11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ARALIK 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 Sovyeüer Bursa'da TÜStAD heyeti Deminel'i ve Inönü'yü ziyaret etti ZAFERTUNCA • BURSA (AA) — Bursalı sanayici ve işadamlanna Sovyetler Birliği'ndeki yeni pazar ve imkânlan tanıtmayı amaçlayan "Türk-Sovyet lş Günleri" konulu toplanü Bursa'da başladı. Bursa'da faaliyet gösteren özel bir turizm şirketi üe bir Sovyet finnasının ortaklaşa düzenlediği toplantıya, Bursa Sanayici ve tşadamlan Derneği (BUStAD) üyeleri ile Sovyet pazannda büyük pay sahibi firmalann yetkililerinden oluşan 39 Sovyet işadamı katüıyor. Özuygur'dan istifaya devam • ANKARA (ANKA) — ökkeş özuygur, Türk Hava Yollan ve Çukurova Elektrik Anonim Şirketi yönetim kurulu üyeliklerinden de istifa etti. Daha önce de Kamu Ortaklığı tdaresi Başkanhğı görcvinden istifa eden Ozuygur, THY ve Çukurova Elektrik Anonim Şirketi yönetim kurulunda, Kamu Ortaklığı Idaresi'ni temsilen bulunuyordu. OECD'nin tahmini • PARİS (AA) — Ekonomik Işbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD, Türkiye'de enflasyon hızuun 1992'de 1991'e göre yükselebileceğini, büyüme hızının da 1992'de bir önceki yıla göre biraz, 1993'te ise oldukça yüksek oranda artacağını tahmin etti. Yanyıl Raporu'nda, 1991'de yüzde 68 olması beklenen Türkiye'deki yılhk enflasyon hızının 1992'de yüzde 70"e yükseleceği hesaplandı. Mevduatta artış • ANKARA(AA)- Bankalardaki toplam mevduat, bu yıl 11 ayda geçcn yıl sonuna göre 30 trilyon 631 milyar lira arttı. Merkez Bankası verilerine göre geçen yıl sonunda 61 trilyon 395 milyar lira dûzeyinde bulunan toplam mevduat, yaklaşık yüzde 50 artarak 29 kasımda 92 trilyon 26 milyar liraya ulaştı. Skoda'da Alnıan tekııolojisi • Ekooorai Servisi — Alman Volkswagen firması Çekoslovakya'daki Skoda fabrikasının % 31 hissesini satın aldı ve Skoda'nm üretim programı ile organizasyon planlamasını da üstlendi. Bu değişimden sonra halen Völkswagen Grup bünyesinde üretilmekte olan Skoda Favorit binek modelin yanı sıra tamamen Alman standartlanna uygun olarak Skoda Forman SW ve Skoda Pick-Up modellerinin üretimine de başlandı. Skoda'nın Türkiye genel distribütürü Yüce&Pamar yeni •modelleri ocak ayı içinde Türkiye'ye getirmeyi planlıyor. Emisyonda genişleme Inönü-sanayici tartışmasıRahmi Koç, İnönü'nün çalışma barışını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılacağım belirtmesi üzerine, "Bu önemli bir konu. Ancak liberal ekonomiye zarar vermeyecek şekilde olmalı, işçi almak ve çıkarmakla ilgili herhangi bir bürokratik engel olmamalıdır" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)— Türk Sanayici ve İşa- damlan Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başka- m Rahmi Koç, Yönetim Kurulu İşadamlan ve TÜSİAD yöneticileri İnönö ve Demirel'i ziyaret ettiler. atıştılar. Inönü, ekonomiyi yöneten in- Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve İnönü'yü ziyaret ettiler. yönetim kurulu üyeleri ile işa- Yaklaşık 30 ^ dakika damları Sakıp Sabancı ve Fey- ayakta bekleyen TÜSİAD heye- sanlann hükümete sahip çıkma- yaz Berker, dün Başbakan De- ti, İnönu ile yaptığı görüşmede sından duyduğu memnuniyeti mirel ile Başbakan Yardımcısı de üstü kapalı olarak karşılıklı dile getirdi. Bülent Eczacıbaşı^ Taizleri gözden geçireliırf ANKARA (Cumhuriyet Bfi- rosu) — İş Bankası Genel Müdürü Ünal Konıkçu, "Tür- kiye'de enflasyonun kısa zamanda dûşûrülebUmesi için faiz politikasının daha tutarlı bir yaklaşımla yeniden gözden geçirilmesi gerekir" dedı. Gazetecilerin sorularını ya- nıtlayan Korukçu, faizlerin yüksekliğinin önemli bir konu olduğunu, yüksek faız politi- kasının Türkiye'de. enflasyo- nun da "çok yükselmesine" yol açtığını bildırdi. Faizlerin yüksekliğinin Tür- kiye'de borsanın gelişmesini engelleyen faktörlerin de ba- şında geldiğini anlaian Ko- rukçu, "Beklenti, faizde daha yüksek olunca otomatikman tasarruf sahipleri veya parala- rını değerlendirmek isteyen gnıplar, alternatif alan olarak faiz yüksekliğini tercih ediyor- lar" şeklınde konuştu. Korukçu, yüksek faiz poli- tikasının diğer sakıncalannı ise şöyle sıraladı: "Şunu önemle vurgulamak gerekir ki esasen bu yüksek fa- iz politikası, Türkiye'de enflas- yonun da çok yükselmesine yol açüğı için Türk ihracatçısuun Batı daki rekabet şansının azalmasına, aynca Türkiye'- UNAL KORUKÇLTDAN Enflasyonun düşürülmesi için faizlerin daha tutarlı bir yaklaşımla, yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Yüksek faiz politikası, Türkiye'de enflasyonun da 'çok yükselmesine' neden oluyor. Faizlerin yükselmesinde devlet bankalan, biraz sorumsuz hareket etmişlerdir. deki tüketim imkânlarının daha sabit kahnasına sebebiyet verivor. Bu bakımdan temenni- miz daha tutarlı politikalarla, kısa zamanda enflasyonun dü- şürülmesi için faiz poİitikasının daha isabetli tayin edilmesi- dirj] . Bu arada Korukçu, faizle- rin yükselmesinden kamu bankalannı sorumlu tutarken "Bir gerçeği vurgulamakUn kendimi alamıyorum, faiz hat- lerinin yükselmesinde devlet bankalan biraz sorumsuz hare- ket etmişlerdir. 14 Ekim 1988'i hatırlarsak devlet bankalan 85 faizi ilan ettikten sonra mütea- kip ayda enflasyon yüzde 87. 5'a erişti. O gün bugün enflas- yonla yapılan mücadelede beklenen neticeler kolay alına- madı" dıve konuştu. Korukçu, borsanın gelişimi •konusundakı görüşlerini ise şöyle dile getirdi: "Türkiye ekonomisi önemli açıklarla karşı karşıyadır. Çok kısa sürede bütçe giderlerini kontrol etmek mümkün ouna- yacağına göre birden enflasyon düşürülemeyeceği cibetle bor- sada, isteğimiz seviyede geliş- meleri de çok kısa zamanda beklemek mümkün değildir. Bu daha ziyade faiz nispetleri- ne ve para maliyetlerine bağlı bir konu. Ayrıca bugünkü du- nmıa bakarsak tasamıfun getirileri >eya alternatif getiri alanları içinde bilhassa faiz, hftlfi önemli bir yer rutuyor. So- nuçta faizlerin yüksekliği, borsanın gelişmesini de engel- leyen faktörlerin başında gelmektedir." İş Bankası'nın, Türkiye'de sermaye piyasasınm ve özel- likle borsanın gelişiminde öncü rolünü üstlendiğiru de anlatan Korukçu, şunlan kaydetti: "İş Bankası olarak 17 sene- dir bu tşin öncülüğünü yaptık. Çok önemli mesafeler kat et- tik. Devletin özelleştirme hareketlerinde veya devlet mü- esseselerinin halka satılması hareketinde en etkin rolu tş Bankası oynamıştır. Kimse bi- zim seviyemizde hizmet vere- medi. tş Bankası'nın farklı bir yapısı var. Bu konuda iddialı- yız. " nın, "Bizim herhangi bir öneri- miz ve isteğimiz yok. Sizi kutla- maya geldik" şeklinde konuş- ması üzerine, "Öyle mi, iyi o za- man, ben konuşayun" diyerek şunlan söyledi: "Seçimler sonunda halkımız tek başına bir partiyi iktidara getirmedi. Sizler de notlar ver- diniz, ama halk koalisyon mesa- jını verdi. 'Seçimin belirleyicisi halkımızdır' diyerek bu ortaklığı kurduk. Sonuçta olumlu bir ha- va doğdu. Bu hükıimet halkın beklentilerine yanıt verdi, buyiik bir destek var. Bunun kadrini bi- tiyoruz. Yapılacak işlerin kalıcı olmasına gayret gösteriyoruz." İnönu, çalışma banşını sağla- yacak yasal düzenlemeler yapa- caklarını da belirtince Rahmi Koç sözunü keserek "Bu önem- li bir konu. Ancak liberal eko- nomiye zarar vermeyecek şekil- de olmalı" diye konuştu, bunun üzerine sinirlendiğı gözlenen Er- dal İnönü şoyle konuştu: "Hakkınız var. Demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla oluşturmaya çalışıyoruz. Birta- kım yasaklarla siz durun, siz ça- lışın derken, daha başında iş yapmanuş olursunuz. ATde na- sıl oluyorsa bizde de öyle ola- cak. Herkesin hakkını vererek demokrasiyi kuracağız. Sözleri- mi yanlış değeriendirmeyin. De- mokrasi istiyorsak herkes için is- tiyoruz. Daha başından yasak- la yola çıkarsanız kimseyi mem- nun edemezsiniz." Rahmi Koç ise sanayinin ge- nişlemesi ve daralmasına esnek- lik getirecek düzenlemeler yapıl- masını isteyerek "General Mo- tor 60 bin kişiyi işten çıkaracak. IBM ise 120 bin kişiyi işten çı- kardı. Adamlar Japonlarla re- kabet yapamıyorlar. İşçi almak ve çıkarmak ile ilgili herhangi bir bürokratik engel olmama- lıdır" dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcsı İnönü ise "O önlemler var, ama konıyu- cu önlemler de olmalı, işsizlik si- gortası gibi. Bu ulkemizde de olacaktır" diye yanıt verdi. Daha sonra söz alan Feyyaz Berker de sanayici olarak hak- ça bölüşüm ilkesine yürekten katıldıklaruu belirterek sendikalı işçinin yüksek ücret aldığından yakındı. Berker, verimlilik ve iş- sizlik açısmdan dengenin bulun- ması gerektiğini de sözlerine ek- ledi. Petrol taşımacılığından darbeyiyen Türkiye, doğalgaz taşımacdığınayöneliyor Petrolü bırak, doğalgaza bak Türkiye, Iran, Türkmenistan ve Katar doğalgazını Doğu Avrupa ülkelerine taşımak için îngiltere ve Italya ile yanşıyor. • TURAN YILMAZ ANKARA— Petrol taşımacı- hğmda "darbe yiyen" Türkiye, bu kez Doğu Blokundaki parça- lanmanın yarattığı "dogal gaz tasımacılığı"na yöneldi. Türki- ye, Iran, Türkmenistan ve Katar doğal gazını Doğu Avrupa ülke- lerine taşımak için İngiltere ve Italya ile yanşıyor. Öte yandan Irak'ın petrol ih- racında Türkiye'yi devreden çı- kartarak Uzakdoğu pazarına yönelmesinin yankılan sürüyor. Konuyla ilgili yeni hükümete aynntıh bilgi verildiğini belirten Botaş yetkilileri, "BM'nin pet- rol ihracı için Irak'a tanıdığı 6 aylık süre ocak ayında sona eri- yor. Irak'ın BM'ye başvurarak ambargo koşullannın yumuşa- ülmasını isteyecegi yönünde du- yumiar var. Tnrkiye'nin bu aşa- mada devreye girmesi ve BM- Irak nezdinde girişimlerde bu- lunması gerekiyor" dediler. Bu arada, geçen yıl or- talannda Irak ile boru hattı- nın yeniden kullanıma açılma- sı konusunda çeşitli temaslar- da bulunap Türkiye'nin, bu girişimlerden bir sonuç ala- maması üzerine, temaslara uzun bir süredir ara verdiği de kaydedildi. Türkiye'nin boru hattının kullanılamamasın- dan ötürü uğradığı zarann tazminini Irak yönetimin- den istediği de kaydedildi. 264.5 milyon dolar tutannda- ki bu tazminartın Irak tarafın- dan kabul edilmediği öğrer.il- di. Türkiye'nin petrol taşıma ücreti konusunda da Irak ile bir anlaşmaya varamadığı bil- dirildi. Türkiye'nin, başlan- gıçta 70 sent, ikinci hattın açıl- masından sonra ise 35 sent olarak belirlediği varil başına kira ücretini, BM karan doğ- rultusunda kapasite düşmesi nedeniyle 1 dolar olarak belir- lediği. ancak Irak'ın bunu kabul etmediği ifade edildı. BM'nin de bu konuda "Tür- kiye'yi dışlar bir tutum" sergı- leyerek, taşıma ucretinin saptan- ması konusunda kendilerinin bir etkisinin olamayacağı, bunun taraflar arasındaki ikili görüş- melerde beiirlenmesi karannı aİ- dığı ifade edildi. Bu arada, Türkiye'nin Irak'tan alacaği olan toplam 126.5 milyon dolann geleceği- nin de belirsizliğini koruduğu kaydedildi. Yetkililer, Irak'ın bu borcu da ödeyemediğini belirterek, bu konuda da giri- şimlerin sürdüğünü belirttıler. Türkiye'nin, bu borç ilebirlik- te, uğradığı ve tazminini iste- diği zaran Irak'tan petrol karşılığında alabileceğini be- lirterek, "bu konuda izlenecek tutum, tümüyle siy asi karar or- ganına, yani hükümete aittir. Yeni hükümetin nasıl bir tavır takınacağı ise önümüzdeki günlerde netleşehilir." değer- lendirmesinı yaptılar. Doğalgaz pazan Türkiye, petrol taşımacılı- ğında "yediği darbe"nın ar- dından, bu kez de Doğu Blo- kunun parçalanması ile orta- ya çıkan "doğal gaz taşımacılı- ğı" pazarına yöneldi. Sovyet- ler Birliği'ndeki gelışmeler üzerine, eskiden doğal gaz ge- reksinimlerini ruble ve mal karşılığı bu ülkeden karşıla- yan Doğu Avrupa ülkelerinin. bu olanaktan yoksun kalması yeni bir pazar yarattı. Doğu Avrupa ülkelerinin, bu gerek- sinimlerini İran. Türkmenis- tan ve Katar'dan karşılamak istedikleri öğrenildi Bu geliş- me, doğal gazın taşınması so- rununu da gündeme getirdi Boru hattı ile taşınacak olan doğal gaz için Türkiye de dev- reye girdi. Türkiye ile birlikte İn- giltere ve İtalya da aym işle Ugi- leniyorlar. Bu arada doğal gaz taşımacı- lığı konusunda İstanbul'da bir toplantı yapıldı. Toplantıya Do- ğu Avrupa ülkelerinin doğal gaz taşımacıİığayla ilgilenen kuruluş- lanmn temsilcileri katıldı. Top- lantıda teknik konulara Uişkin bilgi alışverişinde bulunuldu. Yetkililer, "mali sıkıntı çe- ken Doğu Avrupa ülkeleri, çok büyük yatırım gerektiren bu taşımacılığın maliyetini nasıl yâklenecekler?" sorusuna, şu yanıtı verdıler: "Bu konuda, ATnin devreye girerek, maliyete katılması sözkonusu. Avrıca, maliyetin önemli bir bölümünün de doğal gazı sağlayan ülkelerden sağ- lanması yoluna gidilecek. Bu konularda da ileride temaslar- da bulunulacaktır. Şu anda işin henüz ön araştırma safhasında bulunuluvor." • ANKARA (AA) — Piyasadaki kâğıt para miktan bir haftada 2 trilyon 480 milyar lira artarak, 18 aralıkta 22 trilyon 456 milyar liraya ulaştı. Merkez Bankası verilerine göre, emisyon bacmi, 11 aıalıkda 19 trilyon 976 milyar lira dûzeyinde bulunuyordu. Menıura iki ikramiye • ANKARA (AA)- Çalışma ve Sosyal Güvenhk Bakanı Mehmet Moğultay, bakanlığına bağlı kuruluşlarda çalışan memurlara ocak ayında iki ikramiye birden verileceğini açıkladı. Moğultay, ikramiye ödemelerinin SSK ve Bağ-Kur'da 2 ocakta, İş ye İşçi Bulma Kurumu'nda ise daha sonraki günlerde gerçekleştirileceğini bildırdi. En iyi vitrin VakkoMa • tstanbul Haber Servisi - The Fashıon Business Dergısf nce ünlü mağazalar arasında düzenlenen "Vitrin Yanşması" sonuçlandı. Yarışmada düzenlemesini Hayri Güzel'in yaptığı Vakko mağazasının vıtrini birinci secıldi. Antik BMWden çevreci BMW'yeEkonotni Servisi— Klasik ve antik BMW'ler, Cemal Reşit Rey Fuaye'de toplandı. Alman markasının estetiğe ve sportif olmaya verdiği önemin sergilen- diği ve savaş öncesi modelleriy- le dünyanın ciddi otomobil koleksiyonlannın gözdeleri olan BMW'ler, dünyagörüşünü gü- nün şartlanna göre değiştirmek- ten de kaçınmıyor. BMW'nin 199O'lı yıllardaki pohtikası ya- şadığumz dunyayı ve doğayı ko- rumak konusunda önemli mesajlar veriyor: Çevre bilinci içinde geleceğe doğru yönelme- ye çalışıyor BMW. BMW şimdi de E-l akülü bi- nek otomobiliyle atak yapü. 1972 yılından bu yana elektrik- li otomobülerin geliştirilmesi için çalışmalar yapan firma, bir şarjla 250 km. giden 900 kilo- luk basit kullammlı ve sessiz otomobil geliştirtne çahşmalan- na devam ediyor. BMW mü- hendislerinin geliştirdikleri sıfır enerji tüketimli ve sağhklı bir çevre sağlayan sıvı hidrojenle çalışan başka bir otomobilin üzerinde de çalışmalara devam ediliyor. Türkiye'de de BMW benzin- le çalışan katalizatörlü otomo- billerin kullanımına önem veriyor. V_ Faiz Politikası ve Uygulama Sorunları Yeni hükümetin göreve başlaması ile birlikte yetkilile- rin faizlerin mutlaka düşürüleceği yolundaki beyanları, toplumu bu yönde bir bekleyiş içine sokmuş bulunmak- tadır. Ylne yetkililerin açık beyanlarına rağmen "acaba fa- izlere doğrudan bir müdahale olur mu" düşüncesi halk arasında yaygın şekilde tartışılmaktadır. Oysa kımse böyle bir müdahaleden söz etmemektedir, bir başka deyişle pi- yasa mekanizması dışında bir müdahale öngörülmemek- tedir. Yetkililerce açıklanan husus da budur. 1 Temmuz 1980 tarihinde başlatılan pozitif faiz uygula- masının amacı tasarruflan arttırarak taiep basktsının enf- lasyon yaratıcı etkisinin hafifletilmesi idi. Ancak hemen belirtelim yüksek faiz politikası Türkiye'de enflasyonun hızını kesmede pek etkili olamamıştır. Yük- sek faiz politikası ile birlikte başlangıçta görülen mevdu- at artışı daha sonra hız kesmiştir. Bu da çok doğaldır, zi- ra Türkiye'de tasarrufu beliıieyen tek neden faiz hadleri değildir. Faiz hadlerinin yanı sıra mevcut alternatif tasar- ruf araçları da mevduat üzerinde etkili olmaktadır. Bütün bunların yanı sıra kişi başına gelırin yeterince yüksek ol- mayışı, gelir dağılımının giderek bozulması da tasarruf ar- tışını olumsuz yönde etkilemektedir. Bir başka deyişle faiz ne kadar yükselirse yükselsin şu andaki gelir düzeyi ile halkımızın yapabileceği tasarrufun beliıii sının vardır. Son yıllarda görülmektedir ki mevduat faizleri ne kadar yük- seltilirse yükseltilsin gerçek mevduat artışında önemli bir değişme olmamakta, mevduat, parasal olarak ancak enf- lasyon oranında artış göstermektedir. Şu halde diyebili- riz ki mevduatın faize karşı duyarlılığı öyle sanıldığı kadar yüksek değildir. Yüksek faiz politikasının enflasyonu önleyici bir başka etkisi de başlangıçta şu şekilde tahmin ediliyordu; mev- duat faizlerine paralel olarak kredi faizleri de yükselecek ve böylece yatırım harcamaları da kısılınca enflasyonist talep baskısı hafifleyecektir. Oysa faiz oranlarındaki ar- tışlar birtaraftan işletmelerimizi güç durumda bırakırken diğer taraftan önemli bir maliyet unsuru olarak enflasyo- nu besleyen bir kaynak haline gelmiştir. Enflasyon nedeniyle işletme sermayesi ihtiyacının art- ması ve bu konuda oluşan darboğazlar, birçok işletmele- ri faiz oranı ne olur- sa olsun kredi almak zorunda bırakmakta- dır. Yani Türkiye'de fon bulunabildiği ka- dar kredi kullanıl- maktadır. Türkiye'nin bir başka sorunu da mevduat ve kredi fa- izleri arasında hiçbir makul ve mantıklı ilişkinin kalmamış ol- masıdır. Mevduat faizteri ile kredi faizleri arasın- Yüksek faiz politikasının bir başka sakıncası da enflasyonist bekleyisler üzerinde yaptığı olumsuz etkilerdir. Yıllık faiz %70-75 arasında olursa halkın enflasyon bekleyişi de bu ölçüde olacaktır. Bu açıdan vade uzadıkça faizin düşürülmesi olumlu etkl yapacaktır. da makul ölçülere sığmayan farklar, bankacılık kesimin- de çok büyük bir problemin varlığına işaret etmektedir. Hiç kuşkusuz bu olayda yüksek disponibilıte ve munzam karşılık oranları ve alman vergilerle devletin de payı bü- yüktür. Bütün bu anlatılanlar doğrultusunda diyebiliriz ki zaman zaman hızlanan faiz yarışı ekonomiye olumlu katkılar yap- mamaktadır. Artan mevduat faizleri nedeniyle bankalara akan tasarruflarda anlamlı artışlar beklememek gerekir. Yani bu olayın getirdiği önemli bir şey yoktur. Yüksek faiz politikasının bir başka sakıncası da enflas- yonist bekleyisler üzerinde yaptığı olumsuz etkilerdir. Yıl- lık faiz %70-75 arasında olursa halkın enflasyon bekleyi- şi de bu ölçüde olacaktır. Bu açıdan vade uzadıkça faizin düşürülmesi, yani 1.3 ve 6 aylık mevduata 1 yıllık mevdu- attan daha yüksek faiz uygulama olumlu etki yapabile- cektir. Böylelikle enflasyon oranında düşüş kaydedildiğin- de faiz oranları ile enflasyon oranı arasındaki uyumu sağ- lamak daha kolay olacaktır. Faizlerin mutlaka düşürüleceği şeklindeki beyanlar, eko- nomideki birçok kesimin beklentilerini de ifade etmekte- dir. Ancak Türkiye'nin asıl sorunu enflasyondur ve enflas- yonun aşağıya çekilmeye başlaması da çok sıkı önlem- ler alınabilirse bir yıldan önce mümkün görülmemekte- dir. Devlet tahvilleri ve Hazine bonoları satışında faiz oran- larının düşürülmesi hem halkın enflasyon beklentisi, hem de devletin özel kesime gidecek fonlar üzerindeki baskı- sını azaltıcı niteliği ile olumlu bir karardtr. Kredi ihtiyacının çok yüksek oluşu ve kişi başına geli- rin daha fazla tasarrufa olanak vermemesi nedeniyle kre- dilerin ve tasarrufların faize karşı duyarlılığının zayıflamış olması, faiz politikasının etkili bir araç olarak kullanılma- sını önlemekte ve istenmeyen sonuçların ortaya çıkması- na neden olmaktadır. Bu nedenle bankalarınıızın da za- man zaman düstükleri hataya düşmeyip bir faiz yarışına girmemeleri, mevduat ve kredi faizleri arasındaki farkın azaltılması yolunda daha yoğun gayret göstermeleri, enf- lasyonun gelecekteki seyrini belirlemesi açısmdan ban- kalarımızın sorumlulukları ile ilgili son derece önemli bir husustur. Prof. Dr. Zafer TUnca 1Ü Iktisat Fak. öğretim üyesidir. DüNYADANKISA KISA BMVVnin savaş öncesi yıllarda ürettiği modeller, otomobil koleksiyoncularımn gözdeleri. Toyota ve Nissan*clan ihracat arüşı Japon otomobil üreticileri To- yota ve Nissan, kasım ayı ihra- catlannın geçen yıla göre arttı- ğım açıkladüar. Toyota'mn ka- sım ayı ihracat oranı geçen yıla göre yüzde 16.6 oranında artış gösterirken iç piyasadaki satış oranlan yüzde 6 oranında düş- tü. Nissan ise geçen kasıma gö- re ihracatını vüzde 1.2, iç piya- Muhasebecilere Yılbaşı fırsatıî Kampanyamız 29 Şubat'a kadar Yılbaşı sürprizleri ile sürüyor. • ETA Paket VI: 6X500.000.- TL+KDV Kartoteks hediyelL (Muhasebe+Bordro+İşletme) • ETA Paket VII: 6X666.000.- TL+KDV Kartoteks hediyelL (Muhasebe+Bordro+İşletme+Demirbaş) En yakın ETA Bayisini aşağıdaki telefonlardan öğrenebilirsiniz: istanlxri:(1) 131 5872-1328013-1407719-1483013 *ntaw:(4)1274407-127 5574 hmir (51)631624-63 58 91 PrOgTaHl denîüCe, sadaki satışlanm yüzde 0.2 ora- nında arttırdı. Dünya Bankası'ndan çağn NEW YORK— Dünya Ban- kası zengin ülkelere borç ertele- me çağrısı yaptı. Bankamn yıl- lık raporunda "Üçüncü Dünya ülkelerine verilen toplam 1 tril- yon 300 milyar dolarlık borcun geri ödenmesinin imkânsız ol- duğu, bu nedenle borçlann er- telenmesinden başka çare olmadığı" belirtildi. Dünyada yabancı yatırıın JAPONYA— 1990 yıhnda 48 milyon dolar yabancı yatırım yapan Japonya bu yılın en bü- yük dış yatınması unvanım ka- zandı. Japonya Dış Ticaret Or- ganizasyonu Jetro'nun yaptığı acıklamaya göre Japonya'nm di- ğer ülkelerde yaptığı yatırım miktan, dünya yabancı yatırım miktanmn yüzde 22.1'ini kapsı- yor. Sualamada ABD 33.4 mil- yar dolar ile ikinciliği aldı. Son 20 yılın değerlendirmesinde ABD birinci, Ingütere ikinci, Ja- ponya üçüncü sırada yer aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle