22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET, BASKEIVTTEN AHMETTAN Televîzyonlu Demokrasi... ANKARA — Karakotlara henüz cam kapılar takılmadığı için, iç/erini ızleme olanağı pek yok. Ama Demirel, Meclis'in içini, canlı olarak TV ekranlartna yansıtmakta kararlı. Zaten bu konuda koalisyon protokolüne hüküm koydur- tan da bizzat kendisi. O hüküm şöyie: "Parlamento çalışmalarının naklen, açıkoturumlar ve di- ğer prograrnlaria halka yansıtılması sağlanacak. Ülkenin her önemli sorununun TflT'de tartışılması yolları açılacaktır." Demirel, TBMM'yi TV'ye açmaya niçin bu kadar önem ve- riyor? Sorunun; biri özel, biri genel iki yanıtt var: Özel yanıtı, dün bıze, Demirel'in en yakınında bulunan- lardan Gökberk Ergenekon, telefonda verdi: "Meclis geçen dönemde ikinci, hatta üçüncü plana itilrhiş- ti. Amaç, Meclis'in önemini ve degerini yeniden en ön pla- na çıkarmak. Naklen yayınlar, halkın parlamentoya ilgisini arttıracaktır. Bu da TBMM'nin işlevini daha etkin yerine ge- tirmesini sağlayacaktır." Genel yanıt ise Demirel'in kendisinden: "Yeni dönem, bir tartışrna ve uzlaşma dönemidir. Tartış- rnanın ve uzlaşmanın en üst seviyede gerçekleşeceği yer ise bir ülkenin parlamenîosudur. Halk memleket meseleJe- rinin parlamentoda nasıl tartışılıp karara bağlandığına bız- zat tanık o/malıdır." Başbakan'ın, bu "tanıklıktan" amacı nedir? Başbakan, önce, meselelerin nasıl karara bağlandığını ol- duğu kadar, nasıl bağlanamadığını da halka göstermek ve kendisine oy veren, ancak tek başına iktidar yapmayan seç- men tabanına, "yarım iktıdann" zorluklarını sergilemek is- tiyor. Güvenoyiamasından hemen sonra, "ülke güvenliği" ko- nusunda TBMM'de açılacak genel görüşme, bu isteğin uver- türü olacak. Demirel, bundan birkaç gün önce ana muhatefet lideri Yıi- maz'la genel görüşme konusunu görüştü ve olumlu yanıt al- dı. Demirel, bu görüşmenin televizyondan naklen yayımlana- cağını da bildirdi. Halk böylece ülkenin bir numaralı sorununun, bir numa- ralı çözüm yerı olan Meclis'te nasıl tartışıldığını bir belgesel gibi seyredecek. TBMM'ye sürekli bir TV kanalı ayrılması da f ündemde mi? rgenekon, "Her oturum geniş kitlelerin ilgisini çekmeyebilir. Bu yüzden sürekli TBMM kanalına karar verirken, iyi ince/emek gerek" diyor. Batı'da TV'nin parlamentoya girmesi, uzun îartışmalardan ve testlerden sonra gerçekleşti. Bu tartışma sonu- cunda, bir çözüm üre- tilecek veya üretile- meyecek. Demirel'in amacı, bu durumu "halk nezdinde " tespıt et- mek. Peki, televizyonun koalisyonlu döneme damgasını vurması nasıl sağlanacak? Bunu, Ergenekon şöyle açıkladı: — Ayda en az bir kez lıderler TV'de tar- tışacaklar. — Her hafia parti temsilcileri bir konu- da açıkoturum yapacaklar. — Büfçe görüşmeteri, Meclis araştırma, soruşturmaları ve- ya öteki önemli oturumlar naklen TV'den verilecek. — Geniş kitleleri ilgilendiren konuların Meclis ıhtisas ko- misyonlannda görüşüldüğü günlerde buradan da canlı ya- yın yapılabilecek. Hükümet, bu canlı yayınlar sırasında Leyla 2ana gibilerin "gösteri" yapmasından korkmuyor mu? Ergenekon, "Hayır" diyor, "yapacak olan zaten bu özgür- lük ortamında başka fırsatlar bulur..." TBMM'ye sürekli bir TV kanalı aynlması da gündemde mi? Ergenekon, "Her oturum geniş kitlelerin ilgisini çekme- yebilir. Bu yüzden sürekli TBMM kanalına karar verirken, iyı incelemek gerek" diyor. Batı'da TV'nin parlamentoya girmesi, uzun tartışmalardan ve testlerden sonra gerçekleşti. Özellikle İngiltere'de bu konu çok tartışıldı. TV'nin parlamenterleri, "artistlik" yapmaya sürükleyeceği, gerçek yasama işlevlerini bir yana itip, yalnızca seyırcıler için "oynayacakları" öne surüldü. Bu yüzden İngıliz Parlamentosu'na TV'nin girmesi aşa- malı bir biçimde "geçicı" bir deneme süresinden sonra ger- çekleşti. Canlı yayın, Amerika'da da kolay kolay uygulanmıyor. Örneğin, Başkan Bush, zaman zaman yapacağı açıkla- malar için, "naklen" yayın isteğinde bulunuyor. Ama bu isteği, TV istasyonları "otomatik olarak" kabul et- miyorlar, "Açıklamanın niteliğini görelim, ona göre naklen yayımlayabiliriz" diyorlar. Amerika'daki "televizyon demokrasisi'nin gücü, Başkan'- ın gücünün çok üstünde. Türkiye'nin televizyon demokrasisi nasıl ve ne yönde ge- Itşecek? Bunu önümüzdeki günlerde hükümetin hazırlayacağı özel TV yasası ile TRT'ye verilecek yeni düzen belirleyecek. A TtNA-ANKARA Batı Trakya sorun olclııSTELYO BKRBERAKİS ATtNA — Yunanistan Baş- bakanı Konstantin Mitsotakis, Başbakan SuJeyman Demirel- in önceki gün TBMM'de Türk- Yunan ilişkilerine de yer verdi- ği hükümet programını acıkla- yan konuşmasmı "çok olamlu" olarak niteledi. Atina'da hükümet konseyi çaiışmalanndan sonra gazeteei- lerin sorulanm yanıtlayan Mit- sotakis, Başbakan Demirel'in Ankara daveiini kabul ettiğini dile getirirken bir kez daha "bdyfe bir ziyaretten oiumlu so- noçlann alınabümesi için ge- reldi ortanun hazuianmasın- dan" söz etti. Ancak Süleyman Demirerin konuşmasında "Baö Ihıkya'da insan baklannın çignendiğin- den" söz eimesi, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maooiis Kalamidas'm konu ile ilgili sert bir açıkiama yapma- sına da yo! açtı. Kalamidas, Demirel'i "tarihi gerçekleri sapürmakia" suçla- dı. Kalamidas'ın açıklajnası şöyle: "Sayın Demirerin, Törk- lunan mşkilerindeki anlaşmaz- lıklann gîderümesi için diJe ge- inligi arzusundan kaynakla- naa ümitleri maaiesef yalania- dıgına kanaat getirmiş buiunu- yonız. Demirel'in Batı Trakya için sövleraiş oldukian, tarihi gerçekleri çarpıtmakfan başka bir şey degiidir. Batı Trakya da bugiin için yaşayan 120 bin Müsliimana karşı, fstanbul, Gökceada ve Bozcaada'da çok a2 sayıda Rum yaşamaktadır. Baö Trakya da yaşayan azınük eşit baklara sahiptir ve kanun- lar karşısmda da eşittir. Sayın Demirel'e aynca Tiirk milletve- kili Çelik'in TBMM'de Batı Trakya'da Müslüman azınlığııı özgürlüğü vardır. Ancak Türk- iye'de çoğunluğu oluşturmamı- za karşm bu özgürlük yoktur' yolundaki açıkJamasını anım- satmak isteriz." Yunanlı gazeteciler, Mitsota- kis ile Dışişleri Bakanlığı Söz- cüsü arasındaki bu "eelişkinin" neredcn kavııaklandjğmı ve De- mirei'in Ege ile ilgili söyledik- lerine Atina'nm niçintepkigös- termediğini sordular. Hükümet sözcüsü Viron Po- iidoras, Kalamidas'm gösterdigi tepkinin Demirel'in yalnız Ba- tı Trakya için söylediklerine karşı olduğunu; Ege konusun- da ise başka bir açıkiama yapı- lacag^m söylemekle yetindi. ANAP'ın ikinciadamıDoğan, geçmişin izlerinisilipâtamadığınısöyledi 'lapılanları unutmadım 9 Hüsnü Doğan, Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın isteği üzerine ANAP yönetiminde görev aldığım belirterek "Bu dönem barış ve dayamşma dönemi olacak. Kırgın değilim, ama geçmişte yaşananların izlerini silip attım diyemem" diye konuştu. CANAN GEDİK ANKARA — Parti içerisinde li- beral eğilimin tep- kilerine rağmen ANAP'ta ikinci adamlığa getirüen Hüsnü Do- ğan, parti içerisindeki sıkmtıla- rı gidermeye çalışacağmı, önü- müzdeki dönemin ANAP için banş ve dayamşma dönemi ola- cağını söyledi. Doğan, Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın isteği üzerine ANAP yönetiminde ye- niden görev aldığını ifade ede- rek, "Kırgın değilim, ama geç- mişte yaşaoan olaylann izlerini tamamen silip attun, yapdanian anDttnm diyemem" dedi. Doğan, ANAP'm en yakın iktidar alternatifî olduğunu ifa- de ederek muhaiefette oldukla- n süre içerisinde parti içerisin- deki sıkıntılann giderilmesine çalışacakJanm kaydetti. Doğan, Semra Özal'ın tstanbul II Baş- kanlığı'na karşı pkması nede- niyle Milli Savunma Bakanlı- ğı'ndan azledilmesi olayı ile il- gili herhangi bir değerlendirme yapmaktan kaçımrken "Kırgın degilim, ama tabü geçmişte ya- şanan bazı olaylann Lderi kalır. Tamanuyla aidim attun diye- mezgniz. Ama artık o hadiseieri fazla hatırlayjp ne kendimize ne de partimize zarar vermenin bir faydası vardır" diye konuştu. Doğan, ANAP kuruculann- dan Ibrahim özdemir'in Genel Başkan Mesut Yılmaz'a yönelik "anti-demokratik, vefasız, kompleksli" biçimindeki eleşti- rileri ile ilgili sorulan da yanıt- sız bıraktı. Genel seçimlerde ko- alisyon hükümetini kuran par- tilerin "başanü" çıkmış sayıla- mayacaklarınj belirten Doğan, DYP'nin çok çaba göstermesi- ne karşılık ancak yüzde 27 oy al- dığım, SHP'nin de üçüncü parti olduğunu kaydetti. Doğan, hü- kümet programınifl tutarsızlık- larla dolu olduğunu ifade ede- rek "Programın iç tutarsıziıkla- n var, kendi felsefeleri ile tutar- sızhkian var, besabı kitabı iyi yapılmıs degil, seçimlerde çok raoathkla söyleyebildikleri vaat- lerini de yumuşatma ibtiyacı duymuşlar" dedi. Doğan, ANAP'm iktidar al- ternatifî parti oiduğunu belirte- rek şu görüşleri ortaya koydu: "Bu dönem partiraiz için, ar- kadaşlanmız arasında bir banş ve dayamşma dönemi olacaktır. Geçmişte batalanmız olabilir, bu hataJanmızı düzeltmeye gay- ret edeceğiz. Türkiye sartlannın imkâfl verdi|i en yakın tarinte tekrar iktidar ofanak için elimiz- den geien bütün gayreti göste- recegiz. Ben Öyle göriiyonım ki, miliet yeniden bia iktidara ge- tirecektir. Bu dönem bizim teşkilattan- nuda, gnıbumuzJa gayet sda bir şekilde çaiışmamız gereken bir dönem. tçimizdeki sıkıntıiann giderilecegi kanaatindeyim. Gi- derilmemesi için de bir sebep yok. Çünkii inamyorum ki biz oâlâ memlekete hizmet etme im- kfiuna sahibiz, bu memieketin bn partive Uıtiyaa var. İç mese- Jeleriraizi kendi ölçülerimizk, suhnnetle ve iyiniyetle çözmeye gayret ederiz, ama bizim esas meselemiz Tiirkiye'nin nıesele- Jeri. Kendi iç mesdeierimizi hiç- bir şekilde Tiirkiye'nin mesele- lerinin öniine geçirmeyiz." HEPkökenliMahmutAlınak SHP TBMMGrupBaşkanvekiliseçüdi Genel sekreterlîk kördüğümANKARA (Cumburi- yet Bürosu) — SHP'de genel sekreterlik secimi konusunda Genel Baş- kan Erdal Inönü'nün tavnmn açıklığa kavuşması bekleniyor. Bu arada SHP TBMM Grup Başkanve- killiği'ne HEP kökenli Mahmut Alınak seçildi. Hikmet Çetin'in dışişleri bakanı ol- masıyla birlikte genel sekreterlik için Cevdet Selvi, Ertuğnıl Giinay ve Ali Dinçer, aday olarak ortaya çıktılar. An- cak Inönü'nün başiangıçta bu görevi Selvi'ye önerrnesine karşm Çetin'in ha- len istifa etmemiş olması, adaylarda, "Inönii, iiç aday çıkması üzerine bu se- çimi yapmadan kurultaya kadar böyie gitmeyi mi düsüniiyor?" görüşünü uyandırdı. Çetin'in genel sekreterlikten istifa ede- ceğini henüz açıklamadığım belirten adaylar, înönü'nün seçimin kurultay ön- cesinde yapılıp yapılmaması konusunda tavnmn açıklığa kavuşmasını bekierae- ye başladılar. Bu hafta içinde yapılacak merkez yü- rütme kurulunda genel sekreterlik seçi- minin yapılıp yapılmayacağı konusunun netlesmesi bekleniyor. Jnönü, gazeteci- lerin bu konudaki sorularına, "Biraz bekleyin. Bu, bugünkü konu değü' di- yerek yanıt vermemeyi yeğledi. Inönü, genel sekreterlik seçiminin ku- rultay öncesinde yapılmasından yana ta- vır koyarsa Abdülkadir Ateş, Güneş Gürseler, Mehmet Moğultay ve Fikri Saglar'dan boşalacak genel sekreter yar- dımcılıkları için de seçim yapılması ge- rekecek. Bu arada SHP TBMM Grubu'nun dünkü toplanüsında, Seyfî Oktay'ın adalet bakanı olması dolayısıyla boşa- lan grup başkanvekilliği için seçim ya- pıldı. Grup başkanvekiUiği görevine Ço- rum Milletvekili Cemal Şahin ile Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak aday oldu. tlk iki turda her iki aday da yeterli oyu sağlayamadı. Üçüncü turda Şahin 20 oy alırken Alınak ise 47 oyla başkanvekili seçildi, 4 oy da boş çıktı. Böylece Fehmi Isıklar'ın Meclis Baş- kanvekili ve Saüh Süroer'in de idare ami- ri olmasıyla SHP'deki HEP kökenli mil- letvekillerinin parlamentoda etkin görev almalan sağlanmış oldu. Bu arada Erzincan Milletvekili Mus- tafa Kui, toplannda gündem dışı söz ala- rak SHP'nin, belediyelerde yanlış bir kadrolaşmaya gitmesi yüzünden başanh olamadığını kaydederek bakanlıklara yapılacak personel atamalarmda da dik- katli davrarulması gerektiğini kaydetti. tstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait 450 lojmanda oturan bin 600 seçmenden sadece 36'sımn SHP'ye oy verdiğini, bu- rada RP'ye 170 oy çıktığıru bildiren Kul, "SHP kadrolan bile geçen genei seçim- de kendilerine oy vermedi" dedi. 'Duble maaş' Malatya Milletvekili MusUfa Yılnuz ise yeniden milletvekili seçilenlerin iki kez maaş aldıklanm kaydederek kamu- oyunda 'dubie maaş' diye adlandırılan aylıklann iade edilmesini istedi. Kırklareli Milletvekili İrfan Gürpınar ise bazı merkezlerde yapılacak yerel se- çimlerin erteleneceği yolundaki haberleri hatırlatarak bu konunun açıklığa kavuş- turulması ve seçimlerin zamamnda ya- pılması gerektiğini söyledi. Demirel, komutanJarlGenelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş ve kuvvet komutanları, dün Başbakan Süleyman Demirel'i ziyaret ettiler. Demirel de beraberinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönu, Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz ve Içişleri Bakanı İsmet Sezgin olduğu halde Güreş'e iadeyi ziyarette bulundu. Güreş tarafından Demire! ve bakanlara brifing verildi. Başbakan Demirel daha sonra Sinop'un Boyabat ilçesinden gelen parti heyetini kabul etti. Bir partilinin, "1946'dan beri seni takip ediyoruz" şeklindeki sözleri üzerine Başbakan Demirel, "Yanlış bir şey yapmıyorsunuz. 44 sene sonra beni arayarak gelip de burada bulduğuna göre yanlış bir şey yapmadık değil mi?" diye konuştu. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken Giineydoğu sorunu iie ilgili olarak Meclis'te yapılacak genel görüşmenin televizyondan naklen yayımlanrr^ası konusundaki görüşünün değişmediğini belirten Demirel, "Gelecek hafta içinde de henüz tarihi belli değil, Güneydoğu'ya gideceğim"' dedi. Demirel, Olağanustü Hal Bölge Valiliği'nin kaldınlmasmın soz konusu olup olmadığı yolundaki bir sonıya karşılık da böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi. (Fotoğraf: AA) SHFli milletveküleri ve avukatlan girişime hazjrlanıyor Beşikçfye tahlîye istemîANKARA (Cumhuriyet Bn rosu) — DGM Savahğı'mn is- temi üzerine Ankara'daki evin- den aünarak Ankara Merkez Kapaiı Cezaevi'ne konulan sos- yolog Dr. tsmaü Beşikçi'nin ser- best bırakılması için, avukatla- n dün mahkemeye itiraz ettiler. Beşikçi'nin durumu Adalet Ba- kanı Seyfi Oktay'a da iletildi. "Ortadogn'da Devlet Terörii" başlıkh kitabında "bölücüiük propagandası" yapoğı iddiasıyla 1 ağustos tarihinde tutuklanıp 31 ekim günü tahhye edilen Dr. Ismail Beşikçi, bu kez de "Kürt- lerin Mecburi tskânı" adlı çalış- ması nedeniyle 25 gün sonra ye- niden tutuklandı ve Ankara Merkez Cezaevi'ne konuldu. Beşikçi'mn cezaevinde özel bir odaya ahndığı ve saçlarının ke- sildiği öğrenildi. 1977 yılında ka- leme aidığj "Knrflerin Mecbori tskânı" başlıkh çalışması nede- niyle 1978 yıhnda 1.5 yıl hapis cezası alan ve bu cezasını ta- mamlayan Beşikçi, toplam ola- rak 11 yılım hapishanelerde tu- tuklu ya da hükümlü olarak ge- çirdi. Beşikçi'nin avukatı Serhat Bncak, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, SHP'u' milletvekil- lerinin Adalet Bakanı Seyfi Ok- tay'la cezaevlerindeki genel du- rumun yanı sıra Güneydoğu Anadolu'da son zamanlarda yo- ğunlaşan gözaltına alma kam- panyasmı ele aldıklanm söyledi. "Diyarbakır milletvekili Leyla Zana'mn kardesi ite Mardin mil- lervekili Ahmct Türk'ün 3 yeğe- ninin dün gözaltına alındıguu ögrendik. Bu arada Beşikçi'nin durumu da Adalet Bakanı'na iletiHyor" dedi. Bucak, Beşikçi- nin "Kürtlerin Mecburi tskânı" adlı çalışmasmdan daha önce yargılandığım ve müvekilinin ce- zasını çektiğim hatu-latarak "Bir kişi, eger kitap yazmak suçsa, bir suçtan bir kere yargıianır ve bir kez cezaj-a çarptınlır. Beşik- çi'nin bir kez daha tutuklanm&a ve yargılanmaya çaiışılması utanç veriddir. 49. hükümetimiz eger demokrasiden yanaysa bu utancı derhal kaldırmalıdır" şekliiide konuştu. Bucak, Beşikçi'nin 1972'den bu yana Erzunım, Diyarbakır, Gölcük, İstanbul ve Ankara sı- kıyönetim ya da DGM'Ierince toplam 7 kez tutuklandığmı, ki- taplan, yazılan hatta mefctuplan nedemyle aieyhine toplam 26 dava açılmış olduğunu ve bun- lardan sekizinin halen sürdüğü- nü açıklamasına ekledi. Bu arada, avukatlar adına DGM Savalığı'na bir itiraz di- lekçesi veren avukat Celal Va- ral da tsmail Beşikçi'nin, tutuk- lanma gerekçesi olan kitap ne- deniyle 6 ay hapis yattığmı ifa- de ederek, Terörle Mücadele Yasası'nın 23. maddesi gereğin- ce söz konusu davanın düştüğu- nü bildirdi. *San Hoca'yaşamının 11 yılını hapistegeçindi RAGIP DURAN 52 yıllık yaşamının neredeyse 11 yılı- nı hapislerde geçirdi. Oysa ki resmı ıde- olojiyi eleştirmenin dışında hiçbir şey yapmamıştı. Arı gibi çalıştı. Kütüpha- neleri kemirdi. Belgeleri buldu, tahJil et- ti. Kitaplar yazdı, makaleler kaleme al- dı. Tıpkı Galile gibi"dün>a dönüyor" dedi. Gözaltına aldılar, tutukladılar, mahkemelerde yargıladılar, hapislerde çürütmeye çalıştılar. O yılmadı. Çünkü "diinya yine dönüyordu." "Kiirtler vardır" diyordu. O zamanlar Kürt ke- limesini telaffuz etmek bile sakıncalıy- dı. "Kürdistan devletlerarası bir sömiir- gedir" dedi. Kürdistan sözcüğü tabuy- du. Daha 1978'de, Ecevit ile Türkeş'in Kürt meselesi konusunda aynı görüşle- ri savunduklarını yazmıştı. Şimdilerde ise "ben demiştim" demiyor bile. Geçen yıl İstanbul DGM'de ilk kez yargıç karşısına çıkıyordu. Yaşlı yargıç, admı ilk kez duyduğu İsmail Beşikçi'nin ismini zorlukla söyledi. DGM yargıcı ahşmış. Orada çoğunlukla, izinsiz gös- teri yapan öğrencilerle bildiri dağıtan gençler yargılamyor. Beşikçi en rnütevazı haliyle, biraz da cezaevi yorgunluğu ile neredeyse süklüm püklüm oturuyor sa- nık iskemlesinde. — Sen misin İsmail Beşikçi? — Evet efendim benim. — Peki delikanlı kalk bakalım, ne söyleyeceksen söyle... Beşikçi kalktı. Elindeki notlara baka- rak 15 dakika konuştu. Kurtleri anlat- tı, Kürdistan'ı anlattı. Resmi ideolojiden söz etti, fikir ve tartışma özgürlüğüne değindi. Mantığı son derece sağlamdı. İddianameyi 15 dakikada çürüttü. Yar- gıç da bu olgunluk karşısrada şaşırmış- tı: — Peki efendim, buyurunuz oturunuz.' Beşikçi bugün Kurtlere kendi tarihle- rini, kendi gerçeklerini anlatmaya çalı- şıyor. Tek geçim kaynağı kitapları. Onlar da toplatılıyor, yasaklanıyor. Bir gariplik var Beşikçi meselesinde. Tiirkçulüğun Esaslan'nı, Diyarbakırh özbeöz Kürt, Ziya Gökalp kaleme aimış Türkiye'de. Kürtluğü, Kürt ulusal kim- liğini ise Çorum'un Iskilip ilçesinden sosyoioji doktoru İsmail Beşikçi anlatı- yor. Türk-Kürt kardeşliği mi bu? Bir keresinde sormuştum: — Hocam, DGM'de sanık sandalye- sinde tek başınasınız. Bu Kürt mesele- sini sizin gibi yanınızda savunan birkaç profesör, doçent filan daha olsaydı iyi olmaz mıydı? — Evet olurdu, ama bu benim kaba- hatim değil ki... Kürtlerin "San Hoca" namıyla bil- dikleri İsmail Beşikçi'yle Güneydoğu Anadolu'ya birlikte gitmek için birkaç kez öneri yaptım: "Ben oralara gidince insanlar topla- nıyor, nümayiş filan yapıyorlar. Sonra da polis asker geiip onları gözaltına alı- yor, dövuyor. Benim > üzümden başka- larıııın acı çekmesini istemem" diyerek reddetti hep. Cîzre'nin aydm köylüsü, İstanbul'da- ki Turk öğrenci, Zağros Dağı'ndaki PKK'h, Beşikçi'nin kitapiarını okuyor. Fikirierin zindanlarda boğulduğu nere- de görülmüş ki... 'Köşk dinlenmiyor 9 • ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanlığı, Çankaya Köşkü'ne dinieme cihazı yerleştirildiği yolundaki iddiaian yalaniadı. Dışişleri Bakanlığı tarafından konuyla ilişkin yapılan açıklamada şöyle denildi: "Gûnlük bir gazetede dün yayımianan bir haberde, bakanhğımızm Çankaya Köşkü'ne dinieme cihazı yerleştirdiği ve özel eğitim görmüş olan ajanlanm burada garson olarak göreviendirdiği iddia edilmektedir. Bu iddialar tamamen gerçek dışı olup, bütünüyle hayal mahsulüdür." Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi de yaptığı açıklamada söz konusu iddiaian yalaniadı. Uğur Dündar- Starl kavgası • TVServisi — Televizyonun 1. kanahnda dün gece yayımianan "Tele- Vizyon" programında geçen hafta Starl ekranında "asparagas" suçlamalanna hedef olan Uğur Dündar iddiaian yalaniadı. Dündar, tartışma konusu olan programa çıkan çocuklann, Uğur Dündar ve ekibi tarafından para verilerek mizansene alet edildikleri suçlamalann, "husumet sonucu ortaya atıidığmı" savundu. "Tele-Vizyon"da konuşan çocuklardan Emin Yokluk, "konuşmayı hiçbir baskı altında kalmadan yaptığını, çekimlerden haberdar olmadıklanm, çekimden sonra kendilerine 50 bin lira yiyccek parası verildiğini" söyledi. Dündar, söz konusu çocuklann banndıklan Yeldeğirmeni Misafirhanesi Müdiresi'nin baskısı üzerine Starl'de bu sözleri söylemek zorunda buakıldıklanm, İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nün •feldeğirmeni Misafirhanesi hakkında soruşrurma açacağını söyledi. Gerger yeniden seçildi • ANKARA (ANKA) — Doçent Dr. Haluk Gerger, Birleşmiş Mületler Dernekleri Dünya ffcderasyonu Yönetim Kurulu üyeliğine yeniden seçildi. Merkezi Cenevre'de bulunan federasyonun, Ispanya'nın Barselona kentinde yapüan Genel Kurul toplantısı sırasında Gerger, ikinci kez Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi. Haluk Gerger, federasyonun yönetim kuruluna ilk kez 1987 yılında secilmiş ve 41 yıl içinde bu göreve getirilen ilk Türk olmuştu. Gerger bu görevi dört yıl sürdürecek. Demirel'den hasta öğrenciye tedavi • ANKARA (ANKA) — Başbakan Süleyman Demirel, Mustafa Kemal Lisesi ikinci sımf öğrencisi böbrek hastası Yalçın Yaacı adlı öğrenciyi tedavi ettirecek. Demirel, başbakitnhk binasından aynlırken, Mustafa Kemal Lisesi'nden bir grup kız öğrenci tarafmdan yolu kesiidi. öğrenciler, Yalçm Yaacı adlı arkadaşlanna böbrek nakli gerektiğini, bunun için de 60 milyon liraya ihtiyaçlan bulı.nduğünu belirterek şu ana kadar 6 milyon lira para toplayabıldiklerini söylediler. ANAP Genel Başkam Mesut Yıimaz'ın da kendilerine bir milyon liralık yardımda bulunduğunu anlatan öğrencilerden hasta öğrencinin adı ve telefon numarasını alan Başbakan Demirel, "Merak etmeyin, ben tedavi ettireceğim" dedi. Korsan gösteri I tstanbnl Haber Servisi — Üm'versitelerde polisin bulunmasuu protesto eden bir grup öğrenci dün Çapa'da tıp fakültesi önünde Millet Caddesi'ni trafığe kapatarak korsan gösteri yaptı. Göstericiler molotof kokteyi atarak yolu ateşe verirken, "Polis dışan", "Üniversiteler bizimdir" diye slogan attılar. Göstericiler "YÖK'e hayır, mütevvelli heyetine hayır", "Üniversitelerde polis istemiyoruz" yazılı ild pankartı trafik ışıklarma astılar. Güvenlik kuvvetlerinin olay yerine gelmesiyle göstericiler ara sokaklara dağıldılar. Göstericiieri ara sokaklarda takip eden güvenlik kuvvetleri olayla ilgisi olduğu sanılan 30 kişiyi özaltına aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle