22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına Berin Nadi # Murahhas L'ye: Emine Dşakbgil % Genel Yayın Muduru: Hasaa Ccınal. Yazı Işlerı Mûduru- Okay Conensin 0 Haber Merkezı Muduru: Yalçm Bayer, Sa>fa Duzenı Yonetmenı AH Acar # Temsılcıler. ANKARA Ahmct Tan, IZM1R Hikmel ÇHıakayı. ADANA Çrtin Yigenoglı Ekonomı. Metal Taner. Dış Haberler Ergun Bakı, Kultur: Cel»l Üster, Yurt Haberlerı. Necdet Dogan, Spor Damşmarı. Abdulkadir Yacelraan, Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, Araşlırma. Şahin Alpa>, Duzeltme: AMullah Vazıcı « Koordinator: Ahmel Korulsan % Malı Işler: Erol Erkut « Muhasebe Bulenl Yener 0 Butçe-Planlama Scvgi Osmanbeşeoğlu % Reklam: Ajş« Tonın % ldare Huseyin Garer • İşletme: Önder Çelik • Bilgi-lşlem: Nail Inal 0 Persone!: Sevgi Bostancıoglu Basan ı* Yatan. Cumfaurıvel Malbaaelık .:• Gazdccılık T A.Ş. Turkocafcı Cad 39/41 Cagalothı 34134 1SI PK 246 Islanbul Td 512 05 05 (20 hall, Tdex 2224«, Fa* (1) 526 60 72 # Bürvlar *«k>«: Zıya Gökilp Blv Inkılap S. No 19/4 Td 133 11 41-4''. Tdej 42344, Faı (4) 133 05 65 # Umır H Zıya Blv 1352 5 2/3. Td' 13 12 30. Tdcj 52359 Fa* (51) 19 53 60 % 1 t e lnonü Cad 119 S. No I Kal I, Tel 19 37 52 (4 haı), Tdcu 62155. Fax (71) 19 25 78 TAKVIM: 7 ARALIK 1991 Imsak: 5.36 Güneş: 7.08 öfle: 12.00 Ikindi: 14.21 Akşam: 16.42 Yatsı: 18.08 Onassis'in Christina'sı çırılçıplak kaldı Yunanlı armatör Onassis'in Christina adlı yatındaki 500'den fazla değerli eşya büyük bir dikkatle söküldü, ambaJajlandı, deniz kuvvetlerinin depolarına kaldınldı. Yat ise açık arttırma ile satılacak. STELYO BERBERAKİS~ ATİNA — "Christina" ar- tık çınlçıplak. Dünyanın ünlu zenginlerinden Yunanlı arma- tör Aristotles Onassis'in sevgili yatındaki 500'den fazla değerli eşya büyük bir dikkatle sökül- dü, ambalajlandı, deniz kuv- vetlerinin depolarına kaldınl- dı. Yatın kendisi şimdi açık arttırma ıle satılacak. Mahke- me kararı ile sökülen Christi- na yatından alınan değerli eş- yalann Onassis'in servetini yö- neten Onassis Vakfı tarafmdan satın alınacağmdan ve Onassis Müzesi'ne koyulacağından söz ediliyor. 1970 yüında ölen ünlü arma- tör, sevgili yatıru 1953'te Kana- da'nın gemi mezarlığında keş- fetti. Dünyanın en şatafath yatı haline gelen korvet tipi yatı, Onassis devlete hibe etti. Yatın adı "Argo" olarak değiştirildi, yalruz cumhurbaşkanları tara- fmdan kullanıldı. Ancak "Christina" yaü had- dinden fazla "lüks" idi. tçin- deki gömme banyosu carrara mermerinden, muslukları al- tından, küvetin içi ise değerli taşlarla döşeliydi. Konukları ağjrlayan misafir salonu altın işlemeli ortullerle kaplı; yerle- ri gümüş mozaikler, yatın iç duvarlannı en değerli tablolar süslüyordu. Dünyanın en ünlü zenginle- rinden biri olan Yunanlı arma- tör Aristotles Onassis'in ken- disinin ve aılesinin başına ge- lenler dillere destan olmuştur. Onassis 1923'lerde mübadele ile Anadolu'dan Yunanistan'a göç eden yoksul bir ailenin ço- cuğu olarak yola çıkan ve da- ha sonra multimilyoner olan bir kişilikti. Yirmiüç yaşında- ki oğlunu, hâlâ muamması çö- zülemeyen bir uçak kazasında yitirdi. llk eşi de aynı şekilde hâlâ üzeri giz perdesiyle örtü- lü bir cinayetin kurbanı oldu. Daha sonra en büyük aşkı ün- lü soprano Maria Callas ile ta- nıstı. Kennedy'nin öldürülme- sinden sonra eşi Jackie ile "ti- caret mukavdesini" andıran bir evlilik yapü ve nitekim ken- disi kas yetersizliğine yol açan garip bir hastalığa yakalanarak yaşamını yitirdi. Onassis geri- de büyük bir servet bıraktı. Servetin tek hamili de hayatta kalan tek kızı Christina idi. Christina da bilindiği gibi üç yıl önce garip bir şekilde öldü. Ama Onassis'in yaşamında bir Christina daha vardı. Bu "Christina" en sevdiği yatırun adını taşıyordu. Çocuk Vakfı 'Çocuk yuvaları tarîkatçılann elinde' Isunbul Haber Servisi — Türkiye Çocuk Evleri Vakfı Genel Müdurü Selim Kazak, yaptığı yazıh açıklamada, "Ço- cuk yuvalan ve >etiştinne yurt- lan tarikatçüann elinden kur- tulmalıdır. Bu çocuklan şu ve- ya bu görüşün militanı olarak değil, sağlıklı insan olarak ye- tiştinnek gerekir" dedı. Türki- ye'de, anlaşılması güç bir ko- runmaya muhtaç çocuklar so- runu bulunduğunu söyleyen sosyal hizmet uzmanı Selim Kazak, "Ülke kaynaklan, örf, ftdet ve gelenekleri böyle bir so- run olmamasını gerektirirken, adeta zoria böyle bir sorun ya- ratmısız. Konınması gereken çocukların çok az kısmına hiz- met verildiği, verilen hizmetin yetersiz olduğu doğrudur. Ül- ke kaynaklan israf edilmeden kuUanılır, doğru çözüm yolla- n izlenirse kısa sttrede konın- maya muhtaç çocuk kalmaz" dedi. Türkiye Çocuk Evleri Vakfı Genel Müdürü Selim Kazak, yaptığı yazılı açıklamada, şu görüşlere yer verdi: "Sorun, bilimin gösterdigi gerçeklerle çozülebilir. Gerek ülkemizde, gerekse yurtdışında bu konuda yapümış çok sayı- da araştınna vardır. Yeter ki gözümüziı gerçeklere kapatma- yabm. Her şeyden önce çocuk yuvalan ve yetiştirme yurtları tarikatçüann dinden kurtulma- lıdır. Bu çocuklan şu veya bu göriisün militanı olarak değil. saglıklı insan olarak yetiştir- mek gerekir. Sonına kökJii çö- zim bulunmazsa, bu çocuklar ileride, toplumun başına daha büyük sorunlar açacaktır." Antalya Düzlençamı'rida dağ keçisi avlamak artık turistik faaliyetler arasında Boymızun düştüğü anAntalya'da av partisine katılanlardan birisi Robert Giesbrecht, Kanadah. Eşi ve kızı ile birlikte avcı Ali Üstay'ın konuğu. Giesbrecht geçimini avcılıktan sağlıyor. Avcı pusuya yatıyor. Dağ keçisi her şeyden habersiz, kayaların üstüne başını kaldırıyor. "Güümmm..!' Kurşun kalbe giriyor. Keçi can havliyle birkaç adım atıyor. Sonra o görkemli boynuzu toprağa değiyor. BÜLENT ECEVİT ANTALYA — Avusturya ma- h Steyr marka dürbünlü tüfeğin tetiği çekilip, mermi namlunun ucundan büyük bir gürültüyle fırladığı anda çevikliği ile ün sal- mış olan dağ keçisi kaçmaya fır- sat bulamamıştı. Tok bir ses du- yuldu. Mermi kalbine girip çık- mışü. Gürültü, dağlarda yankı- lanmaya devam ediyordu. Kas- lannın son gücüyle 5 ya da 10 adım atabilmişti erkek dağ ke- çisi. Ön ayaklarının üzerine yı- kıldı. Ardından bakakaldığı di- şisi silahın gürultusünden fırla- mış kaçıyordu. 1 metreye yakla- şan boynuzlanm biraz daha dik tutmaya çabaladı. ön ayaklan- nı son bir çabayla hareket ettir- meye çalıştıysa da sağ tarafa doğru yıkıldı. Boypuzlan topra- ğı deldi, hafifçe titredi. Avcı, elini tetikten çekti, al- mndaki teri sildi, birkaç saniye- den beri tuttuğu nefesini bırak- tı. Hedef tam isabetti. Yardım- alar koştu. Gerçek bilgi dağlar- da yankılandı: "Okee>-yy"... Av olmak mı zor yoksa avcı olmak mı? Sabahm erken saatlerinde başlayan av turu böyle sonuç- lanmıştı. Antalya'mn Düzlerça- mı bölgesinde bulunan Av Köş- kü'nde saat 05.30. — Rasgele, dediler birbirleri- ne avcılar. Ali Üstay, bugüne kadar 50 ülkede 150 çeşit hayvan avma katılmıştı. lstanbul'da Boğaz'- Avcı, tekeyi göriınce heyecanlandı. Tüfeğine mermiyi siirdü. Teke olanlardan habersizdi. Güneşe çıkıp sevindiği anda dağ-tepe yankılandı... daki evini muze haline getirmiş ve vurduğu hayvanlan burada sergiliyordu. Türkiye'nin ünlü avcılanndandı Üstay. Robert Giesbrecht, Kanadalı. Eşi ve kızıyla birlikte Ali Üstay'- ın konuğu olarak gelmişti. Gi- esbrecht, Kanada'da bir göl kı- yısında yaşıyor, geçimini tuttu- ğu bahklarla avladığı hayvanla- nn postlannı satarak sağlıyor Avcı Ali Üstay*ın yamnda or- man görevlisi Şükrii Dursun, Hüseyin Gökçe, Ömer Ali Dag- han ve İsmet SagJam bulunuyor. Avlanma alanı Çığlık mevkiye gelindiğinde gözculer birer çalı- lığa yarleşti. Çünkü dağ keçisi akıllı hayvan. Araziyi çok iyi ta- nıyor. Atik bir vücuda sahip, koku alma hissi kuvvetli, ses du- yumu ve görebüme yeteneği çok gelişmiş. Buna karşın avcıda dürbünlu tüfek ve gelişmiş dür- bün bulunuyor. Aynca sabır ge- rekli avcıda. Çalılann dibinde sessiz sessiz konuşmalar oluyor: — Abi, geccn gün büyük boy- nuzlu teke buralarda gorülmüş. Boynuzu 135 santim var. 8 yasa vardır. Gözcüler, 15 kadar dağ keçi- si görmelerine karşın, bunlar di- şi ve yavru oldukJanndan av için plan yapılmıyor. Kanuna göre bunlan vurmak yasak. Saatler geçmek bilmiyor. Sabırla inatla dürbünle dağ tepe tarandı. Dağ keçileri, saat 10.00'a ka- dar dolaşıyorlar. Sonra öğlen 14.00'e kadar uyuyorlar. Eğer açıkta yatmazlarsa görme ola- nağı yok. Çığlık'tan umut kesi- lince diğer av bölgesi Yenice'ye doğru hareket etti av ekibi. Aylardan aralık. Dağ keçile- rinin çiftleşme mevsimi. Dişi özel bir koku yayarak kızgınlı- ğmı beUi ediyor. Onun peşinden de erkek keçiler takıhyor. Gözcüler, sotaya yattı ellerin- de dürbünlü. Sağdaki tepenin ortasmda tek bir meşe ağacının yamnda bir çift dağ keçisi görül- dü. Boynuz uzunluğu 85-90 san- timetre kadar. Yani yaşı 5 gibi. Aradan bir saat kadar gecti. Da- ha büyük bir teke geldi, küçuk tekeyi dişinin yanından kovala- dı. Ekip büyuk tekeyi görunce heyecanlandı, hareketlendi. Ali Üstay, tüfeğine mermiyi sürdü, çahlıklara daldı. Yamnda iki görevli. Dağ keçisinin görmemesi ve hissetmemesi için sık çalüıklann arasından geçmek ve koku al- maması için de rüzgârın estiği yönden yaklaşmak gerekiyor. Tekenin boynuzu 1 metre ka- dar var. Önemli olan en buyük boynuzlu tekeyi vurabilmek. Av- a Ali Üstay, 1 saat 15 dakika ka- dar sonra tekenin bulunduğu ye- re yakm tepeciğe mevzilendi. Te- kenin biraz ortaya çıkıp hedet Yavru keçi vurana 2000 dolar cezaANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) — Antalya'mn Düzlerçamı, Çubuk, Sivridağ ve Olimpos Milli Parkı'nda, "av sahası" olarak ilan edildiği 1981 ydından bu yana 777 yabancı 158 Türk avlandı. Bölgede dağ keçisinin yaru sıra alageyik ve ceylan bulunmasına karşın sadece dağ keçisinin avlanmasına izin veriliyor. Bugune kadar avlanan dağ keçisi sayısı ise 580 adet. Orman Genel Mudürlüğü denetiminde gerçekleştirilen avlanmalardan belli bir bedel alınıyor. Yabana avcılardan alınan ücret avcı başına 50 dolar. Aynca boynuz uzunluğuna göre tarife şöyle: 80-100 santimetre uzunluğunda dağ keçisi vurulursa avcı 1500 dolar ödüyor. 100-110 santimetre boynuz uzunluğu olursa 1500'e ek olarak her santimetreye 50 dolar. 110 santimetre yukansı ise 2000 dolar artı santimetre başına 100 dolar. 80 santimetreden aşağı boynuz uzunluğundaki teke, keçi (dişi) veya yavru vurulursa ceza olarak 2000 dolar alınıyor. Hayvan, yaralanması halinde 1000 dolar ceza kesiliyor. Türk avcılann tarifesi ise daha düşük. Avcı başına günlük 40 bin lira. Keçi, yavru ve boynuz uzunluğu 80 santimetreden aşağı olursa 1 milyon lira ceza, 80 santimetre boynuz uzunluğunun üzerinde olması halinde ise 900 bin lira para ahnıyor. Yaralamanın cezası ise 450 bin lira. Her yıl 1 ağustos-31 mart tarihleri arasında başlayan av mevsiminde bu yıl 8 adet dağ keçisi vuruldu. 10 yabancı, 5 Türk avcının İcatıldığı avlanma sonunda elde edilen gelir 80 milyon lira. 1989 yüında elde edilen gelir 33 bin dolar, 1990 yüında ise 30 bin dolar olmuştu. Bugüne kadar toplam döviz girdisi 625 bin doları buldu. Antalya Orman îşletmesi'ne bağh av sahalannın 120 bin hektar olduğunu belirten yetkililer, burada dağ keçisi sayısımn 4-5 bin civannda olduğunun samldığım ve her yıl arttığını söylediler. Ancak 10 yıldır süren avlanmalar sonunda teke (erkek dağ keçisi) sayısında azalma olduğu, keçi (dişi dağ keçisi) sayısımn arttığı öne sürüldü. olması bekleniyordu. Dakikalaı saat gibi. Avantajı daha fazla olan teke olanlardan habersizdi. Güneşe çıkıp germdiği anda dağ tepe yankılandı, menninin ete girdiği duyuldu. tnsanoğlu akıl ve sabır üstünlüğünü iyi kul- lanmıştı. Büyük bir çabayla av, düze in- dirildi, fotoğraflar çekildi. Av Köşkü'ne vanldığında hava ka- rarmıştı. Raküar açıldı, tekenin ciğerleri şöminede pişirildi ve kutlama gerçekleşti. Kanadah Robert Giesbrecht, "eliboş" dönmüştü. Orman görevlileri Musufa Gedikoglu'nu kaçak avlandığı için yakalamış, tuta- nak tutmuştu. "Avcı bir doğa konımacısıdır aslında" diyor Ali Üstay, "Çün- kü avcı dişi ve yavru hayvanlan vurmaz." Av Köşkü'nde vurulan teke- nin kutlaması yapıhrken diğer odada, kaçak avlanarak bir di- şi keçi ve yavm vuran Gökçe köyden Mustafa Gedikoğlu'nun sorgusu yapıhyordu. — Neden vurdun hayvanlan? — Eti için. Eve götüriip bü- tün bir kış yiyecektim. — Yasak ama. — Biliyonım. Ama eti için vurdum. Gedikoğlu, evde 8-9 nüfus ol- duğunu ve 'rençberlik'le kann- lannı doyuracak, et alacak pa- ra kazanamadığını söyluyor hüzünle. SEMPOZYUM Tarîhi eser kaçakçılığını öneri önlemiyor Hıristiyan dünyasının en büyük yortusu olan Noel yaklaşıyor. Nod'in simgesi 0 , a n N o e ! B a b a - y a d a b u y o r t u s ı r a s ı n < ı a ÇO cuklara armağan dağıtmaktan, in- sanlan mutlu etmeye, eglendirmeye kadar pek çok iş düşüyor. Buyük şirketler, iş yerleri. okullar, hatta evlerde verilen ozel Noel partikri için profesvonel Noel babalar kiralanıyor. Bu profesyonel Noel babalar ise yortuya belli bir zaman kala eğitim göruyorlar. Berlin'de de bu amaçla bir grup Noel Baba'ya Teknik Üniversite salonlarında neler yapmaları, nasıl giyinmeleri ve nasıl davranma- ları gerektiği konusunda özel kurslar düzenleniyor. (Fotoğraf: AP) ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — "Türkiye'de Eski Eser Kaçakçılığı, Tahribatı ve Konınması" sempozyumunda bilim adamlan ve eğitimciler es- ki eserlerin konınması, tahribat ve kaçakçüığımn önlenmesi için önerilerini dile getirdiler. Sempozyumun son günü sa- bah otunımlanmn ilkinde gaze- teci Özgen Acar, eski eser ka- çakçılığı konusuna "mangalda kül bırakmayan" bilim adamla- nnın sahip çıkmaması üzerine kaçakçılann sahip çıktığını be- lirtirken "eski eser kaçakçılığında" "caydırıcılık" polıtikası u>'arlanması gerektiği- ni vurguladı. Eski eser kaçakçı- lığında arzın engellenraesi için artan metal dedektör sahipleri- nin satış faturalarından izlene- rek yakm takibe ahnması gerek- tiğini bildiren Acar, talebin cay- dınlması için "Türkiye-Amerika arası, Amerikan gümrugunden Türk hükumetinin izni olmadan eser girişini engelleyen bir ikiü anlaşma, ciddi bir çözüm yoludur" dedi. Dr. Halit Çal da "Taşınır es- ki eserlerin konınması" adlı bir bildiri sundu. Bildirisinde taşı- nır eserlerin konınmasına, eser- lerin bir bina içinde bulunması ve sürekli tahribe açık olması dolayısıyla gerekli önemin veril- mediğini vurguladı. Devleti de uyulması gereken kurallan beür- leyen ama bunlara kendisi uy- mayan bir kurum olarak nitele- di. Dr. Çal, Kültür Bakanhğı- nı, yapılacak işleri ve zamanla- rını kapsayan programlan, ka- züan, kazılara verilen ödenekleri açıklayan faaliyet raporlan ha- zırlamaya çağırdı. Istanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mehmet Özdofan, "Anadolu arkeolojisini öldiir- mek üzereyiz" dedi. Kurtarma kazılannın parasızhktan değil il- gisizükten yapümadığını beürten Özdoğan. "Kültür Bakanlığı, dünyadaki arkeolojik gelişmele- ri izliyor mu Türkiye'de yayım- lanan son makaleleri okuyor mu inanın çok merak ediyorum" şeklinde konuştu. SSCB'den gelen doktorlar • Haber Merkezi — Dünyaca ünlü Sovyet doktorlar önceki gün Dedeman Oteh'nde düzenlenen bir kokteylle Türkiye'deki hastalanyla görüşerek sorunlanm dinlediler. Kalinka Dış Ticaret Şirketi'nin duzenlediği kokteyle, Çeboksari Göz Hastanesi'nden Op. Dr. V.P Lukin, EA. Urgalkin; Moskova Hastanesi'nden Op. Dr. Ioulia Iliouchina, Iouri Iakovlev ve Vladimir Roudakov katıldılar. Trilyonlıık a^açlandırnıa • MALATYA (Comhnriyet) — Orman Bakanlığı Orman Genel Müdurlüğü ile Dünya Bankası arasında yapılan bir protokole göre merkezi Malatya olacak şekilde yoğun bır ağaçlandırma ve erozyonu önleme projesi başlatıhyor. Malatya dışında Erzincan, Diyarbakır, Tunceli, Bingöl, Muş, Adıyaman, Elazığ, Gaziantep ve Kahramanmaraş'ı da kapsayacak çahşma nedeniyle oluşturulan heyetin, raporunu önümüzdeki gunlerde tamamlayacağı belirtildi. Marmara S'in batma tehükesi • Haber Merkezi — Sönmez Denizcilik şirketine ait Marmara S adlı bir yük gemisi önceki gece Atlas Okyanusu'nda, Kanarya Adaları açıklannda batma tehh'kesi geçirdi. Geminin 33 kişilik mürettebatı Kanarya Adalan'nın başkenti Tenerife*ye baska bir gemiyle getirildi. Mürettebattan hiç kimsenin yaralanmadığı bildirildi. Sönmez Denizcilik yetkililerinden alınan bilgiye göre Brezilya'mn Tubarao Limanı'ndan Ispanya'mn Gijon kentine demir cevheri götürmekte olan 21.552 tonluk gemi gece TSt 22.40'ta fırtınaya yakalandı. Kaptan Oğuz Oztürk, geminin batma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu anlayınca sahil koruma başkanhğından yardım istedi. Sahil korumanın gönderdiği MV Tatama adh tekneyle Tenerife*ye getirilen 33 kişilik mürettebatın sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. Bavul tıırizmine yasak • TEKİRDAG (AA) — Türkiye"ye gelerek ticaret yapan Romanya, Bulgaristan ve Polonyahlann, Tekirdağ'da gıda maddesi satmaları yasaklandı. Tekirdağ Belediye BaşkanlığYnın söz konusu karan, özellikle Rumenkrin getirdikleri sucuk, kaşar, mantar gibi gıda maddeleriyle konservelerin bozuk çıkması ve bu yüzden ölüm olaylan meydana gelmesi üzerine alındı. Organ bağışlayana yeni ehliyet • ANKARA (AA) — Trafık kazalannda can verenlerin organlanndan yararlanmak amacıyla yeni tip ehliyetler hazırlanıyor. Organlannı bağışlamak isteyen sürücülerin bu istekleri ehliyetlerine işlenecek. Emniyet Genel Mudürlüğü Trafık Dairesi Başkanı Abdullah .Aldoğan, organ bağışlannın ehliyetlere önümüzdeki yıldan itibaren işleneceğini söyledi. Juliana'sfctanbuTu,sosyete açü GİRİŞ ÜCRETİ 80 BtN TL 25 milyara mal oldu• Juliana's Swissotel'in içinde bin metre karelik bir alan. Toplam 25 milyar Türk Lirası'na mal olan eğlence kompleksinin bir benzeri Tokyo, Singapur ve New York'ta var. • Juliana's diskoteklerinin en belirgin özellikleri renkleri. Turuncu ve mavi. 80 kişilik hostes kadrosu turuncu ve mavi uzay giysilerini andıran mini etek ya da şortlar giyiyorlar. Hosteslerin giysileri Ingiltere'den gehniş. • 80 bin TL. ödeyerek Juliana's'a giren müşteriler iki yerli ya da bir yabancı içki içmeye de hak kazanıyorlar. • Juliana's'da akşam 21.00'e kadar giriş ücreti ahnmıyor. Erken gelen müşteriler için uygulanan bu sistemle bar ya da restaurant için aynca bir giriş ücreti talep edümiyor. • lngiliz ve Türk diskjokeylerin görev yaptığı Juliana's haftanın beş gecesi sabah 04.00'e kadar açık olacak. Juliana's diskoteğin içinde video bar, restoran, canlı müzik bölümü, bir başka bar, diskotek ve "VIP Lounge" yer alıyor. Diskotek haricindeki üç ayn bölümün her biri 80 kişi kapasiteli. Geriye kalan diskotek ve orta mekan yaklaşık 800-900 kişiyi ağırlayabiliyor. Leisure Resources Group'un Swissotel yamnda açtığı Juliana's İstanbul ile Türkiye, uluslararası gece hayatına damgasını vurdu. YAPRAK OZER İstanbul high socıety'si önce- ki akşam açıbşı yapılan dev eğ- lence merkezi Juliana's lstan- bul'da buluştu. Uluslararası eğlence ve misa- firperverlik sektörünün önde ge- len ismi "Leisure Resources Group"un, Swissotel yamnda açtığı "Juliana's İstanbul" saye- sinde sonunda Türkiye de ulus- lararası gece hayatına damgası- nı vurmuş oldu. Bin iki yüz kişilik kalabalık bir davetli grubu ile çahşanlann açıklamasına göre davetlilerin dışında da pek çok kişinin ayak bastığı Juliana's lstanbul'un seç- kin konukları arasında Leyla Alaton ve uzatmalı nişanlısı Ni- ko Maksimiadis, Efe Özal ile eşi Zeynep vardı. Zeynep Özal'm kızkardeşıyle çiçeği burnunda nişanhsı Mark Abajoli, Saban- a ailesi, STFA Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Eser Tü- mer, Pamukbank Genel Müdü- rü Bülent Şenver, Uluslararası Bankası Genel Müdürü Merih Aras; işadamlarından Mustafa Özkan, Ali Dinçkök, Ömer Tı- rak da kalabalık arasında göze çarpan simalardandı. Taxim'ın sahıpleri Zeynep- Metin Fadıllıoglu çifti de rakip diskoteğin açılış gecesine katıl- dılar. Davetliler arasında en faz- la dikkati ise Japonlar çektL As- keri bir nizam içinde grup ola- rak eğlenmeye çalışan Japonlar, sempatik ve şaşkın tavırlarıyla gecenin en çok prim yapan gru bu unvanını ele geçirdiler. Japonların Türk iş dünyasına katkısından memnun olan bir başka kişi de kuşkusuz tşadamı Sakıp Sabancı. Brissa ve Toyo- taSA gibi ortak yatınmlarla Ja- ponlarla işbirliği içinde olan Sa- kıp Sabancı diskoteği çok be- ğendiğini soyledi. Sabancı, "Ne güzel, ne guzel... Böyle yerier ol- sun. Ben çok begendim. Böyle yerierin açılması çok iyi" dedı. Yapılan tahmınlerc göre Juli- ana's önceki gece 1500 kişiden fazla bir kalabahğın akımna uğ- ramış. Bu saşırtıcı değil. Kalaba- hktan ünlıi kokuların birbirine kanştığı, ünlu simalann yemek kuyruklannda birbirleriyle ya- rıştığı gece boyunca pullu, pa- yetli, tüylü, mini etekli, tayth, şortlu, yırtmaçh hanımların il- ginç defılesi görülesi bir şeydi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle