Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
DYP'li lslamoglu, "Bu kamburdan kurtulmadan koalisyon yürümez" dedi
HEP koalisyonu sarsıyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Son gelişmeler HEP'li
SHP ile DYP'nin oluşturduğu
koalisyonda sancı yarattı. HEP
kökenli Mahmot Alınak'ı kür-
süden indiren DYP'lilerin bir
bölümü, "HEP'siz koalisyon"
için Demirel'e baskı yapmaya
başlarken, bir bölümü de Gü-
neydoğu sorununa HEP'i dışla-
yarak çözüm bulunamayacağı
görüşünü dile getirdiler. DYP'li
Münif îslamoglu, HEP köken-
li SHP mületvekillerini, hükü-
metin "kamburn" diye niteler-
ken, DYP'li tsmail Köse,
"HEP'li SHP Oe komüsyon ya-
pılmasuu en çok savnnanlann
basındayım" dedi. Kürsüye ilk
çıkan Erteku Dunıtürk de tep-
kisinin koalisyonu bozmaya yö-
nelik olmadığını belirterek "Ay-
nı lepldyi yemin töreninde dc
gösterdik. O zaman koalisyon
yoktu. Biz bölücülüge izin
vermeyiz" diye konuştu. Bazı
DYP milletvekillerinin "HEP'-
siz koalisyon" istekleri karşısın-
da Başbakan Süleyman Demirel
ile -Başbakan Yardımcısı Erdal
toönü, "koalisyonun bütünlü-
gbnii koruma" çabasına girdiler
Başbakan Demirel, HEP kö-
kenli Mahmut Alınak'ı kürsu-
den indiren DYP'liler ve grup
başkanvekilleri ile görüşerek
tepkileri yatıştırdı. Demirel'in,
"HEP kamburundan kurtulma-
dan koalisyon yürümez" göru-
şündeki Islamoğlu'nu, "Giıney-
dogu sorununu ancak oradaki
bMtün halkı kacaklayarak
asabUiriz" diyerek yatıştırdığı
öğrenildi. DYP Grup Başkanve-
kili Güneş Müftüoglu da DYP'li
milletvekillerinin tepkilerinin
koalisyonu sarsacak nitelikte ol-
madığını söyledL lnönü ise
"HEP'in koalisyon açısından
soran yaratmadığını" belirtti.
DYP grubunda, HEP'ü SHP
ile yapılan koalisyona duyulan
tepkileri Genel Idare Kurulu-
nun son toplantısında dile geti-
ren ve bu tepkileri bir mektup
biçiminde Başbakan Demirel'e
sunacağını açıklayan Münif ts-
lamoğlu'nun başını çektiği mil-
letvekilleri, Demirel'e HEP'siz
koalisyon için baskı yapıyor.
önceki gün Meclis kürsüsünde-
ki kavgaya oturduğu yerden ka-
tılan tslamoğlu, genel görüşme-
ye verilen 15 dakikalık ara sıra-
sında Demirel ile görüşerek Alı-
nak'a ve HEP'e duyulan tepki-
yi dile getirmesi nedeniyle, grup-
ta HEP'e tepki duyanların
öncüsü durumuna geldi. lsla-
moglu, Demirel'e, hazırladığı
mektubu Alınak'ın kürsüdeki
POKTRE 1 MAHMUT ALINAK
Paris'ten HEP'eyolculuk
A lınak'ın politik yaşamında Kars'ın Digor ilçesinde
l \ . dünyaya gelmiş olmasının ağıriığı hep hissedildi. 1987
seçimlerinde SHP'den Kars Milletvekili olarak Meclis'e
girmesinden sonra "soru önergesi rekortmeni" unvanını
almasından insan hakları sorunlarını gündeme getirmesi
kadar Kars'ın sorunları da önemli bir yer tuttu.
Kars'ın sorunlarını kamuoyuna yansıtabilmek için bir gün
kış ayı olmasma aldırmadan uzun paçalı donla foto
muhabirlerinin önune çıktı. Vatandaşların köprü sıkıntısını
böyle anlattı. Ertesi gün Diyarbakır ve Aydın cezaevindeki
tutukluların açlık grevlerini desteklemek için 24 saatlik
dayanışma grevi yaptı. Nerede bir sorun varsa orada
olmaya çalıştı. Ilımb ve sempatik kişiliğiyle politik yaşamını
SHP'de sorunsuz şekilde sürdürürken Paris'teki Kürt
konferansına katılması her şeyi değiştirdi.
SHP'den ihraç edilmesinden sonra politik yaşamında yeni
bir sayfa açıldı: HEP.
PORTRE / ERTEKİN DURUTÜRK
Ideali Ayasofya'yı açmak
ynşaat mühendisi Durutürk, politikaya 1976'da AP'nin
X Yalvaç llçeBaşkanı olarak başladı.llçe başkanlığından bir
sene sonra belediye başkanlığına yükseldi. 1980'e kadar da
AP içerisinde politikaya devam etti. Ayasofya'nın ibadete
açılması kendi ifadesiyle, "çocuklugundan beri en biiyiik
özlemiydi."
12 Eylul 1980 darbesi ile birlikte tüm partiler kapatılınca
Durutürk de Yalvaç'ta daha önce kurduğu müteahhitlik
işlerini yürüttü, yine kendi ifadesiyle "hiçbir devlet
ihalesine de girmedi."
Partilerin siyasi faaliyetlerine izin verilince yeniden DYP'de
aktif politikayı sürdürdü. DYP Yalvaç İlçe Başkanı iken
Süleyman Demirel'in isteği uzerine Isparta'dan milletvekili
adayı oldu.
1987'de Isparta DYP Milletvekili olarak Meclis'e giren
Durutürk, ANAP'la kavgalanyla ve laf atmalarıyla tanındı.
HEP kökenli SHP milletvekilleri, yemin töreni sırasında da olaylara neden olmuştu. SHP Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle, "Ben
ve arkadaşlanm, bu metni anayasa baskısı altında okuyoruz" deyince, DYP'li milletvekillerinin prolestolanna neden olmuştu.
konuşmasına duyulan tepkileri
de içerecek biçimde yeniden ka-
leme alıp vereceğini bildirdi.
Islamo|Iu, Cumhuriyet mu-
habirinin sorulannı yamtlarken,
genel görüşme sırasında Demi-
rel'e aktardığı eleştirilerini şöy-
le özetledi:
"Soyın Demirel'e, 'Bu kam-
burdan kurtulmadıktan sonra
bu koalisyonun yürüyeceğine
kani olmadığımı' söyledim. Er-
dal Be> kongre hesabıyla hükü-
metle ortaklıgına devam ederse
sıkıntolar otur. PKK'nın, bir il-
legal örgütün Medis'te temsil
edilmesj uygnn degil ki... Mah-
mut Alınak'ın Mecbs'te beyanı
var. Türk ordusunu Kontrgeril-
la diye ilan ediyor. Bunu deme-
ye kimsenin hakkı olmadıgı gi-
bi bizim de buna müsaade etme-
miz mümkün degildir."
tslamoğlu, Demirel'in kürsü-
deki kavgadan sonra yaptığı ko-
nuşmada Şırnak Milletvekili
Mahmut Alınak'ı eleştirmedigi-
nin anımsatılması uzerine, "Sa-
yın Demirel daima, biiyiik dev-
let adamlıgı vasfını muhafaza
etmiştir. Hiçbir zaman ona göl-
ge düşürmemiştir. Orada bir
parti Uderi olarak degil, bir dev-
let adamı hüviyetiyle konuştu"
dedi. HEP'e tepkileri dile getir-
diğinde Demirel'in tavrımn ne
olduğunun sorulması uzerine ts-
lamoğlu şu karşıhğı verdi:
"Sayın Demirel, Türkiye'nin
bütünlügü üzerinde münakaşa
etmez. Anayasanın buna ilişkin
maddesini, muhalefette ve ikti-
darda aynı göruşte mutalaa et-
miştir daima. Ama Sayın Demi-
rel küçük meselelerle, teferruatla
meşgul olmaz. Meseleleri daima
üst seviyede mutalaa eder. De-
mirel bu işi mutlaka halledecek-
tir. Demirel, his adamı degildir,
mantık adamıdır. Onun için ha-
diseleri bizden başka tıirlii gö-
riır. Biz tabii daha heyecanlıyız,
mesuliyetsiz olduğumuz için.
Gnıbun azası bir milletvekili
olarak biz ber şeyi söyleriz. Ama
Sayın Demirel bunlan dinler ve
devlet seviyesinden göriır. Onun
için Demirel, 'Şunu bunu
söylemedi' diye, hiçbirimizin ha-
ürma başka bir şey gelmez. Ama
HEP ile bir noktaya varmak
mümkün degil."
DYP grubunun istisnasız tü-
münün HEP olayından rahat-
sızlık duyduğunu savunan tsla-
moğlu, Güneydoğu sorununun
HEP ile çözülmeyeceğini belir-
terek, "Çözüm HEP'siz olur"
dedi. HEP'in SHP dışında tu-
tulması durumunda koalisyo-
nun sandalye sayısının azalaca-
ğının anımsatılması uzerine ls-
lamoğlu, "Onlar mühim mese-
le degil. Hükümet düşerse yeni-
den kurulur. Mühim mesele, bu
yanguun söndürülmesidir" kar-
Alınak'ın konuşması uzerineMeclis'te çıkan kavga tartışmayayol açtı
Meclis Başkanı kürsüde müdahaleye karşıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
SHP Milletvekili Mahmut Alınak'ın "iç
güvenlik" konulu genel görüşmede yap-
tığı konuşma uzerine çıkan kavga,
TBMM'de "kürsü tartışması"na yol aç-
ü.TBMM Başkanı Cindonık, Cumhu-
riyet'in sorulannı yamtlarken, "Kürsü
dokunulmazkğuıın parlamentonun te-
meli olduğunu" vurguladı ve kürsü öz-
gürlüğünün Meclis dışı güçlere karşı bir
güvence olduğunu söyledi.
Cindonık şöyle konuştu:
"Yargı ve savıya, kürsüde söylenenler
için soruştunna yapma yasagı vardır.
Ancak Medis içinde ve içtüzükte, kürsü
sonımsuzluğu, pariamentonun ve parla-
menterierin iç ilişkileri ile fülen denge-
lenir. Bütün dünya medislerinde de böy-
le getişir. Kavgabv, söz keaneler, şiddetli
sövgüfer partamenterlerin dogasanda var-
dır. Bıuıun önüne geçmek çok zor. Yo-
gunlnğunu önlemek mümkündür. Böy-
lesine olaylar üzüntü verir. Kürsüde ko-
Buşan sayın milletvekillerinin de dinle-
yeolerin de sabırü, hoşgöriilü olmasuu
diliyoram."
TBMM'de güvenlik görüşmelerinde
bazı DYP milletvekillerinin saldınsına
uğrayarak kürsüden indirilen HEP kö-
kenli SHP Grup Başkan Vekili Mahmut
Alınak, konuşmasında ülke bütünlüğü-
ne zarar verici hiçbir yön bulunmadığı-
m ve PKK'yı savunma amacı taşımadı-
ğını söyledi. Alınak "agır ithamlardan"
kendisini kurtaımak için TBMM Başka-
nı Husamettin Cindoruk'a başvuracağını
ve bir komisyon oluşturulmasmı isteye-
ceğini açıkladı. Alınak, konuşma met-
nini daha önceden SHP lideri Erdal tnö-
nü ile görüşerek hazırladığını ifade ede-
rek tnönü'yü "parti çıkarlarını Ulke çı-
karlanna feda etme erdemliligini göste-
ren lider" olarak niteledi. Alınak, ülke
bütünlüğünü savunduğunu söyleyerek
"Kursüdeyken bana saldıran ve şiddet
uygulayan insanlar, Ediroe'deki, Izmir'-
ddd insanlan benden daha çok sevemez-
ler. Çünkü Türkü dışlayan bir Kürt en
başta Kürde zarar verir, yine Kürdü dış-
layan bir Türk en başta Tiirke zarar
verir" diye konuştu.
SHP Grup Başkan Vekili Aydın Gü-
ven Gürkan da önümuzdeki günlerde
kürsü özgürlüğünün sağjanması konu-
sunda TBMM Başkam Cindoruk'tan gi-
rişimlerde bulunmasına isteyeceklerini
söyledi. DYP Grup Başkan Vekili Müf-
tüoğlu ise Alınak'ı kürsüden indiren
DYP'li milletvekilleri hakkjnda disiplin
soruşturması yapılmayacağını söyledi.
öte yandan, güvenlik konulu genel
görüşmenin yapıldığı olayh oturumu yö-
neten TBMM Başkan Vekili Yddınm Av-
cı, Alınak'ın kürsüden indirilmesini,
"Ahşdmamış bir şey" diye niteleyerek bu-
nun milletvekilinin kürsüden konuşma
özgürlüğünü zedelediğinin söylenebile-
ceğini kaydetti.
Öte yandan, HEP kökenli mületvekil-
lerinden Hatip Dicle, Diyarbakır'da dü-
zenlediği basın toplantısında, Alınak'ın
kürsüden indirilmesini eleştirerek şunlan
söyledi:
"Eğer Kürt miUetvekillerine pariamen-
toda bu tür çirkin salduılar sürerse.
Cumhurbaskanının tahrikkri devam
ederse, halkm arasuıa döneriz. Sayın De-
mirel'in milktvekillerini dizginlemesi ge-
rekir. Bundan sonra kendimize hakaret
ertirmeyiz. Bıçak kemiğe dayandı. Biz-
lere akıl verin: Demokrasi mücadelesini
nasıl verelim? Biz parlamentonun aşıgı
degiliz. 15 milyon almak için Meclis'e
gitmedik."
şılığını verdi.
Alınak'ı kürsüden indirenler
arasında yer alan DYP Isparta
Milletvekili Ertekin Durutürk,
HEP kökenli bazı SHP millet-
vekillerinin Kürtlerin haklarını
savunmadıklannı, Kürtleri istis-
mar ettiklerini söyledi. DYP
milletvekilleri ve partililer ara-
sında da Kürtler olduğunu kay-
deden Durutürk, "Ben de tale-
beyken beş yıl Kürtlerle otur-
dum. Ama Kürt başka, Kiirtçü
başka. Bunlar Kürtleri istismar
ediyoriar. Mesele burada. Onlar,
'Ayn devlet, bayrak istiyoruz' di-
yorlar. Biz de 'Hayır, bunlan si-
ze vermeyeceğiz' diyonız" diye
konuştu.
HEP ile ilgili gelişmeler SHP
tabamnda da rahatsızlık yaratı-
yor. HEP kökenli milletvekille-
rinin HEP kongresine giderek
Abdullah Öcalan'ın annesinin
elini öpmeleri ile başlayan bu ra-
hatsızlık, daha çok "Apo'nun
annesinin elinin öpülmesi, ola-
yı terör yoluyla çözmek isteyen
bir kişinin kahramanlaştınlma-
sı anlamına geür. SHP'deki mil-
letvekilleri PKK'yı destekliyor-
lar mı? Yoksa demokrasi içinde
çözümden mi yanalar?" düşun-
cr.sinden kaynaklanıyor.
HEP kökenli milletvekilleriy-
le ilgili olarak bu noktada baş-
layan tartışmalann SHP'ye ka-
muoyunda puan kaybettirdiği ve
yanlış izlenimler doğmasına yol
açtığı düşüncesi SHP örgütün-
de ağır basıyor. Bu nedenle SHP
yönetiminin, HEP kökenli mil-
letvekillerinin yaptıklannı "yan-
lış izlenimler doğmasına yol
açan olaylar olarak görmemesi",
yönetimin daha net tavır alma-
sı gerektiği savunuluyor.
SHP'nin sosyal demokrat kim-
liğinin HEP ile ilgili tartışmalar
ve yorumlar nedeniyle "aşmma-
ya ngramaması" için yönetimin
bu konuda yoğunlaşması isteni-
yor.
TBMM'deki tartışmalar sıra-
sında Grup Başkanvekili Mah-
mut Alınak'ın zorla kürsüden
indirilmesi olayına SHP millet-
vekillerinin seyirci kalmasımn da
bu rahatsızlıktan kaynaklandığı
belirtiliyor. önceki akşam
SHP'li milletvekillerinin, Mec-
lis kulisinde Genel Başkan tnö-
nü'nün, Ahnak'ı savunmasını
protesto eden DYP milletvekil-
leri ile birlikte oturarak geüşme-
leri değerlendirdikleri dikkat
çekti. Bu sırada SHP'nin HEP
kökenk milletvekilleri ise daha
çok kendi aralannda konuştu-
lar.
SHP'de Meclis'te meydana
gelen olay konusunda da "Bu
ola> koalisyonun geleceğini be-
hrleyecektir. Şimdiden bu konu-
da bir sancı ortaya çıkmışür. Za-
ten ANAP da Demirel'e gül
aöyor" yorumlan yapılıyor.
Bazı DYP'lilerin "HEP'siz
koalisyon" istekleri uzerine Baş-
bakan Demirel ve Başbakan
Yardımcısı tnönü, "koalisyonun
bütünlüğünü koruma" çabasına
giriştiler.
Başbakan Demirel, önceki
gün genel görüşmeye ara veril-
mesinden sonra kulise çıktığm-
da lslamoglu ve Köse'yi yanına
alarak bir süre görüştü. Demi-
rel, Almak'a tepki gösteren iki
DYP milletvekilinin ellerini tu-
tarak, herkesin görüşlerini Mec-
lis kürsüsünden açıklaması ge-
rektiğini anlattı. Edinilen bilgi-
ye göre Demirel, "Bölgenin mil-
letvekilleri tabii ki orada yaşa-
nan stkıntüan dile getirecekler-
dir. Bu olayı buyutmenin geregi
yok. Bu sorunu devlet ile o böl-
gedeki halkı birbiriyle kucaklaş-
tırarak aşabiHriz" diye konuştu.
HEP GENEL BAŞKANI YAZAR:
Terörün her
türüne karşıyızHEP Genel Başkanı, "özel tim'in de PKK'nın
da terörüne karşı olduklarını" söyledi. Yazar,
Alınak'ın Meclis'te konuşturulmamasını da
eleştirdi.
ANKAKA (Cumhuriyet Bü-
rosa) — HEP Genel Başkanı
Feridun Vtzar, Türkiye'de son
günlerde tırmanan terör olayla-
nnı, "kinden gelirse gdsin
kınadıklanu" söyledi. "PKK
bizim dış:mızda bir olaydır" di-
yen Yazar, SHP Milletvekili
Mahmut AJınak'ın Meclis'teki
konuşmasının engellenmesini
de "dar geriişlülük" olarak ni-
teledi.
HEP Genel Başkam Yazar,
dün bir basın toplantısı duzen-
leyerek, son gelişmelere ilişkin
görüşlerüx açıkladı. Yazar şöyle
konuştu:
"Milletıtkili Mahmut Alı-
•ak'ın koıuşmasına müdahale,
soı derect çirkin ve ayıp bir ha-
rekettir. Mahmut Alınak,
'PKK'ya oı çözüm aranmahdır.
PKK orttdan kaldınlmahdır,
ne4enleri ortadan kaldırılma-
lıdır" deaek istenmiştir. Bir-
birimize hoşgörüyle davran-
mslıyız. Hükümetin attığı ba-
zı adımlara destek olmalıyız.
CMaylan «le getiren bir millet-
vetdMni konuşturmamak, demok-
rasi açısından en büyük ay ıptır.
Eger düşünce özgüriüğü Mec-
Hs kflrsüsünde de yoksa, hiçbir
yerde otamaz. O kürsünün kut-
saüıgı ve özguriügü mutlaka
sağlanmalıdır".
"PKK ile hiçbir
ilgimiz yok"
Yazar, bir gazetecinin, "PKK
lideri İsUnbul'da meydana ge-
len olayı desteklediğini bildir-
di. Siz bunu nasd değerlendi-
riyorsunuz" sorusuna ise şu ya-
nıtı verdi:
"Onun sorumlulugu kendisi-
ne aittir. Biz boyle bir olayı tas-
vip etmiyoruz. PKK bizim dı-
şımızda bir olaydır. Bizûnle ya-
kından uzaktan ilişkisi yoktur.
Biz demokratik, yasal bir örgü-
tiiz. Türkiye'de meydana gelen
şiddet eylemleri, kimden gelir-
se gelsin, biz tasvip etmiyoruz.
Her turiü terör olayını kınıyo-
ruz. Özel timüı varattıgı terörii
de PKK'nın yarattıgı terörii de
kınıyoruz".
SBP GenelBaşkanı Sadun Aren'in Cumhuriyet 'e demeci
6
PKK artık terörii bırakmah9
UFUKTEKİN
ADANA — Sosyalist Birlik
Partisi (SBP) Genel Başkam
Prof. Dr. Sadun Aren,
PKK'nın 1984'ten bu yana ger-
çekleştirdiği eylemlenn "Kürt
sorununu güncelleştirdigini"
belirterek "PKK'ya düşen göre-
vin artık terörii bırakmak" ol-
duğunu sövledi. Aren, "Filistin
Kurtuluş Örgütü de terör yap-
tı, davasını dünyaya duyurdu,
kabul ettirde ama bu noktada
dnrdu" diyerek FKÖ'nün eylem
anlayışını örnek gösterdi.
Başbakan Demirel'in "Kürt
realitesini tanıyoruz" biçimin-
dek açıklamasını "arabanın dog-
nı yola konması" olarak değer-
lendiren Aren, "Kimliği tanı-
mak >etmez, icaplannı yerine
getirmek gerekir. Arabayı hare-
ket ettirmek lazım" diye konuş-
tu.
SBP lideri Sadun Aren, Cum-
huriyet'in sorulannı yanıtladı.
— "Kürt realitesini tanıyo-
ruz" diyen bir Demirel var kar-
şımızda. Demirel mi çok degiş-
ti, yoksa onu degişmeye zorla-
yan koşullar mı gündeme geldi,
ya da ikisi birden rai?
AREN — Demirel de mutla-
ka ki gelişmiş ve değişmiştir.
'Bu eski, bir daha değişmez' di-
ye düşunmüyorum. Ama elbet-
te ki bu gelişmede PKK hareke-
tinin büyük katkısı, büyük ro-
lü olmuştur. Memleketin sorun-
"PKK-bağımsızhğı
esas alan bir görüşü
yoksa- sadece Kürt
sorununun gündeme
gelmesi, güncelleşmesi
ve ele alınmasına
katkıda bulunmak
istiyorsa bu
fonksiyonunu
yapmıştır. Bundan
sonra terör
yapmasının hiçbir
anlamı yoktur!'
larını çözmek durumunda bir
adam olarak bunlara çözüm
bulmaya mecbursunuz. Açık
soylemek gerekirse PKK hare-
keti Kürt sorununu güncelleştır-
miştir ve insanlan bıinu çözme-
ye yöneltmiştir. Çunkü artık an-
laşılmıştır ki; adil ve demokra-
tik biçimde iki tarafın da mem-
nun olacağı biçimde bu sorun
çözülmezse bu memlekette hu-
zur olmayacaktır.
— Yukandaki sözlerinizin
mantıgıyla yaklaşırsak, Türki-
ye'deki demokratikleşmeye
PKK hareketi katkıda bulun-
muş mudur; bu katkı kan, göz
yaşı, terör pahasına da olsa?..
AREN — Bazı sorulara di-
rekt evet ya da hayır demek
yanlış anlamalara neden olabi-
lir. Şöyle söyleyeyim; PKK'nın
Kurt sorununu bağımsızlık için-
de çözmek şeklinde bir görüşu
varsa bu göruşü tasvip etmiyo-
rum. Doğrudur, 1984'ten beri
yapılan silahlı eylemler Kürt so-
rununu güncelleştirmiş, gunde-
min birinci maddesi haline ge-
tirmiştir. Bu anlamda Kürt so-
rununun çözülmesinde, yeni
demokratikleşmede katkısı ol-
muştur. Çunkü mesela Fi-
listin Kurtuluş Örgütü'nün de
böyle bir fonksiyonu olmuştur.
FKÖ de terör yapmıştır, ama
Filistin davasını dünyaya kabul
ettirmiştir. İşte ondan sonra te-
ror yapmadı. Bence PKK da,
bağımsızlığı esas alan bir göru-
şu yoksa, sadece Kürt sorunu-
nun gündeme gelmesi, güncel-
leşmesi ve ele alınmasına katkı-
da buîunmak istiyorsa bu fonk-
siyonunu yapmıştır. Bundan
sonra terör yapmasının hiçbir
anlamı yoktur.
— Degişen Demirel ve ortak-
larına. Kürt sorununun çözül-
mesi konusunda düşen görev,
'Kürt realitesini tanıyoruz' de-
dikten sonra sizce nedir?
AREN — Bu açıklama bana
göre arabanın doğru yola kon-
masıdır. Yani reddedilen, ama
gerçek olan bir şeyin kabul edil-
mesidir. Ancak sıra bu arabanın
yurütülmesine gelmiştir. Bu ko-
lay olmayacaktır. Önyargıları
pekişmiş bir toplumda bugün-
den yanna hemen gerçekleşme-
yebilir, zor bir görevdir...
— Kürt kimliginin tanınması
ve haklann saglanması anlamın-
da bir tartışma var gündemde.
Örnegin cumhurbaşkanlarının
bazılannın Kurt ya da Doğu kö-
kenti oldugu söylenir, Kâmran
İnan'uı senatörlüğü ve bakanlıgı
örnek gösterilir. Sizce bu olaya
nasıl bakılmalı?
AREN — Çok yanlış bir de-
ğerlendirmedir bu. Kürt olan
bazı insanların çeşitli görevlere
gelmiş olması bu konuda katı
bir anlayışın olmadığını göster-
mektedir. Ancak bu görevlere
gelenler 'Kurt' olarak gelmemiş-
lerdir o makamlara. Turk ola-
rak gelebilmişlerdir. Bunu iyi
koymak lazım. Arabanın yüru-
tülebilmesi için, örneğin Kürtçe
eğitim, istenirse yapılabilmeli-
dir. Hem kimliği tanımak henı
de onun gereği olan eğitimi. kül-
turünu geliştirmeyi kabul etme-
mek olmaz.
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
Ya HEP,yaHiçmi?
Meclis'teki "iç güvenlik görüşmesi", Meclis "işgûven-
liği"n\n de bulunmadığını ortaya koydu.
İktidar partisinin grup sözcüsü sıfatını da taşıyan bir mil-
letvekilinin kürsüden yaka paça indirilmesi, "demokra-
Ukteşme programı" uygulayan iktidar bakımından da çok
ilginç bir görüntü oluşturdu.
Mahmut Alınak, kişisel düşüncelerini değil, SHP Grup
Başkanvekili olarak, iktidar ortağı olan partisinin görüş-
lerini açıklarken kürsüde öteki ortağın sakjırısma uğradı.
Ama asıl ilginç olan, SHP'li milletvekillerinin, kendi grup
sözcüleri tartaklanırken hiç ses çıkarmamalarıydı.
Bu görüntü, koalisyon hükümetinin yapısındaki sıkın-
tıları da açıkça gözler önüne serdi.
HEP'ten gelen SHP'lileri ne Meclis içine sindirebilmişti
ne SHP'lilerin bir böJümü ne de hükümet ortağı DYP'li-
ler...
TBMM Başkanvekili Yıldırım Avcı ile kürsüye yürüyen
DYP milletvekillerinin söyledikleri "Kürsü özgüriüğü, ama
o kadar uzun boylu değil" yolundaki sözler, HEP'lilerin
de, onları çatısı altında tutan hükümetin de çok terleye-
ceğini ortaya koyuyor.
Nitekim DYP'li Münif lslamoglu, dün Cumhuriyet'e
"HEP kökenliler, koalisyonun kamburudur. Bundan kur-
tulmak gerekir" diye açıklama yaptı.
DYP Genel İdare
Kurulu üyesi Isla-
moğlu'nun, bu konu-
daki isteklerini arka-
daşlarıyla birlikte
Demirel'e bir mek-
tupla bildireceğini
söylemesi de yeni sı-
kıntılann habercisi.
'•HEP'siz SHP"
formülü, "SHP'siz
Mahmut Alınak, kişisel
düşüncelerini değil, SHP
Grup Başkanvekili olarak,
iktidar ortağı olan
partisinin görüşlerini
açıklarken, kürsüde öteki
ortağın saldınsına uğradı.
koalisyon" formülünü savunanlar için ilk hedef olarak be-
liriyor.
Dün kulisterde, Türkeş'in kurduğu yeni Demokratik Ha-
reket Partisi'nin milletvekilleri ile ANAP'taki ülkücü gö-
rüşteki milletvekillerinin geliştirdikleri formüller konuşul-
maya başlandı bile.
Buna göre, ANAP'tan kopacak yeterli sayıda milletve-
kili ile DHP'liler koalisyonda SHP'nin yerini alabilecek-
ler.
Demirei'in DHP için Hazine yardımı çıkarma hazırlığı,
bu formülün bizzat Demirel tarafından da düşünüldüğü-
ne kanıt gösteriliyor.
İnönü'nün, önümuzdeki ay yapılacak olan SHP kurul-
tayını kaybetmesi halinde Demirel bu formülü hemen uy-
gulamaya koyabilecek.
Meclis aritmetiği bakımından Demirel'in eli oldukça ra-
hat. Hükümet bıçak sırtında, bir çoğunluk üzerinde de-
flil-
286 milletvekilinden oluşan bir güvenoyu desteğine sa-
hip olan hükümetin, HEP kökenlilerin "dışlanması" ha-
linde bile zora düşmeyeceğı açık.
Ancak Demirel, koalisyon iktidarını kuru bir aritmetiğe
dayandırmak istemiyor. Başbakan, ülke yönetiminin ve
toplum bütünlüğünün ancak toplumsal ve siyasal gerçek-
lerin dikkate alınması halinde sağlanabileceği inancında.
Bu yüzden "HEP'siz SHP" veya "SHP'siz koalisyon"
formüllerine sıcak bakamıyor.
Çünkü Demirel biliyor ki, HEP kökenlilerin dışlanması
halinde hükümetin Güneydoğu polrtikası büyük ölçüde
zora düşecek.
Özellikle partisindeki bakan olamayanların ortaya koy-
dukları HEP sıkıntısını kontrol altında tutmaya çalışması
bu yüzden.
Ama şurası açıkça belli ki Demirel'i de, koalisyonu da
fazla mutlu bir yeni yıl beklemiyor.
Beşikçi davasına ret
• ANKARA (AA) — "Türklüğü ve cumhuriyeti tahkir ve
tezyif ettiği" gerekçesiyle yazır-sosyolog Jsmail Beşikçi ile
yayıncı Ünsül öztürk aleyhine açılan dava reddedildi.
Sanıklann aynı suçtan Ankara DGM'de yargılanmaları ise
devam edecek. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen
dünkü davaya sanıklar Ismail Beşikçi ve Ünsal öztürk
katılmadılar. Duruşmada okunan iddianamede, Ismail
Beşikçi'nin yazdığı, "Ortadoğu'da Devlet Terörü" adlı
kitapta, Türk Ceza Kanunu'nun 159-1'inci maddesini ihlal
ederek "Türklüğü ve cumhuriyeti yayın yoluyla tahkir ve
tezyif etmek" suçunu işlediği bildirildi. İddianamede, Beşikçi
ve kitabı yayımlayan Ünsal öztürk'e 1-6 yıl hapis cezası
verilmesi istendi. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, kitapta
işlendiği belirtilen suçlarla ilgili Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde de dava açıldığım kaydederek bu durumun
Ceza Muhakeme Usul Kanunu'nun 253. maddesine aykın ;
olduğuna karar verdi. Aynı suçtan iki kez dava
açılamayacağını belirten mahkeme davayı reddetti.
KKTC'den teröre tepki
• LEFKOŞA (AA) — KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı .
Kenan Atakol, bölücü teröristlerin Türkiye'nin dış
temsilciliklerine yaptıklan saldınlan şiddetle kınadıklannı
bildirdi. Atakol, Lefkoşa'da yaptığı açıklamada,
"Demokrasinin ve insan haklannın her geçen gün güçlendiği'
Türkiye'de, herkese dini, mezhebi ve etnik kökeni ne olursa
olsun eşit muamele yapıldığı göz önünde tutulursa,
Türkiye'ye yönelik bu terörist olaylann belli amaçları
olduğunu aşikârdır" dedi. Kenan Atakol, terorizmin
amacının, Türkiye'de huzur ve güveni bozmaya, Türkiye'de
kanşıklık yaratmaya ve Türkiye'nin gelişmesini ve î
güçlenmesini engellemeye yönelik olduğunu belirtti. '
Sayuı.Dıunan ve Çetin cinayetleri
• ANKARA (AA) — Emekli Korgeneral Hulusi Sayın,
doktor Musa Duman ve emekli astsubay Halil Çetin'in
öldürülmeleri olayları ile ilgili olarak Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde görulen davaya devam edildi. Çankırı
Cezaevi'nde kalan tutuklu sanıklar Erol Özpolat, Alişan
Turan ve Alp Arslan yoğun kar yağışı nedeniyle duruşmaya
geç getirildiler. Sanıklardan Alp Arslan, iddianamenin
senaryo olduğunu, senaryoyu "işkenceci polisler" ile birlikte
bazı gazetecilerin hazırladığını iddia etti. Mahkeme, Hulusi
Sayın'ın öldürülmesi olayının görgü tanığı olan eşi Ayten
Sayın ve kızı Sibel Sayın'ın sanıklarla yüzleştirilmesini
kararlaştırdı. Mahkeme, Duman ve Çetin'in öldürülmesi
olaylannın görgü tanıklarının da gelecek duruşmada
dinlenilmesini kararlaştırarak duruşmayı ileri bir tarihe
erteledi.
Nikâha polis engeli
• İSTANBUL (ANKA) — Avukat Ulutan Gün ile lmmahan '
Yıldırım'ın nikâh törenleri polisin davetlileri nikâh salonuna
almaması uzerine unutulmayacak bir anı halini aldı. Beyoğlu
Belediyesi Taksim Belediye Düğün Sarayı'nda dün akşam
gerçekleştirilmek istenilen nikâh için bastınlan davetiyelere
gelin ve damadın, "Sevdamız kavgamızdır" diye yazdırmalan ,
sorun yarattı. Avukatlar Ulutan Gün ile lmmahan Yıldırım'ın ;
adlarını da "ilginç" bulan polis, genç çiftin nikâh törenine
gelen davetlileri, "Nikâh değil, yasadışı toplantı yapılacak"
gerekçesiyle salona almadı. Polis yetkililerinin berberde olan
gelin ve damat gelmeden salona kimseyi almayacaklarını
belirtmesi uzerine tum davetliler, gelin ile damadın gelmesini
beklediler. Daha sonr? gelin ve damadın gelmesi ile nikâh
gerçekleştirildi.