Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ŞUBAT 1991 HABERLERtN DEVAMI CUMHURİYET/17
OLAyLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK
(Baştarafı 1. Sayfada)
"Yetim Hüsnü" de yok mu!..
Oysa Sayın Cumhurbaşkanımı-
zın ailesi, yeğen Hüsnü Doğan'ı
öğretimi sırasında elinden tutup
okutmustur. Efendim, besle kar-
gayı, oysun gözünü!.. Ne yazık
ki hükümetin haddini bilmez
dört bakanı ile birlikte kimi
ANAP'lılar da Semra Özal'a
karşı çıkmak gafletine düşmüş-
lerdir. Cumhurbaşkammızın sa-
yın eşine harjgi cüretle
"istemezük" dıyebilirler?..
"Asilmilletimiz", Sayın ÖzaV-
ın televizyon konuşmasmı hay-
ret ve dehsetle izleyerek olacak-
ları beklemeye başlamıştır. Çun-
kü şimdiye dek Cumhurbaşka-
mmızın üstüne ant içtiği anaya-
sal tarafsızhğı, partiler yelpaze-
sinde ANAP'ı tutmak çerçeve-
sinde kalmıştı; bundan böyle ik-
tidarpartisi ANAP'ın içinde, eşi
Semra Hanım'ın bulunduğu ka-
nadı tutarak hizipçılik yapan
Özal, kendısini "tam tarafsız"
olarak konuşlandıracaktır.
Devlet televizyonunda boy
gösteren "aile boyu " demokra-
simizin iç kavgaları karşısmda
Cumhuriyet devletınm artık
göçtüğü korkusuna kapılma-
mak olanaksızdır. Bakırköy
Akıl Hastanesi'nin kapısında
"En büyük hazinemiz
akhmızdtr" diye yazar. Ana mu-
halefet lideri Sayın Inönü -belki
de bir çağrışımla- son Çankaya
depremi karşısında "Aklımızı
korumak için çaba harcıyoruz"
demistir. DYP lideri Sayın De-
mirel ise "bir Evita projesi var"
diyerek Semra Hanım olaymın
altını çizmişıir.
Her türlü ölçüyu aşarak geli-
şen olaylar ülkeyi nereye süruk-
leyecektır? ANAP'ın Istanbul-
daki ilçelerine giren Çankaya
1
nın ulusal yaşamdaki rolû ne
olacaktır? Cumhurbaşkanı, içti-
ği "ant"a hiç mi değer vermiyor,
hiç mi bağlı değildir? TC Âna-
yasası Çankaya'da geçerli değil
midir? Turkiye "aile boyu" re-
jimin içine sığabilecek mıdir?
Kımi zaman sorulan sorular,
yanıtlarından da önemlidir.
Eğer ulkenin ve halkın yasamın-
da bir cumhurbaşkanı bu soru-
ların ortaya çıkmasının "sebebi"
ise çok ciddı ve ağır bir durum
var demektir. Olayın "gülmece"
yanı ne kadar ağır bassa da "fa-
cia"nın boyutları azımsanamaz.
• • •
ADANA
HİPODROMIPNDAN
FÎKRET DAĞLIOĞLU
Jer şanslı
1. AYAK: Düzgun formu ve
tecrübesi ile Esenfırtına yanşın
en şanslı ismi.
2. AYAK: Bu haftaki pist ça-
lışmalannda çok iyi görünen
Kırarat'ın, müsait kilosu ile bi-
rincüiğe uzanacağını varsayıyo-
ruz.
3. AYAK: Idmanlarında goz
dolduran Jer ve Iskoçyalı ara-
sındaki sıkı mücadele, yanşın
birincisini belirleyecektir.
4. AYAK: Bulduğu düzgun
formunu muhafaza ede Gülse-
ren 1 ile Gokpınar, birincilik
mücadelesi verecekler.
5. AYAK: B Grubu Arap at-
lannın katıldığı bu yarışta ha-
zırlıklannda iyi görünen Arat,
Baba 1 ve Kayra ön planda dü-
şünülecek atlar.
6. AYAK: Son ıdman ve
form durumlarına gore başta
Akifbey, daha sonra Sırdaş,
Asuman ve Adlan kuponlarda
bulunmalı.
TAHMEVLER
1. KOŞU: F: Erdal 1 (3), P:
Karagümruklu (4), PP: Akan-
sel (2).
2. KOŞU: F: Shehzade (1), P:
Sabır 1 (2), PP: Melikehan (4).
3. KOŞU: F: Esenfırtma (4),
P: Çaldıran 4 (2), S: Enginbey
(3).
4. KOŞU: F: Kırarat (8), P:
Selin 1 (10), PP: Belde 1 (1), S:
Hücum 9 (3).
5. KOŞU: F: Jer (5), P: İs-
koçyah (1), PP: Yetti (3), S: Si-
bel 11 (12).
6. KOŞU: F: Gülseren (2), P:
Gokpınar (8), PP: Sedam (10),
S: Okeyim (1).
7. KOŞU: F: Arat (10), P:
Baba 1 (4), PP: Kayra (7), PP:
Altuğ (1), S: Hazar 1 (6).
8. KOŞU: F: Akifbey (5), P:
Sırdaş (7), PP: Asuman (10), S:
Adlan (1).
OzaTa Diyarbakırda soğuk karşılama
VEFATLAR
İÇİN
Yurtıçı, yurtdşı cenaze nakle-
dilir, cenaze ılaçiama, malzeme,
tabut. bütün işlemler hassası-
yetle, suratle yapılır Işletmede
aynca 18 ambülans mevcuttur
Cenaze ılanlarında hızmet be-
deli alınmaz
İSLAM CENAZE İŞLERİ
147 20 06-14068 86
Mesul Miidür
Hafız VELİ EROEMİR
Semra Özal krizi nedeniyle Abdülkadir Aksu
ile muhafazakâr ağırhklı il ve ilçe yönetimleri
Özal'a Diyarbakır'da karşılama çalışması
yapmadılar. Cumhurbaşkam alana gelene
kadar Kürtçe oyun havalan çalındı. Özal
yaptığı konuşmada Batıblara seslendi ve
'Irak'tan Türkiye'ye gelenlerin 30 binine biz
bakıyoruz. Gelsinler yarısını onlara vereyim,
diğerlerini Türk vatandaşı yapayım' dedi.
TUNCAY ÖZKAN
EVREN DEĞER
DİYARBAKIR / SİLOPİ —
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
"cephe" gezisinin Diyarbakır
bölümunde ANAP teşkilatlan-
nın ve İçişleri Bakanı Abdülka-
dir Aksu'nun Semra Özal'ın il
başkanlığına karşı tepkileri ne-
deniyle soğuk karşılandı. özal'ı
karşdamaya çok az kişinin gel-
mesi nedeniyle, ÖzaJ'ın paropa-
ganda danışmanı Erkal Z«nger
4 saat süreyle kentte anonslar
yaptırdı. Ulucami önündeki
meydanda toplanan kalabalık,
cumhurbaşkanı konuşurken
tepkisiz kaldı. özal'ı küçük bir
grubun alkışladığı gözlendi.
Özal'ın konuşmasından önce
meydanı doldurabilmek ama-
cıyla Zenger'in otobüslerinden
Kürtçe "Ey Fırat Fırat",
"Lorke" ile oyun havaları ça-
lındı. Özal konuşmasında, "Bizi
ayırmak isteyenlerin aramıza
girmesine izin venneyin, bizi hiç
kimse yıkamaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
önceki gece Adana'da işadam-
larıyla yaptığı toplantıda da
Saddam rejiminin Türkiye için
tehlikeli olduğunu ve "Bn şekil-
de tehlikeli rejimlerin kaldınl-
masının Türkiye'nin menfaati-
ne olduğunu" söyledi. özal In-
cirlik'i savaşm bir an önce bit-
mesi için verdiğini belirterek
"Dogrusu da oydu. Bir an ev-
vel savaş bitsin, adamın beli kı-
rılsın, milletin beli kınlmasın.
Savaş uzarsa milletin beli kın-
lacak" dedi. özal, ABD'nin on-
ca masraftan sonra bir sonuç al-
madan bölgeden çekilmeyeceği-
ni kaydetti.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
Körfez Savaşı'ndan doğrudan
etkilenen ıllere yaptığı gezisinin
ikinci gunünde Adana'dan Di-
yarbakır'a geldi. özal'dan ön-
ce bölgeye gelen İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu ile muhafaza-
kâr ağırhklı ANAP il ve ilçe yö-
netimleri "Semra Özal krizi"
nedeniyle karşılama çahşmala-
rını yapmadılar. Bunun üzerine
ANÂP Diyarbakır Milletvekili
Nurettin Dilek Diyarbakır'a ge-
lerek Özal'ın "ilgiyle" karşılan-
ması için çalıştı. Bu nedenle Di-
lek ile Aksu arasında gerginlik
yasandı. Dilek'in, Aksu'nun gö-
revden alınacağı dıişüncesiyle
bakanlık için mücadele ettiği
ANAP'lılarca iddia ediliyor.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ı Diyarbakır Havaalanı'-
nda karşılayan İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun özal'ın
tüm incelemelerine katılması da
dikkat çekti. Özal ile birlikte
Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral Dogan Güreş de bölgedeki
incelemelere katıldı. Aksu ve il
teşkilatının, Özal'ın konuşması
sırasında meydanın dolmaması
ve kalabalığın sessiz kahnası ko-
nusunda, "Bizim bir kabahati-
miz yok. Biz elimizden geleni
yapük. Ancak yağış ve cumhur-
başkanının meydana geç gelme-
si oiayı etkiledi" dedikleri öğre-
nildi.
özal Diyarbakır'a saat
11.00'de geldikten sonra Ame-
rika'dan alınan "Cobra" heli-
kopterleriyle Mardin'in Midyat
ilçesine geldi. Özal'a 7. Kolor-
du Komutanhğı'nca kısa bir bri-
fing verildi. Cumhurbaşkanı da-
ha sonra Silopi'ye geçerek aske-
ri birliklerdeki Lncelemelerini
sürdürdü.
ZengerMn çabalan
Diyarbakır'da Özal'ın konuş-
ması için yeterli kalabalığın top-
lanmaması üzerine Özal gelme-
den propaganda danışmanı Er-
kal Zenger kentte 4 saat sürey-
le Kürtçe türkuler çaldırdı \e
Özal'ın geleceğini anons etti.
Buna karşın istenilen kalabalık
Özal geldikten sonra da topla-
namadı. Bunun üzerine Özal
konuşma yapmak için bir süre
daha beklemek durumunda kal-
dı.
Özal burada yaptığı konuş-
mada, GAP'ı överek bu proje-
den bütun Guneydoğu Anado-
lu'nun yararlanacağını söyledi.
"Birbirimizin arasına ayrılık
gayrdık sokan insanlann bir da-
ha bunda hiçbir şekilde muvaf-
fak olamamaları sonucuna da
Allahın izni üe varacagu" diyen
Özal, Körfez Savaşı konusuda
şöyle konuştu:
"Civarımızda bir savaş var.
Ta hadisenin başından beri akıl-
lı bir politikayı biz Türkiye ola-
rak izledik. Guvenilir bir dost,
güvenilir bir müttefik olduğu-
muz, kararlı olduğumuz ta ba-
şından beri belli olmuştur. Biz
birçok ülkelerin yaptığı gibi sal-
lanmadık. Şu tarafa bu tarafa
egilmedik. Doğru bildiğimiz
yoldan aynlmadan kararlı bir
şekilde gittik. Bunun sonucun-
da da şunu söyleyebilirim,
Türkiye'nin dünya üzerindeki
itiban yükselmiştir. Türkiye'nin
stratejik önemi meydana çık-
mıştır. Ve ârtık bizden ileri bir-
çok ülkelerden daba doğru bir
dış politika takip ettiğimiz mey-
dana çıkmıştır. Birçok başka ül-
ke bizim ardımızdan gelmiştir.
Ümit ediyorum ki savaş kısa za-
manda sona erecek ve Allahın
izni ile Türkiye çok daha ileri-
ye gidecektir."
Sımsıkı sarılın
Konuşması yer yer "cdız" al-
kışlarla kesilen Özal, "din"
öğesini ön plana çıkararak Di-
yarbakırlılara şöyle seslendi:
"1988de hatırlarsamz bu ca-
mide (meydandaki l lu Cami'-
yi gösterdi) cuma namazından
sonra aynlık üzerine bir konuş-
ma yapmışüm. Aynlma üzerine
değil birleşme üzerine Allah'ın
ipine sımsıkı sanlın, esas bu kar-
deşliğimiz var, aynı şekilde ina-
nıyoruz. aynı dine mensubuz.
birbirimizin arasında ayrılık
gaynlık olmaz demiştim. Ve o
sene Irak kendi halkı üzerinde
kimyevi silah kullandı. Zehirii
gaz attı. Ve biz onları kabul et-
tik. Eski yıllarda olsa Türkiye
bunları kabul etmezdi."
1988 yılında Türkiye'ye Irak'-
tan 50 bin kişinin sığındığına
dikkat çeken Özal, halen 30 bin
dolayında Kuzey Iraklının
Türkiye'de bulunduğunu söyle-
di. Özal, bu konuda Batı'nın tu-
tumunu ise şöyle eleştirdi:
"Avrupa gelip arasıra ne olu-
yor diye bakıyor. Resim çeki-
yor, film yapıyor, ondan sonra
da iyi bakmıyorsunuz diye şikâ-
yet ediyor. Ben de huzunınuz-
da söylüyorum, madem o kadar
meraklısınız gelin yarısını size
verelim, yarısnı da ben kendi
vatandaşım yapayım. Ama iş
yapmaya gelince hayır. Maale-
sef bizde de böyleleri var. Söz
soylemesi, tenkit etmesi kolay."
Özal daha sonra beraberinde
Bakan Aksu ile Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'ne geçerek Vali
Hayri Kozakçıoğlu'ndan yapılan
çalışmalar konusunda bilgi aldı.
Diyarbakır Merkez Valisi Cen-
giz Bulut ile de bir araya gelen
Özal, geceyi Diyarbakır Ordue-
\i'nde geçirdi. Özal bugun Ma-
latya'ya geçerek incelemelerde
bulunacak ve halka hitap ede-
cek. Özal akşam da Ankara'ya
geçecek.
ÖZAL ERATLA KARAVANA YEDİ — Güneydoğu'daki incelemelerini sürdüren Cumhurbaşkanı Ozal ve beraberindekiler Silo-
pi'de konuşlandınlan birlikte eratla karavana yedi. (Fotograf: AA)
TRT'den Azerbaycarfa
(Baştarafı 1. Sayfada)
can'a bağlı Nahçivan özerk böl-
gesinde rahathkla izlenebilen
TKT yayınlanndan önemli prog-
ramlar seçilerek video kasete
kaydediliyor, sonra da ulkenin
diğer bölgelerine gönderiliyor-
du.
PTT'nin uydu yayınlanndan
sorumlu Genel Müdür Yardım-
cısı Osman Gözüm, Azerbay-
canhlara "verici" verilmediği,
kendi vericilerini kullanacakla-
nnı söyledi. Gözüm, Azerbay-
can TV'sinin boş bir kanalı ol-
duğunu, yayınlarda bu kanalı
kullanacaklarını ifade etti.
Osman Gözüm, TV1, 2, 3 ve
4. kanallarının INTELSAT uy-
dusundan yurtdışına yayın ya-
pabildiğini ve kapsam alanının
Hazar denizinden Macaristan
1
ın içlerine kadar yayıldığını be-
lirterek şöyle konuştu:
"Bu saha içine herhangi bir
çanak anten kurarsanız bu ya-
yinlan alabilirsiniz. Tüm yayın-
ları almak mumkün. Azerbay-
canlılarda bir tane alıcı olması-
na karşın frekansları var. TV-
INT dışında tüm TRT yayınla-
rını alabilirler. Çünkü TV-
INT'in kapsama alanı Azerbay-
can'a kadar uiaşmıyor."
Kurulan yer istasyonu aracı-
lığıyla TRT yayınlarını sadece
Azerbaycan izleyebilecek.
PENCERE(Baştarafı 2. Sayfada)
gede Türkiye'ye jandarma rolünü vermek eğilimleri güçlen-
di.
AKKUM'dan arta kalacak sılah, araç, gereçlerin Türkiye
1
ye kaydırılması ise Ortadoğu savaşından önce gündeme gir-
mişti. Kırk yıl sonra Amerika'nın Türk ordusunu modern si-
lahlarla donatacağı umutları yeniden pompalanıyor. Özal, bu
umudu Türkiye'nin savunma siyasetini yine yurtdışındaki
odaklara bağlamak için kullanabilir. Oysa çeyrek yüzyıl ön-
ce E. Kurmay Albay Suphi Karaman'\n altını çizdiği bir sözü
bu alanda hiç unutmamak gerek: "Savunma meselelerinde
milli düşünce tarzını, milli ihtiyaçları, milli amaçları hedef tut-
mak lazım." (Türkiye Milli Savunma Stratejisi ve Dış Politika
Sorunları, Sayfa 112).
"Ordunun modernizasyonu" Türkiye'yi Ortadoğu'da ABD
:
nin güdümüne daha çok bağlamak karşılığında gerçekleşe-
cekse, "ulusal savunma" kavramına ters düşer.
Kayıtsız şartsız ısının!
Demirdöküm Kat Kaloriferi süperkolay taksitlerle,
\ Elbette sizin de istediğiniz bir Demirdöküm. Türkiye'nin en
- çok satan kat kaloriferi... Nasıl ödeyeceğim diye uzun uzun
düşünmeyin; Demirdöküm şimdi sizin maddi imkanlarınıza uyumlu,
esnek bir ödeme kolaylığı sunuyor! Gidin en yakınınızdaki
Demirdöküm Yetkili Satıcısı'na, kat kaloriferinizi seçin. Bütçenize
uygun, size özel bir ödeme planını Yetkili Satıcınızla birlikte saptayın...
Demirdöküm Kat Kaloriferi almak her zaman sağlam bir yatırımdı.
Üstelik şimdi çok akılcı... Fırsatı hemen değerlendirin.
7f77.ye kadarpanel radyatörde de ap taksitkolaylığı.
(D Demirdöküm
"Türkiye'nin tercihi"
6ENEL SATICt MERKEZ TIC. A.Ş.
Talat Paşa Cac Harmano SCK Daruşşafaka Tozan İş Hanı No 3 •.event afJ640 ISTANBUL
Tel >n 1792720(7 Hat) Faks (1)179 27 29
Ankara Bdlge Mudurtüğü Tel ı4ı 125 43 2C< 125 « 2 2 Faks ı4ıi1B7044
DOGALGAZ «e ISI DANIŞMA MERKE21İRİ:
bttnhılTel H1542 00C6 583 92 24 Ankan Tel 4ı 167 &7 76-118? 00
tzmir Te (51' 22 02 6' Bura Tel ı24ı 23 10 99 Sansun "5 1361151 052
Nedenkatkaloriferi alanlar çogunluMa
Demirdöküm'ü tercih ediyor?
• OikmedMlkazaıDMMöiBhn^e
Ç * uzun omûriu ve dogdgaza uwml»j, oraz.nca 'Dogalgaza donûşûm sertficas'
ile bırlıkle sahıp ohjyorsunuz.
• Ön ısrtıetü bhitör OemtdöUffl'de
Yakrtı ö r venne, zerresne ka:a yaka' En soğuk ttdtrr ksştiarında We
gövenieçalşr.
• b p « geıfeşme depo» DemMökim'de
Ek'essa: :e
r
?KjTs: =ıste
ı
~
ı
n kenoı / e ^onte edılmçîır.
Ajsrtjor, dıeJgınz zaT,an sa,ûf, andığnz kadar âdjyofsunuz Tam bağımsızlık.
Tarn ekononiı
• U , tükefciye saygı DcmrdAûn'de
Btr Cemr3:njr sarnb i ç bir ıana
r
. * ; kaimaz "u'Vıve nın her köşesındekı
ser«c öfgj:.~ü: ,ar nzja Aı-ca Z*r ıa*u"ne azgu 'GyvenSo2leşmesr ıle
tt Kaky»«2ıfi peryod K bâKim ca sajsrııyor.
G O Z L E M UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Konu, bir yönü ile anayasa hukuku ile değil aile ve mi-
ras hukuku ile ilgilidir. Daha dogrusu konu, yetim hakkı-
dır. Bu nedenle "anayasal aile hukuku" diye yeni bir uz-
manlık dalı ortaya çıkmaktadır.
Magna Carta'dan bu yana yazılmış en güzel anayasa
olan 82 Anayasası (!), cumhurbaşkanı ile yetim bakan ve
arkadaşlan arasındaki şiddetli geçimsizliğin nasıl giderile-
ceği konusunda bir yol göstermış değildir.
Uyuşmazlık, bir bakan ile başbakan arasında olsaydı, 0
zaman, bu bakanın görevine anayasa gereğince başbaka-
nın önerisi cumhurbaşkanının kararı ile son verilirdi.
Anayasa bunu öngürmüştür, ancak anayasada "yetim
vakası" ile ilgili bir boşluk vardır.
Yetim, cumhurbaşkanı tarafından görevinden alınabilir
mi?
Hayır; alınamaz. Bakanlık, yetim hakkıdır, bu hakka do-
kunulmaz, yetim hakkı yenmez, bu hak kimseye de dev-
redilemez!
Eeee, peki 0 zaman ne olacak?
Bakın örneğin Semra Özal, gazetecileri bir yemekte ma-
sa başına toplar, Yetim'in görevinden alınıp alınmaması ko-
nusunda bir oylama yaptırabilir.
Çoğulcu demokrasiye en uygunu, en demokratiği de bu
olur herhalde...
Parlamenter sistemde başbakan, cumhurbaşkanı tara-
fından atanır. Bakanlar, başbakan tarafından seçilirler,
cumhurbaşkanı tarafından da atanırlar.
Bu sistemlerde, partiler ve hükümeti oluşturan partinin
genel başkanları önemlidir. Bu sistemlerde cumhurbaşkan-
larının pek "kıymet-i harbiyeleri" yoktur. Ancak, anayasa,
Harbiye mezunu eski cumhurbaşkanı için hazırtandığından
bu "kıymet-i Harbiye" ister istemez bazı sorunlar doğur-
maktadır.
Şimdi düşünelim; başbakan ile cumhurbaşkanı arasın-
da bir uyumsuzluk mu başgösterdi?
O zaman Başbakan, TBMM'den güvenoyu isteyebilir.
Yapılması gereken de budur.
Akbulut. TBMM'den güvenoyu alırsa, Yetim'in siyaseti,
onayianmış olur; alamazsa "hact ana" Istanbul il başkan-
lığını da aşıp "devlet ana" olur.
Devleti ve milletiyle bölünmezlik ilkesine en uygunu da
budur.
Evet, hodri meydan... Buyursunlar güvenoyuna.
Bir "milli irade" var; bir de "hissi irade"... Oylama so-
nunda bu iradenin millisi de hissisi de ortaya çıkar. Ne var
korkacak?
Haydi buyurun Meclis'e...
Bir yol daha var:
ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu da hükümetten
ayrılmaya karar verebilir.
Bütün bu yolların işletilebilmesi için başbakanın "evet"
demesi gerekir.
Başbakan Akbulut'un bütün bunlara "evet" demesi, ga-
zetecilerin Semra Özal'ın adaylığına "evet" demeleri ka-
dar kolay mıdır?
Sanmıyorum...
Başbakan, Yetim Hüsnü ve üç arkadaşı ile yazgı birliği
yapmıştır.
Bu yüzden Yetim'in durumu şimdilik güvencelidir.
Cumhurbaşkanı bu "yetim isyanına" karşı bazı yollara
başvurabilir mi?
Teorik olarak, evet, başvurabilir...
Ne yapabilir örneğin?
Bakanlar Kurulu'ndaki kendisine yakın bakanların istifa
etmelerini isteyebilir, böylece yetim direnişinin kırılmasını
sağlayabilir.
Koskoca Bush'un her başı sıkışınca telefon edip danış-
hğı Özal, bir yetimin hakkından gelemez mi?
Yetim ve arkadaşlan... Birleşinız, kırmızı plakalardan baş-
ka kaybedeceğiniz hiçbir şey yoktur!
EVET/HAYIR(Baştarafı 2. Sayfada)
Hepsi! Yani partiler yelpazesinin sol kanadında yer alan-
lar: Sosyaldemokrat Halkçı Parti, Demokratik Sol Parti, Hal-
kın Emek Partisi, Sosyalist Birlik Partisi, Sosyalist Parti, Türki-
ye Birleşik Komünist Partisi...
Geçen gün DİSK'in 24. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Ce-
mal Reşit Rey Konser Salonu'nda siyasal parti liderlerinden
dördünün konuşmasmı izledim. Biri çıkıyor başka biri iniyor!
Sözler üç aşağı beş yukarı değişmiyor. Amaç belli demokra-
sinin tüm olanaklarıyla Türkiye'de kurulması...
Ama sol kanatta yer alan altı partiyle genel seçimde ba-
şarı kazanılabılır mi? Hele şu anda yürürlükte olan seçim ya-
saları ile seçmen karşısına çıkıp oy isteyecek altı sol parti,
tek başlarına belirli bir başarı çizgisine, yani iktidar olabil-
mek çizgisine ulaşabilecek mi? Ulaşabilirler mi?
İnönü, Işıklar, Aren, ilsever, DİSK'in yeniden çalışmaları-
na başlamasını, el konulan mallarının geri verilmesini, ana-
yasadaki bazı maddelerin en kısa sürede kaldınlmasını, sen-
dikaların yalnızca üyelerinin kazançlarıyla değil toplum so-
runlarıyla da yani gündelik politikayla da ilgilenmelerini, ağır-
lıklarını emekten yana bir politika izleyen partilere koymala-
rını istediler. Ne var ki bunu her parti kendi adına istiyor. Tek
başına iktidar olabilecekmiş gibi!..
Anlamak kolay değil, madem ki emeğı, emekçiyı savun-
mak için çaba harcayan partiler eş amaçlar peşindeler, öy-
leyse bu amaca ulaşmak için işbirliği yapmaları gerekmiyor
mu? Ama bakıyorum, kimsenin böyle bir ortak cephede an-
laşmaya, birleşmeye. seçimlere tek bir cephe olarak girme-
ye hevesleri yok!
Okurlarım bilirler, bu konuda pek çok yazım çıktı. 82 Ana-
yasası'nı değiştirmek, çağımıza insanlarımıza yakışan yeni
bir anayasa hazırlamak için belki bu yıl içinde, en geç 92 yılı
sonunda yapılacak genel seçime güç'ü bir birlik içinde katıl-
mak ne düşünülüyor ne hesaplanıyor ne de şimdiden bu ko-
nuda bir şeyler yapmak geregı duyuluyor. Her parti her ge-
nel başkan, her partinin yandaşları önce biz, sonra gene biz
inanışı içinde!.. Peki ne olacak sonunda? ANAP ya da Doğ-
ru Yol az bir farkla çoğunluğu sağlayacak, SHP dışında ka-
lan beş sol partinin oylan büyük bir olasılıkla ülke barajı yüzde
10'u bile aşamayacak. Yani seçmenin bu beş partiye verdiği
bölük pörçük oylar ziyan olacak!
Bunca yazı, sesleniş, uyarı karşısında DİSK Genel Baş-
kanı bir öneriyle ortaya çıktı, Baştürk diyor ki: "Demokrasi
savaşımının başarısı, birlikte hareket etmeye bağlıdır. Fakat
bu birlik sosyal demokratların tek bir örgütte birleşmesi biçi-
minde bir birlik değil, demokrasi yolunda güç ve eylem birii-
ğidir. Her grubun kendi örgütsel varlığını sürdürerek ama or-
tak demokrasi hedefine ulaşmak için, salt bu maksatla siya-
sal pratikte bir araya gelmesidir."
Her toplantıda konuşuluyor, emekçinin durumu, insan hak-
ları, işkencelerin önlenmesı, demokrasiye aykırı her türlü uy-
gulamanın sona erdirilmesi... Bunu gerçekleştirmek her şey-
den önce parlamentoda demokrasiden yana bir çoğunluk
oluşturmaya bağlıdır. Bunun yolu da sol partilerin tek bir lis-
te halinde seçimlere katılmasıdır. En çok iki yıllığına seçile-
cek bir parlamento, kurucu meclis görevini yapacak, 12 Ey-
lül'ün getirdiği götürdüğü her şeyi ortadan kaldıracak, son-
ra yeni bir seçim yasası ve demokratik koşullarla ayn ayn yeni
bir seçim yapılacaktır
DİSK Genel Başkanı şöyle sürdürüyor önerısini:
"Bu noktada önerimiz, bir defaya mahsus olmak ve sonuç-
ta siyasal rejimin demokratikleştirilmesi programını uygula-
mak üzere, sosyal demokrat, sosyalist parti ve gruplarm ge-
nel seçime ortak liste ile katılmasıdır. Demokrasi için seçim
ittifakı, hem siyasetin ve toplumun demokratikleştirilmesi için
güvenli bir parlamento çoğunluğuna imkân verecek hem de
özlemi çekilen örgütsel birliğin kuruluşu yönünde hazırlayı-
cı bir işlev görecektir. Demokrasi için böylesi bir ittifak, top-
lumdaki tüm sol güçlerin beklentilerine de uygun düşecek
ve solun gücünü daha da arttıracaktır. Böyle bir ittifakın bi-
çiminin ne olacağı ve bu ittifak gruplarının ortak seçim liste-
sindeki temsil oranlarının nasıl belirleneceği ikinci plandaki
sorunlardır."
Bilmem benim de uzun süredir ileri sürdüğüm, Sayın Baş-
türk'ün derli toplu biçimde ortaya attığı bu öneriye sol kanat
partileri ve grupları ne derler?