Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 10 ARALIK 1991
BURAŞI
TÜRKİYE
HALÛK ŞAHİN
Kapıdaki Fırsatlar...
Ingılızlenn bır atasozu vardır 'Belalar hıçbır zaman tek ba-
şına gelmez' derler
Zaman zaman bunun tersının de olabıldığını yaşam dene-
yımımızden bılıyoruz Bazen fırsatlar da tek başına değıl, üçer
dörder, bır arada gelıyor
Turkıye, d»ş polıtıka açısından boyle bır dönem yaşıyor Hıç
umulmadık fırsatlar, hıç umulmadık hızla kapımızı çalıyor
Iç Asyada bağımsızlığını kazanan Turk kökenlı cumhurı-
yetler Balkanlar ve Kafkaslar'dakı değışımler, Türkıye açısın-
dan hıç hesapta olmayan pozısyonlar" oluşturuyor
Istanbul'un Ankara'nın otel lobılerınde 1950'den bu yana
görmeye alıştığımız Amerıkalı Johnny lere, Alman Hans'lara
hıç benzemeyen ınsanlar çıkıyor karşımıza Özbekıstan'dan,
Kırgızıstandan, Bosna-Hersek Cumhurıyetı nden dune ka-
dar adını bıle duymadığımız ozerk bölgelerden ınsanlar
Hepsını bırleştıren ozellık, kara gun dostu olarak gordük-
lerı Türkıye'nın şu dar zamanlarda yardım elını uzatmasını
ıstıyorlar
* • •
Turkıye neler yapabılır?
Kımılen, Türkıye'nın derdının başından aşkın olduğunu öne
surerek hıçbır şey yapılamayacağını soyleyecek, zılımızı ça-
lanlara ' Hadı başka kapıya1
dememızı onereceklerdır
Neyse kı bu çağdaş 'bır lokma, bır hırka' cıların borusu
artık fazla otmuyor Turkıye onları aştı
Belkı bırkaç tane de hepımızı çıftemızı kapıp Altay Dağla-
rı'nda nobet tutmaya cağıran hayalperest çıkacaktır Bunları
da kımsenın cıddıye alacağını sanmıyorum
Turkıye nın gunumuzun gerçeklerı ve kendı olanakları ıçın-
de yapabıleceğı şeyler vardır Once kapımıza dayananlar ne
ıstıyorlar ona bakmakta yarar var
Orneğın Turkıye nın Batı meclıslerıne ve Batı kamuoyu-
na açılan pencerelerı olmasını ıstıyorlar Batı nın zaman za-
man bızı de fena halde yaralayan onyargılarına ve çıfte stan-
dartlarına, sıstematık bılgısızlığıne karşı onları savunmamı-
zı ıstıyorlar Batı fo-
rumlannda ve medya-
larında ezılen ve dılsız
durumuna duşurulen
bu gıbı toplulukların
sesını duyurmak
'kendısı muhtacı hım-
met bır dede' esprı-
Siyasal sımrlann gittikçe
önemini yitirdiği yeni
küresel iklimde, "kültürel
havza" kavramı yepyeni bir
içerik kazanıyor.
lerını aşan boyutlarda onem taşıyan ve Turkıye nın kultur bı-
rıkımıne yakışan bır ışlevdır
Turkıye nın bunu becerecek kadroları oluşmuştur
Orneğın ekonomık donusumlerını hızlandırmak ıçın Turkı-
ye denyatırım teknolojıve know-how' ıstıyorlar Bu açıdan
Turkıye nın sınırlamaları olduğu gıbı kozları da vardır Söz
gelımı Turkıye Azerbaycan a Sovyetler Bırlığı'nın ılk dıgıtal
telefon santralını kurmuş aynca telekomunıkasyon bakımın-
dan Azerbaycan ın dunyaya açılmasını sağlamıştır Bu açı-
dan NETAŞ'ın Azerbaycan la kurduğu ılışkı dığer cumhurı-
yetlerle benzer projeler ıçın bır model oluşturabılır
Turkıye nın yuz yıllık geçmışı ıçınde demokrası ve laıklık
konusunda edındığı bırıkımı de hızlı demokratıkleşme sureç-
lerı yaşayan ve çoğu Musluman olan halklara esınler vere-
bılır Bulent Ecevıt'ın Mulkıyelıler Bırlığı Istanbul Şubesı'nın
sempozyumunda da soyledığı uzere, bu alanda katkıda bu-
lunmak ısteyen başka meraklılar da vardır Iranlı mollalar ve
cebı petrodolarlarla dolu Suudlu hocalar gıbı
• • *
Türkıye'nın dunya uluslar aılesının yenı uyelerı olmaya ha-
zırlanan bu ulkelerle kuracağı kulturel bağlara gelınce Is-
tanbul un onumuzdekı yıllarda, Madrıd, Kahıre, Parıs, New
York gıbı buyuk bır kultur havzasımn başkentı olup olmaya-
cağjnı belırleyecek olan boyut budur
Eğer bu boyutta başarılı olursak, Istanbul'da çıkan bır ka-
set tıpkı Madnd'de çıkan bır kasetın tüm Guney Amerıka'da
calınması gıbı, Hamburg ve Bosna-Hersek'ten Pasıfık Okya-
nusu na uzanan buyuk bır coğrafyada çalınacaktır Aynı şey
kıtaplar, dergıler resımler bılgısayar ve televızyon program-
ları ıçın de geçerlıdır
Sıyasal sımrlann gittikçe onemını yrtırdığı yenı kuresel ık-
lımde 'kulturel havza" kavramı yepyenı bır ıçerık kazanıyor
Dunyadakı başdondurucu gelışmeler bızım de gene bu-
yuk bır kultur havzasından sorumlu olabıleceğımızı anım-
satmıştır Kullanılacak ya da harcanacak olan fırsat, ışte
budur
1
l>
Bu Yıl tyı Bır Yatınm Yaptım !....
Sağlam
Bir Faks
Aldım....
Ustelık çok uygun oderae koşullanyla
Pitney Bowes Faks
"Kullaaımı Kolay ve Sağlam Faks"
Sağlam OzellıkJen ve
Yıl Sonu Kampanya Fıyatları ıçın
aşağıdakı telefonları arayınız
Istanbul 134 34 56 (10 hat)
HAZIRAN YAYINEVI
11 yıl süren
DEVRİMCİ SOLTOPLU DAVASInı
anlatan kitabımız
ÇIKTI
HAZİRAN YAYINEVI Tel: 528 61 08
RİZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
1991/456 (Iş)
Davacı S S Kurumu Genel Müdurlüğü tarafından davalı Hamza
Karaosmanoğlu aleyhıne açılan rücü'an tazmınat davasının yapılan
duruşmaları sırasında venlen ara karan gereğınce
Davalı Şukrü Karaosmanoğlu'nun vasısı Hamza Karaosmanoglu-
na Rıze PTT'sı ıle dava dılekçesı teblığ edılemedığı adresının de bı-
lınmedığı anlaşılmakla duruşma günü olan 20 12 1991 günü saat 9^ta
mahkememız salonunda hazır bulunması veya bır vekıl manfetıyle
kendısını temsıl ettırmesı dava dılekçesı yenne kaım olmak uzere ıla-
nen teblığ olunur 22 11 1991
Basın 50776
2000'li Yıllara Doğru
Evrensel Bildirge
"tkinci kuşak" haklar olarak adlandırılan ve çeşıtli uluslararası
belgelerde öne surulen barış hakkı, çevre hakkı, kalkınma hakkı vb.
gibi kimi çağdaş haklar Evrensel Bildirge'de yer almamıştır. Bu ve
benzeri gerekçelerle Evrensel Bildirge'nin, gunumuz hak
gereksinmeleri açısından yetersiz kaldığı soylenebüir.
Dr. MUZAFFER SENCER TODAÎE emekli Öğr üyesi
Bugün 43 yaşına gıren lnsan Hakları Ev-
rensel Bildırgesı, ınsanlık tarıhının dönum
noktalanndan bırıdır 10 Aralık 1948'de BM
Genel Kurulu'nca benımsenerek üan edılen ve
"tüm ınsanhğın Magna Charta'sı" olarak nı-
telenen bildirge, çağımızın ortak ülku ve ıl-
kelerını dıle getıren bır belgedır Bıldırgede ta-
nınan hak ve özgurlüklere aykın gıdışler, tum
ınsanhğın vıcdanında huküm gıyer
Bununla bırlıkte, 194O'lı ve 50'h yıllann
dünyası, bıldırgenın öne surduğu hak ve öz-
gurlukler konusunda henuz bır goruş bırlığı
ıçınde değıldır Hele ınsan haklarına ılışkın
düzenleme ve uygulamalan ıç sorunlan sayan
"egemen" devletler, bu alandakı uluslarara-
sı düzenleme ve denetım karşısında cıddı kuş-
kular ıçındedır
Bu kuşkular ve dırenışlerden ötüni BM An-
laşması, "ınsan haklanna ve temel özgurlük-
lere saygının güçlendınlmesı"nı başlıca amaç-
ları arasında saymışsa da anılan engeller ne-
denıyle bır hak belgesı olamamıştır
Haklar hiyerarşisi
BM Anlaşması'nda önemlı bır yer tutan ın-
san hakları, ılk kez Evrensel Bıldırge'yle ayrı
ve duzenleyıcı bır belgeye bağlanmıştır Ça-
ğın ınsan hakları anlayışını yansıtacak ve tüm
devjetler ıçın kılavuz olacak böyle bır belge-
ye âuyulan gereksınme, bıldırgenın oluşumu-
nu hızlandırmıştır
1946 yılı başlarında kurulan Insan Hakları
Komısyonu, cahşmalarında öncelığı uluslara-
rası bır hak belgesı hazırlığına vermıştır Ko-
mısyonun olabıldığınce hızlı çalışmasına kar-
şın, hazırlanan belgenın cıddı anlasmazhklar
yaratacağı çok geçmeden anlaşılmıştır Baş-
lıca anlaşmazlık, tanınacak haklar ve bu hak-
lar arasındakı öncelık duzeru (haklar hıyerar-
şısı) ıle ınsan hakları uzenndekı uluslararası
ılgının ulusal egemenhk ya da ıç yargı yetkısı
karşısındakı gücü ve etkınlığı konulannda dü-
ğurnlenmıştır Klasık haklar (kışı haklan) kar-
şısında toplumsal ve ekonomık haklann yerı
tartışılırken, ulusal egemenhk karşısında ulus-
lararası denetımın sının görüş aynhklanna yol
acmıştır Insan haklannın uluslararası düzen-
leme ve denetım konusu olması yolundakı ge-
lışmeler, devletlerın egemenhk engelıyle kar-
şılaşmıştır Hazırlanacak haklar belgesının çe-
şıtlı yukümlulukler ve yaptırımlar ıçeren bır
sözleşme nıtelığı taşımasından özellıkle kaçı-
nılmıştır
Yeni zamanlann yeni koşullan
Evrensel Bildirge hazırlanırken ulusal egemen-
hk engelının en ınatçı savunucusu, çok uluslu
Sovyetler Bırlığı olmuştur Bır komıte tarafın-
dan hazırlanan Evrensel Bildirge taslağı Genel
Kurul'a sunuldugunda Sovyet delegesı devletler
ıçın egemenhk hakkının önemını vurgulayarak
bıldırge>ı, bırçok maddesıyle yönetımlenn ege-
menlık haklannı yokumsadığı gerekçesıyle sakat
bulmuştur
Anlaşmazlıklardan bırı de kışı hak ve özgur-
luklenyle toplum çıkarlannın öncehğı konusun-
da beurmıştır Sözgehmı Lübnan delegesı, bırey-
lenn varlığını tanımaması ve devlete karşı kışı
haklannı korumaması durumunda bıldırgenın
amacma ulaşamayacağını öne sürerken, Yugos-
lav delegesı "yenı zamanlann yenı koşullannda,
kamusal çıkarların kışısel çıkarlara göre önce-
lık kazandığını" savunmuştur
Komısyon'un bu karşıt görüşlen bagdaştınna-
sı çok zor o'muştur Haklar Bıldırgesı'nın önün-
dekı engellenn aşılması ıçın aşamalı bır program
benımsenmıştır Buna göre Genel Kurul'un ka-
bul edebıleceğı bır llkeler Bildırgesı öncelık al-
nuş, ıkıncı aşamada ılkelere bağlayıcılık kazan-
dıracak ve onaylayan devletlen hukuksal yükum-
lulükler altına sokacak bır sözleşmerun hazırlan
ması öngörülmüştür Üçüncü aşamadaysa, söz-
leşme hukümlenne ayknilıklan yapünmlara bağ-
layarak zorlayıcı mekanızmalar kuran ayn bır
sözleşmenın gerçekleştınlmesı tasarlanmıştır
Hukuksal bağlayıcılık ve moral
degerler
Öte yandan llkeler Bıldırgesı'nın, bırey ve top-
lumun ısterlerını, kışı haklanyla toplumsal ve
ekonomık haklan dengeleyen ve bütünlük ıçın-
de ele alan bır belge nıtelığınde olması sağlana-
rak anlaşmazlıklar çözülmek ıstenmıştır Böy-
lelıkle, genel bır başlangıç bölumünden sonra
3-21 maddelerınde kışısel ve sıyasal hakları,
22-27 maddelerınde ekonomık, toplumsal ve
külturel haklan tanıyan, 28-30 maddelenndeyse
bu haklann sırurıyla korunacağı duzenı göste-
ren Evrensel Bildirge ortaya çıkmıştır
Bildirge, 8 cekımsere karşı 48 olumlu oyla be-
nımsenmıştır Çekımser kalan ülkeler, Güney
Afnka, Sovyetler Bırlığı, Ukrayna, Belorusya,
Çekoslovakya, Polonya, Yugoslavya ve Suudı
Arabıstan'dır
BM Anlaşması uyannca, Genel Kurul karar-
lannın çoğu bağlayıcı nıtehkte olmadığı ıçın Ev-
rensel Bildirge'nin bağlayıa normlardan çok mo-
ral değerlerı dıle getırdığı görüşü yaygın bıçım-
de benımsenmıştır
Bununla bırlıkte, Evrensel Bildirge, Genel Ku
rul'dan karşı oy almadan geçmesı bır yana, he-
men tum hukumlennın zamanla uluslararası soz-
leşmelerde ve ulusal anayasalarda yer bulması
nedenıyle gıderek hukuksal bır belge kımlığı k a-
zanmıştrr özetle, bıldırgenın hukuksal bır bîığ-
layıcıhğı yoksa da ınsanhğın ortak ulkü ve de-
ğerlennı dıle getırmesı bakımından ustün bır mo-
ral değen vardır
Evrensel Bildirge, ınsan haklan anlayışı ve hu-
kümlerıyle zamanına göre ılen bır belge olduğu
gıbı gunümüzde de henüz bırçok ülke ıçın ıüa-
şılacak bır amaç nıtelığındedır
Bildirge, henüz bırçok uluslararası belgenııı ve
anayasalann ulaşamadığı bır anlayışla, hak ve
özgürluklen, aralannda öncelık aynmı gflzet-
meksızın bır butunluk ıçınde ele almış, "temel"
ve "ıkınal" hak ve özgürlükler çehşkısıne düş-
memıştır Öte yandan, olabıldığınce kapsamh bı-
çımde tanıdığı ve güvenceye ahnaya çalıştıgı taak-
larla çağdaş ınsanın gereksınmesını genış ölçü-
de karşılayabılecek düzeyde bır belgedır Ayn-
ca gunümüzde bıle toplumlann çoğunun bıldır-
genın öngörduğü ınsan haklan standardının çok
gerısınde olduğuna kuşku yoktur
Bildirgeyi aşan insanlık ailesi
Bununla bırlıkte, 21 yuzyüa gırmekte olaa ın-
sanlık aılesının gereksınme ve ısterlennın bıldır-
genın kapsam ve standartlannı aştığı da bır ger-
çektır Gercekten, günümuz ınsanlık tophımu-
nun ısterlen ve beklentılerı karşısında gerçekleş-
tırılen hak ve belgelenne bakıldığında, bıldırge-
nın kımı hak ve özgurlüklen yokumsadığı /a da
üzennde genel bır uzlaşma olmadığı ıçın tanıya-
madığı anlaşıhnaktadır
Sözgehmı çağdaş belgelerın çoğunda ye alan
"korunması gereken toplum kesımlen"nır hak-
lan Evrensel Bıldırge'de yer almıştır Bai,ta et-
nık gruplar, dın ve dıl gruplan olmak üzerc azın-
hk gruplar, kadmlar, çocuklar, yaşhlar, özürlü-
ler, bır ulkede yabancı statüsunde olanlaı, göç-
men ışçıler vb gıbı kesımler, Evrensel Bildirge
tarafından konınma olanagı bulamayan toplum
kesımlendır öte yandan, "ıkıncı kuşak ' hak-
lar olarak adlandırılan ve çeşıtli uluslaranısı bel-
gelerde öne sürülen, banş hakkı, çevre hakkı,
kalkınma hakkı vb gıbı kımı çağdaş haklar Ev-
rensel Bıldırge'de yer almamıştır Bu ve l>enzen
gerekçelerle, Evrensel Büdırge'nın günümuz hak
gereksinmeleri açısından yetersiz kaldığı söyle-
nebılır
PARÎSTEN SELÇUK DEMREL
X
Modern Sanatlar Mi VC1M Akla Getirdikksi
Sorunu Türkıye'ye dışandan mımar gınşını yasaklamak gıbı artık
çağdışı kalmış bır gerekçeyle ele almak ısteyenler belkı yıne ortaya
çıkacaktır. Ama bu ulkede bunun genış yankı bulmayan ılkel bır
muhalefet bıçımı olduğu çoktan anlaşılmıştır.
UĞUR TANYELİ Mimar, HAYDAR KARABEY Mimar
Bugunlerde gundemde olan modern
sanatlar muzesı gıbı bır kurumun gerçek-
leştınlmesı bır ülkenın gundemıne seyrek
gelen bır mıman fırsattır Bır muzeler
cennetı olan ABD'de bıle çok az sayıda
modern sanatlar müzesı var lngıltere'-
deyse sadece Tate Gallery'nın bır mo-
dern sanatlar muzesı gıbı ışlem gorduğü
soylenebıhr Türkıye'nın kısıtlılığı kuş-
kusuz olan bınkımlenvle bu denlı değerlı
bır olanağı dıkkatlıce kullanması gerek-
tığını one surmek aşın bır hassası>et
sayılmamahdır
Yaratılacak kurum ve onu barındıra-
cak olan yapı bır ulusal anıtr- donuşecek-
tır ve donuşmehdır Bunu başarabılmek
ıçınse kamuoyunun muzenın kuruluş su-
recı konusunda aydınlatılması hatta
Türkıye gıbı sanat konulannı tartışma
geleneğı nenuz kurulmamış bır ulkede
özellıkle harekete geçınlmesı beklenır
Buysa ancak 'şeffaflık'la ulaşılabılecek
bır hedeftır Dolayısıyla boyle bır muze-
nın tasarlanıp projelendınlmesı >alnızca
mımarla ışveren arasında kalan bır so-
rundan ıbaret değıldır, mımarlık, bu
durumda toplumun çok genış bır kesımı-
nıılgılendırenbır'olay'adonuşturulmelı-
dır Boylesıne bır saydamlık ve tartışma
ortamı belkı Ankara Konser Salonu nda
oluşan turden bır skandalı ve gerı donuşu
dedahabaşlangıçtaonleyecektır Muzeyı
tasarlama görevı knterlerı belırsız bır se-
çım sonucunda 'herhangı' bır mımara
venlırse, bu amaca ulaşılamayacağını
söylemek kehanet değıldır Guggenheım
Muzesı'nın buyuk bır muzecılık başarısı
oluşunun, unlu F L Wnght tarafından
tasarlanmasından kaynaklandığı bılını-
yor
Kalite ile acele
Modern sanatlar muzesı kurma gırışı
mı dığer bırçok faalıyetın yanı sıra zorun-
lu olarak bır mımarlık etkınlığını
gerektınyor Kalite ıle acele mımarlık
dunyasında hemcn hemen hıçbır zaman
bır araya gelemcyen ozellıklerdır İyı mı
marlık ne tasarlama ne de uygulama
dşamasında kısa surelerde başanlamı-
yor Dunyanın tum onemlı yenı muzele-
nnde mıman çözumler aylarla değıl
yıllarla ıfade edılen sürelerde gerçekleştı-
nlmıştır Konu ıle ılgılı İtalyan mımar
Gae Aulentını tstanbul'da verdığı bır
konferansta, Pans Orsay Müzesı'nı 60
kışılık bır ekıple tasarladığını, yapımın 7
yıl surdüğunu ve 1 3 tnlyon TL >e mal
olduğunu soylemesı, ılgılı kışılen yetenn-
ce uyardı mı bılemıyoruz
Her ışverenın bu ıkı yönteme de ıltıfat
etmeyıp kendı bıreysel tercıhlen doğrul-
tusunda bır mımar seçımı yapması tabıı
kı mumkundur Fınansmanı gerçekleş-
tırmenın böyle bır tercıh hakkı doğurdu-
ğu pekâlâ duşunulebılır Ne var kı
muzenın parasal kaynaklannı oluşturan
kışı ya da kuruluşların tanhsel sorumlu-
luklan bıreysel tercıhlennın ıkıncı plana
atılmasını zorunlu kılıyor Gelecek ku-
şaklar boylesıne onemlı bır mıman kara-
nn hangı gerekçelerle ahndığını bılmelı-
dırler Bugunku kamuoyu ıse bu karann
doğruluğuna ıkna edılmelıdır Belkı bu-
nun gereklı olduğu duşünülmemektedır
Ancak toplumsal ıçenklı her eylemın bır
consensus uzenne oturtulduğu takdırde
yaşama şansına sahıp olduğu unutulma-
malıdır İster ıstemez konunun tartışıl-
masına -bugune dek katılmayan-
akademık çevreler de çekılmelıdır Yüz-
yıldır bır Resım Heykel Müzesı'nı 'çağ-
daşlaştıramayan' ve çağdaş koşullara
kavuşturamayan Akademı'nın (MSU)
de belkı bu konularda göruşü olabılır
Hepsınden onemlısı, kotu mımarlıkla
ı>ı müze kurulamıyor Türkıye'dekı mu-
zelerın buyuk çoğunluğunun mustarıp
olduğu bır dert >enı kurulan bu muzenın
de sorunu halıne getırılmemelıdır Tanh-
sel ağırlığı olacak bır muze kurmak ıçın
kestırme yöntemlere başvurmaktansa
yukanda dıle getınlen zor ve uzun yollar-
dan gıtmeye herhalde değer
Bunun Lstanbul'da farklı olamayacağı
açıktır Feshane gıbı mevcut bır bına ıçı-
ne >erleşmenın mımarlık sorununu
kolaylaştırdığı sanılmamalıdır Tam ak-
sıne çağdaş bır muzeyı barındırmak ıçın
donatılmamış bır yapıyı bu ışe uyarla-
mak, zaman zaman yenı bır yapı ınşa
etmekten çok daha zor olabılmektedır
Zaten beledıye tarafından bu konuya
tahsıs edıhrken konumu açısından da ye-
tennce ırdelenmış değıldır Kent merke-
zınden ulaşılabılırlık, dığer kultur
merkezlenyle bütunleşme ve bulunduğu
yenn (Hahç su havzasındakı nıtubet
vb ) geürdığı teknık sorunlar gozardı
edılmıştır
Bütün bu venler göz onüne alınınca Is-
tanbul Modern Sanatlar Muzesı bınası-
nın da dunyanın başlıca köşelennde
uygulananlardan farklı yöntemlerle ta-
sarlanamayacağj anlaşılacaktır Bu
yontemlerden bm, müze tasanmını elde
etmek amacıyla ışverenın onem, yetenek
ve düzeyı herkes tarafından kabul edıl-
mış bır mımara doğrudan gorev vermesı-
dır Dunyada yeterhlığı konusunda
kuşku duvulmayan boyle mımarlar var
Orneğın, Aldo Rosı, Peter Eısenman
Mano Botta, Rıchard Meıer Mıchael
Graves, James Stırlıng ve daha pek çok-
lanndan bırer muze tasanmı yapmalan
ıstendığınde karşı çıkmak kolay olmaya-
caktır
Uluslararası yanşma
Gerçı sorunu Turkıve'ye dışandan mı-
mar gınşını yasaklamak gıbı artık çağdışı
kalmış bır gerekçeyle ele almak ısteyenler
belkı yıne ortaya çıkacaktır Ama bu ul-
kede bunun genış bır yankı bulmayan
ılkel bır muhalefet bıçımı olduğu çoktan
anlaşılmıştır Dunyadaysa bu tur bır mu-
halefet akla bıle gelmemektedır Japon
kamuoyu Le Corbusıer'ye Tokyo'dakı
Batı Sanatı Muzesı'nın yaptırtılmasını
alkışlamıştı Almanlar bır Ingılızın, J
Stırlıng'ın Stuttgart'ta Neue Staatsgale-
ne yı tasarlamasından ulkelerı adına
ancak onur duymuşlardı
Müze ıçın dığer bır tasanmcı bulma
yontemıyse ulusal ya da uluslararası dü-
zeyde bır yanşma duzenlemek olabıhr
Beaubourg gıbı bır sanat merkezınden
başlayarak Londra'dakı Natıonal Gal-
lery ek bınasına dek son yıllann çoğu
onemlı kultur yapısı bu yolla planlandı
Ustelık yanşmalar, kamuoyunu canlı
tutma ve soruna genış toplumsal destek
bulma konusunda çok da yararlı olmak-
tadır Boyle bır tasarım yanşması, muze
sorununu oznellıkten uzaklaştırıp kaçı-
nılmaz olarak nesnel bır baza oturtmayı
da sağlar Daha da onemlısı. 'sponsor'
kurum açısından ust duzeyde bır prestıj
kaynağıdır
Haberleşme Özgürlüğü
Artık Bılgı ıletışımınde daha hızlı, daha guvenılır bır çozümunüz var:
OLIVETTI FAX
MODEL
OFX 230
OFX 330
OFX 530
PEŞİNAT
900 000 TL
1 OOOOOO TL
1 200 OOO TL
TAKSİT
900 OOO TL x 4 ay
1 OOO OOO TL x 4 ay
1 OOO OOO TL x 8 ay
BÜKOMAK Sıvntaş Sok Fıdan Apt 12/9 K 3 Mecıdıyekoy Tel 172 27 86
İNGtLtZCE'yi 8
ayda konoçnn aici
Amerikalı
dofltlanmızla
tanı^tıraLun.
Bahanye C*d 62/3 349 59 38
VELIY1LMAZ
Özel tip cezaevleri pratiği,
yasal dayanağını temel
yasalardan değil, tüzük ve
yönetmeliklerden alıyor.
Özel Tip Cezaevleri
Açlık grevlerı ıle başlayan guçlü bır kamuoyu tepkiüi orta-
ya çıktı Eskışehır tabutlukları boşaltıldı Eskışehır tatautluk-
larının boşaltılması onurunu, ışkenceye ve ınsan haklannın
ıhlal edılmesıne karşı kararlı bır tutum sergıleyen demokra-
tık kuruluşlar, basın organları ve tek tek kışıler, en başta ta-
butluklarda bedenlerını ortaya koyan ınsanlar olmak uzere
ortaklaşa paylaşıyor
Eskışehır tabutlukları bır semboldu 12 Eylul'ün ışkence
ve baskı polıtıkasının, cezaevlerınde uygulanan ınsanlık dışı
bır polıtıkanın, polıtıkalar zıncırının bır halkasıydı
Insanlı veya ınsansız Eskışehır tabutlukları bugun bır po-
lıtıkayı sembolıze edıyor Tersıne çevırmek gerekıyor Boşal-
tılan mekânı fızık olarak da ortadan kaldırmanın, cezaevının
ışgal ertığı alanı nşkence karşısında dırenen, ınsanlık onuru-
nu koruyan ınsanı sembolıze eden bır anıtla doldurmanın,
ınsan değerlerının geleceğe taşınması bakımından son de-
rece anlamlı olacağını duşünuyorum
Eskışehır Cezaevı boşattıldı ve şımdılık kapatıldığı açıklan-
dı Ama sorun çozulmedı Soruna çözulmuş olarak bakma-
nm yanılttcı olacağını duşünuyorum Bugün Eskış^ıir tabut-
lukları ıle guçlu bır tepkı bırıkımı oluşturarak kamuoyunun
gundemıne gıren ozel tip cezaevleri olgusunun, 12 Eylül'le
başlayan tanhsel bır geçmışı ve bır geleceğı var Eskışehır,
sadece özel tip değıl, ınsanı ınsandan, ınsanı sosyal ve fı-
zıksel çevresınden tumden soyutlamasıyla en ozel tip ceza-
evıdır
Eskışehır tabutluklarının geçmışı, sıyasal tutukl jların sı-
kıyonetım suresınce er statüsunde tutuldukları askerı ceza-
evlerıdır, tek tip elbıse uygulamasıdır, '1 Ağustos Genelge-
sı"dır, yasa, tuzük ve genelgelerde ıfadesını bulan karma-
şık bır hukuk mevzuatıdır
Sıkıyonetımın kaldırılması sıyasal cezaevleri olg jsuna da
yansıdı ama program kesıntıye uğramadı, süreklılık fazla-
ca bır ıtırazla karşılaşmaksızın özel tip cezaevleri' olgusu ıle
sağlandı Ozel tip cezaevlerının Adalet Bakanlığı bünyesıne
alınması yeterlı gorüldü
Eskışehır omeğı, ozel tip cezaevleri hukukunun tabutluk
bıçımıne burunmesıdır Özel tip cezaevleri pratığı, sonrasın-
da kendı hukukunu ya- ^ _ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ _ _ ^ _ — _ _ ^ _ _
rattı kendı hukukı da-
yanaklarına kavuştu
Ozel tip cezaevleri pra-
tığının bugünunu ve
geleceğını, ozel tip ce-
zaevleri hukukunun
dayandığı temellerde,
hukuk mevzuatında
aramak gerekıyor Teror Yasası'nın ılgılı hukumlerı ıle besle-
nen mevcut hukuk mevzuatı, Sıkıyönetım Yasası'ndan kay-
naklanan askerı cezaevleri hukuku 1 Ağustos Genelgesı ve
dahası, yakın geçmışe art uygulama örneklerı geleneksel ola-
rak varlığını sürdurdüğü sürece bugün Eskışehır'de yaşanan
ınsanlık dışı bır uygulama, yarın belkı daha değışık bır bıçım-
de başka cezaevlerınde yaşanacaktır
Ikı durumun bır arada yaşandığını görmek gerekıyor Bır
yandan Teror Yasası'nın getırdığı çıfte standartlar ve eşıtsız-
lık TCK'nın 146. maddesı yonunden Anayasa Mahkemesı ta-
rafından ıptal edılırken 125 madde hukumlerı ıle ılgılı ıptal
ıstemı hâlâ Anayasa Mahkemesı'nde sonucunu beklıvor, öte
yandan 125 madde hukümlulen ölum hucrelen'ne kapatılıyor
veya yoğun bır kamuoyu tepkısıyle ozel tip cezaevlerıne gerı
gonderılıyor Mevcut hukuk normlarının dahı ıhlal edılmesı
geleneğı bırbırını güçlendırecek şekılde tekrarlanıyor Kaldı
kı özel tip cezaevleri pratığı ve bu pratığın hukukı dayana-
ğını oluşturan tuzuk maddesı bır hukukı boşluk uzenne otu-
ruypr
Özel tip cezaevleri pratığı yasal dayanağını temel yasa-
lardan değıl, tuzük ve yönetmeliklerden alıyor
Özel tip cezaevleri olgusu, 1983 Eylulu'nde, Ceza Infaz Ku-
rumiarı ve Tevkıfevlerının Yonetımıne ve Cezaların Infazına
Daır Tüzük'te yapılan bır değısıklıkle hukukılık kazandı
Özel tip cezaevleri pratığının hukukı kaynağı, tuzuğün 78
maddesının (A), (B) ve4 bentlerıdır Eskışehır omeğı de ya-
sallığını aynı maddeden alıyor
Tuzüğun 78 maddesı hukumlerı, sıstemın var olan temel
yasalarına, 647 sayılı Infaz Kanunu'na anayasanın 10 ve38
maddesıne ve Türkıye'nın de ımza koyduğu uluslararası an-
lasmalara Insan Hakları Evrensel Bıldırısı ve Avrupa Insan
Hakları Sozleşmesı hukümlenne, 1955 tarıhlı Bırleşmış Mıl-
letler Asgarı Standart Kuralları'na açık bır aykırılık taşıyor Ya-
sallığını ılgılı tuzük maddesınden alan özel tip cezaevleri pra-
tığı genel ve ozel hukuk normlarının belırledığı alanın dışın-
da yer alıyor Ama ozel tip cezaevleri pratığının hukukı daya-
nağını oluşturan tuzuğun 78 maddesı Teror Yasası hukum-
lerıyle, 1 Ağustos Genelgesı'nın getırdığı duzenlemelerle bır-
lıkte halen yururlukte ve uygulama alanına sahıp
Ozel tip cezaevleri olgusunun yasa, tuzuk, yönetmelık ve
genelgelerde ıfadesını bulan yasal dayanaklarından soyut-
lanması ve en basta TCK'nın 125 maddesı hukumlulerını de
kapsayacak sekılde ozel tip cezaevlerının boşaltılması ve ka-
patılması, sorunun guncel çozumu ıçın belkı geçıcı bır adım
olacaktır
Boyle bır adım ancak 'çağdaş engızısyon' hukukunun ta-
rıhsel bır gecmıse gomulmesı gıbı yenı bır adımla tamamla-
nabılır
VELİ YILMAZ Cazetecı