Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
IDS'le Mücadele Derneği Başkanı, hastalığın 1992'de patlamayapacağını söyledi
/Uo ben AIDS, geliyorum
tstanbul Haber Servisi -
\to AIDS Acü Hattı" adh te-
fon servisinin hizmete gır-
ıesi nedeniyk dün düzenle-
en basın toplantısında
onuşan AlDS'le Mücadele
)erneği Başkanı Prof. Dr.
vieUhat Okuyan ve Prof. Dr.
>elcuk Erez, Türkiye'de bili-
nenlerin dışında çok sayıda
AIDS hastası olduğunu belir-
terek "AIDS Türkiye'de
1992'de patlayacaktır" dedi-
ler.
Alo-Bilgi telekomünikas-
yon hizmetlerinın, tüm geliri-
ni AIDS'le Mücadele Der-
neği'ne bırakılmak üzere
başlattığı" AlDS'ten Korkma:
BilgileıT sloganlı kampanya-
Alo AIDS aeil hattı hizmete girdi AIDS'İe Mücadele Derneği Başlçam Prof. Dr.
Melahat Okuyan, telefon servisimn hizmete girmesi nedeniyle düzenlenen toplantıda
yaptığı açıklamada, Avrupa ve Kuzey Doğu'dan gelen turistlerin fuhuşa
yöneldiklerini, bunun da AIDS'li hasta sayısının artmasma yol açacağım söyledi.
nm ılk adımı olduğu belirlilen
telefon servisinde Prof. Dr.
Melahat Okuyan " AIDS'in wt
olduğu, teşhisi, ilk yardun, cin-
seUik, gebeük ve AIDS ile mü-
cadele" konulannda bilgi
verecck.
AIDS hastalığı karşısında
panığe kapılmamak gereküğı-
ni vurgulayan Prof. Okuyan.
AIDS'li hastalan dışlamadan
normal insan gibi davraml-
ması halinde gızli AIDS taşı-
yıcılannm daha rahat orlaya
çıkacaklannı anlatu. AlDS'e
karşı devletin ve halkın örgüt-
lenmesi gerektiğini belirten
Prof. Okuyan. insanlann ec-
zaneden prezervatif alırken
utantp sıkıldı&ını. bu nedenle
özel şirkellerin çahşanlanna
prezervaüf dagumasının fay-
dah olacağını söyledi.
Prof. Okuyan, Türkiye'de
AIDS'li hasta sayısının bihn-
mediğıni. hastanelerin AIDS
hastahğını tarumadığını belır-
terek "AIDS Tûrkiye'de 1992
yılında patlayacaktır" dedi.
Avnıpa'dan kadm ve erkek
turistlerin seks turizmi içın
Tûrkiye'ye geldigine dikkat
çeken Prof. Okuyan. "özeJ-
Hkle sınır kapılaruıa yakın yer-
leşim yerlerinde AIDS artnta-
ya, yaygınlaşntaya başladı. Biz
de derneğin bir şubesini Trab-
zon'a açmak istiyoruz " diye
konuştu.
Basm lopiantısına katılan
Prof. Dr. Selçuk Erez de Prof.
Okuyan'ın "Türkiye'de AIDS
1992'de pattayacak" görüşüne
katıldığmı söyledi. AIDS'i
tanrının Batı'ya bir ceza ı ola-
rak görüp "Bİ2 Mûslümanız
nasıl olsa bize gehnez" diye
düşünmenin büyük bir hata
olduğunu kaydeden Prof.
Erez, AIDS'in en yaygın oldu-
ğu ülkelerin başında Afrika'-
daki Müslüman ülkelerin
geldigine dikkat çekü.
Sağlık Bakanı Yudtrım Ak-
tuna'nın mesaj gönderdiği
toplantıya îstanbuî İl Sağhk
Müdürü Temel Dagoglu, sa-
natçılar Ceikk Koray, Yatçın
Menteş, Atüla Arcan'ın yanı
sıra manken Begüm özbek de
temsili AIDS kostümü ıle ba-
sına katıldı. Sorular bölümün-
de söz alan Cenk Koray, "İn-
sanlar arasındaki sapık ilişki-
ler çok eskiye dayanıyor.
Günümüzde ise moda oldu. Bu
hastahk eskiden neden yoktu"
diye sorarken Atilla Arcan da
"Genelevlerde bir kadına gün-
de >üz kişi giriyormuş. Acaba
genelevler kontrol altına alındı
mı" sorusunu yöneltti. Soru-
lan yanıtlayan Prof. Okuyan,
genelevlerde çalışanlara üç ay-
da bir muayene yapıldığını
belirtti.
Kan davası: 13 6lü
G. Doğu'da
hayat
ÇOK ucuz
(Cumhn-
riyet) — Alevlenen kan davala-
n yüzünden Mardin'in Kızıltepe,
Siirt'in Pervari ilçesinde aüeler
ve korucular arasında çıkan ça-
tışmalarda 13 kişi öldü, sekiz ki-
şi de yaralandı.
Kıaltepe'de Gün ve Günbay
aüeleri arasında süren kan dava-
sı, dün ailelerin ileri gelenleri
arasında başlayan bir tartışma
sonrası süahk çatışmaya yol aç-
tı.
tki aileden çok sayıda kişinin
süah, sopa ve taşlarla birbirine
saldırdıklan çatışma bir saat ka-
dar sürdü. Güvenlik güçlerinin
müdahalesiyle önlenen çatışma-
da Günbay ailesinden Rİcşat,
Leyta, Havva, Bedriye, Musa,
Söriye ve tdris Günbay, Gün ai-
lesinden de Bllge, Derviş, Hat-
b, Davut ve Aziz Gün yaşarnla-
nnı yitirdi. ÇaUşmada her iki ai-
leden yedi kişi de yaralandı.
" Güvenlik yetkilileri, kanlı
olaya kansanlann amca çocuk-
lan olduklannı söylediler. Olay-
dan sonra kaçan Şemsettin ve
Abdülkadir Gunbay ile Abdul-
lah Bakış'uı yakalanmalanna
çahşüdıgı, olay yerinde bir Ka-
îaşnikof marka uzun namlulu
silah ile iki av tüfeği ele geçiril-
digi bUdirüdi.
Pervari ilçesine bağh Doğan
köyünde de aralannda kan da-
vası olan iki aşirete mensup ko-
rucular çauştı, bir korucu öldü,
biri de yaralandı.
Kara ve Bulut aşiretlerine
mensup korucular, dün saat
lO.OO'da üç saat süreyle çatıştı-
lar. ÇaUşmada, Bulut aşiretine
mensup Abduüah Bulut (48) ya-
samıru yitirdi, Mekmet Bulut ise
ağır yaralandı.
Koruculann çanşması, Sürt-
ten helikopterle köye indirilen
güvenlik güçlerince önlendi.
Beyoğlulstiktai Caddesi: Ortadanbir trunvay akıyor, etraîında datasanlar.Herkes, her şey hareketediyor. (Fotograf: KADtR CAN)
Güzeüişnışık saçtığıyer
tstanbul Haber Serrisi — Son günlerde yolunuz hiç Beyoğlu'na
düştü mü? Hani o bir zamanlar eski Istanbul beyefendileriyle
hanımlanrun kol kola gezdigi, âşıkların ünlü Markiz Pastanesi'nde
buhıştuğu, tiyatro ve sinemalanyla kültür mozayiği lstiklal
Caddesi'nde bir akşamüstü sakin bir yurüyüşe çıktuuz mı? Yanıtınız
'hayır'sa hiç beklemeden uğrayın! Beyoğlu Gûzelleştirme Derneg^'nin
çabalanyla ışıklandınlan tstiklal Caddesi artık ışıl ışıl, taç giyinmiş
gelini andmyor adeta. Nostaljt ve estetik birleşmiş ve seyrine doyum
olmayan bir görüntü ortaya çıkmış. Yılbaşı ahşverişi nedeniyle artan
insan trafiğini de eklediğinizde manzara lstanbul'un bo|ucu
havasından soyutlanmış 'bambaşka bir dünya' izlenimi yaratıyor,
tnsanda. Tıpkı insanın hiç uyanmak istemediği bir rüya gibi.
Iş Bankası 1991
ödülleriaçıklandı
Haber Merkezi — Türkiye
tş Bankası'nm 1991 yıü Büyük
Ödülleri açıklandı. ödülleri
edebiyat alanında Hasan La-
tlf Sanyüce, sanat alanında
Prof. Beril Antlanmert, top-
lum ve insan bilimleri alanın-
da ise Ramazan Aktaş kazan-
dı.
Yapılan değerlendirmeler
sonunda edebiyat alanında
Hasan Latif Sarıyüce'nin
"Anadolu Masallan" adh ese-
ri, toplum ve insan bilimleri
alanında Ramazan Aktaş'ın
"Eodüstri iştetmeleri için ma-
11 başansızlık tahmini • Çok
boyutlu model uygulaması"
adh çalışması, sanat alanında
seramik dalında Prof. Beril
Amlanmert'in "Form l",
"Form II" adh seramik yapıt-
lan ödüle değer bulundu. 20
milyon üra tutarmdaki odüller
1992 içinde yapılacak bir tö-
renle sahiplerine verilecek.
Ödül kazananlann
özgeçmişleri
Hasan Latif Sanyüce: 1929
yıhnda Sungurlu'da doğdu.
Gazi Egitim Enstitüsü Edebi-
yat Bölümü'nden mezun oldu.
Edebiyat ögretmenliği ve yöne-
ticilik görevlerinde bulunan
Sanyüce, 1965 yıhnda Çonım-
dan milletveküi secüdi. Çocuk
öyküleri yanı sıra $ür çalısma-
lan da ohm Sarıyüce'nin ödül-
leri üe birükte çok sayıda ba-
sıh eseri bulunuyor.
Ramazan Aktaş: 1960 yıhn-
da Ankara'da do|du. 1981 yı-
hnda Kara Harp Okulu'nun
Işletme Bölümü'nden mezun
oldu. 1987 yıhnda AÜ Siyasal
Bilimler Fakültesi lşletme
Anabihm Dah'nda doktora ca-
hsmalanna başladı. 1991 ağus-
tos ayında "Endüstri işletme-
leri için mali başarısızhk tah-
mini; çok boyutlu model
uygulaması" isimli tezi ile iş-
letme doktoru unvanını aldı.
Halen Kara Harp Okulu öğre-
tim görevüsi olarak karar teo-
risi ve tahmin yöntemleri ders-
leri veren Aktaş'ın basıh eser-
leri var.
Prof. Beril Anılanmert:
1942 yıhnda îzmir'de doğan
sanatcı, 1968'de tstanbul Dev-
let Güzel Sanatlar Akademisi
Seramik Kürsüsü'nden mezun
oldu. Aynı kürsüde oğretim
üyeliği görevine başladı. Ulus-
lararası Seramik Akademisi
(İAC) ile Seramikçiler Derne-
gi uyesi ve Plastik Sanatlaı
Dernegi (AIAP) Baskan Yar-
dımcısı olan sanatçıkendi ala-
nında inceleme, araş,tırma, bil-
diri ve tezler haarladı. Sanat-
cı, yurtiçinde ve yurt- dışında
bîrçok sergiye katıldı ve odül-
ler kazandı.
Karadeniz ve tstanbuVdaki balıkçı kooperatifleri, üyelerine sürekli çağrı yapıyor
Avlamayın şu bebe hamsiyi
VEFAT VE BAŞSAĞUĞI
Eski mesai arkadaşımız, değerli insan
ORHANTEKÜN
25.12.1991 günü vefat etmiştir.
Merhumun naaşı 27.12.1991 Cuma günü Selimiye
Camü'nden öğle namazına müteakip Karacaahmet
Mezarhğı'na defnedüecektir. Merhuma Tann'dan rahmet,
kederli ailesine ve yakmlanna başsağlığı dileriz.
BASES tLAN KURUMlî
MESAt ARKADAŞLARI
Hamsilerin daha 4-7
santim uzunluğundayken
avlanması üretimin
azalması ve soyun
tükenmesine yol açıyor.
Ancak, bütün uyarılara
rağmen hamsilerin
küçükken avlanması bu y\
da sürüp gidiyor.
KADtR CAN
Balıkçılann büyük çoğun-
luğu henuz ekonomik ağırhğa
ulaşmamış, 9 santimden
küçük hamsilerin avlanıp fab-
rikalarda işlenerek tavuk yemi
yapılmasının bir an önce ya-
saklanmasını istiyor.
Karadeniz'de 1985 yıhndan
bu yana hamsi stoklannda gö-
rülen azalmanın aşın ve bi-
linçsız avlanmadan kaynak-
landıgınt kabul eden birçok
balıkçı gırgır takımlannı li-
manlarda bekletiyor.
Bu bahkçıların yanı sıra sa-
yılan elli civanndaki gırgır
takımının Sinop/Hopa ara-
sında boylan 4/7 santim olan,
henüz ekonomik boy ve ağırh-
ğa ulaşmamış binlerce ton
hamsiyi tutarak katliam yap-
lıklan öne sürülüyor.
Istanburdaki ve Karadeniz
Bölgesi'ndeki balıkçı dernek-
leriyle kooperatiflerin yöneti-
cileri sürekli olarak "Küçûk
hamsi avlamayalım" çağnsın-
da bulunuyor.
Yöneticilerin "Avlamaya-
lım, yaşasınlar, büyfisünler ki
alan da, satan da memnun ol-
sun" çağnsma karşın hamsi
katliamı sürerken sahil güven-
lik görevlileri kontrollerini
sürdürüyor.
Sahil güvenlik ekiplerinin
kontrolleri sırasmda Trabzon
ve Giresun'da boylan 4/7 san-
tim arasındaki 121 ton hamsi-
ye elkonuldu.
Yetkililer, 9 sanıimden
küçük hamsilerin avlanması-
nın yasak olduğunu, yapılan
denetımlerde bunlan avlayan-
Tabladaki hamsiler iştah açıyor, araa hamsi kıyımı sürerse nerkesin iştahı kursaf ında kalabilir.
larhakkındayasal işlem yapıl-
dığmı, gırgır takımları ile
kamyonlann limandan çıkışı-
nın engellendiğini belirtiyor-
lar.
Bilim adamları da Karade-
niz'deki hamsi stoklannda
boy ve ağırlık olarak bir azal-
ma görüldüğünü, bunun ne-
denlerinin de teknolojik geliş-
menin yanı sıra bahkçılara ve
fabrikalara yapılan plansız
teşvikler oldugunu belirtiyor-
lar.
Hamsi avında boy smınnın
sürekli değiştiğine dikkati çe-
ken bilim adamlan. av yöne-
tim sisteminin başarıh bir şe-
kilde ortaya konulamadıgını,
yasaklann uygulanması ve de-
netlenmesinde başan sağlana-
madığını açıklıyor.
tlk kez 1986 yıhnda ortaya
atılan hamsi av yönetmeliğin-
deki boşluğun bugüne kadar
tartışıldığı, bu nedenle önce-
likle yaşını doldurmamış, cin-
si olgunluğa erişmemiş, stok-
lara yeni birey katamamış
küçük bahklann avcılığının
kesinlikle yasaklanması görü-
şü bilim adamlan tarafından
savunuluyor.
Karadeniz"de 1985 yıhndan
itıbaren görülmeye başlanan
hamsıdeki azalma geçen yıla
kadar sûrdü ve yok denilecek
kadar azaldı. Bu yılın ekim-
kasım aylarında Marmara'da
görülen ıri ve bol miktardaki
hamsi bahkçıların yanı sıra
vatandaşlann da yüzünü gül-
dürdü. Marmara'da avlanan
hamsi ılk defa Karadeniz ille-
rine de gönderildi. Karadeniz-
liler Marmara hamsisiyle has-
ret giderdiler.
Kumkapf da balık fiyatlan
şöyle: Hamsi 10 bin, çinakop
30 bin, tekir 30 bin. istavrit 10
bin, kalkan 50 bin. uskumru
40 bin. karides 40 bin, lüfer ta-
nesi 30 bin, torik tanesi 150
bin, palamut tanesi 35 bin.
GUNUN
NOTLARI
OSMAN ULAGAY
TerörveSivilOtoriteTürkiye'de demokratik düzen içinde sivil otorrteyi üstün
kılma yolunda önemli adtmlar atıldı son dönemde. Örnek
sayılabilecek bir hoşgörü ortamında yapılan seçimler so-
nucunda iktidar el değiştirdi. Seçimler sonrasında, bir za-
manlar Türk siyaset sahnesinin iki zıt kutbunu oluşturan
AP ve CHP'nin uzantısı olan iki partinin bir koalisyonda
bir araya gelmesi, Türkiye'de artık her sorunun demok-
rasi içinde çöziimlenebileceği inancını daha da gûçlen-
dirdi.
Seçilmiş sivil otoriteden üstün bir "deviet" özlemini içirv
den atamayarlar bu gelişmelere herhalde hiç sevinme-
diler. Sivil otoritenin kesin üstünlüğünün sağlandığı, de-
mokrasinin tartışmasız benimsendiği bir düzende, komp-
lolar tezgâhlayarak devlet içinde devlet görünümü yarat-
mak, sağdan ve soldan gruplan kullanarak "iktidar
oyunu" oynamak güçleşecek; seçilmiş sivil otoriteye al-
ternatii yaratma heveslilerının hevesleri kursaklarında ka-
lacaktı.
Bu gibi özlemlen taşıyanlar, terör eylemlerine öteden
beri çok sıcak bakarlar. Terörün kökeni ne olursa olsun,
sivit otoriteye alternatif oluşturma hevesindekiler bunu
kendi amaçları içın kullanmaya çalışırlar. Terörü, sivil oto-
riteyi zayrf gösterecek bir araç olarak desteklerler.
Bana öyle geliyor ki sivil otoriteyi temsil eden siyasi par-
tiler ve onların sivil atternatlfini oluşturan diğer siyasi par-
tiler, terörü ve terörün yarattığı ortamı siyaset malzemesi
olarak kullanmazlarsa ve sivil otoritenin tartışılmazlığını
savunurlarsa, terör kendi boyutları içinde kalır. Kendi bo-
yutları içinde kalır derken terör olayları hemen bıçak gibi
kesilir ya da etkisini yitirir demek istemiyorum. Hatta bir
süre terörün tırmandınldığmı bile görebiiiriz. Ancak eger
siyasi partiler sivit otoritenin üstünlüğü konusunda ortak
bir tavır koyabilirlerse terördeki bir tırmanış bile rejim tar-
tışmaiarını, otoritenin kimde olacağı tartışmalannı günde-
me getiremez. Terörü kendi amaçlarına alet etmek iste-
yenler aradıklan ortamı bulamazlar.
Bu arada Güneydoğu Türkiye'de faaliyet gösteren devlet
güçlerinin, hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde, si-
vil otoritenin emrinde olduğunun bilinmesi de büyük önem
taşıyor. Bu devlet güçlerinin şu ya da bu gerekçeyle sivil
otoritenin, yani hükümetin direktifi dışında davrandıklan
İ2leniminin doğması bile terörü besleyen ve sivil otorite-
ye alternatrf oluşturmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürer.
Terörle mücadelede siyasi partilere ve parlamentoya
çok önemli görevler düşüyor. Bu yazı yazıldığında henûz
başlamış olan Meclis'teki genel görüşmenin, bu konuda
ilk olumlu adımlardan biri olmasını diliyorum.
Neftçiveistikrarprogramı
Salih Neftçi, uluslararası Irteratüre yaptığı katkılaıia adını
duyurmuş, yurtdışında öğretim üyeliği yapan bir iktisat-
çı. Halen Ankara'da sürdürülen ekonomik istikrar paketi
oluşturma çahşmalarını yönlendiriyor. Bu çaltşma bitince
yurtdışındaki görevine dönecek.
Geçen akşam kendisiyle sohbet etmek olanağını bul-
dum ve hazırtanmakta olan istikrar programının genel yak-
laşımı konusunda sarnrım daha iyt fıkir sahibi oldum. Edirv
diğim izlenimleri aktarmaya çalışacağım.
Bir kere hazırlanan program, tamamen piyasa ekono-
• misi mantığı içinde, piyasadaki aktörlerin beklentilerini ve
davranışlanni etkileyerek hedefe varmayı amaçlayan bir
program anladığım kadarıyla.
KIT reformu, istikrar programını destekleyen bir yapı-
sal atıltm olarak düşünülüyor ve programın başarısı için
KİT reformunun başarılı olması zorunlu görûnüyor. Prof.
Neftçi, yıllardır çözümlenemeyen KİT sorununun çözünv
lenmesi doğrultusunda önemli adtmlar atacak, ciddi bir
retormu başlatacak bir iktidarın yaygın bir inandırıcılık ka-
zanacağını ve bu sayede istikrar programını başanyla uy-
gulama şansınm büyük ölçüde artacağını düşünüyor.
KİT reformunun kısa dönemde, ancak zarardan kâr sağ-
laması bekleniyor, ama Dünya Bankası'nm bu projeye sağ-
layabileceği yılda 600 milyon dolar mertebesinde bir des-
teğin KİT'lerde verimsiz istihdam edilen insanlara verim-
li iş otanaklart yaratarak üretime önemli katkılarda bulu-
nabileceği düşünülüyor. Ayrıca ciddi bir KİT reformunun
özel yatmmlar üzerinde özendirici bir etki yapması bek-
leniyor.
İstikrar programının kendisi, Merkez Bankası'nın hazır-
layacağı ciddi bir para programına dayanacak. Bu para
programının Bu kez aynı ölçüde ciddi bir maliye progra-
mryla desteklenmesi öngörülûyor. Devletin gelir-gider den-
gesinin fena halde bozulduğu bir ortamda Hazine'nin böy-
le bir mali programı hazırlaması herhalde kolay olmaya-
cak. Anladığım kadar vergi cephesinde kısa vadede bü-
yük bir atılım beklenmiyor. Daha çok faizlerdeki düşüşün
kamunun faiz yükü üzerinde yapacağı olumlu etkilerden,
bazı harcamalarda yapılacak kısıntılardan ve bazı tonlar-
dan aktanlacak kaynaklardan yararlanılması düşünülüyor.
Prof. Neftçi, hükümetin KİT reformu konusundaki ka-
rarlılığının kanıtlanması ve istikrar programının öngörül-
düğü gibi uygulanması halinde enflasyon cephesinde bek-
lenen sonuçların alınabilecegini umuyor.
Onlaı şimdı Arnavutköy de eskı bu evde bulu-
nuyorlar Üç katlı, yenileoaıi;, pembeye
boyaorai) bir erde. Mahçup ketevu, kafeste
karıdes, dinamık ahtapot. gclıncık şerbetı ve
sakızlı muhallebı Arnıvutköy'deki eski
cvln girlj katı bar. Bir ûsıte canlı mûzık var
Ve yukarıda -turpoto, ısırganotu, ebegö-
meci, scmlzota, labada, reztne dc icleriade
olmak özere- Tûrk mutfagımn AT'yt glrlş
salonu. Gıterken kart basıyorsunuz, çıkarken
ihmal eımevın' (AT'yc girerkcn dc|ll,
Arnayutköy'dcki o CTC.) Sacda pi^mış yafka-
laı, sebze köftelen. pazı sarmalatı, mor dolma-
larla, lavanta çıçegı kokulan bitbitiyle flött
ediyor Dûn ak;am "barda tek bir Içki" diye
girmlşUk, sabaha katşı zor ctktık. Çunkû
Arnavutköydeki o evde şıtndi onlat var Tûm
etki dostlar! YenıUnmiş bir mönüyle yurek-
lenndekı sıcaklı^ı ıç içc sersis ediyorlar. Bnnca
özltffldco soora Ece'dc, ola^anûstû bir ge-
cede, kendinlıi cvinizdc hissedlyorsunız...
E C E Ş t M D İ
ARNAVUTKÖY'DE
\
'Kamacı Sokak. 10' 165 96 00 - 165 96 01