12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/1 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 26 ARALIK 1991 BURAŞI TÜRKİYE HALUK ŞAHtN İletişim Bakanlığı Eski türden sanayiler kurmakta çok başarılı olan, 1960'lann başındaki kestirimlere bakarak "kapitalizmi gömeceğini" iddia edebilen sosyalist ekonomiler niçin çöktü? Bu çok önemli soruya çeşrtli cevaplar verilebilir. Bun- lardan birisi de kuşkusuz, bu ülkelerin bilgisayarlarta ve uydularla donanan yeni dünyada iletişimin oynadığı rolü anlayamamış olmalarıdır. Bu yanıtgıyi bir süredir kendileri de itiraf ediyorlar. Şöyle diyorlar: "Telekomünikasyon ağları ve hizmetlerini üretim dışı altyapının bir parçası olarak gören teori ve pratik if- las etti. Bu yatırımları özveri olarak görmenin yanlışlığı an- laşıldı." Gelin görün ki bu arada atı alan Üsküdar'ı geçmişti. Sosyalizmden başka yerlere gecmeye çalışan ûlkeler şim- di bu ihmalin cezasını ağır biçimlerde çekiyorlar. Türkiye 1980'li yıllarda tam tersini yaptı: iletişim altya- b ü y û k ö n e m Öncelikle yapılması gereken, iletişim kesiminde büyûyen çocuğa artık çok dar gelen örgûtlenme yapısını değiştirmektlr. Ulaştmıa Bakanlığı'mn yanı sıra bir İletişim Bakanlığı'na Ihtlyaç var. pısına vererek bir sıçrama gerçekleştirdi. Evet, henüz birçok bakım- dan Avrupa'ya yetişti- ğimiz söylenemez ama büyûk bir aşama yaptığımız da yadsı- namaz. Türkiye bu yatırımın karşılığını tu- rizm, bankacılık, tica- ret gibi alanlarda al- maya başladı bile. Haberleşme ağları zayıf bir toplumun modern ekonomik bağlamda başarılı olabilmesi mümkün değil. Türkiye'nin çağı yakalaması, iletişim alanında büyük hedeflere doğru ilerlemekten ge- çiyor. Yeni hükümetin yön değiştirmesi, bedeli ağır bir ya- nılgı olur. • • • İptal edileceği söylenen trilyonluk TÜRKSAT ihalesine de böyle bir bağlamda bakmakta yarar var. Eğer yolsuz- luk söz konusu ise ihaje iptal edilsin, sorumlulardan he- sap sorulsun. Ama TÜRKSAT'ın simgelediği büyük he- deflen, "vizyon"dan vazgeçilmesin. TURKSAT ile gerçek- leştirilmesi söz konusu olan hizmetler belirsiz bir geleceğe ertelenmesin. Türkiye kendi uydusuna sahip olarak Avrupa'daki yurt- taşlarına ve Azerbaycan'daki soydaşlarına da ulaşmayı planlıyordu. Sovyetler Birliği'nin son bulmasıyla, erişile- cek alanın yüzölçümü daha da büyüdü. Yarın yapılabile- ceklerin listesi daha da kabaracaktır. İletişim kesiminde kestirimler hep gerçek talebin gerisinde kalmıştır. Önü- müzdeki yıllarda da öyle ola- caktır. * • • Aslında, öncelikle yapılma- sı gereken, iletişim kesimin- de büyüyen çocuğa artık çok dar gelen örgûtlenme yapısı- nı değiştirmektir. Ulaştırma Bakanlığı'mn yanı sıra bir İle- tişim Bakanlığı'na ihtiyaç var. Haberleşme ile ulaştırma- nın aynı bakanlığın bünyesin- de toplanması, ikisinin de ay- nı hızla yol aldığı yılların ka- lıntısıdır. Bir mektup, onu ta- şıyan tren ya da vapur kadar hızlı gidebildiği için PTT'nin, pemıryollan'nın, Oenizcilik İşletmesi'nin ve liman yöne- timlerinin aynı bakanlığın ça- tısı attında bulunmasının bir mantığı vardı. Oysa artık iletişim ışık hı- zıyla yapılıyor. Bu etkinliğin tren \e vapurlarla hemen hiç- bir ilgisi kalmadı. Demiryolu köprüsü ile frekans planla- masnın, liman inşaatı ile uy- du yörünge hesaplarının ay- nı kafalardan çıkabilmesi mürrkün değil. Türkiye'nin telekomünikas- yon \e elektronik iletişim ala- nındaki tüm etkinliklerini çağ- daş Dir yapı içinde bütünleş- tirm«si gerekiyor. Hem de va- kit laybetmeden; değiştiril- meyjn eski yapılar ayaklara dolasıyor. Çağdaş Bir Avukatlık Yasası Ulke gerçekleri karşısında, savunmanın kavrarn ve kurum olarak 'cumhuriyetin temel organları' arasında anayasadaki yerini alması mesleğimizin bağımsızlığı için zorunludur. HULUSİ METİN Avukat 13 Ocak 1876'da yürürlüğe girmiş olan 'Mehakimi Nizamiye Dava Vekilleri Hakkın- da Nizamname', ulkemizde savunma mesle- ğine ilişkin ilk esaslı düzenlemedir. Cumhu- riyet döneminde savunma mesleğine ilişkin ilk yasa, 1924 yıbnda yürürlüğe giren 460 sayıh 'Muhammat (Avukatlık) Yasası'dır. Yasanın 1. maddesinde avukatın tanımı yapılmış, avu- kathk mesleği tanımlanmamıştır. 6 Ocak 1926 ta- rihli 708 sayılı yasa ile 'muhammat' ve 'muhami' kelimeleri, 'avukatlık' ve 'avukat' olarak değiştirilmlştir. Cumhuriyet Türkiyesi'nin ilk Avukatlık Yasası, 27.06.1938 tarihli 3499 sayıb yasa ile yürürlükten kaldmlmıştır. Savunma mesleği- nin düzenlenmesiyle ilgili bu ikinci yasanın ge- rekçeleri arasında; "Avukatlıgın tam mana- sıyla bir serbest meslek halinde tanziminin, adlî teşkilatın dayandığı esas ilkelere uygun düşmeyecegi" düşüncesine yer verilmiş ve sa- vunulmuştur. Yasamn 22. maddesinde avu- katlıgın, kamu hizmeti niteliğinde bir meslek olduğu belirtilmiştir. Savunmanın önemi gölgeleniyor Günümüzde de yandaş bulabilen bu duşun- cenin etkisiyle olsa gerek, 'Adalet Yılı' açılış kutlamalarına doğal olarak katılması ve öz- gürce konuşabilmesi gereken Barolar Birligi Başkam'na engel olunabilmekte, sav- savunma-yargı üçlüsunde savunmamn yadsı- namaz önemi, gölgelenmek istenmektedir. Yürürlükteki 19 Mart 1969 günlü ve 1136 sayıb üçüncü Avukatbk Yasası, 20 Ocak 1967 yılında zamanın Bakanlar Kurulu'nca TBMM'ye sunulan 'Avukatlık Kanunu Tasansı' ve üç öneri, Geçici Komisyon'un 24 Haziran 1967 günlü birleşiminde, Adalet Ba- kanbğı'nca hazırlanan tasarı esas abnmak su- retiyle incelenmiş ve neticede son şeklini ala- rak kabul edilmiştir. Yasanın 1. maddesinde, avukatlıgın kamu hizmeti ve serbest bir meslek olduğu hükmü- ne yer verilmiş, avukatın görevini yerine ge- tirmede bağımsız olduğu belirtilmiştir. Yasa tasansınm gerekçesinde, 1961 Anaya- sası'nın 122. maddesine uygun olarak 'Türki- ye Barolar Birligi* ismi ile avukatlık mesle- ğinin bir Ust kuruluşa sahip olmasmın gere- ğine ve önemine değinilmiş, avukatbğın bir lerinin yeniden düzenlenmesine dair kanun ta- sansı taslağı" üzerindeki çalışmalar ve tartış- malar sürerken başka ülke yasalarmdan ya- rarlanılması önerisi, 1136 sayıb yasanın ka- bulünden önceki çalışmalar sırasında, zama- nın Adalet Bakanlığı'nın isteği üzerine, Al- man avukatlık yasasından esinlenerek hazır- latılmış olan tasarıyı hatırlatmaktadır. Staj, sınav, avukatbğa kabul gibi tamamen mesleğe özgü konular, TBB dışına çıkanlma- malıdır. Savunmayı, meslek olarak seçmeyi •. düsunen bir hukuk fakültesi mezunu için, ad- kamu hizmeti olduğu daha açık bir anlatım- liye stajmın yararlı olmadığı, bir formalite- la vurgulanmıştır. Hak ve sorumluluklar ba- kımından avukatlar, cumhuriyet savcılarına olabildiğince daha yakın bir konuma getiril- mek istenmiş, ancak geçen zaman içindeki uy- gulama, bu isteğin gerçekleştirilemediğini gös- termiştir. Meslege özgü sorunlar Yürürlükteki "1136 sayıb yasanın baa maddelerinin değiştirilmesine ve bazı madde- den ibaret olduğu, kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Stajın tümü, avukat bürosunda ya- pılmahdır. Şirketleşebilmeye olanak tanınması yarar- bdır. Mesleğin ilkeleri doğrultusunda, göre- vin özelliğine uygun bir şirket tipi belirlen- melidb". Başka illerde büro açmak ya da mevcut bü- rolarla işbirligi yapabilmek şirketleşme konu- suyla birlikte ele alınabileceği gibi ayrı olarak PARİSTEN SELÇUK DEMtREL da düşünülebilir. Ve herhalde bu yoldaki bir- bktebğe de olanak tanınmalıdır. Başka mesleklerle ortaklık konusu, mesle- ğin zorunlu kıldığı ilkelerle sınırlı olarak ele abnmalıdır. Örneğin bir maü uzman ya da ku- ruluşla ya da dedektiflik yasasının yürürlüğe girmesinden sonra bu konuda yetkili kabul edilen kişi veya bürolarla ortaklık Uişkisi ku- rulabilmelidir. Reklam yasağımn tümüyle kaldırılması, meslek mensuplan arasında bir anlamda eko- nomik ağırbkb bir ticari rekabetin başlama- sına neden olabileceğinden sakıncalıdır. An- cak unvan ve konu belirtilmesi, reklam kap- samında düşünübnemeli, hizmetin avukatın iradesiyle sınırlandınlabilmesine olanak tanın- malıdır. Savunma, anayasada yerini almalı Yürürlükteki anayasamn üçüncü kısmında 'cumhuriyetin temel organlan' olarak yasama-yürütme-yargı alt başbkları altında, birinci bölümde Yasama (md. 75-100), ikinci bölümde Yürütme (md. 101-116), üçüncü bö- lümde, Yargı (md. 138-145) konulanna yer verilmiştir. Anayasanın, ikinci kısmında 'Temel Hak ve Ödevler' başbğı alünda, 'Haklann Korun- ması ile llgili Hükümler' alt başbğında 'Hak Arama Hürriyeti' başbkb 36. maddesiyle her- kesin davacı veya davab olarak iddia ve sa- vunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Bugün, savunma mesleğine kaynak olan da bu maddedir. Ülke gerçekleri karşısında, savunmamn kavram ve kurum olarak 'cumhuriyetin temel organları' arasında anayasadaki yerini alma- sı, mesleğimizin bağımsızlığı için zorunludur. Bağımsızbk, ancak Barolar Birbği'nin anaya- sada yer alması ile sağlanabilir. Disiplin, mesleğin arzu edilen toplumsal saygmbğa kavuşturulabilmesi için zorunlu- dur. Barolarımızın ve birliğimizin, mensup- lan üzerindeki mevcut etkinliği ve denetimi yeterlidir. Asıl sorun, savunma mesleğinin gü- nümüzde kendini savunmak zorunda kalmış obnası, ilgili kurum ve kuruluşlardan görev- lerinin yerine getirilmesinde gereken saygıyı ve yardımı görememesidir. Adaletin gerçekleşmesi ülküsüyle, yıllanm bilgi ve deneyimlerini çoğaltarak, savunma mesleğine sunmuş olan meslektaşlanmıza Yiiksek Mahkeme üyesi olabilme olanağının tanınmasına çalışılmalıdır. Dileğimizin ger- çekleşmesi, mesleğimize onurlu bir olanak sağlarken 'yüksek mahkeme'lere de yeni bir düşünce boyutu getirmiş olacaktır. Güçlü bir savunma mesleği ve çağdaş bir Avukatlık Yasası, yalnız avukatlar için değil toplum için de zorunludur. SEPETCILER KASRI'NDA /ILBAŞI ÖZEL EĞLENCESİ •r Rafael * Gülbenız * Sürpnz sanatçılar )ryantal Eşliğinde Zengin Yılbaşı 150.000 TL. vslararası Basın Merkezı Sarayburnu Re:51145 03-5122013 Teleservis'te hizmet ekranda! \, Dokunun ekrana, başvurun. Dokunun havale yapın. Dokunun bakiye inceleyin. Dokunun bilgi alın. İ > I i • R E S T t U R A N T ARTIK TMNI UNITTUGUMUZ NEFÎS OSMANLI EV YEMEKLERI FIGEYRADA M ÇARŞ. ve PAZAR * : I K B Ü F E 'MARTÎSI HARİÇ HER GECE SERDAR & GİTARI SIZLERLE i8.oo-oe.oo **>e Sostan sole NO 13 1614507 *Teleservisler'den, pek çok bankacılık işlemini, ekrana bakarak, ekrana dokunarak, kolayca yapabilirsiniz... Günün 24 saati, yılın 365 günü, gece, gündüz, bayram, tatil! Birçok Tele24 Lobisi'nde bulunan Teleservisler'den, Telecard. "kredili" kredi kartı, Ferdi Kredi, Otomobil Kredisi ve Konut Kredisi almak için başvuruda bulunabilirsiniz... Telecard'ınızı ya da Yapı Kredi kredi kartınızı kullanarak havale yapabilir, bakiyenizi inceleyebilirsiniz... Döviz kurları, faiz oranlan, Düzenli Ödemeler, Talimatlı Havale. "kredili" kredi kartları, Ferdi Kredi, Otomobil Kredisi, Konut Kredisi, seyahat çeki. Yapı Kredi çekleri ve yeni hizmetlerle ilgili bilgi alabilirsiniz... Ekrana bakarak, ekrana dokunarak. kolayca. anmda! Sİz y a Tel de Ş es "Yapı a m ervi Kredi a y a s rah Imkânlar b a ş a t l ı ğ ı n ı Dünyası" I a y ı > yaşay nda ı n. ı n l YAPI^CKREDi Tıizmette sınır yoktur" UGUR CANKOÇAK 'Bize Sahip Çıkırf Çağdaş devletleri kimlerin yönettiği konusunda tartış- malar var. Batı'da bu konuda önemli iddialar ileri süren kitaplar, makaleler yayımlandı. Bu ciddi incelemelerin bir bölümüne göre çağdaş devletlerin yönetiminde gizli öc- gûflerin ağırlığı çok fazla. CIA, MOSSAÖ, KGB, vs dev- letlerin yönetim kademelerinde olmamalarına karşın, ken- di bünyelerinde oluşturdukları iç ve dış politıkaları rahat- ça uyguluyorlarmış. Üstelik bunlar, sadece birer iddia dâ değil. Birçok olayla kanıtlandı. Demokrasılerde kural, pariamentonun üstünlüğüdür. Ül- kede parlamentodan daha yetkili hiçbir kurum ya da kişi olamaz. Bu en büyük güç, devlet yönetimini Bakanlar Ku- rulu eliyle yürütür; ama her an da onu denetler. Oysa, giz- li örgütler devletlerin içinde cirit atıyor ve oluşturdukları politikaları, devletin sorumlularından habersiz uygulaya- biliyorlar. Bu gerçek İtalya'dakı Gladio olayında da kanıt- landığına göre demokrası topallıyor demektir. Türkiye'de demokrasi askeri darbelerle kesintiye uğra- dığı gibi bir de gizli devlet örgütleri eliyle topal duruma getirilmiyor mu acaba? 1970'li yıllarda gözaltına alınıp, gözlerı bağlı olarak sor- gulananlara, sorgucular, "Burası Kontrgerilla, burada ana- yasa, babayasa, allah falan hiçbir şey yoktur", diye başla- yan bir girizgâh yapıyorlardı. Bu sözleri -şimdi bir kısmı milletvekili olan- ülkemizin önde gelen aydınlarınm hemen hepsi, dinlemişlerdir. _ _ ^ ^ ^ _ _ ^ _ _ ^ _ ^ ^ _ Sayın Demirel'deki değişikliği göz önüne alınca, "Bize sahip çıkın" cümlesindeki "biz"in demokrasıye, pariamentoya demek olduğunu düşûnmek acaba çok mu iyimserlik olur? 12 Eylül darbesi iş- kenceleri, gözaltında ölümleri adeta devlet politikası haline getir- di. Bu dönemde, "ölü olarak ele geçirildi" deyimi resmi bildirile- re yerleşti ve hâlâ da kullanılmakta. Yani devletin güvenlik güçleri sanık yurttaş- ları yakalayıp Adliye1 ye teslim etmek yeri- -_ ne onları öldürmeye başladı. İşkenceler, öldürmeler süregiderken devleti yönetenler hep güvenlik güçlerini arkaladılar. Türkiye'de işkence ol- madığını, öldürüienlerin ya intihar ettiğini ya da güvenlik güçleriyle silahlı çatışmada öldüğünü ileri sürdüler. 20 Ekim seçimleriyle Türkiye yeni bir döneme girdi gi- bi görünmektedjr. Başbakan, son güneydoğu gezisinde toplanan halka, "Bize sahip çıkın" dedi. Bugüne kadar, devlet yöneticile- rinden, "Devlete sahip çıkın" sözünden başka bir şey duy- mamış ülkenin insanları olarak, "Bize sahip çıkın" dile- ğini duymak son derece önemli. Üstelik bu dileğin orta- ya atıldığı zamanı ve yeri de işin içine katarsanız, bu kısa cümlenin önemini anlarsınız. Kendi deyimiyle, "altı kere gi- dip yedi kere geldiği" başbakanlıktan iki gidişi askeri dar- beyle olan Demirel, parlamentoyla devlet farkını bilen bi- ridir. Sayın Demirel'deki değişikliği göz önüne alınca, "Bi- ze sahip çıkın" cümlesindeki "biz" in demokrasiye, par- iamentoya demek olduğunu düşûnmek acaba çok mu iyimserlik olur? Ama biraz insaflı olun. "Bana sağcılar adam Öİdürüyor dedirtemezsiniz", "Kimseye minnet borcum yok", "Türki- ye'de işkence vardı demek, dış ve iç bozguncu mihrakla- rın adamı olmaktır" diyen başbakanlar; sanıklan yakala- mak yerine öldüren polisler için "Emniyet kuvvetlerimi- zin çalışmaları her türlü takdirin üstündedir" diyen içiş- leri bakanları; "Asmayıp da besleyelim mi" diyen devlet başkanları dönemlerinde yaşamış bir yurttaş olarak, bu "yeni Demirel"e iyimser bakmak istiyorum. Ondan, ken- di deyimiyle, devletin dizginlerini toplayıp, hükümete, par- iamentoya vermesini bekliyorum. Yani, askeri darbelerin yapılamadığı, Kontrgerilla, Gladio gibi örgütlerin dağıtıl- dığı, sanıkların ölü değil diri ele geçirildiği, işkencenin tü- müyle kalktığı demokrat bir ülkede yaşamak istiyorum. Sayın Demirel'in, "Bize sahip çıkın" cümlesini böyle an- lıyorum. Sjz nasıl jmlıyorsunuz? Uğur Cankoçak, yazar-yayıncı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle