22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:UMHURÎYET/8 DİZİ-RÖPORTAJ 23 KASIM 1991 Sosyal demokratlar tartışiyor Nedenyenıldıknasılkazanınz? ~SHP İÇEL MİLLETVEKİLİİSTEMÎHAN TALAY Propagandakampanyası başarısızdıSosyal demokrasi hareketinin ilk kaynak vc çıkış noktası olan sosyalizm son yıllar- da yaşadığı çöküntü ve bunun yanı sıra za- man içinde geüştirdiği ekonomik özgürlük- ler, scndikal haklar, silahsızlanma, dünya banşı ve çevre gibi kavranüann günümüz- ie insanlığın ortak amaçları haline dönü- füp sadece sosyal demokrasiye özgü ilke- ler olmaktan çıkarak yeni sağ düşünce ta- rafından da benimsenen ve uygulanan de- ğerler haline gelmesi bütün dünyadaki sos- yaldemokrat partileri büyük bir ideolojik kimlik sorunuyla karşı karşıya getirmiş bu- lunmaktadır. Teknolojik gelişme, serbest rekabet ve piyasa ekonoıtıisi prensiplerirün bir bikşkesi şeklinde kendinî tanımlayan eni sağ yönetim anlayışı bugünlerde sos- al demokrat dünya göruşünün söylemle- iini ve paylaşım ükelerini daha yüksek ses- le dile getirmekte ve bu yolla kitlelerin gö- zünde yeni ve çağdaş bir imaj elde ederek sosyal demokrat partilerin karşısında önemli bir tehdit unsuru ve güç olarak or- taya çıkmaktadır. Nitekim 20 Ekim seçimierinin propa- ganda kampanyasında Doğru Yol Partisi'- nin lideri Sayın Süleyman Demirel böyle bir yaklaşrm sergileyerek insan haklan, de- mokratikieşme, sosyal adalet, hukuk dev- leti ve onurlu dış politika gibi konularda SHP'nin savunduğu geleneksel ilkeleri da- ha inandmcı, daha çarpıcı ve daha anlamlı sloganlarla dile getirebilmiş ve bu yöntemle hera partisini birinci parti haline dönüştür- müş, hem de liderlik becerisinin bir siyasi hareketin basarıya ulaşmasında ne kadar önerali bir etken olduğu gerçeğini bir kez daha kanıtlamış bulunmaktadır. SHP 20 Ekim seçimlerine 3. olağanüs- tü kurultayın ve 2 kez yapılan genel baş- kanlık yanşının yıpranmışuğı içinde gir- miş, inandırıcıljk, guvenilirlik, becerikli- lik, yöneticilik ve liderlik konulannda ka- muoyuna yeterli güveni verememiş ve bu nedenlerle de birinci parti olmayı umarken anamuhalefet durumunu da kaybederek üçüncü parti haline dönüşmüştür. Siyaset arenasında vizyonsuz bir biçim- de Sayın Özal'la kavgadan başka bir amaç gütme>en, parti içinde ise rakibini ezme- ye, eritmeye ve yok etmeye yönelen bir yö- netim ve politika anlayışı maalesef parti- yi bugünku üzüntü verici konuma getirmiş ve tum sosyal demokraüan büyük bir ha- yal kmkhğına uğratmışur. "Sandıkta gül- bir parti olarak çıkmaya mahkûm etmiş- tir. SHP kendi içinde uzlaşmaya dayah de- ğişim sürecini yaratamadığı için kendi için- de banşçıl bir iktidar değişimini sağlaya- madığı için ve Margareth Thatcher'ın ken- di partisinde sergilediği demokrasi, uzlas- ma ve hoşgörü örneğinden bir ders çıka- ramadığı için bugün bütün sosyal demokratları üzen acı ve ibret verici nok- taya gelmiş dayanmıştır. SHP geçmişten bugüne toplumun itici Sosyal demokrat partiler de diğer partiler gibi masaya konulan yemeklerin pişirümesmi, miktarını ve çeşidini en önemli fonksiyonları olarak görmeye devam etmelidır. Ama onlardan farklı olarak ve onlann hiç akıllarından bile geçirmeyeceği şekilde yemek masasındaki vazonun çiçeklerle süslenmesi de sosyal demokratların görevleri olmaya devam edecektir. ler açacak" sloganı bir içeriksiz ve nitelik- siz; eleştirdiğimiz korsan televizyon ben- zeri bir yayın olan MEGA-10'la becerik- siz ve tutarsız; lideri ön plana çıkarmaya yönelen "Farkh olan o" ve "O sizi duşünuyor" söylemleriyle başansız bir propaganda kampanyasına dayandınlan seçim stratejisi 20 Ekim seçimlerinden SHP'yi geleneksel oylarmı yitirmiş, kent seçmenini ANAP'a kaptırmış, yenüikçi ve değişimdcn yana görüntüsünü kaybetmis gücü olarak değışım ve demokratikleşme sürecinin ükemizdeki dinamik unsuru ro- lunü sürdüregelmiştir. SHP'nin bu işlevi- nin yannlarda da devam etmesi için SHP'nin önce kendi içinde hiç çekinme- den, hiç korkmadan ve hiç kavga etmeden değisebilme ve yenileşebilme özelliklerine sahip oldugunu kanıtlaması gerekmekte- dir. Bir siyasal partinin başansının ya da basansızhğının en önce liderlik ve yönetim kademelerine bağh olduğu unutulmama- hdır. Demokrasüerde hele sosyal demok- rat bir parti içinde bir parti liderinin ba- şarısınm karşıhğının iktidann başbakan- lığı, başansızhğmın sonucunun ise uzlaş- maya dayah bir değişim olduğu herkes ta- rafmdan hiçbir itiraza yer vermeyecek şe- kilde kabul edümelidir. Siyaset e|er bir dernekçih'k değil de ciddi bir iktidar mu- cadelesi ise -ki öyledir-, bu gerçeği herke- sin içine sindirmesinden başka bir alterna- tifde görühnemektedir. Ülkemizde sosyal demokrasinin ilke ve söylemleri tüm parti programlanna geçi- yor diye ve seçimlerde basansız bir sonuç alması nedeniyle sosyal demokrasinin bir ihtiyaç olma vasfının ortadan kalkacağı- na ilişkin endişeler yersizdir. Çünkü insan- lar arasmda eşitsizlikler, horlama ve hak- sızlıklar var olduğu sürece bunları gider- mek için herkesin ve her yönetimin ihtiyaç duyacagj sosyal demokrat ilkeler yasamaya devam edecektir. Ancak sosyal demokra- sinin de iktidara gelebümek için sağ duşiln- cenin ekonomik pragmatizmini ve birey- sel refahın itici güçlerini geleneksel ilkele- rinin yanına katabilmek cesaretini artık göstermesi gerekmektedir. Artık sosyal de- mokrasi sadece banşı, demokrasiyi ve sos- yal adalet değil aynı zamanda sağ yönetim anlayışını tekelindeymiş gibi varsayılan teknolojik gelişmeyi, sanayileşmeyi, ser- best rekabeti ve piyasa ekonomisi koşul- larıru da kendi prograrruna katmayı ve bu- nu ayrıntılarıyla halka anlatabilmeyi ba- şarmak zorundadır. Sosyal demokrat partiler de diğer par- tiler gibi masaya konulan yemeklerin pi- şirümesini, miktannı ve çeşidini en önemli fonksiyonları olarak görmeye devam etme- lidir. Ama onlardan farkh olarak ve on- lann hiç akülanndan bile geçirmeyeceği şe- kilde yemek masasındaki vazonun çiçek- lerle süslenmesi de sosyal demokratların görevleri olmaya devam edecektir. İİYASETBİLİMCİ Prof. Dr. ŞÜKRÜGÜREL SHP,seçkinci gelenekten kurtulamadıSeçim sonuçlannın kapsamh bir değer- lendirmesini yaparak bundan sonra sosyal demokrat ya da demokratik solculann ne- ler yapabileceklerini enine boyuna tartış- mak, böyle kısaak bir yazıyla mümkün de- ğil. Dolayısıyla kahn çizgiler ve genelleme- ler kaçımlmaz. DSP, oylannı arttırmasına ve yüzde onun Uzerine çıkarmasma karşm bu seçim sisteminin haksızlığma uğrayan tek parti oldu ve aldıgı oy orarunın çok altuıda tem- sil olanağı elde edebildi. SHP'nin oylann- da ise önemli bir azalma oldu. Ancak bu partinin seçim sisteminin haksızhğraa uğ- radığvnı söylemek mümkün değil; çünku yüzde 21'ük oy oranıyla, TBMM'deki üye- liklerden yüzde 19'unu kazandı. Aynca, bu sonucun SHP'nin HEP ile ittifakının sonunda, kentlerde azalan oylannın bir öl- çüde Güneydoğu Anadolu'dan giderebil- mesiyle oluştu|unu da unutmamak gere- kiyor. Kısacası, DSP, oylanaı arttırması- na karşm, bu secimlerden beklediğj ve bek- lenildiği ölçüde başarüı çıkamad». SHP ise neresinden bakıhrsa bakılsın, başansız ol- du. DSP, programı ve seçim bildirgesi ile dünyamn ve Türkiye'nin geldiği bu kav- şakta ortaya çıkan sorunlara somut ve ger- çekçi çözumler öneriyordu. Ancak DSP'ye getirilen kısıtlamalar, seçime bütün hazır- hklar tamamlanmadan girilmesi ve mad- di olanaksızlıklar bunlann seçmene anla- tüabumesirü engelledi. Üstelik, seçmen ter- cihine yön veren "kanaat önderleri"nin düşüncelerini etkileyen basında da bütün seçim kampanyası boyunca DSP'ye yük- knildigı kadar, hiçbir partiye yüklenüme- di. Kaldı ki büyük kentlerde ve Batı Ana- dolu'da, SHP'nin oylannın bir bölümü, DYP ve ANAP gibi sağın, kendisini kök- tendînci unsurlardan anndırmış kesimine kayıp gidiyordu. Bu oylan tutabilecek ba- raj duvannı da basm ve SHP birlikte yık- mış oldu. Oysa DSP'nın, sağın tabanına hapsedilmiş, ama aslında demokratik so- la kazanılabilecek olan secmenlere bir se- çenek olma çabası gerçekçi ve ciddiydi. SHP ise 1991 yazma, kendi içinde da- ğınık ve sayısız siyasal olanağı harcarruş bir ana muhalefet partisi olarak girmişti. Anayasa, Siyasal Partiler Yasası, Seçim Yasası gibi temel yasalardaki kısıt- lamalardan anndınlmamış bir siyasal or- tamda; sendikaların, gençlerin ve kadın- lann etkinlikle siyasal yaşama katılmala- nnm engellendiği bir ülkede, sosyal de- mokrasinin serpilmesini tırnmak, boşuna gibidir. liderlerin her anıaı görüntalemek isteyen fotoğrafçılara da secim ltampanyasında çok iş düşüyordu SİYASET BILIMCIİLTER TURAN SHP, neyitemsil ettiğini bilmiyor ÇETİN ALTAN GAZETECİ-YAZAR Gerçekbir kavram kargaşasıyaşanıyor Sosyal demokratlar 20 Ekim 1991 seçimlerinde neden başarılı olamadı dediğimiz zaman, kastedilen herhalde Sosyal Demokrat Halkçı Parti'dir Yoksa, geçmişte sosyal demokrat programlarda yer alan ban hususlar, bugun kendilerinı sosyal demokrat olarak nitelemeyen siyasal partilerin programlannda da yer aldığına göre sosyal demokrat ilkelerin toplumda önemli bir yaygmhk kazandığı anlaşılmaktadır. Orneğin Doğru Yol Partisi, sendikal özgürlüklerin İLO standartlanna ulaştmlacağım duyurmuş, kapsamü bir sağhk sigortası kurmayı vaat etmiştir. SHP'nin elde ettiği seçim sonuçlanmn nedenleri çeşitlidir. Bence bunlar arasmda en önemli olaru partinin kendisinin de neyi temsil ettiğini ve ülkeyi nereye göturmek istediğini bilmemesidir. Parti içinde tepeden inmeci modernleşmeciler, Marksist açıklamalara bağh olanlar piyasa er şeyden önce Türkiye'yi 2000'li yıllara götürecek sosyal demokrat düşüncenin ilke ve amaçlarmın ne olacağının belirlenmesi gerekiyor. Günümüz SHP'si çoğu zaman başkalarımn oluşturduğu politikalara tepki gösteren, ne istediğinden emin olamayan bir görünümdedir. Lop>umu>id Oarışık oidugunun yarattığı sonuçlan gidermege calışanlar, birlikte yer almaktadırlar. Buna son zamanlarda bir de niyetlerinin ne olduğu kendüeri dışında kimse tarafından pek anlaşılamayan bir etnik unsur da eklenmiştir. Bu belirsizlik içinde parti toplumdan çok kendi iç sorunlanyla ilgilenen yeni görüş ve politikalar üretmekten aciz sürekli liderlik mücadelelerinin cereyan ettiği, kararsız bir görünum vermektedir. Boyle bir partinin seçmene çekici gelmemesi pek şaşırtıcı olmamalıdır. SHP'nin seçimlerde uğradığı yenilginin durumunu değerlendirmek için bir fırsat olarak görülmesi uygun gozüküyor. Kurul- ması olası DYP-SHP koalisyonunun gün- demi belli; siyasal çerçeveyi demokratik- leştirecekler, istikran ve gelir dağıhmını düzeltmeyi amaçlayan iktisat politikalan izleyecekler. Seçimlerin çok kısa dönem- de yenilenmesi beklenmiyor. Her şeyden önce Türkiye'yi 2000'li yıl- lara götürecek sosyal demokrat düşünce- nin ilke ve amaçlanmn ne olacağının be- lirlenmesi gerekiyor. Günumüz SHP'si ço- Türkiye'nin bir garip ahşkanhğı var. Özellikle siyasal, hatta kültürel alanlar- da acayip, başka toplumlarda pek rast- lanmayan tuhaf alışkanhgı var. O da şu: Bir kurumda kökenine, tarihsel gelişimi- ne, nasıl çiçeklendiğine dikkat etmeden, sadece o kurumun admı kullanarak o kurum gerçekleşir sanılıyor. Yüzeysel Örnek vereüm. Mesela balo yapalım der- sek balo olur. Bir eğlence alışkanhğıydı bir zamanlar balo. Öyle adına balo der demez balo olmaz. O bakmun bir geç- mişi vardır aristokrat dünyasında, saray- lar dünyasında. Bizde tarih boyunca böyle bir balo olmamışur, ama btrçok balo uhnuştur. Üstüne balo adı, etiketi yapıştınlmıştır, balo olmuştur. Sosyal demokrasi de böyle, ortamn solu da... Sosyal demokrasi, demokra- tik sol, bütün bu deyimler tarihin için- den gelerek dal budak salrruş değillerdir. Balo öraeğinde olduğu gibi etiketi ko- yanz, bizde de olur. Bizde de viski ya- pthr, ustüne viski yazarlar. Ama olmaz. O ayn bir gelenekten kaynaklanıyor. Çağdaşhğın, uygarlığın tanımlaması nedir, neden biz hâlâ daha çağdaş uy- garlık düzeyine varamıyoruz, oraya va- ramıyorsak biz neredeyiz? Bunlar açık secik, berrak şekilde tartışümamıştır Türkiye'de. Vanruş gibi yapılmıştır. Ve herkes de bunları tartışmaktan; biraz bu kavramlan tanımlamak âdetimiz olma- dığından, biraz da bu kavramlann de- rinliğini, iceriğini, keskinliğini tam ola- rak bilmediğimizden biliyormuş gibi yapmışızdır. Kavramlan yerine oturtmadıkça, kö- kenine tam inmedikçe, bu akımlan mey- dana getirmiş olaylann kendi özünü hiç değilse bir parça özümlemedikce nasü te- spit edeceğiz Türkiye'de sosyal demok- rasinin olup olmadığını yahut başarıya neden ulaşamadığjnı veya ne yaparsa ulaşacağım? Çünkü sosyal demokrasi- nin kökeni ne idi, Türkiye'ye nasıl gel- di ve hangi ihtiyaç karşısmda geldi? Bir kere faşist tek parti Ceza Yasası'yla de- mokrasi olmaz. Türkiye, olur, diye tut- turdu. Çarpıkhk oradan başladı. 1932'lerdeki Ceza Yasası, yani, Faşist Parti'nin Ceza Yasası'nı değiştirmeden Türkiye'de demokrasi yapümaya kalkıl- dı. Sosyalist yaklaşım bir düşünce biçimi- dir. Bu düşünce biçimi de hümanizme dayanır. İnsan beyninin, insan toplumu- nun doğanın bir parçası olduğuna ma-ı- dığınız vakit, hepsini bir bütun olarak gördüğünüz vakit bu humanist anlayış- tu". Evrenin bir parçası olduğuna inan- dığunız toplumun da o evrene uygun olarak değişmesi gerekir. Evrenle uyum halindekı degişimden yana olmak dura- ğanhğa karşı çıkmaktır. Halbuki bu, Türkiye'de çarpıtılmış, devletçilik ileri- cilik sayümıştır. Oysa devlet, yani 'state' durağan bir sözcüktür. Değişken obna- sı gereken bir dinamizm durağan bir ku- rumdan yana olunca olmaz. Devletten, ancak monarklar (mutlak hukümdarlar) yana olur. Bugün Türkiye'de sosyal demokrasi- yi gerçekten halka nasıl indirebiliriz te- pişmeleri oluyor. Ama kristalizasyon de- diğimiz bülurlaşmayı önlüyor. Sokaktan geçen iki kişiyi çağırsak ve sosyal de- mokrasiyi anlattırmaya kalksak kesin- likle dört kelime birbirini tutmayacak- tır. Yine tabii bizdeki sosyal demokrasi eski Halk Partisi'nin imajıru çiziyor is- ter istemez. Herkese biraz onu çağrıştı- nyor. Pratikte de entelektüel görünen- ler bu işi kurcaladılar. Pekçok faktör bir araya geldi ve SHP'nin oylan düştü. SHP İL MŞKAM BEHÇETÜNSALAN Başkapartilerle değil birbirimizle uğraştık İİV' M\.ayıtlar hemen sıfırlanmah, parti okulundan çıkmayan üye kaydedilmemelidir. Acilliği yok, ama SHP ile DSP bir şekilde, örneğin CHP çatısı altında da ğ\ı zaman başkalannın oluşturduğu poli- tikalara tepki gösteren, ne istediğinden emin olamayan bir görünümdedir. Örne- ğin SHP hükümet programında özelleştir- meğe karşı çıkıyormuş. Neden? Nelerin özelleştirilmesine? Bunu, 'biz devletçiyiz' gibi tatmin edici bulunması zor bir düşünce dışında açıklayacak kimse oldugunu san- mıyorum. Partiyi ilke ve düşünce alanında günu- müze getirme faaliyeti gerek. Bu çaba, Al- man sosyal demokratlannın tarihi Bad Go- desberg toplanosına benzeyen bir "Düşün- ce ve ilkeler Kurultayı" ile sonuçlanabi- lir. Parti bir gelecek muhasebesi yapmah. Bunu yapmadan partinin seçmen katında olumlu bir gelişme göstereceğinden emin olamıyoruz. Şu anda buyuk partüerimiz arasında geçmişi içine sıkışmış ve kendini yenileme sorunu ihmal etmiş tek parti SHP'dir. birleşmek zorundadır." ADANA (Cumhurtyet Güney tlleri fürosu) — SHP Adana tl Başkam Avu- kat Behçet Ünsalan, sosyal demokratla- rın ağır seçim yenilgisinin "doğal" oldu- nuğu belirterek, "Blrblriyle bu denli kav- ga edip diğer partüerte politik mucade- kyi bırakan iki partinin bu oyu alması bile bir yanıyia başan sayılmalıdır" de- di. SHP'nin "örgütieome biçimi", "ttye kaydı anlayışı"yla başlayıp delege, kong- re oluşumlanna dek partinin her boyu- tunda kangrenleşen yapının ivedilikle de- ğistirUmesi gerektiğini savunan Ünsalan, "Kayıtlar hemen sıfırlanmah, parti oku- lundan çıkmayan üye kaydedilmemelidir. Acilliği yok, ama SHP ile DSP bir şekil- de, örneğin CHP çatısı altında da birleş- mek zorundadır" diyor. SHP tl Başkanı Ünsalan, yenilgiye te- mel olan sorunun "tki parti halinde bö- lünmek"ten kaynaklandığı göruşünde: "Bence ana faktörlerden biri, iki sos- yal demokrat partinin var olması. Dün- yada başka bir ülkede -ben duymadım- sosyal demokrat iki çatı birden yok. Hadi birleşme ohnadı. O vakit gerçekten kar- deş olması gereken ve tabanda politik dü- şüncesi aynı olan kimseler birbirlerinin tide ortaya çıkan iki başlüık üye yaomın- da, beklentili politika ban partililerin gayretleriyle SHP tabanıru yozlaştırdı. Bir örnek vermek gerekirse, Seyhan üçe- ye 32 bin üye var, ama 20 ekimde 59 bin oy aldık, her üye 1,5 oy ancak getirmiş. Birçok mahallede kayıtlı üye sayısı kadar dahi oy alamamamızm altında, bazı de- legelerin başka partüere çahştığı şeklin- deki acı gerçek yatıyor." Behçet Ünsalan DSP'yi de eleştiriyor: "Tabanı, programı sosyal demokrat, ama lideri biraz farkh. Seçim sonuçlan öyle gösteriyor ki, sosyal demokratlann bir bölümü DSP'ye oy verdi. O partiyi sosyal demokrat sayarak verdi oyunu. Aıria bana göre Sayın Ecevit'in artık sos- yal demokrat bir yapısı yok. Kendi dışm- dakip partilerle ilişkisinde son derece de- mokrat olan sayın Ecevit'in kendi parti- sinde 'resmen diktatör' oldugunu söyle- mek haksızhk sayümamah. Çizdigini kimse atlayamaz, söylediğini o partide kimse eleştiremez bana göre." Sosyal demokratlann toparlanması konusunda "iki partinin birleşmesi önemli, ama bugünün meselesi değil" di- boğazma sanldı ve bence diğer partüere y e n Behçet Ünsalan, "yapuması gereken- karşı politik mücadele sürdürmediler. ıe r listesi" koyvıyor sosyal demokratla- Bunlardan biri, yani DSP, âdeta iktidar- nn önüne: daytruş gibi tüm ohımsuzluklann kaynagı ''Tabanda öncelikle üye kayjtlan sıfır- olarak SHP'yi gördü, suçladı, sorumlu lanmalı. Tüzük değişikliği yapüarak ya- tuttu. Açıkçası birbirlerine çok sekter zun yöntemi degiştirumeü, köy ve mahal- davrandı iki parti de. tşte bu noktada ta- klerde sosyal demokrathğından kuşku duyulmayan kişüerin öncüluğunde bir yaama başlanmalı. Ancak bu uyeler par- tinin kuracağı okulda eğitümiş olmahlar. Yani elini kolunu sallayan partiye gele- memeli. Şimdi parti de hoşgörüsüzlüğü- nün özeleştirisini yapmah. Biz de kusur- rafsız secmenler yeterince güven duyma- yıp oylanru da vermediler. Behçet Ünsalan, "Sosyal demokrasi neden az oy aldı" sorusunu, "SHP ne- den bu denli geriledi?" sorusuna indir- geyerek açıkhyor: "SHP'nin örgütlenme biçimi, SODEP-HP birleşmesinden sonra orta- ya çıkan seçüme, ne olursa olsun seçil- me yanşı nedeniyle sağhklı olmadı. Par- luluğumuzu söylemeliyiz, onlar da. Şu anda yeni bir parti gereksinimi üerde çı- karsa bu 12 Eylül'ün kapattığı CHP olur." DSP ÎZMÎR ÎL RAŞKANIMUSTAFA TORUN Tepki oylan sağagitti 20 Ekim seçimlerinden sonfa çıkan tab- lo, sosyal demokrat haraket anlammda son derece hüzün verici bir tablo. Ama ba- şından beri, özellikle 80 sonrasındaki ya- pılanmalarda hata yapıhyor. Sosyal de- mokrat seçmen bir tek partiye, onun ya- rattığı tabana sıkıştınlmak isıeniyor. Sağda 4-5 tane parti var, hiç sen benim seçmeni- mi çalıyorsun, diye kavga etmiyorlar. Sos- yal demokratlar olarak biz bunu başara- mıyoruz, tek bir partide kenetleniyoruz. Ama o partiye insanların inancı kalmadı- ğı noktada bütün oylar şağ partüere gidi- yor. Seçim kampanyasında birbiruniz kadar suçlamamahydık, SHP'lil DSP'ye 'faşist' suçlaması yapümamal Tepki oylan sağ partüere gitti. Bazı şeyleri ortak söylememiz gen Bunun için önce SHP bir şeyler yapı programlanru ve tüzüklerini sosyal deı rat yapıya uygun hale getirmeliler. I programımız ve tüzüğümüzun çağdi duğunu biliyoruz. Biz kendi düşünc mizi daha iyi anlatabiUr bir örgutl modelini gerçekleştirmeliyiz. SHP üe noktalaıımız olabüir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle