13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:UMHURİYET/12 EKONOMİ 23 ARALIK 1991 BORSA NÖTLARI ABDURRAHMAN YILDIR1M Noel Babatoıntorbasından ne çıkacak?Ytlın son haftasına girdik. Başta devlet iç borçlanma fa- izteri olmak üzere mevduat fa- izleri ve repo faizleri düşüyor. Altında kıpırdama yok. Dolar düşüyor. Sadece markta kay- da deger bir artış var. Hafta or- tasında 4.5 trilyona varan en büyük iç borç geri ödemesi yapılacak. Eğer bu paranın önemli bir bölümü yeniden geri çekilmezse, nispeten ra- hat olan TL piyasasında nakit bolluğu yaşanacak. Piyasaya çıkacak bu para acaba nere- ye gidecek? Paranın yöneleceği alan olarak şu anda borsa ve kıs- men döviz piyasası var. Geç- miş yıliardaki eğilimler, sene- nin son haftasında hisse se- nedi piyasasının canlanmaya başladığını göstertyor. Bilan- çotar, dağıtılacak temettüler bellı oluyor. Yıl sonlarında kâr üzerinden yöneticilerin aldık- ları kâr payı, jestiyon gibi ek geürier de bu dönemde borsa- ya yönelıyor. Ocak ve şubat ayları borsanın en canlı, iştem hacminin en yüksek olduğu aylardır. Bu yıtm bir farklılığı ise "tesvik beklentileridir". Yeni hükümet faizleri düşürmenin nayiciyi borsa ıle desteklemek landırmak ise zor bir olay de- ve dövizi baskı attına atmanın ve aynı zamanda özellestirme- ğil. Bunun içm teşvik önlem- yolunu borsanın canlandırıl- ye attyapı hazırlamak da leri haztr, Tansu Çiller'in çan- masında bulmuş. Böylece sa- mümkün olacak. Borsayı can- tasında gezryor. İçinde nelerin olacağı da aşağı yukan belli. Öncelikle kurumsal yatırımla- rı teşvik amacıyla hisse sene- dt kazançları Kurumlar Vergisi'nden muaf olacak. Ha- zine bonosu ve devlet tahvili- ne vergi gelebilir. Başka sürp- rizler de çıkabilir. Bankalar satış yapmadığına ve piyasa için yeni teşvik ön- lemleri geleceğine göre bu hafta alım için en uygun za- man. Zira yeni yılda "gemi hızlanabilir" ve bu gemiyi ya- kalamak zor olabitir. Ocak, teşvik önlemlerinin açıklana- cağı ve yürürlüğe gireceği ay olacak, tabii sürpriz gelişme- ler ortaya çıkmazsa. Ocağın sonuna doğru veya şubat ba- şında duruma göre kârı reali- ze etmek yoluna gidilebilır. Eğer, boyle uygun ortamda bile yükselmeyecekse, piyasa zayıf demektir. Sayıları olduk- ça kabank olan kısa vadelı ya- tırımcılar satıp çıkabilir. Çün- kü, "yükselemeyen piyasa düşer". Ama, bu sözü tersın- den almak da mümkün: "Düşmeyen piyasa yükse- lir". Yaklaşan yılbaşına doğru bakalım Noel Baba'nin torba- sından ne çıkacak. Boyner'in 'kızııtf dikkatHalka açılmayı "kız vermeye" benzetenCem Boy- ner'in Altınyıldız hisselerinın ancak9'dabirı satıtabıldi. Satı- şa çıkartılan 9 milyon adet his- se senedinden 5 iş gününde yaklaşık 1.3rnilyonadedi işlem gordü. Görücüye çıkartılan "kıza" ilgifazlaolmanıştı. Bun- da, konjonktürün azda olsabir payı bulunmakla birlikte kızm kusurlan' var mıydı? Yoksa makyajı mı lyi yapılmamıştı? Altınyıldız'ın 8000 lıra fiyatı üzerinden 1991 sonu tahmini kârrakamıyla birliktefiyat/ka- zançoranı 15B6. Borsaortata- masıyla aynı duzeyde. Bu oran halka açılan şirketlerde bor- sa veyasektörortalamasından biraz daha düşük tutulması, yeni hıssenin piyasa tarafın- dap tutulması açısından yarar- lı. İkinci önemli nokta şirketin borçları. 111.960 milyon liralık özsermayeye karşılık toplam borçları 173.590milyonlira.Ya- ni borçları özsermayesinin 1.55'ine yükselmiş durumda. Bu da borsa ortatamasının bi- raz üstünde. Bu borcun nere- den kaynaklandığı açıklanabi- lırdi. Bu ıki laktör talep kırıcı olmasına karşılık, şirketin ger- çek durumu da kamuoyuna tamyansrtılamadıgaliba.Birta- nrtım eksıkliğınden söz edilebi- lir. Bunlardan birincisı Altınyıl- dız, 9 şirketi bünyesine alarak hokltngleşiyor. İkinci önemli nokta, şirket Aksa'nm yüzde 16.1'ine sahip. İştiraktutarı 2&3 milyarlira. Aksakârlıçalışan bir kuruluş. Aksay'la bu ortaklık yeterince vurgulanmadı. Kız babası bonkör davrana- bilseydi ve görücüye çıkarma- dakızın güzelliğiniön planaçt- kartabilseydi, dahabaşanlı bir satış gerçekleşebtlirdi. Yatınmcıyı kim koruyacak?Borsadatalebi geliştırmenin yolu; etkin, sağlıkh işleyen, gü- venilir bir piyasa oluşturmak- tan geçiyor. Böyle bir piyasa- nın temeli de yatırımcının kc- runmasına dayanıyor. Yatırım- cı diyor ki "Bent koru ve kol- la, trilyonluk islem hacimle- rtnl gerçekteştlrmek işten bile değil. Bende daha cok para var." Peki, yatmmcı nasıl ko- runacak? Kamuoyunun aydınlatıl- masına yönelik düzenlemeler içinde etkın bir pıyasaya göze- tim mekanizması oluştura- cak. Insider trading, hileli iş- lemler, fiyat manipüiasyonu gibi konularda açık düzenle- meler getirecek. SPK yatırım- cının korunması konusunda ayrıca, piyasada faaliyet gös- teren katılımcılara da önemli görevler düştüğüne ınanıyor. SPK Başkanı Mehmet Şükrü Tekbaş, şunlan söylüyor. "Plyasalarda yer atan ta- raflann karar alma ve uygu- lama sürecine destek olabi- lecek olgunluğa erisliğl ko- nusunda kuşkumuz yoklur. Mevcut kurallann iyi uygu- lanması ise güvenli ve seffaf bir piyasanın önkosuludur. Şartlann gerekttıdiğt durum- larda kurallarda değişikllk yapılması da ylne işbirtiğint gerektiren bir sOreç olarak değertendirilmektedlr. Mali piyasalarda güvenin sağlan- masının tum taraflara görev ve sorumluluk yükleyen çok önemli bir husus oiduğu unutulmamalıdır." SPK Başkanı, bu çerçevede "başta hisse senetteri bor- sada islem gören şirketler ve bankatar olmak üzere bü- tün sermaye piyasası ku- rumlannın bu borsaya Inan- maları, güvenmeleri ve ku- rallara uymalannın, yatınm- cıların güvenlerini de bera- berinde getireceği" inan- cında. Şimdi sıra memur zamlarında ANKARA (AA) — Yapılan son zatnlardan sonra huküme- tin gündemini oluşturan en önemli konunun memur maaş- lanna yapılacak zamlar olduğu ve bu yonde çahşmalann başla- tıldı|ı bildirildi. Bu arada maliye uzmanlan devletin halen memur ve sözleş- meli işçisine 5 trilyon liranın Üzerinde aylık maaş ödediğini, 1992 yılı yıllık ortalama ücret zamnumn enflasyonun üzerinde yapılması halinde aylık maaş ödemelerinin 8 trilyon liraya ulaşabileceğini vurguladılar. Uzmanlar, bu olasıhk hesabı- mn da 1992 yılı birinci yansı için yüzde 35, ikinci yansı için de yüzde 35 olmak üzere yıllık top- lam yüzde 70'in üzerinde oran- sal artıştan hareket edüerek he- saplandığını ifade ettiler. Bu arada Devlet Bakanı Tan- Yılbaşında memur maaşlarma enflasyonun üzerinde zam yapılması halinde aylık maaş ödemelerinin 8 trilyon lirayı bulacağı belirtiliyor. su Çiller, konuyla ilgili olarak hafta sonunda yaptığı bir açık- lamada maaş zamlannın enflas- yonun üzerinde yapılmasına ca- Uşıldığını belirterek "Bu çok zor kurulacak bir denge, bu dogrul- tuda çalışmalar yapıyoruz" şek- linde konuşmuştu. Halen devlet memurlan için taban aylığı katsayısı 640, aylık katsayı 470, yan ödeme katsa- yısı ise 180 olarak uygulanıyor. IWemur ve sözleşmeli i$çiye maaş ödemeleri (miiyar lna) »1 yth 91 yılı maaş Memctert l Ocak Ş*at Mart Hlsan Mayn Hadnn 3.615 2.982 2.912 3.130 3.266 3.1» 4.300 M»stos Eytûl Ektm Ka»m Anlık (ı) Topiaro-.49.058 (ıtahmiıti) 4.554 5.330 , 5.073 5.100 5.000 Uzmanlar 1992 yılı birinci yan- sı için yapılan hazırlıklarm yüz- de 25, yuzde 30, yüzde 35 ve yüzde 40 gibi alternatiüer uze- rinde sürdurüldüğünü, ancak her durumda iküdann benimse- yeceği ve uygun goreceği bir oranın 1992 yılı bütçesinde uy- gulanacağını bildirdiler. Memur maaş katsayılanr--n hükümet karanna göre yılbaşın- dan once açıklanması beleniyor. Personel harcamalan 90 trilyon Urayı aşacak Öte yandan 1991 yümda ek bütçe dahil yaklaşık 125 trilyon liralık konsolide bütçe içinde yaklaşık 50 trilyon lira olması beklenen personel maaş ödeme- lerinin 1992 yılı içinde yaklaşık 200 trilyon liralık konsolide büt- çe içinde 90 trilyon lirayı aşma- sı bekleniyor. Maliye Bakanı: Ben memuru severim Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral, merakla beklenen memur maaş zammının hazır- hklarının sürdüğünü belirterek "Ben memuru severim. Çünkü ben de memurluk yapUm" de- di. Sümer Oral, bakanlıkta me- mur maaş zamrru konusunda sürdürülen teknik hazırUkların tamamlanarak Bakanlar Kuru- lu'na sunulacak hale getirildi- ğini bildirdi. Hükümet prograrrunda me- murlann refaha kavuşturulması hedefinin yer aldığım anımsa- tanBakanOral,"Maaş zamnu memuru magdnr etmeyecek bir oranda belirlenecek" diye konuştu. Yargı, memurların sendika kuramayacaklarına, kurulanların da dernek olduğuna karar verdi Memur sendikası için top hükümette ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Yargı, yürürlükteki ya- salara göre memurlann sendika kuramayacaklarım, kurdukları sendikaların ise dernek olduğu- na karar verdl Bu karar, memur sendikacılığırun geleceği konu- sunda siyasi iktidan "son söz sahibi" konumuna getirdi. Hü- kümetin, ilk asamada, Uluslara- rası Çalışma Orgütü'nün (İLO) sozleşmelerine bu yönde konu- lan çekinceleri kaldıracağı, ar- dından da gerekli yasal duzen- temelere gideceği belirtildi. Memurların sendika kurup kuramayacaklarına Uişkin tamş- malara, Ankara 10. Asliye Hu- kuk Mahkemesi, Genel Sağhk- tş Sendikası'nın kapatüması is- temiyle açılan davayı sonuçlaû- dtran kararvyla nokta koydu. Mahkeme, Ankara ValiliğTnin açtığı davaya ilişkin karannda, "Anayasamız, memurtara sendi- ka kurma hakkını ne tanımış ne 4e y»saklanuştir. Meri kanunlan mygulamakla görevli mahkeme- aiz, yürürlükteki nukuk knral- lannın memurlara sendika kur- ma hakkını tanıcnadı|ı ve bu konuda bir duzetüeme getinne- O& hususunu benrlemiştir" de- di. Bu nedenle, memurlar tara- fmdan kuıulan söz konusu ku- ruluşlann dernek olduğu ve sen- dika olarak kabul edüemeyece- Ü belirtilen kararda bunlarla il- gili yasal işlemkrin de Sendika- lar Kanunu'na göre değil, Me- deni Kanun ile Deraekler Kanu- nu hükümlerine göre yapılması gerektiği ifade edildi. Mahkeme, bu gerekçe ile va- liliguı açüğı davayı reddetti, sen- dikanın birinci olağan genel ku- mlu üzerindeki tedbir karannı da kaldırdı. Koalisyon protokolü ile prog- rammda, memurlara sendikal haklarınm tanınacağı yönünde güvence veren hükümet, bu ilk somut adtmını, bu konuda açı- lan bir davada taraf olmakun çekikrek attı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Mo- |ultay, Ankara Valüiği'nin açtı- ğı, bakanhğımn da "müdahil" sıfatıyla taraf olduğu, Eğ^tim- İş'in kapatümasına ilişkin dava- dan çekildiklerini açıkladı. Mo- ğultay, çekilme karannı bakan- lığı adına bu davayı izleyen Ha- zine avukatlanna bir yaayla bil- dirdi. Mo|ultay'ın 11 Aralık 1991 tarih ve 18399 sayüı yazısı şöyle: "20 Ekim seçimlerinden son- ra kunılan hükümetin progra- mında, oğretmenler dahil tüm çahşaniara sendika kurma hak- YUNANİSTAN Kemerlere bir delikdaha STELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan Parlamentosu önceki gün 1992 yılj için hazırlanan Yunan devlet büt- cesini onayladı. 300 sandalyelik parlamentoda yapılan oylamada sa| eğilimli hükümet partisi Yeni Demokrasi'nin (YDP) 152 milletvekili 'olumlu', ana muhalefet sosyalist PASOK'un 124 milletvekili, savunma harcamalan dışmda olumsuz oy kullandılar. Sol ittifak partisi SINA- SPlSMOS'un 14 veKomünist Partisi'nin 7 mil- letvekili de "olumsuz" oy kuuanırken Batı Trak- ya azmlığırun iki bağımsız milletvekili oylama- ya katümadı. YDP hükümetinin 1992 yılı için ha- zırladığı devlet bütçesi dar gelirliler için olduk- ça "düşündüracü" boyutlara ulaşıyor. Yunan hükümeü devlet bütçesindeki 14 milyar acıgı ka- patmak amacıyla kamu hizmetlerindeki fatura- lara yeni zamlar yapmaya hazırlanırken bu hiz- metierin özellestirme faaliyetlerini de sürdürü- yor. Dışişleri, savunma ve eğitim-sa|hk konu- lanna önem verilen 1992 yılı bütçesi vergi kaçak- çılarma karşısert önlemler almaca|mı gösterdi. Krizin eşiğinden kurtulmak için üyesi oiduğu Avrupa Topluluğu'nun gösterdiği yolda ilerle- mek zorunda kalan Yunanistan'ın bugün yüzde 17'leraulaşan enflasyonunu 19% yılı sonuna ka- dar tek rakama ve dış borçlannı asgariye indir- mesi gerekiyor. Bu çerçevede 1992 yılı bütçesi devlet harcamalannın kısıtlanması ve Maliye Ba- kam'nın vergj gelirlerinin arttmlması öngörülü- yor. PASOK lideri Andreas Papandreu, Başbakan Konstantin Mitsotakis'in Türkiye üe diyaloğa gi- rilmesi yolundaki karanna karşı çıkan konuşma- sında "Türkiye'nin bugün içîn Balkanlar'da ve yöresinde izlediği siyasetin. Kemal Ataturk'iın Türkivesi ile hiçbir ilgisi >oktur. Turkiye bugün için 'Muslüman ulke" karUnı oynamaktadır" ifa- desinı kullandı. lu tanınması tasarlanmış bulun- maktadır. Bu sebeple, Egitim- ts'in Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davası- na müdahil sıfaüyla katumasın- dan vazgeçilmiştir. Geregini ri- ca ederim.'" Eğitim-tş Sendikası'nın avu- katlan, sendikarun kapatüması- na ilişkin davanın Ankara Vali- ligi'nce açıldığmı anımsatarak "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı'mn tek başına dava- dan çekilmesi, davanın sonucu- nu dogrudan etkilemeyecektir. Davanın düşmesi. ancak dava- nın sahibi olan Ankara Valüigi- nin de çekilmesiyle mümkün otabiür" dedüer. Avukatlar, ba- kanhğın bu tür bîr tutum sergi- lemesinin valiliğin tavnnda da değişikliğe yol açabileceğini tah- min ettiklerini de söyledikr. Mahkeme kararı yargınm, memur sendikacılıgı konusunda vardığı sonuçla, sorunun çözü- münü siyasi iktidara bıraktığı yorumlarına yol açarken hükü- met de bu yönde çahşmalara başladı. Hükümete yakın kay- naklar, öncelikle, İLO sözkşme- lerinin memur sendikacılığma olanak tanıyan hükümlerine ko- nulan çekincelerin kaldınlacağı- m, bu arada da söz konusu hak- kın yaşama geçirilmesi için ge- rekli yasal düzenlemelere gidile- ceğini ifade ettiler. R E K L A M D ü N Y A S I Entegrepazariamayönteminikullananfinnalardan biridetsveç'teki süttaketimini urttınnaja yönelik kampanyayı yürtiten DDB Needham. Reklamcılıkta degşim Bu yıl içinde yuzde 10 oranında iş kay- bına uğrayan Batılı reklam ajanslan zor durumda. Sorun müşteri ve tüketicilerin değişmekte olan tercihlerine karşm, rek- lam ajanslannın modası gecmiş yöntem- lerinden vazgecmemekte ısrar etmelerin- den kaynaklanıyor. Fortune dergisinde yayımlanan bir ya- zıda kendilerini yenilemeyen reklam ajanslannın yok olmaya mahkûm oldu- ğu belirtiliyor ve yeni araştırma yöntem- lerine pek itibar etmeyen ajanslann, tü- ketici davranışlan üzerine rezervlerinde bulunan bügileri yavaş yavas tükettikleri söyleniyor. Bu durumda reklamcılar çok önemli bir avantailannı, bu tür araştırmalan bü- gisayarlı yeni tekniklerle kendileri yapan satıcı ve üreticilere kaptırmış oluyorlar. Araştırma elemanlarını tasfiye eden ajanslar, artık reklam yaratırken geTekli olan verilen de müşterüerinden sağlı- yorlar. Geleceğe yönelik atüımlar konusunda isteksiz görünen reklam ajanslannın baş etmeleri gereken yeni rakipler de var. ör- neğin geçen yıl Coca-Cola'mn satış da- nışmanlığı hizmeti için kapısmı çaîdığı Hollywood kökenli Yara*cı Sanatçdar Ajansı da bunlardan biri. Uzmanlar, endüstrinin ayakta kalma- sı için tek yolun, 'entegre pazariama' ola- rak adlandınlan yöntem oldugunu söy- lüyorlar. Yaklaşık 20 yıl kadar önce or- taya atılan bu kavram, bu müşterinin tum pazariama faaliyetlerini -TV reklamlan, postayla reklam, özel gösteriler, billbo- ardlar, halkla Uişkiler- bir tek reklam ajansını koordıne ederek tutarlıhk sağla- ması anlamını taşıyor. Ancak entegre pazariama yöntemi da- ha önceki yıllarda bir dizi soruna yol aç- nuş. Pek çok reklam ajansı tarafından, basıri, TV' ve radyo reklamlan dışındaki faaliyetieri yürütmek üzere açılan yardım- cı servisler, ajanslann gözdesi reklam ya- ratıalan tarafından 'çizgj-alü' birimler adı verilerek küçümsenmişler. Gene de reklam ajanslanndaki bütün birimler bel- li bir uyum düzeyine ulaşırlarsa uygula- nabilir bir yöntem, daha da önemlisi tek seçenek olduğu söyleniyor. Fortune^da bu yönteme örnek olarak, tsvec Süt İjrünleri Pazariama fırmasıyla çalışan DDB Needham'm uygulaması gösterüiyor. DDB Needham gençlerin süt tüketimini arttırmaya yönelik bu kam- panyada, posterlerden tişörtlere, her şe- yin üzerine süt kelimesinin ilk harfınden oluşturulan logoyu yeTİeştirmiş. Buradaki amaç, sütü bir marka gibi belleklere yer- leştirmek. Sonuçta süt, kola ve meyve su- yundan sonra lsveç*te tercih edilen üçün- cü içecek durumuna gelmiş. T E K N 0 L 0 J 1 V I T R İ N I Parmaklanrazla duyabüirsiniz Günümüzde görme özürlü pek çok in- san parmaklanrun yardımıyla okuyabili- yor. Bilim adamları belki de kısa bir za- man sonra buna benzer bir teknik yardı- mıyla işitme özürlülerin de parmaklan yardımıyla duyabileceklerini belirtiyorlar. Melbourne Üniversitesi'nden bir grup Avustralyalı bilim adamı hemen hemen volkmen büyüklüğünde bir alet geliştir- düer. Yeni geliştirilen bu alet mikrofonuy- la konuşmayı dinliyor ve bir digital sin- yal işleyici çip yardımıyla da sesleri bîr- takım parçalara ayınyor. Alet özellikle dudak okuma yoluyla ayırt edilmesi güç olan bazı sesleri basanyla ayırabiliyor. Her ses bir elektrik sinyali yaratıyor ve bu sinyaller parmaklann üzerinde bulunan bantlara gönderiliyor. örneğin "s" ve "z" harfleri gıdıklanmay'a benzer hafif bir tit- reşimle küçük parmağm dış kısımların- da hissediliyor. Araştırmacılar iki hafta- hk bir eğitim suresinden sonra dudak okuyabilen bir işitme özurlunun tumce ve sözcükleri anlama kapasitesinin yüzde 75'ten yuzde 100'e çıktığını, tamamen sa- ğır olan bir başka kişinin de kapasitesini yaklaşık 2 kat arttırarak yüzde 30'dan yuzde 50'ye çıkardığmı tespit etmişler. |S~-- slfe" k11 I 11111,1..,.— Radvolu bileisa>ar "'*"'"*• NECs RC-9801. rad- volu olarak üretilen ilk kişisel bilgisayar. Bir devre sistemivle radyo haberleşmeleri için ozel olarak üretilen bu >eni PC saniyede 9600 , radyo Uetişim verisini var olan hstalan da _ .__. düzelterek alabilme ^ ^ ^ anda sadece Japonya- ^ r da satışa sunulan £2ffM3B3SEM Pf^nîn f1^1lt1 ' ^ " ^ r a r a ^ yaklaşık MİMBffîimm*m 20 milyon • K ^ ^ ^ l 400 bin lira. Deniz altındabir alıcı Okyanuslann derinliklerinde yapılan bilimsel çalışmalar giderek artan bir önem kazanıyor. Bilim adamlan okya- nuslarda yaptıklan araştırmalann sonuç- larını çevre kirliliği ve iklim araştırmala- nnda, aynı zamanda da denizlerin sırla- rını ortaya çıkarmakta kullanıyorlar. An- cak deniz üstünde ve altında uzun süreli yolculuklarla yürütülen okyanus araştır- maları hem çok fazla zaman ahyor hem de oldukça pahalıya mal oluyor. Battelle Deniz Bilimleri Laboratuvan'ından bir grup bilim adamı deniz altmdaki verileri sürekli saptayabilecek bir ajıcı geliştirdi- ler. Suya bırakılan alıcı yakiaşık 6300 metre derinliğe kadar iniyor. Alıcının üze- rinde bulunan mikroprososörler derinlik, akmtı nitelikleri ve ısı gibi pek çok veriyi 2 yıl süreyle toplamak üzere programlan- mış. Alıcı sürenin bitiminde su yüzeyine dönerek topladığı verilen uyduya gönde- recek. Okyanuslann derinliğindeki bu alı- cı bazı özel kimyasal maddeleri de ayırt edebilecek şekilde geliştirilmiş olduğu için deniz altında belli bir düzeyi aşan kirlili- ği de tespit ederek sinyal verecek. Bilitna- damları bu alıcının ilk örneğini önümüz- deki ilkbaharda denemeyi duşünüyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle