22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5 IHD Başkanı Helvacı uygulamalardan rafıatsız, gelecekten umutlu lnsan Hakları,bugün! SENEGAEDEN tHD Başkanı Helvacı, yasaların antidemokratik olduğunu, uygulamalann ise "bu yasalara bile" ters düştüğünüsöyledi. Bugün başlayan İnsan Haklan Haftası boyunca 'haklar' ve 'ihlalleri' tartışılacak. ANKARA (Camhariyet Bü- ronı) — 'tnsan Haklan Haftaa' bugün başlıyor. Hafta boyunca, çcşitli etkinliklerle insan hakla- nnın ihlalleri tartışılacak ve Türkiye'nin konuya ilişkin pa- noraması sergılenecek. lnsan Haklan Derneği Genel Başkanı Nerzat Hdvacı, "tnsan hakla- n ayımıiaa standardı ditşök ül- kcler araanda yer aMtginmj" söylüyor, ancak "Gelecekten unmtluyum" diyor. Helvacı, lnsan Haklan Ev- rensel Bildirgesi'nln 43'üncü, 'hafta' olarak kutlanışının da 41'inci yıldönümünde Türkiye'- yi şöyle anlatıyor: "Uygar dünya, günümiizde içinci knşak haklan tarüşıyor. Biz fc#Hi birind kosak haklarda- yız, temel hak ve özgüriüklerie •grasıyoruz. Çünkü, buradaki sornnlan bile henöz çözebttmiş de*Hz. YürüriMkteki anayasa ve demokratik yaşamı düzenleyen yasafauın birçogu, yetkisini hiç- bir meşnı kaynaktan almayan bir knrul tarafından ya da bu karaİH otaşturan beş general ta- rafından yapddı. Olaganüstü koşallarda yapılan bo düzenJe- •Kkr, icerikleri itibariyle okJuk- ça antidemokratiktir. Hele iş- keacedlere Mle kornyacn bü- kttmler getirea Terörle Mücade- le Yasası, bunlann üstöne tüy dikti. Bu yasalaria gerçek bir demokrasiye ulaşamayu." Uygulamaların "bu yasalara Mk" ters düştüğünü belirten IHD Genel Başkanı Helvacı'nın '•ygalamalara' ilişkin olarak çizdiği tablo daha da karanlık: "Bu yıl icinde yaklaşık 20 in- san, emniyet sorgulama yerle- rinde ve cezaevlerinde kuşkulu Mçfande yaşamuu yitkdi. Göze- GUNEYDOGU RAPORU 6 ayda 25 kuşkulu ölüm OSMAN YILDIZ DİYARBAKIR — lnsan Haklan Derneği Dî- yarbakır Şubesi, Güneydoğu'da son 6 ay içinde faili meçhul 25 cinayet ışlendiğini bildirdi. Ulus- lararast Af Örgütü'nün Türk hükümetine gön- derdiği bir memorandumda da İHD'nin bu ko- nuda raporuna dikkat çekildi. tHD Diyarbakır Şubesi'nin raporunda yer alan ve "kontrgerillaya" atfedilen kuşkulu ci- nayetler şunlar: • 25.5.1991 Midyat'U Beşir Algan'ıa öldürü!- mesi. • 13.6.1991 Midyat'ta Ramazan Aslan'ın öldü- rülmesi. • 18.6.1991 Cizre'de ibrahim Sanca'nın öldü- rühnesi. • 28.6.1991 Şırnak-Uludere Karayolu üzerinde Hilal Belediye Başkanı Yakup Kara, Mehmet Ürün, AIi Benek, Hamit Kara ve Hüseyin Ba- bat'ın maskeB ve komando elbiseli kişiierce ta- ranarak öldürülmelerı. • 29.6.1991 Şırnak'ın Dağkonak köyünde ko- ruculugu kabul etmeyen Mehmet Kılıç ve misa- fîrinin öidürülmesi. • 1.7.1991 DoğubeyazU'ta Ismail Efe ve Hamit Döner'in öldürülmesi. • 5.7.1991 HEP Diyarbakır ll Başkanı Vedat Aydın'ıa kendilerini polis diye tanıtan kişUerce öldürülmesi. • H.7.199^Dargeçit'te SHP'li ömer Kıhç'ın kurşuna ditilınesi. • 18.8.1991 Midyat'a bağlı Gülgöze köyünde Hayrettin Demir'in öidürulmesi. • 25.8.1991 Şırnak-Midyat arasındaki Seta kö- yünde Hau Bereket Acun'un evinin bahçesinde taranarak öidürulmesi. • 25 .«.199i Nusaybin'in Akagıl köyünde Ismafl Yiğit admdaki yurttaşın polis olduğunu söyleyen kişilerce evinden aiındıktan sonra öldürülmesi. • 28.8.1991 Midyat'm Yemişh köyünde tşmeni ve Efrem adlı Sûryani yurttaşlarla Selim Acar'- ın öldürüimeleri. • 15.9.1991 ömerü'nin Çimenli köyünde Abdül- mecit Cetüıkaya'nm beyaz renkü, plakasız bir araçla gelen 4 kişi tarafından aiınıp. köyün çı- kışında kurşuna dizümesi. • 18.9.1991 îsa Erdinç, Hasan Erdinç ve Zore Erdinç'în Dargeçit'teki evinde uyurken kurşun- lanarak öidürulmesi. • 19.10.1991 Cizre'de guvenlik gûçlerinin rast- gele ateş açması üzerine üç yurttaşın öldürülmesi. • 23.11.1991 Diyarbakır Sanayi sitesindeki dük- kânından alınan TİP kurucusu 1. Hakkı Koca- kaya'nuı öldürülmesi. • 25.11.1991 Gaziantep'te kaybolan üniversite oğrencisi Murat özsat'm yakümış cesedinin me- zardan çıkartilması. tim altında kaybolan veya kaçı- nlıp öMönilenlerin sayısında da artışlar var. lnsanlar hâlfi dü- şmncekrinden ötüni gozetleni- yor, gözetim altma aluuyor, tu- tuklanjp yargrianıyorlar. Baskı ve zor yöntemleriyte çözümlen- mek istenea Kürt sonınu gide- rek böyüdü ve yeni boyutbr ka- zandı. tnsan Haklan Evrensel Bildiria'Hdeki hak ve özgurrak- leri düzenleyen 28 maddenin her biriyk ilgili sorunlanmız oldu- guBU soylersek abartmış olma- yu." Bu karanlık tabloya karşın gelecekten umutlu olduğunu söyleyen Helvacı, "Agzına ya- luşmayacak otanlar büe şimdi- lerde insan haklanndan söz ediyoriar" diyor. IHD Genel Başkanı Hervaa, koalisyon pro tokolü ve hükümet programı- nın, hak ve özgürlükler konu- sunda 'umnt verid taahhötler' içerdiğini vurgulayarak, "tyi şeyleri destekleyeceklerini, olnmsnzluklan eleştinneye de devam edeceklerini" bildiriyor. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Avukat Şenal Sanhan ise lnsan Haklan Haf- tası'na, yeni kurulan lnsan Haklan Bakanhğı ile girilmesi- nin kendilerini sevindirmedigi- ni belirterek şunlan söylüyor: "Kurulan bakanuk, iilkemiz- deki insan haklan ihlallerinin lusa bir sürede çözunüenemeye- cegi gerçeginin karamsariıgını tasıyor. Ülkemizdeki gerçek de budur. tnsan haklan ve adalet bakanlıklan olumlu bir tutum- la, son hüküraetin acı kalıntısı olan Eskişehir Cezaevi'ni kapa- nyor. Batıhlaşma söylentiierinin başdestekçisi 'Reisicumhur', in- san haklanna saygınm bir ürii- nii olan bu karann 'gözden geçirilmesini' istiyor. Sayıa Re- isicumhur, once altını imzaladı- ğı olnslararası sozieşmeieri, BM standartlannı, sonra da bu ko- nudaki iç \asalan gözden geçir- melidir. tnsan haklanna saygı, bagımsız bir makamın bağımlı poütikası ile degil, insan onunı- na verilen d«gerie olçülebilir. Eskişehir Cezaevi, bırakınız in- sanı, vahşi bir hayvanı banndır- nıa standartlanndan daha uzak bir cezaevidir." İşkenceden cinsel kimliğe ••• lnsan Haklan Haftası boyun- ca, Ankara ve Istanbul başta ol- mak üzere pek çok kentte etkin- likler düzenlenecek. Haftanın açılışı, bugün Ankara'da Yunus Emre Kültür Merkezi'nde saat 11.00'de düzenlenen törenle ya- püacak. Başbakan Süle>man Demirel ik Başbakan Yardımcısı Erdai tnönü'nün de cağrüı oldu- ğu törende, İHD Genel Başka- nı Helvacı ve insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kahraman birer konuşma yapa- cak. Bugün saat 16.00'da ise Dr. Erdal Atabek'in katılacağj "Ço- cnklann ve Gençlerin Toplum- sal Haklan" konulu bir söyleşı yapılacak. Istanbul'da ise lnsan Hakla- rı Haftası'nın açılışı, bugün sa- at 11.30'da Sultanahmet Meyda- nı'nda ÎHD Şubesi tarafından düzenlenen törenle yapılacak. Saat 19.00-24.00 arasında da Caferağa Spor Salonu'nda çok sayıda sanatçının katılacağı "tn- san Haklan Gecesi" düzenlene- cek. Alman Kültür Derneği'nde bugunden başlanarak Yılmaz Güney fılmleri gosterilecek. lnsan Haklan Haftası boyun- ca, çevre sorunundan kadın haklanna, Kürt sorunundan cinsel kimlik hakkına kadar pek çok "hak ve ihlal" de düzenle- necek panellerde tartıştlacak. Uluslararası şart imzalanıyor öte yandan, Uluslararası Avukatlar BirHği'nin, bu yıl Meksika'daki Genel Kurulu'nda kabul edilen, "Herkes için hak arama özgüriögfi alnsiararası şartı" bugün baro başkanlan ta- rafından imzalanî»-!»k. tstanbul Barosu BaşkanbğYn- ca yapılan açıklamada "Şarta göre hak arama özgürlügü, bü- tün k'inımlar öniinde avukattan yararlanma imkânını içeriyor. Şartta, zengin yoksul, nerkesin avnkattan yararlanma hakkı ol- duğu ve parasız insanlann sece- cegi avukata ödenecek ücretin devletçe karşılanması gerektigi vurgulanıyor" denildi. Imza törenine, Uluslararası Avukatlar Birliği Başkanı Hen- ri Grondin de katılacak. OZAY DAVASI Büi'okrasi dîrenîyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — tçişleri Bakanh- ğı bürokrasisi, başta Başba- kan Süleyman Demirel ol- mak üzere hükümetin sert bir dille kınadığı Çanakka- le Belediye Başkanı tsmail Özay'ın "comhurbaşkanına hakaret ettiği" gerekçesiyle görcvinden aluunasım "hu- knka uygnn bir işlem olarak" niteledi. Danıştay Savcısı Yücel Irmak ise özay'ın suçlandığı tüm da- valardan beraat ettiğini, bu kararlann da kesinleştiğini belirterek görevden alma iş- leminin iptalini istedi. Canakkale deniz zaferinin gecen yılki yıldönüm töre- ninde Cumhurbaşkanı Itar- gut Özal'ın gelişinde ayağa kalkmayıp, konuşmasında da kendisine hitap etmeye- rek "cumhurbaşkamna ha- karet suçu" işlediği gerekçe- siyle görevinden alman Is- mail özay'ın bu işlemin ip- taü için tçişleri Bakanhğı aleyhine açtığı davaya dün devam edildi. Özay'm görev- den alma karannın iptali ile ilgili dava için Danıştay 8. Dairesi'nde dün yapılan du- ruşmada söz alan tçişleri Bakanhğı avukatı Sefer Cansu, ^darenin ner zaman hnknka uygun hareket etti- gmi" belirterek "hukuka uy- gnn bir işlem" olarak nite- lediği Özay'ın görevden aün- masına ilişkin işlemin de ye- rinde olduğunu savundu. Ismail özay da Cumhuri- yet'e yaptığı açıklamada, ba- kanlık avukatlannın tutum- lannı eleştirerek şöyle ko- nuştu: "Demokrariklesmenin ar- tık iilkede heyecan u>-andır- dıgı bir dönemde, tçişleri Bakanlıgı avukatiaruun gö- revden atanmayı savunuyor otanası, demokrasi adına be- ni üzmiiştör. Sayu bakanın ba davadaa haberinin olma- dıgma iaanmak istiyorum. tçisieri Bakanugı'nın haksız- ca görevden almayı savunu- yor olması, demokratikleş- meyi öoeren bir aSkümet ve tçişleri Bakanhğı için bir çe- Kşldyi göstennektedir." lçişleri Bakanüğı'ndan bir yetkiü de Cumhuriyet'e, "Hokuk müsavirligi bu tttr davalarda savanmasını ilgi- li birimden, yani MahaHi tdareler Genel Müdürlü- gü'nden gelen bilgiler dog- mltnsunda hazuiar ve ya- par"dedi. Bir özel tim görevlisi: Biz teröristlere karşı eğitildiky ama şehire hapsolduk Ozel tim de tek otorite istiyor Mardin Cumhuriyet Meydanı'nda Demirel ve Inönü'nün konuşmasını beklerken bir özel tim görevlisi ile konuşuyoruz. Liderlerin gezisini olumlu buluyor, ama ardından ekliyor: "Artık çok geç. Bunu iki yıl önce yapacaklardı." FARUK BİLDtRİCÎ ANKARA — Bir yanda Baş- bakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal Inö- nü'nün, devletin şefkatli, gülen yuzünü gösterme çabası. Obür yanda, Güneydoğu sorununun çözümü için, "Kadife eldiven icinde demir yumruk lazım" di- ye düşünen guvenlik görevlile- ri... Demirel, Inönü, bakanlar, Genelkurmay Başkanı Ankara'- ya döndükten sonra devletin şefkatli eli, bölge ınsanlarına nasıl, kimler aranlığıyla uzana- cak? Mardin Cumhuriyet Meyda- nı'nda Demirel ve Inönü'nün komışmalannı beklerken, M-16 tipi tüfeğiyle tetikte duran bir özel tim görevlisiyle sohbet edi- yonız. Artık emeklilik yaşmın geldiğıni söyleyen özel tim gö- revlisi, Demirel ve Inönü'nün gezisini olumlu buluyor. Ama ardından ekliyor: "Artık çok geç. Bunu iki yıl öace yapacaklardı. Demokrasi tyi bir şey. Ama kadife eldiven içinde demir yumrak lazım." Adana'da 8 yıl "sorgucu" olarak çahştığını, tüm Demirel hukümetlerinde görev yaptığını söyleyen özel tim görevlisi, "Demirei'in demokrasi anlayı- sı bizim memlcketimize bol geüyor" diyor. Sonra da yakın- maya başlıyor: "Burada bir organizesizUk var. Yok burası jandanna böl- eesi, yok burası poUs bölgesi. Dü aydır operasyona çıkmamı- za izin vermiyoıiar. Üç gün ön- ce PKK Diyarbakır yolunn kes- ti. Jaadarma bizi bölgesine sok- nuuh. Operasyon yapamadık. Bizi şehire hapsettiler. PKK milislere süahlan dagıt- ü. Sitahlar topraga gömülü, Apo'nun emrini bekliyor. Bunu MIT de biz de biliyonız. Beni bıraksalar, gidip o silahlan bu- lanun. Ama izin vermiyorlar. Başbakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal lnönü ile birlikte Güneydoğu gezisine katılan Genelkurmay Başkanı Org. Dogan Güreş, Şırnak'taki incelemeleri sırasında bir kız çocu- ğuyla göriilüyor. (Fotoğraf: AA) Gecen bir köyden ihbar aldık, 15 Kaleş (Kalaşnikof tnfek) var dediler, bir Kaleş alıp gddik. Yuzbası, 'Seni tutuklatınm' di- ye bagırdı. Ama sonra yapögı- na pişman oldu. Şimdi eylem yapmıyorlar. Ama bo sizi >anıltmasın. Mart- tan sonra yine baslarlar." özel timin kentlerde insan haklan ihlalleri ile suçlandığının anımsatılması, özel tim görevli- sini sinirlendiriyor. Polisler böyle düşünürken, bölgede özel time karşı tepki de doruk noktasında. Demirel ve lnönü de gezi boyunca birçok mitingde, "Özel tim degil, sev- gi isdyoruz" pankartlan ile kar- şıiaştılar. Özel time ve guvenlik görevlilerine duyulan tepki, Di- yarbakır'da il genel meclisı üye- lerinin Demirel ve Inönü'ye ver- dikleri üç sayfaük metinde de dile getirildi. Faili meçhul cina- yetlerin bölge halkının devlete olan güveninin zayıflamasma neden olduğunu belirten il genel meclisi üyelen, Vedat Aydın, ts- mail Hakkı Kocakaya, Mizbah Doğnı ve Murat Özsat cinayet- lerinin aydınlatılmasını istediler. Mecüs üyeleri, güverdik kuvvet- lerinin halka kötü davramşı ko- nusunda somut örnekler verdi- ICT: "22.11.1991 tarihinde saat 23.00 sıralannda yaşlı bir kadın hastanın araba ile sağlık ocagı- na götürulmesi sırasuda ilce jandarmanın nöbet knlübelerin- tîen araç silahla rastgele taran- mıstır ve kurşun izleri aracın üzerinde mevcnttur. 27.11.1991 tarihinde saat 22.30 sıralannda ilçede hiçbir olağanüstü dunım yokken, Uçe jandanna ve özd timler tarafm- dan ablukaya alınarak 20'ye ya- kın ev ve işyerlerine binlerce kurşun sıkıhp 3 de roket ablmış- or. Buniardan birisi Mehmet Fi- dan'a ait eve isabet ederek bü- yük maddi hasara yol açmıştır. 2. ve 3. roketler, Bedir Tekin- han, Hanefi Vuran'ın bahçesi- ne düşüp maddi hasara yol aç- mıstır. Silvan Uçesinde emniyet mü- dürlnğü mensuplan cadde orta- sına çıkarak halkı tahrik edecek düzeyde hakaretlerde bulunarak halkı galeyana getirmek için ei- lerinden gelen her şeyi yapmış- lardır. Halkın basiretli ve olgun davranması böyle bir olayın çık- masını engeüemiştir." Zaman zaman halka "Ulan pis Kürtler" diye hakaret edil- diğini, Halepçe olaymı çağnştı- ran tehditler yağdınldığını be- lirttiler. Halkın guvenlik kuvvetlerin- den bir beklentisi yok. Ama De- mirel, "Guvenlik kuvvetleri halkla kucaklaşmaya çok teşne" diyecek kadar umutlu. Demirel ve tnönü, işkence ve faili meçhul cinayetler konusun- daki tavırlannı her mitingde acıkça ortaya koydular. Her mi- tingde ilk konuşmayı yapan lnönü, sözlerini 5-10 dakikayla sınırlı tuttu. Daha uzun konuş- malar yapan Demirel ise çoğu yerde tnönü'den daha fazla al- kış aldı. Milletvekillerinin yemin töre- ninde Meclis'i kanştıran san- kırmızı-yeşil renkler, liderlerin gezisinde de gündeme geldi. Leyla Zana ve Hatip Dicle'nin SHP'den istifasmı isteyen lnö- nü, Şırnak'ta "Zana ve Dicle halkımızın sesidir" yazılı pan- kartla karşılaştı. Kadınlar da ay- m renkteki mendilleri konuşma boyunca salladüar. Ama tnönü bu kez ses çıkarmadı. Cumhurbaşkanı, "Henüz ciddi bir icraat başlamadı. Bakalım beklemek lazım. Dış dünyada da bekle gör havası hâkim. 4-5 ayda belli olur" diyor. Afrika'da Ozal Havası DAKAR — Afrika kıtasının en batı ucu burası. Aşağılarda Ekvator başlıyor. Ama hiç bitmeyecek bir ılık yazı yaşaması; ananaslı, Hin- distan cevizli kıyılarının Atlas Okyanusu ile sarmaş dolaş ol- masından... Ankara'nın kar beyazından, Dakar'ın sarı sıcağına ulaş- mak için 8.5 saat "non-stop" uçuş gerekiyor. Bu gereklıliğin nedeni, maalesef okura, kış ortasında Af- rika menekşeli ilk yaz tabloları şunmak değil. Bir uluslara- rası toplantı atmosferinde "yeni Özal"ın havasını yansıtmak. Senegal, nüfusu ve olanakları bakımından istanbul'dan küçük bir ülke. Senegal'in, 45'e ulaşan devletin kral, cumhurbaşkanı, emir ve başbakanını ve binlere varan diplomatını, gazetecisini ağırlamayı gerektiren bir toplantıya evsahipliği etmesi, bü- yük bir macera. Senegallilerin böyle bir macerayı göze alması, "tevekkül ve inşallah kültûrü"nün Afrika'da daha güçlü olmasından herhalde. Ama bu macerayı Senegalliler değil, bu toplantıyı izleme- ye gelen ve geceyarısı otel yerine palmiye altı beğenmek zo- runda kalanlar daha çok yaşadılar. Afrika'da, ekvatora yakın bir yerlerde, dünyanın neredey- se dörtte birini oluşturan devletlerinin temsilcileriyte birfik- tesiniz. Her dilden, her renkten, her bayraktan insanın ortasında- sınız. Ama sorularınız milli mi milli. yerel mı yerel. Bu millilik ve yerellik, cumhurbaşkanınızdan başlıyor. "Katıldığınız İslam Zirvesi konusunda bir değerlendirme yapar mısınız" sorusunu daha sonra yanıtlayacağını söylü- yor. Onun yerine, "KİT zamları en az yüzde kaç olur" soru- sunu yanıtlamayı yeğliyor. Herhalde ulusal gündemi elden kaçırmamak, Afrika'da bile olunsa ilk kaygı. Ozal, Yılmaz hükümetinin ertelediği zamlardan başlayıp, Apo'ya geniş yer veren gazeteleri eleştirmeye dek uzayan bir yelpazede görüşlerini açıklıyor. Söze, seçim öncesi "Koalisyon istikrarsızlık getirir" yoiun- daki ıddiasıyla girılıyor. Cumhurbaşkanı rahat, sakin ve güven içinde. Cumhurbaşkanı, "Henüz ciddi bir icraat başlamadı. Ba- kalım beklemek lazım. Dış dünyada da bekle gör havası hâ- kim. 4-5 ayda belli olur" diyor. Bu 4-5 ay sözü acaba hükümetin ömrü mü? "Hayır" diyor tek kelımeyle, "ona ben karışmam." İç siyasetle ilgili soruları daha tedbirli yanıtlıyor. Hatta ki- mi zaman "Ben siyasi konuşmuyorum, teknik olarak ifade ediyorum" diye bir ön not koyarak konuşuyor. Ama yine de söylediklerinin her sözcüğü siyasetle yüklü. Terörün önlenmesi gerektiğini anlatırken cezaevi boşal- tılmasını eleştiriyor. Bunun guvenlik güçlerini gücendirebi- leceğinden endişe ettiğini anlatıyor. Konferansta tek tanı- yanı olduğumuz KKTC'nin Devlet Baş- kanı da var. Bu yüzden konu Kıbrıs'a geliyor. Özal, bu konuda da açık ve eleştirel: "Dörtlü zirveye katıl- mayarak büyük bir fır- sat kaçırdık. Masaya otursaydık, makul olan her şeyı alabilirdik." Masaya oturmama kararını alan Mesut Yılmaz. Özal, De- mirei'in de onunla aynı görüşte olduğunu ima ediyor. Bu anlamda Özal için Kıbrıs konusunda, "Yılmaz ile De- mirel aynı kefedeler." Kuzey Irak'la ilgili Çevik Kuvvet'in görev süresinin uzatıl- ması gerektiğini de söylüyor. Ona göre bunun iki yararı var: Birincisi Kuzey Iraklı Kürt- lerle yakınlaşma, ikincisi Türkiye'nin onlar bakımından gü- venilir olduğunun ortaya konulması. Özal bu noktada Demirei'in Güneydoğu'da söyledikleriy- le aynı çizgide. Yalnız gazetelerin terör ve Apo konusundaki yayın politi- kasını hiç mı hıç beğenmiyor. Haber uğruna Apo'nun Türki- ye'nin bir bölümünü kjare ediyormuş gibi gösterilmesine kar- şı çıkıyor. Ozal yeniden zamlara ve ekonomiye dönüyor. Ekonomik sistemin kendi döneminde oturmuş olduğunu, büyük yanlış yapılmazsa bu işin süreceğini ima ediyor. Enflasyonun en büyük nedeninin KİT'ler ve yanlış KİT po- litikasının olduğunu belirtiyor. KİT'ler düzeltilmeden enflas- yona hiçbir şey yapılamayacağını söylüyor. Afrika'dayız ama, konuşmanın eksenı Batı. Özal, Avrupa Topluluğu'ndan yana çok buruk. AT'nin ha- zırladığı bir raporu okuduğunu söylüyor. Bu raporda açıkça, Türkiye'nin Müslüman olması nede- niyle üyeliğinin neredeyse imkânsız olduğunun anlatıldığını söylüyor. Ozal'a göre üyelik hedefinden vazgeçilemez ama AT üye- liği Türkiye için neredeyse imkânsız hale geliyor. Çünkü uluslararası gelişmeler, Türkiye'nin önüne yeni ra- kipler çıkartmış durumda. Özal; Ukrayna, hatta Rusya Cumhuriyeti bile AT için da- ha öncelikli olabilir düşüncesinde. Dış borç korkusu, bir soru üzerine gündeme geliyor. özal, "Ben teknik konuşuyorum" diyerek "Borç bulunamazsa, borç ödemesi çıkmaza girebilir" diyor. Daha sonra bir Gagavuz Türkünün kendisiyle mektuplaş- tığını, bu mektuplaşma sonunda Dimitri Uzun'un, Türkiye'- ye davet edilip ağırlandığım anlatıyor. Dimitri'nin, daha sonra kendisine yazdığı teşekkür mek- tubunda. kendisinin Demirel'le işbirlığinden memnun oldu- ğunu söylediğini gülerek aktanyor. Söz Demirel'le ilişkilerine geliyor. Bu konuda biraz ürkek. Özenle yanlış anlaşılabilecek sözler etmekten kaçınıyor. "Görevin ve durumumuzun gereği neyse o yapılıyor" diyor. Özal, siyasal yaşamının eskisi gibi olmayacağını biliyor. Ama yine de "simgesel" statüye razı değil. Gerekirse uy- gun görmediği karamameleri "bloke" edeceğini söylüyor. Bu konuda Evren Paşa ile ilişkilerini örnek gösteriyor. Özal da kendini yenilemiş, Demirel gibi. Kendisinin siyasi sorumluluğunun 1987seçimlerine baş- bakan olarak girmesi nedenıyle sürmüş olduğunu, ancak 20 Ekim seçimleriyle bu siyasi sorumluluğu tamamladığını an- latıyor. Ozal, bununla 20 Ekim'den sonra yenilendiğini söylüyor. Yeni Özal'da yeni olmayan tek şey, yurtdışında iç politi- kadan kopmayışı... Kadın bakanlı^ı çalışmaları • İstanbul Haber Servisi — Devlet Bakanı Guler 1leri, geçen hafta sonunda Istanbul'da kendine bağh uniteleri gezerek, bina ve personel sorunlan konusunda aynntıh bilgiler aldı. Yakın bir gelecekte müsteşarlığına atanması beklenen Demet Işık'la birlikte Istanbul'daki temaslarını surdüren Devlet Bakanı Ileri, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nu da makamında ziyaret ederek kendisiyle bir saate yakın bir görüşme yaptı. Güneydogu için genel göröşme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Güneydoğu ve terör ile ilgili DYP, SHP ve ANAP grup başkanvekillerinin imzalarını taşıyacak "genel görüşme" istemi bugün hazırlanarak TBMM Başkanlığı'na verilecek. Genel görüşmenin önümüzdeki salı günü TBMM Genel Kurulu'nda yapılması bekleniyor. DYP Grup Başkanvekili Guneş Muftüoğlu, dün SHP Grup Başkanvekili Aydın Güven Gürkan ve ANAP Grup Başkanvekili Ülkü Gökalp Güney ile görüşerek genel görüşme isteminin kaleme alınmasını önerdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle