Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Aııadolu, IstanİMiTu iethettiYoğun göçün altını üstüne getirdiği Istanbul gecekondu
cenneti oldu Kentin tarihi dokusu yok olmak üzere.
BIR ISTANBUL Kl! 5 5 0 bin gecekonduda 4 milyon insan yaşıyor. 7 0 kentten her yıl yarım
milyon insan çekiyor. Uluslararası şehircilik ve mimarlık teorilerinin tümünü yadsıyor.
Gettolan andıran gecekondularla villalar burun buruna yaşıyor. Yeşil alanların, kültür
varlıklannınparsel parsel satılmasını önleyemiyor.Suyunun, elektriğinin, kanalizasyonunun,
okulunun, hastanesinin, yolunun yetersizliğine karşın yetermiş gibi yapıyor.
btanbuhmgöçyapısı
GÖÇÜN SAYISI
15.001 +
5.000 - 15.000
BERAT GÜNÇIKAN
Bir kent ki.
Türkiye nüfusunun yüzde
13'ü orada yaşar.
550 bin gecekondu yükselir
topraklan üstünde. Ve bu ge-
cekondularda 4 milyon insan
yaşar.
O îstanbul ki; her yıl 70
kentten yanm milyon insan
göçediyor.
Her gûn yeni bir işkoluna
kucak acıyor.
Uluslararası mimarlık, şehir-
cilik teorilerinin tümünü yadsı-
yor.
Gettolan andıran gecekodu-
larla villalar burun buruna ya-
jıyor.
Yeşil alanlann, kültür varlık-
lannın parsel parsel satılması-
nı önleyemiyor.
Suyunun, elektriğinin, kana-
lizasyonunun, okulunun, has-
tanesinin, yolunun, otobusü-
nûn yetersizliğme karşın yeter-
mis gibi yapıyor.
Insanlann ruh sağlığı, fiziki
sağhğı giderek bozuluyor, kent-
liymiş gibi yaşanıyor.
Bu kentin adı Jstanbul. Elli
yıldır sistemli bir şekilde içine
düşürüldüğü kaostan çıkanl-
maya çalışılıyor. Bugün, bu
kenti yaşanıhr hale getirmek
için başta DFT olmak üzere
pek çok devlet kuruluşu, üni-
versiteler, belediyeler, sendika-
lar düşünce üretiyorlar. Proje-
lerde kentsel gereksinmelere ya-
mt aranırken göçle oluşan "ye-
ni kenthler"in de tanınması, an-
laşılması amaçlanıyor. Bir baş-
ka anlatımla nüfusun yansın-
dan fazlasım oluşturan "yeni
kentliler" kendilerine "onm-
snz" bakan, "Kcşke yerterinde
kalsalardı, geldikr her şeyi
bozdnlar" diye burun kıvıran-
lara "varsınız" dedirtiyor.
Gecekondulaşma üzerine ya-
pılan tüm araştırmalar Türki-
ye'nin toplam nüfusunun yüz-
de 59.1'inin artık kentlerde ya-
şadığına dayanıyor. Her yüz ki-
şiden 13'ünü taşıyan Istanbul-
da ister istemez araştırmalann
odağını oluştumyor. Değerleri
ve sonuclan farknlık gösterse
de "Gdç ancak devlet politika-
syta önieoebüir" düşüncesinde
birleşen bu araştırmalardan biri
Devlet Planlama Teşkilatı'na
(DPT) ait.
Istanbul'un son on yılda en
fazla Kars, Sıvas, Giresun ve
Ankara'dan 15-64 yaş, yani ça-
lışma grubundan göç aldığını
gösteren araşürmaya göre gö-
çenlerin yüzde 53.05'i ilkokul,
yüzde 25 2Ts\ ortaokul, yüzde
6.11'i de üniversite mezunu. Sa-
nayi, hizmetler sektörü ve ima-
lat sanayiinde ücretli olarak iş
bulabilen yeni kentliler, bir ha-
nede ortalama 4-8 kişi yaşıyor-
lar. Altı ya da daha fazla kişi-
den oluşan ailelerin lstanbul-
da oturma süreleri 20 yıla da-
yanıyor. Eşler arasmda fazla
yaş farkının bulurunaması, res-
mi nikahb evlilerin oranımn
yüzde 90"a ulaşması, ailenin ku-
ruluşundaki geleneklerin kent-
sel gereksinmelerle bağdaşma
egilimi gösterdiğinin kanıtı.
Beykoz - Soğuksu, Fatih -
Usküdar, Usküdar - Bulgurlu,
Eyüp - Emniyettepe - Esente-
tep, Sarıyer - Derbent, Gazıos-
manpaşa - Merkez - Zübeyde
Hanım - Habibler, Şişli - Gül-
bahar - Yeşilce - Talatpaşa, Ka-
ğıthane, Zeytinburnu - Gökalp
- Veliefendi, Kartal - Pendik-
Fevzi Çakmak, Tuzlu - Yayla -
Şifa - Esenyalı, Bakırköy - tnö-
nü mahallerinde ortalama 19
yıldır yaşayanlarla yapılan araş-
tırmaya göre yeni kentliler için
üst tabakaya geçmenin, kendi-
ni şehirli kabul etmenin ilk yo-
lu eğitim. Çocukların birinci
kuşaktan daha yüksek bir eği-
tim düzeyine sahip olması yeni
kentlilerin eğitime verdiği öne-
mi gösteriyor. Ancak ağırlığını
konryan işsizler arasmda eğitim
görenler okuma - yazma bilme-
yenlere oranla fazlalık gösteri-
yor. Küçük üretim ve hizmetler-
de çalışanlann bir kısmı geçici
ve güvensiz çalışmakla birlikte
şehirde kalma süresi uzadıkça
fabrika işçiliğinde yoğunlaşma
görülüyor. Sosyal güvenlik ku-
rumuna bağlı olanlann yuzde
73.5'ini ise 11 yıl ve daha fazla
süredir Istanbul'da oturanlar
oluşturuyor.
1988 yilı fıyatlanyla aylık ge-
lirleri yüzde 55 oranında
100-300 bin lira arasında deği-
şen yeni kentlilerin yüzde 22'si
yaşamlannı ek gelirle sürdürü-
yor. Ek gelirlerin başında da yi-
ne kentte kalmanın süresinin
uzunluğuna göre kira ve faiz
yer ahyor. Yüzde 70'i tasarruf
yapamayan yeni kentlilerden ta-
sarruf yapabilenler sırasıyla
bina-ev-dükkân, arsa-arazi-
dayamkü tüketim mallan ve al-
tına yöneliyor.
Eğitimden sonra kentli olma-
nın koşulunu dayanıklı tüketim
mallannda gören yeni kentliler
gelirlerinin yüzde 87'sini buz-
dolabı, yüzde 68'ini siyah-beyaz
televizyon, yüzde 63'ünü dikiş
makinesi, yüzde 53'ünü ise tey-
be ayınyorlar. Yeni kentliler
hem dayanıklı tüketim malları-
nı hem de giyecek ve yiyecek-
lerini yüzde 63 oranında taksit-
le alıyorlar. Yüzde 46'sı kendi
evinde otururken yüzde 17.3'ü
kamu arazisine yerleştiğini ka-
bul ediyor.
ADALARA NAZIR GECEKONDU ÜLKESİ — Ev-tark ne varsa sanp savuştarulur, düşültir yoDan Anadolu'dan. Aranan beiki de küçük bir umnttur.
İstikbalde neler bekliyor pek düşünülmez olur. Boş bulunan bir yere, kaşla göz arasmda kondurulur gecekondu. Yolu yoktur, snyu yoktur, hiç önemli de-
gil bunlar. "Nasılsa ileride olur." Gelenler kulturlerini de gelirmiştir. Kafalarda değer karmaşası yaşanır. Ama ne olursa olsun kalmaya karar vermişlerdir ve
bunun için yapamayacaklan şey >oktur. (Fotoğraf: ERDOCAN KÖSEOGLU)
ÎTÜ Mimarhk Fakültesi Şe-
hir ve Bölge Planlaması Bölü-
mü'nün Prof. Hande Suher
başkanlığında Şişli'de yaptığı
araştırmanın sonuçları
DPTnin raporuyla benzer so-
nuçlar gösteriyor. Bu araştır-
maya göre de geçmişte ve bu-
gün tstanbul'a daha iyi bir iş ve
gelir umuduyla gelen yeni kent-
lilerin, gelecekten umduklan-
nın başında "daha iyi egitim"
geliyor. Daha iyi sosyal çevre,
sağhk hizmeti ve insan ilişkisi-
nin ise daha iyi kültürel olanak-
lar izliyor. Yeni kentli hafta
sonlannda akraba, eş-dost zi-
yaretleriyle gecirmeyi yeğlerken
ailece en sık gittikleri eğlence
yeri Gülhane Parkı oluyor.
Türkiye Hak Işçi Sendikala-
n Konferasyonu'nun yaptığı
araştırma sonuclan ise gece-
kondularda oturanlann yüzde
45'inin işçilerden, yüzde
20'sinin ise işsizlerden oluştu-
ğunu gösteriyor. Araştırma so-
nuclan gecekondulan içinde
bulunduğu olumsuz koşullara
karşın siyasal tercihlerini sağ
partiler lehine yapmalanna dik-
kat çekerken suçluluk oranını,
fuhuş, alkol ve uyuşturucu alış-
kanlıklannın kent ortalaması-
mn ortasında olduğunu ortaya
koyuyor.
Her üç araştirmanın
sonuclan
Yeni kentlmin varbğını kabul
eden üç araştırma da sonınla-
nn çözümünü gecekondulaş-
maya yönelik devlet politikasın-
da Börüyor. DPTnin raporun-
da Istanbul'a devlet, özel sek-
tör ve yabana sermayece yapı-
lacak yatınmlara teşvik veril-
memesi, tstanbul'a yerleşmenin
hemşerilik vergisi, ayakbastı
parası gibi yasal ve idari tedbir-
lerle disiplin altına alınması,
"işsiz gnçsüz, yersiz ve yavasu"
olarak tanımladığı kişüerin za-
bıta tarafından tespitini ve ge-
rektiğinde geldiği yerlere gön-
derilmesi gibi katı uygulamalar
öngörülüyor. iTÜ'nun araşür-
ma sonuçlannda ise yeni kent-
linin kent yaşamındaki faaliyet-
lere katıhmı mevcut ve yetersiz
kamu ulaşım sistemine demir-
yolu, denizyolu, metto ve hafif
metro sistemlerinin eklenmesi-
ni, kalkınma planlannda belir-
tildiği gibi gelişme ve refahın
göstergeleri olan kentlileşme,
sanayileşme, göç, yeni şehir po-
litikalanmn merkezi yönetimler
tarafından geliştirilmesini içeri-
yor.
Tüm araştırmalar, yeni kent-
linin kırsal yaşam biçiminden
kentsel yaşama geçiş yolunda
olduğunu, kentlileşme amacıy-
la elinde tüm olanaklan kullan-
maktan yana olduğunu göste-
riyor.
YENİ KENTLİLER NE DİYOR?
HAZER AKYİJZ — GeleU kaç
>ol oldu. unutluk. Kocam, uç
karde$i>le birlikte geldi. Ben
halimden memnunum. Ko>un
işi zor. Ekmek yap, tarlaya git,
su laşı. Burada her şe> kola>uk.
GURSEL KOCA — Samsunhı-
yum. 15 yıldır burada)ız. Birev
yapabildik. İlk >ülarda çok zor-
luk çektik. Ağnmıza gitti, a>ıp
olur dedik donemedik, soğan
ekmek yedik dayandık.
TORLN AVCI — Beş yıldır tstanbuldavım. tş olsaydı tstan-
bul'a gelmezdik. Elâlem nasıl yaşı>orsa biz de o>le >aşanz de-
dik geldik. Henuz duzenimizi kuramadık. Çocuklarımın iyi bir
eğitim görmesini istivorum. Şimdiye kadar bir tek başımızı so-
kabilecek dam >aptık.
YENİ KENTLİ NELER UMUYOR?
Geçmişte
Bugün
için
Gelecek
için
Daha iyi ıs ... %22 0 . 27.9... 8.4
Daha iyi gelır 14.0 ... 11.7 15 2
Daha iyi eğitim olanağı 19.2 .... 9.1 21 7
Daha iyi sağlık hizmeti 9.0 8.2 14.9
Daha iyi sosyal çeyre 9.8 7.0 15.1
Daha iyi insan ılişkisı 13.2 10.1 11.9
Daha iyi kültürel olanaklar .. 10.7 8.5 10.9
Hıçbırşey .... 2 1 . 17 5 . 19
YENİ KENTLİLERİN İŞLERE GÖRE DAĞILIMI
Nüfus Yüzde
Ucretli 973 719 . . . 7543
Işveren 15.309 1 19
Kendı hesabına çalışan 167.773 13
Ucretsız aıle ıscı 133.960 10 38
Bılınmeyen 190 .. 0 01
Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna:
Hükümetler de
check-up
yaptınrlar
MERT A I İ BAŞARIR
Gazetemizi dun ziyaret
eden Dr. Yıidmm Aktuna, ba-
kanüğına bağlı Ulusal Hp
Akaderaisi'ni kurarak Türki-
ye'deki sağlık kuruluşlannda
verilen tedavi hizmetlerinin
koordinasyonunu sağlayacak-
lannı açıkladı. Sağhk Bakan-
lığı dışında bir bakanlığı hiç
düşünmediğini söyleyen Ak-
tuna, Yeşil Kart'ın bütün Türk
insanını sosyal güvence altına
almada bir sembol olduğunu
belirtti. Aym gün Süleymani-
ye Doğum ve Kadın Hastalık-
lan Hastanesi'ni de denetle-
ycn Aktuna ile 'acil bir mini
söyleşi' yaptık:
— HasUBderi oteie çevire-
ccfinizi soylayorsunuz. Bn
dnramda "daha fazla hasta
alsm" diye yataklar French-
Bed (iki kişih'k yatak) mi ola-
eak.Doktoriann kapûmda da
"lütfenrahatsızetmeyiniz" mi
yuacak?
AKTUNA — (Gülüyor)
Hastaneleri otele çevinneyece-
ğiz. Hbbi hizmetlerle oteldlik
hizmetlerini birbirinden ayıra-
cağız. Hastanenin de odası
yatağı. kirli çarşafı vardır. Ye-
mek gelecektir, kahvaltı veri-
lecektir. Odası temiz olacak-
tır. Duş alacakur. Bunlar otel-
cilik hizmetleridir. Tıbbi hiz-
metlerden ayn tutulması gere-
kir. Başhekım otelcüık hiz-
metlerinden anlar mı? Hasta-
nelerin çoğunda Hilton
Oteli'ndekinden daha fazla
yatak vardır. Pislik ve bakım-
sızhk bu eksikükten kaynak-
lanmaktadir
— Mecburi hizmeti kaldı-
racagnuza göre bastalar dogu-
dan batıya "mecburi tedavi"
için mi gdecekler?
AKTUNA — Zorunlu hiz-
meti demokratik hizmet anla-
yışı olarak g&rmüyoruz. Doğ-
ru olmadığııu da insanlann
gitmek istememelerinden an-
hyoruz. Rapor alıp gitmiyor-
lar. En son kuraya girecek 80
tane doktor vardı. Bunlann
60 tanesi rapor almıştı. Gitse-
ler bile yararh olmuyorlar.
Çünkü sevmiyorlar. Mecburi
hizmet yerine çağdaş uygar
bir uygulama getinneliyiz.
Zaten genel sağhk sigortası
çıktığı zaman bu mesele ken-
diliğinden kalkacaktır. Ücret
politikasında bir düzenleme
yapılacaktır.
— Hüknmeti saghkfa görii-
yor mnsunuz? Yoksa sık sık
"check up" gerekecek mi?
AKTUNA — Hükümetler
de insanlardan oluşuyor. Her
insan ne ölçüde sağlıklı görü-
nebilirse, ne kadar sürede
check up'tan gecmesi gereki-
yorsa hükümetler için de ay-
nı şey söz konusudur.
Dini eğitim için Türkiye'ye gelen Balkarlı iki genç baskıyadaha fazla dayanamadı
'Burada dört duvar arasında kaldık'VEDAT YENERER
"Dört aydır Türkiye'yi anahtar de-
u'ginden görnyornz. Biz Türkiye'ye
boşiukta kaian milletimize ön ayak
oiabilmek, düzeyU bir din egitimi alıp
Hıristiyan yaklafunlara karşı koyabil-
mek icin geklik. Oysa burada dört du-
var arasuıda kaklık."
Bu sözler Sovyetler Birliği'nde ba-
ğımsızhk savaşımı veren Balkarya'dan
ülkemize getirilerek Kartal'daki Elmah
Yaülı Kuran Kursu'na yerleştirüen ma-
kine mühendisi Reşit Kurdan Ue fi]o-
loji meznna Abdfilkerim Ölmez'e ait.
Reşit Kurdan Moskova'daki Islam
Diyalog Merkezi'nde Başkan Abdülre-
şit Bndayev'in kendilerine Türkiyc'de-
ki eğitimin üniversite ile enstitü egiti-
mi arasmda olduğunu ve yeterli gele-
ceğini öne sürdüğünü, bu nedenle de
Diyanet Vakfı araahğıyla Türkiye'ye
geldiğini belirterek şöyle konuşuyor.
"Orada gnzd bir işiın vardı. Ünrver-
siteyi de bitirmiştinı. tşimi bırakıp, on-
lara inanıp dinin derulikierini, Uahi-
yaü ve Çin feiscfesini, Hut felsefesini
öğreumek icin getdim. Borada çok gö-
zd insanlar ve bol kitap var. Ama ba
khaplan okumamız için serbest olma-
nuz gerekir."
Reşit, kaldıklan yerde sadece Zaman
gazetesi okuyabildiklerini ve Atatürk'-
le ilgili olarak da Lenin'in bir kopyası
olduğu yolunda düşüncelerin açıklan-
dığım belirterek "Biz dogrnsona bil-
miyoruz" diye konuşuyor.
Bu sırada Abdülkerim söze aüüyor.
Bir odada 14, diğer odada da 10 arka-
daşının balık istifi yasadıklannı söyle-
yerek sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bizim orada uç ya da dört kişi bir
odada kalır. On dört kişinin kaJdıgı
knçök bir odada herkes farklı şeyler
yapmak istediği için her zaman soran
oiuyor. Kimisi ışıgı yalap, Knren oku-
mak isterken bir digeri nynmaya kal-
luyor."
Reşit Türkiye'ye geldikten sonra
kendi konumlanndan dahi bilgilerinin
olmadığıru, oturma müsadelerinin he-
nüz çıkarılmadığını da hatırlatarak
"Burada 24 arkadaşız yann ne olaca-
gını bümiyoruz. Ya bize yann geri dö-
niıyorsunuz derlerse ne olacak? Biz o
zaman niye geldik? Neye hizmet edi-
yornı?" diyor.
Reşit ve Abdülkerim kaldıklan ye-
rin ekmeğini yediklerini ve onlan ka-
ralamak gibi bir düşüncelerinin olma-
dığını, ancak beklediklerinin çıkmadı-
ğını öne sünıyorlar. İki genç BaJkarlı,
kursta hoca olarak kendilerine eğitim
verenlerin hem çok genç hem de eği-
tim olarak yetersiz olduklannı söylü-
yorlar. Ahmet Staj ve Adem Nebso ad-
lı Adiga özerk Cumhuriyeti'nden ge-
len iki Çerkezin de kurstan aynlarak
geri döndüklerini söylüyorlar. Aynl-
malanna gerekçenin ise kursa haber
vermeden akrabalanmn yanlannda
birkaç gün kalmalan gösterilmis.
Reşit Kurdan ve Abdülkerim ölmez
Balkarya'daki yaşantılanyla buradaki-
ni şöyle karşılaştınyorlar:
"Sporsnz hayat bizim için zindan-
da olmak gjbidir. Aç kaklık ama spor
yaptık. Burada duvara koanlabilecek
bir barfiks bile yok. Paşababçe'deki
Dagutanh ve Çamhca'daki Mongol ar-
kadaşhum durumlan bizlerinkinden de
kötn. Onlardan da bazılan geri dön-
döler. PTT'ye mektup atmaya bile gi-
derken haber vennek zorunda kalıyo-
ruz. Biz Kafkasya'dan, Kazakistan'a
1944'te sürttlmuş bir mUletiz. O zaman
sadaka yemedik. şimdi de yemegiz. Biz
Kartal'daki Elmalı >atılı Kuran kursuna yerleştirilen Reşit Kurdan (sagda) ve Abdülkerim Ölmez, yannların ne geti-
recegini bilemcmenin endişesini taşıyorlar.
Türkiye'deki kurslara salt Kuraı oka-
mak için başvnrmadık. Anladık ki iş-
ler çok farklı. Türkiye Ue Asya'daki
Türki cnmhnriyetler arasında birer di-
yalog konnmundayız ve diyalogumu-
zn kiltür ve eğitim alanında arrünnak
istiyomz."
Reşit Kurdan Türkiye'ye gelmeden
önce Türkoloji konulannda araştınna-
lara merakh olduğunu ve Balkarya'da-
ki "Töre" adlı bir Türkoloji deraeği-
ne de üye olduğunu belirterek çok
önemli olarak nitelediği düşuncelerini
şöyle aktanyor:
"Balkarya'daki son kazılarda
Türkoloji dabnda çıgır açacak yeni bö-
gOcr ek geçti. Bunlar Rus yetkilikr ta-
rafından kontrol altına alındı ve der-
neğimize bunn yayma yasağı getirildi.
Yeni kazüarda Iskitlerle BgOi kautlar
da çıkü. Bn kazılarda Bolgariann ts-
kitlerin bir koln oldnğu da ortaya çık-
b. Benim Türkiye'ye gdmek istemenün
bir nedeni de bn. Tüm bilgileri ve bazı
evraklan yanunda getirdün. Türkolog-
lann benimk flişkiye girmelerini isti-
yomm, çnnkn ben onlara ulaşacak du-
rnmda degüîm."
Reşit ve Abdülkerim TC hükumeti
fleri gelenlerine kendilerine ve tum soy-
daşlanna sahip çıkmalan yolunda çağn
yaparken sözlerini şöyle tamamhyor-
lar:
"Bizi TC yetkilileri imtihan etsin.
Üniversitelerde ilahiyat, febefe ve di-
ger büimleri oknyahm. Üniversite ymrt-
lannda daha iyi koşullarda kendimizi
yetiştiretim. Devamta stres ardnda ya-
şamayahm. Biz Türküz ve Türldye'den
başka kinuemiz yok. Hastalandıgımız
zaman doktora gidemiyoruz. Çiınkii
paramız yok. Ayhk 150 bin lira ik ne
yapüır. Ama ogrenci statüsüne alınır-
sak en azından üniversite hastaneleri-
ne rahat gideriz. En önemlisi, biz bu-
raya ilim ve bilim öğrenmeye geldik.
Bizim elimizden totsunlar."