Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 2 KASIM 1991
Habbaş,
FKÖderı
çekiliyor
• PARİS (AA) — FKÖ
içindeki Filistin'in
Kurtuluşu Için Halk
Cephesi adındaki radikal
fraksiyonun lideri George
Habbaş, örgütünün
FKÖ'nün Yürütme
Komitesi'nden çekilmesini
isteyeceğini açıkladı. Le
Figaro gazetesine bir demeç
veren Habbaş, örgütünün
îsraiî'e karşı silahh
mücadeleyi surdüreceğini
belirterek önümüzdeki
günlerde FKÖ'nün Merkez
Komitesi'ne Yürütme
Komitesi'nden çekilmeleri
konusundaki isteklerini
götüreceklerini söyledi.
Habbaş, bundan sonra
askeri hedeflerden çok,
işgal altındaki topraklarda
kurulan yerleşim
merkezlerine yönelik silahh
eylemlere girişeceklerini
kaydederek Madrid
Konferansı'nda FUistin
tarafının hiçbir amacına
ulaşamadığuıı savundu.
Petrol boru
hatü sorunu
• ANKARA (ANKA) —
Dışişleri Bakanlığı, Irak'ın,
petrol ihracatına
Türkiye'nin oiumsuz
tutumu nedeniyle
başlayamadığı iddialannı
reddederek, "petrol
ihracatının
başlayamamasının her
şeyden önce Irak
yönetiminin BM kararlannı
kabul etmemesinden
kaynaklandığım" bildirdi.
Dışişleri Bakanhğı'ndan
yapılan yazılı açıklamada,
Irak yönetiminin, BM
kararlannı henüz kabul
ctmemesine karşın, petrol
ihracatına
başlanamamasının ban
çevrelerce Türkiye'nin,
petrol boru hattı işletmeye
açmak için öne sürdüğü
şartlara bağlandığı
belirtildi. BM kararlan
doğrultusunda Kerkük-
Yumurtahk boru hattının
altı ay süreyle
çahştınlabilmesinin
maliyetinin 264 milyon
dolar olarak hesaplandığı
kaydedilen açıklamada,
Türkiye'nin, boru hattını
istendigi an işletmeye hazır
tutabilmek için şimdiye
kadar azımsanmayacak
ölçüde mali bir yûke girdigi
belirtilerek, "Bu konuda
Türkiye'nin yeniden maddi
fedakârhkta bulunmasını
beklememek gerekir"
denildi.
Jivkov
davası
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan'da Sosyalist
Parti'nin önde gelen
simalanndan eski Başbakan
Andrei Lukanov, devrik
lider Todor Jivkov ve
ailesinin devlete yüzbinlerce
leva zarar verdirdiğinin
belirlendiğini söyledi.
Devleti zarara uğratmak ve
yazdığı kitaplarla "haksız
kazanç sağlamaktan"
yargüanan Jivkov'un
duruşmasında ifade veren
Lukanov, devrik liderin
"eserlerinin" yayımlanması
için devlet bütçesinden 680
bin leva (yaklaşık 36 bin
dolar) harcandığını
belirterek Jivkov ailesinin
eski fîyatlarla bir milyon
levaya yakın değerde mülk
sahibi olduğunu öne sürdü.
ABD'de seçim
harcatnaları
• Dış Haberier Servisi —
Amerika'da 1972 yıhndan
beri başkanhk seçimleri için
televizyonda hazırlanan
reklamlann giderlerinde
büyük artış olduğu
belirlendi. Seçimler için
hazırlanan reklam
giderlerinin 1992 yıknda
yüzde 150'lik bir artışla 230
milyon dolar olacağı
tahrnin ediliyor. USA
Today'de yer alan habere
göre 1972 yılında 82 milyon
dolar olan reklam giderleri
1976 yıhnda 122, 1984
yıhnda 203, 1988 yıhnda da
263 milyon dolardı.
Demokrasiye
açlık tehdidi
• LONDRA (AA) —
SSCB Kazakistan
Cumhuriyeti Devlet Başkanı
Nursultan Nazarbayev, 1
ocak tarihine kadar ülkenin
bazı bölgelerini etkileyecek
olan açhğın Sovyetler'deki
demokrasiyi tehdit ettiğini
söyledi. Ingütere'ye yaptığı
beş günlük ziyaretin
sonunda bir basın toplantısı
düzenleyen Nazarbayev,
Batı'nın SSCB'deki açhk
tehlikesini yeterince ciddiye
almadığını belirterek geçen
yıl 225 milyon ton olarak
gerçekleşen Sovyet tahıl
üretiminin bu yıl yaşanan
kuraklık nedeniyle 170
milyon tonu geçemeyeceğini
kaydetti.
Ortadoğu Banş Konferansı'nın ilk aşaması dün sonuçlandi; gözler, ikili görüşmekrde
Madrid'defcrail-Suriyedüeüosuİsrail Başbakam Izak Şamir, Suriye'yi, terorizme destek
vermekle suçladı. Suriye Dışişleri Bakam Faruk El Şara ise
Şamir'in, 32 yaşında çekilmiş ve üzerinde "Aranıyor" yazan bir
fotoğrafını göstererek "Şamir teröristtir" dedi. İkili görüşmelerin
nerede yapılacağı konusunda İsrail ile Arap ülkeleri arasmda
görüş ayrılığı ortaya çıktı.
bakanı Izak Şamir, görüşmelerin Ortadoğu-
da yapüması için ısrarh olduklarını, ancak ilk
açıhşta bulunmak üzere Madrid'e gidebilecek-
lerini söyledi.
Arap ülkeleri, Şamir'in önceki günkü "tkfli
görüşmeier tsreil ve Arap ülkelerinde yapdsm"
şeklindeki önerisine, tsrâil'in tanınmasına yol
açabilir düşüncesiyle karşı çıkıyorlar ve görüş-
melerin Madrid'de yapılmasını istiyorlar.
Konferansın dün tamamlanan birinci aşa-
masının en önemli bölümünü, İsrail ile Suri-
ye arasındaki çekişme oluşturdu. Şamir, Su-
riye'yi terorizme destek vermekle suçlarken
Dış Haberier Servisi — Ortadoğu Banş
Konferansı'mn ilk aşaması İsrail ile Arap Ül-
keleri arasındaki derin görüş aynhklannı iyi-
den iyiye su yüzüne çıkaran toplantı ile sona
erdi.
Taraflar, aralanndaki derin görüş aynhk-
lanna karşın konferansın ikinci aşamasını
oluşturacak ikinci görüşmelere geçilmesi ko-
nusunda anlaşmaya vardı. Ancak bu görüş-
melerin nerede yapılacağı belirsizliğini koru-
yor.
ABD Dışişleri Bakanı James Baker, ikili gö-
rüşmelerin yann başlaması konusunda taraf-
lann hemfıkir olduğunu açıklarken İsrail Baş-. Suriye Dışişleri Bakam Faruk D Şara, İsrail
Başbakanı'nın 32 yaşında çekUmiş ve üzerin- sürdürüknesi konusunda anlaşmaya vardıkla- dar hükümederinden biri otana şerefini ne Sa-
de "aranıyor" yazan fotoğrafım göstererek rmı söylerken nerede yapUacağı konusunda riye hükümeti taşıyor" dedi.
"Terörist Şamir'dir" dedi. uzlaşma sağlanamadığını bildirdi. Baker, IsraU Başbakam, Suriye'nin terörist örgüt-
Bu arada Şamir'in, konuşmalar tamamlan- SSCB Ue birlikte ikili görüşmelere gözlemci lerin yuvası haline geldiğini ifade ettiği konuş-
madan israU'e dönmesi de Arap ülkelerinin olarak katUabüeceklerini kaydetti. Arap ülke- masında, bu örgütleruvbirçok ülkelerde ka-
tepkisine neden oldu. Şamir, Yahudiler için leri ve Filistin, görüşmelerin Madrid'de yapU- dınlar ve çocuklar da dahU ohnak üzere ma-
kutsal olan bugün israU'de bulunmak istedi- ması konusunda ısrarh bir tutum izlerken ts- sum hedeflere saldırdıklanm kaydetti.
ğini belirterek Madrid'den aynldı. raü'e vanşında bir açıklama yapan Şamir, şun- Konuşmasında Lübnan'a da değinen Şamir,
Taraflar, dünkü konuşmalannda da bUinen lan söyledi: Lübnan topraklannda gözkri olmadiğiru söy-
tezlerini tekrarladılar. FUistin heyetinin baş- «jjfc görüşmelerin Ortadoğu'da yapdmasm- l e d i v e b u
ülkenin Suriye'nin işgali ve baskısı
kam Haydar Abdülşafi, işgal altındaki FUis- ^ Hnu^yu. Madrid'e ilk açüış için gidebili- atanda olduğunu kaydederek "Banş anteşma-
rim. Bu konuda daha görüşmelere gereksiniın M""» saglamnası ve Suriye'nin çekilmesiyta
ır. Bunlann sonucunu beklemek gerekiyor." Lübnan ile smınmızda güvenlik ve istikran
İsrail Başbakam Şamir konferansın son gü- saglayabüiriz" dedi.
nünde yaptıgı konuşmada, "bircok eleştiri ve Suriye Dışişleri Bakam Şara, yapüğı konuş-
suç'^ma dinlediklerini" ve Arap heyetlerince m a
sırasında, cebinden IsraU Başbakam Şa-
iki gündür yapılan açıklamalardan sabnnın mir'in eski bir fotoğrafını çıkararak Şamir'in
tükendiğini söyledi. aranan bir terörist olduğunu söyledi.
Şamir, "Suriye'nin temsScfleri bizi ve dün- Ortadoğu Banş Konferansı'na katılan Fi-
yayı, ülkelerinin özgüriük ve insan haklannın listin heyetinin başkanı Haydar Abdülşafi, iş-
kontnmasında örnek ülke olduğuna inandır- gai altındaki FUistin topraklanmn uluslara-
maya çalışıyoriar. Dünyanın en vahşi ve gad- rası himaye altına ahnmasım istedi.
thı topraklanmn uluslararası himaye altına
alınmflsını istedi.
Ortadoğu Banş Konferansı'nın ikinci aşa-
masını oluşturacak ikili görüşmelerin nerede
yapUacağı dün bir soru işaretli olarak kaldı.
Şamir, önceki günkü konuşmasında ikili gö-
rüşmelerin Ortadoğu'da yapılmasmı istemiş,
bu isteği Araplarca reddedihnişti.
Bu konuda görüş aynhklannm sürdüğü,
ABD Dışişleri Bakam Baker tarafından bası-
na açıklandı. Baker, taraflann görüşmelerin
TÜRKİYE/İSRAİL
'Hişkfleıin
yükseltümesi
kararıyok
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Dışişleri Bakanhğı Söz-
cüsü Büyükelçi Filiz Dinçmen,
tsrail Ue diplomatik ilişkilerin
"büyükelçüik" düzeyine yük-
seltilmesi konusunda Ankara'-
nın bir karan ohnadığım açık-
ladı.
Dinçmen, haftalık basın top-
lantısmda "tsrafl'le ilişkilerin
düzcyinin yükseltilecegi" konu-
sundaki haberlere ilişkin bir so-
ruyu yanıtlarken daha önce
açıklandığı gibi bu konuda bir
karar alınmadığını belirtti.
Dinçmen konunun izlenmeye
devam edildiğini ve ilişkUerin
düzeyi konusunda bir tutum de-
ğişikliği olduğunda kamuoyu-
nun bügilendirileceğini söyledi.
Basında daha önce çıkan ha-
berlerde Türkiye'nin lsraU'le
diplomatik ilişkilerini büyükel-
çUik duzeyine çıkaracağı öne sü-
rülmüş, bu konuda hazırlanan
bir dosyanın yeni hükümetin
onayına sunulacağı iddia edil-
misti.
israil'in Ankara Maslahatgü-
zan Uri Gordon da gazetecile-
re verdiği demeçlerde ülkesinin
Türkiye ile ilişkilerini büyükel-
çilik duzeyine çıkarmayı istedi-
ğini söylemişti.
Türkiye'nin israU ile UişkUe-
ri yıllardır maslahatgtizar düze-
yinde sürdürülüyor. Türkiye'-
nin Ortadoğu Banş Konferan-
sı'mn gidişatına göre İsrail'le
diplomatik ihşkUerini yükselte-
ceği yabancı misyon şefleri ta-
rafından da dile getıriliyordu.
Basın toplantısında Yunanis-
tan Başbakam Konstantin Mit-
sotakis'in Fener Rum Ortodoks
Patrikliği'ni Vartolomeos'un
devralacağı tören için lstanbul'a
geleceğine de değinen Dinçmen,
Mitsotakis ile Başbakan YUmaz
arasmda yüz yüze görüşme ya-
pılmayacağını bUdirdi. Dinç-
men'in açıklamasına göre iki
başbakan bugün bir telefon gö-
ruşmesi yapacaklar.
DlŞBASIN
KONFERANSA PROTESTO — Beyaat Camisi'ndeki cuma na-
mazından çıkan jnklaşık bin kişilik bir grup Madrid'de dıizenle-
nen "Ortadoğu Barış Konferansı"nı protesto etti. ABD ve İsrail
bayraklannı yakarak çeşitli sloganlar atan gruba polis mudahale
etmedi. Olaydan sonra gozalüna alınan olmadığı büdirildi. İspan-
ya'nın Başkenti Madrid'de duzenlenen tarihi konferansa iki pro-
testo amacıyla dün Beyazıt Camisi'ne gelen yaklaşık bin kişilik
bir grup cuma namazı çıkışı avluda toplandılar. Tekbir getirerek
cami dışına çıkan grup üzerinde Arapça yazüarın da bulunduğu
çeşitli pankartlar açarak bir çember oluşturdular. Bu arada Be-
yazıt Me>dam'nda geniş güvenlik önlemleri alan Çevik Kuvvet,
grubun yurume olasılıgına karşılık ana cadde>e iniş yolunu kes-
ti. "Birleşmiş Milletler teror orgutu", "Filistin mücadelemiz
Sürecek" yazılı pankartlann arasmda tekbir getiren göstericiler
daha sonra bir ABD ve bir tsrail bayrağı çıkardılar. Bayrakların
üzerine tiner dökerek ateşe veren gruptan bir kişi kısa bir konuş-
ma yaptı. 'Türkiyeli Muslumanlar" imzalı bir bildiri dağıtan grup,
daha sonra olaysız olarak dagıldı. (SERDAR AKİNAN)
Filistinlîlere ev hapsi
Dış Haberier Servisi — Orta-
doğu sorununa bir çözüm bul-
mak amacıyla taraflar Ispanya'-
nın başkenti Madrid'de göTüş-
me masasına otururken bölge-
de başlayan protesto gösterileri
ve olaylar sürüyor. tsrail, işgal
altındaki topraklarda sokağa
çıkma yasağı Uan etti. îsrail bir-
liklerinin önceki gece bir Filis-
tinliyi öldürdükleri bildiriürken,
FUistin'in Kurtuluşu için lsiami
Cihad örgütü dün Beyrut'ta
"zafere kadar cihad" açıklama-
sı yaptı.
Füistinliler, israU'in dün işgal
altındaki Gazze Şeridi ve Batı
Şeria'da 500 bin Filistinliyi ev-
lerine hapsettiğini duyurdu. Re-
uter'in haberine göre Gazze Şe-
ridi ve Şati mülteci kampında
300 bin Fih'stinh' sokağa çıkma-
dı. Bir haftadır sokağa çıkma
yasağmm uygulandığı Batı Şe-
ria kasabası Nablus'ta 150 bin
Filistinli yaşıyor.
Madrid'deki banş konferan-
sınıprotestoeden veBatı Şeria-
da yaşayan Filistinlüeri çoğu
iki gün önce başlattıklan greve
son verip işlerine döndüler.
İsrail radyosu, önceki gece 17
yaşındaki bir Filistinh'nin Nab-
lus'ta vurularak öldürüldüğünü
duyurdu. Ordu açıklamasında
olayın maskeli bir grubun dur
emrine uymaması ve kimlik gös-
termemesi üzerine açılan ateş sı-
rasında meydana geldi. Ölenin
kimliği açıklanmadı.
'Türkiye-ATtlişkileri' konulu konferans sonuçlandı
Ankara hem uzak hem yakınAvrupa'nın yeni
mimarisinin kendi
içinde çok yönlü ve
karmaşık bir yapı
kazanması gibi,
Türkiye'nin AT ile
olan ilişkilerinin de
buna paralel bir
yapıya bürünmekte
olduğu gözleniyor.
SABETAY VAROL
BRÜKSEL — Türkiye'nin,
soğuk savaş sonrasının henüz
oluşum halindeki yeni Avrupa-
sı'yla Uişkileri, eskiye oranla çok
daha farklı bir niteliğe bürünü-
yor. Tıpkı Doğu Bloku'nun çö-
küşünden sonra Avrupa'mn ye-
ni mimarisinin kendi içinde çok
yönlü ve "karmaşık" bir yapı
kazanması gibi, Türkiye'nin ya-
kın ve uzak çevresiyle olan iliş-
kilerinin de buna paralel bir ya-
pıya bürünmekte olduğu gözle-
niyor. Bir buçuk gün süren
"Türkiye • AT flişkileri" konu-
lu konferanstan çıkan ana fik-
ri, bu şekilde özetlemek
mümkün.
Konuşmalar dinlendikten
sonra vanlabilecek ikinci sonuç,
eski Batı kampında sürmekte
olan "Avrupa Siyasal Birliği",
"Avnıpa savunma ve güvenlik
kimliği" gibi tartışmaların
Türkiye'nin geleceğini son dere-
ce yakından Ugilendirdiği oldu.
Avrupa savunma künliğuıin ala-
cağı biçim, Türkiye'nin gelecek
ydlann büyük Avrupası'nda oy-
nayacağı rolle yakından Ugili.
Bu yapı henüz tam anlamıyla
ortaya çıkmadığına göre gele-
cekle Ugili kehanette bulunmak
çok güç, ama süreci etkilemek
mümkün. Tabii, insan haklan
Uılalleriyle, Kıbrıs ve Kürt so-
runlannın, yeni hükümet için
KPK EŞBAŞKANI METTEN^DEN KURT SORUNUNA BAKIŞ
Bask usıüü çözümBRÜKSEL (Cumhuriyet) — Türkiye-AT
Karma Parlamento Komisyonu (KPK)
büyük olasıhkla aralık ayının ikinci
yansında toplanacak. KPK'nın eşbaşkanı
Ahnan Metten, Brüksel'de duzenlenen
'Türkiye-AT Uişkileri' konferansına
konuşmacı olarak katıldı. Metten
konuşmasında, Türkiye'nin Kürt meselesini
mutlaka 'siyasi yollardan' çözmesi
gerektiğini söyledi. Ahnan Metten, bu
arada Turkiye'ye Ispanya'nm 'Bask usulü'
çözümünü önerdi.
Komisyonun Ali Bozer'le birlikte eşbaşkanı
olan Avrupah parlamenter Ahnan Metten,
30 ekimde toplanan 'Ortaklık Konseyi'
ertesinde, KPK'nın bir an önce toplanması
gerektiğini Türk tarafına nakletti. Metten,
Türkiye'deki genel seçimlerin ardından,
ocak ayında komisyonun Avrupah
tarafının da yenileneceğine dikkat çekerek,
bu tarihten evvel yapılacak bir toplantuıın
'geçişi' kolaylaştıracağım, aksi takdirde iki
yılhk deneyimlerin büyük ölçüde boşa
gideceğini vurguladı. Ancak bunun için
yeni TBMM'nin, KPK'mn yeni Türk
üyelerini bir an önce seçmesi gerekiyor.
Ahnan Metten, Kürt sorununun 'siyasi
çözümü'yle ilgili olarak Cumhuriyet'e
şunlan söyledi:
"Siyasi çözüm derken, akhmda Bask
çözümü var. tspanya'nın Bask ülkesinde
eskiden çok şiddetli bir terorizm egemendi.
Ispanya'daki demokratik yönetim Bask
bölgesindeki ılunlı unsuriarla anlaştı. Şimdi
de terör eylemkri var. Ancak halktan tecrit
olmnş dunımda."
Metten, "Bask bölgesine otonomi verildi.
Türkiye'de ise otonomi tamndığı takdirde
bunun aynlmaya doğnı bir aşama olacagı
inancı yaygın" şeklindeki sorununa da şu
karşıhğı verdi:
"Basklara otonomi tanındıgı dogrndnr.
Ben, Türkiye'de siyasi çözümün nasd
olması gerektiği konusunda bir şey
demiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa,
tspanya'da Basklara otonomi verfldikten
sonra mücadele, hükümetle teröristler
arasında bir kavga olmaktan çıkıp ılunlı
politikacüaria aşınlar arasmda bir
mücadeleye dönüştü. Türkiye'de de öyle
olacaktır. Otonominin, oagımsızlık sürecini
başlatma rizikosu yok degil. Ama bu
rizikoyu almadıgınız takdirde tersinin nasd
sonuç doguracağını düşünün."
baş ağnsı olmaya devam edeceği
de unutulmaması gereken bir
başka noktayı oluşturdu.
Dışişleri Bakanhğı Müsteşan
Büyükelçi Özdem Sanberk'ten
başka, Türkiye'nin AT, NATO
ve OECD gibi üç uluslararası
kuruluş nezdindeki daimi tem-
silcileri, Bonn ve Moskova bü-
yükelçileri, Merkez Bankası ve
DİE başkanlannın yaptığı ko-
nuşmalar Türkiye'nin Brüksel'e
vermek istediği yeni mesajlar
açısından önem taşıyordu. Bü-
tün bu mesajlan şu noktalar et-
rafında toparlayabUiriz:
1- 1991'in Türkiyesi gerek
ekonomik ve sosyal gerekse si-
yasi açıdan başvurunun yapıldı-
ğı 1987 Türkiyesi'nden çok
farkhdır. Türk iş dünyası eski-
ye oranla daha büyük bir dina-
mizm kazanmış, son seçimler
demokrasinin köklü şekilde yer
ettiğini karutlamıştır. Komisyo-
nun elindeki istatistiki ön yar-
gUar da revizyona muhtaçtır.
2- Uluslararası koşullann de-
ğişmesi Türkiye'ye yeni ufuklar
açmıştır. Türkiye'nin AT Ue uiş-
kileri gözden geçirildiğinde bu
yeni koşullar göz ardı edilemez.
Körfez pazanna açıunası, Orta
Asya ve diğer cumhuriyetlerin
Ankara Ue kurduğu yeni bağlar
Türkiye açısından ihmal edil-
mez kozlardır.
3- Türkiye, AT ile Uişkilerin-
de engel oluşturan birçok konu-
da daha esnek ve pragmatik
davranmaya hazırdır. Ancak
bunun için Ankara'ya biraz da-
ha süre tanınmahdır.
Topluluk açısından temsil dü-
zeyinin bu ağırlıkta olduğunu
öne surmek güç. Gene de Avru-
pa Komisyonu Başkan Yardnn-
cısı Martin Bangemann ve genel
müdürlerden Juan Prat'ın var-
lığı, toplantımn Madrid'deki
banş konferansıyla aynı güne
rastladığı düşünüldüğünde ya-
banaatılamazdı. Aynca, Avru-
pa Komisyonu'nun eski iki nu-
marası ve Avrupa Parlamento-
su'nun Dış Ekonomik tlişkiler
Komisyonu Başkanı Willy de
Clercq ile Türkiye-AT Karma
Parlamento Komisyonu Es-
Başkanı Ahnan Metter'in ko-
nuşmalan da topluluk çevTele-
rinde egemen olan havayı yan-
sıtması açısından büyük önem
taşıyordu.
Komisyon bünyesinde Türki-
ye'ye yakınhğıyla tanınan Baş-
kan Yardımcısı Martin Bange-
mann açıs konuşmasında, lafı
ağzmda gevelemeden Türkiye'-
nin Kürt sorununu "banşçı"
yoldan çözmesi gerektiğini be-
lirtti. KPK Es-Başkanı Ahnan
Metter ise daha kibarca, ancak
bizce daha da ağırükb bir biçim-
de, sorunun "siyasi yoldan" çö-
zülmesi gereği üstünde durdu.
Ispanya'nın "Bask çözümü"nü
dile getirdi.
Kıbns konusu üzerinde fazla
durulmadı. Sadece Avrupah
parlamenter VVUly de Clercq,
Avrupa Parlamentosu'nun
Türkiye ile topluluk arasındaki
ilişkilerin tüm kurumsal aşama-
lannda söz sahibi olduğunu vur-
guladı. De Clercq, iki noktada
Avrupa Parlamentosu'nun ikna
edilmesi gerektiğini belirtti.
Bunlardan biri Kıbns diğeri ise
insan haklan idi. De Clercq'e
göre hakh olsun veya olmasın,
parlamento bu iki konuda
Türkiye konusundaki fikrini de-
ğiştirmedikçe yapılacak bir şey
yoktu. Türkiye'nin ekonomik
dinamizmi ve kendisi için açılan
yeni pazarların bir avantaj teş-
kU ettiğini ise herkes kabul etti.
Ancak AT'de henüz ortak bir
dış politika olmayışının bu fak-
törün yeterince değerlendirihne-
sini engellediğine de işaret
edildi.
EONOE
Devlet politikası yokYunan Basını Yunanistan'ı
her konuda sık sık Türkiye
ile karşılaştınr ve her
defasında Türkiye'nin dış
politikasının Yunanistan'a
oranla ne denli sabit
olduğu sonucu çıkartılır.
Türkiye, Yunanistan'ı
yakından ilgilendiren Türk-
Yunan Uişkileri ve Kıbns
gibi konularda gayet
istikrarh bir siyaset
uygulamaktadır. Türk
siyaset adamlarının,
Başbakan ve parti
liderlerinin bu konudaki
tutumları aynı
doğrultudadır. Türkiye
hükümet değil devlet
politikası yurütrnektedir bu
konularda. Oysa
Yunanistan'da böyle
değildir. Yunanistan ve
genel olarak Helenler (yani
Kıbns Rumları) istikrarh,
• uzun vadeli ve ileri görüşlü
bir stratejiden yoksundur.
Bu da dış politika
konularında çok acı
sonuçlar getırmektedir.
Yunanistan'ın yönetimini
ustlenen her hükümet kendi
dış politikasını, kendi
savunma sistemini
kurmaktadır. Ulusal bir
strateji olmadığı için de
gerek Atina içinde gerekse
Atina-Lefkoşa arasında ve
Lefkoşa'nın kendi içinde bir
dizi sürtüşmeler,
anlaşmazhklar ortaya
çıkmaktadır.
Yunanistan'daki siyasi
partiler Yunan halkının ne
denli duygusal olduğunu iyi
bihnekte ve bunu siyasete
alet etmektedir. öyle
olmasa Kıbns konusu seçim
kampanyalannda malzeme
edilmezdi. Parti başkanlan
her zaman ucuz fırsatların
peşinde olmasa Kıbns
sorununun gidişatı bugünkü
durumuna gelmezdi.
Türkiye'de cunta olsun ya
da olmasın özellikle ulusal
konularda tek vucut
halinde ve Milli Güvenlik
Konseyi çerçevesinde
hareket edilmektedir. Oysa
bizim Helen dünyasında
hiçbü" strateji yoktur.
Yunan gazeteleri ise
Mesut Yılmaz, Süleyman
Demirel, Turgut Özal ya da
Erdal tnönii'nün dış
politika konularında hemen
aynı sözcükleri
kullanmaları karşısında
hâlâ hayretler içinde
kalmaktadır...
(1 kasım)
£t
Banşı ABD sağlarParis, bu konuda
suçlanmayı hak etmiyor.
Israrla uluslararası bir banş
konferansı düzenlenmesi
yolunda çaba harcayan
Bush ve Baker, uzun
yıllardan beri aynı tezi
savunan Fransa'yı
selamlamış bulunuyorlar.
Temel sorun başka
yerdedir: Eğer Avrupa,
Fransa dahil olmak üzere
Madrid görüşmelerinde
bulunmuyorsa bunun
nedeni catışmah taraflar
üstünde herhangi bir baskı
güçleri olmamasıdır.
Yalnızca ABD ve Arap
dünyası bunu bihnektedir.
İsrail'den dişe dokunur
tavizler koparabilecek
sUahlara sahiptir. Bu
silahlar özellikle fmansman
kaynaklandır. Dolayısıyla
taraflar arası banşı yahuzca
ABD güvence altına
alabüir. Avrupa ve Fransa
umutsuzluğa kapılmasın!
Bay Bush geçen çarşamba
söz verdi. Banş bir kere
saglandıktan sonra ortaya
çıkacak finansman kaynağı
sorunlanna onların da
katkıda bulunması
istenecek.
(1 kasım)
Konferans başarılı
olursa bunu
kuüamayı
düşünmûştûm
Tlu
Economist
Le Monde'dan
Sınırda durum karısık
Türk-Irak sınırında göze
göz, dişe diş... Türk Kızılayı
geçen ay Kuzey Irak'a
yardım malzemesi taşırken
Türk Hava Kuvvetleri de
bombardımanla meşguldü.
Herkesin istediğini yaptığı
sınırda durum git gide
kanşıyor. Türkler her
zamanki gibi PKK'nın sımr
ihlaHerinden kaygılı.
Cumhurbaşkanı özal,
Kürdistan Cephesi'nin
PKK'yı kontrol
edebileceğini hesaphyordu.
Turk ordusunun, "yasadışı
odaklan yok etme" görüşü
19. yüzyılda azınhklan
bastırma çabalannı
hatırlatıyor. Ancak
Türkiye'nin Körfez savaşına
karışmasına karşı çıkan
Türk Genelkurmay
Başkanı, ülkenin
güneydoğusundaki ayrıhkçı
hareketleri önlemenin,
Kuzey Irak'taki yönetim
boşluğu ile daha da
güçleşeceğini tahmin
etmişti. Bulent Ecevit ise
eğer Irak hükumeti Kuzey
Irak'ı kontrol edemiyorsa, '
bunu Türkiye'nin yapması
gerektiğini açıkça söylüyor.
Kürdistan Cephesi ise Türk
ordusunun sımr boyunda
yapamadığını kendilerinin
de yapamayacağı
görüşünde. Cepheye göre
burada bir tampon bölge
oluşturmak yerine, bölgeye
insanların yeniden geri
dönmesini sağlamak gerek.
KendUerüıi misillemeye açık
bırakan Marksistlere sevgi
duymayan köylüler, PKK'yı
koruyacaklarına, sınırda
sessizliği sağlarlar. Sorunun
çözumu Demirel'e bakıyor.
Güneydoğu'daki şiddetle
başa çıkmak için geçerli bir
siyaset öngörüyor. Aynı
zamanda teröre, terörle
yanıt vermekten söz ediyor.
Bu, Güneydoğu'da
sıkıyönetim ilan etmek ya
da Bağdat'a saJdırmak da
olabilir. Orduyu, sivU bir
savunma bakanının
denetimi altına sokmayı da
vaat ediyor. Ama önce
hükumeti kurması gerek.
(1 kasım)