Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10NİSAN1991 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN
Devlelet Meteoroloji Işleri Genel
Mödürlûğü'nden alırtan bılgıye gö-
re yurdun kmey ve öoğu kesimlen
çok buluüü. Marmara'nın doğusu,
Karadenız lc Anadolu'nun kuzey ve
dojusu, Doflu Akdenız ile Dojju ve
Güneydoflu Anadolu Mtgderi yağışlı
geçecek. Yağışlar yağmur yer yer
sağanak şeki.nde olacak HAVA Sl-
CAKLIĞI Değışmeyecek. RÜZGÂR:
Kuzey ve Ba6 yöntefden hafif ara sıra
orta kuvvet esecek. Oenızterde; Do-
j u Karadenız ve Akdeniz'de gûnba-
Usı ve lodos. diğer denizlerde yıl-
dc ve karayekJen 3-5, yer yer 6 kuv-
vetinde saatte 27 deniz mili hızla
esecek. Dalga yâteekfg 05 km. yer
Y 20° 1P Oıyartalor
Y 11° 8°BJfne
Y 18° fErancan
B 13° 5°Etzuf\ım
Y 12° 2°£slaşehif
Y 12° 5°Gazamep
Y 2#> 10° Gıresun
B 19° 10° Güıra#ıaıw Y
6° 9°H*tt Y
yer 15-2.5 metre dolaymda olacak. Van Gölû'nde hava; Sa-
ğanak, yağışlı geçecek, rûzgâr kuzey ve barj yönlerden hafif
ara sıra orta kuvvette esecek. Görüş uzaklığı 5-10 km civa-
nnda bulunacak.
BıtSs
Bokı
Bursa
ÇanakK*
Çonım
Deraz»
Y 16° 9°Ha*ttn
B 17°10°lspam
B 13° 9°lstantHjl
B 12° 8°izn*r
Y 12° 3°K*S
Y 11° 4"Kasamonu
Y 9° 3°KJ»Mn
B 13° 6° Kırtdardı
B 13° 8°Kova
Y 13° 9'mattn
B 15° 7°Malatya
16° B°Manısa
13° T^KMaraş
15° 6°Mersın
t2° 3°Mu«<a
10° 3°Muş
16° 6°Nığde
13° 7°Qn)u
14° 5»ftze
14° 3°Samsun
14° 6°Sırt
10° 8°&noç
18°10°Sr»as
14° «"TebrdaJ
10° fTrabzon
12° 3°lncal
12° 8°Uşak
12° 2°V*n
12° 4°V«gat
14° 6°2ooguW*
B 16° 9°
Y 14° 7°
Y 19° W
B 14° 7°
Y 12° 3°
B 13° 4°
Y 12° 8°
Y 12° 6°
Y 10° 7°
Y 16° 6°
Y 10° 6°
Y 12° 2»
B 13° 7°
Y 12"
Y 13°
B 12°
Y 12°
Y 12°
8°
4°
«•
2°
Y 8° 4»
aç* bukıOu •yaOmıriu sısk
/?*»* A-** B-bukrtu frflûnes» K-tertı S-sısa Y-^aJmunu
T > L e n m 9 r a
T
W • S
Kahıre-Vr<
DÜNYA'DA BUGÜN
AmsartaraY 11°
Amman A 21°
Atına
Bajda!
Barcekma
Basel
Belgrad
Behın
8onn
Brûksei
Budapeş*
Cenevre
Cezayır
Odde
Outaı
Frankfurt
Gıme
Hetemki
Kalnre
Kopenhac
Kttı
Leftoşa
Y 16°
A 29°
B 16°
Y 14°
B 16°
B 13°
B 16°
Y 15°
Y 14°
Y 12°
B 19°
A 32°
A 29°
8 13°
Y 21°
Y 10°
A 22°
Y 13°
B 16°
Y 2CP
Lenıngrad
londra
Madnd
Mtano
Montreaı
MoslıiM
Uur»h
Oslo
Paris
Rıyâ)
Roma
Srtya
Şm
TeHvn
Tünus
Varşow
Vknedk
Vrfli»
Y 12°
Y U°
Y 20°
8 M°
Y 11°
B 12°
Y 6°
Y 14°
Y 12°
A 33°
B 18°
Y 12°
B W
Y 15°
B 17°
Y 12°
Vtodmgton
Z ü * Y 13°
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
l/Tatlıdilli.2/îcra-
at... Tutulan yol,
davranış. 3/ Baryum
elementinin simge-
si... Sancı. 4/ Ku-
ran'a göre Kâbe*yi
yıkmak isteyen Eb-
rehe"nin ordularını
gökyüzünden yağ-
dırdıkları taşlarla
yok eden bir tiir
kuş... Bir renk. 5/
Üstü toprakla örtü-
lü saman yığını...
Yok etme. 6/ Yol
kontrol ve bakınu
için demiryollannda kullanılan kii-
çük araba... Bir akademik unvanın
İusa yazahşı. 7/ tlkel benlik... Hhin...
Olta ya da tuzağa konulan yem. 8/
Ses... Harman yerindeki tahılın taş
ve toprakla karışık kalıntısı. 9/ Dü-
zensiz şekilleri konu alan yeni bir ge-
ometri dah.
YUKARIDAN AŞAĞIYA;
1/ Bir tür pathcan püresi. 2/ Şöh-
ret... Bir şeyin kenarını süsleyen, ko-
ruyan ya da sınınnı belirleyen çerçeve. 3/ Bir tür kısa hırka...
Sodyumun simgesi. 4/ Kuzeybatı Kafkasya'da yasayan bir halk.
5/ Bir çalgı... Ayak direme. 6/ Avrupa'da bir başkent... Bir no-
ta. 7/ İskambilde koz... Tath bir besin maddesi. 8/ Açık kapı
ve pencereler arasında oluşan esinti. 9/ Mimarhkta, merdiven
biçiminde çıkıntıları olan kubbeye verilen ad.
60 YIL ÖNCE Cumhurjyel
Şarkta sükunet
Columbia
GRAMOTONU
IC O L U M B İ A
P L < K L A > I N O A
10 NtSAN 1931
Son günlerde tran hududu
dahilinde firarilerin tahrikâta
devam etmeleri ve Iran'ın bu
vaziyete müsamahakâr
davrandığı haberleri üzerine
halk arasında Ağrı'da yeni
harekât olup olmadığı
hakkında bir tereddilt
husulüne sebebiyet vermiştir.
Bu hususta tahkikat icra ettim. Firarilerin tahrikâtı tran
hududu dahilinde Tebriz civannda cereyan etmekte olup
hududumuz dahilinde en ufak bir hareketin derhal
önüne geçilip imhası için icap eden tertibatın çoktan
alındığı ve ortada mühim vaziyetüı mevcut olmadığı
anlaşılmıştır.
Bu tahrikât karşisında ordumuz müteyakkızdır. tran'ın
dürüst hareketini beklemek hakkımız olduğundan Tebriz
ve civarındaki Taşnak ve Kürtlerin ufak, tefek tahrikâtı
karşısında hükümetimiz tran'ın nazari dikkatini
celbetmiştir.
Stok tütünler
tnhisar tdaresi tarafından şehrimizdeki stok tütünlerin
satın alınması için Heyeti Vekilece ittihaz olunan karar
tnhisar tdaresine henüz tebliğ edümemiştir. Bu bapta
aldığımız malûmata göre, tütünlerin ne suretle mubayaa
edileceği hakkında bir talimatname yapılacaktır. tnhisar
tdaresi eksperlerile tütün sahiplerinden mürekkep bir
komisyon tütünlere kıymet takdir edecektir. Tütünlere
yapılacak takdiri kıymet mes'elesinin kolayca
halledileceği anlaşılmaktadır.
30 YIL ÖNCE CumhurİYeT~
Türkçe Kuran
10NİSAN1961
Diyanet tşleri Reisliğine tayin
edilen Hasan Hüsnü Erden,
kendisini ziyaret eden Milli Birlik
Komitesi üyesi Ahmet Yıldız'a
Kur'anın Türkçeye tercüme
edilmesine taraftar olduğunu, yeni
Teşkilat Kanununun bir an evvel
hazırlanıp din adamjanna daha iyi
bir hayat şartı temin edilmesine
çaiışılacağinı söylemiştir.
Yeni Teşkilat Kanunu ile, din adamları, devlet memurları
baremine ithal edilecek. tslam Enstitüsü ve tlahiyat
Fakülteleri ile, İmam-Hatip Okulları daha yeıerli hale
getirilerek, bundan böyle müftülüklere yüksek tahsüli
kişiler getirilecektir.
Diğer taraftan Diyanet tşleri BaşkanlığVnca büyük çapta
bir dini reform planlaması üzerinde de önümüzdeki
günlerde çalışmalara başlanacaktır. Bu çahşmalarda ilk
olarak dini kaide ve eserlerin sıkı bir tasnife tâbi
tutulması ve din kaidelerimizi Kur'anda da emredildiği
gibi günün şartlanna uydurulması yoluna gidilecektir.
GEÇEN YBL BUGÜN Cumhuriyet
Ek önlemler
10 NtSAN 1990
Cumhurbaşkanı Turgııt Özal başkanlığında dün toplanan
Bakanlar Kurulu, Güneydoğu ile ilgili ek önlemleri
belirledi. Olağanüstü Hal Yasası ile Sıkıyönetim Yasası
birçok yönden paralel hale getirild». Ek önlemler bugün
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek. SHP
Genel Başkanı Erdal tnonü, ek önlemleri
değerlendirirken "Çok ciddi karariar, inceleyip geniş bir
açıklama yapacağım" dedi.
Olağanüstü Hal Yasası'nda kanun hükmünde kararname
ile değişiklik yapılmasıru benimseyen Bakanlar Kunılu,
yasanın uygulandığı yerlerdeki olaylara ilişkin haber ve
yayınlara, "güvenlik kuvvetlerinin Lşini zorlaştıncı
nitelikte olması balinde sınırlama getirilmesini"
kararlaştırdı.
DÜZELTME
• Gazetemizin dünkü sayısının 4. sayfasındaki "İlk af
arazi işgalcilerine çıkmıştı" başlıklı haberin spotu şöyle
olacaktır; "Fransızlar tarafından işgal edilip 20
teşrinievvel 1337-1921 tarihli itilafnamesinin 5. madde
mucibince tahliye edilen arazide ika edilmiş olan
bilcümle ceraim mürtekipleri hakkında affı umumi ilan
ediliyordu." Fransızların işgali altındaki topraklarda
işlenen suçlar, bu yasayla affediliyordu. Yasa TBMM'de
görüşülürken önergesine ret denilmesine çok öfkelenen
Tunalı Hilmi Bey (Bolu) 'Ret diyen arkadaşlan hiyaneti
vataniye cürümüyle itham ediyorum' sözleriyle tepki
çekiyordu, genel kuruldaki işlem de, (gülüşmeler)
tutanaklara geçiyordu.
Ahnu
TARTISMA
Hakkııu Adalotîn ve V iedanın
Bugüne kadar çıkarılan af yasalarında böyle bir istisna
hükmü yer almamıştır. Dünyanın her yerinde çıkanlan af
yasalarında siyasal suçlara öncelik verilir. Bu, af yasalarının
kuralıdır.
Saym parlamenterlere,
Meclise getirilmek üzere olan "Tecil" yasa
tasansında devlet idaresi aleyhine işlenen
suçlardan hükümlü olanlar kapsam dışı bı-
rakılmıştır. Ceza yasasının özellikle 125 ve
146. maddelerinde gösterilen bu suçların
"Tecil" dışı bırakılması büyük bir haksız-
lık olacaktır.
Bugüne kadar çıkanlan af yasalarında
böyle bir istisna hükmü yer almamıştır.
Dünyanın her yerinde çıkanlan af yasala-
rında siya>al sıiçlara öncelik verilir. Bu, af
yasalarııun kuralıdır.
Üniversitelere, hukuk uzmanlanna soru-
nuz, yasaların başta gelen niteliği "Eşitlik,
objektifiik ve genellik"tir. Böyle bir yasa
anayasanın "eşitlik" ilkesine ve yasaların
açıklanan niteliğine ters düşecektir. Affın
ve af yerine başvunılan "Tecil"in amaa top-
lumda ve kamuoyunda doğan rahatsızhk-
lan, tedirginlikleri ortadan kaldırmaktır. 12
Eylül döneminde görülün siyasal davaların
çoğunda ceza yasasının 125 ve 146. madde-
leri uygulanmıştır. Bu açıdan bugünkü ha-
liyle çıkarılacak yasa, toplumumuza huzur
getirmeyecek aksine kamuoyunda ve ceza-
Erteleme
evlerinde huzursuzluk yaratacaktır.
Mahkeme kararlarını, dava dosyalarını
inceleyiniz, silahsız, adam öldürmemiş,
kimseyi yaralamamış gencecik insanlann bu
maddelerle ölüm ve ömürboyu ağır hapis
cezalarına mahkûm edildiklerini görecek-
siniz. Mektup taşıyan, ev kiralayan, birini
evinde banndıran ya da bildiri dağıtan in-
sanlann 168 ya da 146. maddeye göre ceza-
landırıldığını göreceksiniz. Bir gasp olayın-
dan ötürü TCY'nin 146/1. maddesine da-
yanılarak gencecik insanlann ölüm cezası-
na çarptınldıklarını göreceksiniz.
tşkence altında imza ettirilen ifadelere da-
yanılarak olüm cezalan ve ağır hapis ceza-
ları verildiğini göreceksiniz. ttirafçı sanık-
ların, kendilerini cezadan kurtarmak için
ahlak kurallarını bir yana iterek suçsuz in-
sanları suçlayarak tahliye edildiklerini ve
suçladıklan insanlann mahkûm edildiğini
göreceksiniz.
Tasarlayarak adam öldürenler, kan güde-
rek insanlann yaşamına son verenler, hayali
ihracatçılar, devleti dolandıranlar yasadan
yararlanırken bu insanlann yasa dışına itıl-
mesi büyük bir adaletsizlik oluşturacaktır.
Yine bilinmelidir ki affedilen suç değil ce-
zadır. Tasan böylece siyasal suçlular arasın-
da ayırım yapmakta sağ ve sol görüslü ki-
şiler arasında çifte standart uygulamakıa-
dır. Dev-Vol davası sanıklan af dışı bırakı-
hrken MHP ve ülkücü kuruluşlar ve Kah-
raman Maraş davası sanıklan aftan yarar-
lanmaktadırlar.
Prof. Ali Fuat BaşgiT'in dediği gibi unut-
mamak gerekir ki "Siyasi mabkûmlanla ah-
laki redaet (ahlak dışıkk) yoktur. Suç bir ka-
naat uğruna işlenmiştir. Suçluyu mahkûm
etmek kanaatı mahkûm etmek demektir."
(Türkiye Siyasi Rejimi ve Anayasa Müesse-
seleri. s: 207).
Tecil yasasında haksız bir yöntem olan
çifte standart uygulamasından kaçınmalı,
eşitlik ilkesine saygı gösterilmelidir.
Bu gençler bizim gençlerimiz, bu insan-
lar, Türkü ile Kürdü ile Lazı ile Çerkezi ile
bizim insanlarımız. Onlar hain değil, satıl-
mış da değil. Gelin ayrıcahk yaratmayalım.
Geçici politik amaçlan bir yana bırakıp
hakkın, adaletin ve vicdanın sesine uyarak
yasama görevini yapmak her zaman oldu-
ğu gibi bugün de kutsal bir görevdir. Dos-
yalan ve kararlan inceleyiniz, görünüz ona
göre oy kullanınız. Bunu, politik bir amacı
olmayan yansız bir hukukçu olarak sizler-
den rica ediyorum. Lütfen, lütfen...
HALİT ÇELENK
Avukat/Ankara
Taslağı ve Öneriler
Hakkında hazırhk soruşturması başlamamış olanlar için,
yetkili organlara teslim olma yükümü yasadan çıkarılmahdır.
Kamuoyuna açıklanmış bulunan taslak-
ta özellikle uygulama yönünden ve teknik
hukuku ilgilendiren bazı eksiklik ve aksak-
lıklar dikkati çekmektedir. Bunların orta-
dan kaldınlması, bu konuda istenen sonuç-
lann daha iyi biçimde elde edilmesi ve ya-
sanın sonuçlannın en kısa zamanda alınma-
sını sağlayacaktır. Bu amaçla aşağıda belirt-
meye çalıştığım noktalann göz önünde tu-
tulmasının uygun olacağı kanaatindeyim.
1- Hazırhk soruşturması başlamamış iş-
lerde, fail yasanın yayımı tarihinden itiba-
ren 60 gün içinde yetkili organlara (CMUK,
151) teslim olmak zorundadır. Aksi halde
hakkını kaybeder. Bu hüküm sakmcalıdır.
Kişinin geçmişte yaşadığı bir olayın suç teş-
kil ettiğini bilmesi her zaman kolaylıkla
mümkün değildir. Mala, kişiye karşı suçlar
ile cinsel suçlar dışındaki suçlar yönünden
ferdin sürprizle karşılaşması muhtemeldir.
Sonuç çok ağırdır, çünkü ertelemeden fay-
dalanamamak soz konusudur.
2- Hazırhk soruşturması başlamış işler-
de fail ifade vermediğinden kendisi teslim
olup 60 güniük süre içinde ifade verdiğin-
de, taslağa göre ertelemeden faydalanabilir.
Taslakta, kusuru olmaksızın dahi bu süre-
yi geçiren kişi bu hakkını kaybeder. Yargı-
lamanın gecikmesini önlemek amacı güdü-
lüyo, fakat kanımca düzenleme sakıncalar
taşımaktadır.
önerim şudur.
Hakkında hazırhk soruşturması başla-
mamış olanlar için, yetkili organlara teslim
olma yükümü yasadan çıkanlmalıdır. Hak-
kında hazırhk soruşturması başlamış ve ifa-
de vermesi için arananlar yönünden, ken-
disine yapılan bildirime rağmen, ifade ver-
mekten kaçanlar için 60 güniük süre uygu-
lanmalıdır. Kusursuz olarak ifade vermemiş
olanlar için, 60 güniük hak düşürücü süre-
nin taslakta ön görülmesi sakmcalıdır.
3- Hakkında kamu davası açılmış ve du-
ruşması devam eden sanıklar için, bu sanık-
lar duruşmada hazır bulunmadığında, da-
ha önce savcı önündeki ifadenin yeterli sa-
yılması ve buna dayanılarak karar verilebil-
mesi, ceza ^rgılamasının temel bir ilkesi-
ne aykırıdır, çünkü duruşmada hüküm ve-
rilebilmek için sanığın mutlaka bir hâkim
önünde ifadesinin alınması Tiirk sistemin-
de şarttı. Bu ilkenin terk edilmesi uygun ol-
maz.
4- Ölüm cezalannın yerine getirilmeme-
si ve 647 sayılı yasanın 19. maddesi çerçe-
vesinde infazın geri bırakılmasına mahke-
menin karar vereceğinin açıklanmış olma-
sına rağmen, duruşma yapılıp yapılmayaca-
ğının belirtilmemiş olması bir eksikiktir. Bu
karar duruşmasız verilmelidir. Aynca bu ka-
rarın hangi mahkeme tarafından verileceği
de açıklanmahdır. Taslağın 6. maddesinde
bu ihtimal düşünülmemiştir.
5- Taslakta istisna edilen adam öldürme
suçlan yönünden, metinde kullanılan "ka-
mu görevlileri" ibaresi yerine, TCK'nın
450/11. bendindeki "devlet memurian" iba-
resi kullanılmalıdır. Bu paralellik, yasanın
uygulanması sırasında kanşıkhklan önleye-
cektir.
6- Erteleme yasasından faydalanan kişi-
lerin yeniden suç işlemeleri ihtimali içinde
bu suçun, önceki suçun dava ya da ceza za-
manı aşımı süresi içinde işlenmesinin aran-
ması yerindedir. Aynca yeni suçun kasıtlı
suç olması ve asgari haddinin 2<
yıldan çok
hürriyeti bağlayıcı cezayı içermesı de uygun-
dur. Taslağa göre fail yeni suçtan dolayı ya
dava ya da ceza zaman aşımı süresi içinde
kesin hükümle mahkûm olmalıdır. Taslak-
taki düzenlemede bu noktaya kadar bir ak-
saklık yoktur.
Ancak taslağın 5. maddesinde, failin ye-
ni suçunun cezasının asgari haddinin 2 yıl-
dan çok olmasırun aranması, yasa uygulan-
dığında tereddüt yaratabilir. Bu düzenleme
karşısında, fail somut olayda 2 yıldaıı az ce-
zaya mahkûm olsa dahi, daha önce ertelen-
miş cezasını da cekmek durumunda kala-
bilir. Oysa metinde yeni mahkûmiyetin 2
yıldan çok hürrryeti bağlayıcı cezayı içerme-
si açıkça belirtilmelidir.
7- Taslağın 6. maddesinde tutuklu ve hü-
kümlülerin tahhyesinde, 15 güniük süre ye-
rine, tahliye işlemlerine derhal başlanaca-
ğının ve en geç 15 gün içinde bitirileceğinin
açıktanması uygun olur.
Aynı maddede tahliye kararlanm verecek
mahkemelerin aynı zamanda ertelemeye de
karar verirken, duruşma yapmayacaklarının
açıklanması uygun olur. Bu biçimde düzen-
leme çabukluğu sağlayacaktır.
8- Taslakta ön ödemeye tabi işler düşü-
nulmuş olmasına rağmen, sulh hâkiminin
ceza kararnamesi yoluyla cezalandırılan iş-
lerin düzenlenmemiş olması bir boşluktur
ve doldurulmak gerekir.
9- Taslaktaki şahsi dava yoluyla görülen
işlerle ilgili hiçbir açıklık olmaması da bir
eksikliktir. Bu suçlann erteleme dışında tu-
tulması, taslağın amacı ve mantığı karşısın-
da düşünülemeyeceğinden, bu konunun da
tamamlanması uygun olur.
Parlamento üyelerine saygı ile sunuıur.
Prof. Dr. ERDEN ER YURTCAN
İstanbul Üniversitesi
OKURLARDAN
Dinlemek ve öğrenmek istiyonız
İnsanoğlunun yüzyıllar
boyunca sürdürdüğü bitip
tükenmeyen çabalan sonunda
bugün varabildiği bilımsel
gerçeklerin, icatlann,
teknolojik buluşlann,
keşiflerin Kuran'da yanh
olduğu söylenir. Bunları
duymak, dinlemek umudu ile
yıllardan beri televizyondaki
İnanç Dünyası ve benzeri
programlan izleriz. Ramazan
aylarında her akşam iftara
yakın yapılan sohbetleri
elimizden geldiğince
kaçırmamaya çalışırız. Bu
programlarda, sohbetler
dışında her seferinde
Kuran'dan bir sure okunur ve
Türkçe açıklaması yapılır.
Ancak bütün bu surelerin
içeriği üç aşağı beş yukan
aynı şeylerdir. Dinsel ve
ahlaksal kurallar, birbirinden
biraz farklı deyişlerle sürekli
tekrarlanır. Bugüne kadar
bilimsel gerçekleri, teknolojik
buluşlan içeren bir tek
surenin okunup açıklandığına
rastlayamadık.
Bugünlerde yine bir ramazan
ayına girmiş bulunuyoruz
Bütün bir ay boyunca, .
televizyonda her akşam,
iftara yakın saatlerde Kuran
okunacak, Türkçe açıklaması
yapılacak. Bu programlan
düzenleyenlerden rica
ediyoruz. Dinbilimcilerle
işbirliği yaparak bu ramazan
bilimsel gerçekleri içeren
surelere yer versinler. Açık,
temiz, anlaşılabilir bir Türkçe
ile açıklamalanm yapsınlar.
Bunlan dinlemek ve
öğrenmek istiyoruz. Bütün
bir ramazan ayı boyunca bu
programlan kaçırmamaya
çalışacak ve dikkatle
izleyeceğiz.
Saygılarımızla...
FATMA N. KtP
HÜKUKSUZ DEMOKRASİ
HalitÇetenk
3. bası 5.000 üra (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli gönderilmez.
İLAN
BİTLİS SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1990/180
Davacı Müşfik Kemal Zülfıkar tarafından, mahkememizde açılan
terekeye mümessil tayini davasının yapılan açık yargılamasında;
Bitlis Atatürk Mahallesi Kasundirik Caddesi pafta 10, ada 55, parsel
13'te kayıtlı arsa ve üzerindeki Turistik Otel'in ortağı bulunan bele-
diye ile ilgili ihtilaflarda, Müftigil aüesini temsilen, davacı kendi&i-
nın terekeye temsilci olarak atanmasını talep ettiği,
Mahkememizce yapılan tüm araşürmalara rağmen Şeyh Abdulmelik
Müftigil mirascılarının adresleri tespit edilemediğinden, kendilerine
ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiştir.
Şeyh Abdulmelik Müftigil'in tüm mirasçılanran (Müftigil ailesi rni-
rasçılarının), davacı Müşfik Kemal Zülfikar'ın anılan terekeye tem-
silci olarak atanmasını kabul edip etmedikleri hususundaki
diyeceklerini bildirmek üzere, mahkememizin 1990/180 esas sayılı da-
va dosyasının 29.4.1991 günü saat 9.00'daki duruşmasında hazır bu-
lunmaları, belirtilen gün ve saatte mahkeraeye gelmedikleri veya
herhangi bir bildirimde de bulunmadıkları takdirde, davacı Müşfik
Kemal Zülfikar'ın yukarıda parsel numarası yazılı Turistik Otel'in
ortağı bulunan belediye ile ilgili ihtilaflarda, Müfıigil ailesini (Şeyh
Abdulmelik mirasçılannı) temsilen, terekeye mümessil olarak tayin
edileceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 46499
Askeri kimlik karlımı
kaybettim. Hukümsüzdiır.
CEVHER AKYÜZ
Ehliyetimi kaybettim.
HukUmsüzdur.
METtN YILDIZ
T.C.
KONYA EREĞLİSİ
SULH CEZA MAHKEMESİ
Say,: HÜKÜM ÖZETİ
Esas No: 1989/414
Karar No: 1990/449
C.M.U. no: 1989/518
Hâkim: Nazmi Çelik 20707
Kâtip: Ali Sanıyar 109
Davacı: K.H.
Sanıklar: 1- Necati Gormez, Hasan ve Saime oğlu, 1947 D.lu, Ereğli
Hacı Mustafa Mah. oturur.
2- Etem İriç, Kerim ve Kezbanoğlu, 1950 D.lu, Ereğli Melicek kö-
yü nüf. kayıtlı olup Ereğli Şinasi Mah. 9. Çıkmaz Sk. No: 13'te otu-
rur, evli, 9 çocuklu, okuryazar, sabıkasız, T.C. Islam, tuzcu.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzuğü'ne aykırıbk
SuçTarihi: 29.5.1989
Karar Tarihi: 19.7.1990
Yukarıda suçu ve açık kimlikleri yazılı sanıklann cezalandırılma-
lan istemi ile mahkememize açılan işbu kamu davasının yapılan açık
yargılaması sonunda verilen hüküm gereğince duzenlenen hüküm
özetidir.
GEREĞt DÜŞÜNÜLDÜ: 1- Sanık Necati Görmez'in sübuta er-
meyen müsnel suçtan beraatine,
2- Sağlığa zararlı gıda maddesi satmak suçundan sanık Etem triç'in
eylemine uyan T.C.K.nın 396, 647/4, T.C.K.nın 72. maddesi gere-
ğince neticeten 470.000 lira ağır para cezasıyla cezalandınlmasına,
T.C.K.nın 402. maddesi gereğince sanığın cürme vasıta kıldığı mes-
lek ve sanatının ve ticaretinin üç ay süreyle tatiline, aynı madde uya-
rınca takdiren yedi gün süreyle işyerinin kapatılmasına,
Karar özetinin sanığın kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine
kapatma süresi sonuna kadar kalmak Uzere asılmasına,
Aynca karar özetinin C. Bassavılığı'na gönderilerek Ankara-
tstanbul ve lzmir'de yayımlanan ve tirajı yüzbinin üzerinde bulunan
bir veya iki gazetede ve aynca bir mahallı gazetede derhal ilanına,
Yine karar özetinin bir suretinin C. Başsavcılığınca Sağlık ve Sos-
yal Yardım Bakanlığı'na gonderilmesine,
Dair Yargıtay yolu açık olmak uzere karar verildi. Basın: 23586
POLrnKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Eski Bir HastalıkAnkara muhabirliği yaptığımız yıllarda içimize giren
MİT'çileri (O zamanlar MIT yok MAH vardı) tanırdık. Da-
hası onlar da bizim kendilerini tanıdığımızı bilirdi. Karpiç'in
olsun, Ankara Palas'ın olsun amerikanbarlarında diz di-
ze, dirsek dirseğe otururduk. Diyebilirim ki pek zarartarı
da dokunmazdı. Onlar bir şeyler öğrenmek isterterse bı-
ze sorariar, biz bir şey öğrenmek istediğimizde (kulağı de-
liktir diye) onlara sorardık.
Kökü Teşkilat-ı Mahsusa'ya dayanan istihbaratçılar da
birbirlerini bılirlerdı. Aralarında saklı, gizli bir şey kalma-
mıştı. Uzun yıllar tek partinin adamları olarak çalışmış-
lar, sonra 46 demokrasisine geçince bir dalgalanma ol-
muştu. Gene birbirlerini izliyorlardı, ama bu kez Halkçı,
Demokrat diye izliyorlardı. Çoğu da bu ayrımdan ötürü ya
içeride ya dışarıda kalmışlardı. Kimi izleyeceklerdi? Bir tek
geçer akçe vardı, komünistlik. Sosyal demokrat, sosya-
list, demokratik sol ya da sadece sol diye bir şey yoktu;
solda mısın, bal gibi komünistsin. Komünisti de tam söy-
lemezler ü'nün yerini o ile doldururlar "komonist" derlerdi.
Bizim kuşak gazeteciliğe girdiğinde bu numaraları bil-
mezdik. Ustamız sayılan büyükler, eski gazeteciler anla-
tırtardı. Falan mı, onun yanında pek açılma; feşmekan mı,
iyi adamdır sır saklar, istediğini sor, istediğini anlat, zarar
gelmez.
Meslekte biraz palaziandık, gizli kaynaklardan haber
almaya başladık, yazılara -serde edebiyatçılık var ya- bi-
raz çeşni katmaya başladık, ağabeyterden kimileri kıskan-
dılar. Bizi şuraya buraya "komonist" diye gammazlama-
ya başladılar. Polis müdürü bilirdi, ama ne yapsın bu ih-
barlar yukarıya doğru da yansırdı.
Bir gün polis müdürü çağırdı. Bir sır verıyormuş gibi ku-
lağıma eğilerek şunları söyledi:
"Bilıyorum; mesleğını seviyorsun, iyi gazetecisin, arka-
daşlarını atlatmak istiyorsun (sözün burasında bir usta-
mızın adını söyleyerek), aman diyeyim (...)'y> atlatma...
Hatta özel haberlerinden bazılarını ona da ver."
"Neden?"
"Her atlattığında durmadan seni gammazlıyor. Komo-
nistler basını sardı diye olmadık yerlere yakınıyor. Ben bi-
liyorum, ama yukarıdakiler benim başımı ağrıtıyorlar."
Uzun bir süre meslekte MİT'çilerden çok bu gammaz-
lardan çektik. Tek parti yönetimi geçinceye kadar başımız-
dan da çok şeyler geçti. Basın sol, sağ diye ikiye ayrık
değildi. Demokrat, Halkçı denirdi. Muhalefet yıllarında
dertleştiklerımizin başında Menderes gelirdi. Bir sıkıntı-
mız olsa Meclis koridorlarında ona söylerdik.
Vali Nevzat döneminde bir gün evim arandı. Canım çok
sıkılmıştı. İlk aramaydı. Meclis koridorunda beni sıkıntılı
gören Menderes'e aramayı anlattım.
"Şimdi" dedi. "Çıkar kürsüden o valiyi rezil ederim."
"Siz onu rezil edersiniz, ama o da durmadan benimle
uğraşır."
Aradan yıllar geçti. Vali Nevzat canına kıyarak öldü. Ad-
nan Menderes başbakan oldu. Nazım Hikmet'in şiirleri
var diye evi bastılar. Ne var ne yok toparlayıp götürdüler.
Menderes'e telefon ettim. Telefona Özel Kalem Müdürü
Basri çıktı, "Beyefendiye anlatırım" dedi. Ne anlattı, ne
de sordu. Mahkemede aklanana kadar süründük.
O yıllardan bu yıllara köprülerin altından çok sular ak-
tı. MIT mi, yoğun bir biçimde var. Senden yana görünüp
seni gammazlıyor. Yöntemleri daha gelişmiştir. Hapisha-
nede gençlerin yanında gazeteciler de yatıyor. Kim ondan
kim bundan, birbirine karıştı. Kırk yıllık dostlar iktidardan
omuz alıp en yakınını ele veriyor. Ne diyelim, değişen bir
şey yok değil mi?
ÇAUŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
11L31AZ ŞİPAL
"Idari €K>revlere Atanma"
SORU: Halen Sosyal Sigortalar Kunımu'nun bir hastanesinde
teknik lise mezunu bir eleman olarak teknik hizmet-
ler sınıfında çalışmaktayım.
Çalışmam sürerken 4 yıllık İktisat Fakültesi'ni bi-
tirdim. Halen çalıştığım teknik hizmetler sınıfı kad-
rosunda kalmak koşuluyla idari görev almak istedim.
Yelkililer bana diplomamı kuruma verdigimde genel
idari hizmetler sınıfına geçecegimi, yani teknik hiz-
metlerde kalamayacağımı ve bu nedenle maaşımda
azalma olacağını soylediler. Ben de bundan vazgeç-
tim.
Bazı arkadaşlardan duyduğuma göre teknik hiz-
metler sınıfında kalarak idari göreve atama \-apili-
yonnuş. S.Y.
YANU: Devlet Memurları Yasası'nm 69. maddesi "İdari Gö-
revlere Atanma"ya ilişkindir. Maddede:
"Kurumlar, eğitim ve öğretim, sağlık ve yardımcı sağlık ve
teknik hizmetler sınıflarına dahil memurlardan, kariyerlerin-
den yaraTlanmak istediklerini 2-4'üncü dereceler arasındaki idari
görevlere ait olup kazanılmış hak derecelerinin iki altındaki de-
recelerden tespit ve ihdas edilmiş kadrolara atayabilirler.
Bu suretle atanan memurların aylıkları kazanılmış hak de-
receleri üzerinden ödenir. Ancak kazanılmış aylık dereceleri ve
kariyer hizmet sınıfları için tespit edilen ek gösterge, zam ve
tazminatlarla atandıkları görevlerin ek gösterge, zam ve taz-
minatlannın farklı olması hah'nde fazla olanı ödenir" denil-
mektedir.
Konu Devlet Memurian Kanunu Genel Tebliği Seri No: 91'de
şöyle açıklanmaktadır:
(•) "Bu şartlara uygun olarak atanan memurların aylıkları,
kazanılmış hak aylık dereceleri üzerinden ödenecek, kariyerle-
ri ile ilgili hizmet sınıflannda alabilecekleri ek gösterge, zam
ve tazminatlarla atandıklan kadronun ek gösterge, zam ve taz-
minatlarından hangisi daha yüksek ise kendilerine bunun üze-
rinden ödeme yapılacaktır. Bu kıyaslamada ek göstergeyle zam
ve tazminatlann her bir unsuru ayrı ayrı dikkate alınacak ve
mesela gerekirse ilgililere ek göstergeyle iş güçlüğü zammı ka-
riyerleri ile ilgili hizmet sınıflannda alabilecekleri miktarlar üze-
rinden, temininde güçlük zammı ile özel hizmet tazminatı ise
atandıklan idari kadro için öngörülen miktarlar üzerinden öde-
nebilecektir:'
Bu hak, I. Eğitim ve öğretim, 2. Sağhk ve yardımcı sağlık,
3. Teknik hizmetler sınıfı için tanınmıştır. Bu üç sınıfta görev
>"apanların bulunduğu hizmet sınıfından, genel idare hizmet-
İeri sınıfına geçmeksizin idari görevlere atanabilmeleri sağlan-
mıştır.
Kısaca teknik hizmetler sınıfında görev yaparken genel ida-
r? hizmetleri sımfı kadrosuna atanmaksıan yine teknik hizmet-
ler sınıfında ve idari görev almanıza yasal bir engel yoktur.
(*) Kaynak: Ibrahim Pınar Devlet Memurlan Kanunu 1987,
sayfa: 1015 ve 241
ADIYAMAN
KADASTRO MAHKEMESİ
ESAS NO: 1990/128
Adıyaman ili merkez Ulucami Mahallesi'nde bulunan 893 ada, 22
ve 26 parsel sayıb taşınmaz hakkında mahkememize açılan tespite itiraz
davasının yapılan agk yargılaması sırasında verilen ara kararı gere-
ğince;
Davahlar Bahri oğlu Sırn Öztürk ve Hasan oğlu Hüseyin Demir-
in tebligata yarar adresleri mahkememiz ve keza kolluk kuvvetlerin-
ce dahi tespit edilemediğinden, ilanen tebligata karar verilmiş olup,
yukarıda açık kimliği yazılı şahsın duruşma günü ve saati olan 21.5.1991
günu saat 09.00'da mahkememize ait duruşma salonunda yapılacak
duruşmada hazır bulunması veya kendini bir vekille temsil ettirmesi,
dava sebep ve delillerini bildirmeleri, duruşmaya gelmedikleri veya
vekille dahi kendilerini temsil ettirmedikleri veya dava sebep ve delil-
lerini bir dilekçe ile mahkememize bildirmedikleri takdirde yargıla-
manın yokluğunda yapılacağı, Tebligat Yasası'nın 29 ve devamı
maddelerince davetiye yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur.
26.3.1991