22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ŞUBAT 1991 CUMHURİYET/lS HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Devlet Meteoroloıi işlen Genel Mûdûriûğû'nden alınan bilgıye gö- re, Marmara'nın baüsı, kıyı Ege, Batı Akdenız kıyılan dışında tûm yurt yağışlı geçecek. VağışJar Do- (ju Akdenız kıyılannda yağmur. Gûneydoğu Anadoluda kar şek- linde oiacak. HAVA SICAKLIĞI Ûnemlı bır değişıklık olmayacak RÜZGÂR: Yurdun kuzey ve batı kesimlennde kuzey, öteki yerfer- de güney ve batı yönlerden orta kuvvette esecek. Denizlerimizde: Karadeniz, Marmara ve Ege'de yt- dız ve karayel, Akdenız'de günba- tısı ve karavelden 4-6, yer yer 7 deniz mılı hızla esecek Daiga yûksekliğı 3-4, Ege acıkla- nnda 5 m. dolayında oiacak. Van Gölü'nde hava, kar ya- ğışlı geçecek. Rûzgâr güney yönierden orta kuvvette ese- cek. Gol küçûk dalgalı olup, görüş uzaklı$ı 2-4 km. dola- yında oiacak. Bfedk BmgOI Bıtts Boki Burea Çmkatt Çorum Damzt Y 11» 3° Dıyartıakır K -1° -f Edıme K 6° 0°Eroncan K -6° -1Z°Er2unım K -1° -1O°Es*ata K -3° «PGKamm Y 11° POmun B 9° Q K B 7» B 0° -6° K -2° -7° farm K f-ff'Kre K 0°-8° Kastamonu K -3° •ifKayseri « f - f KırMargi B 0*-S°K>nya K -3° tnoanya B 2°-4° IMatya K S°-1° M m a B -6° •12o K.Maras K 2» -9" Mersın K -S° -t3°Mujla K -3° -TTMuş K 5° O»N$fe K 3° O«0rtu K 3°-S"Samsun K -1° -FSrt K -1° -5° Smop 0° PSnB K -3° -t5°Wonlağ K -3"-8° t*axı K -5» -12°lreet K -r-KPVM K -2" -9° Yteoal K r-e°ZonguBak B 3°-3° K 3° CP Y TT> 4° B 5° -2" K (P-7" K -4P-13" K 3" 0" K *• r K -3"-r R f f K 0° 3» K -4° -12» B -3° -7° K 4° f K 0»-«» K -3° -8° K -5° -14» K 0°-3° txık»Ik, *** 84»**» G-güms* lUart S-sd Y-yaflmırtu fjHetsınkı ^ ""* 0» Lemngrad Moskova^ Tebrız • Şam Kahıre • DÜNYAOA BUGÛN Amsterdam B 3° Anvran — — Atna B 6° Bajdal — — Barcetona Y 12° Baari B -4» Betgnd B -7° Brtt B -0° Bom B 1° Bıtfgal B ı* Budıpeşte B -6° Cenevrc B -1° Ceny» Y 15» ûdde Dutaı FfanMurt S 0° Gkn Y tl° B -1" B -1» B f Y 10° Lenıngrad B 2° Londra Madnd Mfano UontrMl 5° Y 6 ' B 3° B 6 K -«• B S° B 3° B 6° K -7 B 16° B -8° Lefltoşj Nmtofc 0 * Plrts Prag 5I2? Srtya Şan WAm Tunus — — V»ÎOW K -10° Vhm B 3° BZûrih BULMACA 1 2 3 4 1 • 2 3 — 4 5 6 7 •J X 8 E 9 E 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Ispanak gibi yap- rakları yenen sebze- lerle karaciğerde ve bira mayasında bu- lunan büeşik. 2/ Iki üç yaşındaki erkek koyun... Süslü bir at arabası. 3/ Benzer, eş... Arap abecesinde bir harf. 4/ Aşk, öz- lcm gibi duygusaJ konulan işleyen şiir türüne verilen ad... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. 5/ Zarar. 6/ Sınır bo- yu... Bir iş ya da sorun hakkında dü- şünülerek verilen kesin yargı. 7/ Pa- muk kozası... Bir kimseye sonradan takılmış ad. 8/ Etkisiz, işe yaramaz... Büyük tepki. 9/ Osmanlı devletinde emir çavuşuna verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sıcak, kuru ve sert bir rüzgâr... Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek. 2/ Söbe... Çok hızlı koşabilen yırücı birhayvan. 3/ Tadı güzel... Sivil havacılıkta uçuş güveıüiği bulunan bölgeye verilen ad. 4/ Yatak doldurmaya yarayan yün, pamuk, kitık gibi şey- ler... Bir nota. 5/ Suudi Arabistan'tn para birimi. 6/ Bir renk... Sakarya ilinde bir ilçe. 7/ Rıhtımın su üstünde olan bölûmil... Taşıma. 8/ Alkolsüz içecek, merşubat... lyi, hoş, güzel. 9/ Don, şalvar... lskambildeki maça rengine verilen bir başka ad. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Gazi Hz. 3 ŞUBAT 1931 Kız muaJlim mektebinde Gazi Hz. sınıflan ve mektebi gezdikten ve bazı derslerde bulunduktan sonra müdür odasında muallimlerle hasbıhalde bulundular. Mübahase mevzularından biri Türk kadınlarına tara manasile bütün siyasî hukukun verilmesi idi. Vatandaşın rey vermesi bir hak ve vazife olduğu tekrar edildikten sonra, erkek ve kadın için ferdî ve siyasî haklara malikiyeti için her vatandaş nazannda bir şeref ve haysiyet hakkı ve bir vatan borcu olan askerlik vazifesini icabmda filen yapabilmesi tabii görüldü. Demokrasinin esas noktalanndan biri olan müsavatperverliğin de ancak bu suretle tahakkuk edebileceği tasrih edildi. Kadının uzvi teşekkUlaü, seciyesi, ruhi haletleri, askerlik gibi vazifeleri ifada ademi itiyatları mukayese ve münakaşa olundu. Türk köylü kadımnın en ağır işleri yapmakta erkekle olan iştiraki mesaisi ve mukavemeti mütalea olundu. Türk tarihinde ve yakın inkılâp tarihinde Türk kadının yaptıgı fedakârane hizmetler doğmdan doğruya muharebe meydanlarından yapabilecegi hizmetlerin delilleri olduğu serdildi. Neticede Gazi Hz., münakaşayı hulâsa buyurarak bugün için kadının askerlik yapması mevzuu bahsolmasa bile, bütün kızlarımızın vatanın ve milletin yüksek menfaatlerini her suret ve vasıta ile mildafaa ve muhafaza edebilecek bir kabiliyette yetiştirilmesinin miDî terbiyede esas tutulması ve kız çocuklarımızın buna göre medenî, fikrî ve hissî terbiyeye mazhar edilmesi lâzun geleceğini izah buyurdular. 30 YIL ONCE Cumhuriyel Yavuz istifa etti 3 ŞUBAT 1961 lmar ve tskân Bakanı Prof. Fehmi Yavuz, bugün Bakanlar Kurulu toplantısından sonra istifa etmiştir. Fehmi Yavuz 27 Mayıs tnkılâbından bu yana Kabinede yer almakta idi. Prof. Fehmi Yavuz, bugün istifası ile ilgili olan su mektubunu basına açıklamıştır: "—Sayın Orgeneral CemaJ Gürsel, Fehmi Yavuı Devlet ve Hükümet Baskanı, Memleket ölçüsünde önem taşıyan ana prensip meseleleri ile özlediğim şekilde meşgul olabilmek için lmar ve tskan Bakanlığı görevinden istifa ediyorum. Elimden geldiği kadar bana karşı beslenen güveni hak etmiye çahştım. Bundan sonra da ayıu yolda yürüyeceğim. En derin sevgilerimi sunar ve esenlikler dilerim. Fehmi Yavuz:' Bakan bundan sonra partiye girip girmiyeceği yolundaki sorumuzu "Hayır"la cevaplandırmış ve şöyle devam etmiştir: '—Açıkça söyliyebilirim ki kat'iyen, kurulmuş ve kurulacak olan bütün partilerle hiç bir ilişiğim olmayacaktır. Bunu bilhassa yazm. Eğer ileride boyle "bir hareketim olursa beni ikaz edersiniz. Sadece dinlenmek istiyorum." Fehmi Yavuz'un yerine kimin getirileceği henüz belli değildir. Diğer taraftan, Kabinede yeniden bazı istifalann olacağı söylenmektedir. GEÇEN YIL BUGÜN ^ Denktaş'a destek 3 ŞUBAT 1990 KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 26 şubatta yapılacak zirve öncesinde bir "çalışma ziyareti" için geldiği Ankara'dan "tam destek" alarak aynldı. Denktaş, hiçbir zaman masadan kaçmadıklannı ve kaçmak gibi bir niyetlerinin olmadığını belirterek, "Fakat masaya, konuştuğumuz hedefm ilkelerinin konubnasını istiyoruz" dedi. Başbakan Yıldınm Akbulut, "Her koşulda KKTC'ye tam destek verileceğini" bildirdi. Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya Toperi, "Ulusal dava konusunda tam bir görüş birliği mevcut olduğunun teyid edildiğini" vurguladı. DÜZELTME • Rumsfeld, Gazetemizin dün yayımlanan "Saddam taktik arayışında" başlıklı haberinde eski ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in adı Casper Weinberger olarak çıkmıştır. Rumsfeld, CNN'ye yaptığı açıklamada Saddam Hüseyin'in 'halkla ilişkiler' (PR) alanında bir zafer peşinde koştuğunu ve bunun için her türlü yolu deneyeceğini söylemişti. TAKTISMA Tarihi Yanmadayı 4 Kornma' Planı İstanbul için ve hele tarihi yarımada için ulaşım sistemleri içinde "seçeneksiz tek çözüm" metro değil midir? Bunun dışındaki tüm öneriler, artık "çağdışı" sayılmıyor mu? Dünya, 1991 yılına, Ortadoğn petrolleri- nin paylaşım savası ile girerken tstanbul- da da "kent topraklannın paylaşımı" iki önemli imar planıyla yeniden gündeme gel- di. "Tarihi Yanmada (Suriçi Bölgesi) Ko- nıma Planı" ve "Boğaziçi Geri Göriiniim Rrvizyon tmar Planı." önce tarihi yarımadayı ve onu "koromayı" amaçlayan planı ele alalım; Kentin en aandan bin yillık geçmişini ba- nndıran ve Topkapı surları ile Eminönu ara- sındaki aJanı kapsayan bu bölge, özellikle 1957'lerden sonra başlıca iki nedenk yıkı- ma uğramıştır. 1) Ana spekülasyonunu gözeten imar po- litikası: Bölgedekı hemen hemen tum arsa- lar, yaklaşık 30 yıldan bu yana süregelen yap sat ekonomisine temel "sennaye" olmuşlar- dır. "Kal karşılı^ı" yüksek yapılaşmayla yo- ğunluklar durmadan arttınlmış, salt <4 yökknicileriıı" çıkarlan doğnıltusunda ki- şiliksiz bir "bitişik apartmanlar" kenti ya- ratılmıştır. 2) Otomobüi gözeten ulaşım politikası: Ülke düzeyindeki genel 'karayolcu" ulaşım politikasına koşut bir anlayışla lstanbul'a da egemen olan bu "dışa bagımh hastalık", yine tarihi yarımadayı geniş yollarla hançer- lemiş; kentin önemli değerlenni "otomobfl IçJn" gözden çıkartmıştır. tşte boylesine deneylerin yıprattığı bir bolgede, "kalanı yaşatmayı" amaçlayan bir planm, öncelikle bu iki "düşman poUtikayı" dışlamak temel ilkesi olmalıdır. Başka de- yişle, bu tarihi kentin, artık salt korumayı değil, daha önemlisi spekülasyondan kur- tarmayı amaçlayan planlara gereksinimi vardır. Oysa, Anakent Belediye MccUsi'nce ka- bul edilen Koruma lmar Planı, bu gerek- sinmeyi karşüamaktan uzak, sakıncaJı ka- rarlar içeriyor. Açıklık ve kaülımcıiık poli- tikasının, nedense uygulanmamasından ötü- rü hazırlık aşamalannda yeterince tartışı- lamayan bu sakıncalar, aynı sırayla şöyle özetlenebilir: 1- Kiiltürel kimliğin yoğun yapılaşmayla ezilmesine yine olanak sağlanıyor. • Zeyrek, Süleymaniye. Balat, Fener ve Ayvansaray semtlerindeki tarihsel doku yok sayılıyor. örneğin Zeyrek'teki birçok eski İstanbul sokağı, yıpranmışhğının kurbanı oluyor ve buralar yüksek yapılaşmaya açıhyor... • Bizans döncmine ait toprakaltı zengin- üklerin üzerleri iyice örtülüyor. örneğin Ce- mai Nadir sokagındaki (Cağaloğlu) Beton- yates Sarayı, ticaret arsasına dönüştü- rülüyor... • İbpkapı Sarayı arazisinde üç önemli ye- re tnristik tesis önerilerek kentin en önemli tarih hazinesi döviz beklentilerine teslim ediliyor... • Yarımadadaki yüksek kesimlere bod- rum hariç 5 kat hakkı tanınarak Istanbul- un ünlü silUetinin tümüyle yok olmasına yol açıhyor... Bu gibi kararlar, arsa spekttlasyonunon ve yap sat düzeninin, tarihi yanmada için- de iş bitirmeyi sUrdüreceğini gösteriyor... 2- Ulaşım sistemi de yine otomobil ağır- lıklı tasaıianıyon Dalan doneminde 3. Bo- ğaz Köprüsu'nü "hanrlayan" ve Tarlabaşı yıkımlan ile de "perçinlenen" unlü BE- SAM (Beşiktaş-Samatya Otoyolu) projesi- nin, tarihi yanmada korumu plamnda bağ- lanü kurulan bir ulaşım arteri olarak sayıl- ması, yeni kent yönetimi için talihsiz bir ka- rardır. Haliç'te önerilen iki köprü; bunlardan sur içine dalış yapan geniş yollar ve 7 ayn yer- de tarihi bölgeyi "delecek" olan tüneller, "nbşnn" adına. elde kalan son kültürel zen- ginliği de yok etmeye aday çözümlerdir. Oysa İstanbul için ve hele tarihi yanma- da için, ulaşım sistemleri içinde •'seçenek- siz tek çözüm" metro değil midir? Bunun dışındaki tüm öneriler, artık çağdışı sayıl- mıyor mu? istanbul, dünyanın metrosu ol- mayan tek tarihi kenti olmaayıbını 21. yüz- yıla neden taşısın? tmar planı, ne yazık ki bu ayıbın da "so- rumlulugunu üstlenmiş" görülUypr... OKTAY EKİNCt Irak'taki radyasyon Türkiye'ye geldi mi? Guneydoğu'nun en u; sınınndan noter önünde ot ve topıak ömekleri toplayıp Ankara'da tahlil ertirdik. Sonuçlan ve meteorolojinin goruşleri... Amnda çevirenler TRT'deka anında çeviri rezaletinin perde arkası. Anında çeviri yapanlar ve hocalan neler diyor? Erojenliğin yaşı Vücuttaki erojen bölgeler yaş ileriedikçe değışebıliyor. Erkek ve kadmda yaşlara göre hassas bölgeler. Mozart ticareti Mozart ydı ashnda ozel bir Mozart ticaret yılı. Mozart adına çıkarulan tûm ürünler, öyküler ve köşeyi dönenler. oca haremi ve möriâlerın ifsaafları (1) ClfKMf 0tOWw tnsf Jömüröida Kürtçe meselesi ve sonrası Kurt aydınlan: "Azınlık değil, asli unsuruz. Türkler ve Kürtler eşit haklara sahip olmalıdır." Kürtçe yasagı kalkaıken Şerafettin Elçi. Musa Anter, Serhcrt Bucak, Rahmi Saltuk ve Orhan Kotcm görûşlerini Tempo'ya açıkladılar. Kürtlere hücum Kürtçe yasağının kaldiıümasından sonıa kaset piyasasuıdaki yanşma. Kime ne teklif edildi? Yalçın Pekşen izledi ve yazdı. Akarcalı mahkemelik Turkiye'nin Avrupa'daki "Insan haklan terasilcisi" Bülent Akarcalı personeline halcaret ve küiûr ettiği iddiasıyla mahkemeye verildi. ADNAN HOCA'NIN HAREMINDEN İFŞAATLAR (1. BÖLÜM) BİR DÖNEM ADNAN HOCA'NIN SAĞ KOLU OLAN ALİ HOCA İLE ADNAN HOCA'NIN HAREMİNDEKİ KIZLARIN BÜYÜK İFŞAATLARI. Genç kız ve erkekler nasıl maddi ye cinsel sömürünün kurbanları oldular... CİNSEL İÜŞKİLERİN ADI "EVLİLİK" OLDU... Müritlerın mali durumları iyiyse açılıp saçılmak serbest... Miirit toplamada şehvet faktörü... AİLELERİNDEN PARA ÇALMAYA ZORLANANLAR... Müritlerinin ağzından Adnan Hoca'nın cinsel, sosyal ve siyasi yaşamı. Baykd'dan eleştiriler Körfez savaşı ve Ortadoğu'nun geleceği, İncirlik üssünün kullandınlması ve Kürtçe meselelerinde Deniz Baykal'm Özal'a ve SHP yönetimine eleştirileri ve görüş iarklılıklcm... "Türkiye yanhş yolda" Şcdı sonrası İran'ın seçimle gelen Cumhurbaşkcmı Beni Sadr sürgünde bulunduğu Pctris'te sorulanmızı yanıtladı. Beni Sadr'ın Körfez savaşı, savaş sonrası ve çözüm yollan üzerine görûşleri ve Türkiye'nin tavnna yönelik eleştirileri. 0 KAPALI ZARFLA TEKLİF ALINMAK SURETt İLE 30.000 KGR PVC GRANÜL Aİ 434 G/000 (NATUREL) SATIN ALINACAKTIR .1- Bu işe ait şartname işletmemizden temin edilebilir. 2- Kapalı teklif mektuplanmn en geç 18.2.1991 tarih ve saat 15.30'a kadar lşletmemizın Beykoz'daki Muhaberat Servisi'ne verilmesi şarttır. SÜMERBANK HOLDİNG A.Ş. BEYKOZ DERİ VE KUNDURA SANAYÎI ÎŞLETMESİ Basın: 19007 KAPALI ZARFLA TEKLİF ALMAK SURETİ İLE 20.000 KGR. SENTETİK YAĞ SATIN ALINACAKTIR 1- Bu işe ait şartname işletmemizden temin edilebilir. 2- Kapalı teklif mektuplanmn en geç 15-2.1991 tarih ve saat 15.30'a kadar Işletmemızin Beykoz'daki Muhaberat Servisi'ne verilmesi şarttır. SÜMERBANK HOLDİNG A.Ş. BEYKOZ DERİ VE KUNDURA SANAYİI İŞLETMESİ Basın: 19008 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Yaşayan Ölüler... Türk Tabipler Birliği Merkez Konşeyi Başkanı Dr. Setim öt- çer, Güneydoğu'dan yeni döndü. Ölçer, o yörede, bir çeştt apar topar yollanan sağınların (doktorlann), hemşirelerin, öbür sağlıkçıların durumlarını inceledt, yakınmalannı din[e- di. Ankara'da 'Tıp Meclisi'ni ivedi toplantıya çağırdı. Selim Ö\- çer'in gözledikleri oiacak şey değildi. Uzun süredir olayın arkasındaydım. Oralarda neler olup bittiğini, bilenlerden ög- renmek, kurcalamak istiyordum. Cumhuriyet'in Diyarbakır muhabiri Ziya Aksoy'un verdiği, yansrttığı haberleri de izle- meye çalışmıştım. llgililer, —Ekmekçi, bu haberleri nereden alıyor? diye araştırma- ya ne girişmesinler. Aksaklıklan düzeltmeye baksınlar. Önce şunu söylemeliyim; 'savaşa karşı' törelerle, değer yar- gılarıyla yetişen, amacı insanı yaşatmak olan sağlıkçıların içi- ne itildikleri saçmalık, kahrediyor onları. Güneydoğu'ya yollanan sağlıkçılar, kesinlikle 'savaş' içindeler. Neyin sava- şını, kiminle yaptıklarını bilmeden içine düştükleri kuşku, ka- rartıyor yüreklerini. Geçen günlerde, TV'den Ertürk Yöndem, Çukurca Kayma- kamı'yla konuşuyordu. Kaymakam, sorulara kekeleyerek kar- şılık veriyordu. Çukurca Kaymakamı, kekeleyen biri değildi. TV karşısında, doğru olmayan şeyler' söyleme zorunda bt- rakan sorular mıydı kaymakamı kekeleten? Güneydoğu'ya yollamalar, belirli bir ilkeye dayalı olarak ya- pılmadı. Sağlık Bakanhğı, her kişiyi tam izleyemediği için gi- denler arasında emekli olanlar vardı; bir yıl önce emekli olmuş ya da sakatlığı dolayısıyla vergi indirimli olup asker- likten bağışlanan kişiler vardı. Bunların varlığı ortaya çıkırv ca, geri gönderilmeye başladılar. Bu da gereksiz, çifte masraflara neden oldu. Yollanmak istenenler arasında, üç- dört yıl önce ölmüş olanlar vardı; en az on yıldır Doğu'da gö- rev yapanlar vardı. Yüksekova'da bir iç hastalıkları uzmanı vardı, 62 yasmdaydı, iki oğlu ünıversrtede okuyordu. Yeni mu- ayenehanesinı aşmış kimi kimseler buraya yollanmışlardı... Güneydoğu'daki sağlık hizmetlerinin genel eşgüdümcüsü, Müsteşar Yardımcısı Süleyman Hatinoğlu, dini bütün kişiy- di; namazını kaçırmaz, kılardı. Yüksek İslam Enstitüsü'nü bV tirmişti. Sağlıkçılar, yolluk verilmeden gittikleri için çoğu beş para- sızdılar. Aralannda borçlanarak gelenler vardı. Sağın, henv şire önlükleri, giysileri, hiçbir şeyleri yoktu. Apar topar yollanmışlar; kapıda polis beklemişti. Çoğu 35 saatlik yolcu- luktan gonra varmıştı. Geride kalan analar-babalar merak için- deydiier. Yılbaşı gecesi, Ahmet Özal'ın TV'sinin telefonlan tutup tıkadığı gibi Hakkâri'de, Van'da, Şırnak'ta santrallar ki- litlenmişti. Cizre'de bir Kızılay saynevı kuruldu; çamur içinde; kesin- likle hizmet verilmiyordu. Gezici sayrıevi kuracak eleman yok- tu. Gezici sayrıevi (seyyar hastane) diye bir şey yok değildi; vardı. Bakanlık, içinde iki kişiyi görevlendirmişti. Ikisi de ikti- satçıydı! Sağlıkçıların 'maske'leri yoktu. 'Kilit personele var' denl- yordu. Onun da tanımı yoktu. Kimdi kilit personel? Gönderi- len sağlık maskeleri 'gizli' yazıyla yollanıyordu. 400 maske, Hakkâri'ye, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nce yollanmış- tı. 100 tane de il sağlık müdürlüğü buyruğuna. (Sayı ortaya çıkmasın diye mi korkuyorlardı?) Yollanan maskelerden sü- resi geçmiş olanlar vardı. Örneğin 2 yıl kullanma süresi var, süre geçmiş! Kimseye, bu arada sağlıkçılara, kimseye kim- yasal giysi verilmiyor. Bunların ederi 800.000 TL (Zaten ala- maz!) Atropil' denen antikor (karşınözdek) oluşturan madde yok- tu. Bunu üreten 'Hepa' firması, 'cam şişe olmadığından üretilemediğini' yazıyordu. Görevlendirilen sağlıkçılar arasında emzikli çocuğu olan- îar göze çarpıyordu. Bir bayan uzman İstanbul'dan Hakkâ- ri'ye yollanmıştı. Telefonda dört yaşındaki çocuğu, şöyle diyordu: —Anne, ben sana küstüm! Sen beni bırakıp gittin! Senin- le konuşmayacağım. Babamı veriyorum... Eşleri yönetıci, polis, assubay olan bayanlar geri yollanı- yorlardı. Bunlara 'torpilli' denıyordu. Torpilli olmayanlar da eşlerıne öğütlüyorlardı: —Sen de git, sayrıevine yat, rapor al! Raporlar, bakanlıkta toplanıyordu. Pakistan'dan alınan cerrahi' araçlar, kullanılamaz, iş gö- remez durumdaydı. Cerrahlar şöyle diyorlardı: —Derinin altına bir mermi gırse, ben çıkartamam. Araçlar o denli kalıtesiz! Gezici sayrıevine alınması gereken sobalar, illere yollan- mamıştı. Biri şöyle dedi: —En sağlıklı adamı seyyar hastanenin içine yatırsam, sa- baha ölüsünü bulurum! Koy Enstitülerini kapatan anlayış, bu yöreleri bakımsız, sağ- lıksız bırakan anlayıştır. Şimdi taşıma suyla değirmen dön- dürmeye uğraşılmaktadır. Halk yaşamı, yaşayan ölüler gibi sürüklüyordu... insancıklarla birlikte, sağınlar, hemşirelerde • savaşın içine ıtılmişlerdi. Rumen yazarı Zaharia Stancu'nun (1902-1975) 'Yaşayan Ölüler' adlı yapıtı, ne düşündürücüdür. Zaharia Stancu şöyle diyor. 'Savaşı daima bir afet olarak düsünmüşümdür. Ateş çizgi- sinde boğuşanlar kadar, cephe gerisindekileri de kırıp geçi- ren bir afet. Topyekûn öldürülenlerden sorumlu olan çılgınların cezasını yenenler kampında da yenilenler kampın- da da kadınlar, yaşlılar ve çocuklar-kısacası korunma olanak-. larından yoksun bulunanlar-çekiyorlar..." ÇALI§ANLAR1N SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "\eniden çalışmaya başladım" SORLl: Ben, bir bankada emekli olup ayrıldıgımda kıdem taz- minatımı aldım. Ancak aradan dört yıl geçtikten sonra aynı işyerine emekli olarak ve SSK'ya r o6 destekleme fonu ödemek suretiyle yeniden çalışmaya başladım. Bn işyerinden ayrıldığım takdirde, çabşmış olduğnm ikin- ci süremin karşılığında yeniden tazminata hak kazanıp kazanmayacagımın açıldanmasını bekliyorum. AJLZ YAN1T İş Yasası'run "Kıdem tazminatı"na ilişkin koşullan be- lirleyen 14. maddesine göre işçilerin yasayla kurulu "Kurum veya sandıklardan yaşulık, emeklilik veya malullük aylığı yahut top- tan ödeme almak amacıyla" iş akitlerini feshetmesi durumun- da, kıdem tazminatı hakkı doğmaktadır. Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık ayhğı alanlann ye- niden ve SSK kapsamında çalışmaya başladıklarında iki seçe- nekleri vardır. Bunlardan birincisi yaşlılık aylıklarını kestirerek, ikincisi ise yaşlılık aybklarını kestirmeksizin sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmalarıdır. Yaşlılık aylıklarını kestirerek çalışmaya başlayanlar, sigorta- lı olarak % 5 hastalık sigortası ve % 9 malullük, yaşlıhk ve ölüm sigortalan primi olarak toplam % 14 oranında prim öder- kr. Bir yandan yaşblık aylığı alıp diğer yandan çalışmayı sürdü- renlerden °?o 6 sigortalı ve % 18 işveren payı olmak üzere top- lam "?t 24 sosyal güvenlik destek primi kesilir. Yaşblık aylıklarını kestirenlerin yazılı istek tarihlerine göre "Yeniden yaşlılık aylığı hesaplamr ve bu a'ylık, önceden bağla- nan yaşlılık ayhğından fazla ise hesaplanan yeni aybk üzerin- den ödeme yapılır. Hesaplanan yeni aylığın eski ayhktan duşük olması halinde, eski aylık esas alınır!' Buna karşılık, yaşlılık aylıklarını kestirmeden sosyal güven- lik destek primi ödeyerek çalısanların bu çalışmalan sigortalı- lık süresinden sayılmaz. Bu çahşmalar diğer sosyal güvenlik kurumlannda geçen sürelerle de birleştirilmez. Yaşlılık aylıklarını kestirerek çalışanlar için yeniden yaşlılık aybğı bağlanması söz konusudur. Bu nedenle de ikinci kez ça- Lşmalan nedeniyle yeni aybklan bağlandığmda kıdem tazmi- natı almalan da yasal haklarıdır. Ancak yaşhbk aylıklarını kestirmeksizin, sosyal güvenlik des- tek primi ödeyerek çalışanlar, ayrıldıklarında iş akitlerini "Yaş- lılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak" amacına dayalı feshetmedikleri için ve görüşümüze göre kıdem tazminatı almalan da söz konusu değildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle