11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 IDS'le Mücadele Derneği Başkanı, hastalığın 1992'de patlamayapacağını söyledi /Uo ben AIDS, geliyorum tstanbul Haber Servisi - \to AIDS Acü Hattı" adh te- fon servisinin hizmete gır- ıesi nedeniyk dün düzenle- en basın toplantısında onuşan AlDS'le Mücadele )erneği Başkanı Prof. Dr. vieUhat Okuyan ve Prof. Dr. >elcuk Erez, Türkiye'de bili- nenlerin dışında çok sayıda AIDS hastası olduğunu belir- terek "AIDS Türkiye'de 1992'de patlayacaktır" dedi- ler. Alo-Bilgi telekomünikas- yon hizmetlerinın, tüm geliri- ni AIDS'le Mücadele Der- neği'ne bırakılmak üzere başlattığı" AlDS'ten Korkma: BilgileıT sloganlı kampanya- Alo AIDS aeil hattı hizmete girdi AIDS'İe Mücadele Derneği Başlçam Prof. Dr. Melahat Okuyan, telefon servisimn hizmete girmesi nedeniyle düzenlenen toplantıda yaptığı açıklamada, Avrupa ve Kuzey Doğu'dan gelen turistlerin fuhuşa yöneldiklerini, bunun da AIDS'li hasta sayısının artmasma yol açacağım söyledi. nm ılk adımı olduğu belirlilen telefon servisinde Prof. Dr. Melahat Okuyan " AIDS'in wt olduğu, teşhisi, ilk yardun, cin- seUik, gebeük ve AIDS ile mü- cadele" konulannda bilgi verecck. AIDS hastalığı karşısında panığe kapılmamak gereküğı- ni vurgulayan Prof. Okuyan. AIDS'li hastalan dışlamadan normal insan gibi davraml- ması halinde gızli AIDS taşı- yıcılannm daha rahat orlaya çıkacaklannı anlatu. AlDS'e karşı devletin ve halkın örgüt- lenmesi gerektiğini belirten Prof. Okuyan. insanlann ec- zaneden prezervatif alırken utantp sıkıldı&ını. bu nedenle özel şirkellerin çahşanlanna prezervaüf dagumasının fay- dah olacağını söyledi. Prof. Okuyan, Türkiye'de AIDS'li hasta sayısının bihn- mediğıni. hastanelerin AIDS hastahğını tarumadığını belır- terek "AIDS Tûrkiye'de 1992 yılında patlayacaktır" dedi. Avnıpa'dan kadm ve erkek turistlerin seks turizmi içın Tûrkiye'ye geldigine dikkat çeken Prof. Okuyan. "özeJ- Hkle sınır kapılaruıa yakın yer- leşim yerlerinde AIDS artnta- ya, yaygınlaşntaya başladı. Biz de derneğin bir şubesini Trab- zon'a açmak istiyoruz " diye konuştu. Basm lopiantısına katılan Prof. Dr. Selçuk Erez de Prof. Okuyan'ın "Türkiye'de AIDS 1992'de pattayacak" görüşüne katıldığmı söyledi. AIDS'i tanrının Batı'ya bir ceza ı ola- rak görüp "Bİ2 Mûslümanız nasıl olsa bize gehnez" diye düşünmenin büyük bir hata olduğunu kaydeden Prof. Erez, AIDS'in en yaygın oldu- ğu ülkelerin başında Afrika'- daki Müslüman ülkelerin geldigine dikkat çekü. Sağlık Bakanı Yudtrım Ak- tuna'nın mesaj gönderdiği toplantıya îstanbuî İl Sağhk Müdürü Temel Dagoglu, sa- natçılar Ceikk Koray, Yatçın Menteş, Atüla Arcan'ın yanı sıra manken Begüm özbek de temsili AIDS kostümü ıle ba- sına katıldı. Sorular bölümün- de söz alan Cenk Koray, "İn- sanlar arasındaki sapık ilişki- ler çok eskiye dayanıyor. Günümüzde ise moda oldu. Bu hastahk eskiden neden yoktu" diye sorarken Atilla Arcan da "Genelevlerde bir kadına gün- de >üz kişi giriyormuş. Acaba genelevler kontrol altına alındı mı" sorusunu yöneltti. Soru- lan yanıtlayan Prof. Okuyan, genelevlerde çalışanlara üç ay- da bir muayene yapıldığını belirtti. Kan davası: 13 6lü G. Doğu'da hayat ÇOK ucuz (Cumhn- riyet) — Alevlenen kan davala- n yüzünden Mardin'in Kızıltepe, Siirt'in Pervari ilçesinde aüeler ve korucular arasında çıkan ça- tışmalarda 13 kişi öldü, sekiz ki- şi de yaralandı. Kıaltepe'de Gün ve Günbay aüeleri arasında süren kan dava- sı, dün ailelerin ileri gelenleri arasında başlayan bir tartışma sonrası süahk çatışmaya yol aç- tı. tki aileden çok sayıda kişinin süah, sopa ve taşlarla birbirine saldırdıklan çatışma bir saat ka- dar sürdü. Güvenlik güçlerinin müdahalesiyle önlenen çatışma- da Günbay ailesinden Rİcşat, Leyta, Havva, Bedriye, Musa, Söriye ve tdris Günbay, Gün ai- lesinden de Bllge, Derviş, Hat- b, Davut ve Aziz Gün yaşarnla- nnı yitirdi. ÇaUşmada her iki ai- leden yedi kişi de yaralandı. " Güvenlik yetkilileri, kanlı olaya kansanlann amca çocuk- lan olduklannı söylediler. Olay- dan sonra kaçan Şemsettin ve Abdülkadir Gunbay ile Abdul- lah Bakış'uı yakalanmalanna çahşüdıgı, olay yerinde bir Ka- îaşnikof marka uzun namlulu silah ile iki av tüfeği ele geçiril- digi bUdirüdi. Pervari ilçesine bağh Doğan köyünde de aralannda kan da- vası olan iki aşirete mensup ko- rucular çauştı, bir korucu öldü, biri de yaralandı. Kara ve Bulut aşiretlerine mensup korucular, dün saat lO.OO'da üç saat süreyle çatıştı- lar. ÇaUşmada, Bulut aşiretine mensup Abduüah Bulut (48) ya- samıru yitirdi, Mekmet Bulut ise ağır yaralandı. Koruculann çanşması, Sürt- ten helikopterle köye indirilen güvenlik güçlerince önlendi. Beyoğlulstiktai Caddesi: Ortadanbir trunvay akıyor, etraîında datasanlar.Herkes, her şey hareketediyor. (Fotograf: KADtR CAN) Güzeüişnışık saçtığıyer tstanbul Haber Serrisi — Son günlerde yolunuz hiç Beyoğlu'na düştü mü? Hani o bir zamanlar eski Istanbul beyefendileriyle hanımlanrun kol kola gezdigi, âşıkların ünlü Markiz Pastanesi'nde buhıştuğu, tiyatro ve sinemalanyla kültür mozayiği lstiklal Caddesi'nde bir akşamüstü sakin bir yurüyüşe çıktuuz mı? Yanıtınız 'hayır'sa hiç beklemeden uğrayın! Beyoğlu Gûzelleştirme Derneg^'nin çabalanyla ışıklandınlan tstiklal Caddesi artık ışıl ışıl, taç giyinmiş gelini andmyor adeta. Nostaljt ve estetik birleşmiş ve seyrine doyum olmayan bir görüntü ortaya çıkmış. Yılbaşı ahşverişi nedeniyle artan insan trafiğini de eklediğinizde manzara lstanbul'un bo|ucu havasından soyutlanmış 'bambaşka bir dünya' izlenimi yaratıyor, tnsanda. Tıpkı insanın hiç uyanmak istemediği bir rüya gibi. Iş Bankası 1991 ödülleriaçıklandı Haber Merkezi — Türkiye tş Bankası'nm 1991 yıü Büyük Ödülleri açıklandı. ödülleri edebiyat alanında Hasan La- tlf Sanyüce, sanat alanında Prof. Beril Antlanmert, top- lum ve insan bilimleri alanın- da ise Ramazan Aktaş kazan- dı. Yapılan değerlendirmeler sonunda edebiyat alanında Hasan Latif Sarıyüce'nin "Anadolu Masallan" adh ese- ri, toplum ve insan bilimleri alanında Ramazan Aktaş'ın "Eodüstri iştetmeleri için ma- 11 başansızlık tahmini • Çok boyutlu model uygulaması" adh çalışması, sanat alanında seramik dalında Prof. Beril Amlanmert'in "Form l", "Form II" adh seramik yapıt- lan ödüle değer bulundu. 20 milyon üra tutarmdaki odüller 1992 içinde yapılacak bir tö- renle sahiplerine verilecek. Ödül kazananlann özgeçmişleri Hasan Latif Sanyüce: 1929 yıhnda Sungurlu'da doğdu. Gazi Egitim Enstitüsü Edebi- yat Bölümü'nden mezun oldu. Edebiyat ögretmenliği ve yöne- ticilik görevlerinde bulunan Sanyüce, 1965 yıhnda Çonım- dan milletveküi secüdi. Çocuk öyküleri yanı sıra $ür çalısma- lan da ohm Sarıyüce'nin ödül- leri üe birükte çok sayıda ba- sıh eseri bulunuyor. Ramazan Aktaş: 1960 yıhn- da Ankara'da do|du. 1981 yı- hnda Kara Harp Okulu'nun Işletme Bölümü'nden mezun oldu. 1987 yıhnda AÜ Siyasal Bilimler Fakültesi lşletme Anabihm Dah'nda doktora ca- hsmalanna başladı. 1991 ağus- tos ayında "Endüstri işletme- leri için mali başarısızhk tah- mini; çok boyutlu model uygulaması" isimli tezi ile iş- letme doktoru unvanını aldı. Halen Kara Harp Okulu öğre- tim görevüsi olarak karar teo- risi ve tahmin yöntemleri ders- leri veren Aktaş'ın basıh eser- leri var. Prof. Beril Anılanmert: 1942 yıhnda îzmir'de doğan sanatcı, 1968'de tstanbul Dev- let Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Kürsüsü'nden mezun oldu. Aynı kürsüde oğretim üyeliği görevine başladı. Ulus- lararası Seramik Akademisi (İAC) ile Seramikçiler Derne- gi uyesi ve Plastik Sanatlaı Dernegi (AIAP) Baskan Yar- dımcısı olan sanatçıkendi ala- nında inceleme, araş,tırma, bil- diri ve tezler haarladı. Sanat- cı, yurtiçinde ve yurt- dışında bîrçok sergiye katıldı ve odül- ler kazandı. Karadeniz ve tstanbuVdaki balıkçı kooperatifleri, üyelerine sürekli çağrı yapıyor Avlamayın şu bebe hamsiyi VEFAT VE BAŞSAĞUĞI Eski mesai arkadaşımız, değerli insan ORHANTEKÜN 25.12.1991 günü vefat etmiştir. Merhumun naaşı 27.12.1991 Cuma günü Selimiye Camü'nden öğle namazına müteakip Karacaahmet Mezarhğı'na defnedüecektir. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve yakmlanna başsağlığı dileriz. BASES tLAN KURUMlî MESAt ARKADAŞLARI Hamsilerin daha 4-7 santim uzunluğundayken avlanması üretimin azalması ve soyun tükenmesine yol açıyor. Ancak, bütün uyarılara rağmen hamsilerin küçükken avlanması bu y\ da sürüp gidiyor. KADtR CAN Balıkçılann büyük çoğun- luğu henuz ekonomik ağırhğa ulaşmamış, 9 santimden küçük hamsilerin avlanıp fab- rikalarda işlenerek tavuk yemi yapılmasının bir an önce ya- saklanmasını istiyor. Karadeniz'de 1985 yıhndan bu yana hamsi stoklannda gö- rülen azalmanın aşın ve bi- linçsız avlanmadan kaynak- landıgınt kabul eden birçok balıkçı gırgır takımlannı li- manlarda bekletiyor. Bu bahkçıların yanı sıra sa- yılan elli civanndaki gırgır takımının Sinop/Hopa ara- sında boylan 4/7 santim olan, henüz ekonomik boy ve ağırh- ğa ulaşmamış binlerce ton hamsiyi tutarak katliam yap- lıklan öne sürülüyor. Istanburdaki ve Karadeniz Bölgesi'ndeki balıkçı dernek- leriyle kooperatiflerin yöneti- cileri sürekli olarak "Küçûk hamsi avlamayalım" çağnsın- da bulunuyor. Yöneticilerin "Avlamaya- lım, yaşasınlar, büyfisünler ki alan da, satan da memnun ol- sun" çağnsma karşın hamsi katliamı sürerken sahil güven- lik görevlileri kontrollerini sürdürüyor. Sahil güvenlik ekiplerinin kontrolleri sırasmda Trabzon ve Giresun'da boylan 4/7 san- tim arasındaki 121 ton hamsi- ye elkonuldu. Yetkililer, 9 sanıimden küçük hamsilerin avlanması- nın yasak olduğunu, yapılan denetımlerde bunlan avlayan- Tabladaki hamsiler iştah açıyor, araa hamsi kıyımı sürerse nerkesin iştahı kursaf ında kalabilir. larhakkındayasal işlem yapıl- dığmı, gırgır takımları ile kamyonlann limandan çıkışı- nın engellendiğini belirtiyor- lar. Bilim adamları da Karade- niz'deki hamsi stoklannda boy ve ağırlık olarak bir azal- ma görüldüğünü, bunun ne- denlerinin de teknolojik geliş- menin yanı sıra bahkçılara ve fabrikalara yapılan plansız teşvikler oldugunu belirtiyor- lar. Hamsi avında boy smınnın sürekli değiştiğine dikkati çe- ken bilim adamlan. av yöne- tim sisteminin başarıh bir şe- kilde ortaya konulamadıgını, yasaklann uygulanması ve de- netlenmesinde başan sağlana- madığını açıklıyor. tlk kez 1986 yıhnda ortaya atılan hamsi av yönetmeliğin- deki boşluğun bugüne kadar tartışıldığı, bu nedenle önce- likle yaşını doldurmamış, cin- si olgunluğa erişmemiş, stok- lara yeni birey katamamış küçük bahklann avcılığının kesinlikle yasaklanması görü- şü bilim adamlan tarafından savunuluyor. Karadeniz"de 1985 yıhndan itıbaren görülmeye başlanan hamsıdeki azalma geçen yıla kadar sûrdü ve yok denilecek kadar azaldı. Bu yılın ekim- kasım aylarında Marmara'da görülen ıri ve bol miktardaki hamsi bahkçıların yanı sıra vatandaşlann da yüzünü gül- dürdü. Marmara'da avlanan hamsi ılk defa Karadeniz ille- rine de gönderildi. Karadeniz- liler Marmara hamsisiyle has- ret giderdiler. Kumkapf da balık fiyatlan şöyle: Hamsi 10 bin, çinakop 30 bin, tekir 30 bin. istavrit 10 bin, kalkan 50 bin. uskumru 40 bin. karides 40 bin, lüfer ta- nesi 30 bin, torik tanesi 150 bin, palamut tanesi 35 bin. GUNUN NOTLARI OSMAN ULAGAY TerörveSivilOtoriteTürkiye'de demokratik düzen içinde sivil otorrteyi üstün kılma yolunda önemli adtmlar atıldı son dönemde. Örnek sayılabilecek bir hoşgörü ortamında yapılan seçimler so- nucunda iktidar el değiştirdi. Seçimler sonrasında, bir za- manlar Türk siyaset sahnesinin iki zıt kutbunu oluşturan AP ve CHP'nin uzantısı olan iki partinin bir koalisyonda bir araya gelmesi, Türkiye'de artık her sorunun demok- rasi içinde çöziimlenebileceği inancını daha da gûçlen- dirdi. Seçilmiş sivil otoriteden üstün bir "deviet" özlemini içirv den atamayarlar bu gelişmelere herhalde hiç sevinme- diler. Sivil otoritenin kesin üstünlüğünün sağlandığı, de- mokrasinin tartışmasız benimsendiği bir düzende, komp- lolar tezgâhlayarak devlet içinde devlet görünümü yarat- mak, sağdan ve soldan gruplan kullanarak "iktidar oyunu" oynamak güçleşecek; seçilmiş sivil otoriteye al- ternatii yaratma heveslilerının hevesleri kursaklarında ka- lacaktı. Bu gibi özlemlen taşıyanlar, terör eylemlerine öteden beri çok sıcak bakarlar. Terörün kökeni ne olursa olsun, sivit otoriteye alternatif oluşturma hevesindekiler bunu kendi amaçları içın kullanmaya çalışırlar. Terörü, sivil oto- riteyi zayrf gösterecek bir araç olarak desteklerler. Bana öyle geliyor ki sivil otoriteyi temsil eden siyasi par- tiler ve onların sivil atternatlfini oluşturan diğer siyasi par- tiler, terörü ve terörün yarattığı ortamı siyaset malzemesi olarak kullanmazlarsa ve sivil otoritenin tartışılmazlığını savunurlarsa, terör kendi boyutları içinde kalır. Kendi bo- yutları içinde kalır derken terör olayları hemen bıçak gibi kesilir ya da etkisini yitirir demek istemiyorum. Hatta bir süre terörün tırmandınldığmı bile görebiiiriz. Ancak eger siyasi partiler sivit otoritenin üstünlüğü konusunda ortak bir tavır koyabilirlerse terördeki bir tırmanış bile rejim tar- tışmaiarını, otoritenin kimde olacağı tartışmalannı günde- me getiremez. Terörü kendi amaçlarına alet etmek iste- yenler aradıklan ortamı bulamazlar. Bu arada Güneydoğu Türkiye'de faaliyet gösteren devlet güçlerinin, hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde, si- vil otoritenin emrinde olduğunun bilinmesi de büyük önem taşıyor. Bu devlet güçlerinin şu ya da bu gerekçeyle sivil otoritenin, yani hükümetin direktifi dışında davrandıklan İ2leniminin doğması bile terörü besleyen ve sivil otorite- ye alternatrf oluşturmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürer. Terörle mücadelede siyasi partilere ve parlamentoya çok önemli görevler düşüyor. Bu yazı yazıldığında henûz başlamış olan Meclis'teki genel görüşmenin, bu konuda ilk olumlu adımlardan biri olmasını diliyorum. Neftçiveistikrarprogramı Salih Neftçi, uluslararası Irteratüre yaptığı katkılaıia adını duyurmuş, yurtdışında öğretim üyeliği yapan bir iktisat- çı. Halen Ankara'da sürdürülen ekonomik istikrar paketi oluşturma çahşmalarını yönlendiriyor. Bu çaltşma bitince yurtdışındaki görevine dönecek. Geçen akşam kendisiyle sohbet etmek olanağını bul- dum ve hazırtanmakta olan istikrar programının genel yak- laşımı konusunda sarnrım daha iyt fıkir sahibi oldum. Edirv diğim izlenimleri aktarmaya çalışacağım. Bir kere hazırlanan program, tamamen piyasa ekono- • misi mantığı içinde, piyasadaki aktörlerin beklentilerini ve davranışlanni etkileyerek hedefe varmayı amaçlayan bir program anladığım kadarıyla. KIT reformu, istikrar programını destekleyen bir yapı- sal atıltm olarak düşünülüyor ve programın başarısı için KİT reformunun başarılı olması zorunlu görûnüyor. Prof. Neftçi, yıllardır çözümlenemeyen KİT sorununun çözünv lenmesi doğrultusunda önemli adtmlar atacak, ciddi bir retormu başlatacak bir iktidarın yaygın bir inandırıcılık ka- zanacağını ve bu sayede istikrar programını başanyla uy- gulama şansınm büyük ölçüde artacağını düşünüyor. KİT reformunun kısa dönemde, ancak zarardan kâr sağ- laması bekleniyor, ama Dünya Bankası'nm bu projeye sağ- layabileceği yılda 600 milyon dolar mertebesinde bir des- teğin KİT'lerde verimsiz istihdam edilen insanlara verim- li iş otanaklart yaratarak üretime önemli katkılarda bulu- nabileceği düşünülüyor. Ayrıca ciddi bir KİT reformunun özel yatmmlar üzerinde özendirici bir etki yapması bek- leniyor. İstikrar programının kendisi, Merkez Bankası'nın hazır- layacağı ciddi bir para programına dayanacak. Bu para programının Bu kez aynı ölçüde ciddi bir maliye progra- mryla desteklenmesi öngörülûyor. Devletin gelir-gider den- gesinin fena halde bozulduğu bir ortamda Hazine'nin böy- le bir mali programı hazırlaması herhalde kolay olmaya- cak. Anladığım kadar vergi cephesinde kısa vadede bü- yük bir atılım beklenmiyor. Daha çok faizlerdeki düşüşün kamunun faiz yükü üzerinde yapacağı olumlu etkilerden, bazı harcamalarda yapılacak kısıntılardan ve bazı tonlar- dan aktanlacak kaynaklardan yararlanılması düşünülüyor. Prof. Neftçi, hükümetin KİT reformu konusundaki ka- rarlılığının kanıtlanması ve istikrar programının öngörül- düğü gibi uygulanması halinde enflasyon cephesinde bek- lenen sonuçların alınabilecegini umuyor. Onlaı şimdı Arnavutköy de eskı bu evde bulu- nuyorlar Üç katlı, yenileoaıi;, pembeye boyaorai) bir erde. Mahçup ketevu, kafeste karıdes, dinamık ahtapot. gclıncık şerbetı ve sakızlı muhallebı Arnıvutköy'deki eski cvln girlj katı bar. Bir ûsıte canlı mûzık var Ve yukarıda -turpoto, ısırganotu, ebegö- meci, scmlzota, labada, reztne dc icleriade olmak özere- Tûrk mutfagımn AT'yt glrlş salonu. Gıterken kart basıyorsunuz, çıkarken ihmal eımevın' (AT'yc girerkcn dc|ll, Arnayutköy'dcki o CTC.) Sacda pi^mış yafka- laı, sebze köftelen. pazı sarmalatı, mor dolma- larla, lavanta çıçegı kokulan bitbitiyle flött ediyor Dûn ak;am "barda tek bir Içki" diye girmlşUk, sabaha katşı zor ctktık. Çunkû Arnavutköydeki o evde şıtndi onlat var Tûm etki dostlar! YenıUnmiş bir mönüyle yurek- lenndekı sıcaklı^ı ıç içc sersis ediyorlar. Bnnca özltffldco soora Ece'dc, ola^anûstû bir ge- cede, kendinlıi cvinizdc hissedlyorsunız... E C E Ş t M D İ ARNAVUTKÖY'DE \ 'Kamacı Sokak. 10' 165 96 00 - 165 96 01
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle