22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/U Akbulut Kuveyt yolcusu • ANKARA (Cumhuriyel BfirosD) — Başbakan Yıldınm Akbulut'un önümuzdeki hafta Kuveyt'e gideceği oğrenildi. Kuveyt'te Veliaht Prens ve Başbakan Şeyh Saad El Sabah ile görüşecek olan Akbulut'un Körfez savaşında yıkıma uğrayan bu ülkenin "yeniden imarı pastasmdan" Türkiye*ye pay verilmesini isteyeceği bildiriliyor. Akbulut'un aynı çerçevede Türk işçileri için . Kuveyt'ten "tercihli statü" isteyeceği belirtiliyor. Başbakan Akbulut'un Kuveyt'i ziyaret etmesi Körfez savaşının sona ermesinin hemen ardından gündeme gelmişti. Ancak savaşta yıkıma uğrayan Kuveyt'te altyapı yetersizliği ile Türkiye'nin büyükelçiliği binasının hizmete açılmasına olanak verecek koşulların sağJanamaması nedeniyle bu ziyaret ertelenmişti. Kesin tarihi saptanmakla beraber ziyaret için 3-4 nisan tarihleri üzerinde durulduğu belirtiliyor. Türkiye'den yardım talebi • NEW YORK (AA)— Birleşmiş Milletier Yakındoğu'daki Filistinli Multecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNWRA) yeni genel direktörü Büyükelçi llter Türkmen, Filistinli mülteciler için Türkiye'den gıda maddesi ve sağlık malzemesi yardımı istediklerini bildirdi. AT toplantisı • LÜKSEMBURG (AA) — AT dışişleri bakanları, ortak bir Avrupa ordusunun oluşturulmasını ele almak üzere dün Lüksemburg'da bir şatoda bir araya geldiler. Basına kapalı olarak yapılan toplantıda, yüzyıllardır süren askeri rekabetin sona erdirilmesinin de ele alındığı bildirildi. Diplomatlara göre AT ve NATO'ya üye dokuz ulkeyi kapsayan Batı Avrupa Birliği'nin topluluğun savunma kolu olup olmayacağı konusu Senningen Şatosu'ndaki resmi olmayan toplantınm odak noktasını oluşturdu. Dışişleri, Türkiye'nin ABD ile stratejik ortaklık kurmaya hazır olmadığı görüşünde Stratejik işbirliğine sert tepkiDiplomatlar, Türkiye'nin ABD ile stratejik ortaklık kurmasımn dış politikada köklü değişiklik anlamına geleçeğini, 1950-1960 döneminin bağımlı çizgisine dönüleceğini ve İsrail başta olmak üzere birçok ülke ile ilişkilerin tümüyle yeni bir çizgiye oturtulmasının gerekeceğini savunuyorlar. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Cumhurbaşkanı Tnrgut Özal'ın, ABD Başkanı George Bush'la Camp David'de yaptığı göruşme sonrasında Türki- ye ile ABD arasmda "stratejik işbirligi" ku- rulacağj yolundaki açıklaması, Dışişleri Ba- kanlığı'nda "tepkiyle" karşılandı. Diplomat- lar, "stratejik ortakhk" deyişi "dil sürçmesi" sonucu kullanılmamış ise Türkiye'nin dış po- litikasında köklü değişiklikler gerektireceği- ni ve bunun için gerekli hazırhkların yapıl- madığını belirttiler. Türkiye'nin ABD ile stra- tejik işbirlığine gitmesi durumunda aynı iliş- kiyi Ingiltere ve İsrail ile de "otomatikman" kurması gerekeceğini, bunun da Türkiye- lsrail diplomatik ilişkilerinin düzeyinin yük- seltilmesi ve Arap dünyası ile olan bağların yeniden gözden geçirilmesi anlamına geleceği belirtildi. Diplomatik kaynaklar, bu aşama- da ABD ile stratejik ortaklığa girilmesinin Washington'u Ankara üzerinde "vasi başkent" haline getireceğini de savunarak "Bu, 1950-60 dönemi bağımlı dış politikaya geri donuş demeklir. Avrupa'nın ikinci pla- na itilerek ABD ekseninde Balkanlar, SSCB ve Ortadoğu ile ilişkilerle yetinmek. burada da ABD'nin öngördügu rolıin dışına çıkma- mak anlamındadır" gorüşunü savundular. Cumhurbaşkanı Özal'ın Başkan Bush ile Dışişleri Bakanlığı'nın kurmaylarından hiç- birini "vanına alraadan" yaptığı gorüşmeler, Ankara'daki Turk diplomatlan tarafından "biıyiık ölçüde basından" izlenirken Dışişleri Bakanlığı'mn üst duzey bir yetkilisi, "Bn asa- mada, yaptığımız yorumlar spekülasyondan ibaret. Zaten Cumhurbaşkanı da lafı orlava atıp biraz spekulasyon yapın demiş. Biz doğ- nıdan bilgilendirilmedikçe stratejik işbirligi düşuncesinin nasıl doğduğunu, ne anlamda ifade edildiğini bilemeyiz" dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın en üst düzey diplo- matlarının da aralarında bulunduğu birçok yetkilisi, "stratejik ortaklık" duşüncesi ko- nusundaki ilk değorlendirmelerinde "olanak- sız", "hazırlığı yapılmamış", "içi boş" ve "tehlikeli" gibi sıfatlar kullandılar. Bir yet- kili, stratejik işbirliğinin ABD ile Türkiye ara- smda her konuda tam bir göruşbirliği sağ- landığının kabulu anlamına geleçeğini ve bundan böyle bu mutabakat çerçevesinde ha- reket edilmesini gerektireceğini vurgulayarak "Halbuki beyle bir göruşbirliği mevcut degil" dedi. Aynı yetkili şoyle konuştu: "Arap dünyası, batta Balkanlar, SSCB, Kıbns, Yunanistan, İsrail gibi ulkelerie iliş- kilerimiz. ABD'ninkilerden farklı bir gelişim çizgisi izledi. Bu ülkelere bakışunız, VVashing- ton ile tam olarak aynı değil. Örneğin Libya ile tran ile sürdürdüğümüz ilişkiler... Bu farklılıklar varken, giderilmesi yönünde Türkiye'de bir karar ve hazırlık yokken stra- tejik işbirliğine nasıl gidebiliriz? Bu durum- da girilecek ilişki ancak ABD-fsrail ilişkisi gibi olur. YVashington'u Ankara üzerinde 'va- si'başkent' haline getirir. Bu da 1950-60 ara- sı bağımlı dış politikaya dönuştüriır." Bakanlığın bir başka ust duzey yetkilisi ise 1960 öncesi dış politikada Türkiye'nin 1956'da Mısır, 1958'de Cezayir karşısmda "Batı kampının saf destekçisi" rolünü oyna- maya zorlandığını anımsatarak "Aynı şeyin tekraıianması isteniyorsa, teme) dış politika- lann tamamını degiştirmek gerekir" diye konuştu. Dörtlü ilişki Türk diplomatlan Cumhurbaşkanı'nın "stratejik işbirligi" deyişini bir "dil sürçmesi" ya da "bir benzetme kapsamı dışında, dış politikadaki "derin" içeriğiyle kullanmış ol- ması halinde Türkiye'nin, Avrupa ve NATO dışı yeni bir "dörtlü ilişkinin" eşiğine getiril- miş olacağını savundular. Diplomatlann değerlendirmelerine göre bu dörtlü ilişki, Ankara, Tel-Aviv, Londra ve Washington'un "yeni bir ittifak" havası için- de hareket etmeleriyle gundeme gelecek. "ABD ile stratejik işbirligi, aynı ilişkiyi oto- matik olarak tngiltere ve israil ile kurmak, tsrail'in temsil duzeyini bıiyükelçiliğe çıkar- mak anlamına gelecektir" diyen bir yetkili, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu ilişki planlanıyorsa, Batı Avrupa bir kenara itilecek ve Turkiye, ABD ekseninde, SSCB ve Balkanlar Ue ekonomik, Ortadoğu- ya yönelik olarak askeri ağırlıklı politikalar izleyen bir ülke halinr çrlecek. Avrupa enteg- rasyonuna yönelik hedefleri, batta NATO kimliği ikinci planda kalacak. Bunun adı stratejik ortaklık değildir. Bu, hafif kullanıl- mış bir laftır. Paldır küldur girilen böyle bir ilişkinin adı başka bir şey olur, kucağa otur- ma politikası olur." Iç düzenlemeler ABD ile stratejik ortaklık ilişkisine giril- mesinin, dış politikanın yeniden düzenlenme- sinin yanı sıra iç politikada ve askeri düzey- de de bazı yenilikler gerektireceği de ifade edildi. Diplomatik kaynaklar, Turk istihba- rat birimlerinin ABD, Ingiltere ve İsrail ile olan ilişkilerinin geüştirilmesi, baa bakanlık- lar ve Silahlı Kuvvetler'in bu dört ulkedeki karşıtlarıyla daha yakın bir eşgüdüm içine girmesi gibi yeni düzenlemelere gereksinim duyulacağını ve bunların "teknik ve siyasi" hazırlığının yapılmadığını da vurguladılar. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanlığı'nın ve di- ğer ikili hükümet birimlerinin görüşünün alınmadığına dikkat çekilen bir yetkili, "TBMM ise tümuyle devredışıdır. Türkiye^ nin dünyadaki konumunu belirleyecek bir adım, yasama mekanizmasının gündemine getirilıneden nasıl atılır?" diye konuştu. Halk sokaklarda sevinç gösterileriyapıyor Mali'de ordu yönetinıe el koydu Dış Haberler Servisi — Halkın gün- lerdir yönetim aleyhinde yoğun gosterı- ler düzenlediği Batı Afrika ülkelerinden Mali'de ordu ve polis örgütüne bağlı bir- likler onceki gün Devlet Başkanı Musa Traore'yi görevinden alarak yönetime el koydu. Devlet başkanının tutuklanma- sının ardından oluştunılan Ulusal Uztaş- ma Konseyi, hükümeti ve ülkenin tek partisi Mali Halkının Demokratik Bir- liği'ni feshederken anayasayı da askıya aldı. Halkın sokaklarda sevinç gösteri- lerinde bulunduğu ve bu arada yağma- lama olaylannın da başladığı bildirildi. Mali'de, cuma gunü başlayan ve ül- kede demokrasi kurulması yönünde ta- leplerın dile getirildiği olayların dördün- cu gününde Mali Avukatlar Birliği Baş- kanı İdris Traore, devlet başkanının tu- tuklandığmı duyurdu. Devlet başkanı ile soyadı benzerliğinden başka bir bağı ol- mayan birlik başkanı, Musa Traore'nin durumu hakkında ayrıntılı açıklama yapmadı. İdris Traore, ordunun yönetimi kont- rol akına aldığım ve haikın isteklerine saygı göstereceğini belirtti. "İnsan kıyı- mının sona erecefinj umduğnnu" söy- leyen birlik başkanı, "Ordu, halkın is- teklerine sempati göstermektedir ve de- mokrasi yanlısı birliklerin liderlerini bu- gün (oplantıya çagırraıştır" şeklinde ko- nuştu. AA'nın bildirdiğine gore Ulusal Uzlas- ma Konseyi Başkanı Yarbay Amadou Toumany Toure, askerlerin Mali'de yö- netimin hiçbir kademesine "göz dikmediğini" soyleyerek halktan, alınan onlemler nedeniyle ordu adına ozür di- ledi. Son gunlerdeki olaylarda ordunun rolunun belirleyici olmadığını söyleyen Toure, Mali halkına ait olan zafere sa- hip çıkmayacaklannı belirtti. Ote yandan, Mali'de ulke çapında ilan edilen genel grevin kaldırıldığı açıklan- dı. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında sayılan, kişi başına ulusal gelirin 200 do- lar olduğu Mali'de, Musa Traore, 1968 yılında askeri bir darbeyle ülkenin ba- şına geçmiş ve ekonomiyi iyileştirme so- .zü vermişti. Bu yıl haziran ayında gore- vi devredeceğini söyleyen devlet başka- nı, 1985 yılında oylann yüzde 98'ini ala- rak başa geçmişti. STRATEJtK LsntRlJftl Muhalefetten Ozal'a veryansın YOĞL'N GÖSTERİLER YAPILDI — Mali'de Devlet Başkanı Musa Traore aley- hinde günlerdir yogun gösteriler yapılıyordu. Geçen hafta başkent Bamako'da'du- zenlenen gosterilerden birinde göstericiler 'Katil Musa' yazılı pankartlar taşımışlardı. (Fotograf: AFP) ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, ABD Başkanı George Bush'a önerdiği "stratejik işbir- ligi", muhalefet partilerinin yo- ğun tepkilerine neden oluyor. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, ABD ile stratejik işbir- hğini "kurt sofrası"na benzetti. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin de "Bu, stratejik bağım- lılıktır. Türkiye başkasının böl- gedeki emanetçisi olamaz" de- di. DYP grubu dün Demirel'in başkanhğında toplandı. Demirel toplantıyı açarken stratejik iş- birliği konusuna geniş biçimde değinerek, bu işbirliğinin "ABD ve Türkiye'nin çıkariannın bir- leştigi yerde birbirler adına ha- reket etme hakkı" nı vereceğini anlatlı. Demirel şöyle konuştu: "Yani tran, Irak, Suriye, Sov- yeiler Birliği mi bizden sorulur? Eh, bizim buyuk şef ile uzlaş- manuz var, ne zaman menfaat- lerimiz birieşse onun namına biz GRUnDIG Dertsiz Televizyon Kablolu Yayınları Alır • Teletext Yayınlarına • Multi Sistemlidir CIHAN ÖNEMLİNOT: 37 ekrandan 95 ekrana kadar tütn GRUNDIG TV'leriy kablolu yayınlart alır ŞİRKETLER GRUBU Yıldız Barbaros Bulvan No. 137 80700 Beşiktaş-İSTANBULTet: 175 09 90 (9 Haf) burada hareket ederiz. Hatta buradan, 'Amerika ordulannı gönder' gibi birtakım işlerin içi- ne gireriz. ABD de sizin adını- za karar verecek. 'Ey Türkiye, bizim menfaatlerimizin kesişti- gi yer şurasıdır. Ben sizin adını- za karar verdim. Bırakın Kıbns işini' diyecek. Eh peki, istiklal ne oJacak? Devletierin bağunsu- lıgı ne olacak?" Çetin'in tepkisi SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, ABD ile "stratejik isbir- ligT'ni değerlendirirken, "Bu, stratejik bağımlılıktır. Türkiye bölgede başkasının emanetçisi olamaz" dedi. Genel Başkan Erdal lnönü- nün ameliyat sonrası evinde din- lenmesi nedeniyle SHP grubu- nun açış konuşmasım yapan Çe- tin, ABD Başkanı Bush. ile Cumhurbaşkanı Turgut Özal görüşmesine değinerek özetle şu görüşler üzerinde durdtı: "• Söz konusu görüşmelerde ele alınan konular kimse tarafın- dan bilinmemektedir ve bir bel- geye dayandınlmamıştır. Strate- jik işbirligi adı altında yansıyan göruşme ABD ile olağan dost- lugun ötesine geçmiştir. • Biz buna karşıyız. Bu stra- tejik işbirligi degil, stratejik ba- ğımlılıktır. Türkiye'nin bundan zararları, yaraıianndan daha çok olacaktır. Türkiye, bölgesin- de başkasının emanetçisi kona- muna sokulamaz. Bu, Türkiye^ nin etkinligini ve saygınlıgını zedeler. ÖZAL'DAN SAVUNMA Yedi yılda saltanat olmazDURHAM (KUZEY CARO- LLNA/AA) — ABD'deki temas- larını sürdüren Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Duke Üniversite- si'nde "Yaşayan Tarih" adlı TV programı için bir mülakat ver- di. Özal, "Kadınlann Türk siya- setine daha çok katılmasını ar- zu ettigini ve eşinin politikaya atılmasının da buna bir örnek olacağını" bildirdi. Özal, yaklaşık 1.5 saat süren mülakat sırasında, Türkiye'nin iç politikası konusundaki soru- ları yanıtlarken şunlan söyledi: "Tek adam gösterisi 'one man show' yaptıgımı öne sürüyorlar. Bu anlamsızlık... Asıl one man shovv, Saddam Hüseyin'in yap- tıklandır. Bizim demokratik bir sistemimiz var ve valnızca par- tiler değil, gazeteler de muhale- fet yapıyorlar." Eşi Semra Özal'ın siyasete atılma karan konusunda da benzer iddialann ortaya atıldı- ğını bildiren Cumhurbaşkanı, "Eşim bana bu konuyu açtıgın- da 'İyi olur, ama hem sen hem de benim için tehlikeli olur. Ama bu riski almalıyız' dedim" diye konuştu. Bayan Özal'ın politikaya atıl- ması konusunda, bunun parti içinde tabandan yükselerek ge- len bir hareket oluşturacağını ve kadınların da Türk siyasetinde- ki ağırhğının artmasımn toplu- ma katkı sağlayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı, kadınların Türk siyasetine daha çok katıl- masını arzu ettigini ve eşinin po- litikaya atılmasının da buna bir örnek olacağını kaydetti. özal, "Saltanat kuracağımızı da söy- lediler. bu nasıl mumkün olur? Benim gorev surem 7 yıl. Bu na- sıl mumkün olabilir? Türkiye demokratik bir toplumdur" de- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle