Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ŞUBAT 1991 CUMHURİYET/lS
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloıi işlen Genel
Mûdûriûğû'nden alınan bilgıye gö-
re, Marmara'nın baüsı, kıyı Ege,
Batı Akdenız kıyılan dışında tûm
yurt yağışlı geçecek. VağışJar Do-
(ju Akdenız kıyılannda yağmur.
Gûneydoğu Anadoluda kar şek-
linde oiacak. HAVA SICAKLIĞI
Ûnemlı bır değişıklık olmayacak
RÜZGÂR: Yurdun kuzey ve batı
kesimlennde kuzey, öteki yerfer-
de güney ve batı yönlerden orta
kuvvette esecek. Denizlerimizde:
Karadeniz, Marmara ve Ege'de yt-
dız ve karayel, Akdenız'de günba-
tısı ve karavelden 4-6, yer yer 7
deniz mılı hızla esecek Daiga yûksekliğı 3-4, Ege acıkla-
nnda 5 m. dolayında oiacak. Van Gölü'nde hava, kar ya-
ğışlı geçecek. Rûzgâr güney yönierden orta kuvvette ese-
cek. Gol küçûk dalgalı olup, görüş uzaklı$ı 2-4 km. dola-
yında oiacak.
Bfedk
BmgOI
Bıtts
Boki
Burea
Çmkatt
Çorum
Damzt
Y 11» 3° Dıyartıakır
K -1° -f Edıme
K 6° 0°Eroncan
K -6° -1Z°Er2unım
K -1° -1O°Es*ata
K -3° «PGKamm
Y 11° POmun
B 9° Q
K
B 7»
B 0° -6°
K -2° -7° farm
K f-ff'Kre
K 0°-8° Kastamonu
K -3° •ifKayseri
« f - f KırMargi
B 0*-S°K>nya
K -3° tnoanya
B 2°-4° IMatya
K S°-1° M m a
B -6° •12o
K.Maras
K 2» -9" Mersın
K -S° -t3°Mujla
K -3° -TTMuş
K 5° O»N$fe
K 3° O«0rtu
K 3°-S"Samsun
K -1° -FSrt
K -1° -5° Smop
0° PSnB
K -3° -t5°Wonlağ
K -3"-8° t*axı
K -5» -12°lreet
K -r-KPVM
K -2" -9° Yteoal
K r-e°ZonguBak
B 3°-3°
K 3° CP
Y TT> 4°
B 5° -2"
K (P-7"
K -4P-13"
K 3" 0"
K *• r
K -3"-r
R f f
K 0° 3»
K -4° -12»
B -3° -7°
K 4° f
K 0»-«»
K -3° -8°
K -5° -14»
K 0°-3°
txık»Ik, *** 84»**» G-güms* lUart S-sd Y-yaflmırtu
fjHetsınkı ^
""* 0» Lemngrad
Moskova^
Tebrız
• Şam
Kahıre •
DÜNYAOA BUGÛN
Amsterdam B 3°
Anvran — —
Atna B 6°
Bajdal — —
Barcetona Y 12°
Baari B -4»
Betgnd B -7°
Brtt B -0°
Bom B 1°
Bıtfgal B ı*
Budıpeşte B -6°
Cenevrc B -1°
Ceny» Y 15»
ûdde
Dutaı
FfanMurt S 0°
Gkn Y tl°
B -1"
B -1»
B f
Y 10°
Lenıngrad B 2°
Londra
Madnd
Mfano
UontrMl
5°
Y 6 '
B 3°
B 6
K -«•
B S°
B 3°
B 6°
K -7
B 16°
B -8°
Lefltoşj
Nmtofc
0 *
Plrts
Prag
5I2?
Srtya
Şan
WAm
Tunus — —
V»ÎOW K -10°
Vhm B 3°
BZûrih
BULMACA
1
2
3
4
1
•
2 3
—
4 5 6 7
•J
X
8
E
9
E
9
SOLDAN SAĞA:
1/ Ispanak gibi yap-
rakları yenen sebze-
lerle karaciğerde ve
bira mayasında bu-
lunan büeşik. 2/ Iki
üç yaşındaki erkek
koyun... Süslü bir at
arabası. 3/ Benzer,
eş... Arap abecesinde
bir harf. 4/ Aşk, öz-
lcm gibi duygusaJ
konulan işleyen şiir
türüne verilen ad...
Uzaklık anlatmakta
kullanılan söz. 5/
Zarar. 6/ Sınır bo-
yu... Bir iş ya da sorun hakkında dü-
şünülerek verilen kesin yargı. 7/ Pa-
muk kozası... Bir kimseye sonradan
takılmış ad. 8/ Etkisiz, işe yaramaz...
Büyük tepki. 9/ Osmanlı devletinde
emir çavuşuna verilen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sıcak, kuru ve sert bir rüzgâr...
Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak
yapılan köstek. 2/ Söbe... Çok hızlı
koşabilen yırücı birhayvan. 3/ Tadı
güzel... Sivil havacılıkta uçuş güveıüiği bulunan bölgeye verilen
ad. 4/ Yatak doldurmaya yarayan yün, pamuk, kitık gibi şey-
ler... Bir nota. 5/ Suudi Arabistan'tn para birimi. 6/ Bir renk...
Sakarya ilinde bir ilçe. 7/ Rıhtımın su üstünde olan bölûmil...
Taşıma. 8/ Alkolsüz içecek, merşubat... lyi, hoş, güzel. 9/ Don,
şalvar... lskambildeki maça rengine verilen bir başka ad.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Gazi Hz.
3 ŞUBAT 1931
Kız muaJlim mektebinde
Gazi Hz. sınıflan ve mektebi
gezdikten ve bazı derslerde
bulunduktan sonra müdür
odasında muallimlerle
hasbıhalde bulundular.
Mübahase mevzularından
biri Türk kadınlarına tara
manasile bütün siyasî
hukukun verilmesi idi.
Vatandaşın rey vermesi bir hak ve vazife olduğu tekrar
edildikten sonra, erkek ve kadın için ferdî ve siyasî
haklara malikiyeti için her vatandaş nazannda bir şeref
ve haysiyet hakkı ve bir vatan borcu olan askerlik
vazifesini icabmda filen yapabilmesi tabii görüldü.
Demokrasinin esas noktalanndan biri olan
müsavatperverliğin de ancak bu suretle tahakkuk
edebileceği tasrih edildi. Kadının uzvi teşekkUlaü,
seciyesi, ruhi haletleri, askerlik gibi vazifeleri ifada ademi
itiyatları mukayese ve münakaşa olundu. Türk köylü
kadımnın en ağır işleri yapmakta erkekle olan iştiraki
mesaisi ve mukavemeti mütalea olundu. Türk tarihinde
ve yakın inkılâp tarihinde Türk kadının yaptıgı
fedakârane hizmetler doğmdan doğruya muharebe
meydanlarından yapabilecegi hizmetlerin delilleri olduğu
serdildi. Neticede Gazi Hz., münakaşayı hulâsa
buyurarak bugün için kadının askerlik yapması mevzuu
bahsolmasa bile, bütün kızlarımızın vatanın ve milletin
yüksek menfaatlerini her suret ve vasıta ile mildafaa ve
muhafaza edebilecek bir kabiliyette yetiştirilmesinin miDî
terbiyede esas tutulması ve kız çocuklarımızın buna göre
medenî, fikrî ve hissî terbiyeye mazhar edilmesi lâzun
geleceğini izah buyurdular.
30 YIL ONCE Cumhuriyel
Yavuz istifa etti
3 ŞUBAT 1961
lmar ve tskân Bakanı Prof. Fehmi
Yavuz, bugün Bakanlar Kurulu
toplantısından sonra istifa etmiştir.
Fehmi Yavuz 27 Mayıs
tnkılâbından bu yana Kabinede yer
almakta idi. Prof. Fehmi Yavuz,
bugün istifası ile ilgili olan su
mektubunu basına açıklamıştır:
"—Sayın Orgeneral CemaJ Gürsel,
Fehmi Yavuı Devlet ve Hükümet Baskanı,
Memleket ölçüsünde önem taşıyan ana prensip meseleleri
ile özlediğim şekilde meşgul olabilmek için lmar ve tskan
Bakanlığı görevinden istifa ediyorum.
Elimden geldiği kadar bana karşı beslenen güveni hak
etmiye çahştım. Bundan sonra da ayıu yolda
yürüyeceğim. En derin sevgilerimi sunar ve esenlikler
dilerim. Fehmi Yavuz:'
Bakan bundan sonra partiye girip girmiyeceği yolundaki
sorumuzu "Hayır"la cevaplandırmış ve şöyle devam
etmiştir:
'—Açıkça söyliyebilirim ki kat'iyen, kurulmuş ve
kurulacak olan bütün partilerle hiç bir ilişiğim
olmayacaktır. Bunu bilhassa yazm. Eğer ileride boyle "bir
hareketim olursa beni ikaz edersiniz. Sadece dinlenmek
istiyorum."
Fehmi Yavuz'un yerine kimin getirileceği henüz belli
değildir. Diğer taraftan, Kabinede yeniden bazı istifalann
olacağı söylenmektedir.
GEÇEN YIL BUGÜN ^
Denktaş'a destek
3 ŞUBAT 1990
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 26 şubatta
yapılacak zirve öncesinde bir "çalışma ziyareti" için
geldiği Ankara'dan "tam destek" alarak aynldı. Denktaş,
hiçbir zaman masadan kaçmadıklannı ve kaçmak gibi
bir niyetlerinin olmadığını belirterek, "Fakat masaya,
konuştuğumuz hedefm ilkelerinin konubnasını istiyoruz"
dedi. Başbakan Yıldınm Akbulut, "Her koşulda
KKTC'ye tam destek verileceğini" bildirdi.
Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya Toperi, "Ulusal dava
konusunda tam bir görüş birliği mevcut olduğunun teyid
edildiğini" vurguladı.
DÜZELTME
• Rumsfeld, Gazetemizin dün yayımlanan "Saddam
taktik arayışında" başlıklı haberinde eski ABD Savunma
Bakanı Donald Rumsfeld'in adı Casper Weinberger
olarak çıkmıştır. Rumsfeld, CNN'ye yaptığı açıklamada
Saddam Hüseyin'in 'halkla ilişkiler' (PR) alanında bir
zafer peşinde koştuğunu ve bunun için her türlü yolu
deneyeceğini söylemişti.
TAKTISMA
Tarihi Yanmadayı
4
Kornma' Planı
İstanbul için ve hele tarihi yarımada için ulaşım sistemleri
içinde "seçeneksiz tek çözüm" metro değil midir? Bunun
dışındaki tüm öneriler, artık "çağdışı" sayılmıyor mu?
Dünya, 1991 yılına, Ortadoğn petrolleri-
nin paylaşım savası ile girerken tstanbul-
da da "kent topraklannın paylaşımı" iki
önemli imar planıyla yeniden gündeme gel-
di. "Tarihi Yanmada (Suriçi Bölgesi) Ko-
nıma Planı" ve "Boğaziçi Geri Göriiniim
Rrvizyon tmar Planı."
önce tarihi yarımadayı ve onu
"koromayı" amaçlayan planı ele alalım;
Kentin en aandan bin yillık geçmişini ba-
nndıran ve Topkapı surları ile Eminönu ara-
sındaki aJanı kapsayan bu bölge, özellikle
1957'lerden sonra başlıca iki nedenk yıkı-
ma uğramıştır.
1) Ana spekülasyonunu gözeten imar po-
litikası: Bölgedekı hemen hemen tum arsa-
lar, yaklaşık 30 yıldan bu yana süregelen yap
sat ekonomisine temel "sennaye" olmuşlar-
dır. "Kal karşılı^ı" yüksek yapılaşmayla yo-
ğunluklar durmadan arttınlmış, salt
<4
yökknicileriıı" çıkarlan doğnıltusunda ki-
şiliksiz bir "bitişik apartmanlar" kenti ya-
ratılmıştır.
2) Otomobüi gözeten ulaşım politikası:
Ülke düzeyindeki genel 'karayolcu" ulaşım
politikasına koşut bir anlayışla lstanbul'a
da egemen olan bu "dışa bagımh hastalık",
yine tarihi yarımadayı geniş yollarla hançer-
lemiş; kentin önemli değerlenni "otomobfl
IçJn" gözden çıkartmıştır.
tşte boylesine deneylerin yıprattığı bir
bolgede, "kalanı yaşatmayı" amaçlayan bir
planm, öncelikle bu iki "düşman poUtikayı"
dışlamak temel ilkesi olmalıdır. Başka de-
yişle, bu tarihi kentin, artık salt korumayı
değil, daha önemlisi spekülasyondan kur-
tarmayı amaçlayan planlara gereksinimi
vardır.
Oysa, Anakent Belediye MccUsi'nce ka-
bul edilen Koruma lmar Planı, bu gerek-
sinmeyi karşüamaktan uzak, sakıncaJı ka-
rarlar içeriyor. Açıklık ve kaülımcıiık poli-
tikasının, nedense uygulanmamasından ötü-
rü hazırlık aşamalannda yeterince tartışı-
lamayan bu sakıncalar, aynı sırayla şöyle
özetlenebilir:
1- Kiiltürel kimliğin yoğun yapılaşmayla
ezilmesine yine olanak sağlanıyor.
• Zeyrek, Süleymaniye. Balat, Fener ve
Ayvansaray semtlerindeki tarihsel doku yok
sayılıyor. örneğin Zeyrek'teki birçok eski
İstanbul sokağı, yıpranmışhğının kurbanı
oluyor ve buralar yüksek yapılaşmaya
açıhyor...
• Bizans döncmine ait toprakaltı zengin-
üklerin üzerleri iyice örtülüyor. örneğin Ce-
mai Nadir sokagındaki (Cağaloğlu) Beton-
yates Sarayı, ticaret arsasına dönüştü-
rülüyor...
• İbpkapı Sarayı arazisinde üç önemli ye-
re tnristik tesis önerilerek kentin en önemli
tarih hazinesi döviz beklentilerine teslim
ediliyor...
• Yarımadadaki yüksek kesimlere bod-
rum hariç 5 kat hakkı tanınarak Istanbul-
un ünlü silUetinin tümüyle yok olmasına yol
açıhyor...
Bu gibi kararlar, arsa spekttlasyonunon
ve yap sat düzeninin, tarihi yanmada için-
de iş bitirmeyi sUrdüreceğini gösteriyor...
2- Ulaşım sistemi de yine otomobil ağır-
lıklı tasaıianıyon Dalan doneminde 3. Bo-
ğaz Köprüsu'nü "hanrlayan" ve Tarlabaşı
yıkımlan ile de "perçinlenen" unlü BE-
SAM (Beşiktaş-Samatya Otoyolu) projesi-
nin, tarihi yanmada korumu plamnda bağ-
lanü kurulan bir ulaşım arteri olarak sayıl-
ması, yeni kent yönetimi için talihsiz bir ka-
rardır.
Haliç'te önerilen iki köprü; bunlardan sur
içine dalış yapan geniş yollar ve 7 ayn yer-
de tarihi bölgeyi "delecek" olan tüneller,
"nbşnn" adına. elde kalan son kültürel zen-
ginliği de yok etmeye aday çözümlerdir.
Oysa İstanbul için ve hele tarihi yanma-
da için, ulaşım sistemleri içinde •'seçenek-
siz tek çözüm" metro değil midir? Bunun
dışındaki tüm öneriler, artık çağdışı sayıl-
mıyor mu? istanbul, dünyanın metrosu ol-
mayan tek tarihi kenti olmaayıbını 21. yüz-
yıla neden taşısın?
tmar planı, ne yazık ki bu ayıbın da "so-
rumlulugunu üstlenmiş" görülUypr...
OKTAY EKİNCt
Irak'taki radyasyon
Türkiye'ye geldi mi?
Guneydoğu'nun en u;
sınınndan noter önünde ot ve
topıak ömekleri toplayıp
Ankara'da tahlil ertirdik.
Sonuçlan ve meteorolojinin
goruşleri...
Amnda çevirenler
TRT'deka anında çeviri
rezaletinin perde arkası. Anında
çeviri yapanlar ve hocalan
neler diyor?
Erojenliğin yaşı
Vücuttaki erojen bölgeler yaş
ileriedikçe değışebıliyor. Erkek
ve kadmda yaşlara göre hassas
bölgeler.
Mozart ticareti
Mozart ydı ashnda ozel bir
Mozart ticaret yılı. Mozart adına
çıkarulan tûm ürünler, öyküler
ve köşeyi dönenler.
oca haremi ve
möriâlerın ifsaafları (1)
ClfKMf 0tOWw
tnsf Jömüröida
Kürtçe meselesi ve
sonrası
Kurt aydınlan: "Azınlık değil,
asli unsuruz. Türkler ve Kürtler
eşit haklara sahip olmalıdır."
Kürtçe yasagı kalkaıken
Şerafettin Elçi. Musa Anter,
Serhcrt Bucak, Rahmi Saltuk ve
Orhan Kotcm görûşlerini
Tempo'ya açıkladılar.
Kürtlere hücum
Kürtçe yasağının
kaldiıümasından sonıa kaset
piyasasuıdaki yanşma. Kime ne
teklif edildi? Yalçın Pekşen
izledi ve yazdı.
Akarcalı
mahkemelik
Turkiye'nin Avrupa'daki "Insan
haklan terasilcisi" Bülent
Akarcalı personeline halcaret ve
küiûr ettiği iddiasıyla
mahkemeye verildi.
ADNAN HOCA'NIN HAREMINDEN
İFŞAATLAR (1. BÖLÜM)
BİR DÖNEM ADNAN HOCA'NIN SAĞ KOLU OLAN ALİ HOCA İLE ADNAN
HOCA'NIN HAREMİNDEKİ KIZLARIN BÜYÜK İFŞAATLARI.
Genç kız ve erkekler nasıl maddi ye cinsel sömürünün kurbanları oldular...
CİNSEL İÜŞKİLERİN ADI "EVLİLİK" OLDU...
Müritlerın mali durumları iyiyse açılıp saçılmak serbest... Miirit toplamada
şehvet faktörü...
AİLELERİNDEN PARA ÇALMAYA ZORLANANLAR...
Müritlerinin ağzından Adnan Hoca'nın cinsel, sosyal ve siyasi yaşamı.
Baykd'dan eleştiriler
Körfez savaşı ve Ortadoğu'nun geleceği,
İncirlik üssünün kullandınlması ve Kürtçe
meselelerinde Deniz Baykal'm Özal'a ve SHP
yönetimine eleştirileri ve
görüş iarklılıklcm...
"Türkiye yanhş yolda"
Şcdı sonrası İran'ın seçimle gelen
Cumhurbaşkcmı Beni Sadr sürgünde
bulunduğu Pctris'te sorulanmızı yanıtladı.
Beni Sadr'ın Körfez savaşı, savaş sonrası ve
çözüm yollan üzerine görûşleri ve Türkiye'nin
tavnna yönelik eleştirileri.
0
KAPALI ZARFLA TEKLİF ALINMAK
SURETt İLE 30.000 KGR PVC GRANÜL
Aİ 434 G/000 (NATUREL)
SATIN ALINACAKTIR
.1- Bu işe ait şartname işletmemizden temin edilebilir.
2- Kapalı teklif mektuplanmn en geç 18.2.1991 tarih ve saat 15.30'a
kadar lşletmemizın Beykoz'daki Muhaberat Servisi'ne verilmesi şarttır.
SÜMERBANK HOLDİNG A.Ş.
BEYKOZ DERİ VE KUNDURA SANAYÎI ÎŞLETMESİ
Basın: 19007
KAPALI ZARFLA TEKLİF ALMAK
SURETİ İLE 20.000 KGR. SENTETİK YAĞ
SATIN ALINACAKTIR
1- Bu işe ait şartname işletmemizden temin edilebilir.
2- Kapalı teklif mektuplanmn en geç 15-2.1991 tarih ve saat 15.30'a
kadar Işletmemızin Beykoz'daki Muhaberat Servisi'ne verilmesi şarttır.
SÜMERBANK HOLDİNG A.Ş.
BEYKOZ DERİ VE KUNDURA SANAYİI İŞLETMESİ
Basın: 19008
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Yaşayan Ölüler...
Türk Tabipler Birliği Merkez Konşeyi Başkanı Dr. Setim öt-
çer, Güneydoğu'dan yeni döndü. Ölçer, o yörede, bir çeştt
apar topar yollanan sağınların (doktorlann), hemşirelerin,
öbür sağlıkçıların durumlarını inceledt, yakınmalannı din[e-
di. Ankara'da 'Tıp Meclisi'ni ivedi toplantıya çağırdı. Selim Ö\-
çer'in gözledikleri oiacak şey değildi. Uzun süredir olayın
arkasındaydım. Oralarda neler olup bittiğini, bilenlerden ög-
renmek, kurcalamak istiyordum. Cumhuriyet'in Diyarbakır
muhabiri Ziya Aksoy'un verdiği, yansrttığı haberleri de izle-
meye çalışmıştım. llgililer,
—Ekmekçi, bu haberleri nereden alıyor? diye araştırma-
ya ne girişmesinler. Aksaklıklan düzeltmeye baksınlar.
Önce şunu söylemeliyim; 'savaşa karşı' törelerle, değer yar-
gılarıyla yetişen, amacı insanı yaşatmak olan sağlıkçıların içi-
ne itildikleri saçmalık, kahrediyor onları. Güneydoğu'ya
yollanan sağlıkçılar, kesinlikle 'savaş' içindeler. Neyin sava-
şını, kiminle yaptıklarını bilmeden içine düştükleri kuşku, ka-
rartıyor yüreklerini.
Geçen günlerde, TV'den Ertürk Yöndem, Çukurca Kayma-
kamı'yla konuşuyordu. Kaymakam, sorulara kekeleyerek kar-
şılık veriyordu. Çukurca Kaymakamı, kekeleyen biri değildi.
TV karşısında, doğru olmayan şeyler' söyleme zorunda bt-
rakan sorular mıydı kaymakamı kekeleten?
Güneydoğu'ya yollamalar, belirli bir ilkeye dayalı olarak ya-
pılmadı. Sağlık Bakanhğı, her kişiyi tam izleyemediği için gi-
denler arasında emekli olanlar vardı; bir yıl önce emekli
olmuş ya da sakatlığı dolayısıyla vergi indirimli olup asker-
likten bağışlanan kişiler vardı. Bunların varlığı ortaya çıkırv
ca, geri gönderilmeye başladılar. Bu da gereksiz, çifte
masraflara neden oldu. Yollanmak istenenler arasında, üç-
dört yıl önce ölmüş olanlar vardı; en az on yıldır Doğu'da gö-
rev yapanlar vardı. Yüksekova'da bir iç hastalıkları uzmanı
vardı, 62 yasmdaydı, iki oğlu ünıversrtede okuyordu. Yeni mu-
ayenehanesinı aşmış kimi kimseler buraya yollanmışlardı...
Güneydoğu'daki sağlık hizmetlerinin genel eşgüdümcüsü,
Müsteşar Yardımcısı Süleyman Hatinoğlu, dini bütün kişiy-
di; namazını kaçırmaz, kılardı. Yüksek İslam Enstitüsü'nü bV
tirmişti.
Sağlıkçılar, yolluk verilmeden gittikleri için çoğu beş para-
sızdılar. Aralannda borçlanarak gelenler vardı. Sağın, henv
şire önlükleri, giysileri, hiçbir şeyleri yoktu. Apar topar
yollanmışlar; kapıda polis beklemişti. Çoğu 35 saatlik yolcu-
luktan gonra varmıştı. Geride kalan analar-babalar merak için-
deydiier. Yılbaşı gecesi, Ahmet Özal'ın TV'sinin telefonlan
tutup tıkadığı gibi Hakkâri'de, Van'da, Şırnak'ta santrallar ki-
litlenmişti.
Cizre'de bir Kızılay saynevı kuruldu; çamur içinde; kesin-
likle hizmet verilmiyordu. Gezici sayrıevi kuracak eleman yok-
tu. Gezici sayrıevi (seyyar hastane) diye bir şey yok değildi;
vardı. Bakanlık, içinde iki kişiyi görevlendirmişti. Ikisi de ikti-
satçıydı!
Sağlıkçıların 'maske'leri yoktu. 'Kilit personele var' denl-
yordu. Onun da tanımı yoktu. Kimdi kilit personel? Gönderi-
len sağlık maskeleri 'gizli' yazıyla yollanıyordu. 400 maske,
Hakkâri'ye, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nce yollanmış-
tı. 100 tane de il sağlık müdürlüğü buyruğuna. (Sayı ortaya
çıkmasın diye mi korkuyorlardı?) Yollanan maskelerden sü-
resi geçmiş olanlar vardı. Örneğin 2 yıl kullanma süresi var,
süre geçmiş! Kimseye, bu arada sağlıkçılara, kimseye kim-
yasal giysi verilmiyor. Bunların ederi 800.000 TL (Zaten ala-
maz!)
Atropil' denen antikor (karşınözdek) oluşturan madde yok-
tu. Bunu üreten 'Hepa' firması, 'cam şişe olmadığından
üretilemediğini' yazıyordu.
Görevlendirilen sağlıkçılar arasında emzikli çocuğu olan-
îar göze çarpıyordu. Bir bayan uzman İstanbul'dan Hakkâ-
ri'ye yollanmıştı. Telefonda dört yaşındaki çocuğu, şöyle
diyordu:
—Anne, ben sana küstüm! Sen beni bırakıp gittin! Senin-
le konuşmayacağım. Babamı veriyorum...
Eşleri yönetıci, polis, assubay olan bayanlar geri yollanı-
yorlardı. Bunlara 'torpilli' denıyordu. Torpilli olmayanlar da
eşlerıne öğütlüyorlardı:
—Sen de git, sayrıevine yat, rapor al!
Raporlar, bakanlıkta toplanıyordu.
Pakistan'dan alınan cerrahi' araçlar, kullanılamaz, iş gö-
remez durumdaydı. Cerrahlar şöyle diyorlardı:
—Derinin altına bir mermi gırse, ben çıkartamam. Araçlar
o denli kalıtesiz!
Gezici sayrıevine alınması gereken sobalar, illere yollan-
mamıştı. Biri şöyle dedi:
—En sağlıklı adamı seyyar hastanenin içine yatırsam, sa-
baha ölüsünü bulurum!
Koy Enstitülerini kapatan anlayış, bu yöreleri bakımsız, sağ-
lıksız bırakan anlayıştır. Şimdi taşıma suyla değirmen dön-
dürmeye uğraşılmaktadır. Halk yaşamı, yaşayan ölüler gibi
sürüklüyordu... insancıklarla birlikte, sağınlar, hemşirelerde •
savaşın içine ıtılmişlerdi. Rumen yazarı Zaharia Stancu'nun
(1902-1975) 'Yaşayan Ölüler' adlı yapıtı, ne düşündürücüdür.
Zaharia Stancu şöyle diyor.
'Savaşı daima bir afet olarak düsünmüşümdür. Ateş çizgi-
sinde boğuşanlar kadar, cephe gerisindekileri de kırıp geçi-
ren bir afet. Topyekûn öldürülenlerden sorumlu olan
çılgınların cezasını yenenler kampında da yenilenler kampın-
da da kadınlar, yaşlılar ve çocuklar-kısacası korunma olanak-.
larından yoksun bulunanlar-çekiyorlar..."
ÇALI§ANLAR1N
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"\eniden çalışmaya başladım"
SORLl: Ben, bir bankada emekli olup ayrıldıgımda kıdem taz-
minatımı aldım. Ancak aradan dört yıl geçtikten sonra
aynı işyerine emekli olarak ve SSK'ya r
o6 destekleme
fonu ödemek suretiyle yeniden çalışmaya başladım. Bn
işyerinden ayrıldığım takdirde, çabşmış olduğnm ikin-
ci süremin karşılığında yeniden tazminata hak kazanıp
kazanmayacagımın açıldanmasını bekliyorum. AJLZ
YAN1T İş Yasası'run "Kıdem tazminatı"na ilişkin koşullan be-
lirleyen 14. maddesine göre işçilerin yasayla kurulu "Kurum veya
sandıklardan yaşulık, emeklilik veya malullük aylığı yahut top-
tan ödeme almak amacıyla" iş akitlerini feshetmesi durumun-
da, kıdem tazminatı hakkı doğmaktadır.
Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık ayhğı alanlann ye-
niden ve SSK kapsamında çalışmaya başladıklarında iki seçe-
nekleri vardır.
Bunlardan birincisi yaşlılık aylıklarını kestirerek, ikincisi ise
yaşlılık aybklarını kestirmeksizin sosyal güvenlik destek primi
ödeyerek çalışmalarıdır.
Yaşlılık aylıklarını kestirerek çalışmaya başlayanlar, sigorta-
lı olarak % 5 hastalık sigortası ve % 9 malullük, yaşlıhk ve
ölüm sigortalan primi olarak toplam % 14 oranında prim öder-
kr.
Bir yandan yaşblık aylığı alıp diğer yandan çalışmayı sürdü-
renlerden °?o 6 sigortalı ve % 18 işveren payı olmak üzere top-
lam "?t 24 sosyal güvenlik destek primi kesilir.
Yaşblık aylıklarını kestirenlerin yazılı istek tarihlerine göre
"Yeniden yaşlılık aylığı hesaplamr ve bu a'ylık, önceden bağla-
nan yaşlılık ayhğından fazla ise hesaplanan yeni aybk üzerin-
den ödeme yapılır. Hesaplanan yeni aylığın eski ayhktan duşük
olması halinde, eski aylık esas alınır!'
Buna karşılık, yaşlılık aylıklarını kestirmeden sosyal güven-
lik destek primi ödeyerek çalısanların bu çalışmalan sigortalı-
lık süresinden sayılmaz. Bu çahşmalar diğer sosyal güvenlik
kurumlannda geçen sürelerle de birleştirilmez.
Yaşlılık aylıklarını kestirerek çalışanlar için yeniden yaşlılık
aybğı bağlanması söz konusudur. Bu nedenle de ikinci kez ça-
Lşmalan nedeniyle yeni aybklan bağlandığmda kıdem tazmi-
natı almalan da yasal haklarıdır.
Ancak yaşhbk aylıklarını kestirmeksizin, sosyal güvenlik des-
tek primi ödeyerek çalışanlar, ayrıldıklarında iş akitlerini "Yaş-
lılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak"
amacına dayalı feshetmedikleri için ve görüşümüze göre kıdem
tazminatı almalan da söz konusu değildir.