Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 ARALIK 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/J3
Başkentte suya
zanı geliyor
• ANKARA (AA) —
Başkentte şehir suyuna zam
karannın bugttn
kesinleşmesi bekleniyor.
Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisi'ne sunulan
zam önerisi, konutlann
kullandığı suyun metreküp
fiyatının yüzde 100,
işyerlerinin kullandığı
suyun fiyatının ise yüzde
150 oranında
yükseltilmesini öngörürken,
en büyük artışı ise yüzde
500 ile resmi kuruluşların
park ve bahçelerde
kullandığı suya getiriyor.
Müzik seti
tiretinıi arttı
• ANKARA (AA) — Bu
yılın on aylık döneminde
müzik seti ve renkli TV
üretiminde büyük artışlar
kaydedildi. Fmn ve çamaşır
makinesi üretimi artarken,
video ve dikiş makinesi
üretiminde ise gerileme
yaşandı. Devlet Istatistik
Enstitüsü (DİE) verilerine
dayanarak yapılan
belirlemelere göre müzik
seti üretimi yüzde 78.9
artarak 161 bin 184 adede
yükseldi.
Muza fırtına
zammı
• ANTALVA (AA) —
Antalya'nın Alanya ve
Gazipaşa ilçelerinde iki
hafta önce muz
bahçelerinin bozulmasına
neden olan fırtınanın
fıyatlar üzerindeki etkisi
görülmeye başlandı.
Yörede, toptan muz
fiyatlannda fırtınadan
sonra yüzde 30-50 oranında
artış oldu.
Bankaların
alacak sorunıı ,
1 • ANKARA (ANKA) —
Türk bankacıhk sisteminin
tahsili gecikmiş alacak
sorunu büyüyor, bankalann
özel, idari ve yasal takibe
aldıklan tahsili gecikmiş
alacakları bu yılın ilk 6
ayında yüzde 35 oranında
büyüdü, bankalann
gecikmiş alacakları için
ayırdıkları karşıhk da
oransal olarak küçülünce,
net tahsili gecikmiş
alacaklarda önemli bir artış
yaşandı.
Sağlığa zararlı
tiretJın
• ANKARA (ANKA) —
Ankara Büyükşehir
Belediyesi'nce kasun ayında
yapılan denetimler
sonucunda sağlığa zararlı
gıda maddesi ürettiği
belirtilen 7 imalathanenin
kapatılması istemi
encümene gönderildi.
Belediye aynı ay içerisinde
302 esnafın denetimini
gerçekleştirirken
laboratuvarlara incelenmek
üzere getirilen 314
numuneden 18'inin sağlığa
zararlı olduğunu saptadı.
Unyite zam
• KÜTAHYA (AA) —
Kütahya'nın Tunçbilek
kasabasındaki ocaklardan
çıkartılan linyit kömurünün
satış fiyatına, ton başına 25
bin lira zam yapıldı. Daha
önce KDV hariç 225 bin
lira olan Tunçbilek
linyitinin ton fiyatı, dünden
itibaren 250 bin liraya
yükseltildi.
Sigortasız
çocuk işçiler
• ADANA (AA) —
Türkiye'de işyeri
denetimlerinin yetersiz
olduğu belirtilerek bu
nedenle yaklaşık 5 milyon
çocuğun yasaya aykın
olarak sigortasız
çalıştınldığı bildirildi.
İ.Ü. Meziınlar
Derneği
• Ekonomi Seryiâ —
Istanbul Üniversitesi
Işletme Iktisadi Enstitüsü
Mezunlar Derneği'nin yeni
oluşturulan Yönetim
Kurulu'nun Genel
BaşkanlığYna EtP
Eczacıbaşı llaç Pazarlama
Genel Müdürü Nuri
Çerigenç seçildi.
BüGÜN
, • Türk Ekonomik
Hukuksal Araştırmalar
Vakfı'nın düzenledigi '92'ye
Girerken Türk
Ekonomisinin Temel Sorun
Alanları ve Çözüm
Arayışlan' konulu toplantı
saat 09.30'da Sheraton
Oteli'nde başlıyor.
Toplantıya Devlet Bakanı
Tansu Çiller, Cem Boyner,
Işın Çelebi, Prof. Akın
llkin, Yavuz Canevi,
Burhan Kuruçam ve llhan
Kesici konuşmacı olarak
katılacak.
Dünya Altın Konseyiyetkilileri İstanbul'un Ortadoğu'nun yeni altın merkezi olabileceğigörüşünde
Altıncılarııı Türkiye keşfi
NAZİRE KALKAN
En çok altın işleyen ülkeler-
den biri olan ve işlenen altın
miktarı bakımından yılda yak-
laşık 100 tonla (1 milyar 200
milyon dolar) dünyada beşinci
sırada bulunan Türkiye, yüksek
potansiyeliyle bu alanda çalış-
malar yapan yabancı kuruluşla-
rın da dikkatini çekmeye başla-
dı. Tüm dünyada altın tüketimi-
ni arttırmayı amaçlayan ve
Türkiye'nin de üyesi olduğu
VVortd Gold Council (Dünya
Altın Konseyi) bir süreden beri
televizyon ekranlannda ve çeşit-
li basın organlannda "Altın
alın" kampanyasını yürüterek
Türk tüketicisini çekmeye ça-
lışıyor.
Yetkilüer halkın elinde yakla-
şık 3500 ton altın bulunduğunu,
bunun da 70 milyar dolar de-
mek olduğunu, Türkiye'nin al-
tını yalnız yatırım aracı olarak
değil bir fınans aracı olarak da
görmesi ve bir altın rafinerisi
kurması halinde yılda yaklaşık
3 milyon 200 bin dolarhk bir ta-
sarruf sağJayacağını belirtiyor-
lar. Yabancıların bu durumda
Türkiye'ye ilgi duymasmın do-
ğal olduğunu vurgulayan konu-
nun uzmanlan Türkiye'de bu
potansiyelin geregince değerlen-
dirilebilmesi için bir altın bor-
sasının, güçlü bir altın bankası-
Yılda yaklaşık 1.5
milyar dolarlık
altın işleyen
Türkiye, yabancı
kuruluşların da
ilgisini çekiyor.
Dünya Altın
Konseyi, bir
süredir 'Altın alın'
kampanyasıyla
Türk tüketicisini
cezbetmeye
çahşırken yetkilüer
de Türkiye'nin
gelecekte
Ortadoğu'nun altın
merkezi
olabileceğini
belirtiyorlar.
nın kurulması ve altının kâğıt
üzerinde de kâr getirmesi için al-
tm biriktirme fonlanmn oluştu-
rulması gerektiğinde de birleşi-
yorlar.
"O degerii dokunuş" sloga-
nıyla altının reklamını yapan ve
merkezi Cenevre'de bulunan ve
"dünyada altmın patronu" ola-
rak bilinen kuruluş üyelerinin
çoğunluğunu Güney Afrika
Cumhuriyeti'nden altın üretici-
leri oluşturuyor. Aralannda
Rusya'mn da bulunduğu 14 ayn
ülkeden 70'ten fazla üyesi bulu-
nan derneğin amacının altına
yeni kullanım alanları bulmak
ve bir yatırım aracı olarak altı-
nın cazibesini arttırmak olduğu-
nu belirten derneğin Türkiye
Ofısi Müdürü Murat Akman
Beyrut'un önemini yitirdiği bir
dönemde lstanbul'un Ortado-
ğu'nun yeni altın merkezi ola-
bileceğini söyleyerek "Türkiye'-
de altın henüz bir zanaat konu-
munda. Ama çok yüksek bir ka-
pasitesi olduğu için 10-15 yıl
içinde gelişmiş bir sektör dııru-
muna gelebiür. Türkiye'de al-
tın, bir mal olarak görülüyor.
Oysa bir finans aracı olarak de-
gerlendirilirse Türkiye bu konu-
da söz sahibi bir ülke konumu-
na geJebiur ' dedi. Akman, ken-
dilerinin eğitim ve yeni teknoji-
ler konusunda da Türkiye'deki
imalatçılara yardımcı olmayı
amaçladıklannı sozlerine ekledi.
Türkiye'nin 89 yılında"150
ton" altın îthal ettiğini, bu yıl
da "100 tona" ulaşılmasımn
beklendiğini, buna rağmen dış
ülkelerde altın denilince akla bi-
le gelmediğini söyleyen tanınmış
altın uzmanı Ersin Pertan bir al-
tın rafınerisi kurulması halinde
Türkiye'nin İsviçre bankalann-
dan külçe altın almak yerine
doğrudan Güney Afrika'dan al-
dığı altını işleyeceğini ve yılda en
az 3 milyon 200 bin dolar tasar-
ruf sağlayacagmı söyledi.
Merkez Bankası altın rezerv-
lerinin 120 ton dolayında olma-
sına karşıhk halkın elinde yak-
laşık 3500 ton altın bulunduğu-
nu, bunun da 70 tnilyar dolar
demek olduğunu beürten Per-
tan, "Türkiye'nin dış borçlan-
nın 49 milyar dolar olduğu dü-
şünühirse bu rakanun önemi or-
tadadır. Ancak Türkiye bu gü-
cünün farkına vanunadı" dedi.
Merkez Bankası'mn yılda yak-
laşık 1 milyar 200 milyon dolar-
lık altın ithaJ ettiğini ve düşük
kâr marjıyla sattığı için de Yu-
nanistan gibi bazı komşu ülke
vatandaşlarının Türkiye'ye ge-
lip ceplerini altınla doldurup ül-
kelerine döndüğünü söyleyen
Pertav, bunun aslında bir çeşit
ihracat sayüabileceğini belirtti.
Alman bankası WLB'nin yetkilisi, Türkiyepazarından umutlu
'Esnek olmadan iş yapamazsınız'
WLB Europa Yönetim Kurulu üyesi Philip
Boukaert, "Biz Türkiye'deki tek yüzde 100
Alman sermayeli bankayız. Ortağımız olmadığı
için kararları hızla alabiliriz" diyor.
Ekonomi Servisi — Alman- rine görüştük:
ya'mn önde gelen bankaların-
dan Westdeutsche Landesbank,
2 yıl kadar önce pek de alışüma-
dık bir biçimde Türkiye'ye gel-
di. Ingiliz Bankası Standart
Ckartered'in Avrupa şubelerini
satın ahrken Avrupa şubeleri
arasında yer almadığı halde
"Türkiye"yi de pazarhğın içine
katan Westdeutsche Landes-
bank, 2 yıllık "geçiş döncmi"-
nin ardından yeni Genel Müdü-
rü Gilles LeraiUe ile atağa
kalkıyor.
Standart Chartered dönemin-
den kalma Genel Müdür Rajah
Baner Jee'nin uğurlanması ve
yeni genel müdürün iş dünyası-
na takdimi nedeniyle düzenle-
nen davet için Türkiye'ye gelen
Westdeutshe Landesbank
(WLB) Europa'nın Yönetim
Kurulu üyesi Philippe Boucka-
ert'le WLB'nin Türkiye paza-
rından beklentileri ve Standart
Chartered'in Avrupa şubelerini
satın almalannın nedenleri üze-
— Yabancı bankalar için
Türkiye'deki en cazip yıllar
1980 sonrasıydı. Çogu o dö-
nemde peş peşe geldiler, pasta-
nın kaymağını yediler. Bu ara-
da Türk bankacılan da aynı kul-
varda at koştunnayı oğrendiler.
Pazardaki pay daralınca da en
azuıdan bir boliimü için Türki-
ye cazip olmaktan çıktı.
VVLB'nin tam bu dönemde
Türkiye'ye gelmekteki amacı
ne?
— Alman bankalan genelde
muhafazakârdır. Zor karar ve-
rirler. Ancak karar verdikten
sonra da konjonktürel nedenler-
le caymazlar. Hedeflerine adım
adım yürürler. WLB, Türkiye'-
yi istiyor. Çünkü AJmanya,
Türkiye'nin en büyük ticari or-
tağı. Ayrıca yıllardan beri
Türkiye'de yerleşik büyük Al-
man firmalan var. İki ülke ara-
sındakı ilişkiler bu kadar yoğun-
ken, WLB için yeterince cazip
pazar var demektir. Ayrıca
WLB, Türkiye'de şubesi olan
yegâne yüzde 100 sermayeli Al-
man bankası. Türkiye'deki ra-
kibimiz Dresdner Bank; Ak-
bank ve Fransız BNP ile ortak.
Yüzde 100'ünün tek bir kurulu-
şa ait olması, kararlann çabuk-
luğu ve uygulamadaki etkinlik
açısından önemli. Biz Türkiye
pazarından çok mutluyuz.
— 1992 yılında Türk ekono-
misinin daralacağı yönünde
beklentiler var. Siz VVLB olarak
bu daralan pazardan ne umu-
yorsunuz?
— Hizmetinizin kalitesi iyiy-
se, pazar daraldığı halde siz pa-
zar payının arttırabilirsiniz. Biz
hizmetimizin kalitesine güveni-
yoruz. Çok büyük Türk serma-
ye gruplan müşterimiz olduğu
gibi Mercedes, Siemens, Bayer
ve Höchst gibi Türkiye'de faa-
liyette olan Alman şirketleriyle
çalışıyoruz. Aynca iki Alman-
ya'nın birleşmesinin ardından
Doğu Almanya'ya uygun şart-
larla yatırım yapmak isteyen
Türk müteşebbislere aracı
oluyoruz.
— Lafın kısası pazann daral-
ması bizi etkilemeyecek diyorsu-
nuz. Türkiye'de pek çok şirket.
1992'nin bu yıla oranla daha zor
bir yıl olacağı kanısında. Siz ne
diişünüyorsunuz?
— Tahmin yapabilraek zor,
elimde kristal kürem de yok.
Ama zaten biz Avrupalılar için
Türkiye'de çalışma koşullan her
zaman çok farklı. Avrupa'da
her zaman yarın ne olacağını bi-
lirsiniz. Türkiye'de ise bu müm-
kün değil. Türkiye'de iş yapar-
ken her zaman daha esnek ol-
mak ve beklenmedik gelişmele-
re kısa sürede uyum gösterebi-
lecek fleksibiliteye sahip olmak
önemli.
— Türkiye için koyduğunuz
sermaye ne kadar? Kaç şubeniz
var?
— Sermayemiz 10 milyon
mark (yaklaşık 32.5 milyar lira).
tstanbul'un yanı sıra lzmir'de
de bir şubemiz var. Ancak bu
şubenin açılışı, tam bankanın
Standart Chartered'den
WLB'ye geçişi sırasına denk gel-
di. Ve bu yüzden de bugünc ka-
dar pek geliştirilemedi. Bundan
sonra lzmir'de gelişecek.
— Bize son olarak NVLSB'nin
Almanya'da bankacıhk sektörü
içindeki konumundan da söz
eder misiniz?
— WLB 1850'de Düssel-
dorFta yerel banka olarak ku-
rulmuş. Nordrhein-Westfalya
eyaletinin Merkez Bankası ola-
rak hizmet vermiş. Bugün ise
Almanya'da Deutsche Bank ve
Dresdner Bank'ın ardından 3.
büyük banka. Uzuiı yıllar Al-
manya'ya dönük olarak faaliyet
gösterdikten sonra büyük müş-
terileri olan Alman firmalan dış
dünyaya açıldıkça, aynca Kom-
merzbank ve Dresdner Bank gi-
bi rakip Alman bankaları da
peşpeşe Avrupa'ya yerleşince
WLB oturup-düşündü ve 1992
sonundaki Avrupa Birliği'ni de
dikkate alarak büyük müşteri-
lerine Almanya dışında da iyi
hizmet verebilmek için Avrupa'-
da genişlemeye karar verdi. Bu
karar, ya her şeyi yeni inşa ede-
rek ya da mevcut bir bankayı
satın alarak gerçekleştirilebilir-
di. Tam o sırada Standart Char-
tered Avrupa'daki operasyonla-
nnı devretmek isteyince uygun
bir alışveriş ortamı doğmuş ol-
du. Sen Standart Chartered Av-
rupa Bölümü Genel Müdürü'y-
düm ve satışın bir parçası ola-
rak WLB'ye geçerek "geçiş"
operasyonunu yiırüttüm.
Lego, 2. land'ini inşa ediyorEkonomi Servisi —
Avrupa'nın en büyük
oyuncak üreticisi Lego,
Danimarka'da bulunan oyun
parkı Legoland'in bir
benzerini lngiltere'de inşa
etmeyi düşünüyor.
Danimarka'nın Bıllung
kentinde bulunan park, geçen
yıl bir milyonun uzerinde
ziyaretçi çekmişti.
The Independent gazetesinde
yer alan bir habere göre
firma bu ikinci Legoland
projesi için tngiltere'de, ABD
ve Avrupa'da adı şimdilik
gizli tutulan bazı bölgeleri
incelemeye almış. Kesin
kararını ise ancak 92'nin
ortalarında verecek gibi
görünüyor.
Lego grubunun
röportajlardan pek
hoşlanmayan başkanı Kjeld
Kirk Kristiansen, böyle bir
projenin gundemlerinde
olduğunu onayüyor. Ancak
söz konusu projenin henüz
planlama aşamasında
olduğunun altını çizerek
"Danimarka'daki
Legoland'in tıpatıp aynısını
yapmayı düşünmüyoruz. Ne
yapacagımız ise henüz
araştırma safhasında" diyor.
The Independent'a göre
Lego'nun son iki yıldaki satış
oranlanndaki artış gerçekten
kayda değer düzeyde.
Hedefleri yüzde 6 ile 8
arasında satış artışı olan Lego
firmalan, yerel para birimleri
ölçü alınırsa yüzde 15
oranında büyümüşler.
Ahnanya Lego için en büyuk
pazarı oluşturuyor. 1990'da
Doğu Avrupa'daki satışlar
yüzde 80'lik bir sıçrama
yapmış, Kirk Kristiansen,
Avrupa'yı grubun en öneml-
pazarı olarak nitelendiriyor.
ABD ve Uzak Doğu ise
yayılmayı planladıkları
alanların başında yer alıyor.
Lego geleneksel olarak elinde
bulunan yüzlerce patenti ve
dolayısıyla pazardaki
pozisyonunu hukukçulara
teslim etmiş bir firma. Ancak
iki yıl önce bir diğer oyuncak
devi olan Tyco karşısında
mahkemede aleyhlerine
sonuçlanan bir "patent
savaşı', Lego'nun 'aklını
başına getirmiş' görünüyor.
Firma yetkilileri artık daha
saldırgan bir pazarlama
stratejisi ve daha hızlı bir
ürün geliştirme sistemi
oluşturmak gerektiğini kabul
ediyorlar.
SALİH N.NEFTÇİ
RiskTaksi şoförü karartıydı. Dayısı, Demirel'i "tanıyordu", hü-
kümet kurulsun, dayısına gidip kendisine bir iş isteyecekti.
"Ama, dedim, senin işin var Genç adamsın, girişken ol,
memur olup ne yapacaksın?" Yanıt, insanın kafastnda
çözmüş olduğunu sandığı soruları, bir anlık da olsa, ye-
niden gündeme getirecek kadar basttti: "Abi, şoförlük zor,
erken kalkacak geç yatacaksın, devamlı uğraşacaksın.
Memur olunca emekliliğin var, getirin garanti."
Belki heyecansız bir hayat, ama riski de az.
• • •
Adını doğru koyalım. Türkiye'de kamu istihdamının
önemli bir bölümü bir çeşit işsizlik sigortasından başka
bir şey değil. Nitekim kamudan iş talep edenlerden ço-
ğunun kafasında bir kariyer planı yok. Ne iş verilirse yap-
maya hazırlar. Amaç, işten çıkarılma. işin kapanması, grev
gibi belirsizlikleri olmadığı bir hayat düzeni.
Sigorta denen olgunun tarifi de zaten bu. Arabanızı si-
gorta ertirince, kaza riskini sizin yerinize bir şirket üstle-
niyor. KİT'lerdeki "şişkin" istihdam gibi. Kamu kuruluşla-
rına ihtiyacın üstünde
işçi almakla bu kişile-
rin ekonomideki çal-
kantılardan kaynakla-
nan riskleri devlete
aktanlıyor. Örneğin,
bir Körîfez krizi sıra-
sında, özel sektörde
çalışanlar işten çıka-
ralıbilirken, KİT'lere
kapağı atan kişi işini
kaybetmiyor. Onun ı
yerine devletin bütçe'
açığı büyüyor.
• • •
Vatandaşlarını risk
almaya özendirmek,
dinamik toplumların bir özelliği. Amaç, ekonominin de-
vamlı atılım yapmasını sağlamak. Çünkü her yenilik be-
raberinde bir belirsizlik getiriyor. Kendini sürekli yenile-
me uğraşı, riski ister istemez arttırıyor. İşsizlik sigortası
gibi kurumlar, kişilerin bu belirsizliklerden kaynaklanan za-
rarlarını toplumun tümüne yaymakla risk almayı daha çe-
kici kılıyor. Böylelikle, toplumda bir yandan risk alma özen-
dirilirken diğer yandan da insanların bundan fazla zarar
görmemesi sağlanıyor.
• • *
Kamu istihdamını bir sosyal yardım politikas* olarak kul-
lanmanın Batı ekonomilerindekı yaklaşımla iki büyük farkı
var.
Birincisi, yardım risk alana yapılmıyor. Aksine, risk al-
maktan kaçmak özendirilmiş oluyor.
İkincisi, KİT kadrolarındaki "şişkinlik" belirli bir süresi
olmayan bir işsizlik sigortası. Batı'da bir iki yıl içinde üret-
ken bir iş bulamayanın sigortası bir süre sonra kesiliyor.
Yani, başından şanssız olaylar geçen kişiye yapılan sos-
yal yardımın belirli bir sınırı var. Oysa, Türkiye'de devlet
bir yardım olsun diye iş verdiği kişiye "sana bir süre yar-
dım edeceğiz, rma bundan sonra senin de kendi kendi-
ne yardım etmen gerekir" diyemiyor.
• • •
Ne yazık ki riski yok etmek mümkün değil. Ancak baş-
kasına aktarabiliyorsunuz. Devletin şişkin kadrolarınm ris-
kini de ilk bakışta devlet üstlenmiş gibi gözüküyor.
Ama bu sefer devletin bütçesi açık veriyor, enflasyonl
istikrar paketle'ri derken, risk sonuçta esas kime yükfeni'
yor biliyor musunuz?
Özel kesim çalışanlanna.
Vatandaşlarını risk
almaya özendirmek
dinamik toplumların bir
özelliği. Amaç,
ekonominin devamlı atılım
yapmasını sağlamak.
Çünkü her yenilik,
beraberinde bir belirsizlik
getiriyor. Kendini sürekli
yenileme uğraşı, riski
ister istemez arttırıyor.
Akaryakıt zammı
Hazine'ye yaradıANKARA (AA) — Akarya-
kıt ürünlerinde 19 aralık per-
şembe günü yapılan zamdan
sonra bu ürünlerin satışından
alınan Destekleme Fiyat Istikrar
Fonu (DFİF) kesintileri arttınl-
dı, aynca akaryakıt tüketim ver-
gisi hasılatından yararianan bazı
fon ve kuruluşların paylan dü-
şürüldü.
Sonuçta vatandaş açısından
akaryakıt pompa fiyatlan değiş-
mezken akaryakıt satışlarından
devletin kasasına giren vergi ve
fon gelirleri arttınlmış oldu.
Bakanlar Kurulu'nun önceki
gün Resmi Gazete'nin mükerrer
sayısmda yer alan kararlan uva-
nnca 19 Arahk 1991'den geçerli
otmak üzere akaryakıt ürünleri
satışından benzinlerden alman
yüzde lO'luk Destekleme Fiyat
İstikrar Fonu kesintisi süper
benzinde yüzde 41.25, normal
benzinde yüzde 40.25'e yüksel-
tildi.
Diğer ürünlerdeki yüzde 51ik
DFİF kesintisi ise gazyağı ve
motorinde yüzde 21, likit petrol
gazı hariç kalorifer yakıtı ve fud
oil çeşitleri ile diğer petrol ürün-
lerinde yüzde 15'e çıkanldı.
Daha önce 11 Eylül 1991 ta-
rihinde yapılan bir düzenlemeyle
akaryakıtta zam yerine DFİF
kesintilerinde indirime gidilerek
DFİF kesintisi benzinlerde yüz-
de 30*dan yüzde 10'a, diğer
ürünlerde de yüzde 15'ten yüz-
de 5'e düşürülmüştü.
Bu arada Bakanlar Kurulu-
nun bir başka kararı uyannca
yine akaryakıt ürünleri satışın-
dan alman akaryakıt tüketim
vergisi (ATV) hasılatımn dağılı-
mında değişikliğe gidildi.
DÖVİZ KURLARI 23 ARALIK 1991
Dövızın
Cınsı
1 A60 Ootaıı
1 Alman Marto
1 Avustralya Dotefi
1 Avusturya $*ni
1 BelpkaFrangı
1 Danimaıta Kronu
1 RnMarkkası
1 Fransız Frangı
1 HoHands Horinı
1 bpanyol Pezetası
1 bveç Kronu
1 bvıçre Frangı
100 halyan Lıret
1 Japon Yeni
1 Kanada Doları
1 Norveç Kronu
1 Stertın
1 S Arabstan Rıyalı
Dövız
5029 92
328109
3875 55
459 56
159.28
830 37
1203 62
959 55
2914 04
51 51
896 84
3699 29
432 31
39 45
4363 22
834 15
9360 68
134138
Salış
5040 00
3287 67
3883 32
460 48
159 59
832 03
1206 03
96147
2919 88
5161
898 64
3706 70
43318
39 53
437196
835 82
9379 44
1344 07
Efektıf
Abş
5024 89
3277 81
3817 42
459 10
157 68
822 07
119158
958 59
2911 13
50 48
887 87
3696 59
427 99
38.86
4297 77
825 81
9351 32
1321.26
Efektıf
Satış
5055 12
3297 53
3894 97
46187
160 07
834 53
1209 65
964 35
2928 64
5176
90134
3717.82
434.48
39 65
4385.08
838 33
9407 58
1348.10
çtfiuznm
% 15330 Alman Mata
i 1 2979 Avusl Dolan
$ 10 9450 Avus Şılırn
$ 31 5800 Bel Frangı
$ 6 0675 Dan Kronu
$ 4 1790 Fm Markkası
% 5 2420 Fran Frangı
S 1 7261 Hol Flonni
$ 97 66 Isp Pezetası
S 5 6085 Isveç Kronu
S 1 3597 Isv Frangı
S 1163 50 1ta! Lıret
S 127 50 Japon Yeni
$ 1 1528 Kanada Dol
S 6 0300 Nor/eç Kr
E 1 8610 ABD Dofarı
S 3 7498 Sumf RıyaS
Hükümet 100 bini belediye işçisi olmak üzere 267 bin işçi için önümüzdeki yıl toplusözleşme masasına oturacak
267 bin îşçînîn kıılağı yeni hükümette
TURAN YILMAZ
ANKARA — Hükümet, ayağının tozu ile
zorlu bir sınava hazırlanıyor. 100 bini bele-
diye işçisi olmak üzere 267 bin kamu işçisi-
nin toplusözleşme görüşmeleri için önümüz-
deki yıl masaya oturulacak. Türk-tş, konu-
yu görüşmek üzere Başbakan Süleyman De-
mirel'den randevu isterken Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanı Mehmet Mogultay da
konuyu Bakanlar Kurulu'nun gündemine gö-
türdü. Mogultay, sorunu, diyalog masasın-
da, uzlaşma ile çözmek istediklerini söyledi.
Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz da hü-
kümetin tavnna göre tutum takınacaklarını
bildirdi.
Türk-lş'ten verilen bilgiye göre önümüz-
deki yıl yenilenecek kamu kesimi toplu iş söz-
leşmeleri için 20 sendika, göriişme masası-
na oturacak. Bu sözleşmelere ilişkin prose-
dür çalışmalarının da sendikalar tarafından
sürdürüldüğü ve tamamlanmak üzere oldu-
ğu bildirildi. Toplam 267 bin 938 işçiyi kap-
sayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri için
masaya oturacak sendikalar şunlar:
"Tanm tş (Tanm ve Köyişleri Bakanhğı'n-
daki 12 bin işçi), Türkiye Maden-tş (Türki-
ye Kömür tşletmeleri Genel Miidüıiüğü'nde-
ki 28 bin 450 işçi), Genel Maden-tş (Türki-
ye Taşkömürii Kurumu ile Maden Tetkik
Arama Genel Müdürlüğıi'ndeki toplam 48
bin işçi), Petrol-İş (Alpet ve Yarpet işyerle-
rindeki toplam 6 bin işçi), Teksif (Sümer-
bank Genel Mudürluğu'ndeki 21 bin 143 iş-
çi), Selüloz-İs (SEKA Gend Mudurluğü'nde-
ki 9 bin 713 işçi), Çimse-ts (Çitosan'daki 7
bin 717 işçi), Tes-tş (İSKİ Genel Müdürlü-
gü'ndeki 5 bin işçi), Hava-tş (Türk Hava
Yollan Genel Miidürlüğü ile Havaalanian
Yer Hizmetleri Genel Müdürlügü'ndeki top-
lam 6 bin 393 işçi), Sağlık-tş (Sosyal Sigor-
talar Kurumu Genel Miidürtüğü'ndeki 8 bin
200 işçi) ile Belediye-İş (çeşitli belediye işyer-
lerindeki 98 bin 140 işçi)."
Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, ye-
ni sözleşmeler ile çalışma yaşamına ilişkin ya-
sal düzenlemeleri görüşmek üzere Başbakan
Demirel'den 5 gün önce randevu istedikleri-
ni söyledi. Randevu gününün 3 gün onceden
kendilerine bildirümesini istediklerini de kay-
deden Yılmaz, henüz kendilerine randevu gü-
nünün bildirilmediğini de belirtti. Yılmaz,
Demirel ile görüşmelerine teşkilat başkanla-
rının da katılacağını, görüşmeden sonra çı-
kan sonucu toplanacak Türk-lş Başkanlar
Kurulu'nda değerlendireceklerini kaydetti.
Yılmaz henüz müzakerelerin başlamadığını
anımsatarak "Şimdiden taleplerimize ilişkin
miktar baanda bir şey söylememiz bu neden-
le mümkün değil" dedi. Hükümetin, calışan-
lann sorunlanmn çözüleceğine ilişkin kamu-
oyuna apklanmış taahhütlerinin bulunduğu-
nu da anımsatan Yılmaz, "Biz bu taahhüt-
lerin yasama geçirilmesini istiyoruz. Bunun
için süre de tanıyabilirler. Biz şimdi Sayın
Başbakan üe gonişmemizi bekliyornz. Ora-
dan ne sonuç çıkarsa, ona bakacağız, Baş-
kanlar Kurulu'nda değeriendirecegiz. Ona
göre duruma bakacağız" diye konuştu.
Konu Bakanlar Kurulu'nda
Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Meh-
met Mogultay da Cumhuriyet'in sorusu üze-
rine, konuyu Bakanlar Kurulu'nun günde-
mine götürdüğünü söyledi. Henüz, bu konu-
da koordinasyonu kimin yürüteceginin de
belli olmadığını kaydeden Mogultay, bunun
perşembe günü belirlenebileceğini bildirdi.
Hükümet programında çalışanlara gerekü
tüm haklann tarunması, bu konuda ulusla-
rarası standartlann getirilmesi konusunda
bağlayıcı hükümlerin bulunduğunu da anım-
satan Mogultay, "Biz sonınun, diyalog ma-
sasında, uzlaşma ile çözüimesini istiyoraz.
Kavga istemiyoruz. Kimin ne kadar özveri-
de bulunması gerekiyorsa bulunmasını ve so-
runun bu şekflde çözüimesini istiyoruz. Dev-
letin özveride bulunması gerekiyorsa, o da
bulunacaktır" dedi.