Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 4 OCAK 1991
Taııır: Politika
hatah
• ANKARA (UBA) —
Doğru Yol Partisi (DYP)
TBMM Grup Başkanvekili
ve Konya Milletvekili Vefa
Tanır, Türkiye'nin Körfez
krizi politikasının daha işin
başından beri yanlış
olduğunu belirterek "Ülkeyi
yönetenler kusurludurlar.
Herkesten önce olaya
baJıklama atladılar. Savaşa
balıklama atlanmaz" dedi.
DYP TBMM Grup
Başkanvekili ve Konya
Miletvekili Vefa Tanır UBA
muhabirine yaptığı
açıklamada, Türkiye'ye
gelecek Çevik Kuvvet'in bir
caydıncılık etkisinden çok
karşı tarafı tahrik edeceğini
söyledi. Krizde Türkiye'nin
herkesle beraber hareket
etmesi gerekirken daha işin
başında olaya balıklama
atladığını belirten Tanır,
Türkiye'nin bu politikayla
çok büyük bir hata
işlediğini ifade etti.
Işçinin eli
iktidann
yakasında
• tç Politika Scrvisi —
Sosyalist Parti Genel
Başkanı Ferit llsever yaptığı
yazılı açıklamada, işçilerin
kararlı ve olgun
tutumlarıyla iktidara kesin
bir uyan yaptıklarını
belirtti. Açıklamada,
"Tarihimizde ilk kez genel
grev yapan işçi sınıfımızı
kutluyoruz" denilerek şu
görüşe yer verildi: "Bu
eylem dün Başbakan
Akbulut'un da belirtiği gibi
'emsal' olacak ve işçiler
bundan böyle önlerindeki
olumsuzluklan aşmak için
üretimdeki güçlerine daha
kolaylıkla başvuracaklardır.
Dünkü genel grev
hükümetin tüm
engellemelerine karşm
gerçekleşti. İşçi şimdi hakh
olarak bütün bu
olumsuzlukların sorumlusu
olan özal iktidarından
hesap soruyor. tşçinin
nasırlı eli holdinglerin,
vurguncuların ve
kontrgerillacıların
iktidarının yakasına
yapışmıştırî'
Uaskın seçim
olmayacak'
• ANKARA (Cumhuriyet
Birosn) — Başbakan
Yıldınm Akbulut, bu yıl
"baskın seçim"
olmayacağmı söyledi.
Akbulut, ANAP il
kongreleri nedeniyle
çıkacağı yurt gezilerine 13
ocakta Gaziantep'ten
başlayacak. Başbakan
Yıldınm Akbulut'un önceki
akşam toplanan Bakanlar
Kurulu'nda erken seçim
konusundaki görüşlerini
yinelediği öğrenildi. Bu
arada ANAP'ın genel
başkan adaylarından Hasan
Celal Güzel ile çekişmesi
sonucunda Gaziantep
yerine Ankara'dan
milletvekili olan Devlet
Bakanı Mustafa Taşar da
yeniden Gaziantep'ten aday
olmak için girişimlere
başladı. Taşar'ın yılbaşı
öncesinde bu kente yaptığı
gezi sırasında vatandaşlara
"yeniden Gaziantep'ten
aday olmasını destekleyip
desteklemediklerini"
sorduğu öğrenildi.
\asama
dokunulmazhğı
• ANKARA (AA) —
ANAP Ankara Milletvekili
Alpaslan Pehlivanh ile
ANAP Ordu Milletvekili
Ertuğrul Özdemir'in
yasama
dokunulmazlıklarmın
kaldınlması istendi. Konuya
ilişkin Başbakanlık
tezkereleri, TBMM
Başkanlığı'na sunuldu.
ANAP Ankara Milletvekili
Alpaslan Pehlivanh'nın
dokunulmazlığı, DGM
Savcısı Ülkü Coşkun'a
hakaret ettiği gerekçesiyle
kaldınlmak isteniyor. Özal-
Bush görüşmesine ait
kripto tutanaklannın bir
gazetede yayımlanması
nedeniyle açılan davada,
ANAP Gaziantep
Milletvekili Hasan Celal
Güzel'in suçlanması üzerine
Alpaslan Pehlivanh, DGM
Savcısı Ülkü Coşkun'u
hukuk bilmemekle
suçlamıştı.
İnönü, hükümeti, yıllardır uyardıkları konularda bir şeyyapmamakla suçladu
Bu eylemden ders alın
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİHKAYA
Partisinin TBMM grubunda konuşan
Inönü, polisiye önlemlerle, işçileri
ezerek, herkese ceza vererek bir yere
varılamayacağını, çalışma banşının
sağlanamayacağını beürterek
"Yasaların getirdiği engeller, çalışma
barışını engellemektedir." dedi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Biirosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
tnönii, işçilerin
eylemlerine
karşı "polisiye önlemlerle" bir
yere varılamayacağını, çalışma
banşının sağlanamayacağım
vurgulayarak, hükümeti "bir
giinlük eylemden" ders çıkarma-
ya çağırdı. İnönü, "Yalnız eme-
ğin hakkını vermeleri yetmez,
çalışma banşını engelleven yasa-
lar da kaldınlmab" derken, ik-
tidann yıllardır uyardıkları bu
konularda hiçbir girişimde bu-
lunmadığını söyledi. İnönü,
"Kışkırtıcı kendüeri" diye
konuştu.
Dun olağanüstü olarak topla-
nan TBMM grubunda konuşan
SHP lideri, "Dcmokratik bir
tepld" diye nitelediği işçi eylemi
için iktidann baskı ve koTku ha-
vası estirmeye çahştığını anlat-
tı. İnönü, "Dünyanın en ılımlı,
en ölçıilıi işçi hareketinin oldu-
ğu ülkelerden biri olan Türki-
ye'de" iktidan "bu tepkiyi iyi
anlamaya" davet etti. İnönü, da-
ha önceki konuşmalanndan da
örnekler vererek özetle şu nok-
talar üzerinde durdu:
"Sıkıntılann ana kaynağı bu
iktidann bakış açısıdır. Sürekli
kandırmacalaria, ILO'ya mak-
yaj değişiklikleriyle gittiler.
ILO'da Türkiye, hâlâ şaibeli, ça-
lışanlara haklaruu vermeyen bir
iilke ayıbı ile duruyor. Yuiardır
bu çagdaş düzenlemeleri istijo-
ruz. Ben bunlan daha once söy-
lerken bir ANAPIı milletvekiU,
'Kışkırtın' diye laf atmış. Kışkır-
tan kendileri. tktidar dersini al-
malıdır. Bazı işyerierinde grev
hakkı yok. Bunun nedenini kim-
se anlamış değil. Grev hakkı ol-
mayınca çalışma banşı sağlan-
mış olmuyor Wi. tktidann çözü-
me yönelik tavn yok. Polisiye
önkmlerle işçileri ezerek, herke-
se ceza vererek bir yere vanlmaz,
çalışma banşı saglanamaz. Yal-
nız emegin hakkını vermek de
yetmez. Yasaların getirdiği en-
geller, çalışma barışını engelle-
mektedir. .Ara donem yasalan-
nı, çalışma hayatıoı engelleyen
yasalan ortadan kaldırmak, de-
mokratik hale getirmek şarttır.
işçilerin bugunku demokratik
tepldierini bo>le anlayınız. Ken-
diliklerinden ortaya ko>duklan
tepkidir. Siyasal partilerin kış-
kırtması degildir. Daha mntlu
yasama isteğidir."
Bugunkü iktidann bu istekle-
re yanıt verebileceği düşüncesin-
de olmadığını söyleyen tnönü,
seçimin şart olduğu görüşünü
yineledi. Maden-lş Sendikası
Genel Başkanı Şemsi Denizer-
in, Başbakan Yıldınm Akbulut
ile ilgili sözlerine de değinen
tnönü, konuşmasını şöyle sür-
dürdü:
Bugiin ülkedeki gerçek, sö-
ziine inanılır bir Başbakan ol-
madıgıdır. Demek ki Başbakan1
ın SÖZÜM kimse inanmıyor.
Eger bir sendika başkanı böyle
diyorsa, Başbakan'ın, 'Oturalım
konusalım, bu işi bitırelim' de-
mesi gerekir. Eger kendi sozüne
inanıyorsa tabii. Amı göriiyo-
rum ki inanmıyor. Ülkede ken-
di sozüne inanan bir insan or-
taya çıkıp da 'Oturalım,
konusalım' demiyor. Türkiye
bogün böyle bir duruma düs-
müştür. Devletin uzmanlan var,
hesaplan var, ama ortaya çıkan
bilanço inandırmıyor. Böyle
devlet olur mu? Çağırsın sendi-
ka başkanını konuşsunlar, an-
laşsınlar. Ya da seçime gidelim.
inönü, işçilere eylemlerinde
de başanlar diledi.
Çetin'in tepkisi
SHP Genel Sekreteri Hikıact
Çetin de Akbulut'un sözlerini
"Başbakan'ın bu işlerden anla-
madıgı bir kez daha ortaya
çıkmışür" diye değerlendirdi.
'Kanuıısiız olan kendileri9
Demirel, işçilerin ayakta olmasını anlamayan hükümetin gitmesini istedi
i
'Çankaya mezar olacak'
ttstanbul Milletvekili Mustafa Sangiil, PM üyeleri Süleyman Çe-
lebi, Ayşe Temuçin ve Perihan Ergunİa biriikte sendika merkez-
leriyle grevdeki işyerlerini ziyaret ettiler. Kristal-lş, Bdediye-lş,
Hava-İş ve Türk-lş 1. Bolge TemsUcfl^'nde yetkflOerden bflgi ahuı
İl Başkanı Ercan Karakaş ve milletvekili Sangiil, SHP'nin İşv* ey-
lemlerini desteklediğini, bu tttr eylemkrie demokrasinin önün-
deU eagdkria kaldınlabikcegini söyledüer. Hava-Iş Sendikası
Genel Başkanı Atüay Ayçın demokrasiye giden yolun işçinin gü-
cflyle katedilebUecegini beUrterek "Çankaya onlara mezar olacak"
dedi. SHP hejeti daha sonra grevdeki Uzel traktör fabrikası ile
PDK dökiim fabrikasında grev gozcüleri>le göruştüler. İzmir'de
de SHP Bornova llçe örgütü'nden 500 kişilik bir grup llçe Baş-
kanı Necati Yridu'ın başkanhgında grevde bnlunan 17 işyerini zi-
yaret ederek kadayıf dağıttılar. (Fotograf: Suat Kozlukln)
DSPGENEL BAŞKAN1ECEVİT, ULUBEY'DEKONUŞTU
Türkiye'nin kabuğu çatladı
Ecevit, toplumun sabnnın taşma
noktasında olduğunu belirterek
"Örgütlü işçi kesimi de sabrı tükenen
ve iktidardan da parlamentodan da
umudunu kesen toplumun duygu ve
beklentilerini yansıtmaktadır" dedi.
ERDOĞAN ERİŞEN
ORDU —
DSP Genel
Başkanı Bnlent
Ecevit, işçilerle
dün gerçekleş-
tirilen 1 günlük
işi bırakma ey-
leminin halkın ANAP'a ve
Özal'a alışamadığının bir göster-
gesi olduğunu söyledi. Ecevit,
"Bu halk elini kolunu, ağzını
bağlayan 1982 Anayasası'na,
ANAP'a ve Özal'a alışamadı.
Alışamayacak da" dedi.
6 ocakta yapılacak olan Ulu-
bey Belediye Başkanlığı seçim-
leri için DSP adayı Necmi Şa-
hin'e destek vermek amacıyla
dün Ulubey'e gelen DSP lideri
Ecevit sağanak altında yaklaşık
bin kişiye hitap etti. Konuşma-
sında işçilerin 1 gunluk işi bırak-
ma eyleminin iktidann tüm teh-
ditlerine ve kınamalanna rağ-
men gerçekleştiğine dikkat çe-
ken Ecevit şunlan söyledi:
"Milletin sabrı taşmıştır.
Türkiye'de kabuk çatlıyor. Bu
çatlayan kabuktan güzel bir
Türkiye çıkacak. Bir noktadan
sonra toplum eğer rejimin çer-
çevesine sıgmıyorsa bunu geniş-
letecektir. Türki>ede de halk
bunu yapıyor. Ve iktidar bunun
yasal olmadığını söylüyor. Bir
zamanlar Özal kendi söylemiş-
ti; 'Yasaları biraz çiğnemekle kı-
yamet kopmaz' diye. tşçinin bu-
giin yapüğı doğal hakkıdır. Parti
veya orgüt harekâtı degildir."
Konuşmasında özal'ın kar-
deşlerinden birinin "aile fonu"
kurmaya çahştığına da değinen
Ecevit, "Özallann Körfez'deki
iilke başbakanlanna borcu var-
sa bu borç Özal ailesinindir.
Türk milletinin savaşta yeri
yoktur" dedi.
Türkiye'de iktidar ve muhale-
fet boşluğu olduğuna da dikkat
çeken Ecevit konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Bagünkü seçim sistemi siya-
set tarihimizin en çirkin işbirli-
ği ile gerçekleşmiştir. tşbirlikçî-
ler de ANAP ve SHP'dir. Üzüm
üzüme baka baka karanr misa-
li ANAP, SHP ve DYP Meclis^
te yan yana otura otura birbir-
lerine benzediler. Hele de SHP,
ANÂP'ın kopyası oldu. Üstelik
eski hastalıklann mikrobunu
içerilerinde taşıyorlar. O hasta-
lıklı yapıya çağınyorlar beni.
Nasıl gider de o hastahklı yapı-
nın içinden halkın karşısına çı-
kanm? Mecliste muhalefeti de
yine ANAP yapıyor. ANAP'm
içindeki hizipçiler yapıyor. SHP
ise ANAP'ı taklit ediyor."
Konuşması dinleyiciler tara-
fından "padişah istifa" şeklin-
de kesilen Ecevit kalabalığa
"Hayır... Böjle derseniz padişa-
ha haksızlık etmiş olursunuz.
Padişah bile bir karar verirken
önce Şeyhulislam'a danışır. Özal
ise aile meclisine danışıyor" de-
di.
"tktidardan da Meclis'teki
uyuşuk muhalefetten de umu-
dunu kesen halk, şimdi, örgüt-
lu işçi hareketinin öncülüğünde,
ülkeyi ve rejimi kendi dayanış-
masıyla tıkanıklıktan kurtarma-
ya çalışıyor" diyen Ecevit, sağ-
hkh çözümün, Türkiye|deki dü-
zenin ve rejimin hukuki çerçeve-
sinin dünya ve ülke gerçekleri-
ne göre değiştirmek ve ülkeyi
halkla birlikte yönetmek oldu-
ğunu söyledi.
ANAP iktidarının işçileri
anayasa ve yasalan çiğnemekle
suçlamaya hakkının olmadığını,
çunkü bunlan çiğneyenleri ba-
şında kendısinin geldiğini vur-
gulayan, Ecevit, sözlerini şöyle
sürdürdü:
'"TBMM'nin tüm yetkileri
gasp edilmiştir. Bakanlar Kuru-
lu da boş kararname kâğıtlan-
nı imzalayıp dilediği gibi dol-
dursun diye cumhurbaşkanına
vermekle kendi kendini inkâr et-
miştir. Cumhurbaşkanı, Meclisi
de hukumeti de bir yana bıraka-
rak devleti ve ülke>i kendi aile
meclisinin kararlanna göre yö-
netmektedir. Sayın Özal, toplu-
sozleşme gonişmelerinde bile iş-
çilerin karşısına bir işveren gibi
çıkmaktadır."
Bülenl Ecevit, DSP'nin ikti-
dara geldiğı zaman ülkeyi ken-
di başına değil, halkla birlikte
yöneteceğini, bunu nasıl yapaca-
ğmı da parti programmda aynn-
tılanyla açıkladığını belirterek
"Bazı çevreler hâlâ DSP'nin ül-
ke yonetecek kadrolardan yok-
sun olduğunu sanıyor, ama en
yetenekli adaylann bu partiden
çıkma>a başladığını görmezden
geli>orlar" dedi.
Ecevit, daha sonra Ulube>'
Belediye Başkanı adaylarını ta-
nıtarak'DSP'nin halkın içinde-
ki degerleri ortaya çıkaran ve ay-
dınla halkı bütunleştiren bir
parti olduğunu" sözlerine ekle-
di.
"Sağa sola çamur
atmaktansa, bırakıp
gitsinler de ülke kendi
iradesi istikametinde
rahata kavuşsun" diyen
DYP lideri pemirel,
ekmeğin 5 liradan 700
liraya yükseldiğini
vurguladı.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
DYP Genel
fj Başkanı Süley-
man Demird,
h V k u m e t i n
"milyonlann feryadını kanun-
suz olarak degeriendirip sağa
sola çamur aunak yerine bıra-
kıp gitmesini ve ülkenin kendi
iradesi doğrultusunda rahata
kavuşmasım" isteyerek "Ka-
nunsuz olan kendileri" dedi.
Demirel, dün TBMM'de dü-
zenlediği basın toplantısında,
"İşçi. memur, köyiü ve esnafın,
yoksul duruma dhştüğfi yolun-
daki iddialar dognı degildir" di-
yen Başbakan Yıldınm Akbn-
hrt'a, "Öyleyse halk neden bur-
nundan solnyor? Bu infial niye?
Bunlann hepsi yapmacık mı? iş-
çi niye şikâyetçi?" diye sordu.
Akbulut'un, "işçiler neden ha-
reket halinde, nedeni yok. tşci-
lerin çoğu da zaten böyle
söylüyor" dediğine dikkat çe-
ken Demirel, sözlerıni şöyle
sürdürdü:
"Bir ulkede miyonlarca işçi
ayaktaysa -ki organize tek
güctur- bunun nedenini hâlâ an-
layamamış bir hükumet varsa,
bnnun hükümet etme hakkı
yoktur. Milyonlarca insanın
ayağa kalkmasını, demokratik
bir tepkiyi göstermesini anlaya-
mayacak kadar izandan mah-
rum iseler ve bunu şuraya bura-
>a bulaştırmaya kalkıyoriarsa,
bunlann bu ülkeyi idare etme
haklan yoktur. Zaten 26 Mart'-
tan bu yana yoktur. Neden mi
bu insanlar bir hareketin içine
girmişlerdir? Bunu Türk-lş in
20 arahk tarihli tebligi söylüyor.
Yani Sayın Akbulut 3 Arahk
1991 günü, bu bildirinin neşrin-
den 14 gün sonra farkında de-
gil mi bsnun? Yoksa buna hak
mı vermiyor? Temel insan hak-
lan ve özgnrliikleriyle, onun ay-
nlmaz bir parçası olan işçi hak
ve özgürlüklerinin hayata geçi-
rilmesine karşı sürekli engeller
çıkartılmakta. Tüm bu koşullar
altında uygulanan ekonomik
politikalarla, ulusun ekonomik
açıdan güçsüz geniş kesimlerinin
ezilmesi, ekonomik ve sosyal
çıkmadara süniklenmesi önle-
nememekte. Yani tamamen Sa-
yın Akbulut'un dediginin aksi-
ne ezilen milyonlardan şikâyet
ediliyor.
"Kannnsuz olan kendileridir.
Esasen bugün Türkiye'yi >öne-
tenlerin, Çankaya'sının, Mecüs
çoğnnlugunun ve hükümetin,
halkın büyük çofunluğu tara-
fından reddedilmesi dolayısıyla
anayasanın ve kanunlann ruhu-
na aykın döştügü açıktır.
Demirel, cebinden çıkardığı
eski beş lirayla, 700 lirayı iki
elinde ayn ayn tutarak eskiden
beş liraya alınan ekmeğin bugün
700 lira olduğunu belirtti.
Akbalut ne söylediğini
bilmiyor
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, Akbulut'un söz-
lerini değerlendirirken, "Zaten
ne söyledigini kendisi de
bilmiyor" dedi. Demirel Cum-
huriyet'e yaptığı açıklamada
şunlan söyledi:
"Millet keyfınden bu islere
girmiyor. Halk, bu hiikümetten
kurtulmak istiyor. Türkiye'de-
ki en büyük kanunsuztuk, bu
hükümetin varlığıdır. Eger
Türkiye'de kanunsuzluk varsa,
bu hükümet onun en büyük de-
lilidir."
Parola: Ankara
Işareti: Çankaya...
Gözdağı bir sonuç vermedi ve genel eylem gerçekleşti...
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, alnına düşen saçlanyta
ekranda göründüğünde ne söyleyeceğıni herkes biliyordu.
Hep aynı kandırmacalar. ANAP'ın çiğneye çiğneye sakız ha-
line getirdiği 'yasadışı sol örgütler' kandırmacası...
— Aman işçi kardeşlerimiz, dikkatli olun. Yasadışı sol ör-
gütler eylem yapacaklar, duyum aldık!..
Amaç halkın kafasını karıştırmak, panik yaratmak. Oysa
işçiler evlerinden çıkmayacak, işlerine gitmeyecekler.
İçişleri Bakanı, alnına dökülen saçlannı geriye iterken "işçi
kardeşlerimiz" diye sesleniyor:
— Demokratik ortamın tanıdığı özgürtükler bahane edi-
lerek yasalann suç saydığı yasadışı eylemlere, kamu düze-
ninin ve toplumun huzur ve selametı açısından izin verme-
miz mümkün degildir...
İşçiler evierindeydi dûn. Sokakta yapılacak bir eylem on-
lara yütdenemezdi. Eger, Bakan Aksu'nun deyışine göre, po-
lis yasadışı sol ya da sağ örgütlerin eylem yapacağı yolun-
da 'duyum' aldıysa, onu ANAP'ın propaganda aract' tele-
vizyondan açıklamak zorunda değikJi. Yapılacak iş o örgüt-
leri yakalamaktı.
İçişleri Bakanı'nın görevi, halka, işçiye gözdağı vermek
değil, suçluları ele geçirmektir...
Hükümetin görmediği, bir bakıma bilerek gormemezlik-
ten geldiğı gerçek var ortada. O gerçek, ülkede 'çalışma ba-
nşı'nın giderek yok olduğudur.
12 Eylül yasalan bugün yürürlükte değil midir? 1980 ön-
cesinde işçının elındeki demokratik hak ve özgürtükler, bu-
gün cumhurbaşkanı olan Turgut Özal'ın 12 Eylül sonrası baş-
bakan yardımcılığı döneminde ellerinden alınmamış mıdır?
Sekiz yıldan beri ANAP iktidardadır. Bugüne dek işçi ve
çalışanlann çıkarlannı koruyan bir tek yasa hazırlanmamış-
tır. Vergi işçiye, memura, çalışana yüklenmiş; köşe dönü-
cüler 'serbest pazar ekonomısi'nden yaraıianıp mıtyariar ka-
zanmıştır. Kamu ve özel kesimde çalışanlar enflasyona ye-
nik düşmüşler, küçük ölçekli işletmeler kapılanna kilit vur-
muş; dürüst sanaytcı, işadamı iflas etmiştir.
Tüm bunlan görmemeziikten gelmiştir ANAP iktidan. Salt
işçilere değil, ANAP'ı eleştiren sanayicilere gözdağı veril-
miş, onlara hiç bir ola- • •'
naktanınmamıştır.St- Asl,nc4a hu <İSV bir
kıntıya düşen işada- M
Slinaa UU SöV Uir
mına, sanayiciye "Kü- korkllVU
çülün kardeşim" uya- p / / p r / n û
nsıyia birlikte "vıiiaia- cııenne
nnızı satın, sermaye- teİBVİZVOnla
nize ekleyin" önerisi -_A-»W«^. • / » « V / A M A
i i i i i Kımı sa- gözdağı vennersenayiciler dün ne yap- verSİnler, dÜH
tılar biliyor musunuz? _ . . . . , ,
İşçilere yeni yıl önce- Turkiyede
i hf i
verdi işçiler.
İSlefSSİit
İktİdara
V
bİr derS
şöyle açıkladılar:
— Biz 29 aralıktan
6 ocak tarihine dek izin verdik işçilerimize. Zaten 2 ocak çar-
şamba günü işbaşı yapılacaktı. Biz de 3-4 ocak perşembe
ve cuma günlerinı de ücretli tatıl saydık. Hem ışçılerimızi din-
lendirdik hem de onlara ücretli izin vererek morallerini yük-
seltlik...
Küçük işletmelerde böyle oldu. İşveren, işçiyi karşısına ala-
cağı yerde onları destekledi. Bir bakıma, ANAP iktidanna
karşı işçisiyle birlikte tavır aldı...
ANAP iktidan bir günlük eylemden ders aldı mı?
Halkın yüzde sekseninin 'hayır' dediği ANAP'ın sözcüle-
ri sanınz 15-2 milyon işçinin dün evlerinden çıkmamalan-
na, televizyonda yine bir kılıf bulacaklardır.
— Muhalif belediyelerde çalışan işçilerin dışındaki işçi kar-
deşlerimiz milli bütünlüğü sergilemişler; bölücü, yasadışı iç
ve dış mihrakların tesirinde kalmayarak çalışmışlardır...
Aslında bu sav bir korkuyu simgeler Ellerine geçirdikieri
televizyonla ne denli gözdağı verirlerse versinler, dün Tür-
kiye'de siyasal iktidara iyi bir ders verdi işçiler...
Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, "Katılım yüzde 90
okJu" diyordu. inönü, SHP Meclis Grubu'nda 'genel eylemi'
destekliyordu. Demirel, 'İşçiler haklıdır' görüşünü yineliyor-
du,
İşçiler demokratik hak ve özgürlüklerini istiyorlar. Ağırta-
şan yaşam koşullannda hâlâ 300-500 bin lira aylıkla çalış-
maktan yakınıyorlar.
Ne diyor TRT'ye çıkan ANAP sözcüleri ile gazeteci yan-
daşları, hukuk profesorleri:
— İşçi kardeşlerimiz sıkıntıda, ama böyle yasadışı eyiem-
ler terorizmi getirir...
Yok canım!
Zorla üretim olmaz. İşie tüm silahlan kullandı hükümet.
Engelleyebildi mi işçilerin evlerinden çıkmamasını?
Bugün de Zonguldak'tan bin otobüsle geliyor maden iş-
çileri...
Parolalan şu:
— Yolumuz Ankara, hedefimiz Çankaya...
P A R T I L E R D E N
ANAPta genel göröşme
ANKARA (Cumhuriyet Büroso) — TBMM
eski Başkanı Necmettin Karaduman ve
arkadaşlan tarafından hazırlanan, genel
siyasi durumun görüşülmesine ilişkin
önerge, 8 ocak salı günü toplanacak olan
ANAP grubunda tartışılacak. Necip
Torumtay'ın Genelkurmay Başkanlığı'ndan
istifasından sonra hazırlanan önerge, TBMM'deki bütçe
görüşmeleri nedeniyle ANAP grubunda ele alınamamıştı.
ANAP grup başkanvekilleri önergenin görüşülmesine karşı
olmadıklannı ifade ettiler. önergenin ön görüşmeleri
sırasında Başbakan Yıldınm Akbulut'un da dile getirilen iç
ve dış bazı siyasi sorunlara ilişkin görüşlerini açıklaması
bekleniyor. Grubun büyuk çoğunluğunun ön
görüşmelerden sonra Önergenin gündeme alınmasına karşı
oy kullanmalan bekleniyor.
PTT İŞLETME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
BİLİM-TEKNOLOJİ VE
TEŞVİK ÖDÜLLERİ
PTT Genol Mûdûriûğu, Telekomü-
r*asyon sektöründe yaşanan bılım-
sel ve teknok>|ik gelışmelen destek-
temek amacı ile 150 kuruluş yıld6-
nûmünde başlattığı Bılım-TeknotO|i
ve Teşvik ödüllennı. dnümüzdeki yı(-
larda da vermeye devam edecaktır
Bu yarıçmaya ılgi duyan herkes,
aşağıdakı konulan kapsayan özgün
çalışmalarta başvumda bulunabıle-
ceklerdır
Yanşma konuları,
A- Bılım ve Teknotojı için:
— Geteceğın Tetekomûnıkasyon
Seöoketeri ve Sebeke Elemanlan,
— Telekomûnıkasvon lekno*ojısın-
dekı yenı fikır ve oluşumlar,
— Mevcut Telekomünıkasyon şebe-
kesı altyapısın gelıştırecek fıkır ve
tasa/ımlar,
B- Teşvik ıçın
— Tetetomûnıkasyon Şebekesıne
ait amatör çapta yenı fıkır ve olu-
şumlan getirecek, genellıkle pratık
tasarıma dayalı çalışmalar,
şekltrtde belırlenmiştir
ÖOÛLLER
A) Teşvik Yanşmasında'
Bınncıye 10 000 000 - T L
Ikıncıye 5 000.000.- TL
Ûçüncûye 2.000 000.- TL.
B) Bthm ve Teknoksji
Yanşmasında"
Bırıncıye 50.000.000.- TU.
Ikıncıye 25.000 000-.- TL.
Uçüncuye 15.000.000- TL.
venlecektır
Ödül esaslan ve beşvuru formtan V-.
gıiı kurum ve kuruluştara gSnderit-
mış olup, muracaat ıçın başvuru tof-
mu temın edemeyen adaytar aşağt-
dakı adresten de başvuru formu te-
mın edebıleceklerdır.
Başvurular Teşvik Ûdülü için 28 Ha-
zıran 1991 tanhı, Bılım-Teknotojî
ödülü ıçın 26 Hazıran 1992 tarıhı
mesai brtınnne kadar yapıtatnteoek-
tir.
ADRES:
PTT AR-GB MÜDÜRLÜĞÜ
Dıkmen Santral Binası
06450 Dıkrmn/ANKARA
FAX: (4) 366 37 05