Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 27 KASIM 1991
HUSEYİN BAŞ
Tek Çıkar Yol.
Yugoslavya'da Sırp ağırlıklı federal ordunun Hırvat birlik-
leri tarafından aylardır savufidlan Vukovar'ı ele geçirip, bu
kez çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu Osjiek'e yoneldıği bır
arada AT ve BM'nın devreye gırmesiyle taraflar arasında Ce-
nevre'de imzalanan 14. ateşkes, bır dizi iç ve dış gelişmeler
göz önüne alındığında, öncekılere kıyasla daha fazla şansa
sahip görünmektedir. Ancak şu ana kaciar gelen haberler,
öncekı geceyarısı başlaması ongörüten ateşkese, tarafların
bütünüyle uymadıklannı, çatışmalanr. özeflikle Osjiek çev-
resinde tüm hızıyla sürdüğünü ortaya koymaktadır. Ne var
ki bu, tarafların görüşme masasına güç pozisyonunda otur-
ma çabasından kaynaklandığı şeklinde yorumlanabilir.
Çatışmaya taraf olan her iki cumhuriyetin, BM Barış Gü-
cû'nün çatışma bölgelerı arasında bir güvenlık kuşağı oluş-
turacak bıçımde yerleştirilmesini ilke olarak kabul ettikleri bi-
linmektedir. Oysa bunun, taraflar arasında imzalanacak ve
süreklilıği kanıtlanacak bır ateşkes anlaşmasına bağlı bulun-
duğu kımsenin saklısı değildır. BM'nin özel temsılcısi Cyrus
Vance, Barış Gücü'nün bölgeye yerJeşlirilmesinın temeî ko-
şulunun 'gerçek bir ateşkes' olduğunu en açık biçimiyle be-
lirtmiştir. 14. ateşkes konusundaki iyimserliğin kaynağında
görülen şudur: BM Barış Gücü isteniyorsa, ateşkese uyula-
caktır.
BM özel temsilcisi Cyrus Vance, AT barış elçısi Lord Car-
rigton'la Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç, Hır-
vatistan Devlet Başkanı Tudjman ve Federal Savunma Ba-
kam Kadıyeviç arasında Cenevre'de imzalanan 14. ateşkes
anlaşmasının içerıği, öncekilerden farklı değil. Federal ordu-
nun harekâtı durdurmasına karşılık, Hırvatlar federal birlik-
ler çevresindeki ablukayı kaldıracak ve bu birliklerin tüm si-
lahlarıyla birlikte cumhuriyet sınıriarı dışına çıkmasına izin
verecek. Bu evreyi, BM Barış Gücü'nün çatışma bölgelerın-
de güvenlik kuşağı oluşturması tzleyecektır. Ancak bu, ça-
tışma bölgelerınin karmaşık nıtelığı yüzunden kolay görün-
memektedir. En azından BM Banş Gücü'nün sayısının ne ola-
cağı, hangi bölgelere yerfeştırileceğinin ayrıntıları henüz be-
lirlenmış değıldir. Taraflar arasında diyalog, bu zorun\u ba-
rış ortamının kurulmasından sonra başlayabilecektir. Hırva-
tistan yönetımının binlerce mılisi olan aşırı sağcı Hırvat Halk
Partısı liderını tutuklaması, Belgrad'da insanların "bu kirli sa-
vaşı durdurun" sloganlarıyla sokaklara dökülmesi banş ve
diyalog umullannın bûtünüyle ortadan kalkmadığını göste-
ren işaretler arasında sayılabilir.
Diğer taraftan çatışmaların sürekli ateşkeslerle noktalan-
ması, tarafların sorunun silah zoruyla çözümünün çıkar yol
olmadığmı, boşa akıtılan kardeş kanının, onca yıkımın, ay-
rılmaya da, etnık, ekonomik ve siyasal alanda yeni dengeler
üzerıne temellendirile- _
cekbjrbiriiğinihyasma Hırvatistan yönetiminin,
da hizmet etmediğini M / n / p r r p m///o/ n ı a n **,,,
bugün düne oranla da-
o ı n
'
e r c
f rnmsi Olan aşin
ha iyi anlamaya başla- SağCI H/rvat Halk PaitİŞİ
dıkları izlenımim güç- Hderİnİ tutuklaması,
lendırmektedir. Başta Qg/O rpW'
AT üyelerı olmak üzere ^y'30
bölgede hiçbir ülkenın "Bu kirli
çatışmanm yayıiarak durdurun" sloganlarıyla
sürmesine seyirci kal- s o /(-a i(-/a r a dökülme><ii
mayacağı açıktır Yangı-
5 O
««*'«
r
a CIOKUimeSI
na korükie giden bır iki ve diyalog umutlarının
Avrupalı gücün dışında, bûtünüyle Ortadan
sSra^^ıSJn; ^mad.ğm, gösteren
istememektedir. Bu açı- işaretler.
dan bakıldığında taraf-
ların diyalogdan başka ciddi bir seçeneğe sahip olmadıkları
söyienebilir.
Aynı ırktan gelen, aynı dılı konuşar, aynı düşmana karşı
savaşarak kurulan bırliğin, elli yıldır sürdürülen çoğunca ba-
siretsiz politikalar yûzünden Yugostav kimliğini, etnik kim-
iiklerin ûzerine çıkaramadığını ortaya koymaktadır. Bunda en
büyük pay, kuşkusuz, cumhuriyetler arası ekonomik denge-
leri gözardı eden etnik ve dinsel farklılıkları körukleyerek aşın
milliyetçiliği hortlatan bencıl zıhnıyet; gıderek Yugoslav bırli-
ğinin parçalanmasında çıkar gören kımi Avrupa güçlerinin-
dir. Doğu'dan gelen, öncelıkle de bızzat kendısını altüst ede-
rek dünyanın çeşitlı bölgelerınde birliklerin dağılma süreci-
ni başlatan milliyetçılık rüzgârının, dağılıp ufalanması ıçin he-
men her şeyin fazlasıyla hazır olduğu Yugoslav birliğinin et-
kilenmemesı elbette kı beklenemezdı. Ancak çoğu ülkede
görülduğu gibi birliklerin dağılıjiası, tıpkı kurulmaları gibı ko-
lay olmamaktadır. Yugoslav ömeğınde, bu neredeyse çözum-
süzdür. Bûtünüyle dağılmayı ciddi bir bıçimde engelleyen sa-
yısız sorun vardır. Çeşitli ırklardan oluşan nüfusun fiziksel
ve coğrafi dağılımı, ekonomik entegrasyonu, ülke bütünlü-
ğünü tehdit eden ve bu nitelığıyle de doğrudan birliği ilgi-
lendiren sorunlar, tıpkı uluslararası bağlantılar gıbi, sözü edı-
len ciddi engeller arasında sayılabilir.
Kanımızca, şu anda en büyük tehlike, bazı Avrupa ülkele-
rinin Slovenlerin ve Hırvatların bağımsızlığmı tanıma eğilim-
feridir. Böyle bir tutum, 14. ateşkesin de, sorunun barışçı çö-
zümünün de sonu olacaktır. Dahası, bu tür bir girişim, bü-
yük Sırbistan, büyük Hırvatistan düşü peşinde olan aşırıla-
rın ekmeğine yağ sürecektır. Böyle bir olasılıktan en çok za-
rar görecek olan cumhuriyet ıse Bosna Hersek'tir. Bu neden-
le, orada yaşayan Müslümanlar, varlıklannı ve barış içinde
yaşamalarını borçlu oldukları dengeleri hassasiyetle korumak
durumunda olmalıdırlar. Geçenlerde Türkiye'yi zıyaret eden
Bosna Hersek başbakan yardımcısının, bu ziyareti Belgrad1
dan habersız yapmasını ve Türkiye'de ortada hiçbir belırtı yok-
ken muhtemel bir iç çatışma hakkında dehşet tabloları çi-
zen demeçler vermesini akılcı ve ölçülü bir siyasal yaklaşım
olarak görmek ne yazık ki mümkün değildir. Bu arada Türki-
ye'nin de bu tür konularda en azından bundan sonra daha
duyarlı olacağı umulur.
Yugoslav halkları için çıkar yol, birliği oluşturan cumhuri-
yetler arasında yeni ekonomik ve siyasal dengeler üzerine
temellendirilerek yeniden yapılandırılacak bir birlikteliktir.
Adı ne olursa olsun.
msamarin,
Wctshington'da bir amya gelen uzmanlarKürtlerin durumunu tartıştı
Kürt lobisinin ABD aOrtadoğu İnceleme Kurumu'nun düzenlediği toplantıya 'bilimselliği'
tartışmalı tebliğler sunuldu. ABD ve Avrupa'da yaşayan Kürtler
arasında yapılan ankete dayanarak Kürtlerin yüzde 99'unun
bağımsızlık istediği öne sürüldü. Bir başka tebliğde ise Türkiye'deki
Kürt nüfusunun 2050 yılında 49.3 milyona ulaşacağı ileri sürülerek
Kürtlere "Savaşmayın, sevişin" tavsiyesinde bulunuldu.
UFUK GÜLDEMtR
WASHINGTON — Ortado-
ğu İncelemeleri Kurumu'nun
(MESA) yılhk toplantılan çer-
çevesinde ve New York'ta bulu-
nan Kürt Enstitüsii'niin himaye-
sinde ABD başkentinde bir ara-
ya gelen Amerikalı Kürt uzman-
lan 'Kürt sorununu' tartıştı.
Bu kapsamda basına açıkla-
nan, ancak metodolojisi soru
işaretleri uyandıran "tarihte ya-
pılmış ilk Kürt kamuoyu
yoklamasmda" Kürtlerin yüzde
99'unun bağımsızlık istediği Ueri
sürülürken, hangi bilimsel veri-
lere dayanıiarak yapıldığı açık-
lığa kavuşmayan bir başka araş-
tırmada Kürtlerin 2050 yılında
Türkiye'deki toplam nüfusun
yüzde 46.6'sını oluşturacağı id-
dia edildi.
Washington Hilton Oteli'nde
yapılan Ortadoğu incelemeleri
yılîık toplantısında ortaya atılan
bu tezler Amerikan yönetiminin
resmi göruşlerini yansıtmıyor.
Ancak diğer yandan Amerikan
yönetimi mensuplan bu panel-
lere katılıp tebliğleri dinliyor,
not alıyor. Her ne kadar Kürt
konusundaki tebliğlerde ortaya
atılan iddialann 'biiimselligi'
tartışmalıysa da MESA toplan-
tısı genel olarak ciddi bir bilim-
sel platform olarak kabul edili-
yor.
MESA'nın bu yılki Kürt pa-
neli, aynı zamanda Amerika'da
gecmise oranla göreceli olarak
güçlenen Kürt lobisinin varlık
gösterdiği bir toplanu oldu. Pa-
neli sadece bilim adamlan değil,
'Kürdistan İsJam Partisi' gibi
gnıpların temsilcileri de izledi.
Aynca Kürt konusu ile ilgile-
nenlerin daha iyi iletişim kur-
malan için yeni bir organizas-
yon arayışı başladı.
Panelde sunulan ilginç tebliğ-
lerden birisi Pensylvaniav Üni-
versitesi öğretim üyelerinden
Dr. Aram Nigogosyan'a aitti.
Tezin özünü PKK'nın 'terörisl'
bir örgüt olduğunu tartışmaya
açmak oluşturuyordu. Nigogos-
yan, bu kapsamda "PKK'nın,
devlet teröriine devrimd terör
ile karşılık verdiğini" ileri sür-
dü ve TBMM'deki yemin töre-
ninde HEP milletvekillerinin
davranışını övdü. Nigogosyan,
Kürt konusuna 'siyasi çözüm
TANKLIASAYİŞ—Ateşkesin ardındanderinbirsessizliğegömulenNustorköyünde HırvataskerlertaDklartadevriyegeziyor.(AP)
Hırvatistan, Avrupa ve ABD'nin savaşa iepkigöstermemesini eleştirdi
Zagreb'den Batı'ya suçlama
BM öncülüğünde sağlanan 14. ateşkesin ardından, Osijek
kenti dışında tüm bölgelerde çarpışmalarm durulduğu bildirildi.
Dış Haberier Servisi — Hırvatistan Dev-
let Başkanı Franjo Tudjman, Batı Avrupa
ve ABD'yi ağır bir dille elestirerek Sırp sal-
dınları karşısında sessiz kahnmasını kına-
dj. Yügoslavya'da vanlan 14. ateşkes anlaş-
masının ardından Hırvatistan'ın büyük bö-
lümünde çatışmaların kesildiği, ancak fe-
deral ordunun Osijek'e yönelik saidınsırun
sürdüğü bildirildi.
Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudj-
man Batı Avnıpa ve ABD'yi, Hırvatlara
yönelik saldjrılara izleyici kalmakla suçla-
dı. AFP'ye bir demeç veren Tüdjman, Hır-
vatistan'ın güçlü federal ordu karşısında
yalnız bırakıldığı belirterek "Herkes Hır-
ratlara arica çıkılması gerekügiııi söylüyor,
ancak Sırplan durdurmak için hiçbir şey
yapümıyor" dedi. ölü sayısı giderek artar-
ken Avrupa ve ABD ile görüşmeleri sür-
dürdüğü için eleştiri aldığını söyleyen Tüdj-
man, "Avrupa ve diğerleri bir şeyler yapar
göıünüyorlar, ancak ası) yapmalan gere-
keni yapmıyorlar. Hırvat ynralılar ve sivil-
ler adma yapılanlar için Avrupa'ya müte-
şekkiriz, ancak yardım koridoıian oluştur-
mak sorunu çözmnyor" dedi.
Yugoslav ordusunun ilerleyişini durdur-
mak için Hırvatistan'a bir an önce BM ba-
rış gücü askerlerinin gönderilmesini iste-
yen Tudjman, 10.000 kişilik bir gücün ba-
rış sağlanması için yeterli olacağını söyle-
di. Tudjman, federal orduyu da, barış gü-
cü gelmeden Hırvat topraklarının büyük
bölumünü ele geçirmeye calışmakla suçla-
dı. BMve AT öncülüğünde sağlanan 14.
ateşkese karşın Hırvatistan'ın Osijek ken-
ti çevresinde federal ordu birlikleri ile Hır-
vat milisler arasında çarpışmalar sürüyor.
Zagreb radyosu, ordunun dün Osijek'e ro-
ket saldınsı düzenlediğini ve saldında 1
Hırvatın öldüğünü duyurdu. Yugoslav kay-
nakJar savas bölgelerinde ise çarpışmala-
nn kesildiğini bildirdiler.
olasılığının' da uzak olduğunu
iddia etti.
Bir başka ilginç tebliğ Har-
vard Üniversitesi'nden Mehr-
dad Izady tarafından sunuldu.
Izady, 'Kürt Nüfns Devrimi'
başlıklı incelemesinde Türkiye'-
deki KUrtlerin nüfusunun
2020'de 34.1, 2050'de de 49.3
milyona yükseleceğini vurgula-
dı. Izady, 2050'de Türklerin
azıniık hale geleceğini, dolayı-
sıyla da 'Türkiye'nin Kürtleşe-
ceğini" ileri surdu. Bir başka id-
diası da 15 yıl sonra çoğunluğu
Kürtlerden oluşacak Turk ordu-
sunun Kürtlere karşı mucadele-
de zorlanacağı idi. Izady, "Ya-
ni Kurtier savas değil, aşk yap-
maya devam ettikçe, bu iş zaten
kendiliginden çoziilecek" dedi.
Izady'nin bu incelemesinin
'bilimsel temelleri' salonda tar-
tışma yarattı. örneğin, Prof.
Justin McCbarty "Rakamlan-
nız inanılacak gibi değil, bunlan
hangi bilimsel verilere dayandı-
nyorsunuz?" diye sorunca,
Izady nüfus sayımlanna değil,
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ka-
ya Toperi'nin Körfez savaşı sı-
rasında telaffuz ettiği bazı ra-
kamlara atıfta buiundu. Yani
verileri, ya geçen ytlzyılda atla
dolaşıp tahmin yapan seyyahla-
ra ya da siyasi beyanlara daya-
nıyordu.
Paneldeki bir diğer ilginç teb-
liğ de 'tarihte ilk kez yapılan
Kürt kamuoyu yoklamasunn'
sonuçlanna ilişkindi. Bu tebli-
ği New York'ta kunılu Kürt
Enstitüsü'nün yönetidsi Dr. Ve-
ra Saedpour sundu. Ancak söz
konusu kamuoyu yoklamasının
bir sorunu, sadece 'dışanda' ya-
şayan Kurtier arasında yapılmış
olmasıydı. Yani Amerika'da,
Avrupa'da yaşayan ve Kürt
Enstitüsü'nün listesinde olan
Kürtler. Saedpour, verdiği bil-
gilere göre 350 kişiye anket so-
rulannı yolladı ve yüzde 44 ora-
runda yanıt aldı. Yanıt verenle-
rin yüzde 31'i Türkiye Kürtle-
rinden oluşuyordu. "özal'ın
Kürt liderlerle görüşmesini
olumİD buluyor mnsunuz" so-
rusuna Irak Kurtleri yuzde 75
oranında 'evet' derken Türkiye
Kurtleri yüzde 85 oranında
•hayır* dedi. Türkiye Kurtleri
'Sizi kim temsil ediyor' sorusu-
na yüzde 87 oranında 'Abdul-
lah Öcalan', yüzde 4 oranında
'Kemal Barkay', yüzde iki ora-
nında 'Talabani' yanıtını verdi.
Yoklamaya yanıt veren Türki-
ye kökenü Kürtler yüzde 99 ora-
nında 'bağımsızlık istediklerini'
de söyledi. "Bunun için mıica-
dele verir misiniz" sorusuna
'evet' yanıtı verenler ise yüzde
95 oranında oldu.
Bu yoklamanın metodolojisi
de salonda tartışmalar yarattı.
Bazı bilim adamlan, Amerika'-
da, Avrupa'da yaşayan ve Kürt
Enstitüsü'nün 'posta listesinde
yer alan' Kürtler arasında bir
kamuoyu yoklaması yaparak
Kürt halkının neler düşündüğü-
nün anlaşılroasının oianaksız ol-
duğunu vurguladı. Bir kısmı da
bu yoklamayı "Paris'te yaşayan
Beyaz Ruslara çan tekrar işba-
şında görmek isteyip istemedik-
lerini sorup yüzde 99 oranıoda
'evet' yanıtı almaya" benzetti.
Avrupa KonseyiDışişleriBakanları Toplantısı'na katılan Bakan Hikmet Çetiru
tnsan 11aklanncla venî dönem
SABETAY VAROL
STRASBOURG — Ehşişltri Bakanı
Hikmet Çetm, Türkiye'de insan haklan
konusunda yeni bir dönem acılacağmı
belirterek "Işkenceyi tarihin derinlikle-
rine gömmeye kararlıyız" dedi. Bu ko-
nudaki yasal düzenlemelerin en kısa za-
manda yapılacağını kaydeden Çetin, Gü-
neydoğu'da olağanüstü hal ve köy koru-
culuğu sisteminin yerine kurulacak yeni
sistem için çalışmalar yapılacağını da
kaydettı.
Çetin, Avrupa Konseyi Bakanlar Ko-
mitesi Toplantısı sonrasında Türk ve ya-
bancı gazetecilere yeni hükümet progra-
mı konusunda bilgi verdi.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, koa-
lisyon hükümetinin anayasayı değiştinne
niyetinde olduğunu, toplumun tüm ke-
simlerinin üzerinde anlaştığı "sivil" bir
anayasa hazırlanacağını belirtti. Ancak
bunun zaman alacağı hesaba katılarak
kısa sürede sonuç verecek yasal değişik-
liklere gidileceğini ve Paris Şartı'nın Ön-
gördüğü tüm değişikliklerin gerçekleşti-
rüeceğini vurguladı.
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları
Toplantısı, yeni hukümetin Dışişleri Ba-
kanı Hikmet Çetin'in bakan olduktan
sonraki ilk yurtdışı gezisi olması acısın-
dan da büyük önem taşıyordu.
tnsan hakları ihlallerine ilişkin suçla-
malar yûzünden yakın geçmişte Türk dış
politikası için sürekli sorun oluşturan
Avrupa Konseyi'ne, dışişleri bakanının
"yeni hnkümetin eskistnden çok farklı
bir yaklaşım içinde oldugu" mesajını
verme çabası taşıdığı gözlendi. Bakan-
lar Komitesi toplantısı sırasında yaptığı
konuşmada ve daha sonraki basın top-
lantısında bakanın ısrarla bu konunun
üzerine gitmesi, Türkiye'nin izleyeceği
yeni dış politika açısından önemli ipuç-
lan venli.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin,
daha sonra Avrupa Konseyi Genel
Sekreteri Catherine Laiumiere Üe ikiü bir
görüşme yapü ve aynı noktalara kuvvetle
değindi.
Bakan Çetin, dünkü temaslanyla ilgili
kendi izlenimleri sorulduğunda, demok-
rasi ve insan haJdarıyla ilgili açıklama-
lannın olumlu karşılandığını, zaman
gectikçe bu noktalardaki kuşkulann da-
ha da giderileceğini belirtti.
VEFAT
Balkan Savaşı Şehidi Binbaşı Şevki Efendi ve merhume Emine Hanım ile
Devlet Şûrası Azası merhum Irfan Bey ve merhume Dilber Hanım'ın
torunları; merhum General Ismail Hakkı Kurtböke ve merhume Fatma
Macide Kurtböke'nin oğullan; Oktay Kurtböke ve Yurdagü] Emine
Büke'nin ağabeyleri; Zeki Büke, Şelâle Büke ve Gufran Kurtböke'nin kaynı;
Güner Kurtböke'nin değerli eşi, Dr. îpek Dilber Kurtböke'nin ve Petek
Kurtböke'nin sevgili babaJarj; Halit ve Hakan Büke'nin dayıları; Pürien
Kurtböke'nin amcası, Asil Büke'nin büyük dayısı Kabataş Liseli
Ulaştırma Albay (E)
Kayahan Şevki KURTBÖKE
1953-13
Vefat etmiştir. Cenazesi 27 Kasım Çarşamba günü (bugun) Levent
Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra, Maltepe üülsuyu
MezarhğVnda toprağa verilecektir.
AİLESİ
Not: Cenaze törenine çiçek gönderilmemesi, isteyenlerin Türk Eğitim Vakfı'na
(TEV) bağışta bulunmalan rica olunur.
ITALYÂNBAŞBAKANIANDREOflTI'NÎNtDDtASI:
Papa suikastında CIA parmağı
Papa suikastının ardındaki karar mercileri
hakkında yeni soru işaretleri açan Giulio
Andreotti, Papa davaları sırasında bazı
kanalların çok az araştırıldığım söyledi.
NtLGÜN CERRAHOCLU
ROMA — Italyan Başbaka-
nı Giulio Andreotti'nin iddiası-
na göre Papa suikastının ardın-
da uyuşturucu trafiğiyle uğraşan
çevrelerin ve CIA'nın parmağı
var. Papa suikastının ardındaki
karar mercileri hakkında yeni
soru işaretleri açan Giulio And-
reotti, Papa davaları sırasında
bazı kanalların çok az araştırıl-
dığıru söyledi.
Luca di Schiona adlı bir ya-
zann Papa hakkında yazdığı
"Karol Wojtyla" (Polonya'lı Pa-
pa II. Jean Paul'ün Gerçek Adı)
adlı kitabı tanıtmak için katıldı-
ğı bir toplantıda konuşan And-
reotti, "Papa snikastını değer-
lendirirken çok dikkatli o\-
malıyu" dedi ve ekledi: "Papa
davası sırasında bence önemli
bir açık verildi. Agca'ya dava sı-
rasında (olaya adı kanşan Bul-
gar Havayollan görevlisi) Anto-
novia suikastı planlamak için
nerede buluştuklaruu sordular.
Ağca, 'Antonov'un evinde' dedi.
Onun üzerine 'Evi tarif et' de-
diler. Ağca bn sonıya 'Bırakın
düşüneyim, yarın size bir not
gönderirim' djyerek cevap verdi.
Derken ertesi gün mankemeye
bir mimann eiinden çıkmış gibi
bir ev planı geldi. Bu plana gö-
re salonla yemek odası arasında
bir siirme kapı vardı. Oysa An-
tonov'un evinde yapılan araştır-
malar böyle bir kapının olmadı-
gını kamtladı. Antonov'un evin-
de böyle bir kapı yoktu, ama all
katta otnran bir başka yabancı-
nın evinde Ağca'nın tarif ettiği
gibi bir kapı bulunuvordu. Söz
konusu yabancı ise bir Batı ül-
kesinin istibbaral servislerine
olan yakınlığı ile biliniyordu..."
Andreotti'nin casus romanlan
tanımlamasına uyan bu açıkla-
masının ardından tabii ilk soru-
lan soru "Kim bu yabancı" ol-
du. Ve hemen Italyan Başbaka-
nı'nm ad vermeden sözünü et-
tiği yabancının Andrea Felü
MorlioD adında bir papaz oldu-
ğu tespit edildi. "Balcan Air"
görevlisi, Antonov'un oturduğu
Pola sokağmdaki 29 nalu apart-
manda yaşayan papaz Morlion-
un CIA ajanı olduğu ve bir ispi-
yon yuvası diye bilinen "Pro
Deo Üniversitesi"ni yönettiği
açıklandı. ltalyan basını bu ara-
da Papaz Morlion ile "Pro Deo"
Üniversitesi'nin adına ünlu Kar-
dinal Paul Marcinkus'un adıy-
la birlikte Kızıl Tügaylar'a iliş-
kin davalarda da rastlandığını
hatırlattı. Geçmiş yıllarda Kızıl
Tügaylar'a ait evlerden birinde
Morlion ve Marcinkus'un isim-
lerine rastlanmış olduğuna işa-
ret eden ltalyan yayın organla-
n, 4u adların zamanında Kızıl
Tügaylar'ın davalannı ızleyen
adli makamlann flgisinî çekme-
diğini, çünkü terör yülannda Kı-
zıl Tügaylar'ın dini çevrelere hiç
saldırmamış olduğuna değindi.
Giulio Andreotti, sözlerine şöyle
devam etti: "Bu papa suikastı
olayı baştan aşağı gözden geçi-
rilmelidir. Bence en olası ihti-
mallerden biri hiç hesaba katıl-
madı. O da olaym uyuşturucu
trafigini yönetenkrk bir ilgisi
olabilecegiydi. Antonov Roraa-
da bir hava yollan şirketinde ca-
lışıyordu. Uyuşturucu trafiği
için bir hava yolu görevlisinden
yararlı başka bir şey olabilir
raiydi? Sonra bu Ağca besbelli
Tiirkiye'de çok yiiksek yeıierden
korunoyordu. Cebinde (onla pa-
rayla ülke ülke dolaşıyordu. Ağ-
ca bizim için hala biiyiik bir mu-
ammadır. Dikkat ederseniz bu
adam, hakkında verilen ömür-
boyu hapis cezasına itiraz etme-
miş, karan temyize götürmek
için tek bir teşebbüste dahi bu-
lunmamıştır."
'Enver Hoca
cahil ve
gaddardı'
• TtRAN (AA) —
Arnavntluk'ta, SosyaUst
Parti'nin (eski lşci Partisi)
lideri Fatoş Nano, ülkeyi
yıllarca tek adam olarak
yöneten Enver Hoca'nın
'gaddar ve cahil bir
diktatör' olduğunu söyledi.
Nano, partisinin önceki gün
Tiran'da başlayan birinci
konferansında yaptığı
konuşmada, Enver Hoca
gibi 'çok yönlü ve çelişkili*
bir kişinin
değerlendirilmesinin sadece
siyasi partiler değil,
toplumun tüm güçleri
tarafından yapılrnası
gerektiğini belirtti.
KDP: Saddam
saldınya geçti
• HAKKÂRİ
(Cumhuriyet) — Irak
Kürdistan Demokrat
Partisi'nin (IKDP) Sesi
Radyosu, Saddam
Hüseyin'e bağh birhkJerin,
Irak'ın Erbil kentindeki
Kürtlere karşı saldınya
geçtiğini duyurdu. IKDP
radyosu önceki akşam
18.00'deki yayımnda, Irak
lideri Saddam Hüseyin'e
bağlı birliklerin savaş
helikopterleri ve tank
desteğiyle Erbil'deki
Kürtlere saldırdığını ve bu
bölgede yaşayanlann Iran
sınınndaki Diana ve
Rıvandız'a doğnı göç
etmeye başladığımı
duyurdu. Radyo yayımnda,
peşmergelerin saldın sonrası
dağlara çekildigini,söyledi.
Radyo, Saddam'a bağlı
silahJj birliklerin Musul'a
bağü Akra ve Duhok
kentinin çevresinde büyük
yıgınak yaptığmı da
belirtti.
ABDTi rehîne
bırakılacak
• BEYRUT (AA) —
Lübnan'da rehin tutulan bir
Amerikalmm birkaç gün
içinde serbest
bırakılabileceği bildirildi.
Fransız haber ajansı AFP,
güvenilir bir kaynaktan
aldığı bilgiye dayanarak,
tran'a yakın örgütler
tarafından Lübnan'da rehin
tutulan üç Amerikalı,
Joseph Cicippio, Alann
Steen ve Terry Anderson
adlı kişilerden birinin
önümüzdeki üç gün içinde
serbest bırakılacağmı haber
verdi. lran haber ajansı
Irna, geçen hafta
Beyrut'taki güvenihr
kaynaklann, ABD'li bir
rehinenin yakın zamanda
serbest bırakılacağını
bildirdiklerini açıkiamıştı.
Kuliyev'in
açıklaması
• ANKARA (AA) —
Türkmenistan Dışişleri
Bakanı Avdi Kuliyev,
Ankara'dan, "resmen
tanınmalan" yolunda bir
taiepleri olmadığını söyledi.
"Sovyet Birliği"nin
korunmasından yana
olduklarını belirten Kuliyev,
Türkmenistan
Cumhurbaşkanı Sefernurad
Niyazov'un Türkiye'ye
yapacağı ziyaret ile
"ihşkilerin yepyeni bir
düzeye cıkacağını" kaydetti.
Tataristan'da
kaza: 37 ölü
• MOSKOVA (AA) —
SSCB'de iç hat seferi
yapmakta olan
'Antonov-24' tipi küçük bir
yolcu uçağının Tataristan
Cumhuriyeti'nin Bugulma
kenti havaalanına inerken
yere çakılması sonucu 37
kişi öldü. TASS'ın haberine
göre Sibirya'daki
Nijnevartovsk kentinden 33
yolcu ve 4 kişilik
mürettebatı ile kalkan uçak,
dün sabaha karşı inişe
geçtiği sırada henüz
belirlenemeyen bir nedenle
yere çakıldı.
Türk genci
müdiirünü
bıçakladı
• BERLtN (AA) —
Berlin'in Steglitz semtindeki
"Hermann-HoIIerith"
Meslek Okulu'na giden 17
yaşındaki bir Türk öğrenci,
61 yaşındaki okul
müdiirünü bıcakla ağır
yaraladı. Sınıf
arkadaşlannın, okula
silahla geldiği ve
uyuşturucu kullandığı
yolundaki şikâyetleri
üzerine, okul yöneticileri
tarafından hakkında
uzaklaştırma karan verilen
Türk genci, bu karardan
sonra okula gelerek ders
vermekte olan müdüre
bıcakla saldırdı. Okul
müdurünün kolundan ve
sırtından ağır yaralandığı
açıklandı. Türk genci
olaydan sonra tutuklandı.