Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 26 ARALIK 1991
KRONİK
DEMİR ÖZLÜ
Ortak Pazar ve Ötesi
STOCKHOLM—Avrupadevletleriarası birlikte çalışma
örgütü AvrupaKonseyi 5 Mayıs 1949'dakuruldu. Üye<erara-
sındayakın işbirliğini sağlamak, ortak bır Avrupaıdealini ve
onun ilkelerini gerçekleştirmek; üye devletlerın ekonomik
vetoplumsal gelişmelerine katkıdabulunmakiçin. Şart'ı ilk
olarakonBatıAvrupaûlkesiimzaJadı.Dahasonrabaşka Av-
rupa ülkeleri. Türkiye, Avrupa Konseyi'ne hukuksal temel
oluşturan Şart'11951'de MendereshükümetininDışişleriBa-
kanı Fuat Köprülü'nün eliyle ımzalamıştır.
Avrupa Konseyi'ni kuran Avrupa devletlerının altısı (Fran-
sa, Batı Almanya, İtalya, Belçıka, Hollanda, Lüksemburg)
1952'de Avrupa Kömür ve Çelik BirliğPru kurmuşlardı.
1957'de deAvrupa Ekonomik Topluluğu'nu (AET) kurdular.
Bu arada da Avrupa Atom EnerjisiB/r//ğfni. Önceleri Ortak
fiazaradıyladaanılanAETye, Türkiye, günümüzden32 yıl
önce başvurmuştu.
Bu üç örgüt-Avrupa Kömür ve Çelık Bırliği, Avrupa Eko-
nomik Topluluğuve Avrupa Atom Enerjisi Birlıği-birleştiril-
di, yeni özgürgümrük rejimi düzenlemelerıyle başka bir ya-
pıya kavuşturuldu; 1968'den sonraAvrupa Topluluğu (AT)
adınıaldı.
1S60 başlarındaTürkiye ıle Yunanistan AET'ye aday üye
olarak kabul edildiler. Ama topiuluk yapı değıştirıp AT hali-
negelince, Türkiye asıl üyelik için 1987'de yeniden başvu-
rudabuiundu. OysaYunanistan 1981'de asıl üyeliğe kabul
edilmiş bulunuyordu.
Şimdi, Avrupa Topluluğu'nu teşkil eden on ikilerin, Hol-
landa'da, Maastricht1
_ _ ^ ^ _ _ - ^ _ ^ ^ _ _ ^ _ _ — .
te yaptıkları zirve top-
lantısıyla, biriık yeni-
den yapı değiştiriyor.
AvrupaTopluluğu şim-
diden binlerce hukuk-
çu, ekonomist, idare
adamı, yazar ve sa-
natçıdan oluşan geniş
bir bürokrası doğur-
muşdurumda. Bu uz-
manlarca hazırlanan, ardından da zirveye yansıyıp kabul
edilen karariarlaAvrupa Topluluğu'nu oluşturan devletlerin
federalbirdevletyapısınadoğru gittikleri anlaşılıyor. Yeni ya-
pı 1992'den sonra ortayaçıkınca, AT'nin de ısminin değışe-
ceği, Avrupa Bırliği, hattaAvrupa Federasyonu adını alaca-
ğı, uzman çevrelerce belirtiliyor.
Geçen haftaki yazımdayanlış anlasılmalarayol açan bir
terminoloji hatası var: Yeni oluşan birliğın savunma politika-
sını oluşturacakörgütün adı BatıAvrupa B/rf/ğı (BAB/VVEU).
AT'nin adı ise, belki sadece Avrupa Bıriiği haline gelecek.
Avrupa Topluluğu ıçinde savunma polıtikasını -bugün-
oluşturacak ülkelerin hemen hepsı NATO üyesi. 1995'te İs-
veç, Avusturyagibitarafsız ülkelerin detopluluğakabulleri
sözkonusu. IşteTürkiye için aleyhteolandurum, NATOül-
kesiolduğuhalde, Batı Avrupa Birliği'neçağrılmaması.Bu-
nu, "Durumda b/rdeö/ş/Mk yok"deyipgeçiştıremeyiz. Bu,
Türkiye'nin Avrupa'da doğan yeni bırlikten uzak tutulması
anlamınagelençokderinişaretlertaşıyor.ÖteyandanBatı
Avrupa Birliği'nin, NATO'ylaiç içedoğması, iyimseryorum-
ların sürdürülmesi açısından yeterti değil. NATO'nun ruhu
değişiyor: Komünizmtehlikesinekarşı kurulmuşolanpakt,
bugün Birieşmiş MilletlerBanşGücûgibi, uluslararası adalet
değerlenne yaslanan bir güvenlik politikası izlemek
zorunda.
Avrupa merkezciliği, Avrupa ile İslam ülkeleri arasında-
kikutuplaşma, NATO'nun yadayeni oluşacakolan Batı Av-
rupa Birliği'nin Üçüncü Dünya ülkelerine karşı alacağı tavır...
Bunlarserinkanlılıkla.nesnelveaynntılıgözlemlenecekol-
gular. Bütünleşen Avrupa'nın kendi içinde, bu tür kutuplaş-
maların büyük zararlarını şımdıden görebilecek bilinç, bun-
lardan kaçınacak çevreler elbette var.
Avrupa'yı eski dinsel gözlükle görmeyı bırakalım daonu
çoköahayakındantanıyalım, izleyelim. Bir de Türkiye'nin,
derin görüşlütarihçileritarafındanortaya konulabilecekolan
vebelkıköklerita15.yüzyılakadarinenAvrupalılaşmaeği-
limini dürüstlükle ortaya koyabilelim.
Avrupa Topluluğu,
şimdiden binlerce
hukukçu, ekonomist, idare
adamı, yazar ve sanatçıdan
oluşan geniş bir bürokrasi
doğurmuş durumda...
ALMANYA
Doğu Avrupada
nüfuz arayışı
DİLEK ZAPTÇIOGLU
BERLİN — Almanya, Doğu
ve Orta Avnıpa'ya yönelik çıkı-
şıyla, yeni ekonomik ve politik
nüfuz alanlan aradığının ve
bunlan kuvvetle istediğinın isa-
retlerini veriyor. Ekonomik kriz
içindeki ABD'ye ve dünyada si-
yasi güçten yoksun Japonya'ya
karşı Avnıpa'nm önemi giderek
artarken Almanya, bu gelişme-
lerden kazançlı çıkmanın he-
saplannı yapıyor.
Avrupa'nın mali açıdan en
güçltt ûlkesi olması, dûnya ih-
racat şampiyonluğu ve üretim-
tüketim yoğunluğu gibi neden-
lerle Almanya, kendisiyle bir-
likte nüfuz arayan ülkeleri na-
al geri planda bırakacağuun da
hesaplannı yapıyor. Türki cum-
huriyetlere yönelik atağımn ya-
nında, Almanya'nın Slovenya
ve Hırvatistan'ı tanıyarak Do-
ğu ve Orta Avrupa'da geç kal-
mak istemediği açıkça görülü-
yor.
lngiliz ekonomist John May-
nard Keynes, şöyle demişti:
"Almanya'nın griecegi Dogu'-
dMkr. Umutisn çevrifecektir. '
Almanya'da gerçekten bu-
günlerde en çok işitilen sözler,
"cofrafi konumumuz bizi Do-
gn Avrupa'yla btttünleşmeye
çağnyor."
Doğu Bloku'nun çökmesin-
den sonra bağımsızlasan deviet-
lerin hemen hepsi şimdiden Al-
manya'nm borç yükü aluna gir-
miş bulunuyorlar. Almanya'ya
mali açıdan bağımlı hale gelen
Polonya'nın yanı sıra 34 milyar
dolarlık dış borçlanyla Maca-
ristan'ın, Romanya'mn, Bulga-
ristan'ın ve dağılan Yugoslav-
ya'daki cumhuriyetlerin de eko-
nomilerini duze çıkarmaları
için uzmanların göruşune göre
Batı'ya, en başta Almanya'ya
daha da borçlanmalan gereke-
cek. Bonn, Slovenya ve Hırva-
tistan'ı Sırplara karşı destekle-
yerek Yugoslavya'da ekonomi-
leri gelecek vaat eden iki yeni
devleti kendüıe yaklaştırmış ol-
du. Doğu Avrupa devletleri
arasında ekonomik açıdan gö-
rece daha iyi konumda olan
Çekoslovakya'nın Cumhurbaş-
kanı Vadav Havel, seçildikten
sonra ilk dış gezisini yaptığı Al-
manya'dan yardım beküyor.
Polonya'da, Çekoslovakya-
da, Macaristan'da ve Roman-
ya'da Alman asıllı azmhklann
yaşaması; Almanya'nın Goetbe
enstitüleri ve çeşitli vakıflar yo-
luyla kurduğu kültürel ilişkiler
de yakınlaşmayı kolaylaştıran
faktörler olarak ortaya çıkmak-
ta. Söz konusu ülkelerde yapı-
lan kamuoyu yoklamaları,
tkinci Dünya Savaşı'ndan ya-
run yüzyıl sonra bu ülkelerde
yetişen yeni kuşaklann artık
Almanya'ya karşı düşmanlık
değil sempati beslediğini, Al-
manya'nın bu ülkelerde mıkna-
tış etkisi taşıdığını kamtlıyor.
Bu açıdan bakıldığında Alman-
ya yalnız coğrafı açıdan değil,
ekonomik ve kültürel açılardan
da Doğu Avrupa'ya en yakın
Batı ülkesi olarak "Dofcu'ya
acılmak" konusunda Fransa-
dan, Ingiltere'den ve diğer Ba-
tıh devletlerden çok daha şans-
lı.
Sadece Doğu Almanya'daki
16 milyon kişilik nüfus bile Al-
man ekonomisine büyük ivme
getirdi. Birleşmekte çok acele
eden Helmut Kohl, "Dofn Al-
manya kısa vadede sorun geti-
recek, ama uzun vadede hepi-
mizin zenginligini daha da
arttıracak" diyordu. Şimdi Do-
-
ğu Avrupa'da Alman ürünleri-
ne, teknoloji ve bilgi transferi-
ne dev pazarlar açıhyor.
—BİTTİ—
Hükümetin politikası netleşiyor, diplomatik trafık ocaktan itibaren hız kazanacak
Ivıbrıs 1992'yi bekliyorEsneklik Kıbrıs Türkleri adma elde edilen "kazanımları"
koruma temelinden hareket eden hükümet, ana tezlerden
ayrılmamak kaydıyla "esneklik" yöntemini benimseyecek.
Ortak politika Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, hem
"güven tazelemek" hem de "geleceğe yönelik ortak politika
saptamak" amacıyla 3 ocakta Kıbns'a gidiyor.
ANKARA (Cumhariyet Büroso) —
Kıbns sorununa üişkin diplomatik tra-
fiğin yeni yılla birlikte hızlanması bek-
lenirken, Sükyman Demirel hükümeti-
nin "Kıbns politikası" da netleşmeye
başladı. Kıbnslı Türkler adına elde edi-
len "kazanımlan" koruma temelinden
hareket eden hükümetin, Türk tarafının
soruna üişkin ana tezlerinden aynlma-
mak kaydıyla "esneklik" yöntemini be-
nimseyeceği bildiriliyor.
Sorunun ABD tarafından tekrar ulus-
lararası gündeme getirümesinin beklen-
diği bir sırada Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetin'in KKTC'yi âyaret edecek olma-
sı ise diplomatik çevrelerde dikkat çek-
ti. Hükümete yakın çevreler, Türkiye'-
deki seçünler ve ardından gelen koalis-
yon kurma çalışmalan nedeniyle "ara
verilen" Kıbns müzakerelerinin gelecek
ayın başından itibaren yeniden başlaya-
cağım belirtiyorlar.
Çetin'in hem "giiren tazdemek" hem
de "gelecefe yönelik ortak politika
saptamak" amacıyla 3 ocakta Lefkoşa'-
ya yapacağı resmi îdyaretin hemen ardm-
dan ABD Kıbns Özel Koordinatörü Bü-
yükelçi Ndson Ledsky Ankara'da bek-
leniyor.
Atina ve Kıbns'ı da kapsayan bir tur
çerçevesinde 6 ocakta Ankara'ya gele-
ceği bildirilen Ledsky'nin Dışişleri Ba-
kanı Baker'dan soruna ilişkin bir özel
mesaj getirmesi olasılığı üzerinde de du-
ruluyor. BM Genel Sekretaryası'-n
dan Ankara'ya henüz herhangi bir bil-
dirim ulaşmamışsa da genel Sekreter'in
özel temsilcileri Oscar Camillioa ve Gus-
Yogun trafik Atina ve Kıbns'ı da kapsayan turu
çerçevesinde 6 ocakta Ankara'ya gelecek olan ABD Kıbns
Koordinatörü Ledsky'nin James Baker'dan özel bir mesaj
getirmesi bekleniyor. BM Genel Sekreteri'nin Özel
temsilcileri Oscar Camillion ve Gustav Feissel'in de ocak
ayı içinde Ankara'ya gelmeleri bekleniyor.
tav Feissel'in de ocak ayı içinde Anka-
ra'ya gelmeleri bekleniyor. Genel Sek-
reter Perez de Cnellar'ın geçen cuma gü-
nü yayunladığı raporunda, Kıbns süre-
cine yeni yıla girilir girilmez tekrar baş-
lamak istediğini duyurması, bunun işa-
reti olarak kabul ediliyor.
Demirel hükümetinin temel yaklaşı-
mmı hatırlatan yetküiler, Kıbns sorunu-
nun esas olarak iki toplum arasında ya-
pılacak ayrıntılı müzakerelerle çözüm-
lenmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Türkiye ile Yunanistan'ın "sadece dı-
şardan yardımcı olabileceklerini" kay-
deden aynı yetkililer, "dördtt zirve" ko-
nusunda da şu görüşlere yer veriyorlar:
"Dörtlıi zirve denen format, bu te-
meMe, Ankara ve Atina'nın yardımcı ot-
dvklan bir ptatform olarak döşüııiilü-
yorsa, buna diyecek yok. Ama dörtlü
nrveden dört tarafın otnrup sonınan
özüne ilişkin müzakere yapacaklan bir
platform kastediliyorsa. bunu kabul et-
mek olaaaksu. Çiınkü roeselenin dof-
radan Ugili taraflar arasında çözümlen-
mesi ilkesine ters düşüyor."
Şu andaki egzersizin Cuellar tarafın-
dan hazırlanan 8 maddeli cerçeve anlaş-
masının aynntılan uzerinde mutabaka-
ta vanlması olduğunu da hatırlatan yet-
kililer, bu aynntılann nihayet birlikte
yaşamak zorunda olan Kıbns Türkleri
ve Kıbns Rumlan arasında saptanabile-
ceğini kaydediyorlar.
BM Genel Sekreteri, geçen cuma gü-
nü yayımladığı Kıbns Raporu'nda, bu
çerçeve anlaşma konusunda taraflar ara-
sında ilerleme sağlandığıru bildinnişti.
TBMM'de dışpolitika tartışıldı; Dışişleri Bakanı Hikmet Çetirv
Türkiye en duyarlınoktadaANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) — Dışişleri Bakanı Hik-
met Çetin, uluslararası duzeyde-
ki hızlı değişimin Türkiye'yi
coğrafi açıdan "en duyarlı den-
gelerin odak noktasına
yerleştirdiğini" söyledi. Çetin,
bu durumun Türkiye'ye, "geniş
bir bölgeler demeti geneiinde,
banş ve güvenligin köklestiril-
mesi ile uluslararası işbirliğinin
yayguılaştınlmasına katkıda bu-
lunma olanagı sagladığını" kay-
detti.
TBMM'de dış politika konu-
sunda dün düzenlenen genel gö-
rüşmede konuşan Çetin, hükü-
metin dış ilişkilerle Ugili politi-
kası hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin, Atlantik'in ba-
tı kıyılarındart Çin sınırlanna
uzanan alanda en duyarlı den-
gelerin odak noktasında yer al-
dığma işaret eden Çetin, "Bu
dunım ülkemize eskisine oran-
la çok daha geniş bir işlev
yüklemektedir" dedi.
Çetin, Türkiye'nin, AT'nin
eşit haklara sahip onurlu bir
üyesi olmak istediğini de kayde-
derek Avrupa'mn savunmasının
yeniden düzenlenmesi surecin-
de, NATO ittifakının Avrupalı
Uyeleri arasında hiçbir avrımın
yapılmaması gerektiğini vurgu-
ladı. Bu nedenle hükümetin,
Batı Avrupa Birliği'ne ortak
üyelik statüsünü uzun dönemde
tam üyeliğin alternatifi olarak
kabul etmediğini bildirdi.
Çetin, ABD ile üişkilere de-
ğinirken de "ABD ile soguk sa-
vaş koşnllannda biçimlenen ve
gelişen iliskilerimiz. her iki ül-
kenin savunduklan ortak ülkii
ve degerier yönünde, günümüz
koşullanoı da karşılar bir nite-
Hge kavuşturulacaktır" diye ko-
nuştu.
Geçen hafta Almanya'ya
yaptığı ziyaretin son dönemde
soğukluğun yaşandığı Türk-
Alman ilişkileri Uzerindeki
olumlu etkisine işaret eden Çe-
tin, daha sonra eski Sovyetler
Birliği'ne ait cumhuriyetlerin ta-
Avrupa Hırvatistan'ı tammaya hazırlanıyor. Bağımsızlık ilan eden cumhuriyette milislerie federal askerler arasındaki çatışma
durulmuş değil. Yaralanan milislere ilk yardımı arkadaşlan yapıyor. (Fotograf: AP)
Yugoslavya'da
ıç savaş SilahlarNoel'le sustuDış Haberler Servisi — Yugoslavya'da Hırvat güçler ile Sırp
ağırlıklı Federal Ordu arasındaki çatışmalar dün Noel
nedeniyle hız kesti. Ajanslar, Hırvatistan'ın çeşitli
bolgelerinde kuçuk çaplı çatışmaların sürdüğünu bildirirken
Bosna-Hersek'te "iç banş" için anlaşma sağlandı.
AP'nin haberine göre Hırvatlarla Federal Ordu arasında son
birkaç haftadır yoğun çatışmaların yaşandığı Osijek
kentinde halk dün sığınaklardan çıktı. Ajans, birkaç gündur
yoğun ateş altında bulunan Osijek'te dün silahların
sustuğunu duyurdu. Bu arada Hırvatistan'ın diğer
bolgelerinde kuçuk çaplı çatışmaların olduğu
bildiriliyor.AA'nın haberine göre çatışmalarda 5 kişi öldu, 2
kişi de yaralandı. Öte yandan Bosna Hersek Devlet Başkanı
Alija İzzetbegovic ile Federal Savunma Bakanı Veljko
Kadıjevıy ııı Mu:>ıuııı<tııı<u", bırplar ve ulkede yaşayan
Hırvatlar arasında barışın sağlanmasına ilişkin anlaşmaya
vardıklan kaydedildi. Bosna Hersek Devlet Başkanı,
Yugoslavya'da süren çatışmalann kendi topraklarına
sıçraması durumunda önü alınamayacak gelışmeler
yaşanacağını daha önce bildirmişti.
Sırbistan Dışişleri Bakanhğı da önceki gün AT Dönem
Başkanı ve Hollanda Dışişleri Bakanı Hans Van Den
Broek'e bir mesaj göndererek "Sırbisıan sizin tarafınızdan
tanınmayı istemiyor, çünkü Yugoslavya'dan ayntaakla
ılgilenmiyor" ifadesine yer verildi. Yugoslavya'ya BM Barış
Gucu gönderilmesi konusunda incelemelerde bulunan BM
temsilcisi Herbert Okun, Zagreb, Belgrad ve Saraybosna'daki
temaslarırun başarısızlıkla sonuçlandığını soyledi.
nınması konusuna döndü.
Türkiye'nin, bağunsızlıklan-
nı ilan eden cumhuriyetlerin tü-
münü tanıma kararını ilk açık-
layan ülke olduğuna işaret eden
Çetin bu cumhuriyetlerde ilk
fırsatta başkonsolosluklar açıla-
cağını bildirdi.
Hükümetin Karadenü Eko-
nomik lşbirligi Projesi'ne atfet-
tiği önemi de vurgulayan Çetin,
bu proje sayesinde Kafkas cum-
huriyetleri arasında barışçı bir
diyaloğun sağlanmasına da kat-
kıda bulunulabileceğini söyledi.
Çetin, KEİB'ye uye ülkelerin dı-
şişleri bakanlannın bu projeye
hız katılması için 3 şubatta Is-
tanbul'a davet edildiklerini
açıkladı.
Bulgaristan ile Türkiye ara-
sında olumlu yönde hızla geli-
şen üişkilere de işaret eden Çe-
tin, Yunanistan'la ilişkiler ko-
nusunda, "İki ülke arasında ge-
niş bir yelpazeye yavılan anlaş-
mazlık ve göniş aynlıklannın
çozumü bakumndan tek gercek-
4;\ >ol ve yöntemin, anlamlı bir
diyalog ve göruşmeler süreci ol-
duguna inanıyonız" dedi.
Çetin, Kıbns sorununa da de-
ğinirken şöyle konuştu:
"Hökümetimiz Ada'daki
gerçekleri ve tarihin acı olayla-
nnı göz öniınde tutarak, Kıbns
Türk halkının tüm haklannı so-
mut guvencelere bağlayan, her
iki loplumun da kendi kesimle-
rinde güvenlik ve esenlik içeri-
sinde yaşayabilecekleri tam si-
yasal eşitliğe dayalı federal bir
ortakhk kurulmasuu dilemekte-
dir. "
Türkiye'nin güney komşula-
nyla ilişkilerine de değinen Çe-
tin Şam'ı uyararak, "Suriye'nin
Türkiye'nin duyariıtık gösterdi-
ği konulan özellikle göz önün-
de tutması, ilişkilerimizin geliş-
tirilmesi çabalarına ivme
kazandırabilecektir" dedi.
Çetin, Irak halkının besin ve
diğer temel gereksinmelerini
karşılayabilmek uzere. Ugili BM
kararlan çerçevesinde, Türki-
ye'nin Kerkük-Yumurtahk bo-
ru hattından petrol ihraç etme-
si için taşımacılık yönünden ko-
laylık sağlamaya hazır olduğu-
nu da söyledi.
SHP grubu adına konuşan Is-
tanbul Millenekili tsmail Cem
ise Dışişleri Bakanı Hikmet Çe-
tin'in aksine Türkiye'nin soğuk
savaş sonrasında "kıymeti har-
biyesinin azaldığım" savundu.
Refah Partisi adına konuşan
Genel Başkan Necmettin Erba-
kan ise ABD tarafından "tek
kutuplu bir dünyanın kunılraa-
ya çalışüdığını" iddia etti.
ANAP adına konuşan Bitlis
Milletvekili Kâmran tnan da
Sovyetler Birliği'nin dağümasıy-
la ortaya çıkan hızlı gelişmeler
çerçevesinde "Türkiye'de sörat-
le Tiirkçe konuşan milletler
konferansımn toplanmasını" is-
tedi.
Topluluk, Bonn'un Yugoslavya konusunda erken davrundığı görüşünde
ÂT, 'Alman atağı'ndan kaygıl
SABETAV VAROL
Topluluk çevreleri, Almanya'nın Slovenya ve Hırvatistan'ı
tanırnasının, Maastrich doruğunun, "Ortak dış politikaya'
ilişkin sonuçlarına gölge düşürecek bir karar olduğu
görüşünde birleşiyorlar.
merkezı ve Doğu Avrupa'da kendine
nüfuz alanı yaratma politikası izledi-
ğıne inanıyor.
2- İkinci bir grup yorumcu ise bu
görüşe katılmıyor Bunlara göre,
Bonn hükümeti bu işte sadece kendi iç
kamuoyunun baskısıyla hareket etti.
Almanya"\a siyasi planda yayılması
siyaset alfetmenin gerçeklere uymadı-
ğını düşünen bu yorumcular, AT için-
deki "Ortak Dış Politika" hedefini
tehlikcye atacak bir durum olmadığı
kanısmda..
Bu iki görüşün a>nı kapıya çıktığına
inanan üçüncü bir grup yorumcu ise,
gerçekte. iki Almanya'nın birleşme-
sinden sonra, Alman halkının artık
BRÜKSEL - Almanya'nın AT'li or-
laklurı beklemeden. Hırvat ve Sloven
Cumhurıvcllerıni tanıması. Maast-
richt doruğunun, "Ortak Dış Poli-
tika"va ılişkın sonuçlarına gölge dü-
şürecek bır karar olarak yorumlandı.
Körtez savaşı sırasındaki "vavaştan
alma" sı>asetiyle taban tabana çelişir
hır biçımde. Almanlann. Yugoslav iç
savaşında herkesten erkcn davranma-
sı iki Farklı yoruma yol açlı:
1- Bir kısım yorumcu. Sovyctler'in
resmen tarıhc gömüldüğü. ABD'nin
ıse derın ekonomik giiçlüklcrle yüz
yüze olduğu bir sırada. Almanya'nın
siyasi planda kendi çıkarlanna önce-
lik verdiğini, hükümetin de bu eğili-
min peşine takıldığını ileri sürüyor.
İngiliz hükümetıne yakın bazı çev-
reler, uzak bir gelecekte İngiltere ile
Fransa'nın, Alman devine karşı bir-
likte hareket etmeleri gerekeceğıni ile-
ri sürerek, Paris'in halen Bonn'la ya-
kın işbirliğine giderek bu.perspektifı
kapadığını vurguluyor. Öte yandan
Alman ekonomisinin şimdiki canlılı-
ğmı sürdürmesı genel olarak AT üyesi
diğer ülkelerin ve özellikle de Fransa-
nın çıkarına büyük ölçüde uygun dü-
şüyor.
Bu noktadan itibaren. Bırleşik Al-
manya'dan hıçbır şekılde korkulma-
ması gerektiğini düşünenlerin görüşle-
rı çoğu kez ağır basıyor.
Brüksel'deki bazı AT çevrelerınde
Yugoslavya'ntn iki cumhurıyetinin
Almanya tarafından lanınması>la
"haksızlığa uğramışlık duygusu"na
daha da fazla kapılan Sırplann. savaşı
uzun süre devam ettırebileceğını söy-
lüyor. Bunlara göre, Yugoslav iç sava-
şı şimdiden tam bir "müzminleşme"
tehlikesıyle karşı karşıya.
Şımdikı aşamada. AT hükümetleri
arasında. Birieşmiş Milletler Banş
Gücü'nün Yugoslavya'ya süratle gel-
mesi en çok arzu edilen hususlardan
biri. Çünkü savaşın uzaması. daha da
şiddetlenmesi ve Bosno-Hersek gibi
başka cumhuriyetlere sıçraması, ister
ıstemez Avrupalı ülkeler arasında
şimdi olduğundan daha büyük gergin-
lıkler yaratacak. Konuyu bir an önce
BM sorumluluğuna devredip. Av-
rupa'yı battığı bataktan en kısa za-
manda çıkarmak. bu tehhkc>e karşı
şimdılik tek çıkar >ol olarak gözükü-
yor.
Moşe Arens
Irak
?
ı suçladı
• KUDÜS (AA) — lsrail
Savunma Bakanı Moşe
Arens, "Iraklı 20 bin bilim
adamı ve teknisyenden 10
bininin, hâlâ nükleer silah
yapurunda
çalıştırıldıklarını" söyledi.
Arens, lsrail Parlamentosu
Savunma ve Dışişleri
Komisyonu'nda yaptığı
konuşmada, Suriye ve
tran'ın da nükleer silah elde
etmeye çalıştıklanm öne
sürdü. Arens, "Irak BM
araştırma ekiplerini
yanıltarak hâlâ nükleer
silah elde etme
konusundaki çauşmalanna
devam ediyor" dedi.
Türklerin
açlık grevi
• NANCY (AA) —
Fransa'ıun doğusundaki
Nancy kentindeki bir
kilisede, sığınma hakkı
istemleri reddedildiği için
12 aralıktan bu yana açlık
grevinde bulunan 40 Turk,
öncesi gece eylemlerini
askıya aldı. Açlık grevlerine
katılanların, dün sabahtan
itibaren doktor kontrolünde
yemek yemeye başladıklan
haber verildi.
Bahtiyar
cinayeti
• BERN (AA) — Isviçre
polisinin, Fransız adalet
yetkililerinin isteği üzerine,
eski Iran Başbakam Şahpur
Bahtiyar
1
ın öldürülmesi
olayına kanştığından
şüphelenilen bir lranlıyı
tutukladığı bildirüdi. Isviçre
Federal Adalet Bakanlığı
sözcüsünün açıklamasında,
tran'm tsviçre"deki
diplomatik personeline
dahil olmayan tranlının,
Bern'deki Iran
Büyükelçiliği'nden
ayrıldıktan hemen sonra
tutuklandığı kaydedildi.
Nükleer şaka,
skandal oldu
• SOFYA (AA) — Bulgar
televizyonunun pazar günü
yayımladığı "nükleer Noel
şakası", yıhn skandalı
haline dönüştü. Halkm
"Noel şakasma" tepkisinin
boyutlan giderek artarken
"Doğal Afet ve Sanayi
Kazalanna Karşı Hükümet
Komisyonu" Sekreteri
Nikola Rudarski,
"Hükümeti ülkedeki
panikten zamanında
haberdar etmediği"
gerekçesiyle görevden
alındi. Televizyondaki 'Ku
Ku' programında
yayımlanan Noel şakasmda,
Kozluduy Nükleer
Santrah'nda bir kaza
meydana geldiği belirtilerek
halkın derhal evlerine
çekilmesi istenmişti.
Suriye'den rest
• KAHtRE (AA) —
Washington'da düzenlenen
Ortadoğu Banş
Konferansı'na katılan
Suriye heyetinin Başkam
Muvaffak El Allef, ikili
görüşmelerde ilerleme
kaydedilmediği sürece
Moskova'da 28 ocakta
başlayacak bölgesel işbirliği
görüşmelerine katumak
istemediklerini bildirdi.
Dazlaklar
saJdınyor
• FRANKFURT (AA) —
Almanya'mn çeşitli
bolgelerinde Neonaziler
tarafından düzenlenen ve
yabancüarı hedef alan
saldırüann tekrar
yoğunlaşüğı bildirildi.
Almanya'nın doğusunda,
eski Demokratik Almanya
kesiminde bulunan
Jüterbog kentinde 25 kadar
Neonazi, önceki gece
mültecilerin kaldıgı yurtlara
saldırdı.
Banş, demokrasi ve
insan hakları
mücadelesinin
önderlerinden birini
daha yitirdik.
Abdullah Baştürk'ü
her zaman saygıyla
anacağız.
RUHİ SU
DOSTLAR
KOROSU