, aşınan kurumların yenilenmesi amacına değil, bunların de- mokratik işleyişinin sağlanmasma da yönelik olmalıdır. Bu süreç demokrasinin kurumlaşması için de geçerlidir... Şimdi bu süreci Sosyaldemokrat Halkçı Parti'ye de taşı- yarak, demokrasiyi kendi içlerinde kurumlaştırmayı sağla- malan gerekiyor. O zaman belki, o sevgisizlik, iki yüzlülük, •kişisel çıkar ilişkileri bitecek. Yok olan değerler, yitirilen kim- likler sosyal demokrat hareketin çizdiğı doğrultuda kişilik bu- lacak. SHP genel merkezi bugüne dek siyasal iktidarla müca- dele ederken bir de parti içi muhalefetle uğraşmak zorun- da kaldı. Ozal'ın bir koyup üç, on, yirmi almak düşlerini açık ya da kapalı bir biçimde savunan gruba karşı oldukça hoş- görülü davrandı. Sonunda delege seçimleri gelip çattı. Bu kez, parti içi hesaplaşma gündeme geldi. SHP şimdi delege seçimlerinin sonuçlarını tartışryor... * SHP'de yenilikçi hareketin öncülüğünü yaptığı çağdaş, de- mokratik anayasa taslağı acaba ne zaman örgütlere götü- rülecek ve tartışmaya açılacaktır? Kamuoyunun sıkça -İHpTaS^s- Bugün Türkiye'de siyasal temierini.bekientiierini gündemi Ozal belirliyor. bir kenara itip sait $HP Genel Sekreteri u e ğ ra^r SO onun a için Hlkmet Çetin'in deyişiyle de kan yitiriyor. SHP "ÖZSK kamuoyunu SÜmklİ bu iç sorunlan aşıp, yanıltıyor." O zaman, SHP halkın sorunlarına ne ';.,__'ı r.,-.~~ı~~~; zaman sahip ç.kacak- siyasal gundemı tır? yakalamalıdır. Ama nasıl? Türk haikmın de- Kendi içinde kavga ederek » r T Z ' S S <** ^ni politikalar SHP pnderiik etmeii- üreterek, halkın dir. özgür sendikai istemlerine sahip haklardan özerk üni- versiteye, bağımsız yargıdan bağımsız TRT'ye halkın varlığını kanıtlayacak bir seçim yasasına değin pek çok konuda SHP'ye görev düşmektedir... Yenilikçi sosyal demokratlar neler istiyor? Sanırız yukanda anlatmaya çalıştıklanmızı. Onlar, hazır- ladıkları bildiriyle tabandan tavana dek uzanan çizgide bir- likteliği, sevgiyi ?HP'ye getirmek çabasındalar. İstemlerin gerçekleşmesi o denli zor değil. Olay ortada ve yaşananlar görülüyor. Toplum yedi yıldır çeşitli kandırma- calarla avutuluyor. SHP iktidara gelmenin yollarını ararken demokrasiyi ku- rumlaştırma konusundaciddi olmak zorundadır. Onun için- de bireysel çıkarlardan uzak, içindeki sevgiyi dışarıya aktar- malıdır. Bildiride bir önemli nokta da şu: — Gerçekte bu sorun yalnız SHP'nin değil, ülkenin tüm demokrasiden yanagüçlerinin, ezilen, yoksullaşan halk kit- lelerinin, açıklıktan, doğruluktan ve erdemden yana olan her- kesin sorunudur... SHP kendi içinde alternatif programlar üreterek, kurultay hesabı yaparak bir yere varamaz. İki başlı görünüm kamu- oyunda hiç ama hiç ilgi görmüyor. Bu görüntü kimi çevre- lerce desteklense bile SHP'nin kan yitimine neden oluyor. Bugün Türkiye'de siyasal gündemi Özal belirliyor. SHP Ge- nel Sekreteri Hikmet Çetin'in deyişiyle "Özal kamuoyunu sü- rekli yanıltıyor." O zaman, SHP siyasal gündemi yakalama- lıdır. Ama nasıl? Kendi içinde kavga ederek değil. Yeni politikalar üreterek, halkın istemlerine sahip çıkarak... KAMUOYUNA Bakanlar Kurulu'ndan TBMM'ye sevkedilmiş bulunan Terörle Mücadele Yasa Tasansı eğer bu biçi- mi ile yasalaşırsa: — İşkence yasallaşacak, teşvık edilecek ve işkenceci devlet eliyle korunacaktır. — Düşünce suçlan yasalardan katdırılmış olmayacak, aksine terör suçu kapsamına alınacaktır. — Basın özgurluğu katledilecek. Tüm gazeteler "Resmi Gazete" olma koşuluyla varlıklannı sür- dürebileceklerdir. — Savunma hakkı yok edilecek, avukat: gardiyanın deoetimine terkedilecektir. — Tecil Yasası. cezaevlerini boşallmayacak, aksine, ülkeyi geniş bir cezaevi haline getırecek; tecilliler için gerçek özgürlük hiçbir zaman sağlanamayacaktır. Bu yasa ile amaçlanan, terörle mü- cadele değil, devlet terörûnün yasallaştırılmasıdır. Diyeti, "Terörle Mücadele Yasası" olan "özgürlük" tutuklu ve hükümlülehn talebi değildir. Bugün Türkiye'de banş aldatmaca ile değil gercekle sağlanabilir. Bunun tek yolu KOŞULSUZ GENEL AFTIR. İNSAN HAKLARI DERNEĞİ, MÜLKİYEÜLER BİRLİĞİ, TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ MER- KEZ KONSEYİ, TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ, ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DER- NEĞİ, NÜKLEER SAVAŞIN ONLENMESİ İÇİN HEKİMLER DERNEĞİ, EĞİTİMCİLER DERNEĞİ, EĞİTİM-İŞ, HALKEVLERİ, ÇAĞDAŞ HUKUKCULAR DERNEĞİ, ANK. S. MUHASEBECİLER VE MALİ MUŞAVİRLER ODASI, VETERİNER SAĞLIK TEKNİSYEN- LERİ DERNEĞİ, ŞEL. İŞ. ANKARA 1 NOLU ŞUBESİ, TÜM-BEL-SEN, EĞİT-SEN KAMUOYUNA Binlerce Kiııt sığınmacı TürkiyB ve iran sıntflarında yaşama savası verıyot Saddam insanhk dışı baskılannı sürdü- rürken yeni bir dünya düzeni kurma iddîasmda olanlar ve bütün dunya bu zulmu seyrediyof. Biz Türkiye'nin demokratik güçleri olarak diyoruz ki: ' Bu katliamın üurdurulması tctn Biriesmıs Mılletler ve uluslararası öteki kuruluşlar acHen olayın ûzenne eğılmelı- .... dirter • Yüzbjntefce insanrn yaşama savsşj venSğı sınırlar hiçbir gerekçe goslenlmeksjzın açılmalıdır. • Sığınmacıların Insar Hakları Bıldırgesı ve uluslararası hukuk kurallan uyarınca. yaşama. beslenme ve bannma hakları gjvence altına almmalıdır. * ZeJ-ıırli gazların ve kimyasal silahlann korttusu ve dehşeti lande stnınmızda biriker sığınmacıların yaşama savaşı verdiği bu günlerde. başta hekımler olmak üzere tüm sağlık personelinı gönûtlü olarak bolgeye gıtmeve ve tüm kişi. kurum ve kurutuşları ınsani yardım (ilaç. battaniye. gıda, para vs.) yapmaya çağınyoruz. Gönüllülenn Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı'na ve insani yardım yapacak olanlarltı İnsan Hakları Derneği Genel Başkarılığı'na başvurmaları gerekmektedır Bu iki kuruluşumuzun adres ve telefonlan asağıdadır. — TÜBK TABIPLEF BİRÜGl MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIGI, MITHAT PAŞA CAD No. 62/18, Tlf. 1183156 - 11B396a ANKARA — İNSAN HAKLARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANLIĞI, ME$RUTIYET CAD. No. 17T17. Tlf. 1259547. ANKARA İNSAN HAKLARI DERNEĞİ. MÜLKİYEÜLER BİRLİĞİ, TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ MERKEZ KON- SEYİ, TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ, ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ, NÜKLEER SAVA- ŞIN ONLENMESİ İÇİN HEKİMLER DERNEĞİ, EĞİTİMCİLER DERNEĞİ, EĞİTİM-İŞ, HALKEVLERİ, ÇAĞDAŞ HUKUKCULAR DERNEĞİ, ANKARA SERBEST MUHASECİLER ve MALİ MUŞAVİRLER ODASI, VETERİNER SAĞLIK TEKNİSYENLERİ DERNEĞİ, BEL. İŞ. ANKARA 1 NO.LU SB. TÜM- BEL-SEN, EĞİT-SEN. 68'liler Edirne'den Kars'a kadar tüm 68'li sağ kalan dostlar tekrar merhaba diyelim mi?.. 27 Nisan 1991 Cumartesi İst. Kuruçeşme Mülkiyeliler 17.30-19.00 sohbet (68Tıler vakfı ile ilgili) 19.00-23.00 yemek Not: Giriş davetıyelerı 27 nisan günü kapıdan alınacaktır. KAMUOYUNA Kürt halkının hak ve özgürlüklerine yönelik ihlalleri, baskı ve yok etme politikalarını protesto ediyor, Kürt halkının taleplerinin karşılanmasını istiyoruz. Bizler ÖZGÜR-DER KÜRT HALKI İLE DAYANIŞMA HEYETİ olarak 9.4.1991'de sınıra hareket ediyoruz. Tüm demokrat kamuoyunu duyarlı olmaya cağırıyoruz. HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER DERNEĞİ (ÖZGÜR-DER) SEKRETERİ NİLÜFER ALCAN Abdullah Yılmaz (ÖZGÜR-DER Başk. Yard.), Diş hekimi Yüksel Kabaağaç (ÖZGÜR-DER Yön. Kur. Üyesi). Ulutan Gün (Devrimci Mücadelede Avukatlar), Murat Özdemir (Mücadele Dergisi), Bülent Aydın (İYÖ-DER üyesi), Sadık Çelik (FOSEM), Cevdet Aygül (İYÖDER), Nurten Kahramanoğlu (DEMKAD Yön. Kur. üyesi), Sadiye Uyar (TAYAD Genel Sekreteri), Akın Çapın (TAYAD üyesi), Esin Gedik (Hemşire-Sağlık-Sen üyesi), Aysel Sürücü (Hemşire-Sağlık-Sen üyesi), Marsel Bosunet (Avukat- İsviçre), Harald Doombos (Gazeteci-Hollanda), Ursula Ünsal (Gazeteci-Almanya). SHP delegeseçimlerigrup toplcmtısmda tartışüdı' Tbpuz'dan BaykaTa eleştiri Mahalle delege seçimleri parti içi tartışmaları arttırırkerrgrup toplantısında genel merkezi destekleyen milletvekilleri ile Baykal yanlıları tartıştı. Tarsus'ta da ilçe başkanı Ali Şanlı partililercedövülerek ağır yaralandı. Istanbul delege seçimlerinde de 13 mahallede "yenileme" kararı verildi. İç Politika Servisi — SHP mahalle delege seçimleri grup toplantısında genel merkez yan- hsı ve parti içi muhalefeti des- tekleyen milletvekillerinin tartış- malarına yol açtı. Son kumltay- dan bu yana Genel Başkan Er- dal İnönü'yü destekleyen tstan- bul Milletvekili Ali Topuz, eski Genel Sekreter Deniz Baykal'ı hayatında iki hata yapmakla suçlayarak, "CHP'de genel sek- reterttğe, SHP'de genel başkaa- Iığa erken aday oldunnz" dedi. Tarsus'ta da tçel Milletvekili Is- temihan Talay'ın düzenlediği toplaniıda Tarsus İlçe Başkanı Ali Şanlı çıkan kavga sonunda partililerce dövülerek ağır şekil- de yaralandı. lstanbul'da ise il yönetim kunılu itirazlanm ince- lediği 9 ilçenin 13 mahallesinde secimlerin yenilenmesine karar verdi. Fıtık ameliyatından sonra dün ilk kez SHP grup toplantı- sına katılan Genel Başkan Erdal tnönü, milletvekilleri arasında delege seçimleriyle ilgiü olarak geçen sert tartışmalan izledi. Is- tanbul Milletvekili Ali Topuz, ilk sözü alarak yaklaşık 1,5 sa- at konuştu. Başına kapalı geçen toplantıda Topuz, "Garai top- lantısı" olarak ünlenen Istan- bul'daki görüşmelerden sonra hakkında sürekli aleyhte kam- panya yürütüldüğünü öne sür- dü. Genel başkana saygı göste- rilmesini isteyen Topuz, eski ge- nel sekreter Deniz Baykal'ın es- ki arkadaşı olduğunu kaydede- rek, "tki önemli siyasi hata yap- mışür. Önce CHP'de genel Türban başvurusuna ret ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda "türban yasası" olarak bilinen "Kadının Statü- sü ve Sorunları Genel Müdurlügü" kurulmasıyla ilgi- li yasanın iptaline ilişkin SHP'nin yaptığı başvunıyu red- detti. Oy çokluğu ile alınan ka- rarda, mahkemenin daha önce türban konusunda verdiği iptal karan karşısında, bu yasanın türban giyilmesine olanak tam- dığı şeklinde yorumlanamaya- cağı sonucuna varıldı. Anayasa Mahkemesi, iki gün süren incelemesi sonunda, SHP'nin açtığı iptal davasının raportör görüşü doğrultusunda 4'e karşı 7 üyenin oyları ile red- detti. Ancak, bu ret kararının, türban konusuna açıklık getiren gerekçeleri de içeren "yorumlu ret kararı" olduğu bildirildi. Yasanın Yükseköğretim ku- rumlarında kılık ve kıyafetle il- gili olarak daha önce verilmiş her türlü disipün cezalarımn bü- tün hüküm ve sonuçlanyla bir- likte ortadan kaldınlmasını ön- gören geçici 1. maddesinin iptal istemi ise oy birliği ile reddedil- diAnayasa Mahkemesi Başkan- vekili Yekta Güngör Özden'in katılmadığı oturumda, üyeler Mustafa Şahin, Selçuk Tüzün, Güven Dinçer ve Ahmet Necdet Sezer ise, sözkonusu yasanın Anayasa Mahkemesi'nin daha önce verdiği iptal karannı geçer- siz kıldığı gerekçesiyle yasanın iptali yönünde oy kullandılar. sekreterliğe, sonra da SHP'de genel başkanlığa erken aday ol- muştur. Aynca erken seçim ve Sayın Ozal'ın cumhurbaşkanb- gında izlediğiniz poUtika da yanlıştır. Turgnt ozal'ın yaka- sına yapışıp indirmekten söz et- mek de yanlış olmuştur. Sayın Fuat Atalay sürekli gend başka- nı eleştiriyorsunuz. O halde bu partide isiniz ne" dedi. Baykal'a yakın milletvekilleri de Topuz'- un konuşmasını eleştirerek, "Ne o döndün de tnönücü mü oldun" diye bağırdılar. îçel'e bağh Tarsus ilçesinde dün milletvekili tstemihan Ta- lay'ın ilçe merkezinde düzenle- diği basın toplantısında kavga çıktı. Talay, Tarsus'un Yeşil mahallesindeki üye Ustelerinin tüzüğe aykın olduğunu beürte- rek, "Bu listeye itiraz ediyorum" dedi. Tarsus İlçe Başkanı Ali Şanlı, askıya çıkar- ülan listelerin tüzüğe uygun ola- rak hazırlandığını ve genel mer- kez tarafından da onaylandığı- nı söyledi. Şanlı'nın konuşma- sına Talay'a yakuı olduğu bil- dirilen Tarsus eski ilçe yönetim kunılu üyesi Koç Ali Badem müdahale edince ortalık bir an- da karıştı. Genel merkezi des- tekleyenlerle parti içi muhalefeti tutanlar arasında kısa sürede bağınşmalarla birlikte kavga çıktı. ilçe Başkanı Ali Şanlı kı- nk şişeler ve kafasına atılan kül tablası ile ağır yaralandı. Şanlı partililerce Omer Sayar Hasta- nesi'ne kaldınlarak tedaviye almdı. Olay sırasmda bir parti- li de bıçakla yaralanarak aynı hastanede tedaviye alındı. Mil- letvekili tstemihan Talay'ın olaydan sonra bir grup partiliyle birlikte Mersin'e gittiği beürtil- di.SHPtstanbulil yönetim ku- nılu önceki akşam yaklaşık 8 sa- at süren bir toplantı yaparak ni- sapsız delege seçimlerine yapılan itirazları inceledi. 9 ilçenin 13 mahallesinde yeniden oylama yapüması kararlaştınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle