Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MART 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI
63. OSCAR ODULLERI SAHIPLERINIBULDU
O S C A R K A Z A N A N L A R I N T A M L I S T E S I
En lyi Film: "Dances With fVolves"
(Kurtlarla Dans).
En tyi Erkek Oyuncu: "Reversal Of
Fortune" (Reddedilen ServetJ filmindeki
rolüyle Jeremy Irons.
En lyi Kadın Oyuncu: "Misery" (ÖlUm
Kitabı) filmindeki rolüyle Kathy Bates.
En tyi Yardımcı Kadın Oyuncu: "Ghost"
(Hayalet) filmindeki rolüyle fVhoopi
Goldberg.
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:
"Goodfellas" (Sıkı Dostlar) filmindeki
soğukkaniı katil tipi T<xmmy de Vito
karakteriyle Joe Pesci.
En İyi Yönetmen: "Dances With Wolves"un
yönetmeni Kevin Costner.
En İyi Özgiin Senaryo: Bruce Joel Rubin
(Ghost).
En İyi Senaryo Uyarlamaşı: Michael Blase
(Dances With Wolves).
En İyi Yabancı Film: "Journey Of Hope"
(Umut Yolculuğu) İsviçre.
En İyi Kurgu: Neil Travis (Dances With
Wolves).
En İyi Sanat Yönetmeni: "Dick Tracy" fılmi
için Richard Sylbert (sanat yönetmeni),
Rick Simpson (set dekoratorü).
En tyi Belgesel: Barbara Kopple ve Arthur
Cohn'm "Amerıcan Dream" (Amerikan
Düşü) filmL
En tyi Görüntii: Dean Semler (Dances With
Wolves).
En İyi Kostüm: Franca Sçuarciapino
(Cyrano de Bergerac).
En İyi Kısa Metrajlı Belgesel: Steven
Okazaki'nin "Days of Waiting" (Bekleyiş
Günleri).
En tyi Makyaj: John Caglione Jr. ve Doug
Drexler (Dick Tracy).
En İyi Özgün Müzik: John Barry (Dances
With Wolves).
En İyi Özgün Şarkı: Muziği ve sözleri
Stephen Sondheim'e ait olan "Sooner Or
Later (I Alv/ays Get My Sian)".
En İyi Kısa Metrajlı Çizgi Film: Nick Park
(Creature Comforts).
En İyi Kısa Metrajlı Film: Adam Davison
(The Lunch Date).
En İyi Ses: Russell Williams II, Jeffrey
Perkins, Bill W. Benton ve Greg Watkins
(Dances With Wolves).
En İyi Ses Efekti: Cecelia Hall ve George
Watters II (The Hunt for Red October).
Açıklanan özel oduller de şöyle:
Onur Oscar'f Myrna Loy ve Sophıa Loren.
Irving G. Thalberg Ödiilü: Yapımcı Richard
Zanuck ile David Bron.
Akademi Liyakat Ödiiltt: Yeni film
teknolojileri için Kodak şirketine verildL
'UMUT YOLCULUĞU'NUN SANAT DANIŞMAM KUTLAR
Sanatsal bîr filme ödül sevîndirdi
Onat Kutlar
(Bastarafı I. Sayfada)
ledi:
"Yönetmen Köller ve prodiik-
tör Sinniger, Türkiye'ye geldik-
leri zaman ilk kez benimle temas
kurdular. Başta Feride Çiçekoğ-
lu olmak iızere film ekibini on-
lara ben tavsiye ettim. Köller'in
daha önce yaplıgı bir filmi se>-
rettim ve çok beğendim. Filmin
özelligi İkinci Dünya Savaşı sı-
rasında İsviçre'nin bir köyünde-
ki olayı son derece etkili olarak
anlatmasıydı. Çiçekoğlu ile olan
çalışmasında yardımcı oldum.
Senaryo gazete haberinden
(Bastarafı 1. Sayfada)
v
e törelerle çevrelenmiş. Bu ça-
yazımında yerel motiflerin araş-
tırılması açısından katkıda bu-
lunan Çiçekoğlu "En tyi Yaban-
cı Film Oscar"ı için "Söz konu-
su odiil Amerikan film diline
yakın. Bu ödülii kişisel olarak
>
<
akın bulmuyorum. Ancak 'göç
sorununun giindeme gelmesi
açısından önemli" diyor.
Çiçekoğlu'nun akiardığına
gore Köller bir gazete haberin-
den yola çıkarak senaryoya ko-
nu olan göç olayından haberdar
olmuş ve Türkiye'ye gelmiş. 1989
ilkbahannda hep birlikte Ma-
raş'a uzanan bir yolculuk yap-
mışlar. Maraş'ın merkez köyü
Hâlkçayır'da yaşayan bir aileyi
incelemişler. "Umut Yolculu-
ğu"nun gerçekleştirilmesi aşa-
malarında belgesel yönden titiz-
lik ve yöresel renkler ön plana
çıkmış.
Feride Çiçekoğlu filmin se-
naryo danışmanlığı ve araştır-
masını üstlenmiş. Ilk aşaması
Maraş'a ziyaretle başlayan
"Umut Yolculuğu", semah ve
kurban törenleri ile çevrili bir
ortamda sürmüş.
Bölgede Avrupa'ya göç eden iş-
çileri uğurlamak için duzenleni-
yor bu tören. Semah ve kurban
törenleri sahneleri yerel muzik
Insanlar sınır tanımıyor
(Bastarafı 1. Sayfada)
zorlu sahnelerden sonra radya-
törlii vagonlarda dinlenrnişler
çünkü. Koşullar bütün anlam-
larda çok iyiymiş.
Umut Yolculuğu, Nur Sürer-
in Erden Kıral'ın yonettiği Ay-
PORTRE
NURSURER
Hırslı
bir oyuncu
Türk sinemasında son 10
yıldır oynadığı hemen her
filmde başarısım pekiştiren
Nur Sürer 1954 Bursa
doğumlu. Isviçre'de
babasının yanında beş yıl
kaldıktan sonra 1976'da
yurda dönüp manken ve
fotomodel olarak çalışan
Sürer, Erden Kıral'ın
"Bereketli Topraklar
Üzerinde" adlı fılmiyle
sinemaya geçti (1980).
1982'de AJtın Portakal Filrn
Festivali'nde "Bir Giinün
Hikâyesi"yle ilk Altın
Portakal ödülunu alan
sanatçı, 1989'da "Uçurtmayı
Vurmasınlar" adlı filmdeki
rolüyle ikinci Altın Portakal
En lyi Kadın Oyuncu
ödulünu de kazandı. Sadece
filraleriyle değil, insan
hakları ve demokrasi
savunuculuğuyla da
djkkatleri üstılne çeken Nur
Sürer, başta sansür olmak
üzere yasaklara karşı sanatçı
•ylemlerine ve yürüyüşlere
katıldı. Tiyatro sanatçısı
BüJent Kayabaş'la evli ve bir
çocuk annesi olan Nur
Sürer, kendisini "hırsh bir
oyuncu" olarak tanımlıyor.
Yeşilçam'daki star sistemine
karşı gelen ve seçiciliği
nedeniyle az sayıda filmde
oynayan sanatçı aynı
zamanda tam bir "kitap
kurdu". Sürer'in oynadığı
fılmlerden bazıları şunlar:
"Dul Bir Kadın", "Ateş
Böcegi", "Derman
1
, "Ayna",
"Yılanlann Öcü".
Daha sonra filmin bütün çekim
aşamalannda da benimle teması
sürdurdüler. Bu nedenle jeneri-
ğin başında bana teşekkür etme-
lerinden biiyttk bir mutluluk
duydum.
Oscar ödiiüeri genellikle ticari
özellikleri ağır basan filmlere ve-
rilir. Ancak bu kez sanatsal özel-
likleri de ağır basan ve başta
Nur Sürer ile Necmettin Çoba-
noğlu olmak üzere tüm sanatçı-
ları da öne çıkaran kaliteli bir
filmin Oscar ödülü altnasından
büyük mutluluk duydum."
CUMHURİYET/19
EN İYİ KADIN OYUNCU — Kathy Bates
EN İYİ ERKEK OYUNCU — Jeremy Irons,
•Reversal Of Fortuna'daki (Reddedilen Servet) ro-
lü>le 'en iyi'ler arasına girdi
Anadolu'dan göçe Oscar
ŞEBNEM ATtYAS
lışma için semah törenlerine ta-
nık olmuş ve Mardin yöresinin
etnik ve dini kökenli özellikle-
rini araştırmışlar.
"Umut Yolculuğu" Mardinli
bir ailenin ekonomik nedenler-
le tsviçre'ye yaptığı bir yolculu-
ğun oykusu. 8 çocuklu aile tek
çocuğu alarak giriştiği bu yolcu-
lukta İsviçre sınırına dek daya-
nabiliyor. Bu noktada kötü ha-
va koşulları nedeniyle şebeke ai-
leyi terk ediyor. Dağları aşma-
ya çalışan Mardinli aile küçük
çocuklarını donarak ölmesi so-
nucu kaybediyor. Anne ve baba
ise Türkiye'ye iade ediliyor.
"Umut Yolculuğu"nda ce-
kimler filmin öyküsüne uygun
olarak Kahramanmaraş, İstan-
bul, Milano, Napoli ve Isviçre'-
de Saint-Bernardin'de gerçekleş-
tirilmiş.
Oscarlı "Umut Yolculuğu"
filmi 10. Uluslararası Istanbul
Film Festivali'nin son gününde
Beyoğlu Atlas Sineması'nda
gosterilecek. Özgün dili Turkçe
olan film, dunya sinemalarında
Ingilizce altyazıyla gösteriliyor.
31 mart pazar günü saat
18.30'daki gösteriminde ise Al-
manca ve İtalyanca konuşmala-
rın olduğu sahneye Turkçe alt-
yazı kullamlacak.
na'dan sonra oynadığı ikinci
uluslararası prodüksiyon ve sesli
çekim. Aslında Nur Sürer'e gö-
re yaratıcı insanın, özellikle de
yonetmenin nasyonalitesi çok
onemli değil. "Sinema öyle bir
dil ki" diyor Sürer, "Dünyanın
her yerinde üç aşağı beş yukan
insanlar el kol hareketleriyle bile
olsa, birbirleriyle anlaşabiliyor-
lar."
Umut Yolculuğu'nun ödül
alacağını çok önceden tahmin
ettiğini söyleyen Nur Sürer'e gö-
re diğer filmlerin 'olağanustü
görsel" şenlikleri var, ama bu
film evrensel bir şeyi anlatıyor.
"Dengeler bozuluyor dünyada,
Arnavutlar İtalyan sınırında, İs-
viçre sınırında. Bize Iraklı mül-
teciler geliyor. Yani insanlar ora-
dan oraya bayrak ve sınır tanı-
madan gidip geliyor. Böyîe bir
şeyi anlatıyor bu film. Mülteci
sonınuna değiniyor. O anlamda
çok ilgi çektiğini zannediyo-
rum."
Nur Sürer'e, bu filmde oyna-
ma seruvenini sorduğumuzda,
Xavier Köller'in 1989 Sinema
Ounlerine vagıiiı olarak geldi-
ğinde kafasında böyle bir proje
olduğunu söylüyor yonetmenin:
Köller, bir gazete haberinden
yola çıkarak bir Türk senaristiy-
le birlikte yazmayı planlamış se-
naryoyu ve Feride Çiçekoğlu'yla
konuşmuşlar. Derken "aile"yi
bulmuşlar Maraş'ta. Filmin alt-
yapısını oluşturduktan sonra sı-
ra oyuncu seçimine geldiğinde
birkaç tane Türk kadın oyuncu-
nun filmini izlemiş ve içlerinden
Nur Surer'i seçmişler. Diğer
oyuncuların seçimleri ise video
çekimlerinden sonra saptanmış.
İsviçre - ltalya ortak yapımı
olan filmin görüntü yönetmeni
Elemer Ragalyi. Umut Yolculu-
ğu'nun başlıca rollerini Nur Sü-
rer, Necmettin Çobanoğlu,
Emin Sivas, Yaman Okay, Yaşar
Güner, Erdinç Akbaş, Sevim
Metin ve Yaman Tarcan payla-
şıyorlar.
Geçen yıl Locarno Film Fes-
tivali'nde üçüncülük ödulünü de
kazanan filmin müzikleri ise Jan
Garbarek, Terje Rypdai ve Arild
Andersen'e ait...
PORTRE FERİDE
ÇİÇEKÇİOĞm
Odül
yağmuru
1952'de Ankara'da doğdu.
Ankara Koleji'ni bitirdikten
sonra ODTÜ Mimarlık
Fakultesi'ne girdi. 1972'de
mezun olan Çiçekoğlu
Pensilvania Universitesi'nde
doktora yaptı.
Feride Çiçekoğlu, 1984'ten
sonra mimari kariyerini
sürdürdü. tlk öykü kitabı
"Uçurtmayı
Vurtnasınlar"dan yola
çıkarak yazdığı senaryo Tuaç
Başaran tarafından aynı
adla fılme alındı ve büyuk
başan kazandı. Cumhuriyet
Gazetesi Yunus Nadi
Yanşması'nda "Bahann
Bittiği Yer" adlı
senaryosuyla 1988'de
ikincilik ödülü kazanan
Çiçekoğlu'nun bu çalışması
da Ziya Öztan tarafından
televizyon filmi yapıldı.
Daha sonra Milliyet
Gazetesi'nin açtığı
yanşmada "Suyun Öte
Yakası" adlı senaryosuyla
ödül kazanan Feride
Çiçekoğlu'nun mimarlık
alanında da çeşitli ödülleri
bulunuyor.
NEW YORK — Oscar gecesinin yıldızı "Dan-
ces With VVolves", aday olduğu 12 Oscar'ın ye-
disini birden alarak yeni bir rekor kırdı. Yedi Os-
car arasında En lyi Film, En lyi Yönetmen, En
lyi Görüntü ödülleri bulunuyor. Üç saatlik "te-
peden tırnağa" sırılsıklam Amerikan bir film is-
mi sayesinde daha fazla ilgi çekti. "Dances VV'ith
YVolves" Costner'a kurtlarla dans ettiği için Kı-
zılderililerin taktığı isim. Seyredenleri üç saat bo-
yunca hüngür hungür ağlatan film, vatansever
ve gozüpek Amerikan askerinin oldurmeye gel-
diği Kızılderilinin kabilesine katılışını ve kabile-
yi Amerikan askerlerinden kurtarmak için ken-
disini fedaedişinin acıklı oykusu. Öyküye konu
olanSioux kabilesinin bugünku durumu da ay-
nı derecede acıklı. Güney Dakota'da işsizlik ve
sefalet içinde yaşayan Sioux kabilesi, film saye-
sinde biraz turist ilgisi çekme umudu içinde.
İlk yaptığı filmle En lyi Yönetmen ödülü'ne
hak kazanan Kevin Costner'ın filminin bu ka-
dar ilgi görmesi üzerine yapılan esprilerden bi-
ri, Costner'in filmde çırılçıplak koşturup kaba
etlerini sergilediğı sahne ile Akademi'nın kadın
üyelerinin oylarını garantiledıği ve böyİece ka-
zandığı şeklindeydi. Costner ise basarısını "için-
deki çocuksu coşkuya" bağiadı.
Bu yıhn En lyi Aktör Ödülü'nu "Reversal of
Fortune"daki rolü ile Jeremy Irons, En lyi Ka-
dın Oyuncu Ödülü'nu ise Kathy Bates aldı. En
İyi Aktör Ödülü'nün güçlü adaylarından biri
"Cyrano de Bergerac"taki rolü ile Gerard De-
pardieu idi. Ancak Depardieu'nun gençliğinde
bir "ırza geçme" vakası olduğu yolundaki ha-
berler bir anda Akademi üyelerinin fıkir değiş-
tirmelerine neden oldu. 18 yaşında iken birinin
ırzına geçtiği ileri sürülen Depardieu hakkında
Amerikan basını ile Fransız basıru arasında il-
ginç bir atışma gerçekleşti. Fransız basını Ame-
rikalılan, "geleneksel Püritenlikle" suçlarken,
Amerikan gazetecileri Amerikan kamuoy'unun
feminizme duyarhlığı ile böbürlendi, Fransızla-
rın halen "geri kalmış bir erkek imajı" sahibi
olduklarını öne sürdü.
Oscar gecesinde Türkiye açısından da bir sürp-
riz oldu. En İyi Yabancı Film Ödülü'nu alan İs-
viçre filmi "Journey Of Hope" (Umut Yolcu-
luğu) bir bölümü Kahramanmaraş'ta çekilen,
başrolleri Nur Sürer ve Necmettin Çobanoğlu'-
nun paylaştığı, Onat Kutlar, Şerif Gören'ın kat-
kılanyla gerçekleştirilen bir film. Cyrano de Ber-
gerac, "Ju Dou" gibi iddialı filmlerb rekabet
eden "Umut Yolculuğu" sayesinde Akademi
uyeleri bir yığın Türk adı duydular. Filmin se-
naryosu, yönetmen Xavier Köller ve Feride Çi-
çekoğlu'nun ortak bir çalışmasının ürunü.
Akademi açısından ödül alamayan, ancak bir
diğer olaylı film "Ju Dou" oldu. Çinli yönet-
men Zhang Yimou'nun yaptığı film Çin yöneti-
mi tarafından kültür geleneklerine aykın bulun-
duğundan sansüre uğradı. Akademi filmi aday
gösterince yönetmen Yimou'nun Çin dışına çık-
masını yasakladı. Çin Kültür Bakanlığı, yonet-
menin Oscar törenine gelemeyeceğini, meşgul ol-
duğunu bildirdiler. Bu gelişmeler başta Steven
Spielberg olmak üzere çeşitli Akademi üyelerince
protesto edildi.
Şiddet oğeleriyle dolu olan Martin Scorsese'-
nin "Good Fellas" filmindeki Joe Pesci En İyi
Yardımcı Aktör öaûlü'nü, "Hayalet" filmin-
deki rolü ile Whoopi Goldberg ise En İyi Yar-
dımcı Artist Ödülü'nu kazandılar. Yaklaşık 200
milyon dolar ile gişe rekoru kıran "Ghost", yı-
hn en fazla para kazanan filmi.
Gecenin büyük şovunun Madonna olması bek-
leniyordu. Madonna "Femme Fatale" kılığın-
da "Dick Tracy"deki "Sooner Or Later Always
Get My Man" şarkısını söylerken striptiz hava-
sına girip "Püriten Holly^rood" kalabalığının
yureklerini hoplattı. Nitekim Billy Cristal Ma-
donna'yı sunarken, "tşte gecemizin NC-17 bö-
Ittmü", sözleriyle hem Amerikan Sinema Birli-
ği'nin "17 yaşından küçükler göremez" şeklin-
deki yeni sınıflandırmasına, hem de Madonna'-
ya taş attı. Madonna bütün gece boyunca Mic-
hael Jackson'ın yanında oturdu. Böyİece iki mil-
yarder müzik vurguncusu, bırbirlerini çekeme-
dikleri yolundaki söylentileri de yanıtlamış ol-
dular.
S A B İ T F i Y A T G A R A N T i L i
RÇELİK
FlRSATI
Arçelik fırsatından
bir çamaşır makinesi alabilmek için...
Vakit geçirmeden bir Arçelik Yetkili Satıcısına
gideceksiniz ve kaliteli Arçelik Çamaşır Makinelerinden istediğiniz
modeli seçeeeksiniz. Hepsi bu kadar... Unutmayın: Arçelik'in
gerçek ve yaygın Servis Teşkilatı satıştan yıllar sonra bile
hizmetinizdedir.
AKY7'Â SÂNZtMANU
FUILAUTOMATIC!>X
tULLAUTOMATIC 2200
FUUAUTOMAK 2tO0
COK urovn îAnsınııu
1. StOMU
nunNnsüm
HSİNAI • 4 TAKtlJ
rmj
uncırı
lumaAUM
'49 000
320000
6X000
-
-
540 000
niAt
uoooo
' 6O00OC
3 1İ00K
-
-
1 TOOOOO
11
11
13
U
u
u
II. İICINIK
HAZIIAM • !IMMUZ IISIM
KSMAT , t TAKStT
PİStMAl
UMtAÎİ
rtnvuCA*
170 OOC
3X000
351000
400 000
-295000
lAUtT
rmttl
unaiA
TtOOO
170 OOC
330 OOC
35i 000
400 OOC
291000
W U 0
flTAT
780 000
700000
3300000
3 550 000
'OOC 000
2 950 000
11
21
13
U
ıs
urruK OotAU r o u r ı u ı
TCMMUI • AĞurros TISUM
KSIHAl , 13 TAKStT
UMur4
rjmıucu
71000
75X0
-2SO0OO
320X0
350 000
240000
&
S8 000 825 OOC
•25 000 ' dûOüOC
2dC 000 3 dOOOOC
260 000 3 TOO OOC
30CÜOO 4 2S00OC
220 000 3 100 OOC
Bu tablo, 11 Mart 1991 tarihinde
başlayan, "Arçelik Fırsatı"
kampanyasının, Çamaşır
Makineleriyle ilgili bölümüdür.
G Ö Z L E M UĞUR MUMCU
(Bastarafı I. Sayfada)
lerı Bakanlığı'nın bile devre dışı bırakıldığı bir süreçte ka-
palı kapılar ardında verilen sözlerin de hiçbir bağlayıcılığı
olmaz.
Ortadoğu, Bush tarafından 'Tel Aviv-Ankara parantezi'ne
almıyor.
• * *
Çankaya Başkomiseri, erkek papatya, iş ve sermaye çev-
relerının kocaoğlanı, konvertibl fırdöndü, topaç Mehmet,
havlu atarak tartışmadan çekildi.
Bu tartışmadan şimdilik şu sonuçlar çıkıyor:
'Kışkırtıcı ajari diye, yıllarca Marksistlik yaptıktan sonra
devlet desteği altında milyarlar vurup arabesk liberalizmin
kurnaları önünde bağdaş kuranlara denir.. Çankaya Komi-
seri Memoş, bu modelin çok açık bir örneğidir... Bu bir.
Karanlık ılişkıler, altın kaçakçılığı gibi olaylarda aranma-
lıdır. Altın kaçakçılığı sanıklarından biri lıboş Mehmet'in en
yakın arkadaşlarındandır. Liboş, karanlık ilişkileri buralar-
da aramalıdır... Bu da iki.
Fırdöndü Mehmet, ağır sövgülerle saldırdığı Sabah ga-
zetesi patronunun gazetesinde hıç sıkılmadan ve utanma-
dan yazılar yazmaktadır. Liboş, yarın da hıç şüphe yok, Sa-
bah'a sövecektır. Bu da üç.
Her türlü arsızlığın, yüzsüzlüğün ve yolsuzluğun sözcü-
sü ve gözcüsüdür... Bu da dört.
Mehmet'in kişiliği dolara endekslidır. Bu da beş.
Erkek papatya liboş Memoş, haydi başka kapıya!
• • •
Önce yırmi yıl kadar gerılere giderek Güneş gazetesi ya-
zan Cengız Çandar'ın yazıişleri müdürlüğünü yaptığı 'Pro-
leter Devrimci Aydınlık Sosyalist Dergi'nin 1970 Ocak ayın-
daki sayısından bir küçiık alıntı yapalım:
-r.. Bütün bu gelişmeler, Mao Zedung'un Amerikan emper-
yalizminin kâğıttan birkaplan olduğu yolundaki görüşünü ka-
nıtlamaktadır. (S: 15)
Bu emperyalizmin kâğıdı birinci hamurdan mıydı? Yok-
sa ikinci hamurdan mı? Kâğıt kopya kâğıdı mıydı?
Cengiz Çandar, bu soruların yanıtlannı Bush'un basın top-
lantılarından 'görgu ve bilgi' arttırarak almış olmalıdır.
Cuntacılık, askercilik, darbecilik, Atatürkçülük gibi konu-
lara gelince..
Dergiden bir alıntı daha yapalım:
—t.Mustafa Kemal önderliğındeki miHi kurtuluş mücade-
lemızin ve demokratik yönde bir hareket olan 27 Mayıs ha-
reketinin mirasçısıyız. (S: 415)
Kemalizm mi diyecektiniz? Cengız kardeşimizın dergısın-
de Kemalizm konusundaki miras hukuku da şöyle anlatılı-
yor:
—CHP ve genel olarak asker-sivil aydın zümre saflann-
daki son bunahm da devrim saflannda gerçek sosyalistlerle
gerçek Kemalıstlenn yerlerinı almalanna doğru ilerlediğimi-
zi göstermektedir. Sosyalist saflarda oportünizmin yenilme-
si ve tasfiyesi yanı sıra Kemalist saflarda sağ eğilimlilerin ait
edilmesi, devrimci güçbıriiğine doğru ıleribirer adım olacaktır.
(S: 240)
Bunlar 21 yıl öncesının düşünceleri. insan bu kadar yıl-
da elbette görüş değiştirır... Peki. O zaman, uzmanı oldu-
ğu alan ile ilgili sekız ay önce yazdığı yazılara bakalım:
—Kuveyt'in hakkından kolayca gelebilecek bir Irak, Arap
dunyasındaki hareketsızliği ve açmazları gayet iyi değerlen-
diriyor. Irak'ın yanında FKÖ var. Gen kalan ülkelerin Irak a
karşı aktıf tavır koymalan çok zor. Ne yapabilirler ki? ve ni-
ye? Üstelik unutulmamalıdır kı Irak'ın Kuveyt'ı ele geçirme-
si, Bağdat'ı Washinqton ile karşı karşıya getiriyor ve hiçbir
Arap ülkesi bir diğer Arap ülkesine karşı alenen ABD ile bir-
likte gözükebilecek durumda değildir. (3 Ağustos 1990)
Sonra efendim; 'bir kere Irak'ın 1 milyonluk ateş gücü yük-
s*/c ordusu' varmış. . Irak ordusu 'kısa bir yürüyüşle Suudi
Arabıstan'ın petrol havzalarını tutuştururmuş..' ABD de bu-
nu pek göze alamazmış.
Uzman olduğu alanda bu kadar yanılgıdan sonra Cen-
giz Çandar. gazeteciliği bıraksa da Londra'ya atanacak olan
Kaya Toperi yerine Cumhurbaşkanlığı basın sözcüsü olsa.
Çandar, ,hep başkanların görüşlerini savunur. 20 yıl ön-
ce Başkan Mao'nun, 20 yıl şonra da Özal'ın.
Başkan Mao'dan Başkan Özal'a kadar bütün başkanla-
rın sözcülüğü, ancak ve ancak Cengiz Çandar gibilere ya-
kışır!
ABD beklemede(Bastarafı I. Sayfada)
risi ABD ile bugüne kadar
"SEİA kapsamında ve NATO
amaçları dahilinde" sınır-
lanmış olan askeri işbirliği-
nin dokusunu değiştirecek bir
kavramı ikili ilişkilere getiriyor.
Özal bu öneriden yalnızca askeri
dosyayı değil, ekonomiden or-
tak yatınmlara, sürekli danışma
mekanizmasının işletileceği ge-
niş bir çerçeveyi anhyor. Yani
ABD ile Türkiye arasında "içli-
dışh" bir ilişki, ABD'nin Türki-
ye ile de kesisen ortak çıkarlan-
nı kollama, hatta gerektiğinde
ABD adına hareket etmek. Bu-
nun karşılığında beklenen ise
ABD'nin Türkiye'nin kalkınma-
sına, ordusunun modernizasyo-
nuna, tıpkı Israil örneğinde ol-
duğu gibi "duygusal yaklaşma-
sı".
ABD makamlan Özal'ın öne-
risini yukanda çizilen kapsamıy-
la değil, büyük ölçüde "askeri
boyutu" ile değerlendiriyor. Ya-
ni "Özal'ın stratejik işbiriiği
önerisinden de anladıklan ve
nasıl karşıladıklanm" sorduğu-
muz hiçbir yönetim mensubu,
bize bu ilişkinin ekonomik bo-
yutundan, ortak projelerinden
ağırlıklı bir şekilde söz etmiyor.
Aynca bu konuda aceleci ol-
ma>-acakları ve bölge ulkelerinin
nabzını yoklayacakları da anla-
şıhyor. Bir yetkili, "Bakalım
Araplar ne diyecek" diye soru-
yor. Bir başkası "Daha Saddam
Hüse>in sorununu bile
çözemedik" diye ekliyor.
Daha aynntıya inildiğinde,
Amerikan aıaKoiıudrının Ozal
1
ın stratejik işbirliğinden neyi
amaçladığı konusunda tam
"aydınlığa" kavuşmadıkları an-
laşılıyor. Hatta bir Amerikalı
yetkili, "Elimizdeki tek bilgi,
Özal'ın önceki günku basın top-
lantısında söyledikleri" diyor.
Bir başka yetkili Özal'ın öneri-
sinden ne anladıklanm şöyle ifa-
de ediyor:
"Yogun olarak işbiriiği yapan
iki ülke, ortak çıkarların netleş-
mesi, bölgeye ortak stratejik ba-
kış. NATO'nun ötesine geçmiş
çok özel bir ilişki, yeni sularda
gezinmek."
'Yeni sular' açısından iki nok-
taya değiniliyor: Birincisi, Türki-
ye ile ABD'nin Ortadoğu'ya
"ortak stratejik bakışının".
Türkiye'nin İsrail'e de bakışını
"tadil etmesini" gerektireceğine
dikkat çekiliyor.
ikinci nokta da "önceden de-
polamaya" ilişkin. Türkiye ile
ABD bu konuda ılke olarak an-
laşmış durumda.
Önumuzdeki günlerde yapıla-
cak gorüşmeler depolanacak
malzemenin cinsini, miktarını
ortaya koyacak. Eğer depolama
sadece muhimmat ile kısıth ka-
lırsa sorun yok, ama eğer daha
ağır silahların da depolanması
düşunülüyorsa AKKA (Avrupa
Konvansiyonel Kuvvet Anlaş-
ması) açısından bazı pürüzler
doğuyor. ABD bu malzemeyi
tümüyle Ortadoğu'ya yönelik
olarak depolamak istiyor. Oysa
Türkiye, NATO üyesi olduğu
için AKKA'nın uygulama alanı-
na giriyor. Dolayısıyla da her
yerde silahların sayısı azaltıhr-
ken Türkiye'de arttırılması
mumkun görulmüyor. Ancak
bölgesel riskler nedeniyle Türki-
ye'nin AKKA'nın uygulama ala-
nından bağışık bazı bölgeleri
bulunuyor. Bunlara "uygulama
alanı dışı" bölgeler deniliyor. Iş-
te ABD önceden depolama kap-
samında, bu bolgeye de gözunü
dikmiş durumda.
Türkiye'nin bu yaklaşıma ya-
kınlık göstermesinin riskli oldu-
ğu teslim ediliyor. Ama ABD
makamlan, "stratejik işbiriiği
riskten ayn düşunülemez" di-
yor.
Yani ABD, genel olarak öne-
riye olumlu yaklaşıyor, ama
"Onerinin neleri kapsadığının
çok bilincinde olacağı" anlaşı-
hyor. Bu yaklaşımda Yunanistan
unsurunun da rol oynayabileceği
hissediliyor. ABD, Türkiye ile
Yunanistan arasında denge po-
litikası izliyor.
ADANA'DAN
Fikret Dağlıoğlu
1. Koşu: F: Pafa (1), P: Baran
(2), S: Black Moon (3).
2. Koşu: F: Özlem 8 (9), P: Ül-
genbey (5), PP: Alarat (6), S:
Osmancık (2).
3. Koşu: F: Hücum 9 (7), P:
Koç (3), PP: Korsan 1 (9), S:
Sahralı (8).
4. Koşu: F: Yavuzoğlu (5), P:
Cihangir (3), PP: Altuğbey (2),
S: Enter (1).
5. Koşu: F: Last Girl (1), P:
Anatolia(2), PP: Burçakhanım
(5), S: Semuş (6).
6. Koşu: F: İlkgenç (3), P: Asu-
man (1), PP: Kamalı (6), PP:
İlkgan (4), S: TeMike (9).
7. Koşu: F: Arım Balım (8), P:
Varol Izzet (2), PP: Sonbatur
(1), S: Akifbey (3).