Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 KASIM 1991 KÜLTÜR-SANAT
DERGI
Bizim Şehir'den davet
• Kiiltiir Servisi — Aylık siyasi gazete Bizim Şehir'in
kasım ayı sayısında, okurlar, 6 aralık günü saat 10.00'da
İstanbul 5. Idare Mahkemesi'nde görulecek olan
"Kostantıniyye Haberleri" davasına davet ediliyor. Bu
dava sonucuna göre gazetenin eski adına kavuşup
kavuşamayacağı kesınleşecek. Yeni sayıda Necmi Sonmez,
Buyukada'daki Agnidis Köşku'ne uzanıyor ve söz konusu
yapının bir müze olarak duzenlenebileceğini, adanın
kültürel faaliyetlerin uygulanabıleceğı mekânlara sahip
olduğunu vurguluyor. Jack Deleon, Boğazıçi mesirelerıni
konu edindiği yazısında, Erairgân'ın eskiden bugune
kalan tek mesire olduğuna dikkat çekiyor. Demir Özlu
de "Bu, tstanbul üzerine yazdığım son eleştirel yazı
olsun" diye bitirdiği "İstanbul Ütopyası" ile Bizim
Şehir'de.
BALE
Tmdıkkıran' ilk kez
• Költıir Servisi — İstanbul Devlet Opera ve Balesi,
1991-92 sezonunun ilk yeni bale prodüksiyonu olarak P.I.
Çaykovski'nin "Fındıkkıran" balesini bugün sahneliyor.
istanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından ilk kez
sahnelenecek olan Fındıkkıran balesini sahneye Vasili
Vaynonen'in koregrafisi uzerine Tahir ve Olga Baltaçeyev
koydu. Orkestrasını Elşad Bagirov'un yönettiği balede
dekorlan Yucel Tanyeri, kostümleri Şanda Zıpçı
hazırladı. Kordo bale şefi Yüksel Ersin, ışık düzeni
Ertekin Kulan'a ait. Dünyada ilk kez 18 Arahk 1892'de
sahnelenen ve aralık ayında 99'uncu yılı kutlanacak olan
Fındıkkıran balesi, birçok koregraf tarafından değişik
yonımlarla sahnelenmiş. Bunlardan Vaynonen'in
koregrafisi dunyada en iyüerinden biri olarak kabul
ediliyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin bugün saat
15.30'da sahnelemeye başlayacağı Fındıkkıran balesinde
başlıca rolleri Hülya Aksular, Sıbel Sürel, Bahar
Vidinlioğlu, Ayfer Zeren, Oktay Keresteri, Haldun
Yedican, Deniz Berge, Bahram Yildaşev, Ümit Karabel,
Barlas Kobaner dönüsümlu olarak paylaşacaklar.
MÛZİK
Elton John'un hıtangaçhğı'
• LONDRA (AA) — Ingilız pop yıldızı Elton John,
utangaçlığını yenmek ve şöhretin getirdiği baskının
üstesinden gelebilmek amacıyla yıllarca kullandığı alkol
ve ılaçların kendisini 'duygusal yönden öldurdüğünü'
soyledi. 46 yaşındaki Elton John, Sky televizyonuna
verdıği demeçte, 1976-1990 yıllan arasında 'gergin, acılı
ve dertli' dönemleri olduğunu belirterek bu yıllarda içki
âlemine ve yemeğe düştüğünü anlattı. 6 yıl kadar blumik
(doymama) hastalığının sürdüğünü beiirten Elton John,
"Bir olü gibiydim, duygusal yönden ölüydüm" dedi.
Elton John daha sonra şöyle konuştu: "60 yaşında bir
adam gibiydim, çok hasta ve yıkılmış durumdaydım.
Gözlerimin altında torbalar ve siyahlıklar vardı, çok
şişmandım, ölumünden önce Elvis Presley'i görmuştüm.
Gozlerinin içine baktım, bomboştu. Sonunda ben de
boyle oldum." tki kez intihara kalkan Elton John,
"Binlerce kişinin önünde sahnede buyük başarı
sağlamama rağmen, benden çok uzaktaydılar" dedi.
Ünlu rock yıldızı, bir arkadaşının kendisini toparlaması
gerektiği yolundaki uyarısı üzerine düzeidiğini söyledi.
KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ
Yeşil Bizans'ta fantastik filnıler
• kultur Servisi — Yeşil Bizans Kultur ve Sanatevi yeni
donem çalışmalanm, istanbul ve sorunlarım ön planda
tutarak baslatıyor. Sanatevi'nın ilk çağrısı "tstanbulluluk
Bîündni yeniden işlemek" Ikinci çağrı daha çok bilim-
kurgu, korku ve gerilim fîlmı meraklılarına. Fantastik
filmler her cumartesi ve pazar günü saat 11.00 ila 15.00
arası Yeşil Bizans'ta görülebilir. Arkeoloji ve tarih
semınerlerıne katılmak isteyenlerin ise en son 1 aralık
günune dek Yeşil Bizans'a başvurmaları gerekiyor.
(151 89 25)
SİNEMA
Julia Roberts evlenmedi
• Kültiir Servisi — Hollywood'un yeni parlayan
yıldızlanndan Julia Roberts, gerçekleşmeyen evliliği
konusunda Entertainement Weekly dergisine bir
açıklamada bulundu. Nişanlısı Kiefer Sutherland'i terk
ettiği yolunda çıkan söylentileri yalanlayan Julia Roberts,
aslında Kiefer Sutherland'in kendisini terk ettiğini
söyledi. Roberts şöyle dedi: "Çıktığım Arizona yolculuğu
dönüşünde Kiefer'ı arayıp ilişkimizin yürümeyeceğini
soyleyecektim. Ancak kendisi beni arayarak benimle
evlenmek istemediğini söyledi!' Ünlü oyuncu Donald
Sutherland'in oğlu olan Kiefer Sutherland, Julia Roberts
ile "Sınırötesi" fılminde rol almıstı. "Özel Bir Kadm",
"Mistik Pizza" ve "Çelik Manolyalar" gibi filmlerde
izlediğimiz Roberts, şu an çevirmekte olduğu "Hook"
filmini yarıda bırakmayı düşündüğünü söyleyerek bir
"uyuşturucu problemi" olduğunu belirtti. (Fotoğraf:
KİEFER SUTHERLAND ve JULİA ROBERTS)
GRAFİKERLER MESLEK KURULUŞU nun
G e n e l K u r u l u ' n a Ç a ğ r ı .
Değerli üyelerimiz,
GMK'nın olağan Genel Kurul'u
24.11.1991 Pazar günü (yann)
saat 10.00'da,
The Marmara Oteli Balo Salonunda
yapılacaktır. Üyelerimizin toplantıya
katrlmalannı bekliyoruz.
Y ö n e t i m K u r u l u
GÜNDOĞARKEN
Ambiance BAR
CUMHURİYET/ll
'Yalnız Değilsiniz'in devamı 'Sonsuza Yürümek'6 kentte gösteriliyor
Ttirban eylemleri sinemada
Üniversitelerdeki türban
eylemlerinin konu edildiği
"Sonsuza Yürümek", daha
önceki "Yalnız Değilsiniz"e
göre sansürden daha kolay
geçti. "Yalnız Değilsiniz", 4
ayda 215 bin seyirci
tarafından izlenmişti.
Yönetmen Mesut Üçakan,
"Sonsuza Yürümek"in
ilkine oranla daha "seviyeli
ve objektif' olduğunu
söylüyor.
HAKAN AYGÜN
ANKARA — Üniversitelerdeki "tür-
ban eylemleri" beyazperdeye yansıdı.
Türbanlı bir genç kızın "dramının" an-
latıldığı ve kamuoyunda buyük ilgi top-
layan "Yalnız Değilsiniz" adlıfilminde-
vamı olan "Sonsuza Yurümek"te, uni-
versitelerde karşılaşılan sıkıntılar ve ger-
çekleştirilen eylemler anlatılıyor.
"İslamcı yonetmenler"den Mesut Lça-
kan'ın yönettiği filmde, ilk filmdeki kad-
ro aynen korundu. Başrolunü "Serpil"
adlı, türbanlı genç kızı canlandıran
Gamze Tunar'ın oynadığı filmde Haluk
Kurtoglu ve Murat Soydan gibi tanınmış
oyuncular da rol aldı.
Film, birincı film sonunda "tiırban
taktıgı için" aılesiyle anlaşamayarak
"psikolojik bunalıma girdiği" gerekçe-
siyle kliniğe >atınlan "sosyete kızı" Ser-
İLKİNDE DE BAŞROLDE OYNAMIŞTI—"Yalnız Değilsiniz'in o> uncusu Gam-
ze Tunar, "Sonsuza Yürümek"(e de Serpil adlı türbanlı genç kızı canlandırıyor.
KULIS
rpil'in "klinikten kurtulması"yla başlı-
yor. Ailesını terk eden Serpil, kendısı gıbı
türbanü kız arkadaşlarıyla aynı evde kal-
maya başlıyor. Tıp fakultesindeki öğre-
nimine de devam eden Serpil, arkadaş-
larıyla birlikte "türban taktığı" gerekçe-
siyle uruversite yonetiminden ceza alıyor.
Üniversite yönetimiyle surtuşmelerin iş-
lendiği filmde, Anayasa Mahkemesi'nin
turbana izin veren yasayı iptaliyle birlikte
eyleme geçen türbanlı öğrencilerin oyku-
su işleniyor.
Serpil ve arkadaşları, gerçekte de ya-
şanmış olan İstanbul Üniversitesi önun-
deki "otunna eylemi"ne katılıyorlar. 16
gun süren otunna eyleminin ardmdan da
açlık grevine başlıyorlar. Filmin fınalin-
de, eyleme katılan öğrencilerin
"portreleri" çıziliyor.
Filmin yönetmeni Uçakan, türban ey-
lemlerinin konu edildiği "Sonsuza
Yürümek" filminin, "Yalnız Degüsiniz"e
göre sansürden daha kolay geçtiğini söy-
ledi. Filmin sansüre takılmasından kork-
tuğunu, ancak endışesınin boşa çıktığı-
nı beiirten Uçakan, "Bu tur geniş kitle-
lerin eylemini içeren bir olay perdeye ak-
tanlmamıştı. Onun için endişeleniyor-
dum" dıye konuştu.
Film dun İstanbul, Ankara, Adana,
Kayseri, Bursa ve Adapazarı'nda aynı
anda gosterime girdi. Filmin pazarlama-
sını da, Uçakan'ın sahiplerinden olduğu
Atlas Filmcüık yapacak. Tıpkı "Yalnız
Degilsiniz"de olduğu gibi, "Sonsuza Yn-
rümek'"ın finansmanı da Islami yayın-
lan ile tanınan Nehir Yayıncılık'ın sahi-
bi Mustafa Çelik ve bazı işadamlan ta-
rafından karşılandı.
500 milyon lıraya mal olan film için
TV ve gazetelere 250 milyon liralık rek-
lam verilecek, 150-200 milyon lira da pa-
zarlama için harcanacak.
Filmin gösterimi için de çeşitli Islami
derneklerle işbirliği yoluna gidilecek.
Ankara'daki gosterim, Ilim Sanat Eser-
leri Mensupları Derneği (ILESAM) ile
işbirliği halınde gerçekleşecek.
"Yalnız Değilsiniz", dört ay gibi kısa
zaman içinde 215 bin seyirci tarafından
900 milyon lira ödenerek izlenirken,
"Sonsuza Yürümek"ın de aynı başanya
erişip erişemeyeceği merakla bekleniyor.
Uçakan, yeni füminin ilkine göre "da-
ha seviyeli ve objektif olduğunu savu-
narak, "Değişik kesimlerden izleyici he-
defliyoruz. Sanırım vatan millet Sakar-
ya mesajı isteyen de, objektiflik arayan-
lar da bu filmi izleyecektir" biçiminde
konuştu. Filmin tek dezavantajının, ilk
filmin yapıldığı döneme göre başörtüsü
sorununun eski hararetini korumaması
olduğunu söyleyen Uçakan, "Ancak so-
run sürüyor ve yaptığımız film yan bel-
gesel bir çalışma oldu" diye konuştu.
Uçakan, filmde kendisini en çok et-
kileyen sahnenin ise "bir kız öğrencinin
okuldan atılmamak için başörtüsünü
çıkardığı" sahne olduğunu soyledi.
tDŞ2n^LJ>
Kitapla gelen mutlulukCumhuriyet Kıtap, hayırlı bır
birleşmeye aracı oldu farkında
olmadan. Şöyle bir "nişan
davetiyesi" geçti elimize: "Te-
şekkürler, Cumhuriyet Kitap!
Seninle bulduk birbirimizi ve
kitap yakanlara inat kitaplar
arasında ruşanlanıyoruz!" Inşa-
at Muhendisi Serpil Akman ile
"vatandaş" Refik Ceylan'nın
tanışmalarını, Cumhuriyet Ki-
tap'taki bir duyuru sağlamış:
"Kitaplann toplatıldığı, yakıl-
dığı, düşunenlerin kurşunlandı-
ğı, yazılarının zincirlendiği bir
ulkede geldik dünyaya. Ben Is-
tanbul'daydım, o ise Zongul-
dak'ta. Sevdik kitaplan, taptık.
Onları yakanlara inat taptık.
Kitaplar geldi gitti aramızda. Ve
de mektuplar. Sonunda 'yeter'
dedi kitaplar. 'Gelin artık bir
araya. Üçümüz birlikte olalım,
el ele! Dinledik onlann sözünü,
karar verdik bir yaşam birlikte
olmaya ve birlikte ilk adımı bir
kitapçı dükkânında kitaplar
arasında nişanlanarak atıyo-
nız" Vatandaş Refik Ceylan,
"Yakılsalar da toplatılsalar da
zincirlenseler de kitaplar gös-
terdi bunca yıl doğru yolu, ki-
taplar getirdi sonunda
mutluluğu" diye bitiriyor söz-
lerini. Serpil Akman ile Refik
Ceylan'a bol kitaplı mutluluk-
lar dilivoruz.
Ruhcan AkiVin resim sergisiFransızKültürMerkezi'nde
Rimbaud portreleriKultur Servisi — Ruhcan
Akil'in "100. Yılında Artbur
Rimbaud Portreleri" resım ser-
gisi Taksım Fransız Kultur Mer-
kezi Sergi Salonu'nda açıldı. 30
kasım gününe kadar açık kala-
cak serginin ilk günu Fransız
Kültür Merkezi Müdurü Fran-
çois Neuville de bir konuşma
yaptı.
Sergide Ruhcan Akil'in, ölü-
munün 100. yılında ünlü Fran-
sız şair Arthur Rimbaud için
yaptığı desen ve yağhboya port-
reler yer alıyor.
Rimbaud'nun modern şiire
etkilerinden 1871'de Paris Ko-
münu'ne katılmasına, şair Paul
Verlaine ile ilişkisinden Etiyop-
ya köle ticareti yapmaya varan
37 yıllık yaşamının ve şiirlerinin
etkisiyle yola çıkan ressam Ruh-
can Akil, Henri Fantin-
Latour'un "Masa Koşesi" adlı
tablosunun röproduksiyonun-
dan Rimbaud'nun portre deta-
yını alıp yorumladı. Portreleri-
ni, karakalem desen, füzen,
akuarel kalem ve yağlıboyadan
oluşan malzemeleri kâğıt üzeri-
ne kullanarak resimledi.
Ama "Tek farkb" diyor Ruh-
can Akil. "Henri Fantin-Latour
çağdaşıydı Rimbaud'nun. Oysa
ARTHUR RİMBAUD — Henri Fantin-Latour'nun
Koşesi" tablosundan detay yonım.
"Masa
ben Rimbaud'nun ölumünden
tam yüz yıl sonra resimledim
onu. O da, Latour'u çıkış nok-
tası alarak. Tjpkı Picasso'nun,
fotoğraf sanatçısı Carjat'nın
1871'de çektiği Rimbaud fotoğ-
rafına bakarak resmini yaptığı
ya da Grovel'in Latour'un res-
minden )-ararianarak gravürünü
yaptığı gibi..."
BU GENÇ MÜZİSYENLERÎ TANIYOR MUSUNUZ? EVÎN ÎLYASOĞLU
Klarnete
tazenefesGershwin ın "Rhapsodv in
Blue" adlı yapıtının gınşıni
anımsar mısınız? Sessızlığin
içinden tek bırçalgı yükselir. NP
orkestra gırmıştır ne de parça-
nın solıstı olan pıyano . Tek
solukta bir klarnettır ilk duydu-
ğunuz Hele bir hatalı olsun.
gen dönülemeyecek bir nehir.
Bu on vedı dakikalık müzığin
gınşıni çok düzgün, çok ıçten
sunmalıdır klarnetçı . "Iğne üs-
tünde bir olay" dıyor Ayşegül
Kirmanoğlu Zaten ne zaman sı-
ra onun solosuna gelse durumu
iğne üstünde görüp, büyük bir
heyecan yaşıyor üflerken klar-
netıne.
İstanbul De\let Senfonı Or-
kestrası'nın en genç üyelennden
bin olan Ayşegül (Soyer) Kir-
manoğlu 1965'te doğmuş. Her
konserde flütlerle obualann he-
men arka ortasında verini alan.
çoğu kez eser bittıkten sonra
özel olarak alkışlanması ıçın şe-
fın ayağa kaldırdığı bir üye.
Bir kez Beethoven'ın Pastoral
Senfonisi'ndekı güzel soloları
nedeniyle şef Stnıgala sahnenin
önüne kadar çağınp özellıkle al-
kışlatmıştı bu guleç vüzlu klar-
netçıyı.
Neden mi klarnetı seçmiş?
Her çocuğun düşledığı gibi bil-
Ayşegül Kirmanoğlu
dik çalgılan çalanm dıye, pıya-
nıst veya vıyolonist olurum diye
1974'te konservatuara başla-
mış. Rastlantı sonunda kendıni
klarnet çalarken bulmuş. Ab-
met Ermakastar'ın öğrencisi
olarak Devlet Konservatuvan'-
nı bıtınr bıtırmez Aberdeen
Müzik Festivali'ne katılmış.
1985'te Fransız hükümetınden
aldığı bursla Nantes Konserva-
tuvarfna gırmış ve bınncilıkle
mezun olmuş. 1986'da Pans'te
Leopold Bellan Yanşması'nda
vıne bınncılık ödülü kazanmış
İstanbul Devlet Senfoni Orkest-
rası'nda çalmaya başladığından
beri sık sık Fransa"dakı hocala-
nna gıdıp öğütlerinı dınleme
olanağı buluyor.
Her hafta dınleyıcı önüne çık-
ma>a alışan orkestra üyelen
bazen solist olarak katılırlar
konserlere. Genellıkle sahneye
çok alışık olmanın verdiğı bir
tekdüzelik duyarsınız vorumla-
nnda Oysa AyşegüFün ikı kez
orkestraya solistliğınde kendıne
özgü bir coşku, solıstlık yetene-
ğini ortaya koymuştu. Kaldı kı
orkestra ıçınde çalarken de bir
eşlıkçi değıl, güzel tonuyla bir
solist nıtelığınde.
"Gündelik proalar için prova
saatinden bir saat önce gelirim.
Isınmam gerekir. Provadan son-
ra da o giinün atmosferini sürdö-
ren bir çalışma yaparım" dıyor.
Geçenlerde Cemal Reşıt Rey
Salonu'nda çok lezzeth bir resı-
talın sanatçıîan arasında dınle-
dık Ayşegül Kırmanoğlu'nu.
İkı Sovyet sanatçı, piyanist L.
Timofeyeva ve çellıst K.Rodin ile
Beethoven'ın op. 11 sı bemol
major trıosunu seslendırdı.
"Aslında klarnet solo için ya-
zılmış yapıtların sayısı sınırlı bir
dağarcık içinde. Bence orkestra
içinde klarnet üyesi olmak, kari-
yerimi canlı tutmama büyük
yardımcı olu>or" dıyor ve eklı-
yor Ayşegül Kirmanoğlu: "İyi
ki klarnet çalıyonım, o kadar
çok piyanist var ki!"
ŞÖLEN DİKENER— Müziğimizin genç yeteneklerinden
Tortellier'nin öğrencisiÇellist Şölen Dikener.piyanist
İrem Eğriboz eşlığınde Cemal
Reşıt Re> Salonu'nun "Genç
Yetenekler" sensınde bir konser
verdi geçen hafta. Program çel-
lo edebıvatının pek tanınmamış
yapıtlanndan. özellıkle yırmıncı
yiizyıl ağırlıklı seçılmıştı.
'"Britten ve Bridge gibi tngiliz
bestecilere büyük sevgim var.
Fransa'da eğitim görmemin so-
nucu da Debussv >e hocam Tor-
tellier'je doğal tutkumu gösteri-
yor. Bence tanınmamış bir
'izlenimci' program vapmam iz-
lenimci resme eğilimimden.
Çaldıklarımda resimle koşutluk
kurmak, resimsel öğelerle müzi-
ğin birleştiğini düşünmek çok
zevkli."
Şolen 1968'de kemancı bir an-
ne ve trompetçı bir babadan
dun\a\a gelmış Annesı çello>u
çok sevdığı ıçın bu çalgı ona se-
çılmış ve ycdı vaşında müzığe
başldmış. İ979'da Ali Doğan'ın-
öğrencısı olarak Ankara Devlet
Konservatuvan'na gırmış:
"özel yetenekli öğrenciler" sını-
fından yedi yılda mezun olmuş.
Sonra 1416 sayılı devlet bursu
ile Avusturya'ya göndenlmış.
"Ne yazık ki artık ne konser-
vatuarda özel öğrenciler sınıfı
kaldı ne de benim dışarı gönderil-
diğim burs»eriliy or."
Bir yıl sonra Fransa'da geçen
yıl ölen unlu çellıst ve bestecı
Paul Tortellier ile ırtıbat kur-
muş ve onun Nıce konservatu-
\an'nda öğrencisi olmuş.
"Harika bir şey böyle büyük
bir müzisyeni tanımak, onun ya-
şam biçimine. hayat felsefesine
yakından tanık olmak. Onunla
çaldığım ber ses sevgi doluydu.
Bu yıl Tortellier'nin ilk ölüm yıl
dönümii için Paris'te yapılacak
konserlerde çalmak üzere davet
edildim."
Şölen Dıkencr. halen Ankarfc
De\let Konservatu\an'ndj
araştırma görevlısı "Konsena-
ruvarda önceki kuşak öğretim
üyeleri Navarra'nın ekolünden
yetişmişler >e o sisterai sürdürü-
yorlar. Ben Tortellier gibi yeni
bir teknikle. tanımadıkları bir
ekol ile ortaya çıktığım için bana
smıf verilmedi. Şimdilik asistan
olarak çalıştırılıy orum."
"Tortellier'nin bana en önemli
katkısı. teknik olarak çok hızlı
çalınması gereken zor bir pasaj-
da dahi müzikal olabilmeyi ve
her dönemi kendi stili içinde du-
y urmay ı öğretmesidir."
Şolen Dıkener'ınçaldığı vıyo-
lonsel. Marc Labert (1928)
Mırecourt yapımı bir çalgı Ve
tanhscl değerı kddar anısal de-
ğcrı de var Ülkcmızdekı ilk
ustdldrından çcllibt Muhittin
Sadak'a aıt oluşu "Şinıdiye ka-
dar çaldığım çalgılar arasında en
sevdiğim çello bu oldu.." dıyc ek-
lıyor genç sanjtçı
Resimlerde
romantizın
• Kiıltür Servisi — Buket
Tunakan'ın resim sergisi
The Marmara Brasserie'de
açıldı. Sergi, 20 aralık
tarihine dek izlenebilecek.
1954 yıhnda Izmir'de doğan
Buket Tunakan, Hacettepe
Üniversitesi Fransız Dili ve
Edebiyatı'ndan mezun oldu.
Resme olan tutkusu ancak
uzun yıllar sonra
değerlendirme fırsatını
bulan Tanukan, bu ilk
kişisel sergisindeki
resimleriyle yoğun
duyguları, sıcakhğı ve
romantizmi yansıtmayı
amaçhyor.
Müzikli gece
yapıldı
• Kültür Servisi —
Bakırkoy Musiki
Derneği'nin geleneksel
müzikli gecesi Beyoğlu
Öğretmenler Evi'nde
yapıldı. Derneğin şefi
besteci-şair Orhan
Kızılsavaş'ın yönettiği koro
ilgiyle izlendi. Gecenin
onur konuğu Prof. Dr.
Nevzad Atlığ, derneğin
korosunu, besteci Orhan
Kızılsavaş'm yapıtlannı
basanlı bir biçimde
yorumladığı için kutladı.
UGUN
• Cumhuriyet Kitap
Kulübu'nün düzenlediği
imza gunleri kapsarmnda
saat 16.00'dan itibaren
Nurten Ay ve Süheyla
Taşçıer Mecidiyeköy'deki
FM Kultur Merkezi'nde;
Hilmi Yavuz, Şişli Migros
Golden Plaza'da; Fusun
Önal, Ataköy Migros
Atrium'da kitaplarını
imzalayacak.
• Cemal Reşit Rey'de yer
alan Modern Dans Serisi
kapsamında Romos
Moskova Plastik Dans
Tiyatrosu'nun gösterisi saat
19.00'da başlıyor. (148 08
63)
• Hadiye Cangökçe ile
Cem Çetin'in 'Yaklaş'
başhklı dia gösterisi Basın
Muzesi'nde saat 15.00'te
izlenebilecek. (513 84 57)
• Ressam karikatürist
Osman Filiz öldü. 1926
yılında Akşehir'de doğan
Filiz, Hafta, Şaka,
Karakedi dergileri ile Son
Posta, Son Saat ve
Tercuman gazetelerinde
çalışmış, yurtiçi ve
yurtdışında karikatür
dalında ödüller kazanmıştı.
Filiz'in cenazesi bugün
Gazeteciler Cemiyeti
önünde yapılacak törenden
sonra öğlen namazını
müteakip Şenlikköy
Camii'nden ahnarak
Firuzköy Mezarlığı'nda
toprağa verilecek.
bugün
bilsak
23K.ASIM CUMARTESİ
Futograf Çalısmalan
M. Zıya ÜLKENCİLER
yönctıminde
Rus Dili Çalısmalan
10.00-12-00
Seramik Çalısmalan
Kadriyc E?cl AĞAOĞLU
10.00-14.00
BİLSAK FINDIKLI
Cafe-Bar-Restaurant
Re/.ervasyon:
152 38 68-152 0130
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30
African Cafe-Bar(5.Kaı)
Party
bilsak, sırasclvılcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangır
143 28 79-99
1
9
9
*
J
s
9
u
% *
I I I Mulkıyelief Biriığı
I I I İstanbul Şubesi
1 ir1 M İstanbul
1 # Mulkıyelıler Vakfı
ANAP
" HEDEF NE ?"
Dr.Ercan EYÛBOĞLU
IST Mülkıyelıler VaJdı Gn Sen
K O N U S M l C l l t t l
Tunca TOSKAY
ANAP Ist Mılletvekılı
Mehmet ALTAN
Gazetecı Yazar
23 Kasım 1991
( unıarlesi Saat: 15.00
Mulkıvfhlrr
1 .»k.ılı kıııuS
ı-ııv Frl |S^46 U «
rtkınlıkUnmı/
kf.Uur.int M 1 nkjlıını/ HırkrM \cıktır