Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına
Berin Nadi # Murahhas L'ye: Emine Dşakbgil % Genel Yayın Muduru:
Hasaa Ccınal. Yazı Işlerı Mûduru- Okay Conensin 0 Haber Merkezı
Muduru: Yalçm Bayer, Sa>fa Duzenı Yonetmenı AH Acar # Temsılcıler.
ANKARA Ahmct Tan, IZM1R Hikmel ÇHıakayı. ADANA Çrtin Yigenoglı
Ekonomı. Metal Taner. Dış Haberler Ergun Bakı, Kultur: Cel»l Üster, Yurt Haberlerı. Necdet
Dogan, Spor Damşmarı. Abdulkadir Yacelraan, Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, Araşlırma. Şahin
Alpa>, Duzeltme: AMullah Vazıcı « Koordinator: Ahmel Korulsan % Malı Işler: Erol Erkut «
Muhasebe Bulenl Yener 0 Butçe-Planlama Scvgi Osmanbeşeoğlu % Reklam: Ajş« Tonın % ldare
Huseyin Garer • İşletme: Önder Çelik • Bilgi-lşlem: Nail Inal 0 Persone!: Sevgi Bostancıoglu
Basan ı* Yatan. Cumfaurıvel Malbaaelık .:• Gazdccılık T A.Ş. Turkocafcı Cad 39/41 Cagalothı
34134 1SI PK 246 Islanbul Td 512 05 05 (20 hall, Tdex 2224«, Fa* (1) 526 60 72 # Bürvlar
*«k>«: Zıya Gökilp Blv Inkılap S. No 19/4 Td 133 11 41-4''. Tdej 42344, Faı (4) 133 05 65
# Umır H Zıya Blv 1352 5 2/3. Td' 13 12 30. Tdcj 52359 Fa* (51) 19 53 60 % 1 t e
lnonü Cad 119 S. No I Kal I, Tel 19 37 52 (4 haı), Tdcu 62155. Fax (71) 19 25 78
TAKVIM: 7 ARALIK 1991 Imsak: 5.36 Güneş: 7.08 öfle: 12.00 Ikindi: 14.21 Akşam: 16.42 Yatsı: 18.08
Onassis'in
Christina'sı
çırılçıplak
kaldı
Yunanlı armatör
Onassis'in Christina adlı
yatındaki 500'den fazla
değerli eşya büyük bir
dikkatle söküldü,
ambaJajlandı, deniz
kuvvetlerinin depolarına
kaldınldı. Yat ise açık
arttırma ile satılacak.
STELYO BERBERAKİS~
ATİNA — "Christina" ar-
tık çınlçıplak. Dünyanın ünlu
zenginlerinden Yunanlı arma-
tör Aristotles Onassis'in sevgili
yatındaki 500'den fazla değerli
eşya büyük bir dikkatle sökül-
dü, ambalajlandı, deniz kuv-
vetlerinin depolarına kaldınl-
dı. Yatın kendisi şimdi açık
arttırma ıle satılacak. Mahke-
me kararı ile sökülen Christi-
na yatından alınan değerli eş-
yalann Onassis'in servetini yö-
neten Onassis Vakfı tarafmdan
satın alınacağmdan ve Onassis
Müzesi'ne koyulacağından söz
ediliyor.
1970 yüında ölen ünlü arma-
tör, sevgili yatıru 1953'te Kana-
da'nın gemi mezarlığında keş-
fetti. Dünyanın en şatafath yatı
haline gelen korvet tipi yatı,
Onassis devlete hibe etti. Yatın
adı "Argo" olarak değiştirildi,
yalruz cumhurbaşkanları tara-
fmdan kullanıldı.
Ancak "Christina" yaü had-
dinden fazla "lüks" idi. tçin-
deki gömme banyosu carrara
mermerinden, muslukları al-
tından, küvetin içi ise değerli
taşlarla döşeliydi. Konukları
ağjrlayan misafir salonu altın
işlemeli ortullerle kaplı; yerle-
ri gümüş mozaikler, yatın iç
duvarlannı en değerli tablolar
süslüyordu.
Dünyanın en ünlü zenginle-
rinden biri olan Yunanlı arma-
tör Aristotles Onassis'in ken-
disinin ve aılesinin başına ge-
lenler dillere destan olmuştur.
Onassis 1923'lerde mübadele
ile Anadolu'dan Yunanistan'a
göç eden yoksul bir ailenin ço-
cuğu olarak yola çıkan ve da-
ha sonra multimilyoner olan
bir kişilikti. Yirmiüç yaşında-
ki oğlunu, hâlâ muamması çö-
zülemeyen bir uçak kazasında
yitirdi. llk eşi de aynı şekilde
hâlâ üzeri giz perdesiyle örtü-
lü bir cinayetin kurbanı oldu.
Daha sonra en büyük aşkı ün-
lü soprano Maria Callas ile ta-
nıstı. Kennedy'nin öldürülme-
sinden sonra eşi Jackie ile "ti-
caret mukavdesini" andıran
bir evlilik yapü ve nitekim ken-
disi kas yetersizliğine yol açan
garip bir hastalığa yakalanarak
yaşamını yitirdi. Onassis geri-
de büyük bir servet bıraktı.
Servetin tek hamili de hayatta
kalan tek kızı Christina idi.
Christina da bilindiği gibi üç
yıl önce garip bir şekilde öldü.
Ama Onassis'in yaşamında bir
Christina daha vardı. Bu
"Christina" en sevdiği yatırun
adını taşıyordu.
Çocuk Vakfı
'Çocuk
yuvaları
tarîkatçılann
elinde'
Isunbul Haber Servisi —
Türkiye Çocuk Evleri Vakfı
Genel Müdurü Selim Kazak,
yaptığı yazıh açıklamada, "Ço-
cuk yuvalan ve >etiştinne yurt-
lan tarikatçüann elinden kur-
tulmalıdır. Bu çocuklan şu ve-
ya bu görüşün militanı olarak
değil, sağlıklı insan olarak ye-
tiştinnek gerekir" dedı. Türki-
ye'de, anlaşılması güç bir ko-
runmaya muhtaç çocuklar so-
runu bulunduğunu söyleyen
sosyal hizmet uzmanı Selim
Kazak, "Ülke kaynaklan, örf,
ftdet ve gelenekleri böyle bir so-
run olmamasını gerektirirken,
adeta zoria böyle bir sorun ya-
ratmısız. Konınması gereken
çocukların çok az kısmına hiz-
met verildiği, verilen hizmetin
yetersiz olduğu doğrudur. Ül-
ke kaynaklan israf edilmeden
kuUanılır, doğru çözüm yolla-
n izlenirse kısa sttrede konın-
maya muhtaç çocuk kalmaz"
dedi.
Türkiye Çocuk Evleri Vakfı
Genel Müdürü Selim Kazak,
yaptığı yazılı açıklamada, şu
görüşlere yer verdi:
"Sorun, bilimin gösterdigi
gerçeklerle çozülebilir. Gerek
ülkemizde, gerekse yurtdışında
bu konuda yapümış çok sayı-
da araştınna vardır. Yeter ki
gözümüziı gerçeklere kapatma-
yabm. Her şeyden önce çocuk
yuvalan ve yetiştirme yurtları
tarikatçüann dinden kurtulma-
lıdır. Bu çocuklan şu veya bu
göriisün militanı olarak değil.
saglıklı insan olarak yetiştir-
mek gerekir. Sonına kökJii çö-
zim bulunmazsa, bu çocuklar
ileride, toplumun başına daha
büyük sorunlar açacaktır."
Antalya Düzlençamı'rida dağ keçisi avlamak artık turistik faaliyetler arasında
Boymızun düştüğü anAntalya'da av partisine
katılanlardan birisi
Robert Giesbrecht,
Kanadah. Eşi ve kızı ile
birlikte avcı Ali
Üstay'ın konuğu.
Giesbrecht geçimini
avcılıktan sağlıyor. Avcı
pusuya yatıyor. Dağ
keçisi her şeyden
habersiz, kayaların
üstüne başını
kaldırıyor.
"Güümmm..!' Kurşun
kalbe giriyor. Keçi can
havliyle birkaç adım
atıyor. Sonra o
görkemli boynuzu
toprağa değiyor.
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA — Avusturya ma-
h Steyr marka dürbünlü tüfeğin
tetiği çekilip, mermi namlunun
ucundan büyük bir gürültüyle
fırladığı anda çevikliği ile ün sal-
mış olan dağ keçisi kaçmaya fır-
sat bulamamıştı. Tok bir ses du-
yuldu. Mermi kalbine girip çık-
mışü. Gürültü, dağlarda yankı-
lanmaya devam ediyordu. Kas-
lannın son gücüyle 5 ya da 10
adım atabilmişti erkek dağ ke-
çisi. Ön ayaklarının üzerine yı-
kıldı. Ardından bakakaldığı di-
şisi silahın gürultusünden fırla-
mış kaçıyordu. 1 metreye yakla-
şan boynuzlanm biraz daha dik
tutmaya çabaladı. ön ayaklan-
nı son bir çabayla hareket ettir-
meye çalıştıysa da sağ tarafa
doğru yıkıldı. Boypuzlan topra-
ğı deldi, hafifçe titredi.
Avcı, elini tetikten çekti, al-
mndaki teri sildi, birkaç saniye-
den beri tuttuğu nefesini bırak-
tı. Hedef tam isabetti. Yardım-
alar koştu. Gerçek bilgi dağlar-
da yankılandı: "Okee>-yy"...
Av olmak mı zor yoksa avcı
olmak mı?
Sabahm erken saatlerinde
başlayan av turu böyle sonuç-
lanmıştı. Antalya'mn Düzlerça-
mı bölgesinde bulunan Av Köş-
kü'nde saat 05.30.
— Rasgele, dediler birbirleri-
ne avcılar.
Ali Üstay, bugüne kadar 50
ülkede 150 çeşit hayvan avma
katılmıştı. lstanbul'da Boğaz'-
Avcı, tekeyi göriınce heyecanlandı. Tüfeğine mermiyi siirdü. Teke olanlardan habersizdi. Güneşe çıkıp sevindiği anda dağ-tepe yankılandı...
daki evini muze haline getirmiş
ve vurduğu hayvanlan burada
sergiliyordu. Türkiye'nin ünlü
avcılanndandı Üstay.
Robert Giesbrecht, Kanadalı.
Eşi ve kızıyla birlikte Ali Üstay'-
ın konuğu olarak gelmişti. Gi-
esbrecht, Kanada'da bir göl kı-
yısında yaşıyor, geçimini tuttu-
ğu bahklarla avladığı hayvanla-
nn postlannı satarak sağlıyor
Avcı Ali Üstay*ın yamnda or-
man görevlisi Şükrii Dursun,
Hüseyin Gökçe, Ömer Ali Dag-
han ve İsmet SagJam bulunuyor.
Avlanma alanı Çığlık mevkiye
gelindiğinde gözculer birer çalı-
lığa yarleşti. Çünkü dağ keçisi
akıllı hayvan. Araziyi çok iyi ta-
nıyor. Atik bir vücuda sahip,
koku alma hissi kuvvetli, ses du-
yumu ve görebüme yeteneği çok
gelişmiş. Buna karşın avcıda
dürbünlu tüfek ve gelişmiş dür-
bün bulunuyor. Aynca sabır ge-
rekli avcıda. Çalılann dibinde
sessiz sessiz konuşmalar oluyor:
— Abi, geccn gün büyük boy-
nuzlu teke buralarda gorülmüş.
Boynuzu 135 santim var. 8 yasa
vardır.
Gözcüler, 15 kadar dağ keçi-
si görmelerine karşın, bunlar di-
şi ve yavru oldukJanndan av için
plan yapılmıyor. Kanuna göre
bunlan vurmak yasak. Saatler
geçmek bilmiyor. Sabırla inatla
dürbünle dağ tepe tarandı.
Dağ keçileri, saat 10.00'a ka-
dar dolaşıyorlar. Sonra öğlen
14.00'e kadar uyuyorlar. Eğer
açıkta yatmazlarsa görme ola-
nağı yok. Çığlık'tan umut kesi-
lince diğer av bölgesi Yenice'ye
doğru hareket etti av ekibi.
Aylardan aralık. Dağ keçile-
rinin çiftleşme mevsimi. Dişi
özel bir koku yayarak kızgınlı-
ğmı beUi ediyor. Onun peşinden
de erkek keçiler takıhyor.
Gözcüler, sotaya yattı ellerin-
de dürbünlü. Sağdaki tepenin
ortasmda tek bir meşe ağacının
yamnda bir çift dağ keçisi görül-
dü. Boynuz uzunluğu 85-90 san-
timetre kadar. Yani yaşı 5 gibi.
Aradan bir saat kadar gecti. Da-
ha büyük bir teke geldi, küçuk
tekeyi dişinin yanından kovala-
dı. Ekip büyuk tekeyi görunce
heyecanlandı, hareketlendi.
Ali Üstay, tüfeğine mermiyi
sürdü, çahlıklara daldı. Yamnda
iki görevli.
Dağ keçisinin görmemesi ve
hissetmemesi için sık çalüıklann
arasından geçmek ve koku al-
maması için de rüzgârın estiği
yönden yaklaşmak gerekiyor.
Tekenin boynuzu 1 metre ka-
dar var. Önemli olan en buyük
boynuzlu tekeyi vurabilmek. Av-
a Ali Üstay, 1 saat 15 dakika ka-
dar sonra tekenin bulunduğu ye-
re yakm tepeciğe mevzilendi. Te-
kenin biraz ortaya çıkıp hedet
Yavru keçi vurana 2000 dolar cezaANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) —
Antalya'mn Düzlerçamı, Çubuk,
Sivridağ ve Olimpos Milli Parkı'nda,
"av sahası" olarak ilan edildiği 1981
ydından bu yana 777 yabancı 158 Türk
avlandı. Bölgede dağ keçisinin yaru sıra
alageyik ve ceylan bulunmasına karşın
sadece dağ keçisinin avlanmasına izin
veriliyor. Bugune kadar avlanan dağ
keçisi sayısı ise 580 adet.
Orman Genel Mudürlüğü denetiminde
gerçekleştirilen avlanmalardan belli bir
bedel alınıyor. Yabana avcılardan
alınan ücret avcı başına 50 dolar.
Aynca boynuz uzunluğuna göre tarife
şöyle: 80-100 santimetre uzunluğunda
dağ keçisi vurulursa avcı 1500 dolar
ödüyor. 100-110 santimetre boynuz
uzunluğu olursa 1500'e ek olarak her
santimetreye 50 dolar. 110 santimetre
yukansı ise 2000 dolar artı santimetre
başına 100 dolar. 80 santimetreden
aşağı boynuz uzunluğundaki teke, keçi
(dişi) veya yavru vurulursa ceza olarak
2000 dolar alınıyor. Hayvan,
yaralanması halinde 1000 dolar ceza
kesiliyor.
Türk avcılann tarifesi ise daha düşük.
Avcı başına günlük 40 bin lira. Keçi,
yavru ve boynuz uzunluğu 80
santimetreden aşağı olursa 1 milyon lira
ceza, 80 santimetre boynuz
uzunluğunun üzerinde olması halinde
ise 900 bin lira para ahnıyor.
Yaralamanın cezası ise 450 bin lira.
Her yıl 1 ağustos-31 mart tarihleri
arasında başlayan av mevsiminde bu yıl
8 adet dağ keçisi vuruldu. 10 yabancı, 5
Türk avcının İcatıldığı avlanma sonunda
elde edilen gelir 80 milyon lira. 1989
yüında elde edilen gelir 33 bin dolar,
1990 yüında ise 30 bin dolar olmuştu.
Bugüne kadar toplam döviz girdisi 625
bin doları buldu.
Antalya Orman îşletmesi'ne bağh av
sahalannın 120 bin hektar olduğunu
belirten yetkililer, burada dağ keçisi
sayısımn 4-5 bin civannda olduğunun
samldığım ve her yıl arttığını söylediler.
Ancak 10 yıldır süren avlanmalar
sonunda teke (erkek dağ keçisi)
sayısında azalma olduğu, keçi (dişi dağ
keçisi) sayısımn arttığı öne sürüldü.
olması bekleniyordu. Dakikalaı
saat gibi. Avantajı daha fazla
olan teke olanlardan habersizdi.
Güneşe çıkıp germdiği anda dağ
tepe yankılandı, menninin ete
girdiği duyuldu. tnsanoğlu akıl
ve sabır üstünlüğünü iyi kul-
lanmıştı.
Büyük bir çabayla av, düze in-
dirildi, fotoğraflar çekildi. Av
Köşkü'ne vanldığında hava ka-
rarmıştı. Raküar açıldı, tekenin
ciğerleri şöminede pişirildi ve
kutlama gerçekleşti. Kanadah
Robert Giesbrecht, "eliboş"
dönmüştü. Orman görevlileri
Musufa Gedikoglu'nu kaçak
avlandığı için yakalamış, tuta-
nak tutmuştu.
"Avcı bir doğa konımacısıdır
aslında" diyor Ali Üstay, "Çün-
kü avcı dişi ve yavru hayvanlan
vurmaz."
Av Köşkü'nde vurulan teke-
nin kutlaması yapıhrken diğer
odada, kaçak avlanarak bir di-
şi keçi ve yavm vuran Gökçe
köyden Mustafa Gedikoğlu'nun
sorgusu yapıhyordu.
— Neden vurdun hayvanlan?
— Eti için. Eve götüriip bü-
tün bir kış yiyecektim.
— Yasak ama.
— Biliyonım. Ama eti için
vurdum.
Gedikoğlu, evde 8-9 nüfus ol-
duğunu ve 'rençberlik'le kann-
lannı doyuracak, et alacak pa-
ra kazanamadığını söyluyor
hüzünle.
SEMPOZYUM
Tarîhi eser
kaçakçılığını
öneri önlemiyor
Hıristiyan dünyasının en büyük yortusu olan Noel yaklaşıyor. Nod'in simgesi
0
, a n N o e ! B a b a
- y a d a b u y o r t u s ı r a s ı n <
ı a ÇO
cuklara armağan dağıtmaktan, in-
sanlan mutlu etmeye, eglendirmeye kadar pek çok iş düşüyor. Buyük şirketler, iş yerleri. okullar, hatta evlerde verilen ozel Noel
partikri için profesvonel Noel babalar kiralanıyor. Bu profesyonel Noel babalar ise yortuya belli bir zaman kala eğitim göruyorlar.
Berlin'de de bu amaçla bir grup Noel Baba'ya Teknik Üniversite salonlarında neler yapmaları, nasıl giyinmeleri ve nasıl davranma-
ları gerektiği konusunda özel kurslar düzenleniyor. (Fotoğraf: AP)
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — "Türkiye'de Eski Eser
Kaçakçılığı, Tahribatı ve
Konınması" sempozyumunda
bilim adamlan ve eğitimciler es-
ki eserlerin konınması, tahribat
ve kaçakçüığımn önlenmesi için
önerilerini dile getirdiler.
Sempozyumun son günü sa-
bah otunımlanmn ilkinde gaze-
teci Özgen Acar, eski eser ka-
çakçılığı konusuna "mangalda
kül bırakmayan" bilim adamla-
nnın sahip çıkmaması üzerine
kaçakçılann sahip çıktığını be-
lirtirken "eski eser
kaçakçılığında" "caydırıcılık"
polıtikası u>'arlanması gerektiği-
ni vurguladı. Eski eser kaçakçı-
lığında arzın engellenraesi için
artan metal dedektör sahipleri-
nin satış faturalarından izlene-
rek yakm takibe ahnması gerek-
tiğini bildiren Acar, talebin cay-
dınlması için "Türkiye-Amerika
arası, Amerikan gümrugunden
Türk hükumetinin izni olmadan
eser girişini engelleyen bir ikiü
anlaşma, ciddi bir çözüm
yoludur" dedi.
Dr. Halit Çal da "Taşınır es-
ki eserlerin konınması" adlı bir
bildiri sundu. Bildirisinde taşı-
nır eserlerin konınmasına, eser-
lerin bir bina içinde bulunması
ve sürekli tahribe açık olması
dolayısıyla gerekli önemin veril-
mediğini vurguladı. Devleti de
uyulması gereken kurallan beür-
leyen ama bunlara kendisi uy-
mayan bir kurum olarak nitele-
di. Dr. Çal, Kültür Bakanhğı-
nı, yapılacak işleri ve zamanla-
rını kapsayan programlan, ka-
züan, kazılara verilen ödenekleri
açıklayan faaliyet raporlan ha-
zırlamaya çağırdı.
Istanbul Üniversitesi'nden
Doç. Dr. Mehmet Özdofan,
"Anadolu arkeolojisini öldiir-
mek üzereyiz" dedi. Kurtarma
kazılannın parasızhktan değil il-
gisizükten yapümadığını beürten
Özdoğan. "Kültür Bakanlığı,
dünyadaki arkeolojik gelişmele-
ri izliyor mu Türkiye'de yayım-
lanan son makaleleri okuyor mu
inanın çok merak ediyorum"
şeklinde konuştu.
SSCB'den gelen
doktorlar
• Haber Merkezi —
Dünyaca ünlü Sovyet
doktorlar önceki gün
Dedeman Oteh'nde
düzenlenen bir kokteylle
Türkiye'deki hastalanyla
görüşerek sorunlanm
dinlediler. Kalinka Dış
Ticaret Şirketi'nin
duzenlediği kokteyle,
Çeboksari Göz
Hastanesi'nden Op. Dr. V.P
Lukin, EA. Urgalkin;
Moskova Hastanesi'nden
Op. Dr. Ioulia Iliouchina,
Iouri Iakovlev ve Vladimir
Roudakov katıldılar.
Trilyonlıık
a^açlandırnıa
• MALATYA
(Comhnriyet) — Orman
Bakanlığı Orman Genel
Müdurlüğü ile Dünya
Bankası arasında yapılan
bir protokole göre merkezi
Malatya olacak şekilde
yoğun bır ağaçlandırma ve
erozyonu önleme projesi
başlatıhyor. Malatya
dışında Erzincan,
Diyarbakır, Tunceli, Bingöl,
Muş, Adıyaman, Elazığ,
Gaziantep ve
Kahramanmaraş'ı da
kapsayacak çahşma
nedeniyle oluşturulan
heyetin, raporunu
önümüzdeki gunlerde
tamamlayacağı belirtildi.
Marmara S'in
batma tehükesi
• Haber Merkezi —
Sönmez Denizcilik şirketine
ait Marmara S adlı bir yük
gemisi önceki gece Atlas
Okyanusu'nda, Kanarya
Adaları açıklannda batma
tehh'kesi geçirdi. Geminin
33 kişilik mürettebatı
Kanarya Adalan'nın
başkenti Tenerife*ye baska
bir gemiyle getirildi.
Mürettebattan hiç kimsenin
yaralanmadığı bildirildi.
Sönmez Denizcilik
yetkililerinden alınan bilgiye
göre Brezilya'mn Tubarao
Limanı'ndan Ispanya'mn
Gijon kentine demir cevheri
götürmekte olan 21.552
tonluk gemi gece TSt
22.40'ta fırtınaya yakalandı.
Kaptan Oğuz Oztürk,
geminin batma tehlikesiyle
karşı karşıya olduğunu
anlayınca sahil koruma
başkanhğından yardım
istedi. Sahil korumanın
gönderdiği MV Tatama adh
tekneyle Tenerife*ye getirilen
33 kişilik mürettebatın
sağlık durumlarının iyi
olduğu bildirildi.
Bavul
tıırizmine yasak
• TEKİRDAG (AA) —
Türkiye"ye gelerek ticaret
yapan Romanya,
Bulgaristan ve
Polonyahlann, Tekirdağ'da
gıda maddesi satmaları
yasaklandı. Tekirdağ
Belediye BaşkanlığYnın söz
konusu karan, özellikle
Rumenkrin getirdikleri
sucuk, kaşar, mantar gibi
gıda maddeleriyle
konservelerin bozuk
çıkması ve bu yüzden ölüm
olaylan meydana gelmesi
üzerine alındı.
Organ
bağışlayana
yeni ehliyet
• ANKARA (AA) —
Trafık kazalannda can
verenlerin organlanndan
yararlanmak amacıyla yeni
tip ehliyetler hazırlanıyor.
Organlannı bağışlamak
isteyen sürücülerin bu
istekleri ehliyetlerine
işlenecek. Emniyet Genel
Mudürlüğü Trafık Dairesi
Başkanı Abdullah .Aldoğan,
organ bağışlannın
ehliyetlere önümüzdeki
yıldan itibaren
işleneceğini söyledi.
Juliana'sfctanbuTu,sosyete açü
GİRİŞ ÜCRETİ 80 BtN TL
25 milyara mal oldu• Juliana's Swissotel'in
içinde bin metre karelik bir
alan. Toplam 25 milyar
Türk Lirası'na mal olan
eğlence kompleksinin bir
benzeri Tokyo, Singapur ve
New York'ta var.
• Juliana's diskoteklerinin
en belirgin özellikleri
renkleri. Turuncu ve mavi.
80 kişilik hostes kadrosu
turuncu ve mavi uzay
giysilerini andıran mini etek
ya da şortlar giyiyorlar.
Hosteslerin giysileri
Ingiltere'den gehniş.
• 80 bin TL. ödeyerek
Juliana's'a giren müşteriler
iki yerli ya da bir yabancı
içki içmeye de hak
kazanıyorlar.
• Juliana's'da akşam 21.00'e
kadar giriş ücreti ahnmıyor.
Erken gelen müşteriler için
uygulanan bu sistemle bar
ya da restaurant için aynca
bir giriş ücreti talep edümiyor.
• lngiliz ve Türk
diskjokeylerin görev yaptığı
Juliana's haftanın beş gecesi
sabah 04.00'e kadar açık
olacak. Juliana's diskoteğin
içinde video bar, restoran,
canlı müzik bölümü, bir
başka bar, diskotek ve "VIP
Lounge" yer alıyor.
Diskotek haricindeki üç ayn
bölümün her biri 80 kişi
kapasiteli. Geriye kalan
diskotek ve orta mekan
yaklaşık 800-900 kişiyi
ağırlayabiliyor.
Leisure Resources Group'un Swissotel yamnda
açtığı Juliana's İstanbul ile Türkiye, uluslararası
gece hayatına damgasını vurdu.
YAPRAK OZER
İstanbul high socıety'si önce-
ki akşam açıbşı yapılan dev eğ-
lence merkezi Juliana's lstan-
bul'da buluştu.
Uluslararası eğlence ve misa-
firperverlik sektörünün önde ge-
len ismi "Leisure Resources
Group"un, Swissotel yamnda
açtığı "Juliana's İstanbul" saye-
sinde sonunda Türkiye de ulus-
lararası gece hayatına damgası-
nı vurmuş oldu.
Bin iki yüz kişilik kalabalık
bir davetli grubu ile çahşanlann
açıklamasına göre davetlilerin
dışında da pek çok kişinin ayak
bastığı Juliana's lstanbul'un seç-
kin konukları arasında Leyla
Alaton ve uzatmalı nişanlısı Ni-
ko Maksimiadis, Efe Özal ile eşi
Zeynep vardı. Zeynep Özal'm
kızkardeşıyle çiçeği burnunda
nişanhsı Mark Abajoli, Saban-
a ailesi, STFA Holding Yönetim
Kurulu Başkan Vekili Eser Tü-
mer, Pamukbank Genel Müdü-
rü Bülent Şenver, Uluslararası
Bankası Genel Müdürü Merih
Aras; işadamlarından Mustafa
Özkan, Ali Dinçkök, Ömer Tı-
rak da kalabalık arasında göze
çarpan simalardandı.
Taxim'ın sahıpleri Zeynep-
Metin Fadıllıoglu çifti de rakip
diskoteğin açılış gecesine katıl-
dılar. Davetliler arasında en faz-
la dikkati ise Japonlar çektL As-
keri bir nizam içinde grup ola-
rak eğlenmeye çalışan Japonlar,
sempatik ve şaşkın tavırlarıyla
gecenin en çok prim yapan gru
bu unvanını ele geçirdiler.
Japonların Türk iş dünyasına
katkısından memnun olan bir
başka kişi de kuşkusuz tşadamı
Sakıp Sabancı. Brissa ve Toyo-
taSA gibi ortak yatınmlarla Ja-
ponlarla işbirliği içinde olan Sa-
kıp Sabancı diskoteği çok be-
ğendiğini soyledi. Sabancı, "Ne
güzel, ne guzel... Böyle yerier ol-
sun. Ben çok begendim. Böyle
yerierin açılması çok iyi" dedı.
Yapılan tahmınlerc göre Juli-
ana's önceki gece 1500 kişiden
fazla bir kalabahğın akımna uğ-
ramış. Bu saşırtıcı değil. Kalaba-
hktan ünlıi kokuların birbirine
kanştığı, ünlu simalann yemek
kuyruklannda birbirleriyle ya-
rıştığı gece boyunca pullu, pa-
yetli, tüylü, mini etekli, tayth,
şortlu, yırtmaçh hanımların il-
ginç defılesi görülesi bir şeydi.