22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 DYP'li lslamoglu, "Bu kamburdan kurtulmadan koalisyon yürümez" dedi HEP koalisyonu sarsıyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Son gelişmeler HEP'li SHP ile DYP'nin oluşturduğu koalisyonda sancı yarattı. HEP kökenli Mahmot Alınak'ı kür- süden indiren DYP'lilerin bir bölümü, "HEP'siz koalisyon" için Demirel'e baskı yapmaya başlarken, bir bölümü de Gü- neydoğu sorununa HEP'i dışla- yarak çözüm bulunamayacağı görüşünü dile getirdiler. DYP'li Münif îslamoglu, HEP köken- li SHP mületvekillerini, hükü- metin "kamburn" diye niteler- ken, DYP'li tsmail Köse, "HEP'li SHP Oe komüsyon ya- pılmasuu en çok savnnanlann basındayım" dedi. Kürsüye ilk çıkan Erteku Dunıtürk de tep- kisinin koalisyonu bozmaya yö- nelik olmadığını belirterek "Ay- nı lepldyi yemin töreninde dc gösterdik. O zaman koalisyon yoktu. Biz bölücülüge izin vermeyiz" diye konuştu. Bazı DYP milletvekillerinin "HEP'- siz koalisyon" istekleri karşısın- da Başbakan Süleyman Demirel ile -Başbakan Yardımcısı Erdal toönü, "koalisyonun bütünlü- gbnii koruma" çabasına girdiler Başbakan Demirel, HEP kö- kenli Mahmut Alınak'ı kürsu- den indiren DYP'liler ve grup başkanvekilleri ile görüşerek tepkileri yatıştırdı. Demirel'in, "HEP kamburundan kurtulma- dan koalisyon yürümez" göru- şündeki Islamoğlu'nu, "Giıney- dogu sorununu ancak oradaki bMtün halkı kacaklayarak asabUiriz" diyerek yatıştırdığı öğrenildi. DYP Grup Başkanve- kili Güneş Müftüoglu da DYP'li milletvekillerinin tepkilerinin koalisyonu sarsacak nitelikte ol- madığını söyledL lnönü ise "HEP'in koalisyon açısından soran yaratmadığını" belirtti. DYP grubunda, HEP'ü SHP ile yapılan koalisyona duyulan tepkileri Genel Idare Kurulu- nun son toplantısında dile geti- ren ve bu tepkileri bir mektup biçiminde Başbakan Demirel'e sunacağını açıklayan Münif ts- lamoğlu'nun başını çektiği mil- letvekilleri, Demirel'e HEP'siz koalisyon için baskı yapıyor. önceki gün Meclis kürsüsünde- ki kavgaya oturduğu yerden ka- tılan tslamoğlu, genel görüşme- ye verilen 15 dakikalık ara sıra- sında Demirel ile görüşerek Alı- nak'a ve HEP'e duyulan tepki- yi dile getirmesi nedeniyle, grup- ta HEP'e tepki duyanların öncüsü durumuna geldi. lsla- moglu, Demirel'e, hazırladığı mektubu Alınak'ın kürsüdeki POKTRE 1 MAHMUT ALINAK Paris'ten HEP'eyolculuk A lınak'ın politik yaşamında Kars'ın Digor ilçesinde l \ . dünyaya gelmiş olmasının ağıriığı hep hissedildi. 1987 seçimlerinde SHP'den Kars Milletvekili olarak Meclis'e girmesinden sonra "soru önergesi rekortmeni" unvanını almasından insan hakları sorunlarını gündeme getirmesi kadar Kars'ın sorunları da önemli bir yer tuttu. Kars'ın sorunlarını kamuoyuna yansıtabilmek için bir gün kış ayı olmasma aldırmadan uzun paçalı donla foto muhabirlerinin önune çıktı. Vatandaşların köprü sıkıntısını böyle anlattı. Ertesi gün Diyarbakır ve Aydın cezaevindeki tutukluların açlık grevlerini desteklemek için 24 saatlik dayanışma grevi yaptı. Nerede bir sorun varsa orada olmaya çalıştı. Ilımb ve sempatik kişiliğiyle politik yaşamını SHP'de sorunsuz şekilde sürdürürken Paris'teki Kürt konferansına katılması her şeyi değiştirdi. SHP'den ihraç edilmesinden sonra politik yaşamında yeni bir sayfa açıldı: HEP. PORTRE / ERTEKİN DURUTÜRK Ideali Ayasofya'yı açmak ynşaat mühendisi Durutürk, politikaya 1976'da AP'nin X Yalvaç llçeBaşkanı olarak başladı.llçe başkanlığından bir sene sonra belediye başkanlığına yükseldi. 1980'e kadar da AP içerisinde politikaya devam etti. Ayasofya'nın ibadete açılması kendi ifadesiyle, "çocuklugundan beri en biiyiik özlemiydi." 12 Eylul 1980 darbesi ile birlikte tüm partiler kapatılınca Durutürk de Yalvaç'ta daha önce kurduğu müteahhitlik işlerini yürüttü, yine kendi ifadesiyle "hiçbir devlet ihalesine de girmedi." Partilerin siyasi faaliyetlerine izin verilince yeniden DYP'de aktif politikayı sürdürdü. DYP Yalvaç İlçe Başkanı iken Süleyman Demirel'in isteği uzerine Isparta'dan milletvekili adayı oldu. 1987'de Isparta DYP Milletvekili olarak Meclis'e giren Durutürk, ANAP'la kavgalanyla ve laf atmalarıyla tanındı. HEP kökenli SHP milletvekilleri, yemin töreni sırasında da olaylara neden olmuştu. SHP Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle, "Ben ve arkadaşlanm, bu metni anayasa baskısı altında okuyoruz" deyince, DYP'li milletvekillerinin prolestolanna neden olmuştu. konuşmasına duyulan tepkileri de içerecek biçimde yeniden ka- leme alıp vereceğini bildirdi. Islamo|Iu, Cumhuriyet mu- habirinin sorulannı yamtlarken, genel görüşme sırasında Demi- rel'e aktardığı eleştirilerini şöy- le özetledi: "Soyın Demirel'e, 'Bu kam- burdan kurtulmadıktan sonra bu koalisyonun yürüyeceğine kani olmadığımı' söyledim. Er- dal Be> kongre hesabıyla hükü- metle ortaklıgına devam ederse sıkıntolar otur. PKK'nın, bir il- legal örgütün Medis'te temsil edilmesj uygnn degil ki... Mah- mut Alınak'ın Mecbs'te beyanı var. Türk ordusunu Kontrgeril- la diye ilan ediyor. Bunu deme- ye kimsenin hakkı olmadıgı gi- bi bizim de buna müsaade etme- miz mümkün degildir." tslamoğlu, Demirel'in kürsü- deki kavgadan sonra yaptığı ko- nuşmada Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak'ı eleştirmedigi- nin anımsatılması uzerine, "Sa- yın Demirel daima, biiyiik dev- let adamlıgı vasfını muhafaza etmiştir. Hiçbir zaman ona göl- ge düşürmemiştir. Orada bir parti Uderi olarak degil, bir dev- let adamı hüviyetiyle konuştu" dedi. HEP'e tepkileri dile getir- diğinde Demirel'in tavrımn ne olduğunun sorulması uzerine ts- lamoğlu şu karşıhğı verdi: "Sayın Demirel, Türkiye'nin bütünlügü üzerinde münakaşa etmez. Anayasanın buna ilişkin maddesini, muhalefette ve ikti- darda aynı göruşte mutalaa et- miştir daima. Ama Sayın Demi- rel küçük meselelerle, teferruatla meşgul olmaz. Meseleleri daima üst seviyede mutalaa eder. De- mirel bu işi mutlaka halledecek- tir. Demirel, his adamı degildir, mantık adamıdır. Onun için ha- diseleri bizden başka tıirlii gö- riır. Biz tabii daha heyecanlıyız, mesuliyetsiz olduğumuz için. Gnıbun azası bir milletvekili olarak biz ber şeyi söyleriz. Ama Sayın Demirel bunlan dinler ve devlet seviyesinden göriır. Onun için Demirel, 'Şunu bunu söylemedi' diye, hiçbirimizin ha- ürma başka bir şey gelmez. Ama HEP ile bir noktaya varmak mümkün degil." DYP grubunun istisnasız tü- münün HEP olayından rahat- sızlık duyduğunu savunan tsla- moğlu, Güneydoğu sorununun HEP ile çözülmeyeceğini belir- terek, "Çözüm HEP'siz olur" dedi. HEP'in SHP dışında tu- tulması durumunda koalisyo- nun sandalye sayısının azalaca- ğının anımsatılması uzerine ls- lamoğlu, "Onlar mühim mese- le degil. Hükümet düşerse yeni- den kurulur. Mühim mesele, bu yanguun söndürülmesidir" kar- Alınak'ın konuşması uzerineMeclis'te çıkan kavga tartışmayayol açtı Meclis Başkanı kürsüde müdahaleye karşıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Milletvekili Mahmut Alınak'ın "iç güvenlik" konulu genel görüşmede yap- tığı konuşma uzerine çıkan kavga, TBMM'de "kürsü tartışması"na yol aç- ü.TBMM Başkanı Cindonık, Cumhu- riyet'in sorulannı yamtlarken, "Kürsü dokunulmazkğuıın parlamentonun te- meli olduğunu" vurguladı ve kürsü öz- gürlüğünün Meclis dışı güçlere karşı bir güvence olduğunu söyledi. Cindonık şöyle konuştu: "Yargı ve savıya, kürsüde söylenenler için soruştunna yapma yasagı vardır. Ancak Medis içinde ve içtüzükte, kürsü sonımsuzluğu, pariamentonun ve parla- menterierin iç ilişkileri ile fülen denge- lenir. Bütün dünya medislerinde de böy- le getişir. Kavgabv, söz keaneler, şiddetli sövgüfer partamenterlerin dogasanda var- dır. Bıuıun önüne geçmek çok zor. Yo- gunlnğunu önlemek mümkündür. Böy- lesine olaylar üzüntü verir. Kürsüde ko- Buşan sayın milletvekillerinin de dinle- yeolerin de sabırü, hoşgöriilü olmasuu diliyoram." TBMM'de güvenlik görüşmelerinde bazı DYP milletvekillerinin saldınsına uğrayarak kürsüden indirilen HEP kö- kenli SHP Grup Başkan Vekili Mahmut Alınak, konuşmasında ülke bütünlüğü- ne zarar verici hiçbir yön bulunmadığı- m ve PKK'yı savunma amacı taşımadı- ğını söyledi. Alınak "agır ithamlardan" kendisini kurtaımak için TBMM Başka- nı Husamettin Cindoruk'a başvuracağını ve bir komisyon oluşturulmasmı isteye- ceğini açıkladı. Alınak, konuşma met- nini daha önceden SHP lideri Erdal tnö- nü ile görüşerek hazırladığını ifade ede- rek tnönü'yü "parti çıkarlarını Ulke çı- karlanna feda etme erdemliligini göste- ren lider" olarak niteledi. Alınak, ülke bütünlüğünü savunduğunu söyleyerek "Kursüdeyken bana saldıran ve şiddet uygulayan insanlar, Ediroe'deki, Izmir'- ddd insanlan benden daha çok sevemez- ler. Çünkü Türkü dışlayan bir Kürt en başta Kürde zarar verir, yine Kürdü dış- layan bir Türk en başta Tiirke zarar verir" diye konuştu. SHP Grup Başkan Vekili Aydın Gü- ven Gürkan da önümuzdeki günlerde kürsü özgürlüğünün sağjanması konu- sunda TBMM Başkam Cindoruk'tan gi- rişimlerde bulunmasına isteyeceklerini söyledi. DYP Grup Başkan Vekili Müf- tüoğlu ise Alınak'ı kürsüden indiren DYP'li milletvekilleri hakkjnda disiplin soruşturması yapılmayacağını söyledi. öte yandan, güvenlik konulu genel görüşmenin yapıldığı olayh oturumu yö- neten TBMM Başkan Vekili Yddınm Av- cı, Alınak'ın kürsüden indirilmesini, "Ahşdmamış bir şey" diye niteleyerek bu- nun milletvekilinin kürsüden konuşma özgürlüğünü zedelediğinin söylenebile- ceğini kaydetti. Öte yandan, HEP kökenli mületvekil- lerinden Hatip Dicle, Diyarbakır'da dü- zenlediği basın toplantısında, Alınak'ın kürsüden indirilmesini eleştirerek şunlan söyledi: "Eğer Kürt miUetvekillerine pariamen- toda bu tür çirkin salduılar sürerse. Cumhurbaskanının tahrikkri devam ederse, halkm arasuıa döneriz. Sayın De- mirel'in milktvekillerini dizginlemesi ge- rekir. Bundan sonra kendimize hakaret ertirmeyiz. Bıçak kemiğe dayandı. Biz- lere akıl verin: Demokrasi mücadelesini nasıl verelim? Biz parlamentonun aşıgı degiliz. 15 milyon almak için Meclis'e gitmedik." şılığını verdi. Alınak'ı kürsüden indirenler arasında yer alan DYP Isparta Milletvekili Ertekin Durutürk, HEP kökenli bazı SHP millet- vekillerinin Kürtlerin haklarını savunmadıklannı, Kürtleri istis- mar ettiklerini söyledi. DYP milletvekilleri ve partililer ara- sında da Kürtler olduğunu kay- deden Durutürk, "Ben de tale- beyken beş yıl Kürtlerle otur- dum. Ama Kürt başka, Kiirtçü başka. Bunlar Kürtleri istismar ediyoriar. Mesele burada. Onlar, 'Ayn devlet, bayrak istiyoruz' di- yorlar. Biz de 'Hayır, bunlan si- ze vermeyeceğiz' diyonız" diye konuştu. HEP ile ilgili gelişmeler SHP tabamnda da rahatsızlık yaratı- yor. HEP kökenli milletvekille- rinin HEP kongresine giderek Abdullah Öcalan'ın annesinin elini öpmeleri ile başlayan bu ra- hatsızlık, daha çok "Apo'nun annesinin elinin öpülmesi, ola- yı terör yoluyla çözmek isteyen bir kişinin kahramanlaştınlma- sı anlamına geür. SHP'deki mil- letvekilleri PKK'yı destekliyor- lar mı? Yoksa demokrasi içinde çözümden mi yanalar?" düşun- cr.sinden kaynaklanıyor. HEP kökenli milletvekilleriy- le ilgili olarak bu noktada baş- layan tartışmalann SHP'ye ka- muoyunda puan kaybettirdiği ve yanlış izlenimler doğmasına yol açtığı düşüncesi SHP örgütün- de ağır basıyor. Bu nedenle SHP yönetiminin, HEP kökenli mil- letvekillerinin yaptıklannı "yan- lış izlenimler doğmasına yol açan olaylar olarak görmemesi", yönetimin daha net tavır alma- sı gerektiği savunuluyor. SHP'nin sosyal demokrat kim- liğinin HEP ile ilgili tartışmalar ve yorumlar nedeniyle "aşmma- ya ngramaması" için yönetimin bu konuda yoğunlaşması isteni- yor. TBMM'deki tartışmalar sıra- sında Grup Başkanvekili Mah- mut Alınak'ın zorla kürsüden indirilmesi olayına SHP millet- vekillerinin seyirci kalmasımn da bu rahatsızlıktan kaynaklandığı belirtiliyor. önceki akşam SHP'li milletvekillerinin, Mec- lis kulisinde Genel Başkan tnö- nü'nün, Ahnak'ı savunmasını protesto eden DYP milletvekil- leri ile birlikte oturarak geüşme- leri değerlendirdikleri dikkat çekti. Bu sırada SHP'nin HEP kökenk milletvekilleri ise daha çok kendi aralannda konuştu- lar. SHP'de Meclis'te meydana gelen olay konusunda da "Bu ola> koalisyonun geleceğini be- hrleyecektir. Şimdiden bu konu- da bir sancı ortaya çıkmışür. Za- ten ANAP da Demirel'e gül aöyor" yorumlan yapılıyor. Bazı DYP'lilerin "HEP'siz koalisyon" istekleri uzerine Baş- bakan Demirel ve Başbakan Yardımcısı tnönü, "koalisyonun bütünlüğünü koruma" çabasına giriştiler. Başbakan Demirel, önceki gün genel görüşmeye ara veril- mesinden sonra kulise çıktığm- da lslamoglu ve Köse'yi yanına alarak bir süre görüştü. Demi- rel, Almak'a tepki gösteren iki DYP milletvekilinin ellerini tu- tarak, herkesin görüşlerini Mec- lis kürsüsünden açıklaması ge- rektiğini anlattı. Edinilen bilgi- ye göre Demirel, "Bölgenin mil- letvekilleri tabii ki orada yaşa- nan stkıntüan dile getirecekler- dir. Bu olayı buyutmenin geregi yok. Bu sorunu devlet ile o böl- gedeki halkı birbiriyle kucaklaş- tırarak aşabiHriz" diye konuştu. HEP GENEL BAŞKANI YAZAR: Terörün her türüne karşıyızHEP Genel Başkanı, "özel tim'in de PKK'nın da terörüne karşı olduklarını" söyledi. Yazar, Alınak'ın Meclis'te konuşturulmamasını da eleştirdi. ANKAKA (Cumhuriyet Bü- rosa) — HEP Genel Başkanı Feridun Vtzar, Türkiye'de son günlerde tırmanan terör olayla- nnı, "kinden gelirse gdsin kınadıklanu" söyledi. "PKK bizim dış:mızda bir olaydır" di- yen Yazar, SHP Milletvekili Mahmut AJınak'ın Meclis'teki konuşmasının engellenmesini de "dar geriişlülük" olarak ni- teledi. HEP Genel Başkam Yazar, dün bir basın toplantısı duzen- leyerek, son gelişmelere ilişkin görüşlerüx açıkladı. Yazar şöyle konuştu: "Milletıtkili Mahmut Alı- •ak'ın koıuşmasına müdahale, soı derect çirkin ve ayıp bir ha- rekettir. Mahmut Alınak, 'PKK'ya oı çözüm aranmahdır. PKK orttdan kaldınlmahdır, ne4enleri ortadan kaldırılma- lıdır" deaek istenmiştir. Bir- birimize hoşgörüyle davran- mslıyız. Hükümetin attığı ba- zı adımlara destek olmalıyız. CMaylan «le getiren bir millet- vetdMni konuşturmamak, demok- rasi açısından en büyük ay ıptır. Eger düşünce özgüriüğü Mec- Hs kflrsüsünde de yoksa, hiçbir yerde otamaz. O kürsünün kut- saüıgı ve özguriügü mutlaka sağlanmalıdır". "PKK ile hiçbir ilgimiz yok" Yazar, bir gazetecinin, "PKK lideri İsUnbul'da meydana ge- len olayı desteklediğini bildir- di. Siz bunu nasd değerlendi- riyorsunuz" sorusuna ise şu ya- nıtı verdi: "Onun sorumlulugu kendisi- ne aittir. Biz boyle bir olayı tas- vip etmiyoruz. PKK bizim dı- şımızda bir olaydır. Bizûnle ya- kından uzaktan ilişkisi yoktur. Biz demokratik, yasal bir örgü- tiiz. Türkiye'de meydana gelen şiddet eylemleri, kimden gelir- se gelsin, biz tasvip etmiyoruz. Her turiü terör olayını kınıyo- ruz. Özel timüı varattıgı terörii de PKK'nın yarattıgı terörii de kınıyoruz". SBP GenelBaşkanı Sadun Aren'in Cumhuriyet 'e demeci 6 PKK artık terörii bırakmah9 UFUKTEKİN ADANA — Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkam Prof. Dr. Sadun Aren, PKK'nın 1984'ten bu yana ger- çekleştirdiği eylemlenn "Kürt sorununu güncelleştirdigini" belirterek "PKK'ya düşen göre- vin artık terörii bırakmak" ol- duğunu sövledi. Aren, "Filistin Kurtuluş Örgütü de terör yap- tı, davasını dünyaya duyurdu, kabul ettirde ama bu noktada dnrdu" diyerek FKÖ'nün eylem anlayışını örnek gösterdi. Başbakan Demirel'in "Kürt realitesini tanıyoruz" biçimin- dek açıklamasını "arabanın dog- nı yola konması" olarak değer- lendiren Aren, "Kimliği tanı- mak >etmez, icaplannı yerine getirmek gerekir. Arabayı hare- ket ettirmek lazım" diye konuş- tu. SBP lideri Sadun Aren, Cum- huriyet'in sorulannı yanıtladı. — "Kürt realitesini tanıyo- ruz" diyen bir Demirel var kar- şımızda. Demirel mi çok degiş- ti, yoksa onu degişmeye zorla- yan koşullar mı gündeme geldi, ya da ikisi birden rai? AREN — Demirel de mutla- ka ki gelişmiş ve değişmiştir. 'Bu eski, bir daha değişmez' di- ye düşunmüyorum. Ama elbet- te ki bu gelişmede PKK hareke- tinin büyük katkısı, büyük ro- lü olmuştur. Memleketin sorun- "PKK-bağımsızhğı esas alan bir görüşü yoksa- sadece Kürt sorununun gündeme gelmesi, güncelleşmesi ve ele alınmasına katkıda bulunmak istiyorsa bu fonksiyonunu yapmıştır. Bundan sonra terör yapmasının hiçbir anlamı yoktur!' larını çözmek durumunda bir adam olarak bunlara çözüm bulmaya mecbursunuz. Açık soylemek gerekirse PKK hare- keti Kürt sorununu güncelleştır- miştir ve insanlan bıinu çözme- ye yöneltmiştir. Çunkü artık an- laşılmıştır ki; adil ve demokra- tik biçimde iki tarafın da mem- nun olacağı biçimde bu sorun çözülmezse bu memlekette hu- zur olmayacaktır. — Yukandaki sözlerinizin mantıgıyla yaklaşırsak, Türki- ye'deki demokratikleşmeye PKK hareketi katkıda bulun- muş mudur; bu katkı kan, göz yaşı, terör pahasına da olsa?.. AREN — Bazı sorulara di- rekt evet ya da hayır demek yanlış anlamalara neden olabi- lir. Şöyle söyleyeyim; PKK'nın Kurt sorununu bağımsızlık için- de çözmek şeklinde bir görüşu varsa bu göruşü tasvip etmiyo- rum. Doğrudur, 1984'ten beri yapılan silahlı eylemler Kürt so- rununu güncelleştirmiş, gunde- min birinci maddesi haline ge- tirmiştir. Bu anlamda Kürt so- rununun çözülmesinde, yeni demokratikleşmede katkısı ol- muştur. Çunkü mesela Fi- listin Kurtuluş Örgütü'nün de böyle bir fonksiyonu olmuştur. FKÖ de terör yapmıştır, ama Filistin davasını dünyaya kabul ettirmiştir. İşte ondan sonra te- ror yapmadı. Bence PKK da, bağımsızlığı esas alan bir göru- şu yoksa, sadece Kürt sorunu- nun gündeme gelmesi, güncel- leşmesi ve ele alınmasına katkı- da buîunmak istiyorsa bu fonk- siyonunu yapmıştır. Bundan sonra terör yapmasının hiçbir anlamı yoktur. — Degişen Demirel ve ortak- larına. Kürt sorununun çözül- mesi konusunda düşen görev, 'Kürt realitesini tanıyoruz' de- dikten sonra sizce nedir? AREN — Bu açıklama bana göre arabanın doğru yola kon- masıdır. Yani reddedilen, ama gerçek olan bir şeyin kabul edil- mesidir. Ancak sıra bu arabanın yurütülmesine gelmiştir. Bu ko- lay olmayacaktır. Önyargıları pekişmiş bir toplumda bugün- den yanna hemen gerçekleşme- yebilir, zor bir görevdir... — Kürt kimliginin tanınması ve haklann saglanması anlamın- da bir tartışma var gündemde. Örnegin cumhurbaşkanlarının bazılannın Kurt ya da Doğu kö- kenti oldugu söylenir, Kâmran İnan'uı senatörlüğü ve bakanlıgı örnek gösterilir. Sizce bu olaya nasıl bakılmalı? AREN — Çok yanlış bir de- ğerlendirmedir bu. Kürt olan bazı insanların çeşitli görevlere gelmiş olması bu konuda katı bir anlayışın olmadığını göster- mektedir. Ancak bu görevlere gelenler 'Kurt' olarak gelmemiş- lerdir o makamlara. Turk ola- rak gelebilmişlerdir. Bunu iyi koymak lazım. Arabanın yüru- tülebilmesi için, örneğin Kürtçe eğitim, istenirse yapılabilmeli- dir. Hem kimliği tanımak henı de onun gereği olan eğitimi. kül- turünu geliştirmeyi kabul etme- mek olmaz. BAŞKENTTEN AHMET TAN Ya HEP,yaHiçmi? Meclis'teki "iç güvenlik görüşmesi", Meclis "işgûven- liği"n\n de bulunmadığını ortaya koydu. İktidar partisinin grup sözcüsü sıfatını da taşıyan bir mil- letvekilinin kürsüden yaka paça indirilmesi, "demokra- Ukteşme programı" uygulayan iktidar bakımından da çok ilginç bir görüntü oluşturdu. Mahmut Alınak, kişisel düşüncelerini değil, SHP Grup Başkanvekili olarak, iktidar ortağı olan partisinin görüş- lerini açıklarken kürsüde öteki ortağın sakjırısma uğradı. Ama asıl ilginç olan, SHP'li milletvekillerinin, kendi grup sözcüleri tartaklanırken hiç ses çıkarmamalarıydı. Bu görüntü, koalisyon hükümetinin yapısındaki sıkın- tıları da açıkça gözler önüne serdi. HEP'ten gelen SHP'lileri ne Meclis içine sindirebilmişti ne SHP'lilerin bir böJümü ne de hükümet ortağı DYP'li- ler... TBMM Başkanvekili Yıldırım Avcı ile kürsüye yürüyen DYP milletvekillerinin söyledikleri "Kürsü özgüriüğü, ama o kadar uzun boylu değil" yolundaki sözler, HEP'lilerin de, onları çatısı altında tutan hükümetin de çok terleye- ceğini ortaya koyuyor. Nitekim DYP'li Münif lslamoglu, dün Cumhuriyet'e "HEP kökenliler, koalisyonun kamburudur. Bundan kur- tulmak gerekir" diye açıklama yaptı. DYP Genel İdare Kurulu üyesi Isla- moğlu'nun, bu konu- daki isteklerini arka- daşlarıyla birlikte Demirel'e bir mek- tupla bildireceğini söylemesi de yeni sı- kıntılann habercisi. '•HEP'siz SHP" formülü, "SHP'siz Mahmut Alınak, kişisel düşüncelerini değil, SHP Grup Başkanvekili olarak, iktidar ortağı olan partisinin görüşlerini açıklarken, kürsüde öteki ortağın saldınsına uğradı. koalisyon" formülünü savunanlar için ilk hedef olarak be- liriyor. Dün kulisterde, Türkeş'in kurduğu yeni Demokratik Ha- reket Partisi'nin milletvekilleri ile ANAP'taki ülkücü gö- rüşteki milletvekillerinin geliştirdikleri formüller konuşul- maya başlandı bile. Buna göre, ANAP'tan kopacak yeterli sayıda milletve- kili ile DHP'liler koalisyonda SHP'nin yerini alabilecek- ler. Demirei'in DHP için Hazine yardımı çıkarma hazırlığı, bu formülün bizzat Demirel tarafından da düşünüldüğü- ne kanıt gösteriliyor. İnönü'nün, önümuzdeki ay yapılacak olan SHP kurul- tayını kaybetmesi halinde Demirel bu formülü hemen uy- gulamaya koyabilecek. Meclis aritmetiği bakımından Demirel'in eli oldukça ra- hat. Hükümet bıçak sırtında, bir çoğunluk üzerinde de- flil- 286 milletvekilinden oluşan bir güvenoyu desteğine sa- hip olan hükümetin, HEP kökenlilerin "dışlanması" ha- linde bile zora düşmeyeceğı açık. Ancak Demirel, koalisyon iktidarını kuru bir aritmetiğe dayandırmak istemiyor. Başbakan, ülke yönetiminin ve toplum bütünlüğünün ancak toplumsal ve siyasal gerçek- lerin dikkate alınması halinde sağlanabileceği inancında. Bu yüzden "HEP'siz SHP" veya "SHP'siz koalisyon" formüllerine sıcak bakamıyor. Çünkü Demirel biliyor ki, HEP kökenlilerin dışlanması halinde hükümetin Güneydoğu polrtikası büyük ölçüde zora düşecek. Özellikle partisindeki bakan olamayanların ortaya koy- dukları HEP sıkıntısını kontrol altında tutmaya çalışması bu yüzden. Ama şurası açıkça belli ki Demirel'i de, koalisyonu da fazla mutlu bir yeni yıl beklemiyor. Beşikçi davasına ret • ANKARA (AA) — "Türklüğü ve cumhuriyeti tahkir ve tezyif ettiği" gerekçesiyle yazır-sosyolog Jsmail Beşikçi ile yayıncı Ünsül öztürk aleyhine açılan dava reddedildi. Sanıklann aynı suçtan Ankara DGM'de yargılanmaları ise devam edecek. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dünkü davaya sanıklar Ismail Beşikçi ve Ünsal öztürk katılmadılar. Duruşmada okunan iddianamede, Ismail Beşikçi'nin yazdığı, "Ortadoğu'da Devlet Terörü" adlı kitapta, Türk Ceza Kanunu'nun 159-1'inci maddesini ihlal ederek "Türklüğü ve cumhuriyeti yayın yoluyla tahkir ve tezyif etmek" suçunu işlediği bildirildi. İddianamede, Beşikçi ve kitabı yayımlayan Ünsal öztürk'e 1-6 yıl hapis cezası verilmesi istendi. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, kitapta işlendiği belirtilen suçlarla ilgili Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde de dava açıldığım kaydederek bu durumun Ceza Muhakeme Usul Kanunu'nun 253. maddesine aykın ; olduğuna karar verdi. Aynı suçtan iki kez dava açılamayacağını belirten mahkeme davayı reddetti. KKTC'den teröre tepki • LEFKOŞA (AA) — KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı . Kenan Atakol, bölücü teröristlerin Türkiye'nin dış temsilciliklerine yaptıklan saldınlan şiddetle kınadıklannı bildirdi. Atakol, Lefkoşa'da yaptığı açıklamada, "Demokrasinin ve insan haklannın her geçen gün güçlendiği' Türkiye'de, herkese dini, mezhebi ve etnik kökeni ne olursa olsun eşit muamele yapıldığı göz önünde tutulursa, Türkiye'ye yönelik bu terörist olaylann belli amaçları olduğunu aşikârdır" dedi. Kenan Atakol, terorizmin amacının, Türkiye'de huzur ve güveni bozmaya, Türkiye'de kanşıklık yaratmaya ve Türkiye'nin gelişmesini ve î güçlenmesini engellemeye yönelik olduğunu belirtti. ' Sayuı.Dıunan ve Çetin cinayetleri • ANKARA (AA) — Emekli Korgeneral Hulusi Sayın, doktor Musa Duman ve emekli astsubay Halil Çetin'in öldürülmeleri olayları ile ilgili olarak Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görulen davaya devam edildi. Çankırı Cezaevi'nde kalan tutuklu sanıklar Erol Özpolat, Alişan Turan ve Alp Arslan yoğun kar yağışı nedeniyle duruşmaya geç getirildiler. Sanıklardan Alp Arslan, iddianamenin senaryo olduğunu, senaryoyu "işkenceci polisler" ile birlikte bazı gazetecilerin hazırladığını iddia etti. Mahkeme, Hulusi Sayın'ın öldürülmesi olayının görgü tanığı olan eşi Ayten Sayın ve kızı Sibel Sayın'ın sanıklarla yüzleştirilmesini kararlaştırdı. Mahkeme, Duman ve Çetin'in öldürülmesi olaylannın görgü tanıklarının da gelecek duruşmada dinlenilmesini kararlaştırarak duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Nikâha polis engeli • İSTANBUL (ANKA) — Avukat Ulutan Gün ile lmmahan ' Yıldırım'ın nikâh törenleri polisin davetlileri nikâh salonuna almaması uzerine unutulmayacak bir anı halini aldı. Beyoğlu Belediyesi Taksim Belediye Düğün Sarayı'nda dün akşam gerçekleştirilmek istenilen nikâh için bastınlan davetiyelere gelin ve damadın, "Sevdamız kavgamızdır" diye yazdırmalan , sorun yarattı. Avukatlar Ulutan Gün ile lmmahan Yıldırım'ın ; adlarını da "ilginç" bulan polis, genç çiftin nikâh törenine gelen davetlileri, "Nikâh değil, yasadışı toplantı yapılacak" gerekçesiyle salona almadı. Polis yetkililerinin berberde olan gelin ve damat gelmeden salona kimseyi almayacaklarını belirtmesi uzerine tum davetliler, gelin ile damadın gelmesini beklediler. Daha sonr? gelin ve damadın gelmesi ile nikâh gerçekleştirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle