22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 10 ARALIK 1991 BURAŞI TÜRKİYE HALÛK ŞAHİN Kapıdaki Fırsatlar... Ingılızlenn bır atasozu vardır 'Belalar hıçbır zaman tek ba- şına gelmez' derler Zaman zaman bunun tersının de olabıldığını yaşam dene- yımımızden bılıyoruz Bazen fırsatlar da tek başına değıl, üçer dörder, bır arada gelıyor Turkıye, d»ş polıtıka açısından boyle bır dönem yaşıyor Hıç umulmadık fırsatlar, hıç umulmadık hızla kapımızı çalıyor Iç Asyada bağımsızlığını kazanan Turk kökenlı cumhurı- yetler Balkanlar ve Kafkaslar'dakı değışımler, Türkıye açısın- dan hıç hesapta olmayan pozısyonlar" oluşturuyor Istanbul'un Ankara'nın otel lobılerınde 1950'den bu yana görmeye alıştığımız Amerıkalı Johnny lere, Alman Hans'lara hıç benzemeyen ınsanlar çıkıyor karşımıza Özbekıstan'dan, Kırgızıstandan, Bosna-Hersek Cumhurıyetı nden dune ka- dar adını bıle duymadığımız ozerk bölgelerden ınsanlar Hepsını bırleştıren ozellık, kara gun dostu olarak gordük- lerı Türkıye'nın şu dar zamanlarda yardım elını uzatmasını ıstıyorlar * • • Turkıye neler yapabılır? Kımılen, Türkıye'nın derdının başından aşkın olduğunu öne surerek hıçbır şey yapılamayacağını soyleyecek, zılımızı ça- lanlara ' Hadı başka kapıya1 dememızı onereceklerdır Neyse kı bu çağdaş 'bır lokma, bır hırka' cıların borusu artık fazla otmuyor Turkıye onları aştı Belkı bırkaç tane de hepımızı çıftemızı kapıp Altay Dağla- rı'nda nobet tutmaya cağıran hayalperest çıkacaktır Bunları da kımsenın cıddıye alacağını sanmıyorum Turkıye nın gunumuzun gerçeklerı ve kendı olanakları ıçın- de yapabıleceğı şeyler vardır Once kapımıza dayananlar ne ıstıyorlar ona bakmakta yarar var Orneğın Turkıye nın Batı meclıslerıne ve Batı kamuoyu- na açılan pencerelerı olmasını ıstıyorlar Batı nın zaman za- man bızı de fena halde yaralayan onyargılarına ve çıfte stan- dartlarına, sıstematık bılgısızlığıne karşı onları savunmamı- zı ıstıyorlar Batı fo- rumlannda ve medya- larında ezılen ve dılsız durumuna duşurulen bu gıbı toplulukların sesını duyurmak 'kendısı muhtacı hım- met bır dede' esprı- Siyasal sımrlann gittikçe önemini yitirdiği yeni küresel iklimde, "kültürel havza" kavramı yepyeni bir içerik kazanıyor. lerını aşan boyutlarda onem taşıyan ve Turkıye nın kultur bı- rıkımıne yakışan bır ışlevdır Turkıye nın bunu becerecek kadroları oluşmuştur Orneğın ekonomık donusumlerını hızlandırmak ıçın Turkı- ye denyatırım teknolojıve know-how' ıstıyorlar Bu açıdan Turkıye nın sınırlamaları olduğu gıbı kozları da vardır Söz gelımı Turkıye Azerbaycan a Sovyetler Bırlığı'nın ılk dıgıtal telefon santralını kurmuş aynca telekomunıkasyon bakımın- dan Azerbaycan ın dunyaya açılmasını sağlamıştır Bu açı- dan NETAŞ'ın Azerbaycan la kurduğu ılışkı dığer cumhurı- yetlerle benzer projeler ıçın bır model oluşturabılır Turkıye nın yuz yıllık geçmışı ıçınde demokrası ve laıklık konusunda edındığı bırıkımı de hızlı demokratıkleşme sureç- lerı yaşayan ve çoğu Musluman olan halklara esınler vere- bılır Bulent Ecevıt'ın Mulkıyelıler Bırlığı Istanbul Şubesı'nın sempozyumunda da soyledığı uzere, bu alanda katkıda bu- lunmak ısteyen başka meraklılar da vardır Iranlı mollalar ve cebı petrodolarlarla dolu Suudlu hocalar gıbı • • * Türkıye'nın dunya uluslar aılesının yenı uyelerı olmaya ha- zırlanan bu ulkelerle kuracağı kulturel bağlara gelınce Is- tanbul un onumuzdekı yıllarda, Madrıd, Kahıre, Parıs, New York gıbı buyuk bır kultur havzasımn başkentı olup olmaya- cağjnı belırleyecek olan boyut budur Eğer bu boyutta başarılı olursak, Istanbul'da çıkan bır ka- set tıpkı Madnd'de çıkan bır kasetın tüm Guney Amerıka'da calınması gıbı, Hamburg ve Bosna-Hersek'ten Pasıfık Okya- nusu na uzanan buyuk bır coğrafyada çalınacaktır Aynı şey kıtaplar, dergıler resımler bılgısayar ve televızyon program- ları ıçın de geçerlıdır Sıyasal sımrlann gittikçe onemını yrtırdığı yenı kuresel ık- lımde 'kulturel havza" kavramı yepyenı bır ıçerık kazanıyor Dunyadakı başdondurucu gelışmeler bızım de gene bu- yuk bır kultur havzasından sorumlu olabıleceğımızı anım- satmıştır Kullanılacak ya da harcanacak olan fırsat, ışte budur 1 l> Bu Yıl tyı Bır Yatınm Yaptım !.... Sağlam Bir Faks Aldım.... Ustelık çok uygun oderae koşullanyla Pitney Bowes Faks "Kullaaımı Kolay ve Sağlam Faks" Sağlam OzellıkJen ve Yıl Sonu Kampanya Fıyatları ıçın aşağıdakı telefonları arayınız Istanbul 134 34 56 (10 hat) HAZIRAN YAYINEVI 11 yıl süren DEVRİMCİ SOLTOPLU DAVASInı anlatan kitabımız ÇIKTI HAZİRAN YAYINEVI Tel: 528 61 08 RİZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1991/456 (Iş) Davacı S S Kurumu Genel Müdurlüğü tarafından davalı Hamza Karaosmanoğlu aleyhıne açılan rücü'an tazmınat davasının yapılan duruşmaları sırasında venlen ara karan gereğınce Davalı Şukrü Karaosmanoğlu'nun vasısı Hamza Karaosmanoglu- na Rıze PTT'sı ıle dava dılekçesı teblığ edılemedığı adresının de bı- lınmedığı anlaşılmakla duruşma günü olan 20 12 1991 günü saat 9^ta mahkememız salonunda hazır bulunması veya bır vekıl manfetıyle kendısını temsıl ettırmesı dava dılekçesı yenne kaım olmak uzere ıla- nen teblığ olunur 22 11 1991 Basın 50776 2000'li Yıllara Doğru Evrensel Bildirge "tkinci kuşak" haklar olarak adlandırılan ve çeşıtli uluslararası belgelerde öne surulen barış hakkı, çevre hakkı, kalkınma hakkı vb. gibi kimi çağdaş haklar Evrensel Bildirge'de yer almamıştır. Bu ve benzeri gerekçelerle Evrensel Bildirge'nin, gunumuz hak gereksinmeleri açısından yetersiz kaldığı soylenebüir. Dr. MUZAFFER SENCER TODAÎE emekli Öğr üyesi Bugün 43 yaşına gıren lnsan Hakları Ev- rensel Bildırgesı, ınsanlık tarıhının dönum noktalanndan bırıdır 10 Aralık 1948'de BM Genel Kurulu'nca benımsenerek üan edılen ve "tüm ınsanhğın Magna Charta'sı" olarak nı- telenen bildirge, çağımızın ortak ülku ve ıl- kelerını dıle getıren bır belgedır Bıldırgede ta- nınan hak ve özgurlüklere aykın gıdışler, tum ınsanhğın vıcdanında huküm gıyer Bununla bırlıkte, 194O'lı ve 50'h yıllann dünyası, bıldırgenın öne surduğu hak ve öz- gurlukler konusunda henuz bır goruş bırlığı ıçınde değıldır Hele ınsan haklarına ılışkın düzenleme ve uygulamalan ıç sorunlan sayan "egemen" devletler, bu alandakı uluslarara- sı düzenleme ve denetım karşısında cıddı kuş- kular ıçındedır Bu kuşkular ve dırenışlerden ötüni BM An- laşması, "ınsan haklanna ve temel özgurlük- lere saygının güçlendınlmesı"nı başlıca amaç- ları arasında saymışsa da anılan engeller ne- denıyle bır hak belgesı olamamıştır Haklar hiyerarşisi BM Anlaşması'nda önemlı bır yer tutan ın- san hakları, ılk kez Evrensel Bıldırge'yle ayrı ve duzenleyıcı bır belgeye bağlanmıştır Ça- ğın ınsan hakları anlayışını yansıtacak ve tüm devjetler ıçın kılavuz olacak böyle bır belge- ye âuyulan gereksınme, bıldırgenın oluşumu- nu hızlandırmıştır 1946 yılı başlarında kurulan Insan Hakları Komısyonu, cahşmalarında öncelığı uluslara- rası bır hak belgesı hazırlığına vermıştır Ko- mısyonun olabıldığınce hızlı çalışmasına kar- şın, hazırlanan belgenın cıddı anlasmazhklar yaratacağı çok geçmeden anlaşılmıştır Baş- lıca anlaşmazlık, tanınacak haklar ve bu hak- lar arasındakı öncelık duzeru (haklar hıyerar- şısı) ıle ınsan hakları uzenndekı uluslararası ılgının ulusal egemenhk ya da ıç yargı yetkısı karşısındakı gücü ve etkınlığı konulannda dü- ğurnlenmıştır Klasık haklar (kışı haklan) kar- şısında toplumsal ve ekonomık haklann yerı tartışılırken, ulusal egemenhk karşısında ulus- lararası denetımın sının görüş aynhklanna yol acmıştır Insan haklannın uluslararası düzen- leme ve denetım konusu olması yolundakı ge- lışmeler, devletlerın egemenhk engelıyle kar- şılaşmıştır Hazırlanacak haklar belgesının çe- şıtlı yukümlulukler ve yaptırımlar ıçeren bır sözleşme nıtelığı taşımasından özellıkle kaçı- nılmıştır Yeni zamanlann yeni koşullan Evrensel Bildirge hazırlanırken ulusal egemen- hk engelının en ınatçı savunucusu, çok uluslu Sovyetler Bırlığı olmuştur Bır komıte tarafın- dan hazırlanan Evrensel Bildirge taslağı Genel Kurul'a sunuldugunda Sovyet delegesı devletler ıçın egemenhk hakkının önemını vurgulayarak bıldırge>ı, bırçok maddesıyle yönetımlenn ege- menlık haklannı yokumsadığı gerekçesıyle sakat bulmuştur Anlaşmazlıklardan bırı de kışı hak ve özgur- luklenyle toplum çıkarlannın öncehğı konusun- da beurmıştır Sözgehmı Lübnan delegesı, bırey- lenn varlığını tanımaması ve devlete karşı kışı haklannı korumaması durumunda bıldırgenın amacma ulaşamayacağını öne sürerken, Yugos- lav delegesı "yenı zamanlann yenı koşullannda, kamusal çıkarların kışısel çıkarlara göre önce- lık kazandığını" savunmuştur Komısyon'un bu karşıt görüşlen bagdaştınna- sı çok zor o'muştur Haklar Bıldırgesı'nın önün- dekı engellenn aşılması ıçın aşamalı bır program benımsenmıştır Buna göre Genel Kurul'un ka- bul edebıleceğı bır llkeler Bildırgesı öncelık al- nuş, ıkıncı aşamada ılkelere bağlayıcılık kazan- dıracak ve onaylayan devletlen hukuksal yükum- lulükler altına sokacak bır sözleşmerun hazırlan ması öngörülmüştür Üçüncü aşamadaysa, söz- leşme hukümlenne ayknilıklan yapünmlara bağ- layarak zorlayıcı mekanızmalar kuran ayn bır sözleşmenın gerçekleştınlmesı tasarlanmıştır Hukuksal bağlayıcılık ve moral degerler Öte yandan llkeler Bıldırgesı'nın, bırey ve top- lumun ısterlerını, kışı haklanyla toplumsal ve ekonomık haklan dengeleyen ve bütünlük ıçın- de ele alan bır belge nıtelığınde olması sağlana- rak anlaşmazlıklar çözülmek ıstenmıştır Böy- lelıkle, genel bır başlangıç bölumünden sonra 3-21 maddelerınde kışısel ve sıyasal hakları, 22-27 maddelerınde ekonomık, toplumsal ve külturel haklan tanıyan, 28-30 maddelenndeyse bu haklann sırurıyla korunacağı duzenı göste- ren Evrensel Bildirge ortaya çıkmıştır Bildirge, 8 cekımsere karşı 48 olumlu oyla be- nımsenmıştır Çekımser kalan ülkeler, Güney Afnka, Sovyetler Bırlığı, Ukrayna, Belorusya, Çekoslovakya, Polonya, Yugoslavya ve Suudı Arabıstan'dır BM Anlaşması uyannca, Genel Kurul karar- lannın çoğu bağlayıcı nıtehkte olmadığı ıçın Ev- rensel Bildirge'nin bağlayıa normlardan çok mo- ral değerlerı dıle getırdığı görüşü yaygın bıçım- de benımsenmıştır Bununla bırlıkte, Evrensel Bildirge, Genel Ku rul'dan karşı oy almadan geçmesı bır yana, he- men tum hukumlennın zamanla uluslararası soz- leşmelerde ve ulusal anayasalarda yer bulması nedenıyle gıderek hukuksal bır belge kımlığı k a- zanmıştrr özetle, bıldırgenın hukuksal bır bîığ- layıcıhğı yoksa da ınsanhğın ortak ulkü ve de- ğerlennı dıle getırmesı bakımından ustün bır mo- ral değen vardır Evrensel Bildirge, ınsan haklan anlayışı ve hu- kümlerıyle zamanına göre ılen bır belge olduğu gıbı gunümüzde de henüz bırçok ülke ıçın ıüa- şılacak bır amaç nıtelığındedır Bildirge, henüz bırçok uluslararası belgenııı ve anayasalann ulaşamadığı bır anlayışla, hak ve özgürluklen, aralannda öncelık aynmı gflzet- meksızın bır butunluk ıçınde ele almış, "temel" ve "ıkınal" hak ve özgürlükler çehşkısıne düş- memıştır Öte yandan, olabıldığınce kapsamh bı- çımde tanıdığı ve güvenceye ahnaya çalıştıgı taak- larla çağdaş ınsanın gereksınmesını genış ölçü- de karşılayabılecek düzeyde bır belgedır Ayn- ca gunümüzde bıle toplumlann çoğunun bıldır- genın öngörduğü ınsan haklan standardının çok gerısınde olduğuna kuşku yoktur Bildirgeyi aşan insanlık ailesi Bununla bırlıkte, 21 yuzyüa gırmekte olaa ın- sanlık aılesının gereksınme ve ısterlennın bıldır- genın kapsam ve standartlannı aştığı da bır ger- çektır Gercekten, günümuz ınsanlık tophımu- nun ısterlen ve beklentılerı karşısında gerçekleş- tırılen hak ve belgelenne bakıldığında, bıldırge- nın kımı hak ve özgurlüklen yokumsadığı /a da üzennde genel bır uzlaşma olmadığı ıçın tanıya- madığı anlaşıhnaktadır Sözgehmı çağdaş belgelerın çoğunda ye alan "korunması gereken toplum kesımlen"nır hak- lan Evrensel Bıldırge'de yer almıştır Bai,ta et- nık gruplar, dın ve dıl gruplan olmak üzerc azın- hk gruplar, kadmlar, çocuklar, yaşhlar, özürlü- ler, bır ulkede yabancı statüsunde olanlaı, göç- men ışçıler vb gıbı kesımler, Evrensel Bildirge tarafından konınma olanagı bulamayan toplum kesımlendır öte yandan, "ıkıncı kuşak ' hak- lar olarak adlandırılan ve çeşıtli uluslaranısı bel- gelerde öne sürülen, banş hakkı, çevre hakkı, kalkınma hakkı vb gıbı kımı çağdaş haklar Ev- rensel Bıldırge'de yer almamıştır Bu ve l>enzen gerekçelerle, Evrensel Büdırge'nın günümuz hak gereksinmeleri açısından yetersiz kaldığı söyle- nebılır PARÎSTEN SELÇUK DEMREL X Modern Sanatlar Mi VC1M Akla Getirdikksi Sorunu Türkıye'ye dışandan mımar gınşını yasaklamak gıbı artık çağdışı kalmış bır gerekçeyle ele almak ısteyenler belkı yıne ortaya çıkacaktır. Ama bu ulkede bunun genış yankı bulmayan ılkel bır muhalefet bıçımı olduğu çoktan anlaşılmıştır. UĞUR TANYELİ Mimar, HAYDAR KARABEY Mimar Bugunlerde gundemde olan modern sanatlar muzesı gıbı bır kurumun gerçek- leştınlmesı bır ülkenın gundemıne seyrek gelen bır mıman fırsattır Bır muzeler cennetı olan ABD'de bıle çok az sayıda modern sanatlar müzesı var lngıltere'- deyse sadece Tate Gallery'nın bır mo- dern sanatlar muzesı gıbı ışlem gorduğü soylenebıhr Türkıye'nın kısıtlılığı kuş- kusuz olan bınkımlenvle bu denlı değerlı bır olanağı dıkkatlıce kullanması gerek- tığını one surmek aşın bır hassası>et sayılmamahdır Yaratılacak kurum ve onu barındıra- cak olan yapı bır ulusal anıtr- donuşecek- tır ve donuşmehdır Bunu başarabılmek ıçınse kamuoyunun muzenın kuruluş su- recı konusunda aydınlatılması hatta Türkıye gıbı sanat konulannı tartışma geleneğı nenuz kurulmamış bır ulkede özellıkle harekete geçınlmesı beklenır Buysa ancak 'şeffaflık'la ulaşılabılecek bır hedeftır Dolayısıyla boyle bır muze- nın tasarlanıp projelendınlmesı >alnızca mımarla ışveren arasında kalan bır so- rundan ıbaret değıldır, mımarlık, bu durumda toplumun çok genış bır kesımı- nıılgılendırenbır'olay'adonuşturulmelı- dır Boylesıne bır saydamlık ve tartışma ortamı belkı Ankara Konser Salonu nda oluşan turden bır skandalı ve gerı donuşu dedahabaşlangıçtaonleyecektır Muzeyı tasarlama görevı knterlerı belırsız bır se- çım sonucunda 'herhangı' bır mımara venlırse, bu amaca ulaşılamayacağını söylemek kehanet değıldır Guggenheım Muzesı'nın buyuk bır muzecılık başarısı oluşunun, unlu F L Wnght tarafından tasarlanmasından kaynaklandığı bılını- yor Kalite ile acele Modern sanatlar muzesı kurma gırışı mı dığer bırçok faalıyetın yanı sıra zorun- lu olarak bır mımarlık etkınlığını gerektınyor Kalite ıle acele mımarlık dunyasında hemcn hemen hıçbır zaman bır araya gelemcyen ozellıklerdır İyı mı marlık ne tasarlama ne de uygulama dşamasında kısa surelerde başanlamı- yor Dunyanın tum onemlı yenı muzele- nnde mıman çözumler aylarla değıl yıllarla ıfade edılen sürelerde gerçekleştı- nlmıştır Konu ıle ılgılı İtalyan mımar Gae Aulentını tstanbul'da verdığı bır konferansta, Pans Orsay Müzesı'nı 60 kışılık bır ekıple tasarladığını, yapımın 7 yıl surdüğunu ve 1 3 tnlyon TL >e mal olduğunu soylemesı, ılgılı kışılen yetenn- ce uyardı mı bılemıyoruz Her ışverenın bu ıkı yönteme de ıltıfat etmeyıp kendı bıreysel tercıhlen doğrul- tusunda bır mımar seçımı yapması tabıı kı mumkundur Fınansmanı gerçekleş- tırmenın böyle bır tercıh hakkı doğurdu- ğu pekâlâ duşunulebılır Ne var kı muzenın parasal kaynaklannı oluşturan kışı ya da kuruluşların tanhsel sorumlu- luklan bıreysel tercıhlennın ıkıncı plana atılmasını zorunlu kılıyor Gelecek ku- şaklar boylesıne onemlı bır mıman kara- nn hangı gerekçelerle ahndığını bılmelı- dırler Bugunku kamuoyu ıse bu karann doğruluğuna ıkna edılmelıdır Belkı bu- nun gereklı olduğu duşünülmemektedır Ancak toplumsal ıçenklı her eylemın bır consensus uzenne oturtulduğu takdırde yaşama şansına sahıp olduğu unutulma- malıdır İster ıstemez konunun tartışıl- masına -bugune dek katılmayan- akademık çevreler de çekılmelıdır Yüz- yıldır bır Resım Heykel Müzesı'nı 'çağ- daşlaştıramayan' ve çağdaş koşullara kavuşturamayan Akademı'nın (MSU) de belkı bu konularda göruşü olabılır Hepsınden onemlısı, kotu mımarlıkla ı>ı müze kurulamıyor Türkıye'dekı mu- zelerın buyuk çoğunluğunun mustarıp olduğu bır dert >enı kurulan bu muzenın de sorunu halıne getırılmemelıdır Tanh- sel ağırlığı olacak bır muze kurmak ıçın kestırme yöntemlere başvurmaktansa yukanda dıle getınlen zor ve uzun yollar- dan gıtmeye herhalde değer Bunun Lstanbul'da farklı olamayacağı açıktır Feshane gıbı mevcut bır bına ıçı- ne >erleşmenın mımarlık sorununu kolaylaştırdığı sanılmamalıdır Tam ak- sıne çağdaş bır muzeyı barındırmak ıçın donatılmamış bır yapıyı bu ışe uyarla- mak, zaman zaman yenı bır yapı ınşa etmekten çok daha zor olabılmektedır Zaten beledıye tarafından bu konuya tahsıs edıhrken konumu açısından da ye- tennce ırdelenmış değıldır Kent merke- zınden ulaşılabılırlık, dığer kultur merkezlenyle bütunleşme ve bulunduğu yenn (Hahç su havzasındakı nıtubet vb ) geürdığı teknık sorunlar gozardı edılmıştır Bütün bu venler göz onüne alınınca Is- tanbul Modern Sanatlar Muzesı bınası- nın da dunyanın başlıca köşelennde uygulananlardan farklı yöntemlerle ta- sarlanamayacağj anlaşılacaktır Bu yontemlerden bm, müze tasanmını elde etmek amacıyla ışverenın onem, yetenek ve düzeyı herkes tarafından kabul edıl- mış bır mımara doğrudan gorev vermesı- dır Dunyada yeterhlığı konusunda kuşku duvulmayan boyle mımarlar var Orneğın, Aldo Rosı, Peter Eısenman Mano Botta, Rıchard Meıer Mıchael Graves, James Stırlıng ve daha pek çok- lanndan bırer muze tasanmı yapmalan ıstendığınde karşı çıkmak kolay olmaya- caktır Uluslararası yanşma Gerçı sorunu Turkıve'ye dışandan mı- mar gınşını yasaklamak gıbı artık çağdışı kalmış bır gerekçeyle ele almak ısteyenler belkı yıne ortaya çıkacaktır Ama bu ul- kede bunun genış bır yankı bulmayan ılkel bır muhalefet bıçımı olduğu çoktan anlaşılmıştır Dunyadaysa bu tur bır mu- halefet akla bıle gelmemektedır Japon kamuoyu Le Corbusıer'ye Tokyo'dakı Batı Sanatı Muzesı'nın yaptırtılmasını alkışlamıştı Almanlar bır Ingılızın, J Stırlıng'ın Stuttgart'ta Neue Staatsgale- ne yı tasarlamasından ulkelerı adına ancak onur duymuşlardı Müze ıçın dığer bır tasanmcı bulma yontemıyse ulusal ya da uluslararası dü- zeyde bır yanşma duzenlemek olabıhr Beaubourg gıbı bır sanat merkezınden başlayarak Londra'dakı Natıonal Gal- lery ek bınasına dek son yıllann çoğu onemlı kultur yapısı bu yolla planlandı Ustelık yanşmalar, kamuoyunu canlı tutma ve soruna genış toplumsal destek bulma konusunda çok da yararlı olmak- tadır Boyle bır tasarım yanşması, muze sorununu oznellıkten uzaklaştırıp kaçı- nılmaz olarak nesnel bır baza oturtmayı da sağlar Daha da onemlısı. 'sponsor' kurum açısından ust duzeyde bır prestıj kaynağıdır Haberleşme Özgürlüğü Artık Bılgı ıletışımınde daha hızlı, daha guvenılır bır çozümunüz var: OLIVETTI FAX MODEL OFX 230 OFX 330 OFX 530 PEŞİNAT 900 000 TL 1 OOOOOO TL 1 200 OOO TL TAKSİT 900 OOO TL x 4 ay 1 OOO OOO TL x 4 ay 1 OOO OOO TL x 8 ay BÜKOMAK Sıvntaş Sok Fıdan Apt 12/9 K 3 Mecıdıyekoy Tel 172 27 86 İNGtLtZCE'yi 8 ayda konoçnn aici Amerikalı dofltlanmızla tanı^tıraLun. Bahanye C*d 62/3 349 59 38 VELIY1LMAZ Özel tip cezaevleri pratiği, yasal dayanağını temel yasalardan değil, tüzük ve yönetmeliklerden alıyor. Özel Tip Cezaevleri Açlık grevlerı ıle başlayan guçlü bır kamuoyu tepkiüi orta- ya çıktı Eskışehır tabutlukları boşaltıldı Eskışehır tatautluk- larının boşaltılması onurunu, ışkenceye ve ınsan haklannın ıhlal edılmesıne karşı kararlı bır tutum sergıleyen demokra- tık kuruluşlar, basın organları ve tek tek kışıler, en başta ta- butluklarda bedenlerını ortaya koyan ınsanlar olmak uzere ortaklaşa paylaşıyor Eskışehır tabutlukları bır semboldu 12 Eylul'ün ışkence ve baskı polıtıkasının, cezaevlerınde uygulanan ınsanlık dışı bır polıtıkanın, polıtıkalar zıncırının bır halkasıydı Insanlı veya ınsansız Eskışehır tabutlukları bugun bır po- lıtıkayı sembolıze edıyor Tersıne çevırmek gerekıyor Boşal- tılan mekânı fızık olarak da ortadan kaldırmanın, cezaevının ışgal ertığı alanı nşkence karşısında dırenen, ınsanlık onuru- nu koruyan ınsanı sembolıze eden bır anıtla doldurmanın, ınsan değerlerının geleceğe taşınması bakımından son de- rece anlamlı olacağını duşünuyorum Eskışehır Cezaevı boşattıldı ve şımdılık kapatıldığı açıklan- dı Ama sorun çozulmedı Soruna çözulmuş olarak bakma- nm yanılttcı olacağını duşünuyorum Bugün Eskış^ıir tabut- lukları ıle guçlu bır tepkı bırıkımı oluşturarak kamuoyunun gundemıne gıren ozel tip cezaevleri olgusunun, 12 Eylül'le başlayan tanhsel bır geçmışı ve bır geleceğı var Eskışehır, sadece özel tip değıl, ınsanı ınsandan, ınsanı sosyal ve fı- zıksel çevresınden tumden soyutlamasıyla en ozel tip ceza- evıdır Eskışehır tabutluklarının geçmışı, sıyasal tutukl jların sı- kıyonetım suresınce er statüsunde tutuldukları askerı ceza- evlerıdır, tek tip elbıse uygulamasıdır, '1 Ağustos Genelge- sı"dır, yasa, tuzük ve genelgelerde ıfadesını bulan karma- şık bır hukuk mevzuatıdır Sıkıyonetımın kaldırılması sıyasal cezaevleri olg jsuna da yansıdı ama program kesıntıye uğramadı, süreklılık fazla- ca bır ıtırazla karşılaşmaksızın özel tip cezaevleri' olgusu ıle sağlandı Ozel tip cezaevlerının Adalet Bakanlığı bünyesıne alınması yeterlı gorüldü Eskışehır omeğı, ozel tip cezaevleri hukukunun tabutluk bıçımıne burunmesıdır Özel tip cezaevleri pratığı, sonrasın- da kendı hukukunu ya- ^ _ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ _ _ ^ _ — _ _ ^ _ _ rattı kendı hukukı da- yanaklarına kavuştu Ozel tip cezaevleri pra- tığının bugünunu ve geleceğını, ozel tip ce- zaevleri hukukunun dayandığı temellerde, hukuk mevzuatında aramak gerekıyor Teror Yasası'nın ılgılı hukumlerı ıle besle- nen mevcut hukuk mevzuatı, Sıkıyönetım Yasası'ndan kay- naklanan askerı cezaevleri hukuku 1 Ağustos Genelgesı ve dahası, yakın geçmışe art uygulama örneklerı geleneksel ola- rak varlığını sürdurdüğü sürece bugün Eskışehır'de yaşanan ınsanlık dışı bır uygulama, yarın belkı daha değışık bır bıçım- de başka cezaevlerınde yaşanacaktır Ikı durumun bır arada yaşandığını görmek gerekıyor Bır yandan Teror Yasası'nın getırdığı çıfte standartlar ve eşıtsız- lık TCK'nın 146. maddesı yonunden Anayasa Mahkemesı ta- rafından ıptal edılırken 125 madde hukumlerı ıle ılgılı ıptal ıstemı hâlâ Anayasa Mahkemesı'nde sonucunu beklıvor, öte yandan 125 madde hukümlulen ölum hucrelen'ne kapatılıyor veya yoğun bır kamuoyu tepkısıyle ozel tip cezaevlerıne gerı gonderılıyor Mevcut hukuk normlarının dahı ıhlal edılmesı geleneğı bırbırını güçlendırecek şekılde tekrarlanıyor Kaldı kı özel tip cezaevleri pratığı ve bu pratığın hukukı dayana- ğını oluşturan tuzuk maddesı bır hukukı boşluk uzenne otu- ruypr Özel tip cezaevleri pratığı yasal dayanağını temel yasa- lardan değıl, tuzük ve yönetmeliklerden alıyor Özel tip cezaevleri olgusu, 1983 Eylulu'nde, Ceza Infaz Ku- rumiarı ve Tevkıfevlerının Yonetımıne ve Cezaların Infazına Daır Tüzük'te yapılan bır değısıklıkle hukukılık kazandı Özel tip cezaevleri pratığının hukukı kaynağı, tuzuğün 78 maddesının (A), (B) ve4 bentlerıdır Eskışehır omeğı de ya- sallığını aynı maddeden alıyor Tuzüğun 78 maddesı hukumlerı, sıstemın var olan temel yasalarına, 647 sayılı Infaz Kanunu'na anayasanın 10 ve38 maddesıne ve Türkıye'nın de ımza koyduğu uluslararası an- lasmalara Insan Hakları Evrensel Bıldırısı ve Avrupa Insan Hakları Sozleşmesı hukümlenne, 1955 tarıhlı Bırleşmış Mıl- letler Asgarı Standart Kuralları'na açık bır aykırılık taşıyor Ya- sallığını ılgılı tuzük maddesınden alan özel tip cezaevleri pra- tığı genel ve ozel hukuk normlarının belırledığı alanın dışın- da yer alıyor Ama ozel tip cezaevleri pratığının hukukı daya- nağını oluşturan tuzuğun 78 maddesı Teror Yasası hukum- lerıyle, 1 Ağustos Genelgesı'nın getırdığı duzenlemelerle bır- lıkte halen yururlukte ve uygulama alanına sahıp Ozel tip cezaevleri olgusunun yasa, tuzuk, yönetmelık ve genelgelerde ıfadesını bulan yasal dayanaklarından soyut- lanması ve en basta TCK'nın 125 maddesı hukumlulerını de kapsayacak sekılde ozel tip cezaevlerının boşaltılması ve ka- patılması, sorunun guncel çozumu ıçın belkı geçıcı bır adım olacaktır Boyle bır adım ancak 'çağdaş engızısyon' hukukunun ta- rıhsel bır gecmıse gomulmesı gıbı yenı bır adımla tamamla- nabılır VELİ YILMAZ Cazetecı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle