Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURtYET/9
GOREVE IADE
CSO müdürü görevine döndü
• ANKARA (AA) — Eski Kültür Bakanı Gökhan
Maraş tarafından görevden alınan Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrası Müdürü Hasan Hüseyin Akbulut
göreve iade edildi. Kültür Bakanlığı yetkililerinden alınan
bilgiye göre geçen ekim ayında görevden alınan Hasan
Hüseyin Akbulut, Ankara 8. ldare Mahkemesi'nden
aldığı "yürütmeyi durdurma" kararı sonrası Bakan Fikri
Sağlar tarafından CSO Müdürlüğü görevine dün iade
edildi. Eski Bakan Gökhan Maraş, CSO'nun yurtdışı
turnelerini iptal ettikten sonra yaptığı açıklamada,
"Turnelerin çoğu turistik gezi oluyor" demiş, buna tepki
gösteren Akbulut da bir örneğını bakana gönderdiği
basın açıklamasında "Bakanımızın açıklamasının yanlış
bilgilendirmeden kaynaklandığını umuyoruz" görüşüne
yer vermişti. Gökhan Maraş'ın emri ile hakkında disiplin
sonışturması açılan ve "basma izinsiz demeç verdiği"
gerekçesiyle görevden alınan Akbulut'a, bir maas
tutarında da para cezası verilmişti.
SERGİ
Tbprak'ta iki sanatçı
Kültür Servisi — Aksaray'daki Toprak Sanat
Galerisi'nde bugünden itibaren 18 ocak gününe dek iki
sanatçının yapıtlanna yer veriliyor. Öğretim uyesi ve
heykeltıraş Prof. Dr. Haluk Tezonar'ın heykel çalışmalan
bu sergilerden biri. Halen Marmara Üniversitesi Heykel
Bölümü Başkanı Tezonar yurtiçi ve dışında pek çok
sergiye katıldı. Tezonar geçen yıl Çeşme'de "Turgut Reis",
Selçuk Üniversitesi'nde "Büyük Türk lmparatorluklan ve
Atatürk Devrimleri", Japoya Hirosima Dünya Barış
anıtlarını gerçekleştirmişti. Galerideki diğer sergi ressara
Yaşar Çalh'nın resimlerinden oluşuyor. İDGSA'dan
mezun olduktan sonra on yıl boyunca Prof. Sadi
Diren'le Eczacıbaşı Seramik Fabrikası'nda çalışmalar
yapan sanatçı, 1987 ve 1988 yıllarında Irak Kültür
Bakanlığı'nın davetlisi olarak Irak'ta bulundu. İçinde
bulunduğumuz yıl ABD'de iki kişisel sergi açan Çallı
halen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ressam ve sanat
danışmanı olarak çalışıyor. (Fotograf: Prof. Tezonar'ın
biist çalışması)
ODUL
Ulvi Cemal Erkin'e ödül
• ANKARA (AA) — "Turk Beşleri" olarak adlandırılan
grubun en önemli isimlerinden besteci Ulvi Cemal Erkin,
ölümünden yirmi yıl sonra Altın Şeref Madalyası'yla
ödüllendirildi. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından
her yıl çoksesli müzik afenında çalışmalarda bulunan unlü
bestecilere verilen vakıf "Altın Şeref Madalyası", dün akşam
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da katıldığı bir törenle
"Post Mortem" olarak iînlü besteciye verildi. 1972 yılında
ölen Erkin, Türkiye'de evrensel çoksesli müziğin tanmması,
benimsenmesi ve Türk motifleriyle gelişmesine tüm
olanâklarıyla katkıda bulunduğu için ödüle değer bulundu.
Cumhurbaşkanı özal, törende odülu, bestecinin eşi unlü
piyanist Ferhunde Erkin'in rahatsızlığı dolayısıyla kızına
verdi. Cumhurbaşkanı Özal, ödülü verırkeayaptığı
konuşmada, Ulvi Cemal Erkin'in Türk muzik yaşamındaki
önemli yenne değinerek, 1992 yılının "Erkin Yıh" olarak
kutlanmasını dilediğini söyledi.
AVRUPA FİLMLERİ HAFTASI
Avrupa sinemasında kadın
Kültür Servisi — Avrupa Topluluğu Film Haftası,
"Avrupa Sineması'nda Kadın" adı altında, 15-22 aralık
tarihleri arasında lstanbul'da yer alacak. Almanya,
Belçika, Fransa, Hollanda, tngiltere, Ispanya, İtalya,
Yunanistan ve Turkiye'nin katılımıyla duzenlenen bu
hafta boyunca filmler Italyan Kültür Merkezi'nde
Şösterilecek. Ayrıca, Almanya, Fransa, Hollanda,
Tngiltere ve Ispanya adına katılan filmlerin yonetmenleri
de bu haftanın konukları olarak lstanbul'da
bulunacaklar ve 21 aralık cumartesi günu, saat 18.00'de
yer alacak olan panele katılacaklar. (Fotoğraf: Her
Zamanki İşler adlı İngiliz filmi).
TEŞEKKÜR
Sevgili annemiz, eşim ÖZDEN YALMAN'ın
ameliyatını başarıyla yapan, sağlıkh yaşama
kavuşturan, bakım ve tedavisini şefkat, ovguye değer
bir yetenekle üstlenen,
GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ
Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Tbp. Tuğgeneral
say
,nFAHRETTİN ALPASLAN'a
öğretim uyesi Doç. Tbp. Yarbay Oğuz ÖZBAY,
Asiştanlar Tbp. Kd. Üsteğmen Kaya PULUR, Tbp. Kd.
Üsteğmen Sezai DEMİRBAŞ, Tbp. Kd. Üsteğmen
Hüseyin BALBUNAR, Tbp. Kd. Üsteğmen Ali Ihsan
BEKTAŞ, Tbp. Üsteğmen Salih TEK, Tbp. Üsteğmen
Cenk SEZER, Tbp. Üsteğmen Haluk ÜNALP ile
Başhemşire Teğmen Müge GÜRCAN, Hemşire Şenay
ÖCUZ'a kalbi şükran ve teşekkurlerimizi sunarız.
ÇOCUKLARI: SEMtH-SEMİM YALMAN
EŞİ: METİN YALMAN
Öncülüğünü Spike Lee'nin yaptığı Siyah Yeni Dalga akımı yayılıyor
Beyazperdede kara dalgaSpike Lee, John Singleton,
Bill Duke, Mario Van
Peebles ve Matty Rich gibi
yönetmenlerin "kara
filnTleri son dönemde
Hollywood'da gözde.
Amerikan sinemasını siyah
bir yeni dalga sardı.
Kültür Servisi — Spike Lee artık yaJ-
nız değil. 'Do The Right Thing' (Doğ-
nısunu Yap) ve 'Jungle Fever' filmleri-
nin yönetmeni Lee'nin öncüluğunü yap-
tığı 'siyah yeni dalga' akımı, Hollyvvo-
od'da günden güne yaygınlaşıyor.
Bu akımın üç yönetmeni, geçen Can-
nes Fılm Şenliği'nin gözdesiydi. Kasvetli
yapıtlanyla tanınan ve şu sıralar 'A Rage
in Harlem'in (Harlem'de Bir Öfke) çe-
kimlerini tamamlamak üzere olan 'kibar
dev' Bil Duke. tlk filmi 'Boyz N the
Hood' ile ayakta alkışlanan 23 yaşmdaki
Los Angeles'lı sutkuzusu John Single-
ton. Ve elbette ufak cüssesinin kocaman
izdüşümüyle Amerikan sinemasının uf-
kuna damgasını vuran Spike Lee.
Birlikte oluşturduklan etkileyici tab-
lo bir yana, kişisel farklüıklar taşıyan bu
üç adâmın en az iki ortak özelliği var:
Tenlerinin rengi ve seçtikleri uğraş. Üçü
de siyah, üçü de fılm çeviriyor. Gerçek-
ten de Hollywood'un pembe düş üreti-
cilerinin varbğmdan bile haberdar olma-
dıklan bir dünyayı anlatan güçlü film-
ler çekiyorlar. Üstelik kendi olanaklany-
la! Kimileri, bunu bir 'devrim' diye ni-
teliyor.
"Bütün zamanınu ve gücümü, bana
'siyah yönetmen' denilmesin diye harca-
yacak degilim. Ben bir yönetmenim,
hepsi bu!" Spike Lee, 'Roiling Stone'
dergisine yaptığı açıklamada: "Ameri-
ka'da beyaz bir insanın siyah bir insa-
na bakıp da onun siyah olduğunu fark
etmeyecegi bir zaman bana hiç de j akın
görünmnyor."
Lee, kurallan pek takmayan biri.
Ama onu bugün bulunduğu yere getiren,
yalruzca bu özelliği değil. 'Mo' Better
Biues' ve başyapıtı 'Do The Right
ThiBg'e imzasını atan Lee'nin fümleri,
tıpkı kendisi gibi irkiltici, öfkeli, taşkın
ve pınltılı.
Bu arada, Los Angeles'ta oturan Nor-
veçli sinema yazan Sindre Kartvedt'e ba-
Ümraniye
Kühürevi
SPİKE LEE'NÎN BASYAPITI SAYILIYOR—John Savage'ın da oynadığı "Do The Rigbt Thing", Spike Lee'nin basyapıtı nite-
liğinde. Film, Amerikan sinema tarihinde birdönüm noktası olarak göriilüyor.
kılırsa, asıl önemlisi, Spike Lee'nin Holly-
wood'daki eylemindeki artık yalnız ol-
mayışı. Bu yıl ABD'de gösterime giren
yaklaşık 400 filmden 19'u Afro-
Amerikalar tarafından çevrilen bu tür
filmlerin toplam sayısının da aynı oldu-
ğu göz önüne alınırsa, durum daha iyi
anlaşılabilir.
'Jungle Fever'ın ve şu sıralar Türki-
ye sinemalannda gösteriknekte olan
'New Jack City'nin (Zehirli Sokaklar)
yıldızı Wesley Snipes, söz konusu tırma-
nışa ilglnç bir yorum getiriyor: "Bir top-
lum belli insanlan sürekli ezdiğinde on-
lara normalin iki katı daha basanlı ve
akıllı olmak için gerekli ortamı saglıyor
aslında. Yayı ne kadar asağı çekerseniz,
ok o kadar yukan fırlar...'
Son filmi 'Jungle Fever'ın daha şim-
diden çok ciddi gişe rakamlanna erişme-
si, Spike Lee için tek başına bir anlam
taşımıyor. Lee, son yülarda Cannes Şen-
liği'nde 'Do The Right Thing' ve 'Jungle
Fever' ile Altın Palmiye'yi hak ettiğine,
ama ırkçı eğilimlere kurban gittiğine ina-
nıyor. Lee'ye bakılırsa, bu tür ödüller
daha çok para, dolayısıyla daha büyük
projeler ve daha fazla özerklik anlamı-
na geliyor.
Yan-otobiyografik, belgesel ağırlıkh
'Straight Out of Brooklyn' adlı filmiy-
le yeni akımın yelpazesinde yerini alan
19 yaşmdaki Matty Rich, "Birilerini
soymak, köşebaşında oturup bir şeyler
satmak, adam öldiirmek yerine beynimi
kullanmaya başladım" diyor. "Onlar
Amerikan ruyasına kestirmeden ulaşa-
lım derken öldiiler, ölüyorlar. Bro-
oklyn'in duvarlanna yıkıp bu dünyadan
kurtulmak istiyorlar. Ben de istemistim.
Oysa kurtulmak için kaçmaya cabala-
mak gereksiz. Asıl başanya içeriden ula-
şdabilir. Filmimin bütun aolattığı da bu
zaten."
Mario Van Peebles'ın 36 günde çek-
tiği 'New Jack City' şu sıralar ülkemiz-
de de ilgiyle izleniyor. Peebles, olaya
Spike Lee'den biraz farklı bakıyor; >'âl-
nızca 'kara film'lerle yetinmemekten,
her türlü projeyi değerlendirmekten ya-
na Peebles: "Parayı veren düdügü ça-
lar, Hollywood'un altın kuralıdır. Pa-
ra için her seyi yaparlar. Bu noktada
siyah-beyaz aynmı yapılmaz. Tek renk
vardır, o da yeşildir."
'Boyz N The Hood'un yönetmeni
John Singleton da benzer görüşte: "Ka-
ra filmler, para getireceklerine inanıldıgı
sürece yapdmaya devam edecekür. Ama
bir gün para akıtamayacak olurlarsa,
göriirsünüz, soylan tükeniverir."
Spike Lee, Amerikan sinemasında
'kara dalga'nın yükselişine karşın, o ka-
dar iyimser değil. Lee, "Bu filmi
istiyorum" dediğinde akan sular dura-
cak tek kişinin Eddie Murphy olduğu
kanısında. Paramount şirketıne milyar-
larca dolar kazandıran Murphy'nin is-
tese siyahlara buyük olanaklar kazandı-
rabileceğini, ama buna yanaşmadığım
söylüyor Lee:
"Mkhael Jordan, Eddie Mnrphy, Bill
Cosby, Janet Jackson gibi birkaç Afro-
Amerikalının doruğa çıkması, siyahla-
nn şeytanın bacagını kırdıkları anlamı-
na gelmez. Bugun siyah alt sınıt her za-
mankinden daha kaiabalık. tşler bizler
için hiç de yolunda değil..."
SANAT KULİSİ
Kız açıklığı seviyor Son zamanlarda
Japonya'da adların-
dan çokça söz etti-
ren iki Miyazavva
var. Bunlardan biri,
Japonya'nın yeni
Başbakanı Kiichi
Miyazavva. Bu, 72
yasındaki eski biı-
rokrat zaman zaman
yaptığı uzun ve hiç
de açık olmayan ko-
nuşmalarla dikkati
çekivor. 18 yaşmda-
ki gozde oyuncu Rie
Miyazavva ise biraz
fazla açık pozlarıyla
bütun Japonları
afallatıyor. Rie Mi-
yazavva, bir süredir
ülkesinin önde gelen
"bişojo talento"la-
nndan biri, yani güzel ve yetenekli genç kızlarından. Bu güzel
ve yetenekli kızların, TV gösterilerinde kadın zarafetinin eşsiz
örneklerini sundukları söyleniyor. Ama geçenlerde Japonya'nın
en büyük ve saygın iki gazetesi, "Yomiuri Şimbun" ve "Asahi
Şimbun"da Rie^nin tumden çıplak reklam fotoğraflannın ya-
yımlanması, kimi Japonlarca hiç de hoş karşılanmadı. Dahası,
bu iki saygıdeğer gazetenin bu fotoğraflara yer vermesi ve Rie
1
nin kendisını boylesine sergilemesi şaşkmhkla karşılandı. Ne var
ki fotoğrafların yarattığı skandal Rie'nin yerini daha da güç-
lendirdi. Rie'nın fotoğraflanyla reklamı yapılan "SantaFe" adlı
fotoğraf albümu için ilk ağızda 300 bin sipariş geldi. Şimdi ken-
dısine yöneltilen soruları yanıtlarken, hiçbir şeyden pişman ol-
madığını ve hiçbir şeyi "gizlemek" istemediğini söylüyor genç
kız. "Sanınm" diyor Rie, "18 yaş hayatımm çok özel bir done-
mi olacak" Butün Japonlar da bu özelliğin ne olacağını merak
ediyor.
Transferin gözdesi Woody
VVoody Allen'ın filmlerinin
Hollyvvood ölçütlerine gore faz-
la para kazandırmadığı, ama ya-
pımı üstlenen şirkete saygınlık
getirdiği hep söylenir. Belki de
bu yüzden, bugune kadar Ori-
oa Pıctures'a uun 11filmyap-
mış olan Woody'nin yeni filmi
için kendine geçici bir şirket ara-
dığı duyulunca, dünyanın en
güçlü stüdyoları "Jaws"daki kö-
pekbalıkları gibi, Brooklynli Ya-
hudi sinemacının cevresinde do-
lanmaya başladı. VV'oody'nin gi-
şe geliri en yuksekfilmi"Han-
nah ve Kızkardeşleri"nden yal-
nızca 40 milyori dolar elde eden,
"Kurtlarla Dans" ve "Kuzulann
Sessizliği" ile en taze gişe rekor-
larını altust eden Orion Pictu-
res, daha onceki başansızlıkla-
rı sonucu 300 milyon dolarhk
bir banka borcuyla yuz yüzey-
di. Bu yüzden de Allen'ın yeni
projesini karşılayamayacaktı.
VVoody Allen, Disney ve 20th
Century Fox şirketlerinin parlak
onerilerini de gözden geçirdik-
ien sonra, sonunda unlü Sony
grubuna bağlı Tri-Star Pictures
1
la çahşmaya karar verdi. Wo-
ody'nin bu karara varmasında,
Orion'da uzun yıllar birlikte ça-
lıştığı Mike Medavoy'un şimdi
Trı-Star'ın başında olması bü-
yük rol oynadı. Orion mali bu-
nalımdan sıyrılamazsa, Woody
Allen'ın "kiralık yönetmen" sta-
tusünden çıkıp Tri-Star'la uzun
sureli bir sözleşme imzalaması
bekleniyor.
Füruzan'a göre Marx
"Kadın" dergisinin bu ay çı-
kan sayısında Füsun Erbulak,
Füruzan ile değisen dünya, sa-
natın yeri ve erkekler üzerüıe bir
konuşma yapmış. Erbulak'ın ıs-
rarla "erkekler" diye
"dayatması" üzerine şunları
söylüyor Füruzan: "Ben erkek-
lerden o kadar çok öğrendim ki!
Dünyaya bakışları, hayatı algı-
layışları, kadmlan değerlendir-
meleri, beni hep düşundunnüş-
tür. Kimi zaman onlara karşı hiç
öfke duymayışımı, bazı feminist
arkadaslar yanlış yorumladılar.
Üstelik biliyoruz ki kadınların
geüşmesi ve ilerlemesi adına pek
çok erkek, ciddi biçimde savaş
vermişti. Say-abileceğim doruk-
ta erkek kimliği ıse Mara'tır. Be-
nim ikinci yarım olan erkeklere
karşı, kötu şeyleri düşunmeyi
yersiz buluyorum. Kötülüğün
olduğu yerde, bir kadın olarak
onu terk etme hakkına sahipsi-
niz. Becerebilirseniz. Tolstoy'un
kadın karakterleri harikadır, sa-
heserdir;' Son günlerde femi-
nizmden çok "bıyıksızlık" mo-
da. Füruzan'ın örnek olarak
sunduğu iki erkek ise hem bıyık-
lı, hem de oldukça sakallı. Ba-
kalım, Füruzan'ın söyledikleri-
ne feministler mi yoksa
"bıyıksız" erkekJer mi karşı çı-
kacaklar?..
Fiinızan
'Sevgili Yelena Sergeyevna', Kent Oyuncuları tarafından sahneleniyor
Eğitim sistemine atılan neşter
• Knltür Servisi —
Umraniye Belediyesi'nin
katkılanyla bugün açüacak
olan Umraniye
Kültürevi'nde her cumartesi
ekonomi, spor, sanat,
siyaset, psikoloji, felsefe,
ekoloji, devlet ve demokrasi
konulannda konferans,
seminer, soyleşi ve
tartifmalara yer verilecek.
Umraniye Belediye Baskanı
Şinasi öktem tarafından
saat 17.00'de açılacak olan
Kültürevi'nde, konulanyla
ilgili olarak Halil Bektay,
Aslan Baser Kafaoğlu,
Murat Belge, Taha Parla,
lsmail Cem, Ercan Karakaş,
Asaf Savaş Akat, Zülfü
Dicleli ve Omer Bedri
Canatan her hafta
dönüşümlü olarak
konferans verecek.
Beyaz Yiuıııs
Beyoğlu Cafede
• Kühür Servisi —
Beyoğlu Sineması'mn
düzenlediği haftalık sanat
etkinlikleri kapsamında
bugün dinleti ve söyleşi var.
Beyoğlu Sineması'mn
kafeteryada başlayacak
dinleti sonrası Orhan
Pamuk, Gizli Yüz ve
Sinemaya Genel Bir Bakış
başlıklı bir soyleşi yapacak.
Söyleşinin başlama saati
17.00 Mephisto
Kitapevi'nde ise saat
14.00-17.00 arası Küçük
tskender, Sunay Akın ve
Muzaffer özdemir
kitaplarını imzalayacak.
Tuğlacı
akademi tiyeâ
• Knltir Servisi — Türk
dil ve tarihçiliğine
katkılanyla bilinen
araştırmacı ve yazar Pars
Tuğlacı, Uluslararası MtDl
Akademisi'ne (Academie
Internationale des
Intellectuels) üye seçildi.
Dostlar Korosıı
Zonguldak
?
ta
DtKMEN GÜRÜN
UÇARER
Sevgili Yeleaa
Sergeyevna / Yazan:
Ludmilla Razumovskya /
Dekor: Süha Öztartar /
Yönetmen: Yıldız Kenter
/ Oynayanlar: Yıldız Kenter,
Aslı Altıner, Sedat Bora
Seçkin, Hakan Gerçek, Ziya
Kürküt / Kent Oyunculan.
llkokul çağından başlayarak
gençlerin yanş atlan gibi not pe-
şinde koştumlduğu çarpık bir
eğitim sistemi içinde taze beyin-
ler giderek tedirginleştirecektir
kuşkusuz. "Sevgili Yelena
Sergeyevna" bu gerçekten hare-
ketle eğitim sorunlarını tartış-
maya açıyor. Bize Belgi Pak-
soy'un önerisi ve akıcı Türkçe-
siyle kazandırılmış olan oyun,
taşıdığı evrensel boyutlarla
önemli sorunlan gundeme geti-
riyor. Bunun yanı sıra Razu-
movskya'nın kurgusundaki ge-
riüm ve çatışma unsurlan, içe-
riğin hareketli bir tempoda tar-
tışılmasım sağlayarak Y. Ken-
ter'in yorumunun da katkısıyla
ilgiyi sürekli ayakta tutuyor.
Yelena öğrencilerine "Rusya-
yı sizden kurtannak gerekir"
derken bir yandan garip bir ül-
kücülük örneği sergiler, öte yan-
dan sorgusuz sualsiz şartlanmış-
hğının sınırlannı çizer. O, "ide-
alist kavramlan gerçekçi Uke-
ler" haline getirmiş bir kişidir.
öğrenciler ise ahlak değerlerinin
• Kültür Servisi — Dostlar
Korosu'nun Ankara,
Istanbul ve en son 1-3
Kasım 1991 tarihlerinde
Almanya'mn Frankfurt ve
Köln kentlerinde Ruhi Su
Anma Gecesi konserleri ile
süren 1991 yılı etkinukleri
yann Maden Mühendisleri
Odası Zonguldak
Şubesi'nin düzenlediği
Zonguldak Konseri ile
devam edecek.
BUGÜN
• Aydınlann müziğe
bakışı Hilmi Yavuz, Murat
Belge ve Onat Kutlar,
Atatürk Kitaphğı'nda saat
14.0ffte "Günümüz
Türkiyesi'nde Aydın
Kesimin Müziğe Bakışı"
üzerine konuşuyor. (149 09
45)
• Fatih döneminde
topçuluk Prof. Dr. Emre
Dölen'in 'Fatih Devrinde
Topçuluk' konulu söyleşisi
saat 10.30'da Ircica'da. (160
59 88)
• Cem Karaca İle Basın
Müzesi'nde saat 15.00'ten
itibaren Cem Karaca müzik
üzerine konuşuyor. (160 45
88)
• Kachnlar ve siyaset
Kadıköy Kültür ve Sanat
Merkezi'nde saat 15.00*te
"Kadınlar ve Siyasal
Yaşam" konulu söyleşi
izlenebilir. (360 90 05)
• Yasayan galeri Alman
sanatçı Gisela Weimann'ın
Berün'de Yaşayan Müze
Galerisi konulu söyleşisi
saat 17.00'de BM Çağdas
Sanat Merkezi'nde. (131 10
23)
bugün
bilsak
HEM YÖNETMEN HEM OYUNCU— Sovyet yazar Ludmilla Razumovskaya'nın "Sevgili Velena Sergeyevna" adlı oyununun yö-
netmenligini üstlenen Yıldız Kenter, oyunda aynı zamanda başrolde.
tartışüdığı bir ortamda Yelena'-
nın kötü idealizmine yer olma-
dığını savunurlar. Yelena için
önemli olan hangi koşullarda
olursa olsun düriıstlük ve iyilik-
tir. Çocuklar ise bugünün ko-
şullarında dürüstlüğün ne oiup
ounadığını sorgularlar. Mate-
matikten kötü not alacakları
için diledikleri üniversiteye gir-
me şansım yitirecek olan Vitya
veya Pasa'nın, olanakları sah-
tekârlıkla zorlamak istemeleri
tabii ki suçtur ama sistemin on-
ları başmdan engellemesi hak
mıdır? Bu, tartışılması gerekli
bir sorundur. Yelena'mn yaptığı
ise bu sorunun üzerine gitmek
değil, ideallerine ısrarla bağlı
kalarak Volyoda'mn deyişiyle
olaya bir Antigone tavnyla yak-
laşmaktır. Bu, oyun başiar baş-
lamaz algılandığı gibi, kadının
sistem içindeki yalnızlığından,
unutulmuşluğundan da kaynak-
lanan bir tavırdır. Altmış kuşa-
ğının inançlı ama düş kınklığı-
na uğramış Yelenası, sistemi sa-
vunmanın ötesinde biraz da
kendini kanıtlamak için dıkile-
cektir çocukların karşısına. Yıl-
dız Kenter'in ölçülü yorumun-
da bu ikilem hemen yakalanı-
yor.
Öğrencileri ise "ortak pasta-
dan güzel bir parça kapma"
adına kısıldıklan bu kapanda
aynı ikilemi yaşarlar. Tüm uğ-
raşlan, ahlak değerlerini sorgu-
ladıkları bu düzen içinde sağlam
bir yer edinebilmektir. Bu işe
deney olsun diye girdiğini söy-
leyen hırslı Volyoda bile bir
noktada saf bir çocuktur. Genç
bir kadrodan izlediğimiz öğren-
ciler yer yer coşkulu, yer yer se-
vecen, yer yer sevecen, yer yer
çoşkulu, ısrarlı, şaşkın, pişman
ve çocuksu...
Yıldız Kenter'in yorumunda
sistem tartışmasının yanhş/doğ-
ru sınıflamasına saplanmadan
gelişmesi, dengelerin korunması
açısından önemli. Gözdağının
vahşet sınırlannı zorladığı nok-
tada bile iyi/kötü aynmına gi-
dilmemesi sistemin sorgulanma-
sını öne çıkartarak oyunu ko-
layca kayabileceği melodram
havasına sokmuyor. "Yelena
Sergeyevna" hepimızin, özellik-
le eğitimcilerin, öğrencilerin
uzerinde tartışması gereken bir
oyun olarak dikkat çekiyor.
7 ARALIK CLMARTESİ
ATÇ Seminerlcri:
"ITI Kongrcsi vc
Duşundürdüklcri"
Ccngı/GÜNDOĞDU
Fotoğraf Çalışmalan
M Ziya L'LKENCİLER
yoııaınıinılc
Çalışmalar
ı Anüık lan ıiıbıırcn
Salı-Pcrynıbc
19 30-21.30
Stnımik Çalışmalan
KadriycE/ci AĞAOĞLU
BİLSAK FINDIKLl
Cal'e-I$ar-Restaurant
Re/,er\as)on:
1523X68-1520130
Care-Fojer-Kar(Giriş)
I 2 X ( X U
AfrkanCafe-Barp.Kjıi)
Panv
bilsak, sır<ıselvılcr c.ıd.,
soğ,ınc ı snk. 7 rıhtingır
14(28 79-')1
)