Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
:UMHURİYET/4 HABERLER 23 ARALIK 1991
HUKUKÇU
GÖZÜYLE
BL'LENT TANOR
ÖnceYaşamaHakkıGeçen haftaki yazımda, Anayasada değişiklik yapıla-
madığı sürece, yasalar eliyie ne ölçüde demokratikleşme
ve iyileştirmelere gidüebileceği sorusunu ortaya sürmüş-
tüm. Oradataslaklaştırdığım bazı soyutcevap anahtarla-
n açısından birkaç temel hak ve özgürlüğün örnek ola-
rak inceleneceğini de belirtmiştim.
8u taramada "önce yaşama hakkı"na yer vermek ge-
rekiyor. Çünkü bu hak otmadan ve korunmadan, öbür hak
ve özgürlükler de bir anlarrt taşımaz. insan haktarı, İsviç-
re Federal Anayasası'nda görülen, "Ölenin onurlu bir şe-
kilde gömülme hakkı" gibi istisnalar dışında, "yaşayanlar"
»çindir. Bu yüzden de "öldürülmeme hakkı" her şeyin ba-
şıdır. Bu hak, resmi ya da resmi olmayan (terörist) "infaz
mangalan"n& karşı korunmayı da içerir ama, bu alanm kla-
sik sorunu "ölüm ceza<an"dır. Çünkü bu cezayı kararlaş-
tıran ve uygulayan devlet, bu işleri tasartayarak, plartla-
yarak, "taammüden" gerçekleştirmiş olmaktadır. O dev-
let ki görevi, insan kişiliğint, onurunu ve bedenini koru-
maktır.
Türkiye'deki durum nedir? 21 Kasım 1990 tarihli kanurv
la, zaten uygulamast bulunmayan bazı ölüm cezalan
ömürboyu hapse çevrilmişti. Bugün, 30'dan fazla suçun
karşılığı yine ölüm cezasıdır. Anayasada, belli koşullarda
veriıecek ölüm cezalannm hukuka uygunluğu kabul edil-
miş, bu ceza anayasal meşruluk ve korunma altına alın-
mış, ama zorunlu da kılınmamıştır; zaten böyle bir şey dü-
şünülemezdi. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti, ölüm ce-
zalarının kaldırılmasını amaçlayan uluslararası betgeleri
onaylamaktan da bu-
Eski bakon Ali Talip Özdemir, Bakırköy'ün yeni başkanı
güne dek kaçınmıştır
Orneğin, Avrupa İn-
san Hakları Sözleş-
mesi'nin 6 nolu ek
protokolünü, Avrupa
Konseyi'nin üyesi
olup da benimseme-
yen tek devlet Türki-
ye'dir.
Uygulama bütün
bütüne iç kararticıdır.
ANAP sonucu 'halayla*kutladı
Askeri Yarçrtay'ın yeniden
îdam karariannı onadığı
günümüzde, en aztndan
barış zamanında işlenen
suçların cezasının
idamdan ömürtjoyu hapse
çevrilmesi yoluıta
gidılmelidir.
Sivil dönemlerde bu cezalar ya da bunların infazı "uyku-
ya altnmakta", askeri yönetimler altında ise olağanüstû
mahkemeler eliyle yeniden devreye sokulmaktadır. Os-
manlı usulü "siyaseten katl", üslup değişıkliğiyle yürürlük-
tedir. 17 yaşında olduğu ileri sürülen bir sanığın 47 gün-
lük "seri yargılama" sonucunda idam edılmiş olması, dra-
mın boyutlartnı yeterince açıklar. Askeri savcılarca 7000'e
yakın sanık hakktnda ölüm cezası istenmiş olması daya-
şam değerinin uğradığı enflasyonu ve aşınmayı kanıtlar.
DİSK yöneticileri ile bugünkü Başbakanlık Başdanışma-
nı da bu çıleyi yaşamış kişiler arasındadırlar.
Siyasal aktörlerin tavırları ne yönde gelişmiştir? İdam
cezalannı tehdit unsuru olarak kullanıp mahkûmlara
'"rehine" gözüyle bakanlar ya da idamlar yüzünden, sırf
devletin dıştaki "imajıntn bozu/mas/"na üzülenler olmus-
tur. Bugünkü koalisyon ortaklarının tutumuna gelince,
bunlar geçen yaşama döneminde TBMM alt komisyorv
larında ölüm cezalanna karşı tavırlar göstermişler, ancak
ortaklık belgelerinde (paket, platform ve program) bu ko-
nuda susmayı yeğlemışlerdir. Şu var ki bunlarda, hukuk
sistemimiz bütûnünün "evrensel değerler ve normlar çer-
çevesinde değiştirilmesi" sözü de açıkça verilmtşttr.
Bu konudaki evrensel normlar ise artık iyice belirmiş-
tir. Yukanda anılan 6 nolu ek protokol ile BM'nin 15 Ara-
lık 1989'da kabul ettiği ikinci seçmeli protokolde, "banş
zamam"nda işlenen suçlara ölüm cezası verilemeyece-
ğini saptamışlardır. Ülkelerdeki gelışmeler de bu yönde-
dir. Bunların bir kısmı bu cezayı tamamen kaldırmış, ba-
zılan da yalnız savaş dönemine hapsetmişlerdir. Yalnız ge-
lişmiş ülkelerde değil, Üçüncü Dünya ve eski "sosyalist"
ülkelerdeki ana eğılim ve buluşma noktası budur.
Dünyadakı yönelim Türkiye'yı de buna katılmaya zor-
lamaktadır. Üstelik bu alandaki atılımlar için hiçbir ana-
yasal engel de yoktur. Sorumluluk, bütünüyle karma hü-
kümette, Adalet Bakanı'nda ve DYP-SHP çoğunluğunda-
dır. Askeri Yargıtay'ın yeniden idam karariannı onadığı gü-
nümüzde (5. Daire, 18.12.1991), en azından banş zama-
nında işlenen sucların cezasının idamdan ömürboyu hap-
se çevrilmesi yoluna gidilmelidir.
İsmet İnönü'yü anma
• ANKARA (AA) — Türkiye
Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanı tsmet
İnönü, ölumunün 18. yıldönumünde çeşitLi
etkinlikkrk anılacak. ismet İnönü'yü anma
, toplantılarının ilki bugun Pembe Köşk'te
, yapüacak. Başbakan Suleyman Demirel ile
Başbakan Yardımcısı Erdal înönü, Pembe Köşk'te saat
16.00'da başlayacak konferansta, DYP-SHP koalisyon
hükümetini anlatacaklar. Toplantıda, eski cumhuriyet
senatosu başkanı thsan Sabri Çağlayangil ile CHP Ankara
eski senatöru ve eski bakanlardan Hıfzı Oğuz Bekata da 1961
AP-CHP koalisyon hukümeti konusunda konuşacaklar.
Demirağ'Yurdatapan döntiyor
• Haber Servisi — 12 Eylul'den sonra Federal Almanya'ya
giden Melike Demtrağ ile eşi Şanar Yurdatapan yann
Türkiye'ye geliyor. Demirağ ve Yurdatapan'm yılbaşı tatili için
tstanbul'a gelecekleri, 15 gun kaldıktan sonra yeniden
Almanya'ya dönecekleri ogıenildi. Çarşamba günü bir basvn
toplantısı düzenleyecek olan Demirağ ve Yurdatapan,
perşembe günu de sanatçı arkadaşlanyla bir araya gelerek
Türkiye'ye dönüşlerini kutlayacaklar.
ANAP, önseçim hazarlıgında
• ANKARA (AA) — ANAP'ta, parti yöneticüerinin
"yeniden yapılanma" diye adlandırdıkları düzenlemelerin
ikincisi bugun MKYK'da karara ba|lanacak. MKYK tüzük
değişikliğini onayladığı takdirde, bundan sonra yapüacak
genel ve yerel seçimlerde parti adaylan önseçimle
belirlenecek. Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın isteğiyle
MKYK'da oluşturulan ve Cumhur Ersümer, Oltan Sungurlu,
Hüsnü Doğan'dan oluşan tüzük komisyonunun hazırladığı
değişiklik taslağ» MKYK'nm bugünkü toplantısmda
görüşülecek.
Ozay?
görevine döndü
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Çanakkale Zaferi'nin 75.
yüdönümü töreninde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gelişi
sırasında ayağa kalkmadığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı'nca
görevden alınan Çanakkale Belediye Başkanı Ismail Özay,
görevine resmen dondü. Damştay 8. Dairesi, Özay'm görevden
alınmasına ilişkin işlemi, verilen "takipsizlik" ve "men-i
muhakeme" kararlarınadayanarak iptal etti.
Toptan: Çözüm egitimde
• ZONGULDAK (AA) — Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan,
ulkenin tüm sorunlarının çözüm anahtannın eğitimde ve
öğretmenlerde bulunduğunu söyledi. Toptan, öğretmenlerin
saygmlığımn korunacağını bildirdi. Zonguldak'ta oğretmenlerle
bir toplantı yapanToptan, eğitimde bazı sorunlar bulunduğunu,
bu sorunların çözümü için dünyadaki gelişmelerin yakından
takip edilmesi gerektiğini söyledi.
ANAP ilçe merkeziıvde
şenlikyaşanırken 500
metre ilerdeki SHP
binasında sonuçları
soran Başkan Sözen'e
bir partiü, "Var
efendim. Trabzon 10
kişiyle Altay'ı yendi''
diyor. Diğer bir partiü
de Beşiktaş'ın 5-0 galip
geldiğini söyleyip
havayı yumuşatıyordu.
tDRİS AKYtJZ
ANAP
SHP
OYP
DSP
MÇP
RP
SP
1917 geaet u ç M
99.926
75.057
22331
20.724
1.974
7.762
%
43.6
327
10.0
90
OS
3.4
19Myt
•„
«Iseçtaıi
96018
160.845
51819
50932
4.693
43.146
BAKIRKOY
«*
23.5
393
127
12.5
1.1
m6
tM1|H risaçM
137181
95.420
88.419
94.433
—
94.799
1.093
H
26.8
18JB
173
183
—
18.5
0.02
1991 a n jew» saçW
79963
59.854
70.763
44 788
3.497
57383
1.184
*
2512
1880
22.23
14.07
1.10
1803
037
Bakırköy'deki parti Uçe mer-
kezleri, "IJne atsan yere
dnşmez" ömegi tıklım tıklım.
Insanlar caddeye taşrmş, trafik
ükalı. Kaldınmlardan büe yürü-
mek mümkün değil. ANAP'ta
sevinç halayları çekiliyor.
DYP'de "öfke", SHP'de ise
"morol çöküntüsu" hâkim. So-
nuçlar geldikçe, kimi seviniyor
kimi "AHah kahretsin" deyip
dövünüyor. Kimileri de "thanete
u{raâık, söz verdikr ama saodı-
| a gdmedüer" diye dert yanryor,
birbirlerini eleştiriyor.
Sandıklardan ilk sonuçlar gel-
meye basladığında, DYP ilçe
merkezinden "Öııdeyiz" anons-
lan yapıuyor, partililer birbirle-
riyle kucaklaşıyor. Kırsal kesim
sonuçlan gelmeye basladığında
ise ANAP'ın öne geçtiği anlaşı-
kyor, bu kez, iki parti "kafa
kaf«j»" yorumlan yapıhyor. Sa-
atler ilerleyip DYP'nin seçimi
kazanamayacagı ortaya çıkınca,
partililerden serzenişler ve öfke
dolu sözleT çıkmaya bashyor. 11
Başkanı Muhsin Divan, eski ll
Başkanı Ortaan KcçtH, yönetim
kurulu üyeleri Ongiz Kapta-
noglu ve Fusun Muderrisolla,
çeşitli yorumlar yapıyorlar.
Odadaküerin hemen hepsi, "Ah
'Beyefendi' gelsejdi, bir tur at-
saydı, bu seçimi biz kazamnhk"
diye serzenişte bulunuyor. Bir
partili, çekinmeden Başbakan
Suleyman Demirel'i suçluyor.
"Ne vardı zamlan iki gün önce
açıklamaya. Tüm liderier, aday-
lanna destek verirken niye gel-
medi? Programını iptal edemez-
miş. Resmen 'harakiri' vaptırdı
ANAP
SHP
DYP
DSP
MÇP
RP
SP
19S7|«Wl»çM
16715
18.149
&631
4901
400
775
%
35.0
38.0
13.9
10.3
0.8
U6
«ttçMI
2 537
6.702
10.400
1151
130
169
LULEBURGAZ
%
12.0
31.7
49.2
5.4
0.6
0.8
19«1|tM
12.441
13.201
11382
9859
1.609
164
2556
27.12
23J38
20.25
33
0.34
1991 an fcm s*«W
3.036
10.352
5.903
977 •
213
416
ÜTfiBh
14.4
494
28.1
4.6
1.0
1.9
0.2
Not li*efcw«az
1
m 1SS7 «e 1991
Bakırköy Belediye Başkanlığı seçimini kazanan ANAPIı Ali Talip Özdemir, sevincn'â partUilerie birtikte Özguriuk Meydanrnda
tur atarak kutladı. (Fotograf: SLAT KOZLUKLU)
bize. Seçimi kaybetmemizde tek de ahrken, "Vicdanen müsteri- SHP'de, Büyükşehir Belediye
suçlu Sayın Genel Başkan'dır." him. EUmden geleni yaptım. Başkanı Nurettin Sözen, ilçe
DYP Belediye Başkan adayı Halkın karanna saygüıyım" de- başkanının masasında yemek yi-
Yaknp Akyttz ise sonuçlan evin- ğerlendirmesini yapıyor. yor. Partililer odayı dpldurmu^.
Herkesin yüzü asık. Herkes bir-
biriyle taftışıyot. "Olmadı, an-
latamadık,. lıisanlan sandığa
taşıyamadık'' diyor bir partili.
Diğeri, "Daha ne yapacaktık?"
diye karşüık veriyor.
Bir ara Sözen, yeni bir sonuç
gelip gelmediğini soruyor. 20
ekimde milletvekili adayı olan
Oguz Biberogju şakayla kanşık
yanıtlıyor: "Var efendim, Trab-
zonspor on kişiyle Altay'» 1-0
yendi". Bir başkası gülerek, Be-
şiktaş'ın 5-0 galip geldiğini söy-
lüyor ve gergin ortamı yumuşat-
maya çahşıyor. MYK üyesi Er-
can Karakaş ile Belediye Başkan
adayı Yuksel Çcngel içeri giri-
yor. Çengel, "Orülme Başkan.
9f» bizim baskanımızsjn" diyen-
lere yanıt veriyor. "Hepinize te-
şekkür ederim. Oinizden geleni
yapUnız. Halkımız böyle istedi.
Saygıyla karşdamak lanm." Ar-
dından SHP'nin "ivme" kaybet-
mesinin nedenlerini soruyor ga-
zeteciler. Çengel bu soruya,
"Halk, bizim iktidar olarak hu-
kiunet prognunma koydngumuz
ber şeyi hayata geçirmemezi
bekHyor. Bir yandan da böyle
bir karar vererek denetienmenü-
zi istiyor" yamtıru veriyor.
DYP ve SHP ilçe merkezin-
den 500 metre uzaklıktaki
ANAP binasında "şenlik" var.
Binanın önünde toplanan par-
tililer, kol kola girmiş halay çe-
kiyor. Boyunlanna ANAP bay-
raklan dolamış gençler, "En bü-
yuk naşkan bizun başkan" diye
slogan atıp davul zurna eşliğin-
de horon tepiyor. İlçe sekreteri-
nin odasında oturanlar, "Önde
gidiyonız ama hele bir kesin so-
nucu alalım" diyor ve ardından
"Sonra sevincimiz kursağunızda
kalmasın" biçiminde "temkinli"
konuşuyorlar. Saatler geçip
DYP ile aradaki farkın kapan-
madığını gören ANAP'lılar,
"Artık seçimi kazandık
sayabUiriz" diyor ve Belediye
Başkan adayı Ali Talip özde-
mir'i omuzlara alarak OzgürlÜk
Meydanı'na doğru yürümeye
başlıyor. Bölge milletvekili Ş»-
dan Inzcu, "Kırgın ANAP'lıla-
n" da kucaklayarak "Bu basan
hepimizin" diyor. Ali Talip Öz-
demir, seçmenin sandık başma
gitmeyeceğinden endişe duydu-
ğunu belirüyor, ancak sonuçta
kazanmaktan mutluluk duydu-
ğunu ifade ediyor.
Devlet Bakanı Erman Şahin, CumhuriYel'in sorulannı yanıtladv
Kaçakyapı,kente karşı suç
FARUK BtLDİRİCt
ANKARA - Kentleşme ve
kentleşme sorunlan ile görevli
Devlet Bakanı Erman Şahin.
yerel yöneümkrin özerkleşti-
rilmesini hedeflediklerini ve
muhtarhklann da bu yöne-
timkre bağlanmasmı düşün-
düklerinı söyledi Şahin,
"tmar affı kavramı. Türk imar
politikasından çıkarılmaU" de-
di ve "kaçak yap» kente karşı
suçtnr" degerlendırrnesınde
bulundu. Şahm, belediyekrin
borçlarmın bloke edilmesinın
hedeflendilini, ama bu konu-
da henüz karar verilemediğini
söyledi.
Kentlerde "plan karmaşası"
yaşandığını anlatan Şahin.
bakanhğının icracı bir bakan-
Uk haline dönüştürülmesi için
kararname hazırhklannın
sürdüğûnü ve asıî olarak sağ-
hksız kentleşmenin önlenme-
sinin hedefkneceğini kaydetti.
Şahin, kentlerdeki plan kar-
maşasmın yok edilmesi için
bakanhğının "yaptınm gücü
olan koordinatör rolü üstlene-
ceğini" kaydetti. Şahin, İstan-
bulda Pera Palas ve Swiss
Oterin turizm koruma alanla-
n ilan etme uygulamasma kö-
tü örnekler oluşturduğunu
belirterek, bu uygulamanın
daha smırh şekilde sürebilece-
ğini vurguladı. Yerel yönetim-
lerin özerkleşmesinden "kendi
sınırları içerisinde sorunlarını
çözebilmek giküne sahip olma-
larını" anladığını dile getiren
Şahin, "Katılımcı topluma
doğru gidildikçe belediyelertn
kendi işlerinj kendikri görür
hale gebneleri gerekli. 11 genel
Belediyelerin, kendi işlerini kendileri görür
hale gelmeleri gerekir. İİ genel meclislerinin,
hatta muhtarlıklann yerel yönetimlere .
bağlanmasv ileride düşünülebilir.
Son yıllardaki kent bozulmasının ağırlıkh
sorumlusu, 12 Eylül sonrası dönemin
yöneticileridir. İmar affı anlayışına kesin
olarak karşıyız. Kaçak yapı, kente karşı
suçtur. Kent suçu kavramı ortaya
çıkarümalı.
Gecekondulaşmayı önlemek isüyoruz. Ama
gecekondu sahibi olmaya zorunlu olan
adamın büyük kentlere gelmesini önlemek,
Öncelikli sorun.
meclislerinin, hatta muhtarlık-
lann dahi bölgesel olarak \erel
yönetimlere bağh şekle getiril-
mesi de Herde düşünülebilir'"
dedi.
Şahin"e yönelttiğimiz soru-
lar ve yanıtlan şöyle:
- Merkezi idarcden yerel yö-
netimlere aktarmayı düşündû-
güniız yetkiler var mı?
ŞAHÎN - Bunun dünyada
çeşitli örnekleri var. Traüğin
belediyekrin deneümine bıra-
kılması düşünülebilir. Çünkü.
kentlerdeki park yerkri konu-
sunda bik trafik polisiyk be-
lediye arasında devamlı anlaş-
mazhk oluyor. Vatandaş
arabayı kaldmma çektıği za-
man belediye zabıtaşı gelip
işgaliye yazıyor. Yani. adam
parasını öderse işgal edebilir
gibi bir sonuç çıkıyor. Oysa
zabıtanın trafık cezası yetkısi
olsa bövk olrnaz. Ayrıca. bazı
yasalar da gözden geçirilecek.
- Anakentlere ilişkin yasanın
değiştirilmesi gündeminizde
mi?
ŞAHtN - O yasa yeterli ola-
madı. Ciddi şekilde elden geçi-
rilmesi gerekıyor. Bugün Is-
tanbul'u, Ankara'yı bu araç-
larla yönetmek. düzeltmek
çok zor. Belki İstanbul doğru- y»İ«an,
dan başka bir mesele halinde
ele alınacak. MetropoHere ay-
rı bir yaklaşım geüreceğiz.
- Nasıl bir kent, kentleşme
hedefliyorsunuz?
ŞAHİN - Hayah bir kentten
söz edemeyız. Oncelikle bozu-
lanlan düzeltmek. bozulmayı
ŞAHtN - Çevre sorunlan
konuşulmaya başlandıktan
sonra sorun olarak öne geçti.
Ama çevre sorunlan daha ön-
ce de vardı. Yoksa, bu naylon
deryası. hava kirliliği çok da-
ha önce vardı, yeni görüldü.
- Yerel yönetimlerin çevre
sorunlarını aşmasını kolaylaş-
tıracak büyük projeler geliştir-
meyi düşünüyor musunoz?
ŞAHtN - Sanayı toplumu
önü alınmayacak biçimde kir-
lenme yaratıyor. örnefein,
benim ilimde, Muğla'da kir-
lenme son yıllara kadarsıfırdı.
Herkes evının önünü kendisı
süpürürdü. Ama sınai, ticari.
turistik gelişme. Muğla'yı da
kırktmeye başladı. Demek ki
çevre sorunu aslmda bir kül-
tür sorunu. Hem yerine göre
önlemkr almak hem de çevre-
- Gecekondulaşma nasıl ön-
lenecek?
sa. sağlıkh. yavaş gelişen,
fakat kendi kültürüne, gele-
neksel mimarı yapısına uy-
gun, o yörenin çizgisini kay- y
i bir kültür sorunu haline ge
betmeyen kentler yaratabili- tirmeklazım.
riz. Neden kooperaüfleşme-
lerde üst üste sefer taslan gibi
kibrıt kutulan gibi
yan yana dizikn, tavuk küme-
sı gibi evler yapüıyor. Hangi
düşüncekrk, kımlcr bu evleri
yapıyor? Yani bütün bu çar-
Cık yapılaşmalann olmadığı,
ütün bunîann tersinin yapıl-
maya çalışıldığı, uzmanların,
çevrecikrm, mimarlann, kent
kısa zamanda durdurmak ge- plancılannın bu çabaya sevk
rekli.Örneğindoğudakikent- edıldıği, çok gemş ıstıhdam
ler en alt düzeyde bozulmuş olanaklan sağlanan. ılgılı ba-
olarak duruyor. Bunlar için ne kanlıklann koordınasyon ha-
~ " -• ->•-•- linde çalıştıklan bir kent yapı-
sı. Yavaş yavaş kendi işmi
kendi bölgesınde halledecek
tek merkez haline gelmiş yerel
yönetimler.
- Kentlerin çevre sorunlarına
nastl yaklaşıyorsonuz?
yapüabilir? Örneğin, elimiz-
deki toplu konut fonlannı
kullanarak insanlan Ankara
ve İstanbul'a gelmeden kendi
yörekrinde doğru dürüst ko-
nuta sahip edebiliriz. Bu ko-
nut politikası başanya ulaşır-
ŞAHİN - Gecekondulaşma-
yı önlemek isüyoruz. Ama
gecekondu sahibi olmaya zo-
runlu olan adamın büyük
kentlere gelmesini önlemek,
öncelikli sorun. Çünkü, onun
orada beklediği bir iş. umut
var. O umudu kendi yöresınde
karşılamaklazım. İkincisi, ha-
lihazırdaki gecekondularda
imar ıslah planlanna benzer,
insanlann haklannı teslim
eden, insanlann devletin bece-
riksizliğinden, hatasından
ötürü girmiş olduklan kötü
noktalarda bağışlayan, yumu-
şak tavırlar gerekli. İmar - ıs-
lah planlan veya daha komp-
kks ledbirkr çözüm olabıhr.
AııkaraBüyükşehir Belediye Başkanı Karayalçın 'kentseltoprak reformu şart' diyor
d ^ u, sıra ötekikentlerde'
Karayalçm "Gecekondusuyla, villasıyla
üst üste yığüan kentşel sorunlarıyla İstanbul
düştü. Sıra Ankara, İzmir, belki de Adana'da.
Merkeziyönetim 'îstanbul'u iyi yönetiyoruz'
diyebiliyor mu ki Sözen yönetsin. Bir saniye bile
duracak durumda değiliz."
UFUKTEKİN
ADANA — Kent Kooperatıfkri
Merkez Birliği Genel Başkam sıfatıyla
Adana Koop'un düzenlediği söykşiye
katılan Ankara Anakent Belediye
Başkanı Murat Karayalçın'm
"bomba etkisi yaratan söderi",
çoğumuzun gözlediği, ama hiç
kimsenin önleyemediği bazı olgulara
dayanıyordu.
Tepeleri gecekondu ve
villa dolu Istanbul'un yönetilemez,
konut sorunu çözükmez hak
geldigirü anlatan Karayalçın,
"Yıkıyorsun olmuyor, yıkmıyorsun o
da olmuyor. Ne gecekondular
dunryor ne de villalar" diyordu.
lstanbul'da ortaya çıkan sorunlar
nedeniyle sürekü Belediye Başkam
Nurettin Sözen'in suçlandığını da
beürten ve "Suç onun mu ki" diye
soran Karayalçın'ın Adana Anakent
Belediye Başkanı Selahattin Çolak'a
bakarak söylediği sözkr "Türkiye
gerçegT'ni vurguladv:
"tstanbul, Sayın Sözen'in
beceriksulifi yüzünden bu halde
degildir. Gecekondusuyla, villasıyla
üst üste yıgılan kentsel sonınlanyla
tstanbul daştü. Sıra Ankara'da,
tzmir'de, Selahattin Bey belki de
Adana'da. Merkezi yönetim
'Istanbul'u iyi yönetiyoruz'
diyebiliyor mu ki Sözen yönetsin.
Sıra öteki kentlere gelmiştir, artık bir
saniye bile duracak durumda degiliz.
Hemen imarn arsalar üretmek
zorundayız. Çünkü insanlar
İstasbul'a, Ankara'ya, Adana'ya
akın ediyor. Göç var, ama konut
yok, imarlı arsa yok."
"Türkiye'de kentleşme patlama
noktasına gelmiştir" diyen Murat
Karayalçın'ın 1980'den başlayarak
verdiği bilgikr dikkati çekti:
"1980'de nüfusun yüzde 43'ü
kentlerde yaşıyordu. 1985'te bu sayı
yüzde 53'e, 1990'da ise yüzde 60'a
çıktı. 10 yüda tam yüzde 17 artış.
Bunun bir kısmı dogal nüfus arûşı,
ama çogu göç. Meger 1950-60
arasındaki göç hiçbir şeymiş.
Önümüzdeki yıllar göç daha da
artacak hem de GAPa ragmen."
Türkiye'nin ivediükle radikal
önlemler alması gerektiğini belirten
Murat Karayalçın, "kentsel toprak
rcformu" adını verdiği bir sistemle
sorunun çözülebüecegini savundu.
Buna göre kentlerin etrafında
gelişigüzel gecekondular ve villalar
tarafından işgal edilen araziler
üzerinde kamulaştırma ve arazi
sahibine imar duzenlemesi
olanağmdan söz ederek arsa
sağlanması gerektiğini vurgulayan
Karayalçın, "Bu ifadeden topraklara
el konması diye bir şey anlaşılmasın.
Topragın arsaya dönüştürülmesi biraz
luunnlaştırma, biraz da arazi sahibine
4
bak imar geçecek, sen de
yararlanacaksın' deyip topragun
kentsel kuUanıma açmasını
istemektir. Bu da hem kamulaştırma
yasası ve hem de diğer özel bazı
yasatann çıkartümasıyla mümkün
olabttecektir" dedı.
YARIN TOPRAGA
VERtLJYOR
Baştürk'e
saygı
duruşu
bugün
Haber Merkezi — Önceki
gün ökn Devrimci îşçi Sendi-
kalan Konfederasoynu Genel
Başkam Abdullah Baştürk'ün
cenazesi yarın toprağa ve-
rilecek.
Baştürk'ün naaşı bugün sa-
at U.OO'de Merter'deki DİSK
Merkezi'nde saygı duruşu için
katafalka konulacak. 62 yaşın-
da ökn Abdullah Baştürk'ün
cenatesi yann saat 12.00'de Teş-
vikiye Camü'nde kıhnacak ce-
naze namaandan sonra Zincir-
likuyu Mezarhğı'nda toprağa
verilecek.
Bülent Ecevit, Abdullah Baş-
türk'ün ölümü nedeniyle ya-
yımladıgı mesajında, Baştürk'-
ün demokrasinin kesintiye uğ-
radığı dönemlerde yürekli ve
mert raücadelekr verdiğini be-
lirterek şunlan söyledi:
"Kendi yaşanunı kısaltmış
olsa da gerek calışma hayatı-
nuzda, gerekse siyasi yaşamı-
mızda kalıcı ve onurlu bir yer
kazanmtşür."
Aren
Marksizm
kokar
ADANA (Cumhuriyet) —
Sosyalist Birlik Partisi (SBP)
Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun
Aren, Adana'da düzenlediği
basm toplantısmda TBKP lide-
ri Haydar Kutlu'nun Cumhu-
riyet'e yapuğı açıklamayı yanıt-
ladı. "SBP'nin programında
Marksizm yok" şeklindeki de-
ğerlendirmelerin yaniış olduğu-
nu söykyen Aren, Kutlu ve ar-
kadaşianm kastederek şöyk
devam etti:
"Bir kısım arkadaşlar parti-
mizin bir degişim partisi, tarif
edttmeyen bir parti okhıgunu
söyledier. Marksizmin gecerâi
hak getdigi görasünü savundu
lar. Oysa partimiz Marksist bi
partiydi. Aslmda hiçbirimiz d
Marksizmin artı'
'yeniknemez' bir düşünce o
1
dnganu söylemiyorduk."
"Sovyet modeünin terk edi
mesi Marksizmin bırakdma
demek degüdir " diyen Aıı
sözlerini şöyle tamamlac
"SBP programunn her yeri
Marksizm sinmiştir, SI
Marksizm kokan bir partid
'Partiyi Marksistler kunnuşt
dcmekle 'sosyalistkr kurm
demek arasında sadece 's
seviyorum' ik 'sana âşığım'
mek kadar fark vardır."