Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 9 KASIM 1991
Milletvekilinin
evine saldın
• VAN (AA) — DYP Van
Milletvekili Mustafa
Kaçmaz'ın evi, kimliği
belirlenemeyen kişilerce
kurşunlandı, saldında ölen
ya da yaralanan olmadı.
Mustafa Kacmaz'ın Şerefıye
mahallesi Demirciler
sokakta bulunan evine
önceki gece saat 22.30
sıralannda tabancayla ateş
açıldı. Olaydan sonra kaçan
saldırganlann
yakalanmasına çahşılıyor.
öte yandan DYP
Milletvekili Mustafa
Kaçmaz'ın ağabeyi Mehmet
Kaçmaz, saldınnın eski bir
kan davasından
kaynaklanmış olabileceğini
söyledi.
Meclis'in
yönetinıi
• ANKARA (ANKA) —
ANAP'ta salı günü
yapılacak grup
başkanvekilliği, meclis
başkanvekilliği ve idare
amirliği seçimi için
milletvekilleri kulis
çalışmasına başladılar.
Meclis Başkanvekilliği'ne
ANAP'tan yine Adana
milletvekili Yılmaz
Hocaoğlu aday oldu.
Meclis Başkanlık
Divanı'nda ANAP'ı temsil
edecek katip üyeler için de
tzmir Milletvekili Işılay
Saygın kulis yapmaya
başladı. ANAP grup
başkanvekilliği için de
Kütahya Milletvekili
Mustafa Kalemli ile Izmir
milletvekili Hüsnü Doğan
aday oldular.
Ecevit'in
zjyareti
• ANKARA (AA) —
TBMM Geçici Başkanı
DYP Elazığ Milletvekili Ali
Rıza Septioğlu, DSP Genel
Başkanı ve Zonguldak
Milletvekili Bülent Ecevit'i
lcabul ederek bir süre
görüştü. Ecevit,
görüşmeden sonra basın
mensuplanna, Septioğlu ile
dostluklarının eskiye
dayandığını, bu nedenle
nezaket ziyaretinde
bulunduğunu ve and içme
törenindeki yönetiminden
dolayı kutladığmı söyledi.
SHPİ1
Danışma
Kurultayı
• TOKAT (Cmnhuriyet) —
SHP Tokat Jl Danışma
Kunıltayi'nda seçimdeki
başarısızhk tartışıldı.
Konuşmacılar, Genel
Başkan ve genel merkezi
sorumlu tuttular,
değiştirilmeleri gerektiğini
savundular. Koalisyona
girümesi de istenilen
toplantıda yemin
törenindeki olaydan çok
rahatsızlık duyulduğu
vurgulandı ve Genel Başkan
lnönü'nün tepkisi takdirle
karşılandı. Katılımın az
olduğu SHP Tokat tl
Danışma Kurultayı soğuk
bir salonda ve soğuk bir
hava içinde yapıldı. tl
Başkanı Ali Menekşe,
"Gönül isterdi ki burası
tıklım tıklım dolu olsun.
Herkesi telefonla tek tek
aradım. Görüyorum ki
merkez ilçe başkanım bile
burada yok" dedi.
Yılmaz döndü
• ANKARA (AA) —
Roma'daki NATO doruğuna
katılan Başbakan Mesut
Yılmaz ve Dışişleri Bakanı
Safa Giray, Türkiye'ye
döndü. Başbakan Yılmaz,
Esenboğa'da gazetecilere
herhangi bir açıklamada
bulunmadı. Yılmaz,
Ankara'ya dönmeden önce
Roma'da düzenlediği basm
toplantısında, dorukla ilgili
olarak "NATO, Avrupa
güvenliğinin temel taşı
olmaya devam ediyor" dedi.
Başbakan Yılmaz,
Yunanistan Başbakaru
Konstantin Miçotakis ile de,
Italya Devlet Başkam
Cossiga'nın dün geceki
yemeği sırasında ayaküstü
konuştuğunu, görüşmede
ana konuyu, Türkiye'deki iç
politik gelişmelerin teşkil
1
ettiğini söyledi.
İki bankaya
molotof
• İstanbul Haber Servisi
— Kartal'da iki bankanın
bankamatik bölümlerine
molotof kokteyli atıldı.
Kartal Atatürk Bulvan
üzerinde bulunan Ziraat
Bankası şubesi ve
Toprakyol'da bulunan
Esbank şubesinin
bankamatik bölümlerine,
dün akşam saat 20.45
sıralannda kimliği
belirlenemeyen kişilerce
molotof kokteyli atıldı.
Patlamalarda iki banka
şubesinin bankamatik
bölümleri hasar görürken,
yangın büyümeden itfaiye
ekipleri tarafından
söndürüldü.
Cumhurbaşkanı Öz#rın DYP-SHP koalisyonunun ömrü biryıl olnr' dediği öğmnildi
ANAP'tahükümet senaryolarıBaşbakan Mesut Yılmaz'ın "DYP-ANAP koalisyonunun
kapısı kapalı değil" sözleri geleceğe dönük bir
projeksiyon olarak değerlendirildi. ANAP
milletvekillerinin çoğunun da bu görüşe katıldıkları
bildirildi.
CANAN GEDtK/GÜNDÜZ İMŞİR
ANKARA — DYP Genel Başkanı Sn-
leyman Demirere hükümeti kurma go-
revini veren Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın, "DYP-SHP koalisyonu daha
hayırlı" görüşünde olduğu öğrenildi.
Özal'ın yakın çevresine, "DYP'nin SHP
ile kuracağı koalisyon hükümeti en faz-
la bir yıl gider" görüşünü de ileterek er-
ken genel seçime yönelik koalisyon se-
naryolarına hazırlıklı olunması mesajı-
nı verdiği kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın, De-
mirel'e hükümeti kurma görevini verme-
den bazı ANAP milletvekilleriyle görü-
şerek koalisyon senaryolanna ilişkin gö-
rüşlerini açıkladığı ifade edildi. Özal, bu
görüşmelerde, "Bu tablo içerisinde
ANAP koalisyon dışında kalmalıdır. En
hayırhsı DVP'nin SHP fle koalisyon
kurmasıdır" değerlendirmesini yaptı.
Özal'ın bir ya da iki yıl icerisinde baş-
ka koalisyon hükümetleri olasılığından
da söz ettiği ifade edildi. ANAP kulis-
lerine yansıyan senaryolar şöyle:
— Demirel ilk hükümeti SHP ile kur-
malıdır. Bu geçici bir koalisyon büküme-
tidir. DYP-SHP'li birind koalisyon hü-
kümetinin ömrü 1-2 yıldır.
— Kurulacak ikinci koalisyon hükü-
metinde ANAP'a da görev düşebilir. Bu-
na hazırlıklı olunmalıdır.
— tkinci ya da daha sonraki koalis-
yonlar erken genel seçim mutabakaü ta-
şıyan koalisyon olur. Bunun için ANAP
olarak şartımız genel seçimlerle yerel se-
çimlerin birlikte yapılmasına yönelik
anayasa değişikliği ve secim yasasında-
ki adaletsizliklerin düzeltilmesidir.
— Demirel'in azınlık hükümeti kur-
ması gündeme gelebilir. ANAP bu du-
rumda da seçim ve secim yasasında de-
ğişiklik koşullarıyla azınlık hükümetine
dışardan destek olabilir.
Yılmaz'ın sözleri
Başbakan Mesut Yılmaz'ın "DYP-
ANAP koalisyonunun kapısı kapalı
defü" biçimindeki sözleri, ANAP'ta
"geleceğe yönelik projeksiyon" olarak
değerlendirildi.
ANAP Teşkilat Başkanı Fahretün
Kurt, Demirel'in kuracağı koalisyon hü-
kümetine kaülmama yöıuınde MKYK
kararı olduğunu hatırlatarak "Sayın Baş-
bakan'ın sözleri herhalde geleceğe
ilişkindir' dedi.
ANAP Genel Sekreteri Mustafa Tasar
da DYP liderinin öncelikle SHP ile ko-
alisyon hükümeti kurmasını arzu ettiği-
ni belirterek "Sayın Başbakan'ın sözle-
ri, daha sonraki koalisyon olasılıklan
içindir. Bu da bir seçim koalisyonu olur.
Süleyman Bey koltuğa olurursa kendisi
rahatlayacak, ama millet rahatsızlana-
cak, seçim kaçınılmaz hale gelecek" de-
ğerlendirmesini yaptı.
Öte yandan ANAP cephesinde de
MKYK'nın son toplantıda aldığı karar
gereği "taktik bekleyiş" sürüyor. Başba-
kan ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz'm DYP ile koalisyona "ülke şartla-
n zorunlu hale gelirse gireriz" şeklinde-
ki açıklamasına, görüştüğümüz ANAP
milletvekilleri de katılıyor. ANAP An-
kara MilletvekUi, MKYK üyesi Halil Şıv-
gın, Mesut Yılmaz'ın basına yansıyan de-
meçlerini MKYK'da yapılan müzakere-
ler sonucu alınmış bir kararı yeniden
gündeme getirmesi olarak niteleyerek
şunları söyledi:
"Biz MKYK'da şu andaki şartlarda
koalisyona gimıeme kararı aldık. Bugiin-
kü şartların değişmesi karşısında kara-
nmızı değiştirebiliriz. Ancak bu da
DYP'nin SHP ve RP ile koalisyon dene-
melerini yapmasından sonraki şartlardır.
DYP ile SHP koalisyon yapar yüriite-
mezse, daha sonra DVP-RP koalisyonu
gerçekleştirilip yine yUrütülemezse biz
bu iilkeyi yönetimsiz, hükümetsiz bırak-
mayız. Ama önce onlarla denensin. Za-
ten SHP ile koalisyonun çatısını çatma-
ya basladılar bile." ANAP Istanbul Mil-
letvekili Kadir Ramazan Coşkun,
ANAP'ın ilk aşamada koalisyonda kal-
masının büyük yaran olduğunu vurgu-
layarak "Bizim partileşmemiz ve diğer
partilerin verdikleri vaatler bakımından
onlann yapacaklan olaylan göımek için
bizim muhalefette kalmamız şart. Diğer
partilerin iddia ettiği gibi işte biz batma-
dık, hadi bakalım sizler de vaatlerinizi
yerine getirin dememiz gerekiyor. Ama
aradan geçen bir iki sene şartlar degişir,
vatandaş vaatlerin ne kadannın yerine
getirildiğini görür, yeniden bize ihtiyaç
duyarsa o zaman durum degişir. Ama
bunlar ülke bütünlügünün sarsılmama-
sı halindeki düşünceler. Sayın genel baş-
kanımızın koalisyonla ilgili görüşleri par-
timizin bulünıi tarafından benimsenmiş
görüşlerdir" dedi.
ŞAHIN ALPAY
Aksöz, solun kalesi Seyhan'da DYP'yi sürükleyip Meclis'e geldi
'Demokratlık solun tekelinde değil'UFUKTEKİN
ADANA — "Sol'nn Kale-
sl"nden milletvekili seçilebil-
mek... Üstelik bunu "o kaleyi
yıkarak" hatta "paramparça
ederek" gerçekleştirmek... Işte
avukat Uğur Aksöz'ün
"SHP'nin kalesi Aksöz'ün
'SHP'nin kalesi Seyhan"dan,
partisi DYP'yi de surükleyerek
milletvekili seçilişinin en kısa oy-
küsü, analtımı bu olsa gerek.
İlk kez 1989'da yapılan yerel
seçimlerde Adana Büyükşehir
Belediye Başkan adayı olarak
aldığı artı oylarla dikkati çeken
ve DYP içinde sivrilen Uğur
Aksöz, eski anlatımla "nevi
şahsına münhasır" bir kişi.
Herkes onu DYP'li bir "sağcı"
zannediyor, ama o aslında "bir
demokral."
"Demokrat olmak sadece so-
lun tekelinde değil. Müslüman
olmak da sağın tekelinde değil.
1991 Turkiyesinde 'Ben sağcı-
yım, yalnız ben namaz kılarım,
ben solcuyum, yalnız ben de-
mokratım, insan haklarını sa
vunmak yalnız benim işim' di-
yemeyiz. A$ıl gericilik, çağdışı-
lık budur. Ben ne sağcı ne de
soku sözcüğünü seviyorum.
Eğer bana illa bir şey yakıştın-
lacaksa 'Demokrat Uğur' den-
sin."
Partisinden kontenjan adayı
gösterildiğinde "Başarabilir
miyim" hesabına giren ve
DYP'den "düşunme izni" iste-
yen Uğur Aksöz, henuz propa-
•ganda sürecine girilirken bir
araştırma yaptırtmış "Solun ka-
lesi yıkılabilir mi" diye. Oy po-
tansiyeli yüksek 18 mahalleden
ll'indeki eğilimin DYP'ye yö-
neldiğini, kalan 7'sinde ise "ka-
rarsızlığın hüküm sürdüğünü"
saptamış Aksöz. "18'de ll'i gö-
tlk kez 1989 yerel seçimlerinde Adana belediye başkanı adayı olarak adını duyuran Uğur Aksöz, DYP-SHP koalisyonunun 1991
Türkiyesi'nin ihtiyacı olduğunu aklı başında herkesin de kendisi gibi düşündüğüne inandığını söylüyor.
riince 'tamam' dedim ve başla-
dım çalışmaya" diyor.
Açık sözlülüğü, hazır cevap-
lılığı, herkesin bildiğinden baş-
ka şeyleri söyleyip uygulamasıy-
la tanınan Uğur Aksöz,
SHP'nin kalesinin "nasıl yıkıl-
dığını", "yıkmaya kararlüar"la
"yıkılmayı hak edenler"e bağ-
lıyor:
"Birinci parti olmamızın sağ-
ladığı hava ilk etkendir. tkinci-
si insan haklarını sahiplenişi-
mizdir. SHP'nin lisle yanlışı ya-
parak Adanalı tek bir adayı çı-
kartamaması üçuncu kazancı-
mız oldu. HEP'le birleşmesi
SHP'ye şahsen benim bölgem-
de bir şey kazandırmadı, kay-
bettirdi. Belki de bu birleşme,
bölünmeyi getirdi. Son bir olay
da şahsıma gosterilen teveccüh.
Buna çalışkanlığımı ve kararlı-
lıgımı da eklerseniz kaleyi nasıl
zaptettiğimiz ortaya çıkar."
Uğur Aksöz, Adana'dan se-
çilen diğer 9 arkadaşının "Ha-
yırlısı neyse o olur" şeklindeki
"koalisyon yaklaşımt"ndan ne
anladığını açıklayacak denli
"açık yürekli" bir politikacı.
"DYP-SHP koalisyonu 1991
Türkiyesi'nin ihtiyacıdır" diyen
Aksöz, aklı başında herkesin de
kendisi gibi düşündüğüne inanı-
yor. İnsan Hakları Bakanlığı
kurulduğunda "aktif görevler"
üstleneceğini vurgulayan Ak-
söz'e "Demirel'in vaatleri",
Çiller'in "anahtarlan"ru anım-
satıyoruz. Aksöz yine açık ko-
nuşuyor ama bu kez biraz flu:
"Diyelim ben müteahhidim,
sizin de bir arsanız var. Size 3
milyona dubleks yapanm. Eğer
arsanız yoksa 2 milyona belki
balkonu da olan küçük bir ev
yapabilirim. Millet, yani hakem
ne yaptı; 226'yı bize vennedi.
Biz 300'ü istiyorduk, Çankaya'-
yı da çözecektik bununla. Bize
verilen 178. Yani biz bize veril-
diği kadannı yaparız. Bu tablo
vaatlere engel değil, ama yapa-
bileceklerimizi biraz kısıtlayabi-
lir."
Sabah gazetesi, mektubu vereni açıklayacak
'Şükrandavası'nda sürpriz tanık
Sabah gazetesinin avukatı Ahmed Pekin,
"Mektubun aslı bizde değil, ancak bir sonraki
duruşmada mektubu Muammer Yaşar
Bdstancı'ya verenin ismini açıklayacağız ve
şahit olarak dinleteceğiz" dedi.
ANKARA (AA) — Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın, ANAP
Genel Başkanı iken 1983 seçim-
lerinden sonra ABD'nin Anka-
ra Büyükelçisi'ne "şükran
mektubu" gönderdiğı yolunda-
ki iddia ve haber üzerine, Sabah
gazetesi imtiyaz sahibi Dinç Bil-
gin, sorumlu Yazı Işleri Müdü-
rü Kemal Yıldınm ve gazete ya-
zarı Muammer Yaşar Bostancı
aleyhine açtığı 5 milyar liralık
tazminat davası başladı.
Ankara 17. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde dünkü duruş-
maya Cumhurbaşkanı özal'ın
avukatı Bilgin Yazıcıoğlu ile Sa-
bah gazetesi avukatlanndan Ah-
med Pekin katıldılar.
Özal'm avukatı Yazıaoğhı söz
alarak dava dilekçelerindeki id-
dialan tekrar ettiklerini söyledi.
Gazete avukatı Pekin ise mah-
kemeye ve özal'm avukatına,
dava dilekçesine karşı cevaplan-
m içeren bir dilekçe sundu.
Bilgin Yazıcıoğlu, ilgili dilek-
çeyi tetkik ettikten sonra ceva-
ba cevap dilekçesini sunacakla-
rını belirterek "Ancak davalının
cevap dilekçesi içinde bulunan
söz konusu mektubun delil ola-
rak değerlendirilmesi için ya as-
lının ibraz edilmesi yn da aslı gi-
bidir onayının bulunması gere-
kir. Ancak bize verilen, mektu-
bun sadece fotokopisidir" dedi.
Mahkeme başkanmın, "Bu
mektubu müvekkiliniz nereden
temin etti, mektubun aslı sizde
var mı" sonısuna gazete avukatı
Ahmed Pekin, "Hayır, mektu-
bun aslı bizde değil, ancak bu
mektubu Bostancı'ya veren ki-
şinin ismini bir sonraki duruş-
mada açıklayacağız ve o kişiyi
şahit olarak dinleteceğiz" diye
cevaplandırdı.
Mahkeme başkanı, davacı ta-
rafa, cevaba cevap dilekçesini
sunması için süre verilmesini ka-
rarlaştırarak duruşmayı başka
bir güne bıraktı.
Cevap dilekçesi
öte yandan gazete avukatı
Ahmed Pekin tarafından mah-
kemeye sunulan cevap dilekçe-
sinde, "Verilen haber, yapılan
eleştiri, kişiük hakkını ihlal et-
miş olsa bile bu ihlal hukuka uy-
gun olduğu için davanın reddi
gerekir" denildi.
Düekçede, haberin hukuka
uygun ohnadığı yolundaki dava-
cı tarafın öne sürdüğü görüşle-
rin doğru olmadığı da savunu-
larak "Dava konusu haoerde ve
özellikle mektubun yayımlan-
masında gerçeklik, kamu yara-
n, güncellik ve konu ile ifade
arasında düşünsel bağlılık un-
surlannm fazlası ile mevcut ol-
duğu tartışmayı gerektirmeyecek
ölçüde açık ve sabitür" görüş-
lerine yer verildi.
Düekçede aynca gazete yazan
Muammer Yaşar Bostana'nm,
Cumhurbaşkanı özal'm, ABD
Büyükelçisi Hupe'ye mektup
gönderdiğini 1987 yılmda öğren-
diği de ileri sürülerek şöyle de-
nildi:
"Muammer Yaşar Bostancı,
haberin verildig] tarihten üç-
dört ay önce ABD Büyükelçili-
ği'nde görevli Amerikalı bir dip-
lomaün bu mektubun bir foto-
kopisini, şu anda siyasi bir kim-
liği bulunmayan, ancak önemli
makamlarda bulunmuş bir kişi-
ye (haber kaynağına) gönderdi-
ğini oğrenmiş ve onunla bağlantı
kurmuştur."
GALATASARAY
L İ Ş E S İ
ORTAKOY BOLUMU
ANADOLU LİSELERİ
VE KOLEJLERE
HAZIRLtK KURSLARI
(KayıttarBHmekÛzere)
BASKETBOL-SATRANÇ
MASA TENİSİ-RESİM
MÜZİK KURSLARI
(7-12YaşArası)
Cumartesi - Pazar 10.00-14.30
Hazıriayan: Yüksel SÖKMEN
3.4.5. Sınıflar İçin
Adres : Çırağan Caddesi No.102 Ortaköy / Beşiktaş
Tel: 158 50 40
İLAN
SİVEREK SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1990/138
Duruşma Günü: 24.10.1991
Davacılar Ramazan Halisçakı, Mustafa Halisçakı, Yaşar Alan, Meh-
met Halisçakı, Saadet Tuverekli, Sıdıka Akaray, Mehmet Ali Yenı-
köy ve Emine Yenikoy vekilleri Av. Ömer Faruk Göllu tarafından da-
valılar Sabri Gultekin, Rabia Gultekin, Mustafa Gultekin, Mustafa
Gültekin ve Veysi Gultekin aleyhine açtıklan Siverek Uçesi Tilakın köyü
nüfusuna kayıtlı, Kök Müris Ismail oğlu, Hasan ile ilgili Siverek As-
liye Hukuk Mahkemesi'nin 2.4.1969 gün ve 1969/41 esas 1969/129 ka-
rar sayılı veraset ilamının iptali davasının yapılan açık duruşmasında
verilen ara kararı gereğince;
Davaya Kök Münsin mirasçılanndan Mehmet oğlu Ali Gültekin-
in davaya dahil edildiği, adı geçenin adına Izmir ili Karşıyaka Şemik-
ler Sokak no:16 nolu adresine dahili dava dilekçesi tebliğe çıkarılmış
adı geçenin tanınmadığı bildirilmiş olmakla; dahili dava dilekçesinin
ilanen tebliğine karar verilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 28 ve 29. maddeleri uyarınca ilanen
tebliğine, aynı yasanın 31. maddesi gereğince üanın yapıldığı tarihten
itibaren adı geçen dahili davalının duruşmanın atılı bulunduğu
21.11.1991 gunü saat 9.00'da kendisi bizzat ya da vekil marifetiyle du-
ruşmaya katılması ve hazır bulunması, aksi takdirde duruşmanın yok-
luğunda yapılıp, yokluğunda karar verileceği dahili dava dilekçesi ye-
nne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 3.10.1991
Rasın-
Parlamentoda Deprem
Geçen gün televizyondan TBMM'deki yemin törenini göz-
ucuyla izliyordum. Bu arada Leyla Zana olayını hemen tü-
müyle ızledım. Bana parlamentoda bir deprem yaşanıyor gibi
geldi. Sankı eskimiş yapılar çatırdıyor, yeni olan uç veriyor
gibiydi.
Sanıyorum parlamentoda yaşanan, "Ne Mutlu Türküm
Diyene" sloganıyla ifade edilen politikanın geçirdiği deprem.
Türkiye Cumhuriyeti bugüne değin bu slogan ile çoğul etnik
yapısını bir potada eritme politikası izledi. Rumeli'den, Kaf-
kasya'dan, başka yerlerden gelen ve Anadolu'da mevcut irili
ufaklı etnik grupların büyük çoğunluğunu bu potada eritme-
yi de büyük ölçüde başardı. Etnik kimliğinde ısrar etmediği
sürece herhangi bir etnik gruba haklar alanında aleyhte ve-
ya lehte ayrım, prensipte uygulanmadı. Tek parti dönemin-
de ve demokrasiye geçildikten sonra ana etnik gruplar mec-
liste temsii edildiler. TC parlamentosu ve siyasi partileri hiç-
bir etnik grubu dışında bırakmadı. "Ne Mutlu Türküm Diyene"
diyen herkese masada yer verildi.
Şimdi, bu masa'da yeni bir talep var. Sayıca en kalabalık
olan ve başka nedenlerle de potada erimeye en büyük di-
renci gösteren etnik grup, yani Kürtler yeni talebi ilk kez bu
denli açık ve güçlü bir şekilde dile getiriyor. TC parlamento-
sunda etnik kimliklerini özgürce dile getirerek yer almak is-
tiyor.
Siyasi liderlerimiz ve parlamento bu talebe, bir kısım ba-
sın gibi 'rezalet', 'kepazelik' hainler' bakışıyla yaklaşmayı sür-
dürürse gerçek bölücülük bu olacak. "Türk ve Kürt kardeşli-
ğinı savunuyorum" diyerek pariamentoya gelenlerin etnik
kimliklerini dile getirmeleri bastırılırsa onlar da siyasi siste-
min dışına; halkın bir-
liğine düşman olan
şoven Kürt milliyetçile-
rinin kollarına ıtılecek.
Parlamento halkı tem-
sil etme yeteneğini
önemli ölçüde yitire-
cek. Oysa Türk ve
Kürt kardeşliğini savu-
Sanıyorum parlamentoda
yaşanan, 'Ne Mutlu
Türküm Diyene' sloganıyla
ifade edilen politikanın
geçirdiği deprem. Türkiye
Cumhuriyeti bugüne değin
nanlareziciçoğunluk- Du
slogan İle ÇOğul etnik
İ£$X£SIZ£< y*P!S>"' *>ir potada eritme
'cinayef olacak. politikası İZİedİ.
Siyasetçilerimizin
ve kalem erbabının artık şunu görmeleri gerekiyor:
1990'larda dünya ve Türkiye, 1960'lar ve 1970'lerin dünya-
sına ve Türkiyesi'ne hiç benzemıyor; 2000'lerde çok daha
az benzeyecek. 19. yüzyılın gerek sosyalist gerekse liberal
düşünürleri milli (ve dini) duyguların 20. yüzyılda ortadan kal-
kacağına inanıyorlardı. Böyle oimadı. Milli (ve dini) duygular
canlıltğını koruyor. Dünyada son yıllarda yaşanan deprem ni-
teliğindeki değişikliklerin ortaya koyduğu bir gerçek de bu.
Bu gerçekle yaşamayı öğrenmeliyiz. Bunlann demokratik yol-
dan ifade edilebilmeleri, istikrarın önemli bir şartı.
Sanıyorum, Kürt sorununda da bir yol ayrımına geldik. Bun-
dan sonra Türkiye Cumhuriyeti ya özgürlükçü ve çoğulcu dü-
zenin doğal bir gereği olarak Kürtlere etnik kimliklerini ser-
bestçe ifade etme özgürlüğünü tanıyarak Kürt sorununu de-
mokrasi içinde çözecek ya da çözemeyecek. Geleceği seç-
mek elimızde.
Bugün dünyada ve toplumumuzda yaygın bir demokrasi,
özgürlük ve barış talebi var. Sorunlanmızı demokrasi içinde
çözmek için koşullar her zamandan daha elverişli. Bütün top-
lumlar kendilerini yeni koşullara uydurma; yenileme uğraşı
içinde. Ülkemizde halkın çoğunluğu kimliklerin, fikirlerin bas-
tırılması; farklılığa tahammülsüzlük bitsin istiyor. Parlamen-
to bu talebe cevap vermek zorunda. Böylelikle yıpranmış olan
saygınlığını onarma olanağını da bulacak. Burada en büyük
görev pariamentoya ve topluma yol gösteren siyasi liderlere
düşüyor.
Siyasi lider ve partilerimiz bu görevi yüklenmeye hazır mı?
O başka bir soru.
PİKTEN TİK DOĞDU
Ifeni bîr Lslaıııcı
Kürt örgütü kuruldu
RUŞEN ÇAKIR
Kısa adı PİK olan Partiya ts-
lamiya Kürdistan (Kürdistan
Islam Partisi) adlı yasadışı ör-
gütten aynlan bir grup Tevge-
ra Islamiya Kürdistan (TİK,
Kürdistan tslam Birliği) adın-
da yeni bir örgüt kurdu. 20
Ekim 1991 genel seçimleri ön-
cesi başta Van olmak üzere Gü-
neydoğu'nun çeşitli bölgeleri ve
büyük şehirlerde dağıtılan,
TlK'in "öze Dönüş" başüklı
iki sayfabk kuruluş bildirisin-
de PİK "gayri Islami sapmalar
içinde olmak, pasiflik, aşın gız-
lilik, tran karşıtlığı, ABD ve
yandaşlarıyla dostluk
kurmak"la suçlanıyor.
"Geliştirdiği teorisiyle Islami
anlayışımıza mutabık bularak
birlikte çalışmaya uygun bul-
duğumuz PİK hareketi bu ka-
tılımla güçlenmiş ve hareket-
lenmişti. Bizlerin PtK'e yaptı-
ğı bu katkıya değer verilmedi-
ği gibi üstelik bizleri pasifıze et-
meye çalışmışlardır" denilen
bildiride TlK'in temel hedefî-
nin "tslami değerleri hâkim
olacağı evrensel ıslam devleti-
nin çekirdeğini oluşturacak ts-
lami Kürdistan devleti" oldu-
ğu belirtiliyor.
PKK ile ilgili hiçbir yorum ve
eleştirinin yer almadığı bildiri
şu sözlerle bitiyor: "Bizler,
TlK'i kuran Müslümanlar, he-
defimizi Allah'a kulluk olarak
ilan etmekte ve Kur'an-ı Ke-
rim'i hayatımızın temel düstu-
ru kabul etmekte ve şerefli ön-
derimiz Hz. Muhammed'i
adım adım takip edeceğimizi ve
bu uğurda her türlü çileyi, iş-
kenceyi ve ölümü cana minnet
sayacağımızı da iftiharla ilan
etmekteyiz. Şerefli Müslüman
Kürt halkımızla birlikte bu de-
ğer lerle beraber bağımsız, öz-
gür ve onurlu bir tslami Kür-
distan devletinin oluşması için
var gücümüzle çabalayacağımı-
zı da iftiharla ilan etmekteyiz."
6 Kasım Çarşamba'dan rtibaren 15 gün
DOGAU
Ambiance
TUYAP KİTAP FUARINDA
CAHİT
UÇUK
Roman,hikave ve son yazdığı
çocuk masallarını imzalıyor
9-K) Kasım 1991 cumartesi-pazar
günlcri saaı: 16"°" 19
00
arasında
LÇUK YAYINLARI
standında sizlerle olacak