Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Dıyarbakır'da
mıtın Hükümet, GüneydoğırdaANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosa) — Başbakan Süleyman
Demirel ile Başbakan Yardım-
cısı Erdal İnönü, Güneydoğu
somnunu yerinde incelemek
amacıyla bugün bölgeye gidi-
yorlar. SHP'nin bölge milletve-
killerinin itirazları üzerine De-
mirel ve lnönü'nün gezi progra-
mı son anda değiştirilerek mi-
tingler eklendi. Demirel ve tnö-
nü, bugün Diyarbakır'da halka
hitap edecekler.
Demirel ve înönü'nün, hükü-
metin kurulmasından sonraki
ilk Güneydoğu gezisine, Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral Do-
ğan Göreş, tçişleri Bakaru tsmet
Sezgin, Adalet Bakanı Seyfı Ok-
Uy, Milli Savunma Bakanı
Nevzat Ayaz ve insan haklanyla
görevli Devlet Bakanı Mehmet
Kahraman ile her iki partiden
baa milletvekiUeri de katıhyor-
lar. Liderlerin THY'ye ait özel
bir uçakla yapacaklan Diyarba-
kır gezisinde Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği de ziyaret edile-
cek. Burada verilecek brifing
sonrasında Jandarma Asayiş
Komutanlığı ziyaret edilecek.
Ardından Demirel ve İnönü hal-
ka hitap edecekler.
Daha sonra Siirt'e geçecek
Koalisyon programında GüneydoğuHükumet, Güneydoğu'daki terörü ön-
lemeye kararhdır. Bunun için de demok-
ratik rejim içerisinde kalarak, Olağanüstü
Hal ve Bölge Valiliği düzenlenmesi ve ko-
ruculuk sistemi gözden geçirilerek, Silahh
Kuvvetlerimiz ve diğer güvenlik güçleri-
miz arasında komuta, karar ve uygulama
birliği sağlanacak.
— Sucsuz yöre halkma şefkaüe davra-
nılacak, devletle halkın güven bağı yeni-
den kurulacaktır.
— Soruna, demokratik hukuk devleti
içerisinde çözüm bulunacaktır.
— Çağımızda silahla, şiddetle, terör
yolayla hak eide etroe dönemi kapanmış-
tır. Günümüz koşullan, haklann elde
edilmesi ve yaşatılması için ortak banş-
çıl kurnmlar ve kurallar oluşturmnştur.
— AGİK ve Paris Şartı, ülkeler ve
halklar için küresel düzenler, haklar ve
özgürlükler getirmiştir. Bu kurallar, söz-
leşmelerin imzacı tarafı olarak Türkiye
için de uyulması gereken kurallardır.
— Şiddet ve terör yolu ile devietin var-
hğına ve demokratik otoritesine saldın,
insan hak ve özgüriükleri çercoesine gi-
remez ve kabul edilemez.
— Yurttaşlarımız arasında kültür, dü-
şünce, inanç, dil ve köken farkları olma-
sı doğaldır. Böyle bir ceşitlilik, demok-
ratik ve üniter devlet için bir zaaf değil-
dir. Bir üniter yapı içinde çeşitli etnik,
kültürel ve dile ilişkin kimlik özellikleri
özgürce ifade edilebilecek, özenle koru-
nabilecek ve rahatça geliştirilebilecektir.
— Ülkemizde uloslararaa anlaşmalarla
kabul edilen azınhldqr dışında hiçbir
yurttaşımız aanlık degildir. Türkiye'de
herkes eşittir ve birinci sınıf vurttaştır.
Ancak devietin resmi dili, bayrağı, sim-
geleri, sınırlan ve Türkiye CumhuriyerJ-
nin bükümranlık haklan her tiirlü tarbş-
manın dışındadır.
— Bölgenin kalkınması, yaşam şartla-
ruıın iyileştirilmesi, bozuİan dengelerin
düzeltilmesi, haksızlıklann önlenmesi,
politikalanmızın vazgeçilmez temelini
oluşturacaktır. Doğu ve Güneydoğu için
genel ve bölge kalkınma planlan çerçe-
vesinde özel bölgesel kalkınma planı ha-
zırlanarak uygulanacaktır.
olan liderler, burada da bölge
komutamjle valiyi ziyaret ede-
cekler ve düzenlenen mitinge
katılacaklar. Helikopterle Di-
yarbakır'a dönerek Kültür Sa-
rayı'nda düzenlenen toplantıya
katılacak olan Demirel ve İnö-
nü, ertesi gün de Mardin, Şır-
nak ve Batman'da incelemeler-
de bulunacaklar.
Gezi programında önce mi-
tinglere yer verilmemesi,
SHP'nin bölge milletvekillerinin
tepkisine yol açtı. HEP köken-
li Mardin Milletvekili ve
TBMM, İnsan Haklan Komis-
yonu Başkanı Ahmet Türk,
Cumhuriyet muhabirine, dün
öğle saatlerinde, "Bu gezi prog-
ramı halka açık degU. ValUikler
ve tugay komutankklan ziyaret
ediliyor. Eğer amaç yetkiülerle
görüşmek ise onlar buraya da
çağrdabilirdi" dedi. Türk, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Bu program halkta şaşkın-
lık yarattı. Halk lurgın.
Program böyle olmasaydı, be-
yecanla karşüayacaklardı. Ama
şimdi bilmiyorum. Bölge millet-
vekilleri de geziye katümanın
anlamı olmadığına karar vcrdi-
ler. Bölge halkının sorunlarını
anlatabilmek için yaptıklan ha-
arlıklar boşa gitti. Bu gezinin
bölge halkının sorunlanna açık
olması gerekliydi."
SHP Meclis grup yönetiminin
de liderlerden önce bölgeye gi-
derek rapor hazırlamakla görev-
lendirdikleri milletvekiUeri Zü-
beyir Aydar (Siirt), Salman Ka-
ya (Ankara) ve Mahmut Kılıç
(Adıyaman) dün sabah bölgeye
gitmekten vazgeçtiler. öğleden
sonra bölge milletvekilleri Erdal
İnönü ile görüşerek program
konusundaki görüşlerini aktar-
dılar. lnönü'nün Demirel ile te-
lefonla görüşmesinden sonra
programda düzeltmeler yapüdı
ve sorun çözümlendi.
Anlaşmazlığın giderilmesin-
den sonra milletvekilleri, öğle-
den sonra Gaziantep uçagıyla
bölgeye hareket ettiler. Bu mil-
letvekilleriyle birlikte, lnönü'-
nün yemin törenindeki tavn ne-
deniyle SHP'den istifa etmesi-
ni istediği Diyarbakır Milletve-
kili Hatip Dide'nin de gittiğı öğ-
renildi.
Demirel ve lnönü'nün iki
günlük gezisinden sonra Güney-
doğu sorunu TBMM gündemi-
ne gelecek. Hükümetin öncelikli
sorun olarak kabul ettiği Gü-
neydoğu sorunu konusunda,
DYP, SHP ve ANAP gruplan-
nın ortak genel görüşme öner-
gesi, önümüzdeki hafta TBMM
BaşkanlığYna verilecek.
Üç partinin grup başkanve-
killerinin hazırlayacaklan genel
görüşme önergesinin, önümüz-
deki hafta perşembe günü genel
kurulda ele alınabileceği belir-
tiliyor.
Meclis'te Güneydoğu konu-
sunda yapılacak genel görüşme,
televizyondan da naklen yayım-
lanacak.
Liderlere ha&rlık
Diyarbakır
konuşmak
istiyorDİYARBAKIR (Cumhuriyet
Börosa) — Güneydoğu Bölgesi,
Başbakan Süleyman Demirel ile
Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Erdal tnönü'nün bugün
başlayacak gezisine hazırlanıyor.
Gezi kapsamındaki illerde, çeşit-
li kitle örgütleri, Güneydoğu'-
nun sorunlannı liderlere anlata-
bilmek için yoğun çalışmalar ya-
pıyor.
Gezinin ilk durağı olan Diyar-
bakır'da dün belediye araçlan,
gün boyunca kent halkma ho-
parlörlerle liderlerin gelişini du-
yurdu. Diyarbakır Barosu, In-
SHP'li Türk:
Özal'ın
beyanı
talihsizlik
ANKARA (Cumhuriyet
Börosa) — Cumhurbaşkam
Ttargnt Özal'ın "Eskişehir
Cezaevi'nin kapatılması ka-
rannın gözden gecirUmesi"ni
istemesi ve terörün tımanışı-
nı özendirdiği yolundaki be-
yanları tepkiyle karşılandı.
Devlet Bakanı ve Hükumet
Sözcüsü Akın Gönen, konu-
ya insan haklan açısından
yaklaştıklarını söyledi.
TBMM İnsan Haklan Ko-
misyonu Başkanı Abmet
Türk de özal'ın değerlendir-
mesini "talihsizlik" olarak
niteledi. SBP Genel Merke-
zi'nden yapılan açıklamada
ise "Özal'ın beyanlan işken-
ce yapanlan cesaretlendirici
ve kışkırtıcı nitelik taşımak-
tadır." denildi.
Devlet Bakanı Akın Gö-
nen, Cumhurbaşkam özal-
ın sözlerini yanıtlamak iste-
mediğini belirterek "Gerek
koalisyon protokolünde, ge-
rekse programımızda insan
haklan konnsunda pekçok
söz var. Bunlan yerine getir-
meye çalışıyoruz." dedi. İn-
san Haklan Komisyonu Baş-
kanı Ahmet Türk de terör
olaylan ile Eskişehir Cezae-
vi'nin kapatılması arasında
bağ kurmanın doğru olmadı-
ğım belirtti.
san Hakları Derneği Şubesi,
meslek odalan ve sendikalann
oluşturduğu komisyonlar da
Güneydoğu sorununu aktarabil-
mek için çalışmalar yaptdar.
Kitle örgütleri temsilcilerinin
Demirel ve İnönü ile görüşebil-
mesi için de dün yoğun bir tele-
fon trafiği yaşandı. Bu konuda,
özellikle SHP'li bölge milletve-
killerinden aracı olmalan için
yardım istendiği belirtiliyor.
Bu arada, Demirel ve inönü
1
nün yapması beklenen açıkha-
va toplantısı için, faili meçhül ci-
nayetleri ve insan haklan ihlal-
lerini kınayan pankartlar hazır-
landı. Bazı yurttaşlann da bder-
lere iletebilmek umuduyla dilek-
çeler hazırladığı öğrenildi.
Türk-lş 7. Bölge temsilcisi
Fahri Altunkalem, bölge halkı-
nın beklentisini şöyle dile getir-
di: "tnönü ve Demirel eger Gii-
neydogu'ya paşalar ve valilerie
göriişmeye geleceklerse hiç gel-
mesinler. Bn insanlan Aokara-
ya da çagınp göriişebilirier. Hii-
kftmet, hallu mutlaka dinkme-
lidir. Sorunlar halkUn ayn çö-
ziilemez."
Sorunlar yumağı
Güneydoğu'da çözüm bekle-
yen sorunlann başında can gü-
venliği ve insan haklan ihlalleri
geliyor. S bini aşkın özel tim, 20
bine yakın geçici köy korucusu-
nun görev yaptığı Güneydoğu-
da, 20 ekim seçimlerinden bu
yana, aralannda güvenlik güç-
lerinin de bulunduğu S0 kadar
yurttaş yaşamını yitirdi. llçe ve
karakol baskınlan yoğunluk ka-
zandı. PKK militanlan, artık
bölgede 150-200 kişüik gruplar
halinde eylem yapmaya başladı-
lar. Son bir ay içinde, kepenk
kapama gibi kitlesel eylemler sü-
rerken Vedat Aydın olayında ol-
duğu gibi faili meçhül cinayet-
ler birbirini iziedi. Resmi plakah
bir araba ile alındıktan dört gün
sonra kurşunlanmış cesedi bulu-
nan lsmail Hakkı Kocakaya, bu
tür cinayetlerin son kurbanı ol-
du.
Yülarca PKK eylemleri, kontr-
gerilla kaygısı ve devietin şiddet
politikası üçgeninde yaşayan ve
bu yüzden göç eden ya da göçe
zorlanan Güneydoğu halkı, şim-
di sorunlarını yeni hükümete
anlatmaya hazırlanıyor.
TERS SATRANÇ — Ümit Elçi'nin >önettiği Mem û Zin'de, lahlası ters konularak ovnanan bir satranç oyunu da var.
'Mem û Zin' yanıt bekliyorKültür Servisi — Türkiye'de jî^ kez bir sjnema.fılminirr'
herhangi bir kesintiye uğramadan izleyici onüne
çıkarılabilmesi için Kültür Bakanlığı'nın gorüş bildirmesi
gerekti.
Ünlü Kürt şair ve düşünürü Ehmede Xani'nin aynı adlı
yapttından beyazperdeye uyarlanan "Mem û Zin" adlı
film bir ay kadar Telif Haklan ve Sinema Mudürluğu
bunyesindeki denetim kurullannda bekletildikten sonra,
kına gecesi türküleri, ağıtlar ve ilahilerin Kürtçe olması
nedeniyle Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın görüşüne
başvurmaya karar verildi.
Filmin Yapım Koordinatörii Aydın Sa>man, Telif
Haklan ve Sinema Müdürlüğü'nün uzun süredir Kurtçe
muzik kasetleri ve filmler konusunda "kendisini
boşlukta hissetliğini", çareyi bu tur ürünlere izin
vermemekte bulduğunu ileri surdu.
Sayman,. "Müdürlük aylar önce, 12 Eylül yönetimi
sırasında çıkanlan ve geçen >ıl \ururlukten kaldınlan
yasadan sonra bakanlıga Kürtçe kaset konusunda nasıl
tavır almaları gerektiğini sormuş. ancak o zamanki
Kultur Bakanlığı vetkilileri Başbakanlık'tan ce\ap
beklendiğini belirtmişlerdir" dedi. Sa\man, bakanlık \e
Ba>bakanlık"tan aylardır göruş belirtilmediği için halen
Kurtçe nıüzik kasetlerinin yasal olmayan yollardan
ureıilip satıldığını belirtti.
Ümit Elçi'nin yonettiği filmde başhca rolleri Meltem
Doğana), Valçın Dümer. Halil Ergün. Füsun Demirel.
Erdal Gülver, Levent Güner \e Eser Gira> paylaştılar.
Filmde tanınmış kürt aydını Musa Anler de rol aldı.
Senaryosunu Hamza Özbal ile Ümit Elçi'nin birlikte
yazdıklan "Mem û Zin"in gorıintu yönetmenliğini Salih
Dikişçi ustlendi, müziğini Mazlum Çimen hazırladı.
DSP lideri fmksiyonlar ve bölücü örgütlerin SHP'yi bitirdiğini söyledi
Ecevit: SHP oyları PKK'ya gittiKastamonu'da konuşan DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, SHP'yi "Kıratın kuyruğuna takılıp iktidar
olmakla" suçladı. Ecevit, SHP'yi içerisindeki fraksiyonlar
ile bölücü örgütler ve PKK'nın bitirdiğini öne sürdü.
ERDOĞAN ER
bugün TBMM'deki milletveki- dığı gibi baskılar da yapddtğını
li sayunız 44) olacaktı" dedi. ileri süren Ecevit, "Bu iddialar
SHP'yi "Kıratın kuyruğuna ortaya aülırken herkes şunu iyi
takılıp iktidar koltuğuna otur- bilmelidir ki vatandaşın oya
makla" suçlayan DSP Genel partilerin tapulu malı degildir.
için "Kıratın kuyruğuna takılıp Başkam Ecevit, şöyle devam et- Bu böyle büinsin. Onlar bana
iktidar koltuğuna oturdular" ti: "SHP'ye verilen oylar faşist diyerek suçlamaktadıriar.
KASTAMONU — DSP lidC- biçiminde konuştu. PKK'ya gitmiştir. Ama hâlâ Ama ben öyle bir olgu içinde
n Bülent Ecevit, "SHP'ye veri- Konuşması sık sık alkışlarla SHP-DSP birieşmesinden konu değilim. Üstelik beni Kürt diiş-
len oylar PKK'ya gitti. Hâlâ kesilen DSP lideri Ecevit, 20 ediliyor. Bu hiçbir zaman müm- manı olarak ilan ettiler. Ben
SHP-DSP birieşmesinden konu Ekim seçimlerüıde partisine ver- kün olmayacaktır. Çünkü SHP Türkiye'mdeki her vatandaşın
ediliyor. Bu hiçbir zaman müm- dikleri destekten dolayı Kasta- içindeki franksiyoolar, bölücü özgürlük, demokrasi ve hürriyet
monululara teşekkür etti. Ece- örgütler ve PKK, bu partiyi bi- içinde yaşayan insanlann yanın-
vit, seçim sistemindeki adalet- tirmiştir. HEP, SHP'nin araba- dayım."
sizlikten söz etti. Ecevit, "Biz sına, MÇP ve IDP, RP'nin ara- Ecevit, belediye başkam ada-
DSP olarak bu seçimde 375 bin başına, DMP de DYP'nin ara- yı tsmail Üreten'e destek veril-
oya karşılık bir milletvekili çı- bısan bindiler. Yoksa bunlar mesüıi istedi ve Üreten'i secme-
kardık. Diğer partiler ise 37 bin hiçbir zaman yüzde 5 oy bile leri halinde belediyenin önder-
oya karşılık bir milletvekili çı- alamazlardı." liğinde kendir ve sarmısak üre-
kardılar. Şayet 1980 öncesi gibi SHP-DSP birteşmesi konu- ticiler için bir kooperatif kura-
bir sistemle seçime gidilseydi sunda çeşitli iddialar ortaya aül- caklarım da sözlerine ekledi.
kün olmayacakür. Çünkü SHP
içindeki fraksiyonlar, bölücü
örgütler ve PKK bu partiyi bi-
tinniştir" dedi.
Pazar günü yapılacak olan
belediye başkanlığı seçimi için
Kastamonu'nun Taşköprü ilçe-
sinde coşkulu bir kaiabalığa hi-
tap eden Bülent Ecevit, SHP
PKK lideri, koalisyon hükümetinin iyi niyet gihşimleri için süre tanıyacağını söyledi
Ocalan: Büyük eylemler yapmayacagız
SEMÎH tDİZ
BEKAA VADİSİ / KUZEY LÜBNAN —
PKK bderi Abdullah Öcalan, koalisyon hükü-
metine bir şans tanımak amacıyla şimdilik bü-
yük eylem talimatı vermediğini söyledi. öcalan,
Bekaa Vadisi'nde gizli bir mekânda bir grup Türk
gazeteciyle görüştü. Abdullah öcalan'ın gazete-
cilerle sorulu yamtlı konuşması şöyle:
ÖCALAN — Gelişiniz vesilesiyİe duyurmak is-
tediğim durumlar var. 92'de bizim açımızdan da
Türkiye açısından da çok pahalı gelişmeler ola-
cak. Aslında hükümete bir şans vermek, ki bu
zayıflıgımızdan ötürü veya kış bastırdığı için de-
ğildir, çok ciddi siyasi meseleler vardır. Bu açı-
dan yeni hükumet iyi niyetle bir şeyler yapmak
istiyorsa, gerekirse ateşkes durumlan değerlen-
dirilebüir. Bir siyasi sorun var. Bunu tartışalım.
— Bu nasıl bir zeminde gelişebilir?
ÖCALAN — Yugoslavya'daki çözümün iyi ol-
duğunu kimse iddia edemez. Yani Hırvat-Sırp ça-
tışması. Şimdi bir Türk-Kürt çelişkisinde bunu
da geride bırakacak bir gelişme Türkiye'ye ne ka-
zandıracak? Kana kan, göze göz, bu yaklaşım bi-
ze göre de biraz ilkel. Bunun yerine daha uygar
yöntemleri denemek, cesur olmak gerekir. Katı
Osmanlı merkeziyetçUiği çok şey kaybettirdi
Türklere. Eğer daha yüzyılın başında bir federal
yaklaşım çerçevesinde yaklaşılsaydı mevcut de-
mokrasi kültürü, hatta ekonomik gelişmeler san-
mıyorum mevcut durumdan daha geri olsun.
— Federal bir çözüm mü öneriyorsunuz?
OCALAN — Bence bu denenmeliydi. Uygun-
du Türkiye'ye. Daha az şiddetle daha iyi siyasi
sonuçlar almabilirdi. Şimdi bunu tekrar hatırlat-
mamın nedeni şu: Günümüzün yoğun gelişme-
leri biliyorsunuz adem-i merkeziyetçiliğe doğru.
Türkiye de etkisi altında kalmıştır.
— Kürt kökenli mfllervekUlerinin Meclis'te çı-
kışlan oldu ve tepkiyle karşılandı. Bazı çevreler
bunu taktik hatası olarak değerlendirdi.
ÖCALAN — Haj»r, bu abartıldığı kadar
önemli değil. Resmi politikanın temsilcilerine şu-
nu söylüyonım. Çok ciddi bir sorunu son dere-
ce basit şeylerle mahkûm etmekle neyi kazana-
caksınız? Biraz demokratik olunsa güler geçer-
ler. Kendine güvenen bir ulus, biraz demokrat bir
ulus olmaya karar veren bir parlamento bu ba-
sitliklere nasıl düşer?
— Yani bir tarihsel hata vardı divorsunu/.
ÖCALAN — Bu tarihsel gelişmenin köklü bir
gelenek olduğunu söylüyonım. Türkiye Cumhu-
riyeti'nin temel iç ve dış politikasını bağlıyor di-
yorum. Hikmet Çetin de buna alet olmuştur.
— PKK'nın Dev Sol'la yaptığı bir anlaşmadan
söz ediliyor. Dev Sol, PKK'nın bir şehir içi uzan-
tısı mı?
ÖCALAN — Genelde ortaya çıkardığım or-
tam türü solu biraz nefes alır duruma getinniş-
tir. Ama Dev Sol'a çok bilinçli bir görev verdiği-
mizi söylemek mübalağalıdır. Dev Sol'un bizden
güç aldığı doğrudur. Ama bizim gidin şu şu şun-
lan öldürün demek gibi bir talimatımız yoktur.
Bunu çok açıkça belirtiyorum. Biz bunları iyi
kullanabilirdik. Türk solu bir hayli geri. Dev Sol
diyorsunuz. Çok çatapatlar, terörist mi diyelim
artık. Çok ilkeller. Tipik terör kelimesinden bi-
raz bu mu anlaşılmalı? Bizim durumumuz fark-
lı. Bizim için şiddet, politikanın basit bir aracı.
— Hükümeti şu anda zorlamayacağınızı çağ-
nştıran ifadekr kullamyorsunuz. Bu eylemleri as-
kıya alacağız mı demek?
ÖCALAN — Aslında bu konuda henüz net-
leşmiş değilim. Nasıl ki hükümetin bu konuda
bazı arayışları sürüyorsa. Bir müddet d<tha so-
luklu bakmak istiyorum. Büyük eylem talimat-
ları, şimdi vermiyorum. Diyonım ki büyük şe-
hirlerde bırakın şimdi zamanı değil. Bunu söy-
lerken kötüye kullanılmaması gerekir. Ateşkes
yapıyor veya eylemden vazgeçecek anlamma gel-
mez. Birtakım siyasi gelişmeler oluyor. Birtakım
adımlar atılmak isteniyor. Bunu ciddi olarak bo-
zacak siyasi eylemden ben fazla sonuç beklemi-
yorum, doğru değil diyorum. Böyle bir yaklaşım
içindeyiz. Çok büyük eylemler düzenlemek, özel-
likle hükümete yönelik düzenlemek bence isabetli
bir tavır değil.
— Peki Almanya?
ÖCALAN — Almanya, PKK'yı destekliyor-
muş. İnsaf sahibi olmak lazım. Almanya aslın-
da Türkiye gibi bizimle uğraştı, kendine göre kü-
çük hesaplan var. Bazı sorunlan var Kürt mese-
lesinde. Yardun değil, kendilerine göre bir Kürt
şeyi oluşturmak istiyorlar. Işbirlikçi oyun yani.
Ona gelmedik. Almanya bizimle, yakında ilişki-
ye geçmek isteyebilir gibi geliyor bana.
— Burada Yunanistan'la ilişkileriniz de var.
Gelen milletvekilleri var.
ÖCALAN — Evet. Eski bir bakan da geldi,
milletvekilleri geldi. Işte her partiden geldiler.
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
DYP'de Kavga
Cindoruk arasında değil,
Cindoruk ile Demirel
arasında. Cindoruk,
DYP'nin ilk "lideri."
Demirel ile arasında tam
bir"aşkvenefret"ilişkisi
var. Birbirlerinden
vazgeçmeleri de zor, •
birbirierine tam sadakat
göstermeleri de.
Cindoruk, yanndan başlayarak beş gün, "Cumhurbaşka-
nı vekili" sıfatı kazanıyor.
Bakan Barutçu'nun, ağzını çabuk tutup, söyleyeceklerini
dün söylemesi, belki de bu yüzden...
Yoksa, "Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu" işlemiş olacak-
tı.
Bakan Barutçu barut gibi. Ama bir yandan da çok tedbir-
li.
Söylediği "aşağılık kompleksli, müfteri, ikiyüzlü" gibi söz-
ler, Cindoruk'u belki yeterince acrtmaz diyerek bir de 20 mil-
yar lira tazminat istiyor.
Dün ceza hukukçuları ile konuştuk.
Barutçu'nun, "6 milyar lira kumar borcu var" sözleri ne-
deniyle Cindoruk'tan bu tazminatı alabileceğini söylüyorlar.
Ama, ekliyotiar:
"Cindoruk da Barutçu'dan dünkü hakaretleri nedeniyle,
benzer bir rakamı alabilir."
O zaman, taraflar "tapi" olur.
Geriye; partinin, hükümetin ve Meclis Başkanlığı maka-
mının aldığı yara kalır.
Demirel, bu yarayı sarabilir mi?
Dün konuştuğumuz kimi DYP'li bakanlar ve milletvekille-
ri, Demirel'in çok zorlanabileceğinı söylediler.
Çünkü, asıl sıkıntı, Barutçu ile Cindoruk arasında değil,
Cindoruk ile Demirel arasında.
Cindoruk, DYP'nin ilk "lideri."
Demirel ile arasında tam bir "aşk ve nefret" ilişkisı var.
Birbirlerinden vazgeçmeleri de zor, birbirierine tam sadakat
göstermeleri de
Cindoruk, baştan beri partinin "ikinci adamı" görüntüsün-
de. "İkinci adam" kurumuna aklı ve ruhu fazla yatkın olma-
yan Demirel, bu yüz- ^ — ^ ^ ^ _ _ _
den cindoruk'u öte- Asıl sıkıntı, Barutçu ile
den ben denetim al-
tında tutmak istiyor-
du.
Yıllardır yazgı birli-
ği etseler bile ikisinin
üslupları çok farklı.
Hele Demirel, kendi-
sini yeniledikten son-
ra bu üslup farkı daha
da belırginleşti.
Partide yaygın ka-
naat şu:
Demirel, bu üslup
farkı yüzünden, parti-
de ve hükümette ken-
disine başağrısı vere-
bileceğini düşündüğü " ^ ~ " ~ ~ " ~ " * " ~ ~ ~ ~
için Cindoruk'tan "kurtulmak" istedi.
Ve onu "TBMM Başkanı" seçtirerek "nötralize" etti.
Gerçekten de TBMM Başkanlığı, devietin en tepesindeki
iki numaralı makam. Ama etkin bir siyaset adamı için kızak
niteliği taşıyor.
Çünkü, Meclis Başkanı'fiın anayasaya göre cumhurbaş-
kam kadar "tarafsız" olması gerekiyor.
Partisinin faaliyetlerine katılamryor. Meclis oturumlarını yö-
netmediği zamanlar da oy verme hakkı bulunmuyor.
İşin ilginci, "kızağa" alındığı ıddıalarının etkisinde Cindo-
ruk'un kendisi de kaldı.
Daha seçildiği gün, "Ben otel teşrifatçıbaşısı değilim, frak
giymeyeceğim" demesi, bu yüzden.
* Cindoruk, "parlamenter demokrasinin ruhani lideri" olma-
yacağını, olanakları zorlayarak siyaset yapacağını açıkça ima
ediyordu.
Cindoruk'u buruklaştıran bir başka konu daha var.
Koalisyon oluşturulurken ikinci adam gibi çalıştığı için De-
mirel'in kabineyi hazırlarken kendisine danışacağını bekle-
mişti.
Ama lideri bunu yapmadı.
Üstelik kabineye öteden beri, Cindoruk'un fazla sempati
duymadığı tüm isimleri aldı.
Cindoruk da bu isimlerle ilgili görüşlerini, makam odası-
na girip çıkan herkese "sohbet olsun" diye anlatmaya baş-
ladı.
Önceki gün Cindoruk'un başına, eski selefi Akbulut'un ba-
şına gelen geldi.
Akbulut da böyle bir sohbette, gazetecilere, Özal için "Otur
oturduğun yerde be adam" türünden, içten kanaatlerini ifa-
de etmişti.
Gazeteciler de bu sohbeti, gazete okurları ile paylaşma-
ya yönelince, kıyamet kopmuştu.
Aynı olay Cindoruk'un da başına geldi.
Gazeteciler, onun "sohbeti"nı de haberleştirince, ortaya
20 milyarlık dava ile DYP'deki kavga çıktı.
TBMM Başkanı'nın Barutçu'yu aleviendiren sözleri söy-
leyip söylemediği, köşemizin dışında bir konu.
Ama görünen iki şey var:
Birincisi, Cindoruk'un aktif siyaseti, aktif biçimde sürdür-
meye kararlı olduğu.
İkincisi ise Demirel'in parti içi sorunlar konusunda İnönü'-
den daha ferah olmayacağı...
Açhk grevinde 25. gün
• tç Politika Servisi — Buca Cezaevi'nde 25 gün önce
açlık grevine başlayan tutuklu ve hükümlülerden 7'si, sağhk
durumlan bozulduğu için hastaneye kaldırıldı. İnsan
Haklan Vakfı İzmir Şubesi yetkilileri, hastaneye
kaldırılanlann durumlan hakkında yeterli bilgi
alamadıklanm söylediler. Vakıf yetkilileri, açhk grevinin,
Buca Cezaevi'ndeki "yaşam şartlarının iyileştirilmesi"
amacıyla başlatıldığını hatırlatarak "Cezaevi idaresi,
taleplerle ilgili olarak Adalet BakanlığYndan talimat
beklediklerini bildirdiler. Oysa, taleplerin büyük bölümü
talimatı gerektirmiyor. Cezaevi idaresinin tasarnıfunda'
dediler. Bu arada, Anadolu Ajansı'nın haberine göre Buca
Cezaevi Savcısı, İsmet Üstel, hastaneye kaldınlan 7 kişiden
üçünün doktorlann tedavisini kabul ederek açlık grevini
bıraktığım söyledi. Buca Cezaevi'nde 62 tutuklu ve
hükümlü açlık grevini sürdürüyor.
IHD'den Cindoruk'a ziyaret
• ANKARA (AA) — TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk, "Yasalanmızı insan
haklanna uygun hale getireceğiz" dedi.
Hüsamettin Cindoruk, İnsan Haklan
Derneği Başkanı Nevzat Helvacı ve yönetim
kunılu üyelerini kabul ederek bir süre
görüştü.
TBMM Başkam Cindoruk, kabul öncesinde yaptığı
konuşmada, insan haklarımn sadece yasalara geçirilmesinin
yeterli olmadığını söyledi. Dünyadaki bütün anayasaların
küçük aynntılar dışında insan haklanna yer verdiğini
anlatan Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan
haklannı içimize sindirmemiz gerekiyor ve insan haklarım
devietin eksiksiz uygulaması gerekiyor. Bunlar belki bir
süreç içerisinde gelişecek. Bu Meclis'te, yasalarmuzda insan
haklanna aykırı ne kadar engel varsa kaldıracağız.
Yasalarımızı insan haklanna uygun hale getireceğiz."
Elbistan'da 7 gözaltı
• KAHRAMANMARAŞ (UBA) — Kahramanmaraş'ın
Elbistan ilçesinde polis tarafından düzenlenen operasyonlar
sonucunda 6'sı lise oğrencisi olan 7 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlardan üçunün adının Ali Türk, Halil
İbrahim Yakşi ve Veysel Yakşi olduğu öğrenildi. 7 kişinin,
Elbistan'daki Halil Mükremin Lisesi ile Ticaret Lisesi'nde
sağ ve sol göruşlü oğrenciler arasında bir suredir devam
eden gerginlik nedeniyle gözaltına alındıkları bildirildi.