Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 23 EKÎM 1991
Pariamentomın Feshi Sorunıı
TBMM'nin fesih prosedürünün kötüye kullanım yollarından biri,
Cumhurbaşkanının güvenoyu alamayacak bir Bakanlar Kurulu
oluşturacak bir Başbakan atayarak ya da bakanlan atamaktan kaçınarak
fesih prosedürünü işletmesidir. Cumhurbaşkanının güvenoyu alamayacak
başbakanlar ataması, siyasal ve anayasal teamüllere aykındır.
BURAK ODER /. Ü. Hukuk Fak. İdare Hukuku Araştırma Görevlisi
1982 Anayasası'nda parlarnentonun feshi
"Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin
Cumhurbaşkanınca yenilenmesi" kcnar baş-
lıkh 116. maddede dûzenlenmiştir: "Bakanlar
Kandunun, 110. maddede belirtilen güvenoyu-
nu aUmunası ve 99. ya da 111. maddeler uya-
nnca güvensizlik oyu ile düşürülmesi hallerinde,
45 gön jçinde yeni Bakanlar Kurulu kurulama-
dığ) ya da kurûlduğu halde güvenoyu alamadı-
ğı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanıoa danışarak seçimlerin
yemlemneane karar verebilir.
Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden
istifa etmesi üzerine 45 gün içinde ya da yeni se-
çilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Baş-
kanlık Divanı seçiminden yine 45 gün içinde
Bakanlar Kurulu'nun kurulamaması hallerinde
de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenme-
sine karar verebilir.
Yenileme kararı Resmi Gazete'de yayunlaaır
ve seçime gidilir."
Anavasa'nın 116. maddesinin dûzenlemesi
doğruftusunda, fesih prosedürünün temeli
"45 gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulama-
ması ya da kurulup da güvenoyu alamamasT*
üzerine kurulmuştur. Maddede fesih yetkisi-
nin kullanılabilir olması için dört olasılık
öngörülmüştür:
1. Yeni kurulan Bakanlar Kurulunun güve-
noyu alamaması halinde. 45 gün içinde
Bakanlar Kurulunun kurulamaması ya da ku-
rulup da güvenoyu alamaması.
2. Güvenoyu almış bir Bakanlar Kurulu
gensoru ya da güven istemi sonucunda güve-
noyu alamayıp düştüğü hallerde, 45 gün için-
de yeni Bakanlar Kumlu'nun kurulamaması
ya da kurulup da güvenoyu alamaması.
3. Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürül-
meden istîfa etmesi halinde, 45 gün içinde
Bakanlar Kurulunun kurulamaması.
4. Yeni seçilen TBMM'de Başkanlık Divanı
seçiminden sonra 45 gün içinde Bakanlar Ku-
rulunun kurulamaması.
Bu sistemde dikkati çeken nokta 3. ve 4. ola-
sılıklarda. Bakanlar Kurulunun kurulup da
güvenoyu alamaması halinin öngörülmemiş
olmasıdır. Bu durumda 45 gün içinde Bakan-
lar Kurulu kurulur. ama güvenoyu alamazsa
1. olasılık söz konusu olacak. yani yeni bır 45
günlük süre işlemeye başlayacaktır. Dikkati
çeken ikinci bir nokta ise Bakanlar Kurulu-
nun oluştuğu. ama güvenoyu alamadığı
durumlarda 45 günden daha az bir süre içinde.
örneğin kurulan Bakanlar Kurulu sürenin 20.
günü güvenoyu alamazsa. TBMM'nin hemen
Feshinin olanak dahilinde göründüğüdür, An-
cak maddenin temel amacının TBMM'nin
hemen feshini sağlamak değil de yeni bir Ba-
kanlar Kurulunun kurulamayacağının ya da
kurulsa da güvenovu alamayacağının belir-
lenmesi durumunda siyasal bir bunalımı
önlemek için TBMM'nin feshini sağlamak ol-
duğu dikkate alınırsa. bu yorumun maddenin
amacıyla bağdaşmadığı görülmektedir. Bu ne-
denle 45 gün içinde birden çok Bakanlar
Kurulu'nun kurulup güvenoyu alamaması ve
fesih yetkisinin ancak 45 gün sonunda kullanı-
labilir olduğunu kabuî etmek maddenin
amacına daha uygundur.
Söz konusu olan 45 günlük sürelerin hangi
tarihlerden itibaren işlemeye başlayacağı 116.
maddede belirtilmemiştir. Bu konuda iki ola-
sılık akla gelebilir: Güvenoyu alamamadan
itibaren işlemesi ya da yeni Başbakanın atan-
masından itibaren işlemesi. Bu iki olasılıktan
birinin kabulü pratikte büyük önem taşımaya-
bilir, çünkü Cumhurbaşkanı yeni Başbakanı
en kısa süre içinde atayacaktır. Ancak ikinci
çözüm yolunun, yani Başbakanın atanmasın-
dan itibaren sürenin işlemeye başlamasının
benimsenmesi ile prosedürün kötü niyetle işle-
tilmesi. örneğin 45 günlük sürenin bir Başba-
kan atanmadan geçirilmesi, engellenebilecek-
tir. Bu çözüm yolunun benımsenmesinin
gerekçesi ise şu şekilde oluşturulabilir: 116.
madde Bakanlar Kurulu'nun kurulamamasın-
dan söz etmiştir. Bir Bakanlar Kurulu'nun
kurulamaması için önkoşul, bir Başbakanın
atanmasıdır. Bir Başbakan atanmadığı sürece
Bakanlar Kurulu'nun kurulamamasından söz
edilemez.
TBMM'nin fesih prosedürünün kötüye kul-
lanım yollarından biri, Cumhurbaşkanının
güvenoyu alamayacak bır Bakanlar Kurulu
oluşturacak bir Başbakan atayarak ya da ba-
kanlan atamaktan kaçınarak fesih prosedürü-
nü işletmesidir. Cumhurbaşkanının güvenoyu
alamayacak başbakanlar ataması, siyasal ve
anayasal teamüllere aykındır, ancak bu tea-
mülün çiğnenmesi en azından pozıtıf hukuk
açısından doğrudan bir sorumluluk doğur-
maz. öte yandan, Cumhurbaşkanına bakanla-
n atama konusunda takdir yetkısi veren bir
Anayasa hükmü yoktur. Konuyla ilgili olan
104. madde 2. fıkra (b) bendi atamanın Başba-
kanın teklifi üzerine olacağını, 109. madde ise
bakanlann Başbakanca seçilıp Cumhurbaş-
kanınca atanacağını belirtmektedir. Bakanla-
n atamak Cumhurbaşkanının görevidir,
bakanları seçme konusunda Cumhurbaşkanı-
nın herhangi bır müdahalesi söz konusu
olamaz. Bakanlan seçme anlamına gelen dav-
ranışlar yetki ve işlev (fonksiyon) gasbı ola-
caktır. Bakanlan atamak Cumhurbaşkanına
özgü bir yetkidır ama "bağh" bir yetkidir.
Cumhurbaşkanının, güvenoyu alamayaca-
ğı belirgin olan bir Başbakan atayarak
TBMM'yi feshetmeye yönelik bir girişimi,
TBMM tarafından, bu Bakanlar Kurulu'na
güvenoyu verilmesi ve daha sonra Bakanlar
Kurulu'nun düşürülmesi yoluyla engellenebi-
lir. öte yandan Cumhurbaşkanının böyle bir
davranışı "aktif politika yapmak" olduğun-
dan yenilenen seçimler sonrası aynı çoğunluk
söz konusu olursa, Cumhurbaşkanının davra-
nışı seçmenlerce tasvip edilmemiş olacaktır.
Başka bir deyişle böyle bir fesih sonrasında
yapılacak seçimler, Cumhurbaşkanı hakkın-
da yapılacak bir referandum niteliğinde ola-
caktır. "Nitekim, 1877 yılında, Fransa'da
monarşist eğilimli Cumhurbaşkanı Mac-
Mahon, Cumhuriyetçi çoğunluğun bulundu-
ğu mebuslar meclisini feshetmiş, fakat seçim-
lerden sonra Cumhuriyetçiler daha büyük bir
çoğunlukla mecliste yer alınca, bir süre sonra
istifa etmek zorunda kalmıştı" (1).
Fesih yetkisinin kötüye kullanımı bağlamın-
da ele alınması gereken bir başka konu,
Başbakanın Cumhurbaşkanı ile anlaşarak fe-
sih prosedürünü işletip işletemeyeceğidir. Bu
konuda iki olasılık akla gelebilir: İlk olasılık
Başbakanın. Bakanlar Kurulu'nu oluşturma-
dan 45 günlük süreyi doldurmasıdır. 116.
maddenin Bakanlar Kurulu'nun kuruhnama-
sından değil de kurulamamasından söz etmesi
karşısında bu durumda fesih prosedürünün iş-
lemeyeceği açıktır. İkinci olasılık ise Başbaka-
nın güvenoyu alamayacak bir Bakanlar
Kurulu oluşturması ya da partisine güvenoyu
verilmemesini telkin etmesidir. Gerçekten
Başbakanın güvenoyu alacak bir Bakanlar
Kurulu oluşturma zorunluluğu yoktur. An-
cak, buna benzer bir durumda. kendini feshet-
me yetkisine sahip olmayan Federal Almanya
Federal Meclisi'nin kendisinin Cumhurbaş-
kanı tarafından feshedilmesînı sağlaması
üzerine açılan davada Federal Almanya Fede-
ral Anayasa Mahkemesi, bu fesih yönteminin
somut durumun Başbakanı destekleyen bir
çoğunluğun var olup olmadığı konusunda
kuşku doğurduğu durumlarda kullanılması
gerektigini ve çoğunluğun kuşkuya gerek bı-
rakmadığı durumlarda feshin sağlanmasının
hukuka aykın olacağını belirtmiştir (2).
Sonuç olarak denebilir ki, 116. maddenin
oluşturduğu sistemin öngördüğü koşullann
nesnel olarak gerçekleşmediği ya da bu koşul-
lann yapay olarak gerçekleştirildiği durum-
larda TBMM'nin feshedilmesi. maddenin
amacına uygun değildir, hukuka da aykındır.
(11 TEZİÇ. Erdoian. Anayasa Hukuku. Isıanbul, 1986.
sayfa 430.
(21 Entscheidungen des Bundes\erfassungsgenchts 62. Sr
I. sayfa 1. Karar Özeıi 6 ve 7 paragraflar
EVET/HAYIR
OKTtfAKBAL
Akıl Yoksa!..Şosyal demokrat oylan bir toplayın da sonucu görün. Yal-
nız istanbul'un sekiz bölgesinde bu oyiann toplamı yûzde 35'i
geciyor. Oysa bu bölgelerde birinci parti olanlann hiçbiri yüz-
de 30 çizgisıne gelemiyor. Ortaya çıkan gerçek şu: Sosyal-
demokrat yöneticiler yanlış tutumlarından vazgeçip bir ara-
ya gelseler İstanbul'da dokuz bölgede birinci parti olacak,
elli sandalyeyı de elde edeceklerdi.
İlhan Selçuk boşuna yazmadı "En büyük hazine
aklımızdır" diye! Her akıllı, azıcık hesap kitap bilen kişi,
SHP'nin ve DSP'nin düşman kardeşler gibi davranmalarının
ikisine de yararlı olmayacağını önceden görürdü. Hep yaz-,
dtk, soyledik, hem yeni de değil, aylardır yıllardır yineliyoruz:
Oylan dağıtmayın, CHP'nin oylarını parçalamaktan vazge-
çin. Bir araya gelin, yeni bir partinin yaftası altında birleşin.
Bırakın çocukca direnmeleri, aklınızı başınıza toplayın. Kar-
şınıza çıkan tarihsel fırsatı kaçırmayın!
İstanbul birinci bölgede SHP-DSP ortak oylannın oranı yüz-
de 35.65. Üçüncü bölgede 39.94. Beşinci bölgede yüzde
37.88, altıncı bölgede yüzde 36.78. Ötekilerde de öyte. rzmk'de
de durum İstanbul gibi! izmir'de iki partinin toplamı yüzde
40'lan buluyor. izmır'in tüm sandalyeleri sosyal demokratla-
rın olacakmış demek! Ama körcesine bir düşmanlık sosyal
demokratların tek başlarına iktidar olmalarını önledi.
Bir de Türkiye genelinde düşünürsek, iki partinin toplam
oylannın yüzde otuzları aştığını göreceğiz. Ki ne ülkenin bi-
rinci partisi olan DYP ne de ANAP oyları yüzde 30'lara eriş-
miştir! DYP yüzde 27-28, ANAP yüzde 24-25...
"En büyük hazinemiz aklımızdır."
Sosyal demokratların bu büyük bozgunundan alınacak
dersler vardır. Hem SHPTılerin hem de DSP'lilerin. Özellik-
le Ecevit hayranlarının!.. 'Böl, yönet' formülü bir kez daha
başarıyla uygulandı. Ne yazık ki bilerek bilmeyerek bu boz-
gunda başrolü Bay Ecevit üstlendi. SHP'yi yıkmayı tek he-
def belleyen Ecevit ve çevresi, böylelikle emellerine kavuş-
muş oldular! Ülkenin başına bir kez daha yeni bir MC ortak-
lığını getirmek görevinı başanyla gerçekleştirdiler.
Tablo meydana çıkmıştır. SHP artık anamuhalefet değildir.
Ülkenin üçüncü partisidır, 87'de kazandığı 99 sandalyeyi bı-
le elde edememiştir. Hele 89 yerel seçimlerinde özellikle An-
kara, İzmir ve istanbul'daki üstünlüğünü tamamen elinden
kaçırmıştır. Şimdi suçu belediyelerde arayanlar çıkacak! Aca-
ba oyle mi? Başlıca suçlu SHP'Iİ belediyeler mi? SHP üst
yönetimindeki bitip tükenmeyen kavgaların bu yenilgide bü-
yük bir etkisi yok mu? Kurultay, otağanüstü kurultay, sensin
bensin çekişmelerinin SHP'ye duyulan güveni iyice sarstığı
gerçek değil mi?
Şimdi ne olacak?
SHP yeniden bir olağanüstü kurultaya gidecek. Yeni bir
lider arayışı başlayacak. Gruplar oluşacak. Kıyametler kopa-
rılacak. Kurultay güçlü bir birliktelik kurabilecek mi? Yoksa
SHP'de yeni kopmalarla mı karşılaşacağız? Ya DSP? Bu par-
tiye verilen üç milyona yakın oyun havaya uçacağı önceden
belli değil miydi? Bay Ecevit halkın karşısına bir daha nasıl
çıkabilecek, nasıl o güzel söylevlerini verebilecek?
Uygar ülkelerde, gerçek demokratik yönetimlerde, seçim-
lerde bozguna uğrayan liderlerin kendiltklerinden görevden
cekilmeleri gelenekleşmişlir. Ama bizde böyle bir şey gör-
müyoruz. Oysa her büyük yenilgiden sonra partilerin bir iç
hesaplaşmaya gitmeleri doğaldır. Sosyal demokrat olduğu-
nu söyleyen iki partiye verilen yedi-sekiz milyon oyun sahibi
yurttaşlar körce bir inatlaşmayı sürdürerek, oyları parçala-
yanlardan, sonunda iktidarı bir kez daha sağcı partilere tes-
lim edenlerden hesap sormayacak mı?
İlhan Selçuk boşuna sürekli uyarmadr.
"En büyük hazinemiz aklımızdır."
Ama akıl yoksa...
VEFAT
Merhum M. Rıfkı Baysefer ve Yaşar Baysefer'in oğullan, Ayla
Unal, Semra Tavşanlıoğlu ve Semih Baysefer'in kardeşleri, Omca
Korugan ile Banu, Tüğba ve Sabri Tavşanhoğlu'nun dayılan,
Taylan Baysefer'in amcası, Can'ın sevgili babası, Pembe Baysefer'in eşi,
tanıyan herkesin candan sevdiği
cömertlik, dürüstlük ve azmin simgesi
MELÎH BAYSEFERyaşamak için seçtıği Paris'te vefat etmiştir.
Cenazesi, 24 Ekim 1991 Perşembe günü Sögttt (Bilecik) Çarşı
Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip toprağa verilecektir.
AtLESÎ
TEŞEKKÜR
Biricik varlığımız
MELtH BAYSEFER'in
hastalıgı sırasında ve vefatı sonrası rardımlarını esırgemeyen dcgerli dostlan,
özellikle Metin Cenger ve Kadıoğlu ailesine te&ekkür ederiz.
AtLESİ
YURTDISINDA LISAN
Ingıltere'de seçkın dıl okullan
Genç bayanlara Au-Paır'!ık
(Ingiltere'de Amerika'da Fransada)
EOrtimdo cıddiyet -135 15 99
ŞehitmuhtofCd. 37/7 Taksm-BT
DOGAN ORGANIZASVON
Satılık Opel Kadet 1300
1981 model - Doktor'dan
346 69 38 - 346 58 03
denemeye, beklemeye vaktiniz yoktur.
9 ÇAĞA AYAK UYDURUN
(nşilizce ve Almanca'yı
GÛK-DİL'de ÛCRENİN• Gök-Dıl'ın yedı kışılık eğıtım kurulu Amerıka ve Ingıltere'de bır yılı aşkın
süredır sızler ıçın araştırdı. gelıştırdı
• Ccmmunıcatıve (ıletışımsel) ve Eclectıc yontemın gereğı olarak,
• Dershkler oğrencı savılan azaltılarak yeniden düzenlendı
• Kurslanmızda uygulanan East West kıtap sensı. teyp kasetlerı, slayt pro-
jektörlen ve vıdeo programlan günümuz sıstemlerıne göre seçıldı, gelıştı-
rıldı ve yonlendırıldı.
Kurslarımızın başlama tarihleri
Hafta iç) gündüz 21 Efcim - 4, 18 Ka»ım • 2 Aralık
Hafta içi akşam : 21 Eklm • 4, 11, 25 Kasım • 2 Aralık
Cumartesi - Pazar . 28 Eklm • 2,9, 16, 30 K««m
GÜZ DÖNEMIKAYITLARISÜRÜYÛR
25-29 EKIM
TAKSİTLE
KAPADOKYA
DİNLEROTEL .*••
550.000. Y.P
PAMUKKALE
MISTUR MOTEL
550.000. Y.P
Ulaşım konıMamt ç«vre gealeri.
h t r t * û l i l d h
IZNIK
İZNİK BERLİN MOTEL
325.000. Y.P
(Ulaşım 100 000)
Göl kenarında dintence
3497016-349 3882
348 07 63
ingıiızce - Ahnanca GOKOH'de Mrenrhr
FORE1G1S LANGVAGE CENTRE
Takstm Cad No 71
TeS 150 «7 47
150 54 49
lALBJŞUMSfc
Kurultay Sok No-10
Tel 520114142
527 6214
5114885
BAKMKÖYŞB.:
İstanbul Cad
Dantslaa Sk No
Tel 57127 83
5836840
KAtHKÛY ŞUBESk
Kuşdıli Cad Oilek
Han No 67
Tei 35803 47
3451896
KAYIP
Yukanda resmi görülen oğlum
RAMAZAN
TÜKENMEZ
21.10.1991 güınü okukJan çık-
mış ve bir daha eve dânmemiş-
tir. Kendisi ışıtme engellisidır.
Kendisini tanıyan, yerini bilen-
lerin en yakın karakola veya işrt-
me engellileri okuluna btkJirme-
leri insaniyet namınaricaolu-
nur.
BABASI
İBRAHİM TÜKENMEZ
PENCERE
Pazarola!..
Bir yazıya başlarken 'alıntı' girişi kolaytaştınr; Montesquieu
ne demiş:
'—Her ülke layık oiduğu yönetimi bulurf."
Özdeyişin anlam ve önemi bir iskandil boyudur: Tarihsel
süreç içinde halkın coğrafyası neyse, başına geçirdiği yöne-
tim de o kadar oluyor.
Ama başka ıskandiller de var: Dış ve iç baskılarla bir top-
lumu -hiç olmazsa bir süre için- kurt kapanına düşürmek ça-
ğımızda çok sahneye koyulan bir oyundur. Buna karşın Ana-
dolu halkı 12 Eylûl'ün mirasçısı Özal yönetiminin karştsına
yüzde 76'sıyia geçebildi ki az buz sayı değil...
Yeler mi?
Yetmezl... 'Necip milletimiz'den ne bekleniyordu? Devle-
te, hükümete, sermaye sınıfına, dış destege, televizyon te-
keline karşın ANAP'ı yüzde 10'lara indirmesi, değil mi!.. Ha-
yır, bu kadarı da insatsızlık olur; okumuş-yazmış takımında
bu çapta bilinç var mı ki toplumun tabanında olsun!..
Halk ANAP yönetimine dörtte üçüyle karşı çıkıyor; ama
şimdi gündemde SHP var.
Olacak elbet...
Solcu solcunun kurdudur; solcular birbirini yerken 'Büyük
Patron' da üstüne tuz biber eker...
Afiyet olsun!..
•
'Büyük Patron'un kafasındaki model: AnayoP... DYP-Ar>lAP
koalisyonu...
Ertuğrul özkök, Hürriyet'teki köşesinde bu 'senaryo'nun
hazıriıklannı yazıyor: "Ç&şitli çevrelerden gelen bu baskı dün-
den itibaren birden yoğunlaşıyor. özellikle İstanbul iş pevrete-
ri bu koalisyonu en gerçekçi yol olarak görüyor. (...) Demirel
başbakanlığı kabul ederek Yılmaz'a koalisyon teklifini götürür.
'Demirel başbakan, Yılmaz başbakan yardımctsı ve dışisleri
bakanı' olarak tarif edilen bu formülle hükümet kurulur. Demi-
rel, Özal'ı indirmek fikrinden vazgeçer. (...) Bu hükümet acil
ekonomik önlemleri alır. Öteki sorunlann üstüne gider. 1996'ya
kadar işbaşında kalır. Çünkü genış tabanı sayesinde, büyük
meseleterin afana girebilir, 1996 yılında veya daha önce ÖzaTm
cumhurbaşkanltğı görevi sona erer ve Demirel Çankaya'ya, VW-
maz da başbakanlık konutuna çıkar.
İlk bak/şte senaryo gibi görülen bu koalisyon stratejisi, dün-
den itibaren çok kuvvetli bir şekilde işleniyor. Hatta bazı önemli
fırmatarın fakslarından, gazetelere bu yolda mesajlar geçili-
yorr
Ozkok'ün 'senaryo'yu bu kadar açık biçimde kamuoyuna
duyurması yarahıdır. Daha şimdiden kimi köşede 'önemli fir-
malann fakslan' yoruma dönüşüyor ki bu da Babıâli'nin için-
de bulunduğu durumda doğai sayılmalı; eşyanın tabiatı' gi-
bi görülmeli...
Ancak benim ilgimi çeken, pazarlığın Özal'ın kellesini de
içermesidir.
Kim yapıyor bu pazarlığı?
Dün bu köşede yazmıştım: Büyük Patron kimsenin gözü-
nün yaşına bakmaz: İşi bitenin işi btter!.. Acımasız kural bu;
ama daha dün bir, bugün iki...
Vakit erken değil mi?
Dünyanın birçok az gelişmiş ûlkesinde 'Büyük Patron' po-
litikacıları kullanır; sonra buruşturup bir yana atar. Ke//e pa-
zariığı, Üçüncü Dünya'daki 'real politik
J
\n bir türevidir. Anla-
şılan bizde hemen başladı. Eğer Süleyman Bey, Yılmaz'la
koalisyona 'evet' derse, 1996'dan önce hem Özal'ın kellesi,
hem de Cumhurbaşkanlığı koltuğu DYP liderine sunulacak...
Pazarola!..
•
Çevre kirliliği bizim Babıâli'yi de çoktan içine aldı. Peki,
basın ne durumda? "Gazetedler Cemiyed'nm yayın organı 'Bi-
zim Gazete' son sayısında dökümünü yapmış: ANAP iktida-
rının 8 yılında 1361 basın davası açılmış; basın özgürlüğünü
kısıtlayıcı ve engelleyici 26 yasa çıkanlmış; yalnız Ceza Ka-
nunu'nun 158'inci maddesinden bir yıl içinde 18 gazeteci yar-
gılanmış; toplatılan dergi ve gazetelerin hesabı yok...
Ama Babıâll basınının gündeminde demokrasi, basın ve
fikir özgüriükleri de yok!.. Halk yüzde 76'sıyla, -dörtte ücüyle-
ANAP yönetimine karşı çıkmış, Dördüncü Kuvvet'e ne yazar!..
87 trafik çıkışh 1976 model
teraiz Opel kadet.
18 milyon
384 38 42
18 Ekim 1991 günü
SADİ AYKUTu
yitirdik.
Anısını içimizde yaşatacağız.
T.ÎŞ BANKASI A.Ş.
OTOMASYON MÜDÜRLÜCÜ
KONTROL SERVtSl ARKADAŞLARI
P H I L I P S C İ Z G İ Ü S T Ü
DUNYANIN
EN ÇOK SATAN TEIİVIZYONU
PHIUPS'TEN 55 EKRAN
21 GR 1260
55 EKRAN RENKLİ TELEVİZYON
• Düz kare ekran
• Kablolu yayınlar için
S-Band ve Hyperband
• Otomatik istasyon
aramo • Ekran üzerinde
i z l e n e b i l e n işlemler
• Sesi sınırlayabilen kilir
sistemi 49 Otomatik
kapanma • 4O program.
PHILIPS