Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VMHURİYET/4 HABERLER 8 ARALIK 1991
ÖZGURCE
niRKER ALKAN
SınırOtesiOperasyonlaraÖvgü
Ad koymada "sınır ötesi operasyon" ne zaman başladı, tam
olarak anımsayamıyorum. llk örneklerden birisi, Saöa/ı'taki
köşesine "Onuncu Köy" başlığını koyan Bekir Coşkun oldu
belki de. "Doğruyu söylemede inat etmenin" bir sîmgesiydi
bu ad onun için. Varsın dokuz köyden kovsunlar, elbet bîr
onuncu köy vardır...
Sonra Mehmet Ali B/rantfın televizyondaki "32. Gün"ü gel-
di. Bir ayın özeti ve değerlendırmesi olacak bir programa ne-
den bu adı verdiğini çok iyi anlayamadım, ama sanırım "Bir
şeyleri anlamak gerekiyor, zaman kavramını bile" demek isti-
yordu Birand.
Geçenlerde gazetenin birinde "Dokuzuncu Sütun" gözü-
me ilişti. Televizyonda "Sekizinci Renk" ve "25. Kare" prog-
ramları geldi.
Program veya sütununa ad koyarken eldeki verili durum
ve sınirlara baş kaldırmanın, onları tam olarak benimseme-
menin bir göstergesi gibi bu "sınır ötesi" adlar.
"Gazetede sekız sütun mu var, ben, hiç olmayan dokuzun-
cu sütunda yazarım. Ayda otuz bir gün mü var, ben hiç olma-
yan otuz ikinci günün adamıyım. Filmde saniyede yirmi dört
kare mi var, benimkisi yirmi beşinci karedir. Evrende yedi te-
mel renk mi var, ben size sekizinci rengi sunacağım."
Bütün bunlar biraz lazla mı ıddialı? Olabilır. Ama iddiasız,
başkaldırısız yenilik olmuyor ki.
Bu hava (moda mı desem?) bir haylı yayılmışa benziyor.
Geçenlerde yolumun üstünde bir dükkân gözüme ilişti. "7.
Kanal" diye yazıyordu
dükkânın vitrininde. Al-
tında da açıklaması:
"Kanalizasyon ve tanık-
lıklar servisi."
*
Ûnlü ruhbilimci Sig-
mund Freud'un "Gün-
lük Yasamın Psikofojisi"
adını taşıyan danice
bir kitabı vardır. Günlük
yaşamda rastlantısal
ve sıradan gibi gözü-
ken birçok olayın aslın-
da derin psikolojik ne-
denleri bulunduğunu
anlattr.
0 düzeyde bir kita-
bın toplumsal psikolo-
ji için de yazılmış olmasını çok isterdim. Toplumda sıradan
ve rastlantısal gözüken birçok olayın derinlerde yatan neden-
leri bulunduğuna hiç kuşku yok.
Toplumun doruklarında esen rüzgârları ve çok derinlerden
gelen sarsıntıları anlamak için yapılacak şeylerden birisi mo-
daya bakmaktır. Düşünde moda, giyimde moda, yaşam tar-
ztnda moda... Moda deyip geçmeyin!
Toplumlar, "sınır ötesi
operasyonlarla" kalkınır ve
gelişirier.Tabiikilrak'a
yaptığımıztürden
operasyonlardan değil.
İnsan aklının,
alışkanlıklarının,
geleneklerinin, yaşam
tarzlannın sınırlarını
zorlayan operasyonlardan
sözediyorum.
Toplumlar, "sınır ötesi operasyonlarla" kalkınır ve gelişirter.
Tabii ki Irak'a yaptığımız türden operasyonlardan değil. İn-
san aklının, alışkanlıklarının, geleneklerinin, yaşam tarzlan-
nın sınırlarını zorlayan operasyonlardan söz ediyorum.
Geleneksel sınırlar içinde kalarak gelişebilmiş bir toplum
gösterebilir misiniz? Kendisini koşullandıran sınırları aşma-
dan insanlığa katkıda bulunmuş bir toplum var mıdır?
Çocukların büyümesi de sürekli bir "sınır aşma" eylemi-
dir.
Her sağlıklı çocuk, kendîsine konan sınırları zorlar. Yetiş-
kinterin bitip tükenmeyen bir çırpınmasıdır sınır çizmek: "Yap-
ma oğlum, onu elleme, oraya çıkma, aman dur kıracaksın".
Konan sınırlara karşı bıtıp tükenmeyen bir mücadeledır bu-
yüme.
Çünkü büyüme özgürleşmedır. insan, özgürieştiği oranda
büyür ve büyüdüğü oranda özgürleşir.
Dükkânlanmızdan, televizyon programlarımıza ve gazete
sütunlarımıza kadar yeğlediğimiz adların, bu "sınırlan
zortama" eğilimini simgeledığinı düşunüyorum.
Sanki devletin ve bürokrasinin hantal durağanlığını aşan,
devingen, cıvıl cıvıl kaynaşan, kendi yolunu bulmak için bent-
lerini zorlayarak akıp giden bir toplumsal nehirle karşı karşı-
yayız.
•
Bu "sınırları zortama" eğilimi gerçi zaman zaman "kural
tanımama" biçimine dönüşüyor. Italya'nın gelişme çizgisini
andıran biraz terörlü. mafyalı, skandallı bir dünya oluşturduk
kendimize. "Canım, anayasayı bir kez ihtal etsek ne çıkar yani"
diyfc'i bir cumhurbaşkanı gördük. Vergi kaçakçılığı, en ba-
şarılı olduğumuz ulusal spor haline geldi. Trafik düzenimiz-
den bilimsel yaşamımıza değin, sürekli olarak kurallann dı-
şına taşma çabasındayız.
Bütün sınırları zorlayan bu devingenliğimizi, yıkıcılıktan ya-
pıcılığa yönlendirebildiğimiz oranda. çağdaş dünyanın say-
gın bir üyesi olacağız.
Selvi, yardımcılanm seçecek
ŞHP vitrinine
İnönü damgasıGenel sekreterliğe İnönü'nün desteklediği
Selvi'nin seçilmesinin ardından yardımcılıklar
için de İnönü'den işaret bekleniyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP Genel Başkam
Erdal tnönti, MYK üyesi ba-
kanların parti yönetiminde bo-
şalan yerlerini doldurma ope-
rasyonu ile SHP vitrininde yap-
tığj değişiklik sayesinde kurul-
tay öncesi güç kazandı. SHP
Genel Sekreterliği'ne Erdal tnö-
•ü'nün desteklediği Cevdet Sel-
vi'nin seçilmesinin ardından
boş bulunan genel sekreter yar-
dımcüıklanna da lnön.ü'nün
işaret edeceği isimlerin getiril-
mesi bekleniyor.
SHP MYK, yann toplanarak
genel sekreter yardımcılannı
beürleyecek. Boş bulunan 5 ge-
nel sekreter yardımcılığı için
"Yenilikçi grup" olarak adlan-
dırdanlann adây olmayv düşün-
medikleri öğrenildi. tnönü'nün
Güneydoğu gezisi dönüşünde
Genel Sekreter Cevdet Selvi ile
bir araya gelerek genel sekreter
yardımcüannı belirleyeceği bil-
dirildi. Parti tüzüğii uyarınca
genel sekreter yardımcılıkları
genel sekreter tarafından sapta-
nıyor.
Parti meclisinin önceki gün
yaptığı toplantıda, tüzük hük-
müne rağmen Genel Başkan
tnönü "gisdi" oylama yerine
açık oylamaya gidilmesini iste-
miş, bunun üzerine PM üyele-
ri, oturduklan yerde yanında-
küerin görebileceği biçimde kâ-
|ıtlara düşündükleri isimleri
yazarak oylama yapmışlardı.
Bu oylama sonucu genel sekre-
terliğe tnönü'nün desteklediği
Cevdet Selvi seçilmişti.
Genel sekreter adaylığından
çekilen Ali Dinçer, parti mec-
lisinde yapttğı konuşmada,
SHP'nin ag^r bir seçim yenilgisi
aldığım, bu nedenle MYK'nın
tümünUn görevi bırakması ge-
rektiğini vurguladı. Dinçer,
partide proje ve poliüka üret-
mek gerektiğini beürterek "Ben
ancak yeni bir MYK'da genel
sekreter olabilirim. Benim ge-
nel sekreterti|imde proje üret-
mek, parti okulu açmak, poli-
ükattretenWr çalışma yapmak
hedef olmaudır" diye konustu.
MYK üyesi Yenilikçilerden Eş
ref Erdem ve Ercan Karakaş-
ın genel sekreter yardımcüıkla-
nnı düşünmedikleri öğrenildi.
Halen genel sekreter yardımcı-
bğı görevini sürdüren Ertuğrul
Günay'a da yeniden görev veril-
memesi halinde 6 genel sekre-
ter yardımcılığı da boşalmış
olacak. Bu görevler için lnönü-
ye yakınhğı ile tanman Nilgün
Süer, Üstnn Kttsefoğln, Rıza
Yılmaz, Sedat Doğan, Yamtk
Tekin ve Etem Cankurtaran en
güçlü adaylar olarak sayılıyor.
Bu arada Genel Sekreter
Hikmet Çetin, dün görevi Cev-
det Selvi'ye teslim etti. Çetin,
"Geldiğim her görevi partim
sagladı. Kendimi partime borç-
lu hissediyorum" dedi. Selvi de
"Kardeşlik ve uyuroun rçemen
olduğu bir parti için gayret
edeceğiı" diye konustu.
Yargıtccy, Tervrle Mücadele Yasosı'yîa beraat eden 141-142 mağdurlanna ta&ninatı onaylıyor
Tazminatayeşil ışıkHukukçular, Yargıtay Ceza Kurulu'nun 1936
yıhnda verdiği bir kararı örnek göstererek
düşüncesinden ötürü yargılamrken Terörle
Mücadele Yasası'mn çıkmasıyla beraat eden
sanıkların tazminat hakkından
yararlanabileceği yorumunu yapıyorlar.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Yargıtay, düşüncesin-
den ötürü yargjlanırken Terörle
Mücadele Yasası ile beraat eden-
lere de tazminat ödenmesine *ye-
şil ışık' yaktı. Yargıtay Ceza Ge-
nel Kurulu, 3 Haziran 1936 ta-
rihinde verdiği, 1936/11 sayılı
kararım örnek alarak alınmış
her kararın sanıklar hakkında
kazanılmış hak doğuracağını
bildirdi.
Ceza hukukçulan bu kararın,
Terörle Mücadele Yasası ile be-
raat edenlerin "normal beraat
etmiş" sayılmalannı gerektirdi-
ğini söylediler. Bu karara göre
Anti Törer Yasası uyannca be-
raat edenlere de tutuklu kaldık-
lan sürelere ilişkin tazminat
ödenmesi gerektiğini ifade etti-
ler.
Hukukçular mahkemelerin
Terörle Mücadele Yasası çıkanl-
madan önce yargılanarak bera-
at edenler için ta2aninata hük-
mettiklerini hatırlattılar. Ankara
1. Ağır Ceza Mahkemesi, Anka-
ra Büyükşehir Belediyesi'nde ya-
pı kontrolörü olarak çalışırken
1981 yılı'hda gözaltına alınan ve
yaklaşık 19 ay tutuklu kalan
Mevliit Doğan'ın başvurusu
üzerine, toplam 8 milyon 171 bin
774 lira maddi ve manevi tazmi-
nat ödenmesine hükmetmişti.
Mahkemelerin, terörle Müca-
dele Yasası uyannca yargılanan
ve beraat eden sanıklann tazmi-
nat istemlerini geri çeviren ka-
rarlan, temyiz yolu ile \argıtay'a
götürüldü. Yargıtay 9. Ceza Da-
iresi, önümüzdeki günlerde ko-
nuya ilişkin son sözü söyleyecek.
Hukukçu Haüt Çetenk, mah-
kemelerin verdikleri ra kararla-
nnı değvılendirirken, "Hangi
nedenle olursa olsun, eger bir
sanık hakkında beraat karan ve-
riliyorsa. tazminat hakkı dog-
maktadır. Bunun kabul edilmesi
gerekir. Beraatın, hangi hukuki
nedene dtyandıgı Urtışılmaz.
Beraat, bir insanın suçsuiluğu-
nun bir belgesidir. Ve beraat ka-
rannın hukuksal nedenleri tar-
ttşüaoıaz. Terörle Mücadele Ya-
sası olmasaydı, 141. madde yü-
rürlükte olsaydı, bu maddeden
yargüanan insanlann beraat
edemeyeceklerini, muüaka mah-
kfim olacaklanm önceden söy-
leyebilir misiniz? Bunun aksini
söylemek bir kehanettir. Hukuk
ise kehanete dayandınlamaz"
diye konustu.
Avukat Hasan Ürd de mah-
kemelerin ret kararlarının yerin-
de olmadığıru belirtti. Ürel,
"Hukukumuzda normal beraat
ya da anormal beraat diye bir
kavram bulunmamaktadır. Dev-
let 3713 sayılı yasanın gerekçe-
sinde, 141. maddenin gereksiz
bir yasa maddesi olduğunu ka-
bul etmişür. Bu maddenin uygar
ceza yasalannda bulunmayan
haksız bir yasa maddesi olduğu-
na karar vermiştir. Şimdi bu
haksızlık nedeni ile tutuklu ka-
lanların da geçmişte mağduri-
yetleri giderilmelidir. Kaldı ki,
son tutuklama kararlan alındı-
ğı tarihlerde 141. maddenin kal-
dı nlacağı yoğun biçimde tartjşıl-
makta ve hatta bu konuda ya-
sal işlemlere de başlanıtauş idi.
Bu nedenle o tarihte alınan tu-
tuklama karannın haksızlığı açı-
ğa çıkmıştır. Yargıtay'ın temyiz
talebimizi genel kurul karan
doğrultusunda sonuçlandınlma-
sını bekliyoruz" <üye konustu.
Yılmaz, Zuhuratbaba Düğttn Salonu'nda partililerin kendisini görmesi için sandalyeye çıkarak konustu. (Fotoğraf: GÜNÛÜZ tMŞİR)
Yıknaz: Hükümet sandıktan kaçıyor
GÜNDÜZ İMŞİR
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, hü-
kümeti sandıktan kaçmakla suçlayarak se-
çimlerin haziran ayma ertelenmesi duru-
munda Bakırköy, Kâğıthane ve Çatalca il-
çelerinde 7 ay boyunca seçim kampanyası-
nı sürdüreceklerini söyledi. Yılmaz "Biz
ANAP olarak seçimlerin zamanında yapı-
labilmesi için elimizden gelen her türlü mü-
cadeleyi, gayreti göstereceğiz. E|er sizlerin
elbiıiiği, omuzbirligiyle bu mücadelede ba-
şanlı olamazsak, eğer onlar Meclis çofun-
luklannı seçimden kaçmak iciD kullanırlar-
sa bunun ayıbı da onlara yeter" dedi.
tl teşkilatları gezikrini sürdüren ANAP
Genel Başkanı Mesut Yumaz, dün İstan-
bul'da partisinin Bakırköy, Kâğıthane ve
Küçükçekmece ilçelerinin düzenlediği top-
lantılara katıldı. llk olarak Ataköy turistik
tesislerinde lstanbul milletvekilı seçilen es-
ki Küçükçekmece İlçe Başkanı Yusuf Pa-
muk tarafmdan düzenlenen yemekte konu-
şan Mesut Yılmaz, 20 Ekim seçimlerinde al-
dıklan yüzde 24 oy oranının, birinci parti
gelen DYP'nin aldığı yüzde 27'den çok da-
ha değerli olduğuna dikkati çekerek "Bun-
lar 8 yıl boyunca yıpranmış, ancak millete
hizntet için çırpmmış bir partiye verilmiş oy-
lardır. Bu oylar y-apamayâcağı hiçbir şeyi va-
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, "Yerel
seçimlerin yapılması için
her türlü mücadeleyi
yapacağız" dedi.
at etmeyen, koltuk peşinde koşmayan kişi-
lerin oluşturduğu bir partiye verilmiştir. Bu
oylar asla odünç oylar degildir" dedi.
DYP ile SHP'nin oluşturduğu hükümeti
"denne çatma" hükümet olarak niteleyen
ve koalisyonu da Meclis kürsüsünü lekele-
yen Hatip Dicle. Leyla Zana gibi HEP'U-
lerin oylanyla kurduklannı belirten Yılmaz,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"3 yıldan beri seçim seçim diye iküdara
gelen bu partilerin şimdi ilk çıkaracaklan
kanun, seçimden kaçma kanunu olacak.
Salı günü Meclis'e getirecekleri seçimleri er-
teleme kanununun çıkmaması için, Bakır-
köylulere kendi seçtikleri betediye başkan-
lanna kavuşması için ana muhalefet parti-
si olarak elimizden gelen her türlü müca-
deleyi yapacağız. Sizlerden de demokratik
yoUardan bu hakkınıza sahip çıkmanızı is-
tiyomın. Belediye başkanlıgı seçiminin iian
edildigl gibi, adaylarının tespit edildiği gi-
bi, takviminin belirlendigi gibi 2 arahk pa-
zar günü bu seçimlerin yapılmasını sağla-
mak için sesinizi yükseltmenizi istiyorum.
Bu konuda bize destek vermenizi istiyorum.
Hakkınıza sahip çıkmanızı istiyorum. Ba-
sının ve siz yurttaşların önünde ilan ediyo-
rum, efer bu seçimi Meclis çoğunluklarına
güvenerek erteleyecek olurlarsa, haziran ayı-
na kadar durmaksıan, ev ev, dükkân dük-
kân dolaşarak seçim kampanyalannı sürdü-
i "
Güler lleri:
Kadın
bakanlığı
kurulacak
İsUnbul Haber Servisi — ÎÜ
Kadın Sorunları Araştırma ve
Uygulama Merkezi ile Merkez
Birliği'nin AKM'de düzenledi-
ği "Türkiye'de Parlamentoda
Kadın" konulu panelde konu-
şan Devlet Bakanı Güler beri,
Türkiye'de ilk kez kadm sorun-
ları bakanlığı kurulacağını
açıkladı.
Türk kadınına seçme ve se-
çilme hakkının verilişinin 57.
yıldönümü nedeniyle düzenle-
nen panelde konuşan Devlet
Bakanı lleri, kadın sorunlany-
la ilgilenecek bir bakanhk kur-
mak için çahşmalara başladık-
larvnı belirterek "Şu anda Dev-
iet Bakanlığı içinde kadın so-
runlanndan sorumluyum" dedi.
tteri, Türk kadınlannın ken-
düerine tanman siyasal hakla-
n yeterince kullanamadıklarını
ve kadınlann parlamentoyu
kendilerini temsü alam olarak
görmediklerini kaydetti.
Panele katılan tÜ İktisat Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
TokUmıs Ateş de Türk kadım-
nın siyasal yaşama katılmasm-
da en büyük engelin toplum ya-
pısı ve İslamiyet olduğunu sa-
vundu. Ateş, "Sider eşithği ni-
ye her alanda, örnegin yurt sa-
vunmasında istenûyorsunuz da
bazı konularda fizyolojik ayn-
hklannızı öne sürerek istiyorsu-
nuz? Fizyolojik farkldıklannı-
n kamufle edin, aksi halde da-
vanız zarar görür" dedi.
Oturum başkanhğıru Prof.
Dr. Necla Arat'm yaptığı pane-
le; Dr. Serpil Çakır, Yrd. Doç,
Nihal Kara tncioflu, araştırma
gorevüsi Fatmagül Berktay,
Doç. Dr. Yeşim Arat, Doç. Dr.
Ayşe Güneş Ayata ve Prof. Dr.
tlhan Tekeli katıldı.
Mülkiyelüefin sempoTyumunda konuşan Sovyet temsüchTürkiye'ninKafkasya politikasınıyorumladı
Moskova, Ankara'ya kuşkuyla bakıyor
RUŞEN ÇAKIR
GÜNSELt KARTAY
lstanbul Mülkiyeliler Vakfı
tarafmdan Mülkiyeliler Birliği
tstanbul Şubesi'nde düzenlenen
'Dış Politika ve Ekonomi Açı-
sından Türkiye'nin Stratejik
Öncelikleri" konulu sempozyu-
mun dünkü bölümünde konu-
şan Sovyet Dış Politika Der;.e-
ği Başkan Yardıması P^. Ako-
pov, Türkiye'nin Kafkasya'da
üstlendiği rol konusunda, Mos-
kova'da kaygılar bulunduğu
uyansmda bulundu. Akopov bu
kaygüann yok edilmesi yönün-
de girişimlerde bulunulması ge-
rektiğini söyledi.
Sempozyumun sabah oturu-
munda ilk konuşmayı yapan bü-
yükelçi Akopov, Kafkasya ve
Orta Asya'daki Türki cumhuri-
yetlerin artık egemen birer dev-
let olduğunu ve Türkiye'yle ku-
racaklan iüşkilerde özgür ol-
duklannı vurguladı. Akopov,
"Türkiye'nin bölgede şu an ata-
bileceği en olumlu adım, Azer-
baycan, Ermenistan anlaşmazlı-
ğını çözmektir. Bu yönde bir
aDım, kuşkusuz Türkiye'nin
prestijîni arttınr" dedi.
Daha sonra Prof. Dr. Halûk
Ülman'ın yönetiminde, "Türki-
ye'nin stratejik öncelikleri açt-
sından Ortadogu" konulu panel
gerçekleştirildi. Panelin sunuş
konuşmasını yapan Ülman, Or-
tadoğu'daki pek çok ülkenin
Türkiye için olumsuz duygular
beslediğini belirterek, Ortado-
ğu'nun Türkiye için hem bir ola-
naklar bölgesi olduğunu hem de
sayısız tuzaklar banndırdığım
söyledi. Panelde ilk konuşmayı
Kuzey Irak'taki durumun kritik-
leşmesi nedeniyle sempozyuma
katılmayn lrak Kürdistan Yurt-
sever Birliği lideri CeW Talaba-
ni'nin yerine, lrak Milli Türk-
men Partisi Genel Sekreteri Mu-
zaffer Arslan yaptı. Irak'taki
Türkmenlerin, gelmiş geçmiş
tüm lrak yönetimlerince ezildi-
ğini anlatan Arslan, kendileri
açısından sorunun tek çözümü-
nün, Irak'ta çok partili demok-
rasiye geçiş olduğu göriişünü sa-
vundu.
Gazeteci Halûk Özdalga da
konuşmasmda, Ortadoğu'daki
su sorunu ve Kürt meselelerine
ağırlık verdi. Türkiye'nin bu iki
sorundan uzak duramayacağıru
söyleyen özdalga, Kürt sorunu-
nun yalnızca ekonomik iyileştir-
meler yoluyla çözümlenebileceği
SEMPOZYUMDAN NÖTLAR
'Önderrol içinbügi gerekB'
ŞAHİN ALPAY
Mülkiyeliler Birliği tstanbul Şubesi'nin
düzenlediği uluslararası sempozyumun ko-
nusu çok iyi seçilmişti. 5-7 aralık günleri
yapılan, "Dıs Politika ve Ekonomi Acısın-
danTürkiye'niBStratejikÖncelikleri"sem-
yozyumunun onemli bir bolümünü izle-
dim. Konuşma ve panellerin hepsine yeti-
şemediğim için de hayıflamyorum.
Birkaç kelimeyle özetlemek gerekirse,
sempozyumun "mesajı" şu: Yeni düny'a ko-
şullan, Doğu Avrupa ve SSCB'de totaliter
sosyalizmin çöküşü; Sovyet lmparatorlu-
ğu'nun dağılması, iki V.utuplu dünyadan
tek ya da çok kutuplu dünyaya geçiş Tür-
kiye'nin dış politika ve ekonomik ilişküe-
rine yepyeni ufuklar açmıştır.
Çeşitli coğrafi ve kültürel bolgelerin sı-
nınnda ve uluslararası politikada marjinal
konumda kalan Türkiye, şimdi bu durum-
dan kurtulmak; önümüzdeki yüzyıla böl-
gesel bir güç olarak girmek fırsatına sahip-
tir. Gerçekte, en tutucular haric, bu konu-
da yaygın bir görüş birliği mevcut.
Kafkasya halklanyla, özellikle SovyetleT
Birliği'nin Türk kökenli cumhuriyetleriy-
le ilişkilerimiz adeta kendiliğinden bir çığ
hızıyla büyüyor. Bütün uygar dünya bu ül-
kelere model olacağımızı umuyor.
Doğu Avrupa ve özellikle Balkan ülke-
leriyle çok daha yakın bağlar kurma ola-
naklanmız var. Onlar da bizi demokrasi ve
piyasa ekonomisiyle kalkman örnek ahna-
cak bir ülke olarak görüyor.
Aslında benzer olanaklaıa Ortadoğu'da
da sahibiz. insan haklanna saygıh, tam
olarak demokratik bir Türkiye, Ortadoğu'-
da çok ağırhkh bir konuma gelebüir. Bu-
nun ipuçlan şimdiden görülmekte.
Çevremizdeki üç fırtına bölgesinin bir
banş, demokrasi ve işbirliği alam haline
dönüştürülmesi için öncü rol oynayabiü-
riz.
Saym Şükrii Elekdağ'm deyimiyle
"jeoekonomimiz" yanında tüm bu bölge-
lerle olan tarihi ve kültürel bağlarımız bi-
ze bu fırsatı tanıyor.
Bu öncü ya da önder rolü üstlenebilme-
miz için galiba her şeyden önce hiçbir şe-
kilde küçümsenemeyecek olan laik ve de-
mokratik, dışa açık piyasa ekonomisiyle
kalkman Türkiye modelini sağlamlaşturma-
mız, eksiklerini gidermemiz gerekiyor.
Sempozyumda başka bir önemli eksiği-
miz de dile getirildi. İngiltere Kraliyet Dış
Politika Enstitüsü Onadoğu Bölümü Baş-
kanı Dr. Philip Robins, aktif bir dış poli-
tika için iki engele dikkat çekti. Bir engel,
Ttirk politikacılannın, bürokratlarınm,
diplomatlannın, aydmlarının dışa kapalı,
sırtı dünyaya dönük, eski deyimle "kendi
yafıyla kavrulan" Türkiye zihniyeti. Bu
zihniyetten nasıl kurttuabiliriz? Yeni koşul-
lara kendimizi uydurmada gösterdiğimiz
milli yeteneği hesaba katarsak bu zihniyet
devrimini yapabiliriz diye düşünenler ola-
bilir. Haklı da olabilirler.
Ama öteki engeli aşmak belki daha bü-
yük zaman alacak. O engel de "bilgi" ek-
siğimiz. Türkiye 1980'lere değin dünyaya o
kadar kapah yaşadı ki çevremizi, dünyayı
tanıma ve bilmenin önemini unuttuk. (Os-
manlı devleti bu bakımdan Türkiye Cum-
huriyeti'nden çok üstündü.) Kafkasya, Or-
ta Asya cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Bal-
kan ülkeleri, AT, ABD, Uzakdoğu ülkele-
ri, vesaire konulannda araştırma yapan,
bilgi ve analiz üreten üniveTSİteler, araştır-
ma kuruluşlan, "Üıink tank"ler nerede? Bu
bağlamda pek yetersiz çalışmalan olan an-
cak birkaç kuruluşumuz var.
Türkiye aktif bir dış politika uygulaya-
bümek; bölgesinde banş, demokrasi ve iş-
birliği modeli rolünü oynayabümek için ge-
rekli "know how"a sahip değil. Uygar dün-
ya amk "thtak Unk"leT ile yönetüiyor. Biz-
de olduğu gibi birkaç liderin ufku ve viz-
yonu ile değil...
Dış politikada bilgi ve uzmanlığa o ka-
dar yabancı düşmüşüz ki yerli veya yabancı
bu konularda bilgi ve uzmanhk sahibi kim-
selerle karşılaşınca bazüanmız bunlarm
"casus" ya da "ajan" olabileceğini düşü-
nebiliyor.
görüşünü "gereksiz iyimserlik"
diye nitelendirdi.
Panehn en çarpıcı konuşma-
sını gazeteci Cengiz Çandar yap-
tı. Çandar, Ortadoğu'da Körfez
krizi öncesinde varolan düzenin,
Avrupa'nın eseri olduğunu, an-
cak Körfez savaşı sonrasmda
Ortadoğu'da "Amerikan asn"
başladığını söyledi. Bölgede de-
ğişen statükoya paralel olarak
Türkiye'nin politikasının da de-
ğişmesi gerektiğini savunan
Çandar, Türkiye'.ıin bölgedeki
çıkannın ABD ile sürekli etki-
leşim içinde bulunmayı gerektk-
diğini belirtti.
Panelin son konuşmaası ise
Ingiliz Kraüyet Uluslararası îliş-
kiler Enstitüsü Ortadoğu Prog-
ram Müdurü Philip Robins idi.
Robins, Türkiye'nin etkin ancak
dikkatli bir dış politika izleme-
sini savunduklannı belirterek,
Türkiye'de böyle bir politikayı
oluşturacak think-tank (strateji-
ler) bulunup bulunmadığı konu-
sunda kuşkuları olduğunu söy-
ledi.
Öğleden sonra "Türkiye'nin
Stratejik Öncelikleri Açısından
Sovyetler Birliği. Türk Cumhu-
riyetleri, Balkanlar" konulu pa-
nel gerçekleştirildi. Daha sonra
DSP Genel Başkanı Bülent Ece-
vit, "Türkiye'nin Stratejik
Öncelikleri" konulu bir konuş-
ma yaptı. Ecevit, Türkiye'nin
Orta Asya cumhuriyetleri, Kaf-
kas cumhuriyetleri, Rusya Fede-
rasyonu ve Ukrayna, Balkan ül-
keleri ve Orta Avrupa'nın eski
sosyalist ülkeleri ile ayn ayn iliş-
kiler kurması gerektiğini savun-
du.
Batı'dan bağımsız geliştirile-
cek politikalarla Türkiye'nin ya-
kaladığı önemli fırsatlan değer-
lendirebileceğini söyleyen Ecevit,
dünyada Türkluğün büyük
önem kazandığmı söyledi. Tu-
rancıhk kaygısıyla Türkiye'nin
dış Türklerle ilgilenmemesi du-
rumunda meydanın İran ve S.
Arabistan'a kalacağını vurgula-
dı.
Sempozyum, RP Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan'ın ko-
nuşması ile sona erdi.
Belediyelere
"özel" plaka
• ANKARA (UBA) —
Türk Belediyecüik Deraeği
Genel Başkanı Aydın,
Belediye Başkanı Cevat
Aldemir, belediye
başkanlarının halen
kullandıkları otomobillerin
bir hizmet araa olarak
görüldüğü için siyah plakah
olduğunu haurlattıktan
sonra "Belediye
başkanlanmızın pek çok
kişiden ayrıcalıklan
olmasına rağmen
kullandıklan arabalann bir
özel işareti, plakalanmn
özel bir rengi yoktur.
Belediye başkinlan için
Özel plaka uygulamasına
geçilmeli ve kuUarulan
arabalar hizmet araa
olmaktan çıkanlarak
makam arabası haline
getiriuneli" dedi.
ANAP bölge
toplantıları
• ANKARA (ANKA) —
ANAP, örgütte yapacağı
yeni düzenlemeden önce
bölge toplantıları yaparak
sorunlan yerinde
belirleyecek. ANAP
Başkanhk Divanı'nda
ortaya atüan ve Genel
Başkan Mesut Yılmaz
tarafmdan benimsenen
görüşe göre parti bu ay
içerisinde tamamlayacagı
tüzük değişikliklerinin
ardından "örgütte
yenilenme" sürecini
başlatacak. Yûbaşuun
ardmdan Mesut Yümaz'ın
çıkacağı teşekkür
gezilerinde "bölge
toplantıları da" yapılacak.
Aglık grevi
• BUCA (ANKA) — Buca
Cezaevi'nde sürdürülen
açhk grevinde
rahauızlanarak hastaneye
kaldırılan 4 tutuklunun
sağhk durumlannın endişe
verici boyuta ulaştığı
bildirildi. Hastaneye
kaldınlan 4 tutuklu,
doktorlann tedavisini
reddederek açlık grcvine
devam ediyorlar. Buca
Cezaevi'nde 26 gündür
"yaşam koşullarının
düzeltümesi" talebiyle açhk
grevi yapıhyor.
Eminönu'nde
korsan gösteri
• tSTANBUL (AA) —
Eminönu'nde korsan gösteri
yapan bir grup lise
öğrencisi, pankart asıp,
bildirüer amktan sonra
dağıldılar. Sirkeci Tren
İstasyonu yanında saat
14.30'da toplanan 50-60
kişiük öğrenci grubu, üst
geçide pankart astılar ve
okul yonetimi hakkında
aleyhte sloganlar atarak
Sultanhamam ve Yeşüdirek
yönlerindeki ara sokaklara
doğru kaçtüar. Yetkililer,
korsan gösteriden sonra üst
geçide asılan pankartm
indirildiğini, göstericilerin
yakalanmasma çahşıldıgını
bildirdiler.
Antalya'nın
borcu
• ANTALYA (Camhuriyet
Bürosu) — Antalya
Belediyesi'nin vergi borcu
olan 50 milyar üra için
geürlerine konulan haciz
karannın kaldmlacağı
bildirildi. DYP'li Belediye
Başkanı Hasan Subaşı,
Maliye Bakanı Sümer Oral
ile görüşerek iki yıldır
süren haciz karanrun
kaldmlacağı sözü
aldıklannı söyledi.
Tamcan'ın
annesi: Sokak
inf azı yapüıyor
• tstanbul Haber Servisi
— tstanbul Emniyet
Müdürlüğü tarafmdan, 4
aralıkta pusu kurularak
öldürükn Emniyet Müdür
Yardımçısı Şakir Koç'un
katilleri olarak aranan 5
kişiden Kemal Tamcan'ın
annesi, oğlunun "sokak
infazı" ile öldürülmek
istendiğini ileri sürdü.
Kemal Tamcan'ın annesi
İkbal Tamcan dün basma
yapnğı yazıh açıklamada,
"Kemal Tamcan benim
oglumdur. Basının ve
televizyonun polis kaynaklı
bu haberle oğlumu afışe
etmesi,
Cumhurbaşkanı'ndan
Emniyet görevlilerine kadar
ilgili ilgisiz herkesin daha
yargı önune çıkartılmamış
bu insanları kamuoyuna
'katil' diye lanse etmesi,
oğlumun bir sokak infazına
kurban seçüdiğini
gostermektedir" dedi. tkba)
Tamcan, polisin prestijini
kurtarmak için birtakım ve
isim ve fotoğraflann olayır
faili olarak gösterilmesinin
Türkiye'de ilk olmadığrm
öne sürerek "Sorgusuz
sualsiz yapılacak bir infazı
meşruluğu yaratılmak
isteniyor" dedi.