Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DİZİ-RÖPORIAJ 4 OCAK 1991
Keban Baraj Gölü'nde tam 14 balıkçı koopertifvan ama henüz tüketiciye ulaşamıyorlar
Tarlayagidergibibalığaçıkmak
KEBAN
Anadolu'daki deniz
ERDAL YAZICI
W1994. Keban yöresine "deniz" geleli
raklasık 13 yıldan fazla oldu; bu "demiz"
neler getirdi neler götürdü? Martılar, mo-
torlar, feribotlar geldi, yeni yeni balıklar tü-
redi. Elektrik enerjisi gitti ülkenin dört bir
yanına. Ya götürdükleri; köyler, topraklar,
çift-çubuk, paralar ve paralar. Türedi hol-
dinglerin, pavyon kabadayılannın, aracının
tefecinin, hırsmn, arsızın, madrabazın, lcu-
marbazın kaptığı istimlak paraları. Fabri-
kalar ardı ardına battı iflas etti; köylülerin
kendi mailan gibi sahip çıktıkları fabrika-
lar bankalara TV'de "çevrecüik" yapan işa-
damlarına geçti. Sonunda "fabrika
ortaklan" birer "barajzede" olup, hissele-
rinin üstüne bir bardak soğuk su içtiler.
Ağın Dericilik Sanayii'nin işçileri aylarca
alamadıkları ücretleri bir yana, tazminat-
sız kapı dışan edildiler. O yıllardan bu ya-
na fabrikanın hissedarlan ve işçilerinin ka-
yıplan giderilememiş durumda. Fabrikanın
Derin dondunıca
Keban Baraj Gölü'nün
Ağm yöresinde
baîıkçılığın çiçeği henüz
burnunda. Kendi
tanımlarıyla "tarla
dörmeye gider gibi
balığa..!' çıkıyorlar.
Tekneleri ve donanımları
yetersiz. Kışm "derin
dondurucu" soğuğunda,
çivi çakılamayan ortamda,
donmuş balıklarıyla çivi
çakıyorlar kasalarına.
yerinde şu sıralar baykuşlar ötmekte; hem
de Italyan makinelerinin üstünde. Şu an
binlerce köylü işsiz dolaşıyor Ağın'da, Per-
tek'te, Çemişkezek'te, Elazığ, Malatya ve Is-
tanbul'da. Paçayı buyük kentlere atanlar
"iyi kötü idare ediyor"lar. Eski kaptanlar-
dan "Recep Kaptan" şu sıralar Kumkapı ve
Ahırkapı'da strtında kilim satmakta:
"Hayde taksiUe kiiim. halı. Hem de on
ild taksitle." Eski kaptanlardan "Memo
Dayı" ise işsiz şu sıralar. 25 hanelik Süde-
rek köyü su altında kalınca, 11 haneyle bir-
likte 68'de Ağın ilçesine yerleşmiş; o tarih-
lerde 29 bın lira istimlaktan almı$> bir de
traktörünü satıp "65 bine bir ev* almış o
kadar. Fabrikadan atümış polis oğlunun ise
"çjğerieri su toplamış:' "Doktorlar Çapa-
ya Teya Cerrahpaşa'ya" diyorlarmış. Kaldı-
mı ki "Memo Dayı"da para? Borçlar gırt-
laga kadar: "Allah kerim iyi ohır inşallah."
Elaağ'da eskisî gibi pavyon ve gazino tü-
rü eğlence yerleri yok; çünkü köylünün is-
KEKLÎK GtBİ SAZAN — Erol Reis'in 6,5 metreiik teknesiyle erkenden çıkıldı yola. Balıklar çıluyor aglardan, hem de "ajnalı sazan..." "Keklik gibi düşüyor" balıklar...
timlak paraları bittı; aracılann ve tetecıle-
rin işleri kesat şu sıra. Denizle birlikte yeni
bir yaşam biçimi başladı Keban yöresinde.
Göç, nüfusun büyük bir bölümünü aldı gö-
türdü büyük şehirlere. Geriye kalanlar ise
her türlü olanaksızlığa ve çaresizliğe karşın
su altında kalan köylennin yerine "denize
naar" yeni köylerini kurdular, atalanrun
kemiklerini sızlatmamak için. Içmeye de
kullanmaya da gölün sulannı çektiler mo-
topomplarla. Bağ bahçe yaptılar, yeşillen-
dirdiler, senlendirdiler köyleTİni. Ağın'a
bağlı Paynik ve Zaulbar, Çemişkezek'e bağlı
Pulur ve Hıdıroz, yeni kurulmuş köylerden
birkaçı. Kısacası atalannın topraklannı terk
etmedi bu köylüler her türlü olanaksızlığa
karşın. Çemişkezek'e bağb Hıdıroz (Kıraç-
lar) köyîl baraj öncesi ilçenin nüfus ve top-
rak baîumından en büyük köyüymüş (110
hanelik). Baraj sonrasmda kurulan yeni
köyde ise 30 hane bulunuyor. Su altında
topraklannın yansmdan fazlasını bırakrruş,
üstelik de susuz kalmış. Şu an içmeye de
kullanmaya da gölden alıyorlar suyu. Di-
ğer köylerle ortak şebekeden şu sıralar çeş-
mesine su akmıyor. Karayolu bağlantısı ise
yeni yapılmış. Toprak yol Çemişkezek'e 33
km uzakhkta. Araçla 3-4 saatte gidilebili-
yormuş bu yolla ilçeye. Ağın ilçesine ise
"deniz" yoluyla 2 saatte gidilebiliyor; "o da
'deniz' dalgasızsa..." Hıdıroz köyü 1975 yı-
hnda kurulmuş ve barajın elektrik üretimine
geçmesinden tam 11 yıl sonra köye elektrik
getirilebilmiş. "O da haftanın üç günii ke-
sBryor"muş. Kışın ise 10-15 gün kesildiği bile
oluyormuş. Hıdıroz'un komşusu 20 hane-
lik Ehme Köyü'nden ise kala kala 1 hane
kalmış. Topraklannın çoğu ise "ada"da. Göl
suyu kabardığı zaman bu iki köyün toprak-
lannın bulunduğu alanla bağlantısı kesili-
yor ve köylüter "ada"da kurduklan çadır-
larda hasat mevsimini geçiriyorlar.
Keban Hidroelektrik Santralı'nın kıyıcı-
ğındaki bu köylerde kışın yaşam nasıldır
acep? Karayollan kesik, "denizyollan" rüz-
gânn insafına kalmışsa hastalarını nasıl
ulaştınrlar hekime? Haftada bir uğrayan
Elazığ bağlantılı feribotla mı? Ya diğer ge-
reksinmeler? Yiyecek, içecek, gazete? Dün-
yayla tek bağlantılan TV'dir bu köylülerin;
"Erzunım'dan geien elektrik" de kesilirse.
O zaman da varsa, pilli, transistörlü radyo
bağlantılannı sağlar dünyayla. Gazete ise
yazdan yaza köye gelen misafirlerle geur bu
köylere.
6,5 metre boyunca 9 beygir gücünde
'pancar' motorlu tekne, dalgalan yara ya-
ra gidiyor karşı sahile; saat sabahın yedisi;
'Erol Reis' dümende. Istanbul Boğazı'nın
en geniş mesafesinin iki katı bir alandan ge-
çip ağların akşamdan serildiği bölgeye ula-
şacağız. Güneş önümüzde, arkamızda Ağın
küçüldükçe ktlçulüyor. Hedefimiz guneş;
git git bitmiyor 'deniz'... Şurası Karasu'yla
Murat'ın birleşip Fırat olduğu yer değil rniy-
di?.. 'Mango Biikü' denilen, göl öncesi 'Ber-
ber Mehmetler'in keklik kovaladığı yerler...
Şimdilerde, keklik kovalayan avcılann anı-
lan, ayak izleri ve tüfeklerinden çıkan saç-
malar burada gömülü... Ya keklik sesleri?
Sanki 'deniz'in dibinden yankılanıyor. Av-
aların kulaklan çınlasın, burada olsalardı
"hey gidi hey gün olnp da böylesi derya-ı
denizde mi görecektik kendiraizi..." mi der-
lerdi acaba?.. Kim inanırdı buna: Fırat'ın
'gemidleri' bile görselerdi düş gördükleri-
ni sanıflardı. Biraz ileride ağlar ve *aynalı
sazan'lar görünüverdi birden.
Av yasağı yeni bitmiş; Ağm'ın 'reisteri' se-
zonu yeni açmışlar. Ağları çektikçe
'aynalılar' birer keklik gibi düşüyor
'reislerin' ellerine. Baraj gölünün Ağın yö-
resinde balıkçılık henüz çiçeği burnunda.
Kendi tanımlamalanyla "tarta dörmeye gi-
der gibi balığa...'' çıkıyorlar. Tekneleri ve do-
nanımları yetersiz. Karadeniz'in balıkçılan
gibi olmasa bile yllrekleri yine aynı yürek...
Kışın 'derin dondurufiT soğuğunda çivi ca-
kılmayan ortamda, donmuş balıklanyla çivi
çakıyorlar kasalarına. Balıklan donar ama
yüreklerindeki kan kıpır kıpırdır, donmaz;
eh her balıkçının tutkusudur 'ısınmak için'
de olsa arasıra alkol alırlar; İçmeyip de ya
donarlarsa..."
Ağın Balıkçılık Kooperatifi Başkanı Ib-
rahim Kılıç, kendi sahalannda 16 teknenin
avlanma yaptığını söylüyor. Vaktı zamanın
birinde 'Su Ürünleri Tesisleri' yapılmış; sa-
dece kuru bina olarak. Ama şimdilerde ko-
yunların gölgeliği dunımunda; "Kısa za-
manda buraya tabelamızı asacafız" diyor
başkan. Sadece tabelayla iş bitiyor mu ki?
Hani ya ağlar, güçlü tekneler ve de krediîJ
Yok yok... Dert çok... Baîıkçılığın gelişme-
siyle birlikte bazı demirci ustaları ve soba-
cılar atölyelerini tersane'ye çevirmişler. Es-
kiden 'guzine soba' yapanlar şimdi tekne
yapmaya başlamışlar. "Eh tekneler de bo
kadar olur..." diyor Erol Reis... Ama bazı-
lan KaradenizJi ustalara taş çıkartmaya baş-
lamışlar bile; en iyisini de Malatya'da ök-
keş Usta yapıyormuş.
Ağın'da en yeni balıkçılar Ali, Kemal ve
Telli Reisler henüz bir yıldır balıkcıhk ya-
pıyorlar. En kıdemlileri ise 15 yıllık Erol ve
Nazım Reisler. Mehmet Uzunoglu, ahşap
teknesini onanyor; tüple boyalan yakıp ay-
nlmış yerleri kalafatlıyor; henüz beş yıllık
balıkçı... Ardından boyasını çekecek, üstü-
ne de 'Mehmet Reis'i yazdı mı değmeyin
keyfıne... Mehmet Reis, önceleri Fırat'a
akan çaylarda olta ve torla balık tutarmış,
o kadar. Sonraları köyleri olan Bahadin su-
lann altına gümülünce ilçe merkezine göç-
müşler. Şimdilerde kardeşi yeni balıkçı Ke-
mal'le durgun sularda balıkçılık yapmakta-
lar, 1500 metreiik ağlanyla...
"Keban Baraj Gölü'nde 14 balıkçılık ko-
operatifi var"mış. Bunlardan güçsuz, küçük
olanlan malzeme karşılığı tüccarla anlaşıp
fıyatlan kınyorlarmış. Böylece soğukta,
ayazda, karda, boranda, olan bahkçüara
Para töccara: Mehmet
Reis, kendilerinin
tuttuğunu, parayı tüccarın
kazandığını belirtirken
şöyle diyor: "Bizim
800-2500 liraya sattı|ımız
sazan balıklan tüketiciye
3-15 bin lira arasında
satıhyor. Avladığımız
balık Ankara'va, hatta
Yunanistan'a bile
gönderiliyor.
Kooperatifimizin
olanakları olsa hem biz
hem tüketici kazançlı
çıkar!'
oluyormuş. 'Mehmet Reis', bu işte para ka-
zananın kendileri değil, tüccarın olduğunu
bclirtiyor...
"Bizim 800-2500 liraya sattıgımız balık-
lar, tüketiciye 3000-15.000 lira arasında sa-
tılıyor. Avladığımız balık Malatya'dan An-
kara'ya, hatta Yuaanistan'a bile gönderili-
yor. Kooperatifimizin olanaldan olsa dağı-
tımını doğnıdan biz yapsak hem biz hem
de tüketici kazançh çıkar. Deniderde balık
hızla yok oluyor. Baraj ve iç göllere sahip
çıkılıp üretim arttınlsa, balıkçılann sornn-
lan çözülse ülkemiz için iyi olmaz mı?J*
Şimdilik kooperatifin mühürü ve evrak-
lar ba$kamn cebınde... Bir dahaki yıl bü-
rolan olup tabelalan astıklan zaman sonın-
lan kökünden çözülecek mi acaba?..
BITTI
HABERLERİN DEVAMI
Katdım yüzde 95
(Boftarafi 1. Sayfada)
nel eylem ile ilgili bilgi verdi YA-
maz, gazetecilerin sorulanna şu
yamtları verdi:
"— Bugünkü genel eyteme ka-
tılma oranı nedir?
Y1LMAZ — Oturduk, bera-
berce, Başkanlar Kurulu'nda
müzakere ettik. Denildi ki Türk-
Iş'e bağlı üyeler üretimden gelen
gücünü kullanacak. Bir gün ça-
hşmayacak. Ben de evde olaca-
ğım dedim. 20 aralıkta Gölbaşı
Sineması'nda 1100 yönetici ile
toplandık. Türk halkının, Türk
çalısanının, özellikle üyelerimi-
zin içerisinde bulunduklan eko-
nomik sıkıntılann çözümü için
7 yıldan bu yana iktidar olan
partiye göriişlerimiz bildirildiği
halde bugune kadar bir netice
alamadığımız için Türkiye'de ilk
kez uyan niteliğinde, üretimden
gelen gücün kullanılmasına da-
ir gdruşler bugün (dün) tahak-
kuk etmiştir. Şu ana kadar al-
dığım haberlere göre edindiğim
izlenim, katıhmm Türkiye gene-
linde ytizde 90'ın üzerinde ol-
duğudur.
Bizim kanaatimiz odur ki bu,
dernokrasinin gereğidir, bir uya-
ndır. lştirak yüzde 95'i buluyor.
— tşe gitmeyealeri savcılıga
vereceklenniş...
YILMAZ — O zaman birkaç
tane daha büyük işhanı alsınJar,
onları da hapishane yapsınlar.
— TRT neden yok?
YILMAZ — TRT bugün hü-
kümetin borazanalığmı yapıyor.
Yanüşlan kamuoyuna aktanyor.
56 milyona hitap eden televizyo-
nun inandıncılığını kaybetme-
mesi gerektiğini duşünüyoruz.
İnandınahğını kaybederse izle-
yenler televizyonlannı kapatır, o
zaman da bir işe yaramaz. Rek-
lam da alamaz.
— Törk-lş'in bu nyansını an-
lamazlarsa bu yıl içinde genel
eylem tekrarkınacak mı?
YILMAZ — Ben şimdi tele-
vizyonda konuşanlar gibi ko-
nuşmayayıın izin verirseniz. Mil-
lete inandıncıhğımız olsun. Şim-
di burada bir şey söylerim de ya-
rın, on beş gün sonra 'Banu
yapamayız' demeyelim. Bunu
görelim, yanna bakalım. Bu
milleti sokağa bırakacaklarsa
bir görelim, ondan sonra tavn-
mızı ortaya koyalım. Zorla üre-
tim olmaz. Gönül rahatlığıyla
üretim olur. O üretim daha sağ-
hkh olur. Işçi zorla gönderilirse
bu, bizim hareketimizin güçlü-
lüğünü ortaya koyar. Tehditle
bir yere vanlma2.
— Belediye otobüs soförleri-
ni zorla evkrinden toplayor-
larmış.
YILMAZ — öyle bir talimat
verilmiş, ama gittikleri zaman
da şoförleri evlerinde bu'ıama-
mışlar herhalde. Biz hiçbir yer-
de vatandaşımızın bu işten bir
zarar görmemesini istiyonız.
Havagazı çaüşıyor mu? Çalışı-
yor. Elektrik çalışıyor mu? Ça-
lısıyor. Yeter ki vatandaşlanmız,
bu bir ilk uyandır, bundan ra-
hatsız olmasmlar. Santrallarda
minimum seviyeye düşürülmüş-
tür, ama elektrik çalışıyor. Şu
anda bizi başka tiir yerlere teves-
sül ettinnesinleT. Biz vatandaşı-
mızın huzurunu düşünürüz.
Ama bu uyarıyı da yapmaya
mecbur idik. Geç bile kaldık.
Demir Yolları'nda memur
olanlan biraz çahştırmaya gay-
ret etmişler. tzmir, tamamdır.
Adana, Erzurum tamamdır. ts-
tanbul'da yalnız Şehir Hatlan'n-
daki personel var. Onlar 24 sa-
at çaüşıyor. Yenisi gelmediği için
eskisi durmadan devam ediyor.
Uçaklardan yalnız sabah yurtdı-
şına giden iki uçak havalanmıs.
— TRTyi evinize cağırmadı-
nız mı?
YILMAZ — Biz misafır ede-
ceklerimizi çağırdık. Edemeye-
ceklerimizi çağırmayız.
— Üyesi olduğnnuz nhıslara-
ras knrulnslan]] degeriendirme-
» var mı?
YILMAZ — Türkiye'nin bi-
linmeyen sorunu yok. Bunu
ICFTU, ETUC, AGRO büiyor.
Bunlann hepsinin telgraflan
Başbakan'a geldi. Tamamen
Türkçeye tercüme edilmedi,
onun için belki almadılar elleri-
neT
Şevket Yılmaz dün akşam da
Ankara'daki sendika başkanla-
rı ve şube yöneticileri ile bir ba-
sın toplantısı düzenledi. Şevket
Yılmaz, yurdun bütün yörelerin-
de eyleme büyük katılım oldu-
ğunu, sabah yaptıgı katılımın
yüzde 90 olduğu yönündeki
açıklamasına 2 puan daha ekle-
diğini bildirdi.
Bu eylemle birlikte, Zongul-
dak ve MESS'te süren grevlerin
de desteklenmiş olduğunu dile
getiren Yıunaz, "DGM Savcısı,
sizin için gözalb erari verildigi-
ni söylüyor" biçimindeki soru-
ya, "Beni ve arkadaşlanmı böyle
bir açıklamaya tabi tntmayın.
Ne zaman auriarsa o zaman
konuşuruz" yamtını verdi. Bu
arada Tes-lş Başkanı Fanık Ba-
nıt'un, "Hapishaneler bizi al-
maz başkan" diye bağırdığı du-
yuldu.
Türk-lş Genel Başkanı Yıl-
maz, Başbakan Akbulut'un söz-
lerini değerlendirirken, işçilerin
yalnızca "ekmek peşinde" oldu-
ğunu söyledi. Yılmaz, "Akba-
lut'a yanıt açıklamam da vardı.
Ancak TRT, benim demecimi 40
sanlye, Basbakanınkini yanm
saat verdi. Kamuoyunu yanılt-
maya çalışıyorlar. Bu televiz>o-
nu ne yapmak lazım bilmiyo-
nım. Kınp kapdann önüne mi
atmak lazım?" diye konuştu.
Hak-lş Konfederasyonu Ge-
nel Başkanı Necati Çelik, işçi,
işvercn ve devlet tarafının derhal
toplanarak gelişen durumu gö-
rüşmesini önerdi. Çelik, "Bu-
günkü (dünkü) eylemlerden ders
almmazsa eylemler devam ede-
bilir. Bize rağmen de devam et-
tirilmek istenebUir" dedi.
Çelik dun evinde düzenlediği
basın toplantısında, herkesin
görevini yaptığını belirterek Baş-
bakan Yıldırım Akbulut ile ey-
lemden önce yaptığı telefon ko-
nuşmasını aktararak "Başbakan
'Biz de mi eyleme katılalım' de-
di. Ben de "Oyle bir beklentimiz
yok' yamtını verdim" diyerek
son çeyrek yılın en etkin eylemi-
nin gerçekleştirildiğini dile getir-
di.
LOKANTA • BAK
NUMVJ A Z Z C L U B & C A F E
24 Aralık 1990 - 10 Ocak 1991
MARC
THOMAS
QUARTET
Hafta Sonu
Konseri
4 Ocak Cuma Saat 19.00
5 Ocak C.tesı Saat 18 00
KAMİL ÖZLER
CEM NASUHOGLU
13O 21 87 • 14O 84 74
6 Ocak Pazar Saat 16 30
JAMSESSİON
ARNaVUTKOf DEF<fSI SOKAK UC
AHNAVUTKO* .- 163 05 ."«
GURMENİN FARKL1 DÜNYAS1
GURMEYE ÖZEL
Gurme, gerçek birAmerikan barözlemini
duyanlara beklediğinin en iyisini sunuyor.
ifLVİklRlMLI
&
HRANT
Carmede 'MERHABV diyor.
< 1700-0200»
Blrtncl cad. 138/A Amavutköy Ret. 163 ZS ZS
Bu geceyi
CazBar'da
yaşayın.
• Erol Pekcan Orkestrası
• Alan Watson Trio
• Barbara Sharp
• Özel piyanisti.
Jimmy Dixon eşliğinde
Doris Troy
Rezervasyon : 166 44 93 - 166 67 88
Crup IPEKYOLU
p.tesi-salı
MERİDYEN
çarşamba-pazar
Crup BİLEŞİM AMBIANCE
perş-cuma-ctesi
R e Z :
35818 70
Saat 18 00-21.00 arası % 25 indirim
IIODA
CAHMSVIt
Saz - Akotdlyon - Org
Gltary«Udiİ0
GOneyinİdftıcvntisi
Moda Cod No 239
Tel 345 84 74
DGM'de
(Baparafi 1. Sayfada)
— Yani tek tek eyleme katı-
lan işçiler sorumlu mu?
DEMİRAL — Tabıi, eyleme
katılan, işe gitmeyen her işçi de
suçlu durumda.
— YUz binlerce işçi söz konu-
su...
DEMtRAL — Valla biz kork-
mayız, milyon da olsa biz soruş-
turma yapanz, eğer suçlu ise ta-
bii. Bizim tutanaklanmız hazır-
larup bize geüyor. Polis çalışıyor.
— Peki, Türk-lş Başkanlar
Kurulu hakkında...
DEMİRAL — Onlar hakkın-
da zaten soruşturmamız vardı.
Eylem olmasaydı bile onlar hak-
kında bizim soruşturmamız sü-
recekti. Olduğuna göre bu ağır-
laştırıyor cezalannı.
— Bu aşamada, Türk-lş Baş-
kanlar Kurulu'nu ifadelerine
başvurmak iizere çağırmanız söz
konusu mu?
DEMİRAL — Onu zaman
gösterecek. Şu anda biz işin tes-
pitindeyiz.
— Başkanlar Kurulu için so-
nışturmanız kesinleşti. ilgili bi-
rimlerde ise tespiüer yapıyorsn-
nuz, öyle mi?
DEMİRAL — Başkanlar Ku-
rulu, yönetim kurulu soruştur-
ma kapsamında. Onun dışında
belediye otobusleri katıldı mese-
la... Onun daire başkanı var,
EGO Genel Müdurü var, hatta
belediye başkanına kadar gider
soruşturma. Belediye başkanı-
nın ilişiği ne kadar var, araştıra-
cağız.
— Yakın bir zamanda epeyce
bir ifade alacaksınız galiba?
DEMİRAL — Tabii, tabii.
— Polise bu yonde bir talimat
verdiniz mi?
DEMtRAL — Polise talimat
verdik. Gözaltına alınacaklar
için emir buyurduk. Kimler ol-
duğu konusunda ise hiçbir açık-
lama yapmam. Eylemci kim ba-
kalım bugun. ondan sonra.
— Türk-tş yöneticileri için ih-
bar niteliğinde talimatlannız ot-
duğu sövlenhor.
DEMİRAL — Bizim yazdığı-
mız emirler öyledir zaten. Bun-
lar öncelikle yerine getirilir. Ge-
tirmeyen hakkında da aynca s"o-
ruşturma konusu yaptılar zaten.
— Yani Başkanlar Kurulu
üyeleri hakkında gözaltı emri mi
çıkanlmış oluyor?
DEMİRAL — Müzakeremiz
var. Ihbar yerine kaim zaten.
Biz soruşturmaya başlayınca,
çok yönlü yapanz. Kişisel ola-
rak değil, tam araştırma yapıyo-
ruz. Legal, illegal hepsini araş-
tırıyoruz.
— Yakalanmaları yöniinde
ihsar çıkardıgınız söyleniyor,
doğmlugu nedir bnnun?
DEMtRAL — Daha bana
açıkiama yaptırma.
— Evet ya da hayır deyin ywl-
aızca...
DEMtRAL — Yok yok, mü-
zekkeremizi yazdık.
Çetin'ın tepkisi
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, DGM Başsavcısı Nusret
Demiral'ın Türk-lş Yönetim Ku-
. rulu üyelerinin gözaltına alına-
cağı yolundaki sözlerini "Büyük
bir hata olur" diye değerlendir-
di. Çetin, "Böyle bir şey yap«-
bileceklerine inanmıyorum.
Ama eğer gözaltına auriarsa or-
tam çok gerginleşir" dedi. Çe-
tin, bu açıklamarun Zonguldak
işçilerinin Ankara'ya ytlrüyuşü
öncesi bir gözdağı olarak yapıl-
mış olabileceğini kaydetti.
TİSK Başkanı Refik Baydur,
UBA muhabirine yaptığı açıkla-
mada, "Nusret Demiral, huku-
ka aykuTİık göriiyorsa ona bir
şey diyemem. Ama olaylara ea-
düstriyel ilişkller açısından bak-
mak gerektigine inamyorum.
Türk-5 Başkanı Şevket Yılmaz-
ın gözaltına alınacak bir suç iş-
lediği kanaatinde degilim. Böy-
le bir karar, bugün yaşanan ger-
ginliği daba da brmandınr ve
daha büyük sıkntılara neden
olur" dedi.
Istanbul DGM Başsavcısı Bi-
rol Kızılun, Istanbul DGM*ye
bağlı 9 üde DGM'nin görev ala-
mna giren bir işçi eyleminin ken-
disine ulaştırılmadığını belirte-
rek "Önemli bir olay olsaydı ba-
na muUaka bügi verilirdi" dedi.
ANKA'nın haberine göre tz-
mir DGM Başsavcısı Abdülka-
dir Abacı da eylemle ilgili ola-
rak henüz bir soruşturma açıl-
madığını söyledi. Abacı, "Ka-
nunsuz bir olay varsa gerefini
yapanz. Bir olay varsa duyanz.
Geregi ne ise yapanz, şu ana ka-
dar bize gelen bir olay yok" di-
ye konuştu.