22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
(HURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 27 KASIM 1991 .T4HIR HATIBOĞLU Neresi Özerk? Buncın on yıl once unıversıtelerımızın başına YÖK adı verı- len bır kurum geldı oturdu Bunu hepımız bılıyoruz Bu kurumui başı da ûnlu Sayın Prof Dr ihsan Doğramaa dır YÖKunve bu ünlu başkanın hunerlerıyle unıversıtelerımızın nereye jeldığını hepımız çok 1yı bılıyoruz Ancak bu unlü baş- kan gıdşı gorülduğu ıçın bugunlerde sıkça Unıversıtelerımız dunyann en ozerk unıversrtelerıdır demeyı ısrarla surduru- yor Olacak ış değıl Şımdısıze YÖK yasasından bazı alıntılar yapacağım ve hıç yorum japmadan bu guzelım unıversıtelerımızın ozerk olup olmadığna sız karar vereceksınız 1 Unwersıte bılımsel özerklığe sahıptır (m 3/d) Yonetsel ozerklığn olmadığı yerde bılımsel ozerlık olur mu9 Nrtekım olmayacağı on yılda lyıce kanıtlanmıştır ûrneğın bır bakanlı- ğın ıl rrudüru ben ozerkım' dıyebılır mO Dıyemez çunku kencısın atayan bakandır Unıversıtede butun yonetıcılerı Dogramacı ve onun başkanı olduğu kurul atar 2 öğretım uyelerının nasıl oğrencı yetıştıreceklerı ve nasıl araştırma yapacakları ve davranacaklarının sınırı yasayla çı- zılmıştır (m 4 5) Hepımız bılıyoruz kı, bılım sınır ve engel tanımaz bılım adamı da Bılım evrensel anlamda gerçeğı arar buür ve yayar örnegın, orf ve âdetlere aykırı araştırma ve yayınyapamaz bır ogretım uyesı Derslerınde duşuncesıne sınır koymak gıbı bır zoru vardır 3 YÖK yasasında yazılan butun yetkılerı kullanacak olan YÖK uyelerının tamamı atamayla gelmektedır Atamalı olan kışı kenösını ozerk sayar mO Kuşkusuz hayır Nıtekım on yıl- da atanaiları gorduk 4 Yüksekoğretım Kurulu nun amaç, ana ılkelerı ve ongördu- ğu duzene aykırı harekette bulunanlar ya surgun edılırler ya da ışlerıne son verılır (m 7/L) TC yasaları ıçınde hıçbır yasa kendısın eleştırenlerı cezalandırmaz Boyle bır yetkı yalnız YÖK yasasına konmuştur Bırakınız yasayı anayasayı bıle eleştırme ongorduğu düzenı beğenmeme hakkınız vardır Ama ogretım uyelerı YÖK'le ılgılı eleştırıye gırerse ya surgun edılıyor ya da ışınden oluyor Bu konuda ornek çoktur 5 YÖK rektörun onerısı veya doğrudan ogretım uyelerının kurumlanyla ılışkılerını keser veya denenmek uzere başka bır unıversıteye atar (m 7/L) Bu maddeyle bır ogretım uyesı bır gecede kendısım, Ankara da ıse Trabzon da, Elazığ da bulabı- lır Buuygulamanındaomeğı çoktur 6 Sozde en yetkılı _ _ ^ _ _ _ ^ _ ^ ^ ^ _ akademık organ olan umversıteierarası kurui Bugun, hukumetı kuran ıkı uyelerının yarısı doğru- partl, DYP ve SHP, YÖK'u dan atamayla d.ğer y 0 /r edecefc/enn/ yansı atananların seç- ' O U ö ^ " nkienyie oiuşmaktadır soyluyorlar Dığerpartıler Bu nedenle bu kurul de açiktan YÛK'u doçentiık sınavianm savunamıyorlar Bu 5 K 5 ? b 3 Ş k a ' Şe noktayagel.şteepey 7 YÖK yasasmda adı alınten,goznuru,sabırve geçmeyen bır bmm var dayanma gucu var Emeğı O da anabılım dalıdır nfiranl(*rı kutluvnmm Sözde yonetmelıkle ya- 9eçenien KUVUyorum, pılan bır duzenlemeyle başandan Oturu anabılım dalı başkanla- n seçımle gelecektır Adı ve yetkısı yasal olmayan bır gorevın anlamı olabılır mı 9 Bu anlamsız göreve rektörun karşısına aday olup gelmek ıstedığı ıçın bır profesorumuz geçenlerde istanbul'da gorevden uzaklaştırılmadı mı? Atananın dedığı sonuç çıkmadı mı yandın 8 Rektör unıversıtesı ıçındekı her duzeydekı akademık per- sonelı ıstedığı yere surebılır ıstedığı yerde ış verebılır (m 13 b/4) Bu maddeyle rektöre tanınan yetkı hıçbır kamu gorevlısı- ne tanınmamıştır Rektörun gerekçe gostermesıne gerek yoktur Bu maddeyle bır profesor hemen her gun kantınde yemekhanede gorevlendırılme unıversıtenın kurumu olan bır ıle surulme tehdıdı altındadır 9 Unıversıte senatosu ve yonetım kurulu, fakulte kurulu ve yonetım kurulu atananlardan ve atanan uyelerce seçılen kışı- lerden oluşmaktadır Bu kurulların hıçbır karar gucu yoktur Hepsı danışma organı nıtelığındedır Rektör ve dekanların bu kurulların kararlarına uyma zorunlulukları yoktur Onun ıçın de bu kurullar göstermelık olarak vardırlar (m 14,15,25) 10 Unıversıtede akademık sılsıle altust olmuştur Profesör- lüğe yükseltılmelerde yardımcı doçentler oy verebılır Bır araştırma gorevlısı bır yere mudur profesor de aynı yere yar- dımcı atanabılır Öğretım gorevlılerı profesor ve doçentlerın bulunduğu organlara başkanlık edebılmekte, onlann goruşle- rını almakta, ama danışma nıtelığınde olduğu ıçın ısterse bu kararlara uymayabılmektedır (m 14 19 20) 11 En yuksek uç organda, YÖK Unıversıtelerarası Kurul ve Yüksekoğretım Denetleme Kurulu, genelkurmay adına bır ge- neral, üye olarak bulunmaktadır (m 6 8 11) Aynı yasanın bır başka maddesı Turk Sılahlı Kuvvetlerıyle ılgılı okulları bu yasa- nın dışında tutmuştur (m 2) öyleyse general uyenın ışı ne olabriır? 12 Yardımcı doçent araştırma gorevlısı uzman ve okutman- lar mevsımlıktarım ışçılerı gıbı uçaylığına altı aylığına ama en çok ıkı yıllığına atanmaktadırlar (m 33) Bu kışılerın ış gu- vencelerı yoktur Bunların yaşamları atananların önunde "boynu bükuk geçmektedır Çunku atanan yonetıcı ısterse en geç ıkı yıl sonra ışıne son verebılır En çok uygulanan madde budur Sız hıç, on yıldır bır asıstanın ses çıkardığını duydunuz mu 7 13 Bır profesor Hayvanları Koruma Derneğı ne bıle uye olurken rektorden yazılı ızın almak zorundadır Rektör hayvan sevmeyen bırısı ıse ızın vermeyebılır öğrencıler de dernek kuramazlar ve kurulmuş derneğe uye olamazlar (m 59) Sevgılı yurttaşlarım, YÖK u Sayın Dogramacı yı ve Dunları başımıza getırıp oturtanları sıze şıkâyet edıyorum Bunların 'dunyada en ozerk unıversıte bızde dedıklerı unıversıtelerın durumu boyle ışte Açıkça sıze soruyorum bu unıversıtenın neresi özerk? Dunya Unıversıteler Bırlığı nın bıldırgesınde özerklığın tanımı şoyle Unıversıtelerın ıç ışleyışlerıne malı ışlerıne ve yonetımlerıne ılışkın kararlar almada ve eğıtım araştırma. dışa yonelık çalışmalar ve dığer ılgılı faalıyetlerde kendı polıtıkalarını oluşturmada devlet ve toplumun dığer guç- lerı karşısındakı bağımsızlıkları Özerklık budur Yenı Başbakanımız Sayın Demırel, öğretım Uyelerı Der- neğı'nın bır toplantısında 'Hocaların huyu suyu değıstı demıştı Çok acıdır bızım de uzuntümuz budur, yukarıdakı maddeler hocalarımızı çok değıştırdı Unıversıte uyelerının de en büyuk ayıbı budur Butun buna karşın bır avuç yığıt öğre- tım üyesı aydın basın ve yargı uyesı on yıldır gerçeğı sız sayın vatandaşlarımıza anlatmaya çalışıyor Sonuçta başarılı oldular Bugün hukumetı kuran ıkı partı DYP ve SHP, YÖK u yok edeceklerını soyluyorlar Dığer partı- ler de açıktan YÖK u savunamıyorlar Bu noktaya gelışte epey alınterı goz nuru, sabır ve dayanma gucu var Emeğı geçenle- rı kutluyorum başandan oturu Çunkü Sayın Dogramacı YÖK ve bunların atadıkları kaymak yalayıcılar ve yağcılar gıdıyor Utku gerçeğı soyleyenlerın ve bılımcılerın Sozlerımı Necıp Fazıl ın Vur kazmayı dağa Ferhat / Çoğu grttı azı kaldı' sozlerıyle bıtırmek ıstıyorum Prof Dr M TAHİR HATİBOĞLU Gazı Um Tlp Fakultesı SAHİBİNDEN ÇINARCIK'TA ARSALAR Marmara sahılınde Çınarcık Koruköy.Esenkoy de satılık arsalarım vardır Parseller ıfrazlı ımarı Çınarcık Beledıyesınce 2-3-5 kat olarak verılmıştır Derhal ınşaata başlanabılır Arsa- larım mustakıl tapulu, 240-480 m2 büyuklüğunde konumuna gore 24 ıle80 mılyon lıradır Ödernekolaylığı yapıyorum Arsa- lar denız manzaralı çevre ormanla kaplı olduğundan nefısbır hava ve goruntü mevcuttur 3-5 arkadaş bırlıkte hareket ederek bırkaç daırelık arsa alabıleceğınız gıbı, 10-20-30 ııyelık koope- ratıfler ıçın ımarlı yerlerım de vardır " Vell G&çer - Kaya Gazi- nosuÇarşıaı-Çınarcık'adresıneyazaraktanıtıcı broşur takvı- mımı ısteyebılırsınız Zıyaretlerınızı bekler saygılar sunarım Çınarcık:(9 193)56800-56801 l»t (1)5137363-5137427VellGöçer Yeni Htikttmetve KadınHakJarı Kadınların, iş ve aıle yaşamlarında uğradıkları haksızlıkların giderilmesı, toplum ve sıyaset hayatına katılabilmelerının onundeki engellerin kaldınlabılmesı ıçın ışe, bu sıyasilere gore "kuçuk", ama bız kadınlara gore "buyuk" hukuk reformundan başlanmalıdır. ŞİRİN TEKELİ Istanbul Üniversitesi eski oğretim üyesi 20 Ekım seçımlennın ortava çıkardığı koa- lısyon tablosu tek başına ıktıdar olmavı uman partılerde varattığı ılk ha>al kırıklığının ardından, yurttaşta haklı bır ıyımserlık uvan- dırdı Turkı>e nın uzenne 10 yıldır çokmuş bulunan 12 E>lul kâbusundan uyanma ve çağ- daş demokrasıye kavuşma özlemını duyan genış halk yığınlannın umudunu karşılayabı- lecek en genış oy tabanına yaslanan bır mer- kez sağ-merkez sol koalısvonu belkı de ulkenm ıhtıyaç duyduğu bu>uk relormlar ı yapabılecek tek gerçekçı çozumdur Açıkla nan koalısvon protokolunden anlaşıldığı kadarıyla onumuzdekı gunlenn gundemınde- kı uç temel sorundan bırısı. (dığerlen ekonomı ve ıç banş ve huzurdur) demokrasının onun- deki engellenn y asalarda \ apılacak değışıklık lerle bır bır kaldınlmasıdır "Küçük" reformlar Bu >azının konusu demokratıkleşme soz konusu olduğunda zaman zaman onemı yete- nnce kavranamayan, bu yuzden sıyası partıle- nn "bu\uk reformlar paketınde yer alan anayasa sıyasıpartıleryasası unıversıte\asa sı, basın yasası, teror vasası sendıkalaşma vasası gıbı hepsı gozden geçırılmesı gereken yasalann yanında ıkıncı plana ıtılen unutulan bır onemlı konuyu gundeme getırmektır Ka- dın hakları. Demokratıkleşmede amaç ınsan hak ve oz- gurluklenne tam saygılı \e tum vurttaşlara kararlann alınmasında eşıt katılım olanaklan sağlayan bır duzenın yerleştınlmesıdır İnsan Haklan Evrensel Be\annamesı ınsan hak ve ozgurluklerınden dıl dın ırk. renk cınsıyet sıyası duşunce. felsefı ınanç, ulusal ve toplum- sal koken gıbı olçutlere -gore fark gozetılme- den herkesın >ararlanmasını ongorur Burada anılan ılkeler bır bütundur ve hıç bın dığerlennden daha az onemlı değıldır Ancak Tûrkıye de 1980'ler boyunca onemlı bır atılım yapmış toplumdakı cınsıyetçılığın (cmsıyete dayah aynmcılığın) çok çeşıth görü- numlennı sergılemış. gormezlıkten gelınen yasal, >onetsel eşıtsızlıklen açık etmış aıle ıçı şıddet gıbı cınsı>etçılığın ucu •'ışkence>e ' va- ran >onlerını kamu \ıcdanına mal etmeyı başarmış "kadınlann kurtuluşu" hareketı tum çabalanna karşın ulke nufusunun yansını ılgılendıren bu gıbı konularda yapılması gere- ken reformları yonetıme talıp olan sıyası partılerın ' buyük" reformlar paketıne dahıl etmelennı sağlayamamışür Açıklanan koa- lısyon protokoiunde genel olarak ınsan hak ve ozgurluklerınden sozedılmekte bırdevlel bakanlığının başka ışlerın yanısıra "kadın ve aıle ' konularıyla gorevlendınleceğı anlaşıl- makta ama ' kadın hakları konusunda hıç bır somut v aatte bulunulmamaktadır Kadın milleftekilleri Sıyası partılerın kadın haklan veçıkarlanna kavıtsız kalmalannın son orneğı 20 Ekım se- çımlennde >aşandı Yıllardır parlamentoda kadın çıkarlannı temsıl etmekten uzak sayıda (6 ) kadın mılletvekılının bulunması kıyasıya eleştırılmış ve partıler sözde bu eleştınlere ka- tılır gorunmuşlerdı Ne var kı aday lıstelerı oluşturulurken "erkek partılennın" kadınla- nn sorunlannı ya hıç cıddıye almadıkları ya da onlann çıkarlannı en ıvı erkeklenn savuna- cağına ınandıklan gerçeğı ortava çıktı Seçım şansı yuksek partılenn l .2 sıralardan vekon- tenjandan ada> gosterdıklerı kadınlann savısı 20'yıgecmıyordu Çeşıth kadın derneklerının kadın seçmenlen hemcınslerı ıçın oy vermeyeçağırmaları da ışe yaramadı Oy dağıhmı ve adaletsız seçım ba- rajlarının etİcısıyle ılk sıralardan aday olan kadınlann çoğu seçılemedığı gıbı, yer yer er- kek ada>lann ' tercıh oyu\la' kadın adaylan saf dışı bıraktıklan goruldu Sonuç bugünku parlamentoda kadın seçmenlenn taleplennı gundeme getırme gorevını ustlenmesı umulan kadın parlamenter savısının 8'de kalmasıdır Ancak bu durum, kadınlann yıllardır yapıl- tnasını bekledıklen ve bır bolümu, altına TC olarak ımza atılmış bulunan kımı uluslararası sozleşme gereğı yapılması zorunlu olan refor- mun, çok sayıda kadın parlamentenn Meclıs'- te verını alacağı ılenkı parlamento donemlen- ne ertelenmesını haklı kılamaz Aile hukuku reformu Kısa bır yazıda yapılması beklenen tum re- fonnlann aynntılı bır dokümunu yapmak olanaksızdır Bu >uzden bunlardan >alnız bı- nne gundemdekı "buyuk hukuk reformu' - nun uzantısında yer alan aıle hukuku reformuna değınmeİde yetıneceğım Bılındığı gıbı 1926 da kabul edılen Medenı Kanun o günun koşullarında kadınlara onemlı haklar sağlamış ılerıcı ' bır vasaydı Ama aradan geçen 65 yılda eskıdı. ozellıkle 1970 lı vıllarda hemen hemen butun Batı Av- rupa ulkelennde "kadın-erkek eşıtlığını sağlamak amacıyla aıle hukuklannda yapılan refonnlardan sonra, açıkça "cınsıyetçf . dola- yısıyla ınsan haklanyla çelışkılı bır nıtelık kazandı Son vıllarda kadın hareketının vuruttuğu mücadele sonucu Medenı Kanun un bu cmsı- yetçı hukumlennden yalnız bırısının 159 maddenın Anayasa Mahkemesı tarafından Anayasa nın 10 maddesıne aykın bulunarak ıptal ettırılmesı sağlanabıldı Ancak kendı ba şına ne kadar havatı olursa olsun kadınlann ' ev dışında çalışmalarını koca ıznıne' tabı kı- lan bu çağdışı maddenın ıptalı yeterlı değıldır Asıl sorun bu madde gıbı bırçok başka mad- denın mantıksal bır sonucu olduğu, evlı kadının statusunu tanımlavan 152 maddeden kaynaklanmaktadır Aile "reisi" Bu madde. erkeğı, aıle bırlığının "reısı" yap- makla, kadın-er kek e?.tsızhğını kural halıne getırmekte ve kadınlann çeşıth alanlarda kar- şılaştıklan cınsıyete dayalı aynmcılığı "meş- rulaştıncf bır ışlev görmektedır Başta 152 madde olmak uzere Medenı Kanun'dakı bu- tun aynmcı hukumlenn gozden geçırılmesı \e evlı kadınla evlı erkeğı eşıt bıreyler yapan bır hukuk duzenıne geçılmesı şarttır Ayrıca vıne Medenı Kanun'un benımsedığı olağan ' mal ayrılığı rejımının >enne, evlılık boyunca evlı kadının (ev ışı >aparak, çocuk buyuterek ve bunlara ek olarak gelır getıncı ışlerde çalışarak) edınılmesıne katkıda bulun- duğu mallar uzerınde hak ıddıa edebılmesıne olanak veren edınılmiş mallar uzennde kan- kocanın ortak mulkıyetını" ongoren ve öncekı parlamentoda bır kadın mılletvekılı Bırgen Keleş tarafından Meclıs e sunulan taslağın ge- cıktınlmeden vasalaşması gereklıdır Tabıı yasalarda vapılacak reformlar Mede- nı Kanun la sınırlı değıldır Ceza Kanunu'nun aynmcı hukumlerının ayıklanması ve kadın- lan ' aıle ıçı şıddete karşı koruvacak yenı duzenlemelere gıdılmesının yanısıra, tüm yasa ve >onetmelıklenn (vergı yasalar. ış yasalan sosyal guvenlık >asaları) cınsı>et ayrımcıhğı- na son vererek ınsan haklarının gereğını >en- ne getırme doğrultusunda ele alınması gerekmektedır Kadınlann, ış ve aıle yaşamla- rında uğradıkları hakbizlıklann gıdenlmesı. toplum ve sıyaset hayatına katılabılmelerınm onundeki engellerin kaldınlabılmesı ıçın ışe bu sıyasilere gore kuçuk ama bız kadınlara gore bu>uk hukuk reformundan başlanma lıdır Bu retormun kılıdını açacak anahtar da Medenı Kanun değışıklığıdır Kadın vurttaşlar olarak bu konuda yapıla- cak ->ada>apılmavacak olanı-bu>ukdıkkat- leızlemekteyız PARIS'TEN SELÇLK DEMIREL O er ve Doğanın Korunması KÎRALIK LÜKS DAİRE Tan Durağı'nda Bağdat Caddesı'ne çok yakın 180 m2 4 yatak odası, buyuk banyo ve mutfak, kalorıfer, asansor, sıcaksu, kapanmaz manzaralı Sahıbınden Tel: Gönüllü örgutler, modası geçmış kulupçülük türü ''dernekçılık"ten kurtulduklan, ılkelen doğrultusunda benzer demek ve vakıflarla işbirliğı yaparak doğa ve çevre tahnbatını azaltma çalışmalannı hızlandırdıklan oranda başanlı olacaklardır Dr. BÜŞRA ERSANLIBEHAR Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bolumü oluşturmaz Demokrası ıle yonetılen bır ulkede yerel yönetımlenn, baskı gruplan ve ozellıkle de çevre ve doğa konusunda hukumet dışı ve gonulu orgutlenn onemlı bır rolu vardır Baskı gruplan tanımlan gereğı hükumet polıtıkalannı denetler- Ier. eksıklıklerını gıdermeye çalışırlar va da açık bır muhalefet yuruturler De- mokratık orgutlenme haklanna tam anlamıyla sahıp olmayan ülkemız şartla- nnda bıle bu kuruluşların son yıllardakı kamuoyunu bılınçlendırme, bazı doğa tahnbatlannı onleme ve bazı davaların açılmasını sağlama çalışmalan gozardı edılemez Derneklerin önemi Gonullu kuruluşlar gucunu nereden alırlar0 1) Yandaşlarını, >anı gonullu uyelennı, korumak ıstedıklerı doğa par- çası ya da vaşam alanı konusunda sefer- ber edebılme becensı ve 2) kalkınma projelennın ısteyerek ya da ıstemeyerek tahnp ettığı yerlen ortaya çıkanp ka- muoyu desteğı alarak hükumet uzennde ya da tahnbata yol açan kuruluş uzenn- de baskı yaratma kapasıtesı Demek kı bır gonullu kuruluşun en onemlı vasfı sıyası faalıyetın dışında kal- mak değıldır Yasalan ve polıtıkalan ıvı bılıp doğanın ve çevrenın korunmasının gerektırdığı ılkeler doğrultusunda muha- lefetını yurutebılmesı bu tur orgütler ıçın çok tayın edıcıdır Buna karşılık sıvası partılerden bın ıle ya da ıktıdar partısı ıle organık bır ışbırlığınden uzak durması o orgutun çalışmalanndakı dınamızmı ve olası baskı gûcunu olumlu yönde arıtınr Bır gonullu kuruluşun yanı genel an- lamda bır baskı grubunun kendı hedefle- n doğrultusundakı ılkelerden tavız vermemesı o kuruluşun tayın edıcı bır başka özellığıdır Gucunu yore ınsanları- nın bılıncınden ve orgutlenmesınden almayan, merkezden denetımlı vakıflar kurdurmak çevre bılıncının yaygınlaş- masında dınamık ve geleceğe yonelık bır etkınlık oluşturmaz ANAP hukumetı- nın, aslında çevre korumacılığı yapıla- caksa onu da ancak bız yaparız, dolayısı ıle her ılde bır çevre v akfı kurarız. olur bı- ter şekbndekı yaklaşımı demokrası anlayışına ters duşer Bır çevre soranu- nun gundeme en doğal en etkılı bır bıçımde getınlışı, o yore ınsanının ıradesı ve orgutlenmesıyle olur Ekoloji ve uluslararası ilişkiler Gonullu kuruluşlar, uluslararası go nullu kuruluşlarla ya da dığer uluslarara- sı orgütlerle kurduklan ılişkılen de ancak ulusal çevre ve doğa koruma polıtıkalan benımseverek yonlendırebılırler Dışarı- dan gelen her yardımı. herhangı bır ulusal polıtıkayı benımsemeden vehuku- Llkemızde çevre ve doğa bılıncının ge- hştınlmesınde hukumet dışı orgütlerın onemlı katkıları olmuştur Kalkınma te- laşı ıle doğaya sahıp çıkma durtusunun bırlıkte gelıştığı ılk ulke tabıı kı Turkıye değıl Dünyada çevre ve doğa bılıncının gelışmesını ıkı ana hızlandırıcı guçle açıklamak mümkun Bınnası. koruma- cılık geleneğı olan, ancak sanavıleşme ıle çok şey kaybetmış bulunan Batılı ulkele- nn yenı yarattıklan 'hıgh technology yoluyla doğaya sahıp çıkma rekabetıne gınnelen Ikıncısı gorece gerı ekonomı- lere fakat zengın bır doğava sahıp olan ülkelerın uluslararası fonlar aracılığıyla bu koruma ya da kurtarma çalışmasına entegre edılmesı Kısaca bır evrensel mı- ras anlayışının en çok tahnp etmış ulke- ler aracılığıvla vaygınlaştınlması söz konusu Bu hızlandırıcı guçlerın ozellıkle Batı dunyasından geldığı yadsınamaz Tabıı kı, tek tek ulkelenn kendı çevre ve doğa- sını ılgılendıren sorunlara duyarlılıkları, uyanıklıkları ve bu alanda bır mücadele başlatmak arzulan olmasa Batı dunyası- nın yarattığı bu yenı rekabet olgusunun etkısı geçıcı olurdu ve halka mal olamaz- dı Çevre ve doğa korumacılığının moto- ru, nerede olursa olsun, yerel kışılenn gruplann ve halkın ıradesı. yanı gonullu seferberlığı olmuştur Ekoloji ve siv aset bilimi Çevre ve doğa koruma çalışmalarının sıyası faalıyet dışında gerçekleşebıleceğı- nı savunanlar ya yanılmaktadır ya da sıyasetlennı açıİc yurutme cesaretını gos- terememektedır Sıyası faalıyetın yanı karar alma sureçlennın doğrudan doğal kaynaklann kullanımı v e dağıhmı ıle ılgı lı olduğunu goz onunde bulundurduğu- muz zaman bır ulkenın doğasını koruyacak ya da tahnp edecek ana etke- nın de sıy asal kararlar olduğunu bılmek durumundayız Bu açıdan baktığımızda çevre ve doğanın korunmasında başlıca rolu bır ulusal devlet polıtıkasının ve gu- nün hukumet polıtıkasının oynadığını kabul edebılırız Ekoloji ıle ekonomı ara- sında kurulmaya çalışılan denge, vakıt kaybetmeden ekoloji ve polıtıka arasın- da da kurulmalıdır Ulkemızde ılk kez 1970 lerde ulusal çevre polıtıkalanoluşturulmayaçalışıldı Bu ılk yasalar kalkınma kayğıları nede- nıyle bırçok tereddutler ve t'edırgınlıkler banndınyordu 19801erın ortalanna doğru bu polıtıkalar açıklık kazandıgın- da ıse uygulama ve yaptınm gucundekı belırsızlıkler, atılan adımlan kostekle- mıştır (1) Yetkının hangı kamu kurulu- şunda olduğu bır turlu bellı olamamıştır Ancak sıyası etkınlıklerın tamamını şuphesız kı sadece kamu kuruluşları metın aksadığı ya da hatalı olduğu noktalan belırlemeden yönlendırmek güç olacaktır Yardım sunmak arzusun- da olan yabancı gonullu orgutlenn ülkemızı ve polıtıkalannı yakından bıle- meyeceğı unutulmamalıdır Kamuoyu artık seferber edılmeyı ve koruma çalış- malanna aktıf katılmayı beklıyor Her konıma ya da kurtarma projesı ıçın ye- terlı sayıda uzmanlanmız ve gönüllu vatandaşlanmız var ve uluslararası pro- jelere yön verecek guç de ancak bu güç- tür Aynca uluslararası ve bolgesel ekono- mık ışbırlıklennın çevre ve doğa koruma ıle bırlıkte yürutulmesı ıçın de gonullu kuruluşlann artması ve aktıf rol ovna- ması gerekıyor Ulkemızın katkısının kaçınılmaz olduğu bazı bolgesel kalkm- ma projelerını kalıcı ve başanlı olması ancak. Çevre Korumalı Kalkınma (2) an- layışı ıle ve AT Dörduncü Evlem Prog- ramlarındakı Çevre Polıtıkalan (\) da değerlendınlerek mumkun olabılır Ka- radenız Ekonomık Işbırhğı Projesı'nın uygulama safhasına geçmesıyle çe\re ve doğa koruma unsurunun bırlıkte yuru- tülmesı zorunludur Bu tur alanlarda açık seçık bır çevre polıtıkasının projeye entegre edılmesı yolunda en etkılı baskıyı yapacak kuruluşlar yıne gonullu kuru- luşlar ve hukumet dışı orgutlerdır Çunku bu tur kuruluşlar tanımlan gereğı kısa vadelı tıcan ve sıyası kâr anlayışın- dan uzak olma durumundadırlar Hukumet dışı kuruluşlar ılkelennı değış- tırmeden ıttıfaklannı gerektığınde değış- tırerek kamu kuruluşlannı, ozel şırketlen denetlemek ve boylesı büyuk projelen baştan takıp etmek görevıyle karşı karşı- yadır Gonulluluk onlara hareket özgur luğu ve kıvraklık vermıştır Dogal kaynaklar Polıtıkanın ve onun zorunlu bır parça- sı olan ulkenın doğal kaynaklarının kullanımı ve dağıhmı alanında kararla- nn dışında kalamayacak olan gonullu orgütler modası geçmış kulupçuluk turu ' dernekçıhk' ten kurtulduklan, ılkelerı doğrultusunda benzer dernek ve vakıf- larla ışbırhğı yaparak doğa ve çevre tahnbatını azaltma çalışmalannı hızlan- dırdıklan oranda başanlı olacaklardır Yoksa merkezden gudumlü ve hükümet- lerle bırlıkte değışen yetkı ve sorumlu- lukları tanımlanamayan ve yaptınm gucu olmayan bır dızı kamu kuruluşu- nun çevre sorunlanna aktıf ve yapıcı bır bıçımde çozum bulmasını ve ' sıvıl top- lum"un bır parçası halıne gelmelennı çok beklerız NOTLAR 1 Dr Şevket özdemır Turkıve'de Top- lumsal Değışme >e Çetre Sorunlarına Du>arlılık, Ankara Palme Yayınlan 1988 s 85 $1 2 Ekonomık Binünıe >e Çevre Korun- ması, Istanbul YASED Yaymlan 1991 Inceleme >dnşması-4 Unıversıte ve yuksek lısans ogrencılerının araşlırmala ııııdan oluşan bu çalı^ma kalkınma \e koruma konusundakı bıhmsel duvarlı lıga bır kanıltır 1 Atnıpa Topluluğu'nda Çevre Polıtı- kalan ve Ivgulamaları, tstanbul TÜSİ ADvavınları 1990 s 3 JALE BAYSAL AvrupaTopluluğu ve Çarşaf Polıtıkacılarımızdan bın Avrupa Topluluğu'nagırmeyelım, Ortadoğu Topluluğu kuralım ' dıyor Bu Ortadoğu toplumla- rı, Iranlılar Suudı Arabıstanlılar, Sunyelıler, Ürdunluler vs du- peduz az gelışmıs toplumlardır Bunlar ne kansere çare bu- iurlar, ne elektronık sanayıı gelıştırırler, ne delınen ozon ta- bakasına çare ararlar Korfez de bır sorun cıktığı zaman Arap şeyhlerı entarılerını gıyıp Amerıka'ya koşarlar aman gelın so- runlarımızı çozun dıye, Amerıkalılar da toplarını tufeklerını alıp gelırler ortalığı toza dumana boğarlar Butun dunyadakı bılımsel ve teknık araştırmalann ancak % 1'ı az gelışmısler tarafından yapılır Bılımsel ve teknık araş- tırma yapmadıklan gıbı toplum hayatı dunya göruşu, yaşa- ma felsefesı olarak da ortaya ışe yarar bır fıkır bır felsefe ko- yabıldıklerı yoktur Avrupa Topluluğu'nun Kultur Işlerı Bırımı, Avrupa kulturu- nu şoyle tanımlıyor "Demokrası eşıtlık, adalet ve ınsan oz- gurluğu temelıne dayanan çoğulcu bır humanızma" Adalete, eşıtlığe, demokrasıye, ozgurluğe ıtıraz yok 'Ço- ğulcu humanızma" anlayışı ıçınde de hem gelışmısler hem az gelışmısler, kendılerıne uygun bır yer bulabılırler Kımse- nın dınıne ımanına karışılmaz urettığı yerlı kultur değerlerı- ne karışılmaz Butûn ınsanların paylaşabıleceklerı, gercsk- ten üstun değerlen varsa butun dunya bunu alır, kabullenır, değerlendırır örneğın geçen yıl "YunusEmre Yılı" ıdi Bır- bırı arkasına gelen uyduruk kultur bakanlarımızın sonuncu- su 'Bu yıl da Ahmet Yessevı Yılı olsun' dıye ortaya çıktı 01- maz 1 Ahmet Yessevı bellı bır kultur çevresı ıçın anlamlıdır bır- çok buyuk yazarı etkılemış olduğu da soylenebılır belkı, ama Yunus gıbı butun dunyaya soyleyecek yuzyıllarca eskıme- mış bır sözu yoktur Aynı şekılde ' Bır ıhtımal daha var o da olmek mı dersın ' şarkısını da butun dunyaya sunamazsınız Benım anılanma karışmıştır dınleyınce eskı bır sokak arası. eskı ahşap evler, kederlı bır kıs duşunurum, duygulanırım, ama kımseye sunamam, kımse de benım şarkıma kanşmaz Oğuz Atay ne dedı? "Her Turk un kanında uç mılyon alyu- var, üç mılyon da alaturka şarkı vardır 1 ' Değerlı olanları pay- laşırız, bır bolumu de yalnızca bızım ıçın değerlıdır Şıırler şarkılar, çınıler kaftanlar, kılımler hepsı boyle Bu Ortadoğu toplumlarının temel ınsan değerlerıne ne ka- dar uzak olduklarını gormek ıcın kadın konusuna bakışlarını ızlemek yeter Içlerın- Bu mesele, Kuran, kıtap, ınanç meselesı değıldır. Islam hukukunun kendi dınamığı ıçınde var olan bır "ıçtıhat" yolu var. ve âdet değişmesı olunca, bılım ortaya yeni gercekler koyunca hukumler de değışebılir. den bırının anayasa- sında açıkça madde var "Kadınlar bazı haklardan yararlana- mazlar' Neden yarar- lanamazlar' Hanı nerde esıtlık, nerde 'adıl duzen?' Toplu- mun ışlerının yarısı kadın emeğı ıle ger- çekleşıyor Çapa ça- palarlar pamuk top- iarlar fabrı- " ^ ^ ^ ^ ^ ~ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ~ ~ ^ ^ ^ ^ ^ ~ kalarda çalışırlar, sekreterlık yaparlar Kadınlar hadı evlennı- ze desenız, Istanbul Unıversıtesı bugun kapanır, çunku ho- calarının yarısı kadındır Andığımız toplumlar, kadını yalnız evlerıne gondermeye he- veslenmezler, çarşafın ıcıne torbalamaya da ozenırler Kedı- ler kuşlar, güller zambaklar, ağaçlar gıbı kadın da doğanın guzel ürunlerınden bırıdır Zambakları, gullerı carşafla ört- meye kalkışıyor muyuz? Bakıyoruz, Tanrı ne guzel şeyler ya- ratıyor dıyoruz, sevınç duyuyoruz Bır genç kızın narınlığını, ıncelığını, çevıklığını, o kuçuk dar etekler kadar 1yı değerlendıren ne var' Yerlı yersız "orf- lerımız, âdetlerımız, geleneklerımız' sozu eder dururuz, Nas- reddın Hoca'nın geleneklerımız ıçınde hıc mı yerı yok' (Ca- mıde vaaz verıyormuş Rastık çekmek gunahtır, duzgun sur- mek haramdır, allı güllu gıyınmek doğru değıldır gıbı laflar etmış Cemaattan bırı de kalkıp ama hoca senın gelının de bunlan yapıyor deyınce duşunmuş, ama bızım haspaya da yakışıyor demış) Bırakın yerlı yerınce, yakıştıran yakıştırdığını gıysın Dün- yayı guzelleştırsın Guzeldır dıye gullen, zambakları kopara- lım ağzımıza atalım, cığneyelım, yutalım dıyor muyuz' Me- sele gıyımde değıl, ona bakan gozde 1 O bakısları terbıye et- mek gerek Yureğı fesat, kafası karışık olan, çarşaflıya da ba- kıp karışık şeyler duşunebılır Kadını çarşafa sokmayı ıste- mek kadını yalnızca ve yalnızca cınsel bır konu olarak gor- mek demektır ve ısteyen ıçın de gıyen ıçın de ayıptır' "Cın- sel ıcgudulerı tahrık' meselesı o kadar onemlıyse, erkekler de çarsafa gırsınler Onlann da kendılerıne gore bır yakışık- ları var Bu mesele Kuran, kıtap ınanc meselesı değıldır Islam hu- kukunun kendı dınamığı ıçınde var olan bır' ıçtıhat" yolu var Orf ve âdet değısmesı olunca, bılım ortaya yenı gercekler ko- yunca hukumler de değışebılir (*) Islamlık gelışmeye açık bır dındır Kabahat Islamlıkta değıl, duşunmeyen, fıkır uret- meyen sorunlanna cozum bulamayan, tembel ve uşengeç Muslumanlardadır 'Her lyı şey, guzel şey, doğru şey, Muslumanın yıtığıdır" lyı şey hangı pazardaysa o pazara ortak olurum vesselam' (*)Prof Yusuf Zıya Yorukân, Muslumanlık, Ankara, TTK Ba- sımevı 1961 Dıyanet Işlerı Başkanlığı Yayınları, Sayı 85, S39 40 Prof Dr JALE BAYSAL IÜ Edebnat Fakultesı öğretım uyesıdır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle