Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(HURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 27 KASIM 1991
.T4HIR HATIBOĞLU
Neresi Özerk?
Buncın on yıl once unıversıtelerımızın başına YÖK adı verı-
len bır kurum geldı oturdu Bunu hepımız bılıyoruz Bu
kurumui başı da ûnlu Sayın Prof Dr ihsan Doğramaa dır
YÖKunve bu ünlu başkanın hunerlerıyle unıversıtelerımızın
nereye jeldığını hepımız çok 1yı bılıyoruz Ancak bu unlü baş-
kan gıdşı gorülduğu ıçın bugunlerde sıkça Unıversıtelerımız
dunyann en ozerk unıversrtelerıdır demeyı ısrarla surduru-
yor Olacak ış değıl
Şımdısıze YÖK yasasından bazı alıntılar yapacağım ve hıç
yorum japmadan bu guzelım unıversıtelerımızın ozerk olup
olmadığna sız karar vereceksınız
1 Unwersıte bılımsel özerklığe sahıptır (m 3/d) Yonetsel
ozerklığn olmadığı yerde bılımsel ozerlık olur mu9
Nrtekım
olmayacağı on yılda lyıce kanıtlanmıştır ûrneğın bır bakanlı-
ğın ıl rrudüru ben ozerkım' dıyebılır mO Dıyemez çunku
kencısın atayan bakandır Unıversıtede butun yonetıcılerı
Dogramacı ve onun başkanı olduğu kurul atar
2 öğretım uyelerının nasıl oğrencı yetıştıreceklerı ve nasıl
araştırma yapacakları ve davranacaklarının sınırı yasayla çı-
zılmıştır (m 4 5) Hepımız bılıyoruz kı, bılım sınır ve engel
tanımaz bılım adamı da Bılım evrensel anlamda gerçeğı
arar buür ve yayar örnegın, orf ve âdetlere aykırı araştırma
ve yayınyapamaz bır ogretım uyesı Derslerınde duşuncesıne
sınır koymak gıbı bır zoru vardır
3 YÖK yasasında yazılan butun yetkılerı kullanacak olan
YÖK uyelerının tamamı atamayla gelmektedır Atamalı olan
kışı kenösını ozerk sayar mO Kuşkusuz hayır Nıtekım on yıl-
da atanaiları gorduk
4 Yüksekoğretım Kurulu nun amaç, ana ılkelerı ve ongördu-
ğu duzene aykırı harekette bulunanlar ya surgun edılırler ya
da ışlerıne son verılır (m 7/L) TC yasaları ıçınde hıçbır yasa
kendısın eleştırenlerı cezalandırmaz Boyle bır yetkı yalnız
YÖK yasasına konmuştur Bırakınız yasayı anayasayı bıle
eleştırme ongorduğu düzenı beğenmeme hakkınız vardır
Ama ogretım uyelerı YÖK'le ılgılı eleştırıye gırerse ya surgun
edılıyor ya da ışınden oluyor Bu konuda ornek çoktur
5 YÖK rektörun onerısı veya doğrudan ogretım uyelerının
kurumlanyla ılışkılerını keser veya denenmek uzere başka bır
unıversıteye atar (m 7/L) Bu maddeyle bır ogretım uyesı bır
gecede kendısım, Ankara da ıse Trabzon da, Elazığ da bulabı-
lır Buuygulamanındaomeğı çoktur
6 Sozde en yetkılı _ _ ^ _ _ _ ^ _ ^ ^ ^ _
akademık organ olan
umversıteierarası kurui Bugun, hukumetı kuran ıkı
uyelerının yarısı doğru- partl, DYP ve SHP, YÖK'u
dan atamayla d.ğer y 0 /r edecefc/enn/
yansı atananların seç- ' O U ö
^ "
nkienyie oiuşmaktadır soyluyorlar Dığerpartıler
Bu nedenle bu kurul de açiktan YÛK'u
doçentiık sınavianm savunamıyorlar Bu
5 K 5 ?
b 3 Ş k a
'
Şe
noktayagel.şteepey
7 YÖK yasasmda adı alınten,goznuru,sabırve
geçmeyen bır bmm var dayanma gucu var Emeğı
O da anabılım dalıdır nfiranl(*rı kutluvnmm
Sözde yonetmelıkle ya- 9eçenien KUVUyorum,
pılan bır duzenlemeyle başandan Oturu
anabılım dalı başkanla-
n seçımle gelecektır Adı ve yetkısı yasal olmayan bır gorevın
anlamı olabılır mı
9
Bu anlamsız göreve rektörun karşısına
aday olup gelmek ıstedığı ıçın bır profesorumuz geçenlerde
istanbul'da gorevden uzaklaştırılmadı mı? Atananın dedığı
sonuç çıkmadı mı yandın
8 Rektör unıversıtesı ıçındekı her duzeydekı akademık per-
sonelı ıstedığı yere surebılır ıstedığı yerde ış verebılır (m 13
b/4) Bu maddeyle rektöre tanınan yetkı hıçbır kamu gorevlısı-
ne tanınmamıştır Rektörun gerekçe gostermesıne gerek
yoktur Bu maddeyle bır profesor hemen her gun kantınde
yemekhanede gorevlendırılme unıversıtenın kurumu olan bır
ıle surulme tehdıdı altındadır
9 Unıversıte senatosu ve yonetım kurulu, fakulte kurulu ve
yonetım kurulu atananlardan ve atanan uyelerce seçılen kışı-
lerden oluşmaktadır Bu kurulların hıçbır karar gucu yoktur
Hepsı danışma organı nıtelığındedır Rektör ve dekanların bu
kurulların kararlarına uyma zorunlulukları yoktur Onun ıçın
de bu kurullar göstermelık olarak vardırlar (m 14,15,25)
10 Unıversıtede akademık sılsıle altust olmuştur Profesör-
lüğe yükseltılmelerde yardımcı doçentler oy verebılır Bır
araştırma gorevlısı bır yere mudur profesor de aynı yere yar-
dımcı atanabılır Öğretım gorevlılerı profesor ve doçentlerın
bulunduğu organlara başkanlık edebılmekte, onlann goruşle-
rını almakta, ama danışma nıtelığınde olduğu ıçın ısterse bu
kararlara uymayabılmektedır (m 14 19 20)
11 En yuksek uç organda, YÖK Unıversıtelerarası Kurul ve
Yüksekoğretım Denetleme Kurulu, genelkurmay adına bır ge-
neral, üye olarak bulunmaktadır (m 6 8 11) Aynı yasanın bır
başka maddesı Turk Sılahlı Kuvvetlerıyle ılgılı okulları bu yasa-
nın dışında tutmuştur (m 2) öyleyse general uyenın ışı ne
olabriır?
12 Yardımcı doçent araştırma gorevlısı uzman ve okutman-
lar mevsımlıktarım ışçılerı gıbı uçaylığına altı aylığına ama
en çok ıkı yıllığına atanmaktadırlar (m 33) Bu kışılerın ış gu-
vencelerı yoktur Bunların yaşamları atananların önunde
"boynu bükuk geçmektedır Çunku atanan yonetıcı ısterse
en geç ıkı yıl sonra ışıne son verebılır En çok uygulanan
madde budur Sız hıç, on yıldır bır asıstanın ses çıkardığını
duydunuz mu
7
13 Bır profesor Hayvanları Koruma Derneğı ne bıle uye
olurken rektorden yazılı ızın almak zorundadır Rektör hayvan
sevmeyen bırısı ıse ızın vermeyebılır öğrencıler de dernek
kuramazlar ve kurulmuş derneğe uye olamazlar (m 59)
Sevgılı yurttaşlarım, YÖK u Sayın Dogramacı yı ve Dunları
başımıza getırıp oturtanları sıze şıkâyet edıyorum Bunların
'dunyada en ozerk unıversıte bızde dedıklerı unıversıtelerın
durumu boyle ışte Açıkça sıze soruyorum bu unıversıtenın
neresi özerk? Dunya Unıversıteler Bırlığı nın bıldırgesınde
özerklığın tanımı şoyle Unıversıtelerın ıç ışleyışlerıne malı
ışlerıne ve yonetımlerıne ılışkın kararlar almada ve eğıtım
araştırma. dışa yonelık çalışmalar ve dığer ılgılı faalıyetlerde
kendı polıtıkalarını oluşturmada devlet ve toplumun dığer guç-
lerı karşısındakı bağımsızlıkları Özerklık budur
Yenı Başbakanımız Sayın Demırel, öğretım Uyelerı Der-
neğı'nın bır toplantısında 'Hocaların huyu suyu değıstı
demıştı Çok acıdır bızım de uzuntümuz budur, yukarıdakı
maddeler hocalarımızı çok değıştırdı Unıversıte uyelerının de
en büyuk ayıbı budur Butun buna karşın bır avuç yığıt öğre-
tım üyesı aydın basın ve yargı uyesı on yıldır gerçeğı sız
sayın vatandaşlarımıza anlatmaya çalışıyor
Sonuçta başarılı oldular Bugün hukumetı kuran ıkı partı
DYP ve SHP, YÖK u yok edeceklerını soyluyorlar Dığer partı-
ler de açıktan YÖK u savunamıyorlar Bu noktaya gelışte epey
alınterı goz nuru, sabır ve dayanma gucu var Emeğı geçenle-
rı kutluyorum başandan oturu Çunkü Sayın Dogramacı YÖK
ve bunların atadıkları kaymak yalayıcılar ve yağcılar gıdıyor
Utku gerçeğı soyleyenlerın ve bılımcılerın
Sozlerımı Necıp Fazıl ın Vur kazmayı dağa Ferhat / Çoğu
grttı azı kaldı' sozlerıyle bıtırmek ıstıyorum
Prof Dr M TAHİR HATİBOĞLU Gazı Um Tlp Fakultesı
SAHİBİNDEN ÇINARCIK'TA ARSALAR
Marmara sahılınde Çınarcık Koruköy.Esenkoy de satılık
arsalarım vardır Parseller ıfrazlı ımarı Çınarcık Beledıyesınce
2-3-5 kat olarak verılmıştır Derhal ınşaata başlanabılır Arsa-
larım mustakıl tapulu, 240-480 m2 büyuklüğunde konumuna
gore 24 ıle80 mılyon lıradır Ödernekolaylığı yapıyorum Arsa-
lar denız manzaralı çevre ormanla kaplı olduğundan nefısbır
hava ve goruntü mevcuttur 3-5 arkadaş bırlıkte hareket ederek
bırkaç daırelık arsa alabıleceğınız gıbı, 10-20-30 ııyelık koope-
ratıfler ıçın ımarlı yerlerım de vardır " Vell G&çer - Kaya Gazi-
nosuÇarşıaı-Çınarcık'adresıneyazaraktanıtıcı broşur takvı-
mımı ısteyebılırsınız Zıyaretlerınızı bekler saygılar sunarım
Çınarcık:(9 193)56800-56801 l»t (1)5137363-5137427VellGöçer
Yeni Htikttmetve KadınHakJarı
Kadınların, iş ve aıle yaşamlarında uğradıkları haksızlıkların giderilmesı,
toplum ve sıyaset hayatına katılabilmelerının onundeki engellerin
kaldınlabılmesı ıçın ışe, bu sıyasilere gore "kuçuk", ama bız kadınlara
gore "buyuk" hukuk reformundan başlanmalıdır.
ŞİRİN TEKELİ Istanbul Üniversitesi eski oğretim üyesi
20 Ekım seçımlennın ortava çıkardığı koa-
lısyon tablosu tek başına ıktıdar olmavı
uman partılerde varattığı ılk ha>al kırıklığının
ardından, yurttaşta haklı bır ıyımserlık uvan-
dırdı Turkı>e nın uzenne 10 yıldır çokmuş
bulunan 12 E>lul kâbusundan uyanma ve çağ-
daş demokrasıye kavuşma özlemını duyan
genış halk yığınlannın umudunu karşılayabı-
lecek en genış oy tabanına yaslanan bır mer-
kez sağ-merkez sol koalısvonu belkı de
ulkenm ıhtıyaç duyduğu bu>uk relormlar ı
yapabılecek tek gerçekçı çozumdur Açıkla
nan koalısvon protokolunden anlaşıldığı
kadarıyla onumuzdekı gunlenn gundemınde-
kı uç temel sorundan bırısı. (dığerlen ekonomı
ve ıç banş ve huzurdur) demokrasının onun-
deki engellenn y asalarda \ apılacak değışıklık
lerle bır bır kaldınlmasıdır
"Küçük" reformlar
Bu >azının konusu demokratıkleşme soz
konusu olduğunda zaman zaman onemı yete-
nnce kavranamayan, bu yuzden sıyası partıle-
nn "bu\uk reformlar paketınde yer alan
anayasa sıyasıpartıleryasası unıversıte\asa
sı, basın yasası, teror vasası sendıkalaşma
vasası gıbı hepsı gozden geçırılmesı gereken
yasalann yanında ıkıncı plana ıtılen unutulan
bır onemlı konuyu gundeme getırmektır Ka-
dın hakları.
Demokratıkleşmede amaç ınsan hak ve oz-
gurluklenne tam saygılı \e tum vurttaşlara
kararlann alınmasında eşıt katılım olanaklan
sağlayan bır duzenın yerleştınlmesıdır İnsan
Haklan Evrensel Be\annamesı ınsan hak ve
ozgurluklerınden dıl dın ırk. renk cınsıyet
sıyası duşunce. felsefı ınanç, ulusal ve toplum-
sal koken gıbı olçutlere -gore fark gozetılme-
den herkesın >ararlanmasını ongorur
Burada anılan ılkeler bır bütundur ve hıç bın
dığerlennden daha az onemlı değıldır
Ancak Tûrkıye de 1980'ler boyunca onemlı
bır atılım yapmış toplumdakı cınsıyetçılığın
(cmsıyete dayah aynmcılığın) çok çeşıth görü-
numlennı sergılemış. gormezlıkten gelınen
yasal, >onetsel eşıtsızlıklen açık etmış aıle ıçı
şıddet gıbı cınsı>etçılığın ucu •'ışkence>e ' va-
ran >onlerını kamu \ıcdanına mal etmeyı
başarmış "kadınlann kurtuluşu" hareketı
tum çabalanna karşın ulke nufusunun yansını
ılgılendıren bu gıbı konularda yapılması gere-
ken reformları yonetıme talıp olan sıyası
partılerın ' buyük" reformlar paketıne dahıl
etmelennı sağlayamamışür Açıklanan koa-
lısyon protokoiunde genel olarak ınsan hak
ve ozgurluklerınden sozedılmekte bırdevlel
bakanlığının başka ışlerın yanısıra "kadın ve
aıle ' konularıyla gorevlendınleceğı anlaşıl-
makta ama ' kadın hakları konusunda hıç
bır somut v aatte bulunulmamaktadır
Kadın milleftekilleri
Sıyası partılerın kadın haklan veçıkarlanna
kavıtsız kalmalannın son orneğı 20 Ekım se-
çımlennde >aşandı Yıllardır parlamentoda
kadın çıkarlannı temsıl etmekten uzak sayıda
(6 ) kadın mılletvekılının bulunması kıyasıya
eleştırılmış ve partıler sözde bu eleştınlere ka-
tılır gorunmuşlerdı Ne var kı aday lıstelerı
oluşturulurken "erkek partılennın" kadınla-
nn sorunlannı ya hıç cıddıye almadıkları ya
da onlann çıkarlannı en ıvı erkeklenn savuna-
cağına ınandıklan gerçeğı ortava çıktı Seçım
şansı yuksek partılenn l .2 sıralardan vekon-
tenjandan ada> gosterdıklerı kadınlann savısı
20'yıgecmıyordu
Çeşıth kadın derneklerının kadın seçmenlen
hemcınslerı ıçın oy vermeyeçağırmaları da ışe
yaramadı Oy dağıhmı ve adaletsız seçım ba-
rajlarının etİcısıyle ılk sıralardan aday olan
kadınlann çoğu seçılemedığı gıbı, yer yer er-
kek ada>lann ' tercıh oyu\la' kadın adaylan
saf dışı bıraktıklan goruldu Sonuç bugünku
parlamentoda kadın seçmenlenn taleplennı
gundeme getırme gorevını ustlenmesı umulan
kadın parlamenter savısının 8'de kalmasıdır
Ancak bu durum, kadınlann yıllardır yapıl-
tnasını bekledıklen ve bır bolümu, altına TC
olarak ımza atılmış bulunan kımı uluslararası
sozleşme gereğı yapılması zorunlu olan refor-
mun, çok sayıda kadın parlamentenn Meclıs'-
te verını alacağı ılenkı parlamento donemlen-
ne ertelenmesını haklı kılamaz
Aile hukuku reformu
Kısa bır yazıda yapılması beklenen tum re-
fonnlann aynntılı bır dokümunu yapmak
olanaksızdır Bu >uzden bunlardan >alnız bı-
nne gundemdekı "buyuk hukuk reformu' -
nun uzantısında yer alan aıle hukuku
reformuna değınmeİde yetıneceğım
Bılındığı gıbı 1926 da kabul edılen Medenı
Kanun o günun koşullarında kadınlara
onemlı haklar sağlamış ılerıcı ' bır vasaydı
Ama aradan geçen 65 yılda eskıdı. ozellıkle
1970 lı vıllarda hemen hemen butun Batı Av-
rupa ulkelennde "kadın-erkek eşıtlığını
sağlamak amacıyla aıle hukuklannda yapılan
refonnlardan sonra, açıkça "cınsıyetçf . dola-
yısıyla ınsan haklanyla çelışkılı bır nıtelık
kazandı
Son vıllarda kadın hareketının vuruttuğu
mücadele sonucu Medenı Kanun un bu cmsı-
yetçı hukumlennden yalnız bırısının 159
maddenın Anayasa Mahkemesı tarafından
Anayasa nın 10 maddesıne aykın bulunarak
ıptal ettırılmesı sağlanabıldı Ancak kendı ba
şına ne kadar havatı olursa olsun kadınlann
' ev dışında çalışmalarını koca ıznıne' tabı kı-
lan bu çağdışı maddenın ıptalı yeterlı değıldır
Asıl sorun bu madde gıbı bırçok başka mad-
denın mantıksal bır sonucu olduğu, evlı
kadının statusunu tanımlavan 152 maddeden
kaynaklanmaktadır
Aile "reisi"
Bu madde. erkeğı, aıle bırlığının "reısı" yap-
makla, kadın-er
kek e?.tsızhğını kural halıne
getırmekte ve kadınlann çeşıth alanlarda kar-
şılaştıklan cınsıyete dayalı aynmcılığı "meş-
rulaştıncf bır ışlev görmektedır Başta 152
madde olmak uzere Medenı Kanun'dakı bu-
tun aynmcı hukumlenn gozden geçırılmesı \e
evlı kadınla evlı erkeğı eşıt bıreyler yapan bır
hukuk duzenıne geçılmesı şarttır
Ayrıca vıne Medenı Kanun'un benımsedığı
olağan ' mal ayrılığı rejımının >enne, evlılık
boyunca evlı kadının (ev ışı >aparak, çocuk
buyuterek ve bunlara ek olarak gelır getıncı
ışlerde çalışarak) edınılmesıne katkıda bulun-
duğu mallar uzerınde hak ıddıa edebılmesıne
olanak veren edınılmiş mallar uzennde kan-
kocanın ortak mulkıyetını" ongoren ve öncekı
parlamentoda bır kadın mılletvekılı Bırgen
Keleş tarafından Meclıs e sunulan taslağın ge-
cıktınlmeden vasalaşması gereklıdır
Tabıı yasalarda vapılacak reformlar Mede-
nı Kanun la sınırlı değıldır Ceza Kanunu'nun
aynmcı hukumlerının ayıklanması ve kadın-
lan ' aıle ıçı şıddete karşı koruvacak yenı
duzenlemelere gıdılmesının yanısıra, tüm yasa
ve >onetmelıklenn (vergı yasalar. ış yasalan
sosyal guvenlık >asaları) cınsı>et ayrımcıhğı-
na son vererek ınsan haklarının gereğını >en-
ne getırme doğrultusunda ele alınması
gerekmektedır Kadınlann, ış ve aıle yaşamla-
rında uğradıkları hakbizlıklann gıdenlmesı.
toplum ve sıyaset hayatına katılabılmelerınm
onundeki engellerin kaldınlabılmesı ıçın ışe
bu sıyasilere gore kuçuk ama bız kadınlara
gore bu>uk hukuk reformundan başlanma
lıdır Bu retormun kılıdını açacak anahtar da
Medenı Kanun değışıklığıdır
Kadın vurttaşlar olarak bu konuda yapıla-
cak ->ada>apılmavacak olanı-bu>ukdıkkat-
leızlemekteyız
PARIS'TEN SELÇLK DEMIREL
O er ve Doğanın Korunması
KÎRALIK LÜKS DAİRE
Tan Durağı'nda Bağdat Caddesı'ne çok yakın 180 m2
4 yatak
odası, buyuk banyo ve mutfak, kalorıfer, asansor, sıcaksu,
kapanmaz manzaralı Sahıbınden
Tel:
Gönüllü örgutler, modası geçmış kulupçülük türü ''dernekçılık"ten
kurtulduklan, ılkelen doğrultusunda benzer demek ve vakıflarla
işbirliğı yaparak doğa ve çevre tahnbatını azaltma çalışmalannı
hızlandırdıklan oranda başanlı olacaklardır
Dr. BÜŞRA ERSANLIBEHAR Marmara Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bolumü
oluşturmaz Demokrası ıle yonetılen bır
ulkede yerel yönetımlenn, baskı gruplan
ve ozellıkle de çevre ve doğa konusunda
hukumet dışı ve gonulu orgutlenn onemlı
bır rolu vardır Baskı gruplan tanımlan
gereğı hükumet polıtıkalannı denetler-
Ier. eksıklıklerını gıdermeye çalışırlar va
da açık bır muhalefet yuruturler De-
mokratık orgutlenme haklanna tam
anlamıyla sahıp olmayan ülkemız şartla-
nnda bıle bu kuruluşların son yıllardakı
kamuoyunu bılınçlendırme, bazı doğa
tahnbatlannı onleme ve bazı davaların
açılmasını sağlama çalışmalan gozardı
edılemez
Derneklerin önemi
Gonullu kuruluşlar gucunu nereden
alırlar0
1) Yandaşlarını, >anı gonullu
uyelennı, korumak ıstedıklerı doğa par-
çası ya da vaşam alanı konusunda sefer-
ber edebılme becensı ve 2) kalkınma
projelennın ısteyerek ya da ıstemeyerek
tahnp ettığı yerlen ortaya çıkanp ka-
muoyu desteğı alarak hükumet uzennde
ya da tahnbata yol açan kuruluş uzenn-
de baskı yaratma kapasıtesı
Demek kı bır gonullu kuruluşun en
onemlı vasfı sıyası faalıyetın dışında kal-
mak değıldır Yasalan ve polıtıkalan ıvı
bılıp doğanın ve çevrenın korunmasının
gerektırdığı ılkeler doğrultusunda muha-
lefetını yurutebılmesı bu tur orgütler ıçın
çok tayın edıcıdır Buna karşılık sıvası
partılerden bın ıle ya da ıktıdar partısı ıle
organık bır ışbırlığınden uzak durması o
orgutun çalışmalanndakı dınamızmı ve
olası baskı gûcunu olumlu yönde arıtınr
Bır gonullu kuruluşun yanı genel an-
lamda bır baskı grubunun kendı hedefle-
n doğrultusundakı ılkelerden tavız
vermemesı o kuruluşun tayın edıcı bır
başka özellığıdır Gucunu yore ınsanları-
nın bılıncınden ve orgutlenmesınden
almayan, merkezden denetımlı vakıflar
kurdurmak çevre bılıncının yaygınlaş-
masında dınamık ve geleceğe yonelık bır
etkınlık oluşturmaz ANAP hukumetı-
nın, aslında çevre korumacılığı yapıla-
caksa onu da ancak bız yaparız, dolayısı
ıle her ılde bır çevre v akfı kurarız. olur bı-
ter şekbndekı yaklaşımı demokrası
anlayışına ters duşer Bır çevre soranu-
nun gundeme en doğal en etkılı bır
bıçımde getınlışı, o yore ınsanının ıradesı
ve orgutlenmesıyle olur
Ekoloji ve uluslararası ilişkiler
Gonullu kuruluşlar, uluslararası go
nullu kuruluşlarla ya da dığer uluslarara-
sı orgütlerle kurduklan ılişkılen de ancak
ulusal çevre ve doğa koruma polıtıkalan
benımseverek yonlendırebılırler Dışarı-
dan gelen her yardımı. herhangı bır
ulusal polıtıkayı benımsemeden vehuku-
Llkemızde çevre ve doğa bılıncının ge-
hştınlmesınde hukumet dışı orgütlerın
onemlı katkıları olmuştur Kalkınma te-
laşı ıle doğaya sahıp çıkma durtusunun
bırlıkte gelıştığı ılk ulke tabıı kı Turkıye
değıl Dünyada çevre ve doğa bılıncının
gelışmesını ıkı ana hızlandırıcı guçle
açıklamak mümkun Bınnası. koruma-
cılık geleneğı olan, ancak sanavıleşme ıle
çok şey kaybetmış bulunan Batılı ulkele-
nn yenı yarattıklan 'hıgh technology
yoluyla doğaya sahıp çıkma rekabetıne
gınnelen Ikıncısı gorece gerı ekonomı-
lere fakat zengın bır doğava sahıp olan
ülkelerın uluslararası fonlar aracılığıyla
bu koruma ya da kurtarma çalışmasına
entegre edılmesı Kısaca bır evrensel mı-
ras anlayışının en çok tahnp etmış ulke-
ler aracılığıvla vaygınlaştınlması söz
konusu
Bu hızlandırıcı guçlerın ozellıkle Batı
dunyasından geldığı yadsınamaz Tabıı
kı, tek tek ulkelenn kendı çevre ve doğa-
sını ılgılendıren sorunlara duyarlılıkları,
uyanıklıkları ve bu alanda bır mücadele
başlatmak arzulan olmasa Batı dunyası-
nın yarattığı bu yenı rekabet olgusunun
etkısı geçıcı olurdu ve halka mal olamaz-
dı Çevre ve doğa korumacılığının moto-
ru, nerede olursa olsun, yerel kışılenn
gruplann ve halkın ıradesı. yanı gonullu
seferberlığı olmuştur
Ekoloji ve siv aset bilimi
Çevre ve doğa koruma çalışmalarının
sıyası faalıyet dışında gerçekleşebıleceğı-
nı savunanlar ya yanılmaktadır ya da
sıyasetlennı açıİc yurutme cesaretını gos-
terememektedır Sıyası faalıyetın yanı
karar alma sureçlennın doğrudan doğal
kaynaklann kullanımı v e dağıhmı ıle ılgı
lı olduğunu goz onunde bulundurduğu-
muz zaman bır ulkenın doğasını
koruyacak ya da tahnp edecek ana etke-
nın de sıy asal kararlar olduğunu bılmek
durumundayız Bu açıdan baktığımızda
çevre ve doğanın korunmasında başlıca
rolu bır ulusal devlet polıtıkasının ve gu-
nün hukumet polıtıkasının oynadığını
kabul edebılırız Ekoloji ıle ekonomı ara-
sında kurulmaya çalışılan denge, vakıt
kaybetmeden ekoloji ve polıtıka arasın-
da da kurulmalıdır
Ulkemızde ılk kez 1970 lerde ulusal
çevre polıtıkalanoluşturulmayaçalışıldı
Bu ılk yasalar kalkınma kayğıları nede-
nıyle bırçok tereddutler ve t'edırgınlıkler
banndınyordu 19801erın ortalanna
doğru bu polıtıkalar açıklık kazandıgın-
da ıse uygulama ve yaptınm gucundekı
belırsızlıkler, atılan adımlan kostekle-
mıştır (1) Yetkının hangı kamu kurulu-
şunda olduğu bır turlu bellı olamamıştır
Ancak sıyası etkınlıklerın tamamını
şuphesız kı sadece kamu kuruluşları
metın aksadığı ya da hatalı olduğu
noktalan belırlemeden yönlendırmek
güç olacaktır Yardım sunmak arzusun-
da olan yabancı gonullu orgutlenn
ülkemızı ve polıtıkalannı yakından bıle-
meyeceğı unutulmamalıdır Kamuoyu
artık seferber edılmeyı ve koruma çalış-
malanna aktıf katılmayı beklıyor Her
konıma ya da kurtarma projesı ıçın ye-
terlı sayıda uzmanlanmız ve gönüllu
vatandaşlanmız var ve uluslararası pro-
jelere yön verecek guç de ancak bu güç-
tür
Aynca uluslararası ve bolgesel ekono-
mık ışbırlıklennın çevre ve doğa koruma
ıle bırlıkte yürutulmesı ıçın de gonullu
kuruluşlann artması ve aktıf rol ovna-
ması gerekıyor Ulkemızın katkısının
kaçınılmaz olduğu bazı bolgesel kalkm-
ma projelerını kalıcı ve başanlı olması
ancak. Çevre Korumalı Kalkınma (2) an-
layışı ıle ve AT Dörduncü Evlem Prog-
ramlarındakı Çevre Polıtıkalan (\) da
değerlendınlerek mumkun olabılır Ka-
radenız Ekonomık Işbırhğı Projesı'nın
uygulama safhasına geçmesıyle çe\re ve
doğa koruma unsurunun bırlıkte yuru-
tülmesı zorunludur Bu tur alanlarda
açık seçık bır çevre polıtıkasının projeye
entegre edılmesı yolunda en etkılı baskıyı
yapacak kuruluşlar yıne gonullu kuru-
luşlar ve hukumet dışı orgutlerdır
Çunku bu tur kuruluşlar tanımlan gereğı
kısa vadelı tıcan ve sıyası kâr anlayışın-
dan uzak olma durumundadırlar
Hukumet dışı kuruluşlar ılkelennı değış-
tırmeden ıttıfaklannı gerektığınde değış-
tırerek kamu kuruluşlannı, ozel şırketlen
denetlemek ve boylesı büyuk projelen
baştan takıp etmek görevıyle karşı karşı-
yadır Gonulluluk onlara hareket özgur
luğu ve kıvraklık vermıştır
Dogal kaynaklar
Polıtıkanın ve onun zorunlu bır parça-
sı olan ulkenın doğal kaynaklarının
kullanımı ve dağıhmı alanında kararla-
nn dışında kalamayacak olan gonullu
orgütler modası geçmış kulupçuluk turu
' dernekçıhk' ten kurtulduklan, ılkelerı
doğrultusunda benzer dernek ve vakıf-
larla ışbırhğı yaparak doğa ve çevre
tahnbatını azaltma çalışmalannı hızlan-
dırdıklan oranda başanlı olacaklardır
Yoksa merkezden gudumlü ve hükümet-
lerle bırlıkte değışen yetkı ve sorumlu-
lukları tanımlanamayan ve yaptınm
gucu olmayan bır dızı kamu kuruluşu-
nun çevre sorunlanna aktıf ve yapıcı bır
bıçımde çozum bulmasını ve ' sıvıl top-
lum"un bır parçası halıne gelmelennı çok
beklerız
NOTLAR
1 Dr Şevket özdemır Turkıve'de Top-
lumsal Değışme >e Çetre Sorunlarına
Du>arlılık, Ankara Palme Yayınlan
1988 s 85 $1
2 Ekonomık Binünıe >e Çevre Korun-
ması, Istanbul YASED Yaymlan 1991
Inceleme >dnşması-4 Unıversıte ve
yuksek lısans ogrencılerının araşlırmala
ııııdan oluşan bu çalı^ma kalkınma \e
koruma konusundakı bıhmsel duvarlı
lıga bır kanıltır
1
Atnıpa Topluluğu'nda Çevre Polıtı-
kalan ve Ivgulamaları, tstanbul TÜSİ
ADvavınları 1990 s 3
JALE BAYSAL
AvrupaTopluluğu ve Çarşaf
Polıtıkacılarımızdan bın Avrupa Topluluğu'nagırmeyelım,
Ortadoğu Topluluğu kuralım ' dıyor Bu Ortadoğu toplumla-
rı, Iranlılar Suudı Arabıstanlılar, Sunyelıler, Ürdunluler vs du-
peduz az gelışmıs toplumlardır Bunlar ne kansere çare bu-
iurlar, ne elektronık sanayıı gelıştırırler, ne delınen ozon ta-
bakasına çare ararlar Korfez de bır sorun cıktığı zaman Arap
şeyhlerı entarılerını gıyıp Amerıka'ya koşarlar aman gelın so-
runlarımızı çozun dıye, Amerıkalılar da toplarını tufeklerını alıp
gelırler ortalığı toza dumana boğarlar
Butun dunyadakı bılımsel ve teknık araştırmalann ancak
% 1'ı az gelışmısler tarafından yapılır Bılımsel ve teknık araş-
tırma yapmadıklan gıbı toplum hayatı dunya göruşu, yaşa-
ma felsefesı olarak da ortaya ışe yarar bır fıkır bır felsefe ko-
yabıldıklerı yoktur
Avrupa Topluluğu'nun Kultur Işlerı Bırımı, Avrupa kulturu-
nu şoyle tanımlıyor "Demokrası eşıtlık, adalet ve ınsan oz-
gurluğu temelıne dayanan çoğulcu bır humanızma"
Adalete, eşıtlığe, demokrasıye, ozgurluğe ıtıraz yok 'Ço-
ğulcu humanızma" anlayışı ıçınde de hem gelışmısler hem
az gelışmısler, kendılerıne uygun bır yer bulabılırler Kımse-
nın dınıne ımanına karışılmaz urettığı yerlı kultur değerlerı-
ne karışılmaz Butûn ınsanların paylaşabıleceklerı, gercsk-
ten üstun değerlen varsa butun dunya bunu alır, kabullenır,
değerlendırır örneğın geçen yıl "YunusEmre Yılı" ıdi Bır-
bırı arkasına gelen uyduruk kultur bakanlarımızın sonuncu-
su 'Bu yıl da Ahmet Yessevı Yılı olsun' dıye ortaya çıktı 01-
maz
1
Ahmet Yessevı bellı bır kultur çevresı ıçın anlamlıdır bır-
çok buyuk yazarı etkılemış olduğu da soylenebılır belkı, ama
Yunus gıbı butun dunyaya soyleyecek yuzyıllarca eskıme-
mış bır sözu yoktur Aynı şekılde ' Bır ıhtımal daha var o da
olmek mı dersın ' şarkısını da butun dunyaya sunamazsınız
Benım anılanma karışmıştır dınleyınce eskı bır sokak arası.
eskı ahşap evler, kederlı bır kıs duşunurum, duygulanırım,
ama kımseye sunamam, kımse de benım şarkıma kanşmaz
Oğuz Atay ne dedı? "Her Turk un kanında uç mılyon alyu-
var, üç mılyon da alaturka şarkı vardır
1
' Değerlı olanları pay-
laşırız, bır bolumu de yalnızca bızım ıçın değerlıdır Şıırler
şarkılar, çınıler kaftanlar, kılımler hepsı boyle
Bu Ortadoğu toplumlarının temel ınsan değerlerıne ne ka-
dar uzak olduklarını gormek ıcın kadın konusuna bakışlarını
ızlemek yeter Içlerın-
Bu mesele, Kuran, kıtap,
ınanç meselesı değıldır.
Islam hukukunun kendi
dınamığı ıçınde var olan
bır "ıçtıhat" yolu var.
ve âdet değişmesı
olunca, bılım ortaya yeni
gercekler koyunca
hukumler de değışebılir.
den bırının anayasa-
sında açıkça madde
var "Kadınlar bazı
haklardan yararlana-
mazlar' Neden yarar-
lanamazlar' Hanı
nerde esıtlık, nerde
'adıl duzen?' Toplu-
mun ışlerının yarısı
kadın emeğı ıle ger-
çekleşıyor Çapa ça-
palarlar pamuk top-
iarlar fabrı- " ^ ^ ^ ^ ^ ~ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ~ ~ ^ ^ ^ ^ ^ ~
kalarda çalışırlar, sekreterlık yaparlar Kadınlar hadı evlennı-
ze desenız, Istanbul Unıversıtesı bugun kapanır, çunku ho-
calarının yarısı kadındır
Andığımız toplumlar, kadını yalnız evlerıne gondermeye he-
veslenmezler, çarşafın ıcıne torbalamaya da ozenırler Kedı-
ler kuşlar, güller zambaklar, ağaçlar gıbı kadın da doğanın
guzel ürunlerınden bırıdır Zambakları, gullerı carşafla ört-
meye kalkışıyor muyuz? Bakıyoruz, Tanrı ne guzel şeyler ya-
ratıyor dıyoruz, sevınç duyuyoruz
Bır genç kızın narınlığını, ıncelığını, çevıklığını, o kuçuk
dar etekler kadar 1yı değerlendıren ne var' Yerlı yersız "orf-
lerımız, âdetlerımız, geleneklerımız' sozu eder dururuz, Nas-
reddın Hoca'nın geleneklerımız ıçınde hıc mı yerı yok' (Ca-
mıde vaaz verıyormuş Rastık çekmek gunahtır, duzgun sur-
mek haramdır, allı güllu gıyınmek doğru değıldır gıbı laflar
etmış Cemaattan bırı de kalkıp ama hoca senın gelının de
bunlan yapıyor deyınce duşunmuş, ama bızım haspaya da
yakışıyor demış)
Bırakın yerlı yerınce, yakıştıran yakıştırdığını gıysın Dün-
yayı guzelleştırsın Guzeldır dıye gullen, zambakları kopara-
lım ağzımıza atalım, cığneyelım, yutalım dıyor muyuz' Me-
sele gıyımde değıl, ona bakan gozde
1
O bakısları terbıye et-
mek gerek Yureğı fesat, kafası karışık olan, çarşaflıya da ba-
kıp karışık şeyler duşunebılır Kadını çarşafa sokmayı ıste-
mek kadını yalnızca ve yalnızca cınsel bır konu olarak gor-
mek demektır ve ısteyen ıçın de gıyen ıçın de ayıptır' "Cın-
sel ıcgudulerı tahrık' meselesı o kadar onemlıyse, erkekler
de çarsafa gırsınler Onlann da kendılerıne gore bır yakışık-
ları var
Bu mesele Kuran, kıtap ınanc meselesı değıldır Islam hu-
kukunun kendı dınamığı ıçınde var olan bır' ıçtıhat" yolu var
Orf ve âdet değısmesı olunca, bılım ortaya yenı gercekler ko-
yunca hukumler de değışebılir (*) Islamlık gelışmeye açık
bır dındır Kabahat Islamlıkta değıl, duşunmeyen, fıkır uret-
meyen sorunlanna cozum bulamayan, tembel ve uşengeç
Muslumanlardadır
'Her lyı şey, guzel şey, doğru şey, Muslumanın yıtığıdır"
lyı şey hangı pazardaysa o pazara ortak olurum vesselam'
(*)Prof Yusuf Zıya Yorukân, Muslumanlık, Ankara, TTK Ba-
sımevı 1961 Dıyanet Işlerı Başkanlığı Yayınları, Sayı 85,
S39 40
Prof Dr JALE BAYSAL IÜ Edebnat Fakultesı öğretım uyesıdır