Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 ARALIK1991 HABERLER CUMHURÎYET/3
METROPOL
ATİLLÂ PORSAY
Kimlikleriniz Lütfen...
Ankara'da izbe bir depo... İçinde kimi ıslanmış, kimi çö-
rümüş, kimi yerlerde sürünen 25 bin kitap... Başta Kültür
Bakanımız, bir grup insan içeri dalıyor. Ve kitaplar "ser-
best bırakılıyor."
Bu trajikomik sahne geçen hafta gazetelere yansıdı. Ve
Kültür Bakanı, ayağının tozuyla yaptığı bu işten dolayı al-
kışlandı. Ama acaba başka türlüsü olabilir miydi? Her yer-
de duvarlar yıkılır, yasaklar kalkar, özgürlük rüzgârlan eser-
ken, Türkiye 21. yüzyıla çeyrek kala, hâlâ bir yasaklar ül-
kesi olabilir miydi? Nitekim Yılmaz Güney filmlerinin üze-
rinde yıllardır süren yasak, kalkmak için bu hükümeti bi-
le beklemedi.
Kuşkusuz ki yapılacak daha çok iş var. Kalkması gere-
ken çok yasak, delinmesi gereken çok sansürcü yapı, ka-
falarımızın içine çöreklenmiş çok örümcek ağı var...
Ancak yasakların kalkmasıyla sorunlar çözümlenecek
mi? Fikri Sağlar'ın "serbest bıraktığı" kitapları birden alıp
okumaya başlayacak mı insanlarımız? Doğan Hızlan dos-
tum, geçenlerde artık piyasada bulunmayan kitaplardan,
adlarını bile anmaz olduğumuz bir dönemin ünlü yazar-
larından söz ediyordu. Onun sözünü ettiklerine kimbilir
daha kimler eklenebilir, liste ne denli uzayabilir...
Ya da Yıfmaz'ın özgürlüğe kavuşan filmlerini kaç kişi
gıdip görüyor? "Umuf'u kaç kişi izledi, "Arkadaş"a me-
rak edip de kaç kişi gitti? O güzelim "Arkadaş" filmini ge-
çenlerde bir sinemada 10 kişiyi pek aşmayan bir seyir-
ciyle birlikte izlerken boğazıma gelip düğümlenen, yüre-
ğime bir sızı gibi saplanan üzüntü neyin nesiydi?
Yasaklar kalkıyor, katı ideolojiler çöküyor, baskı rejim-
leri yıkılıyor, sansür duvarları yıkılıyor. Evet, ama dünya-
rnızda yaşanan tek önemli olay bu mu? Bir dığer geliş-
me de tüm halkların
inanılmaz bir "kimlik
arayışı" içine girmiş
olmalan. Eski büyük
imparatorlukların ye-
rini ulusal devletler
aldıkça, farklı kültür
ve kimlikteki halkları
zoraki bir zamk gibi
k.'reJTmierî'çöktükçî neredeyse "kültürün kadar
her yerdenpıtrak gibi kOIHIŞ" SİOgaill egemeil...
fışkıran yeni ulus- — — — — — — — — —
ların temel sorunlarından bin kimlik oluyor. Kimlik, yani
bir anlamda kültür. Onun için artık kültürel kimlik, kültû-
rel üretim, sanatsal yaratış gibi kavramlar, günümüzün baş
sorunları arasında. Uluslararası platformlarda artık nere-
deyse "kültürün kadar konuş" sloganı egemen...
Onun için Türkiye'nin de baş sorunlarından biri, ulusal
kültürün şimdiye dek her vurulup harman savrulmuş olan
birikimini korumak ve kurtarmak. Yalnızca geleceğe dö-
nük üretim politikalan değil, geçmişe dönük kurtarma, ko-
ruma, canlandırma, değerlendirme politikalan da oluştur-
mak... Geçmişi olmayan bir kültürün inşa edilmesı söz
konusu değil çünkü...
Onun için artık kitapları tükenmiş, unutulmuş yazarla-
rımız mutlaka anımsanmalı ve eserleri ulaşılır hale gel-
meli. Onun için ulusal sinemamızın yok edilmiş, yakılmış,
çürütülmüş ürünleri sistemli bıçimde bulunmalı, onarılma-
lı. Onun için, kimbilir kaç kez yaşadık, eski taş plaklarda
kalmış olan popüler kültürümüzün o paha biçilmez ses
ve saz hazineleri, yalnızca "kubbede bir hoş sedâ" ol-
maktan kurtarılıp plaklara dökülmeli.
Ve işte hemen sinemayla ilgili somut öneriler: ABD'nin
bile Hollyvvood'un tarihinden her yıl 15 film seçip restore
ertiğı, İtalya'nın geçen yıllarda Pasolini'nin tüm filmlerini
büyük bir bütçeyle elden geçirip onarttığı günümüz dün-
yasında, 1992 yılında 100. doğum yıldönümü kutlanacak
olan Muhsin Ertuğrul'un filmlerinin taranması, aranıp bu-
lunması ve onarılması için bir kampanya başlatmaya ne
dersiniz? Veya elinde bulunan ve çoğu ciddi bir onarım
isteyen Yılmaz Güney filmlerini kurtarmak için koşuştu-
rup duran Fatoş Güney'e bir Yılmaz Güney Vakfı kurul-
ması için devlet eli uzatmaya? İşte depodan kitap kurtar-
maktan biraz daha zor, ama yine de çok önemli ve onur-
lu görevler...
Kültürel kimlik, költörel
üretim, sanatsal yaratış
gibi kavramlar,
günümüzün baş sonınlan
arasında. Uluslararası
platformlarda artık
ARMAĞANPUARI NDA
20-31 ARALIK
EN
GÜZEL
ARMAGAN
KİTAPTIR
• İMZA 6ÜNÜ
BUGOH 23 Arahk P. tesi, 15.00- 18.00
AYTÜLAKA1
c
ıu
YARIN 24 AralıkSalı, 75.00 - 78.00
İLHAN fREM
Güldürü ustalan birer ikişer TKFden özel televizyon kanallanna transfer oluyor
Ozel TV komedyeni güldürdü
SİNA KOLOCLU
TRT, elindeki güldürü ustala-
nnı birer ikişer özel televizyon-
lara kaptınyor: Cenk Koray-
Miijdat Gezen ikilisi bundan
böyle Tele 10 için çalışacak. Enis
Fosforoğlu ekibi Ferran Kutman
ve İryas Salman Magic Box'ın
yeni kanalı için program hazır-
layacaklar. Uğur YuceJ, Ferhan
Sensoy da Show-TV ile görüş-
melerini sürdürüyor.
özel TVler program çahşma-
lannı yoğun bir şekilde surdurü-
yorlar. Daha doğnısu şu anda
görünurde iki özel TV kanalı bu
yoğunluğu yaşıyor. Bunlardan
birincisi Magic Box'ın Starl için
rakip olarak çıkardığı Tek 10 di-
ğeri ise Erol Aksoy'un Özel
TV'si Show TV. Her iki kanal da
en seyirci toplayan "verti güldü-
Hangi komedyen hangi kanala eidiyor Cenk Koray-Müjdat Gezen
ikilisi Magic Box'ın Starl'e rakip olarak çıkardığı Tele 10'a geçti. Tele lO'a
geçen komedyenler arasmda Enıs Fosforoğlu, Perran Kutman ve İlyas Salman
da var. Uğur Yücel ile Ferhan Şensoy ise ışadamı Erol Aksoy'un sahibi
olduğu Show TV ile görüşmelerini sürdürüyorlar.
rü dizüerf" için halen TRTye
program yapan sanatçılann pe-
şine düştü.
Tele 10, Miijdat Gczen-Cenk
Koray ikilisi ile anlaştı. "Müjdal
Gezen-Ccnk Koray Şov" adlı
program yılbaşından sonra çar-
şamba günleri ekrana gelecek.
Edinilen bilgilere göre Tele 10
için kesinleşen isimler arasında
Perran Katman ve Üyas Salman
ve Enis Fosforoğlu'nun adı da
geçiyor. Aynı kanal ıçın Ali Poy-
razoglu'nun beş proje götürdü-
ğu, bunun dört tanesinin kabul
edildigi, ama anlaşmanın daha
imzalanmadığı öğrenildi. Poyra-
zoğJu ve ekbinin Show TV ile de
görüştüğü belirtüdi. Ali Poyra-
zoğlu her iki özel kanaldan tek-
lif geldiğini, TRT ile program-
lannın şu anda devam ettiğini
söyledi.
Tele 10 için Müjdat Gezen'le
şov programı hazırlayacak olan
Cenk Koray ise "Anlaşmayı ün-
zaladık. tçerik açısuıdan degi-
şik, tıraşlanmamış bir şov
yapacagız" dedı. Koray, 23 yıl
TRT ile çalıştığını belirtirken
"Biz televizyon sayesinde para
kayandtk. Ama ben bugiine ka-
dar bu kurnma vefa borcumu
odedim" dedı. TRT'nın katı tu-
tumu yüzünden yavaş vavaş tum
ağır toplaruu kaybedeceğıni vur-
gulayan Koray, "Yakında Sayın
Genei Müdür aaberteri kendisi
okumak zorunda kalabuV' vo-
nımunu yaptı.
Show TVnin teklif götürdü-
ğtı isimler arasmda yer alan Fer-
han Şensoy adına tiyatrocu eşi
Derya Baykai konuştu. Baykaj,
"Benim görüşJerimi Ferhan da
destekler. Hayatınıızı yalnız ve
yalaız tiyatrodan kazanıyoruz.
TRTye yaptıfınuz son progra-
mıo maliyeti korkuac. Artık
kim parayı verirse onunla çalı-
sacagız. Biz yaklaşık 50 kişilik
bir ekibiz" dedi. Sanatçılar
TRTnin artık tekel olmaktan
çıktıguu ve rekabete girecek ko-
şullan yaratmak zorunda oldu-
ğunu belirttiler.
Bu arada hem Show TV hem
Tele 10, yerli dizi yanı sıra dizi
ve film bağlantılannj da hızlı
surdürüyor. Show TV'nin ya-
bancı filmlerin yanj sıra, yeru'
filmler de aldığı, bunlann ara-
sında Yıloıaz Giiney'in yapıtla-
nnın da olduğu öne sürülüyor.
Aynca cumartesi gecesi RTL'de
gösterilen ikinci sınıf Alman
porno filmlerinin de Show
TV'nin istekleri arasında oldu-
gu öğrenildi. Tele 10'nun ise
özellikle Caanes dizi pazannda
unlu Amerikan dizüerinin tü-
münü kapattıgı, 20 bin dolaruk
dizi aldığı gelen bilgiler
arasında.
MiJJi Piyango takımı kampa girdi
Bilet alanlar 31 aralık akşamını bekliyor, büyük ikramiye 30 milyar
Istanbul Haber Servisi — Her
yıl artan buyuk ikramiye ve son
zamlar Milli Piyango biletlerine
ilginin yoğunlaşmasına neden
oldu. 40 yıl önce 500 bin lira
olan büyük ikramiyenin 60 bin
misli artarak 30 milyar liraya
çıkması Milli Piyango bileti
alanlan tatlı hayallere götürü-
yor.
Milli Piyango'nun "Size de
çıkabflir" sloganındaki durtü ile
sabit ve seyyar bayilerin önlerin-
de uzun kuyruklar oluşturan,
hatta çıkma şansı fazla diye sa-
dece bilet almak için Anadolu'-
dan İstanbul'a gelen milyarder
adayları, biletlerirü güvenli bir
yere koyduktan sonra umut do-
lu günler yaşamaya başladılar.
Milyarların cazibesi Milli Pi-
yango ldaresi'nin 18 yaşından
küçüklere şans oyunlannın sa-
tılmasını yasaklayan genelgesi-
ni bile unutturdu. Yaşı 18'den
küçük olanlar Milli Piyango bi-
letini satın alabiliyorlar. Milli
Piyango Idaresi yetkilileri bilet
satımımn 18 yaşından kuçükle-
re yasak olduğuna dair genelge
bulunduğunu, bu konuda tüm
bayileri uyardıklann vurgulaya-
rak yönetmeliğe uymayanlar
hakkında zabıt tutup genel mü-
dürlüğe bildirdiklerini söyledi-
ler. Bu kişiler hakkında bayili-
ğin iptaü yönünde işlem yapıla-
biJdiği behrtiürken şans getirsin
diye babalan veya anneleri ta-
rafından bilet çekmeye teşvik
edilen miniklerin durumunun
ise bu genelge kapsamıha girip
girmeyeceğı tartışma konusu.
Bayilerin çoğunun ise böyle
bir genelgeden haberi dahi yok.
Sadece Kazı Kazan biletlerinin
18 yaşından küçüklere satışının
yasak olduğunu söyleyen bayi-
ler, bilet alanlara kimlik ve yaş
kontrolü yapılmasının mümkün
olmayacağı görüşundeler. Bir
bayi "Adam 2-3 aytık bebeği gc-
tirmiş. tlla 'Bebeğın elı hangi bi-
lete değerse onu alacağım' diye
Intturuyor. Böyle dunımlaria
karşılaşıyornz" diye yakınıyor.
Yıllardır insanlara umut da-
ğıtmaya devam eden Milli Pi-
yango, daha uzun yülar bu özel-
liğini korumakta iddialı.
YASAĞI OELENLER— Milli Pi>ango biletlennıu ıo vajınuan küçüklere satılması yasak olduğu
halde aile büyükieri, uğur getirsin diye çocuklanna bilet aidın>orlar. (Fotoğraf: KA.OİR CAN)
TIME, hakkında idamfermanı bulunan Salman Rüşdi'yle özel hayatmı konuştu
Rüşdi,celladını beklerken gülümsüyorKürrör Sefrisf — "Şeytan
Ayet/eri" adlı romanın yazan
Saiman Rüşdi bin günden fazla
bir süredir hakkında tran'ın eski
dini lideri Ayetullah Humeyni
tarafından verümiş bir idam
hUkmüyle yaşıyor. "Şeytan
Ayeüeri"nde Islamlığı aşağıla-
dığı gerekçesiyle Rüşdi için
"idam fennanı" çıkartan Hu-
meyni artık hayatta değil. Sal-
man Rüşdi ise gizlilik koşulla-
nnda da olsa yaşıyor. Bu arada
"Seytan Ayetleri"ni İtalyanca-
ya aktaran çevirmen bıçaklan-
dı, kitabı Japoncaya aktaran çe-
virmen ise öldürüldu. Bütün
bunlara karşın Salman Rüşdi
geçenlerde ilk kez tngiltere'den
ayrılarak ABD'ye gızli bir ziya-
ret yaptı. Bu ziyaret sırasında
Ruşdi, "Time" dergisinden
Karsten Prager'ın sorulannı ya-
nıtladı.
— Hakkınızda idam fermanı
çıkartılah 1000 gttnden fazla bir
zaman geçti. Böyle yaşamak na-
sıl bir şey?
— Gerçi ilk birkaç gün çok
ürkmüştüm, ama ne gariptir,
artık o kadar sık korkuya kapı:-
mıyorum. Bir noktada kendi
kendime şöyle düşündüm: Eğer
sürekli korku içinde yaşar, kur-
şun şimdi nereden gelecek aca-
ba diye düşünürsem akhmı ka-
çınrım. O zaman da kendi ken-
Bb* yazaruı dünyası Başından beri, benim
için en tehlikeli şeyin, mahkûmluğumun
kurumlaşması, yaşamımın denetimini, işleri
beni korumakla olan insanlara bırakmam
olacağını sezdim. Bu yüzden de, hep kafesin
demirlerini ittim ve kafesi genişletmeye çabştım
dime dedim ki: lngiltere hüku-
metince en iyi biçimde korunu-
yorum. Nasıl koruyacaklannı
düşünmek onların işi, benim
işim değil. Bir çeşit zihinsel
oyundu bu. Benim işim bana
yöneltilen tehditle zihinsel ola-
rak ilgilenmek, davamı savun-
mak ve kendim olmayı sürdür-
mekti.
— Ne kadar sık ev degiştirdi-
•iz?
— Tam olarak saymadım
doğrusu. Birkaç günde bir, ha-
bire ev değiştirdiğim yolunda
soylentiler üretildi. Oysa bu ka-
dar kötu olmadı hiçbir zaman.
— Ama 20-25 kez ev degiştir-
diniz saaınm?
— Birçok yer değiştirdim.
Bazen çok kısa, bazen uzun sü-
reler kaldım gittiğkn yerlerde.
lngiltere'nin daha önce görme-
diğim birçok yerini gördüm.
Geniş alanlan olan yerlerde dı-
şarı çıkıp yürüyuş yapma olana-
ğı da buluyordum. Ama başın-
daJD beri benim icin en tehlikeli
şeyin mahkûmluğumun kurum-
laşması, yaşamımın denetimini,
işleri beni korumak olan insan-
lara bırakmam olacağını sezdim
hep. Bu yuzden de hep kafesin
dernirlerini ittim ve kafesi geniş-
letmeye çalıştım.
— Sosyal yaşamınız ne du-
rumda?
— Neredeyse bütünüyle tele-
fona bağlı. Dostlanmı arıyo-
nım.
— Kitap okuyor musnnuz?
— Okuyorum. Bir dereceye
kadar yazar hayatımı sürdüru-
yorum hâlâ.
— Bu yönden yaşamınız pek
degişmedi yani?
— Ben zaten günde birkaç sa-
at bir odada bir başıma otunna-
sam rahatsız olurdum. Şimdi o
birkaç saat bütün güne uzadı.
tşimi bitirip sokağa çıkmayı, ar-
kadaşlanmla birlikte olmayı se-
verdim. Tabii şimdi bunu yapa-
mıyorum. Bu gerçek bir kayıp.
— Güdefik gereksmiınlermi-
zi Idın karşılıyor?
— Yemek yapmayı bUirim.
Her gittiğkn yerde buİaşık ve ça-
maşır makineleri oluyor. Tabii
hep silahlı polislerin bulunduğu
yerlerde sürdürüyorum hayatı-
nu.
— Aileniz epey genişledi an-
laşılan?
— Doğrusu iyi geçiniyoruz.
Gizli poliste bir siirü arkadaşun
olacağı aklımın ucundan bile
geçmezdi. Ama karşdıklı saygı-
ya dayalı bir ilişki geliştirdik.
— Oglnnuz ne yapıyor?
— Kuşkusuz burnumda tütü-
yor. Bu arada onun için bir ki-
tap yazdım. Çünkü onun için
yapabıleceğim tek şey kitap yaz-
maktı. Bir çocuğun olağan ko-
şullarda babasından bekleyece-
ği birçok şeyi veremedim ona.
Her gün telefonla konuşuyonız.
Ama birlikte olamamamız yal-
nız benim için değil, onun için
de büyük bir eksiklik. Bana bu
yapılan, aynı zamanda oğlumun
haklanna da bir saldın.
birü«U söy-
lediniz. İçinde Mrtt&dttğunuz
dorum mu yol açtı buna?
— İçinde bulunduğum duru-
mun evliliğime yaradığı söylene-
mez, ama bdirleyici neden bu
değil. Yolunda gitmeyen başka
şeyler vardı.
— Zaman zaman pes etmeyi
düşündügüDÜz oluyor mu?
— Elbette. Çok uzun süreler
bir daha hiç yazmamayı düşun-
düğüm oldu.
— Peki poiitik baskı işe ya-
ramazsa ne olacak? Hep boynu-
Bozda idam fermanıyla mı ya-
sayacaksınız?
— Ne demek istediğinizi dü-
şünmek bile istemiyorum, çün-
kü durumun bu kadar kötü ol-
duğuna inanmıyorum. Ama
gerçek şu ki bu durumu hep
böyle kabul edecek de değilim.
— Düşünce özgürlügünün,
hayatın ta kendisi olduğunu
soylemiştiniz. Ugrunda müca-
dele etmeye degdi mi?
— Evet değdi. Hiç kimse
gündelik yaşamının böylesine
bozulmasmı istemez. Aslına ba-
karsanız hayatımda bir daha bu
çapta bir olay olacağını sanmı-
yorum. Ama hiç değilse en de-
rinden inandığım şeyle ilgili bir
durum. Bu yüzden de uğrunda
mücadele etmek mümkün. Hiç
değilse haklı bir şey uğrunda bir
mücadele.
Paris Sartı
Türkiye işe
Çocuk
Haklan'yla
başlıyor
Türkiye, geçen yıl
imzaladığı Çocuk Hakları
Sözleşmesi'ne koyduğu
etnik azınlıklarla ilgili
çekinceleri kaldjrrnakla
Paris Şartı'nın gereklerini
yerine getirmek için bir
adım daha atmış olacak.
HAKAN AYGÜN
ANKARA — Hükümet,
Paris Şartı'nın gereklerini ye-
rine getirmeye, Türkiye'nin ge-
çen yıl imzaladığı Çocuk Hak-
lan Sözleşmesi'ne koyduğu et-
nik azınlıklarla ilgili çekince-
leri kaldırmakla başlıyor.
Bakanlar Kurulu'nun onay-
layarak yasalaşmak üzere
TBMM'ye sevk ettiği sözleş-
meyle, "etnik azınlık veya yer-
li ahaUye mensup çoculdann"
kendi dilleriyle eğitım görme-
lerine ve kitle iletişim araçla-
nnda bu dillerin kullaaılması-
na "yesil ışık" yakıbyor.
Kadın ve Aıleden Sorumlu
Devlet Bakanı Gıiler Üeri. "çe-
kincelerin kaldırılacagını"
doğrularken Başbakan Siiley*
man Demirel de sözleşmenin
bir ay içinde TBMM'de onay*
lanacağını bildirdi. Demirel,
önceki gün UNICEFin "Dnn-
ya ÇocaUannın Durumu" ra-
porunun sunulması nedeniyle
Ankara Hilton'da düzenlediği
toplantıda, hükümetin bu ko-
nudaki ilk icraatırun sözleşme-
nin Bakanlar Kurulu tarafın-
dan kabul edilerek TBMM'ye
gönderihnesi olduğunu söyle-
di.
Dışişleri kaynaklan, sözleş-
medeki çekincelerin daha ön-
ce değişik bakanlıklann göruş-
leri doğnıltusunda konulduğu-
na işaret ederlerken Meclis'in
çekinceleri kaldırarak sözleş-
meyi onaylayabileceğini vurgu-
ladılar.
Hükümetin Paris Şartı'nın
gereği olarak Çocuk Haklan
Sözleşmesi'ndeki çekincelerin
kaldınlması karan bir üst dü-
zey yetkili tarafından "olunüu
bir geUşme" olarak nıtelendi.
Hükumetteki bu üst düzey yet-
kiü, çekincelerin kaldınlmasıy-
la uluslararası anlaşmalar çer-
çevesinde azınlık olarak tanım-
lanamayan "yerii halklann"
dilleriyle de televizyon ve rad-
yo başta ounak üzere kitle ile-
tişim araçlarında yayın yapıl-
masına ve bu dillerin eğitimde
kullanıhuasına yeşil ışık yakıl-
mıs otdu&unun altını cizdL
Heroün 11.00-20.00
FM Fuar Merkezi, Ortaklar Cad. Mecidiyskoy
Tel: 167 18 14
Ya da bir silecek veya bir debriyaj balatası.. Renault'lann yedek parçalanna ulaşmak
su içmek kadar kolay...
Nerede ihtiyacınız olursa, ne zaman gerekirse.. Oylesine yaygın,oylesine bol...üstelik
orijlnal ve sağlam... Üstelik garantili ve hesaplı...
Renault'nun verdiği bu yedek parça güvencesini Türkiye'de başka hiçbir marka
veremlyor...Siz siz olun, aylarca yurt dışından yedek parça bekleme riskine girmeyin ya da
neredeyse takıldığı anda yeniden bozulan yedek parçalara güvenmeyin
Dilediğinlz Renault modelini seçin, yıllarca, yollarca sorunsuz kullanın
Ne de olsa Renault uluslararası marka, büyuk marka...
RENAUV
A>A\ACAK
OTOMOBİLLER Renault modellerinin yedek parçalan her an, her yerde elinizin altında. RENAULT
m ı ı t r t T ı i M t ı t n l ı l • A ö L A T t A » A M A • A Ğ l A