Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT
MUZIK
Blues Festival başlıyor
• Kültür Servisi —
Efes Pilsen'in
düzenlediği Blues
Festival, Ankara'dan
sonra Istanbul'da.
Organizasyonunu
Pozitifin düzenlediği
festival, blues
müziğinin çeşitli
akımlarının
temsilcilerinin
katıhtnıyla bugün ve
yarın Hilton Convention Center'da gerçekleştirilecek.
Festivale katılan Bowling Green, John Cephas ve
Harmonica Phil VViggins, Piedmont Blues olarak
tanımlanan akustik bluesun en gözde temsilcileri.
Festivalin diğer önemli konuklan, C.J. Chenier ve The
Red Hot Louisiana Band. New Orleans civanndan gelen
topluluk, ateşli bir dans müziği olan 'zydeco'yu
seslendirecek. Festivalin ağır toplarından Big Time Sarah,
gospel geleneğinin dokunaklı ama aynj zamanda güçlü
sesini bluesa taşıyan bir sanatçı. Blues Festivali'nin yıldızı
ise 1970'li yıllarda Muddy Waters'ın grubunda dikkatleri
uzerine çeken, W.C. Handy ve Grammy ödülleri alan
Luther Guitar Jonior Johnson. Dört saate yakm sürecek
konserler, bugün saat 20.00'de, yann ise 14.00 ve
20.00'de. Kapılar konserden bir saat önce açılacak...
(Fotoğraf: BIG TIME SARAH)
Demirağ'ın kaseti serbest
• ANKARA (AA>—
Kültür Bakanlığı, Melike
E>emirağ'ın, daha önce
yasakladığı "Hariçten
Gazel" adlı kasetinin
satışuu serbest bırakıyor.
Kültür Bakanlığı
yetkililerinden alınan
bilgiye göre kasette yer
alan "Alışamadım" adlı
parçayı "milli duygulan
incitici" bularak daha
önce yasaklama kararı
alan Kültür Bakanlığı,
kasetlerle ilgili tüm yasaklann kaldırılması doğrultusunda
başlatılan uygulama kapsammda bu karanndan da
vazgeçti. Kültür Bakanlığı yetkilileri,
Demirağ'ın avukatı Halit Çelenk tarafmdan, yasaklama
karanna karşı Ankara 9. tdare Mahkemesi'ne
"yürütmenin durdurulması" istemi ile açılan davada, 13
aralıkta yapılan savunma dışında, yasaklama karannın
kaldırılması karannın da iletileceğini belirttiler. Bakanlık
yetkilileri, kasetin serbest bırakılması ile ilgili kararın
yapımcıya da önümüzdeki günlerde tebliğ edileceğini
söylediler.
KONFERANS
Yunus Emre'yi tanıtacaklar
• ANKARA (AA)— Aziz Nesin, Demirtaş Ceyhun ve
Tarık Buğra, Türkmenistan'da 'Yunus Emre'yi tanıtan
konferanslar verecekler. Kültür Bakanlığı yetkililerinden
alınan bilgiye göre 24-27 aralık tarihleri arasında Bakan
Fikri Sağlar başkanlığında sanatçılar ve kültür
adamlanndan oluşan bir heyet Türkmenistan'ı ziyaret
edecek. Bağımsızlığı tanınan Türk cumhuriyetleri ile ilk
kültür işbirliği anJaşması da Türkmenistan ile
imzalanacak. Geziye araştırmacı ve tarihçi Mim Kemal
öke, yönetmen Engin Ayça, sanatçılar Ekrem Bora, Nur
Süer ve Gülsen Tlıncer ile Devlet Halk Dansları
Topluluğu üyeleri katılacak. Alma Ata'da düzenlenecek
L
«tkiliklerde Ankara Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Sönmez
b.Atasoy 'Kendi Gökyüzümüz Altında' adlı ovunu
sahneleyecek. Etkinlikler arasmda iki de fîlm gösterisi
• yeralacak. Yönetmen Tlmç Başaran'ın son ödüllü filmi
, 'Piyano Piyano Bacaksız
1
ile Yunus Emre belgeseli de
etkinlikler çerçevesinde gösterilecek. Ayrıca Ankara
Devlet Tiyatrosu sanatçıları Meral Üner ve Tomris
Çetinel de Yunus Emre şiirlerınden oluşan özel bir
müzikli gösteri sunacaklar.
\rnavutkoy de ııç kaılı eskı bir ev,
\enilenmis, Pembeve bcnanmış Töm
tamdıklar yiue orada. Içkıie'r içki
tadında yemekler yemek lezzelii.de
Kapıyı blidik yüzler açıyor. Monu -bız beklerken-
lyıce gelıs,tınlmiş Koznlar cilrelenaij, fasul-
yeler helmelenmi;. Kerevizler mahçup. karıdesler
kafesıe. ahtapotlar dınamık Serrisi servis
edenler aşina. Tatlılar sahiden "tatlı", sıcaklar
sımsıcak ' Gelincikler şerbetc dönüşmaş,
mnhallebiler sakız kokuyor. O bıldıgımız eskı
dosılar -turpotu, ebegumecı. semızoıu, Isbada,
rezene ellerınızden operler Isırganlar ısırmıyor,
ısırılıyor. Ama\ uıkoy'de eskı bir ev işte!
Yenilenmiş, pembeye boyanmif. Girerken kart
basıvorsunuz. çıkarken unutmavın' Giri; katında
solda bar. i" basamak çıkın olağanustû bir
' muzık ' 18 basamak daha zabmet ederseoiz,
sımsıcak bir "yemek ortamı"yla sarmalanir-
sinıı. Sanırsınız kı Turk Muıfagı AT'ye gırmış'
Altta üstte sagda solda lavanta çifekleri...
Yufkalar sacda pıjrr.i} sebze koftelen miss
Mor doimalar, pazı sarmaları, işkembeden
atılmamı; yaboiler. Eskı bir ev yani, yenilenmis,,
pembeye boyanmış Arnaratköy'de! Girmesi
kola\ da çıkması pek zor Akşam içkisine diye
dûşânmâştük, bir tek atacaktık sadece! Sabah
aydınhğına doğru basabıldık (ikış kartımızı
Anladık ki. Arnavutköydeki o yeollenmiş
ve pembeye boyanmış üç katlı eski erde
geceler pek ozundn... Pekı "sarhoş " muvduk
;
Hafir, sadece pek "hoş'tuk. Geldıgımız yerı
unutmayalım dııe kah\ava sorduk. burası nerest'
Adreslni rerir misiniz lütfen? Dedı kı,
Beıım sız sahiden pek h o 5' sunuz!
SanıyorsunDZ ki sadece gnzel bir geceden
çıktıoız! Aslında MZ Ece den çıktınız'
E C E Ş İ M D İ
A R N A V U T K Ö Y ' D E
dedı ve adresı veıdı
16 5 9 6 0 0
Kamacı Sokak. 10
165 96 0 1
Cemol Reşi» Rey Toplanfıları
YÜZYILIN SONUNA DOĞRU TÜRKİYE'DE
REKLAMCILIK
Atilla Aksoy, Haluk Mesci,
Paul Mc Millan, Aydin Uğur
Cemal Reşit Rey Konser Salonu Saat 17»
SEYEMAMtLLÂ DORS
CUMHURİYET/9
1974 YAPIMI— Yılmaz Giineyin yazıp yönettigi ve başrolünü üstlendiği "Arkadaş" filminde kalabalık bir oyuncu kadrosu bir araya gelmiştj. Fotografta g»-
rölen Yılmaz Giiney ve Semra Özdamar'ın yanı sıra Kerim Afşar, Melike Demirağ, Azra Balkan, Ahu Tuğba ve Civan Canova filmin oyunculan arasındaydı.
Yılmaz Güney'in'Arkadaş'filmiyıllarsonrayeniden siriemalarda
'Çirkin kral
9
kendini oynuyor"Çirkin Kral" derlerdi ona... Aslın-
da güzeller güzeli bir adamdı. Güldü
mü yüzünde iyilik ve dostluk ışılda-
yan... Bitmez-tükenmez mahpusluk
serihenlerinden birinden yenı çıkmış-
tı. İçerde oluşturduğu öykülerden
binnı hemen, sıcağı sıcağına filme çek-
meye başladı. Istanbul'da ağustos
ayıydı. Kumburgazın gözde "site"-
lennden biri olan Kıyıkent'e karargâh
kurmuştu. Ve ben sıeak mı sıcak bir
gün yola vurup onu ziyarete gitmiş,
bir "set röportajı" yapmıştım.
Film bıttı. Kurgulandı. seslendir-
mesi yapıldı (Şımdi ızlerken anlaşıh-
yor ki oldukça acele >apılmış.) Yılmaz
Giiney yeni projesi için Adana'va. Yu-
murtalık'a gitti. Sinematek Dernegi,
"Arkadaş"ın özel bir gösterısıni yapa-
caktı. Sıraselviler'deki dernek merke-
zınde... Tam o sırada o acı, o uğursuz
haber geldı. Yılmaz. "Arkadaş" fil-
minde iki kez gcçen "silahı ne zaman,
kime karşı kullanacağını bileceksin"
devişinı hıç anımsamamış ve elını ka-
na bulamıştı. "Arkadaş"ı gözyaşlan-
mı zor tutarak Sinematek'teki
seyırcıye sunduğumu ve sonra filmi
büyük bir beyecanla. duygu yoğunlu-
ğuyla İ7İediğimizi anımsıyoruni.
Tam 17 yıl olmuş.. Ve işte yine hu-
zurunuzda 'Arkadaş'. Pekı ama ben
'Arkadaş'ın serüvenine öylesine tanık
olmuş Atillâ Dorsay, bu filme duygu-
sallığı mı aşıp yaklaşabilir. bu film
üzerine 'nesnel' olabilir miyim? Ola-
mam kuşkusuz. Ama bir deneyelim.
Çünkü 'melâli anlamayan nesil' bizden
bunubeklıyor...
'Arkadaş', daha o zamanlar da söy-
lenmişti, içinde çelişkiler, anakro-
nizmler, zıtlıklar taşıyor. Yılmaz'ın
oynadığı "A'nın şapkası olan" Azern,
o yıllann hızlı devrimcıliği içinde bile
kuşkusuz kolay kabul edilebilir bir
'tip' değil. Kıyıkent'in çalışanlannı.
emekçilennı çevresine toplayıp 'sınıf
bilincP aşılayan birisi nasıl oluyor da
"Yanındaki kadına 500 metreden ba-
küsa patlavan" bıri olmayı savunu-
yor? Bir zamanJar okul ve gönül arka-
daşı olan Cemil'i içinde yaşadığı 'safi-
lıksız burjuva çevresi'nden, özellıkle
kadının konumuvla verilen 'yoz-
satmayı amaçlıyor. Aynca da köylüle-
rin karşı çıkışıarına, giderek sabote
etmelerine karşın, o kurak bozkın su-
lamış, canlandırmış, tanm cennetine
dönüştürmüş olan Muhittin figürüyle
Yılmaz genel olarak çalışmak, üret-
mek ve bozkın dönüştürmek gerekle-
rine işaret ediyor.
İkinci ve daha önemli yanlış, bu
filmdeki Azem fıgürünü ıdealleştir-
mek, kusursuz saymak... Oysa bence
Azem, elbette kı Yıimaz Güney'in ken-
disi. Tüm çelişkileriyle, aranışıyla. bir
yerlere tutunmak ısteğiyle... Yılmaz
da kırsal kökenliydi ve o kökenden ge-
Arkadaş Yönetim ve senaryo: Yılmaz Güney / Görüntü: Çetin
Tunca / Müzile Atillâ Özdemiroğlu, Şanar Yurdatapan /
Oyuncular: Yılmaz Güney, Kerim Afşar, Melike Demirağ, Azra
Balkan, Civan Canova, Semra Özdamar, Ahu Tuğba / 1974 Güney
Film yapımı (Ortaköy Kültür Merkezi).
laşma'dan ahp götürdüğü ve örnek di-
ye gösterdiği köy çevresi, kırsal kesim
romantızmi ve 'köy edebiyatı' değil
mi? Ülkenın kurtuluşu kırsal kesim
değerlerine dönrnekte mi görûlüyor?
Vs. vs.
'Arkadaş' kuşkusuz kr bu ve benzer
çelişkiler ıçeriyor. Ancak iki şey var.
llki. Yılmaz'ın gösterdiklerinin kimi
zaman oldukça yanlış anlaşılması. Ör-
neğin Azem'in. Cemil'i götürdüğü
kırsal çevre, aslında (en azından bana
göre) bir alternatıf olarak sunulmu-
yor. Bu bölüm. öncehkle Cemil'e
kökenlerıni ve sınıfsal onjinini anım-
len feodal, tutucu bir ahlak anlayışı,
bir tür 'at-avrat-silah' romantızmi
vardı. Atı bılmem. ama 'avTat' ve si-
lahtan hıç vazgeçmedı. 'Devrimci'
oldu, Marksızmi okuyup öğrenmeye
ve içtenlıkle benimsemeye çalıştı.
Ama bu onun feodal kökenli davra-
nışlannı hıçb
;
r zaman tümüyle değiş-
tiremedi. O zaman, Azem'in
konumunu eleştirmek yerine, onu el-
bette ki yanlışlanyla. öz çelişkileriyle
Yılmaz'ın bir izdüşümü saymak daha
doğru değil mi?
Ve gende Yılmaz'ın sineması kalı-
vor. Yesilçam'ın çizgisel anlatımını.
öykü ve dramatik kalıplanru rahat fis-
kelerle yıkan, gözleme ve belgesel ya-
hnlıfeına yaklaşan an bir sinema...
Gerçi yer yer aşın meJodramatik do-
kunuşlarla bu anlık bozulmuyor de-
ğil: Örneğin Sulukule'deki eğlencege-
cesinın sabahında kadının o dayanıl-
maz monologo veya tüm finalde Çe-
mil'le ilişkili çözümlemeler gibi. Öte
yandan Yılmaz'ın burjuvaziyi eleştir-
mede sırf ahlaki ve kadının konumu-
nu gündeme getirmesi de 'Arkadaş'ı
bir açıdan 'tutucu' bir film, örneğin
günümüz Refah Partisi'nin yadsıma-
yacağı bir film yapıyor. Burda da bur-
juvazi olgusunun bir film boyunca ser-
gılenmesınde ye eleştirilmesindeki
zorluklar nedeniyle Yılmaz'ın bir baş-
ka klasik Yeşilçam tuzağına düştüğü
ve olayı 'kadın >e ahlak' düzeyine kay-
dırarak şematızme kaçtığı açık...
Velhasıl günahlan ve sevaplanyla
ama kuşkusuz sınemamızdaki önemli
yeri ve biçım açısmdan modern ve ye-
nileyici özellikleriyle ılginç bir Yılmaz
Güney filmi var sinemalarda. Peki
ama seyirci nerede? Niçin o kadar az
bir seyirciyle birlikte izledik bu filmi?
Neyse bugün aynı sinemada (Atlas)
'Thelma and Looise' başlıyor. Kapı-
lar-pencereler kınlır, kuyruklar olu-
şur nasıl olsa... "Amerikan feminizmi'-
'nin bu parlak gösterisi, Türki>e'nin
yaşamış en büyük sınemacısının yıl-
lardır yasak ve görülemez bir filmin-
den çok daha fazla ilgi çekiyor anlaşı-
lan. Ama bu, zinhar, bir 'kültür sorn-
nu' değil elbette ki. Bir pazarlama, bir
'marketing' sorunudur. Madem ki öy-
le diyorsunuz, öyle olsun!..
Resim ve
heykel
sempozyumu
• Kültür Servisi - Bakü
Sanat Merkezi ile
Azerbaycan Dış Ekonomi
Birliği'nin ortakhğıyla 1992
yılının nisan ayında
uluslararası bir resim ve
heykel sempozyumu
gerçekleştirilecek. Plastik
Sanatlar Derneği'ne
gönderilen bilgiye göre
Azersanat firması
sempozyuma katılacaklann
yiyecek ve kalacak yer
masraflannı karşılayacak,
aynca sanatçıya gerekli
malzemeleri bularak
katılan iki kişiye 1000
Sovyet Rublesi maaş
yerecek.
Ilgilenenlerın ocak ayı
sonuna dek Plastik Sanatlar
Derneği'ne (MSÜ Resim ve
Heykel Müzesi, 80680,
Beşiktaş-İsıanbul)
başvurmalan gerekiyor.
BUGÜN
• Söylefi "Müjdat Gezen
ile yüz yüze söyleşmek ister
mısıniz?" İTÜ Kültür ve
Sanat Birliği'nin
düzenlediği etkınlik saat
15.00te İTÜ Kültür ve
Sanat Bırliğı
Oditoryumu'nda. Giriş
serbest.
bugün
bilsak
20 ARALIK CLMA :
19.00 Gunlerin Gotürdugü:
"Koalisyon Programmda
Dcmokraıikleşme ve
1992YılınaBakış"
Ertuğrul GÜNAY
Mural BELGE
20.00 Bilsak Tiyatro
Atolyesi: "Iştc Baş Iştc
Gövdc Iştc Kanallar"
Ya/an : Scvim BURAK
Fotoğraf Çalışmalan
M. Ziya ÜLKENCtLER
yonciımindc
Latince Çalışmalar
SaJı-Pcrjcmbe
19.10-21.30
BİLSAK FINDIKLI
Cafe-Bar-Restaurant
Re7ervasyon:
152 38 68-15201 JO
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30 t
- •
African Cafe-Bar(5.Ka)
Pd/ancsılcn öğrcncigunu
Çarş.-Pcr^. Erkın KORAY
bilsak, sırasclvılcr cad.,
soğancı sok. 7 phangır
143 28 79-99
TEKZIP
adlannı verdiğimiz kişiler, Gösteri
Dergisi'nin 1 Eylül 1991 tarihlisayı-.
sındaki duyuruda, bizleri ırkçı, şoven, gerici diyenitelemişve ay-
rımcılığın düşmancatohumlannı ekmekle suçlamışlardır. Oysa
bunlar bizim ırkçı, şoven, gerici ve ayrımcı olmadığımızı çok iyi
bilmektedirler. Sanat Çevresi Dergisi'nin 154.155. ve 156. (Ağus-
tos, Eylül, Ekim) sayılarmda ortaya koyduğumuz sorunlar da
konuyla ilgili kişinin aynmcılığını açık bir şekilde belirlemiştir.
Kanıtlamak zorunda kalacaklan iddiaları sorumsuz bir bildi-
riye dönüştürerek fîkir ve basın özgürlüğünü hiçe sayan, demok-
rasi ve ulusal kimlik bilincinden yoksun bu sözde aydınlan
kamuoyu önünde acıyarak kınıyoruz.
SEZERTANSUĞ " HAMİT KINAYTÜRK
Sanat Çevresi Dergisi
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
ME1TEMAHISKA ORHAHALKAYA BİLfiEALKOfl TÖÜNMTIUR YUMMER A i n i m Ş MEÜHCEVDETANOAY
MÜSTHFAATA SEHDABATEŞER ZEYNEPAVCI ARZUBAŞARAN MURAT BELGE
HANDANBâRÛTECENE ENİSBATUfl CANANBEYKAL RABİAÇAPA VECDİÇAM CENGİZÇEKİL
J0ELLEDAN0N LATİFDEVİRCİ 0SMANDİNÇ DİLEKDURU FERİTEDfiü
HAÜLERGÜN NUSRET NUROAN EREM GENCOERKAL AYŞEERKMEN BİkENTERKMEN SEYHAN ERAZÇEÜK
MENGÛERTEL CANDEĞER HJRTUN FORUZAN HALUK GEOİK ARAGÜLER
FMUKGÖNALnY GONfiÖRfiONER BİLGE60MMN NEDİM6ÛRSEL SEMİNKAPUUIOĞUİ SERHATKİRAZ
HAYDARKARABEY SADIK KARAMUSTAFA 6ÛLSÛN KARAMUSTAFA ARİFKESKİNER SEVİMK1IUU
FOREYAKORAL VASIFKORTÜM AYKUTKAKSAL D06ANKUBAN FİÜZKUTLAR ONATKUTLAR
BERALMAORA TEOMANMAORA ÖMERMADRA HAKKI MBIRLIOâLÜ NEZİHEMERİÇ MURAT MOROVA
FETHİNACİ AHMETOKTAY FÛSUNONUR TANORAL AHMETÖKTEM SAFAÖNAL M&J6ANÖZÇAY
DEMtRÖZLÜ AÜÛZGENTÛRK IŞIL AZGENTÜRK FATMA TÛLİM ÖHÜRK AÜP0YRAZ06LU MURAT BECEVİK
BAŞARSABUNCU CANOAN SABUNCU HASAN SAFKAN İSMAİLSARAY HALES0N1AŞ LOKMAKŞAHİM
OENİZŞENGEL SAÜMŞENGİL LATİFETEKİN ERDOİAN TORATU SEYNUNTOPUZ METETUNÇAY
TÜLAYTURA MEHMETUUISOY ALİYE UZUNAOfiAN GÛREL YOMTAM
CANYÜCEL SUYÛCEL FEYZAZEYBEK HA$METZEYBEK
'KırmızıFtozartesi'beyazperdede
Trajedinın
fotoromanıKırmızı Pazartesi (Chronicle of a Death Foretold) /
Yönetmen: Francesco Rosi / Senaryo: Rosi, Tonino
Guerra / Görüntü: Pasqualino de Santis / Müzik: Piero
Piccioni / Oyuncular: Rupert Everett, Ornelle Muti,
Gian Maria Volente, Irene Papas, Anthony Delon, Lucia
Bose / Bir İtalyan-Fransız ortak yapımı / 110 dakika
(Beyoğlu)
Filmin gösterildıği 1987
Cannes şenliğini anımsıyo-
rum Liberarion gazetesi,
filmin Fransızca adı olan
"Chronique d'une Mort An-
npncee" (Önceden Bilinen Bir
Ölümiin Öykusii) adıyla oyna-
yarak "Chronique d'une
Merde Annoncee" (Önceden
Bilinen Bir Pisliğin Öyküsii)
başlığını atmış, ortalık birbi-
rine girmişti. Sonra filmi
Sinema GunlerTnde izledik.
Anthony Deion
Şimdi yeniden izlerken düşü-
nüyorum: Acaba bu filme
haksızlık mı edildi?
Gerçek, çoğu zaman oldu-
ğu gibi herhalde ortalarda bir
yerde. Yani "Kırmızı Pazar-
tesi", elbette bir "pislik" de-
ğil. Ilginç yanlan olan ve
başından sonuna ilgiyle izle-
nen bir film. Ama bu, filmin
başanlı olduğu ve bir Marqu-
ez yapıtının ruhunu yansıttığı
anlamına da gelmiyor.
Temel sorun, Rosi'nın hiç-
bir bıçimde "romantik" bir
yönetmen olmamasından
kaynaklanıyor. Marquez'in
aslında kısacık, o ölçüde de
vurucu yapıtını ünlü ve ye-
rimli Tonino Guerra ile birlik-
te senaryolaştınrken Rosi
biraz da kaçınılmaz biçimde,
olaylan yaymış, öyküyü "şj-
şirmiş". Ve fantaştik yanlan
olan sürprizli bir öyküyü, bir
kırsal kesim trajedisi haline
getirmiş.
Bu yeni yapı içinde, olayla-
nn içerdiği duygusallık ve
romantızm boyutlan büyü-
yor. Oysa sinemada genelfik-
le belgesel kıvamda siyasal
fılmlerin. polemik açan tar-
tışmalı tez filmlerının yönet-
meni olarak bilinen Rosi'nın
altından kalkabıleceği şey de-
ğil romantik bir film yap-
mak... Bu açıdan ünlü ve
alabildiğine uluslararası bir
kadroya. Pasqualino de San-
tis'in usta ışı görüntülerıne ve
Piccioni'nin Laten duyarlılı-
ğıyla örülmüş müziğine kar-
şın film hemen hiçbir anında
inandırıcı olamıyor, bir bü-
tünlüğe kavuşamıyor.
Ve böylece tüm güzelliğiyle
Ornella Muti, iki ayn yakı-
şıklılık doruğu oluşturan
Rupert Everett ve Anthony
Deion, bir "kompozisyon"
çızmeye çalışan Gian Maria
Volonte,*Kolombiya'nın ne-
fıs doğa görüntüleri ve ben-
zersiz kasaba dekoru, filmin
içinde tek başlanna çok ilginç
de olsalar, farklı filmlerden
öğeler gibi duruyorlar, bir
bütünoluşturamıyorlar.Vebu
Marauez uyarlamasından ge-
riye kalan. ne yazık ki bir
fotoromana bakmış olmak-
tan daha temel ve doyurucu
bir izlenim olmuyor.