Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 23 KASIM 1991
BELKISMUTLU
Kültür Bakanlığı'ndan
Beklentiler
Bir üikenin kültür varlıklannın; yani onun insanlannın ve topra-
klannın dünden kalmış veya bugün üretilmiş, ama mutlaka yarına
iletilmesi gereken hazinelerinin günümüzdeki önemi giderek
artıyor Dünyada bugün geliştirilen politikalar, ulusları siyasal ve
ekonomik yöndert birbirine daha çok bağlarken kimlik farklılı-
klarını, zenginliklerıni vurgulayan kültürleri de her zamandan çok
korunuyor. Devlet müdahaleciliği birçok konuda tarihe kanşırken
eski eserlerin titizlikle korunması yanında. çağdaş uiusal sanatın
uluslararası platformda tanınması, etken olması, bütün gelişmiş
ülkelerde dikkatle ve en üst düzeyde profesyonelce izleniyor.
Ingiltere, Italya, Aimanya, Fransa gibi ülkelerde halkın yüksek
görgü ve eğitim düzeyi zaten yüzyıllardan beri bu ülkelerin koru-
ma ve kültürel gelişmede önder olmalannı sağlamıştı. Ancak
Andre Malraux'nun Fransa'da Küttür Bakanı olmasından sonra
bu konularda tutarlı bir devlet politikası uygulanmaya başlandı
Nitekim kültür önderliğini kapbrmamak ısteyen Fransa'da Kültür
Bakanı, mevki olarak de Gaulle dönemınden beri kabinenin ilk en
önemli beş bakanı arasında yer alıyor ABD'de ise sistem olarak
kişilerin özel teşebbüs ve katkıları daha çok önemsendiği ve 80li
ytllarda yılda 6.4 milyar dolara ulasan kültür yatınmlannın %83'ü
özel teşebbüs tarafından yapıldığı halde devletin resmi organı
"National Endowment for the Arts' koruma ve gelişmede önemli
bir rol oynadığı gibi Başkan Bush'a bağlı "Kültürel Varlıklar Ba-
şkanlık Danışma Komisyonu", konulannın uzmanı profesyonel-
lerden oluşuyor. Ispanya'da Kültür Bakanı Semprun, Avrupa
kültürünün önde gelen kişilerinden; Ispanya'nın dünya ve Avrupa
siyasetinde saygın olmaya başlamasında daönemli bir rolü oldu-
ğu kesin.
Türkiye'de Kültür Bakanlığı çok uzun süre yoktu, sonradan da
şaşırbcı ve ibret verici bir olguyla karşılaşıldı: Kültür, Turizm Ba-
kanlığı'na bağlı bir araç olarak ikinci planda kaldı. Tabii bu duru-
mda da kültür varlıklannın korunması, kültürle hiç ilişkisi olma-
yan çeşitli bakanlıklar ve belediyeler arasında süregelen imar
yetkisi ve seçim yatınmı kavgalan arasında tamamen ihmal edi-
Idi. 900 yılda oluşmuş mimari çevre ömeklerinin pek çoğu kısa
vadeli ticari ve politik çıkarlar uğruna yapılan çekişme ve pazarlı-
klar sonunda ya yok oldular ^ — — — —
veya bozularak tanınmaz Baymdirllk, Tuhzm
haide karikatürieştiier bakanlıkları; il, ilçe
Yasalarla korunacak ku- . . .. • 7 • •• /•
ıtür variıkian arasına dogai beledıye meclıslerı gorevlı
çevre de katıidığı naide, Do- ve üyelerinin plan, hedef,
Imabahçe Saray.nınarkas|- s e ç j m
^f.^ v e y a h e s a b
,
ndakı koru tahrıp edılerek r
•• . _ı- -,•*•
buraya oturtuian devasa dosyalarının yonlendırdığı
otei; bütün Ege sahiiierinin, uygulamalarla kültür ve
tabiat varlıkları
korunamaz.
özellikle Bodrum yanma-
dasının sahilden dağ zirve-
lerine kadar doğal silueti bo-
zan sayısız yaDivla dolması;
yeşillik, ormanlık ve arkeolojik alanlara yapılmış ve yapılması
planlanan turistik tesisler. sorunun artjk çığrından çıkbğını gö-
steriyor.
Tabiat varlıklarını bir tarata bıraksak bile, Kültür Bakanlığı'nın
Türkiye'deki koruma rolü başka ülkelerden çok daha önemli; zira
bu topraklardakı kültür mirası inanılmaz boyutlarda zengin. Fakat
çevreye ve yetersiz sayıdaki müzelere bir göz atmak, bu görevin
altından kalkılamadığını fark etmeye yetiyor.
Toplumun kültür düzeyınin çağdaşlaştjrılması, tüm sanatlann
geliştirilmesı için ayrılan butçe ve fonlann, güdülen politikaların
yetersizliği ise apaçık ortada. Günümüz Türkiyesi'nde kültürü
çağdaş ve uluslararası boyutlarda geliştirmek, yaymak, mevcut
olan ve yapılanı da vakit geçirmeden tanıtmak; uzun vadeli bir
planlama, fikir yatırımı. Ama her şeyden önemlisi süreklı,
inandırıcı ve çağdaş dünya görüşlerine bağlı bir devlet politikası
gerektirıyor
Sanatta ve kültürde çağdaşlığa yonelik bir devlet politikası
imparatorluğun son yüzyılında ve cumhuriyetin de ilk döneminde
kararlılıkla uygulanmıştı. Son otuz yıldır ise her seçim, yeni kabi-
ne ve yeni ümıtler getirdi Ama bugünkü durumun tarafsız bir bila-
nçosu yapıldığında ulaşılan sonucun yetersiz olduğu görülüyor.
özellikle son yıllarda Küttür Bakanlığı evrensel ve çağdaş boyu-
ttardan uzak bir iç politika arenası etkisi yapmaya başladı. Aynca
bu iç politikanın geçmişle olan ilişkisi de bilimsel olmadığından,
uluşaLmiras ve orijinal kültürün izlerı çok büyük bir hızla yok plrna
veya tanınmayacak kadar dejenere olma sürecine girdi.
Aslında, kültüre ve Kültür Bakanlığı'na verilen önem, bir üike-
nin gelişmişlik imajıyla doğru orantıh. Bayındııiık, Turizm Ba-
kanlıkları; il, ilçe belediye meclisleri görevli ve üyelerinin plan,
hedef, seçim borcu veya hesabı dosyalarının yönlendirdtği uygu-
lamalarla kültür ve tabiat varlıkları korunamaz. Arkasında sürekli
bir devlet politikasının varlığı olmadan; ülke çapında gelişmeyi
sağlayacak geçerli çağdaş kültürel ve sanatsal projeler de üreti-
lemez
Gerekli önlemlerin alınması. yatırımların yapılması için genel
düzeyin ve kültürün kendiliğinden zamanla gelişmesini bekleme-
yi düşünmek ise bu hızlı değişim dünyasında giderek çölleşmesi
kaçtnılmaz ortamımızda birçok şeyin ebediyen yok olmasına; bi-
rçoğunun da güdük, silik kalmasına sorumsuzca seyircilik etmek-
tir. '
Çok önemsediğimiz Kültür Bakanı ve bakanlığıyla ilgili bekle-
ntileri yirte bir başka seçime ertelememeyi ümid etmek, bu konu-
larda rahatsızlığı olan herkesin dileğidir sanınz.
Prof. BELKIS MUTLU Mimar Sinan Üniversitesi
Anayasa Boşlugu
Kızımız
KARDELEN'den
Dunyaya Merhaba...
Nilüfer KEZBAN-Bûlent ECEVİT
16.11.1991
TEŞEKKUR
Kızımız
KARDELEN'in
Dünyaya gelmesinde yardımlan dokunan başta
Dr. FUAT KIVRAN'a,
SSK Kadın Dogum Uzmanı
Opr. ERTUĞRUL EKİCİ'ye,
doğumu gerçekleştıren
Ebe Ganimet ŞAHİN'e
ve SSK personeline
TEŞEKKUR EDERİZ
NİLÜFER KEZBAN-BÜLENT ECEVİT
ANTALYA
NEJAT KOYUNCU
Başında guneşler esen
altın gözlu çocuk.
altın gözlü çocugum benim;
deli çıglıklar atıp avaz avaz
burnumun dibinden gelip geçti yaz.
hen, bir demet mor menekşe olsun
getircmedim sana.
Ne haltedek.
dostlann karnı açtı
kıydık menekşe paıasına.
"Ihtiyar senı özleyecegu"
ATtLLA KURTY1LMAZ HALLK ÜNAL
İNGİÜZCEYİ
8 AYDA
KONUŞUN
Sizi Amerikalı
dostlanmızla tantştıralım.
349 59 38
Tekirdağ AJtmoba'da
0 deniz, kat kaloriferli,
komple mobilyalı süper
lüks daire.
Tel.: 554 60 54
Halkımızm barış havası içinde, kavgasız gürültüsüz, özlemlerini dile
getirdiğini görünceye kadar cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yetmiş
yıla yakın bir süre geçmesi gerekti.
NECATİCUMALI
Çağdaş demokrasiye geçiş dönemini yaşa- doğrultusunda yönlendirmiştir rejimi. Ardın-
yan toplumumuz, sorunun yapısı gereği üze- dan görev alan sivil kadro kendiliğinden darbe
rinde önemle durulması gerekirken, yıllardır yönetimine vekâlet eder duruma düşmüştür.
neredeyse vurdumduymazlıkla izlenen bir hu-
kuk dramına sahne ofuyor. Bir anayasa boşlu-
ğu yaşıyor, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti
sivil bir anayasadan yoksun olarak yönetili-
yor.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana çıkan
üç anayasanın ortak yanlan, üçünün de olağa-
nüstü durumlann anayasalan olmalandır.
Üçü de. darbeler sonucu kabul edilmişlerdir.
1923 Anayasası. Büyük Millet Meclısi içinde
saltanatın korunmasında direnenlere karşı,
Mustafa Kemal'in güvendiği yakın arkadaşla-
nyla gerçekleştirdiği bir darbe sonucu oylan-
mıştır. Girişilen Kurtuluş Savaşını, iç
sorunlann çözülmesine kadar sürdürmek ka-
rannda olan inançlı bir kadronun eseridir.
1923 Anayasası, haklar-özgürlükler açısın-
dan kabul edildiği dönemin koşullanna göre
zorunlu olan kısıtlamalar içenr. Daha sonra
tek parti yönetimi çıkardığı özel yasalarla va-
tandaş hak ile özgürlüklenni daha da kısıtlar,
bunalücıçizgiyegetirir. 1950"deDPmuhalefe-
ti anayasaya aykın yasalan kaldıracağı vaat-
leriyle iktidara gelmişken, halka verdıği sözü
unutur, yeminini çiğner. 1923 Anayasası'nı si-
villeştirmek hiç aklına getirmediği bır sorun
olarak kalır. Gerçekte 1950 yılındakı iktidar
değişikliği de darbe niteliği gösterir. Kırklı yıl-
lann ikinci yansı, tek parti iktidannın baskısı-
na başkaldıranlann ayaklanmalan andıran
olaylanyla doludur. İktidar değişikliğindeki
tek ayınm, değişiklik kışla yerine sandıktan çi-
kar!
Askeri darbeler
27 Mayıs, 12 Eylül anayasalan da Cumhuri-
yet'in kabulünden, 195O'de tek parti iktidan-
nın çöküşünden önce görülen kargaşanır
benzeri bir durumdan sonra geliyor. Önce bık-
kınlık veren kanşıklıklar. terör olaylan yaşa-
nır, olaylar ürkütücü bir düzeye ulasınca
kurtancı olarak askeri darbeler gerçekleşir.
Darbeciler en kısa sürede toplumsal banşı
sağlayarak yönetimi sivillere devredeceklerini.
kışlalanna çekileceklerini söyleyerek işbaşına
gelirler; sonra da o kısa süre içinde anayasayı
değiştirir "sözümüzü tuttuk, yönetimi sivillere
devrediyoruz" der, çekilirler.
Darbecilerin böyle demeleriyle böyle oluyor
mu bu iş? Darbe yönetiminin getirdiği anayasa
yürürlükte kalmışsa, yönetimde olan kadro
üniformalı olmuş ya da olmamış. özde nedeği-
şir? Değişen sadece koltuklarda oturanlardır.
Rejimin temelini oluşturan, yönetenlerle yöne-
tilenler arasındaki anayasa sözleşmesi yürür-
lüktedir yine. Bir darbe yönetimi kışlasına
çekilse de geride kendi anayasasını bırakmış-
sa, kendi damgasını vurmuş. kendı buyruğu
lerin yönetimlerine son verdiği iktidar kadro-
su vatana ihanet suçundan tutuklu olarak
toptan yargılanırken ya da darbecilerin san-
dık kurullannda görevlendirdiği adamlannın
gözetimi altında, kullanılan oyun rengini açık-
ça gösteren saydam zarflarla yapılan anayasa
oylamalan geçerli olamaz!
Bizde, darbe yönetimlerinin gerçekleştirdiği
anayasa değişiklikleri, hukukun öngördüğü
nesnel görüşlerle değerlendirilmiyor. Böyle
olacak yerde konu saptınlıyor; dikkatler 27
Mayıs Anayasası iyiydi, 12 Eylül Anayasası
kötü oldu|hı gibi ya da tersini savunan görüş-
lerle ana çizgisinden uzaklaştınlıyor.
Yanılgı şuradan başlıyor: Bir anayasa deği-
şikliğınin özlemi çekilen bazı hükümler getir-
mesi başka, değişıkliğin yasalara uygun
olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği
başka olaylardır. Bizde yaşanan örnekleriyle
ise her iki darbenin gerçekleştirdiği değişiklik-
ler hukuka aykındır. bu nedenle de geçersiz-
dir, boşluk doğurmuştur
Aynca hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı
olan kimselerin konuyu bütün olarak ele al-
maları gerekir. Bir kimse gerçekten hukuk
likleri her ülkede zora sokulmustur. Bizde ilkelerine bağlıysa, 180maddelik biranayasa-
TBMM'de üçte iki çoğunluğugerektirir. Ana- da, hukuka aykın bir madde bir paragraf bile
12 Eylül darbesinden sonza darbecilerin veto-
lanyla daha da açıklık kazanır bu gerçek.
Darbeciler bu yoldan vekâlet verecekleri kişi-
leri seçerler. Bu açıdan bakılınca bu vekâleti
kabul edenlerin eylemi, darbe yönetimi ile iş-
birliği, uzlaşma niteliği taşır. Bu eylemin suç
olup olmadığı. suç değilse işleyenlerin aklan-
ması, ancak yargı organlannın karara bağla-
yabileceği bir durum oluşturur.
Anayasa değişiklikleri
Cumhuriyet rejimlerinde anayasa değişik-
,.,._, L
..-.,„ , . f B i z ( J e
iik e l e r i n
e bağlıysa,
rir. Ana- da, hukuka aykın I
yasayı zor kullanarak değiştırmeye kalkışan-
lann ise TCK, ölüm cezası ile yargılanmalannı
öngörür. Bu yaptınm karşısında anayasayı de-
ğişürmek isteyenler zor kullandıklannı gizle-
mek için halkoylamasına başvururlar. Bizde
her iki değişiklikte de bu yol tutulmuştur. Şu
da var ki halkoyuna sunulan bir anayasada,
yapılan oylamanın geçerli olması, oy kulla-
nanlann her türlü baskıdan uzak olmalanna
bağlıdır. Sıkıyönetim dönemlerinde. darbeci-
bulunsa bu aykınlığı görmezlikten gelemez.
hoş karşılayamaz. Hukuk anlayışı bölünemez.
öznel yorumlarla değiştirilemez!
Üzerinde durulması gereken bir başka olay,
bizdeki anayasa değışıkliklerinde. değişiklik-
leri gerçekleştirenlerin kendi yararlanna
yasallaştırdıklan ayncalıklardır. İlk madde-
sinde devletin yönetim biçiminin cumhuriyet
olduğunu yasalaştıran bir anayasa, daha son-
ra gelen maddelerinde kişiler ya da bazı
PARİSTEN SELÇUK DEMIREL
İndirimli ~• • * ı 1 >
kaza sigortasından
yararlanmanız için...
Akkart 'la;
• AkMatikler 'den paraçeker.parayatınr,
hesaplar arasında \ ırman yapar.
bankacılık ışlemlenni gerçekleşürirsıniz.
• A k te l' i (188 12 86-Istanbul) arayarak
hesap bakıyenizi. gunlük döviz kurlarını.
İMKB bilgilerini, en yakın AkMatikler' m
yerlerini anında öğrenırsinız
t Bir ay boyunca yaptığınız tüm banka işlemlerini
istediğiniz adrese gönderilen
Hesap Dökümü'nde izleyebilirsinız.
• İndirımli kaza sigortasından yararlanu,
Akkadın dergisini üaetsiz alabilirsiniz.
AKBAIMK
"Güveninizin Eseri"
Şimdi berkes Akkart' m niçin gerekli olduğunu bilfyor... Sizin için debir AKKART gerekli.
VEMT
Cemiyetimiz üyesi, basın şeref kartı sahibi
OSMANFTL
22 Kasım 1991 cuma günü vefat etmiştir.
Vefatı camiamızda büyük üzüntü yaratan FtLİZ'in
cenazesi 23 Kasım 1991 cumartesi günü saat 10.30'da
Gazeteciler Cemiyeti önünde yapılacak törenden sonra
öğle namazını müteakip Şenlikköy Camii'nden
alınarak Firuzköy Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
Osman Fiöz'e Tann'dan mağfiret, ailesine ve
üyelerimize başsağlığı dileriz.
GAZETECİLER CEMİYETİ
BASIN KONSEYİ SEMPOZYUMU
KONU: Televlzyon Gazetedliği ve Basın Meslek İlkeleri
AÇIŞ: Oktay EKŞİ (Basın Konseyı Başkanı)
SUNUŞ: Halûk ŞAHİN (Basın Konseyi Genel Sekreteri)
TARTIŞMACILAR:
1. Prof. Dr. Ersan İLAL (İstanbul Üniversitesi Basın Yayın
Yüksek Okulu)
2. Uğur DÜNDAR (Gazeteci)
3. Mehmet Ali BİRAND (Gazeteci)
4. ithan BAŞ (TRT Temsilcisi)
5 Nuri ÇOLAKOĞLU (Gazeteci)
TARİH: 23 Kasım 1991, Cumartesi
SAAT: 10.00-13.00
YER: Özel İdare Salonu
ADRES. il Genel Meclisi Yerebatan Cad. No. 2 Sultanahmet-
İstanbul
kurumlar yaranna ayncalıklar getinyorsa da-
ha doğarken ölü doğmuştur. Cumhuriyet
rejimi eşitlik rejimidir, ayncalık tanımaz.
Krallann, soylulann ayncalıklanna son ver-
mek, halkın egemenliğini sağlamak için kurul-
muştur. 27 Mayıs Anayasası olsun 12 Eylül
Anayasası olsun, halkın kayıtsız şartsız ege-
menliğine ters düşen çeşitli ayncalıklar içerir-
ler.
Satırlar arasında
Yürürlükte olan 12 Eylül Anayasasfnın di-
li, çelişkilerı, ayncalıklan, kavram kargaşası-
na yol açan deyimleriyle baştan sona gözden
geçırilmesi, yeniden kaleme alınması, sivil yö-
netime geçilecek, rejime sağlık getirecek bir
bütünlüğe kavuşturumıası gerekir. Bugüne
kadar 27 Mayıs ya da 12 Ey lül Anayasasını ne
zaman okumak için elime alsam, beni küçük
gören, hiçe sayan. "Senin devlet yönetimine
aklın ermez, hadi bakalım, uygun adım
marş!" diyen bir ses duydum satırlar arasında!
Yasanın madde madde eleştirisi bu yazının sı-
nırlannı aşar. örneğin 2. maddesinde sözü
edilen '"Atatürk Milliyetçiliği"nin anlamı ne-
dir? Açıklığa kavuşturulmalıdır. Milliyetçiük
anlayışı geçen yüzyılın sonlanndan günümüze
gelinceye kadar önemli değışıklıkler gösterir
Çağımızda etnik gruplan bütün olarak ele
alır. Bütün kararlanna yön veren hümanist
görüşleriyle Atatürk'ün etnik aynlıkjar gû-
denlere hak vereceği düşünülemez! Üçüncü
maddede ilk fıkrada sözü edilen devletin "Dili
Türkçedir" kaydı. "Resmi dili Türkçedir"
olarak düzeltilmelidir. Metinden bu "Resmi"
sözcüğü şımdiki gibi çıkanlmış olursa, bu fık-
ranın ilk tümcesindeki "Türkiye Devleti,
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütündür" ilkesi
çiğnenmiş olur. Kimi görevliler bu maddeden
yola çıkarak Kürtçe konuşmayı, şarkı söyle-
meyı yasaklamaya kalkar. bu tutumlanyla da
vatandaşlar arasında aynlık yaratırlar. Dün-
yanın her yerinde uluslar, değışik diller konu-
şan etnik gruplardan oluşurlar. Komşu
İran'da Azeriler Türkçe, Kürtler Kürtçe ko-
nuşurlar. Güneyde Hint dılleriyle konuşanlar
vardır. Bütün bu kanşık gruplar yine de İranlı
olmayı özümlemişlerdir. vb.
20 Ekim seçimlerinde oyumu kullanırken,
kurulacak hükümetten beklediğim tek hizmet,
rejim sorununun çözümüydü. Sivil yönetime
geçişin gerçekleştirilmesı yolunda halkımızm
beklenen olgunluğa ulaştığını kanıtlaması bu
seçimlerin en olumlu yanı oldu. Demokrasi-
nin gerektirdiği süreçler ne yazık ki kolay
aşılmıyor. Halkımızm banş havası içinde kav-
gasız gürültüsüz, özlemlerini dile getirdiğini
görünceye kadar cumhuriyetin kuruluşundan
bu yana yetmiş yıla yakın bir süre geçmesi ge-
rekti. Seçilenlerin öbür vaatleri. enflasyonun
düşüriilmesi, işsizbğe son vermek, hayat paha-
lılığını düşürmek, sanayileşmenin hızlanması,
çevrenin korunması, Güneydoğu'da banşın
sağlanması vb. hep önemli sorunlardır elbet.
Bütün bu sorunlann çözümü çağdaş, sivl bir
anayasanın varlığı ile başlar. Bır toplumun
sağlıklı bir ulus olması. uiusal bilınce ulaşması
sağlıklı bir anayasa ile doğru orantılıdır. Sağ-
lıklı bir ulusun ise üstesinden gelemeyeceği
sorun yoktur!
DERYA MAKTAV
Uzaktan Algılama
Bilindiği gibi geçen günlerde dünyamız. bütün kamuoyunu
uzun süre mesgut eden ve sonuçlarının getirdîğl etkilerle meşgul
etmeye de daha uzun süre devam edecek olan bir savaş yasadt.
Bu savaş, coğrafi konumu nedeniyle "Körfez Savaşı" olarak ad-
landırıldı ve tahmin edildiği gibi de Irak'ın yenilgisiyle sonuc-
landı. Bu savaşın Irak tarafından bu kadar kısa bir sürede kaybe-
dilmesinde çok sayida neden sayılabilir ve bunlar tartışılabilir.
örneğin, tüm dünyanın birleşmesıyie büyük bir askeri gücün or-
taya çıkmış olması, Irak'ın bir üretici ülke olmaması, Arap dürv
yasının bile kendisini desteklememiş olması vb. Ancak bütün
bunların yanında, herkesin hemfikir olduğu bir gerçek daha
vardı: Teknoloji üstünlüğü. Çok eski yüzyıllardaki savaşlardan
başlayıp yakın tarihe kadar olanlar göz önüne alındığında, kul-
lanılan teknolojilerin hızla ilerlediği görülebilir. Ancak Körfez Sa-
vaşı'nda yararlanılan teknolojinın diğerlerinden farklı bır boyutu
olmuştur, bu boyut, uzaydır. Uzay boyutunun devreye girmesiyle
de Körfez Savaşı nda en fazla yararlanılmış olan bir bilim dalı-
ndan söz etmek gerekir: Uzaktan Algılama
Uzaktan Algılama, belirli bir uzaklıktan, cisimlerle temas et-
meksizin, onlann fiziksel özellikleri hakkında bilgi elde edilmesi-
ni sağlayan bir bilim dalı olarak kısaca tanımlanabilir. Acaba bu
uzaklık ne kadar olacaktır? Bir insanın, karşısında oturan başka
bir kişiyi görmesi veya havada uçan bir kuşu görmesi uzaktan
algılama olabileceği gibi, uzaydaki bir uydudan. yeryüzündeki bir
bitki örtüsünü tanımlayabilmesi de bir uzaktan algılama olayı ola-
rak nitelendirilebilir. Ancak bilimsel anlamda günümüzde uzak-
tan algılama dendiğinde, genellikle, uzaya fırlatılan uydularla
elde edilen verilerden -yer yüzeyi ile ilgili bilgi taşıyan- bilgi çı-
karmak olarak anlaşılmaktadır.
Güneş ışığının yeryüzündeki cisimlere çarpması ve yanstyan
ışınımın, uydu algılayıcıları tarafından algılanıp yeryüzüne gön-
derilmesi ve bu verilerin bilgisayar uyumlu manyetik bantlara
depolanıp daha sonra gene bilgısayarlar yardımı ile -görüntü de
dahil olmak üzere- çeşitli şekillerde sonuçlandırılması ve bu so-
nuçlardan kullanıcılann yararlanması... Bu olaylar bir bütün ola-
rak ele alındığında uzaktan algılamanın genel yapısı ortayaçıkar.
Burada kullanıcı, bir zıraatçi, coğrafyacı, kimyacı, jeolog, or-
mancı, madencı vb. olabı-
lir. Yani uzaktan algılama
çok sayıda bilim dalına hiz-
met etmektedir. örneğin or-
mandaki hasta ağaçların
saptanması, deniz kırliliği-
nin araştınlması, tarım
ürünleri rekolte kestirimle-
ri, belirli bolgelerdeki jeolo-
jik strüktürün sınıflandırı-
Iması, arazi kullanımı vb.
gibi problemler, uzunsüreli
Savaşın büyük bir
bölümünün havadan
yapılmış
olabilmesinin tek
nedeni de, hava
üstünlüğü yanında,
uzaktan algılamanın
sağladığı avantajlar.
yersel çalışmalarla karşılaştırıldığında, uydu görüntüleri ile çok
kısa bir süre içinde çözülebilir.
Bu çalışmalarda en önemli konulardan biri, uydudaki algı-
layıcıların sahip olduğu çözmedir (resolution). Yani algılayıcı ile
yeryüzünde ayırt edilebılen birim eleman ne kadar küçük ise,
yapılan çalışmalardaki prezisyon da o kadar artabilir. ömeğin
Fransızların atmış olduğu SPOT uydusundaki çözme 30x30 met-
rekaredir, yani yeryüzündeki 30x30 metrekarelik bir alan, görün-
tü işleme aygıtındatek bır piksel (görüntü elemanı) olarak görün-
tülenebilmektedir. Ticari amaçlı uydulardan (LANDSAT, NOAA,
SPOT vb.) elde edilen uydu verileri tüm ülkelerce satın alınabilir
ve kendi kurmuş oldukları bilgisayara dayalı sistemlerde değer-
lendirilebılir. Bu işlem, çok sayıda ülke tarafından yapılmakta ve
elde edilen sonuçların verimliliğı ortaya çıktıkça, hükümetler, yer
istasyonları kurmak, uydu tırlatmak gibi planları programlanna
koymaktadır. Türkiyenin ilk uzay programını oluşturacak olan
TÜRKSAT'ın da (Türk haberleşme uydusu) 1994te yörüngeye
oturtulması planlanmaktadır
Körfez Savaşı'nda da, başta ABD olmak üzere, müttefik kuvvet-
lerin uydu verilerinden sürekli yararlandıkları, düşmanın her ha-
reketini günlük uydu görüntüleri ile âdeta bir kuş gibi izledikleri
açıktır.
Savaşın büyük bir bölümünün havadan yapılmış olabilmesinin
tek nedeni de, hava üstünlüğü yanında, uzaktan algılamanın sağ-
ladığı avantajlar nedeniyle düşmanın hareketini ranatlıkla önce-
den görebilmiş olmak ve buna göre de stratejileri saptayabilmiş
olmaktır.
Uzaktan algılama, gelecekte, insanlığa ve ülke ekonomilerine
çok büyük katkılarda bulunacaktır. Bu arada, çıkması halinde de,
bütün savaşlan kazanacaktır Bu sonuçların her ikisi de, ya-
şadığımız olaylarla bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Büyük bir gele-
cek vaat eden bu bilim dalının kullanım amacının seçimi bizlere
kalmıştır
DER YA MAKTA V İTÜ İnşaat Faküllesi Öğretim Üyesi