Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET,
BASKEIVTTEN
AHMETTAN
Televîzyonlu Demokrasi...
ANKARA — Karakotlara henüz cam kapılar takılmadığı
için, iç/erini ızleme olanağı pek yok.
Ama Demirel, Meclis'in içini, canlı olarak TV ekranlartna
yansıtmakta kararlı.
Zaten bu konuda koalisyon protokolüne hüküm koydur-
tan da bizzat kendisi.
O hüküm şöyie:
"Parlamento çalışmalarının naklen, açıkoturumlar ve di-
ğer prograrnlaria halka yansıtılması sağlanacak. Ülkenin her
önemli sorununun TflT'de tartışılması yolları açılacaktır."
Demirel, TBMM'yi TV'ye açmaya niçin bu kadar önem ve-
riyor?
Sorunun; biri özel, biri genel iki yanıtt var:
Özel yanıtı, dün bıze, Demirel'in en yakınında bulunan-
lardan Gökberk Ergenekon, telefonda verdi:
"Meclis geçen dönemde ikinci, hatta üçüncü plana itilrhiş-
ti. Amaç, Meclis'in önemini ve degerini yeniden en ön pla-
na çıkarmak. Naklen yayınlar, halkın parlamentoya ilgisini
arttıracaktır. Bu da TBMM'nin işlevini daha etkin yerine ge-
tirmesini sağlayacaktır."
Genel yanıt ise Demirel'in kendisinden:
"Yeni dönem, bir tartışrna ve uzlaşma dönemidir. Tartış-
rnanın ve uzlaşmanın en üst seviyede gerçekleşeceği yer
ise bir ülkenin parlamenîosudur. Halk memleket meseleJe-
rinin parlamentoda nasıl tartışılıp karara bağlandığına bız-
zat tanık o/malıdır."
Başbakan'ın, bu "tanıklıktan" amacı nedir?
Başbakan, önce, meselelerin nasıl karara bağlandığını ol-
duğu kadar, nasıl bağlanamadığını da halka göstermek ve
kendisine oy veren, ancak tek başına iktidar yapmayan seç-
men tabanına, "yarım iktıdann" zorluklarını sergilemek is-
tiyor.
Güvenoyiamasından hemen sonra, "ülke güvenliği" ko-
nusunda TBMM'de açılacak genel görüşme, bu isteğin uver-
türü olacak.
Demirel, bundan birkaç gün önce ana muhatefet lideri Yıi-
maz'la genel görüşme konusunu görüştü ve olumlu yanıt al-
dı.
Demirel, bu görüşmenin televizyondan naklen yayımlana-
cağını da bildirdi.
Halk böylece ülkenin bir numaralı sorununun, bir numa-
ralı çözüm yerı olan Meclis'te nasıl tartışıldığını bir belgesel
gibi seyredecek.
TBMM'ye sürekli bir TV
kanalı ayrılması da
f ündemde mi?
rgenekon, "Her oturum
geniş kitlelerin ilgisini
çekmeyebilir. Bu yüzden
sürekli TBMM kanalına
karar verirken, iyi
ince/emek gerek" diyor.
Batı'da TV'nin
parlamentoya girmesi,
uzun îartışmalardan ve
testlerden sonra
gerçekleşti.
Bu tartışma sonu-
cunda, bir çözüm üre-
tilecek veya üretile-
meyecek.
Demirel'in amacı,
bu durumu "halk
nezdinde " tespıt et-
mek.
Peki, televizyonun
koalisyonlu döneme
damgasını vurması
nasıl sağlanacak?
Bunu, Ergenekon
şöyle açıkladı:
— Ayda en az bir
kez lıderler TV'de tar-
tışacaklar.
— Her hafia parti
temsilcileri bir konu-
da açıkoturum yapacaklar.
— Büfçe görüşmeteri, Meclis araştırma, soruşturmaları ve-
ya öteki önemli oturumlar naklen TV'den verilecek.
— Geniş kitleleri ilgilendiren konuların Meclis ıhtisas ko-
misyonlannda görüşüldüğü günlerde buradan da canlı ya-
yın yapılabilecek.
Hükümet, bu canlı yayınlar sırasında Leyla 2ana gibilerin
"gösteri" yapmasından korkmuyor mu?
Ergenekon, "Hayır" diyor, "yapacak olan zaten bu özgür-
lük ortamında başka fırsatlar bulur..."
TBMM'ye sürekli bir TV kanalı aynlması da gündemde mi?
Ergenekon, "Her oturum geniş kitlelerin ilgisini çekme-
yebilir. Bu yüzden sürekli TBMM kanalına karar verirken, iyı
incelemek gerek" diyor.
Batı'da TV'nin parlamentoya girmesi, uzun tartışmalardan
ve testlerden sonra gerçekleşti.
Özellikle İngiltere'de bu konu çok tartışıldı.
TV'nin parlamenterleri, "artistlik" yapmaya sürükleyeceği,
gerçek yasama işlevlerini bir yana itip, yalnızca seyırcıler için
"oynayacakları" öne surüldü.
Bu yüzden İngıliz Parlamentosu'na TV'nin girmesi aşa-
malı bir biçimde "geçicı" bir deneme süresinden sonra ger-
çekleşti.
Canlı yayın, Amerika'da da kolay kolay uygulanmıyor.
Örneğin, Başkan Bush, zaman zaman yapacağı açıkla-
malar için, "naklen" yayın isteğinde bulunuyor.
Ama bu isteği, TV istasyonları "otomatik olarak" kabul et-
miyorlar, "Açıklamanın niteliğini görelim, ona göre naklen
yayımlayabiliriz" diyorlar.
Amerika'daki "televizyon demokrasisi'nin gücü, Başkan'-
ın gücünün çok üstünde.
Türkiye'nin televizyon demokrasisi nasıl ve ne yönde ge-
Itşecek?
Bunu önümüzdeki günlerde hükümetin hazırlayacağı özel
TV yasası ile TRT'ye verilecek yeni düzen belirleyecek.
A TtNA-ANKARA
Batı Trakya
sorun olclııSTELYO BKRBERAKİS
ATtNA — Yunanistan Baş-
bakanı Konstantin Mitsotakis,
Başbakan SuJeyman Demirel-
in önceki gün TBMM'de Türk-
Yunan ilişkilerine de yer verdi-
ği hükümet programını acıkla-
yan konuşmasmı "çok olamlu"
olarak niteledi.
Atina'da hükümet konseyi
çaiışmalanndan sonra gazeteei-
lerin sorulanm yanıtlayan Mit-
sotakis, Başbakan Demirel'in
Ankara daveiini kabul ettiğini
dile getirirken bir kez daha
"bdyfe bir ziyaretten oiumlu so-
noçlann alınabümesi için ge-
reldi ortanun hazuianmasın-
dan" söz etti.
Ancak Süleyman Demirerin
konuşmasında "Baö Ihıkya'da
insan baklannın çignendiğin-
den" söz eimesi, Yunanistan
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Maooiis Kalamidas'm konu ile
ilgili sert bir açıkiama yapma-
sına da yo! açtı.
Kalamidas, Demirel'i "tarihi
gerçekleri sapürmakia" suçla-
dı. Kalamidas'ın açıklajnası
şöyle:
"Sayın Demirerin, Törk-
lunan mşkilerindeki anlaşmaz-
lıklann gîderümesi için diJe ge-
inligi arzusundan kaynakla-
naa ümitleri maaiesef yalania-
dıgına kanaat getirmiş buiunu-
yonız. Demirel'in Batı Trakya
için sövleraiş oldukian, tarihi
gerçekleri çarpıtmakfan başka
bir şey degiidir. Batı Trakya da
bugiin için yaşayan 120 bin
Müsliimana karşı, fstanbul,
Gökceada ve Bozcaada'da çok
a2 sayıda Rum yaşamaktadır.
Baö Trakya da yaşayan azınük
eşit baklara sahiptir ve kanun-
lar karşısmda da eşittir. Sayın
Demirel'e aynca Tiirk milletve-
kili Çelik'in TBMM'de Batı
Trakya'da Müslüman azınlığııı
özgürlüğü vardır. Ancak Türk-
iye'de çoğunluğu oluşturmamı-
za karşm bu özgürlük yoktur'
yolundaki açıkJamasını anım-
satmak isteriz."
Yunanlı gazeteciler, Mitsota-
kis ile Dışişleri Bakanlığı Söz-
cüsü arasındaki bu "eelişkinin"
neredcn kavııaklandjğmı ve De-
mirei'in Ege ile ilgili söyledik-
lerine Atina'nm niçintepkigös-
termediğini sordular.
Hükümet sözcüsü Viron Po-
iidoras, Kalamidas'm gösterdigi
tepkinin Demirel'in yalnız Ba-
tı Trakya için söylediklerine
karşı olduğunu; Ege konusun-
da ise başka bir açıkiama yapı-
lacag^m söylemekle yetindi.
ANAP'ın ikinciadamıDoğan, geçmişin izlerinisilipâtamadığınısöyledi
'lapılanları unutmadım
9
Hüsnü Doğan, Genel Başkan Mesut
Yılmaz'ın isteği üzerine ANAP
yönetiminde görev aldığım belirterek "Bu
dönem barış ve dayamşma dönemi
olacak. Kırgın değilim, ama geçmişte
yaşananların izlerini silip attım
diyemem" diye konuştu.
CANAN GEDİK
ANKARA —
Parti içerisinde li-
beral eğilimin tep-
kilerine rağmen
ANAP'ta ikinci
adamlığa getirüen Hüsnü Do-
ğan, parti içerisindeki sıkmtıla-
rı gidermeye çalışacağmı, önü-
müzdeki dönemin ANAP için
banş ve dayamşma dönemi ola-
cağını söyledi. Doğan, Genel
Başkan Mesut Yılmaz'ın isteği
üzerine ANAP yönetiminde ye-
niden görev aldığını ifade ede-
rek, "Kırgın değilim, ama geç-
mişte yaşaoan olaylann izlerini
tamamen silip attun, yapdanian
anDttnm diyemem" dedi.
Doğan, ANAP'm en yakın
iktidar alternatifî olduğunu ifa-
de ederek muhaiefette oldukla-
n süre içerisinde parti içerisin-
deki sıkıntılann giderilmesine
çalışacakJanm kaydetti. Doğan,
Semra Özal'ın tstanbul II Baş-
kanlığı'na karşı pkması nede-
niyle Milli Savunma Bakanlı-
ğı'ndan azledilmesi olayı ile il-
gili herhangi bir değerlendirme
yapmaktan kaçımrken "Kırgın
degilim, ama tabü geçmişte ya-
şanan bazı olaylann Lderi kalır.
Tamanuyla aidim attun diye-
mezgniz. Ama artık o hadiseieri
fazla hatırlayjp ne kendimize ne
de partimize zarar vermenin bir
faydası vardır" diye konuştu.
Doğan, ANAP kuruculann-
dan Ibrahim özdemir'in Genel
Başkan Mesut Yılmaz'a yönelik
"anti-demokratik, vefasız,
kompleksli" biçimindeki eleşti-
rileri ile ilgili sorulan da yanıt-
sız bıraktı. Genel seçimlerde ko-
alisyon hükümetini kuran par-
tilerin "başanü" çıkmış sayıla-
mayacaklarınj belirten Doğan,
DYP'nin çok çaba göstermesi-
ne karşılık ancak yüzde 27 oy al-
dığım, SHP'nin de üçüncü parti
olduğunu kaydetti. Doğan, hü-
kümet programınifl tutarsızlık-
larla dolu olduğunu ifade ede-
rek "Programın iç tutarsıziıkla-
n var, kendi felsefeleri ile tutar-
sızhkian var, besabı kitabı iyi
yapılmıs degil, seçimlerde çok
raoathkla söyleyebildikleri vaat-
lerini de yumuşatma ibtiyacı
duymuşlar" dedi.
Doğan, ANAP'm iktidar al-
ternatifî parti oiduğunu belirte-
rek şu görüşleri ortaya koydu:
"Bu dönem partiraiz için, ar-
kadaşlanmız arasında bir banş
ve dayamşma dönemi olacaktır.
Geçmişte batalanmız olabilir,
bu hataJanmızı düzeltmeye gay-
ret edeceğiz. Türkiye sartlannın
imkâfl verdi|i en yakın tarinte
tekrar iktidar ofanak için elimiz-
den geien bütün gayreti göste-
recegiz. Ben Öyle göriiyonım ki,
miliet yeniden bia iktidara ge-
tirecektir.
Bu dönem bizim teşkilattan-
nuda, gnıbumuzJa gayet sda bir
şekilde çaiışmamız gereken bir
dönem. tçimizdeki sıkıntıiann
giderilecegi kanaatindeyim. Gi-
derilmemesi için de bir sebep
yok. Çünkii inamyorum ki biz
oâlâ memlekete hizmet etme im-
kfiuna sahibiz, bu memieketin
bn partive Uıtiyaa var. İç mese-
Jeleriraizi kendi ölçülerimizk,
suhnnetle ve iyiniyetle çözmeye
gayret ederiz, ama bizim esas
meselemiz Tiirkiye'nin nıesele-
Jeri. Kendi iç mesdeierimizi hiç-
bir şekilde Tiirkiye'nin mesele-
lerinin öniine geçirmeyiz."
HEPkökenliMahmutAlınak SHP TBMMGrupBaşkanvekiliseçüdi
Genel sekreterlîk kördüğümANKARA (Cumburi-
yet Bürosu) — SHP'de
genel sekreterlik secimi
konusunda Genel Baş-
kan Erdal Inönü'nün
tavnmn açıklığa kavuşması bekleniyor.
Bu arada SHP TBMM Grup Başkanve-
killiği'ne HEP kökenli Mahmut Alınak
seçildi.
Hikmet Çetin'in dışişleri bakanı ol-
masıyla birlikte genel sekreterlik için
Cevdet Selvi, Ertuğnıl Giinay ve Ali
Dinçer, aday olarak ortaya çıktılar. An-
cak Inönü'nün başiangıçta bu görevi
Selvi'ye önerrnesine karşm Çetin'in ha-
len istifa etmemiş olması, adaylarda,
"Inönii, iiç aday çıkması üzerine bu se-
çimi yapmadan kurultaya kadar böyie
gitmeyi mi düsüniiyor?" görüşünü
uyandırdı.
Çetin'in genel sekreterlikten istifa ede-
ceğini henüz açıklamadığım belirten
adaylar, înönü'nün seçimin kurultay ön-
cesinde yapılıp yapılmaması konusunda
tavnmn açıklığa kavuşmasını bekierae-
ye başladılar.
Bu hafta içinde yapılacak merkez yü-
rütme kurulunda genel sekreterlik seçi-
minin yapılıp yapılmayacağı konusunun
netlesmesi bekleniyor. Jnönü, gazeteci-
lerin bu konudaki sorularına, "Biraz
bekleyin. Bu, bugünkü konu değü' di-
yerek yanıt vermemeyi yeğledi.
Inönü, genel sekreterlik seçiminin ku-
rultay öncesinde yapılmasından yana ta-
vır koyarsa Abdülkadir Ateş, Güneş
Gürseler, Mehmet Moğultay ve Fikri
Saglar'dan boşalacak genel sekreter yar-
dımcılıkları için de seçim yapılması ge-
rekecek.
Bu arada SHP TBMM Grubu'nun
dünkü toplanüsında, Seyfî Oktay'ın
adalet bakanı olması dolayısıyla boşa-
lan grup başkanvekilliği için seçim ya-
pıldı. Grup başkanvekiUiği görevine Ço-
rum Milletvekili Cemal Şahin ile Şırnak
Milletvekili Mahmut Alınak aday oldu.
tlk iki turda her iki aday da yeterli oyu
sağlayamadı. Üçüncü turda Şahin 20 oy
alırken Alınak ise 47 oyla başkanvekili
seçildi, 4 oy da boş çıktı.
Böylece Fehmi Isıklar'ın Meclis Baş-
kanvekili ve Saüh Süroer'in de idare ami-
ri olmasıyla SHP'deki HEP kökenli mil-
letvekillerinin parlamentoda etkin görev
almalan sağlanmış oldu.
Bu arada Erzincan Milletvekili Mus-
tafa Kui, toplannda gündem dışı söz ala-
rak SHP'nin, belediyelerde yanlış bir
kadrolaşmaya gitmesi yüzünden başanh
olamadığını kaydederek bakanlıklara
yapılacak personel atamalarmda da dik-
katli davrarulması gerektiğini kaydetti.
tstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait
450 lojmanda oturan bin 600 seçmenden
sadece 36'sımn SHP'ye oy verdiğini, bu-
rada RP'ye 170 oy çıktığıru bildiren Kul,
"SHP kadrolan bile geçen genei seçim-
de kendilerine oy vermedi" dedi.
'Duble maaş'
Malatya Milletvekili MusUfa Yılnuz
ise yeniden milletvekili seçilenlerin iki
kez maaş aldıklanm kaydederek kamu-
oyunda 'dubie maaş' diye adlandırılan
aylıklann iade edilmesini istedi.
Kırklareli Milletvekili İrfan Gürpınar
ise bazı merkezlerde yapılacak yerel se-
çimlerin erteleneceği yolundaki haberleri
hatırlatarak bu konunun açıklığa kavuş-
turulması ve seçimlerin zamamnda ya-
pılması gerektiğini söyledi.
Demirel, komutanJarlGenelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş ve kuvvet komutanları,
dün Başbakan Süleyman Demirel'i ziyaret ettiler. Demirel de beraberinde
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönu, Milli Savunma
Bakanı Nevzat Ayaz ve Içişleri Bakanı İsmet Sezgin olduğu halde
Güreş'e iadeyi ziyarette bulundu. Güreş tarafından Demire! ve bakanlara
brifing verildi. Başbakan Demirel daha sonra Sinop'un Boyabat
ilçesinden gelen parti heyetini kabul etti. Bir partilinin, "1946'dan beri
seni takip ediyoruz" şeklindeki sözleri üzerine Başbakan Demirel,
"Yanlış bir şey yapmıyorsunuz. 44 sene sonra beni arayarak gelip de
burada bulduğuna göre yanlış bir şey yapmadık değil mi?" diye konuştu.
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken Giineydoğu sorunu iie
ilgili olarak Meclis'te yapılacak genel görüşmenin televizyondan naklen
yayımlanrr^ası konusundaki görüşünün değişmediğini belirten Demirel,
"Gelecek hafta içinde de henüz tarihi belli değil, Güneydoğu'ya
gideceğim"' dedi. Demirel, Olağanustü Hal Bölge Valiliği'nin
kaldınlmasmın soz konusu olup olmadığı yolundaki bir sonıya karşılık
da böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi.
(Fotoğraf: AA)
SHFli milletveküleri ve avukatlan girişime hazjrlanıyor
Beşikçfye tahlîye istemîANKARA (Cumhuriyet Bn
rosu) — DGM Savahğı'mn is-
temi üzerine Ankara'daki evin-
den aünarak Ankara Merkez
Kapaiı Cezaevi'ne konulan sos-
yolog Dr. tsmaü Beşikçi'nin ser-
best bırakılması için, avukatla-
n dün mahkemeye itiraz ettiler.
Beşikçi'nin durumu Adalet Ba-
kanı Seyfi Oktay'a da iletildi.
"Ortadogn'da Devlet Terörii"
başlıkh kitabında "bölücüiük
propagandası" yapoğı iddiasıyla
1 ağustos tarihinde tutuklanıp
31 ekim günü tahhye edilen Dr.
Ismail Beşikçi, bu kez de "Kürt-
lerin Mecburi tskânı" adlı çalış-
ması nedeniyle 25 gün sonra ye-
niden tutuklandı ve Ankara
Merkez Cezaevi'ne konuldu.
Beşikçi'mn cezaevinde özel bir
odaya ahndığı ve saçlarının ke-
sildiği öğrenildi. 1977 yılında ka-
leme aidığj "Knrflerin Mecbori
tskânı" başlıkh çalışması nede-
niyle 1978 yıhnda 1.5 yıl hapis
cezası alan ve bu cezasını ta-
mamlayan Beşikçi, toplam ola-
rak 11 yılım hapishanelerde tu-
tuklu ya da hükümlü olarak ge-
çirdi.
Beşikçi'nin avukatı Serhat
Bncak, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, SHP'u' milletvekil-
lerinin Adalet Bakanı Seyfi Ok-
tay'la cezaevlerindeki genel du-
rumun yanı sıra Güneydoğu
Anadolu'da son zamanlarda yo-
ğunlaşan gözaltına alma kam-
panyasmı ele aldıklanm söyledi.
"Diyarbakır milletvekili Leyla
Zana'mn kardesi ite Mardin mil-
lervekili Ahmct Türk'ün 3 yeğe-
ninin dün gözaltına alındıguu
ögrendik. Bu arada Beşikçi'nin
durumu da Adalet Bakanı'na
iletiHyor" dedi. Bucak, Beşikçi-
nin "Kürtlerin Mecburi tskânı"
adlı çalışmasmdan daha önce
yargılandığım ve müvekilinin ce-
zasını çektiğim hatu-latarak "Bir
kişi, eger kitap yazmak suçsa,
bir suçtan bir kere yargıianır ve
bir kez cezaj-a çarptınlır. Beşik-
çi'nin bir kez daha tutuklanm&a
ve yargılanmaya çaiışılması
utanç veriddir. 49. hükümetimiz
eger demokrasiden yanaysa bu
utancı derhal kaldırmalıdır"
şekliiide konuştu.
Bucak, Beşikçi'nin 1972'den
bu yana Erzunım, Diyarbakır,
Gölcük, İstanbul ve Ankara sı-
kıyönetim ya da DGM'Ierince
toplam 7 kez tutuklandığmı, ki-
taplan, yazılan hatta mefctuplan
nedemyle aieyhine toplam 26
dava açılmış olduğunu ve bun-
lardan sekizinin halen sürdüğü-
nü açıklamasına ekledi.
Bu arada, avukatlar adına
DGM Savalığı'na bir itiraz di-
lekçesi veren avukat Celal Va-
ral da tsmail Beşikçi'nin, tutuk-
lanma gerekçesi olan kitap ne-
deniyle 6 ay hapis yattığmı ifa-
de ederek, Terörle Mücadele
Yasası'nın 23. maddesi gereğin-
ce söz konusu davanın düştüğu-
nü bildirdi.
*San Hoca'yaşamının 11 yılını hapistegeçindi
RAGIP DURAN
52 yıllık yaşamının neredeyse 11 yılı-
nı hapislerde geçirdi. Oysa ki resmı ıde-
olojiyi eleştirmenin dışında hiçbir şey
yapmamıştı. Arı gibi çalıştı. Kütüpha-
neleri kemirdi. Belgeleri buldu, tahJil et-
ti. Kitaplar yazdı, makaleler kaleme al-
dı. Tıpkı Galile gibi"dün>a dönüyor"
dedi. Gözaltına aldılar, tutukladılar,
mahkemelerde yargıladılar, hapislerde
çürütmeye çalıştılar. O yılmadı. Çünkü
"diinya yine dönüyordu." "Kiirtler
vardır" diyordu. O zamanlar Kürt ke-
limesini telaffuz etmek bile sakıncalıy-
dı. "Kürdistan devletlerarası bir sömiir-
gedir" dedi. Kürdistan sözcüğü tabuy-
du. Daha 1978'de, Ecevit ile Türkeş'in
Kürt meselesi konusunda aynı görüşle-
ri savunduklarını yazmıştı. Şimdilerde
ise "ben demiştim" demiyor bile.
Geçen yıl İstanbul DGM'de ilk kez
yargıç karşısına çıkıyordu. Yaşlı yargıç,
admı ilk kez duyduğu İsmail Beşikçi'nin
ismini zorlukla söyledi. DGM yargıcı
ahşmış. Orada çoğunlukla, izinsiz gös-
teri yapan öğrencilerle bildiri dağıtan
gençler yargılamyor. Beşikçi en rnütevazı
haliyle, biraz da cezaevi yorgunluğu ile
neredeyse süklüm püklüm oturuyor sa-
nık iskemlesinde.
— Sen misin İsmail Beşikçi?
— Evet efendim benim.
— Peki delikanlı kalk bakalım, ne
söyleyeceksen söyle...
Beşikçi kalktı. Elindeki notlara baka-
rak 15 dakika konuştu. Kurtleri anlat-
tı, Kürdistan'ı anlattı. Resmi ideolojiden
söz etti, fikir ve tartışma özgürlüğüne
değindi. Mantığı son derece sağlamdı.
İddianameyi 15 dakikada çürüttü. Yar-
gıç da bu olgunluk karşısrada şaşırmış-
tı:
— Peki efendim, buyurunuz
oturunuz.'
Beşikçi bugün Kurtlere kendi tarihle-
rini, kendi gerçeklerini anlatmaya çalı-
şıyor.
Tek geçim kaynağı kitapları. Onlar da
toplatılıyor, yasaklanıyor.
Bir gariplik var Beşikçi meselesinde.
Tiirkçulüğun Esaslan'nı, Diyarbakırh
özbeöz Kürt, Ziya Gökalp kaleme aimış
Türkiye'de. Kürtluğü, Kürt ulusal kim-
liğini ise Çorum'un Iskilip ilçesinden
sosyoioji doktoru İsmail Beşikçi anlatı-
yor. Türk-Kürt kardeşliği mi bu?
Bir keresinde sormuştum:
— Hocam, DGM'de sanık sandalye-
sinde tek başınasınız. Bu Kürt mesele-
sini sizin gibi yanınızda savunan birkaç
profesör, doçent filan daha olsaydı iyi
olmaz mıydı?
— Evet olurdu, ama bu benim kaba-
hatim değil ki...
Kürtlerin "San Hoca" namıyla bil-
dikleri İsmail Beşikçi'yle Güneydoğu
Anadolu'ya birlikte gitmek için birkaç
kez öneri yaptım:
"Ben oralara gidince insanlar topla-
nıyor, nümayiş filan yapıyorlar. Sonra
da polis asker geiip onları gözaltına alı-
yor, dövuyor. Benim > üzümden başka-
larıııın acı çekmesini istemem" diyerek
reddetti hep.
Cîzre'nin aydm köylüsü, İstanbul'da-
ki Turk öğrenci, Zağros Dağı'ndaki
PKK'h, Beşikçi'nin kitapiarını okuyor.
Fikirierin zindanlarda boğulduğu nere-
de görülmüş ki...
'Köşk
dinlenmiyor
9
• ANKARA (AA) —
Dışişleri Bakanlığı,
Çankaya Köşkü'ne dinieme
cihazı yerleştirildiği
yolundaki iddiaian
yalaniadı. Dışişleri
Bakanlığı tarafından
konuyla ilişkin yapılan
açıklamada şöyle denildi:
"Gûnlük bir gazetede dün
yayımianan bir haberde,
bakanhğımızm Çankaya
Köşkü'ne dinieme cihazı
yerleştirdiği ve özel eğitim
görmüş olan ajanlanm
burada garson olarak
göreviendirdiği iddia
edilmektedir. Bu iddialar
tamamen gerçek dışı olup,
bütünüyle hayal
mahsulüdür."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Büyükelçi Kaya Toperi de
yaptığı açıklamada söz
konusu iddiaian yalaniadı.
Uğur Dündar-
Starl kavgası
• TVServisi —
Televizyonun 1. kanahnda
dün gece yayımianan "Tele-
Vizyon" programında geçen
hafta Starl ekranında
"asparagas" suçlamalanna
hedef olan Uğur Dündar
iddiaian yalaniadı. Dündar,
tartışma konusu olan
programa çıkan çocuklann,
Uğur Dündar ve ekibi
tarafından para verilerek
mizansene alet edildikleri
suçlamalann, "husumet
sonucu ortaya atıidığmı"
savundu. "Tele-Vizyon"da
konuşan çocuklardan Emin
Yokluk, "konuşmayı hiçbir
baskı altında kalmadan
yaptığını, çekimlerden
haberdar olmadıklanm,
çekimden sonra kendilerine
50 bin lira yiyccek parası
verildiğini" söyledi.
Dündar, söz konusu
çocuklann banndıklan
Yeldeğirmeni Misafirhanesi
Müdiresi'nin baskısı üzerine
Starl'de bu sözleri söylemek
zorunda buakıldıklanm,
İstanbul Sosyal Hizmetler İl
Müdürlüğü'nün
•feldeğirmeni Misafirhanesi
hakkında soruşrurma
açacağını söyledi.
Gerger
yeniden seçildi
• ANKARA (ANKA) —
Doçent Dr. Haluk Gerger,
Birleşmiş Mületler
Dernekleri Dünya
ffcderasyonu Yönetim
Kurulu üyeliğine yeniden
seçildi. Merkezi Cenevre'de
bulunan federasyonun,
Ispanya'nın Barselona
kentinde yapüan Genel
Kurul toplantısı sırasında
Gerger, ikinci kez Yönetim
Kurulu üyeliğine getirildi.
Haluk Gerger, federasyonun
yönetim kuruluna ilk kez
1987 yılında secilmiş ve 41
yıl içinde bu göreve
getirilen ilk Türk olmuştu.
Gerger bu görevi dört yıl
sürdürecek.
Demirel'den
hasta
öğrenciye tedavi
• ANKARA (ANKA) —
Başbakan Süleyman
Demirel, Mustafa Kemal
Lisesi ikinci sımf öğrencisi
böbrek hastası Yalçın Yaacı
adlı öğrenciyi tedavi
ettirecek. Demirel,
başbakitnhk binasından
aynlırken, Mustafa Kemal
Lisesi'nden bir grup kız
öğrenci tarafmdan yolu
kesiidi. öğrenciler, Yalçm
Yaacı adlı arkadaşlanna
böbrek nakli gerektiğini,
bunun için de 60 milyon
liraya ihtiyaçlan
bulı.nduğünu belirterek şu
ana kadar 6 milyon lira
para toplayabıldiklerini
söylediler. ANAP Genel
Başkam Mesut Yıimaz'ın da
kendilerine bir milyon
liralık yardımda
bulunduğunu anlatan
öğrencilerden hasta
öğrencinin adı ve telefon
numarasını alan Başbakan
Demirel, "Merak etmeyin,
ben tedavi ettireceğim"
dedi.
Korsan gösteri
I tstanbnl Haber Servisi
— Üm'versitelerde polisin
bulunmasuu protesto eden
bir grup öğrenci dün
Çapa'da tıp fakültesi
önünde Millet Caddesi'ni
trafığe kapatarak korsan
gösteri yaptı. Göstericiler
molotof kokteyi atarak yolu
ateşe verirken, "Polis
dışan", "Üniversiteler
bizimdir" diye slogan
attılar. Göstericiler "YÖK'e
hayır, mütevvelli heyetine
hayır", "Üniversitelerde
polis istemiyoruz" yazılı ild
pankartı trafik ışıklarma
astılar. Güvenlik
kuvvetlerinin olay yerine
gelmesiyle göstericiler ara
sokaklara dağıldılar.
Göstericiieri ara sokaklarda
takip eden güvenlik
kuvvetleri olayla ilgisi
olduğu sanılan 30 kişiyi
özaltına aldı.