11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10ARALIK1991**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Demirel ve Ekonomiyle Dış Politika (Baştarafı 1. Sayfada) Yemek sırasında ekonomi deyince güle- rek şunları söyledi: "Geçen gün bir yetkili geldi ve Bana 11 yıl önce görev vermiştiniz devletin borcunu alacağını çıkarmam için. Çıkartamamıştım. 11 yıl sonra da aynı görevi verdiniz' deyin- ce, ben de sandım ki bu sefer hesabı çıkaıi- mış. Şöyle bir yüzüme baktı tecrübeli bürok- rat; Maalesef efendim, bu kez de başaramadım' dedi. İşte böyle durum. Bu zor iş vallahi." Gülmekle yetinıyor Demirel. Gece yarısı yineliyorum aynı soruyu: "Zamlar ne zaman gelecek? Ortalama yüzde 60 zam bile kamu açıkları bakımından fazla anlam taşımıyormuş. Sağlam kaynak nereden bulunabilecek? Enflasyonla müca- dele..." Demirel gülerek: "Kim zam yapacakmış ki" diye araya gi- riyor; "Bakın size bir şey anlatayım. Benim bir biraderim vardır, Hacı Ali... Hani ara sıra gagaladığınız kardeşim. Arada bir gelir, der ki: 'Abi, geceleri bilançomdaki borç ve ala- cakların yerlerini değiştirip yatıyorum. Daha iyi oluyor.' Sorarım ona: 'Peki sabahleyin ne oluyor?' Cevabı şu olur: 'Gece güzel bir uy- ku çekiyorum ya!' Nasıl?.." işte böyle diyor Başbakan. Devletin iki yakasının nasıl bir araya ge- lebileceği konusu, herhalde en az Güneydo- ğu kadar Demirel'in kafasını uğraştırıyor; çünkü kamu açıkları, bütçe açığı gerçekten korkutucu düzeyde. O yüzden, örneğin hem ekonomiyi canlı tutup hem de enflasyonu in- dirmek mümkün olabilecek mi? Şimdilik bu gibi soruların karşılıklarını al- mak kolay değil Sayın Demirel'den. Bugün için devraldıkları "enkaz"ın bilançosunu çı- karmak için uğraştıklarını belli etmekle yetı- niyor. Bir ara şöyle dedi: "Bir devlet böyle nasıl dağıtılır, akıl almaz. Hiç bu kadar kötü devralmamıştım. 1979'da bile..." Ekonomide dış borçlanma açısından da durumun parlak olmadığını özellikle belirti- yor Başbakan; söyledikleri şu: "50 milyar dolar dış borç... Çok kötü borç- lanmışız... Batı bizi istese yaprak gibi sarsar. Böylesine bir borç, dış politikaya dikkat edil- mezse ipotek getırebılir..." Başbakan' ın bu açıklamaları gerçekte faz- la bir yoruma ihtiyaç göstermiyor. Koalisyonun işi zor. Sayın Demirel'le Sayın İnönü'nün üstlen- dikleri yük çok ağır. Borç mirası bunaltıyor VVashington Cumhuriyet'e beraat ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — lç ve dış borçların ulaş- tığı düzey yeni hükümeti korku- tuyor. Bütçenin, KlT'lerin ve fonların toplam iç ve dış borç yükünün 328.3 trilyon lirayı bulduğu hesaplandı. 11 yıl ön- ce iktidardan düşürüldüğünde geride 2.5 trilyon lira borç bıra-, kan Demirel, milli gelirin yüz- de 70'i tutannda iç ve dış borç devraldı. Kamu finansmanında- ki karmaşık yapı ve fon hesap- lannın dağınıklığı toplam borç yükünün hesaplamasını güçleş- tiriyor. Hazine ve Dış Ticaret Müste- şarlığı'aın, kamu kesimi iç ve dış borç toplamlan ile aylık ve yıllık bazda borç ve faiz ödeme yukümlülüklerini içeren bir tab- lo hazırladığı ve söz konusu tab- lonun önümüzdeki günlerde hü- kümete sunulacağı öğrenildi. Bu tabloda konsolide bütçenin, KlT'lerin ve çeşitli fonlann tüm iç ve dış borçlannın aynntıh bi- çimde yer alacağı bildirildi. Ya- pılan hesaplamalara göre kamu kesiminin iç ve dış borçlanmn dökümü şöyle: Istanbul (Baftarafi 1. Sayfada) 3713 sayüı Terörle Mücadele Ya- sası'run 6/2 ve 3. maddesine ay- kırı davranıldığı öne sürülmüş- tü. Iddianame gereği, gazetemiz sahibi Berin Nadi ve Yazı Işleri Müdürümüz Okay Gönensin hakkında ağır para cezası öngö- rüldü. tstanbul 1 No'lu Devlet Gü- venlik Mahkemesi'nde dünkü ilk duruşmada, Berin Nadi, Okay Gönensin ve avukatımız Gttlçin Çayugil hazır bulundu. Mahkeme heyeti başkanı Os- man Şen, kimlik belirlemesin- den sonra savcı Cemalettin Çe- lik'in hazırladığı iddianameyi okudu. Şen, iddianameye göre "Terör örgütlerinin bildiri ve açıklamalannı basmak suretiy- le samklann bu suçu işledikleri anlaşıldıgından, eylemlerine uvan maddenin 2. ve 3. fıkrası uyannca cezalandınimalan"nın istendiğini bildirdi. Okay Gönensin sorgusunda, "Yazıyı haber değeri gördügü- müz için yayunladık. Propagan- da gibi bir amacımızın da olma- yacagı açıktır" dedi. Berin Nadi ise şöyle konuştu: "Ben bu gazetenin sahibi ola- rak bu işlerie meşgul olmuyo- rum. Buolarla şirket ve yazı iş- leri müdürüınuz ilgilenir." Sorguların ardından, esas hakkındaki mütalaasını açıkla- yan DGM Cumhuriyet Savcısı Günay Kumru, "tlgili yazının haber iceriğinde bulnnması, sa- nıklara yüklenen suçtan dolayı cezalandırümalanna yeterli her- hangi bir delil de eide edileme- miş olması göz öniine alınarak yüklenen suçtan dolayı beraat- ierine karar verilmesi, kamu adı- na taleple mütalaa olunur" de- di. Mahkeme başkanı Osman Şen, kısa bir değerlendirmeden sonra "Atılan suçun unsurlan- nın bulunmadıgı gerekçesiyie sa- nıklann beraatlanna oy birliğiy- le karar verüdigini" açıkladı. Manevi tazminat Cumhuriyet gazetesinin 26.3, 27.3, 28.3 ve 1.4.1990 günlü nüs- halannda yayımlanan "Bilgisa- yar ile İslami Mesaj", "Ana He- def Cihst", "Milli Eğitim Ba- kanlıgı Snskun" ve "tslami Me- saja Soruşturma" başhklı ha- berler nedeniyle açılan manevi tazminat davası Ankara 7. As- liye Hukuk Mahkemesi'nin dünkü oturumunda karara bağ- landı. Mahkeme, gazetemiz aleyhine açılan 76.693.674. TL istekli maddi-manevi tazminat davasında, yedi ayrı davacı için hcr birine 2 milyon lira manevi tazmİEat ödenmesine hükme- derken, maddi tazminat istekle- rini reddetti. Milli Eğitim Ba- kanlığı ve YÖK tarafından ABD'ye bursla gönderilen araş- tınna görevlileri ve doktora öğ- rencileri Amerika'da îslamcı Türk Öğrencileri Konseyi kur- muşlaı ve EARN (Avrupa Üni- versite ve Araştırma Kurumlan) olarak arulan bilgisayar haber- leşme ağı kanalıyla "Türkiye'de İslama olan Baskılar", "Türki- ye'de Cihat", "Darül Harp, Da- riil İslam" gibi konularla ilgili mesajlar göndermişlerdi. Gön- derilen mesajlarla ilgili olarak gazetemizde yapılan yayınlar uzerine açılan maddi-manevi tazminat istekli davaya verilen yanıtta; gazetemiz avukatlan Gülçiıı Çaylıgil, Öznur Gündog- du ve Fikret llkiz, davanın red- dini isteyerek şu göriişleri savun- muşlardı: "Türkiye'de son ydlarda tsla- mi bir canlanmanın yaşandığı gerçektir. trtica ve din konulan da bemen hemen ber gün basın- da yer almakta, kamuoyu bu konularda çok duyarlı davran- maktadır. Bu çerçevede yurtdı- şında Türk öğrencilerinin kur- dugu tslam Konseyi'nin faaliyet- leri de elbette kamuoyunun ilgi- sİDİ çekecek bir haber olarak karşunıza çıkmaktadır... Yurtdı- şında devlet bursuyla akademik kariyer yapan bilim adamlanmı- zın hangi derneklere üye oldu- ğu, hangi biriiklerde görev al- dıklannı araşürmak ve topluma iletmek basımn görevidir. Bu ki- şilerin eğitim paralan hepimizin ödediği vergilerden karşılan- maktadır. Vatandaşın ödedigi vergilerin nasıl harcandıgını kontrol etmek hakkı ve görevi vardır. Aynca bu konsey üyele- ri Atatürk düşmanlığı ve lslsuni devlet propagandası yapmakta- dırlar..." KİT'LERİN DAĞELIMI ÖzaPın imzalamadığı yazı Cindoruk'a sunuldu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut özal ile hükümet arasındaki ilk imza pürüzü çözümlendi. özal- ın imzalamadığı, KlT'lerin ba- kanlıklara dağılımına ilişkin Başbakanlık yazısı Özelleştirme Yasası'na uygun biçimde düzel- tilerek Cumhurbaşkanı Vekili Hüsajnettin Cindoruk'un onayı- na sunuldu. Hükümetin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlamayı öngör- düğü Sümerbank ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlamayı öngördüğü PET- KlM, TUPRAŞ ve Petrol Ofisi yeniden Başbakanlığa döndü. Bu arada KİT'lerle ilgili dü- zenlemenin karamame gerektir- mediği ve daha önce Cumhur- başkanı Özal'a kararname değil sadece Başbakanlık yazısı sunul- duğu bildirildi. Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun, "Cumhurbaş- kanı'nın kararnameyi geri cevir- mesi söz konusu değil. Basına kararname diye yansıdı. Biz de düzeüme cihetine gitmedik ama konu sadece Başbakanlık tekli- fi ve Cumhurbaşkanı onayı ile hallediliyor. Gerekli düzeltme yapıldı. Sanınm bugün (dün) Amatörlere gereken (Baştaıafı Spor'da) ulıklanna, etkinliklerine göre örgutlenir amatör ve profesyonel statülere, ayınmlara göre değil, Spor Bakanhğı'nın devlet- hiyerarşik düzeninde hiç değil: Spcru kimter yapar? Herkes spor yapmak mecburiyetinde de- ğildir. Demokratik bir ulkede dileyen spor yapar, dileyen spor yapmaz. Ancak ilerlemiş toplumlarda çağdaş bir insanın spor etkinlklerine katılması normal yaşamın bir parçası haline gel- miştir 0Çocık Sporu (ilk kaynak) a) Bebeklerde Spor, b) Okul önce- si spo' (kreşlerde, aile içinde ve kulüplerde) ^Okul Sporu a) İlkoktllarda spor, b) Ortaokulda spor, c) Liselerde spor. Okul -kulüp işbirliği Ue. 0Universitede Spor, OSilahh Kuvvet- Ierde Spor. ©Hobi Sporu (boş zamanları değerlendirme spo- ru) Htrkes iç.n spor... •'arışma Sporu. ©Ustün yarışma spo- ru. Özd kategorilerde de Özürlülerde spor, yaşlılarda spor... Bütın bu ekinlikleri içine alan demokratik ve özerk bir spor ^istemnde devletin rolü yalnızca okul ve silahlı kuvvetler spo- ru ile ınırlıdr. Aynca devlet, spor tesisleri yapar (okul-hastane gibi), jerekirse onların bakımını, işletmesini üstlenir; her yıl but- çedenayırabLeceği belirli bir payı bu sistemin tepesindeki Türk Spor 3irliği'r.e verir. Okıl ve silıhlı kuvvetler sporu dışındaki butün etkinliklerin organzasyonıınu spor kulüpleri gerçekleştirir. Kulüpler sistemin tabannı, terrelini oluştururlar. Onarda k:ndi branşlannda demokratik bir seçimle federas- yonlaı, fedeıasyonlar da yine demokratik bir seçimle birleşe- rek, bitünleşirek özerk Türk Spor Birliği'ni (konfederasyonu), yönetrn kurdunu seçerler. İşte bu Türk Spor Birliği Turk spo- runu 'önetir. Ajıaştık m?.. İlk önce ne mi yapılması gerek?.. Spor kulüp- Ierinj3erneker Kanunu'ndan kurtaran yeni bir spor yasası ge- rek, Iraz da baklava, börek... çıkar" dedi. Edinilen bilgiye göre hükümet daha önce Başbakanlık Kuruluş Yasası'na dayanarak özelleştir- me kapsamında olanlar da da- hil tüm KlT'leri Devlet Bakan- lığma bağlamayı kararlaştırmış- tı. Başbakan Süleyman Demirel imzası ile Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulan konuya ilişkin yazı özal tarafından 3291 sayılı özelleştirme Yasası'na aykırı ol- duğu gerekçesi ile onaylanma- mıştL Söz konusu yasa, özelleş- tirilmesine karar verilen KlTle- rin otomatikman A.Ş. statüsü- ne kavuşacağım ve Başbakanb- ğa bağlanacağını öngörüyor. Kamu Ortaklığı tdaresi'nin kontrolUne geçen bu durumda- ki KİT'ler, söz konusu yasa ge- reğince ilgili kumluş statüs:: ile Devlet Bakanlığı'na bağlana- biliyor. DÜNYA BANKASI Türkiye kemer sıkmalıANKARA (UBA)— Dünya Bankası'nın "Acil Önlemler Ra- ponı"nda Türkiye'de enflasyon- la mücadele için toplumun "fe- dakârük yapması gerektiği" vur- gulandı. Raporda KlTlerde istihda- mın azaltılması, KtT'lerin özel- leştirilmesinin hükümetin ana politikası olması, kamu fınans- man açığının daraltılması, yük- sek faizlerin düşürülmesi gere- gine dikkat çekildi. Raporda ka- mu açıklarının Merkez Bankası apklanyla birlikte değerlendiril- mesi, vergi geürleri arttınhrken harcamalann da kısılması isten- di. Raporda yer alan acil önlem önerileri şöyle sıralanıyor: — KİT'lerde istihdara azaltıl- malı. Rasyonel calışmayan KİT birimleri mutlaka tasfiye edil- meli. KlT'lerin özelleştirilmesi, uyum politikasının ana unsuru olmalı. Emeklih'k özendirilme- li. Işçi çıkarmaya izin verilmeli. tstihdam sonınu ancak böyle çözülebilir. — Faizler düşürülmeli. Hızla yükselen faizler Türkiye'de üre- timin düşmesine neden oldu. — Kamu fınansman açıkları danütılmalı. — Vergi gelirleri arttınhrken harcamalar kısılmalı. tç borçlar: 1980 yılı sonunda Hazine'nin konsolide bütçe uy- gulamalarından doğan iç borç- lan toplamı 721.2 milyar hra düzeyinde, KlT'lerin Merkez Bankası'na olan borçlan ve di- ğer kamu borçlan ile birlikte toplam iç borç rakamı ise 1.4 trilyon lira (15.7 milyar dolar) düzeyirideydi. 1991 yılına ilişkin son verile- re göre ise kamu kesiminin top- lam iç borç yükümlülüğü 144.5 trilyon liraya ulaştı. Söz konusu iç borcun dökü- mü şöyle: • Bütçeden doğan Hazine iç borçlan 85 trilyon lira. • Gelir Ortakhğı senetleri 1.5 trilyon lira. • Müteahhit, üretici, işçi ala- caklan 6.0 trilyon lira. • Zorunlu Tasarruf kesintileri 13 trilyon lira. • Konut Edindirme yardımı kesintileri 9 trilyon lira. • KlT'lerin banka ve piyasa borçlan 25-30 trilyon lira. Dış borçlar: 1980 yılı sonun- da Türkiye'nin dış borçlan top- lamı 14 milyar 250 milyon do- lar (yaklaşık 1.3 trilyon lira) dü- zeyindeydi. Bunun da yaklaşık 12 milyar dolarlık bölümü (1.1 trilyon lira) kamu kesimine ait- ti. Geçen dönemde sürekli artan dış borçlar toplamı 1990 yılı so- nunda 49 miryar 35 milyon do- lara yukseldi. Bu yıl çapraz kur- lardaki dolar lehine gelişme so- nucu Tüfkiye'nin dolar üzerin- den hesaplanan dış borç yü- kümlülüğü hafifledi. 30 haziran verilerine göre toplam dış borç- lar 43 milyar 752 milyon dola- ra indi. Bu rakamın yü sonu iti- banyla da 45-46 milyar dolar düzeyinde gerçekleseceği tahmin ediliyor. 30 haziran tarihi itibanyla ka- mu kesiminin dış borçlan top- lamı ise Merkez Bankası hariç 27 milyar 660 milyon dolar, Merkez Bankası ile birlikte de 33 milyar 752 milyon dolar (yaklaşık 168 trilyon 760 milyar lira) oldu. Ancak bu rakamla- ra girmeyen 3 milyar dolar civa- nndaki askeri borçlar da dikka- te alındığında toplam dış borç yükümlülüğü 183.8 trilyon lirayı buluyor. ABD, Sovyetier'de 'muhatap' arıyor Mahkemece bilirkişi incele- mesine karar verilmiş ve daha önceden karara bağlanan başka bir mahkeme dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda imzası bulunan kişiler, bilirkişi tayin edilmişti. Dünkü oturumda bi- lirkişi raporu hakkında görüşle- rini açıklayan gazetemiz avukatı Fikret llkiz şunları söyledi: "Başka bir davada göriişü belli olan bilirkişilerin mahke- memizce bilirkişi tayin edilerek rapor alınması usul hükümleri- oe aykındır. Bu durumda her- hangi bir bilirkişi tayinine gerek olmadan karar verilmesi müm- kündü. Göriinüşüne itiraz etti- ğimiz ve tarafımızdan kabul edilmeyen rapora dayalı karar verikmez. Kaldı ki bilirkişi EARN sisteminin işleyişini bil- memektedir. Konunun uzmanı degildir. Bu konuda Türkiye'de tek bir merkez vardır. O da Ege Üniversitesi'nde kurulu EARN ofisidir. Bu bakımdan yeni bir bilirkişi incdemesi yapılarak EARN merkezinden görüş alın- ması gerekir." llkiz haber niteliğindeki ya- yınlarla kişilik haklanna saldı- nlmadığını hukuka aykın bir ey- lem var sayılsa dahi, gazetenin ve haberi yazan muhabirin hu- kuki sorumluluğu bulunmadığı- nı bildirdi. Mahkeme 7 ayn davacı için her birine 2 milyon lira manevi tazminat ödenmesine karar ve- rerek davacılann maddi tazmi- nat isteğini reddetti. Profesöre baskın: Saldırgan öldtirüldü Teşvikiye'de Prof. Dr. Demir Budak'ın muayenehanesinde çıkan çatışmada kimliği belirsiz saldırgan öldü. Prof. Budak ve konıması yaralandı. Istanbul Haber Servisi — Tes- vikiye ve çevresinde oturan va- tandaşlar dün akşam üzeri duy- duklan silah sesleriyle korkulu anlar geçirdiler. Prof. Dr. Demir Budak'tan tehditle para isteyen gasptan sabıkah AU Bektaş (34), muayenehanede doktoru ve ko- ruma polisini yaraladıktan son- ra, çatışmaya girdiğı özel tim ta- rafuıdan öldürüldü. Istanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan Prof. Budak ve po- lis memuru Saim Türkgözü'nün sağlık durumlannın iyi olduğu öğrenildi. Istanbul polisini alarma geçi- ren olay, görgü tamklan ve em- niyet yetkililerinden ahnan bil- giye göre şöyle gelişti: 1981 yılında bir gasp suçun- dan yakalanarak cezaevine ko- nan ve bir süre önce tahliye ol- duğu belirtilen AU Bektaş Prof. Dr. Demir Budak'ın Teşvikiye Caddesi Berna Apartmanı 26/2 nolu muayenehanesini telefonla aradı. Bektaş, ön adı "Sebahat" olduğu öğrenilen sekretere, "Ya- nn (dün) yüzü sargılı bir arka- daşım size gelecek ve muayene olacak. Onun için randevu rica etmiştim" dedi. Saat 16.00'ya randevu veren sekreterin telefondan kuşkula- nıp polisi arayarak yardım iste- diği belirtildi. Dün, Asayiş Şu- besi'nden görevlendirilen polis memuru Saim Türkgözü, saat 14.00 sıralannda büroya gelerek beklemeye başladı. Istanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Bölümü'nde görevli Prof. Dr. Demir Budak da saat 16.00 sıralannda muaye- nehanesine geldi. UFUKGÜLDEMİR WASHINGTON — ABD'nin Sovyet politikalan, güçleri gide- rek artan cumhuriyetler ile Kremlin arasında bocahyor. Slav kökenli üç Rus cumhu- riyetinin önceki gün "Commen- wealth" anlaşması imzalayarak SSCB'nin "birlifuıi'' fıilen orta- dan kaldırması, Washington'un Kremlin'deki merkezi hükümet ile ilişkilerini kapsamh bir de- ğerlendirmeye alması sonucunu doğurdu. ABD, iplerin Kremlin'in elin- den kaçtığını görüyor. Ama ge- rek Gorbaçov*a olan destek ge- rekse Sovyetler'in "evrimcT yol- dan değişmesini arzuladığı için cumhuriyetlerdeki bağunsızİık rüzgârlanna heyecanla yaklaş- mıyor. Hatta, bağunsızbk ilan- lanndan tedirgin dahi oluyor. Çünkü her yeni bağunsızİık be- raberinde çeşitli sorunlar ge- tiriyor. Ama yine de ABD'nin SSCB ile ilişkilerinde "dogai çekim merkezi" kaçınıunaz olarak ya- vaş yavaş cumhuriyetlere kayı- yor. Gorbaçov'un "birlik" öne- risinin Yeltsin'in 'Commomve- alth" projesine yenik duşmesi ve ardından üç Rus cumhuriyetinin "Commonwealth" anlaşması imzalamasının bu kayışı hizlan- dırması bekleniyor. ABD eğer Rus Commonvvealth'ını hızla ta- nırsa Kremlin açıkta kalacak. Tammazsa doğal bir akışa ayak uyduramamış duruma duşeceği gibi, merkezdeki muhafazakâr- lar ile aynı çizgide görünecek. ABD Dışişleri Bakanı James Baker ay sonunda bu üç cumhu- riyeti ziyaret ediyor. Baker ön- ceki gün Washington Post'un diplomatik muhabiri David Hoffman'a verdiği demeçte, zi- yaretinin temel amacının, "SSCB'nin dağılmasının istik- rarsıdık yaratmayacak bir şekil- de gerçekleşmesi için Amerika- nın prestij ve etkisini kullanmak oiacağım" söyledi. Baker'm demecinde, ABD'nin yeni cumhuriyetlerle ilişkilerini arttınnak arzusu ile Gorbaçov'- un altım oymamak duygusunun yarattığı ikilemin izleri gayet açıktı. örneğin Baker, "Gorba- çov bu transformasyonu olum- hı yönlendirebilir" derken aynı haberde, adı verilmeyen "Üst düzey bir yetkili" Gorbaçov'un giderek "lüzumsuz" bir konuma düşeceğinden, çünkü inisiyatifın artık cumhuriyetlere gectiğinden bahsediyordu. Bu kanşık dönemde ABD'nin yeni cumhuriyetlere dönük po- litikalannda iki nokta ön plana çıkıyor: 1) Yugoslavya'dakine benzer bir iç kanşıklık doğmaması. Cumhuriyetlerin içinde veya cumhuriyetler arası catışmalann yaşanmayacagı formüller bulun- ması. 2) Cumhuriyetlerde bulunan SSCB nükleer silahlannın imha- sı ya da Rusya Cumhuriyeti sı- mrlan içine çekilmesi. ABD ger- çi şu anda bu silahlann kontrol altında olduğundan kuşku duy- muyor ama diğer yandan da iç kansıklıklar patlarsa bu silahla- nn emin ellerde olmasuu istiyor. Bunlann temini ile cumhuri- yetlerle "üişkiJeria derinleştiril- mesi" birbirine irtibatlanıyor. örneğin ABD bağımsızlığını ilan eden Ukrayna'yı tanımak için topraklanndaki nükleer si- lahlar hakkındaki politikalannı netleştirmeye zorluyor. Baker, SSCB ziyaretinde hem cumhuriyetlerdeki nükleer silah- lann kaderi hem de SSCB'nin dağılma sürecinin içinde bulun- duğu nokta hakkında doğnıdan bilgi edinme olanağı bulacak. Bu da Amerika'nın önümüzde- ki günlerde giderek daha fazla görunur hale gelecek olan "mer- kez mi, cumhuriyetler mi" iki- leminin yörüngesini etkileyebi- lecek. Gorbaçov, Slav birlîğine Prof. Budak'tan tehditle para isteyen Ali Bektaş çatışmada öl- dü. (Fotofiraf: ESAT PALA). (Fotograf: ESAT PALA) Âradan çok kısa bir süre geç- tikten sonra içeriye yüzü bant- larla birisi girerek profesörü gör- mek istediğini söyledi. Duru- mundan kuşkulanan polis me- muru Türkgözü, gasptan sabı- kah Bektaş'a "ne istediğini" so- runca sanığın tabancasını çıka- np profesörün bulunduğu odaya daldığı kaydedildi. Prof. Bu- dak'tan haraç istediği belirtilen Bektaş'm, olumlu yanıt gelme- yince ateş açmaya başladığı ve Budak'ı 4 kurşunla yaraladığı öğrenildi. Koruma polisi Türk- gözü ile gaspçı Bektaş arasında da kısa bir çatışma geçtiği belir- tilirken bu sırada içeri giren Te- rörle Mücadele Şubesi'ne bağlı özel timin sanığı ölü ele geçirdiği bildirildi. Polis Türkgözü'nün eli ve karnından, Prof. Budak'ın ise karaciğerinden yaralandığı öğre- nildi. Karnından ve elinden yarala- nan polis memuru Saim Türk- gözü ile karaciğerinden yarala- nan Prof. Dr. Budak'ın, Çapa Tip Fakültesi Hastanesi'nde ameliyat edildiği bildirildi. Hastane yetkilileri, her iki ya- rahnın da müşahade altına aün- dığını ve sağlık durumlannın iyi olduğunu bildirdiler. öte yandan çatışmada ölü ele geçirilen saldırgamn üzerinden, Ali Bektaş adına düzenlenmiş bir kimlik ile 7.65 milimetre ça- pında bir tabanca, bıçak, iki ka- dın çorabı ve sprey çıktığı öğre- nildi. Ûış Haberler Servisi — Sov- yetler Birliği Devlet Başkanı Mi- bail Gorbaçov, "Bagımsız Dev- letler Topluluğu" kurduklarını açıklayarak "SSCB'nin arük or- tadan kalktıgını" ilan eden Rus- ya, Beyaz Rusya ve Ukrayna'ya karşı atağa geçerek bu üç cum- huriyetin liderlerinin ülkenin ge- leceğini belirlemeye hakları ol- madığını söyledi. SSCB'nin ancak anayasal yol- larla ortadan kaldırılabileceğini vurgulayan Gorbaçov, bu amaç- la referanduma gidilebileceğini belirtti ve Halk Temsilcileri Kongresi'nin konuyu görüşmek üzere olağanüstü toplanması ge- rektiğini söyledi. Mihail Gorbaçov, dün gece Sovyet televizyonundan yayım- lanan bildirisinde, üç Slav cum- huriyetinin liderlerinin alelace- le bir anlaşma hazırlayarak im- zalamalarının kendisinde "kuş- kular yaratbgım" beUrtti. Anlaş- manın söz konusu cumhuriyet- lerin "halkının, parlamentolarının ve Sovyet Parlamentosu'nun düşünceleri- ne başvurmadan" imzalandığı- nı vurgulayan Sovyet lideri, Hükümetin seçimden kıırtıılması zorlaşıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başta Bakırköy olmak üzere, önümüzdeki şubat ayına kadar yapılması gereken 16 merkezdeki belediye başkanhğı seçimlerinin ertelenip ertelenme- yeceği TBMM Başkam ve Cum- hurbaşkanı Vekili Hüsamettin Cindoruk'un tavnna göre belli olacak. TBMM komisyonlann- dan "jet" hızıyla geçen "seçim erteleme" önerisinin bugün Meclis genel kunılunda yasalaş- ması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Vekili Hüsa- mettin Cindoruk'un seçimlerin ertelenmesine ilişkin yasayı onaylamama egiliminde olduğu öğrenildi. Cindoruk'un bu ka- rannı geçen hafta toplanan TBMM başkanhk divammn da gerekçeleriyle açıkladığı belirtil- di. Cindoruk'un yakın çevresi- ne önergenin 'anayasaya aykın' olduğu değerlendirmesi yaptığı öğrenildi. Önerinin bu hafta içinde yasalaşması halinde Cin- doruk'un Cumhurbaşkanı yet- kisine dayanarak 15 günlük in- celeme süresi kullanacağı ifade ediliyor. Ancak Cindoruk'un vekâlet süresi 14 aralık cuma günü, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın Senegal'den dönüşüyle sona erecek. TBMM Başkanı Cindoruk, dün Meclis'in Senato bölümün- den cumhurbaşkanına ayrılmış makama geçerek cumhurbaşka- nına vekâlet görevine fıilen baş- ladı. TBMM Başkanhğı'na da bu süre içerisinde başkanvekil- lerinden DYP'li Yüdınm Avcı vekâlet edecek. Cindoruk'un daha önceki Meclis Başkanlan- nın aksine Cumhurbaşkam'na vekâlet süresince TBMM çahş- maları ile ilgilenmeyeceği, TBMM'deki makamına geune- yeceği, Meclis Başkanı olarak hiçbir resmi kabulde bulunma- yacağı, resmi törenlere katılma- yacağı öğrenildi. Cindoruk'un iki gün içerisin- de TBMM Genel Kurulu'ndan çıkanlması beklenen yerel se- çimlerin ertelenmesine ilişkin yasa önerisini onaylamama eği- liminde olduğu bildirildi. Cum- hurbaşkanı'na vekâlet eden Cindoruk, söz konusu yasa öne- risi için 15 günlük inceleme sü- resini kullanacak. Cindoruk'un yakın çevresine, ilan edilmiş be- lediye başkanhğı seçimlerinin ertelenmesine ilişkin önerinin "anayasaya aykın" olduğu de- ğerlendirmesini yaptığı öğrenil- di. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda iptal kararı olduğunu ifade eden Cindoruk'un, "Cumhurbaşkam'na ilk vekale- tinde tarafsızhgımı gölgeleyebi- lecek bir işlem yapmaktan kaçınacagım" dediği belirtildi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, perşembe günü Senegal'den yurda dönecek. Cindonık'un yasa önerisini "inceleme" ge- rekçesiyie bekleteceği ve karan dönüşünden sonra Özal'ın ver- mesini planladığı öğrenildi. Cumhurbaşkanı özal'ın da yasa önerisini "anayasaya aykın" olarak değerlendirdiği kaydedildi. özal'ın Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçeleri karşısında yasayı onaylaması mümkün görünmüyor. Özal'ın veto etme durumunda ilan edi- len yerel seçünler süresi içinde yapüacak. Yerel seçim yapılacak yerler ve tarihleri şöyle: 15 aralık pa- zar günü Amasya, Silopi (Şır- nak), Tufanbeyli (Adana), Zile (Tokat), 22 arahk pazar günü Lüleburgaz (Kırklareli), Bakır- köy (Istanbul), Keskin (Kınkka- le), Bahşılı (Kınkkale), Sarayö- nü (Konya), 29 aralık pazar gü- nü Çataİca (Istanbul), Kağıtha- ne (Istanbul, Erdemli (Içel). 5 Polise suçlama ISTANBUL (ANKA) — Hai- kın Hukuk Burosu avukatı Ulu- tan Gün? polis yetkililerinin mü- vekkili Ibrahim Yalçın'ın Dev- Sol Silahh Devrim Birlikleri soy- gun timi komutanı olduğu ve teslim olarak itirafta bulunduğu yolundaki açıklamasının doğru olmadığını öne sürdü. Ulutan Gun, polis yetkilileri- nin bir günlük gazeteye Ibrahim Yalçın'ın teslim olarak Dev-Sol hakkında itiraflarda bulunduğu şeklinde açıklama yapmasıyla il- gili olarak bir basın toplantısı duzenledi. Gün, müvekkili Ibra- him Yalçın'ın geçen şubat ayın- da bir şirketin soyulması olayı- na kanştığı iddiasıyla tutuklan- dığını ve şu anda tutuklu bulun- duğunu söyledi. Ibrahim Yal- çın'ın emniyetteki ifadesinde Dev-Sol üyesi olduğuna dair herhangi bir açıklama olmadı- ğına dikkat çeken Ulutan Gün, müvekkilinin polis baskısıyla TKP/R isimh örgüte üye oldu- ğunu kabul ettiğini, ancak da- ha sonra bunu yalanladığuıı söy- ledi. Polis yetkililerinin Ibrahim Yalçın'a işkence yaptıklarını id- dia eden Ulutan Gün, işkence- nin doktor raporuyla tespit edil- diğini de belirtti. Avukat Ulutan Gün, şöyle ko- nuştu: "Polis failini bulamadığı olay- larda, suçlulugu ispat edilmemiş insanlan 'katil zanlısı' olarak baştan lanse ediyor. Bu tür olay- lar son zamanlarda arttı. Poli- sin inandıncılığı kalmamıştır. Yargısız infazlar için zemin ha- zırlamaktadır." Terörle Mücadele Dairesi'nin Halkın Hukuk Bürosu'nu "terö- re çanak tutmakla" suçladığını belirten Ulutan Gün, bu nedenle tazminat davası açacaklannı bil- direrek Terörle Mücadele Daire- si'nin kapatılmasını istedi. Ocak 1992'de Kuşadası, 12 ocakta Alanya, 26 ocakta Hö- yük, 9 şubatta da Dalaman be- lediye başkanlıklan için seçime gidilecek. Bu arada Anayasa Komisyo- nu'nda geçen hafta kabul edilen yasa önerisi dün Içişleri Komis- yonu'nda görüşüldü. ANAP Ordu Milletvekili Bahri Kibar, önerinin "yangından mal kacınr" gibi görüşüldüğünü be- lirterek, ilan edilmiş seçimlerin bir geçici madde ile öneri dışın- da tutuknası gerektiğini savun- du. Kibar, ANAP döneminde çıkanlan yasanın Anayasa Mah- kemesi'nce iptal edildiğini hatır- latarak, Anayasa Mahkemesi'- nin iptal gerekçelerinin giderilip giderilmediğini sordu. Öneri sahiplerinden SHP Grup Başkanvekili Aydın Gü- ven Gürkan, şubat ayı sonuna kadar her hafta sonu bir bele- diye başkanhğı seçimi yapılaca- ğının ilan edildiğini belirterek bunun iklim şartlan açısından uygun ohnadığını ifade etti. Gürkan, her hafta yapılacak se- çimlerle milletvekillerinin yasa- ma görevinin de etkileneceğini savundu. Gürkan, ANAP döne- minde çıkanlan yasa ile getir- dikleri öneri arasında hiçbir il- ginin olmadığmı, iptal gerekçe- sinin ise tümüyle giderildiğini öne sürdü. Gürkan, Anayasa Komisyo- nu'nda başkan adaylanmn ka- zanıknış haklanna ilişkin düzen- leme yapılması gerektiği görüşü- nün ortaya atıldığııu, aday ol- mak için devlet görevinden ay- rılmış olanların durumunun açıkhk kazanması gerektiğini söyledi. Gürkan, bu amaçla ha- nrlanmış değişiklik önergeleri- ni de Başkan tsmail Köse'ye verdi. Ancak Köse, SHP ve DYP gruplannda önergeler üze- rinde görüş birliği sağlanamadı- ğı endişesi ile önergeleri işleme koymadı ve gerekli düzenleme- lerin TBMM Genel Kuruhı'nda yapılmasını istedi. "Çokuluslu ülkemizin kaderi yalnızca birkaç cumhuriyetin is- teklerine göre beUrienemez" de- di. Gorbaçov bildirisinde, "So- run devlete başka bir biçim ver- me sorunudnr ve çözülmelidir" ifadelerine yer vererek bu amaç- la tüm ülke çapında halkın gö- rüşlerine başvurmak amacıyla referanduma gidebileceğini be- lirtti. Gorbaçov, yeni birlik sözleş- mesi taslağının görüşühnesine devam edildiği sırada böyle bir anlaşma imzalanmasının yanlış olduğunu ifade ederek tüm cumhuriyet parlamentolarının birlik sözleşmesi taslağının ya- m sıra önceki gece imzalanan söz konusu belgeyi de gözden geçirmeleri gerektiğini belirtti. Anlaşmanın "bazı olumlu yanlar 1 ' taşıdığını, ancak dikkat- le incelenmesi gerekitğini kayde- den Gorbaçov, "Bu belgede be- ni en çok Ugilendiren şey, halkın güvenligine ve çıkarlanna ne öl- çüde yanıt verdigidir" dedi. Sovyet lideri, Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna deviet baş- kanlannın imzaladıklan anlaş- manın, cumhuriyetlerin anaya- sal yetkilerini aştığım da belir- terek bu konunun ele alınması için Halk Temsilcileri Kongresi- nin oiağanüstü toplanması ge- rektiğini vurguladı. Beyaz Rusya'mn batısındaki Brest kentinde önceki gün yapı- lan toplantının ardından Rusya Devlet Başkam Boris Yeltsin, Ukrayna Devlet Başkanı Leonid Kravçuk ve Beyaz Rusya Devlet Başkanı Stanislav Şuşkeviç im- zasıyla yayunlanan deklerasyon- da, "1922 tarihU anlaşmayla oluşturulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Biriiği'nin ulus- lararası hukukun bir nesnesi ve jeopolitik bir gerçeklik olarak ortadan kalktığı" belirtiliyor. Üç Slav cumhuriyetinin Ba- gımsız Devletler Topluluğu oluş- turduklanm ilan etmelerinin ar- dından dün Kremlin'de yoğun bir toplantı maratonu yaşandı. Mihail Gorbaçov, Boris Yeltsin ve Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev Kremlin- de bir araya gelerek son durumu görüştüler. Üç liderin dün öğle saatlerinde başladığı görüşmeye daha sonra Azerbaycan Devlet Başkam Ayaz Muttalibov ile Ta- cikistan Devlet Başkam Rah- man Nabiyev de katıldı. Gün boyu merak konusu olan bir başka nokta ise Gorbaçov- un Devlet Başkanhğı ve bu gö- revi sürdürüp sürdürmeyeceği oldu. Gorbaçov'un istifa edece- ğine ilişkin söylentiler daha son- ra Devlet Başkanfnın sözcüleri tarafından yalanlandı. Slav birliği birçok Sovyet cumhuriyetinde ihtiyatla karşı- lamrken Ermenistan Devlet Baş- kam Levon Ter Petrosyan Ba- gımsız Devletler Topluluğu'na katılmaya hazır olduklarını açıkladı. Petrosyan bu girişimi "bütünüyle destekiediğini" ve katılmak için "ciddi müzakere- lere başlamak" istediklerini be- lirtti. Petrosyan, bu adımı eski Sovyet cumhuriyetleri arasında- ki ilişkilerin uluslararası hukuk temeline dayalı olarak köklü bir biçimde yenilenmesi çabası ola- rak değerlendirdiklerini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle