24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 26 ARALIK 1991 KRONİK DEMİR ÖZLÜ Ortak Pazar ve Ötesi STOCKHOLM—Avrupadevletleriarası birlikte çalışma örgütü AvrupaKonseyi 5 Mayıs 1949'dakuruldu. Üye<erara- sındayakın işbirliğini sağlamak, ortak bır Avrupaıdealini ve onun ilkelerini gerçekleştirmek; üye devletlerın ekonomik vetoplumsal gelişmelerine katkıdabulunmakiçin. Şart'ı ilk olarakonBatıAvrupaûlkesiimzaJadı.Dahasonrabaşka Av- rupa ülkeleri. Türkiye, Avrupa Konseyi'ne hukuksal temel oluşturan Şart'11951'de MendereshükümetininDışişleriBa- kanı Fuat Köprülü'nün eliyle ımzalamıştır. Avrupa Konseyi'ni kuran Avrupa devletlerının altısı (Fran- sa, Batı Almanya, İtalya, Belçıka, Hollanda, Lüksemburg) 1952'de Avrupa Kömür ve Çelik BirliğPru kurmuşlardı. 1957'de deAvrupa Ekonomik Topluluğu'nu (AET) kurdular. Bu arada da Avrupa Atom EnerjisiB/r//ğfni. Önceleri Ortak fiazaradıyladaanılanAETye, Türkiye, günümüzden32 yıl önce başvurmuştu. Bu üç örgüt-Avrupa Kömür ve Çelık Bırliği, Avrupa Eko- nomik Topluluğuve Avrupa Atom Enerjisi Birlıği-birleştiril- di, yeni özgürgümrük rejimi düzenlemelerıyle başka bir ya- pıya kavuşturuldu; 1968'den sonraAvrupa Topluluğu (AT) adınıaldı. 1S60 başlarındaTürkiye ıle Yunanistan AET'ye aday üye olarak kabul edildiler. Ama topiuluk yapı değıştirıp AT hali- negelince, Türkiye asıl üyelik için 1987'de yeniden başvu- rudabuiundu. OysaYunanistan 1981'de asıl üyeliğe kabul edilmiş bulunuyordu. Şimdi, Avrupa Topluluğu'nu teşkil eden on ikilerin, Hol- landa'da, Maastricht1 _ _ ^ ^ _ _ - ^ _ ^ ^ _ _ ^ _ _ — . te yaptıkları zirve top- lantısıyla, biriık yeni- den yapı değiştiriyor. AvrupaTopluluğu şim- diden binlerce hukuk- çu, ekonomist, idare adamı, yazar ve sa- natçıdan oluşan geniş bir bürokrası doğur- muşdurumda. Bu uz- manlarca hazırlanan, ardından da zirveye yansıyıp kabul edilen karariarlaAvrupa Topluluğu'nu oluşturan devletlerin federalbirdevletyapısınadoğru gittikleri anlaşılıyor. Yeni ya- pı 1992'den sonra ortayaçıkınca, AT'nin de ısminin değışe- ceği, Avrupa Bırliği, hattaAvrupa Federasyonu adını alaca- ğı, uzman çevrelerce belirtiliyor. Geçen haftaki yazımdayanlış anlasılmalarayol açan bir terminoloji hatası var: Yeni oluşan birliğın savunma politika- sını oluşturacakörgütün adı BatıAvrupa B/rf/ğı (BAB/VVEU). AT'nin adı ise, belki sadece Avrupa Bıriiği haline gelecek. Avrupa Topluluğu ıçinde savunma polıtikasını -bugün- oluşturacak ülkelerin hemen hepsı NATO üyesi. 1995'te İs- veç, Avusturyagibitarafsız ülkelerin detopluluğakabulleri sözkonusu. IşteTürkiye için aleyhteolandurum, NATOül- kesiolduğuhalde, Batı Avrupa Birliği'neçağrılmaması.Bu- nu, "Durumda b/rdeö/ş/Mk yok"deyipgeçiştıremeyiz. Bu, Türkiye'nin Avrupa'da doğan yeni bırlikten uzak tutulması anlamınagelençokderinişaretlertaşıyor.ÖteyandanBatı Avrupa Birliği'nin, NATO'ylaiç içedoğması, iyimseryorum- ların sürdürülmesi açısından yeterti değil. NATO'nun ruhu değişiyor: Komünizmtehlikesinekarşı kurulmuşolanpakt, bugün Birieşmiş MilletlerBanşGücûgibi, uluslararası adalet değerlenne yaslanan bir güvenlik politikası izlemek zorunda. Avrupa merkezciliği, Avrupa ile İslam ülkeleri arasında- kikutuplaşma, NATO'nun yadayeni oluşacakolan Batı Av- rupa Birliği'nin Üçüncü Dünya ülkelerine karşı alacağı tavır... Bunlarserinkanlılıkla.nesnelveaynntılıgözlemlenecekol- gular. Bütünleşen Avrupa'nın kendi içinde, bu tür kutuplaş- maların büyük zararlarını şımdıden görebilecek bilinç, bun- lardan kaçınacak çevreler elbette var. Avrupa'yı eski dinsel gözlükle görmeyı bırakalım daonu çoköahayakındantanıyalım, izleyelim. Bir de Türkiye'nin, derin görüşlütarihçileritarafındanortaya konulabilecekolan vebelkıköklerita15.yüzyılakadarinenAvrupalılaşmaeği- limini dürüstlükle ortaya koyabilelim. Avrupa Topluluğu, şimdiden binlerce hukukçu, ekonomist, idare adamı, yazar ve sanatçıdan oluşan geniş bir bürokrasi doğurmuş durumda... ALMANYA Doğu Avrupada nüfuz arayışı DİLEK ZAPTÇIOGLU BERLİN — Almanya, Doğu ve Orta Avnıpa'ya yönelik çıkı- şıyla, yeni ekonomik ve politik nüfuz alanlan aradığının ve bunlan kuvvetle istediğinın isa- retlerini veriyor. Ekonomik kriz içindeki ABD'ye ve dünyada si- yasi güçten yoksun Japonya'ya karşı Avnıpa'nm önemi giderek artarken Almanya, bu gelişme- lerden kazançlı çıkmanın he- saplannı yapıyor. Avrupa'nın mali açıdan en güçltt ûlkesi olması, dûnya ih- racat şampiyonluğu ve üretim- tüketim yoğunluğu gibi neden- lerle Almanya, kendisiyle bir- likte nüfuz arayan ülkeleri na- al geri planda bırakacağuun da hesaplannı yapıyor. Türki cum- huriyetlere yönelik atağımn ya- nında, Almanya'nın Slovenya ve Hırvatistan'ı tanıyarak Do- ğu ve Orta Avrupa'da geç kal- mak istemediği açıkça görülü- yor. lngiliz ekonomist John May- nard Keynes, şöyle demişti: "Almanya'nın griecegi Dogu'- dMkr. Umutisn çevrifecektir. ' Almanya'da gerçekten bu- günlerde en çok işitilen sözler, "cofrafi konumumuz bizi Do- gn Avrupa'yla btttünleşmeye çağnyor." Doğu Bloku'nun çökmesin- den sonra bağımsızlasan deviet- lerin hemen hepsi şimdiden Al- manya'nm borç yükü aluna gir- miş bulunuyorlar. Almanya'ya mali açıdan bağımlı hale gelen Polonya'nın yanı sıra 34 milyar dolarlık dış borçlanyla Maca- ristan'ın, Romanya'mn, Bulga- ristan'ın ve dağılan Yugoslav- ya'daki cumhuriyetlerin de eko- nomilerini duze çıkarmaları için uzmanların göruşune göre Batı'ya, en başta Almanya'ya daha da borçlanmalan gereke- cek. Bonn, Slovenya ve Hırva- tistan'ı Sırplara karşı destekle- yerek Yugoslavya'da ekonomi- leri gelecek vaat eden iki yeni devleti kendüıe yaklaştırmış ol- du. Doğu Avrupa devletleri arasında ekonomik açıdan gö- rece daha iyi konumda olan Çekoslovakya'nın Cumhurbaş- kanı Vadav Havel, seçildikten sonra ilk dış gezisini yaptığı Al- manya'dan yardım beküyor. Polonya'da, Çekoslovakya- da, Macaristan'da ve Roman- ya'da Alman asıllı azmhklann yaşaması; Almanya'nın Goetbe enstitüleri ve çeşitli vakıflar yo- luyla kurduğu kültürel ilişkiler de yakınlaşmayı kolaylaştıran faktörler olarak ortaya çıkmak- ta. Söz konusu ülkelerde yapı- lan kamuoyu yoklamaları, tkinci Dünya Savaşı'ndan ya- run yüzyıl sonra bu ülkelerde yetişen yeni kuşaklann artık Almanya'ya karşı düşmanlık değil sempati beslediğini, Al- manya'nın bu ülkelerde mıkna- tış etkisi taşıdığını kamtlıyor. Bu açıdan bakıldığında Alman- ya yalnız coğrafı açıdan değil, ekonomik ve kültürel açılardan da Doğu Avrupa'ya en yakın Batı ülkesi olarak "Dofcu'ya acılmak" konusunda Fransa- dan, Ingiltere'den ve diğer Ba- tıh devletlerden çok daha şans- lı. Sadece Doğu Almanya'daki 16 milyon kişilik nüfus bile Al- man ekonomisine büyük ivme getirdi. Birleşmekte çok acele eden Helmut Kohl, "Dofn Al- manya kısa vadede sorun geti- recek, ama uzun vadede hepi- mizin zenginligini daha da arttıracak" diyordu. Şimdi Do- - ğu Avrupa'da Alman ürünleri- ne, teknoloji ve bilgi transferi- ne dev pazarlar açıhyor. —BİTTİ— Hükümetin politikası netleşiyor, diplomatik trafık ocaktan itibaren hız kazanacak Ivıbrıs 1992'yi bekliyorEsneklik Kıbrıs Türkleri adma elde edilen "kazanımları" koruma temelinden hareket eden hükümet, ana tezlerden ayrılmamak kaydıyla "esneklik" yöntemini benimseyecek. Ortak politika Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, hem "güven tazelemek" hem de "geleceğe yönelik ortak politika saptamak" amacıyla 3 ocakta Kıbns'a gidiyor. ANKARA (Cumhariyet Büroso) — Kıbns sorununa üişkin diplomatik tra- fiğin yeni yılla birlikte hızlanması bek- lenirken, Sükyman Demirel hükümeti- nin "Kıbns politikası" da netleşmeye başladı. Kıbnslı Türkler adına elde edi- len "kazanımlan" koruma temelinden hareket eden hükümetin, Türk tarafının soruna üişkin ana tezlerinden aynlma- mak kaydıyla "esneklik" yöntemini be- nimseyeceği bildiriliyor. Sorunun ABD tarafından tekrar ulus- lararası gündeme getirümesinin beklen- diği bir sırada Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in KKTC'yi âyaret edecek olma- sı ise diplomatik çevrelerde dikkat çek- ti. Hükümete yakın çevreler, Türkiye'- deki seçünler ve ardından gelen koalis- yon kurma çalışmalan nedeniyle "ara verilen" Kıbns müzakerelerinin gelecek ayın başından itibaren yeniden başlaya- cağım belirtiyorlar. Çetin'in hem "giiren tazdemek" hem de "gelecefe yönelik ortak politika saptamak" amacıyla 3 ocakta Lefkoşa'- ya yapacağı resmi îdyaretin hemen ardm- dan ABD Kıbns Özel Koordinatörü Bü- yükelçi Ndson Ledsky Ankara'da bek- leniyor. Atina ve Kıbns'ı da kapsayan bir tur çerçevesinde 6 ocakta Ankara'ya gele- ceği bildirilen Ledsky'nin Dışişleri Ba- kanı Baker'dan soruna ilişkin bir özel mesaj getirmesi olasılığı üzerinde de du- ruluyor. BM Genel Sekretaryası'-n dan Ankara'ya henüz herhangi bir bil- dirim ulaşmamışsa da genel Sekreter'in özel temsilcileri Oscar Camillioa ve Gus- Yogun trafik Atina ve Kıbns'ı da kapsayan turu çerçevesinde 6 ocakta Ankara'ya gelecek olan ABD Kıbns Koordinatörü Ledsky'nin James Baker'dan özel bir mesaj getirmesi bekleniyor. BM Genel Sekreteri'nin Özel temsilcileri Oscar Camillion ve Gustav Feissel'in de ocak ayı içinde Ankara'ya gelmeleri bekleniyor. tav Feissel'in de ocak ayı içinde Anka- ra'ya gelmeleri bekleniyor. Genel Sek- reter Perez de Cnellar'ın geçen cuma gü- nü yayunladığı raporunda, Kıbns süre- cine yeni yıla girilir girilmez tekrar baş- lamak istediğini duyurması, bunun işa- reti olarak kabul ediliyor. Demirel hükümetinin temel yaklaşı- mmı hatırlatan yetküiler, Kıbns sorunu- nun esas olarak iki toplum arasında ya- pılacak ayrıntılı müzakerelerle çözüm- lenmesi gerektiğini vurguluyorlar. Türkiye ile Yunanistan'ın "sadece dı- şardan yardımcı olabileceklerini" kay- deden aynı yetkililer, "dördtt zirve" ko- nusunda da şu görüşlere yer veriyorlar: "Dörtlıi zirve denen format, bu te- meMe, Ankara ve Atina'nın yardımcı ot- dvklan bir ptatform olarak döşüııiilü- yorsa, buna diyecek yok. Ama dörtlü nrveden dört tarafın otnrup sonınan özüne ilişkin müzakere yapacaklan bir platform kastediliyorsa. bunu kabul et- mek olaaaksu. Çiınkü roeselenin dof- radan Ugili taraflar arasında çözümlen- mesi ilkesine ters düşüyor." Şu andaki egzersizin Cuellar tarafın- dan hazırlanan 8 maddeli cerçeve anlaş- masının aynntılan uzerinde mutabaka- ta vanlması olduğunu da hatırlatan yet- kililer, bu aynntılann nihayet birlikte yaşamak zorunda olan Kıbns Türkleri ve Kıbns Rumlan arasında saptanabile- ceğini kaydediyorlar. BM Genel Sekreteri, geçen cuma gü- nü yayımladığı Kıbns Raporu'nda, bu çerçeve anlaşma konusunda taraflar ara- sında ilerleme sağlandığıru bildinnişti. TBMM'de dışpolitika tartışıldı; Dışişleri Bakanı Hikmet Çetirv Türkiye en duyarlınoktadaANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin, uluslararası duzeyde- ki hızlı değişimin Türkiye'yi coğrafi açıdan "en duyarlı den- gelerin odak noktasına yerleştirdiğini" söyledi. Çetin, bu durumun Türkiye'ye, "geniş bir bölgeler demeti geneiinde, banş ve güvenligin köklestiril- mesi ile uluslararası işbirliğinin yayguılaştınlmasına katkıda bu- lunma olanagı sagladığını" kay- detti. TBMM'de dış politika konu- sunda dün düzenlenen genel gö- rüşmede konuşan Çetin, hükü- metin dış ilişkilerle Ugili politi- kası hakkında bilgi verdi. Türkiye'nin, Atlantik'in ba- tı kıyılarındart Çin sınırlanna uzanan alanda en duyarlı den- gelerin odak noktasında yer al- dığma işaret eden Çetin, "Bu dunım ülkemize eskisine oran- la çok daha geniş bir işlev yüklemektedir" dedi. Çetin, Türkiye'nin, AT'nin eşit haklara sahip onurlu bir üyesi olmak istediğini de kayde- derek Avrupa'mn savunmasının yeniden düzenlenmesi surecin- de, NATO ittifakının Avrupalı Uyeleri arasında hiçbir avrımın yapılmaması gerektiğini vurgu- ladı. Bu nedenle hükümetin, Batı Avrupa Birliği'ne ortak üyelik statüsünü uzun dönemde tam üyeliğin alternatifi olarak kabul etmediğini bildirdi. Çetin, ABD ile üişkilere de- ğinirken de "ABD ile soguk sa- vaş koşnllannda biçimlenen ve gelişen iliskilerimiz. her iki ül- kenin savunduklan ortak ülkii ve degerier yönünde, günümüz koşullanoı da karşılar bir nite- Hge kavuşturulacaktır" diye ko- nuştu. Geçen hafta Almanya'ya yaptığı ziyaretin son dönemde soğukluğun yaşandığı Türk- Alman ilişkileri Uzerindeki olumlu etkisine işaret eden Çe- tin, daha sonra eski Sovyetler Birliği'ne ait cumhuriyetlerin ta- Avrupa Hırvatistan'ı tammaya hazırlanıyor. Bağımsızlık ilan eden cumhuriyette milislerie federal askerler arasındaki çatışma durulmuş değil. Yaralanan milislere ilk yardımı arkadaşlan yapıyor. (Fotograf: AP) Yugoslavya'da ıç savaş SilahlarNoel'le sustuDış Haberler Servisi — Yugoslavya'da Hırvat güçler ile Sırp ağırlıklı Federal Ordu arasındaki çatışmalar dün Noel nedeniyle hız kesti. Ajanslar, Hırvatistan'ın çeşitli bolgelerinde kuçuk çaplı çatışmaların sürdüğünu bildirirken Bosna-Hersek'te "iç banş" için anlaşma sağlandı. AP'nin haberine göre Hırvatlarla Federal Ordu arasında son birkaç haftadır yoğun çatışmaların yaşandığı Osijek kentinde halk dün sığınaklardan çıktı. Ajans, birkaç gündur yoğun ateş altında bulunan Osijek'te dün silahların sustuğunu duyurdu. Bu arada Hırvatistan'ın diğer bolgelerinde kuçuk çaplı çatışmaların olduğu bildiriliyor.AA'nın haberine göre çatışmalarda 5 kişi öldu, 2 kişi de yaralandı. Öte yandan Bosna Hersek Devlet Başkanı Alija İzzetbegovic ile Federal Savunma Bakanı Veljko Kadıjevıy ııı Mu:>ıuııı<tııı<u", bırplar ve ulkede yaşayan Hırvatlar arasında barışın sağlanmasına ilişkin anlaşmaya vardıklan kaydedildi. Bosna Hersek Devlet Başkanı, Yugoslavya'da süren çatışmalann kendi topraklarına sıçraması durumunda önü alınamayacak gelışmeler yaşanacağını daha önce bildirmişti. Sırbistan Dışişleri Bakanhğı da önceki gün AT Dönem Başkanı ve Hollanda Dışişleri Bakanı Hans Van Den Broek'e bir mesaj göndererek "Sırbisıan sizin tarafınızdan tanınmayı istemiyor, çünkü Yugoslavya'dan ayntaakla ılgilenmiyor" ifadesine yer verildi. Yugoslavya'ya BM Barış Gucu gönderilmesi konusunda incelemelerde bulunan BM temsilcisi Herbert Okun, Zagreb, Belgrad ve Saraybosna'daki temaslarırun başarısızlıkla sonuçlandığını soyledi. nınması konusuna döndü. Türkiye'nin, bağunsızlıklan- nı ilan eden cumhuriyetlerin tü- münü tanıma kararını ilk açık- layan ülke olduğuna işaret eden Çetin bu cumhuriyetlerde ilk fırsatta başkonsolosluklar açıla- cağını bildirdi. Hükümetin Karadenü Eko- nomik lşbirligi Projesi'ne atfet- tiği önemi de vurgulayan Çetin, bu proje sayesinde Kafkas cum- huriyetleri arasında barışçı bir diyaloğun sağlanmasına da kat- kıda bulunulabileceğini söyledi. Çetin, KEİB'ye uye ülkelerin dı- şişleri bakanlannın bu projeye hız katılması için 3 şubatta Is- tanbul'a davet edildiklerini açıkladı. Bulgaristan ile Türkiye ara- sında olumlu yönde hızla geli- şen üişkilere de işaret eden Çe- tin, Yunanistan'la ilişkiler ko- nusunda, "İki ülke arasında ge- niş bir yelpazeye yavılan anlaş- mazlık ve göniş aynlıklannın çozumü bakumndan tek gercek- 4;\ >ol ve yöntemin, anlamlı bir diyalog ve göruşmeler süreci ol- duguna inanıyonız" dedi. Çetin, Kıbns sorununa da de- ğinirken şöyle konuştu: "Hökümetimiz Ada'daki gerçekleri ve tarihin acı olayla- nnı göz öniınde tutarak, Kıbns Türk halkının tüm haklannı so- mut guvencelere bağlayan, her iki loplumun da kendi kesimle- rinde güvenlik ve esenlik içeri- sinde yaşayabilecekleri tam si- yasal eşitliğe dayalı federal bir ortakhk kurulmasuu dilemekte- dir. " Türkiye'nin güney komşula- nyla ilişkilerine de değinen Çe- tin Şam'ı uyararak, "Suriye'nin Türkiye'nin duyariıtık gösterdi- ği konulan özellikle göz önün- de tutması, ilişkilerimizin geliş- tirilmesi çabalarına ivme kazandırabilecektir" dedi. Çetin, Irak halkının besin ve diğer temel gereksinmelerini karşılayabilmek uzere. Ugili BM kararlan çerçevesinde, Türki- ye'nin Kerkük-Yumurtahk bo- ru hattından petrol ihraç etme- si için taşımacılık yönünden ko- laylık sağlamaya hazır olduğu- nu da söyledi. SHP grubu adına konuşan Is- tanbul Millenekili tsmail Cem ise Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- tin'in aksine Türkiye'nin soğuk savaş sonrasında "kıymeti har- biyesinin azaldığım" savundu. Refah Partisi adına konuşan Genel Başkan Necmettin Erba- kan ise ABD tarafından "tek kutuplu bir dünyanın kunılraa- ya çalışüdığını" iddia etti. ANAP adına konuşan Bitlis Milletvekili Kâmran tnan da Sovyetler Birliği'nin dağümasıy- la ortaya çıkan hızlı gelişmeler çerçevesinde "Türkiye'de sörat- le Tiirkçe konuşan milletler konferansımn toplanmasını" is- tedi. Topluluk, Bonn'un Yugoslavya konusunda erken davrundığı görüşünde ÂT, 'Alman atağı'ndan kaygıl SABETAV VAROL Topluluk çevreleri, Almanya'nın Slovenya ve Hırvatistan'ı tanırnasının, Maastrich doruğunun, "Ortak dış politikaya' ilişkin sonuçlarına gölge düşürecek bir karar olduğu görüşünde birleşiyorlar. merkezı ve Doğu Avrupa'da kendine nüfuz alanı yaratma politikası izledi- ğıne inanıyor. 2- İkinci bir grup yorumcu ise bu görüşe katılmıyor Bunlara göre, Bonn hükümeti bu işte sadece kendi iç kamuoyunun baskısıyla hareket etti. Almanya"\a siyasi planda yayılması siyaset alfetmenin gerçeklere uymadı- ğını düşünen bu yorumcular, AT için- deki "Ortak Dış Politika" hedefini tehlikcye atacak bir durum olmadığı kanısmda.. Bu iki görüşün a>nı kapıya çıktığına inanan üçüncü bir grup yorumcu ise, gerçekte. iki Almanya'nın birleşme- sinden sonra, Alman halkının artık BRÜKSEL - Almanya'nın AT'li or- laklurı beklemeden. Hırvat ve Sloven Cumhurıvcllerıni tanıması. Maast- richt doruğunun, "Ortak Dış Poli- tika"va ılişkın sonuçlarına gölge dü- şürecek bır karar olarak yorumlandı. Körtez savaşı sırasındaki "vavaştan alma" sı>asetiyle taban tabana çelişir hır biçımde. Almanlann. Yugoslav iç savaşında herkesten erkcn davranma- sı iki Farklı yoruma yol açlı: 1- Bir kısım yorumcu. Sovyctler'in resmen tarıhc gömüldüğü. ABD'nin ıse derın ekonomik giiçlüklcrle yüz yüze olduğu bir sırada. Almanya'nın siyasi planda kendi çıkarlanna önce- lik verdiğini, hükümetin de bu eğili- min peşine takıldığını ileri sürüyor. İngiliz hükümetıne yakın bazı çev- reler, uzak bir gelecekte İngiltere ile Fransa'nın, Alman devine karşı bir- likte hareket etmeleri gerekeceğıni ile- ri sürerek, Paris'in halen Bonn'la ya- kın işbirliğine giderek bu.perspektifı kapadığını vurguluyor. Öte yandan Alman ekonomisinin şimdiki canlılı- ğmı sürdürmesı genel olarak AT üyesi diğer ülkelerin ve özellikle de Fransa- nın çıkarına büyük ölçüde uygun dü- şüyor. Bu noktadan itibaren. Bırleşik Al- manya'dan hıçbır şekılde korkulma- ması gerektiğini düşünenlerin görüşle- rı çoğu kez ağır basıyor. Brüksel'deki bazı AT çevrelerınde Yugoslavya'ntn iki cumhurıyetinin Almanya tarafından lanınması>la "haksızlığa uğramışlık duygusu"na daha da fazla kapılan Sırplann. savaşı uzun süre devam ettırebileceğını söy- lüyor. Bunlara göre, Yugoslav iç sava- şı şimdiden tam bir "müzminleşme" tehlikesıyle karşı karşıya. Şımdikı aşamada. AT hükümetleri arasında. Birieşmiş Milletler Banş Gücü'nün Yugoslavya'ya süratle gel- mesi en çok arzu edilen hususlardan biri. Çünkü savaşın uzaması. daha da şiddetlenmesi ve Bosno-Hersek gibi başka cumhuriyetlere sıçraması, ister ıstemez Avrupalı ülkeler arasında şimdi olduğundan daha büyük gergin- lıkler yaratacak. Konuyu bir an önce BM sorumluluğuna devredip. Av- rupa'yı battığı bataktan en kısa za- manda çıkarmak. bu tehhkc>e karşı şimdılik tek çıkar >ol olarak gözükü- yor. Moşe Arens Irak ? ı suçladı • KUDÜS (AA) — lsrail Savunma Bakanı Moşe Arens, "Iraklı 20 bin bilim adamı ve teknisyenden 10 bininin, hâlâ nükleer silah yapurunda çalıştırıldıklarını" söyledi. Arens, lsrail Parlamentosu Savunma ve Dışişleri Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, Suriye ve tran'ın da nükleer silah elde etmeye çalıştıklanm öne sürdü. Arens, "Irak BM araştırma ekiplerini yanıltarak hâlâ nükleer silah elde etme konusundaki çauşmalanna devam ediyor" dedi. Türklerin açlık grevi • NANCY (AA) — Fransa'ıun doğusundaki Nancy kentindeki bir kilisede, sığınma hakkı istemleri reddedildiği için 12 aralıktan bu yana açlık grevinde bulunan 40 Turk, öncesi gece eylemlerini askıya aldı. Açlık grevlerine katılanların, dün sabahtan itibaren doktor kontrolünde yemek yemeye başladıklan haber verildi. Bahtiyar cinayeti • BERN (AA) — Isviçre polisinin, Fransız adalet yetkililerinin isteği üzerine, eski Iran Başbakam Şahpur Bahtiyar 1 ın öldürülmesi olayına kanştığından şüphelenilen bir lranlıyı tutukladığı bildirüdi. Isviçre Federal Adalet Bakanlığı sözcüsünün açıklamasında, tran'm tsviçre"deki diplomatik personeline dahil olmayan tranlının, Bern'deki Iran Büyükelçiliği'nden ayrıldıktan hemen sonra tutuklandığı kaydedildi. Nükleer şaka, skandal oldu • SOFYA (AA) — Bulgar televizyonunun pazar günü yayımladığı "nükleer Noel şakası", yıhn skandalı haline dönüştü. Halkm "Noel şakasma" tepkisinin boyutlan giderek artarken "Doğal Afet ve Sanayi Kazalanna Karşı Hükümet Komisyonu" Sekreteri Nikola Rudarski, "Hükümeti ülkedeki panikten zamanında haberdar etmediği" gerekçesiyle görevden alındi. Televizyondaki 'Ku Ku' programında yayımlanan Noel şakasmda, Kozluduy Nükleer Santrah'nda bir kaza meydana geldiği belirtilerek halkın derhal evlerine çekilmesi istenmişti. Suriye'den rest • KAHtRE (AA) — Washington'da düzenlenen Ortadoğu Banş Konferansı'na katılan Suriye heyetinin Başkam Muvaffak El Allef, ikili görüşmelerde ilerleme kaydedilmediği sürece Moskova'da 28 ocakta başlayacak bölgesel işbirliği görüşmelerine katumak istemediklerini bildirdi. Dazlaklar saJdınyor • FRANKFURT (AA) — Almanya'mn çeşitli bolgelerinde Neonaziler tarafından düzenlenen ve yabancüarı hedef alan saldırüann tekrar yoğunlaşüğı bildirildi. Almanya'nın doğusunda, eski Demokratik Almanya kesiminde bulunan Jüterbog kentinde 25 kadar Neonazi, önceki gece mültecilerin kaldıgı yurtlara saldırdı. Banş, demokrasi ve insan hakları mücadelesinin önderlerinden birini daha yitirdik. Abdullah Baştürk'ü her zaman saygıyla anacağız. RUHİ SU DOSTLAR KOROSU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle