18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 2 KASIM 1991 Habbaş, FKÖderı çekiliyor • PARİS (AA) — FKÖ içindeki Filistin'in Kurtuluşu Için Halk Cephesi adındaki radikal fraksiyonun lideri George Habbaş, örgütünün FKÖ'nün Yürütme Komitesi'nden çekilmesini isteyeceğini açıkladı. Le Figaro gazetesine bir demeç veren Habbaş, örgütünün îsraiî'e karşı silahh mücadeleyi surdüreceğini belirterek önümüzdeki günlerde FKÖ'nün Merkez Komitesi'ne Yürütme Komitesi'nden çekilmeleri konusundaki isteklerini götüreceklerini söyledi. Habbaş, bundan sonra askeri hedeflerden çok, işgal altındaki topraklarda kurulan yerleşim merkezlerine yönelik silahh eylemlere girişeceklerini kaydederek Madrid Konferansı'nda FUistin tarafının hiçbir amacına ulaşamadığuıı savundu. Petrol boru hatü sorunu • ANKARA (ANKA) — Dışişleri Bakanlığı, Irak'ın, petrol ihracatına Türkiye'nin oiumsuz tutumu nedeniyle başlayamadığı iddialannı reddederek, "petrol ihracatının başlayamamasının her şeyden önce Irak yönetiminin BM kararlannı kabul etmemesinden kaynaklandığım" bildirdi. Dışişleri Bakanhğı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Irak yönetiminin, BM kararlannı henüz kabul ctmemesine karşın, petrol ihracatına başlanamamasının ban çevrelerce Türkiye'nin, petrol boru hattı işletmeye açmak için öne sürdüğü şartlara bağlandığı belirtildi. BM kararlan doğrultusunda Kerkük- Yumurtahk boru hattının altı ay süreyle çahştınlabilmesinin maliyetinin 264 milyon dolar olarak hesaplandığı kaydedilen açıklamada, Türkiye'nin, boru hattını istendigi an işletmeye hazır tutabilmek için şimdiye kadar azımsanmayacak ölçüde mali bir yûke girdigi belirtilerek, "Bu konuda Türkiye'nin yeniden maddi fedakârhkta bulunmasını beklememek gerekir" denildi. Jivkov davası • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da Sosyalist Parti'nin önde gelen simalanndan eski Başbakan Andrei Lukanov, devrik lider Todor Jivkov ve ailesinin devlete yüzbinlerce leva zarar verdirdiğinin belirlendiğini söyledi. Devleti zarara uğratmak ve yazdığı kitaplarla "haksız kazanç sağlamaktan" yargüanan Jivkov'un duruşmasında ifade veren Lukanov, devrik liderin "eserlerinin" yayımlanması için devlet bütçesinden 680 bin leva (yaklaşık 36 bin dolar) harcandığını belirterek Jivkov ailesinin eski fîyatlarla bir milyon levaya yakın değerde mülk sahibi olduğunu öne sürdü. ABD'de seçim harcatnaları • Dış Haberier Servisi — Amerika'da 1972 yıhndan beri başkanhk seçimleri için televizyonda hazırlanan reklamlann giderlerinde büyük artış olduğu belirlendi. Seçimler için hazırlanan reklam giderlerinin 1992 yıknda yüzde 150'lik bir artışla 230 milyon dolar olacağı tahrnin ediliyor. USA Today'de yer alan habere göre 1972 yılında 82 milyon dolar olan reklam giderleri 1976 yıhnda 122, 1984 yıhnda 203, 1988 yıhnda da 263 milyon dolardı. Demokrasiye açlık tehdidi • LONDRA (AA) — SSCB Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, 1 ocak tarihine kadar ülkenin bazı bölgelerini etkileyecek olan açhğın Sovyetler'deki demokrasiyi tehdit ettiğini söyledi. Ingütere'ye yaptığı beş günlük ziyaretin sonunda bir basın toplantısı düzenleyen Nazarbayev, Batı'nın SSCB'deki açhk tehlikesini yeterince ciddiye almadığını belirterek geçen yıl 225 milyon ton olarak gerçekleşen Sovyet tahıl üretiminin bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle 170 milyon tonu geçemeyeceğini kaydetti. Ortadoğu Banş Konferansı'nın ilk aşaması dün sonuçlandi; gözler, ikili görüşmekrde Madrid'defcrail-Suriyedüeüosuİsrail Başbakam Izak Şamir, Suriye'yi, terorizme destek vermekle suçladı. Suriye Dışişleri Bakam Faruk El Şara ise Şamir'in, 32 yaşında çekilmiş ve üzerinde "Aranıyor" yazan bir fotoğrafını göstererek "Şamir teröristtir" dedi. İkili görüşmelerin nerede yapılacağı konusunda İsrail ile Arap ülkeleri arasmda görüş ayrılığı ortaya çıktı. bakanı Izak Şamir, görüşmelerin Ortadoğu- da yapüması için ısrarh olduklarını, ancak ilk açıhşta bulunmak üzere Madrid'e gidebilecek- lerini söyledi. Arap ülkeleri, Şamir'in önceki günkü "tkfli görüşmeier tsreil ve Arap ülkelerinde yapdsm" şeklindeki önerisine, tsrâil'in tanınmasına yol açabilir düşüncesiyle karşı çıkıyorlar ve görüş- melerin Madrid'de yapılmasını istiyorlar. Konferansın dün tamamlanan birinci aşa- masının en önemli bölümünü, İsrail ile Suri- ye arasındaki çekişme oluşturdu. Şamir, Su- riye'yi terorizme destek vermekle suçlarken Dış Haberier Servisi — Ortadoğu Banş Konferansı'mn ilk aşaması İsrail ile Arap Ül- keleri arasındaki derin görüş aynhklannı iyi- den iyiye su yüzüne çıkaran toplantı ile sona erdi. Taraflar, aralanndaki derin görüş aynhk- lanna karşın konferansın ikinci aşamasını oluşturacak ikinci görüşmelere geçilmesi ko- nusunda anlaşmaya vardı. Ancak bu görüş- melerin nerede yapılacağı belirsizliğini koru- yor. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, ikili gö- rüşmelerin yann başlaması konusunda taraf- lann hemfıkir olduğunu açıklarken İsrail Baş-. Suriye Dışişleri Bakam Faruk D Şara, İsrail Başbakanı'nın 32 yaşında çekUmiş ve üzerin- sürdürüknesi konusunda anlaşmaya vardıkla- dar hükümederinden biri otana şerefini ne Sa- de "aranıyor" yazan fotoğrafım göstererek rmı söylerken nerede yapUacağı konusunda riye hükümeti taşıyor" dedi. "Terörist Şamir'dir" dedi. uzlaşma sağlanamadığını bildirdi. Baker, IsraU Başbakam, Suriye'nin terörist örgüt- Bu arada Şamir'in, konuşmalar tamamlan- SSCB Ue birlikte ikili görüşmelere gözlemci lerin yuvası haline geldiğini ifade ettiği konuş- madan israU'e dönmesi de Arap ülkelerinin olarak katUabüeceklerini kaydetti. Arap ülke- masında, bu örgütleruvbirçok ülkelerde ka- tepkisine neden oldu. Şamir, Yahudiler için leri ve Filistin, görüşmelerin Madrid'de yapU- dınlar ve çocuklar da dahU ohnak üzere ma- kutsal olan bugün israU'de bulunmak istedi- ması konusunda ısrarh bir tutum izlerken ts- sum hedeflere saldırdıklanm kaydetti. ğini belirterek Madrid'den aynldı. raü'e vanşında bir açıklama yapan Şamir, şun- Konuşmasında Lübnan'a da değinen Şamir, Taraflar, dünkü konuşmalannda da bUinen lan söyledi: Lübnan topraklannda gözkri olmadiğiru söy- tezlerini tekrarladılar. FUistin heyetinin baş- «jjfc görüşmelerin Ortadoğu'da yapdmasm- l e d i v e b u ülkenin Suriye'nin işgali ve baskısı kam Haydar Abdülşafi, işgal altındaki FUis- ^ Hnu^yu. Madrid'e ilk açüış için gidebili- atanda olduğunu kaydederek "Banş anteşma- rim. Bu konuda daha görüşmelere gereksiniın M""» saglamnası ve Suriye'nin çekilmesiyta ır. Bunlann sonucunu beklemek gerekiyor." Lübnan ile smınmızda güvenlik ve istikran İsrail Başbakam Şamir konferansın son gü- saglayabüiriz" dedi. nünde yaptıgı konuşmada, "bircok eleştiri ve Suriye Dışişleri Bakam Şara, yapüğı konuş- suç'^ma dinlediklerini" ve Arap heyetlerince m a sırasında, cebinden IsraU Başbakam Şa- iki gündür yapılan açıklamalardan sabnnın mir'in eski bir fotoğrafını çıkararak Şamir'in tükendiğini söyledi. aranan bir terörist olduğunu söyledi. Şamir, "Suriye'nin temsScfleri bizi ve dün- Ortadoğu Banş Konferansı'na katılan Fi- yayı, ülkelerinin özgüriük ve insan haklannın listin heyetinin başkanı Haydar Abdülşafi, iş- kontnmasında örnek ülke olduğuna inandır- gai altındaki FUistin topraklanmn uluslara- maya çalışıyoriar. Dünyanın en vahşi ve gad- rası himaye altına ahnmasım istedi. thı topraklanmn uluslararası himaye altına alınmflsını istedi. Ortadoğu Banş Konferansı'nın ikinci aşa- masını oluşturacak ikili görüşmelerin nerede yapUacağı dün bir soru işaretli olarak kaldı. Şamir, önceki günkü konuşmasında ikili gö- rüşmelerin Ortadoğu'da yapılmasmı istemiş, bu isteği Araplarca reddedihnişti. Bu konuda görüş aynhklannm sürdüğü, ABD Dışişleri Bakam Baker tarafından bası- na açıklandı. Baker, taraflann görüşmelerin TÜRKİYE/İSRAİL 'Hişkfleıin yükseltümesi kararıyok 9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Dışişleri Bakanhğı Söz- cüsü Büyükelçi Filiz Dinçmen, tsrail Ue diplomatik ilişkilerin "büyükelçüik" düzeyine yük- seltilmesi konusunda Ankara'- nın bir karan ohnadığım açık- ladı. Dinçmen, haftalık basın top- lantısmda "tsrafl'le ilişkilerin düzcyinin yükseltilecegi" konu- sundaki haberlere ilişkin bir so- ruyu yanıtlarken daha önce açıklandığı gibi bu konuda bir karar alınmadığını belirtti. Dinçmen konunun izlenmeye devam edildiğini ve ilişkUerin düzeyi konusunda bir tutum de- ğişikliği olduğunda kamuoyu- nun bügilendirileceğini söyledi. Basında daha önce çıkan ha- berlerde Türkiye'nin lsraU'le diplomatik ilişkilerini büyükel- çUik duzeyine çıkaracağı öne sü- rülmüş, bu konuda hazırlanan bir dosyanın yeni hükümetin onayına sunulacağı iddia edil- misti. israil'in Ankara Maslahatgü- zan Uri Gordon da gazetecile- re verdiği demeçlerde ülkesinin Türkiye ile ilişkilerini büyükel- çilik duzeyine çıkarmayı istedi- ğini söylemişti. Türkiye'nin israU ile UişkUe- ri yıllardır maslahatgtizar düze- yinde sürdürülüyor. Türkiye'- nin Ortadoğu Banş Konferan- sı'mn gidişatına göre İsrail'le diplomatik ihşkUerini yükselte- ceği yabancı misyon şefleri ta- rafından da dile getıriliyordu. Basın toplantısında Yunanis- tan Başbakam Konstantin Mit- sotakis'in Fener Rum Ortodoks Patrikliği'ni Vartolomeos'un devralacağı tören için lstanbul'a geleceğine de değinen Dinçmen, Mitsotakis ile Başbakan YUmaz arasmda yüz yüze görüşme ya- pılmayacağını bUdirdi. Dinç- men'in açıklamasına göre iki başbakan bugün bir telefon gö- ruşmesi yapacaklar. DlŞBASIN KONFERANSA PROTESTO — Beyaat Camisi'ndeki cuma na- mazından çıkan jnklaşık bin kişilik bir grup Madrid'de dıizenle- nen "Ortadoğu Barış Konferansı"nı protesto etti. ABD ve İsrail bayraklannı yakarak çeşitli sloganlar atan gruba polis mudahale etmedi. Olaydan sonra gozalüna alınan olmadığı büdirildi. İspan- ya'nın Başkenti Madrid'de duzenlenen tarihi konferansa iki pro- testo amacıyla dün Beyazıt Camisi'ne gelen yaklaşık bin kişilik bir grup cuma namazı çıkışı avluda toplandılar. Tekbir getirerek cami dışına çıkan grup üzerinde Arapça yazüarın da bulunduğu çeşitli pankartlar açarak bir çember oluşturdular. Bu arada Be- yazıt Me>dam'nda geniş güvenlik önlemleri alan Çevik Kuvvet, grubun yurume olasılıgına karşılık ana cadde>e iniş yolunu kes- ti. "Birleşmiş Milletler teror orgutu", "Filistin mücadelemiz Sürecek" yazılı pankartlann arasmda tekbir getiren göstericiler daha sonra bir ABD ve bir tsrail bayrağı çıkardılar. Bayrakların üzerine tiner dökerek ateşe veren gruptan bir kişi kısa bir konuş- ma yaptı. 'Türkiyeli Muslumanlar" imzalı bir bildiri dağıtan grup, daha sonra olaysız olarak dagıldı. (SERDAR AKİNAN) Filistinlîlere ev hapsi Dış Haberier Servisi — Orta- doğu sorununa bir çözüm bul- mak amacıyla taraflar Ispanya'- nın başkenti Madrid'de göTüş- me masasına otururken bölge- de başlayan protesto gösterileri ve olaylar sürüyor. tsrail, işgal altındaki topraklarda sokağa çıkma yasağı Uan etti. îsrail bir- liklerinin önceki gece bir Filis- tinliyi öldürdükleri bildiriürken, FUistin'in Kurtuluşu için lsiami Cihad örgütü dün Beyrut'ta "zafere kadar cihad" açıklama- sı yaptı. Füistinliler, israU'in dün işgal altındaki Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da 500 bin Filistinliyi ev- lerine hapsettiğini duyurdu. Re- uter'in haberine göre Gazze Şe- ridi ve Şati mülteci kampında 300 bin Fih'stinh' sokağa çıkma- dı. Bir haftadır sokağa çıkma yasağmm uygulandığı Batı Şe- ria kasabası Nablus'ta 150 bin Filistinli yaşıyor. Madrid'deki banş konferan- sınıprotestoeden veBatı Şeria- da yaşayan Filistinlüeri çoğu iki gün önce başlattıklan greve son verip işlerine döndüler. İsrail radyosu, önceki gece 17 yaşındaki bir Filistinh'nin Nab- lus'ta vurularak öldürüldüğünü duyurdu. Ordu açıklamasında olayın maskeli bir grubun dur emrine uymaması ve kimlik gös- termemesi üzerine açılan ateş sı- rasında meydana geldi. Ölenin kimliği açıklanmadı. 'Türkiye-ATtlişkileri' konulu konferans sonuçlandı Ankara hem uzak hem yakınAvrupa'nın yeni mimarisinin kendi içinde çok yönlü ve karmaşık bir yapı kazanması gibi, Türkiye'nin AT ile olan ilişkilerinin de buna paralel bir yapıya bürünmekte olduğu gözleniyor. SABETAY VAROL BRÜKSEL — Türkiye'nin, soğuk savaş sonrasının henüz oluşum halindeki yeni Avrupa- sı'yla Uişkileri, eskiye oranla çok daha farklı bir niteliğe bürünü- yor. Tıpkı Doğu Bloku'nun çö- küşünden sonra Avrupa'mn ye- ni mimarisinin kendi içinde çok yönlü ve "karmaşık" bir yapı kazanması gibi, Türkiye'nin ya- kın ve uzak çevresiyle olan iliş- kilerinin de buna paralel bir ya- pıya bürünmekte olduğu gözle- niyor. Bir buçuk gün süren "Türkiye • AT flişkileri" konu- lu konferanstan çıkan ana fik- ri, bu şekilde özetlemek mümkün. Konuşmalar dinlendikten sonra vanlabilecek ikinci sonuç, eski Batı kampında sürmekte olan "Avrupa Siyasal Birliği", "Avnıpa savunma ve güvenlik kimliği" gibi tartışmaların Türkiye'nin geleceğini son dere- ce yakından Ugilendirdiği oldu. Avrupa savunma künliğuıin ala- cağı biçim, Türkiye'nin gelecek ydlann büyük Avrupası'nda oy- nayacağı rolle yakından Ugili. Bu yapı henüz tam anlamıyla ortaya çıkmadığına göre gele- cekle Ugili kehanette bulunmak çok güç, ama süreci etkilemek mümkün. Tabii, insan haklan Uılalleriyle, Kıbrıs ve Kürt so- runlannın, yeni hükümet için KPK EŞBAŞKANI METTEN^DEN KURT SORUNUNA BAKIŞ Bask usıüü çözümBRÜKSEL (Cumhuriyet) — Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu (KPK) büyük olasıhkla aralık ayının ikinci yansında toplanacak. KPK'nın eşbaşkanı Ahnan Metten, Brüksel'de duzenlenen 'Türkiye-AT Uişkileri' konferansına konuşmacı olarak katıldı. Metten konuşmasında, Türkiye'nin Kürt meselesini mutlaka 'siyasi yollardan' çözmesi gerektiğini söyledi. Ahnan Metten, bu arada Turkiye'ye Ispanya'nm 'Bask usulü' çözümünü önerdi. Komisyonun Ali Bozer'le birlikte eşbaşkanı olan Avrupah parlamenter Ahnan Metten, 30 ekimde toplanan 'Ortaklık Konseyi' ertesinde, KPK'nın bir an önce toplanması gerektiğini Türk tarafına nakletti. Metten, Türkiye'deki genel seçimlerin ardından, ocak ayında komisyonun Avrupah tarafının da yenileneceğine dikkat çekerek, bu tarihten evvel yapılacak bir toplantuıın 'geçişi' kolaylaştıracağım, aksi takdirde iki yılhk deneyimlerin büyük ölçüde boşa gideceğini vurguladı. Ancak bunun için yeni TBMM'nin, KPK'mn yeni Türk üyelerini bir an önce seçmesi gerekiyor. Ahnan Metten, Kürt sorununun 'siyasi çözümü'yle ilgili olarak Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "Siyasi çözüm derken, akhmda Bask çözümü var. tspanya'nın Bask ülkesinde eskiden çok şiddetli bir terorizm egemendi. Ispanya'daki demokratik yönetim Bask bölgesindeki ılunlı unsuriarla anlaştı. Şimdi de terör eylemkri var. Ancak halktan tecrit olmnş dunımda." Metten, "Bask bölgesine otonomi verildi. Türkiye'de ise otonomi tamndığı takdirde bunun aynlmaya doğnı bir aşama olacagı inancı yaygın" şeklindeki sorununa da şu karşıhğı verdi: "Basklara otonomi tanındıgı dogrndnr. Ben, Türkiye'de siyasi çözümün nasd olması gerektiği konusunda bir şey demiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa, tspanya'da Basklara otonomi verfldikten sonra mücadele, hükümetle teröristler arasında bir kavga olmaktan çıkıp ılunlı politikacüaria aşınlar arasmda bir mücadeleye dönüştü. Türkiye'de de öyle olacaktır. Otonominin, oagımsızlık sürecini başlatma rizikosu yok degil. Ama bu rizikoyu almadıgınız takdirde tersinin nasd sonuç doguracağını düşünün." baş ağnsı olmaya devam edeceği de unutulmaması gereken bir başka noktayı oluşturdu. Dışişleri Bakanhğı Müsteşan Büyükelçi Özdem Sanberk'ten başka, Türkiye'nin AT, NATO ve OECD gibi üç uluslararası kuruluş nezdindeki daimi tem- silcileri, Bonn ve Moskova bü- yükelçileri, Merkez Bankası ve DİE başkanlannın yaptığı ko- nuşmalar Türkiye'nin Brüksel'e vermek istediği yeni mesajlar açısından önem taşıyordu. Bü- tün bu mesajlan şu noktalar et- rafında toparlayabUiriz: 1- 1991'in Türkiyesi gerek ekonomik ve sosyal gerekse si- yasi açıdan başvurunun yapıldı- ğı 1987 Türkiyesi'nden çok farkhdır. Türk iş dünyası eski- ye oranla daha büyük bir dina- mizm kazanmış, son seçimler demokrasinin köklü şekilde yer ettiğini karutlamıştır. Komisyo- nun elindeki istatistiki ön yar- gUar da revizyona muhtaçtır. 2- Uluslararası koşullann de- ğişmesi Türkiye'ye yeni ufuklar açmıştır. Türkiye'nin AT Ue uiş- kileri gözden geçirildiğinde bu yeni koşullar göz ardı edilemez. Körfez pazanna açıunası, Orta Asya ve diğer cumhuriyetlerin Ankara Ue kurduğu yeni bağlar Türkiye açısından ihmal edil- mez kozlardır. 3- Türkiye, AT ile Uişkilerin- de engel oluşturan birçok konu- da daha esnek ve pragmatik davranmaya hazırdır. Ancak bunun için Ankara'ya biraz da- ha süre tanınmahdır. Topluluk açısından temsil dü- zeyinin bu ağırlıkta olduğunu öne surmek güç. Gene de Avru- pa Komisyonu Başkan Yardnn- cısı Martin Bangemann ve genel müdürlerden Juan Prat'ın var- lığı, toplantımn Madrid'deki banş konferansıyla aynı güne rastladığı düşünüldüğünde ya- banaatılamazdı. Aynca, Avru- pa Komisyonu'nun eski iki nu- marası ve Avrupa Parlamento- su'nun Dış Ekonomik tlişkiler Komisyonu Başkanı Willy de Clercq ile Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu Es- Başkanı Ahnan Metter'in ko- nuşmalan da topluluk çevTele- rinde egemen olan havayı yan- sıtması açısından büyük önem taşıyordu. Komisyon bünyesinde Türki- ye'ye yakınhğıyla tanınan Baş- kan Yardımcısı Martin Bange- mann açıs konuşmasında, lafı ağzmda gevelemeden Türkiye'- nin Kürt sorununu "banşçı" yoldan çözmesi gerektiğini be- lirtti. KPK Es-Başkanı Ahnan Metter ise daha kibarca, ancak bizce daha da ağırükb bir biçim- de, sorunun "siyasi yoldan" çö- zülmesi gereği üstünde durdu. Ispanya'nın "Bask çözümü"nü dile getirdi. Kıbns konusu üzerinde fazla durulmadı. Sadece Avrupah parlamenter VVUly de Clercq, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile topluluk arasındaki ilişkilerin tüm kurumsal aşama- lannda söz sahibi olduğunu vur- guladı. De Clercq, iki noktada Avrupa Parlamentosu'nun ikna edilmesi gerektiğini belirtti. Bunlardan biri Kıbns diğeri ise insan haklan idi. De Clercq'e göre hakh olsun veya olmasın, parlamento bu iki konuda Türkiye konusundaki fikrini de- ğiştirmedikçe yapılacak bir şey yoktu. Türkiye'nin ekonomik dinamizmi ve kendisi için açılan yeni pazarların bir avantaj teş- kU ettiğini ise herkes kabul etti. Ancak AT'de henüz ortak bir dış politika olmayışının bu fak- törün yeterince değerlendirihne- sini engellediğine de işaret edildi. EONOE Devlet politikası yokYunan Basını Yunanistan'ı her konuda sık sık Türkiye ile karşılaştınr ve her defasında Türkiye'nin dış politikasının Yunanistan'a oranla ne denli sabit olduğu sonucu çıkartılır. Türkiye, Yunanistan'ı yakından ilgilendiren Türk- Yunan Uişkileri ve Kıbns gibi konularda gayet istikrarh bir siyaset uygulamaktadır. Türk siyaset adamlarının, Başbakan ve parti liderlerinin bu konudaki tutumları aynı doğrultudadır. Türkiye hükümet değil devlet politikası yurütrnektedir bu konularda. Oysa Yunanistan'da böyle değildir. Yunanistan ve genel olarak Helenler (yani Kıbns Rumları) istikrarh, • uzun vadeli ve ileri görüşlü bir stratejiden yoksundur. Bu da dış politika konularında çok acı sonuçlar getırmektedir. Yunanistan'ın yönetimini ustlenen her hükümet kendi dış politikasını, kendi savunma sistemini kurmaktadır. Ulusal bir strateji olmadığı için de gerek Atina içinde gerekse Atina-Lefkoşa arasında ve Lefkoşa'nın kendi içinde bir dizi sürtüşmeler, anlaşmazhklar ortaya çıkmaktadır. Yunanistan'daki siyasi partiler Yunan halkının ne denli duygusal olduğunu iyi bihnekte ve bunu siyasete alet etmektedir. öyle olmasa Kıbns konusu seçim kampanyalannda malzeme edilmezdi. Parti başkanlan her zaman ucuz fırsatların peşinde olmasa Kıbns sorununun gidişatı bugünkü durumuna gelmezdi. Türkiye'de cunta olsun ya da olmasın özellikle ulusal konularda tek vucut halinde ve Milli Güvenlik Konseyi çerçevesinde hareket edilmektedir. Oysa bizim Helen dünyasında hiçbü" strateji yoktur. Yunan gazeteleri ise Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Turgut Özal ya da Erdal tnönii'nün dış politika konularında hemen aynı sözcükleri kullanmaları karşısında hâlâ hayretler içinde kalmaktadır... (1 kasım) £t Banşı ABD sağlarParis, bu konuda suçlanmayı hak etmiyor. Israrla uluslararası bir banş konferansı düzenlenmesi yolunda çaba harcayan Bush ve Baker, uzun yıllardan beri aynı tezi savunan Fransa'yı selamlamış bulunuyorlar. Temel sorun başka yerdedir: Eğer Avrupa, Fransa dahil olmak üzere Madrid görüşmelerinde bulunmuyorsa bunun nedeni catışmah taraflar üstünde herhangi bir baskı güçleri olmamasıdır. Yalnızca ABD ve Arap dünyası bunu bihnektedir. İsrail'den dişe dokunur tavizler koparabilecek sUahlara sahiptir. Bu silahlar özellikle fmansman kaynaklandır. Dolayısıyla taraflar arası banşı yahuzca ABD güvence altına alabüir. Avrupa ve Fransa umutsuzluğa kapılmasın! Bay Bush geçen çarşamba söz verdi. Banş bir kere saglandıktan sonra ortaya çıkacak finansman kaynağı sorunlanna onların da katkıda bulunması istenecek. (1 kasım) Konferans başarılı olursa bunu kuüamayı düşünmûştûm Tlu Economist Le Monde'dan Sınırda durum karısık Türk-Irak sınırında göze göz, dişe diş... Türk Kızılayı geçen ay Kuzey Irak'a yardım malzemesi taşırken Türk Hava Kuvvetleri de bombardımanla meşguldü. Herkesin istediğini yaptığı sınırda durum git gide kanşıyor. Türkler her zamanki gibi PKK'nın sımr ihlaHerinden kaygılı. Cumhurbaşkanı özal, Kürdistan Cephesi'nin PKK'yı kontrol edebileceğini hesaphyordu. Turk ordusunun, "yasadışı odaklan yok etme" görüşü 19. yüzyılda azınhklan bastırma çabalannı hatırlatıyor. Ancak Türkiye'nin Körfez savaşına karışmasına karşı çıkan Türk Genelkurmay Başkanı, ülkenin güneydoğusundaki ayrıhkçı hareketleri önlemenin, Kuzey Irak'taki yönetim boşluğu ile daha da güçleşeceğini tahmin etmişti. Bulent Ecevit ise eğer Irak hükumeti Kuzey Irak'ı kontrol edemiyorsa, ' bunu Türkiye'nin yapması gerektiğini açıkça söylüyor. Kürdistan Cephesi ise Türk ordusunun sımr boyunda yapamadığını kendilerinin de yapamayacağı görüşünde. Cepheye göre burada bir tampon bölge oluşturmak yerine, bölgeye insanların yeniden geri dönmesini sağlamak gerek. KendUerüıi misillemeye açık bırakan Marksistlere sevgi duymayan köylüler, PKK'yı koruyacaklarına, sınırda sessizliği sağlarlar. Sorunun çözumu Demirel'e bakıyor. Güneydoğu'daki şiddetle başa çıkmak için geçerli bir siyaset öngörüyor. Aynı zamanda teröre, terörle yanıt vermekten söz ediyor. Bu, Güneydoğu'da sıkıyönetim ilan etmek ya da Bağdat'a saJdırmak da olabilir. Orduyu, sivU bir savunma bakanının denetimi altına sokmayı da vaat ediyor. Ama önce hükumeti kurması gerek. (1 kasım)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle