Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 1991
SERGI
KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
Yavıız Tanyeli'nin iıısanJarı
• Köttür Strvisi — Yavuz Tanyeli'nin kişisel resim sergisi
3 ocak - 22 ocak tarihleri arasında Istanbul Urart Sanat
Galerisi'nde görülebilecek. 1950 yüında Trabzon'da
doğan sanatçı, orta öğrenimini TED Ankara Koleji'nde
tamamladı. 1978'de DGSA ve UESYO grafik bölümünü
bitirdi. Sanatçı, 1981'de Caddebostan Güzel Sanatlar
Atölyesi ve GaJerisi'ndeki karma sergiye katıldı. Daha
sonra Moda Güzel Sanatlar Galerisi grup sergisine
katılan Yavuz Tanyeli, 1982 yılında Vakko ödülünü
kazandı. Ayoı yıl Dört Boyut Sanat Galerisi'nde ilk
kişisel sergisini açan Tanyeli bugüne kadar Ankara, Izmir
ve İstanbul'da yapıtlannı sergiledi.
İpek'in resimleri
I KöJtür Servisi — Ramuş lpek'in resim sergisi 4-23
ocak günleri arasında Ümit Yaşar Sanat Galerisi'nde
görülebilir. 1940 Kosova doğumlu sanatçı, 1964'te
Istanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nü
bitirdi. Resim çaJışmaJanna 1983'te başlayan lpek'in bu
10. kişisel sergisi. Sanatçı yapıtlannda natürmon ve
portrelerin yanında Muğla evlerinin ilgi çeken yönlerine
de yer veriyor. lpek, 1986-1989 yılJarı arasında 9 kişisel
sergi, 1986-1990 yıllan arasında ise 12 karma sergiye
katıldı.
TIYATRO
Tîyatro izleme komiteleri
• ANKARA (AA) —Tiyatro Yapımcılan Derneği
(TİYAP) Başkanı Rutkay Aziz, özel tiyatrolara yapılan
iki milyar liralık yardımın kullanımının 'Tiyatro İzleme
Komiteleri' ile denetleneceğini söyledi. Rutkay Aziz,
başvuruda bulunan toplulukların bu yıl 42'ye ulaştığını,
ilk bakışta bir canlılık gibi görülen artışm nitelik
açısından doyurucu olmaması durumunda ciddi sorunlan
da beraberinde getireceğini kaydeıti. Dağıtılan paranın
çok büyük bir miktar olmamasına karşın kullanımının,
saptanan ilkelere uygun olup olmadığının belirlenmesi
gerektiğini belirten Aziz, "Biz sanatçılar, kendi
oyuniarımız dışında pek tiyatro izleyemiyoruz. Bu
yöntemle tiyatro sanatçıları diğer lopluluklann neler
yaptıklannı izlerken çok değerli sanatçı dostlarımız da
oyunları izleyerek bize aynntılı raporlar sunacak" diye
konuştu.
AKFye ba§lalar sürüyor
• Kiiltiir Scrvisi — tstanbul'a yerleşen ve 'Pir Sultan
AbdaJ' adlı oyunu Beyoğlu Karaca ve Bakırköy Belediye
tiyatrolannda sahneleyen Ankara Birlik Tiyatrosu
haftanm geri kalan giinlerinde Anadolu turnelerini
sürdürüyor. Son olarak Hacı Bektaş, Boğazlayan,
Kayseri, Niğde ve Kırşehir'de Zeki Göker ve Muzaffer
Izgtt'nün 'Icraatın Içinden tnsan ManzaralarT adlı politik
güldürüyü sahneleyen topluluk, çeşitli baskılarla
karşılaştı. Ankara Biriik Tiyatrosu'nun yönetmeni Zeki
Göker bu konuda şunları söyledi: "Ülkemizde 19 yıldır
politik tiyatro yapıyoruz. Şimdiye değin baskının her
türünü gördük. Saldınlara uğradık. Tiyatrolara her yıl
yapılan devlet yardımına başvurmadık. tstemedik. Çünkü
biz devlet yardımı ile yaşamak değil, halkın desteği ile
yaşakak ve halkın tiyatrosu olarak kalmak istiyonız. Bize
yasal haklanmızı versinler yeterf'
ÖDÜL
Yıkrı yazar ve sanatçıları
• ANKARA (AA) — Türkiye Yazarlar Birliği Yönetim
Kurulu'nca belirlenen, 1990 yılının başanh yazar, fikir
adamı ve sanatçıları açıklandı. 1990 yılı üstün hizmet
ödülünün Kani Karaca ile Ali Ulvi Kurucu'ya verilmesi
kararlaştırıldı. Roman dalında "Dünyayı Dolduran
Kiraz" adh yapıtıyla Şükrü Karaca, şür dalında "Şehir
Konuşmaları" adlı kitabıyla Hüseyin Atlansoy, hikâye
dalında "Tanımaz" adlı yapıtıyla Halime Toros, fikir
dalında Nihat Genç ödül kazandı. Nevzat Yüksel çocuk
edebiyatı dalında ödül kazanırken çeviri dalında "Aklı
Kanşıklar Için Kılavuz" adlı çevirisiyle Mustafa özel,
hatıra dalında "Tasmalı Çekirge" adlı yapıtıyla 1. Berduk
Olgaçay, kitap yayıncılığı dalında "Türk Klasikleri -
Divanlar Serisi" yayınıyla Akçağ Yayınevi, deneme
dalında "Halk ve Divan Şiirinin Müşterekleri Üzerine
Denemeier" adb çalışmasıyla CemaJ Kurnaz ödüle değer
bulundu. "Sanat ve Edebiyat Yazjları" ile Prof. Dr.
Orhan Okay'a eleştiri dalında ödül verilirken, araştırma
dalında "Hürriyet ve ttilaf Fırkası" adlı çabşmasıyla Ali
Birinci, inceleme dalında "Ayet ve Slogan" adlı kitabıyla
Rusen Çakır, basın-karikatür dalında Necdet Konak,
basın haber-röportaj dalında Tercüman gazetesinde
yayımlanan Körfez haberleri nedeniyle Selahattin
Sadıkoğlu, radyo programları dalında da "Bir Efsanedir
Anadolu" adlı programıyla Sabahattin Yaşar ödül
kazandılar. Televizyon yapımian arasında, drama dabnda
"Can Şenliği" adb çabşmasıyla yönetmen Tunca Yönder
ve filmin oyuncu kadrosu, belgesel dalında "Turkuaz"
adlı çabşmasıyla Güneş Karabuda, TV haberciliği
dabnda, "Profil" programıyla Cevat Taylan, müzik-
eğlence programlan dalında "Bizim Eller" adh yapımla
Ali Bozkurt ve Ahmet Çelenk, sinema dabnda "A, Aay"
fîlmiyle Reha Erdem, miizik dalında da yıl içinde
gerçekleştirdiği çabşmalarla özdemir Erdoğan başanlı
bulundular.
OPERA
SutherlancTııı son gö§terisi
• LONDRA (AFP) — Dünyanın en iyi sopranolan
arasında yer alan Joan Sutherland, Londra Krabyet
Opera Evi'nde geçen pazartesi son gösterisini sundu. 64
yaşındaki sopranoya tenor Luciano Pavarotti ve mezzo
soprano Marilyn Horne da eşlik etti. Üçlü, Johann
Strauss'un "Die Fledermaus-Yarasa" adb operasının ikinci
bölümünü seslendirdi. Ingiltere'nin yeni Başbakanı John
Major ile esinin de katıldığı gecede biletler 190 dolara
satıldı. Major'ın eşi Norma Major'ın ünlü operacı Joan
Sutherland ile ilgili bir kitabı buiunuyor.
KARIKATUR
Çizgilerle 'kavga'
I Kiiltiir Servisi — Karikatürist Kamil Yavuz, Sovyetler
Birliği'nin özerk Tataristan Cumhuriyeti'nde ilk defa
düzenlenen "Sabantuy Uluslararası KarikatUr
Yanşması'nda başarı ödülü kazandı. Konusu 'kavga'
olarak belirlenen yarışmanın Ruslardan oluşan jürisi 500
kadar yapıt arasmdan 12 ödül sıralaması
gerçekleştirmişti. Dördü uluslararası olmak üzere bu
ödülle on beşinci ödülünü alan ve bugüne dek 6 kişisel
sergi açan Kamil Yavuz'un bir karıkatürü de halya'da
sürekli sergilenmek üzere bir müzeye alındı.
MÜZİK FILİZAÜ
22 yaşındaki kemancı Cihat Aşkın, 1990 sonunun parlayan yıldmydı
Gençlerin bîrinci kulvanndaBir din adamımn oğlu
olan Cihat Aşkın,
önce geleneksel Türk
sanat ve halk müziği
öğrenimi görmüş.
Bekir Sıtkı Sezgin,
Alaeddin Yavaşça,
Niyazi Sayuı, Zehra
Bilir'den tat alıyor.
Öğrenimini Londra'da
sürdüren Aşkın,
"Bach çalabilen her
şeyi çalabilir" diyor.
22 yaşındaki kemancı Cik*t
Aşkın, genç kuşak yetenekler
arasında birinci kulvarda koşu-
yor. İki yıldır Londra'da çahş-
malannı sürdOrmekte olan Ci-
hat, 26 aralık çarşamba akşamı
Istanbul Belediyesi Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda piyanist
Metaru Ensari eşliğinde verdiği
resitalde Beetboven'ın Op. 12,
No. 1 Re Major Sonatı'nı, J. S.
Bach'ın Solo Keman tçin No. 2
Re Minör "Cnaconne"lu Parti-
tası'nı, daha sonra Yalçın Tura-
nın Baladı'nı ve son olarak da
J. Brahms'ın Op. 108, No. 3 Re
Minör Sonatı'nı yorumladı.
Cihat Aşkın, "Altı sene evvel
verdigim ilk konserim, tesadü-
fen 26 Aralık 1984 tarihiiK denk
geliyordu. Altı sene sonra yine
26 Aralık 1990 tarihinde meslek
hayatımın ikinci 'debul'sü ola-
rak tanımlayabileceğim konseri
bnrada verdinT diyor. Ertesi ak-
şam, yani 27 arabkta yine aynı
salonda bu kez Istanbul Devlet
Senfoni Orkestrası eşliğinde ve
Japon şef Yoshinao Osvv» yö-
netiminde yılın son konserini ve-
riyor ve bu yeni yıl konserinde
Sarasate'nin Zigeunervveisen'i,
Wieniawski'nin Polonezi,
Rimski-Korsakov'un Annın
Uçuşu gibi parlak virtüozite
parcaları çahyordu. Aşkın, ay-
nı eserleri, Paganini'nin Moto
Perpetuosu'nu da katarak 28-29
aralık günleri AKM'deki olağan
hafta sonu konserlerinde yo-
rumladı ve bir hafta boyunca
dört gün arka arkaya dört kon-
ser vermiş oldu.
Cihat Aşkın'ın ailesi aslen
Çanakkale-Bigalı. Annesi, Bi-
rinci Dünya Savaşı öncesi Bul-
garistan'dan göçen Türklerden.
1955 yılında aile Istanbul'a gel-
miş. Din adamı olan babası
emekli olduktan sonra hat sana-
tına merak sarmış. Ailede özel
bir müzik merakı yokmuş, ama
güzel sesler mebzulmuş. Cihat-
ın müzik yeteneği ise ilkokul sı-
ralannda keşfedilmiş. Üçüncü
sınıfta okul korosunu yönetme-
ye, besteler yapmaya ve mando-
linin tellerini kendine göre akort
etmeye başlamış.
11 yaşında ailesinin yerinde
kararıyla müzik eğitimini seçen
Cihat, Türk Müziği Devlet Kon-
servatuvarı'na yazılmış. Cihat,
bu okulda hem geleneksel Türk
sanat ve halk müziği hem de
evrensel müzik kuramlannı bir
arada öğrendiği için kendini
şansb buluyor. Her iki dUnyanuı
da birbirinden ayn tutulmasma
üzülüyor.
"Ben kendi müzigimizi bHryo-
rum. Ne abartıldığı kadar eşsiz
ne de yok addedilecek kadar kö-
tü bulu>orum nıüziğinmi. Onu
gercek yerine oturtmamız g<rek.
Ben saz eserlerini doğru üslup-
la çalmayı Cevdel Çagia'dan ög-
rendirn. Tamburi Cemil Bey'in
pfaıklanna hayran kaldım. Halk
törkülerini çeşitli tarzlarda ve
lebçelerde sovlemeyi öğrendim.
Geleneksel müziğin çeşnisi
önemli ve bu müziğin kaliteiisin-
YELIN
SON
KONSERİNDE —
Kemancı
Cibat
Aşkın,
yıün
son
konserini
Japoo
şef
Yoshinao
Osawa
vönetimiadeki
Istanbul
Devlet
Senfoni
Orkestrası
eşliğinde
verdi.
(Fotoğraf:
Ibrahim
Giinel)
den tat alıyoram. Örneğin, Be-
kir Sıtkı Sezgin, Alaeddin Ya-
vaşca. neyzen Niyazi Sayın gibi
ya da Neriman Tüfekçi ve Zeh-
ra Bilir gibi üslubu bilenlerden
tat alıvorum. Ama artık Şark
zihnij-eti mi desern bilmiyonım,
eğitüne yelerince egilinmedigin-
den olsa gerek dttnya slaodart-
lanna uymayan oygulamaian-
mızla hızla bir çöküntüye
gidiyoruz" diyor Cihat.
Cihat Aşkın, Istanbul Teknik
Üniversitesi Türk Müziği Devlet
Konservatuvan'nda 1979-89 yıl-
lan arasında on yıl Ayfaan Tu-
ran'ın öğrencisi olarak "hızlı ke-
man egitimi" gördü. Cihat, ho-
casınm "..her ögrepcinin yetne-
ğioe göre bir şeyler verdiğini,
teknige, bedenin doğru kullanıl-
masına, kondisyona çok önern
verdiğini" vurgularken, "bep
onun kontrolünde ve büinçli
olarak çauştığını, özeflikle Bach
yorumu üzerinde çok durduğu-
nu" söylüyor ve ekliyor: "Sah-
nede Bacb çalabilen insan her
şeyi çalabilir."
Cihat, müzik üzerine, hayat
üzerine, kültür üzerine, bibm ve
felsefe üzerine, sanatın tümü
üzerine sürekli düşünüyor ve
amaamn müziğin en iyisine ula-
şana kadar çabşmak olduğunu
vurguluyor. Belki yaklaştıkça
uzaklaşan bir hedef bu, ama
durmaksızın amacına doğru
yaklaşmaya kararb Cihat ve ün-
den, şöhrerten daha da önce gü-
zel müzik yapabilmek önemli
Cihat için.
Cihat'ın bir güzel yanı da ken-
di yaşıtlan ile yakın ve sıcak iliş-
kiler kurmak için çaba gösteri-
yor olması. Londra'da kendisi
gibi keman öğrenimi gören Işın
Çakmakçıoğlu ile birlikte oturu-
yor. "Geucler birbûierine deslek
obnalT diyor Cihat. "Birbirimi-
zin calışmalannı, gelismeleri il-
giyle izliyonız ve birbirimize
yardını etmek zonındayız."
Büyüklerinin içıne düştükle-
ri hatalara düşmemeye kararb
Cihat; diyor ki: "Türk insanı
çok yetenekli, ama beynimizi
doğru kullanmıyoruz. Beynimiz
bep küçük besaplarla meşgul.
Birinin >-aptığını, oteki mutlaka
bozujor Türkiye'de. Oysa bakı-
yonun burada eğer bir Macar iyi
bir konser vermişse hemen öte-
ki Macariara aynı olanaklan
sagJama yolları aramaya başlı-
yor. Yabudiler de öyle, aralann-
da müthiş bir dayanışma var.
Biz de onlan örnek alıp, aynı
dayanışmayı göstenneliyiz."
1990 yılının haziran ayında
"Percy Coates", "Leonard
Hirsch' ve "Isolde Menges"
ödüUerini kazanan Cihat Aşkın,
önümuzdeki yıl Yalçın Tura'nın
Keman Konçertosu'nu yorumla-
mayı planlıyor. Kendisuıe yeni
yılda başanlar diliyoruz.
Yeni yılın ilk ayı müzikseverler için oldukça yoğun geçecek
91, Gençlik Konserleriyle açılıyortstanbul Devlet Senfoni'nin hafta sonu
konserlerini Yusuf Güler Aksöz yönetecek.
İzmir Devlet Senfoni'nin ilk solistleri Fausto
Zadra ve Idil Biret olacak.
CHOPIN ÇALACAK — Piyanist İdil Biret, tzmir'deki konserinde ve İstanbul'dakiresitaUndeCbo-
pin'in yapıtlannı yorumlayacak.
Kültür Servisi — Yeni yılın ilk
ayı, müzikseverler için oldukça
yoğun geçecek. tstanbul Devlet
Senfoni Orkestrası, ocak ayının
ilk konserini Yusuf Güler Aksöz
yönetiminde verecek. Kemancı
Ersun Kocaoğtu ile Ufuk-Bahar
Dördüncü piyano ikilisinin so-
listlik yapacağı hafta sonu kon-
serlerinde CoreUi'nin "Saraban-
da - Gigue - Badinerie"si, Men-
delssohn'un Keman Konçertosu
ve Saint - Saens'ın "Hayvanlar
karnavalı" adb yapıtı sunula-
cak. 4-5 ocak tarihlerinde ger-
çekleştirilecek konserler "G«eııç-
lik KonserlerT basbğını taşıyor.
Izmir Devlet Senfoni Orkest-
rası'nı ise yeni yılın ilk konser-
lerinde Ercan Yenal yönetecek.
Hafta sonu konserlerinin solist-
Iığini piyanist Fausto Zadra ya-
pacak.
İzmir Devlet Senfoni Orkestra-
sı 11 ve 12 ocak tarihlerinde ise
piyanist İdil Biret'e eşbk edecek.
Yusuf Güler Aksöar'ün yönetece-
ği konserlerde F. Tuzüo'ün Türk
Kapriçyosu, Chopin'in 2. Piya-
no Konçertosu ve Hacaturyan^
uı "Spartakus" bale suiti seslen-
dirilecek. Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda ocak ayııun
ilk konseri ise İdil Biret - Mic-
hael Ponti piyano ikilisine ait.
ABD'li piyanist Ponti ve Biret
konserlerinde Saint - Saens,
Rahmaninov, Arensky ve
Brahms'ın yapıtlannı yorumla-
yacaklar. Konser salonunda 5
ocak günü Michael Ponti'nin re-
sitaJi, 6 ocak günü ise İdil Biret-
in "Chopin" resitali yer alacak.
Çigdem Yonat (keman), Ersin
Pamukçu (viyola), Melih Balçık
(kontrbas) ve Dilek Yonat'tan
(piyano) oluşan topluluğun oda
müziği konseri ise 13 ocakta
dinlenebilecek. Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nun ocak ayı
konserleri 16 ocakta Alexander
Simeonidis yönetünindeki Ati-
na Senfoni Orkestrası'nm kon-
seriyle devam edecek. Konsere
piyanist Janis Vakarelis sobst
olarak katılacak. 17 ocakta or-
kestra kemancı Suna Kan'a eş-
lik edecek.
Cem Behar'ın 'Ali Ufkî ve Mezmurlar'ı önemli bir araştırma kitabı
DedektiftitizligîylebilimsellikProfesör Dr. Galtekin Oraa-
say'm Kasun 1989'da vakitsiz
denecek kadar erken ölümü
Türk müzikolojisi alarunda çok
vahim bir boşluk bıraktı ne ya-
zık ki. Evrensel boyutlarda bi-
limsel müzikoloji çabşmalan
yapan ve yaymlayan Prof. Dr.
Cem Behar ise aslında müziko-
loji profesörü obnayıp, Boğazi-
çi Üniversitesi İktisat Bölümü
Başkanı. Cem Behar'ın Pan Ya-
yınabk tarafmdan yayımlanan
Ali Ufki ve Mezmnrlar adlı
araştmna kitabı, sürükleyici bir
dedektif romanı kadar merak
uyandıran, ama bunun yanı sı-
ra ciddi bir bilimsellüde ele alın-
mış, akıcı üslûbuyla sıradan
okuyucuyu bile kendine tiryaki
edebilecek bir kitap.
"Ali Ufkî, 17. yüzyılın baş-
lannda Galiçya'nın Lvov ken-
tinde dogmuş, iyi eğitim gör-
müş; Latince. Yunanca ve mü-
zik bikn, asıl adı VVojciecb Bo-
bowski olan bir Polonyalı idi.
Osmanblara esir düşüp İsUn-
bul'a getirildiğinde 30 yaşlann-
daydı. thtida edince Ali adını al-
dı, şürkrinde de Ufki mahlası-
nı kuliandı.... Saray MeşkhSM-
si'pde hânende ve santûri olarak
uzun yıllar çalıştı. Müzikten an-
layan, yetenekli biriydi ki ardın-
da musikiye ilişkin en az üç el
yazması bırakmıştı." (Cem Be-
har: Ali Ufki ve Mezmuriar,
Pan Yayıncılık: II, Ekim 1990,
sayfa 7)
165O'b yıllarda Topkapı Sa-
rayı'ndaki Meşkhane'de görevli
"Ali Ufkî 17. yüzyılın
başlarında Galiçya'da Lvov
kentinde doğmuş, iyi eğitim
görmüş, asıl adı Wojciech
Bobovvski olan bir Polonyalı
idi. Osmanlılara esir düşüp
İstanbul'a getirildiğinde 30
yaşlarındaydı. İhtida edince Ali
adını aldı, şiirlerinde de Ufkî
mahlasım kuliandı. Saray
Meşkhanesi'nde hânende ve
santûri olarak uzun yıllar
çahştı. Ardında musikiye ilişkin
en az 3 el yazması bırakmıştı..."
iken notaya aldığı yüzlerce peş- Saray'daki çeşitli görevleri -ki ve en önemü belgeye imzasuu
rev, saz semaii, türkü, beste ve bunlar arasında müzik dışında .atmıştır. Cem Behar'ın bu de-
ilâhi ile Ali Ufkî, Türk müzik sürdürdüğü tercümanbk da var- ğerli araştırmasının, müzisyen
tarihinin en önemli kişilerinin ihtida etmiş biri olmasına rağ- okuyucu için Uginç olduğu ka-
men lstanbul'da oturan veya-dar ibret verici sayfalan arasın-
gebp geçen Avrupah Hıristiyan- da Ali Ufkî'nin "Saray-ı Ende-
* - •
^*-#-
başında gelir. Cem Behar araş-
tırmasında, "Mecmua-yı Saz u
Söz" adını taşıyan bu nota der-
lemesinin el yazmasının Lond-
ra'daki British Museum'a nasıl
intikal ettiğini, daha önce de de-
ğindiğimız gibi dedektif titizli-
ğiyle elde ettiği ipuçlannı değer-
lendirerek buluyor ve eserin
1675 yılında lstanbul'da başla-
yıp, 1753 yıbnda Londra'da Bri-
tish Museum'un Sloane Kolek-
siyonu'nda sona eren macerası-
nı, bilimselliğe hiç gölge düşür-
meden, akıcı üslûbu ile heyecan-
lı bir biçimde okuyucuya sunu-
yor.
AL" Ufkî'nin doğum tarihi ve
İstanbul'a geüşi, hangi tarihler
arasında Saray'da bulunduğu.
larla kûrduğu ilişkiler, en ünlü
eseri olan Kitab-ı Mukaddes'in
Türkçe çevirisi serüveni, ölüm
tarihi ve nerede öldüğü konula-
nnda çok aynntılı belge tarama-
sı ve karşüaştırması yapmış olan
Cem Behar'ın bu çalışması, ay-
rıca geniş tutubnuş Kaynakça ile
de hem Türk müziği tarihi hem
de Batı'da Türkler hakkında ya-
zılmış kitap ve metinler toplamı
açısından büyük önem taşıyor.
Ali Ufkî, "Mecmua-yı Saz u
Söz" adb derlemesiyle 17. yüz-
yılın ortalannda İstanbul'da ça-
bnıp okunan Klasik Türk Mü-
ziği eserlerini notaya aJmış ve
Osmanlı müziği hakkındaki ilk
rûn'uD Meşkhanesi"ni anlatan
bölüm çok aydınlatıadır.
"Meşkhane, musiki talim
edilen odaya denir. Akşama ka-
dar açık olan bu odaya oda mü-
zikçileri ile askeri müzikçiler
musiki meşketmeye geürler.
İçoğlanlar da gelip üstadların(
karşısına otururlar. Kâh saz eş-
liğinde kâh sazsız, kendilerine
en hoş musiki eserleri ogretilir.
Musiki bep ezbere ögreni-
lir, yazılabilmesiyse neredeyse
mucize gibi görülür. Bense ders
göriirken ögrendiklerimi unut-
mamak için kapar, hemen no-
taya alırdun. Bu yeteneğimi gö-
ren bir çok Türk üstadı beni
takdir ederdi. Bunun üzerine
'erbaşı', yani içoğlanlan koro-
sunun başı tayin edildim. Bun-
lar, ögrendikleri saz ve söz eser-
lerini çok sık unutnrlar, bafıza-
lannı tazelemem için bana baş-
vururlar ve müteşekkir
kaJıriardı" diye yazıyor Ali Uf-
kî. (a.e. sayfa 44)
Ali Ufkî 1650'lerde Türk mü-
ziğini ilk kez notaya almış, ara-
dan yaklaşık elli yıl geçmiş, bu
kez de bir Moldavyab, Boğdan
Prensi Demetriııs Cantemir
(1673-1723), 1687 ile 1700yıüan
arasında yaşadığı lstanbul'da
Türk müziği ile ilgilenmiş ve o
dönemin Türk müziğini notaya
almış, kendisi de özgün Türk
müziği besteleri yapmış.
Her iki yabancının Türk mü-
ziğini notaya alarak belgeleme-
si, Türk müzığinin asıl sahiple-
rini yüzyıllar boyunca hiç ilgi-
Iendirmemiş, ancak 20. yüzyıla
gelindiğinde Ali Ufkî, Dimitri
Cantemir gibi yabanalann yap-
tıklan işlerin önemi kavranır gi-
bi ounuştu.
Cem Behar, Ali Ufki ve Mez-
murlar adb kitabında, bu ilginç
Poionyaiı'nın "ardında bıraktı-
ğı üç müzikal metinden birini",
besteli 'Mezmur"lar el yazması-
nı bütünüyle değerlendirip me-
tin ve nota transkripsiyonlannı
yaparak gerçek bir bilimsel mû-
zikoloji çalışması örneği veriyor
ve "Ali Ufkî'nin hâlâ bir bütün
olarak incelenmeyi bekleyen
"Mecmua-yı Saz u Söz" üne,
Türk müziğiyle ilgilenen tüm ki-
şilerin dikkatini çekiyor.
KielMartiıı
öldti
• CALIFORNIA (AFP) —
Emmy ödüllü televizyon
djzisi "Hill Street Blues"da
bir dedektifı canlandıran
Kiel Martin, akciğer ,
kanserinden öldü. Oyuncu
46 yaşındaydı. Yetkililerin
yaptığı açıklamaya göre
John "J. DT La Rue adb
dedektifi canlandıran
Martin, geçen cuma günü
annesiyle birlikte
yaşadıkiarı evinde yaşamım
yitirdi.
'Duygulann
izdtişümleri?
• Kültür Servisi — Ali
Koçak'ın resim sergisi 7
ocakta Ayşe Takı
Galerisi'nde açılıyor.
Sanatçı resimleriyle ilgili
"Biçimler, renkler
aracılığıyla kendimi ve
mutluluğu arama
çabalarım, duygu dünyamın
izdüşümleri ve
renklendirilmiş rdntgen
fılmleridir" diyor. 1954
Tokat doğumlu olan
sanatçı, 1973 yılında girdiği
Devlet Tatbiki Güzel
Sanatlar Yüksekokulu'nu,
üç yıllık seramik
öğreniminden sonra bıraktı.
1986 yılmdan bu yana
çabşmalarını Maltepe'deki
atölyesinde sürdüren Ali
Koçak çeşitli karma
sergüere katıldı. Sanatçının
ikinci kişisel sergisi 31 Ocak
1991'de sona erecek.
Cadillac Man
• Istanbnl (UHA) —
"Cocktail", "Çıkış Yok",
"Marie" gibi yapımlarından
tanıdığımız Roger
Donaldson'un
yönetmenliğbıi yaptığı,
senaryosunu Ken
Fridman'ın yazdığı Cadillac
Man 4 ocakta gösterime
giriyor. Robin VVilliams'm
Cadillac satıabğı yapan
Joey O'Brian'ı canlandırdığı
fibnde, hem işini hem de
kadınları seven, sonunda
her şeyi birbirine katan
Joey'un yaşamı anlatıbyor.
Filmde diğer rolleri, Tim
Robbins, Pamela Reed,
Fran Drescher paylaşıyor.
Bektaş'dan
^Onu Birden'
• Kölrör Servisi —Cengiz
Bektaş, 30 yılhk şiir
birikimini bir kitapta
topladı. "Onu Birden"
adını taşıyan kitap,
Bektaş'ın bugüne dek
yayımladığı 9, ilk kez
yayımlanan 1 şiir
kitabından oluşuyor. Yeni
kitabı dolayısıyla Bektaş,
"Şiirsiz bir mimarlığı
düşünemiyorum. Şür bir
yaşama, algılama biçimi
çünkü. İnsana değjn her
şey öyle algılanmalı. Şiirin
de bir mimarlığı vardır"
dedi.
Ürftin resimleri
• Kültür Servisi — Ulker
Ün'ün resim sergisi 4 ocak
günü Galeri Nev'de açılıyor.
1962 Tekirdağ doğumlu
sanatçı resim calışmalannı
1984'ten beri Mehmet
Güleryüz'le sürdürüyor.
Ün'ün Galeri Nev'deki
sergisi 23 ocaka dek
sürecek.
Horiıorlda
• Kültür Servisi — Fatih'te
Horhor Bitpazan'nda
faaliyet -gösteren Horhor
Sanat Galeresi'nde 5 ocakta
Eşref Üren sergisi açıbyor.
Sergide, 1984 yıhnda
kaybettiğimiz devlet
sanatçısı ödüllü Eşref
Üren'e ait yakJaşık 50 eser
bulunuyor. Galeri
yöneticileri tarafından
hazırlanan gazetede ise
sanatçının yaşamı, sanatı ve
resim hakkındaki
görüşlerini içeren bilgiler
yer alıyor.
Cticenoğlu
belediyede
• Kültür Servisi —
Tiyatro ve TV yazarlan
Derneği Genel Sekreteri
Tuncer Cücenoğlu,
Bakırköy Belediyesi Eğitim
Kültür ve Sosyal İşler
Müdürlüğü'ne getirildi.
Geçen hafta göreve •
başlayan Tuncer Cücenoğlu
bu göreve atanmasıyla ilgili
olarak şunları söyledi:
"Bilindiği gibi Bakırköy
Belediyesi 26mart
seçimlerinden bu yana en
örnek çabşmaları yapan
belediyelerden birisi.
Başkan Sayın Dr. Yıldınm
Aktuna ve başanlı ekibi ile
birlikte çabşmak hem onur
verici hem de zevkli oluyor."
BüGÜN
• Kartpostal sergisi Eski
lstanbul'da Meslekler
Kartpostal Sergisi bugün
Atatürk Kitaphğf nda
açılıyor.