19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 4 OCAK 1991 Taııır: Politika hatah • ANKARA (UBA) — Doğru Yol Partisi (DYP) TBMM Grup Başkanvekili ve Konya Milletvekili Vefa Tanır, Türkiye'nin Körfez krizi politikasının daha işin başından beri yanlış olduğunu belirterek "Ülkeyi yönetenler kusurludurlar. Herkesten önce olaya baJıklama atladılar. Savaşa balıklama atlanmaz" dedi. DYP TBMM Grup Başkanvekili ve Konya Miletvekili Vefa Tanır UBA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'ye gelecek Çevik Kuvvet'in bir caydıncılık etkisinden çok karşı tarafı tahrik edeceğini söyledi. Krizde Türkiye'nin herkesle beraber hareket etmesi gerekirken daha işin başında olaya balıklama atladığını belirten Tanır, Türkiye'nin bu politikayla çok büyük bir hata işlediğini ifade etti. Işçinin eli iktidann yakasında • tç Politika Scrvisi — Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit llsever yaptığı yazılı açıklamada, işçilerin kararlı ve olgun tutumlarıyla iktidara kesin bir uyan yaptıklarını belirtti. Açıklamada, "Tarihimizde ilk kez genel grev yapan işçi sınıfımızı kutluyoruz" denilerek şu görüşe yer verildi: "Bu eylem dün Başbakan Akbulut'un da belirtiği gibi 'emsal' olacak ve işçiler bundan böyle önlerindeki olumsuzluklan aşmak için üretimdeki güçlerine daha kolaylıkla başvuracaklardır. Dünkü genel grev hükümetin tüm engellemelerine karşm gerçekleşti. İşçi şimdi hakh olarak bütün bu olumsuzlukların sorumlusu olan özal iktidarından hesap soruyor. tşçinin nasırlı eli holdinglerin, vurguncuların ve kontrgerillacıların iktidarının yakasına yapışmıştırî' Uaskın seçim olmayacak' • ANKARA (Cumhuriyet Birosn) — Başbakan Yıldınm Akbulut, bu yıl "baskın seçim" olmayacağmı söyledi. Akbulut, ANAP il kongreleri nedeniyle çıkacağı yurt gezilerine 13 ocakta Gaziantep'ten başlayacak. Başbakan Yıldınm Akbulut'un önceki akşam toplanan Bakanlar Kurulu'nda erken seçim konusundaki görüşlerini yinelediği öğrenildi. Bu arada ANAP'ın genel başkan adaylarından Hasan Celal Güzel ile çekişmesi sonucunda Gaziantep yerine Ankara'dan milletvekili olan Devlet Bakanı Mustafa Taşar da yeniden Gaziantep'ten aday olmak için girişimlere başladı. Taşar'ın yılbaşı öncesinde bu kente yaptığı gezi sırasında vatandaşlara "yeniden Gaziantep'ten aday olmasını destekleyip desteklemediklerini" sorduğu öğrenildi. \asama dokunulmazhğı • ANKARA (AA) — ANAP Ankara Milletvekili Alpaslan Pehlivanh ile ANAP Ordu Milletvekili Ertuğrul Özdemir'in yasama dokunulmazlıklarmın kaldınlması istendi. Konuya ilişkin Başbakanlık tezkereleri, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. ANAP Ankara Milletvekili Alpaslan Pehlivanh'nın dokunulmazlığı, DGM Savcısı Ülkü Coşkun'a hakaret ettiği gerekçesiyle kaldınlmak isteniyor. Özal- Bush görüşmesine ait kripto tutanaklannın bir gazetede yayımlanması nedeniyle açılan davada, ANAP Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel'in suçlanması üzerine Alpaslan Pehlivanh, DGM Savcısı Ülkü Coşkun'u hukuk bilmemekle suçlamıştı. İnönü, hükümeti, yıllardır uyardıkları konularda bir şeyyapmamakla suçladu Bu eylemden ders alın POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİHKAYA Partisinin TBMM grubunda konuşan Inönü, polisiye önlemlerle, işçileri ezerek, herkese ceza vererek bir yere varılamayacağını, çalışma banşının sağlanamayacağını beürterek "Yasaların getirdiği engeller, çalışma barışını engellemektedir." dedi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — SHP Genel Başkanı Erdal tnönii, işçilerin eylemlerine karşı "polisiye önlemlerle" bir yere varılamayacağını, çalışma banşının sağlanamayacağım vurgulayarak, hükümeti "bir giinlük eylemden" ders çıkarma- ya çağırdı. İnönü, "Yalnız eme- ğin hakkını vermeleri yetmez, çalışma banşını engelleven yasa- lar da kaldınlmab" derken, ik- tidann yıllardır uyardıkları bu konularda hiçbir girişimde bu- lunmadığını söyledi. İnönü, "Kışkırtıcı kendüeri" diye konuştu. Dun olağanüstü olarak topla- nan TBMM grubunda konuşan SHP lideri, "Dcmokratik bir tepld" diye nitelediği işçi eylemi için iktidann baskı ve koTku ha- vası estirmeye çahştığını anlat- tı. İnönü, "Dünyanın en ılımlı, en ölçıilıi işçi hareketinin oldu- ğu ülkelerden biri olan Türki- ye'de" iktidan "bu tepkiyi iyi anlamaya" davet etti. İnönü, da- ha önceki konuşmalanndan da örnekler vererek özetle şu nok- talar üzerinde durdu: "Sıkıntılann ana kaynağı bu iktidann bakış açısıdır. Sürekli kandırmacalaria, ILO'ya mak- yaj değişiklikleriyle gittiler. ILO'da Türkiye, hâlâ şaibeli, ça- lışanlara haklaruu vermeyen bir iilke ayıbı ile duruyor. Yuiardır bu çagdaş düzenlemeleri istijo- ruz. Ben bunlan daha once söy- lerken bir ANAPIı milletvekiU, 'Kışkırtın' diye laf atmış. Kışkır- tan kendileri. tktidar dersini al- malıdır. Bazı işyerierinde grev hakkı yok. Bunun nedenini kim- se anlamış değil. Grev hakkı ol- mayınca çalışma banşı sağlan- mış olmuyor Wi. tktidann çözü- me yönelik tavn yok. Polisiye önkmlerle işçileri ezerek, herke- se ceza vererek bir yere vanlmaz, çalışma banşı saglanamaz. Yal- nız emegin hakkını vermek de yetmez. Yasaların getirdiği en- geller, çalışma barışını engelle- mektedir. .Ara donem yasalan- nı, çalışma hayatıoı engelleyen yasalan ortadan kaldırmak, de- mokratik hale getirmek şarttır. işçilerin bugunku demokratik tepldierini bo>le anlayınız. Ken- diliklerinden ortaya ko>duklan tepkidir. Siyasal partilerin kış- kırtması degildir. Daha mntlu yasama isteğidir." Bugunkü iktidann bu istekle- re yanıt verebileceği düşüncesin- de olmadığını söyleyen tnönü, seçimin şart olduğu görüşünü yineledi. Maden-lş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer- in, Başbakan Yıldınm Akbulut ile ilgili sözlerine de değinen tnönü, konuşmasını şöyle sür- dürdü: Bugiin ülkedeki gerçek, sö- ziine inanılır bir Başbakan ol- madıgıdır. Demek ki Başbakan1 ın SÖZÜM kimse inanmıyor. Eger bir sendika başkanı böyle diyorsa, Başbakan'ın, 'Oturalım konusalım, bu işi bitırelim' de- mesi gerekir. Eger kendi sozüne inanıyorsa tabii. Amı göriiyo- rum ki inanmıyor. Ülkede ken- di sozüne inanan bir insan or- taya çıkıp da 'Oturalım, konusalım' demiyor. Türkiye bogün böyle bir duruma düs- müştür. Devletin uzmanlan var, hesaplan var, ama ortaya çıkan bilanço inandırmıyor. Böyle devlet olur mu? Çağırsın sendi- ka başkanını konuşsunlar, an- laşsınlar. Ya da seçime gidelim. inönü, işçilere eylemlerinde de başanlar diledi. Çetin'in tepkisi SHP Genel Sekreteri Hikıact Çetin de Akbulut'un sözlerini "Başbakan'ın bu işlerden anla- madıgı bir kez daha ortaya çıkmışür" diye değerlendirdi. 'Kanuıısiız olan kendileri9 Demirel, işçilerin ayakta olmasını anlamayan hükümetin gitmesini istedi i 'Çankaya mezar olacak' ttstanbul Milletvekili Mustafa Sangiil, PM üyeleri Süleyman Çe- lebi, Ayşe Temuçin ve Perihan Ergunİa biriikte sendika merkez- leriyle grevdeki işyerlerini ziyaret ettiler. Kristal-lş, Bdediye-lş, Hava-İş ve Türk-lş 1. Bolge TemsUcfl^'nde yetkflOerden bflgi ahuı İl Başkanı Ercan Karakaş ve milletvekili Sangiil, SHP'nin İşv* ey- lemlerini desteklediğini, bu tttr eylemkrie demokrasinin önün- deU eagdkria kaldınlabikcegini söyledüer. Hava-Iş Sendikası Genel Başkanı Atüay Ayçın demokrasiye giden yolun işçinin gü- cflyle katedilebUecegini beUrterek "Çankaya onlara mezar olacak" dedi. SHP hejeti daha sonra grevdeki Uzel traktör fabrikası ile PDK dökiim fabrikasında grev gozcüleri>le göruştüler. İzmir'de de SHP Bornova llçe örgütü'nden 500 kişilik bir grup llçe Baş- kanı Necati Yridu'ın başkanhgında grevde bnlunan 17 işyerini zi- yaret ederek kadayıf dağıttılar. (Fotograf: Suat Kozlukln) DSPGENEL BAŞKAN1ECEVİT, ULUBEY'DEKONUŞTU Türkiye'nin kabuğu çatladı Ecevit, toplumun sabnnın taşma noktasında olduğunu belirterek "Örgütlü işçi kesimi de sabrı tükenen ve iktidardan da parlamentodan da umudunu kesen toplumun duygu ve beklentilerini yansıtmaktadır" dedi. ERDOĞAN ERİŞEN ORDU — DSP Genel Başkanı Bnlent Ecevit, işçilerle dün gerçekleş- tirilen 1 günlük işi bırakma ey- leminin halkın ANAP'a ve Özal'a alışamadığının bir göster- gesi olduğunu söyledi. Ecevit, "Bu halk elini kolunu, ağzını bağlayan 1982 Anayasası'na, ANAP'a ve Özal'a alışamadı. Alışamayacak da" dedi. 6 ocakta yapılacak olan Ulu- bey Belediye Başkanlığı seçim- leri için DSP adayı Necmi Şa- hin'e destek vermek amacıyla dün Ulubey'e gelen DSP lideri Ecevit sağanak altında yaklaşık bin kişiye hitap etti. Konuşma- sında işçilerin 1 gunluk işi bırak- ma eyleminin iktidann tüm teh- ditlerine ve kınamalanna rağ- men gerçekleştiğine dikkat çe- ken Ecevit şunlan söyledi: "Milletin sabrı taşmıştır. Türkiye'de kabuk çatlıyor. Bu çatlayan kabuktan güzel bir Türkiye çıkacak. Bir noktadan sonra toplum eğer rejimin çer- çevesine sıgmıyorsa bunu geniş- letecektir. Türki>ede de halk bunu yapıyor. Ve iktidar bunun yasal olmadığını söylüyor. Bir zamanlar Özal kendi söylemiş- ti; 'Yasaları biraz çiğnemekle kı- yamet kopmaz' diye. tşçinin bu- giin yapüğı doğal hakkıdır. Parti veya orgüt harekâtı degildir." Konuşmasında özal'ın kar- deşlerinden birinin "aile fonu" kurmaya çahştığına da değinen Ecevit, "Özallann Körfez'deki iilke başbakanlanna borcu var- sa bu borç Özal ailesinindir. Türk milletinin savaşta yeri yoktur" dedi. Türkiye'de iktidar ve muhale- fet boşluğu olduğuna da dikkat çeken Ecevit konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bagünkü seçim sistemi siya- set tarihimizin en çirkin işbirli- ği ile gerçekleşmiştir. tşbirlikçî- ler de ANAP ve SHP'dir. Üzüm üzüme baka baka karanr misa- li ANAP, SHP ve DYP Meclis^ te yan yana otura otura birbir- lerine benzediler. Hele de SHP, ANÂP'ın kopyası oldu. Üstelik eski hastalıklann mikrobunu içerilerinde taşıyorlar. O hasta- lıklı yapıya çağınyorlar beni. Nasıl gider de o hastahklı yapı- nın içinden halkın karşısına çı- kanm? Mecliste muhalefeti de yine ANAP yapıyor. ANAP'm içindeki hizipçiler yapıyor. SHP ise ANAP'ı taklit ediyor." Konuşması dinleyiciler tara- fından "padişah istifa" şeklin- de kesilen Ecevit kalabalığa "Hayır... Böjle derseniz padişa- ha haksızlık etmiş olursunuz. Padişah bile bir karar verirken önce Şeyhulislam'a danışır. Özal ise aile meclisine danışıyor" de- di. "tktidardan da Meclis'teki uyuşuk muhalefetten de umu- dunu kesen halk, şimdi, örgüt- lu işçi hareketinin öncülüğünde, ülkeyi ve rejimi kendi dayanış- masıyla tıkanıklıktan kurtarma- ya çalışıyor" diyen Ecevit, sağ- hkh çözümün, Türkiye|deki dü- zenin ve rejimin hukuki çerçeve- sinin dünya ve ülke gerçekleri- ne göre değiştirmek ve ülkeyi halkla birlikte yönetmek oldu- ğunu söyledi. ANAP iktidarının işçileri anayasa ve yasalan çiğnemekle suçlamaya hakkının olmadığını, çunkü bunlan çiğneyenleri ba- şında kendısinin geldiğini vur- gulayan, Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: '"TBMM'nin tüm yetkileri gasp edilmiştir. Bakanlar Kuru- lu da boş kararname kâğıtlan- nı imzalayıp dilediği gibi dol- dursun diye cumhurbaşkanına vermekle kendi kendini inkâr et- miştir. Cumhurbaşkanı, Meclisi de hukumeti de bir yana bıraka- rak devleti ve ülke>i kendi aile meclisinin kararlanna göre yö- netmektedir. Sayın Özal, toplu- sozleşme gonişmelerinde bile iş- çilerin karşısına bir işveren gibi çıkmaktadır." Bülenl Ecevit, DSP'nin ikti- dara geldiğı zaman ülkeyi ken- di başına değil, halkla birlikte yöneteceğini, bunu nasıl yapaca- ğmı da parti programmda aynn- tılanyla açıkladığını belirterek "Bazı çevreler hâlâ DSP'nin ül- ke yonetecek kadrolardan yok- sun olduğunu sanıyor, ama en yetenekli adaylann bu partiden çıkma>a başladığını görmezden geli>orlar" dedi. Ecevit, daha sonra Ulube>' Belediye Başkanı adaylarını ta- nıtarak'DSP'nin halkın içinde- ki degerleri ortaya çıkaran ve ay- dınla halkı bütunleştiren bir parti olduğunu" sözlerine ekle- di. "Sağa sola çamur atmaktansa, bırakıp gitsinler de ülke kendi iradesi istikametinde rahata kavuşsun" diyen DYP lideri pemirel, ekmeğin 5 liradan 700 liraya yükseldiğini vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP Genel fj Başkanı Süley- man Demird, h V k u m e t i n "milyonlann feryadını kanun- suz olarak degeriendirip sağa sola çamur aunak yerine bıra- kıp gitmesini ve ülkenin kendi iradesi doğrultusunda rahata kavuşmasım" isteyerek "Ka- nunsuz olan kendileri" dedi. Demirel, dün TBMM'de dü- zenlediği basın toplantısında, "İşçi. memur, köyiü ve esnafın, yoksul duruma dhştüğfi yolun- daki iddialar dognı degildir" di- yen Başbakan Yıldınm Akbn- hrt'a, "Öyleyse halk neden bur- nundan solnyor? Bu infial niye? Bunlann hepsi yapmacık mı? iş- çi niye şikâyetçi?" diye sordu. Akbulut'un, "işçiler neden ha- reket halinde, nedeni yok. tşci- lerin çoğu da zaten böyle söylüyor" dediğine dikkat çe- ken Demirel, sözlerıni şöyle sürdürdü: "Bir ulkede miyonlarca işçi ayaktaysa -ki organize tek güctur- bunun nedenini hâlâ an- layamamış bir hükumet varsa, bnnun hükümet etme hakkı yoktur. Milyonlarca insanın ayağa kalkmasını, demokratik bir tepkiyi göstermesini anlaya- mayacak kadar izandan mah- rum iseler ve bunu şuraya bura- >a bulaştırmaya kalkıyoriarsa, bunlann bu ülkeyi idare etme haklan yoktur. Zaten 26 Mart'- tan bu yana yoktur. Neden mi bu insanlar bir hareketin içine girmişlerdir? Bunu Türk-lş in 20 arahk tarihli tebligi söylüyor. Yani Sayın Akbulut 3 Arahk 1991 günü, bu bildirinin neşrin- den 14 gün sonra farkında de- gil mi bsnun? Yoksa buna hak mı vermiyor? Temel insan hak- lan ve özgnrliikleriyle, onun ay- nlmaz bir parçası olan işçi hak ve özgürlüklerinin hayata geçi- rilmesine karşı sürekli engeller çıkartılmakta. Tüm bu koşullar altında uygulanan ekonomik politikalarla, ulusun ekonomik açıdan güçsüz geniş kesimlerinin ezilmesi, ekonomik ve sosyal çıkmadara süniklenmesi önle- nememekte. Yani tamamen Sa- yın Akbulut'un dediginin aksi- ne ezilen milyonlardan şikâyet ediliyor. "Kannnsuz olan kendileridir. Esasen bugün Türkiye'yi >öne- tenlerin, Çankaya'sının, Mecüs çoğnnlugunun ve hükümetin, halkın büyük çofunluğu tara- fından reddedilmesi dolayısıyla anayasanın ve kanunlann ruhu- na aykın döştügü açıktır. Demirel, cebinden çıkardığı eski beş lirayla, 700 lirayı iki elinde ayn ayn tutarak eskiden beş liraya alınan ekmeğin bugün 700 lira olduğunu belirtti. Akbalut ne söylediğini bilmiyor DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, Akbulut'un söz- lerini değerlendirirken, "Zaten ne söyledigini kendisi de bilmiyor" dedi. Demirel Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Millet keyfınden bu islere girmiyor. Halk, bu hiikümetten kurtulmak istiyor. Türkiye'de- ki en büyük kanunsuztuk, bu hükümetin varlığıdır. Eger Türkiye'de kanunsuzluk varsa, bu hükümet onun en büyük de- lilidir." Parola: Ankara Işareti: Çankaya... Gözdağı bir sonuç vermedi ve genel eylem gerçekleşti... İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, alnına düşen saçlanyta ekranda göründüğünde ne söyleyeceğıni herkes biliyordu. Hep aynı kandırmacalar. ANAP'ın çiğneye çiğneye sakız ha- line getirdiği 'yasadışı sol örgütler' kandırmacası... — Aman işçi kardeşlerimiz, dikkatli olun. Yasadışı sol ör- gütler eylem yapacaklar, duyum aldık!.. Amaç halkın kafasını karıştırmak, panik yaratmak. Oysa işçiler evlerinden çıkmayacak, işlerine gitmeyecekler. İçişleri Bakanı, alnına dökülen saçlannı geriye iterken "işçi kardeşlerimiz" diye sesleniyor: — Demokratik ortamın tanıdığı özgürtükler bahane edi- lerek yasalann suç saydığı yasadışı eylemlere, kamu düze- ninin ve toplumun huzur ve selametı açısından izin verme- miz mümkün degildir... İşçiler evierindeydi dûn. Sokakta yapılacak bir eylem on- lara yütdenemezdi. Eger, Bakan Aksu'nun deyışine göre, po- lis yasadışı sol ya da sağ örgütlerin eylem yapacağı yolun- da 'duyum' aldıysa, onu ANAP'ın propaganda aract' tele- vizyondan açıklamak zorunda değikJi. Yapılacak iş o örgüt- leri yakalamaktı. İçişleri Bakanı'nın görevi, halka, işçiye gözdağı vermek değil, suçluları ele geçirmektir... Hükümetin görmediği, bir bakıma bilerek gormemezlik- ten geldiğı gerçek var ortada. O gerçek, ülkede 'çalışma ba- nşı'nın giderek yok olduğudur. 12 Eylül yasalan bugün yürürlükte değil midir? 1980 ön- cesinde işçının elındeki demokratik hak ve özgürtükler, bu- gün cumhurbaşkanı olan Turgut Özal'ın 12 Eylül sonrası baş- bakan yardımcılığı döneminde ellerinden alınmamış mıdır? Sekiz yıldan beri ANAP iktidardadır. Bugüne dek işçi ve çalışanlann çıkarlannı koruyan bir tek yasa hazırlanmamış- tır. Vergi işçiye, memura, çalışana yüklenmiş; köşe dönü- cüler 'serbest pazar ekonomısi'nden yaraıianıp mıtyariar ka- zanmıştır. Kamu ve özel kesimde çalışanlar enflasyona ye- nik düşmüşler, küçük ölçekli işletmeler kapılanna kilit vur- muş; dürüst sanaytcı, işadamı iflas etmiştir. Tüm bunlan görmemeziikten gelmiştir ANAP iktidan. Salt işçilere değil, ANAP'ı eleştiren sanayicilere gözdağı veril- miş, onlara hiç bir ola- • •' naktanınmamıştır.St- Asl,nc4a hu <İSV bir kıntıya düşen işada- M Slinaa UU SöV Uir mına, sanayiciye "Kü- korkllVU çülün kardeşim" uya- p / / p r / n û nsıyia birlikte "vıiiaia- cııenne nnızı satın, sermaye- teİBVİZVOnla nize ekleyin" önerisi -_A-»W«^. • / » « V / A M A i i i i i Kımı sa- gözdağı vennersenayiciler dün ne yap- verSİnler, dÜH tılar biliyor musunuz? _ . . . . , , İşçilere yeni yıl önce- Turkiyede i hf i verdi işçiler. İSlefSSİit İktİdara V bİr derS şöyle açıkladılar: — Biz 29 aralıktan 6 ocak tarihine dek izin verdik işçilerimize. Zaten 2 ocak çar- şamba günü işbaşı yapılacaktı. Biz de 3-4 ocak perşembe ve cuma günlerinı de ücretli tatıl saydık. Hem ışçılerimızi din- lendirdik hem de onlara ücretli izin vererek morallerini yük- seltlik... Küçük işletmelerde böyle oldu. İşveren, işçiyi karşısına ala- cağı yerde onları destekledi. Bir bakıma, ANAP iktidanna karşı işçisiyle birlikte tavır aldı... ANAP iktidan bir günlük eylemden ders aldı mı? Halkın yüzde sekseninin 'hayır' dediği ANAP'ın sözcüle- ri sanınz 15-2 milyon işçinin dün evlerinden çıkmamalan- na, televizyonda yine bir kılıf bulacaklardır. — Muhalif belediyelerde çalışan işçilerin dışındaki işçi kar- deşlerimiz milli bütünlüğü sergilemişler; bölücü, yasadışı iç ve dış mihrakların tesirinde kalmayarak çalışmışlardır... Aslında bu sav bir korkuyu simgeler Ellerine geçirdikieri televizyonla ne denli gözdağı verirlerse versinler, dün Tür- kiye'de siyasal iktidara iyi bir ders verdi işçiler... Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, "Katılım yüzde 90 okJu" diyordu. inönü, SHP Meclis Grubu'nda 'genel eylemi' destekliyordu. Demirel, 'İşçiler haklıdır' görüşünü yineliyor- du, İşçiler demokratik hak ve özgürlüklerini istiyorlar. Ağırta- şan yaşam koşullannda hâlâ 300-500 bin lira aylıkla çalış- maktan yakınıyorlar. Ne diyor TRT'ye çıkan ANAP sözcüleri ile gazeteci yan- daşları, hukuk profesorleri: — İşçi kardeşlerimiz sıkıntıda, ama böyle yasadışı eyiem- ler terorizmi getirir... Yok canım! Zorla üretim olmaz. İşie tüm silahlan kullandı hükümet. Engelleyebildi mi işçilerin evlerinden çıkmamasını? Bugün de Zonguldak'tan bin otobüsle geliyor maden iş- çileri... Parolalan şu: — Yolumuz Ankara, hedefimiz Çankaya... P A R T I L E R D E N ANAPta genel göröşme ANKARA (Cumhuriyet Büroso) — TBMM eski Başkanı Necmettin Karaduman ve arkadaşlan tarafından hazırlanan, genel siyasi durumun görüşülmesine ilişkin önerge, 8 ocak salı günü toplanacak olan ANAP grubunda tartışılacak. Necip Torumtay'ın Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifasından sonra hazırlanan önerge, TBMM'deki bütçe görüşmeleri nedeniyle ANAP grubunda ele alınamamıştı. ANAP grup başkanvekilleri önergenin görüşülmesine karşı olmadıklannı ifade ettiler. önergenin ön görüşmeleri sırasında Başbakan Yıldınm Akbulut'un da dile getirilen iç ve dış bazı siyasi sorunlara ilişkin görüşlerini açıklaması bekleniyor. Grubun büyuk çoğunluğunun ön görüşmelerden sonra Önergenin gündeme alınmasına karşı oy kullanmalan bekleniyor. PTT İŞLETME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİLİM-TEKNOLOJİ VE TEŞVİK ÖDÜLLERİ PTT Genol Mûdûriûğu, Telekomü- r*asyon sektöründe yaşanan bılım- sel ve teknok>|ik gelışmelen destek- temek amacı ile 150 kuruluş yıld6- nûmünde başlattığı Bılım-TeknotO|i ve Teşvik ödüllennı. dnümüzdeki yı(- larda da vermeye devam edecaktır Bu yarıçmaya ılgi duyan herkes, aşağıdakı konulan kapsayan özgün çalışmalarta başvumda bulunabıle- ceklerdır Yanşma konuları, A- Bılım ve Teknotojı için: — Geteceğın Tetekomûnıkasyon Seöoketeri ve Sebeke Elemanlan, — Telekomûnıkasvon lekno*ojısın- dekı yenı fikır ve oluşumlar, — Mevcut Telekomünıkasyon şebe- kesı altyapısın gelıştırecek fıkır ve tasa/ımlar, B- Teşvik ıçın — Tetetomûnıkasyon Şebekesıne ait amatör çapta yenı fıkır ve olu- şumlan getirecek, genellıkle pratık tasarıma dayalı çalışmalar, şekltrtde belırlenmiştir ÖOÛLLER A) Teşvik Yanşmasında' Bınncıye 10 000 000 - T L Ikıncıye 5 000.000.- TL Ûçüncûye 2.000 000.- TL. B) Bthm ve Teknoksji Yanşmasında" Bırıncıye 50.000.000.- TU. Ikıncıye 25.000 000-.- TL. Uçüncuye 15.000.000- TL. venlecektır Ödül esaslan ve beşvuru formtan V-. gıiı kurum ve kuruluştara gSnderit- mış olup, muracaat ıçın başvuru tof- mu temın edemeyen adaytar aşağt- dakı adresten de başvuru formu te- mın edebıleceklerdır. Başvurular Teşvik Ûdülü için 28 Ha- zıran 1991 tanhı, Bılım-Teknotojî ödülü ıçın 26 Hazıran 1992 tarıhı mesai brtınnne kadar yapıtatnteoek- tir. ADRES: PTT AR-GB MÜDÜRLÜĞÜ Dıkmen Santral Binası 06450 Dıkrmn/ANKARA FAX: (4) 366 37 05
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle