Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EKİM 1991 • * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Demirel'e Göre...
(Baştarafi 1. Sayfada)
çındıysa, şimdi de bir başbakan olarak öyle
davranacağını belli etti.
Şöyle de söylenebilir:
Başbakanhk konusunda, 12 Eylül öncesi-
nin imajını tümüyle tarihe gömmek ve gör-
müş geçirmiş, olgun bir "devlet adamı" kim-
liğiyie görülmek istediği anlaşılıyor.
Doğru Yol lideri, bir iki güne kadar koalis-
yon için görüşmelere başlayacak. Hüküme-
ti kurma görevini Çankaya'dan resmen al-
madan önce yapacağı bu görüşmelerde iki
konuya bakacak: Birincisi Ozal'ı Çankaya'-
dan indimıenin, pariamento aritmetiği açısın-
dan mümkün olup olmadığı; ikincisi de ne
tür bir koalisyonun, hangi koşullarda kuru-
labileceği...
Bu konularda Ahmet Tan'la birlikte yönett-
tiğimiz sorulara. Güniz Sokak'taki çalışma
odastnda Sayın Demirel'in vermiş olduğu ya-
nrtlar, bugün gazetemizin manşetinde yer
alıyor. Edindiğimiz izlenimlere gelince, şu
noktaiarda toplanabilir;
1. DYP ile ANAP arasında bir koalisyon
kurulabilir mi?
Demirel'in bunayanrtı "çok zor" oldu. Bel-
ki olanaksız sözcüğünü kullanmak isteme-
diği için böyle dedi. Bir yandan Turgut Ûzal'-
ın variığı, öte yandan bunca yıldır ANAP'a
karşı vermiş oldukları siyasal mücadele,
DYP liderine göre, böyle bir koalisyonu
mümkün kılamayacak. "Aksi halde bütûn
inandıncılığımızı kaybederiz" dedi.
Peki, o zaman hangi partiyle koalisyon?...
Bu sorunun yanıtı SHP gibi gözüküyor...
2. Demirel, hükümeti kurma görevini al-
mak için Çankaya Köşkü'ne çıkacak mı? Öy-
le gözüküyor ki henüz bu konuda karar ve-
rebilmiş değil; verebilmenin kolay olmadığı-
nın da farkında. Bir iki güne kadar koalisyon
için başlatacağı "gayri resmi" ilk turlardan
sonra Çankaya'ya çıkıp çıkmama konusun-
da kesin kararını verecek.
3. Bu kararında ne etkili olacak? SHP ve
Refah bloku ile görüşmeler, Demirel'e bir ko-
nuda fikir verecek: Ûzal'ı Çankaya'dan in-
dirmek, pariamento aritmetiği açısından
mümkün mü, değil mi? Mümkün olabilecek-
se, Çankaya'ya çıkmayabilecek... Bize öyle
geliyor ki sonunda Demirel Çankaya'ya çı-
kacak. Aksi sürpriz olur. Neden? Zira Ozal'ı
indirme operasyonu için Meclis'te oy desteği
şart olan Erbakan'la bir koalisyon için anlas-
manın güçlüğünü gayet iyi bilmekte. Ayrıca
böyle bir koalisyona da hiç niyeti olmadığını
belli ediyor. SHP ile de toplam sandalye sa-
yısı Ozal'ı Çankaya'dan indirmeye yetmiyor.
4. O zaman Cumhurbaşkanı Özal, Çanka-
ya'da otururken Demirel de gidip kendisin-
den görevi alabilir ve koalisyon hükümetini
kurabilir mi? Çaresiz... Sandıktan çıkan par-
iamento aritmetiği Ozal'ı indirmeye elverme-
yince Demirel'in yapabileceği bir şey kalmı-
yor. Ama sonrası? Orneğin dış politikada yi-
ne bildiğini okuyabilir miydi özal?
Demirel'in yanıtı şu oldu:
"Davul da bizim boynumuzda, tokmak da
bizim eiimizde olacak... Kendiside eski cum-
hurbaşkanlan ne yapıyor idiyse onu yapar..."
Böyiece "Özal dönemi"n\n artık noktalan-
dığının aJtını kalın olarak çizmek istiyordu De-
mirel.
5. Bir beş yıllık dönem seçimsiz gidebilir
miydi? Buna pek ihtimal vermiyor Demirel.
Ama iki yıldan önce de seçim olamayacağı-
nı belirtmekten geri kalmıyor. Yeni seçilmiş
bir parlamentonun önüne iki yıldan önce bir
seçim önerisinin getirilemeyeceğini söylü-
yor. Tabii iki yıla dek ne olup ne biteceği de
kestirilemez. Demirel, koalisyon yapacağı
partiyle çerçevesi kesin olarak çizilmiş bir
protokol üstünde anlaşmanın şart olduğuna
inanıyor. Bu protokolün içinde, örneğin ka-
pıya dayanmış Kıbrıs gibi dış politika sorun-
larına da yer verileceğini belirtiyor. En ön-
celikli sorun olarak da enflasyonu ve bu çer-
çevede "devletin para sorununu" gösteriyor.
6. 12 Eylül ve sonrasında sergitediği tu-
tum yüzünden "Batı"ya "kırgın olduğu"nu
her zamanki gibi açıkça dile getirmekten geri
kalmıyor: "Çünkü demokrasiye pek sahip
çıkmadılar" diyor. Bununla biriikte Batı'yla
ilişkilerin "Türkiye'nin menfaatleri ve karşriıklı
dayanışma" prensibi çerçevesinde "birşey
olmamış gibi" devam ettirileceğini belirtiyor.
Avrupa Topluluğu ile bütünleşmeden yana
olduğunu, fakat bu konuda Türkiye'nin de
yapması gerekenler bulunduğunu vurgulu-
yor. Sovyetler'le ilişkilerin önemine değini-
yor.
7. Bu arada Ankara'daki "Batılı diplomat-
ların birçoğunun artık geri çekilebileceği"n\,
alaycı bir gülümsemeyie söyledi. Neden ola-
rak da Doğru Yol'la ilgili öngörülerinin ge-
nellikle tutmadığını gösterdi.
jşte böyle.
Soğuk savaş döneminde altı kez başba-
kanhk yapmış olan Demirel, artık soğuk sa-
vaşın noktalandığı, dünyada demokrasi rüz-
gâriarının estiği bir dönemde yedinci başba-
kanhk mührünü ele geçirmiş durumda. Bu
"yeni" dönemde, "yeni" Demirel'i oynamak
için iktidara soyunuyor. Başarılar dileriz.
'ANAPla çok zorAHMET TAN
ANKARA — Seçimlerin bi-
rinci partisinin lideri Süleyman
Demirel'den hem iyi hem de kö-
tü haberler var. Dün akşam üze-
ri evinde, Cumhuriyet'e özel ola-
rak anlattıklan, kimileri için çok
üzücü, kimileri için de mutluluk
verici. Ama anlattıklan arasın-
da jalnızca "güncel siyasal
havadis" niteliğinde olanlar da
var.
önce havadisleri sunalım:
— Koalisyon ortağı olarak
ANAPla bir hükümet knrma-
yı çok zor görüyor.
— Birkaç gün içinde, ANAP
lideri dahil, tüm partilerin genel
başkanlan ile tek tek görüşme-
lere başlayacak.
— Ülkeyi kesinükle hükümet-
siz birakmayacak.
— Çankaya sorununu ülke-
nin birinci mcselesi olarak gör-
meyi sürdürüyor.
— Çankaya'ya çıkıp fikmama
konusunda da henüz bir karar
vermiş değil.
— Çankaya'ya çıkma işini, li-
derlerle yapacağı görüşmelerde
karara bağlayacak.
— Koalisyon ortagı belirlen-
dikten sonra bir "koalisyon
protokolü" imzalayacak.
— Koalisyon protokolünde
sırasıyla şu öğeler yer alabüecek:
Çankaya, terör, enflasyon, işsiz-
lik, sağhk, Kıbrıs ve öteki dış
politika konulan...
— Özellikle dış politika ala-
nında Cumhurbaşkanı, "Koru-
türk, Sunay veya Evren" çizgi-
sinde kalacak.
— Davul da tokmak da hü-
kümetin elinde olacak.
— iki yıldan önce bir erken
seçim olasüığı çok zor.
— Ekonomik durum çok cid-
didir. Göreve başlarken devralı-
nan durum halka açıklanacak.
Demirel ile evinde; dosyalar,
kitap yığınlan, at heykelcikleri
ile dolu, duvarlannda babasının
ve geçmiş dönem sağ parti lider-
lerinin resimleri asılı çalışma
odasında görüştük.
DYP liderinin yüzünde ve
gözlerinde, zafer kazanmış ko-
mutanların gururu değil, takı-
mını birinci yapmış bir takım
kaptanının mütevazı mutluluğu
okunuyordu.
Upuzun bir maratondan çık-
mıştı. Yorgun değildi. Aksine
enerjik görünüyordu. Güney-
den, tatilden gelmiş gibi teni ko-
yulaşmış, dondurma yiyip buz-
lu su içmiş gibi sesi kısılrnıştı.
— Elbette, dedi, yanık olaca-
ğız. Meydanlardan geliyorum.
80 küsur meydandan geliyorum.
Demokrasi, zaferini meydanlar-
da ortaya koydu. 12 Eylül'ün bi-
ze vurduğu siyasi prangalan
meydanlar çözdü.
"Siyasi pranga" derken, kar-
şısındaki duvarda çerçevelenmiş
bir Resmi Gazete sayfasını gös-
teriyordu. Resmi Gazete'de, ken-
disine ve 12 Eylül öncesinin par-
ti liderlerine siyaseti yasaklayan
karan okunuyordu.
12 Eylül 1987'de Demirel'in
prangalan yine bir Resmi Gaze-
te ile çözülmüştü. Şimdi ise, ya-
ni 4 yıl 1 ay sonra da yeniden
"başbakanlık" sıfatını elde et-
mişti. Herhalde, yeni hükümet
listesini yayımlayan Resmi Ga-
zete'yi de bunlann yanına asa-
caktı.
Demirel için siyasal yaşam,
bir büyük rövanş gibiydi. Rö-
vanşı yine almıştı. Gerçi büyük
fark yapamamıştı. Ama yine de
birinciydi. Siyasette kaptandı.
Peki, bu nasıl oluyordu?
Bu aşınmış soruya, aşınma-
mış bir yanıt bulmak zordu.
Ama Demirel yine de denedi:
"Siyasetin içine siingü girdi-
ginde işler zorlaşryor. Ama biz
yılmadık. Kendi evimin içinde
hapsedildim. Giınaşın Ankara
Adliyesi'ne gittim. 7 yıl boyun-
ca, sabahın Tsinden gecenin geç
saatlerine dek her bafta burada
birkaç yiiz kişi ile göriişüp ko-
nuştum. Her fırsatta Anadolu-
nun dört bir yanında dolaştım.
Beni maglup edemeyişierinin tek
nedeni vardı. Haksızdılar. lnan-
cımız ve saglığımız sayesinde
hak batıla galebe caldı."
Sözü, güncel havadislere ge-
Italyan TVsinde şok
Canlı yayında Hecavüz'
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Italyan devlet te-
levizyonu RAI'de skandal. Haf-
ta sonlan 7 milyon Italyanın sey-
rettiği "Fantastico" adlı sevilen
eğlence programını takdim eden
Raffaella Carra, canlı yayın sı-
rasında "tecsvüze uğradi." Prog-
rama misafır olarak davet edi-
len temiz yfizrû, tanmmış ltaryan
komedi aktörü Roberto Benig-
ni, milyonlarca Italyan ailesinin
seyrettiği program sırasında
Carra'nm üstüne saldırarak, se-
vilen takdimciyi yere yatırdı.
"Göster o gttzel bacaklannı" di-
ye baslayan "dekoHe" bir mono-
log yaptı.
Daha sonra dize kadar yırt-
maçlı kırmızı bir tuvaletin için-
den çıkan Carra'nın bacaklany-
la yetinmeyerek üniü mkdimci-
nin cinsel organından ve kalça-
lanndan söz eden Benigni, stüd-
yodaki izleyiciler tarafından çıl-
gınca alkışlandı. Yöneticilerin
kontrolünden çıkan ve bir kâbu-
sa dönüsen canlı yayının yapım-
cıları, programın ardından sus-
mayı yeğlediler. Italyan televiz-
yon programlannın bol çıplak-
hk sergileyen birbirinden banal
eğlence yarışma programların-
dan bıkan ve görüşleriyle daima
kamuoyunu tahrik etmekten
hoşlanan entel-komedyen Ro-
berto Benigni; ttalyan devlet te-
Ievizyonu RAI'de şimdiye dek
kaydedilen en büyük gafa imza-
sını attı.
Yaklaşık 10 dakika süren mo-
noloğu boyunca komedyen Be-
nigni; kadın ve erkek cinsel or-
ganlanmn Italyan dilinin çeşitli
diyalektlerinde kullanılan tüm
isimlerini saydı. Beklenmedik
bir biçimde kendini pornovari
bir şoyun ortasmda bulun de-
neyünli takdimci Carrâ, stüdyo-
da misafirini frenleyebilecek hiç-
bir yöntem bulamadı. Benigni-
nin izleyicileri kahkahalara vu-
ran çıkışları sırasında dehsetten
dehşete düşen ve ne yapacağmı
şaşıran Carrâ, konuğa arada bir
"Roberto liitfen yeter arbk" di-
ye uyanda bulunmaktan başka
bir şey yapamadı. Bu uyanlara
hiç aldırmayan Benigni; "Bırak
bunian canım. Ben şiirsel bir
konudan bahsediyonım. Tann
da nitekim bize 'Gidin, çoğahn'
demiyor mu? Hem o bölgeyi ne-
den tam vücudun orta yerine
koymuş. Hedefl hiç şaşmayalım
diye. Dur bakalım adı neydi ora-
nın?...." diye konuşmasını de-
vam ettirdi. Benigni'nin şovu
sırasında programın izleyici sa-
yısında 2 milyon kişilik bir ar-
tış kaydedildi.
Ertesi gün Italyan gazeteleri-
nin 1. sayfasına konu olan ola-
ym "Papa'nın kanaü" olarak bi-
linen ftalya'nm en çok izlenen,
en Katolik ve muhafazakâr ka-
nalı RAI l'de meydana gelmesi,
tepkileri arttırdı. Cumartesi
günleri manastırlardaki rahibe-
lerden, çoluk çocuk hep birlik-
te ekranın karşısına oturan en
geleneksel ailelere dek herkesin
izlediği bir program olan "Fan-
tastico"da patlayan olay, bir ta-
raftan "audJencc'ı arttınrken
bir taraftan da gazetelere protes-
to telefonları ve telgraflar yağ-
dırdı. Bir başka deyişle olayı
stüdyodakiler gibi bir espri ile
gülerek karşüama>-an izleyiciler,
protestolarını dile getirdiler,
ama televizyonun düğmesini de
kapatmadılar. Bu tip hassas ve
meraklı izleyicüere Italyan düşü-
nürü Massimo Cacciari; "Bu
bayagı televizyonu seyredenler
Benigni'yi de bak eder. ttalyan
TV'si artık sonu gelmeyen bir
bayağılık ve kepazelige dönüş-
miiştür. Ben nitekim televizyo-
nu açnuyonım. Siz de kendinizk
baş başa kalmayı göze alabüir-
seniz: sürüden çıkıp televizyonu-
nuzu kapatabUirsiniz" diyerek
cevap verdi.
Yazar Luciano De Crecenzo
isc Roberto Benigni'den yana
çıktı ve "Roberto gercek anJam-
ta bir sanatçıdır" dedi ve ekle-
di: "Her sahneye çıkışından ön-
ce ne yapsam da izleyicilerimi
şaşırtsam diye düşüniir. Ama
her halukârda meseleyi bu ka-
dar büyütmeye de gerek yok.
Bugünlerde bu organlar televiz-
yonda büyük bir popülarite ka-
zanmış göriinüyor. ABD televiz-
yonlan da .Anita Hill'e sarkın-
bJık eden zenci hflkim Thomas
1
ın organı bakkında bilgi verme-
di mi? ttiraf etmek gerekir ki bu
konu izleyici tophıyor."
RAI Başkanı Enrico Manca
ve RAI Genel Müdürü Gianni
Pasquarelli, merakla beklenen
tepkilerini henüz dile getirmedi-
ler. En son Fellini'nin "Ayın
Sesi" fılmiyle sinemaseverlerin
karşısına çıkan skandalın baş
kahramanı Roberto Benigni ise
eğlence programının ardından
"Corriere deDa Sora" gazetesi-
ne verdiği söyleşide, "Ben aslın-
da programda söylediklerimin
ötesinde çok daha uzun bir isim
listesi hazırlamıştım. Ama Car-
ra karşısında öyle heyecanlan-
dım ki üstenin yansını unuttum"
dedi. Italyan politikacılarının
çoğunu da "O çocuklan"
olarak nitelendiren Benigni;
"uluorta kiifretmek" konusun-
daki fikirlerini de "Benim söy-
lediklerim kttfür değil. Küfür
asü televizyonda sık s«k kullanı-
lan 'spot', 'sponsor', 'audience
1
gibi sözcüklerden oluşuyor..."
dedi.
Caz Festivali
(Baştarafi 1. Sayfada)
haziran ayında da 'Gülhane Et-
kinlikleri' kapsamında konser
vermişti. Bu kez Gülhane'de, dar
sokaklardan birinde bir otelde
kalan Senem Diyici, "Bence bu-
rası İstanbul'un gerçek yüzii.
Böyle olunca da tstanbul'ır da-
ha sakin ve rahat dinlemiş olu-
yoruın" diyor.
Akbank 1. Uluslararası Caz
Şenliği bugün de saat 18.30'da
Cemal Reşit Rey Konser Salo-
nu'nda Ahmed Abdullah ve So-
lomonic Altılısı'nın konseriyle
sürecek. Aynı topluluk 25 ekim
cuma günü 21.30'da da bir kon-
ser verecek.
Caz müziğinin en ünlü davul-
culanndan Max Roach, dörtlü-
süyle birlikte bugün 21.30'da,
yarın 18.30'da şenliğe iki kon-
serle katılacak. 24 ekim perşem-
be 21.30'da vurmalı çalgılar us-
tası Airto Moreün ve Brezilyah
vokalist Flora Purim'in konse-
riyle sürecek Caz Şenliği, cu-
martesi 18.30 ve 21.30'da Art
Ensemble of Chicago'nun kon-
serleriyle sona erecek.
Rum bandıralı gemide çok sayıda si-
lah ve askeri malzeme bulunuyor. Ge-
mi kaptanı ve personeli gözaltında.
(Fotoğraflan AA)
Rum gemîsi silah yüküyle ele geçti
Konşimentosunda silahların hangi ülkeye
götürüleceği ve alıcı firma adı bulunmayan
geminin kaptanı ve 25 personeli gözaltına
alındı.
Istanbul Haber Servisi — ts-
tanbul Boğazı'ndan transit geçiş
yapan Kıbns Rum bandıralı ku-
ru yük gemisinde binlerce silah,
füze, top yedek parçası, mühhn-
mat ve eroin imalatında kulla-
nılan 4 ton asit anhidrat ele ge-
çirildi. Bulgaristan'ın Burgaz Li-
manı'ndan yuklendiği belirlenen
kaçak silahların hangi ülkeye
götürüleceği ve alıcı Fırma adı
konşimentoda bulunmayan ge-
mi kaptanı ve 25 personel göz-
altına alındı.
Büyükdere Gümrük Muhafa-
za Müdürlüğü ve Sahil Güven-
lik yetkililerinden edinilen bilgi-
ye göre, dün sabah saatlerinde
bir ihban değerlendiren Sahil
Güvenlik hücumbotu, Karade-
niz'den Istanbul Boğan'na gjriş
yapan Kıbrıs Rum bandıralı
"Cape Maieas" adlı 72 bin gros-
tonluk kuru yük gemisini Bü-
yükdere açıklannda durdurdu.
Gemiye çıkan gümrük muhafa-
za ve sahil güvenlik yetkilileri
geminin ambarında 2000 civa-
rında stinger füzesi, eroin ima-
latında da kullanılan 4 ton asit
anhidrat, çeşitli çaplarda mü-
himmat ve top parçalan buldu-
lar. Geminin Yunanlı kaptanı
Fanoyrion Dimos'un ön sorgu-
sunda silahlan Bulgaristan'ın
Burgaz Limanı'ndan yüklediği-
ni, önce Portekiz'e, sonra Hin-
distan'a ve daha sonra da Iran'a
götüreceğini söylediği bildirildi.
Gemi personelinin de çelişkili
ifadeler verdiği kaydedildi. Bu
arada silahların Suriye"ye bıra-
kılacağı ve bu yolla PKK örgü-
tüne ulaştıracağı yolunda istih-
baratın olduğunu belirten yetki-
liler, "Sonışturma çok yönlii sü-
rüyor. Uluslararası deniz huku-
kuna göre transit geçiş yapan bir
gemi bBdirimde btdunur ve kon-
şimentosunda bunian gosterebi-
lirse karasulanmızdan geçebilir.
Ancak silab taşıyan geminin,
kuru yük gemisi olarak gösterfl-
mesi, yakalanan bunca agır si-
lahın alıcı finnasının görülme-
mesi ve kaptanla pcrsonelin çe-
kişkili ifadeieri işin boyutu hak-
kında bir fikir veriyor" dediler.
Geminin Türkiye acenteliğini
yapan Martı Denizcilik ise, ge-
minin Bulgaristan'dan aldığı si-
lahlan lran'a götürdüğünü, an-
cak, Boğaz'dan geçirmek için
bildirimde bulunmadjğını belirt-
tiler. Bu arada gümrük muhafa-
za yetkilileri gemideki silahların
sayımının devam ettiğini, gemi-
nin seferden ahkonduğunu ve
kaptanla 25 personelin sorgusu-
nun sürdüğünü bildirdiler.
Diyarbakırda çatışma:
9
i polis 4 kişi öldü
DtYARBAKIR/MARDİN
(Cumhuriyet)— Diyarbakır'da
devriye görevi yapan polis otosu-
na ateş açılarak bir polis memu-
runun yaralanmasından sonra
meydana gelen olaylarda, ikisi
polis dört kişi öldü. Mardin'in
Dargeçit ilçesinde bir köy muhta-
n PKK'Uteröristlertarafuıdan öl-
dürüldü.
Diyarbakır'da önceki gece
23.00 sıralannda Urfakapı sem-
tindedevriyegörevi yapan bir po-
lis otosuna kimliği beUrsiz kişiler
tarafından ateş açıldı. Araçta bu-
lunanpolis memurlanndan Mus-
tafa Oztürk'ün yaralanmasına
yol açan olaydan sonra saldırgan-
lann yakalanması için operasyon
başlatıldı. Bu kez Melikahmet
semtinde önlem alan polislerin
üzerine ateş açılması sonucunda
da Fazıl Babar ile Kasım Dönek
adlı polis memurları sehit oldu-
lar. Bu sırada olay yerinden oto-
mobille geçen SaitSaran ve Cevat
Hakeri adh yurttaşlar da güven-
lik güçlerinin "dur" uyansına uy-
mayınca açılan ateş üzerine ya-
sanılarını yitirdiler. Olayların ar-
dından çok sayıda kişi gözaltına
alındı.
Polis memurlannın şehit edil-
mesi üzerine Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Olağanüstü Hal
Bölge Valisi Necati Çetinkaya ile
Diyarbakır Valisi Muzaffer Ece-
miş ve şehit polislerin ailelerine
birer başsağhğı telgrafı çekti.
Mardin'in Dargeçit ilçesi Çeük
Köyü Çavuşlu'mezrası imamı Ra-
mazan Ayyıldız, önceki gün saat
20.30sıralannda PKK'lı terörist-
ler tarafından evinden alınarak
dışanda otomatik silahlarla öl-
dürüldü.
BARIŞAOZLEM
Prof. Dr. Hiisnü Göksel
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
İÇİ SE VDA
DOLU
YOLCULUK
Cahit Kttlebi
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödcmeli gönderiunez.
ONÎKİDEIV
ONÎKİYE
TÜRKİYE
Ali Sirmen
3. bası 8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
ödemeii göoderilmez.
tirdik:
— Koalisyon ortağı olarak
hangi parti size daha yakın?
— Şu parti bu parti ayrımı
yok. ANAP dahil, bütün parti
liderleri ile görüşmelere bir iki
gün içinde başlayacağım. Onla-
nn görüşlcrini dinleyeceğim.
Hiçbir öneri ve ön fikrim yok.
Durumu nasıl gördüklerini tes-
pite çalışacağım. Ancak ANAP1
la koalisyon çok zor.
— Çankaya konusunda ısrariı
olmayacağınız yolunda izlenimi
olanlar var. Ne dersiniz?
— Çankaya, ülkenin en
önemli sorunudur. Tüm sıkıntı,
Çankaya olaymın nasıl çözüle-
ceğinde yatıyor. Bu görüşmeler-
de, bu sıkıntının aşüması üzerin-
de duracağım.
— ANAP'la koalisyon çok
zor dediniz. Neden?
— Çünkü Çankaya olayı var.
Bir de, ANAP'la ilgili düşünce-
lerimizi seçim meydanlannda
ifade ettik. Bunlar ortada,
ANAP'ı ölesiye eleştirdik.
— Sizin bunalım yaraıacagı-
nız iddialanna ne diyorsunuz?
— Biz ülkeyi hükümetsiz bı-
rakmayız. Üzerimize düşen ne
ise, ülkenin çıkarlan neyi öngö-
rüyorsa, gözümüzü kırpmadan
yapanz.
— Başka hükümet olasüıklan
var mı?
— Bizim dışımızda hiç kimse
hükümet kuramaz. Bu bilinme-
li...
— Temaslar için neden nemen
harekete gecmiyorsunuz?
— (Gülerek) Eee, görmemiş
gibi, hemen ortaya çıktı deme-
sinler diye... Bu işin şakası... Bir-
iki gün dinleneceğiz. Hem şu üs-
teler de bir kesinleşsin. Bu ter-
cih sistemi, siyaset düzenini ka-
nştırdı.
— Öteki partilerdeki geüşme-
leri mi bekliyorsunuz? Yani, RP
içinde MÇP'nin alacağı tavır ve-
ya SHP içinde HEP'in tutumu?
— Şimdi "G" günü, yani mil-
letvekili isimlerinin Resmi Gaze-
te'de yayımlandığı gün ise,
TBMM'nin toplanması için bu-
nun üzerine 5 gün hoymak ge-
rek. TBMM Başkanı'nın seçil-
mesi için ise 15 gün koymak la-
zım. SHP ve RP'deki gelişmeler,
elbette yapacağım geniş istişare-
ler de sayın parti liderlerinin ka-
rarlannı etkileyecektir. Ama be-
nim, sanıyorum sekiz günlük bir
vaktim var. Bu arada yapacağun
görüşmelerden, uyumlu ve uy-
gun bir hükümet çıkacağını
umuyor ve bekliyorum.
— Sayın Erbakan'ın, geçmiş
deneyimlerin ışıgmda, çok zor-
lu taJepler ortaya koyabileceği
tabmin ediliyor. Bu tür istekle-
ri karşüamaya hazur nusınız?
— Hiçbir koşula, yani pren-
siplerimize, halka açıkladığımız
ükelerimize gölge düşürecek ko-
şula girmem.
— Bir kilidenme olursa, er-
ken seçim öngöriir müsünüz?
— Bir erken seçim iki yıldan
önce olmaz. Halka biraz rahat
vermek lazrm. Kaldı ki, halktan
yeni bir seçim nabzı ahnıyorum.
Halk rahatlamış durumda. "Biz
üstümüze düşeni yaptık. ArOk
top sizde" diyor bize...
— Ekonomik durura sizi dü-
şündüriiyor mu?
— Bak ijte, en mühim mese-
le budur... Enflasyon birinci teh-
like... Bol kese ve keyfi icraat, ik-
tisadi durumu altüst etmiş du-
rumda. Tavuğun duasını biuyor
musunuz?
— Nasıl bflelim efendim?
— Öyleyse anlatayım. Tavuk
kanatlarını açıp şöyle yalvan-
yormuş: "Yüce Allahım, ya şu
yumurtayı küçült ya da deligi
büyüt»."
— Tavuk duaa edecek du-
ramdayız o halde.. Peki, bu du-
rum sizi korkutmuyor mu?
— Ülkeyi teslim aldığımızda,
ne devraldığımızı teferruatıyla
halka anlatacağız. Bu arada şu-
nu da söyleyeyim. Ayda en az bir
kez TRT'de liderlerle açıkotu-
rum düzenlenmesini isteyece-
ğim. Beyin yıkamak için değil,
açıklık için. Herkes ne olup bi-
tiyor görsün için...
— Meydan savaşını kazandı-
nız. Ama ekranlar fazla destek
olmadı size. Öyle değil mi?
— Dedim ya, ekranlan da
açacağız. Anlaşma olursa bu
TV işini de çözeceğiz.
— Bürokraside tedirgin bir
bekleyiş var. Onlara bir mesajı-
nız var mı?
— Bürokrasi çok önemlidir.
Kolay yetişmiyor. Geçen dönem-
de mağdur olanları koruruz. Iş
yapanlan, ehüyetli hareket eden-
leri koruruz. Ama onların pro-
pagandasım yapanların da ica-
bını yerine getireceğiz.
— Batı ile ilişkiler nasıl bir
çerçevede yurütülecek?
— önce, davul da tokmak da
hükümetin elinde olacaktu". Her
konuda, her alanda. Cumhur-
başkanı, zaten Mesut Bey'in de-
diği gibi, anayasadaki sınırlan
içine çekilecektir. Batı ile ilişki-
lere gelince, Türkiye*deki de-
mokratik işleyişe maalesef yete-
rince yardımcı ohnamışlardır.
Doğru istihbarat vermemişler-
dir. Yanlış yapmışlardır. Biz hiç-
bir şey olmamış gibi ilişkileri
sürdürürüz. Sanınm Batı ülke-
leri yeni dönemde yeni büyükel-
çilerle bizimle ilişkilerini yürü-
tecektir.
Elde olmadan dışandaki kut-
layıcı kuyruğunun ve durmak
bilmeyen tebrik telefonlarının
baskısı altındayu. Demirel'e, ik-
ram ettiği sade kahvelere ve ayır-
dığı bir saate teşekkür ediyoruz
ve ayrılıyoruz.
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baştarafi 1. Sayfada)
Seçimler neyi sağlayacaktı? Şunu:
—r.Bugünkü tüm iktidarı ve onun yandaşlannı siyasi ölü-
me mahkûm edecek ve Türkiye'nin özlemi olan gerçek istik-
rarı sağlayacaktır..
ANAP'ın yarattığı sözde 'istikrann' DYP-ANAP koalisyo-
nu ile sürmesi için iş ve sermaye çevreleri hemen kollarını
sıvadılar.
Yurtdışındaki finans çevreleri de böyle bir koalisyona el-
bette sıcak bakariar. SHP içinde şimdiden başgösteren
"HEP rahatsızlığı" da bu koalisyona elverişli ortam hazır-
far.
SHP'de başlayacak olan parti içi iktidar kavgası da bu
koalisyona yeşil ışık yakar. Bu süreç sonunda belki basın-
da şimdiden yandaşlannı gördüğümüz 'TÛSİAD hükümeti'
kurulur.
Ozal'ı Çankaya'dan indirmek mi?
O bir seçim balonuydu; bu balon 21 ekim sabahı patla-
dı!
Bugün, ANAP dışındaki partilerin 'teorik olarak' anaya-
sayı değiştirecek çogunluklan var. Ancak, birçok olayda ol-
duğu gibi teori' ve 'pratik' bu olayda da birbirine uymuyor.
Anayasayı değiştirip, Ozal'ı Çankaya'dan indirme planı
DYP ve SHP'nindi. Hem Demirel hem İnönü seçim alanla-
rında bu işin edebiyatını yaptılar Şimdi muhalefet partileri,
bu çogunluğu elde ettiler.
En çok sandalye sahibi DYP, bu işin öncülüğünü yapa-
bilir.
Ama yapar mı? Yapacak mı?
Demirel, "Gelin anayasayı değiştirelim. ozal'ı indirelim"
derse, söz gelişi, RP ve DSP nasıl tutum takınacaklar?
DSP yan çizecek; dokunaklı gerekçelerle SHP ile yan ya-
na gelemeyeceğini açıklayacak...
Erbakan, iç bayıltıcı gerekçe ve savlarla eski dostu Ozal'ı
koruyacak..
Oysa, ANAP dışındaki partilerden oluşan bir geniş tabanlı
hükümet, anayasayı, Seçim Yasası'nı, Sendikalar, Dernekler
ve Siyasal Partiler yasalarını değiştirip bir ya da iki yıl
içinde seçimlere gitme kararı alabilir.
Seçim Yasası'ndan yakınan bu partiler değil miydi?
Öyleyse, buyursunlar... 12 Eylül'den yakınan bu partiler
değil miydi? öyleyse buyursunlar...
Demirel, büyük olasılıkla yakında Çankaya'ya çıkıp, eski
müsteşarı ile öpüşecek ve "devleti hükümetsiz bırakmayan
sorumlu devlet adamı otgunluğu' içinde hükümeti kurma ça-
lışmalarına başlayacakiır.
Hükümet kurulmadan anayasa değiştirilir miydi? Hayır;
peki neydi seçim öncesinde öyleyse bu afra tafra?.. Neydi
o çalımlar? Neydi o sözler?
Demirel, belki de bugünlerde parti genel başkanları ile
görüşerek özal'ın Çankaya'dan indirilmesi planı konusun-
da bir nabız yoklaması yapmayı tasarlıyordur.
Bu aşamada parti genel başkanları rahatça karar vere-
bilirler mi?
İş o kadar kolay değil; değil çünkü, RP içinde MÇP, SHP
içinde de HEP var. Yakında MÇP RP'den, HEP de SHP'den
ayrılırlar. RP yanardağından MÇP laviarı çıkar; SHP gülle-
rinden de HEP dikenleril
'Hamile partiler' bir an önce doğum yaparlarsa, işler o
kadar kolaylaşır. Yapay dengeler 'geçici ittifaktar" ve 'hami-
le partiler' ile siyaset yapılmaz.
1980 öncesinde TÜSİAD, Eceyit hükümetini düşürmek
için gazetelere paralı ilanlar verdi.. Başbakan yardımcılığı-
nı 'MESS Başkanı'nın yaptığı 12 Eylül cunta hükümeti, TU-
SİAD tarafından olanca güçle desteklendi. Bugün iş ve ser-
maye çevreleri piyasa ekonomisi' adına uygulanan IMF pa-
tentli ekonomilerin mılitarizasyonu' modelini, bu kez de
'istikrar" adına pazarlıyorlar.
Başta Demirel oimak üzere bütün DYP'lilere sormak ge-
rekiyor:
"Çankaya'da oturulmaya devam editmesini siyasi istikrar
adı altında milletimize pazaıiamayı amaçlayanlar bir siyasi
aldatmaca içinde" değillerse, bugün ANAP ile neyin pazar-
laması yapıiıyor?
260 milyon Ortodoks'un lideri
Vartholomeos yenî
patrik seçildi
Haber Mer-
kezi — Fener
Rum Ortodoks
Patriği 1. Di-
mitrios'un ölu-
münün ardın-
dan gerçekle-
şen patrik seçimini, "en güçlü"
aday gösterilen Kadıköy Metro-
politi Vartholomeos kazandı.
Patrik Dimitrios'un 7 ekim
salı günü yapılan cenaze töreni-
nin hemen ertesi günü Fener
Patrikhanesi Sen Sinod Mecli-
si, kendi üyesi olan 15 metropo-
litin tam listesini tstanbul Vali-
liğa'ne göndermişti. Kurala gö-
re listeyi inceleyen Istanbul Va-
lihği, dün adaylardan hiçbirine
çekince koymadan listeyi Patrik-
hane'ye geri gönderdi. Listenin
gönderihnesinin hemen ardın-
dan Patrikhane*de yapılan se-
çimde 52 yaşuıdaki Vartholome-
os 260 milyon Ortodoks Rumun
ruhani lideri olan Fener Patrik-
IiğTne seçildi.
Açık adı Dimitri Vartholome-
os Arhondoni olan yeni Patrik
Vartholomeos, iki yıl kadar ön-
ce Philadelphia Metropoli-
ti'yken o dönemdeki Kadıköy
Metropoliti'nin ölümü üzerine
Türkiye'ye çağnlmış ve Turk va-
tandaşlığına alınmıştı.
2 ekim gecesi tedavi görmek-
te olduğu Amiral Bristol Hasta-
nesi'nde geçirdiği kalp krizi so-
nucu ölen yetmiş yedi yaşında-
ki Patrik Dimitrios ve Kuzey ve
Güney Amerika Ortodoks Kili-
seleri Başpiskoposu Yakovos gi-
bi Gökçeada doğumlu olan ye-
ni Patrik Vartholomeos, Bizans
döneminden bu yana seçilen
270. patrik.
Dünkü seçimde Sen Sinod
üyesi 15 metropoHtin oybirliğiy-
le seçilen Patrik Vartholomeos
için yine Sen Sinod'un belirleye-
ceği ileri bir tarihte ayin düzen-
lenecek. Ayinle birlikte yapıla-
cak törende asasını alıp tacmı gi-
yecek olan Patrik Vartholome-
os, görevine resmen başlayacak.
Dünkü törende yeni patriğe
"engolpio" adı verilen kutsal bir
madalyon takıldı.
VELİEFENDrDEN FÎKRETDAĞLIOĞLU
Progay günün bankosu
1. AYAK: İyi bir form tutan
Cahbus, mesafe itibarıyla bi-
zim favorimizdir. Hafta içi ça-
lışmalannda aşama kaydeden
Hats Off ve Taybatur, daha
sonra düşünülebilir.
2. AYAK: Uygun grupta Hi-
lal 12'ye ilk şansı veriyoruz.
Düzelme yolunda olan Nurşo,
dün sabahki sprintinde göz dol-
duran Kerim ve Demirbey,
sürpriz yapabilirler.
3. AYAK: Güzel bir orijine
sahip olan Taipan, yanşın en
şanslı tayıdır. Çim provasını
lîeğendiğimiz Sun Love ve Pe-
gasus'u sürprizde öneririz.
4. AYAK: Ideal mesafesini
bulan Progay, günün bankosu-
dur. Calandra, Akmeşe ve So-
uther Dancer, tabelanın diğer
şanslı isimleridir.
5. AYAK: Bu yarışına itina
ile hazırlanan Tulnea, ilk şan-
sa sahiptir. Istikrarlı koşular çı-
karan Şımarık ve Sedam
ihmale gelmez.
6. AYAK: Uygun kilosu ile
Sabur'a ilk şansı veriyoruz.
Sambey ve son yarışını ölçü al-
madığımız Gültorun da birin-
ciliğe uzanabilir. Son
sprintinde göz dolduran Cari-
ye'yi sürprizde öneririz.
TAHMtVLER
1. KOŞU: F: (5) Cihangirli,
P: (1) Uğursel, S: (3) Tahirağa.
2. KOŞU: F: (1) Calibus, P:
(3) Hats Off, P: (2) Taybatur,
S: (6) Mihre.
3. KOŞU: F: (2) Hilal 12, P:
(7) Nurşo, P:(l) Kerim, S: (3)
Demirbey.
4. KOŞU: F: (5) Taipan, P:
(11) Sun Love, P: (4) Prestige,
S: (10) Pegasus 2.
5. KOŞU: F: (1) Progay, P:
(2) Calandra, P: (9) Akmeşe, S:
(3) Souther Dancer.
6. KOŞU: F: (9) Tulnea, P:
(3) Çelikoğlu, P: (4) Şımarık,
P: (1) Sedam, S: (2) Gevgev.
7. KOŞU: F: (4) Sabur, P:
(6) Sambey, P: (2) Gültorun, S:
(7) Cariye.
&
7
3
4
s
•
7
•
9