Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Öğretim üyeleri ve işadamlarının katıldığı 2000'liyıllardayükseköğretim sempozyumu
tş bitfrıııe öne çıkıyorİŞ ARAYAN ADAY PROFİLİ
"Mesleki formasyonu eksiksiz, en az bir
yabancı dili çok iyi bilen, iletişim ve ekip
çalışması yeteneği olan, ekonomik çevreyi
anlayan ve iş bitirme yeteneği olan, uluslararası
kültür değerlerini bilen, araştırma yapmaya ve
öğrenmeye açık olan, global düşünebilen, beşeri
ilişkileri İcu vvetli.''
tstanbul Haber Servisi —
"2000'U yülarda yükseköğretim
nasıl bir şekil alacak", "2000'li
yıllarda Türkiye'nin ihtiyaçlan
neJer olacak", "Hangi tür ele-
manlanı ihtiyaç doyulacak" "Bn
çerçevede Boğaziçi Üniversitesi-
nin yeri nedir", "Boğaziçi Üni-
versitesi mezunlannda niteiik
değişikiigi mi göriilüyor?"
Bütün bu sorular ve benzer-
leri, Boğaziçi Üniversitesi Me-
zanbur Derneği'nce "20001i yıl-
larda Yükseköğretim ve Bogazi-
çi Ünircrsitesi" konulu sempoz-
yumda tartışıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörii
Prof. Dr. Ergiin Togrol sempoz-
yumun acılışında yaptığı konuş-
mada, öğretimin genelinde bir
iyileştirmeye gidilmesi gerektiği-
ni belirterek, Türkiye'de bemen
bemen bulunmayan okul once-
si efitinıden baştayank, kuvveüı
bir ortaöğretim vererek üniver-
sileye gelimnelidir. En azından
bir yabancı diUn orta ögretimde
kazandınlması önemlidir" dedi.
Prof. Togrol, üniversitelerin en-
dttstri ve iş yaşamı ile ilişkileri-
ni sıcak tutmak ve onlann de-
neyimlerinden yararlanmak zo-
runda olduklannı söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi Mezun-
lar Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Dr. Ydmaz Argüden,
"Dünyayla rekabct edebilmek
için insan kaynaklanmızı geliş-
tirmeye, kurumlanmızı değişen
dünyada almamız gereken yeni
sorumluluklan taşıyacak diıze-
ye getirmeye mecburuz. Bunun
için toplum olarak en onemli
bedefimiz, geJecegimizin garan-
(isi olan insan kaynagını geliş-
tirmek için eğitime daba fazla
kaynak ayırmak oimalıdır" dı-
ye konuştu.
Öğrencıden çok öğretim üye-
lerinin izlediği sempozyumda
daha sonra düzenlenen "iş diin-
yasından görüşler" başlıklı pa-
nelde, Yapı Kredi Genel Müdıi-
rü Burhan Karaçam, Alarko
Holding Genel Miidürii Dr.
Üzeyir Garih ve General Elek-
trik Ticaret ve Servis A.Ş. Ge-
nel Müdürü Erkut Yücaoğlu,
"Mezunlardan" 'ürün'den ne
beklediklerini" anlattılar.
Boğaziçi Üniversitesi mezun-
larının bazı belirgin özellikleri-
nin kaybolduğunu belirten Bur-
han Karaçam. "Diğer Üniversi-
tekr Boğaziçi Üniversitesi'ni be-
lirli konularda geçti. Kendine
güven duygusu devam ediyor.
Bu da bazı konularda olomlu,
bazı konularda olumsuz çauşı-
yor. Boğaziçi Üniversitesi mezu-
nu, bir işyerine başvurdugu za-
man 'Biz her şeyı biliyoruz. Yan-
lışlannızı düzeltelim' diyorlar
sonra bir çelişki içine giriyorlar.
Ayaklann yere basması, uyum
şağlanmaâ gerekir. Boğaziçi
Üniversitesi iş hayatından da
mezunlardan da kopuyor" diye
konuştu.
Üzeyir Garih, "Türkiye'nin
2000 yılında ve sonraki 10 yılda
nerede olacağı", "ne tür işgiicü-
ne ihtiyaç duyacağı" gibi soru-
lara cevap bulunrnası gerektiği-
ni söyledi ve bu amaçla bir araş-
tırma yapümasını önerdi. Garih,
"Bana her hafta kimya ve çevre
miibendisleri gelip iş istiyor.
Türkiye'nin kimya ve çevre raü-
bendisi ihtiyacı bu kadar çok
degil" diye konuştu.
"İş dünyasının yüksekögre-
timden bekledikleri" başlıklı bir
konuşma yapan Erkut Yücaoğ-
lu, "mezunlarda aranan profîl"i
şöyle tanımladı:
Ali Rıza Güzel'in cenazesine ailesi, yakınlan, çalışma arkadaşlan ve Emniyet Miidürii Mehmet \ğar da katıldı.
Şehit başkomiser toprağa verilditstanbul Haber Servisi —
Fenerbahçe'de fidyeci grupla girdiği
çatışmada şehit düşen Asayiş Şubesi
Gasp Masası Âmir Yardımcısı
Başkomiser Ali Rıza Güzel, dün
Gayrettepe Emniyet Müdürlüğu
binası önünde yapılan törenden sonra
toprağa verildi. Cenaze törenine
Güzel'in ailesi, yakınları, Emniyet
Müdürü Mehmet Ağar ve çalışma
arkadaşlan katıldı. Saat 10.30'da
Asayiş Şubesi önündeki törende
konuşan Emniyet
Mudürü Mehmet
Ağar, Ali Rıza Güzel'in temiz bir
geçmişi olduğunu belirterek "olaydan
çok büyük üzüntü duydnğunu"
söyledi.
Bu olayın tüm polis teşkilatına mal
edilmemesi gerektiğini vurgulayan
Ağar, "tçimize girmiş nç beş
soysuzun böyle bir şey yapması acı
vericidir. Bugune kadar gorevini
cansiperane ifa etmiş bulunan
arkadaşunızın geride kalan ailesinin
yaralannı el ele gonül gönule vererek
saracağız. Şerefli polis teşkilatına
sızmaya çalışan soysuzlar burada yer
bulamayacaklar" dedi.
Eşinin tabutuna sanlarak ağlayan
Saniye Güzel ve kızlan Eda (17),
Seda (16), "Babamıza uzanan hain
eller kınlsın" diyerek ağladılar.
Başkomiser Ali Rıza Güzel'm
cenazesi törenden sonra bir arabaya
konularak Ümraniye Tepeustü
Camisi'ne götürüldü. Burada kılınan
öğle namazından sonra Güzel'in
cenazesi Edirnekapı Şehitliği'nde
toprağa verildi.
5 cezaevinde açlık grevi 6. gününde
Sevklere karşı imza kampanyasıHaber Merkezi — Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nden iki
hükümlünün fırar etmesi üzeri-
ne ceşitli cezaevlerinden Eskişe-
hir özel Tip Cezaevi'ne yapılan
sevkleri protesto etmek amacıy-
la 5 cezaevinde başlatılan açlık
grevi 6. gününe girdi. lstanbul
1
da bir gnıp yazar, şair ve ceza-
evlerinde yakınlan bulunan ai-
leler, sevkleri protesto için imza
kampanyası başlattılar. Adalet
Bakanı Suat Bilge, nakledilen
tutuklu ve hükümlülere işkence
yapıldığı iddialannın araştınldı-
ğuıı söyledi. Uluslararası Af ör-
gütü, nakledilenlere işkence ya-
pıldığını savundu.
lstanbul Haber Servisimizin
bildirdiğine göre TÜYAP Kitap
Fuarı önünde yağmur altında
bir araya gelen bazı yazar, sanat-
çı ve aileler, Eskişehir Özel Tip
Cezaevi'ne yapılan sevklerin bir
an önce durdurulmasını istedi-
ler.
Grup adına bir konuşma ya-
pan Mehmet Çeün, "Antiteror
Yasası'yla başlatılan baskılar
zindrine yeni bir halkanın daha
eldendiğini" belirterek "Yıllar-
dır cezaevlerinde onca işkence ve
baskılara karşı koyan siyasi tut-
saklar, şimdi bütün bunlar az-
mış gibi Eskişehir bücre tipi ce-
zaeVine nakledildiler. Bu kam-
panya daha çok Kürt rutsakla-
ra yönelik bir amaç taşımakta-
dır. Bu insanbk suçuna ortak ol-
mamak için tavır almak, buna
karşı bir duruş belirlemek kaçı-
nılmaz bir görevdir" dedi.
Topluluk içinden oğlu cezae-
vinde bulunan bir anne de "Yd-
lardır cezaevlerinde onlar içeri-
de biz dtşanda yaşadık. Acıyı
hep birlikte çektik. Şimdi yine
onlann vanmdayız. Onlarla bir-
likteyiz. Bu sevklere karşı birlik
olup topluca karşı koyabiliriz.
Ben sonuna kadar mücadele
edeceğim" diye bağırınca toplu-
luk kendisini alkışladı.
Sevkleri protesto metnini im-
zalayan yazar, şair ve sanatçılar
şunlar:
Halil tbrahim Özcan, Muzaf-
fer Arabul, Mahmut Makal,
Mustafa Peker, Muazzez Mene-
meocioglu, Ibrahim Yıldız,
Güngör Gencay, Arslan Yiiz-
gün, tsmail Kemal Karadayı,
Raif Erten, Nail Güreli, Zühtü
SEVKE TEPKİ — Bir grup sanatçı ve yazar, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden Eskişehir Ozel Tip Cezaevi'ne bazı tutuklu
ve hükomlülerin sevk edilmesini tepkiyle karşıladılar. Tepebaşı TÜYAP önünde taazırladıklan basın açıklamasını okuyan İHD'li-
ler de "Eskişehir'de ölümiin izi var" diyerek buna karşı durulması gereküğini sö>lediler. (Fotoğraf: ESAT PALA)
Bayar, Zibni Anadol. Öner Yag-
cı, Birol Keskin, Sırrı Öztürk,
Serhat Kestel, Ömer Nida. Ha-
san Kıyafet, Nevzat Çelik. Eşber
Yagmurdereli, Sutaa Tuğtepe, Ü-
yas Salman, Berrin Kınmhogiu,
Mehmet Başaran, Burhan Gü-
nel, Osman Şahin, Kemal Ana-
dol, Vedat Günyol, Suat Çekme-
ci, Sennur Sezer, Emirhan
Oguz, Önder Kızılkaya, Ayten
Mutlu, Aydın Öztürk, Hamdi
Gedik, Gencay Gürsoy, Zeki
Tombak, Adnan Özer, Nazan
Askeran ve Muzaffer Özdemir.
SHP Grup Yönetim Kurulu,
Eskişehir Cezaevi'nde inceleme
yapmak üzere Siirt Milletvekili
Zübeyr Aydar , Ankara Millet-
vekili Memet Kerimoğlu, Uşak
Milletvekili LraJ Köklü ve Muş
Milletvekili Muzaffer Demir'i
görevlendirdi. Heyet yann Eski-
şehir'e giderek incelemelerde bu-
lunacak.
Bu arada sevkleri protesto et-
mek için başlatılan açlık greyleri
6. gunüne girdi. Eskişehir Özel
Tip Cezaevi'nden 195, Gazian-
tep Özel Tip Cezaevi'nden 33,
Bartın'dan 16, Ankara Merkez
Kapalı Cezaevi'nden 38, lstan-
bul Sağmalcılar Cezaevi'nden
bir grup siyasi tutuklu açlık
grevlerini sürdürüyor.
Adana Cumhuriyet Güney Ü-
leri Bürosu'nun haberine göre
Eskişehir özel Tip Cezaevi'ne
sevkler HEP U örgütü'nde dü-
zenlenen bir basın toplantısıyla
protesto edildi. "Siyasi tutsakla-
nn aile ve yakınlan" adına açık-
lama yapan Süleyman Şahin, ce-
zaevlerinin iktidarın kanayan
yarası olarak sürekli ülkenin
gündeminde yer aldığını, hak
gasplannda bulunan hükUmetin
her defasında geri adım atmak
zonında kaldığını öne sürdü.
Ankara Cezaevi'nden iki hü-
kümlünün fırarırun iktidar tara-
fından "bahane" olarak değer-
lendirildiğini savunan Şahin,
"Eskişehir Cezaevi bir toplama
kampına çevrilmiş durumdadır.
Sürgün edilen tutsaklar dövül-
mekte, saçlan usturaya vunıl-
makta, göz bandı takılmakta,
tek tip elbise giydirilmeye çalı-
şdmaktadır. Bizlerin ve avukat-
ların görüştürulmesi engellen-
mektedir" dedi.
Adalet Bakanı Suat Bflge, Es-
kişehir Cezaevi'ne yapılan nakil-
lerin, cezaevlerinde devlet oto-
ritesinin sağlanması açısından
gerekli olduğunu savundu.
UBA'ya demeç veren Bilge, Es-
kişehir'e, "cezaevlerinde örgüt-
lenme çaüşraalannı sürdüren tu-
tuklu ve hükümlüleri" sevk et-
tiklerini belirterek "Eger biz ted-
bir almazsak, 80 koşullanna
dönülür" dedi. Bilge, nakillerin
"ceza" değil "tedbir" olduğunu
da savunarak, mahkûmlann es-
ki cezaevlerine geri getirilmele-
rinin gündeme gelebileceğini
vurguladı. Nakledilen tutuklu ve
hükümlülere işkence yapıldığı
iddialanmn kendisine de ulaştı-
ğını söyleyen Bilge, bu konunun
araştınldığını, iddiaların doğnı-
luğiı durumunda gerekenin ya-
püacağını belirtti. Bilge, Eskişe-
hir'e, şikâyetleri dinlemesi için
doktor gönderdiğini de kaydetti.
Uluslararası Af Örgütü, Eski-
şehir özel Tip Cezaevi'ne nak-
ledilen tutuklu ve hükümlülere
işkence yapıldığını ileri sürdü.
Bu arada Nazillı Kapalı Ceza-
evi kapatıldı. Cezaevindeki 97
tutuklu ve hükümlünün ilçede-
ki E Tipi Cezaevi'ne nakledildi-
ği, E Tipi Cezaevi'ndeki mah-
kûmlardan 55'inin de Eskişehir
ve Aydın E Tipi Cezaevlerine
gönderildikleri açıkJandı.
"Mesleki formasyonu temel
konularda eksiksiz ve bir-iki uy-
gulamalı sahada proje yapmış,
en aşagı bir yabancı dili çok iyi
bilen, ileşitim ve ekip çalışması
yeteneği olan, ekonomik çevre-
yi anlayan ve iş bitirme yetene-
ği olan, uluslararası kultür de-
ğerlerini bilen araştırma yapma-
ya ve sürekli öğrenmeye açık
olan, global düşünebilen beşeri
ilişkileri kuvvetli."
Eğitim sürecindeki eksiklikle-
ri, "Orta öğretim en büyük dar-
boğaz: Eğitimin kalitesi düşük,
ders yükü fazla, ogretmenterin
eğitimi ve yaşam tarzlan yeter-
siz, meslek eğitimi kanallan ye-
tersiz ve çalışmıyor, üniversite
önünde yığılina durdunılamı-
yor, temel eğitimin 8 yıl zorun-
lu olması yeni başhyor" diye ni-
telendiren Yücaoğlu, gençlerin
beklentilerinin, ülke ve dünya
gerçeklerinden kopuk olduğunu
belirterek, yükseköğretimdeki
darboğazları şöyle sıraladı:
"Kadrolara göre değil, ülke-
nin insangücü ihtiyaçlanna gö-
re pbmlanan sayuarda bölamkr
ve programlar yaratılmalıdır.
Üniversitelerimizin kesinlikle sa-
nayi ile birlikte teknoloji uygu-
lama ve üretme aşamasına geç-
mesi lazundır. Üniversitelerimiz,
anadal eğitimi dışında meslek
okullan ile toplumun ihtiyaçla-
nna göre cevap verebilecek
programlar sunmalıdır. Üniver-
sitelerimizin yapılannda sağla-
nacak değişimler ile gelir yarat-
ma potansiyeli arrtınlmalıdır.
Ünrversitekrimizin ülkenin bü-
yük kalkınma projeleri ile hu-
knk sistemimiz ile yakından il-
gilenmesi şarttır."
Sempozyumda daha sonra
öğretim üyeleri ve öğrenciler, gö-
rüşlerini açıkladılar. Batı Dille-
ri ve Edebiyatlan Bölümü öğre-
tim üyesi Prof. Dr. Dilek Dol-
taş, sözlerine "Boğaziçi Üniver-
sitesi kendi içinde kopuk" diye-
rek basladı. öğretim kalitesinin
öğretim üyesine bağlı olduğunu
ve kaliteli öğretim için kaliteli
eğitim ortamı olması gereküği-
ni vurgulayan Prof. Doltaş, eleş-
tirilerini şöyle sıraladı:
"Eğitim kalitesinin düşmesi-
ne sebep olarak sadece öğrenci
sayısının artması gösterilemez.
Ancak, öğrenci sayısımn artma-
sıyla öğrenci-öğretim uyesi iliş-
kûerinde kopmalar, uzaklaşma-
lar başhyor, öğretim üyesinin
araşdrmaya ayırdıgı zaman aza-
üyor."
Elektrik-Elektronik müben-
disiiği bölümü başkanı Prof. Dr.
Sabih Tansal, Boğaziçi Üniver-
sitesi'nin çok düşük puanlı öğ-
rencilerle en yüksek puanlı öğ-
rencileri alan birimlere sahip ol-
duğunu hatırlatarak, "Kanımca
bu sakıncalı bir durumdur ve
ayuı temel dersleri almak duru-
munda kalan bu öğrencilerin
aynı sınıfta olması derslerin dü-
zeyi bakımından sorunlar
yaratmaktadır" dedi. Prof. Tan-
sal "Üniversite, bütçesini, kad-
rolannı kullanmakta serbest oi-
malıdır. Rutin bir atama için
Ankara'dan kadro onayı almak
gibi aylar süren ve insanı bezdi-
ren uygulamalara son verilmeli-
dir." diye konuştu.
fîdyecilerin
CAĞATAY ANADOL
Efe Özal'ın
eskiarabasıtstanbul Haber Servisi — ls-
tanbul polisinde büyük üzüntü-
ye ve şoka yol açan fidye olayın-
da kullanılan yaklaşık yanm
milyar lira değerindeki 34 PL
440 plakalı BMW otomobilin,
Efe Özal'ın satılmak üzere 4 ay
önce bir galeriye bıraktığı eski
ototnobili olduğu anlaşıldı. Ha-
len Efe Özal'ın üzerine kayıth
olduğu belirlenen otomobili Eti-
ler'deki galeriden noter sözleş-
mesiyle konfeksiyoncu Necati
Yıldırım'ın satın aldığı öğrenil-
di. Bu arada, fidye olaymı soruş-
turan lstanbul Emniyet Müdür-
lüğu ve Kadıköy Cumhuriyet
Savcıhğı yetkilileri, olaya Uişkin
18 güvenlik görevlisinin ifadele-
rinin alındığın; söylediler.
lstanbul polisi, Gasp Masası
Amir Yardımcısı Başkomiser An"
Rıza Güzel ile MLSPB üyesi ol-
duğu anlaşılan Orhan Özay'ın
yaşammı yitirdiği fidye olayın-
da ikinci şoku yaşıyor. Çevik
Kuvvet Şubesi'nde görevli Resul
Özdemir ve Kadir Kabalak ile
Orhan özay'ın fidye almaya gi-
derken kullandıklan siyah renkli
BMW'nin 7.30i modeli otomo-
bilin kimin üzerine kayıtlı oldu-
ğunu araştıran polis, Maslak
Trafik Şubesi'ndeki kayıtlarda
Efe özal'ın üzerine kayıth oldu-
ğunu ortaya çıkardı.
lstanbul Emniyet Müdürlüğu
yetkililerinin otomobilin Efe
özal'ın üzerine kayıth olduğu-
nu basına sızdırmamaya çalış-
masına karşın, Efe özal'ın
BMW'yi yaklaşık 4 ay önce Eti-
ler'deki Baran BMW otomobil
galerisine satılması için bıraktı-
ğı anlaşıldı.
Kendisini kamuoyuna bazı
ünlülerin falcısı olarak tanıtan
Fatma Yıldırım'ın kardeşi oldu-
ğu öğrenilen Necati Yıldırım'ın,
noter senediyle arabayı üzerine
geçirmeden satın aldığı kay-
dedildı.
Snav GûnterimleyiL.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920de açıldı. Henüz
cumhuriyetin resmı ideolojisi teşekkül etmediği için bu mecli-
sin cumhuriyet tarihimizin en özgür meclisi olduğunu söyle-
mek sanırım yanlış olmaz. Meclis'te Kürt mebuslarının
bulunması, eleştirılemeyecek hiçbir kurum, kişı ya da politi-
kanın yokluğu bu özgurluğün kanıtı olarak gösterılebilir.
TBMM, 1923-1946 arasında tek partiden oluşuyordu. Çok
partili siyasi yaşam 1946da başiadı, ama 1965 yılına kadar
Meclis'te temsil edilen partıler sadece üst sınıfların temsilci-
lerıydi. TBMM'nin çoğulcu bir yapıya ı^aşması, Türkiye Işçi
Partisi'nin 15 milletvekillik bir grup kurabılmesiyle gerçekleş-
ti. Ama demokrasimız ve sıyasal yaşamımızdaki bu ilerteme-
yı hazmetmek, siyasal partilerin çoğu ile iktidar ve devlet
organları için pek kolay olmadı. TİP milletvekillerinin TBMM-
de neredeyse linç edılme tehlıkesıyle karşı karşıya kalmaları,
bu partinın hiçbir ıl-ılçe toplantısının saldırıdan masun bir
biçimde gerçekleştırilememesi, bu demokrasi hazımsızlıgı-
nın göstergesidir.
Oüzeni meşru kanallardan, Meclis yoluyla değıştirme arzu
ve çabasının karşılaştığı bu dehsetli resmi tepki, o sıralar
aralarında bulunduğum üniversite gençliğinin önemli bir
bölümünde, duzenın yasal kanallar aracılığıyla dönüştürüle-
meyeceği, değıştirilemeyeceği duşüncesınin yaygınlaşrnası-
na sebep olmuştu. 196O'lı yılların sonlartnda başlayan, düzeni
silahlı mücadeleyle değiştirme çabalannın önemli nedenle-
rınden birı, kanımca, TBMM'de emekçilerin temsil edilmest-
ne karşı gösterılen büyük hazımsızlıkta bulunabilir.
20 Ekim 1991 genel seçimleriyle oluşan TBMM'de arbk
Kürtler de temsil edilmektedir. 1923 sonrasında kuşkusuz
bırçok Kürt kökenli milletvekili TBMM'de görev yapmıştr.
Ama Kürt kimliğini temsil etme anlamında yeni bir olguyla
karşı karşıyayız.
TBMM'nin, tarihi tek
partililikten çok partililiğe,
sadece üst sınıfların
temsil edildiği bir yapıdan
aft sınıflann da temsil
edildiği bir yapıya ve
nihayet sadece Türklüğün
temsil edildiği bir yapıdan
Kürtlüğün de temsil
edildiği bir yapıya geçiş
öyküsüdür bir bakıma.
TBMM'nin, tarihi
tek partililikten çok
partililiğe, sadece
üst sınıfların temsil
edildiği bir yapıdan
alt sınıfların da tem-
sil edildiği bir yapıya
ve nihayet sadece
Türklüğün temsil
edildiği bir yapıdan
Kürtlüğün de temsil
edildiği bir yapıya
geçiş öyküsüdür bir
bakıma.
1965-1969 arasın-
da TlP'e reva görü-
lenlerin siyasal yaşamımızda büyük acılara yol açnğını,
sanırım artık o dönemin hükümet edenleri bile görmüştür.
Şimdi çok daha önemli bir sınavla karşı karşıyayız. Bu sınav,
Türklerle Kürtlerin siyasal bırliğının mümkün olup olmayaca-
ğının sınavıdır. Bu sınav hem TBMM'nin sınavı, hem SHP'nin
sınavı, hem kamuoyunun ve hem de onu oluşturan araçlann
sınavıdır Gelışmeler ya partiden ıhraç, dokunulmazlık kaldı-
rılması, DGM soruşturması kanalından ilerleyecek ya da
TBMM her fikrin özgürce savunulabildiği, tabulardan arınmış
bir platform haline gelecektır.
Unutulmasın kı Kürtlerin büyük çoğunluğu kimlik ve özgür-
lük mücadelelerini meşru kanallar içinde yürütmek arzusun-
dadır ve bu mücadelenin sonucunda Türklerle eşıtlik içinde
gönüllü bir beraberlik kurmayı ıstemektedir. Eğer TBMM ve
Türkiye kamuoyu bu demokrasi sınavından geçemezse, Kürt-
lerin meşru ve yasal kanallar kullanarak kendi kimliğini
özgürce geliştirebilme ve eşitlık temelınde Türklerle birlikte
yaşama arzusu dinamitlenmiş olacaktır. TC devletinin, TC
resmı ıdeolojisinın Kürtlere sılaha sarılmaktan başka hiçbir
yol bırakmamış olduğunu söyleyenler haklı çıkabilecek ve
güçlenebılecektır Ister Türk, ıster Kürt olsun yitirilen her
yaşam, gelecekte ortak bir cumhuriyette birlikte olmamızı
biraz daha güçleştirecektir. Bu noktada herkes, işler bu rad-
deye geldıkten sonra Sırplarla Hırvatlann birlikte yaşayıp
yaşayamayacağını kendi kendine sormalıdır.
Aslında milletvekili andını, "Bu andı Anayasa zoruyla oku-
yorum" demek için Kürt olmaya da gerek yoktur. Bence her
demokrat Türk böyle yapmalıydı!
Meclis'te Kürtçe konuşma yapılmasına alışmalıyız, hatta
bunu yasallaştırmalıyız. ispanya Veliaht Prensi, Bask Parla-
mentosu'nun açış konuşmasını Bask dilinde yaptı. Hangı tavır
iki ulusun birlığini pekiştirır. bunu düşünmelıyiz. Kürtçe konu-
şanı, üstelik iki halkın kardeşlığıni dıle getirırken hırpalamaya
kalkışanlar mı, yoksa "Bugün TBMM'de Kürtlerin temsil edil-
mesınden kıvanç duyuyoruz!" diyecek olanlar mı? Bunu
düşünmeliyiz.
O çok öykündüğümüz Batı demokrasılerinde ayrılıkçı parti-
ler yasaldır. irlanda Cumhuriyet Ordusu'nu açıkça savunan
Bernadette Devlin. 1970'li yıllarda ingıliz Parlamentosu'nda
hırpalanmamıştır Norveç koalısyon hükümetinin küçük orta-
ğı, bu ülkedeki Isveç azınlığın partisı Isveç Halk Partisı'dir.
Evet, bu sınav geleceğimız açısından büyük önem taşıyor.
Yannın dramları da, ferahlıkları da bugünden örülüyor. Kürt-
lere Kürt olma hakkını tanımayan Türkler, ayrılığın tohumlan-
nı kaçınılmaz olarak ekiyor...
KlSA KISA
• İzmir'de hava kuvvetlerine ait servis otobüsünün
Cennetçeşme semtinde silahla taranması olayıyla ilgüi
olarak soruşturma sürdürülüyor. Olayla ilgili olarak
gözaltına ahnan 70 kişinin bir bölümünün salıverildiği
öğrenildi. Terörle Mücadele Şube Mudürlüğü yetküıleri,
ellerinde önemli ipuçlannın olduğunu, yapılan tüm
ihbarlann değerlendirildiğini belirttiler.
• Istanbul'da son bir hafta içinde düzenlenen
operasyonlarda, yasadışı bölücü PKK örgütü bünyesinde
çeşitli eylemlerde bulunduklan öne sünilen biri kadm 5
kişi yakalandı. Terörle Mücadele Şubesi tarafından dün
yapılan açıklamada, Fatih'te bombah, molotof kokteylli
saldırılar ile korsan gösteriler düzenledikleri belirtilen
Hakime Esmeray, Mehmet Kılıç, Raşit Kıhç, Fırat
Dinçer ve Nuri Tatlı adlı kişiler, eylemlerde kullandıklan
silahlar, çok miktarda patlayıcı madde ve örgütsel
dokümanla ele geyirildi. Yakalananlardan Raşit Kıhç ve
Fırat Dinçer'in PKK kamplarında eğitim gördükleri
belirtildi.
• Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, Iktisat ve
İş îdaresi Bölümleri'ne kayıtlar, 11-26 kasım tarihleri
arasında yapılacak. Açıköğretimin televizyondaki ders
programları da 11 kasım pazartesi gunü başlayacak. AÖF
Dekanı Prof. Dr. Semih Büker'in verdiği bügiye göre 11
kasım pazartesi günü başlayacak kayıt yenileme işlemleri 20
il merkeziyle Lefkoşa'daki Açıköğretim bürolannda
yapılacak. Kayıtlar 26 kasım sah gününe kadar sürecek.
Açıköğretimin 11 kasım pazartesi günü başlayacak
televizyondaki ders programlan, cumartesi ve pazar günleri
dışında, ikinci kanalda saat 10.45-12.00, dördüncü kanalda
saat 12.30-14.00 ve 21.00-23.00 arasında yayımlanacak.
• Kırşehir öğretmenevi'nde kalan iki bayan oğretmen,
önceki gece kaldıkları odada banyo yaparken şofbene
bağh tüpten sızan gazdan zehirlenerek öldüler. Mehmet
Akif Ersoy Lisesi Ingilizce öğretmeni Meltem Murat (23)
ile Kale Oıtaokulu müzik öğretmeni Sebahat öner
(25)'in ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı. Istanbul'da
konuyla ilgili bir açıklama yapan Eğit-Sen Başkanı lsmet
Aktaş, öğretmenevinde kalanların sağlıksız koşullarının
düzeltilmesi ve odalara havalandırma bacası yapılması
için Milli Eğitim Müdürlüğu'ne başvurduklarını
belirterek "Sorumluların cezalandınlmasını istiyonız.
Öğretmenevlerinin yönetimi öğretmenlere verilmelidir"
dedi.
• Mesleğe yeni giren veya alt kademelerde bulunan
hâkim ve savcılann tazminat oranlan yükseltildi. Devlet
Memurlan Kanunu ile Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda
değişikh'k yapan kanun hükmünde kararname, Resmi
Gazete*de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararnameyle,
Devlet Memurları Kanunu'nun ek geçici 7. maddesi ile
Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 106. maddesinde yer
alan 'yüzde 35' oranı 'yüzde 50* olarak değiştirildi. Söz
konusu madde hükümleri, halen yüzde 107 olarak
uygulanan hâkim ve sava tazminatlannın, mesleğe yeni
giren ya da alt kademelerde bulunanlara çok düşük şekilde
yansımasını önlemeye yönelik hükümler taşıyor.