25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 KASIM 1991 KÜLTÜR-SANAT DERGI Bizim Şehir'den davet • Kiiltiir Servisi — Aylık siyasi gazete Bizim Şehir'in kasım ayı sayısında, okurlar, 6 aralık günü saat 10.00'da İstanbul 5. Idare Mahkemesi'nde görulecek olan "Kostantıniyye Haberleri" davasına davet ediliyor. Bu dava sonucuna göre gazetenin eski adına kavuşup kavuşamayacağı kesınleşecek. Yeni sayıda Necmi Sonmez, Buyukada'daki Agnidis Köşku'ne uzanıyor ve söz konusu yapının bir müze olarak duzenlenebileceğini, adanın kültürel faaliyetlerin uygulanabıleceğı mekânlara sahip olduğunu vurguluyor. Jack Deleon, Boğazıçi mesirelerıni konu edindiği yazısında, Erairgân'ın eskiden bugune kalan tek mesire olduğuna dikkat çekiyor. Demir Özlu de "Bu, tstanbul üzerine yazdığım son eleştirel yazı olsun" diye bitirdiği "İstanbul Ütopyası" ile Bizim Şehir'de. BALE Tmdıkkıran' ilk kez • Költıir Servisi — İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 1991-92 sezonunun ilk yeni bale prodüksiyonu olarak P.I. Çaykovski'nin "Fındıkkıran" balesini bugün sahneliyor. istanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından ilk kez sahnelenecek olan Fındıkkıran balesini sahneye Vasili Vaynonen'in koregrafisi uzerine Tahir ve Olga Baltaçeyev koydu. Orkestrasını Elşad Bagirov'un yönettiği balede dekorlan Yucel Tanyeri, kostümleri Şanda Zıpçı hazırladı. Kordo bale şefi Yüksel Ersin, ışık düzeni Ertekin Kulan'a ait. Dünyada ilk kez 18 Arahk 1892'de sahnelenen ve aralık ayında 99'uncu yılı kutlanacak olan Fındıkkıran balesi, birçok koregraf tarafından değişik yonımlarla sahnelenmiş. Bunlardan Vaynonen'in koregrafisi dunyada en iyüerinden biri olarak kabul ediliyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin bugün saat 15.30'da sahnelemeye başlayacağı Fındıkkıran balesinde başlıca rolleri Hülya Aksular, Sıbel Sürel, Bahar Vidinlioğlu, Ayfer Zeren, Oktay Keresteri, Haldun Yedican, Deniz Berge, Bahram Yildaşev, Ümit Karabel, Barlas Kobaner dönüsümlu olarak paylaşacaklar. MÛZİK Elton John'un hıtangaçhğı' • LONDRA (AA) — Ingilız pop yıldızı Elton John, utangaçlığını yenmek ve şöhretin getirdiği baskının üstesinden gelebilmek amacıyla yıllarca kullandığı alkol ve ılaçların kendisini 'duygusal yönden öldurdüğünü' soyledi. 46 yaşındaki Elton John, Sky televizyonuna verdıği demeçte, 1976-1990 yıllan arasında 'gergin, acılı ve dertli' dönemleri olduğunu belirterek bu yıllarda içki âlemine ve yemeğe düştüğünü anlattı. 6 yıl kadar blumik (doymama) hastalığının sürdüğünü beiirten Elton John, "Bir olü gibiydim, duygusal yönden ölüydüm" dedi. Elton John daha sonra şöyle konuştu: "60 yaşında bir adam gibiydim, çok hasta ve yıkılmış durumdaydım. Gözlerimin altında torbalar ve siyahlıklar vardı, çok şişmandım, ölumünden önce Elvis Presley'i görmuştüm. Gozlerinin içine baktım, bomboştu. Sonunda ben de boyle oldum." tki kez intihara kalkan Elton John, "Binlerce kişinin önünde sahnede buyük başarı sağlamama rağmen, benden çok uzaktaydılar" dedi. Ünlu rock yıldızı, bir arkadaşının kendisini toparlaması gerektiği yolundaki uyarısı üzerine düzeidiğini söyledi. KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ Yeşil Bizans'ta fantastik filnıler • kultur Servisi — Yeşil Bizans Kultur ve Sanatevi yeni donem çalışmalanm, istanbul ve sorunlarım ön planda tutarak baslatıyor. Sanatevi'nın ilk çağrısı "tstanbulluluk Bîündni yeniden işlemek" Ikinci çağrı daha çok bilim- kurgu, korku ve gerilim fîlmı meraklılarına. Fantastik filmler her cumartesi ve pazar günü saat 11.00 ila 15.00 arası Yeşil Bizans'ta görülebilir. Arkeoloji ve tarih semınerlerıne katılmak isteyenlerin ise en son 1 aralık günune dek Yeşil Bizans'a başvurmaları gerekiyor. (151 89 25) SİNEMA Julia Roberts evlenmedi • Kültiir Servisi — Hollywood'un yeni parlayan yıldızlanndan Julia Roberts, gerçekleşmeyen evliliği konusunda Entertainement Weekly dergisine bir açıklamada bulundu. Nişanlısı Kiefer Sutherland'i terk ettiği yolunda çıkan söylentileri yalanlayan Julia Roberts, aslında Kiefer Sutherland'in kendisini terk ettiğini söyledi. Roberts şöyle dedi: "Çıktığım Arizona yolculuğu dönüşünde Kiefer'ı arayıp ilişkimizin yürümeyeceğini soyleyecektim. Ancak kendisi beni arayarak benimle evlenmek istemediğini söyledi!' Ünlü oyuncu Donald Sutherland'in oğlu olan Kiefer Sutherland, Julia Roberts ile "Sınırötesi" fılminde rol almıstı. "Özel Bir Kadm", "Mistik Pizza" ve "Çelik Manolyalar" gibi filmlerde izlediğimiz Roberts, şu an çevirmekte olduğu "Hook" filmini yarıda bırakmayı düşündüğünü söyleyerek bir "uyuşturucu problemi" olduğunu belirtti. (Fotoğraf: KİEFER SUTHERLAND ve JULİA ROBERTS) GRAFİKERLER MESLEK KURULUŞU nun G e n e l K u r u l u ' n a Ç a ğ r ı . Değerli üyelerimiz, GMK'nın olağan Genel Kurul'u 24.11.1991 Pazar günü (yann) saat 10.00'da, The Marmara Oteli Balo Salonunda yapılacaktır. Üyelerimizin toplantıya katrlmalannı bekliyoruz. Y ö n e t i m K u r u l u GÜNDOĞARKEN Ambiance BAR CUMHURİYET/ll 'Yalnız Değilsiniz'in devamı 'Sonsuza Yürümek'6 kentte gösteriliyor Ttirban eylemleri sinemada Üniversitelerdeki türban eylemlerinin konu edildiği "Sonsuza Yürümek", daha önceki "Yalnız Değilsiniz"e göre sansürden daha kolay geçti. "Yalnız Değilsiniz", 4 ayda 215 bin seyirci tarafından izlenmişti. Yönetmen Mesut Üçakan, "Sonsuza Yürümek"in ilkine oranla daha "seviyeli ve objektif' olduğunu söylüyor. HAKAN AYGÜN ANKARA — Üniversitelerdeki "tür- ban eylemleri" beyazperdeye yansıdı. Türbanlı bir genç kızın "dramının" an- latıldığı ve kamuoyunda buyük ilgi top- layan "Yalnız Değilsiniz" adlıfilminde- vamı olan "Sonsuza Yurümek"te, uni- versitelerde karşılaşılan sıkıntılar ve ger- çekleştirilen eylemler anlatılıyor. "İslamcı yonetmenler"den Mesut Lça- kan'ın yönettiği filmde, ilk filmdeki kad- ro aynen korundu. Başrolunü "Serpil" adlı, türbanlı genç kızı canlandıran Gamze Tunar'ın oynadığı filmde Haluk Kurtoglu ve Murat Soydan gibi tanınmış oyuncular da rol aldı. Film, birincı film sonunda "tiırban taktıgı için" aılesiyle anlaşamayarak "psikolojik bunalıma girdiği" gerekçe- siyle kliniğe >atınlan "sosyete kızı" Ser- İLKİNDE DE BAŞROLDE OYNAMIŞTI—"Yalnız Değilsiniz'in o> uncusu Gam- ze Tunar, "Sonsuza Yürümek"(e de Serpil adlı türbanlı genç kızı canlandırıyor. KULIS rpil'in "klinikten kurtulması"yla başlı- yor. Ailesını terk eden Serpil, kendısı gıbı türbanü kız arkadaşlarıyla aynı evde kal- maya başlıyor. Tıp fakultesindeki öğre- nimine de devam eden Serpil, arkadaş- larıyla birlikte "türban taktığı" gerekçe- siyle uruversite yonetiminden ceza alıyor. Üniversite yönetimiyle surtuşmelerin iş- lendiği filmde, Anayasa Mahkemesi'nin turbana izin veren yasayı iptaliyle birlikte eyleme geçen türbanlı öğrencilerin oyku- su işleniyor. Serpil ve arkadaşları, gerçekte de ya- şanmış olan İstanbul Üniversitesi önun- deki "otunna eylemi"ne katılıyorlar. 16 gun süren otunna eyleminin ardmdan da açlık grevine başlıyorlar. Filmin fınalin- de, eyleme katılan öğrencilerin "portreleri" çıziliyor. Filmin yönetmeni Uçakan, türban ey- lemlerinin konu edildiği "Sonsuza Yürümek" filminin, "Yalnız Degüsiniz"e göre sansürden daha kolay geçtiğini söy- ledi. Filmin sansüre takılmasından kork- tuğunu, ancak endışesınin boşa çıktığı- nı beiirten Uçakan, "Bu tur geniş kitle- lerin eylemini içeren bir olay perdeye ak- tanlmamıştı. Onun için endişeleniyor- dum" dıye konuştu. Film dun İstanbul, Ankara, Adana, Kayseri, Bursa ve Adapazarı'nda aynı anda gosterime girdi. Filmin pazarlama- sını da, Uçakan'ın sahiplerinden olduğu Atlas Filmcüık yapacak. Tıpkı "Yalnız Degilsiniz"de olduğu gibi, "Sonsuza Yn- rümek'"ın finansmanı da Islami yayın- lan ile tanınan Nehir Yayıncılık'ın sahi- bi Mustafa Çelik ve bazı işadamlan ta- rafından karşılandı. 500 milyon lıraya mal olan film için TV ve gazetelere 250 milyon liralık rek- lam verilecek, 150-200 milyon lira da pa- zarlama için harcanacak. Filmin gösterimi için de çeşitli Islami derneklerle işbirliği yoluna gidilecek. Ankara'daki gosterim, Ilim Sanat Eser- leri Mensupları Derneği (ILESAM) ile işbirliği halınde gerçekleşecek. "Yalnız Değilsiniz", dört ay gibi kısa zaman içinde 215 bin seyirci tarafından 900 milyon lira ödenerek izlenirken, "Sonsuza Yürümek"ın de aynı başanya erişip erişemeyeceği merakla bekleniyor. Uçakan, yeni füminin ilkine göre "da- ha seviyeli ve objektif olduğunu savu- narak, "Değişik kesimlerden izleyici he- defliyoruz. Sanırım vatan millet Sakar- ya mesajı isteyen de, objektiflik arayan- lar da bu filmi izleyecektir" biçiminde konuştu. Filmin tek dezavantajının, ilk filmin yapıldığı döneme göre başörtüsü sorununun eski hararetini korumaması olduğunu söyleyen Uçakan, "Ancak so- run sürüyor ve yaptığımız film yan bel- gesel bir çalışma oldu" diye konuştu. Uçakan, filmde kendisini en çok et- kileyen sahnenin ise "bir kız öğrencinin okuldan atılmamak için başörtüsünü çıkardığı" sahne olduğunu soyledi. tDŞ2n^LJ> Kitapla gelen mutlulukCumhuriyet Kıtap, hayırlı bır birleşmeye aracı oldu farkında olmadan. Şöyle bir "nişan davetiyesi" geçti elimize: "Te- şekkürler, Cumhuriyet Kitap! Seninle bulduk birbirimizi ve kitap yakanlara inat kitaplar arasında ruşanlanıyoruz!" Inşa- at Muhendisi Serpil Akman ile "vatandaş" Refik Ceylan'nın tanışmalarını, Cumhuriyet Ki- tap'taki bir duyuru sağlamış: "Kitaplann toplatıldığı, yakıl- dığı, düşunenlerin kurşunlandı- ğı, yazılarının zincirlendiği bir ulkede geldik dünyaya. Ben Is- tanbul'daydım, o ise Zongul- dak'ta. Sevdik kitaplan, taptık. Onları yakanlara inat taptık. Kitaplar geldi gitti aramızda. Ve de mektuplar. Sonunda 'yeter' dedi kitaplar. 'Gelin artık bir araya. Üçümüz birlikte olalım, el ele! Dinledik onlann sözünü, karar verdik bir yaşam birlikte olmaya ve birlikte ilk adımı bir kitapçı dükkânında kitaplar arasında nişanlanarak atıyo- nız" Vatandaş Refik Ceylan, "Yakılsalar da toplatılsalar da zincirlenseler de kitaplar gös- terdi bunca yıl doğru yolu, ki- taplar getirdi sonunda mutluluğu" diye bitiriyor söz- lerini. Serpil Akman ile Refik Ceylan'a bol kitaplı mutluluk- lar dilivoruz. Ruhcan AkiVin resim sergisiFransızKültürMerkezi'nde Rimbaud portreleriKultur Servisi — Ruhcan Akil'in "100. Yılında Artbur Rimbaud Portreleri" resım ser- gisi Taksım Fransız Kultur Mer- kezi Sergi Salonu'nda açıldı. 30 kasım gününe kadar açık kala- cak serginin ilk günu Fransız Kültür Merkezi Müdurü Fran- çois Neuville de bir konuşma yaptı. Sergide Ruhcan Akil'in, ölü- munün 100. yılında ünlü Fran- sız şair Arthur Rimbaud için yaptığı desen ve yağhboya port- reler yer alıyor. Rimbaud'nun modern şiire etkilerinden 1871'de Paris Ko- münu'ne katılmasına, şair Paul Verlaine ile ilişkisinden Etiyop- ya köle ticareti yapmaya varan 37 yıllık yaşamının ve şiirlerinin etkisiyle yola çıkan ressam Ruh- can Akil, Henri Fantin- Latour'un "Masa Koşesi" adlı tablosunun röproduksiyonun- dan Rimbaud'nun portre deta- yını alıp yorumladı. Portreleri- ni, karakalem desen, füzen, akuarel kalem ve yağlıboyadan oluşan malzemeleri kâğıt üzeri- ne kullanarak resimledi. Ama "Tek farkb" diyor Ruh- can Akil. "Henri Fantin-Latour çağdaşıydı Rimbaud'nun. Oysa ARTHUR RİMBAUD — Henri Fantin-Latour'nun Koşesi" tablosundan detay yonım. "Masa ben Rimbaud'nun ölumünden tam yüz yıl sonra resimledim onu. O da, Latour'u çıkış nok- tası alarak. Tjpkı Picasso'nun, fotoğraf sanatçısı Carjat'nın 1871'de çektiği Rimbaud fotoğ- rafına bakarak resmini yaptığı ya da Grovel'in Latour'un res- minden )-ararianarak gravürünü yaptığı gibi..." BU GENÇ MÜZİSYENLERÎ TANIYOR MUSUNUZ? EVÎN ÎLYASOĞLU Klarnete tazenefesGershwin ın "Rhapsodv in Blue" adlı yapıtının gınşıni anımsar mısınız? Sessızlığin içinden tek bırçalgı yükselir. NP orkestra gırmıştır ne de parça- nın solıstı olan pıyano . Tek solukta bir klarnettır ilk duydu- ğunuz Hele bir hatalı olsun. gen dönülemeyecek bir nehir. Bu on vedı dakikalık müzığin gınşıni çok düzgün, çok ıçten sunmalıdır klarnetçı . "Iğne üs- tünde bir olay" dıyor Ayşegül Kirmanoğlu Zaten ne zaman sı- ra onun solosuna gelse durumu iğne üstünde görüp, büyük bir heyecan yaşıyor üflerken klar- netıne. İstanbul De\let Senfonı Or- kestrası'nın en genç üyelennden bin olan Ayşegül (Soyer) Kir- manoğlu 1965'te doğmuş. Her konserde flütlerle obualann he- men arka ortasında verini alan. çoğu kez eser bittıkten sonra özel olarak alkışlanması ıçın şe- fın ayağa kaldırdığı bir üye. Bir kez Beethoven'ın Pastoral Senfonisi'ndekı güzel soloları nedeniyle şef Stnıgala sahnenin önüne kadar çağınp özellıkle al- kışlatmıştı bu guleç vüzlu klar- netçıyı. Neden mi klarnetı seçmiş? Her çocuğun düşledığı gibi bil- Ayşegül Kirmanoğlu dik çalgılan çalanm dıye, pıya- nıst veya vıyolonist olurum diye 1974'te konservatuara başla- mış. Rastlantı sonunda kendıni klarnet çalarken bulmuş. Ab- met Ermakastar'ın öğrencisi olarak Devlet Konservatuvan'- nı bıtınr bıtırmez Aberdeen Müzik Festivali'ne katılmış. 1985'te Fransız hükümetınden aldığı bursla Nantes Konserva- tuvarfna gırmış ve bınncilıkle mezun olmuş. 1986'da Pans'te Leopold Bellan Yanşması'nda vıne bınncılık ödülü kazanmış İstanbul Devlet Senfoni Orkest- rası'nda çalmaya başladığından beri sık sık Fransa"dakı hocala- nna gıdıp öğütlerinı dınleme olanağı buluyor. Her hafta dınleyıcı önüne çık- ma>a alışan orkestra üyelen bazen solist olarak katılırlar konserlere. Genellıkle sahneye çok alışık olmanın verdiğı bir tekdüzelik duyarsınız vorumla- nnda Oysa AyşegüFün ikı kez orkestraya solistliğınde kendıne özgü bir coşku, solıstlık yetene- ğini ortaya koymuştu. Kaldı kı orkestra ıçınde çalarken de bir eşlıkçi değıl, güzel tonuyla bir solist nıtelığınde. "Gündelik proalar için prova saatinden bir saat önce gelirim. Isınmam gerekir. Provadan son- ra da o giinün atmosferini sürdö- ren bir çalışma yaparım" dıyor. Geçenlerde Cemal Reşıt Rey Salonu'nda çok lezzeth bir resı- talın sanatçıîan arasında dınle- dık Ayşegül Kırmanoğlu'nu. İkı Sovyet sanatçı, piyanist L. Timofeyeva ve çellıst K.Rodin ile Beethoven'ın op. 11 sı bemol major trıosunu seslendırdı. "Aslında klarnet solo için ya- zılmış yapıtların sayısı sınırlı bir dağarcık içinde. Bence orkestra içinde klarnet üyesi olmak, kari- yerimi canlı tutmama büyük yardımcı olu>or" dıyor ve eklı- yor Ayşegül Kirmanoğlu: "İyi ki klarnet çalıyonım, o kadar çok piyanist var ki!" ŞÖLEN DİKENER— Müziğimizin genç yeteneklerinden Tortellier'nin öğrencisiÇellist Şölen Dikener.piyanist İrem Eğriboz eşlığınde Cemal Reşıt Re> Salonu'nun "Genç Yetenekler" sensınde bir konser verdi geçen hafta. Program çel- lo edebıvatının pek tanınmamış yapıtlanndan. özellıkle yırmıncı yiizyıl ağırlıklı seçılmıştı. '"Britten ve Bridge gibi tngiliz bestecilere büyük sevgim var. Fransa'da eğitim görmemin so- nucu da Debussv >e hocam Tor- tellier'je doğal tutkumu gösteri- yor. Bence tanınmamış bir 'izlenimci' program vapmam iz- lenimci resme eğilimimden. Çaldıklarımda resimle koşutluk kurmak, resimsel öğelerle müzi- ğin birleştiğini düşünmek çok zevkli." Şolen 1968'de kemancı bir an- ne ve trompetçı bir babadan dun\a\a gelmış Annesı çello>u çok sevdığı ıçın bu çalgı ona se- çılmış ve ycdı vaşında müzığe başldmış. İ979'da Ali Doğan'ın- öğrencısı olarak Ankara Devlet Konservatuvan'na gırmış: "özel yetenekli öğrenciler" sını- fından yedi yılda mezun olmuş. Sonra 1416 sayılı devlet bursu ile Avusturya'ya göndenlmış. "Ne yazık ki artık ne konser- vatuarda özel öğrenciler sınıfı kaldı ne de benim dışarı gönderil- diğim burs»eriliy or." Bir yıl sonra Fransa'da geçen yıl ölen unlu çellıst ve bestecı Paul Tortellier ile ırtıbat kur- muş ve onun Nıce konservatu- \an'nda öğrencisi olmuş. "Harika bir şey böyle büyük bir müzisyeni tanımak, onun ya- şam biçimine. hayat felsefesine yakından tanık olmak. Onunla çaldığım ber ses sevgi doluydu. Bu yıl Tortellier'nin ilk ölüm yıl dönümii için Paris'te yapılacak konserlerde çalmak üzere davet edildim." Şölen Dıkencr. halen Ankarfc De\let Konservatu\an'ndj araştırma görevlısı "Konsena- ruvarda önceki kuşak öğretim üyeleri Navarra'nın ekolünden yetişmişler >e o sisterai sürdürü- yorlar. Ben Tortellier gibi yeni bir teknikle. tanımadıkları bir ekol ile ortaya çıktığım için bana smıf verilmedi. Şimdilik asistan olarak çalıştırılıy orum." "Tortellier'nin bana en önemli katkısı. teknik olarak çok hızlı çalınması gereken zor bir pasaj- da dahi müzikal olabilmeyi ve her dönemi kendi stili içinde du- y urmay ı öğretmesidir." Şolen Dıkener'ınçaldığı vıyo- lonsel. Marc Labert (1928) Mırecourt yapımı bir çalgı Ve tanhscl değerı kddar anısal de- ğcrı de var Ülkcmızdekı ilk ustdldrından çcllibt Muhittin Sadak'a aıt oluşu "Şinıdiye ka- dar çaldığım çalgılar arasında en sevdiğim çello bu oldu.." dıyc ek- lıyor genç sanjtçı Resimlerde romantizın • Kiıltür Servisi — Buket Tunakan'ın resim sergisi The Marmara Brasserie'de açıldı. Sergi, 20 aralık tarihine dek izlenebilecek. 1954 yıhnda Izmir'de doğan Buket Tunakan, Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı'ndan mezun oldu. Resme olan tutkusu ancak uzun yıllar sonra değerlendirme fırsatını bulan Tanukan, bu ilk kişisel sergisindeki resimleriyle yoğun duyguları, sıcakhğı ve romantizmi yansıtmayı amaçhyor. Müzikli gece yapıldı • Kültür Servisi — Bakırkoy Musiki Derneği'nin geleneksel müzikli gecesi Beyoğlu Öğretmenler Evi'nde yapıldı. Derneğin şefi besteci-şair Orhan Kızılsavaş'ın yönettiği koro ilgiyle izlendi. Gecenin onur konuğu Prof. Dr. Nevzad Atlığ, derneğin korosunu, besteci Orhan Kızılsavaş'm yapıtlannı basanlı bir biçimde yorumladığı için kutladı. UGUN • Cumhuriyet Kitap Kulübu'nün düzenlediği imza gunleri kapsarmnda saat 16.00'dan itibaren Nurten Ay ve Süheyla Taşçıer Mecidiyeköy'deki FM Kultur Merkezi'nde; Hilmi Yavuz, Şişli Migros Golden Plaza'da; Fusun Önal, Ataköy Migros Atrium'da kitaplarını imzalayacak. • Cemal Reşit Rey'de yer alan Modern Dans Serisi kapsamında Romos Moskova Plastik Dans Tiyatrosu'nun gösterisi saat 19.00'da başlıyor. (148 08 63) • Hadiye Cangökçe ile Cem Çetin'in 'Yaklaş' başhklı dia gösterisi Basın Muzesi'nde saat 15.00'te izlenebilecek. (513 84 57) • Ressam karikatürist Osman Filiz öldü. 1926 yılında Akşehir'de doğan Filiz, Hafta, Şaka, Karakedi dergileri ile Son Posta, Son Saat ve Tercuman gazetelerinde çalışmış, yurtiçi ve yurtdışında karikatür dalında ödüller kazanmıştı. Filiz'in cenazesi bugün Gazeteciler Cemiyeti önünde yapılacak törenden sonra öğlen namazını müteakip Şenlikköy Camii'nden ahnarak Firuzköy Mezarlığı'nda toprağa verilecek. bugün bilsak 23K.ASIM CUMARTESİ Futograf Çalısmalan M. Zıya ÜLKENCİLER yönctıminde Rus Dili Çalısmalan 10.00-12-00 Seramik Çalısmalan Kadriyc E?cl AĞAOĞLU 10.00-14.00 BİLSAK FINDIKLI Cafe-Bar-Restaurant Re/.ervasyon: 152 38 68-152 0130 Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 12.00-00.30 African Cafe-Bar(5.Kaı) Party bilsak, sırasclvılcr cad., soğancı sok. 7 cihangır 143 28 79-99 1 9 9 * J s 9 u % * I I I Mulkıyelief Biriığı I I I İstanbul Şubesi 1 ir1 M İstanbul 1 # Mulkıyelıler Vakfı ANAP " HEDEF NE ?" Dr.Ercan EYÛBOĞLU IST Mülkıyelıler VaJdı Gn Sen K O N U S M l C l l t t l Tunca TOSKAY ANAP Ist Mılletvekılı Mehmet ALTAN Gazetecı Yazar 23 Kasım 1991 ( unıarlesi Saat: 15.00 Mulkıvfhlrr 1 .»k.ılı kıııuS ı-ııv Frl |S^46 U « rtkınlıkUnmı/ kf.Uur.int M 1 nkjlıını/ HırkrM \cıktır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle