22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıoı Cumhunyeî Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırkeu adına Nadir Nadl 0 Gcne! Yayın Mudurü Hasan Ccmal. Mucss«e Mudu'u EniiK ijjaMıgU. >aii Işlerı M ıdüru Ok«> GOIKSMH. ( ) Haber Meıkezı Muduru talçııı Bayer. Sa>fa Duzcnı Yönetmenı \lı Acar 0 Temsılcıkr ANKARA \hmtl T«n. I2V1IR Hikmn Çtlmkaıa, ^ D \ S ^ Çttm \ığenoglu k Potrıka Cetal B*>t«gK. Dıs, Habtrlcr t»xu« B»ki, Ek 'tiomı Oflgiı T*rfeaa, Iş Se-ıdıka 'şmknn KclnKi. k_Etılr O t a l l s t e r VBKW Kumtu Bashajı Sıdir Nadi U anbui Haberlerı KnuJ KiHik Egu ~ G*IK*» Ş**1M, ^ur Habeflffi >ecdet Doftt, S-«t Dar >mjn AMtrikıdır tucHmaıt Okta« U t a L tılçift Bay*r H t a ü Y>n Wt.ar fcem* ÇabtkM Arai, rmı Şatan Mpav Duı<t,mc \Muü»h \ U K < # koordınator Ahatt I t o n h M % M a Ccmal. Hiknei Çrt,«k«vı O k . » Işer trot r^lut % Muhı^üc Bricnt VtMt 0 B J ^ ; Planlam- x * t i (Hmaabe>«otl« 0 Reklam \ J K Tontn 0 Ek >av rlar üowıtsta. Ljar Mmncn. İHua Hol>« Ak.ol 0 Jart H I M M I Gurer # [>ı«mc Ondcr CHık | b ^ ı I ^ T I Saıl latal 0 Persunt *>*•>•gı B»siaiu<o«lu Sctçuk. Alı Sinnnı. \kmet T»n Basom w Kr»flA Cumhun>ç! Maıbaaalık *e Gazcucılık T \ Ş Turkocagı Cad 39 41 34334 Is PK 2 « Imuıbnl Td 512 05 05 (20 tıaı) Tdtr I2146 F»x (II 526 60 "2 # Burotar 4,akara. Zıva Gökalp Blv tnkılap S- No 19 4 Td 133 II 41-4" TelCT 42344 Fax (4) 133 V- 6< % ttmır H Zna Blı 1352 S İ . J . Td 13 12 30. Tcta S2359 Fa» (51) 19 53 60 # A4taM. Inonu Cad 119 S No 1 Ka[ I Trt 19 37 52 (4 hat), Telcx 62155 Fa* (71) 19 25 78 TAKVİM: 20 ŞUBAT 1991 Irasak 5.21 Guneş- 6.46 Oğle: 12.23 Ikındr 15.20 Akşam: 17.50 Yatsı: 19.09 Akyol, YOK'e yenik düştüy şMilli Eğitim Bakam Akyol, geçen yıl karşı çıktığı ve YÖK'le kapışmasına yol açan "özel statülü üniversite"ye Cumhurbaşkanı Özal' baskısı sonucu boyun eğdi. ın HAKAN AYGÜN ANKARA — MüteveUi he- yetli "özel statü"deki univer- site modelinin TBMM genel kurulunda benimsenmesi ke- sinleşti. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol da, geçen yıl YÖK'le kapışmasına yol açan modeli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın desteği uzerine benim- semek zorunda kaldı. Henüz yasa değişikliği benimsenmedi- ği halde YÖK ve bakanlık, özal'ın adını alacak olan Ma- latya'daki üp fakultesi hastane- sine "özel statii" verilmesine olumlu göruş bildirdi. Akyol ile YÖK Başkanı Prof. Ihsan Doğramacı arasın- da geçen öğretim yüında patlak veren "YOK yasası savaşı"nı Doğramacı kazandı. Yeni yasa tartışması ilk olarak, Doğra- macı'nın, Milli Eğitim Komis- yonu Başkanı Prof. Kemal Karhan ile eski KTÜ Rektöru Prof. Kemal Giirüz'le ortakla- şa hazırladıkları ve Maliye Ba- kanı Adnan Kahveci tarafından desteklenen, unıver- siteleTde universite dışından ta- nınmış kişilerin yer alacağı mütevelli heyetleri oluşturul- masını öngören YÖK yasa tas- lağı ile gundeme geldi. Öğretim üyeleri ve rektörlerin buyuk ço- ğunluğu, taslağa "iiniversitele- re politika karışacağı" gerekçesiyle karşı çıktılar. öğ- retim uyelerinin yanında yer alan Akyol da, bütun yönetici- lerin öğretim üyeleri tarafından seçileceği "özerk iıniversite"- den yana olduğunu kaydetti. Yeni YÖK yasası hazırlayaca- ğraı belirten Akyol'a, Doğra- maa'nın etkısiyle göruş istediği üniversitelerden yanıt gelmedi Bu durum Akyol ile YÖK ara- sında "soğuk nugâriar" esme- sine yol açtı. Akyol, YÖK yasasını üniver- sitelerden göruş gelmezse ba- kanlık olarak hazırlayacak- larını bildirdi. Son olarak geçen yıl sonunda KKTC'de gerçekleşen Üniversiteler- aıası Kurul'da, üniversite- lerden tekrar görüş isteyen Akyol'a, aradan iki aya yakın zaman geçmesine karşın yıne göruş gelmedi. Bu sırada Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ı da ikna eden YÖK Başkanı Prof. Doğramacı, öğretim uyelerıne mütevelli heyetine karşı çıkma sözü veren Akyol'u zor durum- da bıraktı. Akyol'da bunun üzerine bazı üniversitelerde mütevelli heyetin denenmesi eğilimi ortaya çıktı. Akyol, özal'ın ısran ve mütevelli he- yetini benimseyen demeçleri üzerine konuya "sıcak" bak- mak zorunda kaldı. Doğramacı, son olarak Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Yusuf Bozkurt Ozal ile anlaşa- rak mütevelli heyetlı ozel sta- tude universite modelini öngoren YÖK yasası değişikli ğinin Plan ve Butçe Komısyo- nu'nda benimsenmesini sağladı. Değışiklik sırasında ABD'de bulunan Akyol, donü- şünde Başbakan Yddırun Ak- bulut'un desteğini alarak, değişikliğin genel kuruldan geri alınmasını sağladı. Ancak Yu- suf Bozkurt Özal'ın, Cumhur- başkanı ÖzaFla temasları sonucunda uzlaşmak zorunda kalan Akyol, yasa değişikliği tasarısına ban "rötuş"laria ra- zı oldu. Akyol, böylece yaklaşık bir yüdır YÖK'le surdürdugu sava- şı kaybetti. TBMM genel kuru- lunda önümuzdeki gunlerde ele alınacak yasa değişikliğinin be- nimsenmesi için artık hiçbir en- gel kalmadığı kaydedildi. Bunun son göstergesi ise Ma- latya'da İnönü Üniversitesı'ne bağlı olarak kurulacak olan Turgut Özal tıp fakultesi has- tanesine "özel slatü" verilme- sinin kararlastınlması oldu. TBMM'dekı yasa değişikliği benimsenmeden Özal'ın isteği uzerine bakanlık ve YÖK, cumhurbaşkanının adını taşı- yacak fakülte hastanesihe "özel statü" verümesıne olum- lu goruş bildirdi. Akyol'un ya- sa değışiklığıne TBMM'de "evet oyu" kullanacağı oğ- renildı. Ote yandan Akyol, son ola- rak Turk Demokrasi Vakfı'nda yaptığı konuşmada, çıktığı ta- rihten bu yana 50 kez değışti- rilen YOK yasasını yeniden eie almarun bır zorunluluk olduğu- nu ifade ettı. Akyol, mütevelli heyetli ozel statudeki universi- te modelinin kendisi yurtdışın- dayken Doğramacı'nın girişimleriyle komisyonda be- nimsenmesini de "YOK siırekli slalomlar çizi\ or. Bir bana bag- lı olduklarını söylu>orlar, bir de ben >okken çeşitli yasal diı- zenkmelerin peşinde koşuvor- lar. Ama sonunda benim dediğim olacak" diye değer- lendirdi. Uzun süre kullanılan sentetik kozmetikler, cildin işleyişini bozuyor Yüzler doğaya döndü RANSA Güzel bir cüde sahip olmak için şu noktalara dikkat etmeliyiz: 1- Sindirim sistemi iyi çalışmah. Kabızlık, cildi bozan en önemli etkenlerden biri. 2- Cinsel yaşam düzenli olmalı. İlişkideki doyumsuzluk da cilt düşmam. 3- Günde 8 bardak su içmeli. 4- Havasız ve sigara dumanlı yerlerden mümkün olduğunca uzak durmalı. SERPtL GÜNDÜZ An balı murau, plasenta, ba- lina yağı, kafurun, zambak, la- vanta, bergamut, kaplumbağa yağı, deniz kestanesi kabuğu, havuç, limon, ıhlamur, at kesta- nesi, dut yaprağı ve jojoba... Kozmetik urunlerinde kulla- nılan "dogal" maddelerden bir- kaçı. Günumuzde beslenmeden, ilaçlara uzanan "doğaya döniış" kozmetik urunlerinde de yaşanı- yor. Her canh, doğanın bir par- çası olduğuna göre insana uygu- lanacak kozmetiklerin de doğa- dan olması gerektiğini soylüyor "biyo-kozmetikçiler." Kozmetiğin doğal olması için petrol kökenli madde içermeme- si gerekiyor. Biyo-kozmetikçiler, kozmetiğin amacının cildin do- ğal işleyişine yardıma olması ge- rektiğini savunuyorlar. Sentetik kozmetikler uzun süre kullanıl- dığı zaman cildin doğal işleyişi- ni engeller hale geliyor. Atmosferdekı olumsuzluklar, ozon tabakasının delik olması, hava kirlıliği, ısı farkları, oksı- jen azbğı ve buyuk kentlerde ya- şam. Tum bunların ciltte yaptı- ğı "tahribat" buyuk... Pekı ne yapmalı? "Kargalar niye uzun ^ a r ? " diye bize soruyor kozmetik uz- manı Bayram Kiıtukçü. Yanıtı da şu: "Yediklerinin posasını hemen çıkardıkları için." Yani iyi bir cilt için oncelikle PÜRÜZSÜZ CtLT tÇtN MASKE — Özellikle bü>ük kentlerde yaşayan insanların cildi alkolsüz ve kimyasal katıksız bir temizlik sutü ile temizliğe gereksinim duyuyor. Bunun yanı sıra haftada bir kez maske de püriıısuz bir tene sahip olmak istevenlere önerilivor. sindirim sisteminin iyi çalışma- bardak su içilmesi, havasız ve si- sı gerekiyor. Düzenli ve zama- gara dumanlı yerlerden mümkun nında beslenme. Kabızlık cildi olduğunca uzak durulması. bozan baş etkenlerden birisi. Cildi guzelleştiren bir başka şey de düzenli cinsel yaşam... "Ancak" diyor Bayram Kıitiik- çu, "Cinsel Uişkide doyum ol- malı. Doyumsuzluk strese neden oluyor ve slres de cildin bozul- masının baş nedeni. Doyum bü- tun beynin, butun eklemlerin ve sinir sisteminin rahatlamasına yol açar. Rabatlamış viıcut ve beyin daha fazla kalsiyum ure- tir. Kalsiyum da cildin doğal tansiyonudur." tsviçre'de kozmetik kursu gö- ren Bayram Kütükçu 7 yıldan beri bu işle uğrasıyor. Kütükçü'nun guzel bir cilt için oteki onerılerı de gunde 8 Cilt bakımının bir "lüks" de- ğil, insanın kendisine saygısının bir ifadesi olduğunu söyleyen Aygül Akdemir, 15 yıldan be- ri estetisyen olarak çalışıyor. Al- manya'da 1 yıl kozmetik okuyan Akdemir'in 32 ayn kozmetik fir- masından sertifikası var. Akde- mir'e gore büluğ çağından son- ra herkes cilt bakımına önem vermeli. Büyuk kentlerde yaşayan in- sanların cıldinin temelde uç şe- ye gereksinimi olduğunu anlau- yor Akdemir. Alkolsüz ve kim- yasal katkısız bir temizlik sutü ve toniği ile yapılacak temizlik ve haftada bır uygulanacak maske. Korunmaya gereksinimi olan cildin nemlendirilerek ko- runması için ultraviyole ışmlan- nı filtre eden bir krem. 1leri yaş- larda besleyici krem. Bunlara ek olarak, nemini ve elas-*ikiyetini çok cabuk kaybeden göz altı için de göz kremi. Ancak göz altla- rındaki morlukların ve torba- lanmaların dolaşım bozukluğu ya da bobrek üstu bezlerinin ra- hatsız olmasından kaynaklana- bileceğıne dikkatı çeken Aygül Akdemir, kozmetik kullanma- dan once hekime gidilmesi ge- rektiğını, temel rahatsızlık gide- nldikten sonra göz kremi kulla- nılabileceğini belirtiyor. Peki doğaya dönen kozmetik- çiler üninlerinde neler kullanı- >or? "Degişik bitkiler kullanıyor- lar" dıyor Bayram Kütükçü. Oncelikle arı balı mumu ve es- kiden kullanılan balina yağı ye- rine Afrika'da yetişen jojoba bitkisinin yağı. Balina yağı yerine, köpek ba- lığı yağı kullanmaya başlamış kozmetik ureticileri. Ancak ay- nı performansı alamaymca Jo- joba bitkisi saptanmış ve cildin hücre içi sıvısını (sebum) denge- lediği için bu bitkiden yararla- mlmış. Deniz kaplumbağalannın katledilmeden kannlarından belli oranlarda alman yağlar da bıyo-kozmetikçilerin malzemele- rinden birisi. Kutukçünün açık- lamalarına göre, kaplumbağa yağı cilde "aktivite" kazandırıp hücre yenilenmesini hızlandırı- yor. Aynca bitkilerden kafurun, zambak, lav^nta, bergamut, de- niz kestanesi kabuğu, at kesta- nesi, havuç, limon, ıhlamur (en iyi vücut nemlendiricisi) ve dut yaprağı özu (yaşlanmayı gecik- tirici) cildin doğal işleyişine yar- dıma oluyor. Baynun Kütukçü, özellikle kozmetik ithalatçılan ve üretici- lerinin satış politikalanrun insan sağlığını ve güvenüıı hiçe saya- cak biçimde olmaması gerekti- ğini savunuyor ve kozmetikçile- rin insan sağhğı ve güvenini sağ- lamaya özen göstermesi gerek- tiğini söylüyor. Aynca daha çok satış yapmak kaygısıyla insanla- rın gereksinimi olmayan ya da kullanamayacakları urunlerin verümemesi gerektiğini savunu- yor. Kütükçü ve Akdemir, Turki- ye capında yaptıklan bir araştır- mada, Anadolu'da yaylada ya- şayan bir hanımla, kentte yaşa- yan bir hanımın ciltleri arasın- da fark olduğunu saptamışlar. Kentte yaşayan hanım sanayi toplumunun getirdiği sorunları yaşadığı için daha çok cilt bakı- mına gereksinme duyuyor. Araştırmalannda şu sonuçlara varmış Kütükçu ve Akdemir: Turkiye genehnde kadınların yüzde 30'unun cildi yağlı prob- lemli ve akneli. Yaklaşık yuzde 30"tı karma cilde sahip. Yuzde 15'inin ise cildi hassas. Bu kap- sama girenler daha çok Karade- niz Bölgesi'nde yoğunlaşıyor. Geriye kalanlar ise normal ve kuru cilde sahipler. Televîzyon orduyu dîzegetirdî MİNE G. SAULNIER PARİS — Körfez savaşmın başından beri Fransız televiz- yonculan ile Fransız ordusu ara- sında süren çatışma, dun televîz- yon kanallarının zaferiyle sona erdi. Savaşın mediatık yansımasını denetim altında tutan Askeri Basın Yaym Dairesi, son olarak Fransız televizyon ekiplerinin askeri kameraman ve kamera asistam ile çekim yapmaları zo- runluluğunu getirmişti. Fransa 1 nın en büyük 4 TV kanalı, "TF 1", "Antenne 2", "FR3", ve "La Cinq" bu son kısıtlama uzerine Fransız ordusunun hareketleri- ni ekranlara yansıtmama kararı aldılar. Görsel medyalann boykot ka- ran üzerine, Askeri Basın Yayın Dairesi (SIRPA) dun sabah son uygulamasını geri aldığını açık- ladı. Fransız televizyonları iste- dikleri ekip ve kendi kamera- manlanyla çalışmayı sürdure- cekler Mitterrand'ın yıldızı öte yandan şubat aymın 16. ve 17. günlerinde 946 kişi üze- rinde ömekleme yöntemiyle ger- çekleştirilen son kamuoyu yok- laması Fransızlarm Mitterrand'ı rekor duzeyde desteklediklerini ortaya koydu. Mitterrand, yurt- taşlannın %77'si tarafından destekleniyor ve bunlann arasm- da V«42'si "yüzde yuz" destek- liyor. Söz konusu oranlar, sava- şın başından beri Mitterrand'ın eriştiği en yüksek "yandaş" sko- ru. Fransızlar, ABD Başkanı Ge- orge Bush'u da %38 oranında "yüzde >üz" ve ^070 oranında da "genelinde" destekliyorlar. 1875'te İstanbul sokaklarıKültür Servisi — O zamanlar sakatat satıcıları sokaklarda gezerdi. Unlü Alman fotoğrafçı Guillaume Berggren'in objektifıne takılan da bunlardan biri. Yıl 1875, yer İstanbul. Almış ciğerleri, işkembeleri omzuna, duşmuş îstanbul sokaklarına. Birazdan çekışe çekişe bır pazarlık başlayacak. Hanımla satıcı elbet bir ortak noktada buluşurlar. Bu fotoğraf bugun Mimar Sınan Üniversitesi Resim Heykel Müzesi'nde açılacak "Asya'nın fatlı Kıvılarında" başlıkh fotoğraf sergisınde yer alan fotoğraflardan biri. Alman Kultür Merkezi'nın onculuğünde duzenlenen bu sergi 19. yüzyılın ikinci yarısında çekilmiş, izleyicilen Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki arkeolojik kalıntılar, çarşılar ve kentlerde uzun bir yolculuğa çıkaracak fotoğraflardan oluşuyor. Yalnız Istanbul'un gunluk yaşamından değıl Mısır'dan da çeşitli goruntulerin ver aldığı sergide Maxime du Camp, August Lorent, J. Pascal, Sebah, Berggren gıbi oncu fotoğrafçılarla fotoğraf tarihinin de bir kesiti sunuluyor boylece. -\dını J. W. Wıttmer'ın 1837 yılında yaptığı bır tablodan alan sergide 7 marta dek ılgınç ve gizemlı bır yolculuğa çıkılabilir. Özel çevreler için sekiz yönlti araştırma Göcek'te krom tesisinin yarattığı kirliliğin önemli bo>oıtlara ulaştığı belirtildi. Kekova'da altyapı eksikliğinin halk sağhğı açısından ciddi bir sorun oluşturduğu anlatıldı. HAKAN KARA tZMİR — Ege'de ozel çevre koruma kapsamına alınan dört alanla ilgili olarak Ege Üniver- sitesi Çevre Uygulama ve Araş- tırma Merkezi tarafından Baş- bakanlık Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanlığı'na sekiz araş- tırma projesi gönderildi. Çevre Uygulama ve Araştırma Merke- zi Başkanı Prof. Munir Özturk, saptanan bolgelerde gerçek bır korumanın sağlanabilmesı için alanların ekolojik ozellıklerinin bilinmesinin onem taşıd\ğını vurguladı. Altı bilim adamından oluşan bır ekip tarafından Ege*deki ozel çevre koruma bölgelerınde yapı- lan ön çahşmada, çeşitli sorun- lar saptandı. Göcek'te krom te- sisinin yarattığı kirliliğin önemli boyutlara ulaştığı, Kekova'da ise altyapı eksikliğinin halk sağhğı açısından ciddi bir sorun oluş- turduğu vurgulandı. Pamukka- le'de doğa harikası travertenle- rin uzerine yapılan oteller ve je- otermal sulann kullamıru onem- Burdur golunun umudu dikkuynık İZMİR (Camhurijet Ege BB- rosu) — Dunyada türu tukenme tehlikesiyle karşı karşı>a olan dikkuyruğun son sığınağı Bur- dur Golu. Dıkkuvruk ordekle- rinin dunyadaki toplam popü- lasyonu 12 ile 13 bin arasında tahmin ediliyor. Burdur Gölu'- nde 4 şubat tarihinde DHKD uzmanları tarafından yapılan sayımda ise gölde 10 bin 927 dikkuyruğun yaşadığı saptandı. Ancak dıkkuyruk son sığınağın- da da rahat değıl. Burdur Gö- lu'nde yoğun kırlenme en bu- yuk tehdidı oluşturuyor. Burdur Belediye Başkanı Ar- mağan İlci dıkkuyruklara "kurtancı" gözuyle baktıklanm belirterek. "Burdur Gölü gibi doğal bir guzelliğin koruma al- tına alınması, kirliliğin onlen- mesi için çabalarımız sonuçsuz kaldı" diyekonuştu. li bır sorun olarak ortaya kon- du. Gokova Korfezi'nde de sant- ralın çalışmaya başlaması duru- munda ortaya çıkacak kirülikten endişe duyulduğu belirtildi. lkı ay once kurulan Ege Unı- versitesi Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Özel Çevre Koruma Kurulu Baş- kanlığYna iletilen iki yıllık sekiz araştırma projesi, koruma böl- gelerindeki bitki onusünu, hay- van populasyonunu, halk sağlı- ğını tehdit edecek faktörleri, turizm-çevre ve tarım-çevre iliş- kısini sergileyıp sorunlara ihşkin çozüm onerısi getırmeye yöne- lik. Merkez Başkanı Prof. Öz- turk, bu çalışmalarla elde edile- cek bulguların saptanan bolge- lerde ne tur bir korumanın ger- çekleştirilmesi gerektiği sorusu- na yarut getıreceğıni belirtti. Ko- ruma çalışmalarının başarıya ulaşması açısından bölgelerin ekolojik değerlerinin iyi bilin- mesinin buyuk onem taşıdığını vurgulayan Prof. Ozturk, ger- çekleştirilen on çalışma sonucu koruma bolgelerinde saptanan sorunlar konusunda şu bilgileri verdi: "Kekova, doğal ve arkeolojik SİT. Burada hiçbir inşaata nıh- sat verilmemesine karşın birçok yerde inşaat yapılmış. Şimdi de altyapı sorunlan giderek artmış. Bölgeye gelen turist sayısı gide- rek artıyor. Ancak halk sağhğı açısından ilkel yöntemler uygu- lanıyor. Içme sulan sağlıksız, tu- valetler de oyle. Burada halk sağhğı açısından gerçekten önemli sorunlar var. Pamukka- le'de de sorunlar var. Bütiin alandaki otellerin acilen kaldı- nlması ve başka yeriere tasuuna- sı gerekir. Ancak oradaki vatan- daş ben 20 yıldır burada duru- yorum, nereye gideceğim di>e soruyor. Aynca burada beledi- ye oteli de var. Halk ise jeoter- mal suyun oteller tarafından tu- tulduğundan şikâyetçi. Su bana gelsin diyor. Bazılan bunu sula- mada kullanmak istiyor. Aynca bir yerde jeotermal suya insan dışkısı kanşıyor." Göcek'te bulunan krom fab- rikasından çıkan sızmtılann çev- re kirliüğine yol açtığını vurgu- layan Prof. Öztürk, "Bölgede >nşayanlar, aynı zamanda gö- nintü de bozan bn fabrikanın bir an once buradan kaldınlma- sını istiyorlar" dedi. TÜTAV'dan ödül • ANKARA (AA)— Türk Tanıtma Vakfı'nın (TÜTAV), Türkiye'nin dunyaya tanıtımına katkılan nedeniyle Italyan Türkolog Ord. Prof. Dr. Anna Masala'ya 1989 yıh ödülü, dun duzenlenen törenle verildi. TÜTAV Kultür Evi'nde yapılan törende konuşan TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş, Türkiye'nin dış dunyaya tanıtımına önemli katkılarda bulunan kişi ve kuruluşlara, 1985 yıhndan bu yana tanıtma ödülleri verildiğini hatırlattı. Baytaş, Roma Üniversitesi Türkiyat Enstitusü Başkanı Ord. Prof. Dr. Masala'nın mazereti nedeniyle 1989 yıh ödül törenine katılamadığını hatırlatarak törenin bu yuzden bugün düzenlendiğini söyledi. Borsa davası • tstanbul Haber Servisi — İTÜ Maçka bınasının 49 yılhğma Hazine"ce ÎMKB'ye kiralanması üzerine, İTÜ Rektörlüğü'nce İMKB ve Maliye Bakanlığı aleyhine açılan tapu kaydmın düzeltilmesi davasının görülmesine devam edildi. İstanbul Idare Mahkemesi ise 7 şubat 1991 tarihli duruşmada 2. kez, 9 aylığma yürutmeyi durdurma kararı verdi. Hazıne ve tMKB avukatlan mahkemeden bir an önce bir karara vanlmasını istediler. Mahkeme, tdare Mahkemesi'ndeki davanın sonucunun beklenmesi kararını verirken, İMKB ve Hazine avukatlannın sunduğu belgeyi "davayla ilgili olmadığı" gerekçesiyle kabul etmedi. Lambada yasaklandı • MANİLA (AA) — Brezilyalılann unlu lambada dansı, Filipinler'in guneyindeki bazı okullarda "fazla iç gıcıklayıcı" olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Bir gazetenin bildirdiğine göre geçen yıl Kaoma grubunun video İclibiyle tüm dunyaya salgın hastahk gibi yayılan ve gençleri "esir eden" kıvrak ve "seksi" Lambada dansı, güneydekı Zimboanga kenti belediye başkanı tarafından okullarda yasaklandı. Belediye Başkanı Vitaliano Agan, "Bu tur uçarı danslar, eğitsel kol etkinliklerinden çıkanlmah" dedi. 033'e günde 20 bin mesaj • ANKARA (AA)— Çağn cihazlarına mesaj gonderilmesine aracıhk eden 033 servisi, şehirlerarası üaet sistemine gore çalışıyor. Çağn cihazına mesaj göndermek isteyenler, bu servisle yapacakları bir dakikalık görüşme için 1400 lira odüyorlar. Mesajlar resmi tatil ve bayram günleri ile 18.00-08.00 saatleri arasında yazdınlırsa, göruşmenin dakikası için ödenecek ucret 800 liraya duşuyor. Çağn cihazlanna mesaj ucreti, mesajm uzunluğuna gore değil, 033 servisinin meşgul edildiği sure ile belirleniyor. Turkiye genelinde yaklaşık 27 bin çağrı abonesi bulunuyor. Bu abonelere günde ortalama 20 bin mesaj çekiüyor. Noel Baba'nın doğum yeri • ANTALYA (AA)— Akdeniz Üniversitesı Fen ve Edebiyat Fakultesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Fahrı Işık, Noel Baba'nın yeri olan Patara'da ortaya çıkanlabilecek bir yazıtın ileride buraya kutsal bir içerik kazandıracağmı ve Patara'yı Hıristıyanlann uğrak yeri haline getirebileceğini one sürdü. Fahri Işık yaptığı açıklamada, Noel Baba adıyla bilinen Aziz Nikolaus'un, l.ö. 12. yüzyıl belgelerine göre büyük olasılıkla İ.O. 4. yüzyılda Patara'da doğduğunu belirterek, "Ancak elimizde kesin belgeler yok. Noel Baba'nın Patara'da doğmadığını iddia edenler var. Eğer etkinliğini sürdurdüğü kiliselerden bınnde Azız Nikolaus'un burada doğduğunu kesinleştiren bir yazıt bulunabilirse, Patara, Hıristiyanlann, Nikolaus'la ilgili uğrak yeri olabilir. Bu Türk turizmi açısından da çok yararlı olur" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle