22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 SPOR 20ŞUBAT 1991. Merkez Hakem Komitesi Başkanı MuvahhitAfır'den eleştirilere tepki Hakemlere yüklenmeyinGazetelerde çıkan "Adaletin bu mu Sadık, Erman galip, kara cüppeliler" gibi eleştirilerin hakemlik müessesesine zarar verdiğini söyleyen MHK Başkanı Afır, "Eleştirinin de bir dozu olmalı. Avrupa'da böyle eleştiri yok" diye konuştu. Başarı ortalamasının yüzde 80 olduğunu ve hakemlerin maçın kaderini etkileyecek hatalar yapmadıklannı belirten Afır, "Hakem nadir bir çiçek gibidir, fazla koklarsanız solar, koklamazsanız gücenir. Ortasını bulmak gerek" dedi. ARİF K1Z3LYALIN "Erman gsfip", "Adaletin bu mu Sadık?", "Ka- ra cüppeiiler", "Ah şu hakcmkr", "Yeşü sahanın Saddam'ı." Evet, bu gazete başbkları, spor kamuoyunun şu anki gündemini oluşturuyor. Lvg ve kupa he- yecanının donığa çıkması üe birlikte başlayan ha- kem hatalan ve beraberinde gelen "sert" eleşti- riler, hem Merkez Hakem Kurulu'nu hem de ha- kemleri zor durumda bıraktı. Her maç sonrası gazetelerde hakemlere karşı yapılan eleştirileri üzüntü ik okuduğunu ve bu ttir yayınlarla hakeralik müessesesinin büyük za- rar gördüğünu söyleyen MHK Başkanı Muvata- fcit Afir, "Hakemlerin uzerine fazla gidiyorlar. Eleştiriye açıgız. ama bu kadan da fazla" dedi. Ligin ük yansının bitmesi üe birlikte duzenlenen seminerde, 1. ligde maç yöneten tüm hakemlere çeşitü uyanlarda bulunduklannı ve bu uyanla- nn karşıhğını da 2. yarının başlaması ile birlikte aldıklannı söyleyen MHK Başkanı, hakemlerin % 80 başarılı olduğunu kaydetti ve şöyle konuş- tu:. "Hakemterimizk yapüğımız diyaloglarda ha- talannı söyledik, uyardık ve 2. yan ile birlikte ay- m hatalan yinelememeye çahstüar. Ancak 2. dev- rede hedeflerin çogalması ve ligde sona gidildikce şampiyon-düşme mücadelesinin kızısması, heye- canı ve stresi arttırdı. Sonaç olarak da hakemle- re eleştiriler başladı. Gazetelerden okuyoruz, eleş- tiri alan hakemlerimiz çof unlukla takdir hakla- n nedeniyle yıpraülıyorlar. Bir pozisyon hakeme göre penalüdır, 9 kusurlu harekeıten biri vapıl- nuştır, penaltıyı verir; ama tribüııdeki adam karşı çıkar. Keza kartlarda da bir pozisyonda kart çı- kanr, daha sonra çıkaraaz; bu, hakemin takdir hakkMbr. Sezgisidir. BU eleştiriye açıgız, ama ya- pua olmak kaydı ile. Şİmdi birtaakemidüşanün, "Saddam, vicdansız' diyorlar. O hakem ertesi hafta yine maça çıkacak. Elbette bu eleştiriler- den etkilenir. Eleştirinin de bir dozu olmalı." Yabancı basıru sürekli olarak Izlediklerini ve hakemlere Türkiye'deki gibi hiçbir ülkede yük- lenilmediğini de kaydeden MHK Başkanı Afır, "Adamlar, iki satır, hakem kötü günündeydi di- yorlar ve olay bitiyor. Bizde ise günlerce yazıyor- lar da yazıyoriar. Bu işin bir orta nokUsı olma- h. Bir hakem dostum, 'Hakem, nadir biı çiçek gibidir, çok koklarsanız solar, ama koklamazsa- nız da gücenir' dedi. tşte biz futbol camiasında bu söztt benimsemeliyiz. Yoksa bu eieştirikrie bir yere vanlmaz" diye konuştu. Merkez Hakem Komitesi Başkanı Muvahhit Afir, şu an için hakemierin eleştirilere hedef ola- cak kadar kötü yönetim göstermediklerini, ak- sine büyiik eleştiriler alan İhsan Türe'nin, (G. Saray-Beşiktaş kupa maçını yönetmişti) 120 da- kika boyunca oyuna hâkim olduğunu da vurgu- layan Afir, "O maçta hakem Türe, bir futboku kadar koştu, yonıldu; maçın kaderini etkileye- cek bir haU da yapmadı. GalaUsaray'ın goiün- de top dışandan ortalandı deniyor, bunu yazan- lar herhalde kuralı bUmiyor. O pozisyonda haU varsa bile bu suç Türe'nin degü, o çizgiye bak- makla görrvli olan yan hakemindir" dedi. Afîr, şu an hakemler açısmdan bir önleme gerek ol- madvğım, ancak hata oranımn artması halinde baa hakemleriH dinlendirüebUeceğim de belirtti. Baa takım yöneticilerinin gazetelere verdikleri, "Futbolcumuzu hakemler hiç kommuyor" şek- lindeki demeçlere de bir anlam veremediğini kay- deden Afir, sözlerini şöyle noktaladı: "Dünya- nın her yerinde ayagında fazla top tutan oyunca sertlige maruz kalır. Hakem, kaat varsa elbet ih- tarda balnnur ve karünı kuUamr." Ertelememaçları bugünoynanıyor F. Bahçe, Boluspor; G. Saray, Zeytinburnuspor ve Sanyer de Bakırköyspor önünde puan arayacak. Maçların başlama saati 14.00. Spor Servisi — Yoğun kar ve kötü hava koşullan nedeniyie ertelenen Galatasaray- Zeytinburnu, Fenerbahçe- Boluspor ve Bakırköyspor- Sarıyer maçları bugün oynanı- yor. Lig fıkstürü geregi 2-3 şubat tarihlerinde oynanması gere- ken, ancak Futbol Federasyo- nu tarafından bugüne alınan 17. hafta maçları saat 14.00'te başlayacak. Magic-Box, G. Saray-Z. Burnu ve F. Bahçe- Bolu maçlannı dönüşümlü ola- rak naklen yayımlayacak. G. Saray - Zeytmburnu Erteleme maçlarının en Snemlisi, kuşkusuz şampiyon- luk mücadeksi veren Galatasa- ray ile ligin dibinden kurtul- mak için çabalayan Zeytinbur- nuspor arasındaki karşılaşma. 2. yanya çok kötü bir giriş. ya- pan ve 5 puanhk farkı eritip zirveyi Beşiktaş'a kaptıran Ga- latasaray, bugünkü 90 dakika- da şeytanın bacağını kırmak için sahaya çıkacak. G. Antep yenügisi sonrası kanşan ve tek- nik direktör YılmazVücetürk'- ün görevine son veren Zeytin- bumuspor ise bu karşılaşmada •var olma savaşımı' verecek. Ali Sami Yen Stadı'nda oyna- nacak karşılaşma saat 14.00'te başlayacak. Maçı Yüksel Ok- çnoğlu yönetecek. F. Bahçe-Bolu tkinci yanya iyi bir giriş ya- pan ve 3 maçta 3 galibiyet elde eden Fenerbahçe bugün Bolu- spor'la karşı karşıya geliyor. Tehükeli bölgeye girmemek için mucadele veren Boluspor ile Fenerbahçe arasındaki maç saat 14.00'te başlayacak. F. Bahçe Stadı'ndaki karşılaşma- run hakemi Ethem Atasoy. Bakirköy-Sanyer Bugün bir başka erteleme maçı ise Bakırköyspor ile San- yer arasmda oynanacak. Kupa- ya çeyrek fınalde veda eden iki ekip arasındaki maç saat' 14.00'de Şenlikköy Stadı'nda yapüacak. Karşüaşmayı Yusuf Namoğlu yönetecek. tki maç TVMe Magic-Box, G. Saray-Z. Burnu, F. Bahçe-Bolu maçla- nnı dönüşümlü olarak yayım- layacak. Aynca üç maç da rad- yodan yayımlanacak. KARMATOTO 7 «onyı-GJmd» t^Bumu-Aydn 12.YWM-G0Pl»â m 16ÇUbuk-SM5 1-0 1-0-2 1-0 1-0 2-0-1 2-0-1 1-0 0-1 1 2-0 7-0 1-0 i-« 1-0 1-fl 1-2-0 1 i-o-a 1-0 1 2-0 2*1 1-0 1-0 1 2-0 2 1 1-0-2 1-0-2 1-0 1 1 1-0 1-0 1 2-0 0-14 1-0 1 0-1-2 0-2 0-2 1 1 1-0-2 1 1 1 0-1 0-1 1 0-2-1 0-2-1 1 1 0 0-2 0 0-1 1 0-1-2 0-1 1 1 1*2 1-0 1-0 2-1-0 04 1-2-0 1-0 1 2-0 2 1 1-0 2-1 1 1 1 1-0 1-0 1 2-0 0-2-1 0 0 \ 2-0 2-0 1 1 2*1 1 1 0-1-2 1-0 1 24 2-0 1-0 1-0 1-0 2-0 2 1 1 0-2-1 0-2-1 0 SPORUN YAŞI YOK — 42 yaşındaki Ata ve 35'lik DUnya, 20 yaşındaki Murat ve Nasip ile aym takımda mucadele ederken Yeşfl- yurt Kulübü'nüH 35 yaşındaki aa Yasemin de 1976 dogumlu Çigdem ve Aylin ile aynı formayı giyiyor. Takım arkadaşları çocuklanyaşında Voleybolda iki nesilbir arada F. Bahçeli Ata Onar ve Dünya Baltacıoğlu ile Yeşilyurt kulübü voleybolculanndan Yasemin Ersöz voleybola başladığında takım arkadaşlarından bazılan daha dünyaya gözlerini açmamıştı. ALEV ANAKÖK Zaman kavramı çok değişik şekillerde yorumlanır. Bazı kişiler geçmeyen zamandan yakınırken bazılan da zamanın hızla akıp gitmesinden şikâyet ederler. Aslında iki gnıp da hakhdır. Şartlara göre bu konudaki yonım sürekli değışebilir. Ne var ki sporcular için zamanın değeri ilginç bir seyir izler. Yaşlan ilerledikçe belki fıziki yönden zorlanırlar, ama teknik yönden daha iyiye ulaşırken yıllann verdiği deneyimleri en büyük kazançlandır. Hatta öyle bir an gelir ki bazı takımlarda yan yaşındaki gençlerle mucadele eden sporculara rastlanır. lşte bunlann başuıda da Fenerbahçe'den Ata Onar ile Dünya Baltacıoğlu ve Yeşilyurt'tan Yasemin Ersöz gelir. Onlaıa sorarsanız söyleyecekleri şey aymdır. "Zaman ve yaşın ne önemi var, önemli olan insanın gönlünün genç olmasıdır." Onlara hak vermemek elde değil. Şu anda 42 yaşındaki Ata ile 35 yaşındaki Dünya, 20 yaşındaki Murat ve Nasip ile aynı takımda yan yana oynuyorlar. Bu iki genç oyuncunun yaş toplamlan Ata'ya yetişmelerine yetmiyor. Bu konuda en güzel espriyi zaman zaman Dünya yapıyor ve Murat ile Nasip'e dönerek "Ben voleybola başlsdıgımda sider daha dogmamıştınız bile"diyor. Doğru söze ne denir. Gerçekten de Dünya'nın spora 13 yaşında başladığını düşünürsek Murat Dünya'ya "Merhaba" dediğinde Dünya 3, Ata ise 8 yıllık sporcuydu. Yeşüyurt'un başanlı oyuncusu Yasemin Ersöz 35 yaşında. Takım arkadaşlan Çiğdem ve Aylin 1976 doğumlu. Yani 14 yaşındalar. Onlar doğduğunda Yasemin 7-8 yılhk sporcuydu. Şimdi onlar aynı forma ile takımlanrun başansı için mucadele ediyorlar. Böyle olunca gel de bu sporculan, bu yaşlanna karşın spora devam etmeleri nedeniyle alkışlamadan dur. Sanırım sizler de benimle aynı fıkirdesinizdir. Cumartesi iki naklen yayın • Spor Servisi— Cumartesi günune alınan Karşıyaka-Adanaspor ve Beşiktaş-Bolu maçlan TV'den naklen yayımlanacak. TKT, Karşıyaka-Adanaspor, Magic Box da Beşiktaş- Bolu maçlannı ekrana getirecek. Aynca Futbol Federasyonu dün aldığı kararla daha önceden cumartesi gününe alınan Trabzon - G. Birliği maçını yeniden pazar günune kaydırdı. Rövanş TürkiyeVie • ANKARA (AA) — Devlet Bakanı Ismet özarslan, Eti Bisküvileri eltopu takımının Almanya'nın TV Grossawallstadt takımı ile rövanşı Türkiye*de oynayacağını bildirdi. özarslan, yaptığı yazıh açıklamada, girişimler sonucunda, Almanya Dışişleri Bakanlığı'nm rövanş karşılaşması ile ilgili olarak Uluslararası Hentbol Federasyonu'na bilgi verdiğini belirtti. Yerüci ilk 30 9 da • Spor Servisi— Castrol Ralli ekibinin pilotu Emıe Yerlici Uluslararası Otomobil Sporlan Federasyonu tarafından verilen B sınıfı sürücü unvanı ile dünyanın en iyi ilk 30'u arasına girdi. Loto devretti • Spor Servisi— Spor- Loto'nun 26. haftasında 8 bilen çıkmayınca 1 milyar 95 milyon lira bir sonraki haftaya devretti. 7 bilen 35 kişi ise 26'şar milyon lira kazandı. G.SARAY UMUTLU Denizli: Kazanmak zorundayız Spor Servisi — Erteleme tnaçında bugun Zey- tinburnuspor ile oynayacak Galatasaray, hazır- hklarını tamamlayarak maç saatini beklemeye başladı. Sakat olan Muhammed, Zeytinburauspor ma- çı kadrosunda yer almazken, grip olan Metin'in durumu bugün kesinlik kazanacak. Aynca Zey- tinbumuspor tnaçında Metin'in yerine sol kanat- ta luga/uı, Muhammed'in yerine ise Erdal'm gö- rev yapacağı bildirildi. Teknik Direktör Mustafa Denizli, Zeytinbur- nuspor maçında ahnacak bir galibiyetin Galata- saray'ı yeniden eski günlerine döndüreceğini be- lirterek "Rakibimizi yenerek bir an evvel içinde bulunduğumuz kötü psikozdan kurtulmak ve iyi günlere dognı yol almak amacındayız, kazanmak zorundayız" dedi. Galatasaray antrenmanını Futbol Şubesi So- rumlusu Yurdaşen Karahasan ile birlikte izleyen Kulüp Başkanı Alp Yalman, tesislerde takımın son durumu hakkında gazetecilerin sorulannı ce- vapladı. Yalman, oynanan maçlarda Galatasaraylı fut bolculann sert hareketlere maruz kaldıklannı bi direrek "Hakemler çifte standart uyguluyor" de- di. Borç 17.5 miiyar Galatasaray'ın 1991 yılı bütçesinin 51 milyar lira, 1990 yüından kalan borç miktannın ise 17.5 DENİZLİ — CSaray Teknik Direktörii DenizU, milyar lira olduğu bildirildi. 'Gol atamıyoruz' diyor. (Mustafa Ersoy) Hiddink*in bugünkü maçta gönev vermesi bekleniyor F.Bahçe'de gözler Semih'te Spor Servisi — Fenerbahçe'- de gözler Semih'e çevrildi.. Uzun bir süre yedek bekleyen genç fut- bolcu ile 3 günden bu yana özel olarak ilgilenen teknik direktör Guus Hiddink bugünkü Bolu- spor maçında büyük olasıhkla Semih'i ilk ll'de sahaya sürecek. Yönetim Kurulu üyelerinin de Semih'in oynaması için teknik kadro ile görüştügü öğrenilir- ken, Rıdvan'ın Boluspor'a kar- şı forma giymeyeceği bildirildi. Boluspor maçı ile ilgili olarak görüşlerini açıklayan Fenerbah- çe Teknik Direktöru Hiddink, "Zor maç olacak. Boluspor li- gin iyi futbol oynayan takımla- nndan biri" dedi. Bu arada Fenerbahçeü futbol- culara 3'er milyonluk Sanyer maçı primleri dağıtıldı. Aliço sakat Basketbol takımının oyun ku- rucusu An Limoncuoğlu (Aliço) bileğinden sakatlandı. Ayagı bandaja alınan tecrübeli oyun- cunun bu hafta oynayamayaca- ğı belirtildi. Yorumlara eleştiri ÖMER O2AN (Miili Basketbol Hakemi) Cumhuriyet gazetesinin ciddiyetini, 1 Şubat 1991 tarihinde yolladığım yanyı yayınlamakla bir kere daha ispat ettiğiniz için tesekkür ederim. Ancak "Basket Yorum" kösesinde Sn. Ahmet Kurt'un yazılan beni ve gıyabımda hakem camiasını suçlaya- cak şekilde çıktığı sürece galiba ben de içinizden biri olacağım. Geçen yazımda belirttiğim ve kendisine telefonda söylediğim gibi her zaman tartışmaya ve eleştirilere açığun. Fakat kendi yaz- dığı ve olayı tam bUmediği için yanlış yorum yaptığı bir yazısı tarafımdan eleştirildiği için kabullenememiş ve ikinci yazısını tüm hakem camiasını suçlayan, itham eden bir şekilde yazmış- tu-. Bir kişinin, yanlış şekilde eleştirildiği zaman cevap hakkını kullanması; eleştiriye açık olamayan, dedığim dedik bir kişi ol- duğunu mu gösterir? Bir spor yazan tabu mudur ki, haksız eleş- tiriye ufradığma inanan bir hakem, olayı doğru bir şekilde an- lattıgı için eleştiriliyor? Sn. Kurt'un yazdıgı gibi "Kurallar yo- ruma açık ise, yorumlar da eleştiriye açık olmahdır:' Hakemler tombaladan çıkmıyor, sporun içinden geliyor. Şah- sım adına şunu söyleyebilirim ki 1959 yılında basketbola başla- dım. Kendi çapımda bir sporculuk (Demirlibahçe, Yenişehir, Jan- darmagücü, Mülkiye) ve iki yıl da antrenörluk yasamımdan son- ra basketbol hakeraliğine başladım. Hakem arkadaşlanmın geç- mişi de benzerdir, dolayısı ile hiçbirimiz spor camiasından ay- n, yöneticiler ve sporcular üe birlikte olmaktan çekinen kişiler değiliz. Deplasmanda çogu zaman yöneticiler, oyuncular ve ha- kemler aynı uçakla seyahat etmekte, aynı otelde kalmakta, maç- tan sonra maç kritiği birlikte yapılmakudır. Sn. Kurt'un çiz- meye çalıştığı tabloda hakemler kimseyi yamna yaklaştırmayan, tartışmayan kişiler gibi gösterihnektedir. Bunun hatalı bir dü- şunce olduğunu, hakemlerin de sporun içinde kişiler olduğunu bilmesi gerekir. Basketbol hakemliği, kişilerin kendi özel yaşamlan ve mes- lekleri dışmda boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları amatörce bir hobidir, gelir kaynağı ve kendisini tatmin yolu de- ğildir. Sn. Kurt bazı hakemlerin basketbol dışındaki hayata na- sd uyum sağladıklannı merak ettiğini yazıyor. Her insan gibi bizlerin de bir sosyal ve özel yaşantınuz var ve çoğumuzun güç gösterisine girmek gibi bir çabamız yok. Üstelik hakemlik, ya- şantunızın çok az bir bölumünde yer alıyor. Dolayısıyla Sn. Kurt'un tabiri ile 'tarüşılmaz sandıgunız gücümüz'ü bir ahşkan- lık haline getirip günlük yaşantımıza uygulamaya çahşmamız biraz gerçek dışı olur herhalde. Sn. Kurt'a hakemlerin eğitimi için bir video kasetinin hazu"- landığını telefon görüşmemizde ben söyledim. Ama "bunu ha- kemlerden başka gören yok" diye yazması, konuyu araştırma- dığını sadece duyduklan ile yetindiğini ve duygusal davranışlar içinde olduğunu göstermektedir. Söz konusu kasetin hazır olup olmadığmı bilmediğim gibi, gizlice değil, gazeteci yazar Sn. Te- oman Güray'ın yardımı ile hazırlanmaktadır. Sn. Kurt ile bu tür bir yazışma içine girmek istemezdim, ama gerekçesini bUmeden yanlış yonımladığı bir karan eleştirmekle kalmayıp şahsımı kullanarak saygınlığı olan bir camiayı bu şe- kilde eleştirmesi hakikaten üzücüdür. Bu yazı eleştiriye taham- mülsüzlükten değil, okurlann bu tür konularda tek taraflı yo- rumlara kapılmamalan amacı ile yazıldı. Sn. Kurt'un kafasında hakemlerle ilgili kanşık düşüncelerin aydınlığa kavuşturulması için her türlü yardıma hazınm. HAJbv lALIK ABDÜLKADÎR YÜCELMAN Çift mi, tek mi? Çeyrek fınalde Beşıktaş KU- padan elenince kupa maçla- nnda yine eskiden olduğu gi- bi "çift maça dönülsün" gö- rüşü gündeme geldi. Kupada maçlar yıllardır hep çift maç olarak oynanır- dı. Oysa son yıllarda birkac A/rupa ülkesı, özellikle de Al- man sistemi benimsenince kupa maçları teke indi. Gerçi kupada tek maç he- yecan ve hırs getiriyor; ilk ma- çın bir formalite olmasından ötürü, "nasıl olsa ikinci maç var" görüşü kupadaki heye- canı düşürüyordu. Ama bir de ortada heyecanı bastvnp, ku- lüplerin mali bitikliğine tuz bi- ber ekecek bir durum söz ko- nusu. Çünkû kupada tek maç kulüplere bazı sorunlar da getirdi. Bu sorunların en belirgini tek maç nedeniyle naklen ya- yın konusunda. Örnegin Fenerbahçe-Sarıyer maçın- da; karşılaşma Fenerbahçe stadında oynandığı ve itk ku- ra çekiminde Fenerbahçe'nin adı çıktığı için naklen yayını Magic Box gerçekleştirdi ve parayı da Fenerbahçe aldı. Ya Sanyer... O da hava aldı. Sa- nyer'ın r&razının, Magic Box'a karşı tutanaklar hazırlanması gibi önlemlenn nasıl sonuçla- nacağı belli değil. Ama bu ülkede adalet ve yargıçlar varsa Sanyer'in de naklen yayında hakkı olduğu kabul edılecektir. Eğer kura- da Fenerbahçe'nin adı yerine Sanyer'in adı önce çıksaydı, o zaman maçı TRT mi vere- cekti? Ve acaba o zaman Fe- nerbahçe yayın hakkı istemi- yecek miydi? O da yanlış çünkü o durumda da Fener- bahçe'nin yayın hakkı isteme- si kadar doğal bir şey ola- mazd». Sonuç olarak kurada bir takımın adının önce veya sonra çıkması bir kulübe mil- yonlara mal olmamalıdır. Aynı şekilde Trabzonspor - Bakırköyspor maçını düşüne- lim. Ve tabii Ankaragücü - Ay- dınspor maçını da. Eğer TRT isteseydi bu iki maçı da nak- len yaymlayabiürdi. Ama on- da da 3 büyükler tutkusu var. 3 büyükler olmazsa naklen yayına itibar etmryor. Gelelim konumuza, eğer TRT bu iki maçı da yayınlasaydı naklen Vayın için sadece Trabzon- spor'a ve Ankaragücü'ne mi para ödeyecekti? Tek maç ol- duğuna, Bakırköyspor ile Ay- dınspor elendiklerine göre bu iki takımın maçı naklen yayın- landığı halde tek kuruş para alamamalan biraz insafsızlık ve de adalet ölçüleri dışına çı- kan bir değerlendirme olmu- yor mu? İşte kupada tek maçın or- taya koyduğu sakıncalardan birisi bu. Gelelim ikinci soruna. Maç tek olduğuna göre maçı kaza- nan hasılatın yüzde 60'ını, kaybeden yüzde 40'ını alıyor. Yani bir maç oynanıyor ve ha- sılat payiaşılıyor. Bir kupa ma- çı bir takımın beklediği en bü- yük gelir kaynağıdır. Ligdeki sıradan maçlara pek itibar et- meyen taraftar kupa maçlan- nı kaçırmaz. Kupadaki tek maçın ortaya çtkardığı ikinci sorun işte bu parasal sorun- dur. Tek maçın hasılatını iki- ye bölmek yerine iki maçtaki gelir düşünülürse kulüplerin kaybının nice olduğu ve ku- lüplerin neden bangır bangır bağırdıkları anlasılır. Kupa maçlarındaki çift kar- şılaşma için eğer ligin arasın- da "yorgunluk" öne sürülü- yorsa bir yıl içinde 30 maç ya- pan takımlarımızın Avrupa öl- çülerine göre fazla istirahat ettikleri gerçeğini gözardı et- memek gerekiyor. Bir Avrupa takımı olmak isteniliyorsa bir sezonda 50'ye varan maç sa- yısından şikâyetçi olmamak ön koşuldur. Kupa maçlan tek maç ola- rak mı kalmalı, yoksa eskiye dönüş yapıp yeniden çiftleş- tirilmeli mi? İki uygulamanın da iyi ve kötü yanları olabilir. Ama biz görüşümüzü belirtir- ken kararın kulüplerin teknik yönetıcileri tarafından saptan- ması gerekir ki Futbol Fede- rasyonu'nun bu soruna bir anket ya da bir paneile çö- züm getirmesi en doğal yol- dur. A Doktor gözetiminde Kupanın çeyrek final maçlarında görevli olanlar tribünde, gazetede görevli olan spor servisi elemanlarımız ise ekran başında heyecanlı dakikalar yaşadılar. 120 dakika boyunca renkten renge giren spor servisi elemanlannın yani sıra gazetemizin diğer servıslerınden çalışanlar da ekran başına doluşunca Erdal Ağabey (Dr. Erdal Atabek) heyecan dakikalarında zaman zaman duruma el koymak zorunda kaldı. Bundan böyle doktor gözetiminde maç izlenmesine karar verilirken diyoruz ki, "Fenerbahçe'nin kaçırdığı gol pozisyonlarında Erdal Ağabeyimizi kim gözetecek?" Tanju ve Divan Galatasaray Divanı, Tanju- yu sorguya çekmiş. Bu haber gelince önce inanamadık, Galatasaray muhabiri Musta- fa Ersoy, "Dogrudur, kelime- si kelimesine" deyince de şaşırıp kaldık. Galatasaray gi- bi bir kulübün Tanju'yu sorgu- ya çekmesi koskoca divanın magazin basını gibi düşün- mesi demektir. Oysa Tanju, "Hülya için beni sorguya çekeceklerini bilseydim grt- mezdirn" diyordu. Gerçekten de Tanju'yu sorguya çekmek divanın işi değiidir. Diyelim ki Tanju divanın çağrısına git- medi, ne olacaktı? Tabii olay büyuyecek, Tanju'nun belden aşağısı ile ilgili bilgi alamadı- ğı için tarihi Galatasaray Di- vanı ne hallere düşecekti. Di- van bilgi almak istıyorsa Mus- tafa Denizli'yi bile davet ede- msz, onun muhatabı ya yöne- tim kurulu başkanı ya da yi- ne yönetim kurulundan futbol şube sorumlusu olmahdır. Gerek futbolcular gerekse teknik direktör veya diğer tek- nik adamlar Galatasaray yö- netimi ile sözleşme yapmış- lardır ve onları sorguya çeke- cek olan birim de yönetim ku- ruludur Gerekirse futbolcuya ya da teknik adamlara ceza verebilir. En azından sözleş- melerini uzatmaz. Ve bütün bunlar divanın dışında geli- şen olaylardır. Doğrusu magazin basını gibi düşünen Galatasaray Di- van Heyeti'nin bir kez daha böyiesine bir hataya düşrne- yeceği inana içindeyiz. Oğuz'a sarı kart Oğuz, futbol yaşamı içinde ilk sarı kartını Konyaspor ma- çındajördü. Hakem bu efen- di futbolcuya sarı kartı neden gösterdi biliyor musunuz? Düdüğünü duymadan ser- best atış yaptığı için. Oğuz'un sarı kart görmesi önemli değil, ama bir hake- min sarı kartı ne zaman ve ne durumda göstermesi gerekti- ği önemli. Oysa sahada bir- birlerine kıyasıya vuran fut- bolculara hakemler kart çıkar- mak ne kelime "çıt" bile çı- karmıyorlar. Sarı kart çtkar- manın ne ifade ettiğini bilen hakem de var, bilmeyen ha- kem de. Sarı kart bir futbolcuya uya- rıdır, bir daha aynı hareketi yapmaması içindir. Ama efen- diliğin sembolü olan futbolcu- lara "ben kimseyi tanımam" deyip gövde gösterisine giri- şen hakemler bula bula diş- lerine göre adam buluyorlar sahada. Ve gerçek kasapları görmüyorlar. Hakemin görevi 90 dakikayı bitirmektir, ama sağlıklı ve adil bir şekilde. Bu unutulmasın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle