24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 26 ARALIK 1991 OZGÜRCE TURKER ALKAN Yerden Göğe Küp Dizseler En Alttakini Çekseler Dünya tarihinde böyle bir olay yaşanmış mıdır, bilmiyo- rum. İnsanlığın gördüğü en büyük imparatoriuk, durup du- rurken dağılıp gitti. Oysa nasıl da sert ve katı gözüküyor- du. Roma Imparatorluğu'nu bile yaşça geçecekmiş gibiy- di. Şimdi anlaşılıyor ki, içte çürüme ve bozulma eğilimleri ileıiedikçe, dış görünüşü sertleştırilmiş. içeride düşen her taşa karşılık, dış dünyaya yeni bir nükleer füze yerleştiril- miş. imparatorluğun gerçek gücü azaldıkça, dışarıya yö- nelttiği heybeti artmış. Sonunda, en güçlü ve aşılmaz gözüktüğü bir zaman- da büyük bir gürültüyle gümledi gitti. Geride bir yığın bilinmezlik, soru işareti ve şaşkınlık bı- rakarak. Roma İmparatorluğu'nun hiç çökmeyeceğine inanılır- dı. Eski zaman insanında bu kanı öylesıne yerleşmişti ki, imparatorluk çöktükten sonra uzun süre 'Roma Neden Çöktü?' başlıklı kitaplar yazıldı durdu. Tarihçilerin kafası- nı en fazla meşgul eden konulardan birisi, Roma'nın çö- küş nedeni oldu. Şimdi hem tarihçilere hem de siyasal bilimcilere yaman bir tartışma ve araştırma alanı çıktı. Roma'dan daha da büyük ve güçlü gozüken Sovyet imparatorluğu neden çök- tü? Bilim adamları bunları tartışadursunlar, öğrencilerin ve günlük olayları izle- — — _ _ _ _ _ — — ^ — — — _ _ arkasından uzun ve kanlı savaşlar yaşanmıştır. o . . . . . .T. Bozulan bir sıyası duzenın yerine yenisinin konmasım $ fle K O I a Y "* Çabuk zonaştı ni üikeier ye nı tarıhsel gelısme- ier, insamn diiinin dönmedigi yeni lider vebaşkentadları... Bir kargaşahk ki, evlere şenlik. İşin asıl kötüsü, bundan sonra nelerolabileceği. Hemen hiç kimsenin bu konuda net bir öngörüsü yok. Havada gergin bir bekleyiş, sinirlilik. Bir taraftan, "Oh iyi oldu, şeytanın imparatorluğu çöktü, bundan sonra ev- rensel barışı daha kolay, daha rahat kurabiliriz, demokra- siyi tüm dünyaya yayabiliriz" iyimserliği, öte yandan, "Ya- hu şimdi ne olacak" endişesi. Aslında her iki tavır da belirli bir haklılık taşıyor. Doğu Bloku'nun ve Sovyetler'in böyle paldır küldür çö- küşü, dünyada kutuplaşmaya son vermesi, silahlanma ya- rışını ortadan kaldırması, nükieer savaş riskini azaltma- sı, demokrasinin bu ülkelere de yaygınlaşması açısından olumlu olmuştur denebılır. Öte yandan dünyanın tek kutuplu bir güç merkezine tabi olmasının ıleride yeni sorunlara yol açabileceğı endişe,si bir hayli yaygın. Roma zamanında da barış ortamı vardı ama, 'Roma Barışı' (Pax Romana), bir bakıma Roma'nın zulmüne ve diktatörlüğüne verilen ıkinci bir addan başka bir şey değildi. "Şimdi de bir Pax Americana dönemine mi giriyoruz" sorusunu bırçok kişi ciddi olarak görüyor. Nihayet unutmamak gerekir ki, çöken her imparatorlu- ğun arkasından uzun ve kanlı savaşlar yaşanmıştır. Bo- zulan bir siyasi düzenin yerine yenisinin konması hiç de kolay ve çabuk olmuyor. Roma, İngiliz, Fransız, Osmanlı imparatorlukları hep bir kan gölü bırakarak göçüp gitti- ler. Ortadoğu'da hâlâ birbirini boğazlayan insanlar Os- manlı'nın miras kavgasını yapmıyor mu? Şimdi, nefesimizi kesip kuzeydeki komşumuza bakar- ken ellerimizi kavuşturup, gözlerimizi kapayarak mırıldan- makta haklıyız: "İnşallah kazasız belasız..." Aktuna'dan tayin iptali • ANKARA (AA) — Tüm Sağlık Çalışanları Sendikası Ankara İl Başkaru Mahmut Konuk ve üç sağlık personeli, sürgün edildikleri'gerekçesiyle Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna'yı ziyaret ederek, tayinlerinin geri alınmasını istediler. Aktuna da sürgün olayına karşı olduğunu belirterek, dört tayin kararını iptal ettirdiğini bildirdi. Tüm Sağlık-Sen Ankara İl Başkam Konuk, kendisinin Çankın'ya, il temsilciliği yönetim kurulu üyesi Birsen Budak Okut ile Sevgi Sekman ve Şeyda öçakal'ın Ankara Hastanesi'nden Sanatoryum Hastanesi'ne sürüldüklerini, bunun sendikalı sağlık çahsanlanna yönelik bir olay olduğunu ileri sürdü. Kitaba toplatma, yazara gözaltı • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Metin Çiyayi'nin "Sonsuzluk Ülkesinde Masallar" adlı kitabı için, Ankara DGM ve Ankara Basın Savcılığı iki ayn soruşturrna başlattı. Kitap toplatıhrken, yazar Çiyayi de gözaltına ahndı. Yurt Kitap-Yayın tarafından ocak aymda basılan kitap için, Ankara DGM, TCK'nın 312. maddesinden, Ankara Basın Savcılığı da 311. maddeden soruşturma açtı. Soruşturma çerçevesinde, Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi, kitap için dün toplatma karan verirken, yazar Çiyayi de İzmir'de polis tarafından gözaltına alındı. HEP yöneticisi Okutan'a baskı • ANKARA (UBA) — Halkın Emek Partisi Kongresi'nde yaptığı konuşma nedeniyle Ankara Devlet Guvenlik Mahkemesi tarafından tutuklanan ve Merkez Kapalı Cezaevi'nde tecrite konulan Kemal Okutan'ın saçları kesildi. HEP Merkez Yürütme Kurulu'na seçilen Okutan'ın cezaevindeki uygulamalardan yakınan dilekçesinin de savcılık ile Adalet Bakanlığı'na ulaştırılmasma izin verilmedi. Egeli belediye başkanları • tZMİR (AA) — Ege Belediyeler Birliği'ne üye belediye başkanlarının, kentlerini ziyaret etmesi durumunda, Cumhurbaşkanı'nın karşılanması konusunda temenni kararı aldığı bildirildi. Ege Belediyeler Birliği'nden yapılan açıklamaya göre, birlik uyesi belediye başkanlarının toplantısında, çeşitli konularda yeni kararlar alındı. Alınan temenni kararı uyarınca, şimdiye kadar Ege Belediyeler Birliği Yönetim Kurulu'nca alınan bazı kararlar, zaman içinde geçerliliklerini yitirdikleri de göz önune alınarak kaldırıldı. DYP'deıı araştırma önergesi • ANKARA (AA) — DYP, "hayaJi ihracat" iddiaları konusunda Meclis araştırması açılmasını istedi. DYP Grup Başkanvekili Güneş Müftüoğlu ve arkadaşlarının TBMM Başkanlığı'na sundukları araştırma önergesinde, 1980'Ii yıllarda ülkeyi yönetenlerin ihracat politikalarından doğan yanlışlıkların ve ortaya atılan suiistimal iddialarının tartışılması gerektiği kaydedildi. Polise hakaret davası • ANKARA (AA) — Avukat Emin Değer'in, bir dilekçesinde "guvenlik güçlerine hakaret" ettiği gerekçesiyle, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 10 ay hapis cezasına çarptırılması kararı Yargıtay'ca bozuldu. Değer'in, tutuklu yakmlannın 1987 yıhnda İstanbul'dan Ankara'ya yaptıkları yürüyüş sırasında, müvekkili gazeteci Ali Tevfik Berber'in dövülmesi olayına kanşan polisler hakkında adli soruşturma yapılması için, Adalet ve İçişleri bakanlıklarına yazdığı dilekçedeki ifadeleri hakaret sayılarak 10 ay hapis cezasına çarptırılmışü. Korkut Özal, içpolitik gelişmeleri Cumhuriyety e değerlendirdi: Demirel, hükümeti iyî götürüyor Tiırgut Bey hiçbir şeyi kategorik düşünmez. Çok pragmatiktir. Fakat bilhassa bürokraside bir kadro oluşturdu. İyi bildiği bir kimsenin yerinden alınmasında biraz zorlanabilir. Ama ben bunun da aşılacağına kaniyim. Süleyman Bey de bildiğim kadarıyla pragmatiktir. RUŞEN ÇAKIR Eski bakanlardan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özmi'ın kardeşi Korkut Özal, DYP-SHP koaüs- yonunun Türkiye için bir şans olduğunu, başa- nsızlığı durumunda geriye DYP-ANAP koalis- yonu dışında seçenek kalmadığını söyledi. Kor- kut özal her ikisini de yakından tamdığını, Cum- hurbaşkanı ile Başbakan Süleyman Demirel'in "nzUsabileceklerine inandıgını" belirtti. Korkut özal, Cumhuriyet'in sorulannı şöyle yanıtladı: — Günümüzde Türkiye'nin stratejik açı- dan tarihi fırsatlar yakaladığı iddıa edi- liyor. Eğer bu görüşe katılıyorsamz, siz- ce Türkiye bu fırsatlan en iyi nasıl değer- lendirebilir? OZALZ Bu konuda iç ve dış dinamikleri birlik- te duşünmek lazım. Bugün Türkiye, geçmişin- de çok nadir olarak karşılaştığı güzel bir imkân- lar dizisi ile karşı karşıyadır. Eğer bunlann de- ğerlendirümesinde problemler çıkar veya geçmis- te olduğu gibi birtakım kısır politika didişme ve kavgalann içine girilirse yazık olur. Son yıllar gösterdi ki Türkiye, kamu kesiminin dışındaki özel kesiminin dinamiklerini harekete geçirdiği zaman çok güzel sonuçlar alıyor. Bence Türk özel kesiminin dinamizmi daha yeni harekete geçmişür. Japonya ve Kore'deki gibi bu kesimi organize olarak güçlü ve etkin bir şekilde hare- kete geçirmenin yolu bulunursa, Türkiye çok uzak olmayan bir gelecekte dünya capında bir ekonomik güç olmayı gerçekleştirebilir. Buna karşılık Türk politikasuun birtakım kısır döngü şeklindeki sorunları olduğu görülüyor. Kötüle- yerek, kendisinin en iyi şeyleri yapabileceğini söyleyerek, devlette devamlıuk ilkesini zedeleye- rek politika yapmayı bırakmak lazım. — tç politikadaki rahatsızlıklardan biri- nin, yüzde 70 civannda oy alan sağın tek başına hükümet kuramaması olduğu söy- lenebilir mi? OZALl Vaktiyle Türk politikasına temel teşkil etmiş olan bu sağ ve sol tanımlannın, bir ölçü- de geçmişte kaldığmı zannediyorum. Bakın, ül- kemizde uzun ydlar birbirleriyle neredeyse savaş yapmış sağ ve sol diye bilinen iki büyük parti, bugün birlikte hükümet kurmuşlardır. Bu gibi şeylerin olabümesi Türkiye'nin geleceği için çok hayırlıdır. Düne kadar meselelerimizi tartışma- dık. Daha çok sen-ben kavgası yaptık. Partile- rin muhalefet olarak tenkit ettikleri bazı husus- ları iktidar olduklaruıda aynen yapmak zorun- da kalmaları ise çok ibret verici bir husus. Bu- gün demokrasimiz hâlâ fıldrlerin ve icraatm, ger- çekler çerçevesinde esas alındıgı bir temele otu- ramamıştır. PORTRE / KORKUT ÖZAL Korkut Özal uzun yıllar bürokrasinin üst kademelerinde çalıştı. Uç koalisyon hükümetinde bakanlık yaptı. Ağabeyi Turgut özal'a ANAP'ı kurmasında yardımcı olduğu iddia edildi. Daha sonra parti içindeki kanatlar mücadelesinde muhafazakârların "gizli lideri" ve "yol göstericisi" olduğu söylentileri çıktı. Türkiye'nin tslam ülkeleriyle ekonomik iliskilerinde kilit konumlarcia bulundu. Mal varhğını vakıflar aracılığıyla "hayır işlerine" kanalize ettiği, tasavvufi bağlantılannı hiçbir zaman reddetmediği için Islami cemaatler nezdindeki imajı giderek güçlendi. Korkut özal kamuoyunun karşısına sık çıkmayı sevmiyor. Ender olarak konuştuğunda ise Türkiye'nin muhafazakâr kamuoyunun görüş ve beklentilerine tercüman oluyor. ÖZAL: — Fransa'da Mitterrand ile Chirac ara- sında olduğu gibi bir "cohabitation" (birlikte yaşama) Türkiye'de mümkün mü? .1 Bugünkü politik liderlerin hepsini ya- kından tanıdığımı zannediyorum. Necmettin Bey'le uzun süre beraberliğmıiz oldu. Erdal Bey'i üniversite hayatımızda oldukça yakından tanı- ma imkânım oldu. Süleyman Bey'le 15 senelik bir beraberliğüniz oldu. Bu, Süleyman Bey'in ye- dinci hükümeti. tnanıyorum ki Sükyman Bey de bunun, ömrünün belki de en son şansı olduğu- nu biliyor. Başanh obnasmı gönülden istiyorum, çünkü bu, bir yerde milletin başansı olacaktır. Bütün insanlann alkışlayabileceği bir başanyı kastediyorum. Demokrasi de budur zaten. Şu anda baska alternatif yok. Bugün bir şans ya- kalanmıştır. Uzun yıllar mücadele etmiş iki ayn kamp bugün Türkiye'yi dar bir yerden geçirmek- te birleşmişlerdir. Ben bunu millet iradesüıin bir tercihi olarak görüyorum. Bunun başanh olma- sma çahşmak bence çok önem taşıyor. Hüküme- tin kuruluşundan bu yana Süleyman Bey konu- yu iyi götünnektedir. Takdir ediyorum. Çankaya ile olan ilişkikrine yeni bir perspektif getirdi. Ya- pıcı bir perspektif. Aynı şeyi Erdal Bey de yapı- yor. Şimdi herkesin, doğru olan yönlerinde bu hükümete yardımcı ohnası bir memleket vazife- sidir. Turgut Bey, "cohabitiation"a yatkın bir insandır. Hiçbir meseleyi kategorik düşünmez. Çok pragmatiktir. Turgut Bey'in zorlanâcağı bir tek şey şudur, şimdiden işaretleri çıkü: Uzun dö- nem başbakanhk yaptı. Bilhassa bürokraside bir kadro oluşturdu. İyi bildiği bir kimsenin yerin- den ahnmasında biraz zorlanabilir. Ama ben bu- nun da aşılacağına kaniyim. Farklı olduğunuz durumlarda bir sentez yapmaruz, uzlaşmanız la- zım. Süleyman Bey de bildiğim kadanyla prag- matiktir. Şartlar neyi istiyorsa ona yatkın bir in- sandır. Türkiye'nin başka alternatifı yok. Me- sela Süleyman Bey'in güzel beyanlan var; "Dev- letin tepesinde kavga olmaz" diyor. İkisini de tarudığım için uzlaşabileceklerine inanıyorum. Endisem, bu uzlaşmayı dinamitleyebilecek çok mihrak ohnasıdır. — DYP-SHP koalisyonu uzun ömürlii olabilir mi? ÖZAL: Koalisyon hükümetinin Türkiye için bir şans olduğunu söyleyenCumhurbaşkam Ozal'ın kardeşi Korkut Özal, Cumhurbaskanı ile Başbakan Süleyman Demirel'in uzlaşabileceklerine inand^ğını belirtti. — Ancak koalisyon yalnızca uzlasma ol- du diye olumlanamaz herhalde. Bu hü- * _ -.kümetin programı var, politikalan var. UZALî tkijıartinin uzlaşarak kaleme al(ükları hükümet programı sentezde çok büyük mesafe alındığını gösteriyor. Ortamn sağı ve solu diye bilinen iki parti şimdi ortaya doğru bir uzlaşma yapmışlardır. Bunun ne netice vereceğini tabii za- man gösterecek. Bence Türkiye'de hükümet ol- mak nispeten kolay bir şey. iktidar olmak ise bi- raz daha zor. Şimdi DYP-SHP koalisyonu hü- kümet olmuştur, iktidar olabilme yolundadır. Hükümet programında yapılabilecek güzel icra- atlar var. Mesela anayasa bakımından Türkiye'- ye çok rahat bir sistem getirmeyi amaçhyorlar. Hatırhyorum, biz İ974 yıhnda fıkir suçlannın af- fım öngören bir kanun çıkartmıştık; neredeyse vatan haini ilan edilecektik. Şimdi sosyal uzlaş- mada bundan çok daha ileri gidiliyor. Bu fikir- Ier, bizi o zaman şiddetle tenkit edenlerden gel- diği için Türkiye insan haklan bakımından çok iyi bir yere gidiyor. LîGönül bu koalisyonun temel meselele- re cesaretle hücum etmesini istiyor ve bekliyor. Şu ana kadar hükümetin bu istikamette ne ka- dar güçlü hareket edeceğini gösterecek uygula- malar daha olmadı. Bazı konularda, hükümet kısa vadede milleti hoşlandıracak şeyler yapıyor izlenimi doğuyor. Ekonomi, dış politika ve asa- yiş konulannda hükümetin çok net stratejiler be- lirlemesi ve süratle bunlan uygulamaya koyma- sı bekleniyor. Bunlan yaparak en azından 1994 belediye seçimlerine kadar gidebümeli. Endişem, • makro değil de mikro meselelerden dolayı bu ka- d?r uzun sürmemesi ihtımali. Yani ana mesele- leri gayet iyi götüren hükümet küçük meseleler- den dolayı engelenebilir diye endişeleniyorum. Eğer bu koalisyon başansız olursa bundan son- ra kurulabilecek tek hükümet -Süleyman Bey, bunu hep ana stratejisi içinde koruyarak gidiyor- ANAP-DYP koahsyonu olarak görünüyor. Bu, ANAP için bir nevi emrivaki olabilir. Bu hükü- met başansız olursa böyle bir koalisyona doğru gidilebilir ve ANAP da bundan kacamaz. Çün- kü bu durumda kalan tek alternatif oldukça er- ken bir seçim olabiür. Bu seçimin galibi de, sec- mene yapıcı hareket ettiği görünümünü verebi- len olacaktır. Özal olumlu bakıyor Doğramacı yenidenYÖK Başkam oiuyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Cumhurbaskanı Turgut Özal'ın, görev süresi dolan YOK Başkam Prof. thsan Doğramacı'yı yeniden bu göreve atama eğiliminde olduğu ve bu konuda hükü- mete de "sinyal" verdiği öğ- renildi. Hükümet, boşalan YÖK üyelikleri için ismi Köşk'e iletilen adaylardan Prof. Dr. Türkân Akyol'ulı YÖK başkanhğı için ısrarını sürdürürken, Ozal'ın kararı- nı bugün ya da yarın verme- si bekleniyor. Hükümet, istifa ve görev suresinin sona ermesi neden- leriyle boşalan beş YÖK üye- liği için belirlediği adayları Özal'a iletti. Milli Eğitim Ba- kanhğı'nın adayı Yüksek Öğ- renim Genel Müdürü Aydo- ğan Ünül olurken, Bakanlar Kurulu'nun belirlediği aday- lar da DPT Müsteşan İlhan Kesici, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Tevfik Altınok. Bütçe ve Mali Kontrolörler Genel Müdürü Erdoğan Öner ile SHP eski milletve- kili Prof. Dr. Türkân Akyol oldu. Belirlenen beş adaydan 4'ü gelenek uzere bürokrasi- den seçilirken, bunun dışın- da kalan Prof. Akyol'un, Cumhurbaskanı tarafından YÖK Başkam olarak atan- masının hükümetçe arzu edildiği öğrenildi. Cumhurbaskanı Özal'ın hükümetin adayları belirle- mesinin ardından, kenaisinin belirleyeceği YÖK üyeleri ile birlikte atamaları bugün ya da yarın imzalaması bekleni- yor. Cumhurbaşkanlığı Sozcü- sü Kaya Toperi, dün Cumhu- riyet'e yaptığı acıklamada YÖK ile ilgli atamaların he- nuz Cumhurbaskanı tarafın- dan yapılmadığını söyledi. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan da Cumhurbaskanı 1 nın Prof. Doğramacı'yı tek- rar YÖK Başkanlığı'na ataya- cağını sandığını açıkladı. SCRECEK OLÜMÜNÜN 18. YILDÖNÜMÜNDE Iııöııü anıldı Erdal tnönii ve Özden Toker babalannın kabrine çelenk koydu. (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürkün yakın silah arkadaşı, Türkiye' nin ikinci Cumhurbaskanı İsmetînönü, ölümünün 18. yıldönümünde Anıtkabir'deki mezan başında anıldı. Anıtkabir'deki törene Cumhurbaskanı Turgut Özal adına Genel Sckreter Yardımcısı Muzaffer Başkaynak katıldı. Törene. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Anayasa Mahkemesi Başkam Yekta Güngör özden, Danıştay Başkam Erkem İspir, Genelkurmay İkinci Başkam Orgeneral Fikret Küpeli, Devlet Bakanlan Erman Şahin, Güler İleri, ömer Barutçu katıldı. Törende SHP Grup Başkanvekilleri Aydın Gûven Gürkan >e Mahmut Alınak ile TBMM Başkanvekili ANAP Adana Milletvekili Yılmaz Hocaoğlu da bulundu. Resmi törenden sonra Erdal İnönü ve kızkardeşi Özden Toker, üzerinde "İnönü ailesi" yazan bir çelengi mezara birlikte bıraktılar. Çok sayıda yurttaşın da katıldığı törende. İnönü'nün kızı özden Toker ve eşi Metin Toker ile Erdal İnönü'nün eşi Sevinç İnönü, İsmet İnönü'nün torunları ve öteki yakınlan da bulundu. İsmet inönü'nün eşi. Mevhibe İnönü ise bu yıl sağlık durumu nedeniyle törene katılamadı. Bu arada, Cumhurbaşkanı Turgut özal, İsmet İnönü'nün ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. "Milli mücadelemizin başarılan yanında Türkiye'nin çok partili havata gecmesindeki olumlu katkıları dolayısıyla da İsmet İnönü, kıymetli asker ve devlet adamı olarak takdir ve saygı ile anılacaktır"dedi. TBMM Başkam Hüsamettin Cindoruk da yayımladığı mesajda, İsmet İnönü'nün daima takdirle anılacağını söyledi. PKK terörünün tırmanması ve çıkışyolunun bulunamaması, hükümeti kaygılandınyor KoalLsyoııda HEP sıkıntLsı CANAN GEDtK laşbakan Demirel, dün DHP Başkanı Türkeş ile görüştü. 15 MÇP kökenlinin hükümete güvenoyu vertnelerinden sonra ilişkileri devam etmişti. Demirel, DHP'ye yaklaşık 2 milyar Hazine yardımı ve TV ekranlanmn açılması sözünü verdi. Görüşme siyasi kulislerde bomba gibi patladı. DHP'liler Demirel ile görüşen liderlerini gelecekteki iktidar ortağı gibi karşüadılar. Cavit Çağlar'a bir ölçüde içini döktü: "Kötüye gidiyor bu iş." "İyi niyetine rağmen", PKK terörünün •tırmanması ve çıkış yolu henüz bulamaması, Demi- rel'i kaygılandırıyordu. Her şe- ye rağmen, "deraokratikleşrae planından" taviz vermeye niyetli değildi. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ile olayı ilk kez TBMM Genel Kurulu'nda değerlendire- bildi. tsmet Sezgin önceki gün HEP kökenli SHP milletvekilleri ile kulisin bir köşesinde oturmuş, uzun bir süre tartışmışlardı. HEP kökenliler, PKK terörün- deki tırmanışı, "devlet terörü- ANKARA — Demirel sıkın- tüıydı. Kendisini özal'la karar- name sorununu çözmeye hazır- lamışken, sabah Şırnak'ta 9 as- kerin PKK tarafından öldürül- düğü haberini aldı. özal'la gö- rüşürken de Çankaya'da takılan kararnameler geri planda kaldı. Demirel, özal'la görüşürken Istanbul'da Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Çetinkaya1 nın Jcardeşlerine ait Çetinkaya mağazalanna bombah saldınmn notu ulaştı. Sıkıntısı daha da arttı. TBMM'ye gelirken makam otosunda Erman Yerdelen ve nün artmasına" bağlıyorlardı. Sezgin, onlan bir türlü ikna ede- miyordu. Erdal İnönü, kaygılıydı, üz- gündü. Bakanlar Kurulu sırasın- daki yerini ahrken, ağzını bıçak açmadı. HEP kökenliler, gün boyu TBMM'de gözükmediler, ancak Leyla Zana'nın Diyarba- kır'dan "askeri otorite demok- ratikleşme çabalannı boş çıkar- maya çalışıyor" biçimindeki açıklamalan, kulaktan kulağa yayüdı. DYP'liler, HEP ve tırmanan PKK terörü karşısmdaki öfkele- rini, henüz dışa vurmamaya özen gösteriyorlard». Ancak bir bakan, kuliste yanındaki millet- vekillerine bulduğu çıkış yolunu yüksek sesle söyleyiverdi: "Ya HEP çekip gitsin ya da SHP HEP olsun. Biz, HEP dı- şındaki SHP'lilerie hükümeti götürüriiz." Aynı saatlerde Demirel, genel kurul salonundan ayrıldı. Bir kat yukandaki odasına çıktı. Bazı büyükelcileri kabul ettikten sonra Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz ile görüştü. İstan- bul'da olağanüstü yönetim bi- çimlerine veya "sınır ötesi operasyona" gerek yoktu. Sonra DHP Genel Başkam Alpaslan Türkeş'i çağırdı. Tür- keş ile görüşmesi fezla uzun sür- medi. DemireFin DHP'nin TBMM'deki temsilcilerine yak- laşraıı sıcaktı. 15 MÇP köken- linin hükümete güvenoyu ver- melerinden sonra zaten Türkeş ile birçok kez telefon görüşme- ICTİ yaparak diyaloğunu sürdü- rüyordu. Demirel, bu kez, DHP'ye yaklaşık 2 milyar hazi- ne yardımı ve TV ekranlanmn açümasında yardımcı olacağı sö- zünü vererek bu sıcak ilişkiyi bir adım daha ileriye götürüyordu. Türkeş'e "itidal" tavsiye etmek- ten de geri kamadı. Türkeş, De- mirel'in mesajını almıştı. Demirel-Türkeş görüşmesi, kulislerde bomba gibi patladı; DHP'liler, Demirel ile görüşen liderlerini adeta gelecekteki ik- tidar ortağı gibi karşüadılar. . DYP kulislerinde yankılanan yorumkr da Türkeş ve arkadaş* larının bu beklentilerini adeta doğruluyordu. DYP'lilere göre, Demirel 25-26 ocaktaki SHP kurultayı sonrasının siyasi hazırhklannı yapıyor olabilirdi. DYP'lilere göre, "HEP'âı bir koalisyon ortağı" isteklerini karşılamak üzere Demirel, Türkeş'le yakın- laşma çabasındaydı. ANAP içindeki "milliyetçi" unsurlann DYP'ye geçişleri sağlanabilirse, Demirel "HEP'i içinde banndı- ran SHP'yi taşunak" yükunden daha kolay kurtulabiUrdi. Hele hele bir ay sonraki kurultayda SHP bütünlüğünü konıyamaz- sa, hükümetin kahcılığının gü- vencesi, DYPTilere göre, ANAP takviyeli Türkeş ve arkadaşlan olabilirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle