22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ARALIK 1991 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/7 MÜZİK Sümeyra'dan 'Gülün Elinden' • Kiütür Servisi — Geçen yıl genç yaşta yaşamını yitiren sanatçı Süraeyra Çakır'ın ölümünden kısa bir süre önce Almanya'da WDR Köln stüdyolannda kaydettiği "Gülün Elinden" adh kasedi Tüıkiye'de piyasaya çıktı. Pir Sultan Abdal, Hatayi, Âşık Veli, Kul Hüseyin, Kul Ahmet, Âşık Seyit Seyfullah'ın deyişlerinden oluşan bu kaset, Sümeyra'nın halk türkülerini yorumlayış tarzııun yeni bir örneğini oluşturuyor. Almanya, Fransa, Ingiltere, Isviçre, Hollanda gibi birçok ülkede konserler veren ve festivallere katılan Sümeyra, Avrupalı sanatçılarla ortak çalışmalar da yaptı. Sümeyra, 1981 yılında Alman sanatçılarla birlikte Almanya'da "Memleketimi Seviyorum-Nâzım Hikmet" turnesine katılmıştı. 1984 yılında piyanist Pegy Lucacs ile birlikte "Kadınlarımızın Yüzleri-Şürler, Türküler" programını hazırlayan Sümeyra, daha sonraki yıllarda Alman tiyatro sanatçısı Erich Schaffner ile birlikte "Pir Sultan'dan Nâzım'a Şiirler, Türküler" adlı gösteriyi hazırlamıştı. Sanatçının "Gülün Elinden" kasedini yayımlayan Yeni Dünya Plak, daha "önce de "Kadınlarımızın Yüzleri" ve "Allı 1Urnam"ı piyasaya çıkarmıştı. MÜZAYEDE Leo Putz'a rekor fiyat • MÜNİH (LBA) — Öldükten sonra değeri anlasılan ressamlar arasına Leo Putz da katıldı. 1869-1940 yıllan arasmda yaşayan Alman ressam Putz'un yeşil divan üzerindeki "nü" tablosu 400 bin marka (yaklaşık olarak bir milyar 250 milyon liraya) satıldı. Sanatçının bu resmine verilen para beklenenin çok üzerinde oldu. • Münih Ketterer Müzayede Evi'nde yapılan satışla ilgili açıklamada da bu fiyatın sanatçının eserlerıne şimdiye kadar verilen en yüksek değer olduğu belirtildi. Müzayedeyi yönetenler ilk fiyatlandırmayı yaparken, ressam Leo Putz'un tablosuna 160 bin mark değer biçmişlerdi. Ancak, müzayede sırasında tabloya verilen değer beklenenin çok üzerinde arttı ve 400 bin marka kadar yükseldi. SERGİ Sanatçı gözüyle Rıfat Egaz • Kıiltür Servisi — PEN Yazarlar Derneği ve Turkiye Yazarlar Sendikası'nın birlikte düzenlediği "Rıtat llgaz 80 Yaşında" etkinlikleri kapsamında Istanbul'da Karikatürcüler Derneği'nin de katkılarıyla "Sanatçı Gozuyle Rıfat llgaz" karikatür, resim ve kitap sergisi The Marmara'da açıldı. Sergi, Isa Çelik'in hazırladığı Rıfat llgaz fotoğraf sergisi ve dia gösterileriyle pazar akşamına dek The Marmara TÜYAP Ticaret Merkezi'nde süruyor. 12.00-20.00 arasmda gezilebilecek sergide Necati Abacı, Nezih Danyal, Ferruh Doğan, Sunder Erdoğan, Kemal Gökhan, İsmail Gülgeç, Turgut Keskin, Bedri Koraman, Muhittm Köroğlu, Ümiı Oğmen, Semih Poroy, Turhan Selçuk, Mehmet Ali Türkmen ve Emre Ulaş'ın karikatür ve resimleri yer alıyor. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) TEŞEKKUR Babamız tskender Karaman'ın nııde rahatsızlığı nedenıyle yattığ SSK Eyup Hastanesi'nde yakın ilgisıni gördüğümüz Başhekim Dr. GÜNKUT BULUT ile ameliyatını başan ile gerçekleştiren Prof. Dr. Muzaffer SARIYAR Op. Dr. Mehmet ÇİME>CİOĞLL Op. Dr. Rafet YİĞİTBAŞ ve Dr. Ali Rıza KÜÇÜKYILMAZ'a teşekkürü borç biliriz. İbrahim KARAMAN ve kardeşleri SEVtMA/ArİLLÂ DORSAY Istvan Szabo'nun "Venüs'le Buluşma"sı üç büyük kentte gösterimde Müzik başlar, herkes susarVenüs'le Buluşma (Meeting Venus) Senaryo: Istvan Szabo. Michael Hirst Görüntü: Lajos Koltai Müzik: Richard Wagner Oyuncular: Glenn Close, Niels Arestrup. Moscu Alcalay. Macha Meril. Erland Josephsonn. JohannaTerTeege, Maria da Mederios Bir NVarner Brps fılmi (Emek. Reks. Ankara Akün. İzmır İzmir) Istvan. Szaboyla buluşma ne keyifli bir olay!.. Ünlü Macar sinemacısı. tüm "Doğu Bloku" ülkeleri gibi sistemin çöküşünün ve devlet desteğinin ayaklarının altından tümiiv- le çekilişinin dramını yaşarken uluslararası muazzam saygınlığıyla yine de yabancı serma- ye bulmayı ve tam anlamıyla Avrupa ışi olan bir film kotarmayı başarmış. "Venüs'le Buluşma" Szabo'nun bir süre ön- ce Pariste VVagner'ın Tannhanser operasını yönetirken edindiği kışısel dencyimlerden kaynaklanı>ormuş. Film bize gerçekten de bir anlaşma sonucu. uydu aracıhğıyla "'27 ülkeye birden'" vayımlanacak bir Tannhauser sahne- lemek için Macanstan'dançağrılan bir orkest- ra şefınin serüvenini anlatıyor. Szabo önce ince bir gözlemle Doğu ülkeleri vatandaşları- nın (tıpkı bizde Türkler gibi) Batı gümrükle- rinde ve pasaport kontrollerinde başlanna gelenleri taşlıyor. Ve sonra Paris... Burada gerçek bir Babil Kulesi oluşturan her ülkeden sanatçılar. Wag- ner'in görkemli müziğini hayata geçirmek ıçin çalışmaya başlıyorlar. Ancak Macar şef. kısa zamanda acı gerçeklerle yüz yüze geliyor. Her- kesin ve her meslek grubunun kendi dertleri. sorunlan vardır. Provalar süreklı çelişkiler, çatışmalar. grevler ve sabotaj tehditleri ile kör topal yürür. Operanın başansı kimsenin umu- runda bile değil gibidir... Bu arada provalara iyıce geç kalan ünlü ve o oranda da şımarık ve kaprisli gözüken sopra- no Anderson. işe tuz biber eker. Ancak birden gelişen bir aşk ilişkisi. şefe hem ek sorunlar hem de belki de böylesine bir iş için gerekli olan iç dınamizmi ve mutluluğu getirir... Venüs'le Buluşma, Szabo'nun önce Macar. sonra Avrupalı. daha sonra evrensel bir sıne- macı olarak edindiği tüm deneyımlerin kusur- suz bir bileşkesi, görkemli bir ürünü. Szabo. bu filrnde birçok şeyı birden başanyor. Önce- likle bizleri müzik dünyasının perde arkasına götürüyor. Ve opera sahnelemek denen şeyin ne menem bir iş olduğunu anlatırken hepjmizi yeniden Wagner müziğine âşık. ediyor. İsrail Filarmoni Orkestrası ne düşünür bilmem, ama benim filmden sonraki ilk arzum, ne ya- pıp edip bir "Tannhauser diski" edinmek ol- du... Asıl önemlisi, Szabo'nun Opera Europa'da sahnelenen bu opera temsilini. günümüz Av- rupası'nın usta işi bir siyasal metaforuna dö- nüştürrnesi. Herkesin ayrı bir dil konuştuğu. herkesin kendi çıkarlannı koruduğu, kimse- nin özveri kavramını aklına bile getirmediğı. "soğuk İngiİizler", "katil Almanlar", "pis Is- panyollar", "tembel Yunanhlar" vb. niteleme- lerin yalnızca bizi çok satan gazetelerimizin manşetlerınde değil. Avrupa topluluklarının birbirleri üzerine düşüncelerinde de sık sık kullanılan deyimler olduğu bu "yaşlı kıta", nasıl olacak da ekonomik veya kültürel dü- zeyde işbirliğine gidecek; giderek bir "tek Av- rupa" düşü gerçek leşecek? Szabo. belki biraz fazla "aşikâr" olan sim- geciliğini bu kötümserlikle bırakmıyor... Son dakikada çıkan ve perdenin açılamamasını ge- tiren engelle karşın. sonuç bir "zafer"dir Çünkü her türlü olumsuzluğa karşın ve tüm kavgacı ve çıkarcı görünümleri ardında. bu in- sanlar elbette aynı zamanda birer müzik âşığı, birer Wagner tutkunu, birer sanat eridirler. Ve sonunda müzik başlayınca herkes, her şey susar... Szabo. böylece insanlan birleştirici olan ve aynhkları. çelişkileri, çatışmalan tör- püleyen tek şeyin uzun vadede sanat olduğunu mu belirtmek istiyor? Belki de. Ne olursa olsun. bir maestro ustalığıyla çe- kilmiş bu filmden geride kalan. kargaşadan çok uyum ve umutsuzluktan çok umut oluyor. Venüs'le Buluşma bu yılın ve uzunyıîların en zarif, en kişilikli fılmlerinden biri.. Mutlaka iz- lemeyeçahşın.. GLENN CLOSE BAŞROLDE — Son olarak "Tehlikeli hişkiler" ve "Öldüren Cazibe" gibi filmlerde ilginç kişilikler canlandıran Amerikalı oyuncu Glenn Close, Szabo'nun "Venüs'le Buluşma" sında başrollerden birini üstleniyor. "Thelma ve Louise" maço dünyasında 2 kadının başına gelenlerin öyküsü 'Kaduı sineması'nda kilometretaşıThelmave Louise Thelma and Louise) Yönetmen: Ridley Scott, Senaryo: Callie Khouri / Görüntü: Adrian Biddle/ Müzik: HansZimmer Oyuncular: Susan Sarandon. Geena Davis, Harvey Keitel. Michael Madsen, Christopher McDonald. Brad Pitt, Bir JJIP(M.GM)yapırnı 128 âaleika (Btyd|ı* Ailas, Şlşl Kent. Kadıköy Süreyya, Bakırköy 74, Çemberlitaş Şafak. Ankara Metropol). Thelma ve Louise hemen söylemeli, eğer varsa bir "ka- dın sineması"nın vc hâlâ ge- çerliyse "feminist söylem"in tarihinde bir kilometre taşı oluşturacak bir film... İkisi de farklı biçimlerde de olsa erkeklerce sömürüldükle- ri ve "derin Amerika"da an- lamsız bir yaşamın kıyısına takılmış sürüklendikleri için bir hafta sonu tatiline çıkma- ya ve orada "erkekler gibi" balık avını. dağda gecelemeyı ve kafalarına göre takılmayı kararlaştıran 2 kadının başına gelenlerin öyküsü bu... Önce "derin Amerika"da da gece hayatınin varolduğunu ve kıyıda kalmış bir barda bile oldukça eğlenceli anlar yaşa- nabileceğini düşündüren bir başlangıç. Ortak bıçimde katılınan ve usta bir dansa dönüşen "co- untry" müziği eşliğinde kov- boy şapkalarıyla dolaşan sı- rım gibi erkekler. bırbiri ardı- na yığılan ıçki bardakları, birazcık "flört." Ama sonra en çirkin yüzüyle ortaya çıkan "maçoluk", elde olmayan bir cınayet... Ve birden >asadışılı- ğa. bir polis ordusundan kaç- maya dönüşen, eğlenceden OLAY BÖYLE BAŞLIYOR — Thelma ve Louise (Susan Sarandon), kafalarına göre takılmak iizere arabayla yola çıkarlar. Ama bir erkeğin tecavüze yeltenmesi onlan cinayete sünıkle>ecek, masum bir tatil giderek büyük bir draraa dönüşecekür. drama kayan bir "tatil." Thelma ve Louise, bir kadın yazarın elinden çıkma ve kuş- kusuz her anında kadın du- yarlığıyla. kadın bakışıyla oluşturulmuş bir senaryonun, bir kerclik "erkek yönetmen" etiketinı bir yana koymuş ve kendisi de "zayıf cins"in ya- nında açıkça yer almış bir yö- netmence sinemalaştınlması. Amerikan sinemasına özaü tipik bir "yol filmi" bu... Wes- ternlerde de gördüğümüz vah- şi doğa görüntülerinin görke- mini ve bu doğada yıtip giden insanın yalnızlığınıduyuran... Yeterince sürüklevici. yeterin- cehüzünlü... Ama bu "country music" ve "road movie" tipik Amerikan karışımı, asıl ılginçlığını kah- ramanlarının kadın olmasın- dan alıyor. İzlediğimiz tüm olaylar. temelinde tipik "er- kek filmleri"nin. tüm o vves- ternlerin. tüm o "yol filmleri"- nin. tüm o "Butch Cassid) ve Sundance Kid"lerin. o Billj - the - Kid'lerin. Doc Holliday YILBAŞINDA "MUHTEŞEM KISMET" MİLYAR•Bir kişrye 30 milyar»30 kişiye yanmşar mılyar'Ataköy'de anahtar teslimı 7 lüks konut •Arahta r tesiimi 210 notoflu araç • i50 kişiye 200'er mılyon» 175 kişiye 100er milyon 2.5OO.OOO kişiye toplam 4 8 2 milyar!.. MİLLİ PİyAMGO Alan Parker'dan 'soul' müziginin perde arkası 'Dublin rüyası' başkaGençHk Ateşi (The Commitments) / Yönetmen: Alan Parker /Senaryo: Dick Clement, Ian La Frenais, Roddy Doyle / Görüntü: Gale Tatterstall / Oyuncular: Robert Arkins, Michael Aherne, Angeline Ball, Maria Doyle, Dave Finnegan, Bronagh Gallagher, Felim Gormley, Andrew Strong, Johnny Murphy, Dick Massey / Bir İrlanda-İngiliz filmi/ I23dakika (Nova Baran, As, Kadıköy Ocak) Oliver Stone'un Doors'a eğilmesinden son- ra. bu kez Alan Parker, The Commitments'a eğiliyor. Ancak Stone, gerçekten var olmuş bir grubu ve bir şarkıcıyı canlandırmaya çalışmış- tı. Alan Parker ise ilginç bir romandan yola çı- karak düşsel bir grubu anlatırken, 1960'lann unutulmaz "soul" müziğinin 1980'lerde Dub- lin'de yeniden ortaya çıkmasını. bir diğer de- yişle "Dublin soul" unu anlatmayı deniyor. Bir milyon nüfuslu İrlanda başkenti Dub- lin'de 200 amatör orkestra varmış!... U2,Sine- ad O'Connor, Van Morrison ve Bob Geldofu çıkarmış olan Dublin, bir sanayi, dolayısıyla bir emek ve emekçi kenti. Roman/fılm, bu gruplardan birinin kuruluşunu, sıfırdan baş- layıp başanya yükselmesini ve tam gerçekten üne kavuşurken yeniden sıfıra inmesini anlatı- yor. "Dublin rüyası", anlaşılan kesinlikle ba- şarıyla sonuçlanmaya mahkûm olan Ameri- kan rüyasT'ndan farklı bir şey!... Grup, kendisine "soul" müziği örnek alıyor. Ve bu müziğin 1960'lardan başlayarak ortaya çıkan Ray Charles, Otis Redding, Aretha Franklin, Smokey Robinson gibi sanatçılann ünlü şarkılarını... Alan Parker'a düşense, yal- nızca çağdaş pop müzikte belli bir yer tutan il- ginç bir kenti ve çevreyi tanımlamaya çalış- mak değil. Bir gençlik "grubu"nun, bir müzik topluluğunun oluşmasını anlatmak da değil. Parker, bunlann da ötesine geçip "soul" u ya- kalamayı ve perdede bir şarkı, bir konser bo- yunca somutlaştırmayı deniyor. Ve bunu en azından yer yer başanyor. Ger- çekten ilginç bir sesi ve yorumu olan Andrew Strong'un oynadığı Deco (tüm oyuncular. gerçek müzikçilerden seçilmiş), güçlü veya et- kili sesiyle "Try a Little Tenderness" şarkısına ne denli yumuşak şekilde başlasa da, şarkı so- nunda tüm dinleyicilerin de katıldığı gerçek bir "soul" gösterisine dönüşüyor. Bu ve bunun gibi kimi sahnelerin yanı sıra, Parkerın çevre- yi, kişileri ve özellikle perde arkasını. "kulisi" verişi başanlı. Aralarda sürekli kavga eden, nerdeyse birbirinin gözünü oyan grup. bizlere arkasında hep aşırılıklar, uyuşturucu ve seks olduğu ımajını veren (veya imajı verilmiş) pop-müziğin ve sahne etkinliklerinin gerçek yüzünün oldukça farklı olduğunu anlatıyor. "Gençlik Ateşi", sevdiğimiz bir müziğin perde arkasını gösteren, beklenmedik kapılar açan bir film. Bu açıdan (her yaştan) genclere sesleniyor özellikle... ve V\>att Earp'ların, tüm "Easv Rider"ların."Kovboy"- lann. CHnt Eastwood, Charles Bronson, Burt Reynolds vb.'- nın filmlerinin tipik izlekleri- nın ve temalannın yolundan gıdiyor. Tüm o "geçmişi olmayan" Jcovboylar. yavaş yavaş yasa- nın öbür yanına kayan yeni yetme silahşörler. kaba güçle herkesi selam durduran "hızlı silahlar". Yüzlerce. binlerce, onbinlerce "erkek ftmıi"nin ışlediği, maçoluğu ayrılmaz bir damga gibi yalnız filmlere değil, milyonlarca seyircınin (kadın erkek fark etmez) ko- lektif bilincine yayan. yerleşti- ren bir sinema anlayışı, şimdi tersınedönüyor. Ve Thelma ve Louise. bu işi iyi kıvınyorlar... Görmüş ge- çirmiş Louise, gençliğini mah- vetmiş olan bir "tecavüz"ün en yakın arkadaşının başına gelmemesi için silaha davran- maktan çekınmiyor. "Kimse- leri inandıramayacaklan" için polisten kaçmayı öneren de o... Genç ve deneyimsiz Thel- ma da fena çıkmıyor ama. JCısa zamanda "hocasını", Louise'i bile geçiyor!.. Yalnız- ca "kalçalartnı beğendiği" için (tipik erkek söylemi!) genç bir delikanlıyla ilk kez gerçek cin- selliği tatmaktan çekinmediği gibi öykü ilerledikçe yeni ka- zandığı kişiliğini, özgürlüğü- nü Louise'ten bile daha kıs- kançlıkla korumaya gidiyor. Ellerinde silahları. "Vahşi Batı" dekoru önündeki bu iki kadın. yıllanmış erkek söy- lemlerini kendilerine mal edi- yor, erkekleri korkutuyor, aşağılıyor. diz çöktürüyor. tüm bir polis ordusunu peşle- rine takıyorlar. Özgürlüğü geç, ama tam yakalıyorlar!.. Thelma ve Louise, özellikle ABD'de kopardığı fırtınayı pek hak etmeyen. oldukça se- vimli, albenıli ve keyifli bir "yol filmi." Kadınlann bu fıl- me özel bir ilgi ve sevgi duy- ması ise çok doğal. giderek kaçınılmaz... Bız "maço" er- kekler. yüzyıllardır ezdiğimiz ikinci cinsin yalnızca bizim alanımız saydığımız kimi alanlara girmesine niye böyle- sine bozuluyoruz kı? Thelma ve Louise'e göstereceği tepki veya hoşgöru günumüzde çağ- daş bir erkeğin kadın hareket- leri karşısındakı ıçtenliğinın ölçüsü olarak bilealınabilir. Ama bir temel soru kalıyor: Ya kadınlar bu filmden pek hoşlandıklan ıçin ortalığı yeni Thelma ve Louiseler kaplar- su? Ya sinema bize artık kah- ramanlarının kadınlar olduğu vvesternler. soygun fılmlerı. kaçıp kovalamaca öykülen sunmaya gırişirse? \ a ortalığı dışı Easlvvoodlar. Bronsonlar, intikam peşıııde gözünü kırp- madan adam \uran kadın si- lahşörler kaplarsa? Pek mi hoş olacak? Bu "erkek alanlan"na gırmck. bu erkek jargonlarını ve yömomlerını kullanmak. kadınlara pek mi >avgınlık ge- tirccck veva kadın soruıılarını pek mi iyi çö/ümlevecek? Dü- dcğmez nıı.' 'VanGogh' operası Bakü ? de • ANKARA(AA)- Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvan Öğretim Üyesi Prof. Nevit Kodalh'nın "Van Gogh" operası Azerbaycan'da sahnelenecek. 29arajıkta Bakü'de gerçekleştirilecek prömiyer için Azerbaycan Kültür Bakanı Polat Bülbüloğlu tarafından davetedilenProf. Kodalh, Bakü'yegitti. Bedia Taran'ın çiçekleri • Kültür Servisi— 1943 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölumü'nden mezun olan ressarr. Bedia Taran'ın resimleri Maçka'daki Destek Reasurans Sanat Galerisi'nde sergileniyor. Çeşitli okullardaki resim oğretmenliği sırasında resim çalışmalarını sürdüren Bedia Taran, sergisinde ver alan suluboya resimler hakkında şunları söylüyor: "Önemli olan sanatçının yapıtını oluşturmada başvuracağı yöntem, kendi tutkusu ve yorumuna uygun gelen tekniği yoğurmaktır. Bu tutku doğadır ya da doğayı anımsatır. Gerçekse sanatçının kendi yarattıft doğadır!' Beyoğlu'nda sinemave müzik • Kültür Servisi — Beyoğlu Sinema Sohbetleri'nin 28 arahk cumartesi günkü konuğu yönetmen Ali özgentürk olacak. Yönetmenliğini Antrakt dergisi yazı işleri müdürtl Turgut Yasalar'ın yaptığı sohbet saat 17.00"de başlayacak. Beyoğlu Cafe Dinletileri'nin bu haftaki konuklan olan Paylaşım Tiyatrosu Müzik Grubu da ' aynı gün saat 15.00'te müzikseverlerle birlikte olacak. Tiyatrocudan tiyatro dersi • SAMSUN (Cumhuriyet Bürosu) - Tiyatrocu Cihat Tamer, Samsun Belediye Konservatuvan Çocuk Bölümü öğrencileriyle tiyatro konulu bir ders işledi. Türk Tiyatrosu'nun yeni yeteneklere ihtiyacı,,, olduğunu belirten Tamer, "Bizim kuşağımızdan sonra doğru düzgün bir oyuncu yetışmedi, umudumuz şizlersiniz"dedi. Öğrencilerin tiyatro ve kendi özel yaşamıyla ilgili sorulara yanıt veren Tamer, "Bizimkiler dizisınden neden aynldınız?" sorusuna yanıt verirken, nedenin ekonomik olmadığını, sadece haksızlıklara tahammül edemedıği için aynldığınısöyledi. kııkla gösterileri • İSTANBUL (AA) — Türk Kültürüne Hizmet Vakfı'mn geleneksel Türk tiyatrosunu ve seyirlik oyunlannı yasatma ve canlandırma çalışmalan kapsamında başlattığı Karagöz - Hacivat ve kukla gösterileri devam ediyor. Hayali Ihsan Dizdar ve Yardımcısı Rıfat Gürkaş'ın Karagöz, kukla ve hokkabaz gösterileri Yalçın Akay yönetiminde, 5 ocak tarihine kadar cumartesi ve pazar günleri AKM Sinema Salonu'nda izlenebilir. Ali HakanVlan Alo-Sinema • Kültür Servisi — Oldukça büyük bir ilgi gören Alo-Bilgi servislerine yeni bir hat daha eklendi: Alo-Sinema. Sabah gazetesi sinema yazan Ali Hakan'ın hazırlayıp sunduğu hatta, sinemalarda gösterilmekte olan filmlerle ilgili bilgiler, tavsiyeler, sinema salonlan ve telefon numaralan belirtiliyor. 22 aralıkta hizmete giren ve her pazar günü yenilenen Alo-Sinema hattı "pratik bir sinema rehberi" olmayı amaçbyor. Alo-Sinema'nın numarası: 900-900 829 bugün bilsak 2().(M> Bilsak Tiyatro Atolyesi: ' I^ıc Baş Işic Gövdc lştc Kanatlar" Ya/an: Scvım BURAK bilsak, sırasclvılcr c.ad., 5oğ<inrı sok. 7 cıhangir 14.İ 28 79-S9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle