Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
—
:
2£ 16 EKİM 1991 HABERLER CUMHüRJYET/5
SEÇIM '91
Özal
IstanbuTda
• İSTANBUL (AA) —
Cumhurbaşkanı Turgut
özal, bugün tstanbul'da
şehir turu atü. özal,
makam otomobiliyle gittiği
bazı semtlerde vatandaşlarla
sohbet ederken
"gülmelerini,
gülümsemelerini" istedi.
Cumhurbaşkanı özal,
YeşUköy Askeri
Havalimanı'ndan önce
Edirnekapı'ya, daha sonra
Fevzipaşa Caddesi'ni
izleyerek Fatih'e geldi.
Oradan Şehzadebaşı yoluyla
Laleli'ye geçen özal'a
yurttaşlar sevgi gösterisinde
bulundular. özal, Laleli'de
işyeri bulunan esnafa
"Hayırh işler" dileğinde
bulundu.
Konseyden 3
şikayete kısnıi
kabul
• BRÜKSEL (AA) —
Avrupa Konseyi Insan
Hakları Komisyonu,
yasadışı Türkiye Komünist
Partisi mensubu N. Hazar,
G. Hazar ve R. Açık adlı
kişilerin, Türk hükümeti
aleyhinde komisyona
yapmış oldukları şikâyeti
inceleyerek karara bağladı.
Komisyon, şikâyetleri
kısmen kabul edilebilir
nitelikte buldu. Yasadışı
TKP'ye üye olduklan ve bu
parti bünyesinde faaliyette
bulundukları gerekçesiyle
tutuklanan ve tzmir Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nde
yargılandıktan sonra 29
Kasım 1988'de mahkûm
edilen bu kişiler,
kendilerine polis
karakolunda işkence
yapıldığını, ayrıca çok uzun
süre gözalunda
tutulduklannı ileri sürdüler.
İnsan Hakları Komisyonu
bu aşamada, taraflar
arasında dostane bir
çözüme ulaşılmasım
sağlamaya çalışacak.
Oğretmenlerin
siyasi görüşü
• ANKARA (Cnmhnriyet
Bfirosu) — öğretmen
Dünyası dergisinin
araştırmasmda,
oğretmenlerin yüzde
^47'sinin sosyal demokrat,
''yüzde 17*sinin merkez sağ,
yüzde 12'sinin sosyalist,
yüzde 7'sinin dinci, yüzde
7'sinin eski MHP eğüimli
olduğu belirlendi. Derginin,
20 ilde 3 bin 412 öğretmen
arasında yaptığı
araştırmada,
öğretmenlerden yüzde 5'i
siyasal eğilimlerini
belirtmezken, yüzde 5'i de
sorulan yanıtsız bıraktı. Sol
tandanslı oğretmenlerin
basını yüzde 90'la felsefe,
sağ tandanslı oğretmenlerin
ise yüzde 92 ile din branşı
öğretmenleri çekiyor.
'Demokrasi
Kanalı'
• ANKARA (AA) —
'Demokrasi Kanalı' Mega-
lO'un 20 U, 2 ilçede, 20
milyon kişi tarafından
izlendiği, önümüzdeki
günlerde yapüacak yeni
düzenlemelerle daha geniş
izleyici kitlesine ulaşılacağı
bildirildi. Mega-10'dan
yapılan yazılı açıklamada,
Istanbul ve Ankara'da
yayuıa başlanılan ilk
< haftalarda görülen bazı
aksamalann hızla
giderildiği belirtilerek
îstanbul'da her gün yeni
uyarlamalar yapıldığı için
Mega-lO'un, yayın yaptığı
20.00-22.00 saatleri
arasında, Starl, TV2, TV3
ve TV4 kanallarına yakın
yerlerde arama yapılması
gerektiği kaydedildi.
Stilker SP'de
• tSTANBUL (UBA) —
Devrimci Işçi Sendikalan
Konfederasyonu (DÎSK)
kunıcusu eski genel
sekreteri, Türkiye Işçi
Partisi (TİP) eski genel
sekreteri, Yazarlar Sendikası
(TYS) eski yöneticilerinden
yazar Kemal Sülker yakın
çevresiyle birlikte Sosyalist
Parti'ye katıldı.
Yeşillere ihtar
• ANKARA (AA) —
Anayasa Mahkemesi,
uyanya rağmen parti
hesaplannı incelenmek
üzere göndermediği
gerekçesiyle Yeşiller
Partisi'ne ihtar verdi.
Yargıtay Cumhuriyet
BaşsavcüığYrun
başvurusunu dün görüşen
Anayasa Mahkemesi
Kurulu, Yeşiller Partisi'ne
ihtar verilmesini oybirliğiyle
kararlaştırdı. Başsavcüık,
başvurusunda, partiyi, bu
eksikliği gidermesi için
uyardığını, buna rağmen
giderilmediğini belirtmisti.
Başbakan Yılmaz, Kamdeniz'de silah sesleri arasında hemşerüerine seslendv
Beııi kavağa çıkarınCANAN GEDtK
RtZE — Mesut Yıtanaz, hem-
şerilerine soruyor:
"Bana güveniyor musnnuz?"
Petek'in önünü kesen kalaba-
bk, hep bir ağızdan bağırıyor:
"Evet, evet."
Mesut Ydmaz devam ediyor:
"20 Ekim'de beni kavağa çı-
karabikcek misiniz?"
Karşılık yine aynı:
"Evet."
Mesut Ydmaz, sabah Artvin'-
de miting düzenledikten sonra
Borçka, Hopa, Arhavi, Fındık-
lı, Ardeşen, Pazar, Çayeh'nden
Rize'ye kadar coşkulu kalaba-
hklar tarafından karşüandı. Yıl-
maz için doğum yeri Çayeli'nde
silahlar atıldı. Rize'de de Yıl-
maz için havaya silah sıkıldı.
Yoğun ilgi nedeniyle Yümaz,
Artvin'den Rize'ye ancak 6 sa-
atte gelebildi.
Artvin'den sonra Borçka'da
yolu kesilen Yümaz için horon-
lar oynandı. Zenger'in, "Hamsi
kavağa çıkn, şeref tnrn atıyor"
anonslan, Yılmaz'ın her gittiği
yerde ügisini esirgemeyen hem-
şerilerini daha da coşturdu.
Fmdıklı'da tulum eşliğinde
horon tepen Karadenizliler, da-
ha sonra "3,3" diye tempo tu-
tarak, Rize'den üç milletvekili
çıkaracaklarını dile getirdiler.
DYP Lideri Süleyman Demi-
rel'in Rize konuşmasında
"Hamsi kavağa çıkar mı" sonı-
su, Yıhnaz tarafmdan Artvin-
Rize arasındaki yol boyunca
kullanıldı. Yıhnaz, uğradığı her
ilçede "Hamsiyi kavağa çıkara-
cak mısuuz" sorusunu sordu ve
"Evet" karşılığını alarak moral
buldu.
Sahil boyunca Karadenizliler,
Yümaz'ı "Hamsi çıkü kavağa,
esldler sğmaga", "Seni sevme-
yen ölsün, Mesut Yılmaz
Lazoğlu" pankartları ile karşı-
ladılar.
Ardeşen'e "Hadi Bakalım"
müzigine uyarlanan "Mesut
Yılmaz'ın sesi, gençliğin nefesi,
yesin onu nenesi" sözleri eşli-
ğinde giren Yümaz, Rize'de ala-
cağı oyların Türkiye için ölçü
olacağım söyledi. Ardeşen'de
CÜNEYT ARCAYÜREK
MZ1Y0R
0YNATMAYACA6ÎZ
Samsun'un en işlek caddesi olan Çiftlik'te ANAP il orgütü tarafından
asılan ve üzerinde "Hamsinin şerefiyle kimseyi oynatmayacagız" yazılı bez
pankart büyük ilgi çekiyor. DYP lideri Demirel'in "Hamsi kavağa çıkar mı?" şeklindeki sözleri üzerine öfkelenen Karadenizli ANAP-
lüar, tepkilerini böyle dile getirdiklerini belirterek "Hamsi Karadeniz'in simgesidir. Hamsi sofrada aş, denizde Iştir. Hamsimize laf
söyletmeyiz" diye konuşrular. (Fotograf: AA)
"Vur vur inlesin, Ispartalı
dinlesin" sloganı atüınca, Baş-
bakan Yıhnaz, "Ben bu işi kim-
seyi vunnak için yapmıyorum,
size hizmct için yapıyorum" di-
ye konuştu.
Yılmaz, RP'lilerin bölgede
kendisi için "kâfir" dediklerini
öğrenince, "Buraya geiip ber şe-
yi söyleyecekler, beni kâfır ilan
edecekier. Ama unutmayın, en
biiyük kâfirtik, dini si>asete alet
etmektir. Turkiye'de İıiç kimse-
nin benden daha aleşli milliyet-
çi ve daha inançlı Muslüman ol-
dnğunu kabul etmiyorum" di-
ye konuştu ve Rize'ye tlahiyat
Fakültesi vaat etti.
Yılmaz, otobüsün üzerinde
konuşurken eşi Berna Yılmaz,
Karadenizli kadınlarla kucak-
laştı. Ardeşen'de otobüse binen
Mehmet Bostan adındaki bir
vatandaş, Bema Yılmaz'ı kutla-
yarak "Seni Cumhurbaşkanı eşi
göreyim, inşaUah" dileğinde bu-
lundu. Berna Yılmaz ise, "Ha-
yırlısı olsun" demekle yetindi.
Karadenizli kadınlar, Berna
Yümaz'a Türk olup otmadığını
da sordular. Ardeşen'de Nurcan
Cihan, Berna Yılmaz'ın yanına
gelerek "Burada sizin Türk ol-
madığınız soyleniyor, nereüsin"
diye sordu. Berna Yılmaz, bu
soru üzerine, "Nereden çıkan-
yorsunuz, ben İstanbulluyum"
dedi, sonra da Petek'te bulunan
Mesut Yümaz'ın kardeşi Turgut
Yünuz'a dönerek "Beni senin
esinle kanştınyorlar" diye ya-
kındı.
Mesut Yılmaz, Çayeli'nde de
buyuk coşkuyla karşüandı. Baş-
bakan Yılmaz otobüsün üzeri-
ne çıkarken silahlar atüınca, Ca-
vit Kavak heyecanlanarak
"Onu yapmayın, liitfen, eğer
KENTLİ VE EĞJTtMLÎSEÇMENŞAŞKIN
Demîrel doğru
yolda ?
içinizden birine bir şey olursa
Başbakan çok üzülür" dedi.
Ancak silahların patlamasını
önleyemedi.
Yümaz, Rize'de kendisine gü-
venümesini isteyerek şöyle ko-
nuştu:
"Bana destek olup kavağa cı-
kanrsanız, kimsenin degil, sade-
ce sizin başbakanınız olurum.
Pazar günu yeniden liçuncü kez
iktidar nasip olursa, bütün
Türkiye'ye hizmet getirece-
gim."
Bu arada Karadenizli kadın-
lar, Berna Yümaz'a sürekli ola-
rak "Üç, üç yapın" dedüer. Bu-
nu, önce "üç milletvekili
çıkanlması" olarak anlayan
Berna Yılmaz, kadınların daha
sonra "Ama bu kez kız olsun"
sözleri üzerine gülümsedi.
Yılmaz, daha sonra helikop-
terle Rize'den Akçaabat'a geç-
mı?—2—
ŞAHİN ALPAY
Laik ve demokratik deferfer-
de bbieşen, kentli ve egitimli
Utk 20 Ekim seçimlerinde han-
gi partiye oy verecegi konusun-
da biiyük bir şaşkınlık yaşıyor.
Dün bu kitlenin gözünde
ANAP'ı tasvir etmeye çalısüm.
Bugün de kentli ve eğitimliler
gözüyle DYP ve SHP'yi anlatı-
vonım.
1960'lann başlanndan bu ya-
na Süleyman Demirel ile bera-
beriz. 1960'lar ve 1970"lerde
Türkiye, siyasi açıdan o güne ka-
dar ülke tarihinde görülmemiş
ölçüde liberal bir dönemi yaşa-
vunma hakkı verümeksizin çe-
şitli suçlamalara maruz kalma-
sı, siyasetten yasaklanması,
haklannı geri almak için verdi-
ği mücadele yavaş yavaş Demi-
rel'in imajıru değiştirdi. Demi-
rel giderek bir "demokrasi
şampiyonu" kimliği kazandığı
gibi, DP-AP geleneğindeki eski
politik kadrolar yanı sıra, sagın
ANAP'tan umudu kesen politik
kadrolarım, ANAP'tan soğu-
yan seçmenleri, öncelikle de
ANAP iktidarı altında görece
yoksullaşan köylüleri önderliği
altında toplamayı başardı.
Ama Demirel'in
iki özeüiği doğrusu ürkütüyor:
Siyasete "rövanş" tutkusuyladı. Fazla özgürlükçü bulduğu
1%1 Anayasası'nı her fırsatta sanlması, Turkiye'de demokra-
eleştirmesine ve değjştirilmesini sinin sağlamlasabilmesi için si-
yasi kadrolar arasında egemcn
olması gereken karşılıkh saygı
ve gerektiğinde uzlaşma anlayı-
şından hâlâ uzak olduğunu dü-
şündüriiyor. Giderek bütünle-
şen bir dünya ve giderek dünya-
istemesine karşın bu dönemin
büyük bölümünde Demirel baş-
bakaolık yaptı. "Yollar yürü-
mekle aşınmaz" diyen o oldu. O
yülarda ülke yine tarihinde o gü-
ne değin görülmemiş bir geliş-
meye sahne oldu. Bu dönemin
sonunda "70 sente muhtaç hale
geldi" ama o zamanlar montaj
sanayii olarak nitelenipbeğenil-
meyen sanayilerimizin büyük
bölümü de o yıllarda kuruldu.
Türkiye, esas olarak Demirel'in
yönetiminde sanayileşmeye baş-
ladı; tarımsal üretim alanında-
ki aühmlan onun başbakanh-
ğında gerçekleştirdi. Türkiye*de
işçilertn reel ücretleri onun dö-
neminde sürekli olarak yüksel-
di. Çeşitli sübvansiyonlarla des-
teklenen çiftcüerin cebi esas ola-
rak onun döneminde para gör-
dü.Dcmirel,12 Mart'ta "Şapka-
sını ahp gittiğinde", ne siyasi
açıdan ne de ekonomik açıdan
iktidardan devrilmesini hakh
gösterebüecek dişe dokunur bir
neden, doğrusu yoktu. Esas ola-
rak askerler arasındaki itişme-
nin kurbanı oldu. Ama 1970' le-
rin ikinci yarısında "Milliyetçi
Cephe" hükümetlerini kurarak,
faşizan milliyetçi ve şeriat dev-
leti kurma peşinde olan küçük
partilerin oyuncağı oldu. Sağda-
ki demokrasi düşmanlarımn
devlet içinde yuvalanmalanna
kapıyı aralayan oydu. "Bana
milliyetçiler cinayet işliyoı
dedirtemezsiniz" dedi. Komü-
nist olmayan solu, komünistlik-
le suçladı. Uzlaşmaz tutumuy-
la ülkeyi 12 Eylül'e getiren siya-
sal kutuplaşmanın baş sorumlu-
lanndan biri oldu. 12 Eylül'den
sonra da "Arkamda bir damla
kan, bir damla gözyaşı yoktur"
demek cesaretini de gösterdi.
12 Eylül'den sonra maruz
kaldığı muamele, kendini sa-
ya açılan bir Türkiye'de, siyasi
ufku Türkiye sınırlan dışuıa ta-
şamayan, fazlasıyla yerel düşu-
nen ve fikirleri itibanyla biraz
"esküerde kalmış" bir politika-
cı izlenimi veriyor. Türkiye si-
Başından geçen
zengin deneyimlerin
Demirel için çok
öğretici olduğu,
Demirel'in Türk
demokrasisinin en
tecrübeli lideri haüne
geldiği düşünülebilir. _
yasetine hâkim olabilmek için
bu son şansını, en iyi bir şekil-
de değerlendirebilmek için her
türlü ittifaktan medet umuyor,
herkese çok vaatte bulunuyor;
"kim ne veriyorsa ben beş faz-
lasını vereceğim" sözleriyle
inandırıcıhğını sarsıyor. Herşe-
ye rağmen Demirel'e oy verile-
biür mi? Acaba Demirel doğru
yolda mı? Acaba?
SHP, cumhuriyetirnizi ve de-
mokrasimizi kuran, reformcu,
yenilikçi gelenegimLzin temsilcisi
olan, sosyal demokrasi fikrini
ülkemize getiren Cumhuriyet
Halk Partisi'nin devamı olan si-
yasi kuruluş. Türkiye'nin Batı-
h değerlerin egemen olduğu, ço-
ğunhıkça yönetilen ama azınlık-
lann haklanna saygüı çağdaş bir
demokrasi niteliğine kavuşma-
sını, kalkınmanın sosyal adalet
içinde gerçekleştirilmesini, re-
formlar yoluyla giderek daha
özgür ve daha eşit bir toplumun
ü.
Yıhnaz, dün Artvin, Hopa ve
Ardeşen'de de halka hitap etti.
Başbakan Mesut Yılmaz, Or-
du'da büyuk bir kalabalık tara-
fından karşılandı. Alam hınça-
hınç dolduran Ordulular, "Me-
sut başbakan olacak, hamsi ka-
vağa çıkacak" diye bağırdılar.
Milletvekili adayları Ordulula-
ra takdim edüirken, 1. sıradaki
ANAP milletvekili adayı Şükrii
Yürür ıslıklanarak yuhalandı.
Mesut Yıhnaz, alkijlarla "Baş-
bakan Yılmaz" sloganlarıyla
kesilen konuşmasında, Demi-
rel'in "hesap soracağız" sözle-
rini anımsatarak, "Eğer yolsuz-
luk, usulsuzlük yaptlmışsa bu-
nun hesabını sormayan namert-
tir. Kimsenin hesap soracağım
diye tafra atmasına gerek yok.
Sormayan namerttir" diye ko-
nuştu.
Çarpık Yasanın
Sonucundan OnurDuymak!..
ANKARA — İnönü TV'de, "ANAP iki yüzlü bir parti. Bir yû-
zünde TÖ, ötekinde Mesut Yılmaz var" derken gerçeği söy-
lüyordu.
Kamuoyuna karşılaşmak, konuşmak, bir arada görünmek
istemiyorlarmış gibi bir izlenim vermek istiyorlar. Oysa ya
doğrudan ya da doğrudan olmayan yollardan ilişki sürüyor.
Mesut Bey'in başka çaresi de yok. TÖ'yü idare etmek zo-
runda. Meclis Başkanı Erdem, baklayı ağzından çıkarmış
İzmir'de, "Mesut, hele seçimi kazansın, kadroyu kurdu, da-
vul da tokmak da eline geçecek" demiş. Yukarı katlardaki
oJuşmaları pek ç»k kişiden daha aynntılı bilen Erdem'in söz-
lerindeki anlam açık degil mi?
Çankaya'nın tokmağı arada bir davula vurduğunu kanıt-
layan son örneği yine oğlumuz Ahmet'in ekranları veriyor.
1980 öncesi terör olaylanyla üç muhalefet liderini karalamaya
çalışan ANAP reklam filmlerıni gerçek patron sanılan Me-
sut Bey yayından kaldınyor Çankaya'dan gelen buyrukla.
ANAP'a, lidere karşın bu filmler tekrar gösterime giriyor. Ge-
nel merkezin eli kolu bağlı, gık diyemiyor.
TÛ'nün, dilediği zaman genel merkezi, yeni lideri takma-
dığı bir kez daha ortaya çıkıyor. Günümüzde terör almış ba-
şını giderken geçmiştekı olaylan anımsatarak halkı ANAP'a
çekemeyeceğine inanan Mesut Bey'e karşı; TÛ, "1987 se-
çimlerinde faydasını gördük" diyor, 80 öncesini yine ekran-
iara sürüyor.
Bir hafta içinde beş polis, bir orgeneral, Güneydoğu'da
ve Doğu'da son dokuz ayda 304 kişi öldürüldü.
Mesut Bey'e göre seçime bir hafta kala işlenen son cina-
yetler "maksatlı". ANAP'ın sömürdüğü terörün ANAP ikti-
darında yeniden canlandığını itiraf edemiyor. Gerekçe ola-
rak bula bula "seçim öncesi 'huzuru' bozmaya ve milleti-
mizde güvenlik duygusunu yok etmeye yönelik bir hareket"
diye bir mazeret buluyor.
Seçime üç gün kala, hem terörü saptınyor hem de sorum-
luluğu üzerinden attığını sanıyor.
Zaten taze başbakanımızın günü birlik derdi, terör, paha-
lılık gibi önemli olaylar değil. İstanbul'da DSP'nin, SHP oy-
larını emerek ANAP'ın 50-0 kazanması olasıhğına bel bağ-
lamış, başka bir şeycik düşünemıyor. Yurt çapında öteki par-
tilerden daha az oy alacakmış, umurunda bile değil. Seçim
sistemindekı düzensizlikten yararlanarak beklenenden çok
milletvekili çıkarmayı, böylece "seçimleri yarı yarıya kazan-
mış olmayı" istiyor. Anlaşılan çarpık yasanın çarpık sonu-
cundan onur duyacak!
Mesut Bey'in beklediği bu sonuç, 20 Ekim'in adil, dürüst,
eşit koşullarda yapıldığını kanıtlayacak mı yoksa 20 Ekim'in
halkı bütûnüyle ve gerçek anlamda temsil etmediği tartış-
malarını mı açacak?
ANAP'ın el çabukluğuyla seçim yasasına getirdiği mari-
fetler daha baştan 20 Ekim Meclisinin uzun ömürlü olma-
yacağını gösteriyordu. Kimi liderlerin iki yıl sonra "demok-
ratik bir yasayla" seçime gidileceğinden özenle söz etme-
leri bir bakıma bu nedenlerden.
Tek parti ya da koalisyon, yeni iktidann ivedi görevi TÖ
1
yü indirip yeni cumhurbaşkanını seçmek, propaganda övü-
nülerinde ANAP'ın olumlu icraatı üstüne oturan Mesut Bey'in
bir türlü savunamadığı parasal ve rejimsel yolsuzluklann he-
sabını sormak.
Seçim ya zay.f iktkJartar getirirse... İvedi görevlerden sonra
20 Ekim Meclisinin tarihi davranışı seçim kararı olacak.
Olmaz mı olur mu bekleyelim.
g YENI BIR TÜRKIYE
kurulmasmı isteyenler, ülkenin
görece daha egitimli ve kültür-
İU insanlan genelllikle bugun
SHP'de temsil edüen siyasi ge-
leneğe bağlılar. SHP, geleneği
itibanyla Türkiye'nin ilk ve en
eski siyasi partisi; parti adına la-
yık olan belki tek siyasi örgütü.
Bugünkü yönetimiyle SHP,
acaba üyelerinin, yandaşlannın
ve seçmenlerinin özlemlerine ce-
vap verebüecek durumda mı?
Çok kuşkulu. SHP'nin politika-
ya soyadı nedeniyle itilen lideri
Erdal İnönü, efendüiği ve dü-
riıstlüğüyle saygı uyandıran bir
kişiliğe sahip. Belki mükemmel
bir cumhurbaşkanı adayı. Ama
sosyal demokratlan iktidara gö-
türebüecek, ülkeyi yönetebüe-
cek bir lider mi? Çok şüpheli.
SHP yönetimi dünyaya ve
Türkiye'ye nasü bakmak gerek-
tiği konusunda henüz net bir
görüş ve anlayışa kavuşmuş gi-
bi görünmüyor. Bir yandan sos-
yal piyasa ekonomisi diyor, öte
yandan A takımında en koyu-
sundan eski kafalı devletçiler
var. inönü bir yandan meydan-
larda "Çağdaş, Batılı anlamda
sosyal demokrat partiyiz" di-
yor, öte yandan milletvekili
adayları arasında, daha düne
kadar "sosyal demokratlıgı zül
addeden devrimcfler" ve "sos-
yal demokrasiyi Türkiye için ye-
tersiz bulan" demokratik yol-
dan Yöncülük yapmak isteyen-
ler boy gösteriyor.
SBP temsilcilerine SHP liste-
sinden adaylık teklif edilmesinin
gerekçelerini anlayabilmek
mümkün değil. SHP, Türkiye'-
nin AT'ye üye olmasını savunu-
yor; ama dışişleri bakanı adayı
Türkiye'nin AT'ye üye olması-
mû en az Erbakan kadar koyu
bir muhalifi. SHP Kürt Rapo-
nı ile, Kürt sonımma çok olum-
lu bir yaklaşım getirdi. Ama
sonradan HEP'i kuranlar neden
partiden ihraç edildiler ve şim-
di neden HEP'le seçim ittifakı
yapıldı? Anlamak ne kadar güç..
SHP bu kafa kanşıkhğından
kurtuhnadıkça; lâfta değil ger-
çekte Batı'da gördüğümüz tür-
den bir çağdaş sosyal demokrat
parti haline gelmedikçe; toplu-
mun karşısına güven veren, bil-
güi, dinamik bir siyasi kadro ve
kendisini iktidara götürebüecek
nitelikte yeni bir lider ile çıkma-
dıkca bu partiye gönül rahatlı-
ğıyla oy verilemez. Ancak
"İcerhen" verilebilir. Biraz da
iktidar olma ihtimali bulunma-
dığı için.
YARK\:DSP
TEK KONUT SAHİPLERÎNDEN
EMLÂK VERGİSİ
ALINMIYOR.
DYP yeniden kalkmmak için,
demokratik, sosyal adaletçi,
çağdaş reformlar getiriyor.
Ekonomide demokrasi rnodeliyle,
adil bir gelir dağılımı
gerçekleştiriyor. Ulusal
gelirden, daha çok insanm
daha çok pay almasını sağlıyor.
İnsanca yaşamak için,
DEMOKRAT BÜYÜK TÜRKİYE için,
hepimiz DYP'de bütünleşelim.
Kararlı kararsız herkes DYP'ye!
DOGRU YOL
P A R T İ S İ
TEK BASINA İKTİDAR