Katalog

23 EKİM 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 MECLÎS'EtLKADIMINIATAN ÜÇ KADIN MİLLETVEKÎLÎ Orkestra da bizim olmalıDYP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Çiller, sandıktan koalisyon çıkması nedeniyle seçim öncesi ekonomiyi düzeltmek için verdiği takvimin geçerliliğini yitirdiğini söyledi ve şöyle dedi: "Biz orkestra şefliğine talibiz, ama orkestra da bizim olmalı. Bir tanesi 'Ben böyle çalmak istemiyorum' derse olmaz". Ekonomi Servisi — DYP'nin ekonomiden sorumlu Genel , Başkan Yardıması Tansu Çiller, sandıkıan koalisyon çıkması nedeniyle seçim öncesi ekonomiyi düzeltmek için verdiği takvimin geçerliliğini yitirdiğini söyledi. Ekonominin çok başlı olmayan iyi bir programa ihtiyacı olduğunu belirten Çiller, "Biz orkestra şefligine talibiz, ama orkestra da bizim olmalı. Bir tanesi 'ben böyle çalmak istemiyorum' derse orkestradan bozuk ses çıkar" dedi. Yeni Meclis ve hükümeti kurma çalışmalan nedeniyle bugünden itibaren Ankara'ya taşınacak olan Tansu Çiller'le, lstanbul'da parti merkezi haline getirdiği evindeki son gününde görüştük. Seçim öncesi savunduğu ekonomik programla iddialı bir çıkış yapan Çiller'in, seçim sonuçları nedeniyle burukluğu dikkati çekti. "Ben inandıgım şeyleri söyledim. Bizim ekonomik programımız uygulanabilse biz ba sonoçlan kesialikk ahrdık" şeklinde konuşan Çiller, ardından ekledi: "Biz bu işin üstesinden geüriz dedim, takvim de verdim. Ancak defalarca söyledim, bizim bu programı gerçekiestirebOmemiz için koalisyon olmadan tek başına iktidara gelmemiz gerekiyordu. Ba yüzden vatandaştan bep tek başına İktidar istedik. Ama takdir onlann. Yine eUmlzden geleni yapacagız. Zamanlama ve uygulama ne olur bilemem." Tansu Çiller, seçim sonrası ortaya atılan ANAP'la ya da SHP'yle koalisyon projeksiyonlan konusunda henüz hiçbir çaîışma olmadığını belirterek, bunlardan hangisiyle koalisyon olursa ekonomik programlarının daha sağlıkiı uygulanabileceği konusunda netlik bulunmadığıru bildirdi. Koalisyonun bir uzlaşma ve anlaşma gerektirdiğini hatırlatan Tansu Çiller, "Halbuki ekonomi hiçbir Uviz kabul etmez. Hükümet ekonomide mUthiş bir tahribat bırakıp gitti" dedi. Çiller, DYP'nin birinci parti olmasınm, kurulacak koalisyonda ekonominin yönetimini üstlenip kendi programlannı uygulamak konusunda avantaj sağlayıp sağlamayacağı konusunda da "Bakahm ne türlii bir koalisyon olacak. Sanayi, tkaret, maliye bakanlıklan nasıl bölüşülecek? Hangi burokratlar görev alacak, Merkez Bankası'nın durumu ne olacak? Bunlar belli değil. Bu bütünlük saglanmadan bir sey söylenemez" diye konuştu. Boğaziçi Universitesi'nde öğretim uyeliği yaparken DYP'nin son büyük kurultayı sırasında partiye katılan ve genel başkan yardımcıhğına getirilen Tansu Çiller, bu seçimlerde birinci sıradan aday gösterildiğı İstanbul 7. bölgeden Meclis'e girdi. Çiller'in, seçimden DYP iktidarı çıkması halinde ekonomiden sorumlu başbakan yardıması olarak Ekrem Pakdemirli'nin yerini alması bekleniyordu. Her haneye 2 anahtar ve enflasyonu ilk 1 yılda yüzde 35'lere indirmeyi vaat eden UDİDEM modeliyle seçim öncesi dikkatleri çeken Çiller, ekonomi doktorasını ABD'nin Yale Universitesi'nde yaptı. Çiller, ABD'deki çeşitli üniversitelerde öğretim Uyeliği yaptıktan sonra Boğaziçi Universitesi'nde görev aldı ve bu üniversitenin ekonomi bölümü başkanlığını yürüttü. 1944 yılında lstanbul'da doğan Tansu Çiller, özer Çiller'le evli ve 2 çocuk annesi. BÜTUNLÜK SAĞLANMALI- Çükr, Sanayi, Tkaret, Maliye bakanlıklan- nın nasıl bölüşulecegi- nin, hangi bürokratlaruı görev alacagının ve Merkez Bankası'nın duromanun belü olmadıgım vurguladı, "Bütünlük saglanmadan bir sey söylenemez" dedi. ZANA SHP listesinden seçimlere giren HEP'li Leyla Zana, ilk kez bir Kürt kadınının milletvekili seçilmesinin gurur verici olduğunu söylüyor ve "Bizler Kürt-Türk aynmı yapmıyoruz. Parlamentoda diğer arkadaşlarla birlikte önce Kürt halkının kimliği konusunda mücadele vereceğiz" diyor. ERGÜN AKSOY - jİDtYARBAKIR— Halkm Emek !7 Partisi tl Örgütü binası oldukça kalabalık. Milletvekili seçilen Sedat Yurrtas ile Hatip Dicle'vi kutlayan partililer ve yurttaşlar Leyla Zana'yı bekliyor. Kadmlann fazlabgı dikkat çekiyor. Güneydoğu'da, "Elinin hamuruyla erkek isine kansma" imajını yıkarak parlamentoya girmeyi başaran Leyla Zana, Diyarbakır Belediyesi eski başkanlarından eşi Mehdi Zana'yla birlikte içeriye giriyor. Herkes ayağa kalkıyor ve büyük bir tezahürat başhyor. Leyla Zana, eşiyle birlikte tek tek kutlamalan kabul ediyor. Kürtçe, halkm gösterdiği büyük destek için teşekkür ediyor ve "Halkımınn adaylan olarak, milletvekili seçilen ben ve diğer arkadaşlanm, sizlere Kört halkının sesi olacagız, sözünü veriyonız, bundan kimsenin kuskusu olmasın" diyor. Halkın Emek Partisi tl örgütü'nde toplananlar arasında peşmergeler de var. Peşmerge lideri Salih Hacı Hüseyin, Iraklı Kürtler adına Leyla Zana'yı kutlayarak iki gün içinde ülkelerine kesin dönüş yapacaklannı söylüyor. Leyla Zana, 30 yaşında seçilen milletvekilleri arasında belki de en genci. Ronay ve Ruken adında iki çocuk annesi. Güneydoğu'da ilk kadın milletvekili olmanın yanı sıra özelliklcrinden birisi de ilk, orta ve liseyi dışardan bitirmiş Kürthalkının sesiolacağı Zaman bulursa hukuk okuyacagmı söyleyen Leyla Zana, eşi Mehdi Zana ile. olması. 1984'e kadar Türkçeyi iyi konuşamadığını anlatan Zana, zaman bulursa hukuk okumak istediğini belirtiyor. Saçına bağladıgı yeşil, kırmızı, sarı renkli toka dikkati çekiyor. Zana'ya Güneydoğu'da ilk kadın milletvekili olmanın vermiş olduğu duyguyu soruyoruz. Düsünmeden bir çırpıda yamtbyor: "İlk kez, bir Kürt kadınının milletvekili secümesi gnrur verici bir duygu. Kört halkının seçimde birlik oluşturması ise apayn bir şey. Çok güzel bir olay." Kadın milletvekili olarak Kürt kadınının kurtuluşunu Türk halkının kurtuluşunda gördüğünü vurgulayan Leyla Zana, konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Bizler Kürt ve Türk aynmı yapmıyoruz. Kurtuluşu parlamentoda da görmuyoruz. Çünkü, Tfirkiye Büyük Millet Medisi balen Kürt halkının variıgını kabul etmiyor. Kürtleri dag Türkleri olarak niteliyor. Bu nedenle parlamentoda diğer arkadaşlarla birlikte önce Kürt halkının kimliği konusunda mücadele vereceğiz. Bu mücadelemizi daha sonra topluma indirgeyecegiz." 20 Ekim'de Kürt halkının demokrasi, barış ve özgürlük için büyük bir savaşmi verdiğini, parlamentoya gönderdiği adaylarla da bunu kanıtladığını savunan Zana, SHP'nin Batı'da oy kaybına uğramasını ise şöyle değerlendiriyor: "Türk halkı, sağ partilere oy vererek bir anlamda demokrasiyi elinia tersiyle geri itti. Çok üzücü bir durum. SHP'nin batıda büyük bir oy kaybına ugraması bizlerle birlikte Kürt halkını da çok şaşırttı. Seçim sonuçlanndan Türk halkının Kürt halkını yine kabullenenıeyeceği ortaya çıkıyor. Bu kabullenemeyiş sürecine Ecevit'in de büyük katkısı oldu. Yürttttüğü şoven ve miiliyetçi propagandayla demokrasi ve banşı savunan SHP'nin oy kaybına neden oldu." SHP üstesinden 2. bölgede yaklaşık 45 bin tercih oyla 1. sırada milletvekili seçilen Zana, parlamentoya giren 20 HEP kökenli milletvekilinin SHP'den aynlıp aynlmayacaklanyla ilgili olarak henüz karar vermediklerini belirtiyor Zana, "SHP'den aynlıp veya ayrılmarna konusunda grup olarak ortak karar alacağız, ancak, amacumz Halkın Emek Partisi'ni yasatmaktır. Bunu gerçekleştirmek için de elimizden geleni yapacagız. Önumüzdeki günlerde bu konu netlik kazanacaktır" diyor. "Çicegi burnunda milletvekili" Leyla Zana, konuşmasını, "Bizler, parlamentoda da Kürt halkının adaylan olduğumuzu sürekli dile getirecegiz. Bununla birlikte Türk ve Kürt balkımn kardeşliğmin en ateşli savunuculan olacagız" diye noktalıyor. Thatcher'danesinlendim HASEFE — Semra Ozal'a büyük saygun var. Ekonomi Servisi — Anavatan Partisi İstanbul 2. bölge 3. sıradan seçimlere katılarak parlamentoya giren MeKke Hasefe, politikaya fiilen 1989 yerel seçimlerinde atılmış, Beşiktaş'tan ANAP belediye meclis üyesi olmuş. Ancak Hasefe'nin politikaya ilgisi Ingiltere'de yaşadığı yı1lardan başhyor. 1964-84 yıilan arasında 20 yıl süreyle Ingiltere'de yaşayan Mettke Hasefe, tngiltere eski Başbakam Margaret Thatcber'den esinlenerek politikaya girmiş. Kendisi şöyle anlatıyor: "1964'te Londra'ya ilk girtiğimde gazetelerde Thatcher'la ilgili haberleri okodnkça fanteaymis, olmayacak şeymiş gibi getirdi. Ama Thatcber, siyasetin basamaklannda adım adım yükseldi ve amacına ulaştı. Thatcher'ın politikada yükseiişini yakından izledim ve Baaımlann neler yapabileceklerini gördükçe de kendim için 'neden olmasın' noktasma geldim." Meiike Hasefe 20 yıl önce yabancı dil Öğrenmek için Ingiltere'ye gitmiş. Ingüizceyi öğrendikten sonra orada bir süre THY'nin yer hostesliğini yapmış. Ardından da hep ilgi duyduğu moda alanına geçmiş ve çeşitli fırmalarda yöneticilik yapmış. Hasefe'nin, 1984'te Türkiye'ye dönmeden önce tngiltere'deki son görevi bir ttalyan fırması olan UOMO REGINE'nin direktörlüğüymüş. ANAP'm yeni kadın milletvekili Meiike Hasefe, 10 yılhk evli. Hoş bir tesadüf olarak evliliğinin 10. yıldönümünü bugün kutluyor. "Gcç evleudim, o yüzden jenerasyon farknu dikkate aiarak çocuk yapmamaya karar verdik" diyor. Hasefe'nin ANAP'a yakınlıgı, Mesut Yılmaz eşi Berna Yılmaz vasıtasıyla olmuş. "Bcrna 5 yasındaydı, o günden beıi aüe dostuyuz, yakından tanışınz. Bana hep abla der" diyor. 1984'te Türkiye'ye döndükten sonra eşi meslek hayatına devam etmesini uygun görmemiş. Meiike Hasefe de önce Türkiye Yardımseverter DefaeÜ'nde yönetim kurulu Uyeliği yapmış, ardından da Berna Yılmaz vasıtasıyla Semra Özal'a tanıştırümış ve Türk Kadınını Güçiendinne Vakfı'nın 30 kurucu üyesinden biri olarak vakfın kunıluşunda görev almış. Hasefe, "Vakıf konusunda kamuoyunda ohunsuz yaklaşımlar oldu. Bütün şaibelere ragnten beu bû vakfın Türk kadınına büyük hizmet götüroüğüne inanıyorum. Sayın Hanımefeadi ile Vakıf vesttesiyle tanısmışüm. Kendisine büyük saygun ve sevgim var takdirle karşüıyonım" diyor. Meiike Hasefe'nin eşi Aydın Hasefe, demir-çelik ithalat ve ihracatıyla uğraşıyor. Denizer: Politikaya devam edeceğimRtonî V\iuntt nemek istiyor. Bir dönem daha bir şeyler verip tkisi bir arada gidecek. Emek-sermaye iliskisi- yorlardı. Grevde gelen paralann dağıtılması BİROL ÜZMEZ ZONGULDAK — Ecevit'in kalesi Zongul- dak'ta SHP'nin milletvekili adayı olan ve seçi- lemeyen Genel Maden tşçüeri Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer politikaya devam ede- ceğini söyledi. Eski görevi olan sendika başkan- lıgına geri dönen Denizer ile seçim yorgunluğu- nun ardından konuşuyonız. — Seçim sonuctaruu nasıl değerlendiriyorsu- uuz? DENİZER — Söylenecek pek bir şey yok. Türkiye'deki seçmen, sağm alternatifini sağ ola- rak değerlendirdi. Halkın verdiği karara saygı- hyız. Halkımız bir süre daha sağ partileri de- veremeyeceğini görmek istiyor. Bunun da süre- sini halk belirlemiştir. Genel ülke politikâsımn Zonguldak'a yansıması sonucunda seçilemedik. — Zonguldak'ta 4-0 alacafınıza kesin gözüyte bakıyordnnuz. Sonuç neden böyle oldu? DENİZER — Seçmen böyle tercih etti. ör- gütsel hatalar olsa dahi sonuca tesir edecek cins- te değildi. Asıl etken Türk seçmeninin tercihi- dir. Tercih sağa kullanılmıştır. — Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsu- nuz? DENİZER — Henüz karar venniş değOim. Po- litikanın içine girdik. Bundan sonra da devam edeceğim. Sendikacıük ve politika bir bütundür. nin var olduğu demokrasilerde sendikaabkla si- yaset iç içedir. Emeğin ülke yönetiminde söz sa- hibi ohnasmı istiyonım. Bunun mücadelesini ve- riyonım. — Madenciler sizi cezalandırdı nu? tşçi ne- den güven duymadı? DENİZER — Emeğiyle geçinen insanların temsilcisi olarak parlamentoda haklarmı koru- mak istedim. Onlar da tercihini işçi olmayan- lardan yana yaptüar. Belki büdikleri bir sey var- dır. Seçim öncesi konuşulan konulann başın- da grev sırasında gelen yardımlann işçilere da- ğatılmayışı konusu vardı. Madenciler bu para- lann kendilerine geldiğinı ve dagıtılmasını isti- DUNYVDA BUGUN AIİSİRMEN Çoğunluk - Azınlık TÜSİAD'ın, iç ve dış büyük sermaye çevrelerinin basındaki temsilcileri, seçimin hemen ertesinde, oytamadan önce pian- lanrnış olan çözümü dile getirmeye başladılar. Sözkonusu çözüm, DYP-ANAP koalisyonudur. DYP-ANAP koalisyonunu öneren çevreler, böyle bir koa- lisyonun güçlü, geniş tabanlı bir iktidar oluşturacağını söy- lüyorlar. Parlamento aritmettği ile oy oranları da ilk bakısta bu savları güçlendiriyor. DYP-ANAP koalisyonu, seçmenin %51'ini yansıtacak ve parlamentoda üçte ikiye çok yakın bir çoğunluğa dayanacak- tır. Üstelik böyte bir koalisyon, iç ve dış iş çevrelerinin de des- teğini sağlayacaktır. Ayrıca, DYP ile ANAP'ın dünya gorüsleri arasında çok bü- yük ayrılık yoktur. Süleyman Bey'in, Starl'de Altan Oymen dostumun bir sorusunu yanıtlarken ileri sürdüğü sakınca da bu koalisyonda sözkonusu değıldir. Süleyman Bey, öymen1 in koalisyon ile ilgili sorusunu yanıtlarken, birbirlerinin zrttı olan, birbirlerine tepki olarak kurulmuş olan partilerin aynı hükümet içinde yer almalarının verimli olmadığını söylemiş- ti. DYP ve SHP'nin genel görüşleri bırbırlerının tam zıttı de- ğilse bıle bir ölçüde de olsa karşıtlan olduğu göz önünde bu- lundurulursa, DYP-ANAP koalisyonunun bu görüş çerçeve- sinde daha tutartı bir birliktelik oluşturabileceği ıleri sürüle- bilir. Ancak sözü edilen saviarın tutarlıhklan görünüşte kalıyor. Olaylara daha yakından bakıldığında, seçimde partilerin ileri sürdükleri ve seçmenin eğilimleri göz önünde bulundu- rulduğunda, yukandaki saviarın geçeriiliklerini birer birer yv tirdiklerini görüyoruz. Ana çizgilerıyle, 20 ekim gününde seçmenin verdiği me- saj nedir? Seçmen, her şeyden önce, %76, yani dörtte üç çoğunluk- la 12 Eyiül'ü ve onun devamı olan ANAP'ı aşmak istediğini göstermiştir. Kimi ANAP'ı, Erbakan'ın "adil düzeni" ile kimi "Baba" ile kimi sandıkta güller açtıracağını savunan SHP'nin sosyal pt- yasa ekonomisıyie, kimi Ecevit'in dinmeyen öfkesiyle aşma- yı yeğlemiştir ve ANAP'ı aşmak için seçilen kişilerie yorrtem- lerin tarktılığı dağınık parlamento aritmetiğin) doğurmuştur. Ama bu dağınıklığa bakarak, özde yanılmamak gerekir. Seçmen büyük coğunluğuyia amaçta, ANAP'ı, yani 12 Ey- lül Anayasası ile yasalarını, enflasyonu, gelir dağılımı bozuk- luğunu ve de Hanedan'ı aşma konusunda birleşmistir. Süleyman Bey alanlarda "Kurtar bizi Baba" diye karşıla- ntrken, seçmeninı neden kurtaracağını açıklıyordu. Süleyman Bey seçmenıni enflasyondan, gelır dağılımı adaletsizliğinden, Hanedan'dan kurtarmayı vaat ediyor ve en çok da "Hesap soracağız" dediğinde destek görüyor, alanların coşkusunu doruk noktasma vardırıyordu. $imdı Süleyman Bey, enflasyonu, onun mımarı olan hü- kümetın yedı yıllık bakanı Mesut Bey ile mi aşacak? Şimdi Süleyman Bey, Hanedan'ı, Turgut Bey ve Semra Ha- nım'ın ANAP Genel Baskanlığfna ve Başbakanlığa getirip oturttukları Mesut Bey ile mi devirecek? Şimdi Süleyman Bey, geçmiş sekiz yılın iktidarı sırasında meydana gelen yolsuzluklann hesabını o iktidarın yıllarca ba- kanı, sonra Başbakan'ı olan Mesut Bey ile birlikte mi sora- caktır? Şimdi Süleyman Bey, gelır dağılımı bozukluğunu, onun ne- deni olan kuruluş ile birlikte mi düzeltecektir? Bütün bunlan yaptığı takdirde "Baba"nın inandıncılığı ne olacaktır? Birbirine tepki olarak kurulmuş partıler ve birbirlerinin zıt- ları konusuna gelince: Acaba 1991 Türkıyesi'nde her ikisi de yasaklarla, baskıyla mücadele için kurulmuş partıler arasın- daki zıtlık mı daha büyüktür, yoksa 12 Eylül partisi ANAP ile ona tepki olarak kurulmuş partiler arasındaki zıtlık mı? Görülüyor kı DYP-ANAP koalisyonu çoğunluğun istemle- rini azjnlığın çıkarlarına feda etmek anlamına gelecektir. Zaten ış dünyasının istediği de budur. Önumüzdeki dönem- de de faturayı emekçiye, köylüye, memura ödetmek üzere bir araya getlrilmek isteniyor ANAP ile DYP. Bu koalisyon ileride iki partinin birieşmesinin ilk adımı ola- caktır.. TÜSİAD'ın Babıâli'deki köşeterınden vermeye çalıştığı me- sajın ardında yatan gerçek, çoğunluğun oylarını ve istemle- rini azınltğa feda etme operasyonudur. Bakalım bu oyun tutacak mı? TAKSİTIE ve KREDİ KARTTYU ÖDEME KOİAYUĞ! 499.000 TL. GRAND AVANOS *** 25 EKİM-29 EKİM 5 GÜN YARIM PANSİYON URGÜP (Şa'ap MatuenlertiGOREMEKIZIL VAOINEVŞEHİR UÇ HİSAR-ORTAHlSARZELVE-ÇAVUŞlFl-AVANOS fÇanak ÇömlehJ Yapım AtölyelenJHLARA VADİSIYERALTİ ŞEHIRLERÎ D£RİNKUYU-Lûx Ötobusletie gıdış-dönüş. ıum çevre gezılen, Hoş- gektni kokleyk, Otelde sabah ve akşam yemeklen ve rehberitk dahi. PAMUKKALE 499.000 TL. P \M *°;EL 25 EKİM-29 EKİM 5 GÜN YARIM PANSİYON DENİZU ŞEHİR TURU H1ERAPOLIS KIRMZI SU AFROOİSAS- CfND£i./G/-ANTtK TIYATRO TRAVBRTENLER-TERMAL HAVUZ- LARI- Lüx Olobûsler gıĞf-Oonûş. lum çevre gcıılen, Hoşgekiınız kokıeyh, Oleide sabah ve akşam yemeklen ve renberiık üahıl 1.099.000 TL EKİM-30 EKİM GİRNECLUB GÜZELYALI Öiel Ptaı* KltmaUçakla GıOış Ocnuş, Otelde sabah ve akşam ye- meklen, rehberlık daful 377.000 TL; 26 EKİM SAPANCAABANT ÇEVRE CEZISI SAFRASBOLU ESKİ TURK EVLERı-CENNETGOL 3 GECE YP KONAKLAMA ULAŞIIvt DAHİL 4 3 3 . 0 0 0 T L . 26 EKİM BURSA IZN1KULUÛAĞ\ GEMLİK3GECE Y P KONAKLAMA TUMÇEVRE GEZkSRtDAHİL BODRUM 299.000TL. ALTIYOL 337 08 94-349 09 30-349 21 89. BAKIKKÖY Mromuz çok yatanda htaw«nted»dir. UER»TOURISm CBITEn ÖZELUÇAKLA K I B R I S ÖZEL UÇAKLA söz konusu değildir. Sendikanın gelirine aktanlmış- tır. Bütçesinde kalacaktır. — Bundan sonra ne yapmayı duşünüyorsu- nuz. Sendikacüıga geri dönecek misiniz? DENİZER — Duşünüyorum. Henüz bir ka- rar vermiş değilim. Ortaya çıkan sonuçtan in- şallah Zonguldak zarar görmez. Zonguldak'ın hayat damarı kömürdür. Kömüre yatınm ya- pılmadan kömür çıkmaz. Kömürün olmadığı yerde işçi olmaz. tşçinin olmadığı yerde gelir ol- maz. Biz Zonguldak'ın çok yönlü kalkınması için programımızı hazırladık. Halk tercihini baş- ka türlü kullanmıştır. Sıkıntıları çözerler, TTK'ya yatınm yaparlar. Yeni işçi alırlar. GIDIS: 25 EKİM 23.30 m DONUS: 30 EKİM 03A CELEBRfTY BGLW 1.390.000 SALAMISBAY 1.290.000 ŞATOLAMBUSA 1.490.000 ESPRI (APART HTL) 1.100.000 TUR AVRUPA OZEL UÇAKLA CHMŞ - DONÜŞ ansferter Yaıın Paıs Konak ama Uçakıa gıdış oonuş, aıan ^ergılerı dahıl Cad. No: 85 1 HarbiyeHaiaskargazi Tel: 132 74 78 • 147 62 80 «146 80 34 • 140 88 84 DUZELTME 14 Ekim 1991 Pazartesi tarihli Ayrıntılı Haber Gazetesi'nde 5. sayfada yayınlanan Pruva Turizm Işletmecilik Sanayi ve Tı- caret A.Ş.'nin Esas Mukavele Tadil Tasarısı'nda Eski Şekil Ser- maye Madde: 6'da 500 adet hisse 50 adet, Yeni Şekil Serma- ye Madde: 6'da defaten sozcüğü vekaleten çıkmıştır. Doğrusu 50 adet değil 500 adettir, vekaleten değil defatendir.