12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 27 ARALIK 1991 ORTAM ŞAHİN ALPAY KûrtAydınlara Düşen GörevTürkiye'de 20 Ekim 1991 seçimlerifevkaladedemokratik bir ortamda gerçekleşti. Seçimlerden sonra kurulan koa- lisyon hükümeti, Türkiye'yi Batı standartlarında bir de- mokrasi haline getirmeyi programının en başına koydu. DYP-SHP hükümeti, Kürt sorununda bugüne değin izle- nen anti-demokratik yaklaşımları bir yana bırakmak; özel- likle 12 Eylül askeri yönetimi ve sonrasında uygulanan yasakçı ve baskıcı politikalara son vermek yönünde karar- lı bir tutum benimsedi. Başbakan Demirel ve Başbakan Yardımcısı Inönü, yan- lanna Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güre^'i de alarak Güneydoğu'yuziyaretettiler. BuziyaretsırasındaKürtkö- kenli yurttaşlarımızın farklı bir dil ve kültür kimliğine sahip olduklan; Türkiye'nin Kürt kökenliyurttaşlarına her alanda eşit hak ve olanaklar sağlayacağı açıkça ifade edildi. Geçen günlerde Türkiye'nin ilk Kürtçe haftahk gazetesi Rojname yıl sonundan itibaren yayımlanmak üzere imti- yazaldı. Kısacası, son iki ay içinde Türkiye'de demokratikleşme ve halkın birliğinin sağlanması yönünde son derece önemli adımlar atıldı. Hukümetin bu tutumunun halkın bü- yük bölümünün desteğıni kazandığı da görüldü. öyle anlaşılıyor ki bu gelişmeler, halkın birliğini boz- mak, "Kürt haklarının savunuculuğu" adına Türkiye'nin hiç değilse bir bölümünü Ortadoğu'nun karanlık rejimleri- ne benzer bir diktatörlük alhna sokmak isteyen güçleri son derece endişelendiriyor. Ellerindeki her imkânı kullana- rak, her fırsattan yararlanarak Türkiye'nin tam anlamıyla demokratik bir ülke haline gelmesini kundaklamaya çalışı- yorlar. Bu çabalannda kuşku yok kı Ortadoğu'nun karanlık dik- tatörlüklerinin her türlü desteğinden yararlanıyorlar. Dış desteklerini yanlış yerlerde aramayalım. islam dünyası- nın göbeğindeki tek demokrasi olan Türkiye'yi bir iç kav- gaya sürüklemek han- gi Batı ülkesinin işine gelir? Ülkemizin istik- rarsızlığa sürüklen- mesinde bin türlü çı- kan olan rejimler, gü- ney sınırımızda yan yana dizilmiş durum- da. Komünizmin çök- mesiyle birlikte varlık nedenlerini yitirme Buşânana sorun, demokrasiyi genişleterek terör uygulayanları tecrit etmek. Bütûn aklı başında insanlarınbuyoMa DYP-SHP hûkümetine destek olmaları gerekiyor. tehlikesiyle karşılaşan faşist diktatorluk heveslisi Türk ırk- çılan için de şimdi büyük bir fırsat doğdu. Dün devrimci - ülkücü çatışmasını kışkırttıklan gibi bugün de Türk - Kürt çatışmasını kışkırtarak emellerine ulaşmak isteyecekler- dir. Türkiye halkının ezici çoğunluğunu meydana getiren, her siyasi eğilimden, her kökenden demokratların; toplum olarak geçirdiğimiz acı tecrübeler ışığında, sorunlarımıza ancak demokrasi içinde çare bulabileceğimıze inanan herkesin son derece uyanık olmasmı gerektiren, çok tehli- keli bir durumla karşı karşıyayız. Bu ortâmda Kürt kökenli politikacılarımıza, bürokratla- ra, işadamlarına, aydınlara özel bir sorumluluk düştüğüne inanıyorum. öteki kökenlerden yurttaşlarımız gibi Kürt kö- kenli yurttaşlarımızın da özgür ve rnüreffeh bir yaşama kavuşmak için tek umuttarının Türkiye demokrasisi oldu- ğunu, bölgemizde uygarlığa açılan tek kapının yurdumuz Türkiye olduğunu anlatmak öncelikle onların görevi. Tür- krye Kürtlerinin sözcülüğü PKK'ya ve gitgide onun yörün- gesine girmekte olduğunu düşündüren HEP'e bırakılma- malı. Türk politikacıları, bürokratları. işadamları ve aydınlar da Kürt sorununun yalnızca ekonomik bütünleşmeyle, Ba- tı ile Doğu arasında gelişmişlik dengesinin sağlanmasıy- la, Güneydoğu ve Doğu da güçlü bir orta sınıfın yaratılma- sıyla. vs. çözülebileceğı hayalini terk etmeli. Tek başına ekonomik önlemler çok uzun vadede etkili olabileceği gibi beklenenin tersi sonuçlar da doğurabilir. "Türkiye'de Kürt yoktur, herkes Türktür; azınlıklar ulus- lararası antlaşmalarla belirlenmiştir" aymazlığı ise behe- mehal terk edilmeli. Bunda ısrar edenler korkarım kendi- lerini çok geçmeden ırkçıların yanında bulacaklar. Bugün ana sorun, demokrasiyi genişleterek terör uygu- layanlan tecrit etmek. Bütün aklı başında insanların bu yolda DYP-SHP hûkümetine destek olmaları gerekiyor. Ayrılıkçılık ve terorizmle mücadelede demokrasiden daha iyi bir yöntem bulunabilmiş değil. Dünyadaki örneklere bir bakınız. istanbul ve Güneydoğu'daki son terör olaylarında ya- şamlarını yitiren masum yurttaşlanmızın derin acısı bun- lan düşündürüyor. Seçim lasası Meclis'ten geçti • ANKARA (AA) — TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderilen yerel ara seçimlerin ertelenmesine ilişkin yasayı, aynen kabul etti. Yasa, herhangi bir nedenle boşalan belediye başkanlığı seçimlerinin yılda iki kez, haziran ve kasım ayının ilk pazar günü yapılmasını öngörüyor. Yasa ayrıca, 30 Mart 1992 tarihine kadar herhangi bir nedenle boşalacak olan belediye başkanlıkları için seçimlerin 1992 haziranına ertelenmesini, yeni başkanın görevine başlamasına kadar geçecek sürede başkanlık görevinin, belediye meclisi üyeleri arasından seçilecek bir başkanvekiu tarafından yürütülmesini hukme bağlıyor. Genel kurulda daha sonra belediyelere tçişleri Bakanhğı'ndan vize almaksızın geçici işçi çalıştırma imkânı getiren yasa tasarısı kabul edildi. ANAP'tan seçim mesajı • ANKARA (AA) — ANAP Genel Merkezi'nden teşkilata gönderilen mesajda, "Gelecek ilk seçimdeki iktidarımız, _ teşkilatımızın eseri olacaktır" denildi. ANAP Teşkilat Başkanı Ersin Taranoğlu, göreve başlaması dolayısıyla yayımladığı mesajında, çalışmalarını teşkilatla birlikte yürüteceğini belirtti. Taranoğlu mesajında şöyle dedi: "Gelecek ilk seçimdeki iktidarımız, teşkilatımızın eseri okcaktır. Bu zafer, sizlerin eseri olacaktır. Kuruluşundan beri geçirdiğimiz üç kongrenin kazandırdığı siyasi olgunluk, 8 yılık icraat ve hizmetimizdeki vatan ve millet sevgimiz, fikrimizin ve programımızm tartışılmaz üstünlüğii ile lidîrimize olan sevgi ve bağlılığımızın gelecek zaferin teninatlarıdtr" • • • Cumhurbaşkanı Ozal Izmir'de • İZMİR (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut Ozal, dun saat 131O'da özel uçak "GAP" ile Izmir'e geldi. Özal'ı İzmir Vdisi Kutlu Aktaş, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Doğan Bwaat, NATO Güneydoğu Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Knnutaru Orgeneral Aşir Özözer, Buyukşehir Belediye Bşkanvekili Yılmaz Çapın ve diğer yetkililer karşıladılar. Cımhurbaşkanı Turgut Özal ile birlikte Genelkurmay Bşkanı Orgeneral Doğan Güreş de İzmir'e geldi. SHP Iıısan Hakları Komisyonu • ISTANBUL (AA) — SHP İstanbul İl Başkanlığı taafindan, insan hakları alanında etkin mücadele vermek anaayla "il insan hakları komisyonu" kuruldu. Komisyonun bşkanlığma, avukat Ali Rıza Dizdar oybirliğiyle seçildi. SIP tstanbul İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, il screteri Nurettin Ertürk başkanlığında bugün toplanan inan Hakları Komisyonu'nun çalışmalarını tamamlayarak gtrevt başladığı bildirildi. Komisyonun ilk toplantısının açış kmujmasıru yapan Nurettin Ertürk, Türkiye'de insan hakları knıuunda yıllardır ihmal edilerek unutturulduğunu öne srdü. SHP il başkanları koalisyonda parti kimliğinin korunmasını istedüer 'DYP'nin gölgesînde kalmayahırîİl başkanları, SHP-DYP koaHsycmunu genellikle olumlu bulurken koalisyonun parti kimliğini gölgede bırakmamasını istediler. Diyarbakır II Başkanı. Dağıstan Toprak, "olağanüstü kurultay için verilen imzâlann geri alınması yolunda delegelere yapılan baskılara son verilmesi gerektiğini" söyledi. FARUK BİLDİRİCİ ANKARA — SHP il başkanları, DYP ile ya- pılan koalisyonun partinin kimliğini gölgede bı- rakmamasını istediler. Diyarbakır İl Başkanı Da- ğıstan Toprak, olağanüstü kurultay için verilen imzâlann geri alınması yolunda delegelere bas- kı yapılmamasını istedi. Bu arada parti içi mu- halefet grubu Yenilikçiler'in önde gelen isimleri Ertugrul Günay ve Ercan Karakas, ortak bir açık- lama ile 'birlikteliklerinin devam ettigini' söy- ledüer. SHP il başkanlanyla önceki gün yapılan top- lantının başlangıcına katılan altı partili bakan, Genel Başkan Erdal Inönü'nün ayrilmasından kı- sa bir süre sonra salondan çıktılar. Genel Sekre- ter Cevdet Selvi ve MYK üyeleri ise il başkanla- nnın görüşlerini yaklaşık 5 saat süren başına ka- palı toplantıda dinlediler. Toplanüda söz alan il başkanları, bakanların toplantının tümünü izle- memelerinj eleştirdiler. Koalisyon hükümetinin kurulmasını genel ola- rak olumlu bulan il başkanlannın eleştirüeri ağır- lıklı olarak şu noktalarda toplandı: "• Koalisyon kurulması olumludur. Ancak bu SHP'nin gölgede kalmasına yol açmamalı. Bu koalisyondan partimizin kârlı çıkması laznn. • Hükümete örgütJerin destek vermesi gerek- li. Ama aynı ölçiide örgüte de önem verilmeii. Özellikle aüunalarda örgiitttn görüşüne başvu- rulmalı ve bunan için bir sistem geüştirilmeli. Hokiimetin şimdiye kadar önemli bir atama ya- pamaması, yanlış bir izlenim veriyor. Kadroûş- mada dikkatli olımınalı. • Partiain birlik ve bütünlük icerisinde görün- mesi için disipiinli davranüroalı. HEP ile ittifak olumla oimasuu rağmen bu ittifakın partiye za- rar vermemesine dikkat edilmeli. Bu arkadaşlar SHP'nin prognun ve ilkeierine uygun davranma- Iı. * Kurultay hazuiıklanna gereken önem veril- meii. Geçen kuruJtayda yasanan kart kargasası yeniden yaşanmamalı." Ankara II Başkanı Şerif Vural, kurultay dü- zenlemelerinin Ankara il örgütünce yapılmasını isterken bunun bir gelenek olduğunu belirtti. Vu- ral, kurultay düzenlemelerinin kendilerine veril- mesini isterken koalisyonun SHP'ye kendi kim- liğini unutturmaması gerektiğini söyledi. Diyarbakır İl Başkanı Dağıstan Toprak da ola- ğanüstü kurultay hazırhklanna değinirken dele- gelere irnzalanm geri almalan için baskı yapıl- mamasını istedi. Toplantının kapanışında söz alan Genel Sek- reter Selvi de partinin birlik ve bütünlük içinde bulunmasının önemine değindi. Buna ayjcın dav- ranışlan "örgütiin dinamitlenmesi" olarak nite- leyen Selvi, Toprak'ın eleştirdiği delegelere bas- kı olayımn da yanlış olduğunu, bu yöndeki dav- ranışlan onaylamadığını, kurultayın partiye ya- rarlı biçimde yapıhnasım istediğini kaydetti. Öte yandan, 'Yenilikci' grubun önde gelen isimlerinden Ertuğrul Günay ve Ercan Karakaş yaptıklan ortak açıklamada, kurultaya yönelik olarak hiçbir kişi ya da tarafla özel bir bağlantı- lan olmadığını beürttiler. Açıklamada şöyle denildi: "Yaklasan olaganustii knnıhayla ilgüi olarak nenüz örgiitierimizle ve mümkttn olan en geniş sayıda partilerimizle degertendirmeler yapıyonız. Şu anda parti içinde kunıluya yönelik olarak IrişUerle ya da Uraflarla Ugili hiçbr özel baflan- ünuz söz konusu değildir. Esasen SHP'nin onündeki soranlan, auşılnuş taraflılık çemberlerini kınnadan, yeni ve objek- tif arayış ve çöziimlere ulaşümadan aşüamaya- cak boyutta ve önemde görüyoruz. Bu konuda aramızda bir göruş aynlığı söz ko- nasu değildir." Korkut Özal Cumhuriyet'in; Kürt sorunu, ANAP, İslam vepolitika üzerine sorularını yanıtladv Politikaya 'Hoca'mın işaretiyle girdim— 2 — RUŞEN ÇAKIR Eski bakanlardan ve Cum- hurbaşkanı TUrgut özal'ın kar- deşi Korkut Ozal, politikaya "kerhen", hocası Mehmet Zahid Kotku'nun telkiniyle girdiğini ve yeniden politikaya talip olmayı düşünmediğini belirtti. Korkut Özal, söyleşimizin bugünkü bö- lümünde Kürt sorunu, ANAP, tslam ve politika ilişkileri üze- rine sorulanmızı şöyle yanıtla- dı: Milliyetçi- muhafazakâr diye tanımlanan kesim daha ilk günden DYP-SHP koa- lisyonuna sert biçimde yük- lenmeye başladı. Devletle kurmuş olduklan iyi ilişki- lerin bozulmasından, bazı imtiyaztanm kaybetmekten korkuyorlar sanki. ÖZAL: Bir kere Milliyetçi- muhafazakâr dediğiniz tabir çok geniş kapsamlı. Bunun içi- ne girenlerin reaksiyonda birle- şeceklerini anlıyonım da aksi- yonda ne kadar birleşebilecek- lerinde tereddütüm var. Mesele aksiyon birliğine geldiğinde fi- kir ayrılıkları önem kazanıyor. Mesela bir yerde Islami kesimi bu manada muhafazakâr diye nitelemek yanlış oluyor. Dikkat ederseniz bugün en büyük dina- mizm tslamdadır. Bu açıdan ba- kıldığı zaman bugûnkü sistemin pek öyle muhafaza edilecek bir tarafı olmadığı ifade ediliyor. Yeni gelen iktidar kendi açısın- dan kadrolan değiştirmeye baş- layınca ortaya rahatsızlıklar çı- kıyor. öte yandan uygulamalar- dan doğan rahatsızlıklar da ola- bilir. Koalisyon dışındaki parti tabanlarından rahatsızlıklar çı- karsa bu halledilebilir, ama ko- alisyon partüerinin kendi taban- larında rahatsızlık başlarsa, o zaman mesele önem kazanabi- lir. Çünkü DYP'nin tabanının bazı mevzularda oldukça muha- fazakâr olduğu ifade edilmekte- dir. Şahsen şu son seçimlerde DYP'nin muhafazakâr olmayan kesimlerden de rey aldığını tah- min ediyorum. Süleyman Bey- in yeni politik platformu bir ma- nada çeşitli eğilimleri fıilen bir- leştirmiş gibi görünüyor. Soru- nuza dönecek olursak; ben üç koalisyonda bulundum. Koalis- yonlar da bir yerde yıkılıyorlar. Yıkılma sebepleri de genellikle dış değil iç sorunlar. Kanaatüne göre eğer bu koalisyon da zor bir duruma girerse bunun sele- bi daha çok iç sorunlar olacak- tır. — Sizin Türkiye için baş- kanlık sisteminisavunduğu- "Insanlann iradelerinin bittiği, daha büyük iradelere tabi oldukları noktalar vardır. Benim politikaya girişim böyle oldu ve çok kereler ayrılmayı da düşündüm. Rahmetli hocam Mehmet Zahit Kotku'ya damştığımda bana 'Sabırü olun, nereye kadar giderse gidin' demişlerdir. Biz de askeri mahkemeye kadar gittik." "Ben üç koalisyonda bulundum. Koalisyonlar da bir yerde yıkılıyorlar. Yıkılma sebepîeri de genelhkle dış değü, iç sorunlar. Kanaatime göre eğer bu koalisyon da zor bir duruma girerse, bunun sebebi daha çok iç sorunlar olacaktır." PORTRE / MEHMET ZAHİD KOTKU Modern çağda bir derviş Lehmet Zahid Kotku, Kafkas muhaciri bir ailenin oğlu olarak 1897'de Bursa'da doğdu. 21 yaşındayken ünlü Nakşibendi şeyhi Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi'nin 185O'Ii yıllarda kurmuş olduğu lstanbuî'daki Gümüşhaneli Tekkesi'ne girerek Şeyh Ömer Ziyaüddin Efendi'ye bağlandı. Kotku, 1952 arahk ayında Kazanlı Abdülaziz Bekkîne'nin vefatı üzerine Bursa'dan tstanbul'a taşınarak tekkenin başına geçti. Çeşitli camilerde imam-hatiplik yaptı. Ekim 1958'de Fatih Iskender Paşa Camii'ne geçerek ömrünün sonıona kadar burada çabştı. - ,.,,-,,.. Tarikatların yasak olmasına rağmen hiçbir adli ,,..,,, ,., kovuşturmaya maruz kalmayan Kotku çevresinde özellikle. üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerinden geniş bir halka oluşturdu. Bu kişilerin hayatına modern dünyanın ihmal ettiği şiirsellik boyutunu kattı. Aynca ülkenin ekonomik, politik, kültürel ve benzeri her türlü sorunuyla ilgilenmeye çalıştı ve müritlerini de bu yolda teşvik etti. 60 sonlannın DPT'sinde onun bağlıları önemli konumlara geldiler. Milli Nizam Partisi ve ardından Milli Selamet Partisi onun teşvik, destek ve onayıyla kuruldu; bu partilerin faaliyetleri kendisi tarafından bir bakıma denetlendi. Bağlılannca "Hocaefendi" diye anılan Kotku son defa gittiği hacdan 6 Kasım 198O'de«ğır hasta olarak döndu. Bir hafta sonra vefat etti. Cenazesi Süleymaniye Camii'nde kaldırıldı. Namazını bir diğer Nakşi şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu kıldırdı. Milli Güvenlik Konseyi'nin özel izaiyle Süleymaniye Camii avlusunda dergâhımn diğer şeyhlerinin mezarlannın bulunduğu yere gömüldü. Daha sonra Hafize özal da aynı yere gömülecekti. Kotku'nun ölümüyle Iskender Paşa Dergâhı diye anılan tekkenin başına damadı Prof. Mahmut Esad Coşan geçti. lip olmadım, olmayı da düşün- müyorum. 1973 ağustosunda bana MSP'den Erzurum aday- hğı teklif edildi. İlk tepkim "Hayır" oldu. Sonra bazı arka- daşlarıma danıştım. Hiçbiri olumlu yorumlamadı. 7-8 nega- tif olgu pktı. Sonra merhum ho- camız Mehmet Zahid Kotku Efendi'ye gittim, danıştım. Ho- caefendi "Sen ne diyorsun?" de- di bana. "Arkadaşlar 'Sen Ma- latyalısın, Erzunimlular sana rey vermez' diyor" dedim. Ho- caefendi "Müslümanlar sana rey verir" dedi. Çok şaşırdun ve an- ladım ki benim bu işe girmemi istiyor. Arkasından "seçime çok az kaldı. Propaganda yapıp an- latmamız zor" dedim. "Gönül- leri değiştiren propaganda değil AUahüteala Hazretledir" cevabj- nı verdi. Sonra "Politikayı sevmiyorum" dedim. Onun üze- rine "Siz hakkı, doğru olanı teb- liğ edin" dedi. Böylece aday ol- dum. İnsanların iradelerinin bit- tiği, daha büyük iradelere tabi olduklan noktalar vardır. Benim politikaya girişim böyle oldu ve inanın çok kereler ayrılmayı da düşündüm. Kendilerine damştı- ğımda, bana "Sabırlı olun, ne- reye kadar giderse gidin" demiş- lerdir. Biz de askeri mahkeme- ye kadar gittik. ANAP'taki gelişmelere hiç dahil oldunuz mu? ÖZAL: ÖZAL: nuz biliniyor. Z Ama başkanlık sis- temini tek başına düşünmemek lazım. Bu sistemin asırlardır ba- şanyla uygulandığı Amerika gi- bi demokrasilerde sistemin asıl temelini mahalli idareler oluştu- rur. Amerika'da benim gördü- ğüm 50 tane daha başkan, eya- let valileri vardır. Bizde ise bü- tün meseleler Ankara'da çözül- meye çalışılıyor. — Bu aynı zamanda Gü- neydoğu sorununa çözûm olabilir mi? rörle mücadele var. Ama sade- ce düzenli orduyla terörün önü ahnamaz. — Bir de hukümetin Kürt kimliğini tanıması var. ÖZAL:.1 Eğer analisanı ola- rak Kürt lisanını kullamyorlar- sa, Kürt asbndan geldiklerini kabul ediyorlarsa, siz onlara ne derseniz deyin, onlar kendileri- ni öyle göreceklerdir. — Kardeşiniz, Cumhur- başkanı TUrgut özal kendi- sinde "Kürt kanı" olduğunu söylemiştL ÖZAL:.: Güneydoğu mesele- si çok boyutlu. Bir, bugüne ge- linmesinin nedeni geçmişte iz- lenmiş olan yanlış ve yetersiz po- litikalardır. İki, terörle hiçbir şe- yi halletmek mümkün değildir. Üç, bu terörü deştekleyenlerin belki başka amaçlan vardır. Dört, bunun çözümü muhak- kak ki vardır. Ama her türlü ta- buyu, önyargıyı atarak, mesele- ye çok geniş bir perspektif için- de cözüm aramak lazım. Hfikü- met programında ilk başta te- ÖZAL: Bizim memleketi- miz Malatya. Annemin ebevey- ni Çemişgezek'in Toma mezra- sından gelmişler, Kürtlukle bir alakası yok. Bildiğim, babam tarafından dedemin hanımı Po- türgeli. Pötürge'nin de, şöyle böyle çoğu nüfusu Kürt olduğu için TUrgut Bey herhalde oradan söyledi. Yani büyükannem, rah- metli Zehra Hatun, yeri belli, Poskiranlı. Bu gayet tabii bir şey. Osmanlı Devleti'nde hiçbir za- man Kürt sorunu olmamış. Bü- tün ırklar, kavimler, hatta çeşitli dinlere mensup olanlar kardeş- çe yaşamış. Irkçılık kavramlannı çıkararak ahenkle yaşayan kit- leler parçalanmış. Osmanlı Dev- leti de bu cereyanlarla darmada- ğın olmuş. Irk esasına dayalı pek çok devlet ortaya çıkmış. Türkiye diye bize kalan coğraf- yada ise Osmanlı kavramının ye- rine Türklük, tslam bağı yerine laiklik kavramı gelmiş. Laiklik kavramının gecmiş yıllardaki yorumlannda tslam unsuru bir kenara itilmiş. Halbuki tarih bo- yunca Kürtlerle Türklerin en bü- yük bağlıhğı tslamda. — Prof. Mahmut Esad Coşan parti kurabileceğini ilan etmiştL Bir tslami şura söylentileri dolaştı. Galiba tslami cemaatler, profesyo- nel politikaalara ihale ettik- leri oylanna bizzat sahip çıkmak istiyorlar. Miiteah- hite vermek yerine. artık kendi evlerini kendileri yap- mak istiyor. ÖZAL: Kuruluşunda muha- fazakâr oylan büyük ölçude bünyesinde toplayan ANAP son secimde bunlan tasfiye ettiği gö- rünümündedir. Bugün Türkiye 1 de tslami değer yargılannı esas alan çeşitli topluluklar var. Bun- lar zaman boyunca dinamik, bir fıkir ve aksiyon düzeni oluştu- ruyorlar. Ya\ ı aş yavaş adaleleri beliriyor. Mesela başına, eğitim sistemine, ticari sistemlere giri- yorlar. Yavaş yavaş kendilerinin sosyal sorurnluluklannı yükle- necek adakler geliştiriyorlar. Se- çimlerde kendilerine en yakm gördükleri kadrolan destekli- yorlar. Eğer politik kadrolar bu topluluklann beklentilerine ce- vap veremezlerse, ben inanıyo- rum ki zaman içinde başka olu- şumlar ortaya çıkabilecektir. Si- zin söyledikleriniz onlara işaret olabilir. Bir yerde bu potansiyel şartlar geliştiği takdirde ortaya çıkacaktır. — Böyle bir politikaya ta- lip misiniz? OZAL: Ben politikayı ker- hen yaptım. Politikaya asla ta- » Hiçbir zaman denil- diği manada dahil olmadım. ANAP'ta yıllarca benim yanım- da çahşmış pek çok insan vardı. Küçük kardeşim Yusuf Bozkurt özal vardrr. Ona çok emeğim geçmiştir. Baba-oğul gibiyiz. Bana gelip bir şey sorduğu za- man onunla görüşmüşümdür. Ama politik yapılanmalann içinde hiçbir zaman olmadım, politikaya girmek isteseydim za- ten girerdim. Fikri suç haline ge- tiren 141, 142, 163. maddelerin kalkması gibi bazı meselelerde Turgut Bey'e tavsiyede bulunmu- şumdur. Yine kendisine bütün seçim barajlannı kaldırmalarmı söylemiştim. Kısaca benim ANAP'la ilişkim oradaki yalun- lanmla olan ilişkimin ötesinde ohnamıştır. Turgut Bey güzel bir sloganla ortaya çıkmışü: Eğilim- leri birleştirmek, yeni bir poli- tika anlayışı. Bunu bir süre de yapmıştı. Yani kendisine "Tonton" dendiği, sevildiği dö- nemler. Ama politik mihrakla- nn o kavgacı Uslubu tekrar ge- tinnesi ile işler değişti. Onlar buna belki de zorlandılar, ken- di yapılanması değişti. —BtTTl— Bu pazjaryapılacak belediye başkanlığı için 8 partinin adayı çekişecek Kâğıthane'yi seçim heyecanı sardı GÜNDÜZ tMŞİR Istanbul'da seçim heyecanı Bakırköy ilçesinden sonra şim- di de Kâğıthane'de yaşanmaya başlandı. SHP'U belediye başka- nı Mahmut Özdemir'in 20 Ekim genel seçimlerinde milletvekili adayı olmasıyla boşalan Kâğıt- hane belediye başkanlığı için 8 partinin adayları çekişecek. Bu adaylar ise ANAP Selahattte Kaya, SHP Dursun Bulut, DSP Murat Yağan, DYP Erdofan Cnkülofln, MÇP Ahmet Inan, IDP Sabri Şenel, RP Arif Cal- ban, MSP Hayri Yaman'dan oluşuyor. Bakırköy'e oranla se- çime iki hafta gibi bir sürede ha- zırlanan adaylar, ilçenin işlek caddelerinden başlamak üzere, bağlı bulunan bütün mahalleleri ve sokak aralanru afiş ve poster- lerle donattılar. Özellikle Kâğıt- hane merkezinin hoparlörlerle yayın yapan araçlardan dolayı "insan sağlığını tehdit edici" bo- yutlara ulaşan gürültüsü daha şimdiden Kâğıthaneli seçmeni bezdirmiş durumda. Seçime ka- tıhm oranırun yüzde 70"lere var- ması beklenen Kâğıthane'de bu seçimde oy kullanacak seçmen sayısı ise 160 bin 870 olarak gös- teriliyor. Erdogan Cölcüloğlu (DYP) Arif Calban (RP) tlçede seçimi kazanmak için en yoğun çaba harcayan parti olarak ise Bakırköy seçimi gali- bi ANAP gözüküyor. ANAP'- ın 3 seçim otobüsünün de görev yaptığı ilçede tstanbul milletve- killeri de merkez, Talatpaşa, Garsel, Çağlayan, Hürriyet, Yabya Kemal, Harmantepe, Gnltepe, Telsizler, Ortabayır, Çeliktepe, Sanayi, Emniyet Ev- leri, Seyrantepe, Şirintepe ve Ye- silci mahallelerine dağılarak, adayları Selahattin Kaya için destek istiyorlar. Kâğıthane'de seçime asılan partiler arasında dikkat çeken SHP adajn Dursun Bulut ise 25 yülık bir ilçe sakini olarak, so- runların çözümünün kendisin- den geçtiğini belinerek şunları söylüyor: "Bizim betediyecflik anlayışı- mızda yeni bir hedef demokra- tik, katılımcı, şeffaf' bir bele- diyenin yaratılması için "Kftğıt- hane knnıltaylan"nı oluştur- mak olacak.. Bekdiyemiz sade- ce meclis, encümen, belediye başkanından olusan bir beledi- Selahattin Kaya (ANAP) ye degil, halkını da her türlii ka- rmra katan ve halkın denetimi- ne açık oian bir belediye olacak- tır. Eksiksiz ve güçln bir yerel demokrasi için KİgıUıane'ııin il- çe oMogu 26 mart tarihinde tiun mealek odaiarunn, sendikalann, mahalli derneklerin spor kuliip- lerinin, esnaf kuruluşlannın terasilcileruıden ve mnhtarlar- dan oluşan "Kâgıthane korultaylan" halkın da sorun- lannı direkt olarak beledjyeye nlaşünnasuu sağlayacakOr. Bakırköy'de ANAP'ın karşı- Dursun Bulut (SHP) sında 9 bin oy farkla seçimi kay- beden iktidar ortaklarından DYP ise başu Devlet Bakanı Iknsu ÇOIer olmak üzere, Spor Bakanı Mehmet Ali Yılmaz, Sa- vunma Bakanı Nevzat Ayaz, tçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Sağhk Bakanı Yddınm Aktuna, Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan ve Ulaştırma Bakanı Ya- şar Topcu ile birlikte çalışmala- nnı sürdürüyor. DYP adayı Er- dogan Cülcüloğlu, belediyenin artık korkulu bir yer olmaktan çıkanlacagını belinerek, "Bele- diyelerdeki rösvet önlenecek. Yalan ve talana son verilecek. Kâğithane'nin utancı deıderin ıslahı mutiaka gerçekleştirile- cek. Çocukfaura katocaklan kreş- ler oiuşturnlacak. Çamur derya- sı Kagıtnane, yesil ve çevresi çag- daş bir göruntüye kavuşrunıla- cak. Küçük esnafm sorunlanna çözüm bulunacak" diyor. Kâgıthane seçimlerini bir di- ğer iddialı partisi olan RP'nin adayı Arif Calban ise esnaf ve ev ziyaretleriyle tanıtun kam- panyasını sürdürüyor. RP'nin Gültepe, Telsizler ve Ortabayır gibi mahallelerde yoğun bir ça- lışma içinde olduğu gözleniyor. DSP adayı Murat Yağan ise il- çenin tanınmış isimlerinden. 6 ay önce SHP'den istifa ederek, DSP'ye katılan Yağan'ın bu ani değişikliğinin ilçede SHP ve DSP oylanna heyecan getirece- ği vurgulanıyor. Çatalca seçimi Çatalca'da ise SHP'den Yu- suf İşçi, ANAP'tan Ertuğrul Öl- çer, DSP'den Cengiz Dinçer. DYP'den Gülay Çokay Aü|, MÇP'den Ayhan Yıldırım, RP'den tskender Aktaş ile SP'den Hasan Ulusoy mücade- le edecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle